13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA HABERLER Cankurtaran beMesinde bu kez oylar eşit • DENİZLİ(AA)- Denizli'nin merkez ilçeye bağlı Cankurtaran beldesinde ANAP ile DYP arasında gidip gelen belediye başkanlığında bu defa oylar eşit çıktı. Oylann Merkez Seçim Kunılu'nda yeniden sayımı tamamlandı ve her iki adaya da eşit oy çıktığı bildirildi. Beldede pazar günü yapılan seçimde Cankurtaran Belediye Başkanlığına 526 oyla DYP adayı Nazmi Gündüz'ün seçildiği açıklannuştı. ANAP, iptal oylannm fazlalığını bahane ederek itirazda bulunmuş ve oylann yeniden sayılmasını ısterruşti. Oylar yeniden sayıldığında ANAP'lı llyas Sankaya'ya519, DYP'li Nazmi Gündüz'e ise 518 oy çıkmıştı. Dün de DYP'nin itirazı üzerine oylar yeniden sayıldı ve tlçe Seçim Kurulu akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, ANAP veDYP'ye518'eroy çıktığını açıkladı. Merkez Ilçe Seçim Kurulu'nun açıklaması ûzerine DYP Merkez Ilçe Başkanı Selçuk Oymak ve ANAP Merkez tlçe Başkanı Irfan Yaprak, sonuçlara II Seçim Kurulu nezdinde itirazda bulunacaklannı açıkladılar. Sıvas'ta silaiı operasyonu • SIVAS (Cumhuriyet) - Sıvas'ta bir ıhban değerlendiren kaçakçılık şubesi timleri 19 adet Karadeniz yapımı çeşitli çap ve markalarda silah ele geçirdi. Sıvas'ın Yıldızeli ilçesinde çimento ticareti yapan Mehmet Kılıç hakkmda yapılan ihban değerlendiren kaçakçılık şubesi elemanlan, bu kişinin işyerinde yaptıklan aramada 19 adet ruhsatsız çeşitli çap ve markalarda tabanca, bu tabancalara ait yedek şarjörler ve mermiler ele geçirdiler. Mehmet Kılıç'ın ifadesi üzerine Giresun'un Espiye ilçesinde operasyonu sürdûren timleT, Bekir Esen'in evinde yaptıklan aramada 34 adet tabanca ve şarjör ele geçirdiler. Yakalanan kaçak silah, mermi ve şarjörlerin piyasa değerinin 1 milyar olduğu belirtildi. 'Ara seçimler kahhrılsm' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-MHP Genel Sekreteri Yaşar Erbaz, ara seçimlerde kanunsuzluk, siyasi ahlaksızlık yapıldığının ve iktidar gücünün baskı unsuru olarak kullanıldığının herkes tarafından bilindiğini kaydederek ara seçimlerin kaldınlmasını istedi. Erbaz, dün düzenlediği basın toplantısında. bu tür suçlamalann devam edeceğini ifade ederek sık sık seçim yapılarak ciddi ekonomik sıkıntılara düşülmesinin önlenmesi için ara seçimlerin kaldınlmasını önerdi. Haiis: İstifa etmiyopum • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosa) - Devlet Bakanı Ziya Halis, sahibi olduğu şirketin tSKt'den haksız yere fazla hakediş aldığı savlan ûzerine bakanlıktan istifa edeceği haberlerini yalanladı. Halis, "Ben milletvekili olunca şirketin genel müdürlüğünü bıraktım. Bakan olunca da yüzde 50 hissemi sattım. Bir şirket İSKİ dahil her yerle iş yapabilir. Eğer bir kusuru varsa yargı yollan açıktır, gereği yapılsın" dedi. YSK, İP'in başvurusumı reddetti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yûksek Seçim Kurulu, Işçi Partisi'nin, 2 üçe ve 34 beldede yapılan yerel ara seçimlerin iptaline ilişkin başvurusunu reddetti. tP, propaganda döneminin sona ermesi ve yasaklann başlamasına rağmen, TRT'nin 20.00 haber bülteninde DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in o gûnkü seçim gezilerinin 'Başbakan' sıfatı kullanılarak tek tek verildiğini gerekçe göstererek 2 ilçe ve 34 beldede yapılan seçimlerin iptali istemiyle YSK'ye başvurmuştu. Diyanet, dini TV yayınlarını izlemeye aldı. Diyanet îşleri Başkanı'nın Cumhuriyet'e demeci: Meczuplar televizyondaHÜLYA KARABAĞLI ANKARA - Diyanet Îşleri Başkanı Mehmet Nuri Yümaz, özel radyo ve televizyonlarda din konusunda \erilen yanlış mesajlara dikkat çekerek "Bazı kesimler, bilinçti olarak çaüşma ortanu varatıyor. Din adına meczuplar televizyonda konuşuyor" dedi. Dini yetkınlik yönünden "muhatap alınmayacak" kişilerin ekranlarda "ahkâm kesip fetva verdiğmi" vurgulayan Yılmaz. "Bizde hurafeciHk hatır ve pazar bulmaz" görüşünü dile getirdi. Diyanet Îşleri Başkanı Yılmaz, Cumhuriyet'in. özel radyo ve televizyonlann din ağırlıklı programlanna ilişkin sorulannı yanıtladı. "Gözlemci sıfaüyla ve temel doğruiann saptınlmaması amacryla" dini ağırlıklı tüm televızyon ve radyo yayınlannı yakın takibe aldıklannı İcaydeden Yılmaz, programlan "hurafe" yönünden olumsuz ve sağlıksız olarak nitelendırdi. Ehliyetsız kişilerin televizyonlarda "ahkâm" kestiğini ve "fetva" verdiğini kaydeden Yılmaz, "Bunlarne günümüz insanına ne de koşullanna uvar" dedi. 'Tımarhanelikler' Son günlerde bazı özel radyo ve televizyonlarda din konusunda düşünce açıklayanlann sayismın çoğaldığına işaret eden Diyanet Işlen Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, "rencide edflen" yurttaşlann "hurafecttik yapılryor" gerekçesiyle yayınlara duyduğu tepkiyi mektup ve telefonlarla Diyanet Îşleri • Başkanlığf na ılettiklerini söyledi. Rahatsızlık boyutunun giderek yükseldiğine değinen Yılmaz, "Din hassas bir konudur, herkesin konuşmaması gerekir" dedi. Yılmaz, şöyle devam etti: "Din öyie bir şey Id iyi anlattıgınız zaman milleti iyiye doğnı götüriir ve yükseltir. yüceitir. Ehliyetsi/ kişilerin elinde ise zararlı olur. Bazı meczuplan çjkanyorlar bunlar, bana göre gereksiz onlar. Tunarhanede yatması gereken adanu, din adına televizyona çıkarryorlar. Avrupa'da olsa, o tür adamlara şefkate muhtaç diye iKifat ederler, tedaviye alırlar. Bizde televizyonlara çıkanuyor, meşhur ediliyor. Muhatap alınmayacak insanlar böyk itibariı hale getiriliyor. Birçok meczup teie\iz>ona çıknor." Laikliği gündeme getırerek çatışma ortamı yaratmaya çalışan yayınlan da eleştiren Yılmaz, kimsenin böyle aynm yapma yetkisi taşımadığını kaydederek İkili toplantı Sosyaldemokrat SPD'den CHP'yeeleşthitemel hedefi. demokrasiyi Avnıpa standartlanna ge- tirmektir. Türkiye'de 12 Eylfil askeri rejiminin yapüğı bir demokrasi var- dır. 12 Eylfil Aanayasasını kakhrmak istiyoruz." Gümrük birliği görüş- mesinin Türkiye'yi yakın- dan ilgilendirdiğini belir- ten Suiçmez, Türkiye'nin Avrupa ailesi içinde ger- çek bir şekilde yerini al- mak istediğini belirterek "Türk halkı sosyal de- mokratlann düşünceierin- den her zaman etkflenmiş- lerdir" dedi. SPD Genel Başkan Yar- dımcısı Dr. Herta Daublen Gmelin de Türkiye'nin Avnıpa Birliğine girmesi- ni çok istediklerini söyle- di. Gümrük birliği süreci- nin tamamlanmasından yana olduklannı kaydeden Gmelin, ancak bir takım sorunlar bulunduğunu bil- dirdi. Gmelin, şunlan söy- ledi: "Türldye aleyhine yapı- lan konuşmalardan rahat- sızhk duyulduğunu biliyo- ruz. Ancak, Türk medyası da Almanya hakkmda yanlış bilgiler veriyor. Kürt sonınu da çeşitli gö- rüş aynuğına neden olan bir konudur. SPD olarak, Almanva'da yaşayan Türklerin sorunlanyla ya- kından ilgiieniyoruz. Türklerin eşit haklara sa- hip olmasını istiyoruz. Bu- nun demokrasi açısından yapılması gerekir. Bir ül- kede birinci ve ikinci sınıf vatandaş olmazT şunlan söyledi: "İki Idşi konuşmacı olarak çıkarılıyor. Güya biri Müslümanlığı, diğeri de laikliği temsil ediyor gibL Bir Müslümanhk-laiklik çatişması sanki yaranlmak isteniyor. 'Laikhk dinsizlik değildir' dedim defalarca. Diyanet'in varhğı da laiküğe aykın değildir. Bazı şeylerde aşınhk söz Abkâm kesip fetva veriyoptar' •Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, bazı özel radyo ve televizyonlarda dini yetkinlik yönünden muhatap alınmayacak kişilerin ahkâm kesip fetva verdiğini söyleyerek. 'Televizyonlar, muhatap alınmayacak insanlan itibariı hale getirdi' dedi. •Yılmaz, "rencide edilen" yurttaşlann "hurafecilik yapıhyor" gerekçesiyle yayınlara duyduğu tepkiyi kendilerine ilettiklerini söyledi. konusu. Öyie bir laiklik tarifi yapıhyor Id orada da dine yer yok. Orta bir yolu buhnak lazun. Dunıp dururken Alevi- Sünni çabşması kargaşadan başka bir şey değil. Hiçbir sıkıntı yok. Bunlan karşı karşıya getirmenin zarardan başka bir şeyi olmaz." Diyanet Îşleri Başkanı Yılmaz, özel radyo ve televizyonlarda yayımlanacak dini içerikli programlarda, bilimin temel alınması gerektiğini.ancak hiçbir televizyonun bunlara uymadığını belirterek "Hedef ülkenin ve insanın ileıiemesi oJmalı" dedi. Dini ağıruklı televızyon ve radyolann günûn koşullanna uymayan yayımlan yüzünden, başka dinden olanlara eleştirme fırsatı tanındığına değinen Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, şöyle devam etti: "Verilen fetvalar günün şartlanna uymuyorsa, günümüz insanını da t atmin etmivor. Okumuş insanlar, dini duygulan zayıf olan insanlar dine yaklaşmaktan vazgeçiyoıiar. Başka dinden olanlar bizi eleştirme mevkiinde oluyor. Hayata bağJayan, Oeriemeye sevk eden, düşündüren, heyecan veren, hikmetli sözler anlatılmalı. Neden gerçekler dururken valanlar anlatılsın?" Özel yayınlara tarikat rotası ANKARA (Cumhnriyet Bûrosu) - TGRT. STV, Mesaj, Kanal 7 gibi bazı özel televizyon kuruluşlan ile yurt genelinde faaliyet gösteren bazı radyo kuruluşlan, yayımladıklan dini içerikli programlarda, kendilerini yakın hissettıkleri ya da bağlı bulunduklan tarikaüann görüşleriyle dini ^orumluyorlar. Radyo ve Teievizyon Üst Kurulu'nun (RTUK) belüiemelerine göre, zaman zaman "hflafet" övgüsü de yaptlan yaymlarda son dönemde en çok işlenen sav, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mn ardından bir Ingiliz getnisiyle ülkesinden kaçan son padişah l *Vahdettm"in Vahdettin'i, yayımladığı *lz Bırakanlar" programında "kahraman" ilan eden TGRT Televizyonu ile RTÜK mahkemelik oldu. Dini ağırlıklı yayuı kuruluşlan iftar ve sahur vakitleri için, Diyanet Îşleri Başkanlığı'nm belirlediği saatlere uymadı. Yurttaşlar ilk kez Diyanet îşleri Başkanlığı'nın iftar ve sahur saatlerine uyan TRT ile diğer televizyonlar arasında farklı uygulamalara tanık oldular. Bazı özel radyo ve TV'ler, "Hıristryanhğm devanu" olarak sunduklan yılbaşı kutlamalannın yapılmaması telkinlerini içeren programlar yaptılar. Bu grupta yer alan bazı radyolar, içki satışı yapılan yerlere açık tavır koyarak satışlann önlenmesi konusunda yurttaşlardan yardım istedi. Sağhk Bakanlığı'nın gerçekleştirdiği son aşı kampanyasmda da, dini içerikli yaym yapan kuruluşlar "kısırhğa neden oktuğu" iddiasıyla kampanyaya karşı çıktılar. RTÜK: Kasetleri gönderin Diyanet İşleri RTÜK'ten yardım istedi ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Diyanet Îşleri Başkanlığı, 27 Aralık 1994 tarihinde Radyo ve Televizyon Ost Kurulu'na (RTÜK) gönderdiği yazıda, özel kuruluşlarca izinsiz düzenlenen ve canlı olarak camilerden yayımlanan programlara engel olunmasını istedi. Söz konusu programlarda "telafisi olanakstz" yanlışlar yapıldığına işaret eden Diyanet Îşleri Başkanlığı, önlem alınması istemini RTÜK'e iletti. RTÜK, 6 Ocak 1995 tarihinde Diyanet Îşleri Başkanlığı'na ilettiği yanıtta, 3984 sayılı radyo ve televizyon yayınlannı düzenleyen yasanın ilgili maddelerini anımsatarak başkanlıktan yayın ilkelerine aykın olduğu belirlenen yayın kuruluşlannın program kasetlerini istedi. Üst kurul, incelenecek kasetler hakkında gerekli değerlendirmelerin yapılacağını bildirdı.Radyo ve Televizyon Yayınlan Yayın Esas ve Usulleri Hakkmda Yönetmelik'in "Gend Yayın tlkderi" bölümünün 5. maddesi, "yayınlann, kısmen de olsa dini esaslara dayandınlamayacağuıı'' hüküm altına alıyor. ANKAR-V (Cumhnriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kan Yardımcısı Ertöz Va- hit Suiçmez, Alman sosyal demokratlann eleştirile- rinden rahatsızlık duyduk- lannı belirterek "Bizünle hiç görüşme yapmadan, bir takım çevrelerden al- dıkları bilgilerle bizleri eleştiriyorlar" dedi SPD Genel Başkan Yardımcısı Dr Herta Daublen Gme- lin de gümrük birliği süre- cinin tamamlanmasını çok istediklerini. ancak bir ta- kım sorunlar bulunduğu- nu bildirdi. SPD ile CHP arasmdaki ikili toplantı. dün Ankara Hilton Oteli'nde başladı. Toplantıya SPD'den üst düzey yetkililer ile CHP Genel Başkan Yardımctsı Ertöz Vahit Suiçmez, Kül- tür Bakanı Ercan Kara- kaş, eski Dışişleri Bakanı Mümtaz Sovsal ve CHP Milletvekili İsmail Cem e katıldılar. Toplantının açış konuşmasuıı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suiçmez. Alman sosyal demokratlann eleştirile- rinden rahatsızlık duyduk- larını belırterek şunlan söyledi: "Bizimle hiçbir görüş- me yapmadan bir takım çevrelerden aldıklan bilgi- ler doğrultusunda bizi eleştiriyorlar. Bazen çifte standarda dayalı eleştiriler yapıbyor. Bu eleştiriler, bir takım çevrelere yarıyor. Bu çevrelerin başında da tslamcılar geliyor. CHP'nin ideolojik olarak RP'li Yılmaz yargılanacak KARS (AA) - Kars'ta yaptığı bir konuşmada 'Hü- kümetin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyıf etti- ği' gerekçesiyle Rize Bele- diye Başkanı RP'li Şevki Yılmaz hakkında dava açıl- dı. 17Mart 1994 tarihinde Kars'ta yaptığı konuşma ne- deniyle hakkında dava açı- lan Yılmaz. Kars Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılana- cak. Yılmaz, dava açılması- na neden olan konuşmasın- da şunlan söylemişti: "Oy- lannızla bu ülkedeki farele- re kapan kurunuz. Ssadece kanalizasyonda, lSKl'de fa- re yok. Fareler Bakanlar Ku- rulu'nda, benim polis kar- deşim Kars'ta hırsız anyor. Hırsız Kars'ta ne gezer? Hırsız Ankara'da, Bakanlar Kunılu'nda." VEFAT Kurulumuzun Eski Başkanı, Değerli İnsan ve Bilim Adamı Dr. Yaman AŞIKOĞLU'nukaybetmiş olmanın derin acısı içindeyiz. Kurulumuza ve Ülkemize üstün hizmetler vermiş olan Dr. Yaman AŞIKOGLU'na Tann'dan rahmet, kederli ailesine başsağhğı dileriz. Merhum için 8 Haziran 1995 Perşembe Günü Saat: 10.30'da Sermaye Piyasası Kurulu Binası önünde bir tören yapılacaktır. Merhum 9 Haziran 1995 Cuma günü İzmir'de toprağa verilecektir. Sermaye Piyasası Kurulu GLOBAL POLİTİKIILTUR ERGtN YILDIZOĞLU 'Cyber Demokrasi?..' Ne Zamana Kadar? Teknolojik bir devrimin ortasındayız. Dünyanın dört bucağında, düşük maliyetli bilgisayarlar, 3G milyondan fazla üyesi olan haberleşme ağına bağ- lanmışlar. Hiçbir devtetin kontrolü olmadan istedik- leri yerle ve konuda, ışık hızıyla ve yerel tetefon ko- nuşması fiyatına haberleşiyorlar. "Nüfusu milyar- larta ifade edilen bir gezegende 30 milyon kişilik bir demokrasi pek fazla sayılmaz!" Olsun, bu bir başlangıç. Kitle iletişim alanında bir "cyber de- mokrasi"n\n tohumları atılıyor. Işte liberal düşünce- nin en son diline doiadığı rüya bu minvalde sürüp gidiyor. Bu hafta Bustness Week dergisi bu rüyanın ger- çekte nereye doğru girtiğini gösteren ilginç bir- araştırma yayımladı: "Paranın Geleceği: Elektronik Para (E-Para) bugünkü banka sistemi ile rekabete başlıyor." BVV, dev şirketlerin, bu yeni kitleiletişim alanına, "cyber space"e bakıp nasıl ağzının sulan- dığını etraflıca anlattı. Daha şimdiden bilgisayar ağlannda ışık hızıyla ve sınırlar ötesi alışverişlerin, ücra köşelerdeki müşterilerin hayali ile kıyasıya bir yanş başladı bile. Halen kontrol dışı olan bu alanda para nasıl güvenlikli bir şekilde dolaşacak? Bu so- ruya cevap verecek sistemi yaratanlar "köşeyi dö- necekler." Ama "cyber space" de bu yolla serma- yenin kontrolüne girecek. Arkastndan da bilginin, haberleşmenin kontrolü, sınırlanması ve "cyber demokrasi'nm sonu gelecek... Bu kârlı alandan faydalanmaya hazırlananlara bakınca durum daha bir anlaşılır hale geliyor. Glo- bal haberieşme ve elektronik tekeli AT&Tnin multi- medya bölümü başkan yardımcısına göre "Sanayi devrimine benzer bir devnmin eşiğindeyiz... Elekt- ronik ticaret dünya çapında iş yapma tarzını kök- ten değiştirecek"... Chernical Bank elektronik ban- kacılık bölümü müdürü RA. Braco ekliyor: "Ban-- kalar 5 yıl içinde bu piyasada kendilehne büyük paylar elde etmek için uygun ürünler üretmek zo- runda." Microsoft 70 milyon Windows kullanıcısı- nın elektronik olarak birbirine bağlanmasıyia oluşa- cak bir pazan kontrol etmenin hazırlıklan içinde... National VVestminster Bank, Citicorp gibi dev ban- kalar E-Para hizmetleri için yarışıyorlar. Dünyanın büyük mali danışma ve muhasebecilik şirketlerin- den Peat Marvick de bu yanşın içinde. Ancak bu piyasa henüz oldukça sorunlu. Sorun sadece E-Para'yı kontrol etmek, güvenlikli bir şe- kilde bir yerden bir yere aktarmak, elektronik hır- sızlardan korumakla sınırlı değil. Devletler de bu' alanda birbiri ile yanş içinde. Onlann da bu alışve- rişten vergi almak, kara paranın iz bırakmadan do- laşmasını engellemek, hatta ulusal para arzını, do- laşım hızını, senmayenin yer değiştirmesini kontrol etmek gibi sorunları var. ABD Hazine Bakanlığı Mali Suçlar Bölümü Müdürü E. Moris "Biz bir adım geriden geliyoruz ve arayı kapamak için fazla vaktimiz kalmadı" diyerek "cyber space"\ kontrol etme yanşı içinde olduklannı belirtiyor. "Cyber cte- mokrasi"n\n ömrü kısalıyor... Geçenlerde Profesör Noam Chomsky Inter- net'te Chomsky Arşivi sayfasında yayımlanan bir yazısında, yukarıdaki konularla ilgili olarak 1920'lerde radyonun ilk yayılmaya başladığı döne- mi "cyber space "in bugünkü dönemi ile karşılaştır- dı ve radyonun başına gelenleri hatırlattı. O zaman da bu kontrol edilmesi "imkansız" haberleşme ara- cının nasıl demokrasi ümitlerini canlandırdığını, ama başta sendikalar ve diğer demokrasi yanlısı güçlerin yeterince birleşik bir mücadele ve direniş sergileyemedikleri için bu savaşı nasıl kaybettikle- rini de... 1920'lerde bu haberleşme "devrimi" sıra- sında, kısa zamanda yasalar yolu ile ulusal radyo dalgaian uzayı parsellendi ve büyük şirketlere tes- lim edildi. O zaman olduğu gibi şimdi de teknoloji kendi kendine kimsenin demokratik rüyalannı ger- çekleştirmiyor. Mücadele ve direniş olmadan de- mokrasi de yok! Ergin Yıldızoğlu E-Maıl adresi: E. Yıldızoğlu, BBCNC. ORG. UK ANAP, yenilgiyi devlet olanaklarına bağladı DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - ANAP, seçim yenilgisini iktidar olanakla- nna bağlayarak. Genel Baş- kan Mesut Yılmaz ve Baş- kanlık Divanı üyelerine yö- neltilen oklann hedefini de- ğiştirmeye çalışırken, Yetki Yasası'nın iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne gö- türülüp götürülmemesi ko- nusunda ikileme düştü. ANAP gnıbunda. seçim ye- nilgisi konusunda Yılmaz'ı suçlayan sesler. parti içinde ciddi muhalefet boyutlanna ulaşmadı. Başkanlık Divanı'nm ön- ceki günkü toplantısında, genel başkan yardımcılan iktidar partilerinin devlet olanaklannı alabildiğine kullandığını ve seçime kısa bir sure kala kararnameyle il ve ilçe kurma konusundaki yetki bunalımında Süley- man Demirel'in iktidar tara- finda yer aldığını belirttiler. ANAP yöneticileri, devlet olanaklannın kullanılması ve bazı ilçeleri il yapma rüş- vetinin seçim sonuçlannda en önemli faktör olduğunu savundular. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Lütfullah Kayalar; Erzincan Milletvekili Yıkb- nm Akbulut ile Trabzon Milletvekili Fahrettin Kurt'un eleştirilerine a Hiç- birinin muhatabı ben degi- Hm" yanıtını verdi. Grup Başkanvekili OHan Sungurlu. seçim sonuçlan- nın ANAP için mutluluk ve- rici olduğunu belirterek. "Bu sonucla,Tansu Hanım'ı belki erken seçime götürü- rûz" dedi. "ANAP Yetki Yasası'nın iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürül- mesi konusnnda ikileme düştü" diyen Sungurlu, şunlan söyledi: " Banagöre, hükümete bu kadar geniş kapsamlı ve uzun süreli bir yetki verfl- mesi doğru değO. Aynca, KHK ile il w ilçe kurul- masını da uygun bul- muyonun. Bu Yetki Yasası içi dolu bir silah gibi, bu nedenlebu silahın hükümete verilmesinden yana değBnn. Ancak, bazüan "Bırakalım bomba hükümetın elinde, patlasın' diyor. Ama, bana göre, bu tahrip gücü yüksek birbomba hükümetin elinde de patlasa ülkeye büyük zarar verir." 'Başkanlık sonınu yok' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçe- ciler, partisinin genişletil- miş başkanlık divanı top- lantısından sonra yaptığı açıklamada, ANAP'ta ge- nel başkanlık sonınu olma- dığını belirterek, "Biz ge- nel başkan sorunumuzu çoktan haUettik"dedi. Ke- çeciler, 4 haziran seçimle- rinde ANAP'm oy kaybet- mesi nedeniyle bazı partili- lerin Yılmaz'ı ve başkanlık. divanı üyelerini suçladığını anımsatarak, başkanlık di- vanınm istifa edip etmeye-^ ceğini soran bir gazeteciye, " Yerel ara seçimlerde, her türlü yola başvnran iktida- rın avantajh çıkacagmı ön- ceden söylemiştik" yanıtını verdi. Seçimlerin gereğin- den fazla büyütülmesinin yanlış olduğunu kaydeden Keçeciler, hükümete erken seçim çağnsını yineledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle