Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Tofaş'tan sel
yardıım
• İSTAıNBUL (ANKA) -
Tofaş Oto Ticaret AŞ
yoğun yağışlar nedeniyle
tamamen su altında kalan
ve hasar gören
otomobillerin tamirine
yardım edeceklerini
açıkladi. Tofaş Oto Ticaret
AŞ'den yapılan yazılı
açıklamada, yoğun
yağışlar nedeniyle selde
kalan otomobillerin hasar
tespitlerinin yapılmasından
sonra elektrik ve döşeme
aksamlanndaki hasann
onanmı için yardım
edecekleri bildirildi.
Çeşme Turban 3.
kez ihalede
• ANKARA(AA)-
Özelleştirme tdaresi
Başkanhğı (ÖİB), daha
önce ikj kez ihaleye açtığı,
Turban Turizm A.Ş.'ye ait
Çeşme Oteli ve aneksi ile
Çeşme Oteli lojmanlannı
ûçüncü kez ihaleye açıyor.
Söz konusu ihale için 17
temmuz pazartesi
gününden itibaren
duyuruya çıkılacağı
belirtilerek ihaleye
katılmak isteyenlerin,
tekliflerini 9 ağustos
çarşamba günü saat
17.00'ye kadar ÖlB'ye
vermeleri gerektiği
kaydedildi.
1996bütçe
rehberi
• ANKARA (AA)-
Maliye Bakanı tsmet
Attila. "Ekonomimizde
hızlı bir büyüme ortarrunın
sağlanması,
toplumumuzun yaşam
seviyesinin yükseltilmesi,
gelir dağılımının
iyileştirilmesi için ülkemiz
kıt kaynaklannın verimli
bir şekilde kullanılması ve
katnu harcamalannın
büyük bir titizlik içinde
yapılması önem
taşımaktadır" dedi.
Vergi yüzsüzteri
ifan edHiyor
• ANKARA (AJNKA)-
Kamuoyunda "yüzsüzler"
diye nitelendirilen, devlete
olan 200 milyon lirarun
üzerindeki vergi borçlannı
ödemeyenler, 17 temmuz
pazartesi günü kamuoyuna
açıklanacak. Vergi
daireleri, ilan edecekleri
listelerin hazırlıklannı
tamamladı. Her vergi
dairesinin ayn ayn
hazırladıgı vergi yüzsüzleri
listesinde, 31 Aralık 1994
itibanyla kesinleşmiş ve 3
temmuza kadar
ödenmemiş 200 milyon
lira ve üzerinde devlete
borcu bulunanlar yer
alıyor.
CHPr
Tekel'deki
harcamalann
peşinde
• ANKARA (ANKA)-
CHP Kırşehir Milletvekili
Coşkun Gökalp, Başbakan
Tansu Çüler'e, İekel Genel
Müdürlüğü'nce yapılan
reklam harcamalan
konusunda bilgi vermesi
için soru önergesi yöneltti.
Gökalp, Tekel Genel
Müdürü'nün 1995 için 750
milyar lira reklam
harcaması aynldığını
açıkladığını hatırlattı.
Gökalp, bu parayla ne tür
reklamlann yapıldığını
planladığını, 94 ve 95'te
reklamlann hangı firmalara,
şahıslara ve miktarlarda
verildiğini sordu.
KOBİ'tene ECU
teşvüü
lİSTANBUL(ANKA)-
Küçük ve Orta Boy
Ölçekli Sanayi Geliştirme
ve Destekleme Idaresi
Başkanı Hilmi Develi,
gürnrük birliği nedeniyle
Avrupa Birliği'nden
gelecek mali yardımın 375
milyon ECU tutanndaki
bölümünün proje kredisi
olarak küçük ve orta boy
işletmelere
kullandınlacağını bildirdi.
Köprütere yeni
sistem
• ANKARA (AA)-
Boğaziçi köprülerinde araç
geçişini "manyetik
kartlarla" sağlayacak yeni
bir sistem oluşturuluyor.
Proje çalışmalan yaklaşık
iki yıl önce Karayollan
Genel Müdürlügü
tarafından başlatılan,
köprülerdeki araç trafık
yüküne büyük ölçüde
çözüm getirecek oJan
"Telepast Sistemi"ne, yıl
sonuna kadar Istanbul
Boğaz ve Fatih Sultan
Mehmet köprülerindeki sol
kulvarlarda yer alan 3'er
adet gişede geçilecek.
Kemiksiz et ithalat iznini iptal eden metindeki iki kelime, yapılan bağlantılann da önünü kesti
Et yurgunıınun clili dolaşbOZGURULUSOY
Türkiye'de hayvancılık sektörünü öl-
düreceği vurgulanan "kemiksiz et ithala-
n" izni, Resmi Gazete'deki tebliğ ile ip-
tal edilirken, kullanılan ifade, bugüne dek
yapılan bağlantılann da sonuçsuz kalma-
sına yol açıyor. 7 Temmuz 1995 tarihli
Resmi Gazete'de çıkan Tanm ve Köyiş-
leri Bakanlığı'nın ithal müsaadesini dur-
duran tebliği ile, Tanm Bakanlığı'ndan
ithal için kontrol belgesi almış olan firma-
lann, bankalardan henüz almadıklan itha-
lat müsaadelerinin önü kesiliyor.
24 haziranda yayımlanan tebliğe göre,
fımıalann et ithalatı yapabilmesi için ön-
ce Tanm Bakanlığı'ndan kontrol belgesi,
ardından da bankalardan ithal müsaadesi
alması gerekiyordu. İptal karannda bilerek ya da
bilmeder yer alan "Bu tebtiğin yayınundan önce kemik-
siz et ithalatı için bakanhğımızdan aunmış olan kontrol
belgeieri geçeıii olup, bundan böyle kemiksiz et fthaiaO
için ithal müsaadesi durdurulmuşrur" şeklindeki açık-
lama. bankalann ıthalat izni vermesini önlüyor.
Tanm Bakanlıgı'nın bu tebliği Turkiye'deki hayvan
varlığının tükenmemesi için çaba gösterenler arasında
sevınç yaratırken. ithalat tebliğinın çıkması için ısrarlı
bir tutum benimsediği öne sürülen DPT Müsteşan Ne-
cati Özfirat'm çabalan da boşa çıkmış oldu.
Özfırat'm, Meclis'teki muhalefete rağmen, Tanm Ba-
kanlığı nezdindeki çabalanyla kemiksiz et ithalatı teb-
liğini gündeme getirdiği öğrenildi. Tanm Bakanlıgı'nın
DPT Müsteşan Necati
Özfirat suçlanıvor.
kımi yetkililerinin "Bu vatana ihanet-
tir" itirazlanna karştn Özfirat'm ısrarlı
baskılan sonucu. önce 13 bın ton ke-
miksiz et ithalatına izin verildiği bildi-
rildi.
Gelen tepkiye rağmen Özfırat'ın, it-
halatla ilgilı turumunu sürdürüp, iznin
ıptali için önce miktar sınırlaması öner-
diği, ancak bunun Tanm Bakanlığı bü-
rokratlannca kabul edilmemesi üzeri-
ne, bekleyen başvurulann tümüne izin
verildikten sonra ithalat izninin kaldınl-
masına razı olduğu iddia edilıyor. Bu
şekilde. başlangıçta 13 bın ton olan et
ithalatınm. 50 bin tona kadar yükseldi-
ği ifade ediliyor. Yapılan hesaplamaya
göre kilo başına 100 bin lira kazanç el-
de edecek ithalatçı firmalann 13 günde
bu işten toplam 5 trilyonluk kazanç saglanmış oluyor.
Sektördeki fımıalann ithalat miktarlan da üretim ka-
pasıtelerinin birkaç katına ulaşıyor. Bu da spekülatif it-
halatın sözkonusu olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin şu
anda 1 -2 bin tonluk üretimi olduğu kaydedilen Aytaç'a
20 bin ton, yılda ortalama 7 bin tonluk üretim yapan Pı-
nar'a 15 bin ton, bin ton üretim kapasitesi olan Van Et'e
de 5 bin ton ithalat izni verildi. Ikı haftahk sürede, Av-
rupa Birliği'nın de vergi iadesı ile desteklediği ithalat
sayesinde önemli kazançlar sağlayan firmalann, arka-
dan çok sayıda fırmanın bu olanaktan yararlanma ça-
bası ve ithal et miktannın artmasıyla fıyat avantajının
kaybolması sonucu, uygulamanın kaldınlması yönün-
deki girişünleri dikkati çekti.
Vardarlı, planm hedefini yorumladı:
Halka uşaklık layıkgörüldü
Ekonomi Servisi -
Gerek 7. Beş Yıllık
Kalkınma Planı'ndaki
hedefler, gerekse bu-
nun bir yansıması ola-
rak gündeme gelen
yanlış ithalat politika-
lan, sanayicilenn sab-
nnı taşırdı. Türkiye
Süt, Et Gıda Sanayıci-
leri ve Üreticileri Bir-
liği (SETBİR) Başka-
nı Doğan Vardarlı,
Meclis'te görüşmeleri SF.TBİR Başkanı Yardarh.
deniyor. AB'ye en-
tegrasyondan Avru-
pa ülkelerine uşak-
lık etmek anlaşılı-
yor. 2030 yılında
AB'nin yarattığı
katma değerden
uşaklık yaparak da-
ha fazla pay almayı
hedeflemek yerine,
ülkemizin 35 yıl son-
ra getireceği katma
değerden çevre ül-
kelerin insanlarına
süren Kalkınma Planı Taslağı'nın iç
göç sorununa hiçbirçözüm getirme-
diğıne dikkat çekerek, taslağm
"Türkiye'yi kaosa sürükleyecek"
nitelikte olduğunu ilen sürdü.
Plan taslağmdaki. Avrupa'da do-
ğacak işgücü açığının Turkiye'deki
insan kaynağı ile karşılanmasını ön-
gören maddeyı eleştiren Vardarlı,
"Siz köyden kente gelin, biz de si-
zi Avrupa Birliği'ne yollavalım,
ve işçilerine pay vennek hedefien-
meliydi" dedi. Planda hayvancılık
ve tanmın geliştirilmesine dair hiç-
bir hedefin yer aimadığına işaret
eden Vardarlı, "Türkiye'nin çıkışı
ithalat değil, üretimdir" dedi. Var-
darh. kalkınma planının hazırlanış
sürecı içinde SETBlR'ce DPT'ye
gönderilen önerilerin dikkate alın-
mamasını da anlayamadığını kay-
dettı.
Ithalatla ihracat arasındaki fark mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 372.2 arttı
Dış ticaret tehlike sinyafleri veriyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümetin 5 ni-
san kararlannın ardından
gösterebildiği tek olumlu
gösterge olan dış ticaret ra-
kamlan da tehlike sinyalleri
venneye başladı. Dış ticaret
açığı mayıs ayında geçen yı-
lın aynı ayına göre, yüzde
372.2 oramnda artarak 1 mil-
yar 80 milyon dolara yüksel-
di.
Ocak-mayıs aylannı kap-
sayan 5 aylık dönemde de
açık geçen yılın aynı döne-
mine göre yüzde 54.6 ora-
mnda yükselerek 4 milyar
301 milyon dolaroldu. Ma-
yıs ayında geçen yılın aynı
ayına göre. hayvancılık sek-
töründe ithalat miktan yüzde
573.2 oranında yükselerek 6
milyon 631 bin dolara ulaş-
tı.
Devlet Istatistik Enstitü-
sü'nün (DlE) verilerine göre.
mayıs ayında, geçen yılın ay-
nı ayına göre, ithalat miktan
yüzde 78.4 oranında artarak
2 milyar 584 milyon dolar
düzeyine ulaşırken, ihracat
miktanndaki artış yüzde
23.3 oranında kaldı. Mayıs
ayındaki toplam ihracat mik-
tan 1 milyar 503 milyon do-
lar düzeyinde oldu.
Mayıs ayında 1994yılının
aynı ayına göre, yatınm
maddeleri ihracatı yüzde
32.9 oranında artarak 322
Ihracat-ıthalat rakamları
İhracat (milyon dolar]
Ithalat
Dış tic. dengesi
Ihracatın ithalatı
karşılama oranı
1994 1995
ocak-mayıs ocak-mayıs
6.278
9.060
-2.781
69.3
8.121
12.422
-4.031
65.4
milyon 665 bin dolar, tüke-
tim maddeleri ihracatı yüzde
25.8 oranında artarak 757
milyon 707 milyon dolar.
hammadde ihracatı da yüzde
I3.l oranında artarak 423
milyon 405 bin dolar düze-
yinde gerçekleşti.
Aynı dönemler itibanyla.
yatınm mallan ithalatı yüz-
de 63.6 oranında artarak 721
milyon 710 bin dolar, tüke-
tim maddeleri ithalatı yüzde
105.9 oranında artarak 289
milyon 144 bin dolar, ham-
madde ithalatı da yüzde 81.5
oranında artarak l milyar
573 milyon dolar düzeyinde
gerçekleşti. Hayvancılık sek-
töründe ithalat miktan ma-
yıs ayında 1994'ün aynı ayı-
na göre yüzde 573.2 oranın-
da artarak 6 milyon 631 bin
dolar oldu.
Mayısta dış ticaret açığı
geçen yılın aynı ayına göre.
yüzde 372.2 oranında arta-
rak 1 milyar 80 milyon düze-
yine ulaştı. Yılın ilk 5 aylık
döneminde ihracat miktan,
geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 29.3 oranında ar-
tarak 8 milyar 121 milyon
dolar oldu. Aynı dönemler
itibanyla, yatınm mallan ih-
racatı yüzde 31.7 oranında
artarak 1 milyar 404 milyon
dolar, tüketim mallan ihra-
catı yüzde 37.9 oranında ar-
tarak 4 milyar 459 milyon
dolar, hammadde ihracatı da
yüzde 14.1 oranında artarak
2 milyar 257 milyon dolar
düzeyine ulaştı.
Yılın ilk 5 aylık dönemin-
de, 1994'ün aynı dönemine
göre, ithalat miktan yüzde
37.1 oranında artarak 12 mil-
yar 422 milyon dolar oldu.
Aynı dönemler itibanyla, ya-
tınm mallan ithalatı yüzde
20.4 oranında artarak 3 mil-
yar 321 milyon dolar, tüke-
tim mallan ithalatı yüzde
30.2 oranında artarak 1 mil-
yar 464 milyon dolar ham-
madde ithalatı da yüzde 47.5
oranında artarak 7 milyar
636 milyon dolar düzeyine
ulaştı.
İKV Başkanı, 'Anayasa değişikliğinde net sonuç çıkmalı' dedi
Gümrük birliği referandumla olmaz
Ekonomi Servisi- Iktisadi Kalkın-
ma Vakfı (İKV) Başkanı Sedat Aloğ-
lu, anayasa değişikliğı görüşmelerinde
gelecek haftadan itibaren olumlu bir
sonuç beklediklerini, ancak sonucun
referanduma götürerek Türkiye'nin se-
çim atmosferine sürüklenmesine karşı
olduklannı söyledi.
iKV'nin yeni yürütme kurulu üyele-
rini tanıtmak amacıyla düzenlediği ba-
sın toplantısında, gümrük bırliğine 4
bin 94 saat kaldığını belirterek. dikkat-
leri bu konuya çekmeye çalışan Aloğ-
lu, bunun ön koşulu olan anayasa deği-
şikliğınde referandum değıl, 300'ün
üzerinde oy ile net sonuç bekledikleri-
ni bildirdi. Anayasa değişikliğinin
gümrük birliğine hızlandıncı etki yapa-
cağını belırten Aloğlu, "İnatlaşmanın
Türkiye'ye getireceği bir şey yok" di-
ye konuştu.
Aloğlu, anayasa değışikliğini önle-
mek konusunda bazı partilerin strateıı
izlediğine inanmadığînı, bu durumuı-
uzun vadede sıyasileri zora sokacağın
da ifade etti. "Avrupa Birliği ile iliş-
kiler, gümrük birliğini ilgilendiren
yasal uyumlar, kısır iç politika mal-
zemesi yapılmamalı, partilerüstü bir
politika anlayışı ile alınmalıdır" di-
yen tKV Başkanı. gümrük birliği ortak-
lığını, ülke çıkarlan açısından değer-
lendıklerini belirterek, çağdaş ve öncü
kesimlerin bu aniayışa sahip çıkmalan
gerektiğini de söyledi.
Aloğlu, Brüksere giderek Türk Bü-
yükelçiliği ile strateji belırleyecekleri-
ni ve Avrupa Parlamentosu üyelerine
yönelik faaliyetlerini yoğunlaştıracak-
lanru kaydetti. Yürütme kurulu şu isim-
lerden oluştu: Sedat Aloğlu, Meral
Gezgin Banş, Yıldınm Keskin, Mazhar
Basmacı, Prof. Haluk Kabaalioğlu,
Prof.Orhan Morgil ve Aziz Zapsu.
Sedat Aloğlu: Net sonuç bekli\uruz.
TİSK:
Gümrük birliği için
Onlem almmalı
CALISMA
CRUBU ( , Gümrük birliği...
Yirminci yüzyıJın sonuna doğru
dünya ekonomik sistemindeki en
önemli gelişmelerden biri, ekonomik
bütünleşme eğilimleridir. Ancak ge-
lişmiş ülkelerin süriikleyiciliği ile be-
lirlenen bu tür bütünleşmelerin. Tür-
kiye gibi gelişmekte olan ülkelerin
kalkınmalan üzerinde "mutiaka
olumlu" bir etki yaratması ve ekono-
mideki önemli sorunlann bu bütünleş-
melerle birlikte kendiliğinden son bul-
rnası beklenmemelidır. Bu anlamda,
Türkiye ile Avrupa Topluluğu (AT)
arasında oluştunılacak gümrük birli-
ğinin Türkiye'nin ekonomik gelişme-
si üzerinde olumlu etkisi olabilmesi,
ülke içinde uygulanabilecek olan ik-
tisat politikalanyla yakından ilgilidir.
Türkiye-AT gürnrük birliğinin son ha-
zırhklannın yapıldığı 1995 yılı, taraf-
lar arasındaki ilişkilerin
değerlendirilmesi ve bun-
dan sonra izlenecek poli-
tikalann belirlenmesi açı-
sından son derece büyük
önem taşımaktadır. Güm-
rük birliğinin Türkiye
açısından yararlı sonuç-
lar yaratabilmesinin ko-
şullannı tartışmadan ön-
ce. Türkiye'nin geleceği-
ni gümrük birliğinden ba-
ğımsız olarak değerlen-
dirmek yerinde olacaktır.
GATT Uruguay Döne-
mi Anlaşmasf nı imzala-
yan Türkiye böylelikle ta- ™"^^^-~
rifeler yoluyla korumadan büyük öl-
çüde vazgeçmeyi kabul etmiş olmak-
tadır. Öte yandan EFTA ile de bir ser-
best ticaret bölgesi anlaşması imzala-
yarak, AT'ye üye olmayan Avrupa ül-
keleri ile de gümrük vergisiz ticaret
yapmayı taahhüt etmiştir. Bu ulusla-
rarası jTİkümlülükler ortaya koymak-
tadır ki, Türkiye AT ile gümrük birli-
ğine gitmese de uluslararası serbest
ticarete dahil olma konusunda karar
almıştır. O halde artık yapılması ge-
reken, Türkiye'nin uluslararası reka-
bet ortarrunda sanayileşmesini sürdü-
rebilmek için izleyebileceği yöntem-
leri belirlemektir. Eger bu konuda da-
ha tutarlı bir strateji oluşturulup uygu-
lamaya konulabilirse, önümüzdekı
dönemde gerek AT ile gümrük birli-
ğinden, gerekse Uruguay döneminin
sonuçlanndan en az zarar ve en çok
yararla çıkılması mümkün olacaktır
Bu ise, uzun dönemli kalkjnma hedef-
lerine yönelmeyi sağlayacak bir stra-
tejik planm hazırlanması ve ciddi şe-
kilde izlenmesini gerektirmektedir.
Oysa Türkiye son on beş yılda izledi-
ği stratejiden yoksun politikalarla.
ekonomisini ciddi bir sanayisizleşme
sürecine sokmuş ve gerek üriin ve tek-
noloji, gerekse sermaye kaynaklan
açısından dışabağımlılığını arttırmış;
öte yandan artan liberalizasyona rağ-
men sanayi tekelci alışkanliğını bü-
yük ölçüde korumuştur. Sözü edilen
politikalann yalnızca iç dengelerde
değil, dış dengelerde de ne derece
ürkiye, AT ile gümrük birliğine gitmese de
uluslararası serbest ticarete dahil olma konusunda
karar almıştır. O halde artık yapılması gereken,
Türkiye'nin uluslararası rekabet ortammda
sanayileşmesini sürdürebilmek için izleyebileceği
yöntemleri belirlemektir. Eğer bu konuda daha
tutarlı bir strateji oluşturulup uygulamaya
konulabilirse, önümüzdeki dönemde gerek AT ile
gümrük birliğinden, gerekse Uruguay döneminin
sonuçlanndan en az zarar ve en çok yararla
çıkılması mümkün olacaktır.
olumsuz etkilere yol açabileceği 1994
krizi ile ortaya çıkmıştır. Ekonominin
bugün içinde bulunduğu durum, sana-
yileşmeye dayalı olmayan ihracat ar-
tışmdaki tıkanmanın aşılabilmesinin
ve ithalata bağımlılığın azalhlabilme-
sinin, 1980 yılından beri izlenen po-
litikalarla sağlanamayacağını göster-
mektedir. Bu anlamda, sözü edilen
strateji, dış dünyadakı gelişmelerin iz-
lenmesine ve böylelikle belirlenecek
sektörel düzeyde seçici politikalar çer-
çevesinde, sanayinin rekabet gücünü
yükseltecek teknolojik gelişmeye,
araştırmaya ve insana yatınma yöne-
lik faaliyetleri içermelidir. Ancak bu
tür bir kalkınma stratejisi uygulandı-
ğı takdirde, Türkiye, gümrük biriiği-
ni kendi yaranna çevirebilecektir.
Öte yandan, gümrük birliği yerli sa-
nayinin desteklenmesinden tümüyle
vazgeçmek anlamına da gelmemek-
tedir. Orneğin bugüne kadar tarife-dı-
şı engeller adı verilen ve özellikle ge-
lişmiş ülkelerin icat etmekte büyük
maharet gösterdikleri yeni korumacı-
lık yöntemleri, gümrük tarifelerinden
çok daha önemli bir koruma aracı ola-
rak kullanılmıştır. Her ne kadar Uru-
guay Dönemi Anlaşması bu tür ön-
lemlen yasaklamaktaysa da, Türki-
ye'nin bugüne kadar pek başvurmadı-
ğı bu karmaşık yöntemler o kadar çe-
şitli ve zor fark edilir türdedir ki, Av-
rupa Birliği üyesi ülkeler arasında da-
hi tümüyle kaldınlamamaktadır. Bu-
nun yanı sıra yine Uruguay Ro-
und'unun fikri mülkiyet
haklannı anlaşma çerçe-
vesine alıp yalnızca AR-
GE'ye yönelik teşvikleri
serbest bırakması ve ge-
lişmiş ülkelerin bu alana
büyük kaynak ayırması,
Türkiye gibi gelişmekte
olan ülkelerin rekabet gü-
cünü azaltabilecek yeni
tür bir korumacılık anla-
yışının ortaya çıktığını
göstermektedir. Kısaca
dünya korumacılıktan
vazgeçmemiş. yalnızca
bunun şeklini değiştir-
^"•"•^— miştir ve bu durum, ayak
uyduramayan gelişmekte olan ülkele-
ri çok güç konumda bırakmaktadır.
Türkiye de, gümrük birliğini sanayi-
sini geliştirecek şekilde kendi yaran-
na çevirmek için, yeni teşvik sistemi-
ne ayak uydurmak ve rekabet gücünü
arttıncı uzun erimli, bılinçli yöntem-
ler bulmak zorundadır.
(*) EPÇG Ekonomi Politikalan Ça-
lışma Grubu
Hacer Ansal, Korkııt Boratav,
Fikret Cörün. Gülten Kazgan, Ya-
kup Kepenek, Oğuz Oyaıı. Izzettin
Onider, Lerzan Ozkale, Şevket Pa-
nıuk, Veysi Seviğ, Cem Somel, Fik-
ret Şenses, EJOI Taymaz, Oktar Tü-
rel, Erinç Yeldan, Nurhan Ycntürk.
ANKARA (AA) - Türkiye
Işveren Sendikalan
Konfederasyonu (TlSK),
gümrük birliğinin basanya
ulaşmasını sağlayacak
tedbirlerin gecikmeden
alınmasını istedi.
TlSK'ten yapılan
açıklamada, mevcut
ekonomik dengesizliklerin,
dış rekabet gücü
eksıkliklerinin ve sosyal
sorunlann, gümrük
birliğinin başanya
ulaşmasını önleyecek
nitelikte ve genişlikte
olduğu belirtildi.
Açıklamada, TlSK'in.
"Avrupa Birliğı'nin Beyaz
Kitaplan ve Türkiye İçin
Bir Değerlendirme"
başlıklı yayınındaki.
"hükümerimizin her
türlü kararlılıkla bu
sorunlar üzerine gitmesi
ve geri kalan zamanı çok
iyi değerlendirmesi,
hayati bir önem
taşımaktadır" ifadelerine
yer verildi.Yayında, AB'nin
ekonomik büyüme, rekabet
gücü ve istihdam
sorunlannın çözümüne
yönelik stratejilerle,
gelecekteki Avrupa Sosyal
Politikası'nın hedeflerine
ilişkin Beyaz Kitaplan
incelenerek, Türkiye
açısından bir
değerlendirme yapılıyor.
tncelemede, Türkiye'nin
mevcut sorunlannı aşarak,
sosyal dengeleri gözeten
hızh bir kalkınma trendine
girebilmesi ve uluslararası
yanşta başanlı olabilmesi
için alınması gereken
tedbirler bulunuyor.
İSCİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Mahallenin NamusuMeclis, tatile girmeden anayasa değişikliklerini ge-
çirmeyi başanrsa ne olur?
Mahallenin, pardon Meclis'in namusu kurtulur. Da-
ha doğrusu kurtulmuş gibi olur..
12 Eyiül'ün insan haklan, demokrasi, sendikal hak-
larönündeki yasaklı düzenini kaldırmak şöyle dursun,
biraz aralamak üzere aylarca tartışılarak uzlaşmaya
vanlmış ilk metnin bile çok gerisinde bir son metinde
en sonunda uzlaşmaya vanlmış gibi gözükülüyor.
Görmemişin oğlu olmuş.. örneği, bu uzlaşmaya va-
nlan metin hele bir referanduma gerek kalmadan Mec-
lis'ten geçsin, siz görün beylerdeki kasılmayı.".. par-
tisi, lideri çamura yatmıştı. Biz, bizim lider, duruma el
koyduk. Vaziyeti biz kurtardık.."
Sahi Meclis'ten geçerse bu büyük demokratikJeş-
me(!) çok önemli! Anayasa değişikliklerini, kime, kim-
lere borçlu olacağız? Doğrusu haklannı yemeyelim, bir
olumlu, bir olumsuz rol oynayarak, herkes bir şeyler
yaptı. Hem şimdi anayı, babayı, ana muhalefeti, kimin,
kimlerin yaptığını kurcalarsak, paylaşılamayan büyük
miras nedeni ile varılan uzlaşma yeniden bozulur.
lyisi mi "Herkes, bütün partiler çok çalıştı, çok ça-
baladı.." deyip uzlaşma havasını sürdürmek.
Kamuoyu bıkkın. Aylardır sakız olmuş tartışmalar-
da, kimin neyi, ne kadar savunduğunu, kimin çomak
soktuğunu anlamak olanaksız. "Ne çıkacaksa çıksın,
bu kıstr döngü, tartışma bitsin" duygusu, ağır bası-
yor.
Tablo ortada: Sağ liberal çizgiye düşmüş sosyal de-
mokratlar; sağ liberal çizginin çok gerisine, ırkçı, şe-
riatçı ideolojilerin peşinde sürüklenmiş sağ partiler ve
pariamenterlerden çıkacak anayasa değişiklikleri ol-
sa olsa bu kadarla kalacak. Anayasa değişiklikleri
olursa, bu kadannı da, Batı'nın, "Gümrük birliği suya
düşmesin" dıye sermayenin zorlamasına borçlu ola-
cağız.
Sağ liberal geçinenlerin çoğu, hâlâ içine sindirme-
yerek oy kullanmış olacak. Anayasa çıkmazı, hükümet
çıkmazı ardından erken seçimi getirmese, direnecek-
ter ya. Hükümet düşürmek üzere eyleme geçmiş
ANAP'lılann bile -uzaktan görünmüyor- ancak "Ya
gerçekten erken seçim olursa " kaygısı ile renkleri sa-
rarmış bulunuyor.
özeti, mahallenin namusunu kurtaracak bir anaya-
sa değişikliğini başanrlarsa; büyük işler başarmış(!),
çok çalışmış(!), çok yorulmuş(!) olarak uzun birtatili hak
edecekler. Hele bir de arada 8. madde sorununu çö-
zerlerse, nefis bir yemeğın üzerine ballı-baklava olur.
Belki o zaman medyamız, yaşama dair kimi sorun-
larla ilgilenmek durumunda kalır. Hükümet, ertelediği
kimi sorunlara eğilmek zorunda olur.
7 aydan bu yana, hem Hükümet hem de sendikacı-
lanmızın özel çabalan ile ertelenmiş bir sorunun daha
fazla oyalanması şansı kalmadı. 6fJ0 bin kamu işçisi-
nin toplusözleşmeierinde kasıtlı yetki düşürmeler, mü-
zakereleri oyalama hilelen ile kazanılabilen zaman di-
limleri tükendi. "Sıfır" zamla oluşturulan kamuoyu, 7
aydırsesi soluğu çıkmayan sendikacılann suskunluğu
sayesinde hükümet, çoğunluk işçi için 1-2 milyon an-
lamına gelen ücret artışı zammı ile ortaya çıkabildi.
Son pazarlıklarla bu rakamı ne kadar tırmandınrsa-
nız tırmandınn, o kadar gülünç bir düzeyde ki sendi-
kacının, sendikalizmin, toplusözleşme masasının na-
musunu kurtarmaya olanak yok.
Sendika başkanlan kulislerde, "işçinin eyleme hazır
olmadığı" kampanyası ile bir şeyler yapmamak için
kendilerine gerekçe hazırlayadursunlar, mahallenin da-
ha doğrusu kendilehnin namusunu kurtarmışgöstere-
bilecek bazı rakamlara, formüllere ulaşmak zorunda ol-
duklannı görecek kadar deneyimliler.
Türk-lş Başkanlar Kurulu, hükümetin gülünç öneri-
sini görüşemezdi. Eylem takvimini beliriemek üzere
yöneticileri toplantrya çağırmaktan da başka yapacak
bir şey yoktu. Sonra mı ne olacak? Sendikacının özel
zaaflan, açıklan nedeni ile eylemden, beladan kaçma-
yı yeğleyeceği tartışılmaz. Ama tabandan ne geleceği
hiç belli olmaz. 600 bin kamu işçisi zamsız yeni söz-
leşmeye razı mı? Patlayacak mı? Birlikte izleyeceğiz.
Ama çok iyi bilinen, görünen bir başka gerçek de var.
Nasıl ki başanlırsa söz konusu anayasa değişiklikleri,
parlamentonun namusunu kurtarmaya, Türkiye'nin de-
mokratikJeşmesine aslayetmeyecekse, 600 bin kamu
işçisi için sonunda yapılacak toplusözleşme, ulaşıla-
bilecek rakamlan ne olursa olsun, bugünün sendika li-
derlerinin izledikleri yanlış politikalann, sendikacılığın
büyük bir ayıbı olarak yazılacaktır.
Parlamentonun, siyasi partilerin, sendikalann ger-
çekten işlevlerini yapabilmesi; ideolojilerin, görev ve
sorumluluklann, ilkelerin, değerlerin bilincinde siyaset-
çi ve sendikacı kadrolann gelmesi, yozlaşmış bugün-
kü kadrolann da büyük çapta yeniienmesi ile ancak
olasıdır.
Teşekkür ediyoruz.
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı,
Gürer Aykal yönetimindeki
Iskoç Oda Orkestrası ve Julian Bream'in
27 Haziran tarihli konserinın
gerçekleştirilmesindeki
değerli katkılarından dolayı,
WESTDEUTSCHE LANDESBANK (Europa) AG
kuruluşuna teşekkür eder.
Bu ılatı
Cumburiyet Gazelesi nin
katktsnla ucretsız Jarak
yayınlantmştır
Kurumsa!
Sponsorlar
&
EMLAK BANKASI
IBM
MARMARA
1 S IUIUL
REBİAU1J
-3DHJ--
ISTANBUL 23. ULUSLARARASI
U I S S T İSTANBUL
V/KF. MÜZİK FESTİUALİ