03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 1995 CUMARTESJ HABERLER 'Yeni üniversite kararı siyasi' • ADANA(AA)- Çukurova Oniversitesi Senatosu'nca yapılan açıklamada, 15 yeni üniversite daha İcurulması karannın, siyasi amaçlar dışında bir gerekçesi ve rasyonel dayanağı bulunmadıği savunuldu. Açıklamada, bilim, teknoloji ve iyi yetişmiş insan gücünün başta gelen ûretim faktörleri olduğu, ülke geleceğinin de yetiştirilecek nitelikli insan gücüne dayalı olacağı belırtılen açıklamada aynca, yükseköğretimin niteliğini arttıracak önlemlerin bir an önce alinması gerektıgi ifade edilerek plan ve programa dayanmadan üniversite sayısını arttırmanın, mevcutlann kaynaklannı azaltmaktan öte bir sonuç vermeyeceği kaydedildi. blam ülkelertne BBP'den kınama • GAZİANTEP(AA)- BBP Genel Başkan Yardmcısı Ökkeş Şendiller, Bosna'da, eşine ender rastlanan bir vahşet yaşandığını kaydederek. "Sirplann bu vahşet ve zulmü karşısında, Islam ülkelerinin suskunluğunu, vurdumduymazlığını lanetliyonız" dedi. Şendiller, Gaziantep'te düzenlediği basın toplantısında. BM'nın güvenli bölge ilan ettiğı yerlerde Sırplann yaptığı katliarrun tüyler ürpertici noktaya geldiğini, BM komutanının Sırp katillerle kadeh kaldırdığını, bunun da BM'nin vahşete ottak olduğunun kanırı olduğunu Söyledi. ANAP'lı Taner'ii anayasa isyanı • ANKARA(ANKA)- ANAP Istanbul Milletvekili Güneş Taner, anayasa değişikliğine karşı tavnnı sürdürüyor. Taner. anayasa değişikliğini "siyasi manevra" olarak nitelerken, "Başbakan ben ve benim gibi düşünen arkadaşlanmın oyunu istiyorsa çıkıp bir açıklama yapmalıdır 'Bu bir sivil anayasa değişikliği değil. Daha önce yapılanlar gibi bir anayasa değişikliği' demelidir" diye konuştu. Güneş Taner yaptığı açıklamada, ANAP'ın bu anayasa değişikliğine destek vermesini doğru bulmadığını ve bunu ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a da açıklıkla söylediğini anımsattı. Bosna Komisyonu yurtdışına gidecek • ANKARA(ANKA)- TBMM Bosna-Hersek Araştırma Komisyonu, Bosna-Hersek 'teki katliamlann durdurulması ve sorumlulann cezalandınlması konusunda, Türkiye'nin görüşlerini yabancı ülke başkentlerine aktarmak üzere Fransa. Almanya, ABD ve Rusya'ya gidecek. Yabancı ülke başkentlerine yapılacak görev gezileri, komisyon üyesi milletvekillerinden oluşan 4-7 kişilik heyetlerle gerçekleştirilecek. Paris, Bonn. Washington, New York ve Moskova'ya düzenlenecek seyahatler beşer gün sürecek. Van Gölü'nün verdiği zarar • ANKARA(ANKA)- Van Gölü'nün su seviyesinde meydana gelen yükselme sonucu vatandaşlann uğradığı kayıplan araştırmak üzere bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin TBMM karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Araştırma komisyonu, vatandaşlann gölün yükselmesinden doğan zarannı araştıracak ve alınması gereken tedbirleri belirleyecek. 11 üyeyle kurulacak araştırma komisyonu üç ay süreyle görev yapacak. Sinop Cezaevi tamamlandı • SİNOP (AA) - Sinop'ta, yapımına 12 yıl önce başlanan yeni (E) tipi cezaevi tamamlandı. Temeli 1983 yıhnda atılan ve 17 bin metrekarelik alanda kurulan 600 mahkûm kapasiteli cezaevi, yaklaşık 12 milyar liraya mal oldu. Birleşik Sosyalist Parti Genel Başkanı Prof. Sadun Aren: Marksist sol, değişen dünya koşullanna uyum sağlamak için çalışıyor. Sosyalizmde yeni anlayış• "Sosyal demokrasi, kapitalizmi esas alan, ama bunun içinde sınıf ve tabakalara daha fazla hak sağlamaya çalışan bir görüştür. Bu görüş kapitalizmin karşısında Sovyet tipi canlı bir sosyalist hareket varken bir işlev görür ve anlam taşır." • Marksist sol, 2000'li yıllarda 'yeni sosyalizm'e yönelecek; sosyalist-Marksist partilerin toplumun yönlendirilmesi konusunda tüm diğer partilerden daha etkin ve işlevli olacaklarını düşünüyorum." S orulann sosyalizmle ilgili olan- lannı yanıtlayabilmek için önce, Sovyetler Birliği'nin çöküşün- den sonra tüm dünyada geliştinl- mekte olan 'yeni sosyalizm' anla- yışı üzerinde durmak istiyorum. Bilindiği gibi Sovyetler çökmeden önce sosyalizm denildigı zaman bundan, iktidann Mark- sist-sosyalist bir partinin elinde olduğu, üretim araçlannın kamulaştınlmış bulun- duğu ve ülkenin merkezi bir planla yöne- tildiği bir durum anlaşılırdı. Bu anlayışm kilit noktası iktidann parti tarafından ele geçırilmesiydi. Sosyalizmin insan haklan. özgürlük, eşitlik ve banş gibi diğer öğele- rinin bundan sonra gerçekleştirilebileceği düşünülürdü. Bundan ötürü o dönemde sosyalist partilerin tüm uğraşlan iktidan ele geçirmeye yönelikti. Yetmiş yıllık uygulamadan sonra bu tür bir sosyalizm anlayışının (modelinin) ge- çerli olmadığı açık bir bıçimde ortaya çık- mıştır. Bunun üzerine tüm dünyada, insan- lığın ezeli özgürlük-eşitlik-banş özlemini hâlâ kalplerinde sıcak olarak duyanlar, ye- ni bir sosyalizm arayışına girişmişlerdir. Bu yeni sosyalizm. sosyalizmin tüm öğe- lerinin bugünden itibaren, yavaş yavaş da olsa yaşama geçirilmesi için uğraş veril- mesini öngörmektedir. Böylece, örneğin sömürü sorunu, kadın sorunu, eğitim soru- nu iktidann ele geçirilmesi sonrasına erte- lenmeyecek, hepsi beraberce, bıri ötekine yeğlenmeden. çözülmeye çalışılacaktır. Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Eskiden sos- yalist iktidar olmaksızın eğitim sorunu, ka- dın sorunu çözülemez derdik; şimdi bu so- runlarçözülmeden sosyalist iktidar gerçek- leşemez diyoruz. Ancak bir süreç biçimin- de düşünülebilecek olan bu yeni sosyalizm anlayışının icra aracı demokratikleşme, özellikle de katılımcı demokrasidir. Bu yeni sosyalizm anlayışı. BSP tarafın- dan resmen kabul edilmiş değildır ama. parti içinde tartışılmaktadır. - Dünyada Marksist solun geleceğini na- sû görüyorsunuz? Marksist sol dünyanın değişen koşulla- nna uyum sağlamak için yoğun bir çalış- ma yapmaktadır. Bu konuda eskiden oldu- ğu gibi Sovyet varlığının dayatması da ar- tık yoktur. Tersine, bu çalışmalarda Sov- yetler'in 70 yıllık deneyimlennden de ya- rarlanılmaktadır. Bu nedenle vanlan sonuç- lar tam bir gerçeklik temeline oturmakta- dır. Böylece, öyle sanıyorum ki sosyalizm, kapitalizmin bezdirdiği ve bunalttığı insan- lara aydınlık, heyecan verici ve geçeriiği olan projeler sunabilecektir. - Türkiye'de l%0 sonrası gelişme göste- ren sosyalist birikim \e kurulan Marksist partüer ne gibi yanhşlar yapülar? 1%0'tan hatta daha önceden beri ülke- mizde faaliyet göstermiş olan sosyalist par- tilerin ve hareketlerin herhangi bir ciddi yanlış yaptıklannı düşünmüyorum. Çünkü bunlar. esas olarak. diğer ülİcelerdeki ben- zerleri gibi, tüm dünyada benimsenmiş ve Sovyetler Bırliği 'nden kaynaklanmış bulu- nan sosyalizm stratejisini uyguluyorlardı. Bu nedenle yanlışlık, sonradan anlaşıldığı üzere. tek tek ülkelerdeki uygulamalarda değil. fakat bu evrensel stratejideydi. - Türkiye'de 2000'li yıllara doğru Mark- sist sol nasıl bir strateji izlemeli? Marksist solun 2000'li yıllarda izleyece- ği stratejinin başlangıçta özetlediğim yeni sosyalizm çerçevesinde olacağını düşünü- yorum. Bu stratejinin iki anaçizgisi vardır. Birincisi toplumun demokratikleşmesi-hak araması önündeki yapısal diyebiîeceğimiz engelleri kaldırmaktır. Bunlar Kürt sorunu, köktendincilik sorunu. kadın sorunu, me- murlann siyaset yasağı sorunu, seçim ya- sası sorunu gibi sorunlardır. Bunlann çö- zümünde parti temel-itıci bir rol oynar. Ikincisi, insanlann demokratik haklannı (hak arama özgürlüklerini) kullanarak ken- dileriyle ilgili konularda daha etkin bir bi- çimde yönetime katılmalandır. Parti bu ko- nuda rehber bir rol oynar. Bu her iki çizgi- nin (mücadelenin) bir arada ve birbirini destekleyecek biçımde yürütülmesi gerekir. - Türİdye'deki mevcut sosyal demokrat partilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bugünkü dununlannın kısa bir de- ğerlendirmesini yapar mı- sınız? Bilindiği gibi sosyal de- mokrasi kapitalizmi esas alan, ama bunun içinde ça- lışan sınıf ve tabakalara daha fazla hak sağlamaya çabalayan bir görüştür. Bu görüş, kapitalizmin karşı- sında Sovyet tipi canlı bir sosyalist hareket varken bir işlev görür ve bir an- lam taşır. Diğer bır deyiş- le sosyal demokrasi, kapi- talizmin, sosyalizme kay- mamalan için çalışan sı- nıflara açtığı bir geçici ümit kapısıdır. Bu nedenle Sovyetler'in çöküşünden sonra sosyal demokrasi bu işlev ve anlamını büyük öl- çüde yitirmiştir. Sosyal de- mokrasinin, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de içine düşmüş olduğu bu- nalımm temel nedeni bu- dur. Kaldı ki, ülkemizde sos- yal demokrat partilenn, Batı ülkelerindekiler gibi, Dünyada veTürkiye'de sosyalizmin gelecegi SOSVALİSTLER TARTIŞIYOR Aren: 70 yılhk uygulama, Sovyet tipi sosyalizmin gecerii olmadığmı ortaya koydu. ne Marksist temelleri vardır, ne de işçi sı- nıfına dayanırlar. Yani sosyal demokratlık- lan zaten oldukça yapaydır ve egemen sı- nıflara yakınlıklan daha güçlüdür. Bu ne- denle sosyal demokrat hareket, bir tarafta gittikçe güçlenen sermayenin partileri di- ğer tarafta da sosyalizmin yeni atıhmlan arasında sıkışıp kalmışlar ve sönümlenme yoluna girmişlerdir - Türkiye'de 2000'B yıllarda Marksist ve sosyal demokrat partilerin gelecegi var mı? Hangisini daha şanslı görihorsunuz? Ikibinlı yıllarda sosyalıst-Marksist par- tilerin toplumun yönlendirilmesi konusun- da tüm diğer partilerden daha etkin ve iş- levli olacaklannı düşünüyorum. Bunun ne- deni, sosyalist partilerin temel gücünü oluş- turan çalışan sınıflann aynı zamanda iki- binli yıllann bilim toplumunun da temel yürütücü gücünü oluşturacak olmasıdır. - Partinizin-hareketinizin diğer Marksist parti-harekederk görüş aynnklan ne? Bun- İardan hangisini kendinize daha yakın bu- luyorsunuz? BSP, eskiden birbirinden farkJı düşünen 10'dan fazla Marksist parti, hareket ya da çevrenin bir araya gelmesinden oluşmuştur. Bunlann hepsi parti içinde farkJılıklannı açıkça ifade etme özgürlüğüne sahiptirler. Yani çoğulculuk-çokseshlik partimizin en temel özelliğidir. Diğer bir bıçimde ifade etmek istersek partimizi tanımlayan tek bir görüşten söz edemeyiz. Böyle tek-homojen bir görüşümüz olmayınca, dışımızdaki han- gi parti ya da harekete kendimizi daha ya- kın gördüğümüzü söyleyemeyeceğimiz de açıktır. Bu konuda onlann karar vermeleri gerekir. Bunu yaparken kendilerini birbaş- vuruda bulunuyor olarak değil, tersine B- SP'nin sürekli yinelemekte olduğu birleş- me çağnsına yanıt veriyor olarak düşünme- lidirler. Halen BSP ile Kitlesel Sol Parti Girişimi birleşme için bir süredir temas ha- lindedirler. Bunun olumlu bir sonuca ka- vuşturuhnasını hem umut edıyor, hem de çok istiyorum. - 1996 yıhnda yapılması beklenen ya da daha önce yapılacak bir erken secimde di- ğer parti ve sosyalist hareketlerte güçbirliği yapar mısınız? BSP önümüzdeki seçimlerde sosyalist kimliğine ve bagımsız varlığına gölge düş- memesi koşuluyla dışımızdaki parti ve ha- reketlerle her türlü güçbirliğine olumlu bir gözle bakar. Bu konuda, sorun somut bir bi- çımde karşımıza geldiği zaman, yetkili ku- rullanmız karar verir. - Kısaca "şeriatçılık" dediğhniz anti-4a- ik akunlan yakın gefecekte Türkiyc için bir tehlike olarak görü\or musunuz? Sizce bu akımlar neden giderek güçleniyor, nasıl ön- lenebüir? Ülkemizde şeriatçı akımlann, Suudi Arabistan ya da lran'da olduğu gibi, bütü- nüyle iktidara gelebileceklerini düşünmü- yorum, böyle bir şeyi olanaklı görmüyo- rum. Türkiye'nin Iaiklik doğrultusunda al- mış olduğu mesafe de, sosyal-etnik-kültü- rel yapısı da böyle bir olasılığın gerçekleş- mesine elverişli değildir. Hatırlayalım kı, devlet başkanının aynı zamanda halife ol- duğu Osmanlı döneminde bile tam bir şe- riat devleti kurulmamıştı. Bu böyle olmak- la beraber şeriatçı akımlann bugünkü dü- zeylerinde devam etmesinin bile iki büyük saİcıncası vardır. Birincisi, Sıvas ve Kahra- manmaraş gibi gerici vahşet olaylannın za- man zaman tekrarlanması tehlikesidır tkin- ci sakınca da, ülkenin çağdaş uygarlık dü- zeyine çıkma çabalannın sürekli baltalan- ması ve geri bıraktınlmasıdır. Gerçekten de, çocuklannı-gençlerini Kuran kurslann- da ve imam-hatip okullannda okutan bir toplumun çağdaş uygarhğa ulaşmak konu- sunda hiçbir şansı olmayacağı açıktır. Şeriatçıhğa karşı biri cezai diğeri sosyal- kültürel olmak üzere iki önlem alınabilir. Cezai önlem 163. maddenin, gerekli dü- Şeriatçılık, gücünü gericiliğin ekseni emperyalizmden alıyor İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in dünden devam eden görüşlerinin son bölümü şöyle: - Kısaca "şeriatçılık" dediğimiz antilaik akımlan yakın gelecekte Türkiye için bir tehlike olarak görüyor musunuz? Sizce bu akımlar neden giderek güçleniyor, nasıl önlenebüir? Şeriatçılık, çağımızda gücünü dünya gericiliğinin ekseni olan emperyalizmden almıştır. Türkiye'de güçlenmesinin nedeni de ABD'nin 1980'lerdeki "Yeşil Kuşak"ve 1990'lardaki "Ihmh Islam" projeleridir. 12 Eylül cuntası, TUrgut Özal ve Tansu ÇiDer iktidarlan, bu projelerle uyum halinde şeriatçılığı devlet olanaklanyla pompaladı ve büyüttüler. Arkasında ABD olduğu için ve olduğu ölçüde şeriatçılık, ciddi tehlikedir. Zarar vermesi için. mutlaka iktidara gelmesi gerekmez. Türkiye'nin milli ve mezhepsel boğazlaşmalara itilmesinde oynadığı rol yetiyor zaten. Onlenmesi için, öncelikle emperyalizme karşı cumhuriyet devriminin kazanımlannı kararlı olarak koruyan, özellikle emekçi halkı harekete geçiren, işçi ve kamu çalışanlannın mücadelesıne dayanan bir mücadele çizgisi izlemeli, Sol Güçbirliği iktidanyla şeriatçılığın iktidar yollannı kesmeli, emperyalizme karşı u mazlum milletlerle'' dayanışmayı esas alan bir Güneyli dış politikası yürütmeliyiz. - Bu akımlann TBMM'deki temsikisi RP'nin yapılacak genel sccimlerdcki şansını nasıl görüyorsunuz? Kendi deyimleriyle tek başlanna ya da bir koalisyon içinde iktidara gelirlerse Türkiye'de • "BSP, önümüzdeki seçimlerde sosyalist kimliğine ve bagımsız varlığına gölge düşmemesi koşuluyla dışımızdaki parti ve hareketlerie her türlü güçbirliğine olumlu bir gözle bakar." • "Ülkemizde şeriatçı akımlann Suudi Arabistan ya da lran'da olduğu gibi, bütünüyle iktidara gelebileceklerini düşünmüyorum. Türkiye'nin Iaiklik konusunda almış olduğu mesafe de sosyal- etnik-kültürel yapısı da böyle bir olasılığın gerçekleşmesine elverişli değildir." zeltmeler yapılarak, tekrar yürürlüğe ko- nulmasıdır. Bunun, şeriatçı eylemleri ce- zalandırmaktan çok şeriatçılığı bir ikbal ve ümit kapısı olmaktan çıkarmak gibi çok geçerii bir etkisi olacaktır. Diğer önlem, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer benzer kurumlann şeriatçılığın etkisinden anndınlmasıdır. - Bu akımlann TBMM'deki temsilcisi RP'nin yapılacak genel secimlerdeki şansı- nı nasıl görüyorsunuz? Kendi deyimleriyle tek başlanna ya da bir koalisyon içinde ik- tidara getirlerse Türkiye'de ne gibi getişme- lerolabilir? RP'nin önümüzdeki seçimlerde önceki seçimlerden daha fazla bir başan göstere- ceğini sanmıyorum. Bu öngörümün bir ne- deni Refahlı belediyelerin diğerlerinden daha başanlı ve farklı olmamalan, diğer bir nedeni de dinciliğin tekelinin RP'de ol- maması, diğer partilerin de bu konuda on- dan pek de geri kalmamalandır. Aynca, ge- çen seçimlerde dinci oylann artık üst sını- nna varmış bulunduğunu düşünüyorum. Kaldı ki, Refah'm aldığı oylann tümü din- cilere de ait değildir. Gecekondularda otu- ran yoksul kimselerin de bu oylarda paylan vardır. Bu oylann diğer partilere kay- masının çok kolay olduğu da hesaba katıl- malıdır. DEVRİMCİ KİTLE PARTİSİ GİRİŞtMİ Kapitalizm, sorunları erteleyip yaşıyor _ _ D evrimci Kitle Partisi Girişimi, Tür- kiye halkının yaşamaya mahrum bı- rakıldığı sorunlan aşmak için halkın örgütlü hareketıni oluşturmak gerektiğıni saptayan ve Türkiye solunun çeşitli kesim- lerinden gelen kişilerin başlattığı çalışma- lar çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Adından da anlaşıldığı gibi, henüz bir gi- rişün aşamasında olan hareketimiz, yaşan- ması gereken partileşme sürecinde oluştu- rulacak olan partiyle, ilettiğiniz her sorunun yanıtını verebilecektir. Bu aşamada, söz konusu sorulara ayn ay- n yanıt vermek durumunda olmadığımız- dan, konuyla ilgili görüşlerimizi genel bir çerçeve içinde iletmek istiyoruz. Sürekli olarak bunahmlarla iç içe yaşayan kapitalist sistem, geçici çözümlerle de olsa sorunlannı erteleyip aşarak varlığını sürdü- rüyor. Öte yanda ise, Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkeleri "sosyaHzm" adına yaşanan süreçte başanlı olamayarak dağıldılar. Bu dağıhnayı sosyalizmin ıflası olarak nıtele- yen emperyalist güç odaklan, "kapitaHz- min en uygun sistem olduğu* temelinde yo- ğun bir ideolojık bombardıman başlattıİar. Eşitlik, özgürlük, dayanışma gıbı evrensel değerler aşağılanırken; "Kberaliznı'',''küre- seOeşme", "serbest piyasa", "global demok- rasi" gibi kavramlar yüceltildı. Kapitaliz- min seçeneksiz gösterilmeye çalışıldığı bu pembe tablo, yoğunlaşan milliyetçi savaşlar ve hem kapitalist ûlkeler arasındaki hem de bu ülkelerin kendi içlerindeki çelişkilerin ön plana çıkmasıyla kararmaya başladı. Bu durumu doğru bıçimde saptayan Marksist sol için gelecek son derece aydın- lıktır. Hangi dünya görüşünün temeli olursa ol- sun hiçbir ideoloji mutlaklaştınlmamalıdır. Yaşadığımız dünyada, insanlığın temel so- runlanndan birisi budur. Ideolojiler mutlak- laştınlmakta ve yönetenlerin elinde, yöne- tilenleri ezmek ve sindirmek için dayanılan "tophımsal değer" haline getirilmektedir. Kendisini sağda ya da solda niteleyen he- men her siyasal oluşum, bile- rek ya da bilmeyerek bu yan- lışa düşüyor. Oysa, doğrudan demokrasiye en çok yaklaşan bir toplumsal sistem içinde, yöneten/yönetilen ikileminin en aza indirilebildiği süreçle- rin işletildiği yönetim biçimi, ideolojilerin mutlaklığını or- tadan kaldıracaktır. Günümüz dünyasında, insanlar artık ça- lıştıklan ve yaşadıklan yer- lerde, kendileri için başkala- nnın karar vermesini içlerine kolayca sindiremiyorlar. Bu gerçeklik sosyalistler ve sos- yalizm için de geçerlidir. O nedenle, dünyada ya da Tür- kiye'de sosyalizmi savunan- lar, öngörecekleri toplumsal yapılanmada halk içinde, halkla birlikte, kitleselleşmiş bir örgütlenmeyi temel görev olarak benimsemelidirler. Türkiye solunun özellikle 12 Eylül 1980 darbesi ile ge- riletildiğji noktada ortaya çı- kan örgütsel boşluk, yaşanı- lan sorunlar karşısmdaki top- lumsal muhalefeti, tanhte benzeri görühnemiş biçimde parçalanmaya yöneltmiştir. ne gibi gelişmeier olabüir? Refah Partisi, devleti içeriden fethetmeye yönelik tipik hâkim sınıf politikası izliyor. Zaten birçok devlet mevzisi ellerindedir. Aynca Batı emperyalizmiyle daha yakın işbirliğine hazırdırlar. Emperyalizm de her an onlara "üımlı Islam" misyonunu verebilir. Ancak Türkiye'nin çok güçlü bir aydınlanma ve bağımsızlık birikimi var. Aynca RP tabanındaki emperyalizme karşı eğilim de hesaba katılacak güçtedir. Türkiye, önümüzdeki dönem, emperyalizrnle hesaplaşırken işbirlikçi ortaçağ güçleriyle de yeniden hesaplaşacak. Kendisini Islamcı olarak tanımlayan saflar bölünecek, bir kesim, şu veya bu ölçüde bağımsızlık davasının yanında yer alacaktır. SÜRECEK CUMARTESİ YAZBLARI ATAOL BEHRAMOGLU AzizNesin'in Son İsteklerL. Arapça "vasiyet" (vasiyyet) sözünün TürİKçe'de tek sözcüklü karşılığı yok. Belki "sonistek" denebilir. Farsça "name"ri\n eklenmesiyle oluşan "vasiyetna- me" içinse, şimdilik, "son/s/eicyazısı" sö-zü onerile- bilir. . • Aziz Nesin'in aynntılı bir sonistek yazısı olduğu bi- liniyordu. Bu sonistek yazısının "anma" ile ilgili bö- lümü şöyle: "Gömülüşüm sırasmda söylev verilmesini, dua edilmesini, anmakonuşmasıyapılmasını, gömüldü- ğüm yere çiçek konulmasını ve bunlara benzer tö- rensel işlemler yapılmasını istemiyorum. Gömüldü- ğümyerin mezar biçimine getirilmesini, oraya taş di- kilmesini, mezar olduğunu belli eden herhangi bir işaret konulmasını, tümsek yapılmasını ve oraya sı- nır çekilmesini istemiyorum." ("Hürriyet", 7.7.1995) Yukandaki sözlerin anlamı yeterince açık: Aziz Ne- sin "gömülüşü sırasında" dinsel ya da riinsel olma- yan "tören" istemiyor. Anlamın arkasındaki anlam ise yine yeterince açık: Bu, her türlü yapaylığa, bi- çimciliğe, sınırlamaya karşı olan bir insanın bilinci ve duyariığıdır. Gömülüşüyle ilgili olmayan bir toplantı- da dostlannın, arkadaşlannın, okurlarının bir araya gelerek kendisinden söz etmelerini yasaklamak A- ..ziz Nesin'in herhaJde aklından geçmozdi. • Aziz Nesin'in cenazesi 6 temmuz perşembe gece- si 9 uçağıyla izmir'den Istanbul'a geldi. Karşılayıcı- lar arasında polisler, TV kameraman ve muhabirleri çoğunluktaydı. Aziz Nesin, cenazesini karşılayanlar arasında daha çok sayıda dostu, arkadaşı bulunsun ister miydi, bilmiyorum. (Sonistek yaz'isındaki man- tıkla bakılırsa, istemezdi gibi geliyor.) Fakat bu zaten pek mümkün de değildi. Çünkü akşamın geç saat- lerine kadar, cenazenin Istanbul'a ne zaman getiri- lebileceği konusunda tam bir belirsizlik vardı. Yine de Yeşilköy Havaalanı kargo bölümünden çıkan tabut, sanatçı arkadaşlarınca, özellikle de meslektaşlann- ca karşılanmalıydı diye düşünüyorum... Israrla isten- se ve Lzlense, bu olamayacak bir şey değildi... • Aziz Nesin 26 haziran pazartesi gecesi Harbiye Açık HavaTTyatrosu'ndaTYS'nin 1. Sanat Günleri'ne katıldı ve bir konuşma yaptı. Ve yine aynı hafta için- de Basın Müzesi'nde bir basın toplantısı düzenledi. TYS gecesine, hastaneden yeni çıkrnış olmasına ve yorgunluğuna karşın katılmasının, konuşma yapma- sının nedeni belliydi: Sendikaya gelir sağlanmasına ve böylelıkle de sendikanın bir konut edinebilmesi- ne katkıda bulunmak. Bunu nasıl gönülden, nasıl iç- ten bir istekle yaptığını onu yakından tanıyanlar bi- lirler ve oradaki konuşmasını izleyenler de gördüler. Basın Muzesi'ndeki toplantıda ise topluma ve aydın- lara, bir "anti-fundamentalist°kongre düzenlenmesi çağnsında bulundu... Basın toplantısındaki aydın ve yazarianmızın sayısı, bu gibi toplantılarda alışık olun- duğu üzere, yok denecek kadar azdı. (Oysa birkaç gün önce, TYS ve PEN üyelerine telefonlarla bildi- rimde bulunulmuştu.) Aziz Nesin'in hemen oluşturul- maya başlanmasını önerdiği girişimci komiteye ise, sekretaryagörevini üstlenen "OnbinterAŞ.", "Bilar" temsilcilerinin yani sıra, "Çağdaş GazetecilerDeme- ği" başkanı, "PEN Yazariar Derneği" genel sekrete- ri, TYS adına ben, ve bir de sadesce kendini temsil etme onuruna sahip, seksen yaşını aşkın, çok sev- gili Müzehher Vâ-Nû dışında katılım oimadı... • Aziz Nesin'in, sonistek yazısında yer almamış ol- makla birlikte, çok önemli iki son isteği de sanıyo- rum, bu son iki toplantıda yaptığı konuşmalanndaki çağnlandır... Bütün dünyada vebu arada Türkiye'de köktendinci akımlann oluşturduğu tehlikelere karşı çıkılması, bu amaçlaTürkiye'de bir "anti-fundamen- ta//sf"kongre toplanması, Aziz Nesin'in, sanıyorum ki çok önemli bir son isteğidir... Onun, gömülme iş- lemleriyle ve törenlerle ilgili olarak "bir şeyyapılma- ması"diye özetlenebilecek olan sonistekyazısında- ki kimi kişisel istekleri konusunda felsefi yorumlar ya- pan arkadaşlanmız başta olmak üzere; aydınlanmı- zı, sanatçılarımızı, yazarlanmızı, şimdi, Aziz Nesin'in "bir şey yapmayı" gerektiren en önemli bir son iste- ğini yerine getirmek, "anti-fundamentalist" kongre- nin düzenlenmesini üstlenmek görevi bekliyor... Menzir'den değerlendirme: M umcu cinayeti örgütişi olma\abilir DENİZLİ (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Uğur Mumcu cinayeti için "Bu suikasb bir örgüt yapmıştır" düşüncesine bağlı kalmanın ve ısrarla olayın arkasında bir örgüt aramanın yanlış olabileceğıni savundu. TURSAB'ın dûzenlediği "Turfcmde Güvenük" toplantısı için daha önce 4 yıl süreyle görev yaptığı Denizli'ye gelen Menzir, Valı Oguz Kağan Köksal'a ziyareti sırasmda Uğur Mumcu ve OnatKuÜar cinayetleriyle ilgili görüslerini dile getirdi. Mumcu'nun yazılannda silah ve uyuşturucu kaçakçılanndan vurgunculara, Atatürk ve din düşmanlanna kadar uzanan birçok kesimle mücadele ettiğini anlatan Menzir, "Böyle olunca 'Bu cinayeti tslami Hareket Örgütü yapmıştır' deroek yanıigrva neden oiabflir. Çünkü Mumcu'nun yazılanndan rahatsız olan kesim sadece bu kesim değiL Diğer kesimleri de hesaba katmak lazun. Bu nedenle olayuı arkasında ısrarla bir örgüt aramak doğru ounayabUir. Belki hesaba kanlmayan başka gücller bir örgüte bu cûuıyed iskoniş olabilir" diyı; konuştu. Istanbul Emjıiyet Müdürü, Onat Kudar cinayeti için de "tlk başta bu suikastın sorumlusu olarak tslami Hareket Örgütü gösterildi Ancak ardından PKK çıko. Terör örgütleri bu gibi cinayetierde geneüıkle hudef saptmnava da büyük özen gösterir" dedi. Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Pamukkale'de bugün yapılacak olan ve Turizm Bakanı İrfanGürpmar'ın da katılacağı güvenlik tx>plantısına ilişkin olarak, polisin turizmde güvenliği sağlama konusunda büyük çaba harcadığinı savundu. 15 temmuza kadar önemli bir olayın olmaması halinde yabancılann Türkiye 'ye güvenle bakacağına inandığinı kaydeden Necdet Menzir, polisin bu konuda özveriyle görev yaptığını söyledi. Istanbul Emniyet Müdürü, polisin gaz maskesi kullandığı son operasyon, yargısız infaz ve koalisyonda kendisinin görevden alınmasıyla ilgili CHP'nin tutumu ile ilgili sorulan ise yanıtsız bıraktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle