Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 1995 PAZARTESİ
HABERLER
Kafeteryaya
sflahlı saMırı
• tstanbu) Haber Servisi -
Kâğıthane'de bir
kafeteryaya, silahlı ve
bombalı saldında
bulunuldu. Can kaybına
neden olmayan saldın
maddi hasara yol açtı.
Alibeyköy Caddesi
üzerinde bulunan, Hülya
Doğan'aait "Havuzlu
Hasbahçe Cafe" ye gelen
ve kimlıkJeri henûz
belirlenemeyen kışılerin,
ateş açtıklan kafeteryaya
bıraktıkJan patlamaya hazır
bomba uzman ekiplerce
etkisiz hale getirildi. Bazı
gazeteleri arayan bir kişi,
saldınyı yasadışı Türkiye
lhtilalci Komünistler
Birligi (TtKB) tarafından
Nurtepe olaylannda
sorumlu tutulan kişinin
kafeteryasına yönelik
yapıldığını söyledi.
Takkeci toprağa
verildi
• İstanbul Haber Sevisi -
Istanbul'da bir röportaj
sırasında geçirdiği kalp
krizi sonucu hayatını
kaybeden lstanbul
Sıİuyönetim Komutanhğı
Askeri Mahkemesi
savcılanndan emekli
Hâkim Albay Süleyman
Takkeci, dün toprağa
verildi. Levent Camii'de
düzenlenen askeri törene,
Takkeci'nin ailesi,
yakınlan ve arkadaşlannın
yanı sıra, yüksek rütbeli
subay ve astsubaylar
katıldı.
Şetıremmi'de 1
müyarlık gasp
• İSTANBUL(AA)-
Şehremini'de işadamı ile
eşini rehin alan iki kişi
sılah zoruyla bankadan
çektirilen 1 milyar lirayı
alarak kaçtı. Nevbahar
Mahallesi Darüşşifa Sokak
15 numaradaki apartmanın
5. katında meydana gelen
olayda, kendilerini postacı
diye tanıtan iki kişi,
Mustafa Küsmez ile eşini
rehin aldı. Küsmez'in
bankada 1 milyar lirası
olduğunu öğrenen
gaspçılar, paranın
çekılmesini istediler.
Çekilen parayı alan
gaspçılar kaçtı.
Beykoz'da ihale
tepkisi
• lstanbul Haber Servisi -
Beykoz Belediyesi'nin
Refah Partili yönetimi
tarafından
Burunbahçe'deki 42
dönümlük arazinın tek
kişilik ihaleyle aylık 35
milyon liraya kiralanması
Beykoz halkının tepkisine
neden oldu. Burunbahçe'de
toplanan Beykozlular,
RP'li belediye yönetiminin,
belediyeye halkın
kullanımına açık kalması
kaydıyla bağışlanan
arazırun şahsa kiralandığını
belirttiler ve "Adil düzen
diye ortaya çıkanlann kime
karşı nasıl adil olduklan
ortaya çıkmıştır" dedıler.
TBMM'de çocuk
pazarı SOPUSU
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tnsan
haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Algan
Hacaloğlu, ANAP lstanbul
Milletvekili Bülent
Akarcah'nın, TBMM
Başkanlığı'na sunduğu
"Bafra ilçesinde çocuk
pazan kurulmaktadır. 10-
12 yaşlanndaki çocuklar,
babalan tarafından 20-30
milyon liraya çobanlık
yapmak üzere sürü
sahiplerine verilmektedir.
Bu konuda düşünceleriniz
nedir" içerikli soru
önergesine verdiği yanıtta,
konunun basmda haber
olarak yer alması
nedeniyle incelendiğini
bildirdi. Hacaloğlu,
pazarlarda yaşanan ilişkiyi,
"gelenekselleşen çocuk
çalıştırma ilişkisi" olarak
niteîendirdi.
Milli eğitîni
muduru trafık
kazasmda öldü
j • ERZURUM (AA) - Ağn
| Milli Eğitim Müdürü tsmet
j Ömeroğlu, Erzurum'da
' geçirdiği trafik kazası
sonucu öldü. Ağn'dan
Erzurum'a giden. Gıyas
Özel'in kullandığı 04 AR
22 plakalı resmi taşıt, kent
girişindeki refüjlere
çarparak takla attı.
Resmi taşıtta bulunan
Ağn Milli Eğitim Müdürü
Ismet Ömeroğlu, olay
yerinde yaşamını yitirdi.
' Yaralanan 5 kişi ise
; araştırma hastanesinde
tedavi altına alındı.
Gizh raporda PKK uyarısı
Alman istihbarat birimlerince hazırlanan ve Federal Meclis'e sunulan
raporda, PKK'nin Almanya için de bir tehlike oluşturduğu belirtildi
METÎN DALMAN
BONN - Almanya Parlamentosu Iç Politika
Komisyonu'nun istemı üzerine Alman istihbarat
birimleri, PKK raporu hazırladılar. Almanya'da
Federal Meclis'e sunulan gizli raporda,
Almanya'da PKK'nin terör eylemlerinin önüne
geçilemediğine dikkat çekilerek örgütün
Almanya için de tehlike oluşturduğu vurguland!.
Alman istihbarat birimlerinin Cumhurfyet
tarafından ele geçirilen 22 sayfahk gizli raporu,
9 Haziran 1995 tarihinde Federal Meclis'e
sunuldu. PKK eylemlerinin bu yıl tüm
Almanya'yı kapladığına dikkat çekilen raporda,
son beş ay içinde örgütün Almanya'da 165 Türk
kuruluşuna saldırdıği belirtildi. Raporda,
PKK'nin yaym organı olarak değerlendirilen
'Kurdistan Rundbrier isimli bültende.
PKK'nın asken kanadı ARGK tarafından Türk
turizmine yönelik tehditlere yer verildiğine
dikkat çekildi. Almanya'da 17 Şubat 1995
tarihinden bu yana giderek artan PKK terörünün
detaylı bir biçimde değerlendirildiği raporda,
1993'te ülke çapında ilan edılen PKK yasağına
rağmen örgütlenmenin sürdüğü belirtildi. PKK
yandaşlannın Almanya'da YCK isimli gençlik
örgütü ve kısaca TAJK olarak anılan kadın
örgütü içerisinde faaliyet gösterdikleri ve
eylemlerinin örgütten aynlan kadrolann
öldürülmesine kadar gelışebildiğine dikkat
çekildi. 1994'te Wuppertal kentmde öldürülen
Cemil Işık'ın örgüt içi hesaplaşmalar sonucu
hayatını kaybetmesi de örnek olarak gösterildi.
PKK eylemlerinin bu yıl tüm Almanya'yı
kapladığı belırtilen gizli raporda, 17 Şubat
1995 ten bu yana PKK militanlannın 165 Türk
kuruluşuna saldın düzenledıği açıklandı.
Genellikle Türk seyahat acentelerine
molotofkokteylleriyle gerçekleştirilen
saldınlann ardından, PKK'ye bağlı ERNK
bildirilennin ele geçtiği belirtildi. Raporda
aynca PKK tarafından yapılan birçok eylemde
Alevılik tartışmalannı provoke edici yönde
bildiriler ele geçtiğine dikkat çekildi.
66 PKKIi tuhıkJandı
Federal Ağır Suç Daıresı (BKA) tarafından
yürütülen soruşturmalar sonucunda son
dönemde 66 PKK'li zanlmın tutuklandığına dair
veriler de gizli raporda yer aldı. Alman
Parlamentosu'nda göriişülen gizli PKK
raporunun değerlendirme bölümünde PKK
eylemlerinin, başta Almanya olmak üzere tüm
Avnıpa çapında büyüme tehlikesi taşıdığı
vurgulanırken 1993'ten bu yana süregelen PKK
yasağının delindiği ve olaylann önlenmesi
yolunda etkisiz kaldığinın görüldüğü belirtildi.
PKK'nin şu anda uyguladığı strateji sayesinde
Almanya'da yaşayan Kürt kökenli Türk
vatandaşlanna ulaşabildiği ve amaçlan
doğrultusunda yönlendirebildiği belirtildi.
PKK'nin Almanya'dakı bazı aşm gruplardan
destek gördüğünün belirtildiği gizli raporda,
Almanya Parlamentosu içerisinde bazı kişi ve
küçük gruplann da terör örgütüne destek
verdikleri vurgulandı. Ancak destek verenlerin
isimlen yer almadı. Gizli raporda PKK'nin
kendi çıkarlan doğrultusunda Almanya
kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı belirtilirken
düzenlenen büyük çaplı kampanyalarla . ,
Türkiye'nin Almanya'da zor durumda -, ,.
bırakılmasının hedeflendiği belirtildi.
PKK'nin askeri kanadı olan ARGK'nin, 17
Ocak 1995 tarihinde yayımladığı biraçıklama
ile Türk turizmine savaş açtığını belirten rapor,
bu çatışmada Alman turistlerin hedef seçileceği
kuşkusuna yer verdi.
PKK'ye karşı baslablan sınır ötesi operasyonu süriiyor. (Fotoğraf: AA)
TSK'de kış hazırbğıKEMALYURTERİ
ANKARA - PKK'yi 'dağıhna süred-
ne' sokmak amacıyla örgütü geçen yıl-
lara oranla daha geniş çaplı operasyon-
larla ağır kayıplara uğratan Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin (TSK), bu süreci hızlan-
dırmak için Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'nde uygulanan 'alan hâki-
miyeti'ne dayalı stratejiyi kış boyunca
da sürdürmek isteğinde olduğu bildiril-
dı.
Irak. İran ve Suriye sınırındaki gü-
venlik önlemlerini arttıran Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin özellikle Irak sınırına
hâkim noktalarda kış süresınce de kal-
mak için kutup koşullanna uygun ola-
rak üretilmiş uyku tulumlan, giysiler,
çadırlar ve kar taşıyıcılan satın alma
hazıriığı içinde olduğu öğrenildi.
TSK'nin. son günlerde PKK'ye yö-
nelik uygulamaya koyduğu •istihbarata
dayah nokta operasyon' stratejısini kış
boyunca da sürdürmeyi planladığı ve
özellikle Kuzey Irak'ta bannan PKK
militanlannın toparlanmasına izin ver-
meyeceği ifade ediliyor.
Karakollara özel donamm
Konuyla ilgili çevreler, kış süresince
komşu ülkelerde bannarak ılkbahar ay-
lanndan itibaren ülke içinde eylemlere
girişen PKK'nin bu stratejiyle varhğını
sürdürmekte zorianacağım belirtirken
Yargıtay: Atatürk'e yapılan hakaret, her Türk vatandaşına yapılmış sayılır
Mezarcı davasının reddi Yargıtay'dan döndü
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,
Türkiye Curnhuriyeti'nin kurucu-
su ulu önder Mustafa Kemal Ata-
türk'e "veled-i zina" dediği ge-
rekçesiyle Bağımsız tstanbul
Milletvekili Hasan Mezarcı hak-
kında açılan manevi tazminat ıs-
temini reddeden mahkeme karar-
lannı oy çokluğuyla bozdu. Yar-
gıtay, bozma karannda, Atatürk'e
yönelik sözlerin doğrudan kişilik
haklarına saldın olarak kabul
edileceğini bildirdi. Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi Başkanı Cahit
Keskin, "veled-i zma" sözleriyle
hukuka aykınlık gerçekleşmedi-
ğini ve Yargıtay'ın karannın her
Türk vatandaşına dava açma hak-
kı tanıdığını belirterek, karara
karşı oy kullandı.
• Yargıtay, Atatürk'le akrabalık bağı bulunmadığı
gerekçesiyle Bağımsız lstanbul Milletvekili Hasan
Mezarcı hakkında açılan davalann reddedilmesi
karannı bozdu.
Eralp Özgen, Mehmet Dura-
noğju ve Erden Kuntalp'ın Ata-
türk'e saldınnın kınanması, kına-
ma karannın basında yayımlan-
ması ve Mezarcf nın manevi taz-
minata mahkûm edilmesi iste-
miyle açtıklan davalar, 13, 14 ve
20 nolu asliye hukuk mahkeme-
lerince, reddedilmişti.
Yerel mahkemelerin aralannda
akrabalık olmadığı gerekçesiyle
davalan reddetmesine karşın,
temyizde Yargıtay bu karan boz-
du. Yargıtay'ın oy çokluğuyla al-
dığı bozma karannda şu görüşle-
re yer verildi: "îleriye sürülen
sözlerin davalıya ait olduğunun
benimsenmesi durumunda matu-
fıyet iki yönlü gerçekleşmiş olur.
BirincisL doğrudan kişilik hakla-
nna saidındır. Atatürk'ü benim-
semek zina ürünfi olma gibi yo-
rumlanmıştır. Toplum için söyle-
nen sözler bakımından bireylerin
dava açamamaları. o toplumun
küme nheliğiyie ilgilidir. ıkincisi,
Atatürk'e yöneten sözler nedeniy-
le kişilik hâklanna saidındır. Ata-
türk'ün doğum yerinin Selanik
ounası ve kendini kanunla "Ata"
ilan etmesi küçültücü öğe olarak
ele alınmıştır. Anayasanın 176.
maddesi gereğince başlangıç kıs-
mı anayasa metni kapsanundadır.
Anayasa. bayrakta olduğu gibi,
Atatürk'ün TC'deki yerini belir-
lemiş, Türk evladryla bağlantısını
kurmuş ve ona karşı görevlerini
ise vatan ve miUet sevgisine ema-
net etmiştir. Böylece anayasal
bağlantıyla ve yukarda açıklanan
nedenle davacı Atatürk konusun-
da aktif husumet ehüyetine sahip
obnaktadır. Ö>ieyse isteği incekn-
meudir."
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Baş-
kanı Cahit Keskin, Yargıtay'ın bu
kararıyla davaların yeniden ele
alınacağı gibi, karan ömek kabul
eden kişilerce de sayısız dava
açılmasının gündeme geleceğine
dikkat çekerek, karara karşı oy
kullandı.
sınırlardaki geçiş zorluğu nedeniyle
PKK'nin militanlarını yurtiçindeki
kamplarda banndırma taktiğini deneye-
bileceğine işaret ediyorlar.
Genelkurmay Başkanlığı haziran ayı
ortalannda Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi
Ortaklar Jandarma Karakolu ile Van'ın
Başkale ilçesi Erenler Karakolu'na yö-
nelik 20 şehitle sonuçlanan PKK saldı-
nlannın ardından yapılan bazı yorum-
lara açıklık kazandırrnak amacıyla sınır
karakollarına 11-12 temmuz tarihleri
arasında basın gezisi düzenledi. Gaze-
tecilere, Jandarma Asayiş Bölge Ko-
mutanı Korgeneral Hasan Kundak-
çı'nın iç güvenlik operasyonlan hak-
kında bilgi vereceği belirtiliyor.
Türkiye'nin Irak ve İran
sınırlannın 'sıflr' noktala-
rında bulunan sınır kara-
kolları, terörist saldınlara
karşı özel donanımlara sa-
hip. Gece görüş sistemiyle
donatılan tank desteğine
sahip karakollar, sızmalara
karşı fens' olarak adlandı-
nlan 3'lü dikenli tel örgü-
lerin yanı sıra roket saldın-
lanna karşı etkili olduğu
belirlenen tel örgülü duvar-
larla çevrili. Karakollann
dışında mevzi kanallan bu-
lunurken acil durumlarda
karakollardan mevzilere
geçişi sağlamak amacıyla
yeraltı tünelleri de inşa
edilmiş durumda. Karakol-
lara hâkim tepelerde gün-
düz ve gece gözetleyicile-
rin bulundurulduğunu an-
latan askeri yetkililer, kara-
kol binalannın aynca ma-
yınlarla kuşatıldığını ve
havan desteğine sahip bu-
lunduğunu aktardılar.
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Tapmadan Sevmek -
Aşağılamadan Eleştirmek...
Yeştl türbelerin sessiz huzuruyla kahraman anrt-
lannın coşkusunu bırlikte yaşamayı becerememiş
bir toplumda Aziz Nesin'ın mezanyla ilgili vasiyeti
bir 'son söz' gibidir. Üzerinde çok düşünülmesi ge-
reken bir 'son söz'.
Nereye gömüldüğü belli olmayacaktır. Başında
törenler yapılmayacaktır. Kimilerinin 'söylenmesi
gerekeni söylediği', kimisinin içtenlikle söyteyeceği
sözleri de belki birbirine zoraki bir kanşma olma-
ması için istememiştir. Sevmekle tapınmayı birbiri-
ne kanştıran bir toplumda yaşadığını bilmekten ge-
len bir tepkiyle mi bunu yapmıştır? Yoksa bir 'kut-
sal ölü' olmayı mı reddetmiştir? Kendisinin ölümle
birlikte anılmasını mı istememiştir? Bunu, hiçbir
zaman bilemeyecegiz. Bütün hayatını 'başkaldın'
olarak yaşamış bir insanın ölümünden sonra ola-
caklan bilmekten kaynaklanan başka bir başkaldın
örneğinı gördük. Tören istemedi, mezar istemedi,
nutuk istemedi, ölüm ilanı istemedi. Bu davranışın-
da, "Benimle uğraşmayın, gidin yapmanız gereken
işlerie uğraşın" diyen bir tavır görmüyor musunuz?
Azgelişmiş, durağan bir kültürü inatla koruyan
bir toplumda yaşayan gelişmiş, dinamik bir kültü-
rün bütün temsilcileri gibi hayatr boyunca hırpalan-
dı. Anlaşılmak istenmedi, kabul edilmek istenmedi,
dinlenmek istenmedi. O da anlaşılmaktan vazgeç-
ti, inatla anlatmayı sürdürdü. Kabul edilmek iste-
medi, o da kabul etmediğini inatla gösterdi. Dinle-
mek isteyen herkese duymak istediklerini değil,
söylemek istediklerini söyledi. Bütün bunlan, bu
toplumu sevebılmek için yaptığını düşünüyorum.
Bu toplumu sevebilmek için sevilmekten vazgeçti.
Kimi zaman böyle yapmaktan başka çare yoktur
da ondan.
Islama karşı degildi. Hiçbir dine, hiçbir inanca
karşı değildi. Karşı olduğu şey din adına yapılan
zorbalıktı, din adına yapılan softalıktı. Karşı olduöu
şey bağnazlıktı, fanatizmdi. Bu da anlaşılmadı. Is-
lam kesimi onu reddetti. Belki de onu reddeden
kesime Islam kesimi değil, Islamın fanatik kesimi
demek daha doğrudur. Islam dininin -benim bildi-
ğim- hoşgörüsünü, olgunluğunu, kimsenin içindeki
gerçeğin bilinemeyeceği öğretisini bu olayda gör-
mek isterdim. Ama Aziz Nesin'in mezar yerinin bile
belli olmamasını istemesi yanında görkemli mezar
taşları, görkemli türbeler Islam inancına sahip
olanlar için de düşündürücü değil midir? Hiçbir za-
man hiçbir inanca saldırmamış, sadece kendisinin
inanmadığını söylemiş bir insana reva görülen sal-
dınlar yeterince öğretici değil midir?
Bu toplumda lider olmayı değil, turnusol kâğıdı
olmayı seçti. Hırçınlığı, sivri dilliği, inadı, direnci bu
seçimindendir. Lider, uzlaşmak, çevresiyle birlikte
yürümek zorundadır. Turnusol kâğıdı ise uzlaşmaz-
lığı temsil eder. O, asitle bazı kesin biçimde ayınr-
ken ayrım noktalarını vurgulamakla yükümlüdür.
Ama her şeyin üstünü örterek yaşamaya alışmış
'pragmatik bir toplumda turnusol kâğıdı görevini
üstlenmiş kişilikler, taşınması zor duruma gelir.
Aziz Nesin de hayatının son döneminde düşündü-
ren mizahını aşmış, 'zoriayıcı' bir davranışı benim-
semişti. Toplumu 'karar vermeye zoriuyordu'. Gör-
düğü büyük ilginin de büyük tepkinin de asıl nede-
ni budur.
En çok tartışılan sözü "Türk halkının yûzde alt-
mışı aptaldır" olmuştur. Bir süre bu sözüyle ne de-
mek istediğini anlattı. Anlaşılmadığını görünce de
bundan vazgeçerek sözünü bir belge olarak yine-
ledi. Elbette Türk halkı da başka bir halk da aptal
degildir. Halkın davranışı aptallığından değil, sus-
manın, katılmamanın yarannı görmesindendir. Aziz
Nesin de bunu çok iyi biliyordu, ama bu sözle in-
sanlan düşündünmek, karşı çıkmalannı sağlamak
istiyordu.
'Tapmadan sevmek-aşağılamadan eleştirmek'
gelişmiş bir kültürün davranışlandır. Biz bu kültü-
rün henüz çok uzağında olduğumuz için daha bir
süre sevdiklerimize tapmak isteyeceğiz, eleştiriyje
aşağılamayı birbirine karıştıracağız. Ama bugün
görevimiz Aziz Nesin'i daha çok anlamaktır.
Tapmadan sevmeyi, aşağılamadan eleştirmeyi
öğrendiğimiz zaman Aziz Nesin daha fıuzurla
aramızda olacaktır.
Gazi yaralılanna
para yardımı
tstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi'nde
meydana gelen olaylarda yaralanan vatandaşlara
yardun amacıyla gönderilen paralar, Pir Sultan Abdal
Canlar Demeği tarafından dağıtıldı. Hollanda HAK-
DER Federasyonu'na bağlı Alkmar Hacıbektaş Veli
Kültür Derneğı ve Hilverson Alevi Bektaşi Kültür
Derneği tarafından gönderilen 6 bin 890 Hollanda
Florini, Gazi Mahallesi'nde yaralanan 11 kişiye
dağıtıldı. Bakırköy'deki dernek binasında bir konuşma
yapan Dernek Baskanı Muharrem Coşkun, Gazi
Mahallesi'nde meydana gelen olaylann
tekrarlanmaması için vatandaşlan duyarlı olmaya
çağırdı.
KONUK YAZAR / ERCAN KARAKAŞ CHP lstanbul Milletvekili, eski Kültür Bakanı
% % Ikemızde düşünce ve telif haklan so-
U
runu, 1952 yılında çıkan Fikir ve Sa-
nat Eserleri Kanunu'na dayanarak çö-
zülmeye çahşıldı. Ancak, 40 yılı asan
zaman dilinıi. birçok yasanın gözden
geçirilmesıni zorunlu kıldıgı gibi Fi-
kir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun da yenilenmesi-
ni kaçınılmaz bir hale getirmıştir.
20. yüzyılın ikinci yansında gerçekleşen bilim-
sel ve teknolojik gelişmeler, düşünce ve sanat eser-
lerinin üretiminde.de yeni tekniklerin uygulanma-
sını beraberinde getirmiştir. Bilgisayar alanındaki
hızlı gelişmenin toplumun tüm alanlanna yayılma-
sı, geleceğin bılgi toplumuna doğru önemli adım-
lar atılması,fikirve sanat haklannın da yeniden dü-
zenlenmesini zorunlu kılmış ve dünyada bu alan-
da bazı önemli adımlar da atılmıştır.
Telif haklan denen haklar grubuna Batılı ülke-
ler, Latince kökenden gelen birkavTamı, "intellec-
tfiel propert>" düşünce haklan karşıhğında kul-
lanmaktadırlar.
Tam Türkçe karşılığı düşünsel malvarlığı olan
bu kavram. Batı dıllerınde hem kültür ve sanatta
hem de endüstride üretılmi; olan düşünceye daya-
lı tüm haklan kapsamı içine almaktadır. Bu neden-
le patent haklan da genel olarak bu başlık altında
dile getırilmektedir.
Birleşmiş Milletler Örgütü konunun önemi ne-
deniyle, merkezi Cenevre'de olan BM-Dünya Fik-
ri Mülkiyet Örgütü'nü (World Intellecturl Property
Organization) kurmuş ve bu örgüt aracıhğı ile ya-
nm yüzyıla yakın süredir dünyadaki düşünce hak-
lan ile ilgili gelişmeleri yönlendirmeye çalışmış-
tır. Kurulusunda Türkiye'nin de üye olduğu bu ku-
rulusun çalışmalannın sonralan gerektığı şekılde
izlenmemiş olması, uluslararası düzeyde aramızda
Telif haklaraıda çağdaşlık
kopukluk yaratmıştır.
Çağdas standartlan yakalayabümek için bu ve
benzeri kuruluşlara uzmanlık temsılı ile katılmamız
artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Aksı takdirde yenı
gelişmeleri; örneğin dijital teknolojinin internet sis-
teminin ortaya çıkardığı düşünce haklan ve bunlar-
la ilgili sorunlan izleyıp zamanında gerekli önlem-
leri almalıyız.
Tüm bu gelişmelerden dolayı bakanlığımız, yü-
rürlükteki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Ka-
nunu'nun günün gereksinimlerine yanıt vermeyen
maddelennın değiştirilmesi için 1992 yılında bir
çalışma başlatmıştır.Yasa değişiklığının hazırlan-
masında kültür, bilım. sanat dünyasının temsilcile-
ri ve uzmanları da katılmıştır.
Sonuçta; uluslararası standartlar ve mevzuat da
incelenerek mevcut yasanın 33 maddesi taslak ola-
rak hazırlanıp TBMM Başkanlığı'na sunulmuştur.
Geçen nisan-mayıs aylannda TBMM Genel Ku-
rulu'nda görüşülen yasa değişiklikleri, 12 Haziran
1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yü-
rürlüğe girmiştir.
Yapılan bu yasa değişikliği ile sanatçılann ve ya-
ratıcılann ortaya koyduğu eserler ile ilgili haklan-
nın her boyutuyla korunması için aşağıda özet ola-
rak belirtılen yenilikler getirilmıştir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu
değiştiren tasannın yenilikleri:
1. Yenı yasadaki en büyük yeniliklerden bıri.
daha öncekı yasayla koruma altına ahnmamış ba-
zı eserlerle haklann korunmasıdır. Bunlan şöyle sı-
ralayabilirız:
a) Bilgisayar programlan: Her ne kadar bugün
yürürlükte olan yasanın 2. maddesi ("Herhangi
bir şekilde dil ile ifade olunan bütün eserler")
bilgisayar programlannı da kapsıyor diye yorum-
lanabilir. Yeni yasada bilgisayar programlan, ilim
ve edebiyat eserleri arasında sayılmış, bir bilgisa-
yar programımn nasıl çoğaltılacağı, programı kul-
lanan kişilere ne gibi haklar sağlandığı vb. düzen-
lenmiştir. Aynca, veri tabanlan da işlenme eserler
arasında sayılarak koruma altına alınmıştır.
(İşlenme, diğer bir eserden istifade suretiyle vü-
cuda getirilip de bu esere nispetle bağımsız olma-
yan ve yasanın 6. maddesinde sayılan "fikir ve sa-
nat mahsullerT'dir).
b) Eser sahibinin hâklanna komşu haklar: Fikir
ve sanat eserlenni yorumlayan oyuncu, şarkıcı, çal-
gıcı, dansçı, vb. sanatçılann bu yorumlan üstünde
eser sahibinin hâklanna benzeyen komşu haklara
sahip olduğu kabul edilmiştir. Bu alanı düzenleyen
1961 tarihli uluslararası bir Roma Sözleşmesi de
vardır. Ülkemiz, bu sözleşmeyi henüz kabul etme-
miştir. Sözleşmenin kabulü ve içhukuk kuralı ha-
line gelmesi için çalışmalar sürmektedir. Yeni ya-
sa, icracı sanatçılann yorumlannın tespit edilme-
si, çoğaltılması, yayımlanması haklannı bu sanat-
çılara tanımıştır.
Aynca, nıüzık eserlen yapımcılannın yapımla-
n üzerinde yayın kuruluşlanmn da programlan üze-
rinde benzer haklara sahip olduklan kabul edılmiş-
tır.
2. Yeni yasadaki önemli bir yenilik de sinema
eseri sahipliğimn değiştirilmesidir. Yeni yasaya
göre sinema eserlerinin sahibi; yönetmen, özgün
müzik bestecisi ve senaryo yazan, sinema eserinin
birlikte sahibidırler. Eski yasaya göre sinema ese-
rinin sahibi yalnızca yapımcısıydı. Ancak, bu "bir-
likte sahip" olan kişiler, yeni yasaya göre mali
haklannı yapımcıya devredebileceklerdir.
3. Yeni yasanın başka önemli değişikliği, mes-
lek birlikleri ile ilgili değişikliktir. Eski yasaya gö-
re dört meslek birhği vardı:
İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği
(İLESAM),
Musıki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (ME-
SAM),
Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (GE-
SAM),
Sinema Eseri Sahipleri Meslek Biriiği (SE-
SAM).
Bu birlikler eski yasa ile kurulmuştur Aynca, es-
ki yasa "Aynı alanda birden çok meslek birliği
kurulamaz"diye başka birlik kurulmasını da ya-
saklamıştır.
Yapılan değişiklikle, yasalaşan hükme göre,
meslek bırliği kurulması serbest bırakıhnışür. Ye-
nı yasa ile her alanda birden çok meslek birlığinin
kurulması serbest bırakılmıştır.
Yeni yasanın geçicı maddesiyle de bugünkü
meslek birliklerinin bir yıl içinde yeni meslek bir-
liklerine dönüstürülmesi olanağı sağlanmıstır.
4. Yeni yasada bütün koruma süreleri 70 yıla çı-
kanlmıştır. Daha önce genel olarak 50 yıl, el işle-
ri. küçük sanat eserleri. fotoğraf ve sinema eserle-
ri için 20 yıl. çeviriler için de 10 yıldı.
Yeni yasada aynca bu sürelerin yürürlük tarihin-
den sonra işlemeye başlayacağı ve bu tarihten son-
ra alenıleşen eserlere uygulanacağı hükme bağlan-
mıştır. Yasa yürürlüğe girdikten sonra yapımı ta-
mamlanan sinema eserlerine koruma süreleri uy-
gulanacaktır.
5. Eski yasada var olan TRT ile ilgili hüküm, bü-
yük ölçüde değiştirilmıştir. TRT'nin tekel durumu
ortadan kaldmlmış, diğer TV kanallan gibi 3984
sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınlan
Hakkında Kanun hükümlerine bağlanmıştır.
6. Yeni yasadaki önemli bir degiştklik de hak sa-
hiplerine uygulamada tamnan bir kolaylıkla ilgili-
dir. Eski yasaya göre eser sahibi, buhınduğu yerde
dava açamazken, getirilen değişiklikle eser sahip-
leri artık ikamet ettikleri yerde de tecavüzün refi
ve men davası açabileceklerdir.
7. Yeni yasada aynca fikri haklara tecavüzle il-
gili suçlann cezalan arttınlmıştır. Bu alanda kovuş-
turma kolaylaştınlmış, 3005 sayılı Meşhud Suçla-
nn Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerimn uygu-
lanacağı belırtilmiş. bir eserin çoğaltılabilmesi için
bazı kayıtlar getirilmiştir. Bütün bunlar, fikri hak-
lar alanında çok yaygm olan korsanhğın önlenme-
si için düşünülmüş önlemlerdir.
8. Eser sahipliği, noterlerce düzenlenecek resmi
belgelerle ispatlanabilecektir.
9. Kitaplara da bandrol yapıştınlacağı hükmü
getirilerek yaygm olan korsanlık önlenmeye çalışıl-
mıştır.