22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9MAYIS1995SALI 10 DtZİYAZI Gelişimi geciktiren yardışlarSatranç bılenler bılır kurallar oğretıl- dıkten sonra belletılenbırılkevardır De- nırkı. "Satranç yaşamabenzer, biricikal- tın kuralı vardır: o da hiçbir altın kuralı olmadığıdır.'' Aslmda v aşamın 'altın' bır kurah ya da herhangı bır kuralı olup olmadığı bellı değıl Bovle bır kuralın -henuz- buluna- mamış olması onun hıç olmadığı anla- mına gelmez kuşkusuz Ne varkıuygar- lığın gelışım surecıne bakıldiğında. bu duşunce>ı, yanı yaşamın kuralOar)] ol- madığı vonundeİu duşunce>ı destekle- yecek sayılamaz çoklukta ornek bulmak olasıdır Orneğın '*Akhn\olubirdir''de- nılmesıne karşıhk bazen yanlış voldan gıdılerek de doğru bulunabılmektedır Iştekanıtı' Çelığın hammaddesı olan demır, bılın- dığı kadanyla ılkın bakırda olduğu gıbı goktaşlannın ısıtılıp dovulmesı yolujla elde edılmıştı Sonradan, yeryüzünde bolca bulunduğu fark edılınce de gerek kullanımı gerekse kullanımının yol açtı- gı etkıler çabutak vavılmış ve Tunç Ça- ğı'nı ızleyen bu donem Demır Çağı ola- rak adlandınlmıştı Demırın ergıtılerek kullanılabılmesı ıçın yuksek sıcaklıklar gerekıyordu Fı- nnlara >eterh ısı -ısitmada çoğunlukla odun \e benzen vakıtlar kullanıldığm- dan- venlemedıği ıçın de pek başanlı olu- namıvordu BunedenlefO 2 >uzyıldan ben dokme demır yapılan Çın'ın dışın- da, dokum ışlemı sadece tunç ıçın geçer- lıydı Pışınlme yontemıvle elde edılen urun ya dovme demır >a da çok yumu- şak bır çelık turuydu Daha sert çelıkler de bılınıyordu. ama bu uretım yontemı demırcı kabıleler tarafından sır olarak saklandığı ıçın pek yavgınlaşmamıştı Çelik uygarlığına ulaşan yanlışlık Gunumuzden ancak ıkı yuz yetmış yıl once çozulebılen bu gızın esası buyucu- lukle ınsan sağaltmava (tedavı etmeye) benzerbırışlemeda>anı>ordu Koturuh- lann ya da cınlenn vucurtan kovulması ıçın hastava nasıl ezıvet yapılıvorsa de- mır deo>le ısıtılarak ağırçekıçlerledo- v ulerek, arada bır de suya batınlarak sağ- lamlığı bozan kotu etmenlerden anndınl- mava çalışılıvordu Donemın ınancına gore ancak saf olan sağlam olabılırdı Oysa şımdı bıhyoruz kı bu ışlemler malzemeyı saflaştırmak şo> le dursun da- ha da bozuyordu Isıtılıp suya batınldık- ça demır ınce ınce çatlıyor. yenıden ısı- tılırken ocaktakı karbon -komur- atom- lan malzeme ıçınde daha dennlere gırme olanağı buluyordu Ne kı demır ıçıne ış- leyen karbon atomlan bır tutkal gıbı, mal- zemeyı daha da sağlamlaştın>ordu tşte ınsanlık tanhınde çok kez görul- duğu uzere, bır kez daha, başlangıçtakı amaca tumuyle ters düşen bır sonuca va- nlmıştı Nevse kı bu kez kaş vapayım derken goz çıkanlmamış, tersıne, 20 yuzyıl uygarlığının ıskeletı olacak çelık endustnsının temellen atılmıştı bılme- den Bile bile surdürulen yanlış "Eski çağlann saçmalıklar birikimin- den kurtulabılmek. veni buluşlan gerçek- leştırmeve kı\asla çok daha guç ve usan- dıncı bır ışlem olmuştur!..." Vukandakı ozsozun doğruluğu kuşku gotuımez Amasanılmasınkı.o'saçma- ukJarbirikimi'turnuyleternızlendı veye- nne yenıler çıkmadı cia venı buluşlann yapılması ve u\ garlığın gelışımı daha bu- yuk bırıvmeyle gerçekleş(tınl)dı Keşke bo>leolsavdı' 0>sa. çok temel >anlışlıklardan bınnı gunumuzde hâlâ surduruyoruz -hem de bile bıle- lşte kanıtı' <\rdı ardına patlayan bombalanyla tkıncı Dunya Savaşı'nı bıtınp ızleyença- ğaadını\eren şu unlu "atom" sozcuğu bugunku Yunancada "adam. kişj" anla- mına gelıyor ama, bundan ıkı bın altı yuz yıl kadar once tanh sahnesıne "bolune- mez" anlamı ıle çıkmıştı llk kez -De- mokrit dıye bılınse de gerçekte ondan çok once- Egelı Anaksagoras (1 O 500 Klazomenia -1 O 428 Lampsakos) tara- fından ılen surulen bır duşünceye gore evren bolunemez \ e bu yuzden hıç de- ğışmeden kalan nesnel parçacıklardan oluşmuştu Ozellıkle yırmıncı yuzyıl başlannda >apılan bırdızı dene> sırasın- da. maddenın muthış bır boşluk ıçmde yüzen cısımcıklerden oluştuğu bulgula- nınca bu cısımcıklere u atom"adı venl- mıştı Aslında daki oncelen kımyasal tepkımelen açıklamak ıçın ılen surulup modern bılıme kazandırılmış olan bu ad- landırma bırazacelevleveoolçüdeyan- lış olarak vapılmıştı Sonralan goruldu- ğu uzere "16016)" olduğu sanılan bu cı- sımcıkler bolunebılıyor dolayısıyla da değışmez kalmıyorlardı Aslında 'yanlışhk', \ervaızundekı ya- şamın, hatta ondan once evTenın çeşıtlı- lığe >ol açan ıçsel bır ozellığıdır belkı de Başka bır deyışle, baştan ben hıçbır •yanlışlık' yapılmamış olsaydı, çeşıtlılık ortaya çıkrnazdı Orneğın, ılktekhucre- lı canlı hep kendı volunda vanı 'doğru" ÖNÜM,ARKAM, SAĞIM, SOLUM Doç. Dr. ÇAĞLAR T Ü N C A Y • Insanlığın, saçma sapan birçok düşünceden kurtulup daha akılcı ve daha doğru göruşlere ulaşması hıç de kolay olmadı. Bu uğurda yüzyılların harcanması; üstün zekâlı birçok insanın acı çekmek, hatta yaşamlarını yıtirmek pahasına, yoğun uğraşlar vermesı gerektı!.. • Çoğunlukla önyargı ya da kör inanç ve benzeri saplantılardan kaynaklanan ve gereksız yere yapılmış yanlışlıklar hiç yapılmamış olsaydı, gelışmenin yolu çok daha kısalabilir ve şımdi biz, sahıp plduğumuzdan çok daha ılerı bır uygarlık düzeyine erışmış olabılirdık. mr Okun hareketı gıbı basrt bir konuda bile Antik Yunan'da, yanlış düşünceler vardı. Zenon, mantıksal olarak, okun hareket etmemesi gerektığı paradoksunu ıleri sürmuştu. Zaman, arka arkaya gelen sonsuz kuçuk an- lardan oluştuğuna ve herhangı bır anda ok bulunduğu yerde hareketsız duracağına gore; hareket zaten hıç mümkün olmamalıydı. Zenon'un paradoksu, 20. yüzyılın başına dek, çözülemedi... bıçımde bolunerek çoğalmış olsaydı, yer- yuzunde ondan başka canlı turû bulun- mazdı şımdı Bu anlamda, demek kı, 'yanlışlık'. evren va da en azından canlı- lık boyutunda, doğru bır tanımlama de- ğıldır Gelgelelım, 'yanlış' olduğu kesınkes gorulebılen bazı olgulara da rastlanmış- tır Yukanda bırer orneğını verdığımız 'masum' \ a da 'olmazsa olmaz" ruründe- kı 'yanlışlık'lardan ayırt edılebılmesı amacıy la 'gereksiz' dıye nıteleyeceğımız yanlışlıklann belkı de en ılgıncı, son de- rece basıt bır olguya. nesnelenn devını- mıne ılışkındı Demır Çağı'nın en parlak uygarhkla- nndan bın, Ege Denızı kıyılannda orta- ya çıkmıştı Genel adıyla (Antık ya da Klasık) Yunan Uygarlığı dıye bılınen bu kent devlet(len) uygarlığı, bırbınnden muhteşem tapınaklar, heykeller, guzel vazolar yaratıp mantığı, matematık ve felsefeyı kurup gelıştırmıştı Amahalkın buyuk kısmımn yaşam bıçırru, 2 000 yıl once Tunç Devn uygarlıklannın çoku- şunden ben hemen hemen hıç değışme- den kalmıştı Başka bır deyışle. uygarlık kırnı noktalarda çağın doruğa ulaşması- na karşın, halkın gunluk yaşamını yakm- dan ılgılendıren konularda onemlı gelış- meler sağlanamamıştı Zenon'un paradolcsu Işte bu çarpıkhğın altında yatan etmen- ler, deneysel fizığın uygulama alanlann- dan bın olan mekanık, yanı hareket bılı- mınde yapılmış olan temel yanhşlıklarla yakından ılıntılıydı Bu konuda akla gelen ılk örnek, okun havadakı hareketıdır Insan, gunluk deneyımlennden bılır kı bır şeyı çeker ya da ıterse hareket ettıre- bılır Oku yaya gerdığınde de, yay kınşı oku ıter ve ok hareketlenır Pekı ama, ok havadayken oku ne çeken vardır ne de ıten Öyleyse ok, nıçın hare- ket etmeye devam eder ? Bakınız, Antık Yunan donemınde, bu soruya ne denlı tuhaf ve yanlış yanıtlar venlmıştı Her şeyden once, Zenon, mantıksal olarak okun hareket etmemesi gerektığı paradoksunu ılen sürmuştu Zaman, ar- ka arka>a gelen sonsuz kuçuk anlardan oluştuğuna ve herhangı bır anda ok bu- lunduğu yerde hareketsız duracağına go- re, hareket zaten hıç mumkun olmama- lıydı O>sa okun hareket ettığını herkes bı- lıyordu Yıne de, Zenon'un paradoksu, 20 yuzyıhn başına dek, çozulemedı Ote yandan, Aristo,okun hareket etme- sınıhavayabağlamıştı Onagore oku ha- reket ettıren hava ıdı Hava okun onun- de açıhyor ve arkasmda kapanıyor ve ok ancak boylelıkle hareket edıvordu Ansto'nun goruşu doğru olsaydı, bu- gun. havanın bulunmadığı uza> boşlu- ğunda ne ınsan hareket edebılırdı ne ro- İcet. ne de uydu Gerçı Ansto'ya kalır- sa boşluk davoktu O, boşluğun olmadı- ğuıa ve her >en havanın doldurduğuna ınanıyordu Ansto, daha pek çok konuda yanlış fi- kırler ılen sürmuştu Ansto'ya gore, yu- kan ve ılenye doğru atılan bır cısım, ha- reketın başında sahıp olduğu enerjıyı tu- ketınceye dek vukselmelı en yuksek noktaya enştığınde ıse enerjısı kâlmadı- ğı ıçın, dumduz aşağı duşmelıydı Oysa, taş atan herkes bılır kı taş en yuksek nok- taya enştıkten sonra alçahrken de ılen doğru hareketmı surdurur Bu denlı açık seçık gerçeklere rağmen, Ansto'nun bılımler ustundekı olumsuz etkısı yuzyıllar boyunca surdu Oylekı,Galiki,durbunuıle guneş>oı- zevındekı lekelen ılk kez keşfettığınde kılısenın ıtırazıyla karşılaştı Ansto'ya göre gokcısımlennın mukemmel olması gerektığı ıçın yuze> lennde leke ol(a)ma- yacağı ve bu nedenle de, camlannı te- mızlemesı oğutlenmıştı Galıleı'ye Yıne ortaçağ Av rupası' na dek suregel- mış bır başka Şanüşük' da, ozellıkle kı- lıse kurumunca desteklenıp beslenen "lû- yerarşik duzen" yutturmacasıydı Bu donemde hakım olan oğretıye go- re. evTende her şey ıçın bır yer vardı ve her şey kendı >ennı bılırdı Papa, başpis- koposlar pıskoposlar ımparator, krallar ve asıller ıçın olduğu gıbı, gokyuzu me- leklennın de dokuzlu bır hıyerarşısı var- dı Bunlann her bın evrenın yonetımın- debelırlıbırışleve sahıptı verutbelenne gore gezegenlere bağlanmışlardı Koke- nı, Antık Vunanlı fılozof Ansto ve Pla- ton'a dek uzanan bu hıyerarşık duzenle mede en aşağı rutbedekı melekler Ay a bağlıvdılar ve doğal olarak tam altlann- dakı ınsanlann dûzenıyle onlar uğraşı- yordu Dunyanın da benzer bır duzeni vardı altta toprak, ustunde su, onun ustunde hava, en ustte de en asıl oğe olan ateş bu- lunmaktaydı Kozmık ve toplumsal dü- zenler gıbı ınsan vûcudunda da hıyerar- şık bır duzen olduğuna ınanılırdı Vucudun asıl organlan sayılan yurek ve cığerler. dıyaframla ıncelıklı bır bı- çımde. kanndan daha aşağıdakı \ e bu ne- denle aşağılık sayılan organlardan aynl- mıştı Yanlışlarla yitirilen zaman Jşte ınsanlığın, bu rur gerçek dışı ve saçma sapan sayılabılecek bırçok duşun- ceden kurtulup daha akılcı, daha doğru ve doğayla uyumlu göruşlere ulaşması hıç de kolay olmadı Bu uğurda yuzyıl- lann harcanması, ustun zekâlı birçok ın- sanın acı çekmek hatta yaşamlannı \ı- tırmek pahasına, >oğun uğraşlar verme- sı gerektı' L>garlık tanhınden alınabılecek daha pek çok ornekle boylesı yanlışlıklar lıs- tesı daha da uzatılabılır Ama. ozellıkle şu son orneklerden gorulebıleceğı uzere -kaçmamayacağımız y a da yıne doğruya çıkaranlar ne> se de, çoğunluk onyargı ya da kor ınanç ve benzen saplantılardan kaynaklanan ve gereksız yere yapılmış- yanlışlıklar hıç yapılmamış olsaydı. ge- lışmenin volu çok daha kısalabilir. uvgar- lığın ıvmesı çok daha yûkselebılır ve şım- dı bız sahıp olduğumuzdan çok daha ıle- rı bır uygarlık duzeyıne enşmış olabılir- dık pekâla Panığe kapılmış bır sarhoşun ya da bır kanncanın yuruyuşunu bılırsınız, nasıl da zıgzaglar çızılır ve rasgele yonlerde ılerlenır O) sa dumduz bır çızgı uzenn- de ılerlenmış olsaydı, a>nı sure ıçınde çok daha fazla yol gıdılırdı Butun bunlann yanı sıra bılımın gelı- şım surecı ıçınde onyargı, kor ınanç ve benzen saplantılardan kaynaklanan yan- lışlıklar gıderek elenıyor Çunku bılımın bızım akhrruza değıl, aklımızın bılımsel bulgulara uvma zorunluluğunda olduğu- nu kavramaya yetecek olçude denevım sahıbı olduk, ozellıkle bılımın tum yon- lenvle belırgınleşıp ortaya çıktığı 17 yuzyıldan bu > ana Bu gerçeğın en tıpık orneklennden bı- nnı de henuz bıtırmedığımız 20 yuzyıl ıçınde yaşadık Uçma arzusuyla yanıp tutuşan ve kesın savjsı bılın(e)meyen yuzlerce, bmlerce. belkı de onbınlerce kışmın çok buyük çoğunluğu, havacılık araştırmalan sırasında havanın ozellık- lenne ılışkın bılımsel temelı olmayan on- > argılan nedenıyle yaşamlannı yıtırmış- tı Oysa,-YnriGagaringıbıtrajıkbırson- la yaşamlan noktalanmış bır ıkı kışının yanına çeşıtlı nedenlerle adlan gızlı tu- tulanlan da eklesek bile- uzav araştırma- lan sırasında yaşamlannı yıtırenlenn sa- >ısı bır duzıneyı geçmemıştır Yarın:Sanat, bilim ve din PENDİK ASLİYE BİRİNCİHUKUK MAHKEMESİ Hakım Ismet Yıldınm 18570 Zabıt Kitıbı Mustafa Kemal Keskın 363 EsasNo 991 406 KararNo 995 62 KararTanhı 28 2 1995 Davacı Arsa Ofısı Genel Mudürluğü tarafından davalılar Hasan Aşıker aleyhıne mahkememızde açılan 2942 savıJı yasanuı 17 maddesme ^öre tescıl davasının yapılan açıkduruşmasısonunda Mahkememızdenvenlen28 2 1995gunve991/406esas,995'62 karar savılı ılamımız ıle davalılann hıssedar bulunduklan tstanbul ılı, Pendık ılçesı, Kurtko) koyu mevkıınde kaın bulunan 6 pafta, 836 parsel sayılı taşınmazda davalılara ısabet eden 15 2880 hıssenın toplam 111 147 TL 'sı karşılığında davacı Arsa Ofısı Genel Mudurluğu adına tapuva tescılıne karar verılmıştır Mahkememız tarafından adresı tespıt edılemeyen ve duru^ma gunu ve saatı ılanen teblığ edılen davalı Mehmet Tezcan'a karanmız davetıye yerıne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 27 04 1995 Davalının en son adresi v« ismi: Mehmet Tezcan, Şeyhlı Köyu Pendık' tstanbul Basm 20735 / PENDİK ASLİYE BİRİNCİ HUKUK MAHKEMESİ Hâkım Ismet Yıldınm 18570 Zabıt Kâtıbı M Kemal Keskın 363 EsasNo 991 400 KararNo 994 656 Karar Tanhı 30 12 1994 Davacı Arsa Ofısı Genel Mudurluğu tarafından davalılar Muzaffer Asker ve 3 arkadaşı aleyhıne mahkememızde açılan 2942 sayılı yasanın 16 maddesıne gore tescıl davasının yapılan açık duruşması sonunda, Mahkememızden venlen 30 12 1994 gun ve 991/400 esas, 94 656 karar sayılı ılamımız ıle davalılann rııssedar bu- lunduklan Istanbul ılı. Pendık ılçesı Kurtköy kovü mevkıınde kaın bulunan 6 pafta, 1483 parsel savılı taşınmazda davalılara ısabet eden 2300'5600 hıssenın toplam 02 236 431 TL sı karşılığında davacı Arsa Ofısı Genel Mudurluğu adına tapuya tescılıne karar venlmıştır Mahkememız tarafından adresı tespıt edılemeyen ve duruşma gunu ve saatı ıla- nen teblığ edılen davalı Aluhsan Kar ve Cahıde Karoğlu'na karanmız davetıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ ol- unur 27 04 1995 Davalının en son adresı veismı: 1- Aluhsan Kar, Galıp Bey Caddesı 119/21 EsentepeApartmanı Altınte- pe/Kuçukyalı-Jstanbul 2, Cahıde Karoğlu, aynı adres Basın 20734 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Açlik! Kurban deyınce, benım usuma açlık gelır insanla- rın etle beslenmesı Herıfçıoğlunun usuna ıse kurban deyınce "densı" gelıyor Abdı Ipekçi'nın deyımıyle, tırajı otuz bını aşmayan "kıçıkırık" gazetenın okun- rnasını pompalamak ıçın sadece bır araç Dın somu- rusunun dık âlâsı Bunlar Ataturk-inonü donemın- de yapılabılır mıydı'' O zaman demokrası yoktu, dı- yecekler Bunların demokrası anlayışları da budur ış- te Turkıye'yı Suudı Arabıstan'a, gıde gıde iran'a çe- vırmek Onlara gore, ışte o zaman Turkıye'ye demok- rası gelırmış Hay tuzlayım da kokma e mı' Dını polıtıkaya araç etmeyı bır "manfet" sanan Nec- mettin Erbakan'ı lyı bır geleceğın beklemedığını adım gıbı bılıyorum Geçmışte de onu uyarmıştım Gereklı derslerı almadığı anlaşılıyor Foyasını da na- sıl ortaya dokuverıyor Bıraz usu başında olsa daha dıkkatlı konuşur ABD'nın "ambargo" koyması uzenne "İran'a do- kunan çarpılır" dedı O İran'a, Iran yonetıcılen ona toz kondurmazlar Pekı, kaç kez yazdım neden açıkla- ma yapmadı? Necmettın Erbakan'ın çocukluğunda Sınop'ta, ona neden "Arap hâkımın oğlu" derierdı? Erbakan, bıraksın dın somurusu ıle sıyaset yapma- yı Bu yol, yo! değıl Elbette kendısı bu konuda yalnız değıldır, ışın başı var, taaa ezanın Turkçe'den Arap- ça'ya çevnldığı 1950 başlarına değın uzanır Arkasın- dan DP'nın eskı "su muduru"nun polıtıkaya atıldık- tan sonra camı avlusunda takke gıymesıne ulaşır Ama boynuz kulagı geçecektır' Geçtı ışte Kulağın da, boynuzun da bayramlan kutlu olsun1 Kurbanı sıyasal amaçlarta polıtıkacıların hemen he- men tumu kullanıyor bır bakıma Bır polrtıkacı bır ye- re gıttı mı, kurbanlar kesılıyor, kurbanın kanı polıtıka- cının alnına suruluyor Ne çırkın bır goruntu Ayıp1 Sonra o kesılen kurbanlar nereye gıdıyor? Ya kesım yerıne (mezbahaya) ya da kasaba1 Polıtıkacılar bu ıkı- yuzlulukten kurtulamayacaklar mı? Bır de Suudı Arabıstan da, Mekke'de kurban bay- ramının bırıncı gunu Mînâ'da kesılen kurban var Bu kurbanların oralarda kesılmesı yerıne Turkıye de ke- sılıp yoksullara dağıtılması konusunda 196O'lı yıllar- da uzun tartışmalar yazışmalar olmuştu Dıyanet te Dın Işlerı Yuksek Kurulu Başkanlığı yapmış olan Hamdi Kasapoğlu, bu goruşu ortaya atmıştı Şoyle dıyordu Kasapoğlu "Temettu veya Kıran Haccı'na nıyet eden hacıla- nn keseceklen kurban, şukur kurbanı olmakla bera- ber, bu kurbanı kesmelerı vacıptır (gereklıdır) Bu va- cıbı gununde yenne getıremeyenler, başka bır za- manda, bın ceza olmak uzere, ıkı kurban kesmek su- retıyle borçlarını odemış olurlar Bu sebeple Mînâ 'da bır kurban kesıp de onu toprağa gomdurmektense, memleketlerınde ıkı kurban kesıp fakırlere, yoksul- lara yedırmek daha yerınde bır hareket olur" Bu onerıyı ortaya atan Hamdı Kasapoğlu na gerı- cıler saldırmaya başladılar Bu çok degerlı kışı çok- tan oldu Olurken çocuklarına - Benım olumumu Dıyanet Işlerı Başkanı 'na -o za- man Tayyar Altıkulaç'f/- haber vermeyın Mustafa Ekmekçi'ye haber verın 1 demış Altıkulaç, Kasapoğ- lu'nun cenazesıne gomutlukte yetışebılmıştı 1 Hamdı Kasapoğlu'nun, kurbanların Turkıye de ke- sılmesı onerısı gerçekleşmedı Ancak Adnan Kahve- ci'nın çabasıyla Mîhâ'da kesılen kurbanların orada kavurma yapılarak yoksul ulkelere dağıtılması gırışı- mı başlamış Turkıye'dekı yoksullar yıne aç 1 Değerlı Dın Işlerı Yuksek Kurulu Başkanı Hamdı Kasapoğlu ylabu "aç///c"konusunugoruşurduk Soz doner dolaşır domuz etıne gelırdı 1 - Hocam, gerçeklerı goruyorsunuz Sız domuz etı- nın yenebıleceğıne ılışkın bır fetva veremez mtsınız? Kasapoğlu kıkır kıkır guler - Efendım, açıkça yazıyor ölu etı, kan domuz etı haramdır dıyor kıtap Ancak darda kalınınca yene- bılır - Ama dardayız hocam, ulke açlıktan kıvranıyor Mılyarlar domuz etını yerken, bızım halkımız yıyemı- yor 1 Bır gun hıç unırtmam - Dur bakalım, bır şey yapanz 1 dedı ama yaşamı yetmedı Benım goruşum şuydu Gencılerı bağnazlan yo- bazları boş verıyordum Bız laıklığe ınanmış oyleya- şamaya alışrrnş cumhurıyet çocuklarıydık Başbakan Tansu Çiller, ABD'de domuz sosıslerı yemedığını soyleyebılır mı? Ya eşı Ozer Bey? Eee, bu ne perhız, bu ne lahana turşusu demezler mı kışıye 9 Bız, Avrupa Bırlığı'ne gırmek ıstıyorsak, onlarla bır- lıkte yaşamak da zorundayız Avrupa Bırlığı ulkelerı- nın domuz etı gereksınımlennı karşılayabılırız insan- lar alıştıkları yıyeceklen severler (Soz aramızda ben de oyleyım) Bırokurdanbırbayramkartıalmıştım Kartta "Abı, ondan kurban da olur mu?" dıye yazıyordu Alman- ya'da Berlın'de yaşayan çızer Hayatı Boyacıoğlu, ayrılırken bana bır karıkaturunu armağan ettı Şoyle. Gozlerı bağlı bır domuz, yere yatırılmış, bıçak yerde Domuzun başında, başı takkelı, sakallı bırı dua edı- yor1 Çızgıyı çerçeveletıp domuz kumbaralarının ya- nına koyacağım1 Bayram gonlunuzce olsun1 BULMACA SOLD4ÎN SAG\: 1/ Genellıkle ta- savvufı edebıvat urunlerını derle- yenantolojı 2/Bır >ıızev olçusu bın- mı Vurgun vı- yen bır dalgıcın ıyıleşebılmeM ıçın tekrarındınl- mesıgerekena>nı sudennlığı 3/Bır hukumdann yo- netımı altındakı halk Ov 4/Be- beklere ıç çama^ı- n olarak givdınlen gı>sı 5/ Psıkanalız dılınde kışının oz benlığı Istenç 6/ tnsanın varadılışozellıgı Parola II lterbıyum elementının sım- gesı Inanmış kanmış 8/ Dov ulmu^ sarmısak yumur ta sansı ve zeytınyagından oluşan soğuk sos Ayırma ışaretı olarak kullanılan eğık çızgı 9/ Turk muzığınde bır makam YLKARID\N 1 2 3 4 5 S 1/Guzel kokulu çıçeklen olan bır sıcak bolge ağacı 2/Ya- pav reçıne vernığı ve tutkalı üretımınde kullanılan bıllursu toz Denızcılıkte ana dıreklenn ustlerınde bulunan seren- lere venlen ad 3/Havada beşte dort oranında bulunan ele- ment Mustahkemyer 4/OsmanlılardönemındeTunusve Ceza>ırbe>lenne venlen ad Izmır'ın bır ılçesı 5/Kendı- nı begenmış kımseler ıçın kullanılan bır alav sozu Nışan 6/Nazı partısının asken polıs orgutu Lzak 7/Goçebebır kuş "Kımınebır vermezgıyesı Kımımnatınaat- las çul eyler ' (Yunus Emre) 8/ Arapçada "ben' Lıb- ya nın para bınmı 9/ Yuzu yay bıçımınde bır çeşıt keser
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle