20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA HABERLER Sabnan Kaya'dan Küba'ya destek • ANKARA(Cmnhuriyet Bürosu)-CHP Ankara Milletvekili Salman Kaya'nın, ABD Başkanı Bill Clinton'a gönderilmek ûzere hazırladığı ve ABD'nin Küba'ya karşı olumsuz tavnndan vazgeçmesi istenen mektup. imzaya açıldı. Mektubun altına çok sayıda CHP milletvekilinin yanı sıra, Kültür Bakanı Ercan Karakaş da imza attı. Mektupta, ABD Kongresi'nce kabul edilmesi söz konusu olan Küba Hûrriyet ve Demokratik Sözleşmesi adlı düzenlemenin gerek Türkiye Cumhuriyeti parlamenterleri, gerekse Avnıpa Parlamentosu'nca "adalet ve hakkaniyet ölçûsü içinde görülmediği" vurgulandı. Güngör'e casus muamelesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in başdanışmanlanndan Necati Güngör, izlemek ûzere gırdığı ANAP grup toplantısında casus muamelesi gördü. Güngör. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık'ın uyansı üzerine salonu terk etmek zorunda kaldı. NriGürerden gözatti tepkisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, tnterstar'da görevli gazetecilerin bilgilerine başvurma gerekçesiyle 4 gün gözaltında tutulmalanmn hukukdışı olduğuna dikkat çekti. Güreli, "Haber iletmek ile yataklık etmenin birbirine kanştınldığını, gazetecinin haber kaynağını açıklamak zorunda olmadığı ılkesınin ayaklar altına ahndığını üzüntü ve dehşetle ızledik" dedi. Konüsyonda PKK tartışması P ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -MHP Çorum Milletvekili Muharrem Şemsek, 7. beş yıllık kalkınma plan taslağına, "PKK'nin tezine yer verdiği" gerekçesiyle karşı çıktı. Plan taslağındaki, "Etnik, kültürel ve dile ilişkin kımlik özelliklennin özgürce ifadesinde, korunmasında ve geliştirilmesinde karşılaştıklan yasal ve fıili baskı, engel ve sınırlamalar ulusal bütünlük içerisinde giderilecektir" ibaresi, Şemsek'in tepkisine neden oldu. Plan tasansının dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşûlmesi sırasında söz alan Muharrem Şemsek, bu ibarenin PKK tezinde yer aldığım savunarak "PKK tezinin devletin belgelerinde ne işi var" dedi. Hocalar ünivepsiteyi tartiftı • tSTANBUL(AA)- Marmara Üniversitesi'nde düzenlenen açık oturumda, Öğretim Üyeleri Derneği 2. Başkanı Prof. Ayhan Alkış, üniversitelerde bilimsel üretim olmadığını, bunun da üniversitenin özerk olmamasına bağlı olduğunu vurguladı. Açıkoturumun diğer katılımcılanndan olan Prof. Nükhet Yetış ile Prof. Asım Saçlı, devletin yükseköğretime ayırdığı kaynagın yetersız olduğunu ve bu yetersizliğın özel sektör tarafından giderilebileceğim vurgularlarken Prof. Osman Altuğ da sermayenin yüksek eğitime eğilmesinin üretkenliği getirmediğini belirtti. Vural, Bonn Büyükelçisi • ANKARA (AA)- Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Volkan Vural'm Almanya Federal Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği'ne atanmasma ilişkin Bakanlar Kurulu karan, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Diğer bir atama karanna göre Türkiye Halk Bankası AŞ Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi Yenal Ansen getirildi. TRT'nin bayan kameramam Nalan Golal, ANAP'lı Hasefe'nin girişimi sonucu görevine döndü 'Çfller'i çorapsız görmeclim'AYŞE SAYIN/DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - DYP Kahramanmaraş Mil- letvekili Selahattin Karademir'in, çorapsız olduğu ve kısa kollu gıyindiği gerekçesiy- le TBMM Genel Kurulu'ndan attırdığı TRT kameramanı Nalan Golal, ANAP Is- tanbul Milletvekili Metike Hasefe'nin giri- şimleri sonucu Meclis'e geri dönüyor. Go- lal, bugün TBMM Genel Kurulu'nda bü- tün gün çalışacak. ANAP'lı Melike Hase- fe, "Yeter arük; kadmlara hakaret ediyor- lar, etek boylanmıza, çoraplarunıza kanşı- yorlar. O kadar uzun boylu değil, herkes kendine çeld düzen versin"derken, DYP'li Karademir, çorabı savunarak, "Çorap, Meclis'e saygının ifadesktir" diye konuştu. Karademir, kendisini savunurken, Başba- kan Tansu ÇiBer'i, bugüne kadar hiç çorap- sız görmediğine dikkat çekti. Olaydan sonra TRT nezdinde girişimler- de bulunan ANAP Istanbul Milletvekili Melike Hasefe, Cumhuriyet'e yaptığı açık- lamada."Nalan Golal'uı amirleriylegörüş- • Çorapsız olduğu ve kısa kollu giyindiği gerekçesiyle bayan kameraman Nalan Golal'ı TBMM Genel Kurulu Salonu'ndan çıkarttıran Selahattin Karademir, Başbakan Tansu Çiller ve TBMM'deki diğer bayan milletvekillerini çorapsız görmediğini söyledi. Karademir amacının Atatürk'ün Meclisi'ne saygı gösterilmesini sağlamak olduğunu belirtti. tüm. Golal.bugün Meclis'e geterekTBMM Genel Kurulu'nda sabahtan akşama kadar görev yapacak" dedi. TRT'nin bayan kameramanı Nalan Go- lal'ı, Çorapsız olduğu ve kısa kollu giydi- ği gerekçesiyle salon dışına çıkarttıran DYP'li Dr. Selahattin Karademir, Başbakan Çiller ve TBMM'deki diğer kadın milletve- killerini çorapsız görmediğini söyledi. Ka- rademir, bu konudaki dikkatini, TBMM Genel Kurul Salonu'nda ön sıralarda otur- maya borçlu olduğunu söyledi. Amacının, "Atatürk'ün Meclisi'ne saygı gösterilmesi- ni sağlamak'' olduğunu ileri süren Karade- mir, "Tabü yazın, içtüzüğe göre, hanunlar çorapsız olabilir, ama ben bunu bilmryo- rum" savunmasını yaptı. Karademir, gi- yim nedeniyle Meclıs Genel Kurul Salo- nu'ndan attırdığı bayan kameramanın kıya- fetini güzel bulduğunu belirtirken, Golal'ın çorap giymemesinden yakındı. Selahattin Karademir, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken bayanlann, yaz ayla- nnda çorapsız ve kısa kollu bluzla Mec- lis'e gelip gelemeyeceği konusunda bilgi- si olmadığını öne sürdü. Karademir, Golal'ın, uzun eteğine karşın çorapsız olduğunu nasıl fark ettiği sorusu üzerine, bu dikkatini, "genellikle, genel ku- rul salonunun ön sıralannda oturmaya" borçlu olduğunu söyledi. Giyımı nedeniy- le genel kurul salonundan attırdığı Golal'ın üzerinde "güzel bir kryafet olduğunu" be- lirten Karademir. *Uzun eteğLdirseğine ka- dar uzanan bluzu vardı; ama çorabı yoktu, o nedenk uyardım" dedi. İÜ Üetişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nükhet Güzde, yaptığı yazılı açıklamada, TRT kameramanı Nalan Golal'ın Meclis Genel Kurulu'ndan çıkanlmasının, basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir davranış oldu- ğunu ve bunun kadın haklanna değil, insan haklanna karşı bir saygısızlık olduğunu bil- dirdi. BakanGölhan: PKK îran'dan sızıyor • Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan, PKK'nin Van ve Şemdinli'deki karakollara yönelik saldınlannı değerlendirirken Van'ın Başkale ilçesi yakınlanndaki Erenler Karakolu'na tran'dan gelen teröristlerin saldırdığına ilişkin bilgilere dikkat çekti. KEMALYURTERİ ANKARA - Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan, PKK'nin sınır kara- kollanna saldınlan konusunda değer- lendirme yaparken tran ve Irak'tan sız- ma olduğunu belırterek "Irak yeniden sızma noktası oldu. Orada bir birikme ol- duğunu görürsek operasyon düzenleriz" dedi. Olağanüstu Hal Bölge Valisi Ünal Erkan da " İran'da terör örgütü birildmi olduğu doğrudur" dedi. Gölhan, saldınya uğrayan iki karako- lun da 50 yıl önce. "terörist sakhruargöz önündebuhındurulmadan" sınır güven- liği için yapıldığma dikkat çekti. Van'ın Başkale ilçesinde, 5 erin şehit edildiğı Erenler Karakolu'na saldıran PKK'lilerin tran'dan sızıp baskının ar- dından bu ülkeye geri döndüklerine iliş- kin bilgıler bulunduğunu bildiren Göl- han, Şemdinli'deki karakol baskınının da Irak'tan gelen teröristler tarafından gerçekleştirildiğını söyledi. Gölhan, dün Cumhuriyet'in sorulan- nı yanıtlarken şu bilgileri verdi: "Pazar günü Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte o bölge>e gittik. Van'ın Başka- leilçesinin yakınlanndaki Erenler Kara- kolu, İran sınınna üç küometre uzakhk- ta. Oradaki ilgililerin verdiği bilgiye ba- lahrsa İran'dan gelen teröristlerin bir bö- lümü saMınnın ardından tekrar bu ül- keye geçmiş. Şemdinli'ye bağh karakol- daki baskında teröristlerin tran'dan da- ha çok. Irak'tan geldikleri anlaşüıyor. Bölge, Irak içine sarkmış bir burun gflri. Karakotun bir taran Irak sınınna 13 ki- lometre, öbür yanı 11 kilometre uzaklık- ta. Karakolun çevresi dağlaria çevriiL P- KK, sızdığı bu bölgede kö> leri, mezrala- n ve karakolu da roket atışına tutmuş. 180-200 kişi olduklan tahmin cdilhor. 15 tanesi çatışma sırasında öldürüldü. Böl- ge mağaralaria kaph." Erkan'ın basın toplanüsı Olağanüstu Hal Bölge Valisi Ünal Er- kan, 1995 yılımn 5.5 ayında terörle mü- cadele dönemini değerlendirdiği bir ba- sın toplantısı yaptı. Bölgede operasyon- lann kesiatısız sürdürüldüğünü anlatan Erkan, terör örgütünün Kuzey Irak'ın yanı sıra Suriye, Bekaa Vadisi ve sınıra yakın İran topraklannda banndığmın belirlendiğini vurguladı. Erkan şunlan söyledi: "Teröristlerin bir böliimü tran topraklannın sınınmıza yakın bölgete- rinde bannmaktadır. İran'da terör örgü- tü birikimi olduğu doğrudur. Bu konu- da diplomatik görüşmeler sürüyor. Gö- rüşmekrin olumhı sonuç vereceğine ina- nıyorum" Filistin Devlet Başkanı temaslannı tamamlayarak dün yurdumuzdan aynldı 'PKKUeFKÖbirtutulamaz'• Yaser Arafat'ın, yakın çevresine "Kendimi, Türkiye'de evimde gibi hissediyorum" dediği öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat, P- KK'nin, Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) benzetil- mesine karşı çıkarak "FKÖ ve PKK bir tutubunaz. Bi- zim ne oldugumuzve onlann ne dedikleri arasında büyük fark var" dedi. Arafat, İsra- il hükümetinin, güvenlik ge- rekçesiyle izlediğı politıka- ların "giderek tahrik edici noktaya vanuğmı" vurgula- dı. Türkiye'yı gayri resmi ve resmi düzeyde sık sık ziya- ret eden Arafat'ın, yakın çevresine "Kendimi, Arap ülkck'rinden daha çok Tür- kiye'de evimde gibi hissedi- yorum" dedığı öğrenildi. Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat, dün sona eren Türkiye ziyaretinin ikinci gününde, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz, DSP lıden Bülent Ecevit ve MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile görüşrü. TB- MM Başkanı Cındoruk'u dün makamında ziyaret eden Arafat, Filistin'de banşm zor koşullar altında sağlandığını anlatırken, ver- diği mücadeleyi, Hazreti Muhammed'ın Kureyş Kabilesi'ne karşı gerçekleştirdiğı mücadeleye benzetti. Arafat, "Banşı sağla- mak zor oldu, ama Hazreti Vluhamnıed de Kureyş kabilesiyle çok zor şartlar altuıda banşı sağJadı" dedi. Çetın, Filıstin'e daha önce 2 milyon do- lar nakit para verildiğini, 50 milyon dolar- Arafat'a Gazi Üniversitesi'nce Uluslararası tliskiler Fahri Doktoriuk unvanı veriMi. (RIZA EZER) lık Eximbank kredısinın de projelere göre kullandınlacağını bildirdi. Gazi Üniversitesi Senatosu karan uya- nnca Yaser Arafat'a "Uluslararası İlişldler Fahri Doktorası" unvanı verildi. Gazi Üni- versitesi Rektörlüğü'nde gerçekleştirilen törene katılan Arafat, duayla başladığı ko- nuşmasında, lsrail'ın güvenlik gerekçesiy- le giderek "tahrik edici" noktaya geldiğini belirtti. Arafat, "İsrail hızia konutlaşmaya gidiyor. Bu nedenle de arazflerde süratle ya- >ılı>or. Filistinli araçlann dolaşımına engel olunuyor" dedi. Arafat, PKK'nin, kendisini FKÖ'yeben- zettiğinin anımsatılması üzerine şu görüş- leridılegetirdi: "Bizim ne oMuğumuz ile onlann ne söy- ledikleri arasındatamamıyla fark var. Bizim kendi koşullanmız var. tsrail bi/i toprakla- nmızdan kovdu. Bizden başka hiç kimse bu durumla karşı karşrya kalmadı. Biz hiçbir fikri, ne ihraç ne de ithal ediyoruz." Yaser Arafat, gazetecilerin sorulan üze- rine, Başbakan Tansu Çiller'in Gazze'yi zi- yareti sırasında, Filistın'ın iman ve 50 mil- yon dolarlık Eximbank kredisinin açılaca- ğı konulannda verdiği sözleri yakında ye- rine getireceği yolundaki "umudunu" dile getirdi. Arafat'ın basına yaptığı bu açıkla- malara karşın Türkiye'nin verdiği sözleri tutmamasından dolayı kırgın olduğu ve ön- ceki akşam Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, onuruna verdiği akşam ye- meğinin bu nedenle erken bittiği belirtildi. Hacaloğlu, sorunun Bakanlar Kurulu'nda çözümleneceğini söyledi Menzir bunabmında karar lıaftaya Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu - PoKs müdürü Menzir o korrukta oturamaz. AYKUT K Ü Ç C K K A Y A tnsan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanı Algan Ha- caloğlu. CHP'li bakanlan ad vermeden eleştiren tstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'le ılgıli bunalımın gelecek hafta sonuçlanaca- ğını açıkladı. Hacaloğlu, CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin'ın öncekı gün, "Men- zir o koltukta oturamaz" şeklinde yaptığı açıklamaya katıldığmı da belırterek, "Mehmet Ağar benim mu- hatabım değfldir. Ve günlük yorumlara göre konuşmaya gerek >X)k. Menzir olayı Ba- kanlar Kurulu'nda ve sorun haftaya çözülecektir'' dedi. Haftaya olayın sonucu belli olana kadar daha fazla konuşmak istemediğini be- lirten Hacaloğlu. "Haftaya olayın gelişimine bakanz. Gereken tüm açıklamalan da o zaman yapanz" diye konuştu. Hacaloğlu, Ağar'ın Men- zir'i desteklemesi ile ilgili olarak ise şunlan söyledi: "Herkes düşüncesini söy- lemekte özgür. Tabii kendi alanı ve yetkisi çerçevesinde. Herkes, konuv la ilgili olarak bir açıklama vapıyor. Ben, günlük yapılan açıklamalara göre konuşmak ya da bir yo- rum yapmak istemiyorum. Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın açıklamalan onun düşüncesidir. Ben Ağar'ı kendime muhatap ahnryo- rum. Konu Bakanlar Kuru- lu'nda karara bağlanacak- ür." Hacaloğlu, Başbakan Yar- dımcısı ve CHP Genel Baş- kanı Hikmet Çetin'in önce- ki gün, CHP üst yönetimiy- le yaptığı toplantıda, "Hü- kümette hainler var diyen bir kişi o koltukta oturamaz. Bunu partisel bir kapristen öte, devletin saygınhğı için is- tiyonız" şeklındekı açıkla- masına katıldığını vurgula- dı. Hacaloğlu, "Çetin, konu- yu DYP'ye ilctmiştir. Başba- kan Yardımcısı ve benim Ge- nel Başkanım Çetin'le bu o- lay, Bakanlar Kurulu'nda bir hafta sonra çözümlene- cektir" dedi.Öte yandan, Hacaloğlu tTÜ mezunlan- nın önceki akşam ITÜ Maç- ka Sosyal Tesisleri'ndeki ye- meğine katıldı Devlet Ba- kanı Hacaloğlu, burada yap- tığı konuşmada, Olağanüstu Hal Yasası'nın bölgede bir çözüm olmadığının görül- düğünü belırterek şunlan söyledi: "Terörle hiçbir şeyin çözü- mü sağlanamaz. NormaDeş- menin, demokratikleşmenin teröre endeksli polirikalann eseri yapdmaması gereki- yor." NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR Ben de Fethullah Hoca ile görüşmek istiyorum Ne zamandır Fethullah Hoca ile görüşmek istiyorum. Bu mübarek zarın hıkmetinden yararlanmaya çok ihtiyacım var. Gazetede bazı arkadaşlara bu fikrimi söyledim. "Seninle konuşmaz, o devlet bü- yüklerryle görüşüyor, senin gibi fu- kara gazeteci>i ne yapsın" dediler. Onlar ne derse desin, ben Fethul- lah Hoca ile görüşmek istiyorum. Sıkıntılanma bulsa bulsa o çare bulur. Ne yapayım arkadaşlanm da kızarsa kızsın. Benim Hikmet Çetin'den, Me- sut Yıbnaz'dan neyim eksik? Üs- telik ben de onlar gibi SBF mezu- nuyum Fethullah Hoca ile neden mi görüşmek istiyorum? Anlata- yım: Fethullah Hoca'nuı bundan yıl- larca önce Zaman gazetesinde tef- rika edilen "Benim Dün>p am" ad- lı anılanm okumuştum. Bu anıla- nnda Hoca'nın önemli keramet- leri olduğunu öğrenmiştim. Örne- ğin, bir keresinde Kâbe'ye gıtti- ğinde, herkesi sivrisinekler ısınr- ken ona yaklaşmıyorlarmış bile. Yine aynı Kâbe ziyaretinde, Iz- mir'den bir dostunun ona yolladı- ğı mektup, adresi ve nerede kaldı- ğı belli olmadığı halde sabahleyin Hoca'mn kaldığı evin yatağının üzerinde ortaya çıkıvermiş. Artık hangi görünmez güç ara- ya girdiyse Hoca'nın dostunun mektubu Kâbe'ye ulaşıvermiş. Bana hiç böyle bir hikmet şimdi- ye kadar sadır olmadı. Bana ola- cak değil ya böyle mucizeler, ol- sa olsa Hoca gibi muhteremlere olur. Hoca'yla Hikmet Çetin'in ne konuştuğunu bilmiyorum. Ama beni kabul eder de konuşursa ön- ce şu Terörle Mücadele Yasası'nı anlatacagım. Bıliyorum, bu kanu- nun değıştirilmesi için Tansu Ha- nım ondan yardım ıstedi, bir de ben istesem ne olur. Bakarsın DYP içindeki 'Şahinler'in elini tutacak bir yol bulur. Madem parlamento halledemiyor, artık sıra Fethullah Hoca'ya geldi. Onu, hem Mesut Bey hem Tan- su Hanım hem Hikmet Bey hem Hüsamettin Bey çok sevip sayı- yorlar. Hoca, bir de DemireFi ik- na ederse iş tamam olur. Bu arada şu şeriat devleti önündeki engeli de kaldırtırsa cümle ehli müminin kendisine minnettar kalacaktır. Ben, Fethullah Hoca'run en çok sivrisinekleri korkutmasından hoşlandım. Buradan belki yaz ta- tili boyunca sıkıntı çeken sahilde- ki yurttaşlanmıza bir çıkış yolu bulabiliriz. Bir de sosyal demok- rat lider Hikmet Çetin'e yönelik teveccühünü beğendim. Çünkü, bizim sosyal demokratlann biraz okunup üflenmeye ihtiyaçlan bu- lunuyor. DYP ne yapsa onlara kâr etmiyor. Menzir, ağzma geleni söyledi olmadı, DYP protokolde- ki hiçbir sözüne uymadı, ne TMY ne kamu çalışanlanna grevli top- lu sözleşmeli sendika hakkı dahil hiçbinni yerine getirmedi. CHP'lilerden tıs yok. Ben Hikmet Çetin'le Hoca'nın görüşmesinden bu anlamda biraz da şüphelendim. Acaba Hikmet Bey CHP içindeki bozguncularm dilini bağlamak için Hoca'dan yardım mı istedi? Çünkü o garibanlann da sesi bir- den kesiliverdi.Neyse benim Ho- ca'yla görüşmeye acil ihtiyacun var. Ona çok soracaklanm, çok öğreneceklerim var. Tam ben bu mektubu yazarken iki kız arkadaş yanıma geldi, iki aylık kedileri Mehmet Cemil'in i- kı gündür kayıp olduğunu söyle- diler. "Bakarsın Hoca kerame- tiyle kedinin bulunmasına yar- dımcı olur " dediler. Benden ak- tarması. Fethullah Hoca'dan acil cevap bekliyorum. GLOBAL POLITİKULTUR ERGİN YILDIZOĞLU IMFnin 'Yenf Düşmanlan Tam olarak hatırlamıyorum, ama 1980'lerin ikinci yansıydı ve radikal ekonomistler "borç krizini" ve IMF'nin Yapısal Uyum Programları'nı tartışıyoriardı. O zaman Capital and Class (Sermaye ve Sınıf) isim- ti radikal bir ekonomi dergisinde "IMF'yi kapatm" başlıklı bir makale okumuştum. YedilerToplantısı'nın yapıldığı gün bu sefer Financial Tımes'da "Niye IMF'yi kapatmanın zamanı geldi?" başlıklı bir ma- kale görünce şaşırdım. Üstelik yazar IMF'yi antide- mokratik olmakla suçluyordu. Hemen aklıma bir gün önce okuduğum bir başka makale geldi. Wall Stre- et Journal (WSJ) başmakalesinde, IMF'nin gelişmek- te olan ülkelere "yeşil ışık" yakmak için koşul olarak ileri sürdüğü kemer sıkma programlannı sert bir dil- le eleştinyordu. Kendimi bir garip hissettim doğru- su. Bu tip eleştirileri eskiden biz yapmaz mıydık. "Postmodern zamanlarda" gerçekten dünya bu ka- dar degişti de ben mi farkına varmadım? Amerikan Girişim Enstitüsü' nde ziyaretçi uzman olarak bulunan Profesör Allen Meizer, Financial 77- mes 'daki makalesinde, Bretton Woods sabit kursis- temini denetlemek için kurulan IMFnin ömrünü dol- durduğunu, şimdi hükümetten hükümete refah da- ğıtan bir kuruma döndüğünü ve seçilmemiş bürok- ratlardan oluşan bir kurum olarak antidemokratik bir hale geldiğini ileri sürüyor ve artık kapatılması gerek- tiğini savunuyordu. Efendim, IMF, gelişmiş ülkeler- deki "halkın servetini", halka danışmadan, gelişmek- feolan ülkelere dağıtıyormuş. Işte bu yüzden anfde- mokratikmiş. ABD'de muhafazakâr Kongre'nin, dış yardımlan kesmek için oy verdiğini hatırlayınca pro- fesörün "demokratik" eğilimlerinin kerametini daha iyi kavramaya başladım. Gelişmiş ülkelerdeki bütçe açıkları ve kamu borçlanma gereği sıkıştırdıkça, hü- kümetler, sosyal harcamalan kısmakla sermaye üze- rindeki vergileri arttırmak arasında seçim yapmak zorunda kalıyortar. İş çevrelerinin sözcüleri doğal olarak sosyal har- camaların kısılmasını istiyorlar, vergilerin artmasını değil. Işsizliğin bu kadar yüksek ve ekonomik dur- gunluk geliştıkçe artmasıntn kaçınılmaz olduğu bir dönemde, bu cimri politikayı tümü ile savunmak mümkün olmadığı için de gözler, hemen ikinci sıra- da yer alan gelişmekte olan ülkelere yapılan yardım- lar ve IMF gibi uluslararası kurumlara yapılan katkı- lara dikiliyor. Kapitalist sıstemin merkez ülkeleri bir taraftan, uzun dönemli çıkarlan göz önüne alarak, global bir mali kriz anında müdahale edebilmesi için IMF'yi güçlendirmeye çalışırken, diğer taraftan ulu - sal çıkarlardan dolayı aynı kurumun kuyusunu kaz- madan edemiyorlar. Profesör, hükümetlerin geliş- mekte olan ülkelere para transfer etmesini antide- mokratik bulurken işte bu çelişkinin bir ifadesi ola- rak, yukardaki kaygılardan hareket ediyordu. Wall Street Joumal'daki makale ise bir başka açı- dan karşı çıkıyor IMF'ye. lVSJ'y e 9öre IMF, ödeme- ler dengesi açığı artan ekonomilere, bunu dengele- mek için devalüasyon ve ekonomik daralma önerir- ken yanlış davranıyormuş. Ne güzel söylüyor! Deva- lüasyon kimseye hizmet etmiyor diyor yazar ve Ma- caristan'la Türkiye'yi örnek gösteriyor. "IMF ile Çil- ler bir oldular, bir cari açık yarattılar ama ekonomi yüzde 6 daraldı" diyor. WSJ, IMF'ye akıl vererek "Sen cari açığa değil ekonomik büyümeye bak" di- yor. WSJ ne zamandan beri gelişmekte olan ülkele- rin devalüasyon yaparak iç pazan daraltmasının, hal- kı yoksullaştırmasından ve işsizliği arttırmasından rahatsız olmaya başladı dersiniz? Yoksa WSJ birden Keynesçı mi oldu? VVSJ'de değişen bir şey yok. De- ğişiklik merkez ülkelerin bir ekonomik durgunluğa girmeye başlamış olmasından kaynaklanıyor. Bu ko- şullarda ekonomik gerilemeyi frenlemek ve bir reses- yona dönüşmesini engellemek için ihracat pazaria- n önem kazanıyor. Işte IMF istikrar politikalan hem bu pazarlan daral- tarak ithalat olanaklannı azaltıyor, (Türkiye'de ithala- tın nasıl gerilediğini hatırlayınız) hem de devalüasyon, gelişmekte olan ülkelerin paralarının değerinı düşü- rerek, uluslararası rekabet güçlerinı, dolayısı ile GATT, Uruguay Raundu koşullannda gelişmiş ülkelerin iç pazarianna mallannı sokarak yerli şirketlerle rekabet etme olanaklannı kısa dönemde biraz olsun arttın- yor. Bu koşullarda merkez ülkelerde korumacı eği- limlerin güçlenmesi ve "globalleşmeyi tehdit etme- si" olasılığı artıyor. öyleyse WSJ mantığına göre ge- lişmekte olan ülkeler iç pazarlannı büyütmeye devam etmelidirier, IMF bunlarda bir denge yaratmaya ça- balamamalıdır, en azından şu körolası ekonomik dur- gunluk belasını atlatana kadar. Wall Street Joumal'in, kendi kampının mantığı içinde "oportünist" bir tutum alarak IMF'yi eleştirmesinin ardında işte bunlar yatı- yor. Bunlan fark edince biraz olsun rahatladım. Dünya yerli yerinde duruyordu. Bildik kurallara göre işlryor- du. Kurtla kuzu dost olmamıştı? Hâlâ anlaşılabilir ve böylece de değiştirilebilir bir dünya vardı karşımız- da. İHD'nin nisan-mayıs raporu: 2 ayda 20 yargısız infaz, 26 kayıp ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -İHD Genel Başkanı Akın Birdal, Tür- kiye'de yanlış hukuksal uy- gulamadan doğan insan haklan ihlallennin her gün biraz daha arttığını belirte- rek nisan ve mayıs aylann- da toplam 20 kişinin *yar- gtsız infaz"a uğradığını, 14 kişinin "faili meçhul" cina- yete kurban gıttığini, 26 ki- şinin de gözaltında kaybe- dildigini söyledi. Birdal, DYP tstanbul il binası önünde saldınya uğ- rayan polis memurunun ce- nazesinde yaptığı konuş- mada, yargısız infazlan eleştirenleri uyaran Istan- bul Emniyet Müdürü Nec- det Menzir'in görevden alınmasını istedi. Birdal, dün düzenlediği basın toplantısında, nisan- mayıs aylan insan haklan raporunu açıkladı. 2 aylık sürede toplam 20 kişinin yargısız infaz sonucu, 14 kişinin de faili meçhul cina- yetle yaşamını yitirdiğini açıklayan Birdal, nisan-ma- yıs aylannda 26 kişinin gö- zaltında kaybedildiğinin savlandığını, 1439 kişinin gözaltına alındığmı, toplam 66 yıl 2 ay hapis cezası ve- rildiğini bildirdi. Siyasi suçlar için 2 ayda verilen toplam para cezası- nın 6 milyar 186 milyon li- ra, toplatılan yayın sayısı- nın 50, gözaltına alınan ba- sın emekçisi sayısının 75 olduğunu açıklayan Birdal, nisan-mayıs aylannda 20 dernek, sendika ve yayın organının polis tarafından basıldığını, 22 yerin bom- balandığını, 29 köyün yakı- lıp boşaltıldığını öne sürdü. Sivillere yönelik eylemler sonucu 2 ayda 42 kişinin yaşamını yitirdiğini anlatan Birdal, halen hapiste bulu- nan düşünce suçlusu sayısı- nın 157 olduğunu kaydetti. IHD Genel Başkanı Akın Birdal, "Başbakan'ın önce- ki ay vaülere gönderdiği iş- kencesiz sorgu genelgesi ge- çersizkaldı. Başbakan'aso- ruyorum; gene^e yerine u- laşmadı mı, ulaşfj da gereği yerine mi getirilmiyor?" de- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle