Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZİRAN 1995 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
• Baştarafi 1. Sayfada
Şişman. Saldından sonra
güvenlik kuvvetlerinin taki-
bi sonucu Kuzey Irak'a kac-
mak isteyen teröristlerle Si-
lo yaylasında çıkan çatışma-
da 14 PKK'li ölü olarak ele
geçirildi.
"Başkale'de de, dün gece
sâbaha karşı Iran'dan sızdık-
lan belirtilen bir grup terö-
rjst sıfır noktada bulunan
Erenler Jandarma Karako- •
lu'na uzun namlulu silah ve
roketarlarla saldırdı. Saldın-
dâ Jandarma Asteğmen Ha-
Ifl Albayrak. Jandarma On-
başı tsmailGüler.jandarma
erier Cengiz Murat, lsmail
Kandemir ile Mehmet Gö-
ğebakan şehit oldu. SaJdın-
da yaralanan ve kimlikleri
henüz tespit edilemeyen 6
ef, Van Askeri Hastane-
si'nde tedavi altına alındı.
Kaçan teröristlere açılan
ateş sonucu 3 terörist öldû.
tçişleri Bakanı Nahit Men-
teşe dün yaptığı yazılı açık-
lamada, Tunceli bölgesinde
yürütülen operasyonlarda 1
Ocak 1995 tarihinden itiba-
ren 132 ölü, 202 sağ terörist
yakalandiğını bildirdi. Ah-
nan tüm önlemlere karşın
"zayiatiarm meydana geldi-
ğmi" belirten Menteşe, şun-
lan kaydetti:
"Zayiat, hiç arzu edilnıe-
mekle birlikte, terörie mü-
cadelenin tabiabnda olan bir
gerçektir. Kaldı ki silahlı
mücadeiede risk, haJiyle
mevcuttur. Silahlı teroristin
etkisiz kılınmasL masum va-
tandaşlanmızuı korunması,
güvenliğin saglanmasu dev-
let otoritesinin tesis edilme-
si, çoğu zaman güvenlik kuv-
vetierimizin canıyla ve ka-
nıyla gerçekleşmektedir. Bu-
gün ulusça maruz kaldığı-
ımz tehdkiin ne derece geniş
boyutta oiduğunun değer-
lendirilememesi nedeniyle,
Silahlı Kuweder'in terörie
mücadeleden çekümesi da-
hi ileri sürülebilmektedir."
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nce yapılan açıklamaya
göre Mardin'in Nusaybin il-
çesinde güvenlik kuvvetle-
rince faili meçhul cinayetle-
ri aydınlatmak amacıyla dü-
zenlenen operasyonda, ya-
sadışı Hizbullah örgütü üye-
si 12 kişi yakalandı. Operas-
yonlarda yakalanan Hizbul-
lah üyesi 12 kişinin son üç
yılda 37 öldürme eylemine
katıldıklan belirtildi. Izmir
ve ilçelerinde düzenlenen P-
KK operasyonunda ise 13
kişi gözaltına alındı.
PKK yine saldırdı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Gazetecfler gözaltmda
• Baştarafi 1. Sayfada
Ismet Çalışır'ın "Islam
döşmanı" olduğu gerekçe-
siyle "öldürülecek ilk kişi"
djye adını açıkladığı Anaya-
sa Mahkemesı Başkanı Yek-
ta GüngörÖzden, "Tehdffler
bana vız geKr" dedi. Yanlış
anlaşılmaktan üzüntü duydu-
gunu ıfade eden Özden. "Ben
çağdaş bir millryetçryim, la-
ikligi savunuyorum. Bundan
sonra da savunacağun. On-
larla araıruzdaki fark bu" dı-
ye konuştu. Özden şunlan
söyledi:
"Gerçek Müslümanlara
bûyük bir sommluluk düşü-
yor. Müslümanlar artık şunu
görmeli: Bir kısun insanlar,
ktndilerini, yaratıcı yerine,
Aflah yerine koyarak insaıua-
ra ömür biçiyorlar. Din adma
ödûller, panüar dağıtıyorlar.
Gerçek Müslümanlann bu
sahtekâriara karşı çıkması la-
zımdır. Bunlar dinin bütün-
leştiriti yanını zedeliyor, orta-
dan kâidınyoriar. Bunlar
Türkiye Cumhuriyeti'ne ve
demokrashe de dûşnıandır.
Yapmak istedikieri, demok-
rasiyi. cumhuriveti ortadan
kaldırmaktır. Ama ben alünı
çtzerek diyorum ki demok-
rasi bir yaşam biçimidir ve
hiçbirözgürlükvatandanda-
ha kutsal degikür. Vatanı ol-
mayanın dini olmaz."
Çalışır'ın Interstar ekran-
lannda dile gctırdiğı itiraflar-
da, gazetemız yazan Uğur
Mumcu ile Prof. Dr. Muam-
mer Aksoy ve Doç. Dr. Bah-
riye Üçok'un öldürülmelerin-
den sorumlu tuttuğu isimler-
den Burhan Kavuncu'nun Is-
lami Hareket örgütünün ya-
ym organı olarak bilinen "Ye-
niYeryüzü'' dergısinin genel
yayın yönetmeni. Yusuf Ke-
rimoğlu'nun da şeriatçı gö-
rüşleriyle tanınan ve antiko-
raünist temalı romanlar ya-
zŞn "Hüsnü Aktaş" olduğu
kaydedildi. Çalışır'ın itiraf-
ları üzerine gözaltına alınan
3 kişi ile 4 tnterstar çalışanı-
iın ilk ifadeleri Ankara Dev-
lef Güvenlik Mahkemesi'nde
alındı.
Kavuncu'nun 1978 yilın-
da ülkücü camiadan aynla-
rak farklı bir çizgi izlemeye
başladığı. günümüzde bir
başka şeriatçı örgüt olan Isla-
mi Büyük Doğu Akıncılar
Cephesiyle de (İBDA-C)
yakın ilişki içinde olduğu be-
lirtildi. Türkistan kökenli
olan Kavuncu, ûlkücüler ta-
rafından "istihbarat örgütie-
rine yakuı ohnak"la suçlanı-
yor. Kavuncu, MHP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş ve
BBP Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğhınun da aralannda
bulunduğu 391 sanıklı MHP
ana davasında yargılandı.
Kavuncu, Çalışır'ın itiraflan
üzerine, Ankara DGM'nin
istemiyle gözaltına alındı.
Kavuncu'nun, 12 Eylül ön-
cesinde, Ülkü OcakJan Istan-
bul Şube Başkan Yardımcısı
olduğu da saptandı. Kavun-
cu'nun. Iran'lagüclübağlan-
tılan bulunduğu bildirildi.
Çalışır'ın "bütün cinayet-
lerin yönlendiricisi" olarak
suçladığı Yusuf Kerimoğ-
lu'nun asıl adının "Hüsnü
Aktaş," olduğu ve bu isimle
antikomünist temalı roman-
lar yazdığı öğrenildi. Refah
Partisi'ne (RP) yakm olarak
da tanınan Kerimoğlu'nun,
başta "tztenim" dergisi ol-
mak üzere köktendinci gö-
rüşleriyle bilinen yayın or-
ganlannda yazı yazdığı ifade
edildi.
Çalışır'ın itiraflannın ar-
dından gözaltına alınan
Emin Kuşdemir de Nizamı
Âlem Ocaklan'nın genel
başkanlığını yürütüyor.
Kuşdemir, Kavuncu ile
birlikte 391 sanıklı MHP ana
davasında yargılandı.
Çubuk doğumlu olan Kuş-
demir, 12 Eylül öncesinde
Ankara Abidinpaşa Mahalle-
si'nin sorumlusu olarak bilı-
niyordu. Eskı Ankara Ticaret
Yüksek Öğretmen Okulu
mezunu olduğu belirlenen
Kuşdemir, şeriatçı görüşle-
riyle bilinen Dergâh dergisi
genel yayın yönetmenliğini
de yapıyor.
Kuşdemir, Kerimoğlu ile
birlikte gözaltına alınarak
Ankara'ya getirildi. Ülkücü
kökenli olmalanna karşın Is-
lami birçizgı benimseyen ki-
şiler tarafından oluşturulan
Nizamı Âlem Ocaklan'nın
adı son olarak "Balgat Katit-
amı" suçlulanndan İsa Ar-
mağan'ın Almanya tarafın-
dan Türkiye'ye iade edildiği
günlerde duyuldu.
Yürüm'e yönelik saldın-
nın ardından olayı, Armağ^n
tarafından kurulan "TürkUl-
kücü Şeriatçı Komandolar
Ordusu"nun (TLŞKO) üst-
lenmesi dikkat çekmişti.
Ankara DGM Başsavcısı
Nusret Demiral'ın talimatı
üzerine siyasi polis tarafin-
dan her tarafta aranan Çalı-
şır'ın, 1980'li yıllarda
MHP'nin bir yan kuruluşu
olarak faaliyet gösteren
"Tûrk Yddınm Komandola-
n" adlı ülkücü bir örgütün
aktif elemanı olduğu ve çok
sayıda eyleme kanştığı sap-
tandı.
Kahramanmaraş nüfusuna
kayıth olan 40 yaşındaki Ça-
lışır'ın, 12 Eylül öncesinde
ülkücü 30 arkadaşıyla birlik-
te, "adam öldürme, fiili teh-
dit ruhsatsız silah taşımak,
patlay ıcı madde ünal etmek,
bulundurmak, atmak ve bu
suçlara başkalaruıı azmettir-
mek" suçlanna kanştığı ve
daha sonra yakalanıp turuk-
landığı, ancak bir süre sonra
cezaevinden firar ettiği, bir
daha da yakalanamadığı be-
lirlendi.
w
Çiller, ihaleye
fesat kanşürdı'
ANKARA (Cumhuriyet
Büroso) - Ankara Cumhuri-
yet Başsavcılığı, Tofaş his-
selericin satışında danış-
manlık yapacak fırma için
düzenlenen ihalede, zarfla-
nn Başbakan Tansu Çiller
tarafından açılmasını "iha-
leye fesat kanşunnak" ola-
rak değerlendirdi.
"Ihaleye fesat kansûrdık-
lan" suçlamasıyla haklann-
da ceza davası açılan 7 bü-
rokrat. Çiller'in teklif zarf-
lannın açılmadan kendisine
getirilmesi talimatına uy-
duklan için sanık sandalye-
sine oturtuldular.
Hakkında dava açılan bü-
rokratiardan ihale komisyo-
nu üyesi Mehmet Aydın Oz-
bay, zarflann Başbakan'a
ıletilrresi yönündekı talima-
tı "emrivaki'* olarak değen-
lendirirken, "İtiraz edecek
zaman bulamadık" dedi.
Skandal dosyasını kamu-
oyuna açıklayan ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yıhnaz
da 7 bürokrat hakkında da-
va açılması konusunda
"Savcıbğuı tespitidoğru, he-
defi yanlıştır'' değerlendir-
mesini yaptı. Komisyonun,
ihale sonucuna ilişkin karar
raporunda, "Başbakanhk
makamından tekİifleri içe-
ren zarflann açılmadan gön-
derUmesi"" yönünde talimat
geldiği belirtilerek "KOt
Başkamekili Yeşilada tara-
fından Başbakanhğa götü-
rülen, Sayın Başbakan Tan-
su Çiller tarafından açılan
zarflann içindeki tekliiler
incelenmiştir" denildi.
• Baştarafi 1. Sayfada
len Oğuz Kemal Bulut, Proje Grup
Başkanı Ahmet Kürşat Yazıcıoğlu,
Daire Başkanı Çelik Özgen ve Milli Pi-
yango [daresi Hukuk Müşaviri Ahmet
Aydın Özbay'dan oluşmaktadır.
Komisyon 18 Ağustos 1993 günü
toplanır. İhaleye katılan firmalann tem-
silcileri çağnlır. Onlann huzurunda zarf-
lar açılacak, en düşük teklifi veren fırma
ihaleyi kazanacaktır.
Tam zarflar açılmak üzereyken, o dö-
nemde KOl'nin başkan vekilliğini yürü-
ten Can Yeşilada içeri girer. Heyecan-
lıdır. Başbakan'ın emrini yerine getirme-
ye kararlıdır. "Arkadaştarbirdakika'der.
Herkes şaşınr.
Bürokratlar birbirine bakar. İhaleye
katılan yabancı fırmalann yetkilileri, ko-
nuyu anlamaya çalışır. Hani, tam nikâh
kıyılırken, eşler "evet"\ yüksek sesle
söylemek için yanşırken, arkadan biri,
"Hayııır" diye bağırır ya, işte öyle bir
şaşkınlık. Daha önce böyle bir şey ya-
şanmamıştır.
Yeşilada, durumu anlatır
"Arkadaşlar, zarflan açmadan bana
verin. Başbakan istiyor. Konuta götüre-
ceğim..."
Bürokratlar, "ık, mık" eder. Yeşilada,
durumu yineler:
"ArkadaşlarBaşbakan istiyor... Bu ül-
kenin Başbakanıdır. Amirimiz odur."
Bürokratlar, "peki" derler ama, bir
şartla:
Çiller Eder, Bürokrat Oder"Biz bu durumu bir tutanakla resmi
kayda geçiririz. Dosyaya da koyanz."
Yeşilada'nın bunları dinleyecek za-
manı yoktur. Değil dosyaya koymak, Kı-
zılay'da megafonla bağırsalar da aldı-
racağı yoktur.
İhale Komisyonu'nun 18.8.1993 ta-
rih ve 6 sayılı kararında durum açıkça
belirtilir:
"... Kapalı zarf içindeki son tekİiflerin
zarflan komisyon huzurunda adı geçen
ortaklık temsilcilerine imzalatılmış ve
Başbakanlık makamının talimatlan doğ-
rultusunda zarflar açılmadan Başba-
kanlık makamına sunulmak üzere ida-
remiz Başkan Vekili Can Yeşilada'ya
teslim edilmiştir..."
Bürokratlar bu tutanağın altını imza-
larlar ve dosyaya koyariar. Az sonra Ye-
şilada geri gelir. Zarflar açılmıştır. Ko-
misyon bir sonraki 7 nolu kararında du-
rumu yine açıkça vurgular:
"... Yeşilada tarafından Başbakanlık
makamına götürülen ve Sn. Başbakan
Prof. Dr. Tansu Çiller tarafından açılan
zarflar içindeki tekİifleri incelemiş ve is-
teklilerin teklif ettikleri danışmanlık üc-
retlerinin aşağıdaki şekilde olduğu tes-
pit edilmiştir..."
Açılan zarflarda görülür ki tüm firma-
lar birbirine çok yakın teklifler vermiştir.
Bunun üzerine tümünün ortak çalışma-
sı kararlaştınlır.
Bu dosya 1995 yılı şubat ayında
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a
ulaşır. Yılmaz, 2 Mart 1995 günü dos-
yayı basına açıklar.
Savcılık, Cumhuriyet'te ve diğer ga-
zetelerde yayımlanan bu haberleri "ih-
bar" kabul eder ve 15 martta soruştur-
ma başlatır.
Bütün bürokratlar ifade vermeye çağ-
nlır. Olayı yukanda özetlediğimiz biçim-
de anlatırlar. Savcılık soruşturmasını ta-
mamlar ve iddianameyi hazırlar:
"Ihale Komisyonu üyesi altı bürokrat
ve Yeşilada, ihaleye fesat kanştırmışlar-
dır. 2886 sayılı Devlet Ihaleleri Kanu-
nu'nun 37-43. maddelerini ihlal etmiş-
lerdir. Türk Ceza Kanunu'nun 366.
maddesi uyannca cezalandınlmalan-
na..."
Dürüstlük suçu
Yedi bürokratıri bir yıldan üç yıla ka-
dar hapsi isteniyor. Savcılığınki adı üze-
rinde bir "iddia". Kesin kararı mahkeme
verecek. Bu iddia bende şu durumu
çağnştırdı:
Adamın biri, kahveye girip silahını çe-
kiyor ve oturanlann üzerine ateş ediyor.
Yedi kişi yaralanıyor. Ateş eden kişi hak-
kında hiçbir soruşturma açılmıyor. Ya-
ralananlara, "Niçin yaralandınız? Şart
mıydı? Bunun yasak olduğunu bilmiyor
musunuz?" diye hesap soruluyor.
Bürokratlar, "Başbakan mı istiyor?
Emri olur. Hay hay. Alın zarflan. Hazır-
layın kılıflan. Nasıl istiyorsa öylesonuç-
landırmaya hazınz. Biz yasalara değil,
Çiller'e uymaya nazınz" deselerdi, so-
run yoktu.
Ama en olmayacak şeyi yapmaya
kalktılar. Dürüst davranmayı denediler.
Zavallı bürokratlar, dürüstlüğün suç ol-
duğunu henüz öğrenememişler.
Suçları: "İhaleye fesatkanştırmak."
Çok doğru. Nasıl Ingiltere'nin yazıl-
mamış anayasası varsa, bizim de yazıl-
mamış ihale yasamız var. İhaleyi kimin
kazanacağı saptanır, sonra ihale açılır.
Belli ki burada da öyle olmuş. Dürüst
davranıp ihaleye fesat kanştırmanın bir
âlemi yoktu!
Şaka bir yana, bu bürokratlardan bi-
riyle konuştum. Uzun söze gerek yok,
iki tümcesini aktarayım:
"Olamaz, olamaz, bütün inançlanmı
yeniden değeriendirmek zorunda his-
sediyorum kendimi... Bu ülkede dü-
rijstlük böylesine büyük bir suç mu ola-
caktı?"
Bir ülke düşünün. Başbakan ihale
zarflarını komisyonun huzurundan isti-
yor. Açıp, gerekli düzenlemeyi yapıyor.
Başbakan 'a bir şey denmiyor. Böyle bir
"emrivakiyle" karşı karşıya kalan bü-
rokratların üç yıl hapsi isteniyor.
Böyle bir ülke olur mu?
AbeYes...
Ee pes..
Fethııllah
• Baştarafi 1. Sayfada
diği gerekçesiyle açılan da-
vada sanıklann avukatı Fik-
ret Ilkiz, kamuoyunda Fet-
hullahçılar veya Fethullah
Gülen fikrini benimseyen
grubun olduğunu belirterek
"Şikâyetçi hocaefendi hak-
kında bilinen gerçekleri yaz-
mak, eleştirmek hakaret su-
çu oluşturmaz" dedi.
Gazetemiz Genel Yayın
Koordinatörü Hikmet Çe-
tinkaya'nın "Politika Gün-
lüğû" köşesinde yayımla-
nan "Yaşamın fçinden",
"Bahri Yumuşak", "Fethul-
lah Efendi", "25 Milyar Ne-
rede", "Fethullahçılâr Kral-
hğı", "105 OkuP, "Kur-
ban", "Hedef Adam" bas
lıklı yazılar nedeniyle ayn
ayn davalar açılmıştı.
Fethullah Gülen'in şikâ-
yeti üzerine Çetinkaya, Yıl-
dız ve Tayanç hakkında
Gumhuriyet Savcılığı tara-
fıodan açılan 8 ayn dava ls-
tanbul 2. Asliye Çeza Mah-
kemesi tarafından birleşti-
rilmişti.
Davanın 23 Mart 1995
günkü oturumunda esas
hakkında görüşünü bildiren
Savcı Hüseyin Giinay, sa-
nıklann iki yazı nedeniyle
beraatlerini isterken 6 yazı
hakkında "hakaret suçunun
unsurlannın oluştuğu" ge-
rekçesiyle cezalandınlmala-
nnı istemişti.
Savcı, sanıklar hakkında
TÇY'nin 480/son, 481 ve
482/son maddeleri uyannca
3 ay ile 3 yıl arasında hapis
cezası verilmesi gerektiğıni
ileri sürmüştü. 17 mayıs
günkü oturumda ise duruş-
ma, savcı değişiklıği nede-
niyle dosyanın incelenip be-
yanda bulunulması için 16
hazirana ertelenmişti.
Tfiridye'de Nurculuk
Davanın dünkü oturu-
munda önceki esas hakkın-
daki görüşü tekrarlayan
Savcı Abdurrahman Yuan-
cı sanıklann mahkûmiyeti-
ni istedi. Daha sonra savun-
mayapan Çetinkaya, Yıldız
ve Tayanç'ın avukatı Fikret
tlkiz. hazırlık soruşturması
sırasında bilirkişi Ord. Prof.
Dr. Sulhi Dönmezer'ın görü-
şüne başvurularak raporlar
alındığını hatırlattı.
Dönmezer'in sanıklar le-
hine bilirkişi raporu verdiği-
ni belirten Ilkiz, bilirkişi ra-
porlanna itibar edilmeyerek
dava açıldığım söyledi.
Ancak sanıklar aleyhine
olan bilirkişi raporlannm id-
dianamelerde yer aldığına
değinen Ilkiz, hazırlık so-
ruşturmasmda ızlenen yön-
temin usul hukukuna aykın
olduğunu öne sürdü.
Izmir DGM'nin bir kara-
nnı ve Yeni Yüzyıl gazete-
sinin ek olarak verdiği
"Türkiye'de Nurculuk" ad-
lı kitabı mahkemeye delil
olarak sunan Ilkiz, Ankara
DGM Savcılığı'nın bir ta-
kipsizlik karan ile Emniyet
Genel Müdürlüğü fezleke-
sinde ve bazı belgelerde Fet-
hullah Gülen adının geçtiği-
ni belirtti.
Ilkiz, Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nün 1989 yılında
basma yaptığı bir açıklama-
da yasadışı Islami örgütler
içinde "Fethuüahçılar''ı 23.
sırada gösterdiğini, 3. Ko-
lorduKomutanlığı'nın 1987
yıhndaki raporunda da Fet-
hullah Gülen'den bahsedile-
rek ordunun uyanldığına
değindi.
Mahkeme yapılan savun-
mayı. sunulan delilleri ince-
leyerek karar vermek için
duruşmayı 3 ağustos tarihi-
ne erteledi.
•4*.
Kelebek'in
devamı
gelir.
Kelebekler, ihtiyaca göre ünite
ünite alınabilir. Tek kapıh bir
dolap gerektiğinde bütün bir
takıma (ytllar sonra bile)
tamamlanabüir. Siz bir Kelebek
ahn. Devamı mutlaka gelir.
MUKEMMEL MOBİLYA »U'i
Cenazeden önce örgüt infazı
I Baştarafi 1. Sayfada
sürülen bakkal Hasan Levent, dün sabah silahlı
saldın sonucu öldürüldü. Çenazede konuşma ya-
pan yüzü maskeli bir kişi, eylemi DHKP/G adına
üstlendi. Silahlı saldın sonucu yaşamını yitiren üç
kız babası Levent'in, Sibel Yalçın'ın, Mehmet
Şevketpaşa Mahallesi Yıldınm Sokak'ta saklan-
dığı Ha>rettin Şahin'e ait evi polise bildırdiğı için
öldüriildüğü iddia edildi.
Sabah saat 09.30 sıralannda Sibel Yalçın'ın ce-
nazesini Adli Tıp'tan almak üzere gelen eniştesi
Mustafa Karakoç, ablası Flrdevs Karakoç, teyze-
si Ferize Yalçın ile avukat Ahmet Düzgün Yüksel,
Emniyet yetkilileriyle bir buçuk saat görüştüler.
Emniyet yetkilileri. cenazenin cemevine götürül-
memesini, doğrudan mezarlığa götürülmesini is-
tediler. Ancak Yalçın ailesi bu istemi reddetti. Avu-
kat Ahmet Düzgün Yüksel, basına Emniyet yet-
kililerinin tutumu hakkında açıklama yapacağı sı-
rada cenazenin verileceği bildirildi. Saat 11.00 sı-
ralannda cenaze çok sayıda polis aracından olu-
şan konvoy eşliğinde Alibeyköy Gemevi önüne
getirildi. Yalçın'ın toprağa verileceği Alibeyköy
bölgesi başta olmak üzere Gazi Mahallesi. Ok-
meydanı ve Nurtepe'de önceki geceden itibaren
yoğun güvenlik önlemleri alındı. Panzer ve heli-
kopterlerin de hazır bulunduğu önlemler sırasın-
da çok sayıda resmi Çevik Kuvvet polisiyle bir-
likte özel tim ve sivil polisler de arama yaptı.
Gazi Mahallesi Gemevi, Sefaköy ve Nurtepe'de
biriken gruplar otobüslerle Alibeyköy Kültür ve
Gemevi'nin önüne geldiler. Alibeyköy'ün giriş ve
çıkışlannı da kontrol altına alan Emniyet güçleri-
nin, üç otobüsün cemevine gitmesine izin verme-
diği ve otobüste bulunanlan gözaltına aldığı ileri
sürüldü. Cemevi önünde toplanan kalabalık saat
13.00 sıralannda 3 bin kişiyi aştı. Yalçın'ın cena-
zesi cemevinde yıkandıktan sonra yüzü açık şe-
kilde DHKÇ bayrağına sanldı. Musalla taşına ko-
nulan Sibel Yalçın'ın cenazesinin başında DHKC
bayraklanyla yüzleri kapalı gençler nöbet tutar-
ken, cemevi önündeki kalabalık da gruplar halin-
de cenazenin önünden geçti. Daha sonra cenaze
DHKP/Ç bayrağına sanlı tabuta konuldu ve cena-
ze namazı kılındı.
Bu sırada olayı görüntülemek isteyen bir grup
gazetecinin üzerine çıktığı cemevine ait tek katlı
bir binanın çatısı çöktü. Çatıda bulunan yaklaşık
20 gazeteci asağıya düştü. 32. Gün kameramanı
Mesut Coşkun ve Kurtuluş gazetesi muhabiri Ni-
hatOzcan'ın ayağı kınldı.
Genazenin cemevinden çıkanlması beklenirken
yüzünü kapatan bir genç, Okmeydam'ndaki eyle-
mi "DHKC Ibrahim Yalçın Silahh Propaganda
Birliği'nin^rçekleştirdiğini''belirtti. Genç, "Ko-
mutanımızSiben'alçın'ınsığındığıe\i polise ihbar
ederek ölümüne neden olan hain ihbarcı cezalan-
dırünuştır. Yoldaşımızın kanı yerde kalmavacak-
br. Bütün hainler ve halk düşmanlan, halkûı ada-
letinden kurtulamayacaktır" dedi.
Saat 13.30'da cemevinden Alibeyköy Mezarlı-
ğı'na doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş güzergâ-
hında tüm dükkânlann kepenklerini kapattığı gö-
rüldü. Dört bin kişilik grup Alibeyköy Mezarlı-
ğı'na doğru harekete geçerken, yasadışı sol ör-
gütler yürüyüş boyunca solgan attılar, pankart aç-
tılar. Cenazeye katılanlar gnıplar halinde dağılır-
larken birçok kişi gözaltına alındı.
OLAYLARIN
ARDEVDAKT
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
ma veya siyasi veya kişisel
çıkaryahut nüfuz sağlama
amacıyla her ne surette
olursa olsun, dini veya din
duygulannı yahut dince
kutsal sayılan şeyleri istis-
mar edemez ve kötüye
kullanamaz."
RP'liler, bu bölümün
"din ve vicdan özgürlü-
ğü'ne aykırı olduğunu ile-
ri sürerek çıkanlmasını is-
tiyor ve bu nedenle TV ya-
yınlarından da izlendiği gi-
bi TBMM Genel Kuru-
lu'nda, Anayasa değişikli-
ğini engellemek için kural
dışı her yola başvuruyor-
lar. CHP, DYP ve DSP yet-
kilileri ise bu bölümün in-
sanlann din ve vicdan öz-
güıiüğünü kısıtlamadığını,
yalnızca devletin laik ya-
pısını korumaya yönelik
olduğunu ısraria belirtiyor-
lar.
Ancak ANAP ve DYP'-
deki gizli RP'liler kendi
sözcülerinin değil, RP
sözcülerinin dedikleri yön-
de davranmayı yeğliyorlar.
12 Eylül'ün 15'inci yılın-
da, hür seçimle oluşmuş
bir parlamentodan, o dö-
nemde Anayasa'ya sokul-
muş demokrasi karşıtı hü-
kümlerin çıkanlması, de-
mokratıkleşme açısından
vatandaşın gönlüne su
serpecek bir olgunluk ve
nitelikte gerçekleşmiyor.
Hatta, derneklerin rahat
çalışmalarını ve çalışanla-
nn sendikalarda örgütlen-
mesini sağlamak amacıy-
la yapıldığı ileri sürülen de-
ğişiklikler, 12 Eylül askeri
rejiminde konulmuş kural-
lann da ardına düşüyor.
"Kutsal ittifak"\n laikliği
yıkmak için uyguladığı "ta-
kiyye", gizli oylamalarla
açık seçik ortaya çıkmıştır.
Olası bir referandumun
"laik cumhuriyet" ilkesine
aykın bir sonuç vereceği
düşünülemez.
Ancak, demokrasinin
kalesi olduğuna inanmak
istediğimiz parlamento-
nun hiç olmazsa "12 Eylül
Anayasası "nın daha iyi ol-
duğu " izlenimini yaratma-
ması, demokrasimizin ge-
leceği açısından zorunlu-
dur.
•••
Aras KargoMan
açıklama
HaberMerkeri-16.6.1995
tarihli gazetemizin 3. sayfa-
smda yer alan "Aras Kargo
Işçisi Grevde" başlıklı haber
üzerine bir açıklama yapan
Aras Kargo Genel Müdürü
Aslan Kut, ortada yasal bir
grev olmadığını, çalışan tek
bir işçinin bile bu eylemde
yer almadığını ileri sürdü.
Kut, şunlan söyledi: "Buey-
lem Türkiye'de her şeyin
mümkün oiduğunun, hatta
Mşçisiz gre>* dahi \apılahile-
ceğinin bir kanıüdır. Eleman-
lanmızdan Ali Akso>, bu
olayda yaralanmıştır. Şikâ-
yetçi olan şirketimiz ve çah-
şanlanmızdır."
Babaların da ilgiye, sevgiye ihtiyacı vardır!
18 Haziran Babalar Günü.
YKM onu mutlu
edecek hediyelerle
dolu.
YKM, büyük mağaza.
Babanız için en güzel hediyeyi.
mağaza mağaza dolaşmadan
YKM'de bulacaksınız. YKM'de en
ünlü markalar bir arada. Üstelik
uygun fiyat ve kolay ödeme
koşullarıyla. YKM'ye gelin, alış-
verişinizi en mükemmel şekilde,
bir defada tamamlayın.
Keyıfli alışverifler.
YENI
İKARAMÜRSEL
YI1OIZ t U MÜRTİUN MAÖAZAUUUMIZ M Z A * GÜNURİ 12.OO-19.OO JUUUI AÇIKTM. İSTANBUL SULTANHAMAM - BEYOĞLU - FATİH - KADIKÖY - ÛSKÜDAR - PENDİK
BÛYÜKÇEKMECE - 'ESENLER - "YALOVA - ANKARA 'KIZILAY - ULUS - İZMİR KONAK • BORNOVA - "BURSA - ADAPAZARI - İZMIT - İSKENDERUN - ANTAKYA - ADANA
MERSIN - ÇORLU - 'SAMSUN - TRABZON - MALATYA - ELAZIĞ - BAUKESIR - 'AYVALIK - 'EDREMIT - GEBZE - 'ERZURUM - KIRIKKALE - GAZIANTEP - 'MANİSA