Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeCImrivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışlerı Müdürlerı
Ibrahim Yıldız Dinç Tavanç (Soruıtılu),0
Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara 9
Görsel Yönetmeıv Fikret Eser
Dış Haberler Ergun BaJcı • Istıhbaral Yalçın Çakır •
Ekooomı Bölent Kjzanlık • Radyo-TV: Uygar Eremektar
• Kültür Handan Şenköken • Spor 4bdûlkadir Yücetman
• Yurt Haberlerr Mehmet Saraç • Makaleler Sami
Karaöraı 0 Çevın SeyfettİD Turh»D 9 Düzeltme
Abdullah Yancı • Fotograf Erdoğan Köseoğlu
Yayın Kuıulu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Oktav
Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet
Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun
BakL Dinç Tayanç, tbrahim Yıldız.
Orhan Bursalı. Mustafa Balbav.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan
AkmAtatürkBuhanNo I25,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel
4195020 (7 hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar
Kıak,H ZıyaBlv 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks 4419117
• AdanaTemsıİCTsıÇetinYiğeootlıı.InönüCd 119 S No.l
Kat 1. Tel 3522550, Faks. 3522570
Müessese Müdûrü: Erol Erknt • MEDYA C: • Yönetım Kuruhı
Koordmatör Ahmet Korukao • Başkanı-Genel Müdür Gnlbin
Muhasebe Bülent Yener • Idare Erduran • Koordınatör Reha
Hüseyin Görer • tşletme Önder I*ıtman • Genel Müdür Yaıdım-
Çelik* Bılgı-tşlem Nıil İnal • cısı Mine Akdağ • Halkla Ibs-
Bılgısaşar Sıstem Muıüvct Çiler kılerMüdurü ISurtenBerkso)
YayımlayMi ve Bann: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
TüricocağıCad.39'41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 tslanbul Tel (0712) 512 05 05 (20 hatl Faks (0'212) 513 85 95
25MAY1S 1995 Imsak. 3.39 Güneş: 5.31 Öğle: 13.08 Ikındi: 17.04 Akşam 20.30 Yatsı: 22.14 MEDYACTei 5i407 53-5i39580-5i38460-6i.Faks 5118466
TYS, Avrupa
Yazarlar
Kongresrnde
• Haber Merkezi -
Gazetemız yazan ve
Türkıye Yazarlar Sendıkası
Genel Başkanı Ataol
Behramoğlu. 26-27 mayıs
tarihlerinde Viyana'da
toplanacak 14. Avrupa
Yazarlar Kongresi'ne
(EWC), TYS adına
katılacak. 25 yazar
örgütûnün üye olduğu
EWC'nin çalışmalannda,
TYS böylece ilk kez temsil
edilmiş olacak.
Çfller
Hürriyefte
• tstanbul Haber Servisi -
Başbakan Çiller ve eşi
Özer Çıller, dün akşam
Hûrriyet gazetesinin 48.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle verilen
resepsiyon ve yemeğe
katıldı. Hûrriyet Towers'ın
kapısında gazetenin sahibi
Aydın Doğan ve eşi Sema
Doğan tarafından
karşılanan Çiller, MHP
Genel Başkanı Alparslan
Tûrkeş'e yakın ilgi
gösterdi. Başbakan
Yardımcısı Hikmet Çetin
ve Devlet Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı ise yemeğe
gecikerek geldi
Klas FM'in
kampanyası
• Haber Merkezi - KJas
FM'ın geçenhafta
başlatmış olduğu
"Çocuklara yönelik 900'lü
hatlara hayır"
kampanyasına ilgi
büyüyerek devam ediyor.
PTT Genel Müdürlüğû
Müşaviri Bekir Öztoprak
konuyla ılgılı olarak
yaptığı açıklamada,
"Çocuklann istismannı
engelleyecek yenı
maddeler eklenecek ve hat
sahibi firrnalar uyanlacak"
dedi.
Farklı gnup
sergisi
• Haber Merkezi -"tki
Egilım Dört Yönelim"
resim sergisi Atatürk
Kültûr Merkezi"nde açıldı.
Diğer grup sergilerinden
farklı olarak gerek resim,
gerekse düşünce açısından
ayn eğilimleri bır araya
getiren sergi, dört genç
ressamın soyut ve fıgüratif
çalışmalanndan oluşuvor.
Sergi, 10 hazirana kaaar
açik kalacak
Tanıtıni atağı
• Haber Merkezi - Tekstil
Terbiye Sanayıcileri
Derneğinin Tûrk Tekstil
Terbiye Sanayii'ni
tanıtmak üzere hazırladığı
"Sihırli Dokunuş" adlı
İnglizce fılm, Uluslararası
Tekstil Enstitüsü'nün
(Textile Institute)
Istanbul'da düzenlenmekte
olan kongresinde yerli ve
yabancı katılımcılara
sunuldu.
Hkir projesi
yarışması
• İstanbul Haber Servisi -
Mimarlar Odası İstanbul
Büyükkent Şubesi, sanatçı
Sümeyra Çakır'ın anısını
yaşatmak amacıyla
Zincirlikuyu'daki
gömütünün yeniden
düzenlenmesine yönelik
"Fikir Projesi
Yanşması" açtı. Sümeyra
Çakır, halk türkülerinin
söylenişi ve
yorumlanışında bir ekol
oluşturan Ruhi Su ile ses,
türküler ve saz sanatı
ûzerine çalışmalarda
bulunmuş ve Istanbul'da
kurulan "Dostlar Korosu"
çalışmalannı yönetmiştı.
ÇYDtrden
konsep
• Haber Merkezi - Çağdaş
Yaşamı Destekleme
Derneği Bakırköy Şubesi
'Gençler Için Gençlerle El
Ele' adlı bır konser
düzenledi. Ataköy Dolphin
Disco'da 28 mayıs pazar
günü 13.00-18.00 saatleri
arasında gerçekleştirilecek.
Meltem Cumbul'un
sunuculugunu yapacağı
konserin bıletleri
Vakkorama Taksim,
Suadiye, Rumeli Caddesi
Gallena şubeleri ile
Ataköy Dolphin Disco'da
satışa sunuldu.
Gemi kazası
• tstanbul Haber Servisi -
istanbul Buyükdere
açıklannda iki kuru yük
gemisi çarpıştı, olayda ölen
ya da yaralanan olmadı.
Sultanahmet'teki ana kapıdan Sarayburnu çıkışına kadar uzanan yolda yüzlerce satış kulübesi. Anayol tıklım tıklım...
Giillıtuıe Parkı'nda ip cambazı• Çay bahçesinde
oturanlar somurtuyor
ve birbirleriyle bile
konuşmuyor; bir
standdan pamuk
helvası alanlar da
satan da somurtuyor;
köfte alan, ekmeğin
arasındakileri
"Kimbilir ne eti
koydun buraya pis
herif" dercesine
inceliyor; köfteci de
"Bozuk 50 bin yok
muydu?" diye
sorarken sanki ana
avrat küfrediyor.
AYDIN ENGİN
Hafta sonu Gülhane Par-
kı. Gişelerde kuyruk bekle-
meden girmek olanaksız.
Binlerce ve binlerce kışi
Gülhane Parkı'na akıyor.
Başörtûlü. başörtüsüz, şort-
lu, şalvarlı, genç, yaşlı, ka-
dın, erkek, kız, oğlan, ço-
cuk, bebek, halk-
Etiler'de, Akatlar'da, Be-
bek'te hatta Beşıktaş'ta,
Göztepe'de oturmayan, is-
tanbul'un güneyden kuze-
ye, doğudan batıya bütün
varoşlanndan, eskı ve yenı
gecekondu mahallelerinden
akan yığınlar bunlar.
Sultanahmet tarafındakı
ana kapıdan Sarayburnu çı-
kışına kadar uzanan ana yol
boyunca sağlı sollu sıralan-
mış yüzlerce satış kulübesi.
Anayol tıklım tıklım.
İlk bakışta Avrupa kentle-
rinde Noel öncesi kurulan.
"eğlence, incik boncuk,
ayaküstü yemek" sunan
bayram pazarlanndan fark-
lı değil. Ama bu yargı, bir
"ilk bakışta" yargısı. "S-
tand" denen satış kulübele-
ri can sıkıcı. Yiyecek adına
sunulan ya kömüre dönmüş.
vıcık vıcık yağlı döner ya
görünüşleri bile "kuşku
uyandırıcı" ızgara köfte ya
ekmek arası peynir, su-
cuk..."Tişört" ümnrakkol-
lu fanilalar. Üstlerinde Ingi-
lizce sloganlar, Arap alfabe-
si kıvamı verilmiş Latin
harfleriyle dini hikmetler.
"Ne ahrsan 100 bin abiiinL"
Arada ikisi ülkücü tosunlar-
ca, dört beşi siyasal Islamın
çeşıtli fraksiyonlannca par-
sellenmiş standlar. Çırpmır-
dı Karadeniz,bakıp Türkün
bayrağına. Az ötede "Büyü
bozulur, pilavhk pirince
isim, dua yazdır" ılanlany-
la donanmış hurafe zanaat-
kârlannın standlan. Nere-
deyse her stand, bır teybe bir
bant takrruş ve sonuna kadar
açmış. Tarkan'dan dini ila-
hılere, Livaneli'den tırtık-
lanmış melodilere uydurul-
muş kaba milliyetçi güfte-
lerden vıcık vıcık ve acıh
arabeske kadar uzanan bir
müzik (!) paleti. Kulaklarda
bulann verici bir gürültü bu-
lamacı yankılanıyor.
Bu insanlar eğlenmiyor.
Handiyse bebeklere, küçük
çocuklara kadar kimsenin
yüzünde bir bayram yerinin
neşesi uçuşmuyor. Çay bah-
çesinde oturanlar somurtu-
yor ve birbirleriyle bile ko-
nuşmuyor; bir standdan pa-
muk helvası alanlar da satan
da somurtuyor: köfte alan,
ekmeğin arasındakileri
"Kimbilir ne eti koydun bu-
raya pis herif dercesine in-
celiyor; köfteci de "Bozuk
50 binyok muydu?"diye so-
Binlerceve binlerce kişi Gülhane Parkı'na akıyor. Başörtûlü, başörtüsüz, şortfaı, şarvartı, genç, yaşlı, kadın, erkek» (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
Bir fatura yatırma öykusu
Farklı dillerTelefon faturasını gününde ödemeyı unutmuşuz.
Semt postanesine gittim. "Ödeme günü geçmiş
telefon faturalannı da size ödeyebilhor muyıız?" diye
sordum. Yüzünde ıkı günlük sakal, herkese aynmsız
"sen" dıyen, bir posta pulunu bile iki üç kez evırip
çevırmeden müşteriye veremeyen memur duraladı.
şöyle bir alnını kaşıdı:
- Yok, dedi. Üsküdar'a gideceksin.
Çaresiz döndüm gerisin geri. Bir arkadaş akıl verdi:
- Manyak mısın oğlum, dedi Günü değil yüı geçse
bile alır postane. Saçmalama-.
Üslup rezalet ama akıl fena değil. Döndüm bizim
postaneye. Adama faturayı göstenp tatlı sert
çıkıştım. "Günü geçse de ödeniyormuş. Ne diye taa
Üsküdar'a yolluyorsunuz beni ?"
Önce boş boş baktı. Sonra bır yandan faturayı tahsil
ederken bir yandan kafasını salladı.
- Ne bileyim ben senin ne dediğinL. Ganşık guruşuk
bi sürü İaf ettin. Ben de Üsküdar'a gjt dedim. Allah
Allahyav...
Gerçekten "ADah ADah"ya\ .'"Adama "ganşık
guruşuk bir sürü laP değil. tek bir soru cümlesi
yöneltmiştım: Ödeme günü geçmiş telefon
faturalannı da size ödeyebitiyor muyuz ? Hepsi bu.
Evde kanma anlattım. Çok olağan karşıladı. Omuz
silkti:
- Adam sana aynı dille konuşmuyoruz demiş. Hepsi
bu. Dil rurmuyormuş yani_
Sa\unmaya geçtım:
- Ben kendi dilimden eminim.
Gene omuz silkti:
- Olabüir. Adamın dedigi, dilleriniz birbirini
tutmuyor. Hepsi bu.
rarken sankı ana avrat küf-
rediyor. Baba geride kalan
kansını (aşkını. sevgilisini,
bir yastığa baş koyduğu ya-
rini) kölesiymişcesine; an-
ne küçük oğlanı (oğulcuğu-
nu, küçücük sevincini) çu-
val tutar gıbi yakalamış, çe-
kiştiriyor.
... derken uzaklardan bır
ses. Birumut. Biresınti:
- Hey dingala dingala...
kömür de kmdum manga-
la_ Ayşe de Fatma dostum
var_. Çalkala Boncukcalka-
la_
Hey!... Heeeeey ! Durbir
dakika! Bu benım çocuklu-
ğum. Taşra kasabalannın,
büyük kentlerde bayram
günlerinin bir kaç günle sı-
nırlı mutluluğu bu. Cambaz
bu cambaz. fjp cambazı...
Sesin geldiğı yöne seğırt-
tim. Amfitiyatro biçimi dü-
zenlenmiş bir...bir açıkhava
gazinosu.
Pisliğe rağmen
sıralar dolu
Tahnp edilmiş ahşap otu-
raklan, sıralar arasına sanki
özel bır çabayla doldurul-
muş tenekeden boyalı gazoz
kutulan. yağlara bulanmış
gazete parçalan, kese kâğıt-
lan, yenmış ve duraksamak-
sızın yere tükürülmüş çekir-
dek kabuklan, içlerinde eti
sıynlmış tavuk kemikleri,
döner kınntılan seçilen
plastik torbalar ve bütün bu
pislığin içinde ve bu pisliğe
rağmen sıralan doldurmuş
binlerce kişi.
Orkütücü büyüklükte ve
umut kıncı kireç badanasıy-
la gözü okşamak bir yana
ısıran bir beton yığını. Ga-
liba sahne. Sahneye iki me-
taldirekçakılmış. Aralanna
bir tel çekilmiş. İki direk
arası üç, bilemedin dört
metre. Telın üstünde, elinde
uzun bir denge sınğı, kafa-
sında bizim Savaş Ay'ın ke-
pine benzer kırmızı bir kep.
üstünde bir Ti-şört, ayağın-
da -galiba- yeşil bir panto-
lon. tp cambazı Dr. Bil-
memne . Sahnenin dibinde
ikisi kız, bir delikanlı, üç
genç. Biri klarnet. biri ka-
nun, biri de tef çalıyor. Da-
ha doğrusu çalacak gibi otu-
ruyorlar ve onlar yerine çok
güçlü ses yükselticilerden
berbat bir piyasa müziği ip-
tekı cambaza eşlık ediyor.
- Ey dingala dingala. kö-
mür de koydum mangala,
Ayşe de Fatma dostum var,
çalkala doktor çalkala.
Şımdı anlaşılıyor kırkyıl-
lık "Boncuk"un neden
"Doktor"a dönüştürüldüğü.
Doktorluktan müstafr ıp
cambazının teknik donanı-
mı kusursuz. Kablosuz bir
yaka mikrofonu takmış. Te-
lin tepesinden sesını en ar-
ka sıralara kadar gümbür
gümbür duyuruyor.
tp cambazı talk sh<m
yapryor
Gösteride bır marifet yok.
(Bizim Boncuk çok daha
hünerliydi). Zaten gösteri-
de cambazhk ıkınci plana
itilmiş. Ip cambazı Dr. Bil-
memne "talk-show"yapı-
yor. Boncuk'un tekerleme-
sı bir kez daha yankılandı:
- Hey dingala dingala, kö-
mür de koydum mangala,
Ayşe de Fatma dostum var,
çalkala doktor çalkala...
"Çalkala" nakaratında
cambaz-doktor iyıce abar-
tarak kalçalannı çalkalıyor.
Bir daha, bir daha... Sonra
birden müziği kesti, telin
üstünde seyirciye döndü.
- Yav biz burda çalkahyo-
ruz, bak orda, adam bana
bıyık buruyor. Hooop
hoppp dayı, aile var_
Kahkaha patladı. Sonra
da alkış. Bu espnye gülün-
dü. Hem de doyasıya.
Gösteri sürüyor. Espriler
de düzey değiştirmeksizin
sürüyor. Evde kandan ye-
nen dayak ve kanya atılan
dayak fıkralan da kahkaha
ve alkış topluyor.
Gösteri sürüyor. Şimdi
cambaz portakal kasasmdan
bozma bir sandığın içinde
teli boydan boya geçecek.
Bana gerçeküstü gibi gelen
bir müzik başlıyor: IClarnet,
kanun ve tef orkestrasından
Schopen'in ölüm marşı diye
bılinen müziği. Seyircı sesi-
nı kestı, soluğunu tuttu.
Cambaz portakal sandığı
içinde telde yürümeye baş-
ladı. Ortada durdu. Gene se-
yırcıye döndü:
- Televizyonda görmüşsü-
nüzdür, Avrupa da sirkler-
de bu numarayı yapanlar
ahlanna ağ geriyx>riar. Bu da
yetmiyor bellerine emniyet
kancası takıyorlar. Ama biz
Türk olduğumuz için, ne ağ,
ne kanca. Attımızda beton,
kalbimizle yüriiyoruz telin
üstünde. Çünkü biz Türk
ogluTürküz!
Son cümle duyulmuyor
Gülhane Parkı'nda asırtak ağaçlann göJgesinde piknik yapmak mümkün. Ama pikııiksonr^ı bütün bü-fjarkıcöplüğeçe\Trmeyinasdacıldamalı?(ERlX)Ğ AN KÖSEOĞLU)
bile. Alkış, çığlık, ıslık, al-
kış, alkış, alkış...
* • •
Elitizm (seçkincilik) bu-
günlerde moda. Kimileri
"Biz beyaz Türkler" diye
başlıyor söze. Kimileri,
"Siz^er kokan, sümküren,
sakaftıraşı olmayan, bıyikh,
kılİL kara kafalı ve kara su-
ratlı köylü yığınlan defolun
bu kentten. Kent kenüilerin-
dir. Gidin, köyünüze dö-
nün" diye küfrediyor.
Eütızmde ne kadar sakla-
nırsa saklansın bir kibir, te-
melleri kuşkulu bir üstün-
lük duygusu gizli.
Elitizmin tuzağına düş-
meden»
Populızm, Türkçeye nasıl
çevrilirse çevrilsin, yılışık
bir "halk dalkavukluğu"
ıçeriyor. Halkı sevmek gi-
dereİc halk kitlelerinin sahıp
olduklan ve yaşattıkJan bü-
tün değer ve yargılan yü-
celtmeye dönüşüyor. Popu-
lizm hümanizmin yakın ak-
rabalığından çıkıyor, ilkelli-
ğe, yüzeyselliğe. yalınkatlı-
ğa övgü düzmeye dönüşü-
yor.
Popuüzmin ruzağma düş-
meden_
•••
Bu yazı tasarlandıktan bu
yana beş kez daha gittim
Gülhane'ye. Cambaz yok-
tu, Ebru Gündeş konsen
vardı; köfteci standlanndan
biri kapalıydı, bir başka
standda gözlemeci tezgâhı
açılmıştı; çay bahçesinde bu
kez müşteri azdı, pilavhk pi-
rince büyü bozucu sözler
yazan tezgâhın önünde kuy-
ruk vardı. Şu yoktu, bu var-
dı...
Yargım değişmedi. Soru
gene yanıtsız: Pbpuuzmin
ve elitizmin tuzakJarma düş-
meden_.
Kaölır mısınız bilmem,
sorunun yanıtı benim elli
dört yaşımın kördüğümü.
Benden önceki ve benden
sonraki kuşaklann çıkmazı,
açmazı veöfkesi...
Bu öfke baldan tatlı değil.
3. FELSEFE OLİMPtYATI
Türk öğrenciler
başanyla döndüİstanbul Haber Servisi - Türk
öğrenciler, Avrupa Lıseler Arası
3. Felsefe Olimpiyatlan'ndan ba-
şanyla döndü. Italyan Lısesi öğ-
rencisi Sadok Kohen, "Yaratıcı
Düşünme Jüri Özel Ödülü"nü ka-
zandı. Bulgaristan'ın Stara Zagora
kentinde yapılan Felsefe Olimpi-
yatlan'na Almanya, Bulgaristan,
Polonya, Romanya ve Türkiye'den
54 lise öğrencisi katıldı. Ingilizce,
Fransızca ve Almanca dillerinde
gerçekleştırilen olimpiyatlarda
Saint Benoit Lisesi öğrencisi Ay-
şegül Bayraktar 11, Sadok Kohen
13, Saint Benoit Lisesi öğrencisi
Demet Dinler da 14. oldu.
Bu olimpiyatlara üç yıldır özel
hazırlık yapan lıse öğrencileri ile
katılan Türkiye Felsefe Kurumu
Çocuklar İçin Felsefe Birimi Baş-
kanı Nuran Direk, bu yıl yanşma
jürisinde de görev aldı. Yanşma-
nın ünlü fılozoflardan yapılan çe-
şitli alıntılar üzerinde felsefi bir
deneme yazma esasına dayandığı-
nı belirten Direk, ülkemizdeki fel-
sefe eğitiminin nıtelik ve nicelik
açısından yoksulluğu nedeniyle
bu başannın olağanüstü sayılması
gerektiğini vurguladı. Olimpiyat-
lann gelecek yıl Türkıye'de yapı-
iabılmesi için çaba harcayacağını
belirten Direk. şöyle konuştu:
"Eğer finansman kaynaklan ve
yetkililerden destek bulabilirsek İs-
tanbul Felsefe Olimpiyatlan, spor
olimpiyatianndan önce gerçekleşe-
bilir. OzdlikJe yabancı dil bilen öğ-
rencilerden felsefe ile UgUenenler-
den ilgi bekliyoruz. Bir öğrenci
hangi mesleği seçerse seçsin, o mes-
leğe ait bilgjleri bihnesi önemlidir.
Ama alanında felsefi düşünebilme-
si çok daha önemlidir. Bilgileri ki-
taplardan öğrenebilirsiniz, ama ya-
ratıcı düşünmeyi, ancak felsefe
yaparak başarabilirsiniz."
Sertifika programı
Boğaziçi
Columbia
ışbırligı
İstanbul Haber Servisi -
Boğaziçi ve Columbia
üniversiteleri işbirliğı ile
'Karadeniz Ekonomik Işbirttgi
Çabşmalan Sertifika Programr
başlatılacak.
Boğaziçi Üniversitesı
Uluslararası llişkıler Bölümü ile
Columbia Ünıversitesi
Harriman Enstıtüsü'nce
ortaklaşa düzenlenecek
programın amacı, "Bölgede
artan uzman ihtiyacuıı
karşılamak ve bölge ile işbirliği
olanaklaruu geliştirmek."
Programa katılmak ısteyenler
Boğaziçi Üniversitesi'ne
başvuracak ve iki akademik
dönem sonunda Columbia
Üniversitesi'ne giderek 1500
dolar karşıhğında sertifikalannı
alacaklar.
DUNYADAN
Çocuklann sevdiği kitaplar
Çeviri Servisi - John Major'ın çocukluğunda en sevdiği kitap Billy Bunter iken,
küçük Margaret Thatcher. Kipling öykülerini yeğliyordu. Major ve Thatcher
günümüzde çocuk olsalardı, her ikisi de kuşkusuz Roald Dahl'e gönül vermiş
olacaktı. En sevılen çocuk kitaplannın belirlenmesi yolunda 4000 çocuk arasında
yapılan bir araştırmada Roald Dahl'in kitaplannın en çok sevilen ilk beş kitap
arasında yeraldığı. Frank Rkhard'ın "Uzaktaki Baykuş"u ve Kipling'in "Fîl'in
Çocuğu" adlı yapıtlannın ise yerlerini "Sevecen Koca Dev" ve "Charfie ve Çikolata
Fabrikası"na bırakmak zonında kaldıklan görüldü.
Araştırmaya göre DahFın en gözde apıtı, Angelka Huston'ın oynadığı fılme de konu
olan "Cadılar"ı. Bunu "Matilda", "Charlie.." ve "George'un Harika Üacı" izliyor.
Araştırmada çocuklardan anababalannın küçükken en çok beğendıklerikitaplann
neler olduğunu öğrenmeleri istendiğinde, sonuçlar kuşaklar arasında korkunç bir
farkı gözler önüne serdi. Bu kuşaklar arasında bir köprü oluşturan tek yapıt ise
Kraliçe Elizabeth'in de gözdesi olan Anna SeweU"in "Siyah tnci"si oldu.
Anababalara gelince, bunlann büyük bir çoğunluğunun Enid Blyton ve Louisa M.
Afcott'un "Küçük Kadmlar"ıyla huzur bulduklan, bır bölümünün ise oylannı
Stevenson'un "Define Adası"na verdıği görüldü.
Araştırma gereğınce anababalannın seçtiğı klasikleri okumak zonında bırakılan
çocuklar klasık yapıtlara karşı şaşırtıcı bir biçimde ilgi gösterdiler. Deneklerin
yaklaşık yansı anababalannın yeğledikleri kitaplardan hoşlandıkJannı ve bunlan
arkadaşlanna önereceklerini belirtirken çocuklann yalnızca yüzde 6'sı bu yapıtlan
itici buldu. Denekler arasında hiç kimse 9 yaşındaki Alex Cook denli güçlü bır
algılama yeteneğine ve eleştiri gücüne sahip değildi. Cook anababasının seçimı olan
Richael Croapton'un "Yahuzca Wifliam" adlı yapıtı eni konu gözden geçirdikten
sonra kıtabı çok sevdiğıni belirterek "Günümüz çocuklanmn VV'illiam ve dostlanmn
sahip olduğu özgürlüğe gıpta edeceklerinden ve bugünün yoğun trafiği ve kötü ntyetü
insanlan nedeniyle gerçekleştirmemiz olanaksız olan bağunsız yaşam biçemine
özeneceklerinden hiç kuşkum yok" diyerek duygulannı dıle getırdı.