09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE HABERLER Juppe: DEP'liler affedilsin • Haber Merkezi-BAB toptantısına katılmak ûzere Fransa'da bulunan Başbakan Tansu Çiller önceki gece yansı yurda döndü. Tansu Çiller'e gezisi sırasında yöneltilen sorulann çoğunun cezaevindeki eski DEP milletvekillerinin durumunun ne olacağı konusunda olduğu kaydedildi. Fransa Başbakan" ı Alain Juppe'un da Çiiler'den DEP'lileri affetmesini istedigi öğrenildi. Çiller'in de buna karşılık olarak, konunun bağımsız yargıyı ilgilendirdiğini, anayasal reformlann yolda otduğunu bildirdiği belirtildi. Bekir Yıldız yoğun bakımda • İstanbul Haber Servisi - Yazar Bekir Yıldız, dün fenalaşarak Florence Nightingale Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'ne kaldınldı. Boynundaki bir damardan ameliyat edilen Yıldız'ın durumunun iyi olduğu bildirildi. Erbakan'm Munulmazlığı • ANKARA (ANKA) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın '"halkı sınıf, ırk, din, mezhep ya da bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanhğa açıkça kışkırttığı" ıddiasıyla milletvekilliği dokunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Erbakan, yaptığı konuşmada, "Türİciye RP ile adil dûzene geçecek. Bu kesim şart, geçiş dönemi yumuşak mı olacak, sert mi olacak, tatlı mı olacak tatsız mı, kanlı mı olacak kansız mı" deyince. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Soruşturmanın sonunda başsavcılık, Erbakan'ın dokunulmazlığının kaldınlması için Adalet Bakanlığı'na fezleke gönderdi. İP-nin186milyon Brası Hazine'ye • ANKARA (AA) - lşçi Partisi'nin (İP) 1993 yılı kesin hesabını inceleyen Anayasa Mahkemesi, belgelendirilmeyen kaynaklardan sağlandığı ve yasaya aykın biçimde odendiği belirlenen toplam 186 milyon 35 bin liranın, Hazine'ye gelir yazılmasına karar verdi. DSP il başkanı istffa etti • ANKARA (AA) - DSP Ankara tl Başkanı Erdem Akyüz, görevinden istifa etti. Akyüz, yaptığı yazılı açıklamada. DSP Parti Meclisi üyeleri ve bunlara bağlı bazı yönetim kurulu ûyeleri ile düşünce aynlığı yaşadığını belirtti. Bulgaristan'm PKKsozu • SOFYA(AA)- Bulgaristan Içişleri Bakanlığı, bölücü terör örgütüne karşı Türkiye ile birlikte ortak mücadele edeceğine dair söz verdi. Bulgaristan ile Türkiye arasında imzalanan "Uyuşturucu Kaçakçılığı, Terorizm ve Örgütlü Suclarla Mücadelede lşbirliği Anlaşması" çevresinde oluşturulan daimi ortak komisyonun 3. toplantısı Sofya'da yapıldı. Toplantıda uyuşturucu kaçakçılığı, terorizm ve örgütlü suçlara karşı işbirliğine gidilmesi konulannda prensip karan alındı. • tstanbul'da MLKP-K örgütüne üye oMuklan idtlia edilen Yaşar İldan, Sadık Yılmaz, Kibar Çoban, Ozan Akın, 15 yaşındaki K.H.Ö. ve 17 yaşındaki Z.D. gözaltma alındı. • Halkın Hukuk Bürosu, avukat Ahmet Düzgün Yüksel'in 20 haziranda gözaltma ahndığını öne sürdü. • DİSK'ebağbGenel-İş Sendikası, Denizli Belediyesi'nde fiili yetkili sendika durumuna geldL H Özer Uçuran Çiller, satılacak bir KlT'ı bir tarikata önerdiği yönündeki savlan, "KtT satışı konusunda yetkili değilim" diyerek yalanladı. CHP'li retçi bakan Halis: Sorun çıkarmam, imzalamazsam istifa ederim OHAL, CHP'yi sarsacak• Bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşülecek olan olağanüstü hal • Sürenin uzatılmasına protokol gereği karşı olduğunu söyleyen uygulamasının 4 ay daha uzatılması CHP'de yeni istifalara yol Ercan Karakaş, Çetin'in sözlerine "Genel Başkanımız basın yoluyla açabilecek. CHP lideri Çetin'in "Imzalamayan istifa eder" sözleri haber gönderilmesine karşıdır" yanıtını verirken, Çalışma Bakanı retçi bakanlarca temkinli karşılandı. Halis, "Genel Başkan haklı, ben kriz çıkarmam" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'li üç bakanın olağanüstü hal uygula- ması (OHAL) süresinin 4 ay daha uzatıl- masına ilişkin hükümet tezkeresini imza- lamaya sıcak bakmamasıyla başlayan bu- nalım sürerken, konu bugün toplanması beklenen Bakanlar Kurulu'nda ele alına- cak. Bakanlar, CHP lideri ve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin'in istifayı ima ede- rek "İmzalamayan, gereğini yapar" restini alttan alma> ı yeğlediler. Kültür Bakanı Er- can Karakaş, "Genel Başkanımız basın yo- luyla mesaj gönderilmesine karşı, benim te- lefonlanm \ar. Ben hükümet programına sahip çıkıyonım" derken, Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Ziya Halis de, "Genel Başkan haklı; sorun çıkarmam, imzala* mazsam istifa ederim" dedi. Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis ile Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu'nun O- HAL'in görev süresinin uzaölması kararna- mesini bugünc dek imzalamamalan hükü- met içinde yeni bir bunalım yarattı. Üç ba- kan, konunun mutlaka Bakanlar Kuru- lu'nda görüşülmesini isterken, CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, "Benim imzaladığun kararnameyi imza- lariar. tçine sindiremeyen gereğini yapar. Hükümetin bir bedeli vardır" diyerek ken- dilerine rest çekti. Kültür Bakanı Ercan Karakaş, dün Çe- tin'in resti ile ilgili sorulan yanıtlarken, "Genel Başkanımız basın yoluyla mesaj gönderilmesine karşı. Benim telefonlanm var. Gerekirse beni arar söyler. Bana böyle bir tehditte bulunmadı. Basın yoluyla da böyle bir tehditte bulunaeağını sanmıyo- rum" dedi. Karakaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben hükümet programına emek verdim ve bu programın u\ gulanması için çauşıyo- rum. Bunu yapmayanlan, srfatı ne oiursa ol- sun eleştiririm. Ben sadece bakan olmak için hükümete girnıedim. Bir programı uy- gulamak için bakanlığı kabul ettim. İl İda- resi Yasası'nın değiştirilmesL, OHAL ve Te- rörte Mücadele Yasası'nın 8. maddesi bir bütün ve hepsi Kiirt sorunu\ la ilgili. Bu ko- nuda programda >cr alan hedeflere ne ol- du? Bunlardan ne zaman vazgeçildi, bun- lan bilmem gerekiyor. Çekiç Güç Ue ilgili bir şey söv leyemem. o programda yok. Ama O- HAL'in kakünlacağı programda var. Hükü- mette bir sunuşum olacak. Belki de ben on- lan ikna ederim." Karakaş, "tknaedemezsenizneyapacak- sınız" sorusunu, Toplanndan sonra yeni- dendeğerlendireceğim'' diye yanıtladı. Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Ha- lis de, "Genel Başkanımız hakta. Ben teh- ditettiğini zannetmiyorum. Benzaten sorun (,ıkarma> atağımı, imzaiamazsam istifa ede- ceğimi söylemiştim" dedi. Karakaş, Halis ve Hacaloğlu, önceki gün, öğle yemeğinde biraraya geldiler. Ye- mekte, anayasa değişikliği önerisinin ar- dından TBMM tatile girmeden, îl tdaresi Yasası'nda değişiklik öngören tasan ile Te- rörle Mücadele Yasası'nın, düşünce açık- lamayı suç sayan 8. maddesini değiştiren tasannın TBMM'ye getirilmesi durumun- da, OHAL'in uzatılmasına ilişkin tezkereye imza atılabileceği eğiliminin ortaya çıktığı öğrenildi. CHP'NİN OHAL MACERASI Muhalefetteki hesap iktidarda tutmadıTÜREY KÖSE ANKARA - CHP'li üç bakan. olağanüstü hal uy- gulamasının uzatılmasına ilişkin kararnameye imza atıp atmama konusunda köşeye sıkıştı. Bir yanda Genel Başkan Hikmet Çe- tin'in "tmzalamaziarsa gi- derter" uyansı, diğer yan- da "muhaliF kanatta, sade milletvekili olduklan dö- nemdeki "hayır" oylan var. Sosyal demokratlann olağanüstü hal uygulaması (OHAL) konusundaki ta- vırlan "iktidarda" ve "mu- halefette" oluşlanna, "ba- kan" ya da "sade miDetve- Idfi" oluşlanna göre değiş- ti. Muhalefetteyken O- HAL'e karşı olan SHP'nin tavn, iktidar ortağı olunca farklılaştı. Bakan olan SHP'liler "devlet adamı olunca, ülke çıkariannın gereğinin başka noktalarda yatnğmı görerek" OHAL'in uzatılmasına ilişkin tezke- relere imza attılar. Kürt kö- kenli milletvekilleri ile sol kanatta yer alanlar ise "ha- yır" oyu kullandılar. Ancak bu milletvekillennin tavır- lan da kırmızı plakalı ma- kam araçlanna binince de- ğişti. Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Ziya Halis ile Dev let Bakanı Âl- gan Hacaloğlu birkaç gün- dür sıkıntılı anlar yaşıyor- lar. Sade milletvekili ve es- ki bakan arkadaşlan da kendilerini "keyifİe" izli- yor. Haüs'in sitemi Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Ziya Halis, dün TBMM iktidar kulisin- de, bir yandan yeni bakan- lığı için kutlamalan kabul ederken, diğer yandan "ts- tifa edecek mismiz?"soru- lannı yanıtladı. Halis sıkın- tısmı gizlemeden, milletve- killerine, "Bağlayıcı karar alıp bizi rahatlarmadınız" diye sitem etti. Son dakika- ya dek yeniden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'na getirilmesi beklenen Hatay Milletvekili Nihad Matkap da kendisine laf at- h: "Bir kere imzalamakla bir şey olmaz. tmzala, ra- hatoi!" Bakanlıklan döneminde "sol" kanatta yer alan Er- can Karakaş ve arkadaşla- nnın OHAL konusunda eleştirilerine hedef olan es- ki bakanlar, şimdi köşele- rinde yeni bakanlann sıkın- üsını, sevinçlerini gizleme- den izliyorlar. Eski bakan- lar kendi aralannda sohbet ederken, grubun bağlayıcı karar almasını isteyen Is- tanbul Milletvekili İsmail Cem'in "Karakaş'ın taşe- ronu" olduğunu savunarak "Kendisi de kabineye girer- se diye, peşinen bakanlan rahatktmak istrvor" değer- lendirmesini yaptılar. Ka\a'nın mektubu Bu gelişmeler sırasında rahat görünen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı'ndan istifa eden îçel Milletvekili Aydın Güven Gürkan, kuliste Kültür Ba- kanı Ercan Karakaş ile soh- bet ederken "tzliyorum" demekle yetindi. Bakanlık ömrünün pek uzun olma- yacağı tahmin edilen, an- cak kurultay öncesinde O- HAL ya da Çekiç Güç tez- kereleri nedeniyle istifası beklenen Gürkan "erken" istifa etmiş ve son bunalı- mın muhatabı olmaktan kurtulmuştu. Kulisteki bir başka kol- tukta, eski bakanlardan Di- yarbakır Milletvekili SaKh Sümer, Ankara Milletveki- li Sahnan Kaya ile sohbet ediyordu Kaya, ABD Baş- kanı Bill Clinton'a gönder- mek üzere hazırladığı, Kü- ba'ya karşı ambargonun kaldınlmasını isteyen mek- tubun altına imza atması için Sümer'i ikna etmeye çalışıyordu. Ancak Sümer kararlıydı, "Sen kendini ko- ruyamry orsun, polisler seni darmadagın etti. Kendini koruyamayan, Küba'yi hiç koruyamaz" dedi. Sümer, sıkıntılı bakanlar için de " tkidefa imzalariar. Ben de bakan olunca imzaladım, imzalamazsan bakan olma- yacaksın. Bu olağanüstü hal değiL olağanüstü rant" dedi. CHP'li üç bakan "köşe- ye süaşnuş" beklerken. ka- bine değişikliği kulisleride yapılıyor. CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Hik- met Çetin'in, Halis'in yeri- ne atama yapmaması. "Za- man kazanmak istiyor. Da- ha geniş operasyon yapa- cak" beklentisine yol açtı. Bu operasyonda, bazı ba- kanlann kabine dışı kalabi- leceği, bazılannın yerleri- nin değişebileceği belirti- lirken, Bayındırlık Bakanı Erman Şahin'in de yerinin pek sağlam ounadığı söyle- niyor. CHP lideri Hikmet Çetin, Numune Hastanesi'ndc sağhk kontroiünden geçtL Çetin, hastaneden aynhrken, bir partilinin \akınını ziyarete geldiğinu Numune Hastanesi Baş- hekimi Doç. Dr. Osman .\İüftüoğhı'nun ısran üzerine de sağhk kontrolü yaptrdığını bildirdi. Müftüoğlu da Çetin'in sağiık durumunun iyi olduğunu söyledi GULENTE GORUŞEN CHP IİDERİNE, GENEL SEKRETERİ DE ÇIKIŞTI Çetin'e Tethullah' tepkisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fethullah Gülen'le görüşen CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin'e. öğretim üyeleri ilepartisinin Genel Sekrete- n Adnan Keskin de sert tepki gös- terdi. Öğretim Üyeleri Derneği Ge- nel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işık- h, defalarca ilertiklen görüşme is- temlerini yanıtsız bırakan Çetin'i kı- narken CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de partisinin genel başkanı- nın Fethullah Gülen'le görüşmesi konusunda. "Türkiye'yi şeriatcı bir devlet yapmayi kendisine hedef etmiş kişilerle bu tür diyaJoglan doğru bul- muyorum" dedi. Adnan Keskin. dün gazetecilerin, "Çetin'in Fethullah Gülen'le görüş- mesini nasd değerlendiriyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu soru- yu kendisine sorun. Benim bu konu- daki tavnm açıkür. Türkiye'yi üm- metçi bir toplum yapısına ve şeriat- çı bir devlet yapmayı kedisine hedef etmiş kişilerle bu tür diyaloglan doğ- ru bulmuyorum. Geneİ Başkan 'a bir • CHP lideri Hikmet Çetin'in Fethullah Gülen'le görüşmesine tepkiler sürüyor. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, bu tür diyaloglan doğru bulmadığım söylerken, öğretim üyeleri de Gülen'le görüşmenin düşündürücü olduğunu açıkladı. bayram ziyareti yapıhnıştır. Görüş- menin iceriğini bümiyorum. Zaten bir hafta, on gün sonra haberim ol-d u rÖğretim Üyeleri Derneği Başka- nı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı da Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada, Hik- met Çetin'in son dönemdeki tutu- mundan üzüntü duyduklannı belirt- ti. 12 Eylül 'den sonra kurulan Öğre- tim Üyeleri Derneği'nin, demokra- si ve uygarlık yolundaki ilerlemeye katkıda bulunduğunu kaydeden Işıklı, şunlan söyledi: "Sayın Hik- met Çetin'in Başbakan Yardımcıh- ğı görevine seçikliği tarihten hemen sonra kendisinden randevu talebin- de bulunduk. Çeşitli kanallarla ve vesileterie yinelediğimiz bu talebimi- zin kabulü için bir süre önce Sayın Adnan Keskin'in aracıhğını rica et- tik. Buna rağmen, randevu talebimi- ze, aradan geçen yaklaşık 3 a\ lık sü- reye karşuı herhangi bir yanıt alama- dık. Bu arada Sayın Çetin'in hangi önemli işlerle uğraştığına dair her gün yeni bir haberle karşılaşmakta- yız. Ağa Ceylan'm yeğeninin düğü- nüne gitmekte; Beşiktaş'ın hemen hiçbir toplantısını kaçu-mamakta, Mahsun Kırmızıgül ile uzun uzun görüşmekte. Ve nihayetöğrenmekte- yiz Id Fethullah Gülen Ue diyak)g sür- dürmektedir. Bütün bunlar, Çetin'e göre anlamı \e önemi olan meşgaie- ler olabilir. ancak bütün bunlara za- man ayınrken Öğretim L> eleri Der- neği temsilcilerinin randevu talebini değil kabul etmek, \ anırJamak gere- ğini bile du> mamış olması. ülkemi- zin yönetiminin ve sosyal demokrat hareketin önderüğinin nasıl bir an- layışla yürürüldüğü konusunda ib- ret verici ve son derece düşündürü- cü bir durumdur" Işıklı, Çetin'i kutlamak ve yükse- köğrenimin sorunlaruıı görüşmek üzere istedikleri görüşmenin ger- çekleştiriunemesinden sorumlu ol- madıklannı kaydederek "Saym Çetin'i kmıyonız'' dedi. Çetin: Partiyi böyle küçfilttfller Hikmet Çetin, bazı gazetelerin dünkü sayısında yer alan açık- lamasında. Gülen'le yaptığı görüş- meyi eleştirenlere sert yanıt verdi. Çetin. "tşte partiyi böyle küçülttüler. 'Onunla görüşülmez, bununla konuşulmaz' diyerek toplumdan soyutladılar. Kakn ki Gülen, evime bayram ziyaretine gehniş. Bunda ters olan nedir, anlamıvorum. Ken- disi benden hiçbir istekte bulunmadL A\nca onunla görüşmek, fikirlerini kabul etmek değfldir Id" dedi. OTLAR / ORAL ÇAUŞLAR Bundan sonra ne olacak ve başımıza ne- ler gelecek diye düşünmeye başladım. So- nunda gazetenin birisi de televizyon vere- ceğini ilan etti. Basındaki promosyon çıl- gınlığı üzerine çok yazılıp söylendi. Bu temponun tekelleşmeyi hızlandıracağı, ha- ber almahakkını sınırlandıracağı endişele- ri uzun süreden beri dile getiriliyor. Hemen herkes bundan şikâyet ediyor. Bütün bu ya- zılanlara rağmen sonuç değişmiyor. akıl al- maz promosyon yanşı sürüp gidiyor. Gazeteciler, basın kuruluşlan, promos- yon çılgınlığından yakınırken bir başka kö- şede promosyon planlan yapıyorlar. Ve bu tempoyla giderse promosyon ya- nşı dışında gazete çıkarmak olanağı kalma- yacak. Çünkü okuyucu verdiği paradan da- ha fazla tutan hediyelerin cazibesinden kendisini ne kadar koruyabilir? Nitekim, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin verdiği ta- bak çanak promosyonu, bir anda 400-500 bin okuyucunun veya daha açık ifadeyle gazete alıcısının -çünkü almak başka oku- mak başka- bu gazetelere yönelmesine ne- den oldu? Ortada bir gazetecilik başansı ol- madan sııf hediye verdiği için ahcının bun- lara yönelmesi çok sağlıklı bir gelişme sa- yılabilirmi? Basın nereye gidiyor?Gazeteler, mesleki başanlan nedeniyle değil de promosyonla artış sağlıyorsa ve bu promosyon, makul sınırlann ötesine geç- mişse bu meslek ölüme gidiyor demektir. Çünkü okuyucuyu yönlendiren ana etken, muhabirin, yazann, foto muhabirinin yap- tıklan değil de çanak çömlek oluyorsa, o zaman gazeteleri de gazeteciler değil, ça- nak çömlekçiler çıkanr. Gazetelerin gide- rek meslekten gelen patronlardan, pazarla- macılann, bu meslekle ilgisi olmayan işa- damlannın eline geçmesi de bu gelişmenin bir işareti. Bu promosyon hızıyla ne gibi gelişme- ler olabilir: Örneğin bir büyük işadamı ve- ya Murdoch gibi yabancı bir patron basın piyasasına girmeye karar verse ve bir yıl boyunca, diğer gazetelerin kaldıramayaca- ğı ve göze alamayacağı açıklan göze ala- rak promosyona başlarsa neler olabilir? Promosyon yoluyla diğer bütün büyük ga- zeteler yanşa dayanamayacağı için ya iflas ederler ya da dükkânı kapamak zorunda kalırlar. O zaman, Murdoch veya bir baş- ka büyük patron rakipsiz hale gelir. Basın tekeli oluşur. Aslmda şimdi bir anlamda böyle bir ge- lişme yaşıyoruz. Şu anda iki büyük basın tekeli kaldıramayacaklan bir yanşa girmiş durumdalar. Devlete olan borçlannın çok yüksek rakamlara ulaştığı herkesin dilinde. Devlete ve büyük iş çevrelerine böylesine yüksek borçlu gazetelerin düzgün bir ha- ber vermesi mümkün müdür? Devlete ve işadamlanna bağımlılık bu çevrelerin ihti- yaçlanna uygun bir haberciliğe, daha doğ- rusu gerçekler yerine patronlann ve devle- tin ihtiyaçlanna uygun bir yalan habercili- ğe yol açmaz mı? Bu kadar çılgın ve bağımlılık yaratan he- diye ışıne ortaklaşa bir çare bulunması ge- rekiyor. Bunun yasal yollan da mutlaka ya- ratılmalı. Örneğin Avrupa'da basının tekel- leşmesıni önleyen yasalarvar. Çeşitli ülke- lerde farklılıklar bulunmasına rağmen, ga- zete patronlannın televizyon sahibı olama- yacağı, toplam tirajın belli bir kısmını kont- rol eden basın patronlannın yeni gazeteler çıkaramayacağına ilişkin çok sayıda örnek yasa var. Bunlar incelenmeli ve bu çılgın yanş bir yerde makul bir hale dönüştürül- melidir. Bu yanştan en çok etkilenenlerin başın- da da orta boy fıkir gazeteleri geliyor. On- lann satış ve mali potansiyelleri böyle bir yanşmayı kaldıramaz. Aynca gelenekleri gereği böyle bir yola başvurmalan da doğ- ru olmaz. Fikir gazetelerinin piyasadan çe- kilmeleri veya bu tür gazetelerin de büyük tekellerin koltuğuna sığmmak zorunda kal- malan. inanılmaz bir sonuçtur. Ama böy- le giderse de kaçınılmaz bir sonuçtur. Gazeteler ve TV'ler de tıpkı toplumdaki diğer çılgınlıklardan nasibini alıyor. Maf- yanın inanılmaz boyutlara varan etkinliği, tırmanan ve günde 25-30 insanın yaşamı- na neden olan Güneydoğu'daki savaş, Mec- lis'in düzeysiz tartışmalarla kilitlenmesi ve siyasetçilerin üfürükçülerden medet umar hale gelmesi, basını da bu gırdabın içine çe- kiyor. Basın, halkın gözü kulağı olmak ye- rine, bu duyarsızlığın ve çılgınlığın içinde bir başka çılgınlığa doğru yol alıyor. Bu mesleğin mensuplan olarak kurumlanmıza sahip çıkmak zorundayız. Promosyon çıl- gınlığı, bu mesleği bitirmek üzere. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Partilerin Açmazı Bilmiyorum, büyük partiierimizin liderleri olayın vahametinin ne kadar farkındalar? Refah dışındaki partilerin anayasanın bazı madde- lerinin değiştirilmesi yönünde aldıkları karara çoğu milletvekili uymadı ve partilerimiz de iradelerini ha- yata geçiremediler. Bu durum, partilerin ve liderlerin, ileride vartıklannı sürdürebilmeleri konusunda orta- ya ciddi sorunlar çıkarmıştır. Olayın liderler ve partiler açısından taşıdığı anlamı irdelemeye geçmeden önce, Meclis'te özellikle Re- fah'ın çevresinde oluşan bu gerici kanadın niteliği- ne bir göz atmakta yarar var: Bugünkü Meclis'i oluşturan seçimler, henüz 12 Ey- lül karanlığının tam dağılmadığı, özgür iradeler üze- rinden baskının henüz tam kalkmadığı bir dönemde oldu. 12 Eylül, ülkemizde dinciliği ve gericiliği besle- di. Evren ve ekibinin gübrelediği böyle birzeminden de çıka çıka işte pariamentodaki bu güçler çıktı. Bu gerici kanadın çoğu, 12 Eylül'ün sivil artıklan- dır. 12 Eylül'ün nimetlerinden hem ticari hem de siya- si bakımdan yarartanan kesimdir. Bu nedenle 12 Eylül hukukundan yana tavır koy- malan da doğaldır! Bu rrtifakın alabildiğine tutucu olmaktan öte bir ide- olojisi, bakışı, siyaseti de yoktur. Bu nedenle, görüşünü savunduklan değil, seçile- bilecekjeri partilere yamandılar ve Meclis'te bugün hak etmedikleri bir çoklukta temsil edilıyorlar. Çok önemli anlarda, kendi partilerinin iradeleri doğrultu- sunda değil, Refah merkezli bir ittifak çerçevesinde hareket ediyoriar. Sade suya tirit bir anayasa değişikliği oylamasın- da olduğu gibi... ••• Şimdi ana sorun, bu tutucu ittifakın üyelerine kar- şı partilerin tutumlannın, ileride örneğin ilk seçimler- de ne olacağıdır. Partiler, milletvekili adaylarını belirlerken titiz dav- ranacak, parti programını geliştirebilecek, Türkiye'nin sorunlanna sahip çıkacak ve çözümler üretebilecek kimseleri mi seçecekler... ...yoksa "Bunlar çevreterinde etki-yetki sahibidirier, milletvekilliği de yapblar" tutumuyla hareket edecek ve boyun mu eğecekler? Birinci tutum, parti içindeki fikir zenginliğini koru- yan ve geliştiren, milletvekillerine olduğu kadar seç- menlerine ve halka önderlik yapabilecek demokra- tik bir partinin tutumudur. Ikinci tutum ise kolektif yönetimi zayıflamış, par- ti içi fikir zenginliği bitmiş, aldığı karan hayata geçi- remeyen partinin tutumudur. Bu partiler, eğilip bükü- lürier. Bu yüzden halka da güven vermezler. ••• Bugünkü partilerin çoğu milletvekilini, halkın irade- sini yansıttığını düşünmüyorum. Halk kesımlen ara- sında, Meclis'teki temsil güçlerine oranla, bu kadar güçlü bir tutuculuğun olduğuna da inanmıyorum. Meclis, her bakımdan halkoyunun çok gerisine düşmüş durumdadır. Partilerin önünde ilk seçimlere kadar kendilerini tepeden tırnağa yenileme gibi zor bir çalışma var. ,_ Yoksa işler vahim. i Ceza Cenel Kurulu Yargıtay karanna uymayanlara ! çifteceza ANKARA (ANKA) - Yargıtay Ceza Genel Kuru- lu, mahkeme kararianm ta- nımayan, onlan uygula- maktan sürekli kaçınan yö- neticilere çifte ceza verile- ceğini bildirdi. Kurul, göre- ve iadeye ilişkin idari yar- gı karannı uygulamadığı için cezalandınlan belediye başkanınm, bu cezaya rağ- men mahkeme karannı uy- gulamaktan kaçındığı için ikinci kez "görevi kötüye kullanmak" suçundan ce- zalandınlması gerektiğine karar verdi. Ceza Genel Kurulu'nun yargı tanımaz idarecilere çifte ceza karan "yasama ve yürütme organlan ile idare, mahkeme karaıian- na uymak zorundadır. Bu organlar ve idare, mahke- me kararianm hiçbir suret- te değJştiremez ve bunlann yerine getirilmesmi gecikti- remez" hükmünü içeren anayasa maddesine dayan- dınldı. Karara neden olan dava Ceza Genel Kurulu'nun bu yeni kabulüne yol açan dava, yaklaşık 4 yıl önce Hadım ilçesinde gelişti. Kasaba belediye başkanı olan sanık, encümen kara- nyla bazı belediye çalışan- larmın işine son verdı. Bu kişiler Konya Bölge tdare Mahkemesi'ne açtıklan da- vada işten çıkarma karannı iptal ettirdiler. lptal karan belediye başkanına tebliğ edjldıği halde bu kişiler gö- reve başlatılmadı. Hadım Ilçe idare Kurulu, bunun üzerine belediye başkanı- nın TCK'nin 240'ıncı mad- desine düzenlenen görevi kötüye kullanmak suçun- dan yargılanması gerekti- ğine karar verdi. Bunun üzerine başkan yargılandı- ğı asliye ceza mâhkemesin- de mahkûm edildi. tşten atılan şikâyetçiler cezanın kesinleşmesinin hemen ardından göreve başlatılmalan için dilek- çeyle başkanlığa başvurdu- lar, ancak davalı belediye, idare mahkemesi karannı bu aşamada da uygulama- yacağını bildirdi. Bunun üzerine Hadım Ilçe Kurulu, Hazdran 1992'de sanık be- lediye başkanının mahke- me karannı uygulamamak suçundan ikinci kez yargı- lanması gerektiğine karar verdi. Mahkeme, sanık baş- kana memurluktan çıkarma cezasının yanı sıra 1 mil- yon 825 bin lira para ceza- sı verdi. Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi, ortada tek suç bulunduğu görüşüne vardıktan sonra sanığın sü- rekli memurluktan uzaklaş- tınlması karanna ve suçun görevi kötüye kullanmak olarak yorumlanmasına karşı çıktı. Yerel mahkeme, karara uymamakta ısrar edilmesiyle ikinci suç oluş- tuğu düşüncesiyle bozma- ya karşı eski karannda yer verilen bilgiye göre başkan daha önce işten çıkardığı şikâyetçileri, ikinci yargı- lama karanndan üç ay son- ra işe iade etti. Yargıtay Ceza Genel Ku- rulu. yerel mahkemenin di- renme karannı yerinde bul- du. Karar şöyle gerekçelen- dirildi: "Idariyargı karan- nın uygulanmaması nede- niyle 8 Eylül 1991 günü ve- rilen yargılamanın gerekü- liği karan üzerine sanığın eylemi hukuki kesintiye uğ- ramıştır. Hukuken geçerü olan idari yargı karanmn isteğe rağmen uygulanma- ması biçiminde tezahür e- den e>lemi ikinci bir suçu oluşturmuştur. Bu organ- lar ve idare, mahkeme kararianm hiçbir suretle değiştiremez ve bunlann yerine geririlmesini gecik- tiremez hükmü yer al- maktadır. Sanığın idari yargı karannı uygulama- ması nedeniyle hakkında dava açılmasından sonra bu karan uygulamama biçiminde süregelen eyle- minin yeni bir suç oluş- turmadığını ve aynı konu- da idari yargıdan yeni bir iptal karan alınması ge- rektiğini benimsemek, anayasanın açıklanan il- kesine ve genel hukuk il- kelerine uygun değildir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle