Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE • • • •
HABERLERIN DEVAMI
Manukyan'ın bağışı
sorun oldu
GÜNDCztMŞİR
Kamuoyunda genelev
patroniçesi olarak tanınan
MatUt Manukyan, hakkın-
daki yogun eleştirilere kar-
şın Cerrahpaşa Tıp Fakülte-
si'ne yaptığı bağişlan sürdü-
rûyor. Manukyan'ın, nöro-
loji servisinden sonra pato-
loji ve biyoistatistik anabi-
lim dallanna da toplam 2
milyar liralık bağış yaptığı
belirlenirken, gözle ilgili bir
merkeze bağış yapacağı ko-
nusundaki açıİdamalar ise
yalanlandı.* Manukyan adı-
nın duyulmasından sonra
ûniversitede bağışın şekli ve
kim tarafından yapılacağı
konusunda başlayan tartış-
ma sürûyor.
Matilt Manukyan'ın Cer-
rahpaşa Tıp Fakültesi'ne ait
çeşitlı birimlere yaptığı ba-
gışlara ilk tepki, eski rektör
Prof. Dr. Cem'i Demiroğ-
lu'na karşı hukuk savaşı baş-
latan Prof. Dr. Celal Erçı-
kan'dan geldi. Erçıkan'agö-
re ahlak, ilim ve hukuk yu-
vası olan ûniversitelere her
önûne gelen bağış yapama-
malıydı. Ostelik Türk kızla-
nnın vücudundan para ka-
zanan bir genelev patroniçe-
sinin bağışmı kabul etmek,
ilim irfan yuvası ûniversite-
lere büyük hakaretti. Göz
Hastalıklan Araştırma Mer-
kezi Direktörü Prof. Dr. Ce-
lal Erçıkan, ünıversıtenin
kurucusu Fatih Sultan Meh-
met'in adının bir merkeze
verilmesi isteğinin, ilim he-
yeti tarafından, doktora yap-
madığı gerekçesiyle redde-
dildiğini anımsattı.
Matilt Manukyan'm yap-
tığı bağışlarla ilgili bilgi ve-
ren yakını Peyman Akçan
ise, bağışsever insanlann
gayri ciddi eleştirilerle ürkü-
tûlmemesi gerektiğini belir-
terek şöyle konuştu:
"Son olarak finiversitenin
patoloji bölömfine 1.5 mil-
yar liralık bağış yapti. Ayn-
ca Biyoistatistik Anabilim
Dah'na bilgisayar seti ve
dershaneler için bağış yapıl-
dı. tki birim de açılışlannı
ağustos ayında yapacak."
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Nafi Ornç
da vergisinı ödeyen her Türk
vatandaşırun yapacağı bağı-
şı kabul edeceklerini vurgu-
layarak şöyle dedi:
"Matilt Manukyan'a,
hem Cumhurbaşkanı Siiky-
man Demirel hem de Başba-
kan Tansu Çiller tarafından
teşekkür plaketi verilmiştir.
Daha önce bir başka anabi-
lim dahna vaptığı bağış nede-
niyle teşekkür plaketi asıl-
mıştır. Ancak bağış yapan ki-
şinin adının, bir servis ya da
odaya verilmesini, akademik
kurul karara bağlar. Ancak
prensipte reddedhoruz.
Bağışı hangi anabilim dalı
başkanı isterse kabul ede-
biKr."
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Bioistatistik Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Şenocak, servislerine yapı-
lan bağışın, Manukyan'a
yazdığı mektup üzerine
yapıldığını belirtti.
Kefeli'ye mafya usulü
• Baştarafi 1. Sayfada
hul cinayetlerin ve mafya
hesaplaşmalannın her ge-
çen gün arttığı lstanbul'da,
dün de hareketli bir gün ya-
şandı. Kartal Samandra'da-
ki ormanlık alanda başından
tabancayla vurulan tbrahim
Pak(35) adlı Haber-lş Sen-
dikası üyesinin cesedi bu-
lundu. Pak ailesi, oğullan-
nın önceki gün işe gitmek
üzere evden aynldığmı, po-
lisin, öldürüldüğû haberi
verdiğini söylediler. Haber-
tş Sendikası'nın aktif üyesi
olan tbrahim Pak'ın ölüm
haberi, gazetelere, "Bey-
koz'da bir ceset daha buhın-
du", "Kaçmlmış olabilir"
biçiminde ulaştınldı. Olayı
duyan Pak'ın sendikacı ar-
kadaşlanyla ailesi, cesedin
kaldınldığı Adli Tıp Kuru-
mu Morgu'na gittiler. Daha
önce Beykoz'daki ormanlık
alanda Hasan Ocak ve Rıd-
van Karakoç'un cesetlerinin
bulunması nedeniyle kitle
örgütleri harekete geçti. İn-
san Haklan Derneği yetkili-
leri, olay yerine ve morga bi-
rer temsilci gönderdi. An-
cak Kartal Jandarma Komu-
tanhğı'nın yaptığı çalışma
sonucunda cinayetin siyasal
nedenle işlenmediği ortaya
çıktı. ll Jandarma Alay Ko-
mutanlığı 'ndan alınan bilgi-
ye göre, Fatih Mahallesi Gö-
let mevkiinde meydana ge-
len olayda, tbrahim Pak ile
kız arkadaşı Serhan Ozyağ-
a (26), 34 CRA 27 plakalı
otomohille pıknik alanına
geldiler. Bu sırada olay ye-
rinde bulunan ve Pak ile kız
arkadaşı nin hareketlerini
beğenmediğini söyleyen bir
kişi, Pak'ı başından taban-
cayla vurarak öldürdü.
Pak'ın kız arkadaşı Özyağ-
cı'nın kolyesiyle altın bile-
ziğini alan saldırgan, kaçtı.
Sefaköy tnönü Mahallesi
Erier Sokak'taki bir inşaat-
ta çalışan Mehmet ve AHAl-
tıntaş kardeşler, bıçakla şa-
kalaşmaya başladılar. Yere
düşen Ali Altıntaş, elindeki
bıçağın kalbine saplanması
sonucu olay yerinde öldü.
Kocasinan, Mahmutbey
Yolu Çamlı Sokak'ta kinüi-
ği belirsiz kişilerce bıçakla-
nan Mehmet Şenoğlu, olay
yerinde öldü. Çengelköy'de
de Üçyüzlü Mahallesi Kü-
çüksu mevkiinde boş arazi-
de 35-40 yaşlannda bir er-
kek, kravatından asılmış
olarak bulundu. Üzerinden
kimlik çıkmayan ceset,
otopsiye alındı. Bayrampa-
şa'da Mikail Yddız adlı
genç, aynı evi paylaştığı
ağabeyinin eşi AsiyeYıkuz'ı
bıçaklayarak öldürdü. Yıl-
dız, yakalanarak gözaltma
alındı.
Taksim Gezi Parkı'nda 22
yaşındaki S.E. adlı genç kız,
Omer Karataş adlı bir kişi-
nin bıçaklı saldınsına uğra-
dı. Genç kızın çantasını
gasp etmek isteyen saldır-
gan, para bulamayınca teca-
vüz etmek istedi. Boğuşma
sırasında genç kız kurtula-
rak yardım istedi. Kaçan
saldırgan, polis ekiplerince
yakalanarak gözaltma alın-
dı.
Alrunizade'de Mehmet
Yağar'a ait Vanlıoğlu Oto-
mobil galerisi kundaklandı,
2 otomobil tamamen yandı.
Eski Futbol Federasyonu
üyesi Mustafa Kefeli, Boğa-
ziçi Üniversitesi girişinde
dün saat 17.00 sıralannda
bir otomobilden açılan ateş
sonucu ayaklan, göğsü ve
kollanndan yaralanarak
Florance Nightingale Has-
tanesi'ne kaldmldı. Kefe-
B'nin sağlık durumunun cid-
di olduğu bildirildi. 34 BOJ
10 plakalı beyaz renkli oto-
mobille kaçan saldırganla-
nn aranmasına başlandı.
Boğaziçi Köprüsü önceki
gün de 3 intihar girişimine
sahne oldu. Köprüden atla-
yarak intihar etmek isteyen
3 kişiden 2'sı kurtanlırken,
taksi şoförü Sebati Bilgtç,
yaşamına son verdi.
Boğaziçi Köprusü'ne ön-
ceki gece saat 23.00 sırala-
nnda 34 TJU 05 plakalı ti-
cari otomobille Avrupa ya-
kasından giren taksi şoförü
Sebati Bilgiç (29), henüz
belirlenemeyen bir neden-
den dolayı kendini korku-
luklardan aşağıya atarak in-
tihar etti. Yetkililer, Deniz
Polisi ve Sahil Güvenlik ta-
rafından Bilgiç'in ceset ara-
ma çalışmalannın sürdürül-
düğünü bildirdiler.
Sabah saat 05.15 sırala-
nnda Gaziosmanpaşa'dan
bindikleri ticari taksiyj köp-
rüde durduran Yalçuı Özcan
(20) ve Murat Kavras (19),
birlikte intihar etmek istedi-
ler. Görevli memurlarca ik-
na edilen iki kişi, Beylerbe-
yi Karakolu'na götürülür-
ken taksi şoförü kaçtı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
1980'li yıllardan beri Türkiye, Iran'a
"PKK'nin topraklannda örgütlenmesi-
ne izin veriyorsun" uyansında bulun-
dukça Iran karşılık veriyor:
"Sen de benim rejim düşmanım Hal-
kın Mücahitleri örgütüne izin veriyor-
sun. "
Güneydoğu'daki sınır karakollarının
basılmasının ardından Genelkurmay
Başkanlığı, diplomatik dili aşan bir ta-
vırla Iran'ı suçladı ve "gelişmelerin dik-
katle izlendiğini" vurguladı.
Iran bunun üzerine "Was/V("açıklama-
sını yaptı:
"PKK, terör örgütüdür. Desteklemi-
yoruz. Gelişmeler bizim kontrolümüzûn
dışındadır."
Ardından medya bastırdı:
"Iran'da PKK kamplan."
Iran Cumhurbaşkanı Rafsancani, bu
gelişmelerin ardından Iran Dışişleri Ba-
kan Yardımcısı Alaaddin Brucerdi ara-
cılığıyla Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'e bir mesaj gönderdi:
"Türkiye'nin, PKK'ye ilişkin verdiği
bilgiler doğru çıkmamıştır."
Brucerdi'yi önceki gün kabul eden
Demirel'in buna verdiği karşılık "deli-
kanlıca "ydı:
"Biraderime (Rafsancani'ye) söyle-
yin; Türkiye ile Iran arasında 360 yıldır
birsûrtüşme olmadı. Bundan sonra da
olsun istemiyorum."
Son gelişmelere biraz "derin" baktı-
ğımızda "Türkiye", "Iran" ve "uluslara-
rası" olmak üzere üç ayn açt ortaya çı-
kıyor.
Önce Türkiye açısından ele alalım.
Demirel'in vurguladığı gibi Türkiye-lran
sınırı 360 yıldır değişmedi. Ama sürtüş-
me hep oldu. Iran, Türkiye'yi daha kur-
tuluş savaşı sürerken tanıdı ve 22 Ha-
ziran 1922'de Mofakhan Eshag'ı bü-
yükelçi olarak atadı. Ama sınır aşiretle-
rinin çatışması 1926'da iki ülke arasın-
da bir "saldırmazlık" anlaşmasını zo-
runlu kıldı. 1937'de ise sınır olaylannın
önlenmesi için "Karma Sınır Komisyo-
nu" oluşturuldu. 1980de Humeyni re-
iiminden sonra ilişkilenmiz yine gerildi.
Iran radyosuna göre Türkiye'deki yöne-
tim "kâfir've "şeytan"û\. Iran rejiminden
kaçanlann Türkiye'ye sığınması, bu ba-
kışa daha geniş bir zemin hazırladı. İki
ülke arasında bu dönemde yaşanan ilk
gerginliklerden biri Mart 1981'de, Tür-
kiye'ye sığınan Humeyni karşıtı bir alba-
yın iadesi için Iran'ın iki nota vermesiy-
di.
1980'lerde Halkın Mücahitleri ele-
manlan, Türkiye'de büro açmaya kadar
varan faaliyetlere giriştiler. PKK de
Iran'ın Türkiye sınınnda "gûçlendr. Bu
durumu sık sık uyanlarla dile getiriyoruz.
Sınır toplantıları yapılıyor ama sonuç
değişmiyor. Ancak burada şu gerçegi
de unutmamak gerekiyor: Iran'da PKK
kampı var-yok ayrı konu. Güneydo-
ğu'daki, yani bizim topraklarımızdaki
Komşumuz Iran...
dağlarda (devietçe kabul edilen) üç-dört
bin terörist var.
Türkiye-lran düşmanlığını en çok is-
teyen ülkenin de ABD olduğunu unut-
mamak gerekiyor.
Orta Asya'da iki rakip:
Iran - Türkiye...
Iran cephesine gelince...
Aradan yıllar geçti, "devrim heyeca-
nı" yerini "yaşamın gerçeğine" bıraktı.
Iran yönetimi için bugün Türkiye, ne
şeytan ne kâfir. Neredeyse "en iyikom-
şu". Iran'ın Irak'la ilişkileri kötü, Körfez
ülkeleriyle kötü, Türk cumhuriyetleriyle
nasıl bir ilişki gelişeceği henüz belli de-
ğil. Azerbaycan'la, kendi sınırlan için-
deki Azeriler nedeniyle belirsizlik var...
Her şeye karşın, en "istikrartr ilişki yi-
ne de Türkiye'yle. Dün Tahran'daki ya-
bancı gazetelerden birinin muhabiriyle
telefonda konuştum. Yorumu şu oldu:
"Iran'daki rejim değişikliğinden bu
yana Türkiye'ye bakış hiç bu kadaryu-
muşak olmamıştı..."
Konunun uluslararası yönü ise sınır-
daki terör kamplan boyutunu fazlasıyla
aşıyor.
Graham Fuller, uzun yıllar CIA'nın
Türkiye ve Iran'dan sorumlu Ortadoğu
Bölüm Başkanlığı'nı yapmıştı. Fuller,
Rand Corporation tarafından yayımla-
nan "The Center of the Unıverse-The
Geopolitics oflran" adlı kitabında; "Or-
ta Asya'da iki rakip: Iran ve Türkiye " de-
ğertendirmesini yapryor. Fuller, 16. yüz-
yıl Osmanlı- Iran ilişkisini şöyle yorum-
luyor
"Islam dünyasının geleceği, önü alın-
maz bir şekilde Iran-Türk hesaplaşma-
sına bağlanmıştı. Safavilerin hedefi, Şi-
iliği tüm Müslüman dünyasına yaymak-
tı. Türkiye ise Safavileri devirerek Iran'ı
Sünni dünyasının bir parçası yapmak
istiyordu. Türkiye amacına ulaşmış ol-
saydı, modem Ortadoğu üzerinde mu-
azzam etkiler yaşanmış olabilirdi."
Fuller, bugünü ise şöyle değeriendiri-
yor:
"Kürt sorununun uluslararası bir du-
ruma yükselmesiyle, ki bir gün mutlaka
bu konuma gelinecektir, Iran ve Türki-
ye bu konuda en büyük ihtilafı yaşaya-
caklardır. Sınınn iki yanınayayılmış olan
Kürtler, tam anlamıyla patlamaya hazır
bir faktör oluşturmaktadır."
Fuller'in, 26-27 mayısta Ankara'da
yapılan uluslararası sempozyumdaki
konuşması da Kafkaslar'dan ve Orta
Asya'dan daha çok devletin çıkacağı
yönündeydi.
ABD ve AB, kendi içinde sınırlan kal-
dırma planlan yaparken, dışında da ye-
ni sınırlar oluşturma "öngörülerinde"
bulunuyor.
Bu durumda ABD, AB ve at gözlük-
lerini bir yana bırakıp, öncelikle "kom-
şu" gözlüğünü takrnak gerekiyor.
Siyasetle 'ajan' tarbşması Manas Destam
• ANAP'ın TBMM grup toplantısında
not tutarken salondan çıkanlan
Cumhurbaşkanlığı danışmanlanndan
Necati Güngör ile ilgili olarak
Çankaya'dan yapılan açıklamada, "Bu
faaliyetin casuslukla veya ajanlıkla
hiçbir ilgisi yoktur" denildi.
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-ANAP
Grup Başkanvekili Eyüp Aşık'ın, partisi-
nin Meclis grup toplantısında not tutarken
gördüğü Cumhurbaşkanlığı danışmanlann-
dan Necati Güngör"ü "ajan" muamelesi ya-
parak salondan çıkarması üzerine, Çanka-
ya ile ana muhalefet partisı arasında tartış-
ma başladı.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem
Pakdcmirli. Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel' i -Türk siyasetine yapışmış ökse otu
ve ahtapota" benzetirken. Cumhurbaşkan-
lığı'ndan yapılan açıklamada, Necati Gün-
gör'ün Cumhurbaşkanrna TBMM çalış-
malan hakkında bilgi toplamakla görevli
olduğu belirtilerek. "Bu faaliyetin casusluk-
la veya ajanlıkla hiçbir ilgisi yoktur" deniIdi.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem
Pakdemirlı. genışletılmiş başkanlık divanı
toplantısından sonra yaptığı açıklamada,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ta-
rafsız bir cumhurbaşkanlığı yapmak yerine
partilerin içişleri ile yakından ilgilenmeyi
tercih ettiğini ileri sürdü.
"Cunıhurbaşkanının ANAP'ın dünkü
grup toplantısına ajan gönderdiği haberle-
rini okumuşsunuzdur" diyen Pakdemirli,
şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı, Türkiye'yi kendi çift-
Kği zannediyor. Cumhurbaşkanı'nın bir çift-
liği varsa o da Isparta'dadır. Cumhurbaşka-
nu cumhurbaşkanlığı vapmıyor. Tarafsız
davranmıyor. Onun oradan indirilmcsi la-
zım. Türkiye'nin, Türk shasetine ökse otu
gibi yapışmış, ahtapot gibi sanunış Demirel
zihniyetindeiL, kurtulması lazım."
Cumhurbaşkanlığı'ndan konuya ilişkin
olarak yapılan açıklamada ise Necati Gün-
gör ve ekibinin TBMM'de Cumhurbaşkan-
Iığı makamına aynlan bölümde görev yap-
tığı belirtildi. Açıklamada. şöyle denildi:
"Görevleri, Cumhurbaşkanımıza, TB-
MM çalışmalan hakkında günlük bilgi te-
nıin etmektir. Bu bakımdan, kapalı olıııa>an
parti grup toplantıları. komisyon çalışmala-
n, genel kurul çalışmalan. parti >etkilileri-
nin yaptıklan basın toplantılan ve>a açıkla-
malannı takip edip Cumhurbaşkanbğı'na
bilgi sunarlar.
Bu faaliyetin casuslukla veyaajanlıkia bir
ilgisi ounadığı kamuoyunun bügisine sunu-
lur."
Kurul, bakanfaldayalan
söylüyor' ters düştü
Tatil ve çevre bâinci
"Çevre bilinci ile inşa edilmiş..." Ta-
til köyü tanıtımlarında artık öncelik bu
sloganda. Telefon, TV, zengin açık bü-
fe ve spor kulübü gibi özelliklerin en
başına artık çevrecilik yerleştiriliyor.
Çevreye saygının yanı sıra hayvan dost-
ları da unutulmuyor. Tesislere bir de
"köpek oteli" ekleniyor.
Tatil köylerine "club" özelliği veren
bir başka özcllik ise "animasyon" Ya-
ni, insanlar normal yaşantılarındaki
stresten alınıp, kulüp atmosferi içinde
bir başka strese sokuluyor. Ancak bu
tür bir stres insanlan rahatlattığı söy-
leniyor. Yurtdışında yetişmiş animatör-
ler, gece eğlencesinin yanı sıra gündüz
saatlerinde de konuklan ve çocukları
zorlamayan aktiviteler düzenliyorlar.
Geçen mayıs ayında Side Sorgun'da
açılışı yapılan "Dedeman Club Blue
VVaters'" Genel Müdürü Canpınar Vu-
ral, 2 yılda 2 trilyon liraya malolan 180
dönümliik tesisin 90 dönümünün or-
man içinde kaldığını anlatti. Çevreye
zarar vermemesi için hafriyat çalışma-
lannın makinelerie yapılmadığını an-
latan \ ural. sadece bir tek ağaca zarar
verildiğini söyledi.
Mimari özelliği Likya kültürünü an-
dıran tesisin iç ve dış dekorasyonunda
"pop-art" tarzı benimsenmiş.
Alman turistlere 14 günlük paket
programla hizmet veren tesis Türk tu-
rizmine de açılmak istiyor. "Dedeman
Club Blue Waters"ın Âlman ve Türk
animatöıieri, gün boyunca animasyo-
na katılmak isteyen konuklan yönlen-
diriyor.
İstanbul Haber Servisi -
Şişli Belediye Başkanı Gü-
lay Adg'ın belelediyeden çı-
kardığı işçilere vereceği iş-
yerlerinin "hayali" olduğu
öne sürüldü.
Şişli Belediyesi tmar Ko-
misyonu'nun 4.3.1992 ta-
rihli raporuna göre Atığ'ın
işçilere verme vaadinde bu-
lunduğu işyerlerinin bir
okula vc sokağa aynldığma
dikkat çekildı.
Belediye-lş Sendikası
Genel Eğitım Sekreteri Hı-
dır Bal tarafından yapılan
yazılı açıklamada Şişli Be-
lediye Başkanı Atığ'ın
3.6.1995 tarihinde iş va-
adinde bulunarak beleidiye-
den çıkardığı 362 işçiye ver-
diği sözü tutmadığı öne sü-
rüldü. Atığ'ın yalan söyledi-
ğini savunan Bal, "Haksız-
ca işten aülanlann direnişle-
rini ziyarete gelenlere haşin-
lik yapan emnryet görevlile-
rinin taşeron araçlaruun
bekçiliğine soyunmalannın
anlamını künier halkunıza
izah edecektir" dedi.
Hıdır Bal, Atığ'ın işten çı-
kanlan işçilere iş yeri ola-
rak vereceği yerlerin
4.3.1992 tarihli Şişli Beledi-
yesi tmar Raporu'na göre
başka amaçlarla kullanılma-
sına karar verildiğine dıkkat
çekti. Bal tasafından kanıt
olarak gösterilen raporda şu
görüşlere yer verildi:
"Rapor No: 93
DosyaNo: 12.2.1992 ta-
rihli önerge
Talep: 12.2.1992 tarihli
olağan Meclis toplantısın-
da müşterek imzlı dilek-
çeyle verilen önerge.
komisyon görüşfi: ko-
misyonca mahallen ve
plan paftası üzerinde yapı-
lan incelemede,
1- Halide Edip Adıvar
Mahallesi 10257 ada, bir
parsel ile 10282 ad, 6 par-
sel, kaldınlan imar yolu ile
birleştirilerek ilk ve orta
öğretim alanı olarak plan-
lara işlenmesine,
2- Kaldınlan imar yolu-
nun Boru Çiçeği sokağı
devamı olarak Kağıthane
Vergi Dairesi'nin yanın-
dan ana artere bağlanma-
sına,
3- Bilgi paftasında gö-
rüldfiğü gibi plan tasdik
hududunun 10257 ada, 2
parsel sınırına kadar ge-
nişletiimesine, komisyo-
numuzca karar verilmiş-
tir."
KEMALYURTERİ
ANKARA - Milli Eğitim
Bakanlığı Talim ve Terbiye
Kurulu'nun "imla hatalan
ve gayri ahlaki kelinıeler
icerdiği'' gerekçesiyle okul-
lara tavsiye etmediği Kırgız
Türklerinin bin yıllık "Ma-
nas Destanı
r>
nın, aynı ba-
kanlığın istemi üzerine 1972
yılında yayımlandığı öğre-
nildi. Kurulun. destanın
257. sayfasında yer alan ifa-
deleri "sakuıcah" bulması-
na karşın, sayfanın boş oldu-
ğu görüldü. Milli Eğitim Ba-
kanı Nevzat A>nz, destanın
niçin sakıncalı bulunduğu-
nu incelettirdiğini açıkladı.
TÜRKSOY'un (Türk
Kültûr ve Sanatlan Ortak
Yönetimi Genel Müdürlü-
ğü) istemi üzerine Manas
Destam'nı yayına hazırla-
yan, eski Cumhurbaşkanı
Celal Bayar'ın torunu Prof.
Dr. Emine Cürsoy Naskali,
destanın okullara tavsiye
edilmemesini anlayamadı-
ğını belirterek. şunlan söy-
ledi: "Bu destan, Kırgızis-
tan'daokuHardaokutuhryor.
SovyetlerBiriiğidağılmadan
önce yönetim, destandaki
kahraman Manas'uı kuzey-
deki düşmanlar üzerine se-
ferler düzcnlemesinden ra-
hatsız olup bu bölümleri san-
süretmişti" dedi.
Boş s^faya sansür
Talim ve Terbiye İCurulu
Başkan Yardımcısı Dr. Veli
Kıbç, destam basan Türk
Kültür ve Sanatlan Ortak
Yönetimi Genel Müdürlü-
ğü'ne (TÜRKSOY) "bakan
aduıa" gönderdiği yazıda,
Manas Destam'nın "çocuk-
laruı psikolojisüıi" bozaca-
ğını öne sürdu. Kılıç'ın, 22
Mayıs 1995 tarihli yazısın-
da, destanın 129, 137, 173
ve 257. sayfalanndaki dize-
lere dikkat çekilerek, bazı
sözcüklerin, "öğrencileri
eğhim-öğretim ve psikolojik
açıdan yanlış algilamalara
sevk edecegi'' belirtildi. 129.
sayfada kadın cinsel organı-
nın, 137. sayfada kadın ve
erkek cinsel organlannın adı
geçerken, 173. sayfada "kal-
çaveçük" sözcükleri yeralı-
yor. 257. sayfanın ise boş ol-
duğu görülüyor.
"İmla hatalaı-T gerekçe-
sini, Atatürk Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu'nun 1993
tarihli imla kılavuzuna da-
yandıran kurul, inceltme
ışaretiyle yazılmayan tüm
sözcüklerin "hatah" oldu-
ğunu, "güney", "dev-
let"
l
'Müslüman'' sözcükle-
rinin de büyük harfle yazıl-
ması gerektiğini öne sürdü.
Bakanhğın çelişkisi
Okullara önerdiği ders ki-
taplannda yer alan yüzlerce
imla ve mantık hatasını bir
yana bırakıp bin yıllık des-
tanı sakıncalı bulan Talim ve
Terbiye Kurulu'nun, kendi
bakanlığıyla da çeliştiği or-
taya çıktı. Manas Desta-
nı'nın, Milli Eğitim Bakan-
lığı'nın istemi üzerine ba-
kanlığa bağlı Yayınlar ve
Basılı Eğitim Malzemeleri
Genel Müdürlüğü tarafın-
dan 8 Ağustos 1972'de ya-
yımlandığı öğrenildi.
Abdülkadir İnan tarafın-
dan çevrilen Manas Desta-
nı'nın kapağmda, "MHli
Eğitim Bakanlığı Yayınlar ve
Basılı Eğitim Mal/enıcleri
Genel Müdürlüğü'nün 8
Ağustos 1972 tarih 7974 sa-
yılı emirkrhle basılmışür"
yazıyor.
Manas Destam için
şolen
Talim ve Terbiye Kuru-
lu'nun "sakıncalı" bulduğu
Manas Destam için dün
Başkent Öğretmenevi'nde
bir şölen düzenlendi.
Atatürk Kültür Dil ve Ta-
rih Yüksek Kurulu'nun giri-
şimiyle düzenlenen •'Manas
Destam ve Ktkilcri Uluslara-
rası Bilgi Şöleni" adlı etkin-
liğe. Devlet Bakanı A>-vaz
Gökdemir'in yanı sıra 21
yabancı ve 16 yerli bilim
adamı katıldı. Gökdemir.
24-31 ağustos tarihleri ara-
sında Manas Destam için
Bişkek'te yapılacak toplan-
tıya Başbakan Tansu ÇU-
ler'in de katılmasımn söz
konusu olduğunu bildirdi.
Bakanlık inceu'yor
Milli Eğitim Bakanı Nev-
zat Ayaz, Manas Desta-
nı 'nın niçin sakıncalı bulun-
duğunu inceleteceğini açık-
ladı.
Bakanlık Müsteşan Be-
ner Cordan da Talim ve Ter-
biye Kurulu'nun karannı sa-
vaındu. Ilyada Destam'nın
da özel düzenlemelerle
okullarda okutulduğunu an-
latan Cordan, bu uygulama-
nın tüm dünyada var oldu-
ğunu söyledi.
OLAYLARIN
ARDHVDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
- Kürt sorununun çözü-
mü, Türkiye'nin toprak
bütünlüğü çerçevesinde,
birçeşit siyasi ve idari oto-
nomi verilmesinden geçer.
Aksi halde bu sorun, Tür-
kiye'deki güvenlik ve istik-
ran tehdit etmeye devam
edecek ve Türkiye'nin Av-
rupa'nın kurumlanyla bü-
tünleşme olanaklannı sı-
nırlayacaktır.
- Siyasi amaçlara ulaş-
mak için kullanılsa dahi te-
rörün her biçimini kınıyo-
ruz.
- Türk Silahh Kuvvetle-
ri'nin (TSK) Kuzey Irak'tan
çekilmesini memnunlukla
karşılıyoruz. Ancak, "Ge-
rekirse yeniden gireriz"
demeçlerinden kaygı du-
yuyoruz.
- Kıbns'ta Türk askerie-
rinin adayı işgalinin deva-
mı, sorunun çözümünde
en önemli engellerden bi-
ridir.
Raporun, "PKK'yi kını-
yoruz, ama istemlerini
destekHyoruz" mesajı ver-
diği söylenebilir.
Bu raporu değeriendirir-
ken, "Türkiye'nin lehinde
mialeyhinde mi" gibi yak-
laşımları terk etmek, "Av-
rupa neyi istiyor, niçin is-
tiyor, biz ne kadannıyapa-
biliriz" sorusunun yanıtını
aramak gerekiyor.
Bunu da ancak, "vitri-
ne" değil, "gerçeğe" yö-
nelen politikacılargerçek-
leştirebilir.
Türkiye'nin temel soru-
nu budur.
•••
13 ay daha
yatacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay 7. Ceza
Dairesi, fstanbul 1. Ağır Ce-
za Mahkemesi 'nin, milli fut-
bolcu Tanju Çolak'a verdi-
ği mahkûmiyet karannı
onayladı. Bu duruma göre
Tanju, 13 ay daha hapis ya-
tacak. >ferel mahkemenin, 23
Arahk 1993'te verdiği ve 15
Mayıs 1995'te yeniden tas-
dik ettiği 4 yıl 8 ay hapis ve
722 milyon 225 bin 33 lira-
lık para cezasına ilişkin tem-
yiz istemi, dün sonuçlandı.
Yerel mahkemenin kara-
nnı dosya üzerinden incele-
yen Yargıtay 7. Ceza Daire-
si, mahkûmiyet karannı
ikinci kez oybirliğiyle onay-
ladı. Dava dosyası, yerel
mahkemeye gönderilmek
üzere Yargıtay Başsavcılı-
ğı'na iade edildi.
Tanju Çolak, 22 Ocak
1992 günü Etiler'deki evinin
önünde ele geçirilen 34 TD
834 plakalı 1990 model 560
SEL tipi Mercedes marka
otomobil nedeniyle istanbul
1. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde açılan davada 9 yıl 4
ay hapis cezasına çarptınl-
dı. Yargıtay 7. Ceza Dairesi,
soruşturma sırasında polise
yardımcı olduğu için Tan-
ju'nun cezasının yan yanya
indirilmesi gerektiğini belir-
terek, karan bozdu. Yeniden
yapılan yargılamada, Yargı-
tay'ın bozma gerekçesi dik-
kate ahnarak, Çolak 4 yıl 8
ay ağır hapis ve 772 milyon
225 bin 33 lira para cezası-
na çarptınldı. Karar, Yargı-
tayca da onandı. Çolak, 23
Ağustos 1994'te Bayrampa-
şa, 7 eylülde ise Infaz Yasa-
sı gereğince 22 ay 12 gün ha-
pis yatacağı Saray Ceza-
evi'nekonuldu.
istanbul 1. Ağır Ceza
Mahkemesi, 11 Ocak
1995'te Tanju'nun yeniden
yargılanmasına karar verdi.
Tanju, 27 şubatta. hakkında
daha önce verilen cezalann
kaldınlması üzerine, 7 ay
sonra tahliye edildi.
Yine pusu: 11 şehit Cuco'nıın raporu kabul edildi Lewis'e sembolik ceza Boğaz'da kaza alarmı
JL A PADfcı.tıi.Rih i,mmoR;ri^mARi A; T,vı.i™vin ı,;t „» A.n^irr.hi. t»m;ı,;_ — : ^ n__j__ •__ L- • İstanbul Haber Servisi- nı Kandilli açıklannda ki
• Baştarafi 1. Sayfada
PKK'li terörist bir orman iş-
çisini öldürdü, 4 işçiyi de
kaçırdı. Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre, Çukur-
ca'nın Pirinçeken sınır böl-
gesinde bir grup PKK'li ta-
rafından güvenlik güçlerine
ağır silahlarla ateş açıldı.
Ateş sonucu 11 güvenlik
görevlisi şehit olurken, 4
güvenlik görevlisi de yara-
landı. Güvenlik güçlerine
açılan ateşe karşılık veril-
mesi ve daha sonra gerçek-
leştirilen takip sonucunda
4'ü kadın olmak üzere 21
PKK'linin öldürüldüğû bil-
dirildi.
Bu arada, Mardin'in Sa-
vur ilçesi kırsal kesiminde
7, Hakkâri'nin Şemdinli il-
çesi Soğuksu Köyü kırsal
kesiminde 4, Van'm Çatak
ilçesi Akçabük Köyü yakı-
nında da 1 olmak üzere 12
PKK'li öldürüldü.
Bingöl'e bağlı Yukan-
ağateli ve Elmalı Köyü ara-
sında ağaç kesimi yapan or-
man işçilerine bir grup terö-
rist tarafından ateş açıldı.
Olayda Resul Yıldız öldü.
Teröristler daha sonra or-
man işçileri Yıbnaz Doğan,
Büfcnt Yıkuz,Ahmet Ferdar
ve Hasan Doğan ı yanlanna
alarak kaçtılar.
Bu arada Diyarbakır'ın
Kulp ilçesine bağlı Özbek
Köyü Döğmetepe Mezra-
sı'nda PKK'lilerin yola dö-
şediği mayına basan Zübey-
de Şeker ile Bünvamin Şe-
ker ağır yaralandı.
PARİS (AA) - Batı Avrupa Birliği (BAB)
Parlamenterler Meclisi. îspanyol parlamen-
ter ,\lfons Cuco tarafından hazırlanan Tür-
kiye aleyhtan rapor ve buna bağlı tavsiye
karar taslağını kabul etti.
Doğu Akdeniz konusunda hazırlanan ra-
porda, Güneydoğu Anadolu sorununun çö-
zümü konusunda, Türkiye'nin Bask mode-
li türü çözümlere gıdebileceği ileri sürüldü.
BAB Meclisi'nde kabul edilen raporda
ve buna bağlı tavsiye karannda, Türkiye ve
Yunanistan arasında çözü'.memiş sorunlann
Doğu Akdeniz"de güvenliği ve banşı tehdit
ettiği bildirildi.
Kararda, Türkiye ve Yunanistan arasında-
ki sorunlan gerçekçi biçimde çözmek için
iki ülkenin oç alma nitelikli fikirlere son
vermeleri, Fransa ve Almanya örneğini iz-
leyerek artık geriye bakmanın anlamı ol-
madığını kabul etmeleri gerektiği bildirildi.
Yunanistan'm Makedonya'ya uyguladığı
ekonomik ambargonun eleştirildiği kararda,
söz konusu durumun bu ülkenin ve bölge-
nin istikranna da zarar verdiğine işaret edil-
di. Türkiye'nin laik ve demokratik tercihi-
ni yıllar önce yaptığına işaret edilen karar-
da, "BAB Meclisi bununla birlikte, Türld-
ye'nin bu prensipleri yerine getirmek için
bazı sorunlan olduğunu not eder" şeklinde
bir ifade de yer aldı.
Siyasi bir amacı olsa bile her türlü tero-
rizmin kınandığı kararda, "BABMecBsi, ka-
bul edilemez PKK terorizmi ile Kürtlerin
kültürel kimliklerini Türkiye ve diğer ülke-
lerde özgürce ifade etmeleri arasında kesin
çizgi çizmektcdir" ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin Kuzey Irak'taki askerlerini
çekmesinden memnunluk duyulduğu kay-
dedilen kararda. bununla birlikte Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'in gerekirse tek-
rar Kuzey Irak'ta askeri operasyon olabile-
ceği yolundaki açıklamalanndan endişe du-
yulduğu bildirildi.
BAB Meclisi Türk Heyeti, önceki gün
yaptığığı yazılı açıklamada, Cuco'nun rapo-
runun gerçekçi olmadığını ve tek taraflı bi-
çimde kaleme ahndığuıı belirterek, îspan-
yol parlamenteri sert biçimde eleştirmişti.
MİŞEL PERLMAN
PARİS - Cnlü Amerikalı
tarihçi Bemard Letvis, yak-
laşık bir buçuk yıl önce söz-
de "Ermenisoykınmı" hak-
kında, Le Monde gazetesiy-
le yaptığı bir söyleşide "kV
yun" sözcüğünü kullanma-
sı üzerine, kimi Ermeni der-
neklerin birinci asliye mah-
kemesınde açtığı davada
dün sembolik para cezalan-
na mahkûm oldu.
Fransa Ermeni Dernekle-
n Forumu ile ırkçıhkla mü-
cadele örgütlerinden LIC-
RA'nın açtığı davanın du-
ruşmasıyla ilgili karar, dün
öğleden sonra açıklandı.
Yargıcın okudugu dünkü ka-
rar metninde. davanın kabul
edilebilirliği vurgulandıktan
sonra. Bernard Levvis'in, da-
vacı taraflardan her birine,
birer frank zarar-ziyan ceza
ödemesinin kararlaştınldığı
belirtiliyor. Bunun yanı sıra,
Prof. Lewis, Ermeni Der-
nekleri Forumu'na 10 bin
frank, ırkçıhkla mücadele
örgütü LICRA'ya da 4 bin
frank ödemesi de alınan ka-
rarlar arasında.
Mahkeme, verilmiş olan
karar metninin, karar kesin-
leştikten sonra, en kısa bir
sürede Le Monde gazetesin-
de yayımlanması mecburi-
yetini getirdi. Lewis, 1993
yılı sonlanna doğru, Le
Monde gazetesiyle yaptığı
uzun ve aynntılı bir söyleşi-
de,
u
Ermenisoykınmı''ndan
söz edilemeyeceğini, çünkü
1915'te meydana gelmiş
olaylann bir "layun" oldu-
ğunu ifade etmişti.
İstanbul Haber Servisi-
Istanbul Boğazı'ndan transit
geçış yaparken dümenı kilit-
lenen Panama bandırah ge-
minin yarattığı tehlike ucuz
atlatıldı.
Dümeni kilitlenen ve rota-
dan çıkan Rio Chambuy ad-
lı kuru yük gemisi, Çekoslo-
vak KremHka adlı kuru yük
gemisi ile Türk bandıralı Sa-
Kh Kaptan adlı çimento yük-
lü geminin Kandilli önlerin-
de çarpışmasına neden oldu.
Çarpışan gemiler Büyükde-
re önüne demirlerken kazaya
neden olan Panama bandıra-
lı gemi Kumkapi açıklanna
çekildı.
Saat 13.30 sıralannda
Marmara Denizi'nden Kara-
deniz'e çıkış yapmak isteyen
Panama bandıralı 6 bin 478
grostonluk Rio Chambuy ad-
lı kuru yük gemisinin düme-
nı Kandilli açıklannda kilft-
lendi. 139 metre uzunluğun-
daki geminin "bocalamasT
üzerine, arkasından gelmek-
te olan Çek Cumhuriyeti
bandıralı 2 bin 136 grostoıi-
luk Çekoslovak Kremlika
adlı kuru yük gemisi tornis-
tan yaparak durdu.
Çekoslovak bandıralı ge-
minin tornistan yaparak dur-
ması, onun da arkasından
gelmekte olan 1120 groston-
luk çimento yüklü Salih
Kaptan adlı geminin kendisi-
ne çarpmasına neden oldu.
Çarpışmayı hafıf hasarla at-
latan Salih Kaptan ve Çekos-
lovak Kremlika adlı gemiler,
Büyükdere açıklanna demir-
letildi.
Kazadan sonra, söz
konusu gemiler demirletilin-
ceye kadar Boğaz trafigi
transit geçişlere kapatıldı.