08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE • • • • HABERLERIN DEVAMI Manukyan'ın bağışı sorun oldu GÜNDCztMŞİR Kamuoyunda genelev patroniçesi olarak tanınan MatUt Manukyan, hakkın- daki yogun eleştirilere kar- şın Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si'ne yaptığı bağişlan sürdü- rûyor. Manukyan'ın, nöro- loji servisinden sonra pato- loji ve biyoistatistik anabi- lim dallanna da toplam 2 milyar liralık bağış yaptığı belirlenirken, gözle ilgili bir merkeze bağış yapacağı ko- nusundaki açıİdamalar ise yalanlandı.* Manukyan adı- nın duyulmasından sonra ûniversitede bağışın şekli ve kim tarafından yapılacağı konusunda başlayan tartış- ma sürûyor. Matilt Manukyan'ın Cer- rahpaşa Tıp Fakültesi'ne ait çeşitlı birimlere yaptığı ba- gışlara ilk tepki, eski rektör Prof. Dr. Cem'i Demiroğ- lu'na karşı hukuk savaşı baş- latan Prof. Dr. Celal Erçı- kan'dan geldi. Erçıkan'agö- re ahlak, ilim ve hukuk yu- vası olan ûniversitelere her önûne gelen bağış yapama- malıydı. Ostelik Türk kızla- nnın vücudundan para ka- zanan bir genelev patroniçe- sinin bağışmı kabul etmek, ilim irfan yuvası ûniversite- lere büyük hakaretti. Göz Hastalıklan Araştırma Mer- kezi Direktörü Prof. Dr. Ce- lal Erçıkan, ünıversıtenin kurucusu Fatih Sultan Meh- met'in adının bir merkeze verilmesi isteğinin, ilim he- yeti tarafından, doktora yap- madığı gerekçesiyle redde- dildiğini anımsattı. Matilt Manukyan'm yap- tığı bağışlarla ilgili bilgi ve- ren yakını Peyman Akçan ise, bağışsever insanlann gayri ciddi eleştirilerle ürkü- tûlmemesi gerektiğini belir- terek şöyle konuştu: "Son olarak finiversitenin patoloji bölömfine 1.5 mil- yar liralık bağış yapti. Ayn- ca Biyoistatistik Anabilim Dah'na bilgisayar seti ve dershaneler için bağış yapıl- dı. tki birim de açılışlannı ağustos ayında yapacak." Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafi Ornç da vergisinı ödeyen her Türk vatandaşırun yapacağı bağı- şı kabul edeceklerini vurgu- layarak şöyle dedi: "Matilt Manukyan'a, hem Cumhurbaşkanı Siiky- man Demirel hem de Başba- kan Tansu Çiller tarafından teşekkür plaketi verilmiştir. Daha önce bir başka anabi- lim dahna vaptığı bağış nede- niyle teşekkür plaketi asıl- mıştır. Ancak bağış yapan ki- şinin adının, bir servis ya da odaya verilmesini, akademik kurul karara bağlar. Ancak prensipte reddedhoruz. Bağışı hangi anabilim dalı başkanı isterse kabul ede- biKr." Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Bioistatistik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şenocak, servislerine yapı- lan bağışın, Manukyan'a yazdığı mektup üzerine yapıldığını belirtti. Kefeli'ye mafya usulü • Baştarafi 1. Sayfada hul cinayetlerin ve mafya hesaplaşmalannın her ge- çen gün arttığı lstanbul'da, dün de hareketli bir gün ya- şandı. Kartal Samandra'da- ki ormanlık alanda başından tabancayla vurulan tbrahim Pak(35) adlı Haber-lş Sen- dikası üyesinin cesedi bu- lundu. Pak ailesi, oğullan- nın önceki gün işe gitmek üzere evden aynldığmı, po- lisin, öldürüldüğû haberi verdiğini söylediler. Haber- tş Sendikası'nın aktif üyesi olan tbrahim Pak'ın ölüm haberi, gazetelere, "Bey- koz'da bir ceset daha buhın- du", "Kaçmlmış olabilir" biçiminde ulaştınldı. Olayı duyan Pak'ın sendikacı ar- kadaşlanyla ailesi, cesedin kaldınldığı Adli Tıp Kuru- mu Morgu'na gittiler. Daha önce Beykoz'daki ormanlık alanda Hasan Ocak ve Rıd- van Karakoç'un cesetlerinin bulunması nedeniyle kitle örgütleri harekete geçti. İn- san Haklan Derneği yetkili- leri, olay yerine ve morga bi- rer temsilci gönderdi. An- cak Kartal Jandarma Komu- tanhğı'nın yaptığı çalışma sonucunda cinayetin siyasal nedenle işlenmediği ortaya çıktı. ll Jandarma Alay Ko- mutanlığı 'ndan alınan bilgi- ye göre, Fatih Mahallesi Gö- let mevkiinde meydana ge- len olayda, tbrahim Pak ile kız arkadaşı Serhan Ozyağ- a (26), 34 CRA 27 plakalı otomohille pıknik alanına geldiler. Bu sırada olay ye- rinde bulunan ve Pak ile kız arkadaşı nin hareketlerini beğenmediğini söyleyen bir kişi, Pak'ı başından taban- cayla vurarak öldürdü. Pak'ın kız arkadaşı Özyağ- cı'nın kolyesiyle altın bile- ziğini alan saldırgan, kaçtı. Sefaköy tnönü Mahallesi Erier Sokak'taki bir inşaat- ta çalışan Mehmet ve AHAl- tıntaş kardeşler, bıçakla şa- kalaşmaya başladılar. Yere düşen Ali Altıntaş, elindeki bıçağın kalbine saplanması sonucu olay yerinde öldü. Kocasinan, Mahmutbey Yolu Çamlı Sokak'ta kinüi- ği belirsiz kişilerce bıçakla- nan Mehmet Şenoğlu, olay yerinde öldü. Çengelköy'de de Üçyüzlü Mahallesi Kü- çüksu mevkiinde boş arazi- de 35-40 yaşlannda bir er- kek, kravatından asılmış olarak bulundu. Üzerinden kimlik çıkmayan ceset, otopsiye alındı. Bayrampa- şa'da Mikail Yddız adlı genç, aynı evi paylaştığı ağabeyinin eşi AsiyeYıkuz'ı bıçaklayarak öldürdü. Yıl- dız, yakalanarak gözaltma alındı. Taksim Gezi Parkı'nda 22 yaşındaki S.E. adlı genç kız, Omer Karataş adlı bir kişi- nin bıçaklı saldınsına uğra- dı. Genç kızın çantasını gasp etmek isteyen saldır- gan, para bulamayınca teca- vüz etmek istedi. Boğuşma sırasında genç kız kurtula- rak yardım istedi. Kaçan saldırgan, polis ekiplerince yakalanarak gözaltma alın- dı. Alrunizade'de Mehmet Yağar'a ait Vanlıoğlu Oto- mobil galerisi kundaklandı, 2 otomobil tamamen yandı. Eski Futbol Federasyonu üyesi Mustafa Kefeli, Boğa- ziçi Üniversitesi girişinde dün saat 17.00 sıralannda bir otomobilden açılan ateş sonucu ayaklan, göğsü ve kollanndan yaralanarak Florance Nightingale Has- tanesi'ne kaldmldı. Kefe- B'nin sağlık durumunun cid- di olduğu bildirildi. 34 BOJ 10 plakalı beyaz renkli oto- mobille kaçan saldırganla- nn aranmasına başlandı. Boğaziçi Köprüsü önceki gün de 3 intihar girişimine sahne oldu. Köprüden atla- yarak intihar etmek isteyen 3 kişiden 2'sı kurtanlırken, taksi şoförü Sebati Bilgtç, yaşamına son verdi. Boğaziçi Köprusü'ne ön- ceki gece saat 23.00 sırala- nnda 34 TJU 05 plakalı ti- cari otomobille Avrupa ya- kasından giren taksi şoförü Sebati Bilgiç (29), henüz belirlenemeyen bir neden- den dolayı kendini korku- luklardan aşağıya atarak in- tihar etti. Yetkililer, Deniz Polisi ve Sahil Güvenlik ta- rafından Bilgiç'in ceset ara- ma çalışmalannın sürdürül- düğünü bildirdiler. Sabah saat 05.15 sırala- nnda Gaziosmanpaşa'dan bindikleri ticari taksiyj köp- rüde durduran Yalçuı Özcan (20) ve Murat Kavras (19), birlikte intihar etmek istedi- ler. Görevli memurlarca ik- na edilen iki kişi, Beylerbe- yi Karakolu'na götürülür- ken taksi şoförü kaçtı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada 1980'li yıllardan beri Türkiye, Iran'a "PKK'nin topraklannda örgütlenmesi- ne izin veriyorsun" uyansında bulun- dukça Iran karşılık veriyor: "Sen de benim rejim düşmanım Hal- kın Mücahitleri örgütüne izin veriyor- sun. " Güneydoğu'daki sınır karakollarının basılmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı, diplomatik dili aşan bir ta- vırla Iran'ı suçladı ve "gelişmelerin dik- katle izlendiğini" vurguladı. Iran bunun üzerine "Was/V("açıklama- sını yaptı: "PKK, terör örgütüdür. Desteklemi- yoruz. Gelişmeler bizim kontrolümüzûn dışındadır." Ardından medya bastırdı: "Iran'da PKK kamplan." Iran Cumhurbaşkanı Rafsancani, bu gelişmelerin ardından Iran Dışişleri Ba- kan Yardımcısı Alaaddin Brucerdi ara- cılığıyla Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'e bir mesaj gönderdi: "Türkiye'nin, PKK'ye ilişkin verdiği bilgiler doğru çıkmamıştır." Brucerdi'yi önceki gün kabul eden Demirel'in buna verdiği karşılık "deli- kanlıca "ydı: "Biraderime (Rafsancani'ye) söyle- yin; Türkiye ile Iran arasında 360 yıldır birsûrtüşme olmadı. Bundan sonra da olsun istemiyorum." Son gelişmelere biraz "derin" baktı- ğımızda "Türkiye", "Iran" ve "uluslara- rası" olmak üzere üç ayn açt ortaya çı- kıyor. Önce Türkiye açısından ele alalım. Demirel'in vurguladığı gibi Türkiye-lran sınırı 360 yıldır değişmedi. Ama sürtüş- me hep oldu. Iran, Türkiye'yi daha kur- tuluş savaşı sürerken tanıdı ve 22 Ha- ziran 1922'de Mofakhan Eshag'ı bü- yükelçi olarak atadı. Ama sınır aşiretle- rinin çatışması 1926'da iki ülke arasın- da bir "saldırmazlık" anlaşmasını zo- runlu kıldı. 1937'de ise sınır olaylannın önlenmesi için "Karma Sınır Komisyo- nu" oluşturuldu. 1980de Humeyni re- iiminden sonra ilişkilenmiz yine gerildi. Iran radyosuna göre Türkiye'deki yöne- tim "kâfir've "şeytan"û\. Iran rejiminden kaçanlann Türkiye'ye sığınması, bu ba- kışa daha geniş bir zemin hazırladı. İki ülke arasında bu dönemde yaşanan ilk gerginliklerden biri Mart 1981'de, Tür- kiye'ye sığınan Humeyni karşıtı bir alba- yın iadesi için Iran'ın iki nota vermesiy- di. 1980'lerde Halkın Mücahitleri ele- manlan, Türkiye'de büro açmaya kadar varan faaliyetlere giriştiler. PKK de Iran'ın Türkiye sınınnda "gûçlendr. Bu durumu sık sık uyanlarla dile getiriyoruz. Sınır toplantıları yapılıyor ama sonuç değişmiyor. Ancak burada şu gerçegi de unutmamak gerekiyor: Iran'da PKK kampı var-yok ayrı konu. Güneydo- ğu'daki, yani bizim topraklarımızdaki Komşumuz Iran... dağlarda (devietçe kabul edilen) üç-dört bin terörist var. Türkiye-lran düşmanlığını en çok is- teyen ülkenin de ABD olduğunu unut- mamak gerekiyor. Orta Asya'da iki rakip: Iran - Türkiye... Iran cephesine gelince... Aradan yıllar geçti, "devrim heyeca- nı" yerini "yaşamın gerçeğine" bıraktı. Iran yönetimi için bugün Türkiye, ne şeytan ne kâfir. Neredeyse "en iyikom- şu". Iran'ın Irak'la ilişkileri kötü, Körfez ülkeleriyle kötü, Türk cumhuriyetleriyle nasıl bir ilişki gelişeceği henüz belli de- ğil. Azerbaycan'la, kendi sınırlan için- deki Azeriler nedeniyle belirsizlik var... Her şeye karşın, en "istikrartr ilişki yi- ne de Türkiye'yle. Dün Tahran'daki ya- bancı gazetelerden birinin muhabiriyle telefonda konuştum. Yorumu şu oldu: "Iran'daki rejim değişikliğinden bu yana Türkiye'ye bakış hiç bu kadaryu- muşak olmamıştı..." Konunun uluslararası yönü ise sınır- daki terör kamplan boyutunu fazlasıyla aşıyor. Graham Fuller, uzun yıllar CIA'nın Türkiye ve Iran'dan sorumlu Ortadoğu Bölüm Başkanlığı'nı yapmıştı. Fuller, Rand Corporation tarafından yayımla- nan "The Center of the Unıverse-The Geopolitics oflran" adlı kitabında; "Or- ta Asya'da iki rakip: Iran ve Türkiye " de- ğertendirmesini yapryor. Fuller, 16. yüz- yıl Osmanlı- Iran ilişkisini şöyle yorum- luyor "Islam dünyasının geleceği, önü alın- maz bir şekilde Iran-Türk hesaplaşma- sına bağlanmıştı. Safavilerin hedefi, Şi- iliği tüm Müslüman dünyasına yaymak- tı. Türkiye ise Safavileri devirerek Iran'ı Sünni dünyasının bir parçası yapmak istiyordu. Türkiye amacına ulaşmış ol- saydı, modem Ortadoğu üzerinde mu- azzam etkiler yaşanmış olabilirdi." Fuller, bugünü ise şöyle değeriendiri- yor: "Kürt sorununun uluslararası bir du- ruma yükselmesiyle, ki bir gün mutlaka bu konuma gelinecektir, Iran ve Türki- ye bu konuda en büyük ihtilafı yaşaya- caklardır. Sınınn iki yanınayayılmış olan Kürtler, tam anlamıyla patlamaya hazır bir faktör oluşturmaktadır." Fuller'in, 26-27 mayısta Ankara'da yapılan uluslararası sempozyumdaki konuşması da Kafkaslar'dan ve Orta Asya'dan daha çok devletin çıkacağı yönündeydi. ABD ve AB, kendi içinde sınırlan kal- dırma planlan yaparken, dışında da ye- ni sınırlar oluşturma "öngörülerinde" bulunuyor. Bu durumda ABD, AB ve at gözlük- lerini bir yana bırakıp, öncelikle "kom- şu" gözlüğünü takrnak gerekiyor. Siyasetle 'ajan' tarbşması Manas Destam • ANAP'ın TBMM grup toplantısında not tutarken salondan çıkanlan Cumhurbaşkanlığı danışmanlanndan Necati Güngör ile ilgili olarak Çankaya'dan yapılan açıklamada, "Bu faaliyetin casuslukla veya ajanlıkla hiçbir ilgisi yoktur" denildi. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık'ın, partisi- nin Meclis grup toplantısında not tutarken gördüğü Cumhurbaşkanlığı danışmanlann- dan Necati Güngör"ü "ajan" muamelesi ya- parak salondan çıkarması üzerine, Çanka- ya ile ana muhalefet partisı arasında tartış- ma başladı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdcmirli. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel' i -Türk siyasetine yapışmış ökse otu ve ahtapota" benzetirken. Cumhurbaşkan- lığı'ndan yapılan açıklamada, Necati Gün- gör'ün Cumhurbaşkanrna TBMM çalış- malan hakkında bilgi toplamakla görevli olduğu belirtilerek. "Bu faaliyetin casusluk- la veya ajanlıkla hiçbir ilgisi yoktur" deniIdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirlı. genışletılmiş başkanlık divanı toplantısından sonra yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ta- rafsız bir cumhurbaşkanlığı yapmak yerine partilerin içişleri ile yakından ilgilenmeyi tercih ettiğini ileri sürdü. "Cunıhurbaşkanının ANAP'ın dünkü grup toplantısına ajan gönderdiği haberle- rini okumuşsunuzdur" diyen Pakdemirli, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı, Türkiye'yi kendi çift- Kği zannediyor. Cumhurbaşkanı'nın bir çift- liği varsa o da Isparta'dadır. Cumhurbaşka- nu cumhurbaşkanlığı vapmıyor. Tarafsız davranmıyor. Onun oradan indirilmcsi la- zım. Türkiye'nin, Türk shasetine ökse otu gibi yapışmış, ahtapot gibi sanunış Demirel zihniyetindeiL, kurtulması lazım." Cumhurbaşkanlığı'ndan konuya ilişkin olarak yapılan açıklamada ise Necati Gün- gör ve ekibinin TBMM'de Cumhurbaşkan- Iığı makamına aynlan bölümde görev yap- tığı belirtildi. Açıklamada. şöyle denildi: "Görevleri, Cumhurbaşkanımıza, TB- MM çalışmalan hakkında günlük bilgi te- nıin etmektir. Bu bakımdan, kapalı olıııa>an parti grup toplantıları. komisyon çalışmala- n, genel kurul çalışmalan. parti >etkilileri- nin yaptıklan basın toplantılan ve>a açıkla- malannı takip edip Cumhurbaşkanbğı'na bilgi sunarlar. Bu faaliyetin casuslukla veyaajanlıkia bir ilgisi ounadığı kamuoyunun bügisine sunu- lur." Kurul, bakanfaldayalan söylüyor' ters düştü Tatil ve çevre bâinci "Çevre bilinci ile inşa edilmiş..." Ta- til köyü tanıtımlarında artık öncelik bu sloganda. Telefon, TV, zengin açık bü- fe ve spor kulübü gibi özelliklerin en başına artık çevrecilik yerleştiriliyor. Çevreye saygının yanı sıra hayvan dost- ları da unutulmuyor. Tesislere bir de "köpek oteli" ekleniyor. Tatil köylerine "club" özelliği veren bir başka özcllik ise "animasyon" Ya- ni, insanlar normal yaşantılarındaki stresten alınıp, kulüp atmosferi içinde bir başka strese sokuluyor. Ancak bu tür bir stres insanlan rahatlattığı söy- leniyor. Yurtdışında yetişmiş animatör- ler, gece eğlencesinin yanı sıra gündüz saatlerinde de konuklan ve çocukları zorlamayan aktiviteler düzenliyorlar. Geçen mayıs ayında Side Sorgun'da açılışı yapılan "Dedeman Club Blue VVaters'" Genel Müdürü Canpınar Vu- ral, 2 yılda 2 trilyon liraya malolan 180 dönümliik tesisin 90 dönümünün or- man içinde kaldığını anlatti. Çevreye zarar vermemesi için hafriyat çalışma- lannın makinelerie yapılmadığını an- latan \ ural. sadece bir tek ağaca zarar verildiğini söyledi. Mimari özelliği Likya kültürünü an- dıran tesisin iç ve dış dekorasyonunda "pop-art" tarzı benimsenmiş. Alman turistlere 14 günlük paket programla hizmet veren tesis Türk tu- rizmine de açılmak istiyor. "Dedeman Club Blue Waters"ın Âlman ve Türk animatöıieri, gün boyunca animasyo- na katılmak isteyen konuklan yönlen- diriyor. İstanbul Haber Servisi - Şişli Belediye Başkanı Gü- lay Adg'ın belelediyeden çı- kardığı işçilere vereceği iş- yerlerinin "hayali" olduğu öne sürüldü. Şişli Belediyesi tmar Ko- misyonu'nun 4.3.1992 ta- rihli raporuna göre Atığ'ın işçilere verme vaadinde bu- lunduğu işyerlerinin bir okula vc sokağa aynldığma dikkat çekildı. Belediye-lş Sendikası Genel Eğitım Sekreteri Hı- dır Bal tarafından yapılan yazılı açıklamada Şişli Be- lediye Başkanı Atığ'ın 3.6.1995 tarihinde iş va- adinde bulunarak beleidiye- den çıkardığı 362 işçiye ver- diği sözü tutmadığı öne sü- rüldü. Atığ'ın yalan söyledi- ğini savunan Bal, "Haksız- ca işten aülanlann direnişle- rini ziyarete gelenlere haşin- lik yapan emnryet görevlile- rinin taşeron araçlaruun bekçiliğine soyunmalannın anlamını künier halkunıza izah edecektir" dedi. Hıdır Bal, Atığ'ın işten çı- kanlan işçilere iş yeri ola- rak vereceği yerlerin 4.3.1992 tarihli Şişli Beledi- yesi tmar Raporu'na göre başka amaçlarla kullanılma- sına karar verildiğine dıkkat çekti. Bal tasafından kanıt olarak gösterilen raporda şu görüşlere yer verildi: "Rapor No: 93 DosyaNo: 12.2.1992 ta- rihli önerge Talep: 12.2.1992 tarihli olağan Meclis toplantısın- da müşterek imzlı dilek- çeyle verilen önerge. komisyon görüşfi: ko- misyonca mahallen ve plan paftası üzerinde yapı- lan incelemede, 1- Halide Edip Adıvar Mahallesi 10257 ada, bir parsel ile 10282 ad, 6 par- sel, kaldınlan imar yolu ile birleştirilerek ilk ve orta öğretim alanı olarak plan- lara işlenmesine, 2- Kaldınlan imar yolu- nun Boru Çiçeği sokağı devamı olarak Kağıthane Vergi Dairesi'nin yanın- dan ana artere bağlanma- sına, 3- Bilgi paftasında gö- rüldfiğü gibi plan tasdik hududunun 10257 ada, 2 parsel sınırına kadar ge- nişletiimesine, komisyo- numuzca karar verilmiş- tir." KEMALYURTERİ ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nun "imla hatalan ve gayri ahlaki kelinıeler icerdiği'' gerekçesiyle okul- lara tavsiye etmediği Kırgız Türklerinin bin yıllık "Ma- nas Destanı r> nın, aynı ba- kanlığın istemi üzerine 1972 yılında yayımlandığı öğre- nildi. Kurulun. destanın 257. sayfasında yer alan ifa- deleri "sakuıcah" bulması- na karşın, sayfanın boş oldu- ğu görüldü. Milli Eğitim Ba- kanı Nevzat A>nz, destanın niçin sakıncalı bulunduğu- nu incelettirdiğini açıkladı. TÜRKSOY'un (Türk Kültûr ve Sanatlan Ortak Yönetimi Genel Müdürlü- ğü) istemi üzerine Manas Destam'nı yayına hazırla- yan, eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Cürsoy Naskali, destanın okullara tavsiye edilmemesini anlayamadı- ğını belirterek. şunlan söy- ledi: "Bu destan, Kırgızis- tan'daokuHardaokutuhryor. SovyetlerBiriiğidağılmadan önce yönetim, destandaki kahraman Manas'uı kuzey- deki düşmanlar üzerine se- ferler düzcnlemesinden ra- hatsız olup bu bölümleri san- süretmişti" dedi. Boş s^faya sansür Talim ve Terbiye İCurulu Başkan Yardımcısı Dr. Veli Kıbç, destam basan Türk Kültür ve Sanatlan Ortak Yönetimi Genel Müdürlü- ğü'ne (TÜRKSOY) "bakan aduıa" gönderdiği yazıda, Manas Destam'nın "çocuk- laruı psikolojisüıi" bozaca- ğını öne sürdu. Kılıç'ın, 22 Mayıs 1995 tarihli yazısın- da, destanın 129, 137, 173 ve 257. sayfalanndaki dize- lere dikkat çekilerek, bazı sözcüklerin, "öğrencileri eğhim-öğretim ve psikolojik açıdan yanlış algilamalara sevk edecegi'' belirtildi. 129. sayfada kadın cinsel organı- nın, 137. sayfada kadın ve erkek cinsel organlannın adı geçerken, 173. sayfada "kal- çaveçük" sözcükleri yeralı- yor. 257. sayfanın ise boş ol- duğu görülüyor. "İmla hatalaı-T gerekçe- sini, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun 1993 tarihli imla kılavuzuna da- yandıran kurul, inceltme ışaretiyle yazılmayan tüm sözcüklerin "hatah" oldu- ğunu, "güney", "dev- let" l 'Müslüman'' sözcükle- rinin de büyük harfle yazıl- ması gerektiğini öne sürdü. Bakanhğın çelişkisi Okullara önerdiği ders ki- taplannda yer alan yüzlerce imla ve mantık hatasını bir yana bırakıp bin yıllık des- tanı sakıncalı bulan Talim ve Terbiye Kurulu'nun, kendi bakanlığıyla da çeliştiği or- taya çıktı. Manas Desta- nı'nın, Milli Eğitim Bakan- lığı'nın istemi üzerine ba- kanlığa bağlı Yayınlar ve Basılı Eğitim Malzemeleri Genel Müdürlüğü tarafın- dan 8 Ağustos 1972'de ya- yımlandığı öğrenildi. Abdülkadir İnan tarafın- dan çevrilen Manas Desta- nı'nın kapağmda, "MHli Eğitim Bakanlığı Yayınlar ve Basılı Eğitim Mal/enıcleri Genel Müdürlüğü'nün 8 Ağustos 1972 tarih 7974 sa- yılı emirkrhle basılmışür" yazıyor. Manas Destam için şolen Talim ve Terbiye Kuru- lu'nun "sakıncalı" bulduğu Manas Destam için dün Başkent Öğretmenevi'nde bir şölen düzenlendi. Atatürk Kültür Dil ve Ta- rih Yüksek Kurulu'nun giri- şimiyle düzenlenen •'Manas Destam ve Ktkilcri Uluslara- rası Bilgi Şöleni" adlı etkin- liğe. Devlet Bakanı A>-vaz Gökdemir'in yanı sıra 21 yabancı ve 16 yerli bilim adamı katıldı. Gökdemir. 24-31 ağustos tarihleri ara- sında Manas Destam için Bişkek'te yapılacak toplan- tıya Başbakan Tansu ÇU- ler'in de katılmasımn söz konusu olduğunu bildirdi. Bakanlık inceu'yor Milli Eğitim Bakanı Nev- zat Ayaz, Manas Desta- nı 'nın niçin sakıncalı bulun- duğunu inceleteceğini açık- ladı. Bakanlık Müsteşan Be- ner Cordan da Talim ve Ter- biye Kurulu'nun karannı sa- vaındu. Ilyada Destam'nın da özel düzenlemelerle okullarda okutulduğunu an- latan Cordan, bu uygulama- nın tüm dünyada var oldu- ğunu söyledi. OLAYLARIN ARDHVDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada - Kürt sorununun çözü- mü, Türkiye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde, birçeşit siyasi ve idari oto- nomi verilmesinden geçer. Aksi halde bu sorun, Tür- kiye'deki güvenlik ve istik- ran tehdit etmeye devam edecek ve Türkiye'nin Av- rupa'nın kurumlanyla bü- tünleşme olanaklannı sı- nırlayacaktır. - Siyasi amaçlara ulaş- mak için kullanılsa dahi te- rörün her biçimini kınıyo- ruz. - Türk Silahh Kuvvetle- ri'nin (TSK) Kuzey Irak'tan çekilmesini memnunlukla karşılıyoruz. Ancak, "Ge- rekirse yeniden gireriz" demeçlerinden kaygı du- yuyoruz. - Kıbns'ta Türk askerie- rinin adayı işgalinin deva- mı, sorunun çözümünde en önemli engellerden bi- ridir. Raporun, "PKK'yi kını- yoruz, ama istemlerini destekHyoruz" mesajı ver- diği söylenebilir. Bu raporu değeriendirir- ken, "Türkiye'nin lehinde mialeyhinde mi" gibi yak- laşımları terk etmek, "Av- rupa neyi istiyor, niçin is- tiyor, biz ne kadannıyapa- biliriz" sorusunun yanıtını aramak gerekiyor. Bunu da ancak, "vitri- ne" değil, "gerçeğe" yö- nelen politikacılargerçek- leştirebilir. Türkiye'nin temel soru- nu budur. ••• 13 ay daha yatacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 7. Ceza Dairesi, fstanbul 1. Ağır Ce- za Mahkemesi 'nin, milli fut- bolcu Tanju Çolak'a verdi- ği mahkûmiyet karannı onayladı. Bu duruma göre Tanju, 13 ay daha hapis ya- tacak. >ferel mahkemenin, 23 Arahk 1993'te verdiği ve 15 Mayıs 1995'te yeniden tas- dik ettiği 4 yıl 8 ay hapis ve 722 milyon 225 bin 33 lira- lık para cezasına ilişkin tem- yiz istemi, dün sonuçlandı. Yerel mahkemenin kara- nnı dosya üzerinden incele- yen Yargıtay 7. Ceza Daire- si, mahkûmiyet karannı ikinci kez oybirliğiyle onay- ladı. Dava dosyası, yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Başsavcılı- ğı'na iade edildi. Tanju Çolak, 22 Ocak 1992 günü Etiler'deki evinin önünde ele geçirilen 34 TD 834 plakalı 1990 model 560 SEL tipi Mercedes marka otomobil nedeniyle istanbul 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde açılan davada 9 yıl 4 ay hapis cezasına çarptınl- dı. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, soruşturma sırasında polise yardımcı olduğu için Tan- ju'nun cezasının yan yanya indirilmesi gerektiğini belir- terek, karan bozdu. Yeniden yapılan yargılamada, Yargı- tay'ın bozma gerekçesi dik- kate ahnarak, Çolak 4 yıl 8 ay ağır hapis ve 772 milyon 225 bin 33 lira para cezası- na çarptınldı. Karar, Yargı- tayca da onandı. Çolak, 23 Ağustos 1994'te Bayrampa- şa, 7 eylülde ise Infaz Yasa- sı gereğince 22 ay 12 gün ha- pis yatacağı Saray Ceza- evi'nekonuldu. istanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 1995'te Tanju'nun yeniden yargılanmasına karar verdi. Tanju, 27 şubatta. hakkında daha önce verilen cezalann kaldınlması üzerine, 7 ay sonra tahliye edildi. Yine pusu: 11 şehit Cuco'nıın raporu kabul edildi Lewis'e sembolik ceza Boğaz'da kaza alarmı JL A PADfcı.tıi.Rih i,mmoR;ri^mARi A; T,vı.i™vin ı,;t „» A.n^irr.hi. t»m;ı,;_ — : ^ n__j__ •__ L- • İstanbul Haber Servisi- nı Kandilli açıklannda ki • Baştarafi 1. Sayfada PKK'li terörist bir orman iş- çisini öldürdü, 4 işçiyi de kaçırdı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, Çukur- ca'nın Pirinçeken sınır böl- gesinde bir grup PKK'li ta- rafından güvenlik güçlerine ağır silahlarla ateş açıldı. Ateş sonucu 11 güvenlik görevlisi şehit olurken, 4 güvenlik görevlisi de yara- landı. Güvenlik güçlerine açılan ateşe karşılık veril- mesi ve daha sonra gerçek- leştirilen takip sonucunda 4'ü kadın olmak üzere 21 PKK'linin öldürüldüğû bil- dirildi. Bu arada, Mardin'in Sa- vur ilçesi kırsal kesiminde 7, Hakkâri'nin Şemdinli il- çesi Soğuksu Köyü kırsal kesiminde 4, Van'm Çatak ilçesi Akçabük Köyü yakı- nında da 1 olmak üzere 12 PKK'li öldürüldü. Bingöl'e bağlı Yukan- ağateli ve Elmalı Köyü ara- sında ağaç kesimi yapan or- man işçilerine bir grup terö- rist tarafından ateş açıldı. Olayda Resul Yıldız öldü. Teröristler daha sonra or- man işçileri Yıbnaz Doğan, Büfcnt Yıkuz,Ahmet Ferdar ve Hasan Doğan ı yanlanna alarak kaçtılar. Bu arada Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Özbek Köyü Döğmetepe Mezra- sı'nda PKK'lilerin yola dö- şediği mayına basan Zübey- de Şeker ile Bünvamin Şe- ker ağır yaralandı. PARİS (AA) - Batı Avrupa Birliği (BAB) Parlamenterler Meclisi. îspanyol parlamen- ter ,\lfons Cuco tarafından hazırlanan Tür- kiye aleyhtan rapor ve buna bağlı tavsiye karar taslağını kabul etti. Doğu Akdeniz konusunda hazırlanan ra- porda, Güneydoğu Anadolu sorununun çö- zümü konusunda, Türkiye'nin Bask mode- li türü çözümlere gıdebileceği ileri sürüldü. BAB Meclisi'nde kabul edilen raporda ve buna bağlı tavsiye karannda, Türkiye ve Yunanistan arasında çözü'.memiş sorunlann Doğu Akdeniz"de güvenliği ve banşı tehdit ettiği bildirildi. Kararda, Türkiye ve Yunanistan arasında- ki sorunlan gerçekçi biçimde çözmek için iki ülkenin oç alma nitelikli fikirlere son vermeleri, Fransa ve Almanya örneğini iz- leyerek artık geriye bakmanın anlamı ol- madığını kabul etmeleri gerektiği bildirildi. Yunanistan'm Makedonya'ya uyguladığı ekonomik ambargonun eleştirildiği kararda, söz konusu durumun bu ülkenin ve bölge- nin istikranna da zarar verdiğine işaret edil- di. Türkiye'nin laik ve demokratik tercihi- ni yıllar önce yaptığına işaret edilen karar- da, "BAB Meclisi bununla birlikte, Türld- ye'nin bu prensipleri yerine getirmek için bazı sorunlan olduğunu not eder" şeklinde bir ifade de yer aldı. Siyasi bir amacı olsa bile her türlü tero- rizmin kınandığı kararda, "BABMecBsi, ka- bul edilemez PKK terorizmi ile Kürtlerin kültürel kimliklerini Türkiye ve diğer ülke- lerde özgürce ifade etmeleri arasında kesin çizgi çizmektcdir" ifadesi kullanıldı. Türkiye'nin Kuzey Irak'taki askerlerini çekmesinden memnunluk duyulduğu kay- dedilen kararda. bununla birlikte Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'in gerekirse tek- rar Kuzey Irak'ta askeri operasyon olabile- ceği yolundaki açıklamalanndan endişe du- yulduğu bildirildi. BAB Meclisi Türk Heyeti, önceki gün yaptığığı yazılı açıklamada, Cuco'nun rapo- runun gerçekçi olmadığını ve tek taraflı bi- çimde kaleme ahndığuıı belirterek, îspan- yol parlamenteri sert biçimde eleştirmişti. MİŞEL PERLMAN PARİS - Cnlü Amerikalı tarihçi Bemard Letvis, yak- laşık bir buçuk yıl önce söz- de "Ermenisoykınmı" hak- kında, Le Monde gazetesiy- le yaptığı bir söyleşide "kV yun" sözcüğünü kullanma- sı üzerine, kimi Ermeni der- neklerin birinci asliye mah- kemesınde açtığı davada dün sembolik para cezalan- na mahkûm oldu. Fransa Ermeni Dernekle- n Forumu ile ırkçıhkla mü- cadele örgütlerinden LIC- RA'nın açtığı davanın du- ruşmasıyla ilgili karar, dün öğleden sonra açıklandı. Yargıcın okudugu dünkü ka- rar metninde. davanın kabul edilebilirliği vurgulandıktan sonra. Bernard Levvis'in, da- vacı taraflardan her birine, birer frank zarar-ziyan ceza ödemesinin kararlaştınldığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Prof. Lewis, Ermeni Der- nekleri Forumu'na 10 bin frank, ırkçıhkla mücadele örgütü LICRA'ya da 4 bin frank ödemesi de alınan ka- rarlar arasında. Mahkeme, verilmiş olan karar metninin, karar kesin- leştikten sonra, en kısa bir sürede Le Monde gazetesin- de yayımlanması mecburi- yetini getirdi. Lewis, 1993 yılı sonlanna doğru, Le Monde gazetesiyle yaptığı uzun ve aynntılı bir söyleşi- de, u Ermenisoykınmı''ndan söz edilemeyeceğini, çünkü 1915'te meydana gelmiş olaylann bir "layun" oldu- ğunu ifade etmişti. İstanbul Haber Servisi- Istanbul Boğazı'ndan transit geçış yaparken dümenı kilit- lenen Panama bandırah ge- minin yarattığı tehlike ucuz atlatıldı. Dümeni kilitlenen ve rota- dan çıkan Rio Chambuy ad- lı kuru yük gemisi, Çekoslo- vak KremHka adlı kuru yük gemisi ile Türk bandıralı Sa- Kh Kaptan adlı çimento yük- lü geminin Kandilli önlerin- de çarpışmasına neden oldu. Çarpışan gemiler Büyükde- re önüne demirlerken kazaya neden olan Panama bandıra- lı gemi Kumkapi açıklanna çekildı. Saat 13.30 sıralannda Marmara Denizi'nden Kara- deniz'e çıkış yapmak isteyen Panama bandıralı 6 bin 478 grostonluk Rio Chambuy ad- lı kuru yük gemisinin düme- nı Kandilli açıklannda kilft- lendi. 139 metre uzunluğun- daki geminin "bocalamasT üzerine, arkasından gelmek- te olan Çek Cumhuriyeti bandıralı 2 bin 136 grostoıi- luk Çekoslovak Kremlika adlı kuru yük gemisi tornis- tan yaparak durdu. Çekoslovak bandıralı ge- minin tornistan yaparak dur- ması, onun da arkasından gelmekte olan 1120 groston- luk çimento yüklü Salih Kaptan adlı geminin kendisi- ne çarpmasına neden oldu. Çarpışmayı hafıf hasarla at- latan Salih Kaptan ve Çekos- lovak Kremlika adlı gemiler, Büyükdere açıklanna demir- letildi. Kazadan sonra, söz konusu gemiler demirletilin- ceye kadar Boğaz trafigi transit geçişlere kapatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle