Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1995 PERŞEMBE
• î . ' ' '
OLAYLAR VE GORUŞLER
21. yüzyıla ğîrerken Atatürkçü kültür siyasası
Tum yenıleşme çabalannda, geleneksel tepiumlârdan çağdaş* ~'
toplumlara geçışte. ulusallaşma, ulusal devletı kurma, ulusal bır
sıyasa ızleme, ulusal bır kültür yaratma ve bunu halka yayma,
temel amaçlardan bın olmuştur.
Prof. Dr. SUNA KÎLİBoğazıçı Ümversıtesı
dev letı kurarak, ulusallığı. laıklığı temel
ılkeler olarak benımseyerek çağdaş u> -
garlık duzeyını amaçlamamızı, ulusallı-
ğımıza evrensel boyutlar da kazandırma-
mızı sağlamıştır
Ataturk'un çağdaşlaştıncı ulusalhk an-
layışı evrensellığe geçışı de hazırlamış-
tır Ataturk bugoruşunu hem eylemdeve
hem de duşunsel alanda dıle getırmıştır
"Uyuyan bir ulusu uvandıımak cesur bir
girişimdir, fakat biz uvanmak ve uyanık
kalmava karar verdik. Modern bilim e\-
renseldır. Biz bu bılimden tumu> le varar-
lanacagız, fakat daıma da Turk kalmaya
çalışacağız." (1)
Ataturk un çeşıtlı konuşmalannda
"çağdaş. uvgarlığa erişmek", "Turkhığun
unutulımış buyuk medeni vasfi" tumce-
len yer almaktadır Turkluk ve uy garlık
Işte Ataturk'un sık sık kullandığı ıkı söz-
cuk Turk ulusunun, Turkıye Cumhun-
vetı'nın bugunu ve yannı onun varlığıtun
temelmdekı ulusal, laık, demokratık ve
hukuksal olma bağlamında ve bu bağla-
mın sûreklılığınde saklıdır Bu.ayncage-
lışmış ulkelenn deneyımlennden yarar-
lanırken mazlum uluslann haklı ıstekle-
nnı, bağımsızlık, kalkınma savaşımlan-
nı desteklemektır
Ekınsel (kulturel) çağdaşlaşmada te-
mel ılkeler ulusçuluk ve laıklıktır Ata-
S
ıvasal kulrur açtsından Tur-
kıye ve gelışmekte olan ul-
kelenn buyük çoğunluğu
karşılaştınldığında ve onlar-
la olan farklılıkJann uzenn-
de durulduğunda genelde şu
ozellıklerortayaçıkarmaktadır 1-Turk-
ler de\ let geleneğıne sahıp tanhte çeşıt-
h devletler kurmuş bır ulustur 2- Sıya-
sal açıdan sömurge durumuna duşme ıle
karşılaşıldığında, 1919-1922tanhlennde
başanlı bır bağımsızlık savaşı vermışler.
somurge durumuna duşmemışlerdır 3-
Atatürk Devnmı, sıyasal ozgurlüklere
ınsana, 'us'a, bılıme ağırlık veren Türk
AvdınlaıunaDevrimi'nıbaşlatmıştır Kı-
sacası ulkemızıntanhselve kulturel ge-
lışımı bızlen yalnızca ekonomık kalkın-
mayı sağlamak, teknolojıyı yakalamak
konulannda değıl, sıyasal yönetım bıçı-
mı. sıvasal ozgurlukler konulannda da
duyarlı kılmıştır
Yalnızca çağdaşlaşmanın sağlanması
ıçın değıl. çağdaş olmanın, çağdaş yaşa-
mın sureklılığının sağlanması ıçın de top-
lumun. sıvasal sıstemın ve sıyasal kultu-
run değışıme bağlı, değışıme açık olma-
lan gerekır
Ulusal devletı kurmadan çağdaş bır
sıyasal yonetımı uygulamadan evrensel-
lığe geçış olanaksızdır Ataturk, ulusal
turk Devnmı yle eğıtım-oğretım bırlığı
sağlanmış ve eğıtım ulusal laık bır teme-
le oturtulmuştur Özellıkle eğıtım kurum-
lan Turk Dıl Kurumu v e Turk Tanh Ku-
rumu nun çalışmalan ulus oluşturulma-
sı, ulusal kımlık bılıncının pekıştınlme
ve yaygınlaştınlması doğrultusunda ol-
dukça başanlı olmuştur
21 yuzyılın eşığınde ve 21 yüzyılda
Ataturkçu kultur siyasası (polıtıkası) ulu-
salhk, laıklık \e eğıtım uzennde yoğun-
laşmalıdır Ancak bunlara da devıngen
olmaolanağı venlmelı, devnmcıhk ılke-
sı goz ardı edılmemelıdır Ulusalhk dıyo-
nız, çünku. once de belırttığımız gıbı,
ulusalhk kendı ıçınde evrensellığı de ba-
nndırmaktadır
Tum yenıleşme çabalannda gelenek-
sel toplumlardan çağdaş toplumlara ge-
çışte, ulusallaşma, ulusal devletı kurma
ulusal bır sıvasa ızleme. ulusal bır kultur
yaratma ve bunu halka yayma. temel
amaçlardan bın olmuştur Çağdaşlaşma-
nın. yenıleşmenın bu temel aşaması Ata-
turk Devnmı'nın ulusçu. halkçı, laık,
cumhunyetçı ıçenğıyle gınşılen her ey-
lemde goz önunde tutulmuştur
Ulusal devlet surecınegırmeden ulu-
sal kulturu gehştırmeden evrenselhğe ge-
çış olanaksızdır Unlu Afhka kokenlı top-
lumbılımcı AJi Mazrui de kulturde mo-
defnleşmenın Ataturk Devnmı'nın ozu-
nü oluşturduğunu şu sozlerle anlatıyor
"Ataturk Devrimi, Turk kulturü mo-
dernleşmeden ne devlet ve ne de ekono-
mının etkın bır şekılde modernleşebilece-
ği onculunden hareketle vola çıkmıştır.
Toplunı butunleşmış bır fenomendı, kul-
tur ve ekonomi arasında, devlet ve ortak
manevi temel arasında kolayhkla ayırun
yapmak mumkûn değikiL" (2) Bu bağ-
lamda onemle belırtılmesı gerekır kı dıl,
bır ulkenın kulturunun gehşımınde temel
bır oğedır Bır devlet, bır toplum ıçın de
en onemlı oğelerden bın, dıl bırlığının
sağlanması ve bu dılın ulusun tum bırey-
lennce anlaşılır olmasıdır
21 yüzyılda Ataturkçu kultur siyasa-
sı 1930*lu yıllarda başlayan Turk dılı ça-
hşmalannı aynı tıtızhk ve tutarlılıkla sur-
durme kararlılığını taşımahdır
Ote vandan, tanh çalışmalan da du-
yarlılıkla surdurulmehdır, çunku tanh,
bır ulusun geçmışı, bugünu ve yannı ıçın
en onemlı dayanaklardan bındır Bılınç-
lı ve bılımsel bır tanh anlayışının kultu-
rumuzun gehşımınde onemlı bır ışlevı
vardır Oteyandan laikhğinntizlikvedu-
yariılıkla sürdürulmesi ve korunması.
çağdaş ve evrensel olmamıa sağiayacak-
tır.
Evrensel ve yaşamsal duzenlemelerde
egemen olması gereken, us ve bılımdır
Ataturk, "Yaşamda en gerçek yol göste-
rici bilimdir" dıyerek gerçekte laıklığin
onemıne değınmıştır Laıklık ılkesı aynı
zamanda obur ılkelenn uygulanmasında
da usu bılımı egemen kılmayı gerektınr
21 yüzyılda uzennde oncelıkle dunıl-
ması gereken, Ataturkçu kultur siyasası
eğıtım ıle de ılgılıdır Eğıtımın yaygınlı-
ğı kadar eğıtımın ıçenğı de onemlıdır
Evrensellık ve ulusalhk tekdüzelık de-
ğıldır Laık ve ulusal eğıtımdekı sapma-
lar (1924 yılında sağlanan bu eğıtım ıl-
kelennden sapmalar) tutarsızlıklar çağ-
daşlığa yönelmemızın hızını azaltmıştır
Laık. ulusal Turk kultürune davanan ve
evrensellığe açık bır eğıtım polıtıkası
Ataturkçüdur, çağdaştır
Tum bunlar göstenyor kı geleceğe yo-
nelıklık, Ataturkçuluk ve Ataturkçu kül-
tûrsıyasasmınbırparçasıdır Çunku Ata-
türkçulük, yaptığımız, başardığımız ış-
lerle yetınmez, hep geleceğe yönehktır
Bu geleceğe yonehklık soyut bır amaç
değıl somut olarak ılende neler başara-
cağımız, başarmamız gereken ışler, plan-
lar, somut konulardır Unlu Ingılız tanh-
çısı Arnold J. Toynbee'nın de vurguladı-
ğı gıbı, u
eskiv1e"değıl. "üeriyle", "gele-
cek"le ılgılenmek Ataturk ey lemının öz-
yapısal nıtehğıdır (3)
Ataturk kultur pohtıkasının uygulan-
masını ve sureklıhğını ıstememız geçmı-
şe ozlemden değıl, bılimden yana olma-
mızdan ve Turk kulturunun o yonde bu-
yuk gehşmeler sağlayacağına ınancımız-
dan kaynaklanıvor
Ataturkçu kultur polıtıkası hem ulu-
sal hem ılencı ve hem de evrenseldır
Ataturkçu kültür polıtıkası 21 yuzyıla
hazırdır, yeter kı uygulansın Yeter kı tu-
tarlı ve sureklı uygulansın
(1) Ernest Jackh Dunku, Bugunku,
Yannkı Turkıye lstanbul 1946. s 207
(2) Alı Mazrui, "Meıjı Restorasyonu
ıle Ataturk'un Mırası Arasında Afhka
'Karşılaştırmalı Modernleşme tkılemı',
Bıldınler ve Tartışmalar" T Iş Bankası
Uluslararası Ataturk Sempozyumu An-
kara Tısa Matbaacılık, 1983 s 291
(3) Arnold J Toynbee, A Study of Hıs-
tory (Tanh Uzennde Bır Çalışma) Lon-
don Oxford Ünıversıty Press, 1947 s
102-103
ARADABIR
TONGUÇ GORKER
Nasıl lyi Hekim Olunur
Geçen yıl yrtırdığımız deöeriı hoca Prof Uğur Der-
man anısına duzenlenen "7yı Hekımlık" sempozyumu
ılgınç tartışmalarla geçtı
lyı hekımlık konusu, saglık hızmetırnn sağlıklı olabıl-
mesı açısından çok onemlıydı Çunku sağlık hızmetının
hangı yontemle olursa olsun lyı koşullarda yuruyebılme-
sının oncel koşulu hızmetın lyı hekımlerle venlmesıydı
Sağlık hızmetınden hemşıreyı ayınrsanız hızmet duze-
nı bozulur fakat hızmet yok olmazdı Eczacıyı ayınrsa-
nız hızmet çok daha fazla bozulur, ama yıne ağır aksak
yuruyebılırdı Ne var kı hekımı ayınrsanız hızmet yok
olurdu Yaşamın varlığı ıçın guneş ne denlı gereklı ıse,
sağlık hızmetının varlığı ıçın hekım o denlı gereklıydı
fıp fakultelennın lyı hekım yetıştırebıldıklerı ya da ye-
tıştıremedıklerı konusu uzun yılların tartışma konusuy-
du Oysa lyı hekımın yetışmesı ıçın fakulte eğıtımı ye-
teriı değıldı
lyi hekim olmanın birinci koşulu, iyi insan olmak-
tr. lyı ınsan olmak ıçın meslek eğıtımını bekleyen kışı
geç kalmış demektır lyı ınsanı yetıştıren, once aıle, son-
ra sırası ıle ılkoğretım, ortaoğretım, çevre, ortam, gete-
nek, kıtap ve gorgudur lyı ınsan olmak, iyi hektm olma-
nın temelını hazırlar Çalışma, oğrenme, uygulama de-
neyım kazanma, sık sık bılgı tazeleme, yenıhklere adap-
te olma, yaşam boyu sureklı eğıtımı benımseme, gere-
ğınde ozvende bulunma, iyi ınsan temelı uzenne ınşa
edılen meslek eğıtımı eklendır
Toplumlar oz benlıklennı kendı bıreylerıne yansıtıriar
Ortak ozellıklerı olan ınsanların oluşturduğu toplumlar-
da, bu ozellıklere uygun ınsanlar yetışır Eğer bu ozel-
lıkler ılenye donuk olumlu ve ozgur kafa yapılannı yan-
srtıyorsa, iyi ınsan yetıştırme olasılığı çoğalır Ozellıkle-
rı fazla umutlu gorunumde olmayan topluluklarda da
iyi eğıtımın lyıleştıncı katkılan beklenebılır Bu lyıleştırı-
cı katkılann meyvelerının en fazla elde edılebıleceğı
meslek ıse hekımlıktır Ulkemız ınsanının aydınlanma
ve ozgurluk savaşımına baş koymuş kışıler arasında çok
sayıda hekım bulunmaktadır "Tıbbıyeden her tur ınsan
yetışır, hatta hekım bıle yetışır" deyışı bu anlayışı yan-
sıtmaktadır
Hekim gozüyle iyi hekim: Insanı seven, ınsan onu-
runa saygı duyandır Dıffdın, ırk aynmı gozetmeden go-
revını yurutendır
Mesleğını çıkar hesaplan yapmadan uygulayandır
Hastayı, odedığıne gore değıl, gereksınımıne gore de-
ğertendırendır Gerekenı yaparken gosterışe gerek gör-
meyendır
Bılmedığı zaman bılıyormuş gıbı yapmayan bılenı
bulma erdemını gosterendır Mesleğının her geçen gun
yenı yontemlerie ve buluşlarla yenıîendığını bılen, tum
yenılıklerı oğrenme ve uygulama çabası gosterendır
Meslekte deontolojıye saygılı olan meslektaşlannı
kotulemekten kaçınan, gereğınde yardımcı olma çaba-
sı gosterendır
Bu mesleğı seçen kışının yaşam boyu oğrencı olma-
sı gerektığıne ınanandır
Bıldığını oğretmekten orur duyan, meslek sırn sap-
lantısına duşmeyendır
Gerekırse gunun 24 saatını hastaları ıçın harcayata-
lendır
Gece uyumak ıçın yatağına gırdığınde, zaman za-
man mudahale ettığı hastayı, ızledığı vakayı anımsayıp
uykusu kaçandır
Işlerını bahane edıp aılesını ve obur yakınlannı ıhmal
etmeyendır Meslek onurunun gerektırdığı sadelık, du-
rustluk ve açık sozluluğe, yalnız ış saatlennde değıl,
tum yaşantısında ozen gosterendır
Çaresıze, gereksınımı olana yardım eden, acımasız-
dan yanaolmayandır Toplum sorunlanna ılgı duyan, so-
runlann çozumune katkıda bulunma çabası gosteren,
toplum duşmanlan ıle savaşıma gırenlenn yanında yer
alandır
Mesleğınde bılımsel gelışmeye ozen gostenrken, çev-
resındekı ınsanlann aydınlanma gereksınımlenne de
katkıda bulunandır Emeğının karşılığında hak ettığı ge-
çım duzeyını odun vermeden ıstemesını bılen, fakat kı-
şılığını, onurunu, ınsanlığını, hangı turde karşılık verılır-
se verılsın, asla satmayandır
lyi hekim nasıl çalışmalı: iyi hekımın iyi hekım ola-
rak kalmasının oncel koşulu, çalıştığı kurumun dışında
bır başka hızmete eğılım gostermemesıdır Tum mesa-
ısın. ve tum dıkkatını çalıştığı sağlık kurumunun hızme-
tne vermelıdır Adına "tam sure" ya da "full tıme" de-
nılsın, hangı ad venlırse venlsın, esasen yorucu ve yıp-
ratıcı bır mesaıden sonra hekımın bır başka hızmet yap-
maması gerekır Sorumluluğunu taşıdığı ınsan sağlığı
hızmetınde başanlı olması ıçın, sağlığını ve dıkkatını
özenle korumak zorundadır Özellıkle kamu gorevlenn-
de bellı sure çalıştıktan sonra bır başka hızmette çalış-
masına devamı demek, çok geçmeden bunlardan bın-
sını aksatmak zorunda- kalması ya da yorgun kafa ıle
mesleksel hatalara suruklenmesı demektır Aynı kurum
çınde çalışma bıtımı saatınden sonra para karşılığında
hızmete devam etmesı de farklı bır uygulama olmayıp,
aynı sakıncayı taşımaktadır
"Sen maaşa aldırma, gıttığın yerde tyı para kazanır-
;ın" sozlenyle hekımın sırtını sıvazlayıp atama yapan,
tamu hızmetıne daha ılk adımda hekımı yozlaşmaya
ten yonetıcı turlennın artık tanhe kanşması zamanı gel-
mıştır
Hekımler tek kurumda sağlık hızmetını bu ulkenın ın-
sanlarının guvencesı ıçın seçmelı, emeklennın hakkını
bu ulkenın ınsanlarının guvencesı ıçın ıstemelı, iyi he-
tım olma yolunda bu ulkenın ınsanlannın guvencesı
çın çaba gostermelıdırler Sağlık yonetımının beynı olan
bekımden beklenen budur
Nükleer enerjide gecikme
Prof. Dr. Ş.4RMAN GENÇAYİTU Nükleer Enerjı Enstıtüsü
^ ^ I
o
lkemızde 1990 yılında tuketılen
" toplam enerjı kaynağının
0/
o46'sı
yurtdışından alınmıştır En ıyım-
ser tahmınlerle bu deger 2010 yı-
lında %60'lara ulaşacaktır Enerjı
^^_^ konusunda dışa bağımlı olmamak
soz konusu değıldır Dış kaynaklardan bağımsız-
lığı sağlayacak yurtıçı kaynaklanmız voktur
2010 yılında hıdrolık enerjı uretım potansıyelı-
rruz ın %50'den fazlasını kullanarak toplam ener-
jı talebımızın ancak %10'unu, elektnk enerjısı ta-
lebımızın ıse %30'unu karşıla>abıleceğız Özel-
lıkle su debısı değışken bır hıdrohk potansıyele
sahıp olan ulkemızde hıdrolık enerjı uretım po-
tansıyelının kullanımında ° o65'lenn uzenne çık-
mak zordur Yıne 2010 yılında yetennce önem
venrsek, guneş ve ruzgâr enerjısı toplam enerjı
tüketımımızın ancak °ol 3'u gıbı çok kuçük bır
bolümünu karşılayabılecektır (1)
Dolayısıyla ruzgâr ve guneş enerjısı etrafında
kopanlan gurûltu anlamsızdır v e kamuoyunu ya-
nıltıcıdır Guneş ve ruzgârenerjısınden yararlan-
ma konusu ıhmal edılmemehdır Ancak bır ulke-
nın enerjı polıtıkası, hayal kurularak boylesıne
kuçuk oranlı kaynaklar uzenne dayandınlamaz
Amenka Bırleşık Dev letlen'nde (ABD) bu oran
kuçuktur 2030 yılında toplam enerjısının ancak
%12'sım, hıdrolık enerjı dahıl, yenılenebılen
enerjılerden (hıdrolık, guneş. ruzgâr, bıomas)
sağlayabıleceğını planlamaktadır ABD'de anla-
şılacağı uzere guneş ve ruzgânn toplam enerjı
ıçensındekı payı, 35 yıl sonra en fazla %3-4 cı-
vannda olacaktır(2) ve o ulkede bu konuda çok
cıddı araştırmalar yapan kuruluşlar bulunmakta-
dır Gûneş ve ruzgâr enerjılennden yararlanma-
nın çok genış toprak parçaları gerektırdığı de
unutulmamalıdır(3)
Halen dunyada çalışmakta olan 430 nükleer
güç reaktorü bulunmakta, 55 reaktörun de ın-
şaatı surmektedır Bunlardan 22'sı Avrupa'da,4"ü
Rusyada, 6'sı Japonva'da ve 7 tanesı de Gune>
Kore'de ınşa halındedır Reaktorlenn azgelışmış
ülkelere pazarlanarak onlann aldatıldığı doğru
değıldır 1990 cıvannda ABD'dekı enerjı senar-
yosu 2030 yılına kadar reaktörlerden tamamen
vazgeçılmesı veya yapımlanna hız venlmesı şek-
lındeseçeneklıolmuştur(2) 1995 >ılınagelındı-
ğmde araştırmalara hız v enldığını, >enı prototıp-
lenn hazırlıklannın yapıldığını gormekteyız
ABD'de halen 109 reaktor çalışmakta, 2 reakto-
run ınşaatı sürmekte bır yenı reaktor ıse 1993yı-
lında enerjı üretımıne başlamış bulunmaktadır
ABD'de tuketılen elektnk enerjısının %21 'ı nük-
leer reaktorlerde uretılmektedır
Kurulu elektnk uretım kapasıtemızın yaklaşık
19 000 MW olduğu buna karşılık tuketımın
11 000 MW ıle karşılandığı gerçeğı kamuoyunu
yanıltmaktakullanılmaktadır
o/
ol00'eyakın ku-
rulu guç fazlamız yanlış yorumlanmaİctadır Su
debısı değışkenlığı kurulu sıstemın yapısının bo-
zukluğundan ılen gelen. santrallann elde bulu-
nabılırhk oranlannın çok duşuk olması, zaten
yuksek bır rezerv ı gerektırmektedır
Sıstem, yapı olarak elektnk açığı nskıne kar-
şı guven v ermekten uzaktır( 1) Nıtekım, herhan-
gı bır termık santralımızın durmasını gerektıren
bır anza olduğunda elektnk kesıntılen gundeme
gelmektedır Enerjı tasarrufuna onem venlmelı.
dağıtım şebekelennde kayıplar da gıdenlmelıdır
2010 yılına kadar en ıyımser tahmınlerle yapıla-
bılecek tasarruf % 15'ler crvanndadır
2010 yılında elektnk enerjısı talebımız 1990
y ılındakının yaklaşık 4 katı olacaktır( 1) Bu eneT-
jı çeşıtlı kaynaklardan sağlanmalıdır Lınyıt kay-
naklanmızın kalıtesı duşuk ve çevre ıçın çok za-
rarhdır Bu çerçeve ıçensınde, karbondıoksıt uret-
meven en temız enerjıyı sağlayan nukleer reak-
torlen gozardı etmek hıç akıllıca bır tutum değıl-
dır
Dunya, karbondıoksıt üretmeyen yakıtlara on-
celık vermek zorundadır Atmosferdekı karbon-
dıoksıt oranı her yıl yaklaşık %1 oranında art-
maktadır Bunun sonuçlannı kestırmek çok zor-
dur Fakat belkı de yaşamı yok edecek bır tehlı-
keye yol açmasmdan korkulmaktadır Uluslara-
rası toplantılarda karbondıoksıt uretımının azal-
tılması planlan yapılmaktadır
Bunu sağlayacak en onemlı potansıyel elekt-
nk uretımının nukleer reaktörlerden sağlanması-
dır Buna paralel olarak da elektnk tuketımının,
tuketılen toplam enerjı ıçensındekı payı arttınl-
mavaçalışılmalıdır
Nukleer reaktörlenn çalışmasının dünyadakı
radyasvon duzeyını yukselterek kanser nskını
arttırdığı şeklınde çok >anlış bır kanı vardır Biz
zaten radv asyonlu bır dunyada yaşamaktayız Her
sanıye vucudumuz 15 000 radyoaktıf parçacık
tarafından bombardıman edılmektedır 400 met-
rekarelık bahçesını bır metre dennlığınde kazan
bır ınsan, 6 kg toryum, 2 kg uranyum ve yakla-
şık 1 kg şıddeth radyoaktıf olan potasyum - 40'ı
ortaya çıkarmakta ve bu maddelerle temas et-
mektedır Tumuyle doğal olan bu radyasyondan
kaçınmanın bır yolu yoktur
Bu radyasyonlu dunyada, şımdıye kadar kul-
lanılmış olan nukleer sılahlar ve radyoaktıf ka-
zalann ortalama radyoaktıvıte sevıjesıne katkı-
sı yok denecek kadar azdır Korkulacak olan, re-
aktorlerde ve toplumun vazgeçemeveceğı, çok
sayıdakı radyasyonlu uygulamalarda (rontgen,
kanser tedavılen endustnyel uygulamalar) mey-
dana gelen kazalardır
Bugun Batı'nın urettığı reaktorler, kaza nskı
son derece duşuk ve guvenılır sıstemlerdır Nuk-
leer enerjı ınsan olümlen bakımından obür ener-
jı uretım çeşıtlen yanında çok masum kalır Or-
neğın, 1979'da Hındıstan'da yıkılan baraj 1500
kışıyı, 1978'de Kuzey Denızı'nde yıkılan petrol
platformu 165 kışıyı oldurmüştur Daha pek çok
ornek venlebıhr
Nukleer guç reaktorlen 1950'lerden başlayan
uzun bır sureç ıçensınde gelıştınlmış ve halen de
gelışımmı surdurmektedır
Fızıkçı. matematıkçı ve muhendıslenn gelış-
tırdıklen yontemler orada uygulanmış ve bu cı-
hazm gehşmesı ıçın yapılan çalışmalar, bılım ve
muhendıslık dallannın gelışmesıne çok onemlı
katkılarda bulunmuştur Geçen yıl ABD'de ıkı
buyuk laboratuvar, enerjı daıresının desteğı ve
buyuk harcamalarla, yakıtını kendı ureten, ken-
dı artıklanndakı ve bugune kadar bınken nükle-
er artıklardakı bazı radyoaktıf maddelen yakan,
geleceğın reaktor tıpının gelıştınlmesını tamam-
lamış, bır prototıp ınşası ıçın hazır duruma gel-
mışlerdır Insanoğlu bu cıhaz uzennde yenılıkler
yapmaya devam edecek ve gelecektekı temız
dunyayı bunlann yardımı ıle sağlamaya çalışa-
caktır
Ülkemız bu teknolojıye gırmekte geç kalmış-
tır Gecikme ıvedılıkle gıdenlmelıdır Aynca Tur-
kıye, sahıp olduğu, dunyanın en zengın toryum
kaynaklanndan yararlanma yollannı aramalıdır
(1) V Şahm, "Enerjı Sektorunde Geleceğe Ba-
kış" TUSİAD Raporu, 1994
(2) "Natıonal Energy Strategy" U S Govern-
ment Pnntıgn Offıce, 1991
(3) Ş Gençay, "Nükleer Enerjı ve Çevre"
Cumhunyet gazetesı 20 Mayıs 1993
PENCERE
7 Mayıs...
Geçmış gun, tutukevındeyken annemden bır mek-
tup almıştım, sakladım, "Balkonumuzda mayıs gül-
lerı açtı" dıye yazıyor ve eklıyordu, "gormenı ıster-
dım "
Anneler duyarlı ve ıncelıklıdır
Sabahattin Kudret Aksal'ın "Mayıs" adlı şıırı de
pek guzeldır
Karmaşık bahçe, guller,
Kuşlar camda dızıyle,
Güneş mavı yuzuyle
Bakarak mayıs guler
Bulutlar gıbı akan
Gurıier savruk geçerken
Ağaca konmuş erken
Yazda Zaman 'dır kokan
Ne var kı her yıl mayısın ılk haftası, hava lımonıle-
şır, bulutlar yağdı yağacak kuruntusunu yayarlar,
mayıs gullerı açtı açacak, tomurcuklanır, her yıl 7
mayısta Cumhurıyet'ın bahçesınde kuruluş yıldonu-
mu kutlandığından bızler de ıkırcıklenınz
- Yağacak mı?
Cumhunyet, 7 Mayıs 1924'teyayın yaşamınabaş-
ladı, bu yıl gazetemızın 72'ıncı yıldonumu
Bızım yılrJonumunu kutlama torenımız başka ga-
zetelennkıne benzemez, kımseye çağrı çıkarılmaz,
bahçede masalar kurulur, açık sofralar, dostlar ken-
dılığınden katılırlar, çalışanlarla bırlıkte ayakta doner-
pılav yenır, bıra ıçılır, soyleşılır, konuşulur, kucaklaşı-
lır, alçakgonullu bır kutlamanın sıcaklığında yuce go-
nulluluğun mutluluğu paylaşılır
Inşallah 7 mayıs pazar gunu hava lımonılıkten sıy-
rılır, yağmur yağmaz, Sabahattin Kudret'ın şıınndekı
gıbı "mayıs guler", bahçemtze dostlar doluşur
•
Dedıkodu, kırienen medyanın vazgeçılmez duş-
kunluğune donuştu, mahalle yosmasının çığnene
çığnene rengı değışen çıkletınden yapılan balonlar
bırbın ardına patlatılıyor, bu arada Cumhurıyet'ın sa-
tıldığı da soylenıyor, özellıkle tezgâha suruluyor
Cumhunyet bır vakıftır
Satılamaz
Hukuksal gerçek bu1
Pekı neden bu dedıkodu''
Çunku medyanın, dayanılmaztekelleşmesınde ba-
ğımsız bır tek gazete kaldı
Cumhunyet
1
Herkesın gozu Cumhunyet'te
1
Alaturkada beş keman, altı ut, sekız tambur, yedı
klarnet bır araya gelse, hepsı aynı notayı çalar, tek
seslılıkten sazların çokluğuyla kurtulamazsın
Tekelleşen medyada durum bu
1
Ve bunun ıçın Cumhunyet'e saldırılar hıç durmu-
yor, gun geçtıkçe artıyor
•
Ne olursa olsun yaşam yıne de guzel
1
Hafta so-
nu pazar gunu 72'ıncı kuruluş yıldonumunu yuce
ağaçların altında bahçemızde kutlayacağız
llkyazda çıçek açan ağaç
Yayar kokusunu oğlede,
Savnılur bulutlar tuy tuy,
Dur da bak> Tuter mavı mavı
Dumanlar, gokle saydam serçe
1995'ınMayısı
Mayısın ılk haftasında havanın albenısı yok, ama,
pazara değın guzelleşır bıra, doner, pılav, bır de gü-
neş çıktı mı, gel keyfim gel
Hem bılıyorsunuz bu gazetenın adını kım koy-
muş?
Mustafa Kemal
1
.
T.C.
tLAN
DENtZLİ 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo 1994 1020
Davacı Fatma Muruvet Karasu tarafından davalı Or-
han Erkan alevhıne açılan ortaklığın gıdenlmesı davası-
nın yapılan açık yargılaması sırasında Davalılardan Or-
han Erkan'ın teblıgata >arar adresı tespıt edılemedığın-
den duruşma gunu olan 29 6 1995 gunü saat 9 00'dabız-
zat duruşmaya gelmenız veya vekılle temsıl ettıımenız,
aksı takdırde davanın HUMK'nın 213 maddesı uyann-
ca gıyabınızda yürüyeceğı. 7201 sayılı Teblıgat Yasa-
sı'nın 29 maddesı uyannca meşruhatlı davetıye yenne
kaım olmak uzere ılan olunur Basın 18660
BRflun
Rccboh
nccıcı
V A K KO
Peebok
ZANCASTER ^
"• SONY JASOT
Ünlü
markaların
ortak pazarı.I
\
YKM, büyük mağaxa*
adidas^ Ckabfiel Veneto
HELENA RL"BI\STF.I\
INFINITV Yerli ve yabancı markalar YKM'de bir arada.
&brabantia
Samsonite Rowenra
ENRICO
ı^jfe>- COVERI
~^ Levrs
YKM'de kendınıze eşınıze, çocuklarınıza gereklı olan
her şeyın en lyısını, hem de unlu markalardan, mağaza
mağaza dolaşmadan üstelık
uygun fıyat ve kolay odeme şart-
larıyla bulacaksınız Alışverışınızı bır
seferde en mükemmel şekılde
YKM de yapın Keyıflı alışverışler
YENI
I KARAMÜRSEL
VIUNZ I U B I U m U N M A Ö A Z A U U U M I Z PAZAR G U N U R I 12.00-19.OO AKASI AÇIICTIIl. İSTANBUL SULTANHAMAM BEYOGLU FAVH KADIKÖY USKUDAR PENCHK
BUYUKÇEKMECE 'ESENLER 'YALOVA ANKARA 'KIZILAY ULUS IZMIR KONAK BORNOVA 'BURSA ADAPAZARI IZMIT ISKENDERUN ANTAKYA ADANA
MERSİN ÇORLU 'SAMSUN TRABZON MALATVA ELAZIG BALIKESIR 'AYVALIK 'EDREMIT GEBZE 'ERZURUM KIRIKKALE GAZİANTEP "MANİSA
İLAN
T.C
KARŞIYAKA2.
SULH HUKUK
MAHKEMESİ
Esas 1993 1175
Davacı Kemal Topka-
ya vekılı tarafından dava-
lı Huseyın Sağlam vs
ale>hıne ıkame olunan
ortaklığın gıdenlmesı da-
vası nedenıyle
Davacı vekılı dava dı-
lekçesınde, taraflann
Karşı> aka Gümuşpala
Mahallesı, Turan mevkı-
ınde 25H-2D pafta,
36898 ada. 1 parselde ka-
yıtlı taşınmaza paydaş ol-
duklannı, aynen taksımı
mümkun olmadığından
satılarak pa>daşlığuı gı-
denlmesıne karar venl-
mesını ıstemıştır
Davalı paydaşlar Fat-
ma Fındık, Marko Mor-
gez ve Halıl Teke'nın ad-
reslen tespıt edılemedı-
ğınden dava dılekçesının
ılan yolu ıle teblığıne ka-
rar venlmış olmakla,
Davalılar Remzı kızı
Fatma Fındık, Hayım oğ-
lu Marko Morgez ve Ha-
lıl Teke nınyargılamanın
bırakıldığı30 5 1995gü-
nu saat 10 30'da mahke-
memızde hazır bulunma-
lan ve>a kendılennı bır
vekılle temsıl ettırmelen,
aksı halde yargılamaya
yokluklannda devam olu-
nacağı ve kendılerıne
munasıbının kayyım ta-
yın edıleceğı hususu dava
dılekçesı yenne geçmek
uzere ılanen teblığ olu-
nur 2441995
Basın 19932