Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9MAYIS1995SALI
10 DtZİYAZI
Gelişimi geciktiren yardışlarSatranç bılenler bılır kurallar oğretıl-
dıkten sonra belletılenbırılkevardır De-
nırkı. "Satranç yaşamabenzer, biricikal-
tın kuralı vardır: o da hiçbir altın kuralı
olmadığıdır.''
Aslmda v aşamın 'altın' bır kurah ya da
herhangı bır kuralı olup olmadığı bellı
değıl Bovle bır kuralın -henuz- buluna-
mamış olması onun hıç olmadığı anla-
mına gelmez kuşkusuz Ne varkıuygar-
lığın gelışım surecıne bakıldiğında. bu
duşunce>ı, yanı yaşamın kuralOar)] ol-
madığı vonundeİu duşunce>ı destekle-
yecek sayılamaz çoklukta ornek bulmak
olasıdır Orneğın '*Akhn\olubirdir''de-
nılmesıne karşıhk bazen yanlış voldan
gıdılerek de doğru bulunabılmektedır
Iştekanıtı'
Çelığın hammaddesı olan demır, bılın-
dığı kadanyla ılkın bakırda olduğu gıbı
goktaşlannın ısıtılıp dovulmesı yolujla
elde edılmıştı Sonradan, yeryüzünde
bolca bulunduğu fark edılınce de gerek
kullanımı gerekse kullanımının yol açtı-
gı etkıler çabutak vavılmış ve Tunç Ça-
ğı'nı ızleyen bu donem Demır Çağı ola-
rak adlandınlmıştı
Demırın ergıtılerek kullanılabılmesı
ıçın yuksek sıcaklıklar gerekıyordu Fı-
nnlara >eterh ısı -ısitmada çoğunlukla
odun \e benzen vakıtlar kullanıldığm-
dan- venlemedıği ıçın de pek başanlı olu-
namıvordu BunedenlefO 2 >uzyıldan
ben dokme demır yapılan Çın'ın dışın-
da, dokum ışlemı sadece tunç ıçın geçer-
lıydı Pışınlme yontemıvle elde edılen
urun ya dovme demır >a da çok yumu-
şak bır çelık turuydu Daha sert çelıkler
de bılınıyordu. ama bu uretım yontemı
demırcı kabıleler tarafından sır olarak
saklandığı ıçın pek yavgınlaşmamıştı
Çelik uygarlığına ulaşan
yanlışlık
Gunumuzden ancak ıkı yuz yetmış yıl
once çozulebılen bu gızın esası buyucu-
lukle ınsan sağaltmava (tedavı etmeye)
benzerbırışlemeda>anı>ordu Koturuh-
lann ya da cınlenn vucurtan kovulması
ıçın hastava nasıl ezıvet yapılıvorsa de-
mır deo>le ısıtılarak ağırçekıçlerledo-
v ulerek, arada bır de suya batınlarak sağ-
lamlığı bozan kotu etmenlerden anndınl-
mava çalışılıvordu Donemın ınancına
gore ancak saf olan sağlam olabılırdı
Oysa şımdı bıhyoruz kı bu ışlemler
malzemeyı saflaştırmak şo> le dursun da-
ha da bozuyordu Isıtılıp suya batınldık-
ça demır ınce ınce çatlıyor. yenıden ısı-
tılırken ocaktakı karbon -komur- atom-
lan malzeme ıçınde daha dennlere gırme
olanağı buluyordu Ne kı demır ıçıne ış-
leyen karbon atomlan bır tutkal gıbı, mal-
zemeyı daha da sağlamlaştın>ordu
tşte ınsanlık tanhınde çok kez görul-
duğu uzere, bır kez daha, başlangıçtakı
amaca tumuyle ters düşen bır sonuca va-
nlmıştı Nevse kı bu kez kaş vapayım
derken goz çıkanlmamış, tersıne, 20
yuzyıl uygarlığının ıskeletı olacak çelık
endustnsının temellen atılmıştı bılme-
den
Bile bile surdürulen yanlış
"Eski çağlann saçmalıklar birikimin-
den kurtulabılmek. veni buluşlan gerçek-
leştırmeve kı\asla çok daha guç ve usan-
dıncı bır ışlem olmuştur!..."
Vukandakı ozsozun doğruluğu kuşku
gotuımez Amasanılmasınkı.o'saçma-
ukJarbirikimi'turnuyleternızlendı veye-
nne yenıler çıkmadı cia venı buluşlann
yapılması ve u\ garlığın gelışımı daha bu-
yuk bırıvmeyle gerçekleş(tınl)dı Keşke
bo>leolsavdı'
0>sa. çok temel >anlışlıklardan bınnı
gunumuzde hâlâ surduruyoruz -hem de
bile bıle-
lşte kanıtı'
<\rdı ardına patlayan bombalanyla
tkıncı Dunya Savaşı'nı bıtınp ızleyença-
ğaadını\eren şu unlu "atom" sozcuğu
bugunku Yunancada "adam. kişj" anla-
mına gelıyor ama, bundan ıkı bın altı yuz
yıl kadar once tanh sahnesıne "bolune-
mez" anlamı ıle çıkmıştı llk kez -De-
mokrit dıye bılınse de gerçekte ondan
çok once- Egelı Anaksagoras (1 O 500
Klazomenia -1 O 428 Lampsakos) tara-
fından ılen surulen bır duşünceye gore
evren bolunemez \ e bu yuzden hıç de-
ğışmeden kalan nesnel parçacıklardan
oluşmuştu Ozellıkle yırmıncı yuzyıl
başlannda >apılan bırdızı dene> sırasın-
da. maddenın muthış bır boşluk ıçmde
yüzen cısımcıklerden oluştuğu bulgula-
nınca bu cısımcıklere
u
atom"adı venl-
mıştı Aslında daki oncelen kımyasal
tepkımelen açıklamak ıçın ılen surulup
modern bılıme kazandırılmış olan bu ad-
landırma bırazacelevleveoolçüdeyan-
lış olarak vapılmıştı Sonralan goruldu-
ğu uzere "16016)" olduğu sanılan bu cı-
sımcıkler bolunebılıyor dolayısıyla da
değışmez kalmıyorlardı
Aslında 'yanlışhk', \ervaızundekı ya-
şamın, hatta ondan once evTenın çeşıtlı-
lığe >ol açan ıçsel bır ozellığıdır belkı
de Başka bır deyışle, baştan ben hıçbır
•yanlışlık' yapılmamış olsaydı, çeşıtlılık
ortaya çıkrnazdı Orneğın, ılktekhucre-
lı canlı hep kendı volunda vanı 'doğru"
ÖNÜM,ARKAM, SAĞIM, SOLUM
Doç. Dr. ÇAĞLAR T Ü N C A Y
• Insanlığın, saçma sapan birçok düşünceden
kurtulup daha akılcı ve daha doğru göruşlere
ulaşması hıç de kolay olmadı. Bu uğurda yüzyılların
harcanması; üstün zekâlı birçok insanın acı
çekmek, hatta yaşamlarını yıtirmek pahasına,
yoğun uğraşlar vermesı gerektı!..
• Çoğunlukla önyargı ya da kör inanç ve benzeri
saplantılardan kaynaklanan ve gereksız yere
yapılmış yanlışlıklar hiç yapılmamış olsaydı,
gelışmenin yolu çok daha kısalabilir ve şımdi biz,
sahıp plduğumuzdan çok daha ılerı bır uygarlık
düzeyine erışmış olabılirdık.
mr
Okun hareketı gıbı basrt bir konuda bile Antik Yunan'da, yanlış düşünceler vardı. Zenon, mantıksal olarak,
okun hareket etmemesi gerektığı paradoksunu ıleri sürmuştu. Zaman, arka arkaya gelen sonsuz kuçuk an-
lardan oluştuğuna ve herhangı bır anda ok bulunduğu yerde hareketsız duracağına gore; hareket zaten hıç
mümkün olmamalıydı. Zenon'un paradoksu, 20. yüzyılın başına dek, çözülemedi...
bıçımde bolunerek çoğalmış olsaydı, yer-
yuzunde ondan başka canlı turû bulun-
mazdı şımdı Bu anlamda, demek kı,
'yanlışlık'. evren va da en azından canlı-
lık boyutunda, doğru bır tanımlama de-
ğıldır
Gelgelelım, 'yanlış' olduğu kesınkes
gorulebılen bazı olgulara da rastlanmış-
tır
Yukanda bırer orneğını verdığımız
'masum' \ a da 'olmazsa olmaz" ruründe-
kı 'yanlışlık'lardan ayırt edılebılmesı
amacıy la 'gereksiz' dıye nıteleyeceğımız
yanlışlıklann belkı de en ılgıncı, son de-
rece basıt bır olguya. nesnelenn devını-
mıne ılışkındı
Demır Çağı'nın en parlak uygarhkla-
nndan bın, Ege Denızı kıyılannda orta-
ya çıkmıştı Genel adıyla (Antık ya da
Klasık) Yunan Uygarlığı dıye bılınen bu
kent devlet(len) uygarlığı, bırbınnden
muhteşem tapınaklar, heykeller, guzel
vazolar yaratıp mantığı, matematık ve
felsefeyı kurup gelıştırmıştı Amahalkın
buyuk kısmımn yaşam bıçırru, 2 000 yıl
once Tunç Devn uygarlıklannın çoku-
şunden ben hemen hemen hıç değışme-
den kalmıştı Başka bır deyışle. uygarlık
kırnı noktalarda çağın doruğa ulaşması-
na karşın, halkın gunluk yaşamını yakm-
dan ılgılendıren konularda onemlı gelış-
meler sağlanamamıştı
Zenon'un paradolcsu
Işte bu çarpıkhğın altında yatan etmen-
ler, deneysel fizığın uygulama alanlann-
dan bın olan mekanık, yanı hareket bılı-
mınde yapılmış olan temel yanhşlıklarla
yakından ılıntılıydı
Bu konuda akla gelen ılk örnek, okun
havadakı hareketıdır
Insan, gunluk deneyımlennden bılır kı
bır şeyı çeker ya da ıterse hareket ettıre-
bılır Oku yaya gerdığınde de, yay kınşı
oku ıter ve ok hareketlenır
Pekı ama, ok havadayken oku ne çeken
vardır ne de ıten Öyleyse ok, nıçın hare-
ket etmeye devam eder
?
Bakınız, Antık Yunan donemınde, bu
soruya ne denlı tuhaf ve yanlış yanıtlar
venlmıştı
Her şeyden once, Zenon, mantıksal
olarak okun hareket etmemesi gerektığı
paradoksunu ılen sürmuştu Zaman, ar-
ka arka>a gelen sonsuz kuçuk anlardan
oluştuğuna ve herhangı bır anda ok bu-
lunduğu yerde hareketsız duracağına go-
re, hareket zaten hıç mumkun olmama-
lıydı
O>sa okun hareket ettığını herkes bı-
lıyordu Yıne de, Zenon'un paradoksu,
20 yuzyıhn başına dek, çozulemedı
Ote yandan, Aristo,okun hareket etme-
sınıhavayabağlamıştı Onagore oku ha-
reket ettıren hava ıdı Hava okun onun-
de açıhyor ve arkasmda kapanıyor ve ok
ancak boylelıkle hareket edıvordu
Ansto'nun goruşu doğru olsaydı, bu-
gun. havanın bulunmadığı uza> boşlu-
ğunda ne ınsan hareket edebılırdı ne ro-
İcet. ne de uydu Gerçı Ansto'ya kalır-
sa boşluk davoktu O, boşluğun olmadı-
ğuıa ve her >en havanın doldurduğuna
ınanıyordu
Ansto, daha pek çok konuda yanlış fi-
kırler ılen sürmuştu Ansto'ya gore, yu-
kan ve ılenye doğru atılan bır cısım, ha-
reketın başında sahıp olduğu enerjıyı tu-
ketınceye dek vukselmelı en yuksek
noktaya enştığınde ıse enerjısı kâlmadı-
ğı ıçın, dumduz aşağı duşmelıydı Oysa,
taş atan herkes bılır kı taş en yuksek nok-
taya enştıkten sonra alçahrken de ılen
