Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1995 PERŞEMBE
HABERLER
ICFTU'dan
kınama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Uluslararası Hür
Işçi Sendikalan
Konfederasyonu (ICFTU),
Cezayir'de kadınlann
"köktendinci terörist"
eylemlere hedef oimasını
kınadı. Briiksel'de, 17-19
mayıs gûnlerinde yapılan
ÎCFTU Yönetim KuruJu
toplantısında, Cezayir'de
kadınlara yönelik saldınlar
eleştirilerek, tüm üye
örgütlerin ölümle tehdit
edilen kadınlara, istedikleri
ülkeye sıfınma hakkı
tanınması amacıyla
hükümetlerine baskı
uygulaması karan alındı.
DYP kadm
komisyonları
toplandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP kadın
komisyoalan il başkanlan,
Büyük Ankara Oteli'nde
dün bir araya gelerek
yapılması gereken
çalışmalan saptadı.
Toplantının açış
konuşmasıru yapan kadın
ve gençlikten sorumlu DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Ahmet Küçükel, partisinin,
Terörle Mücadele
Yasası'nın (TMY) 8.
maddesını kökten
kaldıracak bir tutum içınde
olamayacağını söyledi.
Çağan: Hükümet
vergi gefirlermi
düşüpüyop
• AıNKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Hükümetin, 3
milyar dolar gelir beklediği
Özel Tüketim Vergisi'nin
gümrük birliği çerçevesinde
uygulanamayacağmı
vurgulayan DSP Tstanbul
Milletvekili Nami Çağan,
TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülen vergi yasa
tasansıyla da kamu
gelirlerinin azaltıldığına
dikkat çekti. Çağan,
Cumhuriyet'e yaptığı
değerlendirmede, Ortaklık
Konseyi kararlan
çerçevesinde Türkiye'nin
Avrupa Birliğı'nin vergi
yönetmeliklerini kabul
etmesi gerektığini bildirdi.
Kamulaştırına
Forumu'
• HaberMerkezi-ışçi
Partisi'nden (İP) yapılan
açıklamada; '"IMF ve
Dünya Bankası'nın
dayattığı özelleştirmeye ve
5 Nisan tstikrar Paketi'ne
seçenek oluşturmak iizere,
halkın ihtiyaçlannı
karşılamayı esas alan bir
emekçi ekonomisi için
Türkiye'nin bölüşüm ve
mülkıyet ilişkilerine
müdahale konusunu
tartışacak" Kamulastırma
Forumu düzenlendiği
belirtildi. Forum. 27-28
Mayıs 1995 tarih ve 10.00-
18.00 saatlerinde Petrol-lş
Genel Merkezi'nin
Kuşbakışı Sok. No: 25
Altunizade. Istanbul
adresinde
gerçeldeştirilecek.
MSB'de açıklaına
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Sa\oınma
Bakanhğı(MSB), dün
yapılan açıklamada, Petrol
Ofisi'nin askeri dağıtım
yapılan depolanndaki
yakıtlann standartlara
uymadığı yolundaki savlan
yalanladı. Bakanlık.
"Askeri uçaklann bozuk
akaryakıt kullarumj
nedeniyle düştügü ve askeri
uçaklarda bozuk akaryakıt
kullanıldığı iddialan doğru
degildir" açıklamasını
yaptı.
Mezarcı'ya
yeniden
mahkeme
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Atatürk'e hakaret
ettigi gerekçesiyle
dokunulmazlığı kaldınlan
Hasan Mezarcı'ya yeniden
mahkeme yolu göründü.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı, Hasan
Mezarcı hakkında
Atatürk'e hakaret suçundan
açılan davayı 'sözlerinin
yasama dokunulmazlığı
sınırlan içinde kaldıgı'
görüşüyle ortadan kaldıran
Bandırma Asliye Ceza
Mahkemesi karannın
bozulmasmı istedi.
Mahkemesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yekta Güngör
Özdenin 4 yıllık görev
süresini tamamlamasıyla
boşalan Anayasa
Mahkemesi Başkanlığı
seçimleri yann yapılacak.
Tatıığa eksik soruşturma
Mumcu soruşturmasını başlangıç aşamasında yürüten Savcı Ülkü Coşkun'un,
Mumcu suikastı tanığı Ayhan Aydın'ın ifadesini almadığı ortaya çıktı
• Savcılıkça "beyanına itibar edilmediği" gerekçesiyle ifadesi
ahnmayan Ayhan Aydın'ın, savcılık tarafından "yalancı tanıklık"la
suçlanmasmın, "hukuka aykın" olduğu belirtildi.
•Mumcu suikastmın ardından, 31 Ocak 1993 tarihinde Ankara
Çankaya Yıldızevler Karakolu'na başvuran Aydın'ın ifadesi, aynı
tarihte Terörle Mücadele Şubesi tarafından alınmıştı.
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Gazetemiz yazan Uğur
Momcu'ya yöneltilen suikastı Jjaşlangıç
aşamasında soruşturan Savcı Ülkü Coş-
kun'un. cinayetin ardından sürpriz tanık
olarak ortaya çıkan ve Mumcu'nun aracı-
na bomba koyanlan gördügünü ileri süren
Ayhan Aydm'm ifadesini almadığı ortaya
çıktı. Cumhunyet Savcılığı'nca "beyanına
itibar edilmediği'' için ifadesi alınmayan
Aydın'ın. savcılık tarafından "yalancı ta-
nıkuk"la suçlanması. "hukuka aykın" ola-
rak nitelendirildi.
Suıkastın 28. ayında. Mumcu soruştur-
masında ciddı bir iierleme sağlayamayan
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin
(DGM), Aydın hakkjnda, sadece Ankara
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu-
besi'nde alınan ifadesine dayanarak ceza
davası açtığı belirlendi. Soruşturmayı yü-
rütürken Ankara 2 No'iu DGM Yedek Hâ-
kimliği'ne atanan Ülkü Coşkun'un; ifade-
sine başvurmadığı halde, "iftira" suçunu
işlediğini ilen sürdügü Ayhan Aydın'ın,
"emniyette ifade verirken sergiledigi genel
görünüm ve ruhsal >apısını gözleyerek, ifa-
desini almaya ihtiyaç duvmadığını büdirdi-
ği" DGM belgelerine yansıdı.
Mumcu suikastmın ardından, 31 Ocak
1993 tarihinde Ankara Çankaya Yıldızev-
ler Karakolu'na başvuran Aydın'ın ifade-
si. aynı tarihte Terörle Mücadele Şubesi ta-
rafından alınmıştı. Aydın, ifadesinde, Isla-
mi Hareket Örgütü davası sanıklanndan
Mehmet AH Şeker ile Ayhan Usta'yı olay
yerinde gördügünü belirtmişti. Sürpriz ta-
nık. sanıklardan Ayhan Usta'nın "solyana-
gının kulak ve favorisinin olduğu yerde, iyi-
leşmiseiips şeklinde. 3-4 santimerre eninde,
1 santimetre ebadında" olan yüzündeki ya-
ra izini aynen tarif etmişti.
Tarihlerde tahrifat çıkü
Aydın'ın Mumcu suikastını gerçekleşti-
renlerin önce eşkâlini verip, sonra da teş-
his ettigi örgüt üyelerinin tstanbul Emniyet
Müdürlügü'nce düzenlenen yakalanma tu-
tanaklannda tarih çelişkileri ortaya çıktı.
Şeker ve Usta'nın yakalanma tutanaklann-
daki farklılıklann ortaya çıkması üzerine,
Ankara Emniyet Müdürlügü. DGM'ye fez-
leke göndererek. her iki sanığın 26 Ocak
değil, 24 Ocak 1993 tarihlerinde yakalan-
dıklannı, tanığın "çıkar sağtamakamacıy-
la" teşhis yaptığı kanaatine vanldığını bil-
dirdi.
Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay ta-
rafından tutanak tahrifatlan iddialannı
araştırmakla görevlendirilen Savcı Ülkü
Coşkun. tutanakJardaki tarih tahrifatlan-
nın "uykusuzluk ve beşeri hata"dan kay-
naklandığinı ileri sürdü.
Ankara DGM. Ülkü Coşkun'un istemi
üzerine, emniyetteki anlatımlanyla yetini-
lerek ifadesi geçersiz sayılan Aydın hakkın-
da, emniyetteki ifadesinden 9 ay sonra, 5
Ekim 1993 tarihinde, Türk Ceza Yasası'nın
285. maddesinde tanımlanan "suç uydur-
ma fîUine muhalefet etme" suçunu işlediği
savıyla, 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası
istemıyle, Ankara Cumhuriyet SavcılığYna
suç duyurusunda bulundu.
Suç du>Tirusu üzerine. Cumhuriyet Sav-
cısı Süreyya Güzeitepe. 14 Ekim 1993 ta-
rihinde, Şeker ve Usta'nın olay tarihinde ts-
tanbul Emniyeti'nde gözaltında olduklan-
nı ileri sürerek Aydın hakkında ceza dava-
sı açtı.
TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri
Araştırma Komisyonu, tanık Ayhan Ay-
dın'ın ifadesinin, tutanak tahrifatlan açısın-
dan "önemine" dikkat çekti. Komisyon ra-
porunda, Aydın'la ilgili olarak "Istanbul
Emniyet Müdüriüğü'nün tahrifath tu-
tanağının içeriğinde yer alan ve Mehmet
Ali Şeker'in 26 Ocak 1993 tarihinde
yakalandığmı belirtcn ibaredoğru isetanık
Ayhan Aydın'ui ifadesigeçerliük kazanacak
ve bu tanığınteşhisidoğrultusunda Mehmet
Ali Şeker ve Ayhan Usta. L ğur Mumcu'nun
katil zanlılan olarak yargılanabilecektir"
dendi. Raporda. "şahit Ayhan Aydın'ın i-
fadesinin doğru ve kabul edilebilir bir ifade
ounadığmm kesinlikle savcılıkça tespitedil-
diğine" dikkat çekilırken. olay hakkında
tanıklık >apıp, ifadelerinin gerçek olmadığı
anlaşılan diğer kışiler hakkında savcılığın
suç duyurusunda bulunmamasının "çelis-
kP olduğu da \nrgulandi.
Milletvekiline dayak davası
Kaya dayağı
temyize götürüyor
• CHP Ankara milletvekili, kendisini
döyen polislerin mahkemece beraat
ettirilmesi karannı, bir üst mahkemeye
başvurarak temyiz edeceğini açıkladı.
ANK4RA (Cumhuriyet nacağını biliyordum. Şün-
di partinin yetkili organla-
n ile bir araya gelerek tem-
yiz \oluııa gidilmesL hatta
davanın genişletilmesini is-
teyeeeğim. Çünkü olayda
beni döven polislerin sayısı
3 değildi, orada 15-20 polis
vardL Kimse engellemedi-
ği gibi gelen olaya katılıyor-
du. Ben davanın bu şekilde
temyiz.voJu ile genişletüme-
sini isteyeceğim.
Kaya. olayın kapatılma-
ya çalışılacağmı bildiğini,
ancak peşini bırakmayaca-
ğını sözlerine ekledi. CHP
Grup Başkanvekili Meh-
met Kerimoğlu da olayın
Türkiye'de Içişleri Bakan-
lığı'nın çalışma şeklinin
aynası olduğunu, polisle-
rin ceza alacaklannı zaten
tahmin etmediklerini söy-
ledi. Kerimoğlu, olayda
Salman Kaya'nın avukat-
lannın da ihmali olduğunu
belirterek "Çünkü sonuçta
hâkim,önünegelen deliller
ışığmda karar verir. De-
mek ki hâkim önüneyeter-
li delil götürülmedL Bu da-
>a tekrar görülür" dedi.
PERŞEMBE
Bürosu) - CHP Ankara
Millervekili Salman Ka-
ya'nın dövülmesi olayına
kanştıklan savıyla hakla-
nnda dava açılan polisle-
rin beraatine karar veril-
mesi, CHPde "beklenen
bir sonuç" olarak değer-
lendirildı. Kaya, temyize
gıdeceğini söylerken dava-
yı yakından izlemeyen
parti avukatlannı suçladı
ve "Otayda MİT'in, kontr-
gerillanın adamlannuı ol-
duğunu, 15-20 polisin so-
rumlu olduğunu bizzat
Devlet Bakanı Yıldınm
Aktuna, o zamanki genel
başkanunız Murat Kara-
yalçın'a söylemişti" dedı.
Avukatlara suçlama
CHP Ankara Milletve-
kili Salman Kaya, davayı
partinin açtığını ve parti
avukatlannın ızledığini be-
lirterek şunlan söyledi:
"Bu a\ukatlar duruş-
maya bilegitmediler. BLdm
a>iıkatlannıız para alıpça-
hşma\an asalaklar olduğu
içinda\anınl)ö\lesonuçla-
Kamu iscileri
Toplusözleşme
görüşmeleri tıkandı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - 682 bin ka-
mu işçisinin toplusözleş-
me görüşmeleri, pazarlık
sürecinin ilk aşaması olan
ücretle bağlantılı idari
maddelerde tıkandı. Hü-
kümetin, yüzdeli idarı
maddelerde, kazanılmış
olan haklann gen alınma-
sı önerilerini gündeme
getirmesi. Türk-tş'i hare-
kete geçirdi. Türk-tş'e
bağh 28 sendikanın 141
sözleşmesinden 75'inde
görüşmeler idari madde-
lerde tıkanırken 7'sinde
arabulucu aşamasına ge-
lindi. 4 sözleşmede uyuş-
mazlık karan alındı. bir
sözleşme Yüksek Hakem
Kurulu gündemine girdi.
Türk-iş Kamu Koordi-
nasyon Kurulu, tıkanıklı-
ğın aşılması için dün ka-
mu kesimi toplusözleş-
melerinden sorumlu Dev-
let Bakanı Bekir Sami
Daçe'yi ziyaret etti. Türk-
tş Genel Başkanı Bayram
Meral, görüşmede, kamu
işveren sendikalarının,
'12 Eylül döneminde do-
kunuhnayan idari madde-
lerde' geri adım önerileri
getirdiğini vurgulayarak
"Türk-Iş'in meydanlara
inebilmesi için ne gereki-
yorsa onlan hazırlıyorsu-
nuz" dedi. Devlet Bakanı
Bekir Sami Daçe de
"Sözteşmeler tıkandı diye
bir şe> yok. Giderme gay-
reti içindeyiz" diye ko-
nuştu. Türk-tş, hükümete,
yanıt vermesi için cuma
gününe kadar süre tanıdı.
Türk-lş'in verilerine
göre 1995 yılında 434 bin
892 işçinin sözleşmesin-
de idari maddelerde tıka-
nıklık yaşanıyor.
Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, demokrasi ve özgürlük korkusundan vazgeçmek gerektiğini söyledi.
Moğultay, Danıştay'ın 127. kuruluş yıldönümünde konuştu:
Özgürlük Türkiye'yibölmezANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı
Mehmet Moğultay, Türkiye'nin demokrasi ve düşünce
özgürlüğü ile bölünebileceği korkusundan vazgeçilmesi
gerektiğini belirterek "Şunu artık hepimiz kabul
etmeliyiz ki Türkiye demokrasi ve özgürlükle bölünmez,
demorkasi ve özgüriükle kuitulur" dedi.
Adalet Bakanı Moğultay, Danıştay'ın 127. kuruluş
yıldönümü nedeniyle dün düzenlenen törene katıldı.
Danıştay'ın, ülkede hukuk devleti anlayışının
yerleşmesinde, devlet yönetiminde hukuka bağlıîığın
gelişmesinde çok önemli işlevler gören yüksek
mahkemelerden biri olduğunu kaydeden Moğultay,
"Danıştay, devlet yöneöminin yargı denetimine
bağfanmasuıın simgesi olmuştur" dedi.
İçinde bulunulan yüzyılın. "insan haklan çağı'' olarak
nitelendirilmesi gerektiğini savunan Adalet Bakanı.
1982 Anayasası'mn geçici 15. maddesi başta oimak
üzere, yargı denetimini sınırlandıran tüm anayasal ve
yasal hükümlerin bir an önce kaldınlması gerektiğini
söyledi. Moğultay, idarenin, hiçbir eylem, işlem ve
karannın idari yargı denetiminin dışında bırakıimaması
gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin siyasi, idari ve toplumsal açıdan yeni bir
yapılanma içine sokulması gerektiğini de vurgulayan
Moğultay, düşünce ve anlatım özgürlüğünün,
demokrasinin işleyebilmesinin ön koşulu olduğunu
söyledi. Moğultay, "Ülkenin demokrasiyle, düşünce
özgüriüğüyie bölünebileceği korkusundan
kurtulmalıvız. Şunu artık hepimiz kabul etmeliyiz Id,
Türkive demokrasi ve özgüriükle bölünmez, demokrasi
ve özgüriükle kurtulur" diye konuştu.
Yargısal denetim
Danıştay Başkanı Fıruzan tkincioğullan, törende
yaptığı konuşmada. hukuk devletinin bütün kurum ve
kurallan ile yerleşmesinin ön koşulunun, hukuka bağlı
idare ve bunun gerçekleşmesini sağlayan yargı
denetimi olduğunu söyledi. tkincioğullan, yönetimin
hukuka bağlılığı ve yargısal denerimin hukuk devletinin
vezgeçilmez bir gereği olduğunu da dile getirerek.
Danıştay Yasası'nda yapılan değişiklere karşın, bu
denetim görevinin tam olarak yerine getirilemediğini
ifade etti. Türkiye Barolar Birligi Başkanı Önder Sav
da, "Yargııun Sorumluluğu" konulu tartışmanm
açılışında yaptığı konuşmada. yargı bağımsızhğının,
demokratiİc hukuk devletinin "olmazsa olmaz" ,
koşulu olduğunu vurguladı.
Danıştay'ın kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen
toplantı bugün de devam edecek. Toplantıda
"idare ve İnsan Haklan". "Antidemokratik Anayasal
Kurallar" ve "Özelleştirme ve Yargı tlişkfleri"
konulan tartışılacak.
Hasan Ocak'a işkence yapıldığı kesinleşti
Savahky Ocakhn evrakınıgizliyor
YAHYA KOÇOĞLU
Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı. "Hasan
Ocak'ın öldüriilmesinde sorumluluk
taşıyanlar hakkında suç duyurusunda
bulunmak için" Ocak'la ilgılı belgeleri
isteyen ailesinin avukatlanna ret yanıtı
verdı. Savcılık yanıtında "faiUerin
bulunup dava açıtmasr halinde belgelerin
incelenebileceğini bildirdi. Kaybolduktan
yaklaşık 2 ay sonra öldüriildüğü ve
gömüldüğü belirlenen Ocak'ın otopsi
raporunda, işkence yapıldığı kesinleşti.
Gazi Mahallesi olaylanndan sonra 21
martta gözaltına alındığı ileri sürülen,
ailesinin inatçı arayışlan sonucu 16
mayısta kimsesizler mezarlığında bulunan
Hasan Ocak'ın işkence yapıldıktan sonra
öldüriildüğü kesinleşti. 26 martta
• Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı, 'suç duyurusunda bulunmak
için' Hasan Ocak'la ilgili belgeleri isteyen avukatlara ret yanıtı verdi.
bulunduktan sonra Adli Tıp'a gönderilen
Ocak'ın cenazesi üzerinde 27 mart
tarihinde yapılan otopsinin kimyasal ve
biyolojik tahlıllen 20 nisanda sonuçlandı.
Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Özdemir
Kolusayın ile 5 uzman tarafından
hazırlanan otopsi raporunun 'Dış
Muayene' başlıklı ılk bölümünde,
parmaklannda parmak ızi alındığına
ilişkin mürekkep lekesı bulundufu,
cesedin çeşitli yerlerinde kesikler, göz
altlannda yaralara raslandığı belirtildi.
Raporun 'Iç Muayene' başlıklı ıkıncı
bölümünde başın ıç kesiminde kanama ve
ekimozlar, akciğerlerde ve sırt kaslannda
kanamalar olduğu kaydedildi. Kimyasal
ve biyolojik tahliller için alınan
örneklerin mcelenmesi sonucu
uyuşturucuya raslanmadjğınm
vurgulandığı raporda, ölümün
u
ön omur
aynlmasından kaynaklanan bağJa
boğma>a bağlı asfiksi sonucu mevdana
geldiği" belirtildi.
Belgeler verilmedi
Hasan Ocak'ın ailesinin avukatlan,
Ocak'ın işkence yapıldıktan sonra
öldürülmesiyle ilgili olarak suç duyurusu
hazırlıklan çerçevesinde, Beykoz
Cumhuriyet Başsavcılıgı'na başvurdular.
Ailenin avukatlan Metin Kozan ve Faruk
Ertekin tarafından yapılan başvuruda,
Hasan Ocak olayına ilişkin evrakın birer
suretlerinin "sorumlular hakkında suç
duyurusunda bulunulacagmdan"
verilmesı istendi. 23 mayısta Beykoz
Cumhuriyet Başsavcılıgı'na verilen
dilekçeye aynı eün verilen yanıtta,
"Adalet Bakanlığı Ceza Genel
Müdürtüğu'nün 18>"isan 1995tarihK
yaasmın sadece müdafii için geçerli
olduğundan avnca CMUK143.
maddesine göre talebin reddine" denildi.
CMUK'nin 143. maddesi, avukatlann.
'iddianame düzenlendikten sonra'
dosyayı istendiği an inceleyebileceğini
öngörüyor. Buna göre Hasan Ocak'ın
öldürülmesiyle ilgili suç duyurusundan
sonra failler bulunup dava açılırsa,
Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki
evrak, avukatlarca incelenebilecek.
ORHAN BURSALI
Bölünme Tehlikesi
ve Sopular
Sayın Demirel'in "Batı Türkiye'yi bötmek istiyor",
"Batı Sevristiyor" savlarının, günlük politik manev-'
ralardan, iktidar kaygılanndan uzak, enine boyuna
tartışılması gerekir. Bu konu, saman alevi gibi parla-
tılıp sonra söndünjlmemelidir.
Iddia önemlidir; durum analiz edilmeli ve gerçek-
ler, yanılgılar, uydurmalar ortaya çıkartılmalıdır.
Bu sav Türkiye için hayati önem taşımaktadır.
Eğer ortada gerçekten bir bölme politikası varsa,
Türkiye'nin yakın ve uzak gelecekte izlemesi gere-
ken bütün temel dış ve ekonomik politikalan yeniden
gözden geçirmesi gerekmektedir.
Sanırım, Sayın Demirel de, onlarca danışmanını
harekete geçirmıştir ve bu savını temellendirecek ve-
ya yanlışlayacak araştırmaları hemen yapmalan için •
talimatını verip öyle Çin'e gitmiştir!...
Biz yine de burada araştınlması gereken, aklımıza
takılan şu soruları ortaya atalım ve "Batı Sevristiyor"
gibi soyut ama heyecanlı açıklamaların ötesinde,
eleştirel bir düşünce ve tartışma süreci içinde somut
yanıtlar bekleyelim:
• Batı gerçekten Türkiye'yi bölmek istemekte mi-
dir? Bunun verileri nelerdir?
• Batı, niçin, hangi amaçla ülkemizi bölmek iste-,
mektedir? Hangi çıkarlan Türkiye'nin bölünmesini'
gerektirmektedir? Türkiye bölünürse, bundan ka-
zançlan ve kayıpları neler olacaktır? »
• "Batı"dan kasıt nedir? Bütün bir Avrupa ve ABD"
mi? Yoksa, Türkiye'yi bölmek isteyen sadece bazı
Avrupa ülkeleri midir? Öyleyse, bu ülkeler hangileri-
dir? Ve bunların gizli ve açık bölücü politikalan ve ey-
lemleri nelerdir? Türkiye yurttaşlan olarak bunlan bil-
mek ve tanımak istiyoruz...
• Eğer Türkiye'yi bölmek istiyortarsa, 1971 ve
1980 askeri darbelerinden sonra ve özellikle de böl-
mek istedikleri bugünlerde, ülkemizi niçin Avrupa
kurumlarından atmamışlardır? Ispanya ve Porte-
kiz'i, diktatörlükler döneminde 40 yıl Avrupa dışın-
da tutariarken?
• Niçin Türkiye ile Gümrük Biriiği anlaşmasına
gitmektedirler? Gümrük Birtiği'ne girersek, daha ryi
ve kolay bölünecegimızi mı düşünmektedirler? Bizi
önce içlerine çekip mi son darbeyi vuracaklardır?!
• Niçin bugüne kadar Türkiye'ye karşı tek ciddi
ve ses getirir bir yaptınm uygulamamışlardır? Türki-
ye hâlâ niçin Avrupa'nın bütün önemli kurumlannda
tems'ri edilmektedir?
• Almanya'nın göstermelik silah ambargosu mu
yoksa. bölme politikalarına somut bir kanıttır? O hal-
de, Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, niçin bizim Dışiş-
leri Bakanlarımıza "Teröre karşı mücadelenizidestek-
liyoruz, dışgörünüşebakmayın, sadece kendi kamu-
oyumuza karşı Türkiye'de yapılan insan haklan ihlal-
leri konusunda sorumluluğumuz var ve hassas ol-
mak zorundayız" demektedir?
• • •
30 yıldır bu ülkenin politik, ekonomik ve kültürel ka-
derinde birinci derecede rol oynamış bir lider olarak,
Sayın Demirel'ın bu tartışmayı açması iyi olmuştur.
Bu tartışma çok geniş tutulmalıdır ve Türkiyenin 30
yıl için ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel durumu-
nun saptanmasını da ıçermelidir.
Bu noktada yanıt aranan bazı sorular da vardır
• Türkiye, ekonomi ve demokrasi bakımından
güçlü bir ülke niçin olamamıştır da sık sık, kredi açı-
lamayan ve 40 cent'e muhtaç ülke durumuna düşü-
rülmektedir?
• Niçin binlerce insanımız, aydınımız, çoğunda
devletin eli ve kulağı olduğu ayan beyan ortada ci-
nayete kurban gitmiştir ve gitmektedir?
• İki yıl içinde hangi Avrupa ülkesinde 155 kişi,
salt düşüncelerini açıkladıklan gerekçesiyle 200 yıl
hapse mahkûm edilmişlerdir? Ve yazarlan, düşünür-
leri hapse atmak için büyük çabalar sarf edilmekte-
dir?
• Bu ülkede, Doğu ve Güneydoğu bölgesi insan-
lannı, hâlâ mağara dönemi koşullannda kimleryaşat-
mış ve yaşatmaktadır?
... Ve daha onlarca soru...
• • •
Sayın Demirel'in Sevrkonusunu ortaya atması iyi
olmuştur.
Bu konu her yönüyle derinlemesine tartışılmaya
muhtaçtır ve gerçekler ortaya çıkmalıdır.
Böylece Sevr gibi, Türkiye için 1 numaralı ve ha-
yati bir konunun niçin ortaya atıldığını ve ısraria sür-
dürüldüğünü ögrenmiş olacağız
Ya Türkiye'yi bölmek isteyenlerin varlığı ve Türki-
ye'ye kurulan "Büyük Komplo" ortaya çıkacak...
Böylece, sadece dış mihraklan değil, aynı zaman-
da, ülkeyi "bölünme eşiğine" getiren iç mihraklan
da ögrenmiş ve tanımış olacağız!...
Ya da 30 yıllık siyasetçilerin ve onlann bugünkü iz-
leyicilerinin, Türkiye'nin bugünkü insan hakveözgür-
lükleri sık sık rafa kaldınlan; insanları faili meçhul ci-
nayetlere kurban giden; hukukunun dağa kaldınldı-
ğı, yan iflas etmiş yozlaşmış bir devlet mekanizma-
sına sahip, yağma edilen ve bu yüzden büyük aç-
mazlar içinde olan bir ülke olduğunu gözlerden giz-
lemek için...
... Sevr ve bölünme konusunun tartışılmaya sürül-
düğü anlaşılacak...
Nâzım'm mezan yine gündemde
'Mezann nakline
ailesi karar verir'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Nâzım Hik-
met'in eşi Vera Tulyako-
va, ünlü şairin mezannın
Türkiye'ye nakledilmesi-
ne izın vermeyeceğini
açıklarken Kültür Bakanı
Ercan Karakaş, "Mezaruı
getirilmesi. ailenin karan-
na bağlı. Onlara rağmen
bir şey yapamayız. Ben,
Nâzım ın yurttas.uk hak-
kının iadesi konusunu Ba-
kanlar Kurulu'na getire-
ceğim" dedi.
Kültür Bakanı Ercan
Karakaş'ın "3 hazirana
dek Nâzım'ın mezarının
Türkiye'ye getirileceğine"
ilişkin söyledikleri,
u
Ana-
dolu'da bir köy mezariığı-
na"gömülmek isteyen şa-
irin bu vasiyeti ile ilgili
tartjşmalan yeniden gün-
deme getirdi. Şairin eşi
Vera Tulyakova, mezann
nakli istemine sert tepki
göstererek, "Ercan Kara-
kaş kendi akrabalannın
mezanyia ügilensin" dedi.
Kültür Bakanı Ercan Ka-
rakaş, Cumhunyet'in bu
tepkiyi anımsatarak yö-
nelttiği sorulara şu yanıtı
verdi:
"Ben mezann nakliyle
iigili olarak, '3 haziran'
falan diye tarih vermedim,
ben yurttaşlık hakkının
geri verilmesini gündeme
getireceğimi sö\1edim."
Karakaş, Nâzım Hik-
met'e yurttaşlık hakkının
gen verilmesi konusunu
Bakanlar Kurulu'na geti-
receğini belirterek, "Şim-
di bizim yapabileceğimiz
bu"dedı.'