Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1995 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
15. ölüm yıldönümünde Ahmet Muhip Dıranas
Farldı kıışaklanıı başnım tacı
KONÜRERTOP
Ahmet Muhip Dıranas Cumhuriyet döneminin en
önemli ozanlanndan biridir. Çağdaş dünya şiirini
yenileştiren Baudelaire, Rimbaud, Yerlaine, ApoiH-
nairegibi ustalardan türlüetkıleralmıştır. Ancakbu
etkileri bütünüyle özûmlemiş, kendi kişiliğınde erit-
miş görünür. Şu açıklama onundur: "Ben daima Ba-
tıh olmak istedim. Ama şu ya da bu. beüi bir şairin
etkisi altında sav mam kendimi. Birkaç parçacık bd-
Id Baudelaire. Kabul ettim. Ama biitiin haiindeonun
dışuıdayım. Bununla birtikte Doğulu şiirin taraûm-
dan itilmis olmadığı da gözden kaçmamalı isterdim."
'KötülükÇiçekleri'
Baudelaire'e yakınlığı, şiir dünyasına adım atnğı
gûnlerden başlar. Ankara'da ortaokulun son smıfin-
da yazdığı bir şiirde kolunun kanadının kınk oldu-
ğunu, çabaladıkça "pis bir batakhğm" onu içine
çektigini anlatıyor. Tam da "KötülükÇiçekleri" oza-
nını anımsatan sözlerdeğil mı? Öğretmenleri Faruk
Nafiz Çamlıbel "Boşu boşuna bunlaıia uğraşmasın,
derslerinebaksm'' diye haberyolluyor. Ahmet Ham-
di Tanpınar ise delikanlıya şiirini çok beğendigini
söylüyor ve eline "Les FÎeurs du Mal"i tutuşturu-
yor. Dıranas, Baudelaire'i okuyabilmek için Fran-
sızcasıru ilerletiyor. Olgunluk döneminde şiirinin
hesabını verirken "Elbette Baudelaire'in bende et-
kisi olacak" der. Hemen ardından da bu etkının çok
sınırlı kaldığinı açıklar: "Bir tek şiirim içinde biraz
Baudelaire etkisi olduğunu kabul edebilirim: 'Se-
lam" şiirinde."
Dıranas'ın şiiri 1930'lardan başlayarak farklı ku-
şakiarca sevildi, farklı anlayışlar onun ustalığını
onayladı. Örneğin Melih Cevdet'e göre "Şürterini
her zaman seve seve okuyacağunız usta bir ozanı-
mE"dı. Sabahattin Kudret'in değerlendirmesi şöy-
leydi: "Yenilik şiiri ortaya çıkmadan önce en parü-
tüı ad, Ahmet Muhip Dıranas'tı. Ünü de arük bugün
kestirilemeyecek kadar büyüktü."Onun şiirine ala-
bildigine uzak bir hareketin temsilcisi Cemal Sûre-
ya'ya göre "Sevilen beş on şüriyle de her zaman ara-
nacak, ileride ayakta duracaktır. 'Olvido'şüri, 'Se-
lam' şiiri, büyük şiirler bunlar_" Edip Cansever'e gö-
re de onun "OKido'"şiin "yaşlanmayan bir şiirdir—
Tiirk şiirinin başyapıtlanndan biridir.'
Ezbere büenler
Dıranas'ın "Serenad", "Ohido", "Kar" gibi şi-
irlerini ezbere bilenler hâlâ pek çoktur. Ancak bu
ûrûnlerin okurlan şiir sanatını yakından tanıyan, şi-
ireğitiminden geçmiş denilebilecek, beğenisi incel-
miş kimselerdir. Gerçekte bu ömekleri ozanın "Ba-
üh" dediği anlayış ve malzeme beslemiştir:
"Pencerenden birgül attığın zaman
lşıklarla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kaptndan
Gözlerimde bulut, saçlanmda çiy."
Bu örnekler ustalığıyla dikkati çeker, getirdığı du-
yarlıkla insanı sarar.
Ancak imgeler, canlandınlan davranışlar, yansi-
tılan duyarlık büyük ölçüde Batı'ya özgüdür. Ken-
disinden önce milli edebiyat akımının kavgasını ver-
diğı hece ölçeğini bile ozan, onlardan aynlarak du-
raksız kullanır. Halk şiirinin yaygın kalıplannı bir
yana bıraktığı göriilûr.
Alabüdiğine yerli bir öykü
Onu asıl geniş kitlelere götûren örnek ise ünlü
"Fahriye Abta" şiiridir. Burada eski Ankara'nın Ce-
beci semtinde. Hamamönü'ne yakın mahallelerin-
den biri canlandınlır.
Pek çok okurun da kendi çevresinde tanımış, gö-
nül vermiş olabileceği bir genç kız. anılar arasından
süzülüp gelir. Ortaya serilen artık alabüdiğine yer-
li bir öykünûn çizgileridir.
Ağn'da ikinci askerliğini yaptığı dönem (1942-
1945), ona yepyeni bir çevreyi tanıtmıştır. Böylece
(Bizim şiirimizde pek az ele alınmış sonsuzluk iz-
leğine dayanan) "Ağn" şiirinden başlayarak Anado-
lu'nun doğası, Anadolu insanının iç dünyası Dıra-
nas'ın şiirine önemli bir zenginlik getirmiştir.
Ağn'nın Maşar köytinde
Bu çerçevede yer alan "Elif şiiriyle ilgili olarak
ozandan şunlan öğreniyoruz:
"Bunu da Ağn Dağı eteklerinde yazdun. Elif, Ağ-
n'ıun Maşar köyünde yaşar. O güzelliğiyle ve nı-
huyla asırlar evvellerin mağaralarda yaşayan bir tim-
salidir ve bende ebedilik duygusu uyandınr. Ben bu
şiirde Elifin harikuladeliğinde görür gibi olduğum
mustarip ve ebedi insanhğın ve milletimin ümidini
söytemek istedim."
Gökyüzüne yfirüyen yeryfizfi
"Ağn" şiirinde dağ, sonsuzluğu, özgürUığü sim-
geler. Sevginin sınırsızlığı dağın yüceliğine benze-
tilir. Ozan, tepeleri karlarla örtülü Ağn'nın heybe-
tine tanıkhk eder.
Gördükleri ona sükûn, rahatlık duyurur? Dağ.
göklerde demirli, sonsuzluğa doğru kalkacak, sihir-
li bir gemi gibidir. Bütün bunlar, bir yanıyla ozanın
gençlik sevdası "Kötülük Çiçekleri"nden gelme
zengin çağnşımlarla beslenir:
"Açan o ağulu çiçek delilikte.
Giren sır mezara cesetle birlikte,
Şüphe; o bin çilenin yemişi,
Yılan ağzındaki elma..."
Yine sanki oradan gelen esinle bitmez tükenmez
iç sıkıntısından söz edilen şiirde akıl ve duygu kar-
şılaştınhr. Gece aklın yerine duyguyu getirmiştir.
Ancak doğan güneş, yani aydınlık, yani insanoğlu-
nun bilme, anlama yetisi, dertlerin, kinin, yalanın,
hatta ölümün, korkunun, işkencenin etkilerini silip
süpürmeye koyulur.
Keşke içimizi kaplamış zifiri karanlık geceyi de,
böyle bir ışıkla bütün bütüne silebilseydik! Bu tan-
sığı dadoğa (görkemli Ağn Dağı) gercekleştirmek-
te; insanoğluna umudun, sevincin, sevginin, banşın
yolunu göstermektedir:
"Gökyüzüne doğruyürüyen yeryüzü,
Banşttran sımr geceyle gündüzü;
Ey sonuca doğru ilkuçtan gelen dağ!
Göğüperde perde delip yükselen dağ!"
"Bahar Gökfcri" şiiri Doğubeyazit'in Sürbehan
köyünden bir anıdır. -Insanın doğadan uzaklaştık-
ça tükcndiğini, insan sevgisinden koptukça acımasız-
laştıgmı" dıle getirir:
"Durma, durma, gözünün alabildiği kadar
Sar bu şarh söyleyen, bu dans eden evreni
Ve ayırma güzel gökyüzünden gözlerini;
Yaşamak kadar güzel, saf, mavi gökyüzünden,
Bağışlayan gökyüzünden, ebedigökyüzünden."
"Dağlara, Osman BinbaşıT>
gibi şiirlerin ve
kitabındakı u
Bu Köyfin Bir Garip Kişfci"adını
taşıyan bölümün kaynağı da yine bu çevredir.
Kendi yurdu, kendi insanı
Dıranas'ın şiiri "KötühıkÇiçekkri*n
nin yansıttığı
insanlık dramına tanıkhk etmiştir. Onun tanıttığı
yeni, yoğun, heyecan verici anlatımı kendi ana di-
İine aktarmıştır. Bu çıleli serüvenin sonunda ozan
asıl kendi yurdunu, kendi insan gerçeğini bulmuş-
tur. Vardığı nokta, ders alınacak, öğretici, yol gös-
teren bir sanat serüvenini özetler:
"Yaylımn rüzgârlanıp duran örtüsü,
Karasız deniz gibi hoş bir gökyüzü; ~
Bir uçtan bir uca Yemen türküsü,
Öten çıngıruk, koşan atlar ve step...
Ah, sonsuz Anadolu m, sen! Sen, sen sen, hep!"
Ahmet Muhip Dıranas, Cumhuriyet
döneminin en önemli ozanlanndan biridir.
Çağdaş dünya şiirini yenileştiren Baudelaire,
Rimbaud, Verlâine, ApoUinaire gibi
ustalardan türiü ctkiler almıştır. Ancak bu
etkileri bütiinü\ le özûmlemiş, kendi
kişiüğinde eritmiş görünür.
23.ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
Erguner <den Kutlar'ın anısına
Kültûr Servisi- 23.Uluslararası lstan-
bul Müzik Festivali kapsamında bu akşam
saat 19.00'da Kudsi Erguner'in müzik yö-
netmenliğini yaptığı "Tarih Boyu Hoşgö-
rü" başlıklı konseri yer alıyor.
Onat Kutlar'ın anısına ithaf edilen kon-
serde, Istanbul'da yaşayan Rum, Ermeni,
Yahudi ve Türkler'in ortak müzik yapısı
olan makamlar üzerine geliştirdikleri dini
müzikler sunulacak.
Dedesi Süleynuuı Erguner ve babası Ul-
vi Erguner'in sanatı olan neyzenliği sür-
düren Kudsi Erguner, Paris'te mimarlık ve
müzkoloji eğitimi gördü. Türk ve Ortado-
ğumüziklerinin yani sıra Hindistan, Pakis-
tan ve birçok Asya ülkesinde de araştırma-
laryaptı.
Erguner, kurduğu tstanbul Mevlevi He-
yeti ile Istanbul'da gelişen Mevlevi kültü-
rünü, îstanbul Hanımlan Grubu ile harem
müziğini, Fasıl Grubu ile geleneksel saray
müziğini, Türk Çigan Grubu ile Balkan-
lar'da ve tstanbul'da gelişmiş geleneksel
müziği, îstanbul müezzinleri ile dini mü-
ziği ve kardeşi neyzen Süleyman Erguner
ile de enstrümantal Türk müziğini dünya-
nm çeşitli festivallerinde tanıttı.
Avrupa ve Japonya'nm birçok büyük
plak firması tarafından kırktan fazla CD'si
yayımlandı.
Peter Brook, Marco Ferrertve Scorse-
se'nin fılmlerinin, Mehmet Uhısoy'un sah-
neye koyduğu "Ortadirek" oyununun ve
ünlü çağdaş dansçı CarohnCarlson'un bir
balesinin müziklerini yapan Kudsi Ergu-
ner'in. PeterGabriel'in iki albümünde par-
çalan bulunuyor.
1979'da kurduğu Mevlana Derneği'nde
birçok öğrenci yetiştiren sanatçı, bu ak-
şam vereceği konserle ilgili şunlan söylü-
yor:
"Bu konserde Ermeni, Rum, Müslüman
veYahudi cemaatlerinin en güzel sesli oku-
yuculannı bir ara>a getirerek, Îstanbul gi-
bi gizemli bir kentin dini hayatını Baba
Hamparsum'un, Irri' nin, Zaharya'nın, An-
geli'nin,lsmail Dede'nin,Musi'ninnıhun-
dan çıkan rast, uşşak, hüseyni, segah. hkaz
gibi Doğu'nun en etkili makamlan ile bes-
telenmiş ilahilerie yansıtabümeyi amaçla-
dım. Dini hayann en canlı ve en etkili konu-
su olan müzikteki ortak /esVin bir dinleti
olarak sunulması, çoğu kez düşünüldüğü
gibi dini farklıhklann. günümüzün her has-
sas insanın susadıgı 'Hoşgörii'ye engel ol-
madığının bence en güzel kanıbdır'".
10 yönetmenden sevgî
ve hoşgörü filmleri
Költnr Servisi - Sinçma Vakfı'nın
gerçekleştırdığı ilk proje, önceki akşam
Etiler Adres Restoran'da verilen bir kok-
teylde basına tanıtıldı. Türk sinemasının
yönetmen, oyuncu ve teknik olarak bu-
güne dek gerçekleştirdıği en büyûk pro-
jelerden biri olan bu proje kapsamında,
vakfın kurucusu 10 yönetmen, her biri
beş kısa filmden oluşan ve 2 filmi içe-
ren çalışmalannda sevgi ve hoşgörü te-
masını işleyecek.
Efes Pilsen'in desteğiyle gerçekleşen
ve pek çok ünlü sinema sanatçtsını da
bir araya getiren proje, sinema tarihinin
zengin ve renkli çalışmalanndan biri ol-
maya aday. Ömer Kavur'un yönetim
kurulu başkanlığını yaptığı Sinema
Vakfı'nın kuruculan arasında AH Öz-
gentürk. Aüf Yılmaz, Banş Pirhasan,
Erden Kıral. Irfan Tözüm. Memduh
Ün, Orhan Oğuz, Vüsuf Kurçenli ve Ze-
ki Okten bulunuyor. Sinema Vakfı'nın
ilk projesi nıtelığını taşıyan ikı fılm kap-
samında. Orhan Oğuz'un yönetmenli-
ğini yaptığı "Şövalye, Pamuk Prenses ve
Hain", Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Ka-
zandibi Tavukgögsü". Irfan Tözfim'ün
yönettiği "Monte Kristo", Erden Kı-
ralın "Ay HikâyeJeri", Zeki Ökten'in
"Hep Aynı", Ömer Kavur'un "Buluş-
ma", Memduh Ün'ün "Ona Sevdigimi
Söyle". Afi Özgentûrkün "Sff", Yusuf
KÛrçenli nın "Sevda" ve Banş Pirha-
san'm "Aşka Dogru" adlı filmleri yer
alıyor.
Vakfın kuruculan ve sinema sanatçı-
lannın katıldığı kokteyle Kültür Baka-
nı Ercan Karakaş ve Kültür Bakanlığı
Müsteşan Prof. Dr. EmreKongarda ka-
tıldı. Kokteylde birkonuşma yapan Er-
can Karakaş: "Böyte önemli bir projeyi
yaşama gecirmek gercekten büyük bir
başan. Türk sineması bir krizde: bunu
hepimi/ biliyoruz. Bunun bir çok nede-
ni var. En başta gelen neden Amerikan
sinemasının karşısında Avrupa sinema-
sı gibi Türk sinemasının da kendisini ko-
ruyamaması. yeterii güce sahip olma-
ması. Oyuncu bakımından. yönetmen
bakımmdao ashnda yeterii birikim ve
yeterii güç var, ama aHyapt, yaünm ve
sermaye eksikligi var. Bunu biliyoruz.
Bir sürcdir Kültür Bakanlığı olarak hem
Sinema V'akn ile hem de diğer sinema
kuruluşlanyla bu konulan konuştuk,
tarnştık. Bu cuma günü Topkapı'da rüm
kuruluş temsilcileriyle bir araya gelece-
ğiz; hiç degilse üretimsizlik sorununu aş-
mak için yapılması gerekenleri bir kere
daha birlikte tespit cdecegiz; öncelikle-
rini saptayacağız \c bunlann çözfimfi
için devletite kamuda gerekü girişimleri
yeniden yapacagız" dedi. Sinemanın
içinde bufunduğu krizin kısa vadede aşı-
labilmesi için sinemaya yatınm yapan-
lann da beş yıl için vergi indinminden
yararlanmasını ıstediklerini, ancak bu
öneritenni henüz Maliye Bakanlığı yet-
kılilenne kabul ettiremedıklerini belirt-
ti. Karakaş, bu yıl Kültür Bakanlığı'nda
fılm yapımına aynlan bir ödenek olma-
dığını, Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan
100 milyar lıra talep ettiklerini ve bunu
da önümüzdekı hafta almayı umduk-
lannı belirtti. , ,-
DUYURU
MtMARStNAN
ÜNİVERSİTESİ
DEVLET
KONSERVATUVARI
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1995-1996 öğretim yılı li-
sans kesimi için yetenek sı-
navıyla konservatuvanmız
Müzik, Müzikoloji, Sahne
Sanatlan Bölûmleri'ne aşa-
ğıda belırlenen kontenjanlar
ve koşullar dahilinde öğren-
ci alınacaktır.
1) Müzik bölümü, Kon-
tenjan 10
a- Kompozisyon ve or-
kestra şefliği Ana Sanat Da-
lı
b- Yaylı Çalgılar Ana Sa-
nat Dalı
c- Nefesli ve Vurma Çal-
gılar Ana Sanat Dalı
d- Piyano Ana Sanat Dalı
2) Müzikoloji Bölümü:
Kontenjan 10
a- Genel Müzikoloji Ana
Sanat Dalı
b- Etnemüzikoloji Ana
Sanat Dalı
3) Sahne Sanatlan Bölü-
mü: Kontenjan 25
a- Opera Ana Sanat Dalı
b- Tiyatro Ana Sanat Dalı
c- Bale Ana Sanat Dalı
Yukanda beltrtılen prog-
ramlara başvunnak için:
a- Lıse mezuna olmak.
b- 1993-1994 veya 1995
ÖSS sınavını kazanmak
(Konservatuvar lıse mezun-
lan için bu koşul aranmaz.)
Aday kayıtlan 21-28 Ha-
ziran 1995 tarihleri arasında
Mimar Sinan Üniversitesi
Devlet Konservatuvan'nın
Dolmabahçe Cad. Beşiktaş
adresindeki binasında
yapılacaktır.
Kayıt, için gerekü bel-
geler:
a- OSS puan kartı aslı ve
fotokopısi.
b- 3 adet vesikalık fotoğ-
raf.
c- Kayıt formu (Konser-
vatuvardan temın edilir).
Basın: 27540
KÜLTÜR • SANAT UJ
Vaşam ile Ölum Arssındakı Seçım
YAĞMURBAN ÖNCE"Before The Raın"
MILCHO MANCHEVSKI
GREGOIRE RADE KATRIN
COLIN SERBEDZUA ÜAKTUDGE
•r> MHMT!
S. HAFTA
BEYOGLU htKiMAGEs SIINEiviASI
Tel: 251 32 40
SİNEMA YAZARLARININ SECTIGI YILIN EN İYİ 10 FİLMİ
T C. MİLLİ EGITIM BAKANLIĞI
OZEL l'l K \ MÜZİK VE EL SANATLARI MERKEZI
l VENEDIK FIL.M FEST
1 995 !
[BUGUN]
LJÇ RENK
KIRMIZIYÖN: K. KIESLETVVSKI
12.15-14.30-16.45-19.00-21.15
[YARIN]
FORREST
GUMP
YAGMURDAN ÖNCE
A Suskurrt* y e r m etrreş genç keşış Kınl. MakerJonya'da Oftaçaffdan ka*re b» manasürda yaşamaMad* Oag&nn arasnda •
' tdışdunyaylaılişl(»otmayanmarastınnrubnyaşaı<^gençbrArnavUlazıclaflZan«ıa'm
i . *rabasnûWûrroeklesüçla*lantaanpeş«dûşrııûştûr Knl ûsHemefıarjef »emwclen.kaısaHaf Loodradakıış»b« 1 •
foloOral^MandgHBmerilMotoAme. haber loloğıallaıııdarıagansaKayndehşeliyleyflzyûzegetııeMedit Kocasıie 4
4
»Ktealst ve hayalperest ssvaş ttografçsı sevgiıa Alexandeı araanda bocalayan Anne'ın kılemne. Lcndra'dakı tnr restoranda ~
4 ç*.ananlaşmazld*ilra|*bırbo»ul*lenır Bın?*üfcedeınsanlannyaşadığıaalangötûnıaernışolan. PuSB«â<)ûlû
• ajexander anayurdu M*edonya>a donmek csr« Banş yanlısı bu ıdealot. çocıidı* y * a m geçırdıOı kâye gırjerek ^
i t akrabalanr» zryaret eder Ama burada da hoşgfirüsüzMje ve kardeşm kardeşı «dOrdûflû acfiaso bir savaşa tan* oları •
' '- *- Ger;ekt&ngorjimesıgerekenbırfılm Kaçırma/ın1
komikçi dükkânı
"bambaşka bir htabevi"
•mııah kilaplan •kankatılr albüm-
leri Tesımli romanlar Tmzah,
kankatür, resimlı roman dergılen
•Leman, HBR. Deb. RH, pbı
ddgılenn cılüen «komılc kanposıal
ve posterier »Leman Cısortlen
•karikatur orijınallen
Isdlal Cad. 212 Aınavur Paajı AJt
K»t, Gıbtasara) Tri: 252 85 67
GERCEK MUZIK AVCILARINA YENİ ALBUMLER SUNUYORUZ
MURAT KOSEOGLU
Tağmurlar
Yağıyor
Duygulanma
AYŞEGÜL YEŞİLNÎL
Rüzgâra
Şarkılar
Söyle
ALAADDtNUS
Yurdumun
Trenleri
M/•/ - ik A l a r k c t l c r d c
TRİKONT: S<ra.seKiler Cad. 66/8, 80060 Beyoglu/lst. Tel: (0212) 245 38 35
Kültür
Sanat
ılanlarınız için.
293 89 78
(3 hat)
(TİYATRÛ
1995-1996
Öğretim Yılı
Kayıttarı
Başlamıştır.
Programın içeriği: Ses, Nefes,
Diksiyon, Fonetik, Tiyatro dili,
Tiyatro Kuramlan, Dans, Eskrim,
Makyaj, Şan, Yorum, Oyunculuk
gibi derslerle biıiiktedir.
Programın Süresi
HazırlUc Süresi, Haftada 1 gün 4 saat
süre 1 yıl
Temel Eğitim, Haftada 2 gün 8 saat
süre 4 yıl
Toplam süre 5 yıldır.
Programa. Tiyatro eğıtımı yapmak ısteyen en az ortaoKul
mezunu her yaşta öğrenci Gffiş Sınavı ile alınır
Program: başanrtebitiren öğrencılere Milli Eğitim
Bakanlığı nın onaylı dıploması venlır
SonBafTom
Sınav
30.06.1S95
01.07.1895
kint : K V Çelec. Uab Ueşelık SCK
Oücya Hac 18/20 Sat 4-5 Taisım - I3T.
:(M 12)18180 M
MESEN OTEL
AKÇAKOCA
ORMAN-DENİZ-SESSIZLIK
KAPALI-AÇ1KHAVUZ-PLAJ
ODA-KAHVALTI:
CUMA-CUMARTESİ
2 Kl$l 3 500 000 TL
REZ: 0374 611 4436-611 2574
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinde alınır.
Tel: 5540804
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
NURETTİN BALOĞLU
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
İŞLETME YÖNETİMİ VE MUHASEBE
ARAŞ1TRMA MERKEZİ VE ULUSLARARASIİŞLETMECİLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA
VAKFIBİLGİSAYARLI MUHASEBE UYGULAMALARIKURSU
HAFTA SONU 59. DÖNEM 24 HAZİRAN 1995 - 2 TEMMUZ1995
"Tek Düzen Muhasebe Sistemine" uygun olarak hazırlanan kurs entegre bir program olan "LOGO MODÜLER SlSTEMt"
ile Bilgisayarlı Muhasebe Eğitimi yapılacaktır. 7/b'ye (ticari işlermeye) göre hazırlanmış programda Entegrasyon Modülü ile bağ-
lantılı çalışan Stok, Cari Hesap, Bankalar, ÇekySenet ve Fatura programlannın ilgili kartlan, fış ve irsaliyeleri, raporlan ve en-
tegrasyon bağlantı kodlan ile bu programlar sonucu oluşan muhasebe fişleri, yevmiye ve defteri kebir, yardımcı hesaplar, mizan-
lar, bilanço tablosu ele alınacaktır.
Kısa, sipariş programlannın da ayn olarak ele ahndığı kursta devir ve kapanış işlemleri de gösterilecektir. . ı . •
tştirakçi sayısının sınırlı olduğu kurs programında "Temel Muhasebe Bilgisi"ne sahip olma zorunluluğu vardır.
Kurs toplam 30 saat olup, dersler 09.00-17.00 saatleri arasında yapılacaktır.
Tel: 520 90 87 - 528 08 42
Adres: Îstanbul Üniversitesi lkrisat Fakültesi Beyazıt/ İST.
Basın: 27293
NEW YOBKTAN
tLHAN MtMAROĞLU
Hoşt!.. Hoşt!..
Türk televizyonunu en ağır dille eleştirenler bura-
ya gelip Amerikan televizyonuna baktıklanndaağız-
lan açık kalıyor. "Bizim televizyon bundan çok da-
ha iyi" diyorlar.
Şimdilik gercekten öyleyse de örnek Amerikan
televizyonu olduğundan, Amerikan televizyonunu
ellerinde tutanlar da halkın nabzına göre şerbet ver-
meyi çok iyi bildikleri için (yok mu o "raû'ngieri), Tû"k
televizyonu da Amerikan televizyonunun hık demiş
burnundan düşmüşü olur çıkar. Buralardan gördü-
ğüm anladığım kadan, Türkiye'de birkaç seçkin ki-
şi meydanın boşbulduklanyerterineyerleşmişler, is-
tediklerini yapıyorlar. Gitgide onlann da çanlanna ot
tıkanır.
Geçen yıl burada Michael Moore, türiü güncel
konulan ele alan bir belgesel dizisi yapmaya başla-
mıştı. Amerikan televizyonunda görülmeye değer
bir programdı bu. İlk program üzerine New York Ti-
mes'ta çıkan eleştiri yazısında programın degeri ne-
deniyle ömürsüz olabileceğine değiniliyordu. Ger-
cekten öyle oldu. "TVNation" adlı bu program çok
geçmeden kaldınldı.
Amerikan televizyonunun dünyanın en kötüsü ol-
duğunu söyleyemem. Bütün dünya ülkelerinin tele-
vizyonlannı tanıyor değilim. Ama bildiklerim arasın-
da en kötüsü.
Şarkısını da yapmışlar "75 kanal, bakacak hiçbir
şeyyok. "Yakında 500'e çıkacakmış kanal sayısı ve
şarkının sözleri ona göre değişecekmiş. Dillerde do-
laşıyor değil bu şarkı. Azınlıkta kalanlardan biri uy-
durmuş olsa gerek.
Azınlıkta kalmışlardan biri olduğumu unutup, alış-
kanlığın etkisiyle arada sırada açıyorum televizyo-
nu. Hele, gazetelerde gözüme ilişen haberieri bir de
televizyonda görmek istiyorum, görup görecegimin
ne olduğunu çok iyi bilmem gerekirse de. "Haber
bizde en önce gelir" diye kendini tanıtan kanalı,
ABC'yi açıyorum hem de. Neler mi gözüme ilişti bu-
gün gazetelerde? Bir Alman bilgini eskiden Nazi SS
subayrymış; Rusya'nın NATO'yla işbirliği gelişiyor-
muş; Ebola virüsü bir ülkeden öbürüne atlıyormuş;
dolar gene düşmüş; gene Amerika'nın bilmem ne-
resinde birini idam etmişler... Bunlann hiçbiri yok
haberierde. Ne var öyleyse? Köpek var. Köpek ev-
den kaçmış, bir süre sonra dönmüş evine.
Bir başka günün gazeteleri. Amerika'nın kırsal böl-
gelerinde AIDS gitgide artıyonmuş; Meksika'da ka-
mu malı diye ne var ne yoksa özelleştirme uğruna
satışa çıkarılmış; Kuzey Kore hükümeti, başkent
Pyongyang çok kalabalık olduğu için yüzbinlerce ki-
şiyi ülkenin başka bölgelerine göndermeye başla-
mış (dansı Istanbul'un başına); Amerikan hükümeti
dolann başaşağı gitmesini önlemek için dolar satın
almaya başlamış; gene biri idam edilmiş Amerika'nın
bir başka yerinde... Bunlarsız haber bülteni olur, ama
köpeksiz olmaz. Nedir bu akşamın köpek haberi?
Adam köpeğini bisiklete bindirmiş.
Bir gün daha. Bir de bakıyorum ki haberierde Bos-
na. Dağlann birinde ölen, daha doğrusu ölmüş ola-
bilecek, kurt değil, bir Amerikan pilotu. Sırplar bir
Amerikan uçağını düşürmüşler, pilot yok ortada
(Sonra buldular pilotu). Amerikan uçağı düşürülme-
miş olsaydı, Bosna girer miydi haberiere? Hem de
köpek haberinden yanm dakika daha uzun olarak?
Bu akşamki köpek haberine gelince, biri sokağa kö-
pek yavrulan bırakıp gjtmiş, polîsler de yavrucukla-
ra süt içirtmişler.
Bugünlerde ün kazanmaya başlayan bir sinema
oyuncusu, Jennrfer Jason Leigh, geçenlerde Da-
vid Letterman'ın konuğuydu. Amerikan laklaka-
şovlannı biliyorsanız, David Letterman'ın da lakla-
kacıbaşı olduğunu bilirsiniz. Bn. Leigh iyi oyuncu-
dur. Yeni fılmlerinden birinde Amerikâlı yazar ve şa-
ir Dorothy Parker'i oynuyordu. Rolü üzerinde ne
türiü bir araştırma yapmış? Ne yolda biryoruma yö-
nelmiş? Yönetmen Alan Rudolph'la nasıl çalışmış?
Bilmeliydim ki böyle konularia bir laklakaşovun "ra-
ting"\eri tepe aşağı gidiverir, insanı kapının önüne bt-
rakıriar. Öyleyse Jennifer Jason Leigh ile David Let-
terman neyin laklakasını yaptılar? Bildiniz. Köpeğin.
Bn. Leigh bir köpek almış; uysal sanmış, haşan çık-
mış.
Geçen ay New York'un parklarından birinde kan-
sere karşı biryürüyüş düzenlendi. Kanserin umurun-
da mı yürüyüş? Ama bu yürüyüş başka yürüyüş. Kö-
pek yürüyüşü. Herkes köpeklerini getirdi. Onceden
de bildirildiği gibi, köpekler kuyruklannı sallaya sal-
layayürüdüklerinde kanserie savaşılmış oldu. O ge-
ce televizyona bakmadım. Başlıca haberierden biri
olsa gerekti kansere karşı köpek yürüyüşü.
Haksızlık etmeyeyim. Televizyonda köpek habe-
rinden başkası da var. Hayvanat bahçesindeki pan-
da doğurmuş. Adam bir de bakmış ki evinin arka
bahçesine keçiler ginniş. Insafsız ana çocuğunu ev-
de aç bırakıp gezmeye gitmiş, zavallı çocuk da kom-
şunun kapısını çalmak zorunda kalmış. Öğretmen,
sınıfındaki kızlardan biriyte sevişmiş, birlikte kaç-
mışlar. 24 yaşındaki kadın öğretmen, 15 yaşındaki
öğrencisi oğlan çocuğun ırzına geçmiş, nasıl bece-
rebildiğini anlayamadımsa da.
Haberlerin demirbaşı Usare'yi unutsam da olur.
Usare dediğin Juice dedikleri. Juice dedikleri de O.
J. Simpson.
Derken postaneden bir uyan. Köpek uyansı. Ame-
rika'daki bütün evlere, apartmanlara gönderilmiş o
uyan. "Size hizmet eden eli köpeğe ısırtmayınız"
deniyor. Köpekler postacılara saldınyorlarmış. Kö;
pek söz altında bırakılır mı? Korkanm, postaneleri
bombalamaya kalkariar şimdi. Köpek bu toplumda
Tann. Ingilizcesi tersten okunduğunda da çıkıyor.
Dog. God.
23.ULUŞLARARASI tSTANBUL
MÜZİK FESTİVALÎ
BUGÜN:
Atatürk Kûltûr Merkezi Büyük Saton: 19.00 Tarih
Boyu Hoşgörü (Müzik Yönetmeni: Kudsi Erguner)
YARIN:
Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon: 19.00 New
York Filarmoni Orkestrası (Şef: Kurt Masur)
Topkapı Sarajı Müzesi: Saraydan Kız Kaçırma
Marlon Brando yeni WP
filme başlıyor
LONDRA (REUTER) - Marlon Brando, îrlanda'da
çekilecek olan bir fılmde rol almaktan vazgeçtiği
yolundaki haberieri yalanladı. Geçen hafta
Amerika'da yayımlanan gazetelerde, aktörün yorgun
olması ve kızının intıhannın etkisinden
kurtulamaması nedeniyle "Divine Rapture" adlı
fılmde rol almak üzere imzaladığı kontratı iptal
etmek istediği yolunda haberler yer aldı. Brando,
bunun üzerine Londra'da yaptığı açıklamada "Sevgili
dostlar ve düşmanlar. Bu son derece aptal fılmde rol
almayı sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. Marlon
Brando'nun yani sıra John Hurt, Debra VVinger ve
Johnny Depp'in derolalacağı "Divine Rapture" adlı
fîlmin çekimlerine 10 temmuzda başlanacak.