doğru hareketmı surdurur
Bu denlı açık seçık gerçeklere rağmen,
Ansto'nun bılımler ustundekı olumsuz
etkısı yuzyıllar boyunca surdu
Oylekı,Galiki,durbunuıle guneş>oı-
zevındekı lekelen ılk kez keşfettığınde
kılısenın ıtırazıyla karşılaştı Ansto'ya
göre gokcısımlennın mukemmel olması
gerektığı ıçın yuze> lennde leke ol(a)ma-
yacağı ve bu nedenle de, camlannı te-
mızlemesı oğutlenmıştı Galıleı'ye
Yıne ortaçağ Av rupası' na dek suregel-
mış bır başka Şanüşük' da, ozellıkle kı-
lıse kurumunca desteklenıp beslenen "lû-
yerarşik duzen" yutturmacasıydı
Bu donemde hakım olan oğretıye go-
re. evTende her şey ıçın bır yer vardı ve
her şey kendı >ennı bılırdı Papa, başpis-
koposlar pıskoposlar ımparator, krallar
ve asıller ıçın olduğu gıbı, gokyuzu me-
leklennın de dokuzlu bır hıyerarşısı var-
dı Bunlann her bın evrenın yonetımın-
debelırlıbırışleve sahıptı verutbelenne
gore gezegenlere bağlanmışlardı Koke-
nı, Antık Vunanlı fılozof Ansto ve Pla-
ton'a dek uzanan bu hıyerarşık duzenle
mede en aşağı rutbedekı melekler Ay a
bağlıvdılar ve doğal olarak tam altlann-
dakı ınsanlann dûzenıyle onlar uğraşı-
yordu
Dunyanın da benzer bır duzeni vardı
altta toprak, ustunde su, onun ustunde
hava, en ustte de en asıl oğe olan ateş bu-
lunmaktaydı Kozmık ve toplumsal dü-
zenler gıbı ınsan vûcudunda da hıyerar-
şık bır duzen olduğuna ınanılırdı
Vucudun asıl organlan sayılan yurek
ve cığerler. dıyaframla ıncelıklı bır bı-
çımde. kanndan daha aşağıdakı \ e bu ne-
denle aşağılık sayılan organlardan aynl-
mıştı
Yanlışlarla yitirilen zaman
Jşte ınsanlığın, bu rur gerçek dışı ve
saçma sapan sayılabılecek bırçok duşun-
ceden kurtulup daha akılcı, daha doğru
ve doğayla uyumlu göruşlere ulaşması
hıç de kolay olmadı Bu uğurda yuzyıl-
lann harcanması, ustun zekâlı birçok ın-
sanın acı çekmek hatta yaşamlannı \ı-
tırmek pahasına, >oğun uğraşlar verme-
sı gerektı'
L>garlık tanhınden alınabılecek daha
pek çok ornekle boylesı yanlışlıklar lıs-
tesı daha da uzatılabılır Ama. ozellıkle
şu son orneklerden gorulebıleceğı uzere
-kaçmamayacağımız y a da yıne doğruya
çıkaranlar ne> se de, çoğunluk onyargı ya
da kor ınanç ve benzen saplantılardan
kaynaklanan ve gereksız yere yapılmış-
yanlışlıklar hıç yapılmamış olsaydı. ge-
lışmenin volu çok daha kısalabilir. uvgar-
lığın ıvmesı çok daha yûkselebılır ve şım-
dı bız sahıp olduğumuzdan çok daha ıle-
rı bır uygarlık duzeyıne enşmış olabılir-
dık pekâla
Panığe kapılmış bır sarhoşun ya da bır
kanncanın yuruyuşunu bılırsınız, nasıl
da zıgzaglar çızılır ve rasgele yonlerde
ılerlenır O) sa dumduz bır çızgı uzenn-
de ılerlenmış olsaydı, a>nı sure ıçınde
çok daha fazla yol gıdılırdı
Butun bunlann yanı sıra bılımın gelı-
şım surecı ıçınde onyargı, kor ınanç ve
benzen saplantılardan kaynaklanan yan-
lışlıklar gıderek elenıyor Çunku bılımın
bızım akhrruza değıl, aklımızın bılımsel
bulgulara uvma zorunluluğunda olduğu-
nu kavramaya yetecek olçude denevım
sahıbı olduk, ozellıkle bılımın tum yon-
lenvle belırgınleşıp ortaya çıktığı 17
yuzyıldan bu > ana
Bu gerçeğın en tıpık orneklennden bı-
nnı de henuz bıtırmedığımız 20 yuzyıl
ıçınde yaşadık Uçma arzusuyla yanıp
tutuşan ve kesın savjsı bılın(e)meyen
yuzlerce, bmlerce. belkı de onbınlerce
kışmın çok buyük çoğunluğu, havacılık
araştırmalan sırasında havanın ozellık-
lenne ılışkın bılımsel temelı olmayan on-
> argılan nedenıyle yaşamlannı yıtırmış-
tı Oysa,-YnriGagaringıbıtrajıkbırson-
la yaşamlan noktalanmış bır ıkı kışının
yanına çeşıtlı nedenlerle adlan gızlı tu-
tulanlan da eklesek bile- uzav araştırma-
lan sırasında yaşamlannı yıtırenlenn sa-
>ısı bır duzıneyı geçmemıştır
Yarın:Sanat, bilim ve din
PENDİK ASLİYE BİRİNCİHUKUK MAHKEMESİ
Hakım Ismet Yıldınm 18570
Zabıt Kitıbı Mustafa Kemal Keskın 363
EsasNo 991 406
KararNo 995 62
KararTanhı 28 2 1995
Davacı Arsa Ofısı Genel Mudürluğü tarafından davalılar Hasan Aşıker aleyhıne
mahkememızde açılan 2942 savıJı yasanuı 17 maddesme ^öre tescıl davasının yapılan
açıkduruşmasısonunda Mahkememızdenvenlen28 2 1995gunve991/406esas,995'62
karar savılı ılamımız ıle davalılann hıssedar bulunduklan tstanbul ılı, Pendık ılçesı,
Kurtko) koyu mevkıınde kaın bulunan 6 pafta, 836 parsel sayılı taşınmazda davalılara
ısabet eden 15 2880 hıssenın toplam 111 147 TL 'sı karşılığında davacı Arsa Ofısı Genel
Mudurluğu adına tapuva tescılıne karar verılmıştır Mahkememız tarafından adresı tespıt
edılemeyen ve duru^ma gunu ve saatı ılanen teblığ edılen davalı Mehmet Tezcan'a
karanmız davetıye yerıne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 27 04 1995
Davalının en son adresi v« ismi: Mehmet Tezcan, Şeyhlı Köyu Pendık' tstanbul
Basm 20735
/ PENDİK ASLİYE BİRİNCİ HUKUK MAHKEMESİ
Hâkım Ismet Yıldınm 18570
Zabıt Kâtıbı M Kemal Keskın 363
EsasNo 991 400
KararNo 994 656
Karar Tanhı 30 12 1994
Davacı Arsa Ofısı Genel Mudurluğu tarafından davalılar Muzaffer Asker ve 3 arkadaşı aleyhıne mahkememızde açılan
2942 sayılı yasanın 16 maddesıne gore tescıl davasının yapılan açık duruşması sonunda,
Mahkememızden venlen 30 12 1994 gun ve 991/400 esas, 94 656 karar sayılı ılamımız ıle davalılann rııssedar bu-
lunduklan Istanbul ılı. Pendık ılçesı Kurtköy kovü mevkıınde kaın bulunan 6 pafta, 1483 parsel savılı taşınmazda
davalılara ısabet eden 2300'5600 hıssenın toplam 02 236 431 TL sı karşılığında davacı Arsa Ofısı Genel Mudurluğu
adına tapuya tescılıne karar venlmıştır Mahkememız tarafından adresı tespıt edılemeyen ve duruşma gunu ve saatı ıla-
nen teblığ edılen davalı Aluhsan Kar ve Cahıde Karoğlu'na karanmız davetıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ ol-
unur 27 04 1995 Davalının en son adresı veismı: 1- Aluhsan Kar, Galıp Bey Caddesı 119/21 EsentepeApartmanı Altınte-
pe/Kuçukyalı-Jstanbul
2, Cahıde Karoğlu, aynı adres
Basın 20734
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Açlik!
Kurban deyınce, benım usuma açlık gelır insanla-
rın etle beslenmesı Herıfçıoğlunun usuna ıse kurban
deyınce "densı" gelıyor Abdı Ipekçi'nın deyımıyle,
tırajı otuz bını aşmayan "kıçıkırık" gazetenın okun-
rnasını pompalamak ıçın sadece bır araç Dın somu-
rusunun dık âlâsı Bunlar Ataturk-inonü donemın-
de yapılabılır mıydı'' O zaman demokrası yoktu, dı-
yecekler Bunların demokrası anlayışları da budur ış-
te Turkıye'yı Suudı Arabıstan'a, gıde gıde iran'a çe-
vırmek Onlara gore, ışte o zaman Turkıye'ye demok-
rası gelırmış Hay tuzlayım da kokma e mı'
Dını polıtıkaya araç etmeyı bır "manfet" sanan Nec-
mettin Erbakan'ı lyı bır geleceğın beklemedığını
adım gıbı bılıyorum Geçmışte de onu uyarmıştım
Gereklı derslerı almadığı anlaşılıyor Foyasını da na-
sıl ortaya dokuverıyor Bıraz usu başında olsa daha
dıkkatlı konuşur
ABD'nın "ambargo" koyması uzenne "İran'a do-
kunan çarpılır" dedı O İran'a, Iran yonetıcılen ona toz
kondurmazlar Pekı, kaç kez yazdım neden açıkla-
ma yapmadı? Necmettın Erbakan'ın çocukluğunda
Sınop'ta, ona neden "Arap hâkımın oğlu" derierdı?
Erbakan, bıraksın dın somurusu ıle sıyaset yapma-
yı Bu yol, yo! değıl Elbette kendısı bu konuda yalnız
değıldır, ışın başı var, taaa ezanın Turkçe'den Arap-
ça'ya çevnldığı 1950 başlarına değın uzanır Arkasın-
dan DP'nın eskı "su muduru"nun polıtıkaya atıldık-
tan sonra camı avlusunda takke gıymesıne ulaşır
Ama boynuz kulagı geçecektır' Geçtı ışte Kulağın da,
boynuzun da bayramlan kutlu olsun1
Kurbanı sıyasal amaçlarta polıtıkacıların hemen he-
men tumu kullanıyor bır bakıma Bır polrtıkacı bır ye-
re gıttı mı, kurbanlar kesılıyor, kurbanın kanı polıtıka-
cının alnına suruluyor Ne çırkın bır goruntu Ayıp1
Sonra o kesılen kurbanlar nereye gıdıyor? Ya kesım
yerıne (mezbahaya) ya da kasaba1
Polıtıkacılar bu ıkı-
yuzlulukten kurtulamayacaklar mı?
Bır de Suudı Arabıstan da, Mekke'de kurban bay-
ramının bırıncı gunu Mînâ'da kesılen kurban var Bu
kurbanların oralarda kesılmesı yerıne Turkıye de ke-
sılıp yoksullara dağıtılması konusunda 196O'lı yıllar-
da uzun tartışmalar yazışmalar olmuştu Dıyanet te
Dın Işlerı Yuksek Kurulu Başkanlığı yapmış olan
Hamdi Kasapoğlu, bu goruşu ortaya atmıştı Şoyle
dıyordu Kasapoğlu
"Temettu veya Kıran Haccı'na nıyet eden hacıla-
nn keseceklen kurban, şukur kurbanı olmakla bera-
ber, bu kurbanı kesmelerı vacıptır (gereklıdır) Bu va-
cıbı gununde yenne getıremeyenler, başka bır za-
manda, bın ceza olmak uzere, ıkı kurban kesmek su-
retıyle borçlarını odemış olurlar Bu sebeple Mînâ 'da
bır kurban kesıp de onu toprağa gomdurmektense,
memleketlerınde ıkı kurban kesıp fakırlere, yoksul-
lara yedırmek daha yerınde bır hareket olur"
Bu onerıyı ortaya atan Hamdı Kasapoğlu na gerı-
cıler saldırmaya başladılar Bu çok degerlı kışı çok-
tan oldu Olurken çocuklarına
- Benım olumumu Dıyanet Işlerı Başkanı 'na -o za-
man Tayyar Altıkulaç'f/- haber vermeyın Mustafa
Ekmekçi'ye haber verın
1
demış Altıkulaç, Kasapoğ-
lu'nun cenazesıne gomutlukte yetışebılmıştı
1
Hamdı Kasapoğlu'nun, kurbanların Turkıye de ke-
sılmesı onerısı gerçekleşmedı Ancak Adnan Kahve-
ci'nın çabasıyla Mîhâ'da kesılen kurbanların orada
kavurma yapılarak yoksul ulkelere dağıtılması gırışı-
mı başlamış Turkıye'dekı yoksullar yıne aç
1
Değerlı Dın Işlerı Yuksek Kurulu Başkanı Hamdı
Kasapoğlu ylabu "aç///c"konusunugoruşurduk Soz
doner dolaşır domuz etıne gelırdı
1
- Hocam, gerçeklerı goruyorsunuz Sız domuz etı-
nın yenebıleceğıne ılışkın bır fetva veremez mtsınız?
Kasapoğlu kıkır kıkır guler
- Efendım, açıkça yazıyor ölu etı, kan domuz etı
haramdır dıyor kıtap Ancak darda kalınınca yene-
bılır
- Ama dardayız hocam, ulke açlıktan kıvranıyor
Mılyarlar domuz etını yerken, bızım halkımız yıyemı-
yor
1
Bır gun hıç unırtmam
- Dur bakalım, bır şey yapanz
1
dedı ama yaşamı
yetmedı
Benım goruşum şuydu Gencılerı bağnazlan yo-
bazları boş verıyordum Bız laıklığe ınanmış oyleya-
şamaya alışrrnş cumhurıyet çocuklarıydık Başbakan
Tansu Çiller, ABD'de domuz sosıslerı yemedığını
soyleyebılır mı? Ya eşı Ozer Bey? Eee, bu ne perhız,
bu ne lahana turşusu demezler mı kışıye
9
Bız, Avrupa Bırlığı'ne gırmek ıstıyorsak, onlarla bır-
lıkte yaşamak da zorundayız Avrupa Bırlığı ulkelerı-
nın domuz etı gereksınımlennı karşılayabılırız insan-
lar alıştıkları yıyeceklen severler (Soz aramızda ben
de oyleyım)
Bırokurdanbırbayramkartıalmıştım Kartta "Abı,
ondan kurban da olur mu?" dıye yazıyordu Alman-
ya'da Berlın'de yaşayan çızer Hayatı Boyacıoğlu,
ayrılırken bana bır karıkaturunu armağan ettı Şoyle.
Gozlerı bağlı bır domuz, yere yatırılmış, bıçak yerde
Domuzun başında, başı takkelı, sakallı bırı dua edı-
yor1
Çızgıyı çerçeveletıp domuz kumbaralarının ya-
nına koyacağım1
Bayram gonlunuzce olsun1
BULMACA
SOLD4ÎN SAG\:
1/ Genellıkle ta-
savvufı edebıvat
urunlerını derle-
yenantolojı 2/Bır
>ıızev olçusu bın-
mı Vurgun vı-
yen bır dalgıcın
ıyıleşebılmeM
ıçın tekrarındınl-
mesıgerekena>nı
sudennlığı 3/Bır
hukumdann yo-
netımı altındakı
halk Ov 4/Be-
beklere ıç çama^ı-
n olarak givdınlen gı>sı 5/
Psıkanalız dılınde kışının oz
benlığı Istenç 6/ tnsanın
varadılışozellıgı Parola II
lterbıyum elementının sım-
gesı Inanmış kanmış 8/
Dov ulmu^ sarmısak yumur
ta sansı ve zeytınyagından
oluşan soğuk sos Ayırma
ışaretı olarak kullanılan eğık
çızgı 9/ Turk muzığınde bır
makam
YLKARID\N
1 2 3 4 5
S
1/Guzel kokulu çıçeklen olan bır sıcak bolge ağacı 2/Ya-
pav reçıne vernığı ve tutkalı üretımınde kullanılan bıllursu
toz Denızcılıkte ana dıreklenn ustlerınde bulunan seren-
lere venlen ad 3/Havada beşte dort oranında bulunan ele-
ment Mustahkemyer 4/OsmanlılardönemındeTunusve
Ceza>ırbe>lenne venlen ad Izmır'ın bır ılçesı 5/Kendı-
nı begenmış kımseler ıçın kullanılan bır alav sozu Nışan
6/Nazı partısının asken polıs orgutu Lzak 7/Goçebebır
kuş "Kımınebır vermezgıyesı Kımımnatınaat-
las çul eyler ' (Yunus Emre) 8/ Arapçada "ben' Lıb-
ya nın para bınmı 9/ Yuzu yay bıçımınde bır çeşıt keser