08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1995 PERŞEMBE HABERLER ICFTU'dan kınama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Hür Işçi Sendikalan Konfederasyonu (ICFTU), Cezayir'de kadınlann "köktendinci terörist" eylemlere hedef oimasını kınadı. Briiksel'de, 17-19 mayıs gûnlerinde yapılan ÎCFTU Yönetim KuruJu toplantısında, Cezayir'de kadınlara yönelik saldınlar eleştirilerek, tüm üye örgütlerin ölümle tehdit edilen kadınlara, istedikleri ülkeye sıfınma hakkı tanınması amacıyla hükümetlerine baskı uygulaması karan alındı. DYP kadm komisyonları toplandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP kadın komisyoalan il başkanlan, Büyük Ankara Oteli'nde dün bir araya gelerek yapılması gereken çalışmalan saptadı. Toplantının açış konuşmasıru yapan kadın ve gençlikten sorumlu DYP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Küçükel, partisinin, Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesını kökten kaldıracak bir tutum içınde olamayacağını söyledi. Çağan: Hükümet vergi gefirlermi düşüpüyop • AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Hükümetin, 3 milyar dolar gelir beklediği Özel Tüketim Vergisi'nin gümrük birliği çerçevesinde uygulanamayacağmı vurgulayan DSP Tstanbul Milletvekili Nami Çağan, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen vergi yasa tasansıyla da kamu gelirlerinin azaltıldığına dikkat çekti. Çağan, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, Ortaklık Konseyi kararlan çerçevesinde Türkiye'nin Avrupa Birliğı'nin vergi yönetmeliklerini kabul etmesi gerektığini bildirdi. Kamulaştırına Forumu' • HaberMerkezi-ışçi Partisi'nden (İP) yapılan açıklamada; '"IMF ve Dünya Bankası'nın dayattığı özelleştirmeye ve 5 Nisan tstikrar Paketi'ne seçenek oluşturmak iizere, halkın ihtiyaçlannı karşılamayı esas alan bir emekçi ekonomisi için Türkiye'nin bölüşüm ve mülkıyet ilişkilerine müdahale konusunu tartışacak" Kamulastırma Forumu düzenlendiği belirtildi. Forum. 27-28 Mayıs 1995 tarih ve 10.00- 18.00 saatlerinde Petrol-lş Genel Merkezi'nin Kuşbakışı Sok. No: 25 Altunizade. Istanbul adresinde gerçeldeştirilecek. MSB'de açıklaına • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Sa\oınma Bakanhğı(MSB), dün yapılan açıklamada, Petrol Ofisi'nin askeri dağıtım yapılan depolanndaki yakıtlann standartlara uymadığı yolundaki savlan yalanladı. Bakanlık. "Askeri uçaklann bozuk akaryakıt kullarumj nedeniyle düştügü ve askeri uçaklarda bozuk akaryakıt kullanıldığı iddialan doğru degildir" açıklamasını yaptı. Mezarcı'ya yeniden mahkeme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Atatürk'e hakaret ettigi gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldınlan Hasan Mezarcı'ya yeniden mahkeme yolu göründü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hasan Mezarcı hakkında Atatürk'e hakaret suçundan açılan davayı 'sözlerinin yasama dokunulmazlığı sınırlan içinde kaldıgı' görüşüyle ortadan kaldıran Bandırma Asliye Ceza Mahkemesi karannın bozulmasmı istedi. Mahkemesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yekta Güngör Özdenin 4 yıllık görev süresini tamamlamasıyla boşalan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçimleri yann yapılacak. Tatıığa eksik soruşturma Mumcu soruşturmasını başlangıç aşamasında yürüten Savcı Ülkü Coşkun'un, Mumcu suikastı tanığı Ayhan Aydın'ın ifadesini almadığı ortaya çıktı • Savcılıkça "beyanına itibar edilmediği" gerekçesiyle ifadesi ahnmayan Ayhan Aydın'ın, savcılık tarafından "yalancı tanıklık"la suçlanmasmın, "hukuka aykın" olduğu belirtildi. •Mumcu suikastmın ardından, 31 Ocak 1993 tarihinde Ankara Çankaya Yıldızevler Karakolu'na başvuran Aydın'ın ifadesi, aynı tarihte Terörle Mücadele Şubesi tarafından alınmıştı. GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Gazetemiz yazan Uğur Momcu'ya yöneltilen suikastı Jjaşlangıç aşamasında soruşturan Savcı Ülkü Coş- kun'un. cinayetin ardından sürpriz tanık olarak ortaya çıkan ve Mumcu'nun aracı- na bomba koyanlan gördügünü ileri süren Ayhan Aydm'm ifadesini almadığı ortaya çıktı. Cumhunyet Savcılığı'nca "beyanına itibar edilmediği'' için ifadesi alınmayan Aydın'ın. savcılık tarafından "yalancı ta- nıkuk"la suçlanması. "hukuka aykın" ola- rak nitelendirildi. Suıkastın 28. ayında. Mumcu soruştur- masında ciddı bir iierleme sağlayamayan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin (DGM), Aydın hakkjnda, sadece Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu- besi'nde alınan ifadesine dayanarak ceza davası açtığı belirlendi. Soruşturmayı yü- rütürken Ankara 2 No'iu DGM Yedek Hâ- kimliği'ne atanan Ülkü Coşkun'un; ifade- sine başvurmadığı halde, "iftira" suçunu işlediğini ilen sürdügü Ayhan Aydın'ın, "emniyette ifade verirken sergiledigi genel görünüm ve ruhsal >apısını gözleyerek, ifa- desini almaya ihtiyaç duvmadığını büdirdi- ği" DGM belgelerine yansıdı. Mumcu suikastmın ardından, 31 Ocak 1993 tarihinde Ankara Çankaya Yıldızev- ler Karakolu'na başvuran Aydın'ın ifade- si. aynı tarihte Terörle Mücadele Şubesi ta- rafından alınmıştı. Aydın, ifadesinde, Isla- mi Hareket Örgütü davası sanıklanndan Mehmet AH Şeker ile Ayhan Usta'yı olay yerinde gördügünü belirtmişti. Sürpriz ta- nık. sanıklardan Ayhan Usta'nın "solyana- gının kulak ve favorisinin olduğu yerde, iyi- leşmiseiips şeklinde. 3-4 santimerre eninde, 1 santimetre ebadında" olan yüzündeki ya- ra izini aynen tarif etmişti. Tarihlerde tahrifat çıkü Aydın'ın Mumcu suikastını gerçekleşti- renlerin önce eşkâlini verip, sonra da teş- his ettigi örgüt üyelerinin tstanbul Emniyet Müdürlügü'nce düzenlenen yakalanma tu- tanaklannda tarih çelişkileri ortaya çıktı. Şeker ve Usta'nın yakalanma tutanaklann- daki farklılıklann ortaya çıkması üzerine, Ankara Emniyet Müdürlügü. DGM'ye fez- leke göndererek. her iki sanığın 26 Ocak değil, 24 Ocak 1993 tarihlerinde yakalan- dıklannı, tanığın "çıkar sağtamakamacıy- la" teşhis yaptığı kanaatine vanldığını bil- dirdi. Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay ta- rafından tutanak tahrifatlan iddialannı araştırmakla görevlendirilen Savcı Ülkü Coşkun. tutanakJardaki tarih tahrifatlan- nın "uykusuzluk ve beşeri hata"dan kay- naklandığinı ileri sürdü. Ankara DGM. Ülkü Coşkun'un istemi üzerine, emniyetteki anlatımlanyla yetini- lerek ifadesi geçersiz sayılan Aydın hakkın- da, emniyetteki ifadesinden 9 ay sonra, 5 Ekim 1993 tarihinde, Türk Ceza Yasası'nın 285. maddesinde tanımlanan "suç uydur- ma fîUine muhalefet etme" suçunu işlediği savıyla, 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemıyle, Ankara Cumhuriyet SavcılığYna suç duyurusunda bulundu. Suç du>Tirusu üzerine. Cumhuriyet Sav- cısı Süreyya Güzeitepe. 14 Ekim 1993 ta- rihinde, Şeker ve Usta'nın olay tarihinde ts- tanbul Emniyeti'nde gözaltında olduklan- nı ileri sürerek Aydın hakkında ceza dava- sı açtı. TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu, tanık Ayhan Ay- dın'ın ifadesinin, tutanak tahrifatlan açısın- dan "önemine" dikkat çekti. Komisyon ra- porunda, Aydın'la ilgili olarak "Istanbul Emniyet Müdüriüğü'nün tahrifath tu- tanağının içeriğinde yer alan ve Mehmet Ali Şeker'in 26 Ocak 1993 tarihinde yakalandığmı belirtcn ibaredoğru isetanık Ayhan Aydın'ui ifadesigeçerliük kazanacak ve bu tanığınteşhisidoğrultusunda Mehmet Ali Şeker ve Ayhan Usta. L ğur Mumcu'nun katil zanlılan olarak yargılanabilecektir" dendi. Raporda. "şahit Ayhan Aydın'ın i- fadesinin doğru ve kabul edilebilir bir ifade ounadığmm kesinlikle savcılıkça tespitedil- diğine" dikkat çekilırken. olay hakkında tanıklık >apıp, ifadelerinin gerçek olmadığı anlaşılan diğer kışiler hakkında savcılığın suç duyurusunda bulunmamasının "çelis- kP olduğu da \nrgulandi. Milletvekiline dayak davası Kaya dayağı temyize götürüyor • CHP Ankara milletvekili, kendisini döyen polislerin mahkemece beraat ettirilmesi karannı, bir üst mahkemeye başvurarak temyiz edeceğini açıkladı. ANK4RA (Cumhuriyet nacağını biliyordum. Şün- di partinin yetkili organla- n ile bir araya gelerek tem- yiz \oluııa gidilmesL hatta davanın genişletilmesini is- teyeeeğim. Çünkü olayda beni döven polislerin sayısı 3 değildi, orada 15-20 polis vardL Kimse engellemedi- ği gibi gelen olaya katılıyor- du. Ben davanın bu şekilde temyiz.voJu ile genişletüme- sini isteyeceğim. Kaya. olayın kapatılma- ya çalışılacağmı bildiğini, ancak peşini bırakmayaca- ğını sözlerine ekledi. CHP Grup Başkanvekili Meh- met Kerimoğlu da olayın Türkiye'de Içişleri Bakan- lığı'nın çalışma şeklinin aynası olduğunu, polisle- rin ceza alacaklannı zaten tahmin etmediklerini söy- ledi. Kerimoğlu, olayda Salman Kaya'nın avukat- lannın da ihmali olduğunu belirterek "Çünkü sonuçta hâkim,önünegelen deliller ışığmda karar verir. De- mek ki hâkim önüneyeter- li delil götürülmedL Bu da- >a tekrar görülür" dedi. PERŞEMBE Bürosu) - CHP Ankara Millervekili Salman Ka- ya'nın dövülmesi olayına kanştıklan savıyla hakla- nnda dava açılan polisle- rin beraatine karar veril- mesi, CHPde "beklenen bir sonuç" olarak değer- lendirildı. Kaya, temyize gıdeceğini söylerken dava- yı yakından izlemeyen parti avukatlannı suçladı ve "Otayda MİT'in, kontr- gerillanın adamlannuı ol- duğunu, 15-20 polisin so- rumlu olduğunu bizzat Devlet Bakanı Yıldınm Aktuna, o zamanki genel başkanunız Murat Kara- yalçın'a söylemişti" dedı. Avukatlara suçlama CHP Ankara Milletve- kili Salman Kaya, davayı partinin açtığını ve parti avukatlannın ızledığini be- lirterek şunlan söyledi: "Bu a\ukatlar duruş- maya bilegitmediler. BLdm a>iıkatlannıız para alıpça- hşma\an asalaklar olduğu içinda\anınl)ö\lesonuçla- Kamu iscileri Toplusözleşme görüşmeleri tıkandı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - 682 bin ka- mu işçisinin toplusözleş- me görüşmeleri, pazarlık sürecinin ilk aşaması olan ücretle bağlantılı idari maddelerde tıkandı. Hü- kümetin, yüzdeli idarı maddelerde, kazanılmış olan haklann gen alınma- sı önerilerini gündeme getirmesi. Türk-tş'i hare- kete geçirdi. Türk-tş'e bağh 28 sendikanın 141 sözleşmesinden 75'inde görüşmeler idari madde- lerde tıkanırken 7'sinde arabulucu aşamasına ge- lindi. 4 sözleşmede uyuş- mazlık karan alındı. bir sözleşme Yüksek Hakem Kurulu gündemine girdi. Türk-iş Kamu Koordi- nasyon Kurulu, tıkanıklı- ğın aşılması için dün ka- mu kesimi toplusözleş- melerinden sorumlu Dev- let Bakanı Bekir Sami Daçe'yi ziyaret etti. Türk- tş Genel Başkanı Bayram Meral, görüşmede, kamu işveren sendikalarının, '12 Eylül döneminde do- kunuhnayan idari madde- lerde' geri adım önerileri getirdiğini vurgulayarak "Türk-Iş'in meydanlara inebilmesi için ne gereki- yorsa onlan hazırlıyorsu- nuz" dedi. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe de "Sözteşmeler tıkandı diye bir şe> yok. Giderme gay- reti içindeyiz" diye ko- nuştu. Türk-tş, hükümete, yanıt vermesi için cuma gününe kadar süre tanıdı. Türk-lş'in verilerine göre 1995 yılında 434 bin 892 işçinin sözleşmesin- de idari maddelerde tıka- nıklık yaşanıyor. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, demokrasi ve özgürlük korkusundan vazgeçmek gerektiğini söyledi. Moğultay, Danıştay'ın 127. kuruluş yıldönümünde konuştu: Özgürlük Türkiye'yibölmezANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, Türkiye'nin demokrasi ve düşünce özgürlüğü ile bölünebileceği korkusundan vazgeçilmesi gerektiğini belirterek "Şunu artık hepimiz kabul etmeliyiz ki Türkiye demokrasi ve özgürlükle bölünmez, demorkasi ve özgüriükle kuitulur" dedi. Adalet Bakanı Moğultay, Danıştay'ın 127. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün düzenlenen törene katıldı. Danıştay'ın, ülkede hukuk devleti anlayışının yerleşmesinde, devlet yönetiminde hukuka bağlıîığın gelişmesinde çok önemli işlevler gören yüksek mahkemelerden biri olduğunu kaydeden Moğultay, "Danıştay, devlet yöneöminin yargı denetimine bağfanmasuıın simgesi olmuştur" dedi. İçinde bulunulan yüzyılın. "insan haklan çağı'' olarak nitelendirilmesi gerektiğini savunan Adalet Bakanı. 1982 Anayasası'mn geçici 15. maddesi başta oimak üzere, yargı denetimini sınırlandıran tüm anayasal ve yasal hükümlerin bir an önce kaldınlması gerektiğini söyledi. Moğultay, idarenin, hiçbir eylem, işlem ve karannın idari yargı denetiminin dışında bırakıimaması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin siyasi, idari ve toplumsal açıdan yeni bir yapılanma içine sokulması gerektiğini de vurgulayan Moğultay, düşünce ve anlatım özgürlüğünün, demokrasinin işleyebilmesinin ön koşulu olduğunu söyledi. Moğultay, "Ülkenin demokrasiyle, düşünce özgüriüğüyie bölünebileceği korkusundan kurtulmalıvız. Şunu artık hepimiz kabul etmeliyiz Id, Türkive demokrasi ve özgüriükle bölünmez, demokrasi ve özgüriükle kurtulur" diye konuştu. Yargısal denetim Danıştay Başkanı Fıruzan tkincioğullan, törende yaptığı konuşmada. hukuk devletinin bütün kurum ve kurallan ile yerleşmesinin ön koşulunun, hukuka bağlı idare ve bunun gerçekleşmesini sağlayan yargı denetimi olduğunu söyledi. tkincioğullan, yönetimin hukuka bağlılığı ve yargısal denerimin hukuk devletinin vezgeçilmez bir gereği olduğunu da dile getirerek. Danıştay Yasası'nda yapılan değişiklere karşın, bu denetim görevinin tam olarak yerine getirilemediğini ifade etti. Türkiye Barolar Birligi Başkanı Önder Sav da, "Yargııun Sorumluluğu" konulu tartışmanm açılışında yaptığı konuşmada. yargı bağımsızhğının, demokratiİc hukuk devletinin "olmazsa olmaz" , koşulu olduğunu vurguladı. Danıştay'ın kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantı bugün de devam edecek. Toplantıda "idare ve İnsan Haklan". "Antidemokratik Anayasal Kurallar" ve "Özelleştirme ve Yargı tlişkfleri" konulan tartışılacak. Hasan Ocak'a işkence yapıldığı kesinleşti Savahky Ocakhn evrakınıgizliyor YAHYA KOÇOĞLU Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı. "Hasan Ocak'ın öldüriilmesinde sorumluluk taşıyanlar hakkında suç duyurusunda bulunmak için" Ocak'la ilgılı belgeleri isteyen ailesinin avukatlanna ret yanıtı verdı. Savcılık yanıtında "faiUerin bulunup dava açıtmasr halinde belgelerin incelenebileceğini bildirdi. Kaybolduktan yaklaşık 2 ay sonra öldüriildüğü ve gömüldüğü belirlenen Ocak'ın otopsi raporunda, işkence yapıldığı kesinleşti. Gazi Mahallesi olaylanndan sonra 21 martta gözaltına alındığı ileri sürülen, ailesinin inatçı arayışlan sonucu 16 mayısta kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın işkence yapıldıktan sonra öldüriildüğü kesinleşti. 26 martta • Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı, 'suç duyurusunda bulunmak için' Hasan Ocak'la ilgili belgeleri isteyen avukatlara ret yanıtı verdi. bulunduktan sonra Adli Tıp'a gönderilen Ocak'ın cenazesi üzerinde 27 mart tarihinde yapılan otopsinin kimyasal ve biyolojik tahlıllen 20 nisanda sonuçlandı. Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Özdemir Kolusayın ile 5 uzman tarafından hazırlanan otopsi raporunun 'Dış Muayene' başlıklı ılk bölümünde, parmaklannda parmak ızi alındığına ilişkin mürekkep lekesı bulundufu, cesedin çeşitli yerlerinde kesikler, göz altlannda yaralara raslandığı belirtildi. Raporun 'Iç Muayene' başlıklı ıkıncı bölümünde başın ıç kesiminde kanama ve ekimozlar, akciğerlerde ve sırt kaslannda kanamalar olduğu kaydedildi. Kimyasal ve biyolojik tahliller için alınan örneklerin mcelenmesi sonucu uyuşturucuya raslanmadjğınm vurgulandığı raporda, ölümün u ön omur aynlmasından kaynaklanan bağJa boğma>a bağlı asfiksi sonucu mevdana geldiği" belirtildi. Belgeler verilmedi Hasan Ocak'ın ailesinin avukatlan, Ocak'ın işkence yapıldıktan sonra öldürülmesiyle ilgili olarak suç duyurusu hazırlıklan çerçevesinde, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı'na başvurdular. Ailenin avukatlan Metin Kozan ve Faruk Ertekin tarafından yapılan başvuruda, Hasan Ocak olayına ilişkin evrakın birer suretlerinin "sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulacagmdan" verilmesı istendi. 23 mayısta Beykoz Cumhuriyet Başsavcılıgı'na verilen dilekçeye aynı eün verilen yanıtta, "Adalet Bakanlığı Ceza Genel Müdürtüğu'nün 18>"isan 1995tarihK yaasmın sadece müdafii için geçerli olduğundan avnca CMUK143. maddesine göre talebin reddine" denildi. CMUK'nin 143. maddesi, avukatlann. 'iddianame düzenlendikten sonra' dosyayı istendiği an inceleyebileceğini öngörüyor. Buna göre Hasan Ocak'ın öldürülmesiyle ilgili suç duyurusundan sonra failler bulunup dava açılırsa, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki evrak, avukatlarca incelenebilecek. ORHAN BURSALI Bölünme Tehlikesi ve Sopular Sayın Demirel'in "Batı Türkiye'yi bötmek istiyor", "Batı Sevristiyor" savlarının, günlük politik manev-' ralardan, iktidar kaygılanndan uzak, enine boyuna tartışılması gerekir. Bu konu, saman alevi gibi parla- tılıp sonra söndünjlmemelidir. Iddia önemlidir; durum analiz edilmeli ve gerçek- ler, yanılgılar, uydurmalar ortaya çıkartılmalıdır. Bu sav Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Eğer ortada gerçekten bir bölme politikası varsa, Türkiye'nin yakın ve uzak gelecekte izlemesi gere- ken bütün temel dış ve ekonomik politikalan yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Sanırım, Sayın Demirel de, onlarca danışmanını harekete geçirmıştir ve bu savını temellendirecek ve- ya yanlışlayacak araştırmaları hemen yapmalan için • talimatını verip öyle Çin'e gitmiştir!... Biz yine de burada araştınlması gereken, aklımıza takılan şu soruları ortaya atalım ve "Batı Sevristiyor" gibi soyut ama heyecanlı açıklamaların ötesinde, eleştirel bir düşünce ve tartışma süreci içinde somut yanıtlar bekleyelim: • Batı gerçekten Türkiye'yi bölmek istemekte mi- dir? Bunun verileri nelerdir? • Batı, niçin, hangi amaçla ülkemizi bölmek iste-, mektedir? Hangi çıkarlan Türkiye'nin bölünmesini' gerektirmektedir? Türkiye bölünürse, bundan ka- zançlan ve kayıpları neler olacaktır? » • "Batı"dan kasıt nedir? Bütün bir Avrupa ve ABD" mi? Yoksa, Türkiye'yi bölmek isteyen sadece bazı Avrupa ülkeleri midir? Öyleyse, bu ülkeler hangileri- dir? Ve bunların gizli ve açık bölücü politikalan ve ey- lemleri nelerdir? Türkiye yurttaşlan olarak bunlan bil- mek ve tanımak istiyoruz... • Eğer Türkiye'yi bölmek istiyortarsa, 1971 ve 1980 askeri darbelerinden sonra ve özellikle de böl- mek istedikleri bugünlerde, ülkemizi niçin Avrupa kurumlarından atmamışlardır? Ispanya ve Porte- kiz'i, diktatörlükler döneminde 40 yıl Avrupa dışın- da tutariarken? • Niçin Türkiye ile Gümrük Biriiği anlaşmasına gitmektedirler? Gümrük Birtiği'ne girersek, daha ryi ve kolay bölünecegimızi mı düşünmektedirler? Bizi önce içlerine çekip mi son darbeyi vuracaklardır?! • Niçin bugüne kadar Türkiye'ye karşı tek ciddi ve ses getirir bir yaptınm uygulamamışlardır? Türki- ye hâlâ niçin Avrupa'nın bütün önemli kurumlannda tems'ri edilmektedir? • Almanya'nın göstermelik silah ambargosu mu yoksa. bölme politikalarına somut bir kanıttır? O hal- de, Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, niçin bizim Dışiş- leri Bakanlarımıza "Teröre karşı mücadelenizidestek- liyoruz, dışgörünüşebakmayın, sadece kendi kamu- oyumuza karşı Türkiye'de yapılan insan haklan ihlal- leri konusunda sorumluluğumuz var ve hassas ol- mak zorundayız" demektedir? • • • 30 yıldır bu ülkenin politik, ekonomik ve kültürel ka- derinde birinci derecede rol oynamış bir lider olarak, Sayın Demirel'ın bu tartışmayı açması iyi olmuştur. Bu tartışma çok geniş tutulmalıdır ve Türkiyenin 30 yıl için ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel durumu- nun saptanmasını da ıçermelidir. Bu noktada yanıt aranan bazı sorular da vardır • Türkiye, ekonomi ve demokrasi bakımından güçlü bir ülke niçin olamamıştır da sık sık, kredi açı- lamayan ve 40 cent'e muhtaç ülke durumuna düşü- rülmektedir? • Niçin binlerce insanımız, aydınımız, çoğunda devletin eli ve kulağı olduğu ayan beyan ortada ci- nayete kurban gitmiştir ve gitmektedir? • İki yıl içinde hangi Avrupa ülkesinde 155 kişi, salt düşüncelerini açıkladıklan gerekçesiyle 200 yıl hapse mahkûm edilmişlerdir? Ve yazarlan, düşünür- leri hapse atmak için büyük çabalar sarf edilmekte- dir? • Bu ülkede, Doğu ve Güneydoğu bölgesi insan- lannı, hâlâ mağara dönemi koşullannda kimleryaşat- mış ve yaşatmaktadır? ... Ve daha onlarca soru... • • • Sayın Demirel'in Sevrkonusunu ortaya atması iyi olmuştur. Bu konu her yönüyle derinlemesine tartışılmaya muhtaçtır ve gerçekler ortaya çıkmalıdır. Böylece Sevr gibi, Türkiye için 1 numaralı ve ha- yati bir konunun niçin ortaya atıldığını ve ısraria sür- dürüldüğünü ögrenmiş olacağız Ya Türkiye'yi bölmek isteyenlerin varlığı ve Türki- ye'ye kurulan "Büyük Komplo" ortaya çıkacak... Böylece, sadece dış mihraklan değil, aynı zaman- da, ülkeyi "bölünme eşiğine" getiren iç mihraklan da ögrenmiş ve tanımış olacağız!... Ya da 30 yıllık siyasetçilerin ve onlann bugünkü iz- leyicilerinin, Türkiye'nin bugünkü insan hakveözgür- lükleri sık sık rafa kaldınlan; insanları faili meçhul ci- nayetlere kurban giden; hukukunun dağa kaldınldı- ğı, yan iflas etmiş yozlaşmış bir devlet mekanizma- sına sahip, yağma edilen ve bu yüzden büyük aç- mazlar içinde olan bir ülke olduğunu gözlerden giz- lemek için... ... Sevr ve bölünme konusunun tartışılmaya sürül- düğü anlaşılacak... Nâzım'm mezan yine gündemde 'Mezann nakline ailesi karar verir' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Nâzım Hik- met'in eşi Vera Tulyako- va, ünlü şairin mezannın Türkiye'ye nakledilmesi- ne izın vermeyeceğini açıklarken Kültür Bakanı Ercan Karakaş, "Mezaruı getirilmesi. ailenin karan- na bağlı. Onlara rağmen bir şey yapamayız. Ben, Nâzım ın yurttas.uk hak- kının iadesi konusunu Ba- kanlar Kurulu'na getire- ceğim" dedi. Kültür Bakanı Ercan Karakaş'ın "3 hazirana dek Nâzım'ın mezarının Türkiye'ye getirileceğine" ilişkin söyledikleri, u Ana- dolu'da bir köy mezariığı- na"gömülmek isteyen şa- irin bu vasiyeti ile ilgili tartjşmalan yeniden gün- deme getirdi. Şairin eşi Vera Tulyakova, mezann nakli istemine sert tepki göstererek, "Ercan Kara- kaş kendi akrabalannın mezanyia ügilensin" dedi. Kültür Bakanı Ercan Ka- rakaş, Cumhunyet'in bu tepkiyi anımsatarak yö- nelttiği sorulara şu yanıtı verdi: "Ben mezann nakliyle iigili olarak, '3 haziran' falan diye tarih vermedim, ben yurttaşlık hakkının geri verilmesini gündeme getireceğimi sö\1edim." Karakaş, Nâzım Hik- met'e yurttaşlık hakkının gen verilmesi konusunu Bakanlar Kurulu'na geti- receğini belirterek, "Şim- di bizim yapabileceğimiz bu"dedı.'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle