08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeCImrivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışlerı Müdürlerı Ibrahim Yıldız Dinç Tavanç (Soruıtılu),0 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara 9 Görsel Yönetmeıv Fikret Eser Dış Haberler Ergun BaJcı • Istıhbaral Yalçın Çakır • Ekooomı Bölent Kjzanlık • Radyo-TV: Uygar Eremektar • Kültür Handan Şenköken • Spor 4bdûlkadir Yücetman • Yurt Haberlerr Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaöraı 0 Çevın SeyfettİD Turh»D 9 Düzeltme Abdullah Yancı • Fotograf Erdoğan Köseoğlu Yayın Kuıulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Oktav Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun BakL Dinç Tayanç, tbrahim Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan AkmAtatürkBuhanNo I25,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kıak,H ZıyaBlv 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks 4419117 • AdanaTemsıİCTsıÇetinYiğeootlıı.InönüCd 119 S No.l Kat 1. Tel 3522550, Faks. 3522570 Müessese Müdûrü: Erol Erknt • MEDYA C: • Yönetım Kuruhı Koordmatör Ahmet Korukao • Başkanı-Genel Müdür Gnlbin Muhasebe Bülent Yener • Idare Erduran • Koordınatör Reha Hüseyin Görer • tşletme Önder I*ıtman • Genel Müdür Yaıdım- Çelik* Bılgı-tşlem Nıil İnal • cısı Mine Akdağ • Halkla Ibs- Bılgısaşar Sıstem Muıüvct Çiler kılerMüdurü ISurtenBerkso) YayımlayMi ve Bann: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş TüricocağıCad.39'41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 tslanbul Tel (0712) 512 05 05 (20 hatl Faks (0'212) 513 85 95 25MAY1S 1995 Imsak. 3.39 Güneş: 5.31 Öğle: 13.08 Ikındi: 17.04 Akşam 20.30 Yatsı: 22.14 MEDYACTei 5i407 53-5i39580-5i38460-6i.Faks 5118466 TYS, Avrupa Yazarlar Kongresrnde • Haber Merkezi - Gazetemız yazan ve Türkıye Yazarlar Sendıkası Genel Başkanı Ataol Behramoğlu. 26-27 mayıs tarihlerinde Viyana'da toplanacak 14. Avrupa Yazarlar Kongresi'ne (EWC), TYS adına katılacak. 25 yazar örgütûnün üye olduğu EWC'nin çalışmalannda, TYS böylece ilk kez temsil edilmiş olacak. Çfller Hürriyefte • tstanbul Haber Servisi - Başbakan Çiller ve eşi Özer Çıller, dün akşam Hûrriyet gazetesinin 48. kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyon ve yemeğe katıldı. Hûrriyet Towers'ın kapısında gazetenin sahibi Aydın Doğan ve eşi Sema Doğan tarafından karşılanan Çiller, MHP Genel Başkanı Alparslan Tûrkeş'e yakın ilgi gösterdi. Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin ve Devlet Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ise yemeğe gecikerek geldi Klas FM'in kampanyası • Haber Merkezi - KJas FM'ın geçenhafta başlatmış olduğu "Çocuklara yönelik 900'lü hatlara hayır" kampanyasına ilgi büyüyerek devam ediyor. PTT Genel Müdürlüğû Müşaviri Bekir Öztoprak konuyla ılgılı olarak yaptığı açıklamada, "Çocuklann istismannı engelleyecek yenı maddeler eklenecek ve hat sahibi firrnalar uyanlacak" dedi. Farklı gnup sergisi • Haber Merkezi -"tki Egilım Dört Yönelim" resim sergisi Atatürk Kültûr Merkezi"nde açıldı. Diğer grup sergilerinden farklı olarak gerek resim, gerekse düşünce açısından ayn eğilimleri bır araya getiren sergi, dört genç ressamın soyut ve fıgüratif çalışmalanndan oluşuvor. Sergi, 10 hazirana kaaar açik kalacak Tanıtıni atağı • Haber Merkezi - Tekstil Terbiye Sanayıcileri Derneğinin Tûrk Tekstil Terbiye Sanayii'ni tanıtmak üzere hazırladığı "Sihırli Dokunuş" adlı İnglizce fılm, Uluslararası Tekstil Enstitüsü'nün (Textile Institute) Istanbul'da düzenlenmekte olan kongresinde yerli ve yabancı katılımcılara sunuldu. Hkir projesi yarışması • İstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, sanatçı Sümeyra Çakır'ın anısını yaşatmak amacıyla Zincirlikuyu'daki gömütünün yeniden düzenlenmesine yönelik "Fikir Projesi Yanşması" açtı. Sümeyra Çakır, halk türkülerinin söylenişi ve yorumlanışında bir ekol oluşturan Ruhi Su ile ses, türküler ve saz sanatı ûzerine çalışmalarda bulunmuş ve Istanbul'da kurulan "Dostlar Korosu" çalışmalannı yönetmiştı. ÇYDtrden konsep • Haber Merkezi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bakırköy Şubesi 'Gençler Için Gençlerle El Ele' adlı bır konser düzenledi. Ataköy Dolphin Disco'da 28 mayıs pazar günü 13.00-18.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Meltem Cumbul'un sunuculugunu yapacağı konserin bıletleri Vakkorama Taksim, Suadiye, Rumeli Caddesi Gallena şubeleri ile Ataköy Dolphin Disco'da satışa sunuldu. Gemi kazası • tstanbul Haber Servisi - istanbul Buyükdere açıklannda iki kuru yük gemisi çarpıştı, olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Sultanahmet'teki ana kapıdan Sarayburnu çıkışına kadar uzanan yolda yüzlerce satış kulübesi. Anayol tıklım tıklım... Giillıtuıe Parkı'nda ip cambazı• Çay bahçesinde oturanlar somurtuyor ve birbirleriyle bile konuşmuyor; bir standdan pamuk helvası alanlar da satan da somurtuyor; köfte alan, ekmeğin arasındakileri "Kimbilir ne eti koydun buraya pis herif" dercesine inceliyor; köfteci de "Bozuk 50 bin yok muydu?" diye sorarken sanki ana avrat küfrediyor. AYDIN ENGİN Hafta sonu Gülhane Par- kı. Gişelerde kuyruk bekle- meden girmek olanaksız. Binlerce ve binlerce kışi Gülhane Parkı'na akıyor. Başörtûlü. başörtüsüz, şort- lu, şalvarlı, genç, yaşlı, ka- dın, erkek, kız, oğlan, ço- cuk, bebek, halk- Etiler'de, Akatlar'da, Be- bek'te hatta Beşıktaş'ta, Göztepe'de oturmayan, is- tanbul'un güneyden kuze- ye, doğudan batıya bütün varoşlanndan, eskı ve yenı gecekondu mahallelerinden akan yığınlar bunlar. Sultanahmet tarafındakı ana kapıdan Sarayburnu çı- kışına kadar uzanan ana yol boyunca sağlı sollu sıralan- mış yüzlerce satış kulübesi. Anayol tıklım tıklım. İlk bakışta Avrupa kentle- rinde Noel öncesi kurulan. "eğlence, incik boncuk, ayaküstü yemek" sunan bayram pazarlanndan fark- lı değil. Ama bu yargı, bir "ilk bakışta" yargısı. "S- tand" denen satış kulübele- ri can sıkıcı. Yiyecek adına sunulan ya kömüre dönmüş. vıcık vıcık yağlı döner ya görünüşleri bile "kuşku uyandırıcı" ızgara köfte ya ekmek arası peynir, su- cuk..."Tişört" ümnrakkol- lu fanilalar. Üstlerinde Ingi- lizce sloganlar, Arap alfabe- si kıvamı verilmiş Latin harfleriyle dini hikmetler. "Ne ahrsan 100 bin abiiinL" Arada ikisi ülkücü tosunlar- ca, dört beşi siyasal Islamın çeşıtli fraksiyonlannca par- sellenmiş standlar. Çırpmır- dı Karadeniz,bakıp Türkün bayrağına. Az ötede "Büyü bozulur, pilavhk pirince isim, dua yazdır" ılanlany- la donanmış hurafe zanaat- kârlannın standlan. Nere- deyse her stand, bır teybe bir bant takrruş ve sonuna kadar açmış. Tarkan'dan dini ila- hılere, Livaneli'den tırtık- lanmış melodilere uydurul- muş kaba milliyetçi güfte- lerden vıcık vıcık ve acıh arabeske kadar uzanan bir müzik (!) paleti. Kulaklarda bulann verici bir gürültü bu- lamacı yankılanıyor. Bu insanlar eğlenmiyor. Handiyse bebeklere, küçük çocuklara kadar kimsenin yüzünde bir bayram yerinin neşesi uçuşmuyor. Çay bah- çesinde oturanlar somurtu- yor ve birbirleriyle bile ko- nuşmuyor; bir standdan pa- muk helvası alanlar da satan da somurtuyor: köfte alan, ekmeğin arasındakileri "Kimbilir ne eti koydun bu- raya pis herif dercesine in- celiyor; köfteci de "Bozuk 50 binyok muydu?"diye so- Binlerceve binlerce kişi Gülhane Parkı'na akıyor. Başörtûlü, başörtüsüz, şortfaı, şarvartı, genç, yaşlı, kadın, erkek» (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Bir fatura yatırma öykusu Farklı dillerTelefon faturasını gününde ödemeyı unutmuşuz. Semt postanesine gittim. "Ödeme günü geçmiş telefon faturalannı da size ödeyebilhor muyıız?" diye sordum. Yüzünde ıkı günlük sakal, herkese aynmsız "sen" dıyen, bir posta pulunu bile iki üç kez evırip çevırmeden müşteriye veremeyen memur duraladı. şöyle bir alnını kaşıdı: - Yok, dedi. Üsküdar'a gideceksin. Çaresiz döndüm gerisin geri. Bir arkadaş akıl verdi: - Manyak mısın oğlum, dedi Günü değil yüı geçse bile alır postane. Saçmalama-. Üslup rezalet ama akıl fena değil. Döndüm bizim postaneye. Adama faturayı göstenp tatlı sert çıkıştım. "Günü geçse de ödeniyormuş. Ne diye taa Üsküdar'a yolluyorsunuz beni ?" Önce boş boş baktı. Sonra bır yandan faturayı tahsil ederken bir yandan kafasını salladı. - Ne bileyim ben senin ne dediğinL. Ganşık guruşuk bi sürü İaf ettin. Ben de Üsküdar'a gjt dedim. Allah Allahyav... Gerçekten "ADah ADah"ya\ .'"Adama "ganşık guruşuk bir sürü laP değil. tek bir soru cümlesi yöneltmiştım: Ödeme günü geçmiş telefon faturalannı da size ödeyebitiyor muyuz ? Hepsi bu. Evde kanma anlattım. Çok olağan karşıladı. Omuz silkti: - Adam sana aynı dille konuşmuyoruz demiş. Hepsi bu. Dil rurmuyormuş yani_ Sa\unmaya geçtım: - Ben kendi dilimden eminim. Gene omuz silkti: - Olabüir. Adamın dedigi, dilleriniz birbirini tutmuyor. Hepsi bu. rarken sankı ana avrat küf- rediyor. Baba geride kalan kansını (aşkını. sevgilisini, bir yastığa baş koyduğu ya- rini) kölesiymişcesine; an- ne küçük oğlanı (oğulcuğu- nu, küçücük sevincini) çu- val tutar gıbi yakalamış, çe- kiştiriyor. ... derken uzaklardan bır ses. Birumut. Biresınti: - Hey dingala dingala... kömür de kmdum manga- la_ Ayşe de Fatma dostum var_. Çalkala Boncukcalka- la_ Hey!... Heeeeey ! Durbir dakika! Bu benım çocuklu- ğum. Taşra kasabalannın, büyük kentlerde bayram günlerinin bir kaç günle sı- nırlı mutluluğu bu. Cambaz bu cambaz. fjp cambazı... Sesin geldiğı yöne seğırt- tim. Amfitiyatro biçimi dü- zenlenmiş bir...bir açıkhava gazinosu. Pisliğe rağmen sıralar dolu Tahnp edilmiş ahşap otu- raklan, sıralar arasına sanki özel bır çabayla doldurul- muş tenekeden boyalı gazoz kutulan. yağlara bulanmış gazete parçalan, kese kâğıt- lan, yenmış ve duraksamak- sızın yere tükürülmüş çekir- dek kabuklan, içlerinde eti sıynlmış tavuk kemikleri, döner kınntılan seçilen plastik torbalar ve bütün bu pislığin içinde ve bu pisliğe rağmen sıralan doldurmuş binlerce kişi. Orkütücü büyüklükte ve umut kıncı kireç badanasıy- la gözü okşamak bir yana ısıran bir beton yığını. Ga- liba sahne. Sahneye iki me- taldirekçakılmış. Aralanna bir tel çekilmiş. İki direk arası üç, bilemedin dört metre. Telın üstünde, elinde uzun bir denge sınğı, kafa- sında bizim Savaş Ay'ın ke- pine benzer kırmızı bir kep. üstünde bir Ti-şört, ayağın- da -galiba- yeşil bir panto- lon. tp cambazı Dr. Bil- memne . Sahnenin dibinde ikisi kız, bir delikanlı, üç genç. Biri klarnet. biri ka- nun, biri de tef çalıyor. Da- ha doğrusu çalacak gibi otu- ruyorlar ve onlar yerine çok güçlü ses yükselticilerden berbat bir piyasa müziği ip- tekı cambaza eşlık ediyor. - Ey dingala dingala. kö- mür de koydum mangala, Ayşe de Fatma dostum var, çalkala doktor çalkala. Şımdı anlaşılıyor kırkyıl- lık "Boncuk"un neden "Doktor"a dönüştürüldüğü. Doktorluktan müstafr ıp cambazının teknik donanı- mı kusursuz. Kablosuz bir yaka mikrofonu takmış. Te- lin tepesinden sesını en ar- ka sıralara kadar gümbür gümbür duyuruyor. tp cambazı talk sh<m yapryor Gösteride bır marifet yok. (Bizim Boncuk çok daha hünerliydi). Zaten gösteri- de cambazhk ıkınci plana itilmiş. Ip cambazı Dr. Bil- memne "talk-show"yapı- yor. Boncuk'un tekerleme- sı bir kez daha yankılandı: - Hey dingala dingala, kö- mür de koydum mangala, Ayşe de Fatma dostum var, çalkala doktor çalkala... "Çalkala" nakaratında cambaz-doktor iyıce abar- tarak kalçalannı çalkalıyor. Bir daha, bir daha... Sonra birden müziği kesti, telin üstünde seyirciye döndü. - Yav biz burda çalkahyo- ruz, bak orda, adam bana bıyık buruyor. Hooop hoppp dayı, aile var_ Kahkaha patladı. Sonra da alkış. Bu espnye gülün- dü. Hem de doyasıya. Gösteri sürüyor. Espriler de düzey değiştirmeksizin sürüyor. Evde kandan ye- nen dayak ve kanya atılan dayak fıkralan da kahkaha ve alkış topluyor. Gösteri sürüyor. Şimdi cambaz portakal kasasmdan bozma bir sandığın içinde teli boydan boya geçecek. Bana gerçeküstü gibi gelen bir müzik başlıyor: IClarnet, kanun ve tef orkestrasından Schopen'in ölüm marşı diye bılinen müziği. Seyircı sesi- nı kestı, soluğunu tuttu. Cambaz portakal sandığı içinde telde yürümeye baş- ladı. Ortada durdu. Gene se- yırcıye döndü: - Televizyonda görmüşsü- nüzdür, Avrupa da sirkler- de bu numarayı yapanlar ahlanna ağ geriyx>riar. Bu da yetmiyor bellerine emniyet kancası takıyorlar. Ama biz Türk olduğumuz için, ne ağ, ne kanca. Attımızda beton, kalbimizle yüriiyoruz telin üstünde. Çünkü biz Türk ogluTürküz! Son cümle duyulmuyor Gülhane Parkı'nda asırtak ağaçlann göJgesinde piknik yapmak mümkün. Ama pikııiksonr^ı bütün bü-fjarkıcöplüğeçe\Trmeyinasdacıldamalı?(ERlX)Ğ AN KÖSEOĞLU) bile. Alkış, çığlık, ıslık, al- kış, alkış, alkış... * • • Elitizm (seçkincilik) bu- günlerde moda. Kimileri "Biz beyaz Türkler" diye başlıyor söze. Kimileri, "Siz^er kokan, sümküren, sakaftıraşı olmayan, bıyikh, kılİL kara kafalı ve kara su- ratlı köylü yığınlan defolun bu kentten. Kent kenüilerin- dir. Gidin, köyünüze dö- nün" diye küfrediyor. Eütızmde ne kadar sakla- nırsa saklansın bir kibir, te- melleri kuşkulu bir üstün- lük duygusu gizli. Elitizmin tuzağına düş- meden» Populızm, Türkçeye nasıl çevrilirse çevrilsin, yılışık bir "halk dalkavukluğu" ıçeriyor. Halkı sevmek gi- dereİc halk kitlelerinin sahıp olduklan ve yaşattıkJan bü- tün değer ve yargılan yü- celtmeye dönüşüyor. Popu- lizm hümanizmin yakın ak- rabalığından çıkıyor, ilkelli- ğe, yüzeyselliğe. yalınkatlı- ğa övgü düzmeye dönüşü- yor. Popuüzmin ruzağma düş- meden_ ••• Bu yazı tasarlandıktan bu yana beş kez daha gittim Gülhane'ye. Cambaz yok- tu, Ebru Gündeş konsen vardı; köfteci standlanndan biri kapalıydı, bir başka standda gözlemeci tezgâhı açılmıştı; çay bahçesinde bu kez müşteri azdı, pilavhk pi- rince büyü bozucu sözler yazan tezgâhın önünde kuy- ruk vardı. Şu yoktu, bu var- dı... Yargım değişmedi. Soru gene yanıtsız: Pbpuuzmin ve elitizmin tuzakJarma düş- meden_. Kaölır mısınız bilmem, sorunun yanıtı benim elli dört yaşımın kördüğümü. Benden önceki ve benden sonraki kuşaklann çıkmazı, açmazı veöfkesi... Bu öfke baldan tatlı değil. 3. FELSEFE OLİMPtYATI Türk öğrenciler başanyla döndüİstanbul Haber Servisi - Türk öğrenciler, Avrupa Lıseler Arası 3. Felsefe Olimpiyatlan'ndan ba- şanyla döndü. Italyan Lısesi öğ- rencisi Sadok Kohen, "Yaratıcı Düşünme Jüri Özel Ödülü"nü ka- zandı. Bulgaristan'ın Stara Zagora kentinde yapılan Felsefe Olimpi- yatlan'na Almanya, Bulgaristan, Polonya, Romanya ve Türkiye'den 54 lise öğrencisi katıldı. Ingilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde gerçekleştırilen olimpiyatlarda Saint Benoit Lisesi öğrencisi Ay- şegül Bayraktar 11, Sadok Kohen 13, Saint Benoit Lisesi öğrencisi Demet Dinler da 14. oldu. Bu olimpiyatlara üç yıldır özel hazırlık yapan lıse öğrencileri ile katılan Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Baş- kanı Nuran Direk, bu yıl yanşma jürisinde de görev aldı. Yanşma- nın ünlü fılozoflardan yapılan çe- şitli alıntılar üzerinde felsefi bir deneme yazma esasına dayandığı- nı belirten Direk, ülkemizdeki fel- sefe eğitiminin nıtelik ve nicelik açısından yoksulluğu nedeniyle bu başannın olağanüstü sayılması gerektiğini vurguladı. Olimpiyat- lann gelecek yıl Türkıye'de yapı- iabılmesi için çaba harcayacağını belirten Direk. şöyle konuştu: "Eğer finansman kaynaklan ve yetkililerden destek bulabilirsek İs- tanbul Felsefe Olimpiyatlan, spor olimpiyatianndan önce gerçekleşe- bilir. OzdlikJe yabancı dil bilen öğ- rencilerden felsefe ile UgUenenler- den ilgi bekliyoruz. Bir öğrenci hangi mesleği seçerse seçsin, o mes- leğe ait bilgjleri bihnesi önemlidir. Ama alanında felsefi düşünebilme- si çok daha önemlidir. Bilgileri ki- taplardan öğrenebilirsiniz, ama ya- ratıcı düşünmeyi, ancak felsefe yaparak başarabilirsiniz." Sertifika programı Boğaziçi Columbia ışbırligı İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi ve Columbia üniversiteleri işbirliğı ile 'Karadeniz Ekonomik Işbirttgi Çabşmalan Sertifika Programr başlatılacak. Boğaziçi Üniversitesı Uluslararası llişkıler Bölümü ile Columbia Ünıversitesi Harriman Enstıtüsü'nce ortaklaşa düzenlenecek programın amacı, "Bölgede artan uzman ihtiyacuıı karşılamak ve bölge ile işbirliği olanaklaruu geliştirmek." Programa katılmak ısteyenler Boğaziçi Üniversitesi'ne başvuracak ve iki akademik dönem sonunda Columbia Üniversitesi'ne giderek 1500 dolar karşıhğında sertifikalannı alacaklar. DUNYADAN Çocuklann sevdiği kitaplar Çeviri Servisi - John Major'ın çocukluğunda en sevdiği kitap Billy Bunter iken, küçük Margaret Thatcher. Kipling öykülerini yeğliyordu. Major ve Thatcher günümüzde çocuk olsalardı, her ikisi de kuşkusuz Roald Dahl'e gönül vermiş olacaktı. En sevılen çocuk kitaplannın belirlenmesi yolunda 4000 çocuk arasında yapılan bir araştırmada Roald Dahl'in kitaplannın en çok sevilen ilk beş kitap arasında yeraldığı. Frank Rkhard'ın "Uzaktaki Baykuş"u ve Kipling'in "Fîl'in Çocuğu" adlı yapıtlannın ise yerlerini "Sevecen Koca Dev" ve "Charfie ve Çikolata Fabrikası"na bırakmak zonında kaldıklan görüldü. Araştırmaya göre DahFın en gözde apıtı, Angelka Huston'ın oynadığı fılme de konu olan "Cadılar"ı. Bunu "Matilda", "Charlie.." ve "George'un Harika Üacı" izliyor. Araştırmada çocuklardan anababalannın küçükken en çok beğendıklerikitaplann neler olduğunu öğrenmeleri istendiğinde, sonuçlar kuşaklar arasında korkunç bir farkı gözler önüne serdi. Bu kuşaklar arasında bir köprü oluşturan tek yapıt ise Kraliçe Elizabeth'in de gözdesi olan Anna SeweU"in "Siyah tnci"si oldu. Anababalara gelince, bunlann büyük bir çoğunluğunun Enid Blyton ve Louisa M. Afcott'un "Küçük Kadmlar"ıyla huzur bulduklan, bır bölümünün ise oylannı Stevenson'un "Define Adası"na verdıği görüldü. Araştırma gereğınce anababalannın seçtiğı klasikleri okumak zonında bırakılan çocuklar klasık yapıtlara karşı şaşırtıcı bir biçimde ilgi gösterdiler. Deneklerin yaklaşık yansı anababalannın yeğledikleri kitaplardan hoşlandıkJannı ve bunlan arkadaşlanna önereceklerini belirtirken çocuklann yalnızca yüzde 6'sı bu yapıtlan itici buldu. Denekler arasında hiç kimse 9 yaşındaki Alex Cook denli güçlü bır algılama yeteneğine ve eleştiri gücüne sahip değildi. Cook anababasının seçimı olan Richael Croapton'un "Yahuzca Wifliam" adlı yapıtı eni konu gözden geçirdikten sonra kıtabı çok sevdiğıni belirterek "Günümüz çocuklanmn VV'illiam ve dostlanmn sahip olduğu özgürlüğe gıpta edeceklerinden ve bugünün yoğun trafiği ve kötü ntyetü insanlan nedeniyle gerçekleştirmemiz olanaksız olan bağunsız yaşam biçemine özeneceklerinden hiç kuşkum yok" diyerek duygulannı dıle getırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle