Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel YaymYönetmenı OrhanErinç#
Genel Yayın Koordınatorü Hikmet
Çetinka>a0 Yazıışlerı Müdürlen
lbrahim Yüdız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezi Muduru' Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberter Ergun Balcı • tstıhbarat \ alçın Çakır • Yayın Kurulu llhan Setcuk
Ekonomı Bülrnt Kızanlık 9 Rad>o-T\ lygar Eremektar (Başkan). Orhan Erinç, Oktay
9 Kültıir Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir V ücelman Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
9 Yurt Haberien: Mehmet Saraç 9 Makaleler S»mi Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun
Karaören 9 Çev-ın Seyfettin Tıırtnn 9 Düzeltme Bakl.l>in<; Tavanç, İbrahimN ıküz.
AbdulUh Yazıcı 9 Fotograf Erdoğan Köseoğhı Orhan Bursaİı. Mustafa Balbay.
AnkaraTemsılcısı Mustafa BaJbay •HabfrMüdürü Doğan
AkmAtaîurkBulvanNo 125.Kat4.Bakanlıklar-AnkaraTel
4195020 Chat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı: Serdar
Kmk,H.ZıyaBK. 1352S 2 3 Tel: 4411220. Faks 4419117
• AdanaTemsılasıÇ*«inYiğtnoğla,lnönüCd 119 S.No:l
KaU.Tel 3522550, Faks. 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut • MEDYA C: • Yöoetm ICunılu
Koordınatör Ahmet Korıüsan • Başkanı-Gene! Mudiir Gülbin Er-
Muhasebe Bülent ^ ener • Idare duran • Koorrfınatör Reha tyıt-
Hüseyin Gûrer 0 tşletme Önder man • Genel Mudur Yaıdımcısı
Çetik • Bılgı-lşlcm: Nail tnıl • Mtae Akdağ • Halkla tlışbler
Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler Müdürü Norten Rcrluoy
Yayımlayan >e Basan: Ycru Gün Haber Ajansı, Basm \e Yayıncıiık A Ş
Türkocajıcad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 lstanbu! Tel |(J<212) 512 05 05 (20 hat) Faks 10-2121 513 85 95
17 HAZÎRAN 1995 İmsak: 3.24 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 17.10 Akşam 20.45 Yatsı: 22.37 MEDYACTei 51407 53-51395 80-5138460-61, Faks 5118466
Yakakentliler
buluşuyorlar
• Haber Merkezi-
tstanbul'da yaşayan
Yakakentliler bu akşam
'Yakakentliler Gecesi'nde
hemşerileriyle
buluşuyorlar. Düzenlemeyi
yapan 'Yakakent
Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği'
yöneticıleri, geceden elde
edilecek gelirin
Yakakent'in tanıtımı
etkinliklerinde ve yoksul
hemşerilerinin
tedavilerinde
kullanılacağını belirttiler.
Yakakent Belediyesi'nin
de katkıda bulunduğu
gece, Kartal-Pendik Yolu
üzerindeki Akvaryum
Tesisleri'nde 20.00-01.00
saatleri arasında yapılacak.
Hayrettin Kılıç
davası
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - NükleeT
fızikçi Hayrettin Kıhç'ın
dövülme olayı ile ılgili
açılan kamu davasının ilk
duruşması, Kılıç'ın
avukatlannın katılmaması
dolayısıyla ertelendi.
Fethiye ÇevTe Vakfi (FET-
ÇEV) adına girdiği ihalede
"ülkücü mafya"dan
olduğu öne sürûlen
kişilerce dövûlen Kılıç,
anti nükleercı
yaklaşımlanyla tanınıyor.
Sokak çocuMarı
Için konser
• Haber Merkezi-İÜ
tletişem Fakûltesi Halkla
iîişkiler Grubu tarafindan
Tekinel Baby and
Junior'un katkılanyla
Sokak Çocuklan Derneği
yaranna organize edilen
konser, yann Ataköy
Dolphm Disco'da saat
13.00'te gerçekleştirilecek.
Konsere birçok ünlü Türk
pop müziği şaıkıcısı
katılacak.
H.Ü/den
açfclama
• Haber Merkezi-
Tababet Uzmanlık Sınavı
sonuçlannın brr ay önce
belli olduğunu belirten
Hacettepe Üniversitesi,
uzmanlık sınavında
üniversitenin tıp
fakültesinin ağırlıklı klinik
ve temel tıp testleri puan
ortalamalan bakımından
birincı olduğunu açıkladı.
Simavi
ödülleri
• tstanbul Haber Servisi -
Sedat Simavi Ödülleri
bundan böyle Türkiye
Gazeteciler Cemıyeti
tarafindan venlecek. TGC
tarafindan yapılan
açıklamada. cemiyetin ve
Hürriyet gazetesinin
kurucusu Sedat Simasi
adına buyıl 19.'su
gerçekleştirilecek
yanşmada 8 dalda ödül
verilecek. Başvuru süresi
30 Eylül 1995'tesona
erecek olan yanşmada Fen
Bilimleri, Sağlık
Bilimleri, Sosyal Bilimler,
Görsel Sanatlar, Edebiyat,
Radyo-TV, Gazetecilik ve
Spor dallanndaki
ödüllerde toplam 200
milyon lıra dağıtılacak.
UÇUP
Haber Merkezi - tnsan
Haklan Derneği tstanbul
Şubesi'nin düzenlediği 7.
Uçurtma Şenliği yann saat
11.00"deAskeriHastane
Durağı karşısı Çamlık
Mevkii, Acıbadem'de
başlayacak.
23 yıllık düşünü gerçekleştirecek olan ünlü sanatçı dünyanın gözlerini yeniden Berlin'e çevirdi
Christo, Reichstag'ıörtüyor•Tarihi
Reichstag
binasını
örtecek 100
bin metrelik
kumaş örtü,
bugün
Christo'nun
gözetiminde binayı
örtmeye başlayacak ve
bu çalışma 23 hazirana
dek sürecek. 6 temmuz
tarihine dek dünyaya
paketlenmiş olarak
"teşhir" edilecek
Reichstag'in
paketlenmesi 11 milyon
500 bin marka mal
olacak.
GÜNERYÜREKLtK
BERLİN- Duvann yıkılması-
na daha çok vardı. Yıl 1971 ıdi.
Christo. gazeteci arkadaşi Mic-
hael S.Cullen'dan bır kartpostal
alıyor, kartın üzenndeki Reichs-
tag bınasının görüntüsü, onu, pe-
şmi bırakamayacağı düşlerin tut-
kunu yapıyordu. Doğu ile Ba-
tı'yı birbirinden ayıran duvann
hemen dibindeki, bu bir tarihe
damgasını vurmuş görkemli bi-
na, cezasının bitmesını bekleyen
bır mahkûm gibi öylece ve usul-
ca duruyordu oracıkta. O Alman
tarihının bir simgesiydi.
1884-1894 yıllan arasında in-
şaedilmişti. Alman tmparatorlu-
ğu'nun ve Weimar Cumhuriye-
ri'nin parlamentosu olmuşru.
Sosyal Demokrat Milletvekili
Phflipp Scheidemana, 9 Kasım
1918 günü onun bir penceresin-
den cumhuriyetin kuruluşumı i-
lan etmıştı. Almanya'nın de-
mokratik atılımlannın ve parla-
menter çalışmalannın bir odak
noktası olduğu için Hitler bu bi-
nayı hıç sevmezdi. Zaten hiçbir
oturumunu da bu binada yapma-
mıştı 27 Şubat 1933 günü Hıt-
ler, Reichstag'ı yaktırdı. Dünya-
yı kana bulayan bır başlangıcın
kurbanı oldu o. Nazıler Reichs-
tag'ın yakılmasından komunist-
leri sorumlu tuttular. O hiçbir şey
söyleyemedi. Savaş, bir Sovyet
gazetecınin çektıği fotoğrafla,
Reichstag binasının tepesine di-
kilen orak-çekiçli kızıl bayrakla
noktalandı. Berlin teslim olmuş-
tu. Artık 0 sadece bir tarihti.
6O'lı yıllardan itibaren onanldı,
eski haline getirildi. Amabirkö-
şede bir anıt olarak kaldı. Ta ki
duvar yıkılıncaya, ıkı Almanya
birleşinceye dek.
Christo'nun dûşü
Şimdi yine eski günlerini ya-
şamanın heyecanı içinde. Bu
yüzyılın sonlannda Alman Mec-
lisi ve hükümeti Bonn'dan Ber-
lin'e taşınacak, o yine, Alman
tarihinin geleceğini belirleyecek
toplantılara tanık olacak. Yeni-
den Federal Alman Büyük Mil-
let Meclisi olacak.
Christo 1971 'de Amerikalı ga-
zeteci arkadaşı Michael S.Cul-
len'dan Reichstag kartpostalını
aldığında bu günleri düşünemez-
di elbette. Ama onun düşündü-
ğü, Reichstag'ın iki blok arasın-
daki efsanevi görüntüsü ve dün-
ya tarihindeki simgesel özelli-
ğiydi. Christo daha 0 zaman ak-
lına koymuştu. Bu binayı mutla-
ka paketlemeliydi.
Şimdı Chnsto onu yapıyor.
Reichstag'ı paketleyerek, yani
dondurarak, geçmiş bır zamanın
bvr simgesinin içsel âlemine çek-
mek istiyor bizi. Tarihsel bir es-
tetiğin, kurşuni gölgelerinde olu-
şacak grinin nüanslannda geç-
mişi yeniden düşünmeye ve de
yorumlamaya çağınyor bızi.
Christo çok inatçı bir ınsan.
Kafasına koyduğu bir projeyi
gerçekleştirmeden bırakmıyor.
REİCHSTAC'IN ÜÇ DÖNEMİ- Berlin'deki Reichstag binası, Alman tarihinin de ta kendisi. Yaşanan acıiann ve muthduklann hepsini 0 da yaşadı. Naziler tarafindan yaküdı. Savaşta yıkıldı. Son-
ra tekrar onanldı ve bugünlere geldi. 2. Dün\a Savaşı \ ıllannda (iistte solda) ve günümüzdeki hali (üstte sağda) görülen tarihi bina Christo'nun projesinden sonra alttaki hale geJecek.
90 dağcı, 600 işçi çalışacak
Christo'nun Reichstag paketleme projesiyle
ilgili bazı sayılar ve notlar şöyle:
•Reichstag binasını örtecek kumaşın büyük-
lüğü 100 bin metrekare, ağırlığı 615 ton.
#Kumaş, Almanya'nın Brandenburg eyale-
tindeki küçük bir tekstil fabrikasmda üretiİdi.
•Polipropilen ve alümınyum kanşımı gümüş
renkli kurnaş yanmıyor, ışınlan çok ilgınç birbi-
çimde yansıtarak hava koşullanna göre renkle-
re büriinüyor.
#Reichstag binasuu örtecek kumaşı saracak
Polipropilen ip 15.600 metre uzunluğunda ve 32
cm çapında.
•Reichstag binasının paketlenmesinde iki
vardiyada 90 profesyonel dağcı, 600 kadar yar-
dımcı işçi çalışacak.
•Reichstag binasının paketlenmesine Ldn ala-
bümekiçin Christo 1971-1995 VTİları arasında 60
kez Almanya'\a geidi
•Reichstag binası 500 milyon marka sigorta
ettirildi.
•Reichstagbinasınınpaketlenmesi Christo ve
eşine 115 milyon marka malolacak. Sanatçılar bu
masra&, çizdikleri çok sa>ıda graflk ve desenle-
rin sao^lanndan ve TV haklanndan elde edile-
cek gelirierle karşılayacaklar.
•Christo, Reichstag'ın 1933'teyakılmasıyla
metafızdk bir enerjiye kavuştuğunu, paketlenin-
ce binanın aklanacağını ve gelecekte yeni bir an-
lam kazanacağını savunuyor.
•Reichstag binasının pakedi olarak kalaı-agı
23 haziran ile 6temmuztarihleri arasında. nüfu-
su 35 miKon olan Berlin'e en az 4 milyon turis-
tin gelmesi bekleniyor.
•Reichstag'ı görmeye gelenler binanındibi-
ne kadar sokulabilecekler, kumaşı elleyebilecek-
ler. 100 bin kışiye küçük birer kumaş parçası da-
ğıtılacak.
Reichstag binasını paketleme
düşüncesinı de kafasına koydu-
ğu an kollan sıvıyor ve hemen
1973 yılında bu iş için bır büro
kuruyor. Berlin'de. Uç yıl beklı-
yor, araştınyor. İîişkiler kuruyor
ve 1976'da ilk kez Berlin'e ge-
liyor, Alman politikacılarla gö-
rüşmeler yapıyor. Düşünceleri-
ni anlatıyor. Bir yıl sonra tekrar
geliyor, o zamanki meclis baş-
kanı Hıristiyan Demokrat Karl
Carsten ile görüşüyor. Düşün-
cesi reddedilıyor. Âma Berlin
hükümet başkanı Klaus Schütz
ile Sosyal Demokratlar'ın parti
genel başkanı Wilry Brandt,
Chnsto'ya yeşil ışık tutan ilk po-
litikacılar oluyorlar. Hıristiyan
Demokrat Partisı (CDU) tara-
findan Chnsto'ya ilk ohımlu ya-
naşan, 1982 yılında, o zamanın
Berlin hükümet başkanı Ric-
hard von \Veizsaecker oluyor.
Sonuçta 9 Kasım 1989 günü
duvarlar yıkılınca ve Berlin'in
başkent ılan edilerek federal
meclis ile hükümetin Berlin'e
taşınmalan kabul edilınce iş de-
ğişiyor. Bu kez CDU'lu politika-
cılardan da Reichstag*ın paket-
lenmesi için olumlu yaklaşım-
lar çoğalıyor. Ve nıhayet 25 Şu-
bat 1994 günü federal mecliste
yapılan partiler üstü oylamada,
Reichstag'ın paketlenmesi için
tarihi karar veriliyor.
11.5 milyon mark
Christo, Reichstag'ın paket-
lenmesi ıçın ortayaçıkacakyak-
laşık 11.5 milyon marklık mas-
rafı bızzat üstleniyor. Ama bu
etkinlıgın getireceği bütün ge-
lirler de ona aıt. Bu gelırlerin ne
kadar olacağı henüzbilinmıyor.
Fakat Reichstag'ın paketlenme-
si ile ılgili olarak satılan kata-
loglar, basın-yayın haklan, TV
çekimlerinden elde edilecek ge-
lirler gibi Christo'nun çok bü-
yük bir başanyla sürdürdüğü ça-
hşmalar düşünülecek olursa, 35
küsur yıldır paketleme sanatıy-
la (buna "pakerkme endüstri-
sfdiyenler de var) uğraşan bir
u
işadamı"nın zarar edeceğmi
düşünmek bıraz saflık olur.
Çünkü o taaa 1958 yılında
başlamıştı bu işe. Paris'te, Lond-
ra'da, ltalya'da, Avustralya'da,
Chicago'da, Milano'da, Colora-
do'da, Califorma'da, Florida'da,
Japonya'da gerçekleştirdiği sa-
natsal etkinliklerle uluslararası
düzeyde bir şöhrete kavuştu.
Christo paketlediği her objeyle
dünya çapında bir ilgiyle karşı-
laşıyordu.
23 yıllık uğraş
Ama Reichstag'ın paketlen-
mesi o denlı kolay olmadı.
1971'de bu fikri aklına koyan
Christo, 23 yıl uğraş verdi. So-
nunda kabul ettırdı. Bugün Re-
ichstag binasının üzerine 100
bin metrekarelik poliüretan ve
alüminyum kanşımı, yanmaz,
gümüş renkli bir kumaş serpile-
cek. Christo'nun nezaretinde bi-
nayı örtmeye başlayacak ve bu
çalışma, binanın iplerle sanlma-
sıyla 23 hazirana dek sürecek.
Daha sonra Reichstag binası pa-
ketlenmiş olarak 6 temmuz tari-
hine dek dünyaya "te^ıir"edile-
cek. Dünyanın dört bir yöresin-
den gelecek ziyaretçiler, gaze-
teciler ve TV ekipleriyle Berlin,
duvarlanmn yıkılışından 4.5 yıl
sonra bir kez daha dünyanın il-
gi odağı olacak. Ama bu kez
ağırlık siyasal değil sanatsal gi-
bi görünüyor. Bıraz düşünürsek
hiç de öyle değil...
Christo 1961 yıhndan bu yana paketleme yapıjor. tfte bunlardan biri: Ünlü sanatçı eşi Je-
anne-Claude Christo ile 1985'te paketlediği Paris'teki Pont Ne uf Köprüsü'nün önünde.
Paketleme
tutkunu...
JavachetTChristol 3 Hazi ran 1935'te Bulga-
ristan'da, Gabrovo'da doğdu.
1953-1956 arasında Sofya Sanat Akademi-
si'nde öğrenim gördü. 1956'da Prag'a gitti.
1957'de bir sömestr Viyana Sanat Akademi-
si'nde okudu. 1958'de Paris'e gitti, şimdıkı eşi
Jeanne-Claude ile tanıştı. 1961 'de ilk kez res-
rru bır binayı paketleme projesi oluşturdu. Üst
üste yığılmış benzin bidonlan ve "Dockside
Packages"i ile Köln Limanı'nda ilk kışısel ser-
gisini açh. 1961-1962'de Paris'te Rue Viscon-
tı'de, benzin bidonlanndan ördüğü duvarla
"Demir Perde" çalışmasını gerçekleştirdi. Pa-
ris, Düsseldorf. Londra, Minneapolis ve Phi-
ladelphia'da "örtülü kadın" çalışmalannı ser-
giledi. 1964'te New York City'ye yerleşti.
1968'de Teksas'ta 1.249.000 benzin bido-
nuyla bir proje gerçekleştirdi, aynı yıl tüm
Amerika'yı dolaşarak otoyollan trafığe kapat-
tı. 1972'de Kolorado'da bir uçurumu portakal
renkli naylon kumaşla örttü. 1983'te Florida
yakınlanndaki 11 adayı gül renkli bir kumaş-
la örttü. 1985'te Paris'teki Pont Neuf Köprü-
sü'nü paketledi. 1991'de Japonya'da ve Kali-
forniya'da geniş bir alana san ve mavi renkte
açık şemsiyelerdikti. Bu, Christon'nun en pa-
halı projesiydi (26 milyon dolar).
~T T"avalar çok sıcak gidiyor. Ma-
I i lumunuz böyle havalarda si-
JL A. nirler gerilir, bamtelleri ça-
buk ses verir. Onun için de dikkatli
olmak, heyecana kapılmamak gere-
kir. Memlekette 'krizmatik' bır hava
esiyor Gündemimiz hem canlı hem
heyecanlı. Değerli Bakanımız Ayvaz
Gökdemir'in Avrupalardan kalkıp
buraya kadar geldikten sonra misafir-
lik adabını bılmeyerek ileri geri ko-
nuşan bacı adaylanna ilişkin sözleri
bir kriz yaratmış görünüyor. Ama işin
aslı öyle değildir. Bakalım nedir?
Orospu ne demek?..
~W~~1 fendim bu kelime 'elfazı gaB-
r i ze'den sayıhrsa da işin aslı öy-
"
J
le değildir. Bir kere bu galiz
sanılan söz Farisi lısanından gelmiş
olup 'ru-sepid' aslında kuUanıma gır-
miştir. Bu da 'yüzü açık'demektir ki
burada 'açık ahnla, suçsuz olarak do-
laşan'anlamını taşır. Bunlan biz ıcat
etmeyip tsmet Zeki Beyefendı'nin
'Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü'ne
bakıp görmüşüzdür. Erdal tnönfi Be-
yefendi yurtdışmda temaslarda bulu-
nur ıken bu sözün söylendiği kendi-
sine Uetildiğinde canı sıkılmış. söy-
leyecek söz bulamamıştır. Zira, ken-
dilen nezih bir muhitte yetiştiklen
için belki de hayatlan boyunca böy-
le bir söz duymak bahtsızhklan ol-
mamıştır. Onun için de Erdal Beye-
fendi, belki de sözlüklere bakarak bu
sözün manasını ögrenip utançlara
düşmüştür. İşin yanlışı da buradadır.
Zira, sözlükler ne yazarsa yazsın, bu
bedbaht kelime, buralann kültürün-
de böyle bir mana için kullanılmaz.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Kriz masası oluşturuldu mu?..
Bu sözcük, yanı 'orospu* sözcüğü,
'üsrüne vazife otanayan işlere kanşan
kadıntaifesi'ıçın kullamlan bir dil pe-
lesengi olmuştur. Burada asla ve
kat'a öyle para karşılığında kendini..
diye bir kasıt yoktur ve olamaz. Za-
ten Kenan Evren Paşamız da bu ko-
nuda verdiklen vecız mütalaada bu
hususu ehemmiyetle belirtip, "Mü-
nasip değildir, orospuya orospu den-
mez" dıyerek olaya açıklık getirmış-
tir.
Sayın Bakan Ayvaz Bey -bu sözle-
ri söylediyse bile- işte bu manada.
yani 'üzerine vazifeolmayan işlere ka-
nşan kadınlar' manasında söylemiş-
tır. Bu kültürel inceliği ifadeyle gö-
revli hariciye teşkilatımız uyumakta
olup durumu açıklayamayınca mem-
leketin düşmanlan at oynatmak fırsa-
tını bulmuşlardır.
Efendım, öyle her sözün manası
için lugatlara bakılacak olsa bu mem-
lekette hakaret davasından geçilmez.
Söylenen sözde kasıt nedır? Önce
ona bakmak icap etmez mı? Kimi za-
man güzel kadından anlayan bır er-
keğimiz "Ne orospu ama" diyerek
hayranlığını belirtip ıltifat ermiş olur.
Şimdi buna özür mektubu yazmak
mı icap eder?
O Avrupalı bayanlan bır maça da-
vet etmelı de taraftar tezahüratını dın-
letmelidir. Sözleri dillerine çevrildi-
ği zaman o bayanlar da "Demek ki
burada adet böyleşmiş" diyecek,
alınganhklanna son vereceklerdir.
Demek kı neymiş, büyütülecekbir
şey yokmuş, kültürümüzü anlatama-
mak gibi bir derdimiz varmış.
Şimdi yapılacak iş. Avrupa'yabir
kültür heyetı gönderip hangı sözü,
nerede kullandığımızı anlatmaktan
ibarettir. Kendımizi bir türlü Avru-
pa'ya anlatamıyoruz vesselam.
Başbakanımızın
mektubuna üzüldük...
ayın Başbakanımız da alıngan-
lık yapıp özür mektubu gön-
A J dermiş. Doğrusu ya, biz de bu-
na üzüldük. Öyle ya, siz neden sıkı-
lıyorsunuz efendim? Böyle ortaya
söylenmiş bir sözden kim gocunu-
yorsa sıkılmak da ona düşer. Haddi-
miz değil, ama keşke böyle hık mık
mektubu yazılacağına telefonu açıp
"Aman kardeşler, buna mı üzülüyor-
sunuz, ne varmış bunda, hem siz öyle
böyle misiniz ki üstünüze alınıyorsu-
nuz?" deyıverseydınız işler tatlıya
bağlanırdı.
Onlar da "Sahi arkadaşlar, biz ne-
den ahnıyoruz ki yarası olan gocu-
nur" derlerdi. Burada mıllet birbin
hakkında neler söylüyor da daha la-
fın tükürüğü kurumadan sanlıp öpü-
şüyorlar. Hayret yani, dünyada ne
alıngan insanlar varmış.
Bakın biz yann öbür gün, olmazsa
daha ileride bir gün şu Avrupa Top-
luluğu'na katılacağız değil mi? De-
mek her gün başımıza böyle işler çı-
kacak. Yani şimdi biz oraya katılınca
ağız tadıyla küfür edemeyecek miy-
iz?
Böyle alınganlık ederlerse ne
trafiğe çıkabiliriz ne stadyuma gide-
biliriz ne de delikanlı bir sohbet ede-
biliriz. Şimdi bunlann erkekleri de
böyle alıngansa işimiz var demektir.
Şöyle memleket işi bir muhabbette
"Sen de itoğhı itmişsin ha" dedin mi
yandm demektir.
Haydi zamanın başbakanına mek-
tuplar: "Bana şunu bunu dedi." Baş-
bakan'da da "Ben de sıkddun, ama'
olur böyle şeyler'demeler. Bu işin
sonu gelmez. Bilmezler ki 'itoğlu
it'demek. işini başanyla yürüten kışi;
demektir tyisi mi biz şimdiden
"Hangi sözün asıl manası nedir? Ne
demeye gelir?' türünden bir sözlük'
hazırlayalım da şu Avrupa dillerine,
çevirtelim. Bizim gündelik dilimizi
1
küfür sanıp başımıza iş çıkarmasın-
1
lar.
Tamam mı yenge?