25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 PENCERE • Baştarafi 2. Sayfada n Avrupalının önyargısız değerfendirmesi için daha zamana gerek var. "Hıristiyanlık ve sömürgecilik" mirasını taşıyan Batılı "Aydınlanma Devrimi"nde değişmeye başladı. "Laikiik, antiemperyalizm, sos- yalizm" akımlannın da beşiği olan Avrupa, kendi içinde özeJeştirisini yaptığında, yeryüzündeki bütün insanları ve halklan eşit sayan öğretileri üretti. Marksizm bunlann başında gelir. Aydınlanma, Hıristiyanı dinsel bağnazlıktan, sos- yalizm ise sömürü ve emperyalizm hırsından ann- dırdıkça, Batı'da yoksul halklara ilişkin önyargılar azaldı. Ne var ki bu önyargıların büsbütün aşıldığını kim- se rahatça dile getiremez. POLÎTtKA GUNLUGÜ • Baştarafi 5. Sayfada Menekşe devam etti: "Selçuk'un okulu nasıl, dersleri nasıl gidiyor?.." Ayşe "Okulda mafya var" dedi... Menekşe bir çığlık attı: "Haraca mı kesiyorlar çocuklan..." Ayşe: "Evet, öyle yapıyohar..." Bir kelebek kondu kahve fincanlannın üzerine... Her ikisi de gençlik yıllannı düşündü... Karşıda Kız Kulesi büyük yalnızlık içindeydi... Az ötede bir adam oturuyordu tek başına... O yıl Konya Ovası'na kar yağmıştı... llgın'da elektrik yoktu... Çocuksu düşleri bir sevdanın içinde eriyip gitmiş- ti... Uzun birsolukaldı... Öteki masaya Ali ile Nurten geldi... Tartışma büyüdü. Kavga çıktı. Ali ile Nurten çekip gitti... Ayşe ile Menekşe masada kaldı... 13 yaşındaki Ünal Ç.'nin fotoğrafina baktı Me- nekşe... Sonra bir sigara yaktt. Umudun içinde biraz da es- kiye özlem vardı. Susturulmuş bir şarkıyı anımsadı... . İkisi birden kalkıp bir anda uzaklaştılar... Adam onları sadece hüzünle izledi... Güvercinleri aradı gözleri. Güvercinler yoktu... Sınav heyecanı diiıı sona erdi Istanbul HaberServisi-Fen liseleri ve Anadolu öğretmen liseleri sınavı, dün i! merkezleri ve Lefkoşa'da yapıldı. Birlikte gerçekleştirilen sınava, 121 bin 511 öğrencı gir- di. Sınav sonucunda fen liselerine 5 bin 310, Anadolu öğ- retmen liselerine ise 4 bin 752 ögrcnci alınacak. llkokul sonu devlet yatılı ve bursluluk sınavı ise bugün tüm il merkezleri ile Lafkosa, Cidde, Riyad ve Trablus'ta yapılıyor. FEN LİSELERİ VE:ANADOLU ÖĞRETMEN USELERİ SINAVI CEVAP ANAHTARI Türkçe Testi 1.D 2.B 3.A 4.C 5.B 6.D 7.B 8.C 9.A 10.C 11.A 12.C 13A 14.C 15.C 16.B 17.D 18.B 19.D 20.C 21 .A 22.D 23.A 24.D 25.A 26.B 27.D 28.B 29A 30.C Sosyal Grb.Testi 1.C 2.D 3.D 4.A 5.C 6.D 7.B 8.D 9.C 10.D 11.C 12.A 13.B 14.C 15.B 16.A 17.A 18.B 19.D 20.B Matematik Testi 1.B 2.D 3.C 4.C 5.C 6.A 7.B 8.C 9.A 10.B 11.B 12.D 13.B 14.A 15A 16.C 17.C 18.D 19.D 20.B 21 .A 22.D 23.C 24.A 25.B 26.D 27.D 28.A 29.C 30.D Fen Grubu Testi 1.A 2.D 3.B 4.C 5.B 6.A 7.D 8.B 9.D 10.C 11.B 12.C 13.A 14.A 15.B 16.D 17.C 18.B 19.C 20.A G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ipek üretimi başlıyor. Ne var ki dünyanın diğer bölgelerin- de üretilen ipek, Çin'dekine benzemi- yor. İpek Yolu da iki bin yıl boyunca önemli ulaşım hatlanndan biri oluyor. Şiyan'dan yola çıkan kervanlar on bin kilometre kat ettikten sonra Batı'nın ipek özlemini gideriyor. Avrupalılar birara, ipeği erkeklere ya- saklayıp sadece kadınlann kullanması- nı kararlaştınyorlar, ama olmuyor. Hem kadınınki can da erkeginki değil mi? Zaman, İpek Yolu'nu aşındınyor, ama ipeğe hükmedemiyor. Orta Asya'daki devlet yapılarının değişmesi, ulaşım araçlanndaki gelişme, kervancılann öz- lemleriyle sulanıp yeşeren İpek Yolu'nu toprağın altına gömüyor. 19. yüzyıl Al- man coğrafyacılanndan Ferdinand von Richthofen'in "İpek Yolu" adını îaktığı bu ticaret ağı ıçine kapanıp on yıllarca birinin dokunmasını bekliyor ki "ahh" desin. O gün, gelmiş görünüyor. Medyanın, "bavul... bavulll" diye da- vul çaldığı Çin gezisinde, en çok konu- şulan konuların başında İpek Yolu geli- yordu. Bu kez İpek Yolu "demirden" olacak. Yakın gelecekte Londra'dan tre- ne bınilip, hiç "aktarma" yapmaksızın, Anadolu üzerinden Pekin'e ulaşılacak. İpek Yolu Yeniden Her ülke kendi sınırları içindeki duru- mu gözden geçiriyor. Şu aşamada Tür- kiye'nin tek sorunu Van'dan ötesi. İpek Yolu'yla birlikte yeniden canlana- cak "anılann" başında ise "kültûrel bağ- lar" gelecek. Bu konuda şimdiden ha- zırlık yapılıyor. 1996-97'de ilginç bir yol- culuk yapılacak. Alman Ruhr Tiyatrosu, İpek Yolu'nun geçtiği tüm dillerin kulla- nıldığı bir oyun hazırlıyor. Oyun 1996'da Türkiye'de başlayacak, adım adım Çin'e kadar uzanacak. Rkri Sağlar'ın Kültür Bakanlığı döne- minde temelleri atılan projeye, Timur- çin Savaş ve ardından Ercan Karakaş da omuz verdi. Oyun, Istanbul ve Ankara'da sahne- lendikten sonra şu kentlere uğrayacak: Kahire, Iskenderiye, Şam, Halep, Am- man, Irbid, Trflis, Bakü, Tahran, Isfahan, Aşkabat, Buhara, Semerkant, Taşkent, Bişkek, Almaata, Pekin, Şanghay, Urumçi, Şiyan. llk iki ve son dört kenti değişik tarih- lerde, zaman arkamdan koşturmaksı- zın, tadınavara varagezdim. Yeryerta- nık olduğum benzerliklere şaşırdım. Farklılıklar ufkumu genişletti. örneğin çay. Anayurdu Çin. "Çay"da Ingilizcede "tea"de Çince sözcükler. Kahire'de ve Iskenderiye'de, bizim su içmek için kullandığımız bardaklarda servis yapılıyor. Yanında mutlaka su ve- riliyor. Çin kentlerinde de öyle. Büyük bar- daklar, yanında su. Ancak Çin'de cam bardak yerini porselene bırakmış. Bir de renkler. Mısır'da katran karası, Çin'de gül sansı. Acaba, insanlar derilerinin rengini mi çaya yansıttılar? Geçen pazar sözünü ettiğim, Çin im- paratorlarının ve Mısır firavunlannın ölümsüzlük arayışı da bir başka "ev- rensellikti". İki uçtaki karşılıklı etkilenmelerin dini boyutu da İpek Yolu üzerinde yer yer Is- lamiyetin yayılması olmuş. Bugün yeni- den dillendirilmeye başlanan İpek Yolu, rtiraf etmeliyim ki beni çok heyecanlan- dınyor. Mevcut koşullar bu yolu baştan sona aşmayı güçleştıriyor. Kopuklukla- n birleştirmek hem zaman hem ciddi bir araştırma işi. Benim boş zamanlarımda en çok yaptığım şey dünya haritasını seyret- mektir. İpek Yolu güzergâhını izlerken hayıflanınm. Sanki Marco Polo kapıyı vurmadan içeri girecek, başlayacak fır- çalamaya. "Haritayı karşına alıp ne yaptığım sa- nıyorsun? Yaptığın şey, cam bölmenin arkasından padişah sofrasını seyretme- ye benziyor. Ne tadından haberdarsın ne tuzundan. Biritaç yüz kilometrelik y- ol için aylanmı harcardım. Bugûn ben senin yerinde olsam dünya turunu be- şe katlardım..." Ingilizlerin bir atasözü var "Görmek inanmaktır." Biz de "Çok yaşayan değil, çok ge- zen bilir" demişiz. Amagünümüzde "çok gezmenin" sı- nınnı çizmek de olanaksız. ipek Yolu'nun iki ucunu gördüm. Or- tasına dalmazsam çıldıracağım. Sonra da Sibirya'ya uzanmadan olmaz ki... Insan öğrendikçe nasıl bilgisizliğini anlıyorsa, gezdikçe de ne kadar az yer gördüğünü hissediyor... Ülkesini daha iyi anlıyor. Demirel'in son gezisi Türkiye'ye iyi yansıtılsaydı, "Avnıpa'nın neresinde- yiz" değil, "Dünyanın neresindeyiz" so- rusunu sormamız gerektiğini gösterebi- lirdi. Başımızı "bavuldan" kaldınp dünya- ya baktığımız gün, yerimizi ve yönümü- zü daha iyi göreceğiz... OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada lara çıkması işten değildir. Ne yapmalı?.. Bir ilçenin il olması için gerekli koşullar 'objektifö\- çülere bağlanmalı, yasalar- la saptanmalıdır. Yoksa her seçimde ortalık allak bullak olacaktır. Bu konu, seçim kazanmak hırsıyla aklı ba- şından bir kanş havada po- litikacılann kürsü nutuklan- na bırakılırsa, Türkiye'de il olmayan ilçe kalmayacak- tır. Ne yazık kı 4 haziran se- çimlerinde koalisyon parü- leri herkesin gözü önünde bu oyunu oynamakta du- raksamadılar. Ancak tepkisini hüküme- tın içinden aldılar ve Köşk'ün freniyle durdurul- dular. Türkiye'de devlet yöne- timi, tehlikeli bir eğik düzey- de kayıyon iktidarda kal- mak için her şeyin "mübah" görüldüğü yöntemlerle hiç- bir yere vanlamaz. ••• KürÜere özerklik isteniyor ABD'den çift taraflı • Baştarafi 1. Sayfada di. Türkiye konusunda yan- lı unsurlar içerdiğı dıkkat çeken raporda, başlıca un- surlar şöyle: - Siyasi amaçlara ulaşmak için kullanılsa dahı terörün her biçimini kınıyoruz. - Hoşgörülmeyecek PKK terörü ile Kürt halkının Tûrk devletı içinde kültûrel kım- liğini serbestçe kullanması olan meşru istekleri arasın- da kesin bir aynm yapılma- lıdır. - Kürt sorununun çözümü Türkiye'nin toprak bütûnlü- ğü çerçevesinde, bir çeşit si- yasi ve idari otonomı (özerklik) verilmesinden ge- çer Aksi takdirde bu sorun Türkiye'deki güvenlik ve is- tikran tehdit etmeye devam edecek ve Türkiye'nin den- geli güvenlik ve savunma politikalan uygulama ve Av- nıpa'nın kurumlan ile bü- tünleşme olanaklannı smır- layacaktır. - Bölgedeki Kürt milliyet- çilerinin isteklerini global düzeyde tatmin edici bir çö- züm, yalnızca ilgıli tüm ül- kelerin, vatandaşlanna ait olan kültûrel kimliği ser- bestçe kullanmalanna ola- nak tanıyacak daha çoğulcu ve yerel yönetimlerin güç- lendirildiği bir sistemin uy- gulanması ile bulunabilir. - 1984 yılından bu yana Kürdistan Işçi Partisi (PKJC), Türkiye'nin gûney- doğusunda yoğunlaştırdığı ve terörist faaliyetlerle bir- leştirdiği şiddete dönük bir gerilla savaşı veriyor. Ama- cı ayn bir Kürt devletinin kurulması. Yıllar içinde Türkiye'nin PKK'ye karşı mücadelesi, yaklaşık 315 bin askerin. özel birliklerin ve devletin desteklediği köy koruculannın katıldığı geniş çaplı bir operasyona dönûş- tü. Bu operasyonun yıllık maliyeti, Türk hükümetinin bütçesinin beşte birine teka- bül eden 8.2 milyar dolara ulaştı. - Gerilla operasyonlan ve karşı taarruzlar sonucu yak- laşık 15 bin kışi öldü. Son üç yıl içinde çatışmanın tarafla- n operasyonlan topyekûn savaşa dönüştürdüler. - PKK faaliyetlerini, Tür- kiye'nin tüm doğu kesimi ve Ermenistan sınınna kadar uzanan kuzey kesimi ile gü- neyde Irak sınınna kadar ge- nişletti. - Kuzey Irak içlerine de operasyonlar düzenleyen Türk hükümet kuvvetleri, 1994 ilkbahannda karşı ta- arruzlannı, 2. ve 3. ordu ve batıdaki birlikleri ile takvi- ye edip 240 bin askere çı- kartarak genişletti. - Türk hükümetinin terö- re karşı halkını koruması, hakkı ve yükümlülüğüdür. Ancak Türkiye, Kürt millı- yetçilığinin askeri operas- yonlarla çözülemeyeceğini debilmelidir. Türkiye, Kürt- lere, aynm yapılmadan Kürtçenin konuşulması da- hil, kültûrel haklar tanımış olsaydı, Kûrt millıyetçiligi sorununun bir devlet güven- lıği sorununa dönüşmesini önlemiş olabilirdı. Ancak Türk hükümetleri, devletin etnik Türk karakterinı vur- gulayarak diğer etnik kim- liklerin ifade edilmesine açık kapı bırakmadılar. - Türkiye'nin güneydoğu- sunda ayn bir Kürt devleti- nin kurulmasının hayal bile edilmesi çok güç. Bunun bir nedeni de her biri toprakla- nnda güçlü Kürt azınlığı bu- lunduran İran, Irak ve Suri- ye'nin, bir Kürt devletinin kurulmasına karşı göster- dikleri kuvvetlı direniştir. Aynca Türkiye'deki 15 mil- yon Kürt nüfusun büyük bö- lümü Güneydoğu dışındaki bölgelerde yaşıyor. - Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin Irak topraklanndan geri çekilmesini memnun- lukla karşılıyoruz. Ancak Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel'in, gerektiğinde Irak topraklanna TSK'nin girebileceğı yolundaki ola- sılıktan söz ettıgi açıklama- lanndan endişeliyiz. - Bölgedeki tüm ûlkelerin toprak bütünlügüne saygı gösterilmesinin önemini vurguluyoruz. Ancak Demi- rel, 2 mayısta Irak ile sınınn değiştirilebileceginden söz etti. Cumhurbaşkanf nın bu yöndeki açıklamasının, Tür- kiye'nin dış politikasmda bir değişiklik olup olmadığı ya da iç politik nedenlerle yapılıp yapılmadığı bilinmi- yor. - Türkiye, Kuzey Irak'ta PKK'yi yok etmede başan kazansa dahi kendi toprakla- n içindeki savaşın devam edeceği gözleniyor. Türki- ye, aynlıkçı Kürtlere karşı Güneydoğu'da gerçekleştir- diği operasyonlar sırasında sivil nüfusa karşı şiddet kul- lanıyor ve aynmcılık yapı- yor. Işkence, cinayet ve di- ğer insan haklan ihlallen, halkı aynlıkçı hareketler ve hatta PKK'nın kucağına dü- şürûyor. Yoksa kimse PKK'nın toplu infazlar, re- hin alma ve sivıllere ait mal- lara zarar verme gibi eylem- ler ve terörist saldınlardan sorumlu olduğunu inkâr edemez. - Raporun ana konusu ol- maktan uzak olmakla birlik- te, Türkiye'deki ınsan hakla- n durumunun yakın Batılı müttefikkri için ana endişe oldugu belirtilmelidir. - Birleşmiş Milletler'in iş- kenceyle ilgili soruşturma- cısı Nigd Dodfcy, 1995 Şu- bat ayında, Türkiye'de iş- kencenin yaygın olarak uy- gulandığını bildirdi tşken- ce sırasında elektrik şoku, cinsel saldın veölüm tehdit- leri, en yaygın kullanılan yöntemler. - Kuzey Irak'taki sözde "güvnılikbölgesi''nin (Incir- lik'te konuşlu Çekiç Güç'ün oluşturduğu güvenlik bölge- si) varlığının devam etmesi, bölgedeki güvenlik ve istik- ran ciddi şekilde tehdit eden bir yasal belirsizlik ve siya- si kaosa neden oldu. - Irak'ın, Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi'nin 688 sayılı karanna tam ola- rak uyarak, uluslararası top- lum ile kısa sürede yeniden bütünleşmesi ve daha de- mokratik bir sistemi yerleş- tirmesi, Türkiye ve Irak ara- sındaki sınırda istikrann sağlanmasına önemli ölçü- de katkıda bulunacaktır. - Kıbns'ta Türk ve Rum toplumlannın eşitliğıne da- yalı iki kesimli federal bir devlet kurulması yolundaki BM çabalannı destekliyo- ruz. - Türk askerinin "adayıiş- galinin" devamı Kıbns so- rununun çözümü önündeki en önemli engellerden biri- ni oluşturuyor. - BAB Parlamenterler Asamblesi; BAB Konse- yi'ne, "Kıbns" ile başlatı- lan diyaloğu, BM çabalan- nın ardından Kıbns sorunu- nun çözümünde kullanma- smı tavsiye eder. - Asamble, "Tûridye'nin askeri işgal güçleri"nin Kıb- ns'ın kuzey kesimınden çe- kilmesinin, üye ülkeler ara- sında ve ortak üyeler arasın- da kuvvet kullanılması ya da tehdide başvurmaktan ka- çınmasını öngören Peters- berg Deklarasyonu çerçeve- sinde kaçınılmaz olduğunu anımsatılmasını Konsey'e tavsiye eder. Bu çekilme iş- leminden sonra adanın ta- mamen askerden anndınl- mış hale getirilmesi yönün- de tüm Kıbns'ta kuvvet ve teçhizat indirimine gidilme- lidir. - Kıbns sorununun çözü- münü öngören Güyen Artı- ncı Önlemler (GAÖ) Pake- ti, ancak Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin Kuzey Kıbns'tan çekilmesi ile yürürlüğe gi- rebilir. Tüm adanın ileride askerden anndınlması yo- lunda bir adım olarak çekı- lecek Türk askerlerinin yeri- ni BM Banş Gücü askerleri almalı. - Göçmenler sorununu çözmek için iki toplum ara- sındaki müzakerelere, Avru- pa Nüfus Komitesi'nin Kıb- ns'ta yapacağı nüfus sayunı konusu da dahil edilsin. - BAB'ın, Kıbns (Rum kesimi) ile diyalog başlat- masını memnunlukla karşı- Jıyaruz. Kıbn&'ın (Rum ke- siminin) AB ile baglannı da gûçlendırecek diyalog kara- nna Türkiye'nin çekince koymasını esefle karşılıyo- ruz. • Baştarafi 1. Sayfada Atina mutabakatı ile taciz benzeri olaylann engellen- mesini öngören yine 1988 tarihli Istanbul mutabakat- lannın gelıştınlmesini ön- gören Güven Arttıncı Ön- lemler (GAÖ) paketi çerçe- vesinde bir centilmenlik an- laşmasını taraflara sunduğu bildiriliyor. Türkiye'nin, sorun çıka- ran taraftn kendisi olmadığı- nı belirterek böyle biranlaş- manın varlığını kabul etme- diği belirtiliyor. Ancak diplomatik kay- naklar, ABD'nin Türkiye ve Yunanıstan arasında vanlan 1988 mutabakatlanna, ge- liştirilerek uyulması yolun- daki GAÖ paketine, Anka- ra'nın "Ege'de taciz eyiemle- rinin daha etkiü bir meka- nizma içinde önlenmesi" açısından sıcak baktığını be- lirtiyorlar. Yunanistan ise ABD'nin ihtilaflı bölgelerde her iki ta- rafin da manevra yapmama- sı yolundaki önerisine, ege- menlik haklan savlan nede- niyle uzak duruj;oj; Ege'de yaşanan taciz so- runlan ve 1988 mutabakat- lanna taraflann nasıl baktı- ğı şöyle özetlenebilir: - Uçaklar, gelen uçağm dost ya da düşman olup oJ- madıgını teşhis için uçuşa geçtOderi sırada tehlikeli bir manevra yaptıklan zaman bu taciz kabul edilivor. Tür- kiye ve Yunanistan, Ege'de çok sık yaşanan bu taciz ey- îemleri nedenivlc sık biçim- de karşılıklı notakşıyor. - Türkıye, Atina mutaba- katı ile öngörülen planh tat- bikatlann dışında Ege'de ferdi uçuşlar yapıyor. Yuna- nistan, kendisine bildirme- den Türkiye'yi ferdi uçuşlar yapmakla suçluyor. Ancak Ankara, Atina mutabakatı- nın yalnızca planlı tatbikat- Ian kapsadığını ve Yunanis- tan'ın konuyu çarpıttığını belirtıyor. - Atina mutabakatı, tem- muz ve ağustos aylannda Ege'de planh tatbikat yapıl- mamasını öngörüyor. Bu ay- lar içinde Türkiye'nin ferdi uçuşlar gerçekleştirmesini mutabakatın ihlali sa>ıyor. Ankara ise metnin çok açık olduğunu ve ferdi uçuşlan kapsamadığmı beiirtiyor. - Yunanıstan'ın ferdi u- çuşlardan rahatsızhğının ö- zünde, hava sahasında tek yanlı ilan ettiği 10 mil konu- su yaüyor. Türk uçaklannın bu alana girmesi halinde, bunu hava sahasının ihlali olarak görüyor. Her evin Kelebek'i Kelebek her evin mobilyasıdır. Girdiği her evdefarkh ortamlar yaratır. Siz de evinizi Kelebek'le döşeyin. îhtiyacmızlannıza ve kişıhğinize en uygun eviyaratın. kMUKEMMEL MOBİLYA ELECTROLLJX ER OUATTRO CFC-FREE BU Bu tazelik hiç bitmesin ister misiniz? 4 kapılı, rahal ulaşılabilir dizayn... Genış iç hacım . Kapı içi soîjuk ıçecek çeşmesı...Sıfır freon gazı. çevre dostu.. Çok sessiz Düşük enerjı tüketımi... No-Frost derin dondurucu ve uzun süreli tazelik için sıfır derece bölmesi... Buz makinesı.. Şok sogutma ve dondurma işlemi Derin dondurucu raflarında raylı sistem... Ayarlanabilır camlı raf sistemi sayesinde kolay temızlık.. Electrolux ER 4671 S Ouattro CFC-Free buzdolabı hayatınıza yepyeni bir ferahlık, benzersiz bir kolayhk getıriyor. Farkiı özellıkiere sahıp dıtjer E!ectrolux modelleriyle siz de bir an önce tanışın! Size en yakın Electrolux bayiini ögrenmek ve ayrıntılı bilgi ıçın Türkiye'nin her yerinden ücretsiz servis telefonumuzu hemen arayın. Electrolux B e y a z E ş y a d a D ü n y a L i d e r i • HERKEZ. TARLABAŞI BLIVARI NO 351>K3IM 80060 IST*^BUL TEL 02122931020 FAX 02122516094 • ŞUBE: ATATÛRKCAD NO 378 K.5-501 ALSANCAK 35220IZMIR H L 02324639315 FAX 02324639252 • 0100 2116032
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle