13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZtRAN 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ALLECRO EVtN ILYASOĞLU Haftanınportresi Piyanist Fazıl Say "' Piyanist Fazıl Say' ı (Yapı Kredi Gençlik Festivali çerçe- vesinde) 9 haziran günü dinlemeyi unutmayın. Fazıl Say, kış sonunda Ankara ve Istanbul 'da toplam iki resital ve bir konser verdi. Bu genç sanatçının çalarken buluşlar yapma- sı, ıçinden gelen şarkıyı söylemesi; artikilasyonu, tuşesi, sonoritesi, sağlam bir ritim ile ivme kazanması, biz mûzik yazarlannm sütunlannda olduğu kadar nice köşe yazan- nın da övgüsünü, ilgisini deriedi. Toplumsal kargaşa ile de- gil, katıksız sanatla ugraşmayı yeğ tuttuğunu gönül rahat- üğı ile açıklayan; içtenliği. coşkusu piyanonun tuşlanndan beynine, ordan da dinJeyiciye uzanan kıvılcımı ile kendi- ne özgü bir sanatçı. Fazıl Say (1970) Ankara Konservatuvan 'nda ûstün ye- tenekliler için özel statüde eğıtim görmüş, Mithat Fen- men, Kamuran Gündemir, İlhan Baran ve Ertuğrul Oğuz Fıntf'ın öğrencilen olmuş. 1987'de Düsseldorf'ta Robert Schumann Mûzik Yüksekokulu'nda Prof. Levine'in usta- hksmıfinakatılmış. 1989'damezun olarak BerlinKonser- vatuvan'na öğretim üyesi olmuş. 1991'de Avrupa Toplu- luğu'nun düzenlediği Avrupa Piyano Yanşması'nda "En tyi Çağdaş Müzik Yonımcusu"ödülünü kazanmış. Geçen ocak ayında Young Concert Artists Inc.'in düzenlediği ya- nşmaya Avrupa kıtası birincisi olarak katılıp, New York'ta- ki finalde dünya birinciliği elde etmiş. Fazıl Say, yorum- culuğunun yanı sıra bestecilik dûnyasına 15 yaşıoda yaz- dığı senfonik yapıtlarla girmiş. Berlin'in 750. kuruluş yıl- dönümü için bestelediği "Siyah Üanfler", Beriin Senfonı Orkestrasrnın siparişi üze- rine keman-piyano ve or- kestra için konçerto; Al- manya'daki "Yeni Müzik Topluluğu"nun siparişi üzenne Debussy'nin 6 pre- lüdûnü ve LJszt'in si minör piyano sonatıni orkestraya uyarlanuş. Piyano ve oda mûziği ya- pıtlanndan başka liedleri de var Fazıl Say'ın, 25 lied (Chanson) içinde Orhan Veli, Cemal Süreya, Metin Altıok ve YUDUS Emre'nm dizelerine yer venniş. Ve bunlan Edfth Piaf a yatkın bir tarzda işlemiş. Günün her genç sanatçısı gibi bestele- Tİne synthesizer katabileceğini de belirtiyor. "Gereken her sesi bulabiteceğiniz bir aygıt" Türk müziğındeki usulleri araştınp çağdaş mûziğin vur- gusal özellıği ile bırleştirmi ş. Hurşid Ungar'ın "Türk Mu- rikisinde Usuller ve kudüm" başlıklı kıtabı bu konuda yol göstermiş kendisine. Örneğin Bektaşi usulünü presto(hız- lı) birtempodan yola çıkıp çağdaş anlayışa uyarlamış. Hat- ta cazın özgür armoni kavTamı ile bağdaştırmış. Finansmanım öğretmenlikle ve konserleri ile sağlıyor. Berlin'in yoğun sanat yaşammda bir Türk olarak savaşve- riyor. Fazıl Say, 9 haziran resitalinde W«gner/Liszt-Isokle'nin AşkÖlûınü'nü, Mozart'ın son bölümü Türk marşı olarak anılan sonatını, kendi bestesi olan Nasreddin Hoca dans- lajfinı ve Liszt'in si minör piyano sonatuıı seslendirecek. Aynca bu yapıtlann her bınni kendi besteleri kadar ınce- leyip yoğurmuş. Kimini orkestradan piyanoya uyarlamış, kimini piyanodan orkestraya; kimini de kendi doğaçlama- sıyla donatmış. Bu çok yönlü çalışmalannda da her şeyin özüne bağlı kalmaya ayn bir özen göstermiş. Spartaküs görkemi, Hakan Şensoy 'un coşkusu ve Fazıl Say Tutkııhı yoıimılarlstanbul Devlet Opera ve Balesi bu yıl AKM'nin yeniden açılışıyla iki büyük prodüksiyon birden sergileyebilmek başansını gösterdi. "Aida"nın ardından sunulan "Spartaküs" balesi, Ararn Haçaturyan'ın (1903-1978) ilk kez 1956'da sahnelenen bir yapıtı. Yirminci yüzyıl başında besteciler, antik çağlardan, mitolojik konulardan yararlanmayı modernizm tekniği ile bağdaştınrlar. Eski çağlann köle-sömürü ilişkisini yeni çağa uyarlayıp, toplumsal-politik bir simge halinde yeniden işlerler. fşte Spartaküs balesi de böylesi bir koşutluk çiziyor: Haçaturyan, eski Roma'dan bir öyküyü StaBn Rusyasf ndaki sınıflar arası sürtüşmeye bir mesaj olarak ele alıyor. 20. yüzyılda bale sanatı, artık önceki çagın romantik görünümünden sıynlmış, gerçekJeri vurgulayan, dansçılann tütüler içindeki yumuşak devımmi yerine çuvallar içinde köşeli devingenlikleri sergileyebilen bir olguya dönüştü. Spartaküs'ün lstanbul 'daki bu ilk prodüksiyonunda koreografı son derece başanli. Ezilen, hükmeden, başkaldıran insanlar tüm karakterleriyle dansta çizilmiş. Özellikle ışık düzeni çok etkin bir dekor yaratmış. Işık oyunlan ve sahnedeki devinimin akılcı kullanımı izleyiciye bir an soluk alma fırsatı vermiyor. Bale yönetmek herhalde bir orkestra şefi için en güç iştir. "O temsilde dansçının soiuğu ne kadar yeter, bu gece kaç kez dönecek, nasıl bir uyum kurulur sahne ile orkestra arasında!" seklinde kaygılar vardır. ŞefElşadBagirov'u, koreograf Youri Vamos'u, ışık düzenini gerçekleştiren Bülent Darcan'ı ve başta Oktay Keresteci olmak üzere tüm dansçılan yürekten kutluyoruz. Bu temsil gerçekten de Aspendos festivaline çok yakışacak. Kemancı Hakan Şensoy (1968), Cemal Reşit Rey Salonu'nun bu yılki son konserinde piyanist Mehru Ensari eşliğinde son derece yaratıcı bir program düzenlemişri. Her şeyden önce yorumculanmızın araştırmacı özellikleri çok önemli. Hakan Şensoy gibi klasik Türk müziği icra eden bir aileden ve Türk müziği konservatuvanndan yetişmiş, Ayhan Turan'ın öğrencisi olmuş, Londra'da Royal College'de yükseklisans eğitimi yapmaya fırsat bulmuş bu sanatçımız bütün bu zengin malzemeyi değerlendirip, bir sentez yaratmak peşinde. Aynı program kapsamı içinde Beethoven gibi klasik-romantik bir sonattan Tubin gibi ilk kez tanıştığımız bir Estonyalı besteciye, RaveTin caz müziğine kapılan açan sonatmdan, Münir Nurettin Beken'in "performance arts" niteliğindeki minimal- doğaçlama bir yapıtına ve Yalçın Turanın Ballade'ına kadar geniş bir yelpaze çizmek cesaretini göstermiş. Bu cesareti kutlamamız gerek. ICendisinin de bestecilik deneyimi olduğundan, Beken'in mınimalist yönlendiımedeki yapıtına daha büyük şeyler katacağını bekledik... Sanki müziğin sözcüsü Beken'miş gibi kendini geri plana alarak, sürekli yinelenen motifleri öne çıkardı. Oysa minimalizmi biraz geriye itip, kendi yaratöğı doğaçlamayı biraz daha atak ve renkli kılabilirdi. Örneğin makamsal yapıya bu denli bağlı kalmak yerine belki de biraz caz müziği ile donatabilirdi bu doğaçlamalan. Gerek çalgısına hâkim oluşu, gerek resital boyunca araştıran- yeniden yaratan, tutkulu bir kimlik koruması, özellikle Edouard Tubin'in yapıtında sergilediği tnagnetik güç ile kendini gelişirmekte olan bir sanatçı Hakan Şensoy. Ülkemizde parlayan her kemancınınki gibi onun da bir sorunu var Daha nitelikli, daha iyi bir çalgısı olsa! Mosalini Tango Şarkı ve Dans Grubu, bugün ve yann CRR Konser Salonu'nda iki gösteri sunacak YüzyıDık tangonun gençleri * FEHMİAKGÜN • 8. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Festivali çerçevesınde 7 ve 8 haziran (bugün ve yann) Cemal Reşit Rey konser salonunda Mosalini Tango Şarkı ve Dans Grubu iki gösteri sunuyor. Asırlık tangonun temsilcileri -alışılagelmişin aksine- bu kez gençlerden *. oluşmakta. Evet, toplulugun kurucusu. şefi ve hocası Juan Jose - Mosabni'yi saymazsak, müzisyenlerin yaş ortalaması 26-27 ç civannda. Ortaya koyduklan performansa göre bu, tango için sürpnz t sayılabilecek yaşlar. Zira tango çalmak, söylemek ve dans etmek r - (Arjantin Tangosu) bu müziğin özyapısı gereği çok uzun yıllan, deneyimleri, duyumlan ve özel bir ilgiyi gerektirmekte. Her şeyden önce Tanguero "Tangocu" olmak, tangoyu çok sevmek ve c benimsemek lazım gelmekte. Bu gibi gösterilerde orkestra, tangonun en önemli iki unsurunu yüklenmek görevindedir Müzik ve yorum. Türk dinleyicisi gençlerin bu işi nasıl mükemmelce başardığına bu akşam tanık olacak. Bu iddialı kanıya, toplulugun geçen yıl çıkan plağmı dinlediğimizde varmıştık. 11 kişiden oluşan orkestrada, 4 Arjantinli ve 7 Fransız müzisyen yer almakta; 3 bandoneon, 4 keman, viola, violonsel, kontrbas ve piano. Gösteriyi tamamlayan şarkıcı Jose Luis Barreto ve dans Tophduğun kurucusu, şefi ve hocası Juan Jose MosannL çiftlerinden Claudia Codega ve Esteban Moreno Arjantinli. Diğer dans çifti GiseUaGrtsve Mkhad Donce ise Alman ve Şili asıllı. Gösterinin bütün başansı bandoneonist, şef ve düzenleyıcı Juan Jose Mosanni'den kaynaklanmakta. Tıpkı Astor Piazzolia gibi klasik tangonun içinden gelen Mosalini. yakın bir tarihe kadar Paris'e açtığı "Troöorie de Buenos Aires" adlı gece klübünde piyanist Gustavo Beytehnan ve kontrbasçı Patrice Caratini ile birlikte modern tangonun örneklerini Avrupa'da tanıtmaya çalışıyordu. 1943 Buenos Aires doğumlu Mosalini, müzisyen bir aileden gelmektedir ve tangonun tipik enstrümanı "bandoneon" çalmasını babasından öğrenmiştir. 17 yaşında profesyonel olan sanatçı, Arjantinin en tanınmış orkestra ve şarkıcılanyla birlikte çalışır: Jose Basso, Leopoldo Federico, Osvaldo Pugliese, Astor Piazzolia, Horacio Salgan. Edmundo Rivero, Susana Rinakü gibi... Bu yıllarda Buenos Aires'te bandoneonist Daniei Binedi ile birlikte Quinteto La Guardia Nueva adlı ilk topluluğunu kuran Mosalini. 1977'de siyasi baskılar nedeniyle vatanını terk ederek Paris'e yerleşir ve 1983'e kadar Arjantin'e dönmez. Mosalini, Paris'te diğer Arjantinli müzisyenlerle birlikte yeni tango topluluklan kurar ve ilk plağını çıkanr: Tango Rojo, 1982 yılından başlayarak da yukanda sözünü ettiğkniz bandoneon, piyano ve gitar üçlüsü ile çahşmalar yapar. Bu çahşmalann ürünü olarak La Bordona ve Imagenes adlı tango albümlen ortaya çıkacaktır. Hemen kaydedelim ki Juan Jose Mosalini'nin Fransız Büyük Ihtilali'nin 200. yıldönümü dolayısı ile bestelediği La Parole Sacree adlı bir müziği de var. Juan Jose Mosalini'nin bize Avmpa'daki en büyük başansı. Fransa'nm kuzeyindeki GenneviHiers Konservatuvan'nda açılan "Bandoneon" bölümünün kurulmasındaki çabalan ve kürsü sahibi olarak oraya "profesör" atanmasıdır. Sanatçı, bu suretle katedratik bir unvana da sahip olmuştur. Mosali'nin bundan sonraki plaklan VTotento ve Che Bandoneon adlannı taşımakta. (Bu sonuncusu solo bandoneon olarak). Bu kez, tstanbul'da dınleyecegırruz Juan Jose Mosalini büyük orkestrasınm kuruluş yılı 1994. Repertuvarda tamamen klasik ve enstrümantal parcalann yanında, Cuartito Azul, Patio De La Morocha, Confesion, Maria gibi sözlü tangolara da yer verilmış. Diğer bir ilginç olgu ise orkestrada 2. bandoneonist olarak Juan Jose Mosalini JR'nin, yani maestronun oğlunun yer alması. Böylelikle tangoda ilk iki kez nesil buluşmuş oluyor. 1972 yılında Buenos Aires'te doğan Mosalini JR, Avrupa'ya ilk kez 1983'te ayak basmış, Fransa'da Chatillon Belediye Konservatuvan'nda müzik öğrenimini tamamlayarak Arjantin'in geleneksel müziğine yönelmiş ve bandoneon öğrenmiştir. Bu konudaki en büyük desteğinin babası olduğu hiç kuşkusuz. Arjantinli piyanist Osvaido Calo ise Buenos Aires Ulusal Konservatuvan'nda öğrenim görmüş, 1977 yılında Astor Piazzola ile biriikte geldikleri Paris kentinde yerleşmeye karar vermiştir. Kontrbasçı Roberto Tonno, Arjantin'de San Martin Konservatuvan'nda gitar öğrenimi ile başladığı müzik öğrenimine Paris Boulogne müzik okulunda devam etmiş bir müzisyen. Orkestranm "Fransız kanadım" oluşturan ve yaylı sazlarda yer alan elemanlanna gelince: Bandoneonist Serge AKco hariç, kemanlarda IsabeDe Leger, Nicolas Dupin. Anne Lepape, JuBette VVTttendaL violada Syivestre Verger, violonselde Cedle Girard, hepsi de Mosalini'nin hocahk yaptığı GenneviHiers Konservatuvan çıkışlı, özellikle oda müziği alanında kendini kanıtlamış gençler, hepsinin de birkaç ödülü ve birinciliği var. Ama tangoyu da görev olarak değil, bilerek severek gerçek bir tangocu: "Tanguero" gibi yorumladıklan da duyumsanıyor. Grubun şarkıcısı ve dansçılan ünlü isimler değil. Ama onlann da maestro Mosalini'nin mükemmeli arayan titiz ayınmından geçtiğini biliyoruz. 1991 yılından itibaren Türkiye'ye gelen Viva El Tango, Tangomania ve Tango Pasion adlı gösterilerin ardından, Mosalini Tango Şarkı ve Dans Topluluğu'nun da lstanbullu sanatseverlere düşlediklerinden fazlasını vereceğinden hiç kuşkumuz yok. Hatta sonradan birileri çıkıp da aptalca "Tango mu" diye sorsa da. Peşinen söyleyelim: Evet, tangonun gerçek müziği ve dansıdır bu akşam izleyeceğimiz. 9. Uluslararası İzmir Festivali, 12 haziranda başlıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- 9. LJluslararası İzmir Festivali, 12 haziranda ECfes Antik Tiyan-o'da gerçekleştirilecek a^ılış konsen ile başlıyor. Festival, 14 tem- nnuza dek sürecek. Festıvalde bu yıl beşi Efes Antik Tiyat- ro'da, üçü tzmir Kültürpark Açık Hava Tı- y-atrosu'ndâ olmak üzere toplam sekiz gös- t^m sunulacak. 9. Uluslararası fzmir Fes- ti valı'nın ük günü olan 12 haziranda Izmir Devlet Opera ve Balesi orkestra ve koro- su, şef Nezüı Seçkin yönetiminde, VVagner, Verdi, Mascagni ve Borodin'ın çeşitli eser- lerinden uvertürler ve koral bölümlerin ses- lendirildiği bir program sunacak. 15 hazi- randa Fransız Ballet du Rhin topluluğu, S. Prokofiev'in 'Romeo ve Juliette'balesini Kültürpark Açıkha\a Tiyatrosu'nda sah- neleyecek. 16 haziranda Efes Antik Tiyat- ro'da ttalyan Eugenio Bennato ve Grubu, îtalyan halk mûziğinden çeşitli örnekler sunacak. 20 haziranda Ankara Devlet Tı- yatrosu, Kültürpark Açıkhava Tiyatro- su'nda Tuncer Cficenoğlu'nun "Helikop- ter' adlı oyununu sahneleyecek. 26 haziran günü yetmiş kişilik Moskova Devlet Fılar- moni Orkestrası. şef Yladimir Ponkin'ın yöneteceği. kemancı Dimitrij Zemtsov'un solist olarak katılacağı konserinde, A. Gla- zounov'un Keman Konçertosu, PJ. Çay- kovsld'nin 'Uyuyan Güzel've Fındıkkıran' balelerinden bölümler ile A. Borodin'in 'Orta Asya'nın Stepleri' adlı uvertürünü Antik Efes Tıyatrosu'nda seslendirecek. 29 haziran tanhinde Ukrayna Halk Danslan Topluluğu, Kırım ve Tatar halk danslanndan seçmeleri Efes Antik Tiyat- ro'da sunacak. 11 temmuzda festivalin en önemli ismi ttalyan soprano Katia Ricci- arefli, Scala Yaylılar Grubu eşliğinde Ver- di, Rossini, Pucdni, Bellnü, Bizzet ve Doni- zetti'den aryalar seslendirecek. 9. Ulusla- rarası tzmir Festivali, caz ustası Jan Gar- barek'ın 14 temmuzda Kültürpark Açıkha- va Tiyatrosu'nda vereceği konserle sona ereceîc. Biletler tzmir Devlet Opera ve Ba- lesi gişesi, Hilton Oteli, Beymen Mağaza- sı, Montrö McDonald's, Karşıyaka Galeri Nur ile Kuşadası Turizm Danışma Bürosu ve Efes Müzesi'nde satışa sunuldu. DUŞU1VCEYE SAYGI MEMETFUAT Kitaplar Bunca sorun, siyasal, hukuksal, tutumbilimsel bun- ca engel yayımcılanmızı durduramıyor. Birbiri ardına yağıyor kitaplar. Hepsini görmüyorum. Yetişmek olanaksız. Ama gördüklerim yetiyof yayımcılığımızın nerelere ulaştı- ğını izlememe. Paramızın değeri büyük bir düşüş gösterdikten sonra yabancı kitaplann satldığı dükkanlara uğramaz olmuştum. Son yıllarda yerli yayınlara da pekyaklaş- mıyorum. Şunu da, şunu da alayım derken, milyonu aşıveriyortutan. Evler de küçüldü. Odalar kitaplara yetmiyor. Bizim alışık okduğumuz özel kitaplık dönemi kapan- dı bütünüyle. Gelecek kuşaklar genel kitaplıklarda ça- lışacaklar. Ya da genel ktteıplıklarla evler arasında ku- rulacak iletişim kanallan evde bulundurulması gere- ken kitap sayısını çok azaltacak. Ama kttabın uzayda yer dolduran varlık olarak, öz- dek olarak, resim, oyma, yontu gibi bir güzelliği de var. İyi tasartanmış bir kitabı okumaya başlamadan önce karışbnyor, evirip çeviriyor, bakıyor, içeriğini an- lama çabasının ötesinde, görsel bir tat alıyorsunuz. Bu çok uzun sürebilir. Hatta kitabf okumaz, yalnız- ca bakabilirsiniz de... örnekse Kavram Yayınlan'nın bilmece kapaklı "Yeryûzü Şairieri" dizisinden gene birbirinden güzel beş kitap çıkageldi. Günlerdir kanştınyorum. Ama daha hiçbirini okumaya başlamadım. Ritsos (Cevat Çapan); Ingeborg Bachmann (Ahmet Cemal); Ka- vaüs (Erdal Alova / Banş Pirhasan); VVilliams (Gü- ven Turan); Bonnefoy (Ahmet Soysal). Aklım onlarda... Ne var ki okumakta olduğum ki- tap da Henri Laborft'in Insan ve Kentr \ (Payel Ya- yınlan). Yanda bırakılacak gibi değil. Ne bırakması, bi- tirince bir daha okuyacağım. Bir yanda da Oğlak Yayınlan'nın "dandy" krtapla- n bekliyor. NahkJ Sım Örik'in anılan: EskiZaman Ka- dınlan Arasında. Lina Salamandre'dan Haydar Er- gülen'in çevirdiği şiirier: Kabareden Emekli Bir "Kız- kardeş". İlk gençliklerinden beri tanıdığımjairierin ya- pıtları... Ataol Behramoğlu ile Ismet Ozel: Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar; Egemen Ber- köz: Çin Askeri Ah Devran; Izzet Yaşar 'tün Eser- leri; Enis Batur Taşrada Olüm Dirim Hazıriıklan. Sonra ders çalışır gibi okumam gerektiğine inan- dığım kitaplar: Aron'un ûzgühükler Üzerine Dene- me'si (Kesit Yayınalık); Kuçuradi'nin Nietzsche ve In- san'\ (Türkiye Felsefe Kurumu); Boğaziçi Üniversrte- si Çeviri Bölümü elemanlannın Çeviri ve Çeviri Ku- ramı Üstüne Söylemlert (Düzlem Yayınlan)... Bir köşeye de üç şairin yazılanndan derienmiş ki- taplan ayınmışım: Sennur Sezer, Şiir Gündemi (In- sanal Yayınlan); Metin Cengiz, Şiirin Gücü (Yön Ya- yınçılık); Hüseyin Ferhad, Aşka ve Barbahara Dair, (Ekin Yayınlan). Sonra Kıyı Yayınlan'ndan merak ettiğim, okumak istediğim iki kitap: Necmi Zekâ'nın şiirieri, Roma'ya Vanş ile llhami AJgör'ün anlatısı, Fakat Müzeyyen, Bu Derin Bir Tutku. Şu arkada, üst üste konmuş, gökdelen gibi yük- selen inceli kalınlı kitaplar ise Yapı Kredi Yayınlan. Yer- li yabancı birbirinden seçkin yazariar. Aralannda Top- lu Şiirler'\y\e Ahmet Oktay ile Güven Turan da var. Bana yayımlanışıyla büyük mutluluk veren bir ki- tap ise Bütün Yapıtlanna Doğnı" üst başlığıyla Ner- mi Uygur'un Tadı Damağımda's\. Beş yuz sayfayı aş- kın bu devyaprtın konusu: Kitap... İçindeki uzunlu kı- salı bütün denemelerin, yazılann, nottann, her şeyin konusu: Kitap kitaptan kitaba kitapla... Yapı Kredi Yayınlan gökdeleninin hemen ötesinde de yayımcısı olmayan kalın bir defter duruyor. Etike- tinde şunlar yazılı: "Kuzey Afrika'dan Portekiz'e, or- dan eve... Gezi notlan, Hasan Safkan." Zarhndan çıkanrken, "Kişiye özelgözüken bu def- teri bana niye gönderdiler acaba?" diye düşünece- ğiniz kadar deftere benzetilmiş bir kitapla karşı kar- şıyasınız. Bir Bûlerrt Erkmen tasanmı... Ofset Yapımevi için tasarianmış, 1000 adet basıl- mış, hepsi numaralanmış. Yazı karakteri olarak "Just- lefthand" kullanılmış. El yazısı benzeri. Daha ötesini anlatmak boşuna. Görmeden olmaz. Resim ya da yontu anlatılabilir mi? Defter gibi demek yeter... Kitabın konusu İDGSA Heykel Bölümü mezunu Hasan Safkan'ın motosikletle yaptığı bir gezi. Watt Wnrtman'ın ünlü dizelerini Nermi Uygur da anmış yapıtında: Arkadaş, kitap değil bu, Buna dokunan, bir insana dokunur. Kuzey Afrika'dan Portekiz'e, ordan eve... "yj elini- ze aldığınızda ise yalnız Hasan Safkan'a değil, Bü- lent Erkmen'e de dokunuyorsunuz... Hatta bana ciltçiye de dokunuyormuşum gibi gel- di... Fransa'da dünyanın en eski tfuvar resmi bulundu • STRASBOURG (AA) - Fransa'nın Ardeche bölgesinde yer alan Vallon-Pont-D'Arc kasabasında, 30 bin yıl önce yapıldığı tahmin edilen bir duvar resmi bulundu. Bir mağaranın duvarlan üzerine yapılmış olarak bulunan resmin, şu ana kadar dünyada bulunan duvarlann en eskisi olduğu tahmin ediliyor. Mağara duvan üzerine yapılnuş resimde sırtlan, baykuş ve panter türü yaklaşık 300 hayvan deseninin yer aldığı belirtiliyor. Daha önce Fransa ve tspanya'da mağara duvarlan üzerine çizilmiş 15 bin senelik resimlerin bulunduğuna dikkat çeken sanat tarihi uzmanlan, yeni bulunan resimlerin eski yontma taş devrinde yapıldığına ve şu ana kadar yeryüzünde bulunanlann en eskisi olduğuna dikkati çekiyorlar. Cahit Zarifoğkı öüimünün 8. yttaıda anılıyor • Kültfir Servisi - 1987 yılında yıtırdığimiz şair Cahit Zarifoğlu, ölümünün 8. yılında bugün lstanbul, Ankara ve Kahramanmaraş'ta düzenlenecek programlarla anılacak. Saat 11.00'de Beylerbeyi Küplüce Mezarlığı'ndaki mezan başında şairler, yazarlar ve çocukluk arkadaşlan bır araya gelecek. Hikâye, günlük, roman ve denetne yazarlığının yanında 1980'li yıllardan itibaren çocuklar için de yazmaya başlayan Zarifoğlu değişik kunım ve kuruluşlarda çalışü. TRT'de görev aldı ve son olarak tstanbul Radyosu'nda denetçi olarak görev yaptı. Çocuk Kitabı Resimleme Yanşması sonuçtandı • Kültur Servisi - Marmara Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafindan düzenlenen. YA- PA Yayınlan'nın katkılanyla gerçekleşen, Üniversitelerarası Güzel Sanatlar Fakülteleri Grafik Bölümü öğrencileri arasında yapılan "Çocuk Kitabı Resimleme Yanşması" sonuçlandı. Yanşmada Aysun Pelvan birinci, Asil Erenler ikinci, Serkan Karaduman üçüncü seçildi. Figen Oyan, Nihat Duru ve Emre Özbay^ın mansiyon aldığı yanşmada Grafik Bölümü Özel ödülü'ne Ayşe Topçu değer görüldü. Yanşmaya katılan yapıtlardan oluşan sergi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonu'nda 12 hazirana dek görülebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle