Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1995 PERŞEMBE
14 KULTUR
4 8 U L U S L A R A R A S I C A N N E S F İ L M F E S T İ V A L İ
Ken Loach, 'Ülke ve
Özgürlük'te İspanyol iç
savaşını tartışıyor Nostaljmm altuı yıh
VECDİ SAYAR
CANNES - 48. Cannes
Film Festıvali yanlanırken
Ingiliz sineması, art arda
izlediğimızyapıtlarlabu
^ h n e n b a
^ a n ! ı û | k e s i
nitelemesinı şimdiden
kazanrruşa_benzi yor.
Boorman'in 'Rangoon'un Otesi' adlı
filminden sonra karşınuza gelen Ken
Loach'ın 'Ûlke ve Ozgürtük'ü ve Terence
Davies'ın 'Neon Incil'i. Jngilız sinemasının
ciddi bir atak yaptığını gösteriyor.
llk fılmi 'Kes'ten bu yana sûreldı olarak
politık temalara eğilen ve Ingilizlerin en
radikal yönetmeni olarak kabul edilen Ken
Loach, bugûne kadarki çalışmalannda
Ingilız toplumunun sorunlan ıle uğraşmış,
işçi sınıfının ideolojisıni sinemada
yansıtmaya çalışmıştı. Bunu yaparken de
klışelerden, sloganlardan uzak duran tavn
ile polıtik sınemanın günümüzdeki en
yetkin temsilcılerinden bin olduğunu
kanıtlamıştı. TRT-2'de bu hafta göstenlecek
olan 'Gizli Dosya'da Ingiliz güvenlik
güçlerine sert eleştiriler yönelten Loach, bu
kez yabancı bır ülkede yaşanan politik
gelişmelen, ispanyol ıç savaşı sırasında
solun kendı arasındakı çatışmayı konu
ahyor.
'Ülke ve Özgûrlûk' (Land and Freedom), şu
ana kadar gösterilen filmler arasında
seyırcinin ve eleştırmenlerin en beğendiğı
film oldu. Loach'ın yapıtı içerdiği nostalji
ile gençlik yıllannda sol ideolojıyi
benimsemış, en azından sempati duymuş
geniş seyirci yığınlannı alabildığıne
etkileme gûcüne sahip. Film bıttiğinde pek
çok kışi gözyaşlannı silerken dakıkalarca
alkış tutuyordu.
Klasikler arasına girmeyi hak ediyor
'Ülke ve Özgürlük' her ne kadar geçmiş bir
siyasal deneyımı tartışmaya açıyor ve solun
içine düştüğü yanlışlan sergilıyor görünse
de aslında bu güne ve hatta geleceğe ışık
tutan bır film. Seyırcinin tepkisi de bunu
doğruluyor bana kalırsa. Çünkü, filrru
izleyenlerin büyük bir bölümü bugûnkü sol
partilenn politikasını benimsemese de
temelde sol düşünceye olan inancını
yitirmemış. En azından yıtirmedıkkrinı
kabul edıyorlar ve kendilerinde bu
'nostaljik' duyguyu uyandırabılen Loach'ın
filmine yürekten katılıyorlar. Sanınm, 'Ulke
ve Ozgürlük' politik sinemanın klasıkleri
arasına girmeyi hak eden bir film.
Her ne kadar duygusal yönü ağır bassa da
film, sol ideoloji üstüne cıddi bır tartışmayı
da berabenrtde getınyor. 1936 yıltndaki
seçimlerde Halk Cephesi'nin (sol
cumhuriyetçiler, sosyalistler ve
komünıstlerin oluşturduğu koalısyon)
iktıdara gelmesinın ardından. Franco'nun
başlattığı faşıst ayaklanma ve bunun sonucu
olarak gelişen iç savaş, bu savaşta
cumhuriyetçilere destek vermek ûzere
F
ilm, her ne kadar geçmiş bir
siyasal deneyimi tartışmaya
açıyor ve solun içine
düştüğü yanlışlan sergiliyor
görünse de aslında bugüne ve
hatta geleceğe ışık
tutuyor.
I
ngiliz, Alman,
ispanyol işbirliği
ve genç bir
oyuncu kadrosu ile
gerçekleştirilen 'Ülke ve
Ozgürlük', Ken Loach'a (üstte)
en iyi yönetmen dalında ödül
getirebileceği gibi Altın
Palmiye'nin de sahibi olabilir
büyük bir olasılıkla.
çeşıth ülkelerden Ispanya'ya gelen
gönüllülerin öyküsünü anlatıyor 'Ülke ve
Ozgürlük', bir Ingiliz devnmcısinın bakış
açısından.
Ispanya'ya cumhuriyetçilerin safında
çarpışmak üzere gelen yabancılar
karşılannda yalnızca faşist güçleri
bulmazlar. Çünkü ispanyol solu iki büyük
gruba aynlmıştır. Bir yanda hükümetteki
cumhuriyetçiler ve komünistler, öte yanda
anarko-sendıkalıst CNT ve devnmcı
sosyalıstlerin partısı POUM yanlılan.
Kısacası, bir yanda parti çizgisı, öte yanda
Troçkıstler ve anarşistler. ispanyol solu
ikiye bölünmüş, faşistlerle savaşırken bır
yandan da kendi aralannda
savaşmaktadırlar. Kuşkusuz devrimci
coşkularla iç savaşta çarpışmak üzere gelen
tngilız, Fransız, Italyan, Alman gençleri de
ideolojik formasyonlanna bağlı olarak iki
taraftan bırinde yer alırlar \ e iılmın en
etkileyici sahnelerinden bırinde olduğu gibi
kimi zaman aynı ülkeden gelen, aynı
ideallere sahip iki arkadaş farklı saflarda
çarpışırlar.
Ken Loach, bu dramatik çatışmayı gözler
önüne sererken günümüzün politik
tartışmalanna katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Stalin çizgisindekı tspanyol Komünist
Partisi, kapitalıst blokta yer alan demokrat
güçlerle işbirliginin zorunlu olduğu
kanısındadır. Bu yüzden devnmcilerin
kendıliğinden örgütlenmelenne,
silahlanmalanna karşı çıkar. Örgütlü bir
'Halk Ordusıı' oluştunmak ıstemektedir
Zor kullanmak pahasına CNT ve POUM'un
oluşturdugu silahlı güçleri dağıtır. Oysa bu
güçler, meseleyi yalnızca bir iktıdar savaşı
olarak görmemekte, yeni bir ideolojının
yerleşmesine çalışmaktadırlar. Hemen
kolektıf mülkiyete geçılmesini savunan,
hatta ellenne geçırdikleri kentlerde bu
düşüncelennı hayata geçiren devrimciler,
partililer karşısında yenilgıye uğrarlar.
Stalın'm Avrupa'daki demokratık
hükümetlerden destek sağlama umutlan
boşa gitmiş, kapıtalist ülkeler Franco ıle
uzlaşmayı tercıh etmışlerdır.
Loach, iki tarafın yanlışlannı sergilerken
duygusal olarak 'de\Tİmci' güçlerin yanında
yer ahyor. Onlann belki de gerçekleşme
şansı hiç olmayan idealist ve naıf taleplenni
daha saf buluyor \e bugünkü solu
sorgularken o zaman yapılan tercihlen
yenıden tartışmak gerektiğini ortaya
koyuyor.
Ingiliz, Alman, İspanyol işbirliğı ve genç
bir oyuncu kadrosu ile gerçekleştirilen
'Ülke ve Ozgürlük', Ken Loach'a en iyi
yönetmen dalında ödül getirebileceği gibi
Altın Palmiye'nin de sahibi olabilir büyük
bir olasılıkla. Jünnın sola boylesıne sempati
ile içeriden bakan bır filme nasıl
yaklaşacağını kestirebilmek kolay değil
İyi adamlar, iyi kadınlar
Sol ideolojinın geçmişıne bakan ve
düşüncelen uğruna yitip gıden bır kuşağı
konu alan bır başka 'nostaljik' film de
Tayvanlı ünlü yönetmen Hou Hsiao-Hsien
imzasını taşıyor. Kendisini yan Çınlı. yan
Tayvanlı kabul eden Hsiao-Hsien, Ken
Loach'la aynı temayı ele alıyor. 195O'lı
yıllarda Çin'de yaşanan lan. devrimci
ideallere inanan bır grup arkadaşın dramını
anlatıyor
Tabii ki her zamanki estetik mükemmellik
ve 'ağır' temposu ıle Amenkan
sinemasının anlatım kalıplanna koşullanmış
bir seyirci ıçın kolay yenır yutulur bır film
değıl. Ama bu anlatıma tepkı duymak
yenne, yönetmenin seçımine saygı duyar,
onun dünyasına girmeyi başarabılırseniz.
sayısız tatlar alabileceğinız bır yapım 'İyi
Adamlar, tyi Kadınlar' (Haonan Haonu)
Hou Hsiao-Hsien. Çin tarıhine bugünden
bakıyor, tıpkı Ken Loach gibi. Ken Loach,
iç savaşta çarpıştıktan sonra ülkesıne
dönmüş bır devrimcinin ölümüyle
başlatıyor fılmi ve torununun evinde
bulduğu mektuplar ve fotoğraflarla geçmişe
dönüyor.
Hsiao-Hsien de bugün Tayvan'da yalnız ve
mutsuz bir yaşam süren bir genç kızın
bakışı ile veriyorgeçmışi. Ikısi de yitinlen
değerleri, dayanışma duygusunu, bir
zamanlar uğnında savaşılan sol idealleri
nostalji ile anıyor
U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T İ V A L İ
'Sokak Tîyatrosu
en iyi okuldur'Kürrür Servisi - "7. Uluslararası lstanbul
Tiyatro Festivah'"nin sokak tiyatrosu Els Co-
mcdiants'ın Rumelihisan'ndaki gösterisiyle
açılmasının ardından, 'sokaktiyatrosu' da ls-
tanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafmdan tar-
tışmaya açıldı. Göstennin tersine, panelde
yalnızca birkaç dinleyicı olması dikkat çekı-
ciydı.
Panele konuşmacı olarak Els Comediants
topluluğu üyelerinden Jaııme Bernadet ve
Jin- Hua Kuan, ressam olarak tanınan, ancak
6O'lı yıllarda tiyatroyla da aktıf olarak ılgile-
nenMehmetGüleryüz, 1966yılındakurulup
1971 yıhnda kapatılan, Türkiye'nin ilk ve tek
sayılabilecek sokak tiyatrosu Hareket Tiyat-
rosu'nu kuran ve yıllarca sokak tiyatrosu ya-
pan Ali Ozgentürk katıldı.
Seçkm Selvi, sokak tıyatrosunun tanhini
şöyle özetledi: "Sokak tiyatrosu, Hıristiyan-
hğm yayılmaya başladığı dönemlerde uygula-
nan bir yÖntem. Daha sonra ortaçağda dini
tiyatro, lirurji uyatrosundan. Latincenin kul-
lanıküğı ve kiliseterde sahnelenen gösteriler-
den kitielere açümaya başlayıp halk diüne in-
digi zaman, sokaklarda tah-
ta tekeıiekli arabalar üze-
rinde uygulanmaya başladı.
Bu dönem geçtikten sonra
yirminci yüzyılda özeilikle
ajit- prop tiyatrosu olarak
son derece yaygın uygula-
malanm izkdik. 68 gençlik
hareketkrinde Amerika'da başta Fransa ol-
mak üzere bürün Avrupa ülkelerinde ve on-
larla eş zamanh olarak Tiirkiye'de de sokak
tiyatrosu uygulandı. Bugün artik ajit-prop ti-
yatrosu bir anlamda çağmı tamamladı. Tiyat-
ro arük daha görsel ağtrukh,ritimselağırhk-
h bir anlatıma yöneKyor."
Sokak tıyatrosunun yalnızca tıyatronun ya-
pısındaki gelışiminden değıl, yaşam bıçimin-
deki değişikliklerden dolayı da özelliğini kay-
bettiğinı söyleyen Selvi, eskiden insanlann
sokaklarda da yaşamlannı sürdürdüğüne, oy-
sa artık günumüzde insanlann yalnızca bir
yerlere yetişmek için sokaklardan geçtiğine
dikkati çektı.
1966 yıhnda kurulan ve dört yıl boyunca
396 oyun sahneleyen Hareket Tiyatrosu 'nun
kurucusu Alı Ozgentürk, sokak tiyatrosunu
anıden ortaya çıkan oyun olarak gördükleri-
ni ve o yıllarda sokak tıyatrosunu iki temele
oturttuklanna değindı: "Birincisi; insanlann
önüne aniden ortaya çıkan oyun. ildndsi ise
ifade tara olarak şov ve sûngesel öğeler kul-
lanan. küçük görsel ekmanlara dayanan dört-
beşkisilik, 15-20 dakikalık gösteriler_"
Ozgentürk; 96 kışıden oluşan, aralannda
Mehmet Ulusoy, Işıl Türkmen, Sabahattin
Şenyüz, Sadık Karamustafa gibi sanatçılann
da bulunduğu topluluğun genelhkle ajit- prop
tiyatro yaptığını, fabrika çıkışlannda işçıle-
re, Istanbul'un tüm meydanlannda halka
oyunlannı sunduğunu, hafta sonu ıse Aksa-
ray'da yerleşik bir sahnede etkinliğini sürdür-
düğünü belırtti. Tiyatro dilinin başka istas-
yonlannı, başka silahlannı ve olanaklannı
kullanrnayı denedıklennı vurgulayan Ozgen-
türk. "Ömrümün en iyi okuludur sokak tiyat-
rosu. Çünkü seyirciyİe hareketli. kıvrak, ya-
kın bir ilişki kuruldu. Ondan sonra bir tür ti-
yatro yapmayı reddettim. Tiyatronun bir nok-
tasına, düşündüklerinizi \e hissettiklerinizi
ifade crmenin en uç noktalanna ulaşıyorsu-
nuz. Türkiye yine karankk bir döneme girmis-
ti 1971'de. Bu yüzden ben de karanhk salon-
lan seçtim ve sinemacı oldum."
Els Comediants topluluğundan Jaume Ber-
nadet 1973 yıhnda kurulan tiyatrolannın ön-
celikle mekânı dönüştürmeyi hedeflediğıni
söyledi. Bunu gerçekletirebilmek için ilk gös-
terilerinde seyircilen sahneye çıkanp kendi-
len koltuldara oturmuşlar. Diktatörlük yılla-
nnda sokaklara kostüm ve
masklanyla çıkarak düzenı
eleştiren topluluk, kendileri-
ne ızin verilmeyen mekânlar-
da tiyatro yapmaya başladık-
lannı belirtti. Akdeniz ruhu
taşıyanlar için sokaklann
ikıncı bır ev olduğunu vur-
gulayan Bernadet, evleri dışındaki boş alanı
kullanmak istediklennı belırtti "Sokak tiyat-
rosu yapmaya başladığunız ilk yıllarda insan-
lar tiyatroya gelrnhordu. Biz de onlann aya-
ğına gitmeye karar verdik \e o insanlara oy-
namanın zevkine vardık."
Evrensel öğeler kullanarak bır dıl yarat-
maya çalıştıklannı, kendilerini gelenekselle
sınırlamadıklannı dıle getıren Bernadet, ge-
leneksel öğelerle teknolojık öğelen bırleştir-
diklenne dikkati çektı: "Çağunızdafletişünin
etkisiyk1
kültürde bir içe kapanma yaşamyor.
Biz sanatin ve kültürün bireyseüeşmeye baş-
ladığı bir dönemde kolektif bir çahşma yapı-
yoruz ve sokaktiyatrosuyapmayı sürdürüyo-
ruz."
Mehmet Güleryüz de sokak tiyatrosunun
günümüzde varlığını sürdürememesine dik-
kat çektı konuşmasında: "Toplumda giderek
bir ifadeeksikliği beliriyor. Toplumda çok da-
ha konformist bir tavır var. Görmeye merak-
hyız, ama anlatmaya ve göstermeye merakh
de^liz. tfade edecek çok şey var ama, biz ur-
kütülmüş bir toplumuz.''Sokak tiy atrosunun
'genç bir olay' olduğunu vurgulayan Güler-
yüz, sokak tıyatrosunun gençlik enerjisi ve
dınamizm gerektirdiğini vurguladı.
Ennio
Marchetto,
birsaat
süren ve
repertuvanndaki
karakterierden
30-35'ini
kapsayan
gösterisinde
Madame
Butterfly'dan
Madonna'ya,
Elvis "
Presley'den
Elton John'a,
Donna
Patton'dan
Martene
Dietrich'e
kadar
pek çok
ünlüvü
caniandınyor.
Düşle gerçeğin bıduşması
Kültür Servisi- Eleştirmen Michael
Church, Ennio Marchetto için şöyle dıyor-
du: -Doğru adam, doğru fikir, doğru zaman:
Ennio Marchetto'nun önlenemez yükselişi
1990 Edinburgh Festh-ali sırasında oldu."
Evet. gerçekten de 1990"da Lyric Hammers-
mith tiyatrosunun önünde kuyruklar oluşana
dek Marchetto isimsiz bır kahramandı.
Sahnede ünlü yıldızlan canlandırmak ya
da popüler bir şarkıyı söylüyormuş gibi yap-
mak bir yenilik mı? Hayır...Ennio Marchet-
to'nun özelliği işte burada ortaya çıkıyor; mü-
zik. vücut kullanımında esneklik. rengarenk
kağıt kostümler, peruklar ve hiç tükenmeyen
bir enerji.
Repertuvannda 100 karakter bulunan
Marchetto'ya "yüzlerce gödü" demek her-
halde yanlış olmaz. Canlandırdığı kişılerin
özelliklerinı salt kağıttan kesıp biçtıği kos-
tümler değil, yüzüne-vücuduna- da\Tamşla-
nna ıncehkle yansıtan bir sanatçı...
Üstüne geçirdiği tipik bir gıysi. başına tak-
tığı (yine kağıttan) tipik bır peruk ve gösteri
süresince şekılden şekıle gıren bir ağız. Bir
bakıyorsunuz karşısınız James Bond. 007
üzerindeki elbiseden bir yaprak çev inyor, bu
kez de bürün haşmetiyle "'Gokl Finger" ve
Shirley Bassey çıkıyor karşımıza...
Barbara Srreisand'ın birdenbire Pinok-
yo'ya dönüşüvermesi de sevimlı bır bu-
luş...Kahramanlannın çoğunu kadınlar oluş-
turuyor. Marchetto'nun ikonalan ise şarkı
söylemeyen bir Mona Lisa, Milo Venüsü ve
Pamuk Prenses.
1990 yıhnda keşfedfldi
Peki.kimbu Ennio Marchetto? 1990yılın-
da keşfedilişinin ardından dünyanın dört bir
yanmdan çağnlar alan bu genç adam kim?
Marchetto, Venedik'te doğrnuş. Carlo Goldo-
ni'nin evinin bitişiğinde. Çocukluğunu \Valt
Disney fılmleri izleyerek geçirmış. Ardından
Academia dell'Arte'ye girmiş.
Onu Commedia dell'Arte kahramanlannın
ve Venedik karnavallanndaki zengin masklar
resmi geçidinin edcilediği kuşkusuz. Bır yan-
da tiyatro eğitımi, öte yanda babasının kah-
ve makinalan tamir atölyesinde çıraklık...Ve
bir gün bu makinelerden birinin başındayken
kağıttan kostümü içinde uçarak gelen Ma-
rilyn Monroe Marchetto'nun omuzuna konu-
vermiş onun ilham perisi olarak. tşte düşle
gerçeğin bu güzel buluşmasından sonra En-
nio Marchetto'nun hedefı belirlenmiş.
Bir saat süren ve repertuvanndaki karakter-
lerden 30-35'ini kapsayan gösterisinde Ma-
dame Butterfly'dan Madonna'ya, Ehis Pres-
ley'den EltonJohn'a, Donna Patton'dan Mar-
lene Dietrich'e kadar pek çok ünlüyü canlan-
dıran sanatçının bir özelliği de bu gösterile-
rinde ele aldığı sanatçılarla alay erme amacı-
nı gütmemesi ve güldürmek için maskaralı-
ğa yönelmemesi.
Izleyiciyi güldüren, onun 'olağan'ı esprili
bir yaklaşımla vurgulaması. Marchetto için
bir çizgi film kahramanı da diyebilinz ve tüm
düzeyli çizgi filmlerde olduğu gibi burada da
başannın temelini çizgilenn gerçekler üzen-
ne oturtulması belirliyor...
Vodvil geleneğınin incelıklennı bu tek ki-
şilik canlı karikatür gösterisinde yakalamak
mütnkün.
Öner'in sergisi
sürüyop
• Kültür Servisi -Muammer
Öner'in "Mermer Resim"
sergisi sürüyor. Önceki yıllarda
çahşmalannı "Antik Çağdan
Esintıler" adıyla Arkeolojı
Müzeleri'nde sergileyen
Muammer Öner'in, bu ''
sergılerin dördüncüsü olan
"Mermer Resim" sergisi, yine
aynı mekanda, Arkeoloji
Müzelen'nde yer ahyor.
Muammer Öner'in resim
sergisi, pazar gününe kadar
görülebilir.
Mesutİktu
Polonya'da
• Kültür Servisi -lstanbul
Devlet Opera ve Balesi solist
sanatçılanndan bariton Mesut
Iktu, Polonya'ya davet edildı.
Sanatçı, Varşova Devlet
Operası'nda sahnelenecek olari
"La Boheme" operasının bu
akşam gerçekleştırilecek olan
gala temsılinde Marcello rolünü
üstlenecek. Bugüne kadar
yurtiçi ve yurtdışında
sahnenelen yirmiden fazla :
operada başrol oynayan ve '
konserler veren Mesut tktu,
önümüzdekı sezon, Isvıçre'nirr
Zürih kentinde özellikle Türk
bestecilerinin tanıtılacağı bır
konser verecek. '
Deli Dumrul' \
• Kültür Servisi- Kadıköy
Anadolu Lısesı öğrencılen, j
bugün Güngör Dihnen'in
yazdığı, Melahat Önay'ın T
yönettiğı "Deli Dumrul" adlı
oyunu sahneliyor. Saat 18.00'de
başlayacak olan oyun, Şehır
Tiyatrolan Üsküdar
Musahıpzade Celal Sahnesi'nde
sergilenıyor.
BÜ'de fotoğraf
sergisi
• Kültür Servisi -"7x7 Fotoğraf
Sergisi", bugün Boğaziçi ;
Ünıversıtesi Kütüphanesı Sergi
Salonu'nda açılıyor. Zeynep
Bilgın. Ahmet Niksarlı, Najla
Osserian Kurdoğlu, Aydın
Pesen, Fıkn Sonemel, Osman
Türkay ve Emrehan
Zeybekoğlu'nun
çalışmalanndan oluşan serginin
kokteyli bu akşam saat 16.00'da
gerççkleştırilecek. "7x7
Fotoğraf Sergisi", 2 hazirana
kadar açık kalacak.
'YaşadHJımız Sokak'
• Kültür Servisi -Mımarlar ,
Odası lstanbul Büyükkent
Subesı tarafmdan 23 nisanda
düzenlenen "Yaşadığınıız
Sokak" konulu ilkokullararası
resim yanşması sonuçlan belli
oldu. Bugün saat 15.00'de
yapılacak olan ödül töreninın
ardından öğrencilerin yanşmaya
gönderdığı 47 resim Kadıköy
Belediyesı Caddebostan Kültür
ve Sanat Merkezı'nde bir hafta
süreyle sergilenecek.
'Her Telden'
• KüMr Servisi -ENKA
Rönesans Galeri Bar'da bu
akşam. bir konser yer ahyor.
Ulvi Kınmlı ve Özlem
Kınmlfnın "Her Telden"
başlığını taşıyan konseri, saat ,
18.45'de gerçekleştirilecek
(Bestekar Hacı Faik Bey Sok.
No: 3 Balmumcu - 274 09 67)
Kıırt Unk'in sergisi
Capitol'de
• Kültür Servisi-Alman
ressam Kurt Link'ın çalışmalan,
lstanbul 'da ilk kez Capitol
Cumalı Sanat Galerisi'nde
sergıleniyor 1990 yılından beri,
çahşmalannı Kapadokya ,
Uçhisar'da sürdüren sanatçı,
1926 yıhnda Köln'de doğdu.
1945-49 yıllan arasında -
Düsseldorf Güzel Sanatlar
Akademisı'nde Prof. Schmur ve
Prof. Mataree'nin atölyelerinde
Joseph Beuys ve Ervvin
Heerich'le birlikte resim ve
heykel eğitimi gördü. Kurt '
Link'in yapıtlan, 20 hazirana \
kadar görülebilir.
ÖĞRENCİ T
ŞENLİKLERİ
}
İTÜ
10.00-12.30 Söyleşi "Farkh -
Alanlarda Çalışan Mimarlar" •
13.00-14.00 Konser Nuri •
Serteser Türk Sanat Müziğı
14.30-17.00 Söyleşi Toktamış
Ateş ;
17.00-19.00 Tiyatro "Tekrar •
Çal Sam" ITÜ Oyunculan "-
OZEL DARÜŞŞAFAKA ,.
LİSESİ
16.30-17.30 Şiirvemüzik -,
dinletisi Ataol Behramoglu- ,
Tayfim Sever .'
19.30-21.00 Film gösterimi ..
"Baraka" ,
ANADOLU GÜZEL
SANATLAR LİSESt
14.00 Dia gösterisi Mahmut t
Müvit "Yunan Tarihi"
16.00 Panel "Medyanın Sanat
Üzerindeki Etkileri" katılanlan
Ardan Zentürk. Bedri Baykam,
Mehmet Esatoğlu, Mert Ali
Başanr, Cem Karaca, Cihan
Demirci
19.00 Konser Ann Karamürsel
piyano resitali