Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 TEMMUZ 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Bugün başlayacakAnkara '95
ethnlMerinde tüm dünya
ûyatrocuları buluşacak
21 .yüzyılııısaııat
poKtikası ohışturulacakKültûr Servisi- Ankara, bugûnden
başlayarak 15 gûn sûreyle "Ankara' 95
Projesi" adı altında üç etkinliğe evsahip-
liği yapacak.
TOBAV'ın (Devlet Tiyatrolan Opera
ve Balesi Çalışanlan Yardımlaşma Vak-
.fi)düzenlediği "Ankara 95 projesi" ger-
çekleştirilecek üç ayn etkinlikle 15-30
temmuz tarihleri arasında Ankara'ya
renk katacak.
"Ankara '95" projesi kapsamında üç
etkinlik yer alıyor AvTiıpa Gençlerinin
Drama Buluşması( 15-30 temmuz),
22.IATA / AITA Dünya Kongresi (23-30
temmuz), IATA / AITA Uluslararası
Amatör Tiyatrolar Festivali (23-30 tem-
muz) Avrupa'dan ve dünyanın diğer ül-
kelerinden gelecek 1500 tiyatro insanı,
tiyatro bilimcisi, tiyatro oyuncusu, de-
mokratik kuruluş delegasyonu ve tiyat-
ro izleyicileri bir anlamda Ankara'ya
dünyanın kültürel başkenti kimliğini ka-
zandıracaklar. Etkinliklersüresince "SA-
NATA EVET" bir dünya sloganına dö-
nüşecek.
TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent
"Sanata bilinçii olarak evet demek, bu
alanın sorumluluğunu üstienmek. geliş-
meJerine katkıda bulunmak, insana ya-
tınm için planlar, projeier yapmak veon-
lan savıınmak ile olasıdır"diyor ve ekli-
yor: "SANATA EVET ile, sanatsal üre-
timJerin de gerckliliğinin insanın totalge-
Hşimine faydalan araştırılarak profesyo-
nel sanatın ve sanategitimcilerinin, sanat
bilimcüerinin gelişmesi doğrultusunda
çanşmalar yapümaudır. 22. IATA Dünya
Kongresi'nin Türkiye'de düzenlenecek
olan toplantılannda bu görüşlerin ele
alınması gerekriğini düşünüyorum.
Ayrıca, tüm dünyadaki amatörle-
rin biraraya gelerek bir dernek kur-
masının (IATA/AITA), daha gerçekçi
nedenleri olmasının,bu ncdenlcrin ay-
nı zamanda artistik araştırma ve da-
yanışmada, sanat politikaları yarat-
mak ve onian desteklemekte, iilke po-
litikacıları ile de temaslar kurulması-
na neden teşkil edebilecek anlam ve
değerde, güçte olmasını gerekli bulu-
yorum."
IATA 22. Dünya Kongresi
"Ankara 95 Sanata Evefprojesi kap-
samında düzenlenecek IATA 22.Dünya
Kongresi'nde dünyanın 86 ülkesinden
gelen dünyaca tanınmış tiyatro adamla-
n ve delegeler, Ankara'da gerçekleşecek
çalışmalan gözlemci olarak izlemek ve
değerlendirmek şansını elde edecekler.
A
nkara 95 projesi kapsamında üç etkinlik yer alıyor:
Avrupa Gençlerinin Drama Buluşması, ve 22.IATA /
AITA Dünya Kongresi, IATA / AITA Uluslararası
Amatör Tiyatrolar Festivali (23-30 Temmuz) A
ITA/ IATA 22.Dünya Kongresi, AITA/IATA'nm dokuz
bölgesinden dört yüz delege ve yönetim kurulunun
katıhyla 23-30 temmuz tarihleri arasında Ankara'da,
Hilton Oteli'nde gerçekleştirilecek.
Genel ICurul'un çalışmalan sûrerken IA-
TA'nm dünyanın 9 bölgesinden seçilmiş
en iyi tiyatrolar festivali de başlayacak.
Festivale tüm dünyadan 240 sanatçı, Tür-
kiye'den 3 grup katılacak. Bu üç büyük
etkinlikle:
- Sanat eğitiminin,dünyanın gelece-
ğinde taşıyacağı önem, uygulamalar iz-
lenerek görüşülecek.
- Bunun teorilerinin oluşturulacağı
dünya genel kurulu hazırlık çalışmalan
yapılacak.
- Bu sürecin bilinçii bir şekilde oluş-
turulması halinde, insanlann neler yara-
tabileceklerinin ve yaşamı nasıl artistik
olarak yorumlayacaklannın, ürüne dö-
nüşmüş hali dünya amatör tiyatrolar fes-
tivalinde artistik bir bütünlük içerisinde
izlenecek.
"Avnıpa Gençlerinin Tiyatro Buluş-
ması". EDERED'le (Avrupâ Tivatro Bu-
luşmalan Kuruluşu) işbirliğiyle, Avrupa
Gençlik Vakfi'nın himayesinde yapıla-
cak. Buluşmalar, EDERED komitesinin
aday ülkenin önerdiği temayı ve yaptıği
ön hazırlıklan onaylaması ile organizas-
yon gerçekleşiyor. Tüm Avrupa Konse-
yi üyelerine aynca Israil ve Kuzey Kıb-
ns Türk Cumhuriyeti'ne davet gönderi-
lip bu ülkelerden 16- 22 yaş grubundan
10 genç ve 2 animatör göndermelen is-
tendi. Buluşmaya katılacak gençlehn ül-
kelerinin farklı yörelerini temsil etmele-
rizorunlu.
15 gûn sfireyie 'Sanata Evet'
Buluşmada iki yüz genç ve elli anima-
tör, Ortadogu Teknik Üniversitesi'nin
kampusünde 15 gün süreyle on atölyede
"Sanata Evet"teması üzerine çahşılacak.
Karma listelere göre oluşturulan gruplar,
artistik direktörler Paddy O'Dwyer (lr-
landa), Josef Hollos (Avusturya), Helle
HaugertDanimarka) ve Tamer Levent
(Türkiye) tarafindan belirlenen progra-
ma uygun olarak atölye çalışmalan ya-
pacaklar.
Buluşmanın Türkiye grubu, TOBAV
temsilcilikleri Adana, Ankara, Antalya,
Bursa, Diyarbakır. lstanbul, Trabzon ta-
rafindan tiyatroya ilgi duyan gençler ara-
sında seçilerek oluşruruldu. Bu gençler
buluşma öncesi Türkiye'ye temsil ede-
cek animatörlerle bir araya gelerek ilk
çalışmalannı yapacaklar.
Buluşmayı 22 temmuzdan itibaren
Ankara'ya gelecek Uluslararası Amatör
Tiyatrolar Birliği (1ATA/AITA) delege-
Ieri izleyecek ve delegeler raporlannı
IATA/AITA'nın 2000'li yıllarda oluştu-
racağı sanatpolitikası için kullanacaklar.
Buluşma sonunda kapanış gösterisi An-
karalılara bir sokak festivali biçiminde
sunulacak.
AITA/ IATA 22Dünya Kongresi, AI-
TA/IATA'nın dokuz bölgesinden dört
yüz delege ve yönetim kurulunun katı-
lıyla 23-30 temmuz tarihleri arasında
Ankara'da, Hilton Oteli'nde gerçekleşti-
rilecek.
7 gün sürecek kongre boyunca AI-
TA/IATA'nın 2000 yılının dünya sanat
politikası tartışılacak. Delegeler, Avnı-
palı gençlerin yaratma süreçlerini göz-
lemleyip IATA'nın 21 yüzyıldaki hedef-
lerini tespit etmek amacıyla kendi arala-
nnda çalışma gruplan oluşturacaklar.
28-29 temmuzda ise delegeler IATA
1995-89 çalışma dönemi yönetim kuru-
lunu seçecekler.
Kongre ve Uluslararası Amatör Tiyat-
rolar Festivali 24 temmuzda açılıyor. Ay-
nı gün Viyana Oniversitesi'nden Prof.
Vlanfred VVagner, "2000'U yıllarda sa-
nat"konulu bir konferans verecek.
IATA kongreleriyle birlikte yapılma-
sı gelenekselleşmiş olan Uluslararası
Amatör Tiyatrolar Festivali'ne dokuz
IATA bölgesinden en iyi dokuz amatör
tiyatro topluluğu katılacak. IATA Genel
Merkezi'ne yapılan başvurular IATA'nın
20-28 Kasım 1994 tarihleri arasında An-
kara'da yapılan toplantılan sırasında
oluşturulan seçim komitesi tarafindan
değerlendirildi. Festivali dokuz yaban-
cı, iki yerli grup katılıyor.
Özgüıı, özgür
ve kıısursuzKöltür Servisi - "En mutiu anlanm, notalarahayat verdiğim
antanmdır" diyen, Avrupa"nın Django Reinhardt'tan beri ye-
tiştirdiği "en üstûn yeteneği" Norveçlı tenor ve soprano saksa-
foncu Jan Garbarek'in gunlerdir beklenen konseri bu akşam
Açıkhava Tiyatrosu'nda. 2.Uluslararası lstanbul Caz Festiva-
li'nin bu son konseri Onat Kutiar'ın anısına veriliyor.
Müzik yaşamı, 14 yaşında iken Norveç Amatör Caz Yanş-
ması'nda "ModernCaz"kategorisinde birinci olması ile başla-
yan Garbarek'i en çok etkıleyen sanatçılar George Russd ve
JohnColtrane olmuş. İlk büyük konserlerini Varşova ve Prag'da
gerçekleştiren Garbarek, daha sonra akustik ve elektronik üçlü
ve dörtlüler, piyano, klasik gitar, vvindharp ve kilise orguyla dü-
etler ve yaylı çalgı orkestıalan önünde solo ve üçlüler şeklinde
yapnğı çalışmalan sundu.
Sanatçı, ECM'den çıkmış 40'tan fazla albümde çalmış, bu
yüzden plak şırketi çıkardığı 500. albümünü Jan Garbarek'in
"Twelwe Moons" adlı çalışmasına ayırmış. Garbarek, estetik
anlayışınmgeliştirilmesine olan katkılanndan dolayı, bujesti ke-
sınlıkle hak ediyor. Jan Garbarek'in ilk dönem kayıtlan, Colt-
rane'in emprovizasyona getirdiği "Sheets ofsound" yaklaşımı-
nın karmaşıklığına karşı verdiği mücadelenin kanıtıdır. Her za-
man berrak, sade ve duru olan müziğinin ilhamını kuzey ve do-
ğadan, şarkı ve hüzünden
aldığını söyleyen sanatçı,
güçlü müzik kişiliğini
Norveç folkloruylabirleş-
tirmeseydi, belki de Bre-
zilya ve Asya etkilerini bu
denlı başanlı kullanamaz-
dı. Melodik besteler ya-
pabilmek sanatçı için çok
önemli, Dingin bir melo-
dıye aniden canlı komo-
suyla girerek, sergilediği
ele avuca sıgrnaz perva-
sızhğıylamüziği egemen-
liği altına alan Garba-
rek'in müziğine, neredey-
se konuşan basıyla Eber-
hard Weber katıldığında.
ortaya tüm müzik akımla-
nnı geride bırakan bir ila-
hi ihtişam ve erişilmez bir
doğallık çıkıyor.
Jan Garbarek ve Eber-
hard Weber daha önce, ge-
çen hafta lstanbul Caz
Jan Garbarek Festivali kapsamında bir
konser veren Oregon grubu
elemanlanyla da çalışmışlar. ECM'den çıkan bu çalışmalardan
"Sobtice" ve "Sobtice Sonnd of Shadons" albümlerinde Jan
Garbarek, Eberhard Weber ve Ralph Towner birlikte çalışmış-
lar. Garbarek dörtlüsünde klavyeci Rainer Brüninghausel 987'de
piyanist L.Janson'un yerini alırken, grubun en son katılan üye-
si ise daha önce Miles Davb ve W«yne Shorter'la da çalışmış
olan Danimarkalı vurmalı çalgılar ustası Marilyn Mazuroldu.
Jan Garbarek'in oda müziği-caz sentezi, sessızlikten sonraki en
güzel sestir belki de. Sanatçının müziğindeki dingınlik ve olgun-
luğun derinligi, tarzının modaya uygunluğu hakkında akla ge-
lebilecek tüm sorulan ortadan kaldınr. Garbarek, 30 yıl önce-
ki Coltrane mücadelesinden beri inanılmaz uzunlukta bir yol ka-
tetti. Adı, cazın beşiği Amerika'nın en ünlü müzisyenleriyle
anılıyor. İlk günkü müziğini yaratıcıhğıyla birleştirerek doku-
naklı, abartısız, güncel ve aynı zamandaritmikbir saksofon us-
talıgı yarattı. Bu saksofonun sesi taklitçilerinin tüm olumsuz kat-
kılanna rağmen özgünlüğünu, özgürlüğünü ve kusursuzluğunu
hep konıyacak.
Aykın kardeşler: Branford
ve Wynton Marsalis
ranford cazı ve
hip-hop'u, sokak
müziği ile
birleştirerek
90'lann siyah
Amerikası'nın sorunlanyla
uğraşırken, Wynton
geleneksel cazın geçnüşteki
parlak temsilcileriyle
izinden gidiyor.
Külrür Servisi- Birkaç yıl önce
saksofoncu Branford Marsalis,
"Cain and AbeCadında bir parça
yazdı ve parçayı kardeşi trompet
sanatçısı VVynton ile beraber kây-
detti. Aslında çok farklı tarzlara sa-
hip bu iki kardeşten Branford,
Amerika'nın en ünlü gruplanndan
"Buckshot Le Fonque"un lideri,
Wynton ise ülkenin ünlü "Big
Band" lerinden LJncoln Center
Jazz Orchestra'mn şefi.
Branford cazı ve hip-hop'u, so-
kak müziği ile birleştirerek 90'la-
nn siyah Amerikasf nın sorunla-
nyla uğraşırken, Wynton gelenek-
sel cazın geçmişteki parlak temsil-
cileriyle izinden gidiyor.
tkisi de New Orleans'da doğup
büyüdü. Babalan caz piyanisti Eİ-
lis Marsalis.diğer kardeşleri pro-
düktör ve müzisyen Delfeayo ile
genç davulcu Jason, Amerika'nın
bu ilk cazcı ailesinin diğer üyeleri.
35 yaşındaki Branford,3 yıl bo-
yunca ülkenin önemli bir TV kana-
lında yayınlanan "Tonight Sbow"
adlı programın müzik direktörlü-
ğünü üstlendi.
Bu kazançh fakat tatminsiz iş
onun tanımp, Spike Lee'nin
"Mo'Better Blues" fılmi de dahil
olmak üzere 3 filmde rol almasını
sağladı. Branford, Miles Darvis ve
Dizzy Gillespie gibi devlerin yanı
sıra, Sting ve Tîna Turner gibi yıl-
dızlarla da çalıştı.
VVynton ise daha sade bir kariye-
re sahip. ama müziğinde hep öncü
konumunda. 20 yaşından beri, ken-
di kuşağının en gözde caz müzis-
yeni ve caz dünyasına olan katkı-
lanndan dolayı sürekli takdir edili-
yor. 33 yaşındaki VVynton, kendini,
doğduğu yerde yaklaşık bir yüzyıl
önce, Buddv Bolden ve Louis
Armstrong gibi efsanelerin yaktı-
ğı kutsal ateşi korumaya adamış.
Geçen ay Parliament Caz Festi-
vaM'nde Branford, geçtığimiz haf-
ta 2.Ulusiararası lstanbul Caz Fes-
tivali'nde ise VVynton müzikJerini
Istanbullu cazseverlere sundular.
Branford, 10 kişilik çılgın grup
"Buckshot LeFonque"ile "De-
ghetto" dıye adlandîrdığı, Güney
soundu. hip-hop ve emprovize caz
arasında gidip gelen müziği yapı-
yor.
Bununla ilgili "Ben, müzikle içi-
çe gettolarda büyümedim, bir sürü
degişik tarzı biraraya getirip müzik
yapmak beni inanılmaz tatmin edi-
yor, bunu reddedenkrse umurum-
da bik değil,zaten tek satan şey san-
sasyonalizm, bu yüzden VVynton"la
yapügnnız 'Cain and Abel' ikimi-
zin albüm saüşının toplamından
daha fazla satıyor. Bu kimin um-
runda! Felsefi anlamda VVynton'la
çok farkbyız ama bu birbirimizden
nefret ediyonız demek değil, iHşki-
miz bu kadar basit" diyor.
Hiç uzlaşmacı olmayan ama kes-
kin bir zekâ ve anlayışa sahip olan
Branford ve sakin kardeşi Wyn-
ton'ın müzikal farklan da abartıl-
mış.
Branford ve birlikte çalıştığı
Bucksbot LeFonque'un etraflann-
da olanlara gösterdiği yılmaz du-
yarlılık 1994 albümlerinden de
açıkça anlaşıhyor. Evet bu albüm
Branford 'ın söylediği gibi fazla
satmamış. Ama albümde Maja An-
getou'nun Afrika'da verilen özgür-
lük mücadeleleri üzerine yazdığı
sevilen şiiri, "Caged BinTü oku-
duğu parça, bu ılgisizligi hic hak et-
miyor. Grup, bu parçayı Istanbul
konserinde de seslendırmişti.
LCJO ile geçen hafta lstanbul
Açıkhava Tiyatrosu'nda caz kla-
siklerini seslendiren VVynton ise,
büyüleyici ve üstün performansına
rağmen, îstanbullu caz severleri
kardeşi kadar şaşırtmadı.
İki kardeş de müziklerinin, Ken-
ny G'yi öraek gösterdikleri sıradan
"caz!" müzisyenleri ve birtakım
gangsta rap gruplan tarafindan tü-
ketilmesine karşı. Branford,bu en-
dişesini şöyle dile getiriyor:
"Si\ah müzik her zaman,cazdan
etküenen erişkinlerle yapılryor. Ta-
mam orada bir nesfl dunıyor. Mar-
vin Gaye.Stevie VVonder, Prince
ama şimdi müziğin çocuklar için,
çocuklar tarafindan yapıldıgı bir
zamandayız, bu çocuklar sadece
kendilerinden etkileniyorlar. Ünlü
olmak istiyorlar, ama plak şirketle-
rinin amaçlan. mevcut yetenekleri
geliştirmek değil, plak satmak. Tıp-
Branford Marsalis
kı HoUywood'da olduğu gibi Ne
kadar ahmaksan. o kadar çok para
kazanıyorsun."
Lafım esirgemeyen müzisyenin,
klasik normlara bağlı cazcılara da
söyleyecek bir iki lafi var "Kla-
sikçiler saksofonu duygusuz çau-
yorlar,birer teknisyen gibiler, iki
tarzm tek ortak vönü, ildsminde k»-
sa ömörlü çahşmalaria ilgilenme-
mesi Ben kayıtjarımı tarihi dökü-
manlar olarak görüyorum. 20 yıl
sonra sadece vaşadığım dönemin
bir kahntısı olarak, kenara atdmak
istemi>orum."
VVynton'la birlikte, caz müziğin-
de "geJeneksel akımlar"da topar-
lanmaya başladı. Geçen yıl Brezil-
yalı besteci Heitor Via Lobos'un
"Fantasia for Soprano Sax"adlı
eserini San Fransisko ve Detroit
Senfoni Orkestralan ile seslendi-
ren sanatçı,şimdiye dek balelerden,
çizgi film müziklerine, birçok ese-
re imzasını atmış.
lstanbul'da yaptığı basın toplan-
tısında "Beni sürekli çılgın, uç bir
insan gibi gösteriyorlar. son derece
sıradan ve normail bir insannn" di-
yen VVynton, genç caz müzisyenle-
rine herkesin doğrulannın farklı ol-
duğunu bu yüzden sadece ken-
dilerini mutlu edecek müziği yap-
malannı öğütlüyor.
• • • I
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Christopher CaudweH
1940'lann ikinci yarısı. Tünerden çıkıp Beyoğlu
Caddesi'ne girerken hemen sağda, yabancı yayınlar
satan bir kitapçı var. Cephesi daracık, içeriye doğru,
uzunlamasınabirdükkân: Frenç-Amerikan Kitabevi.
Ne zaman Beyoğlu'na çıksam bu kitapçıya mutla-
ka uğruyorum. Haftada en az iki üç kez. Tanıyoriar
beni. Bütün raflara bakıyorum, ilgimi çeken kitapJan
kanştınyorum, yer yer okuyorum, sonunda da para-
mın yettiğince bir şeyler alıyorum.
Pocket Books'lann bir liraya satıldığı yıllar...
Bir gün, baktım, ta arkada, kasanın yanında, mer-
diven altındaki, gözlerden uzak raflara International
Publisher'in kitaplan konmuş.
Ne yapacağımı şaşırdım...
Çünkü bunlar ciltli kitaplar, çok pahalı, üstelik de
birer tane, hemen almazsan bir başkası gelip alır, bir
daha bulamazsın!..
Belli ki toplu bir siparişin arasında gümrükten ge-
çivermişler... Pazarlamaa kendi kafasından listeye
ekleyip göndermiş olsa gerek... Kitabevi sahipleri de
gözlerden uzak bir rafa koymuşlar...
Siyasaya, tutumbilime pek aldırdığım yok, beni il-
gilendirenler yazınla ilgili olanlar...
Literature and Alt, Kaıi Marx and Frederick Engefs,
Selections From Their VVritings...
Fiyatı 780 kuruş.
Elimi cebime attyorum. Tamam, onu alabilirim. Ama
yanında çok ilginç bir kitap daha var:
lllusion and Reality, A Study of the Sources ofPo-
etry, Christopher Caudvvell...
Onun fiyat ise 1315 kuruş.
Kanştınyorum:
John Strachey, tanıtma yazısında yazan Ispanya
iç savaşında demokratik özgürlükler için ölen bir ko-
münist olarak niteliyor.
Bölüm başlıklanna bakıyorum:
"/. Şiirin Doğuşu; II. Mitolojinin Ölümü; III. Çağcıl
Şiirin Gelişmesi; IV. Ingiliz Şairieri; vb."
Alışılmışın dışında...
En sonda da "XII. Şiirin Geleceği" diye bir bölüm...
Kitabevinden çıkarken ayaklanm geri geri gidiyor...
Ne yapıp yapıp bu kitabı almam gerek...
Bir yandan para bıriktirıyor, bir yandan da nerdey-
se her gün gidip kitabın satılıp satılmadığını denetli-
yorum. Bu arada Frenç-Amerikan Kitabevi benim
için tam anlamıyla bir kitaplığa dönüşüyor, çünkü her
gidişimde yanm saat, bir saat lllusion and Reality
okuyorum.
Okumam biraz da yazarın niteliğini anlamak için,
çünkü Ingiliz Filolojisi'ndeki arkadaşlanm, öğretmen-
lerim arasında Christopher Caudvvell'in adını duy-
muş olan yok, onca para verip alacağım bir kitabı
kendim değerlendirmek zorundayım.
Evet, 1940'lann ikinci yarısında Türkiye'deki üni-
versite oğrencisi bir eleştirmen adayının düzeyi bu...
Sonra 1950'lerde "Modern Quartely"öe Caud-
vvell'le ilgili tartışmaları okuyorum. Maurice Corn-
forth'un, George Thomson'un, daha başka eleştir-
menlerin karşıt görüşleri savunan yazılan.
1969'da, gene International Publishers, David N.
Margolies'in The Function of Literature adlı yapıtını
yayımlıyor. Kitabın alt başlığı şöyle: Christopher Ca-
udvvell'in Estetiğinin Incelenmesi.
Bu arada "Yeni Dergi"öe Caudvvell'in birçok yazı-
sı basıldığı gibi, Margolies'in bu yapıtından bir bölüm
de yer alıyor.
1974'te Payel Yayınevi Mahmet M. Doğan'ın çe-
virisiyle Yanılsama ve Gerçekçilik'i yayımiıyor.
1989'da ise Murat Belge'nin Marksist Estetik
adıyla basılan 340 sayfalık yapıtının alt başlığı olarak
şu sözleri okuyoruz: Christopher Caudvvell Üzerine
Bir Inceleme.
Kırk yılda nereden nereye!.
David N. Margolies'in kitabını bir ara Ceial Öster
dilimize çeviriyordu. Basıldı mı, bilmiyorum. Ama Mu-
rat Belge'nin kitabı herhalde Ingilizceye çevrilmemiş-
tir. Çevrilse de yayımlayacak yayınevi bulunabilir mi?
Oysa bu kitap, bildiğim kadanyla, Christopher Ca-
udvvell için bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalış-
ma...
Şimdi, Murat Belge'nin bu incelemesi üniverstte-
de doçentlik tezi olarak hazırlandığı için "ortalama
akademik" düzeyde bir sergileme mi sayılacak?
Aynca, eleştiri çalışmalanmızı Batı yazınına yönlen-
dinmemizden bir şeyler umanlann, bu kitabı göklere
çıkarmalan gerekmez mi?
Bırakın yabancı dillere, özellikle Ingilizceye çevril-
mesini, Marksist Estetik, Türkçede bile basılacâk du-
ruma geldikten sekiz yıl sonra yayımlanmış. O birbi-
rinden güzel BFS Yayınlan'yla birlikte de ortadan yok
oldu.
Bilmem, Türkiye'de eleştirinin durumu (uygulan-
ması, başansı, gördüğü ilgi vb) bu küçük değinme ya-
zılanyla birazcık olsun aydınlığa çıkıyor mu?
btanbul Müzik Festivarnde
degişiMk
B KflHür Servisi - 23. Uluslararası lstanbul Müzik
Festivali'nde bugün Aya Irini'de konser verecek olan
Avusturya Macaristan Haydn Orkestrası ve
Philharmonia Korosu solistlerinden Tamara Takacs'ın
turne öncesi ani rahatsızlığı nedeniyle, yerini mezzo-
soprano Jolan Santa aldı. Budapeşte'de dogan Jolan
Santa, müzik eğitimine Bela Bartok Konservatuvan'nda
başlamış, daha sonra çalışmalannı Anna Gonda ile
Liszt Müzik Akademisi'nde sürdürmüş. Macar Devlet
Operası üyesi olan Santa, Macaristan, Avusturya,
Almanya, Fransa ve Italya'da birçok festivale katılmış.
Ustaoğlu
r
mm İrf Moskova'da
• Kfiltür Servisi - Yönetmenliğini Yeşim
Ustaoğlu'nun yaptığı "tz", 19.'sugerçekleştirilen
Uluslararası Moskova Film Festivali'nin yanşma
bölümüne katılacak. Yapımcılığını Mine Film - Kadri
Yurdatap'm yaptığı "lz"in senaryosu Tayfun
Pirselimoğlu'na ait. Başlıca rolleri Aytaç Arman, Nur
Sürer ve Derya Alabora'nm paylaştığı film New
York'tan Cannes'a uzanan pek çok uluslararası
festivale gönderilmiş ve bu yılki lstanbul Film
Festivali Yanşma Bölümü'nde en iyi film seçilerek
Eczacıbaşı ödülünü kazanmıştı. 17-28 temmuz
arasında düzenlenecek olan Moskova Uluslararası
Film Festivali'nin yanşma bölümünde 20 ülkeden
Fıtaıler yanşacak.
monografi kitaplan
• Ankara (ANKA) - Türkiye'nin çağdaş kültür ve
sanat alanındaki özgün sanatçı kişiliklerinı ulusal ve
uluslararası sanat platformlannda tanıtmak amacıyla
sanatçı monografileri kitap halinde yayımlanacak.
Kültür Bakanhğı tarafindan da desteklenen proje
kapsamında ilk altı kitap Enlem 80 yayınevi tarafindan
Türkçe - Ingilizce olarak okurlann beğenısine
sunulacak.