22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tofaş'tan sel yardıım • İSTAıNBUL (ANKA) - Tofaş Oto Ticaret AŞ yoğun yağışlar nedeniyle tamamen su altında kalan ve hasar gören otomobillerin tamirine yardım edeceklerini açıkladi. Tofaş Oto Ticaret AŞ'den yapılan yazılı açıklamada, yoğun yağışlar nedeniyle selde kalan otomobillerin hasar tespitlerinin yapılmasından sonra elektrik ve döşeme aksamlanndaki hasann onanmı için yardım edecekleri bildirildi. Çeşme Turban 3. kez ihalede • ANKARA(AA)- Özelleştirme tdaresi Başkanhğı (ÖİB), daha önce ikj kez ihaleye açtığı, Turban Turizm A.Ş.'ye ait Çeşme Oteli ve aneksi ile Çeşme Oteli lojmanlannı ûçüncü kez ihaleye açıyor. Söz konusu ihale için 17 temmuz pazartesi gününden itibaren duyuruya çıkılacağı belirtilerek ihaleye katılmak isteyenlerin, tekliflerini 9 ağustos çarşamba günü saat 17.00'ye kadar ÖlB'ye vermeleri gerektiği kaydedildi. 1996bütçe rehberi • ANKARA (AA)- Maliye Bakanı tsmet Attila. "Ekonomimizde hızlı bir büyüme ortarrunın sağlanması, toplumumuzun yaşam seviyesinin yükseltilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi için ülkemiz kıt kaynaklannın verimli bir şekilde kullanılması ve katnu harcamalannın büyük bir titizlik içinde yapılması önem taşımaktadır" dedi. Vergi yüzsüzteri ifan edHiyor • ANKARA (AJNKA)- Kamuoyunda "yüzsüzler" diye nitelendirilen, devlete olan 200 milyon lirarun üzerindeki vergi borçlannı ödemeyenler, 17 temmuz pazartesi günü kamuoyuna açıklanacak. Vergi daireleri, ilan edecekleri listelerin hazırlıklannı tamamladı. Her vergi dairesinin ayn ayn hazırladıgı vergi yüzsüzleri listesinde, 31 Aralık 1994 itibanyla kesinleşmiş ve 3 temmuza kadar ödenmemiş 200 milyon lira ve üzerinde devlete borcu bulunanlar yer alıyor. CHPr Tekel'deki harcamalann peşinde • ANKARA (ANKA)- CHP Kırşehir Milletvekili Coşkun Gökalp, Başbakan Tansu Çüler'e, İekel Genel Müdürlüğü'nce yapılan reklam harcamalan konusunda bilgi vermesi için soru önergesi yöneltti. Gökalp, Tekel Genel Müdürü'nün 1995 için 750 milyar lira reklam harcaması aynldığını açıkladığını hatırlattı. Gökalp, bu parayla ne tür reklamlann yapıldığını planladığını, 94 ve 95'te reklamlann hangı firmalara, şahıslara ve miktarlarda verildiğini sordu. KOBİ'tene ECU teşvüü lİSTANBUL(ANKA)- Küçük ve Orta Boy Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme Idaresi Başkanı Hilmi Develi, gürnrük birliği nedeniyle Avrupa Birliği'nden gelecek mali yardımın 375 milyon ECU tutanndaki bölümünün proje kredisi olarak küçük ve orta boy işletmelere kullandınlacağını bildirdi. Köprütere yeni sistem • ANKARA (AA)- Boğaziçi köprülerinde araç geçişini "manyetik kartlarla" sağlayacak yeni bir sistem oluşturuluyor. Proje çalışmalan yaklaşık iki yıl önce Karayollan Genel Müdürlügü tarafından başlatılan, köprülerdeki araç trafık yüküne büyük ölçüde çözüm getirecek oJan "Telepast Sistemi"ne, yıl sonuna kadar Istanbul Boğaz ve Fatih Sultan Mehmet köprülerindeki sol kulvarlarda yer alan 3'er adet gişede geçilecek. Kemiksiz et ithalat iznini iptal eden metindeki iki kelime, yapılan bağlantılann da önünü kesti Et yurgunıınun clili dolaşbOZGURULUSOY Türkiye'de hayvancılık sektörünü öl- düreceği vurgulanan "kemiksiz et ithala- n" izni, Resmi Gazete'deki tebliğ ile ip- tal edilirken, kullanılan ifade, bugüne dek yapılan bağlantılann da sonuçsuz kalma- sına yol açıyor. 7 Temmuz 1995 tarihli Resmi Gazete'de çıkan Tanm ve Köyiş- leri Bakanlığı'nın ithal müsaadesini dur- duran tebliği ile, Tanm Bakanlığı'ndan ithal için kontrol belgesi almış olan firma- lann, bankalardan henüz almadıklan itha- lat müsaadelerinin önü kesiliyor. 24 haziranda yayımlanan tebliğe göre, fımıalann et ithalatı yapabilmesi için ön- ce Tanm Bakanlığı'ndan kontrol belgesi, ardından da bankalardan ithal müsaadesi alması gerekiyordu. İptal karannda bilerek ya da bilmeder yer alan "Bu tebtiğin yayınundan önce kemik- siz et ithalatı için bakanhğımızdan aunmış olan kontrol belgeieri geçeıii olup, bundan böyle kemiksiz et fthaiaO için ithal müsaadesi durdurulmuşrur" şeklindeki açık- lama. bankalann ıthalat izni vermesini önlüyor. Tanm Bakanlıgı'nın bu tebliği Turkiye'deki hayvan varlığının tükenmemesi için çaba gösterenler arasında sevınç yaratırken. ithalat tebliğinın çıkması için ısrarlı bir tutum benimsediği öne sürülen DPT Müsteşan Ne- cati Özfirat'm çabalan da boşa çıkmış oldu. Özfırat'm, Meclis'teki muhalefete rağmen, Tanm Ba- kanlığı nezdindeki çabalanyla kemiksiz et ithalatı teb- liğini gündeme getirdiği öğrenildi. Tanm Bakanlıgı'nın DPT Müsteşan Necati Özfirat suçlanıvor. kımi yetkililerinin "Bu vatana ihanet- tir" itirazlanna karştn Özfirat'm ısrarlı baskılan sonucu. önce 13 bın ton ke- miksiz et ithalatına izin verildiği bildi- rildi. Gelen tepkiye rağmen Özfırat'ın, it- halatla ilgilı turumunu sürdürüp, iznin ıptali için önce miktar sınırlaması öner- diği, ancak bunun Tanm Bakanlığı bü- rokratlannca kabul edilmemesi üzeri- ne, bekleyen başvurulann tümüne izin verildikten sonra ithalat izninin kaldınl- masına razı olduğu iddia edilıyor. Bu şekilde. başlangıçta 13 bın ton olan et ithalatınm. 50 bin tona kadar yükseldi- ği ifade ediliyor. Yapılan hesaplamaya göre kilo başına 100 bin lira kazanç el- de edecek ithalatçı firmalann 13 günde bu işten toplam 5 trilyonluk kazanç saglanmış oluyor. Sektördeki fımıalann ithalat miktarlan da üretim ka- pasıtelerinin birkaç katına ulaşıyor. Bu da spekülatif it- halatın sözkonusu olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin şu anda 1 -2 bin tonluk üretimi olduğu kaydedilen Aytaç'a 20 bin ton, yılda ortalama 7 bin tonluk üretim yapan Pı- nar'a 15 bin ton, bin ton üretim kapasitesi olan Van Et'e de 5 bin ton ithalat izni verildi. Ikı haftahk sürede, Av- rupa Birliği'nın de vergi iadesı ile desteklediği ithalat sayesinde önemli kazançlar sağlayan firmalann, arka- dan çok sayıda fırmanın bu olanaktan yararlanma ça- bası ve ithal et miktannın artmasıyla fıyat avantajının kaybolması sonucu, uygulamanın kaldınlması yönün- deki girişünleri dikkati çekti. Vardarlı, planm hedefini yorumladı: Halka uşaklık layıkgörüldü Ekonomi Servisi - Gerek 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'ndaki hedefler, gerekse bu- nun bir yansıması ola- rak gündeme gelen yanlış ithalat politika- lan, sanayicilenn sab- nnı taşırdı. Türkiye Süt, Et Gıda Sanayıci- leri ve Üreticileri Bir- liği (SETBİR) Başka- nı Doğan Vardarlı, Meclis'te görüşmeleri SF.TBİR Başkanı Yardarh. deniyor. AB'ye en- tegrasyondan Avru- pa ülkelerine uşak- lık etmek anlaşılı- yor. 2030 yılında AB'nin yarattığı katma değerden uşaklık yaparak da- ha fazla pay almayı hedeflemek yerine, ülkemizin 35 yıl son- ra getireceği katma değerden çevre ül- kelerin insanlarına süren Kalkınma Planı Taslağı'nın iç göç sorununa hiçbirçözüm getirme- diğıne dikkat çekerek, taslağm "Türkiye'yi kaosa sürükleyecek" nitelikte olduğunu ilen sürdü. Plan taslağmdaki. Avrupa'da do- ğacak işgücü açığının Turkiye'deki insan kaynağı ile karşılanmasını ön- gören maddeyı eleştiren Vardarlı, "Siz köyden kente gelin, biz de si- zi Avrupa Birliği'ne yollavalım, ve işçilerine pay vennek hedefien- meliydi" dedi. Planda hayvancılık ve tanmın geliştirilmesine dair hiç- bir hedefin yer aimadığına işaret eden Vardarlı, "Türkiye'nin çıkışı ithalat değil, üretimdir" dedi. Var- darh. kalkınma planının hazırlanış sürecı içinde SETBlR'ce DPT'ye gönderilen önerilerin dikkate alın- mamasını da anlayamadığını kay- dettı. Ithalatla ihracat arasındaki fark mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 372.2 arttı Dış ticaret tehlike sinyafleri veriyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin 5 ni- san kararlannın ardından gösterebildiği tek olumlu gösterge olan dış ticaret ra- kamlan da tehlike sinyalleri venneye başladı. Dış ticaret açığı mayıs ayında geçen yı- lın aynı ayına göre, yüzde 372.2 oramnda artarak 1 mil- yar 80 milyon dolara yüksel- di. Ocak-mayıs aylannı kap- sayan 5 aylık dönemde de açık geçen yılın aynı döne- mine göre yüzde 54.6 ora- mnda yükselerek 4 milyar 301 milyon dolaroldu. Ma- yıs ayında geçen yılın aynı ayına göre. hayvancılık sek- töründe ithalat miktan yüzde 573.2 oranında yükselerek 6 milyon 631 bin dolara ulaş- tı. Devlet Istatistik Enstitü- sü'nün (DlE) verilerine göre. mayıs ayında, geçen yılın ay- nı ayına göre, ithalat miktan yüzde 78.4 oranında artarak 2 milyar 584 milyon dolar düzeyine ulaşırken, ihracat miktanndaki artış yüzde 23.3 oranında kaldı. Mayıs ayındaki toplam ihracat mik- tan 1 milyar 503 milyon do- lar düzeyinde oldu. Mayıs ayında 1994yılının aynı ayına göre, yatınm maddeleri ihracatı yüzde 32.9 oranında artarak 322 Ihracat-ıthalat rakamları İhracat (milyon dolar] Ithalat Dış tic. dengesi Ihracatın ithalatı karşılama oranı 1994 1995 ocak-mayıs ocak-mayıs 6.278 9.060 -2.781 69.3 8.121 12.422 -4.031 65.4 milyon 665 bin dolar, tüke- tim maddeleri ihracatı yüzde 25.8 oranında artarak 757 milyon 707 milyon dolar. hammadde ihracatı da yüzde I3.l oranında artarak 423 milyon 405 bin dolar düze- yinde gerçekleşti. Aynı dönemler itibanyla. yatınm mallan ithalatı yüz- de 63.6 oranında artarak 721 milyon 710 bin dolar, tüke- tim maddeleri ithalatı yüzde 105.9 oranında artarak 289 milyon 144 bin dolar, ham- madde ithalatı da yüzde 81.5 oranında artarak l milyar 573 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Hayvancılık sek- töründe ithalat miktan ma- yıs ayında 1994'ün aynı ayı- na göre yüzde 573.2 oranın- da artarak 6 milyon 631 bin dolar oldu. Mayısta dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre. yüzde 372.2 oranında arta- rak 1 milyar 80 milyon düze- yine ulaştı. Yılın ilk 5 aylık döneminde ihracat miktan, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29.3 oranında ar- tarak 8 milyar 121 milyon dolar oldu. Aynı dönemler itibanyla, yatınm mallan ih- racatı yüzde 31.7 oranında artarak 1 milyar 404 milyon dolar, tüketim mallan ihra- catı yüzde 37.9 oranında ar- tarak 4 milyar 459 milyon dolar, hammadde ihracatı da yüzde 14.1 oranında artarak 2 milyar 257 milyon dolar düzeyine ulaştı. Yılın ilk 5 aylık dönemin- de, 1994'ün aynı dönemine göre, ithalat miktan yüzde 37.1 oranında artarak 12 mil- yar 422 milyon dolar oldu. Aynı dönemler itibanyla, ya- tınm mallan ithalatı yüzde 20.4 oranında artarak 3 mil- yar 321 milyon dolar, tüke- tim mallan ithalatı yüzde 30.2 oranında artarak 1 mil- yar 464 milyon dolar ham- madde ithalatı da yüzde 47.5 oranında artarak 7 milyar 636 milyon dolar düzeyine ulaştı. İKV Başkanı, 'Anayasa değişikliğinde net sonuç çıkmalı' dedi Gümrük birliği referandumla olmaz Ekonomi Servisi- Iktisadi Kalkın- ma Vakfı (İKV) Başkanı Sedat Aloğ- lu, anayasa değişikliğı görüşmelerinde gelecek haftadan itibaren olumlu bir sonuç beklediklerini, ancak sonucun referanduma götürerek Türkiye'nin se- çim atmosferine sürüklenmesine karşı olduklannı söyledi. iKV'nin yeni yürütme kurulu üyele- rini tanıtmak amacıyla düzenlediği ba- sın toplantısında, gümrük bırliğine 4 bin 94 saat kaldığını belirterek. dikkat- leri bu konuya çekmeye çalışan Aloğ- lu, bunun ön koşulu olan anayasa deği- şikliğınde referandum değıl, 300'ün üzerinde oy ile net sonuç bekledikleri- ni bildirdi. Anayasa değişikliğinin gümrük birliğine hızlandıncı etki yapa- cağını belırten Aloğlu, "İnatlaşmanın Türkiye'ye getireceği bir şey yok" di- ye konuştu. Aloğlu, anayasa değışikliğini önle- mek konusunda bazı partilerin strateıı izlediğine inanmadığînı, bu durumuı- uzun vadede sıyasileri zora sokacağın da ifade etti. "Avrupa Birliği ile iliş- kiler, gümrük birliğini ilgilendiren yasal uyumlar, kısır iç politika mal- zemesi yapılmamalı, partilerüstü bir politika anlayışı ile alınmalıdır" di- yen tKV Başkanı. gümrük birliği ortak- lığını, ülke çıkarlan açısından değer- lendıklerini belirterek, çağdaş ve öncü kesimlerin bu aniayışa sahip çıkmalan gerektiğini de söyledi. Aloğlu, Brüksere giderek Türk Bü- yükelçiliği ile strateji belırleyecekleri- ni ve Avrupa Parlamentosu üyelerine yönelik faaliyetlerini yoğunlaştıracak- lanru kaydetti. Yürütme kurulu şu isim- lerden oluştu: Sedat Aloğlu, Meral Gezgin Banş, Yıldınm Keskin, Mazhar Basmacı, Prof. Haluk Kabaalioğlu, Prof.Orhan Morgil ve Aziz Zapsu. Sedat Aloğlu: Net sonuç bekli\uruz. TİSK: Gümrük birliği için Onlem almmalı CALISMA CRUBU ( , Gümrük birliği... Yirminci yüzyıJın sonuna doğru dünya ekonomik sistemindeki en önemli gelişmelerden biri, ekonomik bütünleşme eğilimleridir. Ancak ge- lişmiş ülkelerin süriikleyiciliği ile be- lirlenen bu tür bütünleşmelerin. Tür- kiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalan üzerinde "mutiaka olumlu" bir etki yaratması ve ekono- mideki önemli sorunlann bu bütünleş- melerle birlikte kendiliğinden son bul- rnası beklenmemelidır. Bu anlamda, Türkiye ile Avrupa Topluluğu (AT) arasında oluştunılacak gümrük birli- ğinin Türkiye'nin ekonomik gelişme- si üzerinde olumlu etkisi olabilmesi, ülke içinde uygulanabilecek olan ik- tisat politikalanyla yakından ilgilidir. Türkiye-AT gürnrük birliğinin son ha- zırhklannın yapıldığı 1995 yılı, taraf- lar arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi ve bun- dan sonra izlenecek poli- tikalann belirlenmesi açı- sından son derece büyük önem taşımaktadır. Güm- rük birliğinin Türkiye açısından yararlı sonuç- lar yaratabilmesinin ko- şullannı tartışmadan ön- ce. Türkiye'nin geleceği- ni gümrük birliğinden ba- ğımsız olarak değerlen- dirmek yerinde olacaktır. GATT Uruguay Döne- mi Anlaşmasf nı imzala- yan Türkiye böylelikle ta- ™"^^^-~ rifeler yoluyla korumadan büyük öl- çüde vazgeçmeyi kabul etmiş olmak- tadır. Öte yandan EFTA ile de bir ser- best ticaret bölgesi anlaşması imzala- yarak, AT'ye üye olmayan Avrupa ül- keleri ile de gümrük vergisiz ticaret yapmayı taahhüt etmiştir. Bu ulusla- rarası jTİkümlülükler ortaya koymak- tadır ki, Türkiye AT ile gümrük birli- ğine gitmese de uluslararası serbest ticarete dahil olma konusunda karar almıştır. O halde artık yapılması ge- reken, Türkiye'nin uluslararası reka- bet ortarrunda sanayileşmesini sürdü- rebilmek için izleyebileceği yöntem- leri belirlemektir. Eger bu konuda da- ha tutarlı bir strateji oluşturulup uygu- lamaya konulabilirse, önümüzdekı dönemde gerek AT ile gümrük birli- ğinden, gerekse Uruguay döneminin sonuçlanndan en az zarar ve en çok yararla çıkılması mümkün olacaktır Bu ise, uzun dönemli kalkjnma hedef- lerine yönelmeyi sağlayacak bir stra- tejik planm hazırlanması ve ciddi şe- kilde izlenmesini gerektirmektedir. Oysa Türkiye son on beş yılda izledi- ği stratejiden yoksun politikalarla. ekonomisini ciddi bir sanayisizleşme sürecine sokmuş ve gerek üriin ve tek- noloji, gerekse sermaye kaynaklan açısından dışabağımlılığını arttırmış; öte yandan artan liberalizasyona rağ- men sanayi tekelci alışkanliğını bü- yük ölçüde korumuştur. Sözü edilen politikalann yalnızca iç dengelerde değil, dış dengelerde de ne derece ürkiye, AT ile gümrük birliğine gitmese de uluslararası serbest ticarete dahil olma konusunda karar almıştır. O halde artık yapılması gereken, Türkiye'nin uluslararası rekabet ortammda sanayileşmesini sürdürebilmek için izleyebileceği yöntemleri belirlemektir. Eğer bu konuda daha tutarlı bir strateji oluşturulup uygulamaya konulabilirse, önümüzdeki dönemde gerek AT ile gümrük birliğinden, gerekse Uruguay döneminin sonuçlanndan en az zarar ve en çok yararla çıkılması mümkün olacaktır. olumsuz etkilere yol açabileceği 1994 krizi ile ortaya çıkmıştır. Ekonominin bugün içinde bulunduğu durum, sana- yileşmeye dayalı olmayan ihracat ar- tışmdaki tıkanmanın aşılabilmesinin ve ithalata bağımlılığın azalhlabilme- sinin, 1980 yılından beri izlenen po- litikalarla sağlanamayacağını göster- mektedir. Bu anlamda, sözü edilen strateji, dış dünyadakı gelişmelerin iz- lenmesine ve böylelikle belirlenecek sektörel düzeyde seçici politikalar çer- çevesinde, sanayinin rekabet gücünü yükseltecek teknolojik gelişmeye, araştırmaya ve insana yatınma yöne- lik faaliyetleri içermelidir. Ancak bu tür bir kalkınma stratejisi uygulandı- ğı takdirde, Türkiye, gümrük biriiği- ni kendi yaranna çevirebilecektir. Öte yandan, gümrük birliği yerli sa- nayinin desteklenmesinden tümüyle vazgeçmek anlamına da gelmemek- tedir. Orneğin bugüne kadar tarife-dı- şı engeller adı verilen ve özellikle ge- lişmiş ülkelerin icat etmekte büyük maharet gösterdikleri yeni korumacı- lık yöntemleri, gümrük tarifelerinden çok daha önemli bir koruma aracı ola- rak kullanılmıştır. Her ne kadar Uru- guay Dönemi Anlaşması bu tür ön- lemlen yasaklamaktaysa da, Türki- ye'nin bugüne kadar pek başvurmadı- ğı bu karmaşık yöntemler o kadar çe- şitli ve zor fark edilir türdedir ki, Av- rupa Birliği üyesi ülkeler arasında da- hi tümüyle kaldınlamamaktadır. Bu- nun yanı sıra yine Uruguay Ro- und'unun fikri mülkiyet haklannı anlaşma çerçe- vesine alıp yalnızca AR- GE'ye yönelik teşvikleri serbest bırakması ve ge- lişmiş ülkelerin bu alana büyük kaynak ayırması, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin rekabet gü- cünü azaltabilecek yeni tür bir korumacılık anla- yışının ortaya çıktığını göstermektedir. Kısaca dünya korumacılıktan vazgeçmemiş. yalnızca bunun şeklini değiştir- ^"•"•^— miştir ve bu durum, ayak uyduramayan gelişmekte olan ülkele- ri çok güç konumda bırakmaktadır. Türkiye de, gümrük birliğini sanayi- sini geliştirecek şekilde kendi yaran- na çevirmek için, yeni teşvik sistemi- ne ayak uydurmak ve rekabet gücünü arttıncı uzun erimli, bılinçli yöntem- ler bulmak zorundadır. (*) EPÇG Ekonomi Politikalan Ça- lışma Grubu Hacer Ansal, Korkııt Boratav, Fikret Cörün. Gülten Kazgan, Ya- kup Kepenek, Oğuz Oyaıı. Izzettin Onider, Lerzan Ozkale, Şevket Pa- nıuk, Veysi Seviğ, Cem Somel, Fik- ret Şenses, EJOI Taymaz, Oktar Tü- rel, Erinç Yeldan, Nurhan Ycntürk. ANKARA (AA) - Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu (TlSK), gümrük birliğinin basanya ulaşmasını sağlayacak tedbirlerin gecikmeden alınmasını istedi. TlSK'ten yapılan açıklamada, mevcut ekonomik dengesizliklerin, dış rekabet gücü eksıkliklerinin ve sosyal sorunlann, gümrük birliğinin başanya ulaşmasını önleyecek nitelikte ve genişlikte olduğu belirtildi. Açıklamada, TlSK'in. "Avrupa Birliğı'nin Beyaz Kitaplan ve Türkiye İçin Bir Değerlendirme" başlıklı yayınındaki. "hükümerimizin her türlü kararlılıkla bu sorunlar üzerine gitmesi ve geri kalan zamanı çok iyi değerlendirmesi, hayati bir önem taşımaktadır" ifadelerine yer verildi.Yayında, AB'nin ekonomik büyüme, rekabet gücü ve istihdam sorunlannın çözümüne yönelik stratejilerle, gelecekteki Avrupa Sosyal Politikası'nın hedeflerine ilişkin Beyaz Kitaplan incelenerek, Türkiye açısından bir değerlendirme yapılıyor. tncelemede, Türkiye'nin mevcut sorunlannı aşarak, sosyal dengeleri gözeten hızh bir kalkınma trendine girebilmesi ve uluslararası yanşta başanlı olabilmesi için alınması gereken tedbirler bulunuyor. İSCİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Mahallenin NamusuMeclis, tatile girmeden anayasa değişikliklerini ge- çirmeyi başanrsa ne olur? Mahallenin, pardon Meclis'in namusu kurtulur. Da- ha doğrusu kurtulmuş gibi olur.. 12 Eyiül'ün insan haklan, demokrasi, sendikal hak- larönündeki yasaklı düzenini kaldırmak şöyle dursun, biraz aralamak üzere aylarca tartışılarak uzlaşmaya vanlmış ilk metnin bile çok gerisinde bir son metinde en sonunda uzlaşmaya vanlmış gibi gözükülüyor. Görmemişin oğlu olmuş.. örneği, bu uzlaşmaya va- nlan metin hele bir referanduma gerek kalmadan Mec- lis'ten geçsin, siz görün beylerdeki kasılmayı.".. par- tisi, lideri çamura yatmıştı. Biz, bizim lider, duruma el koyduk. Vaziyeti biz kurtardık.." Sahi Meclis'ten geçerse bu büyük demokratikJeş- me(!) çok önemli! Anayasa değişikliklerini, kime, kim- lere borçlu olacağız? Doğrusu haklannı yemeyelim, bir olumlu, bir olumsuz rol oynayarak, herkes bir şeyler yaptı. Hem şimdi anayı, babayı, ana muhalefeti, kimin, kimlerin yaptığını kurcalarsak, paylaşılamayan büyük miras nedeni ile varılan uzlaşma yeniden bozulur. lyisi mi "Herkes, bütün partiler çok çalıştı, çok ça- baladı.." deyip uzlaşma havasını sürdürmek. Kamuoyu bıkkın. Aylardır sakız olmuş tartışmalar- da, kimin neyi, ne kadar savunduğunu, kimin çomak soktuğunu anlamak olanaksız. "Ne çıkacaksa çıksın, bu kıstr döngü, tartışma bitsin" duygusu, ağır bası- yor. Tablo ortada: Sağ liberal çizgiye düşmüş sosyal de- mokratlar; sağ liberal çizginin çok gerisine, ırkçı, şe- riatçı ideolojilerin peşinde sürüklenmiş sağ partiler ve pariamenterlerden çıkacak anayasa değişiklikleri ol- sa olsa bu kadarla kalacak. Anayasa değişiklikleri olursa, bu kadannı da, Batı'nın, "Gümrük birliği suya düşmesin" dıye sermayenin zorlamasına borçlu ola- cağız. Sağ liberal geçinenlerin çoğu, hâlâ içine sindirme- yerek oy kullanmış olacak. Anayasa çıkmazı, hükümet çıkmazı ardından erken seçimi getirmese, direnecek- ter ya. Hükümet düşürmek üzere eyleme geçmiş ANAP'lılann bile -uzaktan görünmüyor- ancak "Ya gerçekten erken seçim olursa " kaygısı ile renkleri sa- rarmış bulunuyor. özeti, mahallenin namusunu kurtaracak bir anaya- sa değişikliğini başanrlarsa; büyük işler başarmış(!), çok çalışmış(!), çok yorulmuş(!) olarak uzun birtatili hak edecekler. Hele bir de arada 8. madde sorununu çö- zerlerse, nefis bir yemeğın üzerine ballı-baklava olur. Belki o zaman medyamız, yaşama dair kimi sorun- larla ilgilenmek durumunda kalır. Hükümet, ertelediği kimi sorunlara eğilmek zorunda olur. 7 aydan bu yana, hem Hükümet hem de sendikacı- lanmızın özel çabalan ile ertelenmiş bir sorunun daha fazla oyalanması şansı kalmadı. 6fJ0 bin kamu işçisi- nin toplusözleşmeierinde kasıtlı yetki düşürmeler, mü- zakereleri oyalama hilelen ile kazanılabilen zaman di- limleri tükendi. "Sıfır" zamla oluşturulan kamuoyu, 7 aydırsesi soluğu çıkmayan sendikacılann suskunluğu sayesinde hükümet, çoğunluk işçi için 1-2 milyon an- lamına gelen ücret artışı zammı ile ortaya çıkabildi. Son pazarlıklarla bu rakamı ne kadar tırmandınrsa- nız tırmandınn, o kadar gülünç bir düzeyde ki sendi- kacının, sendikalizmin, toplusözleşme masasının na- musunu kurtarmaya olanak yok. Sendika başkanlan kulislerde, "işçinin eyleme hazır olmadığı" kampanyası ile bir şeyler yapmamak için kendilerine gerekçe hazırlayadursunlar, mahallenin da- ha doğrusu kendilehnin namusunu kurtarmışgöstere- bilecek bazı rakamlara, formüllere ulaşmak zorunda ol- duklannı görecek kadar deneyimliler. Türk-lş Başkanlar Kurulu, hükümetin gülünç öneri- sini görüşemezdi. Eylem takvimini beliriemek üzere yöneticileri toplantrya çağırmaktan da başka yapacak bir şey yoktu. Sonra mı ne olacak? Sendikacının özel zaaflan, açıklan nedeni ile eylemden, beladan kaçma- yı yeğleyeceği tartışılmaz. Ama tabandan ne geleceği hiç belli olmaz. 600 bin kamu işçisi zamsız yeni söz- leşmeye razı mı? Patlayacak mı? Birlikte izleyeceğiz. Ama çok iyi bilinen, görünen bir başka gerçek de var. Nasıl ki başanlırsa söz konusu anayasa değişiklikleri, parlamentonun namusunu kurtarmaya, Türkiye'nin de- mokratikJeşmesine aslayetmeyecekse, 600 bin kamu işçisi için sonunda yapılacak toplusözleşme, ulaşıla- bilecek rakamlan ne olursa olsun, bugünün sendika li- derlerinin izledikleri yanlış politikalann, sendikacılığın büyük bir ayıbı olarak yazılacaktır. Parlamentonun, siyasi partilerin, sendikalann ger- çekten işlevlerini yapabilmesi; ideolojilerin, görev ve sorumluluklann, ilkelerin, değerlerin bilincinde siyaset- çi ve sendikacı kadrolann gelmesi, yozlaşmış bugün- kü kadrolann da büyük çapta yeniienmesi ile ancak olasıdır. Teşekkür ediyoruz. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Gürer Aykal yönetimindeki Iskoç Oda Orkestrası ve Julian Bream'in 27 Haziran tarihli konserinın gerçekleştirilmesindeki değerli katkılarından dolayı, WESTDEUTSCHE LANDESBANK (Europa) AG kuruluşuna teşekkür eder. Bu ılatı Cumburiyet Gazelesi nin katktsnla ucretsız Jarak yayınlantmştır Kurumsa! Sponsorlar & EMLAK BANKASI IBM MARMARA 1 S IUIUL REBİAU1J -3DHJ-- ISTANBUL 23. ULUSLARARASI U I S S T İSTANBUL V/KF. MÜZİK FESTİUALİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle