29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
» HAZİRAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Denktaş'ın tırunu yaralandı • ANKARA(Cumhuriyet Birosu)-KKTC Cımhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın torunu Rauf Denktaş, dün trafikte tamştıği kimlifi be irlenemeyen bir kişi tarafından bacaklanndan vuruldu. Balgat'ta saat 04 00 sıralannda meydana gelen olaydan sonra Bayındır Hastanesi'nde tedavi altına alınan Denktaş'ın sağlık durumunun iyi oldugu bıldirildi. Baykal: İstifa edenler haklı • BALIKESİR (AA)- CHP Antalya MiHefvekili Deniz Baykal, sosyal demokrasinin koalisyonda etkın olmadığını ve bu nedenle bakanlann haklı olarak istifa edip tepkilerini dile getirdiğini söyledi. Demokrası ve Gençlik Vakfı'nın açıJışma katılmak üzere Balıkesir'e gelen Baykal. 31 ağustosta yapılacak olan CHP kurultayın önemine dikkat çekerek. "Önce partimızi toplayacağız. Sonra da koalisyonun durumunu gözden geçirecegiz" dedi. Karamollaoglu, yargıç önünde • ANKARA (ANKA) - Sıvas'taönceki yıl 2 temmuzda meydana gelen ve 37 kişinin yaşamını yitirdiği "Madımak Oteli yangınıyla" ilgili davanın ikinci cephesi nihayet başlıyor. Sıvas'ın Refah Partili Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu'yla itfaiye müdürü Remzi Şahin hakkında, olaylar sırasında görevlenni kötüye kullandıklan gerekçesiyle açılan ve güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilen davanın ilk oturumu bugün Ankara Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. 'Sürpriz itirafçr gözaltmda • ANKARA (ANKA) - Prof. Dr. Yuda Yürüm'ün aracına bombayı kendisinin koyduğunu, daha önce de gazeteci-yazar Uğur Mumcu'ya suikast düzenlenmesi için kendisine yapılan teklifi kabul etmediğini açıkladıktan sonra gözaltına alınan lsmet Çalışır'ın gözalti durumu sürüyor. Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral. 17 haziran tarihinden bu yana gözaltmda olan Çalışır'ın savcılığa ne zaman çıkanlacağının bugün belli olacağını söyledi. OHAL oylaması • ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanı Ercan Karakaş'ın istifasıyla Bakanlar Kurulu'ndaki "imza krizi" çözülürken olağanüstü hal uygulamasınm dört ay süreyle uzatılmasına ilişkin hükümet tezkeresinın yann oylanması bekleniyor. Hükümet tezkeresi, MGK tavsiyesi üzerine. halen on ilde uygulanmakta olan olağanüstü hal uygulamasınm 19 temmuzdan itibaren Adıyaman dışındaki illerde 4 ay süreyle uzatılmasını öngörüyor. Uğur Mumcu büstii yeninde • tstanbul Haber Servisi - Zeytinburnu Ugur Mumcu Parkı içinden bir süre önce çalınan Uğur Mumcu büstünün yenisi yerine konuldu. Zeytinburnu Belediye Başkanı Adil Emecan, Mumcu'nun 2. ölüm yıldönümü nedeniyle yaptınlarak park ıçine yerleştirilen büstün, kimliği belirsiz kişilerce çalındığına dikkat çekerek "Türk demokrasisine büyük katkılan olan gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun yeri doldurulamaz"' dedi. DYP'de delege seçimi • İstanbul Haber Servisi - DYP 5. Olağan Kongre dönemi. dün İstanbul'da devam etti. Toplam 32 ilçenin katıldığı ve ilk günü 24 Haziran 1995 tarihinde yapılan delege tespit kongresinin ikinci gününde yaklaşık 10 bin delege daha tespit edildı. Referandum olasılığmı ortadan kaldırmak için liderler arasında 'ittifak' aranacak Tepede uzLaşma arayışıTÜREY KÖSE ANKARA - Anayasa değişikliği paketınin bınn- cı tur görüşmelerinin ta- mamlanmasından sonra, referandum olasılığmı or- tadan kaldırmak ve pake- tin -daralmasu kazaya uğ- ratnasrnı önlemek için li- derler arasında uzlaşma aranacak. Başbakan Tansu Çiller ile CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Hik- met Çetin ikinci tur görüş- meler öncesinde. liderlerle bir dizi görüşme yapacak. • Çiller ile Çetin ikinci tur görüşmeleri öncesinde liderlerle bir araya gelecek. Cindoruk'un görüşmeleri eylüle bırakma önerisine iktidar partileri sıcak bakmıyor. DYP memura grevsiz- toplusözleşmesiz sendikada kararlı. Devlet Bakanı Daçe, "Bu fırsat kaçınlırsa memur sendikalan yasal dayanaktan yoksun kalır" dedi. TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk'un ikinci tur oylamanın gerekirse eylüle bırakılması önerisi- ne iktidar ortaklan soğuk bakarken, Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, "Eylüle kalması diye bir şe> yok. Referandum istemiyoruz, mümkünse bu konu Mec- lis'te çözülmeli'* dedi. Me- mura grevlı-toplusözleş- meli sendika yolunun açıl- ması konusunda da ödün vermez tavnnı sürdürüren Daçe. "Bu fırsat kaçarsa memur sendikalan yasal dayanaktan tamamıvla yoksun kalacak" diye ko- nuşru. 21 maddelik anayasa değişikliğini içeren 25 maddelik yasa önerisinin görüşmeleri çok yavaş ilerliyor. Bugüne dek gö- rüşülen 15 maddeden sa- dece 5'i kabul edilırken. 3"ü komisyona çekildi. 6'sı reddedildi. Öncekı gün ak- şam. TBMM'nin her yıl yeni yasama dönemine ekim ayında başlamasını hükme bağlayan 15. mad- de üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Ancak salon- da çok az sayıda milletve- kilinin bulunınasını dikka- te alan TBMM Başkanve- kili Vefa Tanır oylama yapmadan birleşımi kapat- tı. Kabul edilen hiçbir maddenin oylamasında, referandum olasılığmı or- tadan kaldıracak 300 oya Onur Kumbaracıbaşrdan değişikliklere karşı direnenlere eleştiri: Ikiyüzlülüğe çözüm, açık oylama IŞIK KANSU ANKARA - CHP'li De\ let Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, anayasa görüşmeleri sırasında milletvekillerinin, daha önce attıklan imzalann arkasında durmadıklannı belirterek. "İkiyüzlülükten kurrulmanın en kestirme yolu, açık oylamadır" dedi. Milletvekillerinin, ikinci turoylamada "akıllannı başianna devşirmesi" gerektığını vurgulavan Kumbaracıbaşı, "Anayasa değişikliği metninin altindaki imzalar. senedin altuıda olsaydı, tahsil edilirdi. Anayasayı değiştirmek için yola çıkıp hiç değiştiremeden de yerunize oturabiliriz. Bu, Meclis'e olan güveni sarsar" diye konuştu. Kumbaracıbaşı, "Anayasa değişmiş olsun. ama hiçbir şey değişmemiş olsun istiyorlar. Bunu Türkiye ve dünyada yutacak kimse kaunadı" görüşünü savundu. Onur Kumbaracıbaşı, TBMM'deki anayasa görüşmeleri sırasında çıkan tabloyu Cumhuriyefe değerlendirirken, ilk hazırlanan değışıklik metninin altına 301 milletvekılinin imza attığını anımsattı ve "Bu metin üzerinde bir deği;iklik yapılmaması gerektiği çok aşikârdı. Çünkü ancak bu metin üzerinde 300 imza sağlanmışti. Metin tekrar değiştirildikten sonra görülüyor ki, mutabık olduğumuz hemen hemen hiçbir nokta kalmıyor. Bu kadar farklı düşünüyorduy sak o imzaları nasıl attılar" diye sordu. Milletvekillerinin, imza attıklan metinlerin aksine hareket etmeyı bir adet haline getirdiklerine dikkat çeken Kumbaracıbaşı, "İmza attıklan metnin, imzalannın arkasında durmuyorlar" dedi. Ikiyüzlülük Devlet Bakanı Kumbaracıbaşı. DYP-CHP hükümet ortaklığının anayasa ile ilişkili olmadığına işaret ederek. şunları söyledi: "Anayasa degişikuklerinin gerçekleşmemesi, ortaklığı belki nahoş bir görüntü içinde gösterir, ama anayasa değişikliği, millervekiUerinin doğrudan doğruya kişisel kararlanna bırakılmıştır. Bir parti karan söz konusu olamaz. Ona dayanarak diyoruz ki, açık oylama yapılsın. isimler belli olsun. Ben, çocuğiıma ne bırakacağim? Anayasa konusunda şunu düşünüyordum, oyumu da böyle kullandım. Seçmenime de onu söyleyeceğim. Gizli kaldığı zaman, "evet" demesi gerekip, imzalannı kabul etmeyenler, belki kamuoy u önünde İmzamın arkasında durdum' diyorlardır. Bu bir ikiyüzlülüktür. İkiyüzlülükten kurtulmanın en kestirme yolu, açık oylamadır. Anayasa gibi temel bir konuda miUetvekilleri ne yaptıklannı halka gösteremiyorlarsa, ne zaman gösterecekJer?" Kumbaracıbaşı. ikinci tur oylamalarda "herkesin aklını başına devsirmesi gerektigiıu"" ifade ederek "İkinci tur; Türk'ün aklı sonradan geliyor başına' diye düşiindiiler ki bir ara verelim, bir düşünsünler. ondan sonra asıl oylamaya geçilsin anlamında. Belki o arada herkes tekrar hatırlar, nelerin altına imza attığını ve imzasının arkasında da durur" görüşünü dile getirdi. Kumbaracıbaşı. sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasayı değiştirmek için yola çıkıp da hiç değiştiremeden de yerimize oturabiliriz. Bunun görüntüsü hoş değüdir. Meclis'e olan güveni sarsar. CHP olarak hiçbir talebimiz yok. Sadece, üzerinde anlaştığımız metni geçirmek istiyoruz. Buna kim karşı çıkıvorsa, vebali de onun üstündedir. Arkadaşlanmız sürekli dil döküyorlar, anlarıyoriar. "Yapmayın. etmeyin" diyoriar. Hatta. bakıyorlar ki ille de değişiklik istiyorlar, uzlaşma yollan öneriyorlar. Ama hiçbirisine yanaşmayan bir katı duvar var. O duvann aslında istediği şu: Anayasa değişmiş olsun, ama hiçbir şey değişmemiş olsun. Bunu da Türkiye'de ve dünyada yutacak kimse kalmadı." Çetin, Karakaş'ın çekilme önerisinin kişisel bir görüş olduğunu söyledi: kararverirANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Baş- bakan Yardımcısı Hikmet Çetin, "Koalisyon bitti" yolunda açıklamalar yapan eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş'ın sözlerini de- ğerlendirirken "Koalisyo- nun bitip bitmediğine parti organlan karar verir" de- di. Hikmet Çetin, cumartesı günü Tuncelılilenn Söğüt- özü Parkı'nda düzenledik- leri "Aşure Günü"ne katıl- dıktan sonra dün de aynı yerde Sıvashlann "Drvriği Pilav Günü"ne katıldı. Bu- rada Divriğililerin yoğun izdihamı ve sevgi gösteri- leri arasında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Çe- tin. Karakaş'ın istifası ve koalisyonun ömrünün bit- tiği yolundaki açıklamala- nna ilişkin soruya şu yanı- tı verdı: "Karakaş'ın istifası kişi- sel bir olay. Öyle değerlen- dirmiş. Karanna saygı du- yuyorum. Koalisyonun ömrünün bittiği şekİindeki açıklamaları da kendi yo- rumudur. Koalisyonun sü- rüp sürmeyeceğine parti- nin yetkili organlan karar verir. Onların karan var. Bir kişinin bunları söyle- mesi nihayet kişisel bir de- ğerlendinne olarak kalır." Çetin, referandum olası- lığı konusundaki sorulan da "Referanduma gerekir- se gidilebilir. Lmannı ona gerek kalmaz. O nedenle daha önce 300'den fazla imza toplayan bu Meclis, 'açık oylamayla yapılması için gerekli yöntemi bula- lım, belki o zaman daha * \ Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, Sıvasülann 'Divrigi Pilav Günü'ne katıldı. (Fotoğraf: AA) rahat bir şekilde bunu ba- şanr' diye düşünüyorum" dedi. Bir soru üzerine daha önce üzerinde uzlaşmaya varılan anayasa metninin alt komisyonda değiştiril- miş olmasının, anayasa görüşmelerinde olumsuz etki yaptığını ve bugünkü durumun ortaya çıktığını kaydeden Çetin, şöyle de- vam ettı: "Ah komisyona uzlaşma metni olarak giden metin, alt komisyondan bir uzlaş- mazlık metni olarak geldi. Buradan başlavan uzlaş- mazlık genel kurula da yansıdı ve insanlar daha önce imzaladıklan o metne böylece tam manasıyla sa- hip çıkamadılar. Ben bu- nun aşılması gerektiğine inanıyorum. Şimdi, önü- müzde ikinci tur oylama var. Bu ara dönem içinde siyasi parti liderleriy le bir araya gelerek bunu değer- lendireceğimize inanıyo- rum ve sivil parlamento olarak bu anayasa değişik- liğini başarmamız gerekir diye düşünüyorum. Biz CHP olarak elimizden ge- len tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz.'' Dıvnğı Kültür Derneği tarafından düzenlenen et- kinliğe, CHP lideri Çe- tin'den başka, CHP İstan- bul Milletvekili tbrahim Gürsoy, Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu, Şırnak Bagımsız Milletvekili Vlahmut Aiınak, Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdekn katıldı. Aiınak. Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin'le ve CHP'lilerle bir arada olmaktan kaçınırken İstan- bul Milletvekili tbrahim Gürsoy'la Çetin'in gelişin- den bir süre sonra protokol bölümünden avnldı. ulaşılamaması ve milletve- killerinin katılımının gide- rek azalması tedirginlik yarattı. Referandum olası- lığmı ortadan kaldırmak için. bu hafta tamamlan- ması beklenen birinci tur görüşmelerden sonra uz- laşma aranacak. Birinci tu- run ardından ikinci tur oy- lamaya geçılmesi için en az 48 saat geçmesı gereki- yor. Bu süre içinde yoğun bir uzlaşma arayışı trafiği yaşanacak. Başbakan Tansu Çiller öncekı gün akşam Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ve grup başkanvekilleri ve Anayasa Komisyonu söz- cüsü Coşkun Kırca ile bir toplantı yaptı. Bu toplantı- da, ikinci tur öncesinde li- derler düzeyinde yeniden uzlaşma aranması karar- laştınldı. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel ile TBMM Başkanı Hüsamettin Cin- doruk da önceki gün ak- şam Çankaya Köşkü'nde bir araya gelerek anayasa değişikliği ile ılgılı görüş alışverişinde bulundular. Cindoruk'un 301 mılletve- kilinin imzasının bulundu- ğu mutabakat metninin Anayasa Komisyonu'nda değiştirilmesinden duydu- ğu rahatsızlığı dile getırdi- ği ögrenildi. Uzlaşma arayışlan süre- cinde CHP tarafı. memura grevli-toplusözleşmelı sen- dika yolunun kapatılma- ması konusunda kararlı bir tavır sergilemeye hazırla- nıyor. CHP Ankara Millet- vekili Mümtaz Sovsal, "Komisyondaki düzenle- me, şu andaki durumdan daha geri. Şu anda bari ya- sakyok" derken, CHP Ğe- nel Başkan Yardımcısı İs- mail Cem, "Memura sen- dikal haklar verilmemesini kabul edemeyiz. Bunu içi- mize sindiremeyiz" dedi. Daçe, memur sendikalan ile ilgili olarak da pakette öngörülen düzenlemeyı sa- vunarak şu görüşleri dile getirdi: Memuriar için fırsat "Anayasa Komisyo- nu'ndan gelen metin, me- mura sendikalaşma ve top- lu görüşme imkânı getire- cek. Bu kabul edilmezse Yargıtay'ın son verdiği ka- rar dikkate alınırsa memur sendikalan yasal dayanak- tan tamamıyla yoksun ka- lacak. Bu gözden uzak tu- tulmamalı. Memurlara sendikal imkân verilmesi, bu yolun açılması küçüm- senmemesi gereken bir me- safedir. Memur sendikalan legal dayanağa sahip ol- mazsa sendikalaşma im- kânsız olacak." Daçe. DYP içinde gün- deme getırilen "Sendikal haklann nasıl kullanılacağı yasaya bırakılır, ancak ya- sanın içeriği konusunda "bir protokol hazırlanır" önen- sine de sıcak bakmadı. Da- çe. "Ya yasaya bırakılacak ya da bugünkü düzenleme geçecek. Protokolün gele- cek için geçerliliği olabilir mi?" dedi. Daçe. referan- dum olasılığı konusunda da, "Referandum istemiyo- nız, ama ille referandumla çözülecekse gereği yapılır. Ama Meclis'te çözümlen- mesi mümkünse Meclis'te çözülsün. Devamlı seçimler yaşamak, o atmosferi yaşa- mak sıkıntı yaraüyor. Ayn- ca, referandumu ters isti- kametlerde sömürmek is- teyenler de olabilecek" de- ğerlendirmesinı yaptı. Daçe. TMY'nin 8. mad- desinin anayasa paketınin hemen ardından gündeme geleceğini söyledi. Alexander Haig, Washington Times'daki yazısmda Çekiç Güç'ü eleştirdi 6 ABD'nin Türkiye politikası yanlış' • Eski NATO Başkomutanı ve ABD'nin eski dışişleri bakanlanndan Alexander Haig, Türkiye'ye yönelik "cezalandıncı" yaklaşımın, ABD'nin stratejik çıkarlannı zedelediğini bildirdi. WASHINGTON (AA) - Eski NATO Başkomutanı ve ABD'nin eski dışişleri ba- kanlanndan Alexander Haig, Washıngton'un Türkiye politikasını "çok sert ve uyancı" bir dılle eleştirdi. Heig, Türkiye'ye yönelik "cezalandıncı" yaklaşımın, ABD'nin stratejik çıkarlannı zedelediğini bildirdi. Haig, Türkiye ile güçlü ve etkin bir ortaklık yapılmaması halinde. ABD'nin stratejik açıdan kaybedeceginı kaydetti ve Washıngton'un bu hafıza kay- bmdan kurtulması gerektiğini vnrguladı. Washington Tımes gazetesinin yorumlar sayfasında yer alan geniş yazısında Haig, bir Türk yetkilinin bir keresınde "ABD ile müt- tefik olmanın sonınu, VVashintgon'un kendi kendini ne zaman bıçaklayacağını bileme- mektir" dedığinı hatırlartı. Haig. bu yan cıd- di olan gözlemin, bugünkü Türk-Amerikan ılişkilennı ıyı tanımladıgmı belırttı. General Haig. Türkiye'ye verilen dış yardım kredıle- rine. insan hakları, Kıbrıs ve Ermenistan'a yardım geçışlenne bağlı olarak ABD Kong- resi tarafından koşullar getınlmesını ıse şöy- le değerlendırdi: "Bu cezalandıncı yakUşım Amerikan po litikasının en kötü şeklidir. Çünkü kendi stratejik çıkarlannı gözardı etmekte ve zede- lemektedir. Güçlü ve etkin bir Türk-Ameri- kan ortaklıgı. ABD'nin stratejik çıkarlannın temelini olustunnaktadır. Haig, coğrafyanın. Türkiye'yi kötü bir mahallede ikamet etmeye mecbur kıldığını belirterek, "Ancak bu mahalle Amerikan çı- karlan için yaşamsal olmaya devam edivor. Bunun en güzel örneği de Körfez Savası" de- di. Haig, Türkiye oimasa. Saddam Hüse- yin'in mağlup edilmesinın mümkün olama- yacağını vurgulayarak "Türkiye, Saddam'a karşı koalisyonun temeüydi ve bu temel ko- numunu da sürdüriiyor" ifadesini kullandı. Körfez Savaşrnın ardından, bölgede daha güvenlı bir düzen oluşturulamadığını ve Saddam'a karşı 4 yıldır "hırpalayıcı"ekono- mik bir savaşın devam ettiğmı belırten Haig, "Bunun en büyük bedelini Türkiye ödemiş- tir" dedi. Çekiç Güç'ün güvenlik ve banşı sağlayamadığını bildiren Haig. Sunye'dekı Hafiz Esad rejımı ıçın "alaya" bir dille "in- san haktannın akrifsavunucu.su" sözcükleri- nı kullandı ve şöyle devam ettı: "Bu durum- dan Şam'dan ve diğerlerinden yardım ve destek alan \e gerçek bir terör örgütü olan PKK yararlannuş, Kuzey Irak'ta güvenH bir bölge bulmuştur. Türkiye'nin kısa bir süre önce gerçekJeştirdiği askeri harekât, bu sonı- nu n çözümünü hedefliyordu. ABD'nin, dam ile hesaplaşma polirikasındaki basan- stzlığının ağır yükünü Türkiye çekmiştir." Bağımsızlığına kavuşan eski Sovyet cum- huriyetlerinın, gelecekleri içm Türkiye ya da lran'a "baktıklarını" vurgulayan Haig. "Bölgedeki doğal zenginlikler (petrol ve do- ğalgaz) ya bu ülkeierden geçecek ya da yine Ruslann etiyle denedenecek" dedi. Türk demokrasisine karşı bir insan haklan savaşının sürdürüldüğünü kaydeden Haig, Başbakan Tansu Çfller'in de. f ürkıye'de de- mokrasinin "müketnmel olmadığınr kabul ettiğini belirtti. Eski bakan Haig. yazısında şu görüşlere yer verdı: "TürJdye'de Batı kar- şrtı ve aşın dinci güçlerin büyümesi bizi kay- guandırmabdır. Soğuk Savaş sonrasında, bir- çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de ulusal kimlik mücadelesi ortaya çıkmışOr. \ma biz kimin yanında olacağız? .Vlükemmel olma- yan demokratlann nu, yoksa gerçek demok- rasi karşıuannın mı?" POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Karakaş'ın İstifası... Kültür Bakanı Ercan Karakaş istifasından bir gün önce Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Tansu Çiller'e şöyle diyor: "Sayın Başbakan, izninizle Sayın Içişleri Bakanı Nahit Menteşe'ye bir sorum olacak..." Bakanlar Kurulu'nda bir sessizlik oluyor o an. Bakan Karakaş devam ediyor: "Sayın Menteşe, istanbul Emniyet Müdürü Nec- det Menzir hakkında şu ana dek ne yaptı?" Hemen Adalet Bakanı Mehmet Moğultay söze giriyor. Diyor ki: "Sayın Karakaş; bu konuyu Bakanlar Kurulu'na getirmeyecektik..." Kültür Bakanı konuşmasını sürdürüyor. Necdet Menzır'den başlayıp hükümetin bugüne dek yap- tıklarına ilişkin eleştiriler getiriyor. Özetlikle de Gü- neydoğu sorununa değiniyor; demokratikleşme- den, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesine ilişkin tartışmalardan söz ediyor. Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Bakanlar Kuru- lu'nda tam 20 dakika konuşuyor. Bir gün sonra da Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'e istifa mektu- bunu veriyor. • • • Biz, bir süredir bu köşede anlatmaya çalışıyoruz. CHP il ve ilçe örgütleri, CHP'nin hükümetten çekil- mesıni istiyor. Belediye başkanları da aynı görüşü savunuyor. Aliağa Belediye Başkanı CHP'li Hakkı Ülkü dü- zenlediği basın toplantısında şöyle demişti bir haf- ta önce: "Geç kalıyoruz. Iktidardan bir an önce aynlmalı- yız..." Hakkı Ülkü, niçin böyle konuşuyordu? Aliağa, Petkim işçisinin yoğun olduğu bir Ege ıl- çesidir. Hem ışçi kesiminin hem de kırsal kesimin CHP'ye karşı olan tavrı gıderek sertleşmektedir. Önce SHP, şimdi de CHP bu kesimlere verdiği sö- zü tutmamıştır. Ercan Karakaş, istifa etmeden 15 gün önce Iz- mir'e gitmiş, örgütle toplantı yapmıştı. Izmir dönü- şü İstanbul'da kendisiyle görüşürken bize şöyle demişti: "örgütümüz ve tabanımız, bir an önce DYP ile ortaklığa son vermemizi istiyor..." Ercan Karakaş'la dün sabah 'istifası' üzerine ko- nuştuk. Karakaş, haklı olarak CHP'nin halka verdi- ği sözü tutmadığının altını çizip ekliyordu: "Hükümet, çeşitli yasa çalışmalan yapmasına karşın programda belirtilen ve yaşama geçihlme- sinde zorunluluk bulunan yasal düzenlemelere yaklaşmıyordu. Yalnızca büyük çabalarımızla be- nim bakanlığımın bir yasası olan 'Fikir ve Sanat Eserieri Yasası' çıkanlabildi..." Ercan Karakaş'a göre CHP, DYP'nin kendi iç tu- tarsızlığına alet oluyordu. Anayasa değişiklikleri TBMM'ye indirildikten sonra program hükümleri- nin ve CHP ılkelerinin 'tam tersi' doğrultusunda çı- kıyordu. Memuriar ayaktaydı, üniversitelerdeki bilim adamlarına konulan siyaset yasağı tıpkı 12 Eylül. 1982 Anayasası'nda olduğu gibi sürdürülmek iste-; niyordu. Ercan Karakaş anlatıyordu olup bitenleri: "Olağanüstü halin kaldırılması gibi bir sorun, dört yıldır sürmesine ve kaldınlacağına dair prog- rama hüküm konulmasına karşın hiçbir girişimde bulunulmuyor; 'il Idaresi Yasası' sürekli erteleniyor, her şeyin aynen devam etmesi isteniyordu. Bu durum 'Çekiç Güç' için de geçerlıydi. Kısacası CHP, hükümet içinde bir kez daha işle- vini yitiriyor; bir kez daha kendi tabanına dönük bir etkinlik kazanamıyordu. Ayrıca son dönemde orta- ya çıkan tartışmalar, halkın siyasetçiden beklediği doğrultu tutartılığını da yeniden yaralamaya başla- mıştı. Böyle bir durumda hükümette daha fazla kalmanın hiçbir anlamı bulunmamaktadır..." • • • Aydın Güven Gürkan'ın ardından Ercan Kara- kaş'ın istifası onurlu bir davranıştır. Gürkan ve Ka- rakaş 'istifa yöntemi'ni bireysel politika çıkarları için kullanmamışlardır. Her iki politikacıyı ister se- vin ister sevmeyin, CHP içinde 'koltuk sevdası' içinde olanlara ders vermişlerdir. CHP, bir yandan birleşme sancılan yaşarken öte yandan 'iktidann küçük ortağı' gibi yakıştırmalarla hükümette bir şey yapamamanın getirdiği zorluk- larla kendi tabanında da erimeye başlamıştır. CHP, çıkar düzenini değiştireceği yerde, o dü- zenle uyum sağlamayı yeğlemiştir. Hükümet içinde işlevsızliğini kanrtlamıştır. Bugün pek çok aydın, yazar. gazeteci nedense kaldırılmak istenip de bir türlü kaldırılamayan seki- zinci maddeden dolayı tutuklanmayı beklemekte- dir... Acaba insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, Diyarbakır'da verdiği sözü tuta- cak mı? Ne demişti Hacaloğlu: "OHAL'İ imzalattırmaya kalkarlarsa istifa ederim. Etmezsem namerdim..." Hacaloğlu 'OHAL Kararnamesi'n imzaladı... CHP Dıyarbakır örgütü şimdi, Hacaloğlu'nun verdiği sözü niçin tutmadığını merak ediyor... Calışmalara hız verilsin' Çiller'den 8'inci madde talimatı ANKARA (ANKA) - Başbakan Tansu Çiller"in talimatı doğrultusunda TMY'nın propagandayı düzenleyen 8'inci madde- sınde yapılacak değişıklık konusu önümüzdekı gün- lerde DYP grubunda tartı- şılacak. Çiller, TMY'nin 8'inci maddesi için bazı bakan- lar. grup başkanvekilleri ve anayasa komisyonu üyeleri ile görüştü. Çiller, 8'inci maddenin anayasa değişikliği ile ilgili çalış- malardan hemen sonra ge- nel kurul gündemıne gel- mesıni. bu konudakı calış- malara hız verilmesıni is- tedi. Çiller. grubun bu konu- dakı muhalefetini aşmak için ıse 3 alternatıfli bir paket hazırlatıyor. Bırinci alternatife göre propaganda suçu işleyen- ler belli bir süre kamu hiz- metlerınden mahrum kala- cak. Gazeteci ler meslekle- rinı yapamayacak. yazarlar ise kitap çıkaramayacak. ikinci öneride 8'inci madde kaldınlıyor ve bö- lücü propaganda ile ilgili bazı hükümler TCK'nin 311 ve 312'nci maddeleri- ne aktanlıyor. Paketteki üçüncü öneri- yi ise propaganda tanımı- nın sadeleştirilmesi. TMY kapsamında yargılanıp mahküm olanlara para ce- zasına çevirme. şartlı tah- lıye ve tecıl gibi olanaklar- dan yararlanma konusun- da getırilen kısıtlamaların kaldınlması oluşturuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle