04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1995 PERŞEMBE • î . ' ' ' OLAYLAR VE GORUŞLER 21. yüzyıla ğîrerken Atatürkçü kültür siyasası Tum yenıleşme çabalannda, geleneksel tepiumlârdan çağdaş* ~' toplumlara geçışte. ulusallaşma, ulusal devletı kurma, ulusal bır sıyasa ızleme, ulusal bır kültür yaratma ve bunu halka yayma, temel amaçlardan bın olmuştur. Prof. Dr. SUNA KÎLİBoğazıçı Ümversıtesı dev letı kurarak, ulusallığı. laıklığı temel ılkeler olarak benımseyerek çağdaş u> - garlık duzeyını amaçlamamızı, ulusallı- ğımıza evrensel boyutlar da kazandırma- mızı sağlamıştır Ataturk'un çağdaşlaştıncı ulusalhk an- layışı evrensellığe geçışı de hazırlamış- tır Ataturk bugoruşunu hem eylemdeve hem de duşunsel alanda dıle getırmıştır "Uyuyan bir ulusu uvandıımak cesur bir girişimdir, fakat biz uvanmak ve uyanık kalmava karar verdik. Modern bilim e\- renseldır. Biz bu bılimden tumu> le varar- lanacagız, fakat daıma da Turk kalmaya çalışacağız." (1) Ataturk un çeşıtlı konuşmalannda "çağdaş. uvgarlığa erişmek", "Turkhığun unutulımış buyuk medeni vasfi" tumce- len yer almaktadır Turkluk ve uy garlık Işte Ataturk'un sık sık kullandığı ıkı söz- cuk Turk ulusunun, Turkıye Cumhun- vetı'nın bugunu ve yannı onun varlığıtun temelmdekı ulusal, laık, demokratık ve hukuksal olma bağlamında ve bu bağla- mın sûreklılığınde saklıdır Bu.ayncage- lışmış ulkelenn deneyımlennden yarar- lanırken mazlum uluslann haklı ıstekle- nnı, bağımsızlık, kalkınma savaşımlan- nı desteklemektır Ekınsel (kulturel) çağdaşlaşmada te- mel ılkeler ulusçuluk ve laıklıktır Ata- S ıvasal kulrur açtsından Tur- kıye ve gelışmekte olan ul- kelenn buyük çoğunluğu karşılaştınldığında ve onlar- la olan farklılıkJann uzenn- de durulduğunda genelde şu ozellıklerortayaçıkarmaktadır 1-Turk- ler de\ let geleneğıne sahıp tanhte çeşıt- h devletler kurmuş bır ulustur 2- Sıya- sal açıdan sömurge durumuna duşme ıle karşılaşıldığında, 1919-1922tanhlennde başanlı bır bağımsızlık savaşı vermışler. somurge durumuna duşmemışlerdır 3- Atatürk Devnmı, sıyasal ozgurlüklere ınsana, 'us'a, bılıme ağırlık veren Türk AvdınlaıunaDevrimi'nıbaşlatmıştır Kı- sacası ulkemızıntanhselve kulturel ge- lışımı bızlen yalnızca ekonomık kalkın- mayı sağlamak, teknolojıyı yakalamak konulannda değıl, sıyasal yönetım bıçı- mı. sıvasal ozgurlukler konulannda da duyarlı kılmıştır Yalnızca çağdaşlaşmanın sağlanması ıçın değıl. çağdaş olmanın, çağdaş yaşa- mın sureklılığının sağlanması ıçın de top- lumun. sıvasal sıstemın ve sıyasal kultu- run değışıme bağlı, değışıme açık olma- lan gerekır Ulusal devletı kurmadan çağdaş bır sıyasal yonetımı uygulamadan evrensel- lığe geçış olanaksızdır Ataturk, ulusal turk Devnmı yle eğıtım-oğretım bırlığı sağlanmış ve eğıtım ulusal laık bır teme- le oturtulmuştur Özellıkle eğıtım kurum- lan Turk Dıl Kurumu v e Turk Tanh Ku- rumu nun çalışmalan ulus oluşturulma- sı, ulusal kımlık bılıncının pekıştınlme ve yaygınlaştınlması doğrultusunda ol- dukça başanlı olmuştur 21 yuzyılın eşığınde ve 21 yüzyılda Ataturkçu kultur siyasası (polıtıkası) ulu- salhk, laıklık \e eğıtım uzennde yoğun- laşmalıdır Ancak bunlara da devıngen olmaolanağı venlmelı, devnmcıhk ılke- sı goz ardı edılmemelıdır Ulusalhk dıyo- nız, çünku. once de belırttığımız gıbı, ulusalhk kendı ıçınde evrensellığı de ba- nndırmaktadır Tum yenıleşme çabalannda gelenek- sel toplumlardan çağdaş toplumlara ge- çışte, ulusallaşma, ulusal devletı kurma ulusal bır sıvasa ızleme. ulusal bır kultur yaratma ve bunu halka yayma. temel amaçlardan bın olmuştur Çağdaşlaşma- nın. yenıleşmenın bu temel aşaması Ata- turk Devnmı'nın ulusçu. halkçı, laık, cumhunyetçı ıçenğıyle gınşılen her ey- lemde goz önunde tutulmuştur Ulusal devlet surecınegırmeden ulu- sal kulturu gehştırmeden evrenselhğe ge- çış olanaksızdır Unlu Afhka kokenlı top- lumbılımcı AJi Mazrui de kulturde mo- defnleşmenın Ataturk Devnmı'nın ozu- nü oluşturduğunu şu sozlerle anlatıyor "Ataturk Devrimi, Turk kulturü mo- dernleşmeden ne devlet ve ne de ekono- mının etkın bır şekılde modernleşebilece- ği onculunden hareketle vola çıkmıştır. Toplunı butunleşmış bır fenomendı, kul- tur ve ekonomi arasında, devlet ve ortak manevi temel arasında kolayhkla ayırun yapmak mumkûn değikiL" (2) Bu bağ- lamda onemle belırtılmesı gerekır kı dıl, bır ulkenın kulturunun gehşımınde temel bır oğedır Bır devlet, bır toplum ıçın de en onemlı oğelerden bın, dıl bırlığının sağlanması ve bu dılın ulusun tum bırey- lennce anlaşılır olmasıdır 21 yüzyılda Ataturkçu kultur siyasa- sı 1930*lu yıllarda başlayan Turk dılı ça- hşmalannı aynı tıtızhk ve tutarlılıkla sur- durme kararlılığını taşımahdır Ote vandan, tanh çalışmalan da du- yarlılıkla surdurulmehdır, çunku tanh, bır ulusun geçmışı, bugünu ve yannı ıçın en onemlı dayanaklardan bındır Bılınç- lı ve bılımsel bır tanh anlayışının kultu- rumuzun gehşımınde onemlı bır ışlevı vardır Oteyandan laikhğinntizlikvedu- yariılıkla sürdürulmesi ve korunması. çağdaş ve evrensel olmamıa sağiayacak- tır. Evrensel ve yaşamsal duzenlemelerde egemen olması gereken, us ve bılımdır Ataturk, "Yaşamda en gerçek yol göste- rici bilimdir" dıyerek gerçekte laıklığin onemıne değınmıştır Laıklık ılkesı aynı zamanda obur ılkelenn uygulanmasında da usu bılımı egemen kılmayı gerektınr 21 yüzyılda uzennde oncelıkle dunıl- ması gereken, Ataturkçu kultur siyasası eğıtım ıle de ılgılıdır Eğıtımın yaygınlı- ğı kadar eğıtımın ıçenğı de onemlıdır Evrensellık ve ulusalhk tekdüzelık de- ğıldır Laık ve ulusal eğıtımdekı sapma- lar (1924 yılında sağlanan bu eğıtım ıl- kelennden sapmalar) tutarsızlıklar çağ- daşlığa yönelmemızın hızını azaltmıştır Laık. ulusal Turk kultürune davanan ve evrensellığe açık bır eğıtım polıtıkası Ataturkçüdur, çağdaştır Tum bunlar göstenyor kı geleceğe yo- nelıklık, Ataturkçuluk ve Ataturkçu kül- tûrsıyasasmınbırparçasıdır Çunku Ata- türkçulük, yaptığımız, başardığımız ış- lerle yetınmez, hep geleceğe yönehktır Bu geleceğe yonehklık soyut bır amaç değıl somut olarak ılende neler başara- cağımız, başarmamız gereken ışler, plan- lar, somut konulardır Unlu Ingılız tanh- çısı Arnold J. Toynbee'nın de vurguladı- ğı gıbı, u eskiv1e"değıl. "üeriyle", "gele- cek"le ılgılenmek Ataturk ey lemının öz- yapısal nıtehğıdır (3) Ataturk kultur pohtıkasının uygulan- masını ve sureklıhğını ıstememız geçmı- şe ozlemden değıl, bılimden yana olma- mızdan ve Turk kulturunun o yonde bu- yuk gehşmeler sağlayacağına ınancımız- dan kaynaklanıvor Ataturkçu kultur polıtıkası hem ulu- sal hem ılencı ve hem de evrenseldır Ataturkçu kültür polıtıkası 21 yuzyıla hazırdır, yeter kı uygulansın Yeter kı tu- tarlı ve sureklı uygulansın (1) Ernest Jackh Dunku, Bugunku, Yannkı Turkıye lstanbul 1946. s 207 (2) Alı Mazrui, "Meıjı Restorasyonu ıle Ataturk'un Mırası Arasında Afhka 'Karşılaştırmalı Modernleşme tkılemı', Bıldınler ve Tartışmalar" T Iş Bankası Uluslararası Ataturk Sempozyumu An- kara Tısa Matbaacılık, 1983 s 291 (3) Arnold J Toynbee, A Study of Hıs- tory (Tanh Uzennde Bır Çalışma) Lon- don Oxford Ünıversıty Press, 1947 s 102-103 ARADABIR TONGUÇ GORKER Nasıl lyi Hekim Olunur Geçen yıl yrtırdığımız deöeriı hoca Prof Uğur Der- man anısına duzenlenen "7yı Hekımlık" sempozyumu ılgınç tartışmalarla geçtı lyı hekımlık konusu, saglık hızmetırnn sağlıklı olabıl- mesı açısından çok onemlıydı Çunku sağlık hızmetının hangı yontemle olursa olsun lyı koşullarda yuruyebılme- sının oncel koşulu hızmetın lyı hekımlerle venlmesıydı Sağlık hızmetınden hemşıreyı ayınrsanız hızmet duze- nı bozulur fakat hızmet yok olmazdı Eczacıyı ayınrsa- nız hızmet çok daha fazla bozulur, ama yıne ağır aksak yuruyebılırdı Ne var kı hekımı ayınrsanız hızmet yok olurdu Yaşamın varlığı ıçın guneş ne denlı gereklı ıse, sağlık hızmetının varlığı ıçın hekım o denlı gereklıydı fıp fakultelennın lyı hekım yetıştırebıldıklerı ya da ye- tıştıremedıklerı konusu uzun yılların tartışma konusuy- du Oysa lyı hekımın yetışmesı ıçın fakulte eğıtımı ye- teriı değıldı lyi hekim olmanın birinci koşulu, iyi insan olmak- tr. lyı ınsan olmak ıçın meslek eğıtımını bekleyen kışı geç kalmış demektır lyı ınsanı yetıştıren, once aıle, son- ra sırası ıle ılkoğretım, ortaoğretım, çevre, ortam, gete- nek, kıtap ve gorgudur lyı ınsan olmak, iyi hektm olma- nın temelını hazırlar Çalışma, oğrenme, uygulama de- neyım kazanma, sık sık bılgı tazeleme, yenıhklere adap- te olma, yaşam boyu sureklı eğıtımı benımseme, gere- ğınde ozvende bulunma, iyi ınsan temelı uzenne ınşa edılen meslek eğıtımı eklendır Toplumlar oz benlıklennı kendı bıreylerıne yansıtıriar Ortak ozellıklerı olan ınsanların oluşturduğu toplumlar- da, bu ozellıklere uygun ınsanlar yetışır Eğer bu ozel- lıkler ılenye donuk olumlu ve ozgur kafa yapılannı yan- srtıyorsa, iyi ınsan yetıştırme olasılığı çoğalır Ozellıkle- rı fazla umutlu gorunumde olmayan topluluklarda da iyi eğıtımın lyıleştıncı katkılan beklenebılır Bu lyıleştırı- cı katkılann meyvelerının en fazla elde edılebıleceğı meslek ıse hekımlıktır Ulkemız ınsanının aydınlanma ve ozgurluk savaşımına baş koymuş kışıler arasında çok sayıda hekım bulunmaktadır "Tıbbıyeden her tur ınsan yetışır, hatta hekım bıle yetışır" deyışı bu anlayışı yan- sıtmaktadır Hekim gozüyle iyi hekim: Insanı seven, ınsan onu- runa saygı duyandır Dıffdın, ırk aynmı gozetmeden go- revını yurutendır Mesleğını çıkar hesaplan yapmadan uygulayandır Hastayı, odedığıne gore değıl, gereksınımıne gore de- ğertendırendır Gerekenı yaparken gosterışe gerek gör- meyendır Bılmedığı zaman bılıyormuş gıbı yapmayan bılenı bulma erdemını gosterendır Mesleğının her geçen gun yenı yontemlerie ve buluşlarla yenıîendığını bılen, tum yenılıklerı oğrenme ve uygulama çabası gosterendır Meslekte deontolojıye saygılı olan meslektaşlannı kotulemekten kaçınan, gereğınde yardımcı olma çaba- sı gosterendır Bu mesleğı seçen kışının yaşam boyu oğrencı olma- sı gerektığıne ınanandır Bıldığını oğretmekten orur duyan, meslek sırn sap- lantısına duşmeyendır Gerekırse gunun 24 saatını hastaları ıçın harcayata- lendır Gece uyumak ıçın yatağına gırdığınde, zaman za- man mudahale ettığı hastayı, ızledığı vakayı anımsayıp uykusu kaçandır Işlerını bahane edıp aılesını ve obur yakınlannı ıhmal etmeyendır Meslek onurunun gerektırdığı sadelık, du- rustluk ve açık sozluluğe, yalnız ış saatlennde değıl, tum yaşantısında ozen gosterendır Çaresıze, gereksınımı olana yardım eden, acımasız- dan yanaolmayandır Toplum sorunlanna ılgı duyan, so- runlann çozumune katkıda bulunma çabası gosteren, toplum duşmanlan ıle savaşıma gırenlenn yanında yer alandır Mesleğınde bılımsel gelışmeye ozen gostenrken, çev- resındekı ınsanlann aydınlanma gereksınımlenne de katkıda bulunandır Emeğının karşılığında hak ettığı ge- çım duzeyını odun vermeden ıstemesını bılen, fakat kı- şılığını, onurunu, ınsanlığını, hangı turde karşılık verılır- se verılsın, asla satmayandır lyi hekim nasıl çalışmalı: iyi hekımın iyi hekım ola- rak kalmasının oncel koşulu, çalıştığı kurumun dışında bır başka hızmete eğılım gostermemesıdır Tum mesa- ısın. ve tum dıkkatını çalıştığı sağlık kurumunun hızme- tne vermelıdır Adına "tam sure" ya da "full tıme" de- nılsın, hangı ad venlırse venlsın, esasen yorucu ve yıp- ratıcı bır mesaıden sonra hekımın bır başka hızmet yap- maması gerekır Sorumluluğunu taşıdığı ınsan sağlığı hızmetınde başanlı olması ıçın, sağlığını ve dıkkatını özenle korumak zorundadır Özellıkle kamu gorevlenn- de bellı sure çalıştıktan sonra bır başka hızmette çalış- masına devamı demek, çok geçmeden bunlardan bın- sını aksatmak zorunda- kalması ya da yorgun kafa ıle mesleksel hatalara suruklenmesı demektır Aynı kurum çınde çalışma bıtımı saatınden sonra para karşılığında hızmete devam etmesı de farklı bır uygulama olmayıp, aynı sakıncayı taşımaktadır "Sen maaşa aldırma, gıttığın yerde tyı para kazanır- ;ın" sozlenyle hekımın sırtını sıvazlayıp atama yapan, tamu hızmetıne daha ılk adımda hekımı yozlaşmaya ten yonetıcı turlennın artık tanhe kanşması zamanı gel- mıştır Hekımler tek kurumda sağlık hızmetını bu ulkenın ın- sanlarının guvencesı ıçın seçmelı, emeklennın hakkını bu ulkenın ınsanlarının guvencesı ıçın ıstemelı, iyi he- tım olma yolunda bu ulkenın ınsanlannın guvencesı çın çaba gostermelıdırler Sağlık yonetımının beynı olan bekımden beklenen budur Nükleer enerjide gecikme Prof. Dr. Ş.4RMAN GENÇAYİTU Nükleer Enerjı Enstıtüsü ^ ^ I o lkemızde 1990 yılında tuketılen " toplam enerjı kaynağının 0/ o46'sı yurtdışından alınmıştır En ıyım- ser tahmınlerle bu deger 2010 yı- lında %60'lara ulaşacaktır Enerjı ^^_^ konusunda dışa bağımlı olmamak soz konusu değıldır Dış kaynaklardan bağımsız- lığı sağlayacak yurtıçı kaynaklanmız voktur 2010 yılında hıdrolık enerjı uretım potansıyelı- rruz ın %50'den fazlasını kullanarak toplam ener- jı talebımızın ancak %10'unu, elektnk enerjısı ta- lebımızın ıse %30'unu karşıla>abıleceğız Özel- lıkle su debısı değışken bır hıdrohk potansıyele sahıp olan ulkemızde hıdrolık enerjı uretım po- tansıyelının kullanımında ° o65'lenn uzenne çık- mak zordur Yıne 2010 yılında yetennce önem venrsek, guneş ve ruzgâr enerjısı toplam enerjı tüketımımızın ancak °ol 3'u gıbı çok kuçük bır bolümünu karşılayabılecektır (1) Dolayısıyla ruzgâr ve guneş enerjısı etrafında kopanlan gurûltu anlamsızdır v e kamuoyunu ya- nıltıcıdır Guneş ve ruzgârenerjısınden yararlan- ma konusu ıhmal edılmemehdır Ancak bır ulke- nın enerjı polıtıkası, hayal kurularak boylesıne kuçuk oranlı kaynaklar uzenne dayandınlamaz Amenka Bırleşık Dev letlen'nde (ABD) bu oran kuçuktur 2030 yılında toplam enerjısının ancak %12'sım, hıdrolık enerjı dahıl, yenılenebılen enerjılerden (hıdrolık, guneş. ruzgâr, bıomas) sağlayabıleceğını planlamaktadır ABD'de anla- şılacağı uzere guneş ve ruzgânn toplam enerjı ıçensındekı payı, 35 yıl sonra en fazla %3-4 cı- vannda olacaktır(2) ve o ulkede bu konuda çok cıddı araştırmalar yapan kuruluşlar bulunmakta- dır Gûneş ve ruzgâr enerjılennden yararlanma- nın çok genış toprak parçaları gerektırdığı de unutulmamalıdır(3) Halen dunyada çalışmakta olan 430 nükleer güç reaktorü bulunmakta, 55 reaktörun de ın- şaatı surmektedır Bunlardan 22'sı Avrupa'da,4"ü Rusyada, 6'sı Japonva'da ve 7 tanesı de Gune> Kore'de ınşa halındedır Reaktorlenn azgelışmış ülkelere pazarlanarak onlann aldatıldığı doğru değıldır 1990 cıvannda ABD'dekı enerjı senar- yosu 2030 yılına kadar reaktörlerden tamamen vazgeçılmesı veya yapımlanna hız venlmesı şek- lındeseçeneklıolmuştur(2) 1995 >ılınagelındı- ğmde araştırmalara hız v enldığını, >enı prototıp- lenn hazırlıklannın yapıldığını gormekteyız ABD'de halen 109 reaktor çalışmakta, 2 reakto- run ınşaatı sürmekte bır yenı reaktor ıse 1993yı- lında enerjı üretımıne başlamış bulunmaktadır ABD'de tuketılen elektnk enerjısının %21 'ı nük- leer reaktorlerde uretılmektedır Kurulu elektnk uretım kapasıtemızın yaklaşık 19 000 MW olduğu buna karşılık tuketımın 11 000 MW ıle karşılandığı gerçeğı kamuoyunu yanıltmaktakullanılmaktadır o/ ol00'eyakın ku- rulu guç fazlamız yanlış yorumlanmaİctadır Su debısı değışkenlığı kurulu sıstemın yapısının bo- zukluğundan ılen gelen. santrallann elde bulu- nabılırhk oranlannın çok duşuk olması, zaten yuksek bır rezerv ı gerektırmektedır Sıstem, yapı olarak elektnk açığı nskıne kar- şı guven v ermekten uzaktır( 1) Nıtekım, herhan- gı bır termık santralımızın durmasını gerektıren bır anza olduğunda elektnk kesıntılen gundeme gelmektedır Enerjı tasarrufuna onem venlmelı. dağıtım şebekelennde kayıplar da gıdenlmelıdır 2010 yılına kadar en ıyımser tahmınlerle yapıla- bılecek tasarruf % 15'ler crvanndadır 2010 yılında elektnk enerjısı talebımız 1990 y ılındakının yaklaşık 4 katı olacaktır( 1) Bu eneT- jı çeşıtlı kaynaklardan sağlanmalıdır Lınyıt kay- naklanmızın kalıtesı duşuk ve çevre ıçın çok za- rarhdır Bu çerçeve ıçensınde, karbondıoksıt uret- meven en temız enerjıyı sağlayan nukleer reak- torlen gozardı etmek hıç akıllıca bır tutum değıl- dır Dunya, karbondıoksıt üretmeyen yakıtlara on- celık vermek zorundadır Atmosferdekı karbon- dıoksıt oranı her yıl yaklaşık %1 oranında art- maktadır Bunun sonuçlannı kestırmek çok zor- dur Fakat belkı de yaşamı yok edecek bır tehlı- keye yol açmasmdan korkulmaktadır Uluslara- rası toplantılarda karbondıoksıt uretımının azal- tılması planlan yapılmaktadır Bunu sağlayacak en onemlı potansıyel elekt- nk uretımının nukleer reaktörlerden sağlanması- dır Buna paralel olarak da elektnk tuketımının, tuketılen toplam enerjı ıçensındekı payı arttınl- mavaçalışılmalıdır Nukleer reaktörlenn çalışmasının dünyadakı radyasvon duzeyını yukselterek kanser nskını arttırdığı şeklınde çok >anlış bır kanı vardır Biz zaten radv asyonlu bır dunyada yaşamaktayız Her sanıye vucudumuz 15 000 radyoaktıf parçacık tarafından bombardıman edılmektedır 400 met- rekarelık bahçesını bır metre dennlığınde kazan bır ınsan, 6 kg toryum, 2 kg uranyum ve yakla- şık 1 kg şıddeth radyoaktıf olan potasyum - 40'ı ortaya çıkarmakta ve bu maddelerle temas et- mektedır Tumuyle doğal olan bu radyasyondan kaçınmanın bır yolu yoktur Bu radyasyonlu dunyada, şımdıye kadar kul- lanılmış olan nukleer sılahlar ve radyoaktıf ka- zalann ortalama radyoaktıvıte sevıjesıne katkı- sı yok denecek kadar azdır Korkulacak olan, re- aktorlerde ve toplumun vazgeçemeveceğı, çok sayıdakı radyasyonlu uygulamalarda (rontgen, kanser tedavılen endustnyel uygulamalar) mey- dana gelen kazalardır Bugun Batı'nın urettığı reaktorler, kaza nskı son derece duşuk ve guvenılır sıstemlerdır Nuk- leer enerjı ınsan olümlen bakımından obür ener- jı uretım çeşıtlen yanında çok masum kalır Or- neğın, 1979'da Hındıstan'da yıkılan baraj 1500 kışıyı, 1978'de Kuzey Denızı'nde yıkılan petrol platformu 165 kışıyı oldurmüştur Daha pek çok ornek venlebıhr Nukleer guç reaktorlen 1950'lerden başlayan uzun bır sureç ıçensınde gelıştınlmış ve halen de gelışımmı surdurmektedır Fızıkçı. matematıkçı ve muhendıslenn gelış- tırdıklen yontemler orada uygulanmış ve bu cı- hazm gehşmesı ıçın yapılan çalışmalar, bılım ve muhendıslık dallannın gelışmesıne çok onemlı katkılarda bulunmuştur Geçen yıl ABD'de ıkı buyuk laboratuvar, enerjı daıresının desteğı ve buyuk harcamalarla, yakıtını kendı ureten, ken- dı artıklanndakı ve bugune kadar bınken nükle- er artıklardakı bazı radyoaktıf maddelen yakan, geleceğın reaktor tıpının gelıştınlmesını tamam- lamış, bır prototıp ınşası ıçın hazır duruma gel- mışlerdır Insanoğlu bu cıhaz uzennde yenılıkler yapmaya devam edecek ve gelecektekı temız dunyayı bunlann yardımı ıle sağlamaya çalışa- caktır Ülkemız bu teknolojıye gırmekte geç kalmış- tır Gecikme ıvedılıkle gıdenlmelıdır Aynca Tur- kıye, sahıp olduğu, dunyanın en zengın toryum kaynaklanndan yararlanma yollannı aramalıdır (1) V Şahm, "Enerjı Sektorunde Geleceğe Ba- kış" TUSİAD Raporu, 1994 (2) "Natıonal Energy Strategy" U S Govern- ment Pnntıgn Offıce, 1991 (3) Ş Gençay, "Nükleer Enerjı ve Çevre" Cumhunyet gazetesı 20 Mayıs 1993 PENCERE 7 Mayıs... Geçmış gun, tutukevındeyken annemden bır mek- tup almıştım, sakladım, "Balkonumuzda mayıs gül- lerı açtı" dıye yazıyor ve eklıyordu, "gormenı ıster- dım " Anneler duyarlı ve ıncelıklıdır Sabahattin Kudret Aksal'ın "Mayıs" adlı şıırı de pek guzeldır Karmaşık bahçe, guller, Kuşlar camda dızıyle, Güneş mavı yuzuyle Bakarak mayıs guler Bulutlar gıbı akan Gurıier savruk geçerken Ağaca konmuş erken Yazda Zaman 'dır kokan Ne var kı her yıl mayısın ılk haftası, hava lımonıle- şır, bulutlar yağdı yağacak kuruntusunu yayarlar, mayıs gullerı açtı açacak, tomurcuklanır, her yıl 7 mayısta Cumhurıyet'ın bahçesınde kuruluş yıldonu- mu kutlandığından bızler de ıkırcıklenınz - Yağacak mı? Cumhunyet, 7 Mayıs 1924'teyayın yaşamınabaş- ladı, bu yıl gazetemızın 72'ıncı yıldonumu Bızım yılrJonumunu kutlama torenımız başka ga- zetelennkıne benzemez, kımseye çağrı çıkarılmaz, bahçede masalar kurulur, açık sofralar, dostlar ken- dılığınden katılırlar, çalışanlarla bırlıkte ayakta doner- pılav yenır, bıra ıçılır, soyleşılır, konuşulur, kucaklaşı- lır, alçakgonullu bır kutlamanın sıcaklığında yuce go- nulluluğun mutluluğu paylaşılır Inşallah 7 mayıs pazar gunu hava lımonılıkten sıy- rılır, yağmur yağmaz, Sabahattin Kudret'ın şıınndekı gıbı "mayıs guler", bahçemtze dostlar doluşur • Dedıkodu, kırienen medyanın vazgeçılmez duş- kunluğune donuştu, mahalle yosmasının çığnene çığnene rengı değışen çıkletınden yapılan balonlar bırbın ardına patlatılıyor, bu arada Cumhurıyet'ın sa- tıldığı da soylenıyor, özellıkle tezgâha suruluyor Cumhunyet bır vakıftır Satılamaz Hukuksal gerçek bu1 Pekı neden bu dedıkodu'' Çunku medyanın, dayanılmaztekelleşmesınde ba- ğımsız bır tek gazete kaldı Cumhunyet 1 Herkesın gozu Cumhunyet'te 1 Alaturkada beş keman, altı ut, sekız tambur, yedı klarnet bır araya gelse, hepsı aynı notayı çalar, tek seslılıkten sazların çokluğuyla kurtulamazsın Tekelleşen medyada durum bu 1 Ve bunun ıçın Cumhunyet'e saldırılar hıç durmu- yor, gun geçtıkçe artıyor • Ne olursa olsun yaşam yıne de guzel 1 Hafta so- nu pazar gunu 72'ıncı kuruluş yıldonumunu yuce ağaçların altında bahçemızde kutlayacağız llkyazda çıçek açan ağaç Yayar kokusunu oğlede, Savnılur bulutlar tuy tuy, Dur da bak> Tuter mavı mavı Dumanlar, gokle saydam serçe 1995'ınMayısı Mayısın ılk haftasında havanın albenısı yok, ama, pazara değın guzelleşır bıra, doner, pılav, bır de gü- neş çıktı mı, gel keyfim gel Hem bılıyorsunuz bu gazetenın adını kım koy- muş? Mustafa Kemal 1 . T.C. tLAN DENtZLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 1994 1020 Davacı Fatma Muruvet Karasu tarafından davalı Or- han Erkan alevhıne açılan ortaklığın gıdenlmesı davası- nın yapılan açık yargılaması sırasında Davalılardan Or- han Erkan'ın teblıgata >arar adresı tespıt edılemedığın- den duruşma gunu olan 29 6 1995 gunü saat 9 00'dabız- zat duruşmaya gelmenız veya vekılle temsıl ettıımenız, aksı takdırde davanın HUMK'nın 213 maddesı uyann- ca gıyabınızda yürüyeceğı. 7201 sayılı Teblıgat Yasa- sı'nın 29 maddesı uyannca meşruhatlı davetıye yenne kaım olmak uzere ılan olunur Basın 18660 BRflun Rccboh nccıcı V A K KO Peebok ZANCASTER ^ "• SONY JASOT Ünlü markaların ortak pazarı.I \ YKM, büyük mağaxa* adidas^ Ckabfiel Veneto HELENA RL"BI\STF.I\ INFINITV Yerli ve yabancı markalar YKM'de bir arada. &brabantia Samsonite Rowenra ENRICO ı^jfe>- COVERI ~^ Levrs YKM'de kendınıze eşınıze, çocuklarınıza gereklı olan her şeyın en lyısını, hem de unlu markalardan, mağaza mağaza dolaşmadan üstelık uygun fıyat ve kolay odeme şart- larıyla bulacaksınız Alışverışınızı bır seferde en mükemmel şekılde YKM de yapın Keyıflı alışverışler YENI I KARAMÜRSEL VIUNZ I U B I U m U N M A Ö A Z A U U U M I Z PAZAR G U N U R I 12.00-19.OO AKASI AÇIICTIIl. İSTANBUL SULTANHAMAM BEYOGLU FAVH KADIKÖY USKUDAR PENCHK BUYUKÇEKMECE 'ESENLER 'YALOVA ANKARA 'KIZILAY ULUS IZMIR KONAK BORNOVA 'BURSA ADAPAZARI IZMIT ISKENDERUN ANTAKYA ADANA MERSİN ÇORLU 'SAMSUN TRABZON MALATVA ELAZIG BALIKESIR 'AYVALIK 'EDREMIT GEBZE 'ERZURUM KIRIKKALE GAZİANTEP "MANİSA İLAN T.C KARŞIYAKA2. SULH HUKUK MAHKEMESİ Esas 1993 1175 Davacı Kemal Topka- ya vekılı tarafından dava- lı Huseyın Sağlam vs ale>hıne ıkame olunan ortaklığın gıdenlmesı da- vası nedenıyle Davacı vekılı dava dı- lekçesınde, taraflann Karşı> aka Gümuşpala Mahallesı, Turan mevkı- ınde 25H-2D pafta, 36898 ada. 1 parselde ka- yıtlı taşınmaza paydaş ol- duklannı, aynen taksımı mümkun olmadığından satılarak pa>daşlığuı gı- denlmesıne karar venl- mesını ıstemıştır Davalı paydaşlar Fat- ma Fındık, Marko Mor- gez ve Halıl Teke'nın ad- reslen tespıt edılemedı- ğınden dava dılekçesının ılan yolu ıle teblığıne ka- rar venlmış olmakla, Davalılar Remzı kızı Fatma Fındık, Hayım oğ- lu Marko Morgez ve Ha- lıl Teke nınyargılamanın bırakıldığı30 5 1995gü- nu saat 10 30'da mahke- memızde hazır bulunma- lan ve>a kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı halde yargılamaya yokluklannda devam olu- nacağı ve kendılerıne munasıbının kayyım ta- yın edıleceğı hususu dava dılekçesı yenne geçmek uzere ılanen teblığ olu- nur 2441995 Basın 19932
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle