Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23MAY1S1995SALI
10 DİZİYAZI
Kuvayı Milliye'ye
Kafkas kalpağı HALIL \EB1LER
Anadolu insanıyla Kafkas halklan, Os-
manlı topraklan üzerinde büyük Çerkez
göçü üzerine tanışıyorlar. Ancak, Os-
manlı sarayı, Çerkezleri çok önceden bi-
liyor. Sultan Abdülaziz'in ve II. Abdül-
hamid'ın anneleri Çerkez.
Istanbul'un fethedildiği 1453'ten son-
raki 200 yıllık yükselme dönemindeki
Osmanlı sadrazamlan arasında dört Çer-
kez yer alıyor.
Osmanlı saravı, 1864 göçünden sonra
da Çerkezlerden yararlanmayı ihmal et-
miyor. 1877-1878'deki Osmanlı-Rus sa-
vaşına Çerkezler gerilla birlikleriyle ka-
tılıyorlar Doğuda 1890'dan itibaren Mü-
şir (Berzeg) Mehmet Zeki Paşa tarafın-
dan kurulan Hamidiye Alaylan da dikka-
te değer. '
Balkan Savaşı'nda Istanbul'un işgali
olasılığınakarşı "EmirbarÇeteteri"ad)y-
la kurulan 'fedailcr birtiği'nin başına ge-
tirilen Kuşçnbaşı Eşref ve kardeşi Hacı
Selim Sami ıle birlik mensuplannın
önemli bir bölümü de Çerkezlerden olu-
şuyor.
Osmanirnın ilgisi iki yönlü oluyor.
Çerkezler, 1880'li yıllarda Çerkez tarihi-
ni yazmak için girişimde bulunuyorlar
ve karşılannda II. Abdûlhamit'in ağırpo-
lis denetimini buluyorlar. Ahmet MHhat
(Hagur) Efendi'nin yazdığı üç perdelik
"Çerkez Özdenleri" adlı oyun Gedikpa-
şa Giillü Agop Tiyatrosu'nda sahneleni-
yor ve jurnalciler bunu saraya "Çerkez-
ler özgürlük ve bağunsızlık istryor" diye
yetiştinyorlar. Oyun yasaklanıyor ve kı-
sa bir süre sonra tiyatro bınası yanıyor.
Kurtuluş Savaşı'nda
önemli rol
Çerkezleri, Kurtuluş Savaşı'nda gö-
nüllü ve önemli işlerde görüyoruz. Yu-
nanlılann Izmir'e çıkışının 44. günü olan
30 Haziran 1919'da Yunan komutanla-
nndan Zafirepulos, komutanlığa şu ra-
poru veriyor:
"Her an güçlenen bir Türk direnmesi
karşısındayı/. Direnme İstanbul hükii-
mefine bağlı makamlardan değil, doğnı-
dan doğnıya halktan gelmektedir. Dik-
kati çeken husus. direnmenin aralannda
düşmanlık bulunan halktan gelmesidir.
Ze>'beklerin karşı koymalan mevzüdir.
Balkan Savaşı'nda Hamidiye korsan ge-
nıisivle tanıdığımız ve Mondros Silah Bı-
rakışması'nı Osmanlı Devleti adına imza-
layan eski Bahriye Nazın Rauf un ken-
disi gibi Çerkez ve maiyetinde yetiş-
miş olan Ethem'in başında bulunduğu
Anadolu'nun dört bir yanından gel-
miş ve sayılan beş bini bulduğu tahmin
edilen Çerkezier. Akhisar-Salihii ara-
sında kuvyetli bir savunma hattı kur-
muşlardır."
Anadolu ihtılalinin politik örgütlen-
mesinde de Kafkas kökenli askerlerin ve
aydınlann önemli rolü olduğuna ilışkin
veriler az değil. Örneğin, Sıvas Kongre-
si'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hu-
kuk Cemiyeti'nin temsil kuruluna seçi-
len 12 kişiden beşi Kuzey Kafkasyalıdır.
Rauf Orbay, Bekir Sami Kundukh. tbra-
him Sürejya V'iğit, Ömer Mümtaz Tan-
biy ve Hakkı Behk; Bayıç.
Amasya Tamimi'ndeki
Imzalar
Anadolu ihtılalinin en kritik noktasın-
da yapılan Amasya toplantısmdan sonra
yayımlanan Amasya Tamimi'nde bulu-
nan dört imzadan üçü, Çerkez kökenli
imzalardır. Mustafa Kemal Paşa dışında
Amasya Tamimi'ne imza atan Karzeg
Salih Paşa. Rauf Orbay ve Bekir Sami
Kundukh, Çerkezdir. Üstelik, Amasya
toplantılan yine bir Kafkasyalının, 5.
Kafkas Tümen KomutanıCemil Cahh
Bey'in (Tbydemir)evindeyapılıyor.
Önemli Çerkez ailelerinden Berzegle-
rin torunu avukat Kazım Berzeg, u
Kuva-
yı MiHiye'nin üniforması olarak Çerkez
kalpağı kullanılmasının, bugünkü Tür-
kiye Cumhuriyeti (Misak-ı Milli) hudut-
lannı belirle\en Amasya protokoUerinin
altındaki dört imzadan iiçiinün (Rauf
Bey, Bekir Sami Bey, İstanbul hükümeti-
ni temsil eden Bahriye Nazın Karzek Sa-
lih Paşa) Çerkez olmasının, Çerkez nüve-
li gerilla teşkilatlanmasıyla ilişkili olup ol-
madığı araştmlmaya değer" diyor.
çerkez Ethem çelişkisl
Bu sav Çerkezler arasında çok yaygın.
"Kurtuluş savaşını başlatan dört komu-
tandan üçü Çerkez. Teşkilat-ı Mahsusa'yı
kuranlar Çerkez, Beşiktaş Jimnasrik Ku-
lübü'nü kuranlann tümü Çerkez" diye
övünüyorlar. Çerkez Ethem konusu on-
• Anadolu *
ihtilalinin politik
örgütlenmesinde
Kafkas kökenli
askerlerin ve
aydınlann önemli
rolü olduğuna
ilişkin veriler az
değil. Örneğin,
Sıvas
Kongresi'nde
Anadolu ve
Rumeli Müdafaai
Hukuk
Cemiyeti'nin
temsil kuruluna
seçilen 12 kişiden
beşi Kuzey
Kafkasyalıdır.
• Anadolu
ihtilalinin en kritik
noktasında
yapılan Amasya
toplantısmdan
sonra yayımlanan
Amasya
Tamimi'nde
bulunan dört
imzadan üçü,
Çerke
7
kökenli
imzalardır.
Tamime imza
atan Karzeg Salih
Paşa, Rauf Orbay
ve Bekir Sami
Kundukh,
Çerkezdir.
• Çerkez toplumu içinde Çerkez
Ethem'in sevildiği pek söylenemez.
Özellikle de Adapazarı, Düzce,
Manyas bölgelerinde oturan
Çerkezler, Ethem'e oldukça
soğuktur. 1923'te, Manyas
çevresindeki 16 Çerkez köyünün
doğuya sürgününün nedenini,
Çerkez Ethem'e bağlıyorlar.
2. Dünya Savasından Çerkez öyküleri
Bırak şimdi
6
Heil Hîtler'i!..
lkinci Dünya Savaşı'nda Çerkezlerin
bir bölümü, SSCB yurttaşı olarak Kızı-
lordu saflannda. Nazi ordusuna karşı
savaşırken, bir bölümü de Nazi ordu-
sunda yeralıyordu. Kafkaslann, 300 yıl-
lık düşman Ruslann işgali altında oldu-
ğunu savunan bu kışiler, Almanlann
Kafkaslan Ruslardan gen alacağını. da-
ha sonra kendilerinin Almanlardan na-
sıl olsa bu topraklan alacaklannı düşü-
nüyorlardı.
Bu düşünceleri taşıyan Çerkezlerden
biri, Nazi ordusunda Kızılordu'ya ve
kendi kardeşleri olan Çerkezlere karşı
uzun zaman savaştıktan sonra canı sıkıl-
mış. Bakmış savaşın biteceği yok, bir
kaçış planı hazırlamış. Bir gece Alman
generalini öldürüp üniformasını giye-
rek, doğduğu yer olan Çeçenya'nın
Grozni kentine doğru yürümeye başla-
mış. Günlerce dağlarda yürüyüp dur-
duktan sonra, ana yola çıkıp durumu öğ-
renmek istemiş.
Aksilik bu ya, bizim Çerkez yola in-
miş inmemiş, karşıdan her haliyle tık-
lım tıklım Alman askerinin dolu oldu-
ğu belli olan bir kamyon görünmüş. Çer-
kez. üstünde Alman generali üniforma-
sıyla kaçsa garip olacak, kaçmasa kelle
gidecek. Karannı vermiş, yolun ortası-
na çıkıp Nazi selamıyla bağırmış:
- Heü HMerL
Kamyonu kullanan Alman generali
üniformalı biri başını camdan uzatarak
seslenmiş:
-Bana bak, başlatma Heü HMer'ine.
Grozni'ye gidiyorsan atla arkaya...
Ve aleykümselamL
Bizım Alman cephesinde çarpışan
Çerkez yine klasik numarasını yapmış;
savaştan sıkılmış. bir Alman generalini
öldürüp üniformasını üstüne giydikten
sonra düşmüş yola. Memleketine gide-
cek. Bırkaç gün dağ bayır yürûmüş. ts-
tenmeyen bir durumla karşılaşmamak
için gündüzleri saklanıp geceleri yol alı-
yormuş yine. Torbasındaki erzak da tü-
kenince aç bîilaç yoluna devam etmiş.
Bir gün, iki gün derken açlık canına tak
etmiş. Gecenin karanlığında ileride bir
ışık görünce hiç düşünmeden ışığa yö-
nelmiş. Işığa iyice yaklaştığında bunun
büyükçe bir ev olduğunu anlamış. Yak-
laşmış. tçeriden kahkahalar, şarkılar,
mızıka sesleri geliyormuş. Gizlenerek
pencereden bakmış.
Ohooo... tçeride 30-40 Alman aske-
ri, votka su gibi akıyor. Yiyecek desen
masalann üstüne dağlar gibi yıgılmış.
Içeri girmesine girecek ama ya Çer-
kez olduğu ve generali öldürüp askerden
kaçtığı anlaşıhrsa? Girmese!.. Girmese
midesine nasıl söz geçirecek?
Dayanamamış, girmiş. Kapı açıldığı
için bütün gözler ona çevrilmiş. Bizim
Çerkez şöyle bir dikleşip sag eliyle Na-
zi selamı verdikten sonra bagırmış.
- Heü Hitter!
Alman üniformalı askerlerden yanıt
gelmiş.
- Ve ateykümselam kardeş. Gebene!..
lar için bir çelişki yumağı. Hasan tzzet-
tin Dinamo'nun, 'kendi ulusunun katili'
diye nitelediği Çerkez Ethem'in hain ol-
duğunu kabul etmiyorlar. Çerkez aydın-
lanndan tzzet Aydemir, Ethem'in hain
olduğuna şu sözlerle karşı çıkıyor:
U
O iki ateş arasında kalan bir insanın
yapOğı şeyi yapmış, askerlerinL silahlan-
nı, ordusuna ait malzemeleri ve hatta pa-
ralan bırakarak. Türk ordusuna teslimi-
ni sağlayarak Yunanlılardan işgalleri aJ-
tmdaki topraklardan geçiş hakkı istemek-
ten başka bir şey yapmamıştır... Çerkez
Ethem. hizmet ettiği miUetçe ihanetle suç-
lanmamalı. hele günahları da karuna gir-
diği Çerkez toplumuna >Tİklenmemeöy-
dL"
Şu veya bu nedenle, Çerkez toplumu
içinde Çerkez Ethem'in sevildiği pek
söylenemez. Özellikle de Adapazan.
Düzce, Manyas bölgelerinde oturan Çer-
kezler, Ethem'e oldukça soğuktur. 1923
yılında, Manyas çevresindeki 16 Çerkez
köyünün doğuya sürgününün nedenini,
Çerkez Ethem'e bağlıyorlar.
Kimi Çerkez aydınlan. Ethem olayının
Türkiye Cumhuriyeti elitinin tüm Çer-
kez kökenli yurttaşlanna ve Kuzey Kaf-
kasya davasına en azından birkaç on yıl
soğuk bakmasına neden olduğunu söy-
lerler.
Bir başka görüş. Kurtuluş Savaşı'na
yardımlan nedeniyle Türkiye Cumhuri-
yeti yönetimınin Leninyönetimiyle ılım-
lı ilişkiler yaşadığı yıllann, Türkiye'de
yaşayan Çerkezlerin Kuzey Kafkasya da-
vasını engellediği yönündedir. Buna ka-
nıt olarak da şu söylenir:
Cumhuriyetin ilkdöneminde, Türkiye
dışında örgütlenen aristokratik Kafkas
grubu ve sosyal demokrat yönelimlı Pro-
mete grubu, iki dergi çıkanyorlardı. Her
iki grup da Kafkas birliğı, Rus ve Bolşe-
vik karşıtlığı görüşlerinde birleşiyorlar-
dı.
Birleştikleri bir başka nokta, Türki-
ye'nin bir bölgesel güç olduğu, Kuzey
Kafkasyalılann en çok Türkiye'de bann-
dığı idi. Bu nedenlerden dolayı Türkiye,
Kafkas davasına destek vermeliydi. Böy-
le olmadı. Genç cumhuriyeti yönetenler,
Promete ve Kafkas dergilerinin Sovyet
karşıtı içeriklerinden rahatsız oldu ve ül-
keye girişlerini yasakladı. 1939 yılında
Hitier'in Polonya'yı işgali, burada kü-
melenen Çerkez milliyetçilerini dağıttı
ve Kafkas politikasının tek merkezi Ber-
lin haline geldi.
Savaş sırasında Çerkezleri ilgılendiren
iki önemli gelişme oldu. Birincisi, Nazi
propagandasmın da etkisiyle, Türkiye,
Sovyet karşıtı çalışmalar için Kuzey Kaf-
kasyalılar açısından uygun bir ortam ha-
line geldi.
Turancı, çerkez
yakınlaşması
Bu ortam. Kuzey Kafkasyalılarla Türk
ırkçı-Turancı kesimleri birbirine yakın-
laştırdı. Alman ordusunun Kızılordu kar-
şısında düşmeye başlamasıyla birlikte,
Türkiye Sovyet karşıtı çabalan önemli
ölçüde engelledi, ama Türkiye de yaşa-
yan Kuzey Kafkasyalılann hatın sayılır
kesimiyle onlann anti-Rus duygulannı
olabildiğince sömüren Türk faşistlen
arasındaki ilişki surdü.
Nazilerle işbirliği yaptıkları için
1943'te Karaçay-Balkarlann. 1944'te
Çeçen- Inguşlann.Stalin tarafından top-
raklanndan Orta Asya içlerine sürülme-
leri gibi olaylar, bu ilişkiyi daha da güç-
lendirdi ve Çerkezlerin Türkiye'dekı mil-
liyetçi-faşist partilere (denize düşen yı-
lana sanlır misali) daha çok sanlmasına
neden oldu. MHP ve ülkü ocaklan gibi
ırkçı-faşist kuruluşlann her türlü sosya-
lizm ve ilericilik düşmanı toplantılan,
"Esir Türkler Gecesi" gibi adlar altında
yapıldı.
Birçok ilericinin canını alan eylemle-
ri gerçekleştiren faşist illegal örgütlen-
melere "Esir Türkleri Kurtarma Ordu-
su" gibi adlar verildı. Bu nedenle de için-
de büyük oranda ilerici unsurlan bann-
dıran Çerkezler ile Türkiye solu arasın-
da derin bir soğukluk bugüne kadar gel-
di.
Çerkez aydınlarının
yeni tavrı
Oysa bugün Çerkezler arasında en
önemli örgütlenmeyi gerçekleştirebilen
Kafkas Derneği'nin tüzüğünde, insan
haklannın. demokrasi taleplerinin, ırkçı-
hğa karşı duruşun önemli işaretleri rahat-
lıkla görülebiliyor. İlerici Çerkez aydın-
lannın, ırkçı-faşist-şenatçı örgütlerin te-
kelindeki Kuzey Kafkasya halklannın
özgürlük taleplenni ilerici-devrimci-laik
çevrelerle birlikte sahiplenebilmek için
gösterdikleri çabalann gıttikçe arttığı da
görülüyor.
ilerici Çerkez aydınlan ve dernekleri
bugün Kafkaslarda yaşanan boğazlaşma-
nın, Amerikan empery alizminin yürürlü-
ğe soktuğu 'Yeni Dünya Düzeni'nin bir
eseri olduğunu, sosyalist sistemin çökü-
şüyle ortaya çıkan Rusya Federasyo-
nu'nun gittiği yönün yayılmacı bir impa-
ratorluk yapısı olduğunu Türkiye'deki
Çerkezlere anlatmaya çalışıyorlar. Sov-
yetler Birliği'nde sosyalizmin çöküşü,
Kuzey Kafkasya halklanıun bağımsızlık
ve özgürlük savaşımıyla Rus yayılmacı-
lığına karşı direniş ruhunu birleştirebil-
me şansını ortaya koyduğu için, ilerici
Çerkezlerin Türkiye'nin sosyal demok-
rat ve sosyalist unsurlanyla daha rahat
iletişim kurabilmesine kapı açabiliyor.
Anadil sorunundan kültürel kimliğin
geliştirilmesine kadar birçok noktada ırk-
çı-faşist-şeriatçı örgütlerle ne kadar çe-
HştikJeri, Türk sol çevrelerinin bu sorun-
lan aşmada kendilerine ne kadar yakın ve
kendileriyle ne kadarbirlikte olabilecek-
lerine ilişkin önemli yargılara vanyorlar.
Bunu yaşama geçirebilmenin. solla bu-
luşup bütünleşmenin yollannı anyorlar.
Yarın: çerkezlerde kimlik
arayışı ve demokratiklesme
tLAN
ŞEBİNKARAHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Şakir Meletli vekili Av. Bülent Aydın tarafından davalılar Mehmet Kocal, Seyyide Tüzehra Gargun, Alkan Gar-
gun. Köksal Gargurı. Ender Tulunoğlu, Leman Aylcut, Haşim Kenan Gargun, Feyyaz Gargun, Aslı Gargun, Mukadder
Gargun- aleyhme açılan kadastro tespitine itiraz davasmın mahkememizde yapılan duruşması sırasında verilen ara ka-
ran gereğince; davacılar vekili tarafından mahkememize verilen 20.01.1995 tarihli dava dilekçesiyle Şebinkarahisar il-
çesi. Bülbül Mahallesi, 271 ada, 12 parsel no.lu taşınmazm davacı adına, 271 ada. 1 no.luparselinde davalılar adına tes-
pi^edilmiş olduğunu, davacı taşınmazımn tespitinde esas alınan 2.12.1977 tarih. cilt: 182. sayfa: 98, no: 3 sayılı tapu
kaydı sınırlan sabit olması ve 1837 m2 olmasına karşın 12 parsel no.lu taşınmazın 721 m2 olarak tespit edildiğini, dava
ettiği 1 no.lu parselin tespitinde esas alınan 12.8.1981 tarih, cilt: 188, sayfa: 13. no: 1 sayılı tapunun yüzölçümünün de
459 m2 olmasına karşm, 1 nolu parselin 2388 m2 olarak tespit edildiğini. Bülbül Mahallesi 271 ada, 1 no.lu taşınmazın
tespitte saptanan yüzölçümünün ve tespitinin iptali ile tapu kaydında belirtılen vüzölçüm dıkkate almarak saptanacak
bölümünün adına tespit ve tescihne karar verilmesini, başkaca talep ve dava haklannın saklı tutulmasını, dava masrafi
ve ilerde vekil tuttuğu takdirde ücreti vekaaletin davalılardan tahsilini arz ve talep etmıştir.
llgili dava dilekçesi davalılardan Şebinkarahisar ilçesi. Bülbül mahallesınden Mehmet ve Seyyidetüz Zehra çocukla-
n Köksal Gargun. Ender Gargun (Tulunoğlu), Leman Gargun (Aykut), Haşım Kenan Gargun, Feyyaz Gargun, Zekı Yıl-
maz kızı Aslı Gargun, Dursun oğlu Mehmet Koçal, Zeki Yılmaz kızı Mukadder Gargun adlanna da\a dilekçesi ile bir-
likte duruşma gününü bildirir davetiyenin teblig edilemediğı, yapılan adres araştırmasmda da açık adresleri tespit edile-
mediğinden, mahkememizin 1995/9 esas sayılı dava dosyasının duruşması 7.6.1995 günü saat 9.30'a bırakılmış olup,
yukanda ısimleri yazılı davalılann bizzat kendilerinin hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri,
temsil ettirmedikleri veya dunışmada da hazır bulunmadıklan takdirde duruşmalann yokluklannda yapılacağı ve karar
verileceği hususu HUMK.'nun 313/2. md.si uyannca tebligat yerine kaım olmak üzere ilan olunur.
Basın: 21877
TARİŞ
OLUKLU MUKAVVA KUTU
SATIN ALINACAKTIR.
1. Tariş Zeytinyağı Kombinası Müdürlüğü-
müzün ihtiyacı olan;
— 25.000 adet 3 TİP OLUKLU MU-
KAVVA KUTU,
(1 'lik, 500 gr.'hk, 250 gr.'lık.)
kapalı zarf teklif almak suretiyle satın alı-
nacaktır.
2. Bu işe ait ihale 30 Mayıs 1995 günü,
saat 14.00'te yapılacak olup, şartnamesi;
Tariş Genel Müdürlüğü, Satınalma Müdür-
lüğü, Alsancak/lzmir (Tel: 4210056 Fax:
4210066) adresinden temin edilebilir.
3. Birliğimiz 2886 sayılı kanuna tabi değil-
dir. Ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen
yapmakta veya kısmen dilediğine vermekte
serbesttir. Postadaki gecikmeler kabul edil-
mez.
DUYURULUR.
AYMA AJANS
KIRŞEHİR2.ASLİYE
HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1994/574
Davacı Mehmet Karahan tarafından
davalı Hikmet Karahan aleyhine açılan
boşanma davasınm yapılan açık yargı-
laması sırasında davalının adresı meç-
hul olduğundan ilanen tebliğıne karar
verilmiş olmakla;
Davalı Gemlik Demirsubaşı Mahal-
lesi 366 haneden Kırşehir Merkez Öz-
baş Helvacılar Köyû cilt no: 060/03,
sayfa 69, kütük sırano. 66'yaevlenerek
gelen Ramız ve Elimşah'dan olma 1930
dogumlu Hikmet Karahan'ın (Kalande-
len) duruşma günü olan 13.6.1995 gü-
nü saat 9'da duruşmaya bizzat gelmesi
veya kendisini bir vekille temsil ettirme-
si aksi takdirde davanın yokluğunda
görülüp bitirileceği dava dilekçesi yer-
ine kaim olmak üzere ilanen teblig ol-
unur. 21.3.1995 Basın 15877
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Politika, At Yanşı Gibi...
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, emekli Albay
Sabahattin Erai'ye bir gün şöyle demiş:
- Türkiye, Inönü ayarmda bir sivil aydın
yetiştirmedi.
Haldun Derin "Çankaya özel Kalemini
Anımsarken" adlı yapıtında, Yakup Kadri'nin bu
yargıyı, CHP yayın organı Ulus gazetesmin
başyazarlıâından yeni aynldığı, bu yüzden muhale-
fet önderi îsmet Inönü ile arasının belki biraz şeker-
renk sayılabileceği günlerde söylediğini belirtir.
Sabahattin Ergi de, Haldun Derin'in kayınbabası
Vecih Bereketoğlu'nun yakın dostudur, güzel
sanatlara düşkün, bir aydın kişidir.
Süleyman Bey için, Yakup Kadri iyi şeyler söyle-
mez, ona "faşist" mi ne derdi? Sonra eklerdi:
- Sakın benden yazma ha!
Süleyman Bey'in "Demokratlığım tartışılmaz!"
manşetini Cumhuriyet'te okuyunca, gülüp geçtim.
Neyse geçelim bunları...
Kişinin "demokrat" sayılabilmesi için önce, elin-
deki 27 yıllık iktidan, "Milli ŞeHken, içinden gelerek,
karşısındaki partiye kansız, kavgasız devredebilme-
Ifcjir. Süleyman Bey nerede, böyle bir özveri nerede?
Türkiye'de -belki- en yaşlı sosyalistlerden Mehmet
Bozışık (94), 1945'teki Tan'ın yıkılışı olaylarında
Süleyman Bey'in de bulunduğunu ileri sürüyor.
Süleyman Bey'in, o yıllarla ilgili olayı gösteren bir
fotoğrafının bir dergide çıktığını anımsıyor! Bir
açıklama yapmalı Süleyman Bey...
Bugün konumuz Ismet Paşa! Ona, "Milli Şefliği
ilk yakıştırıp yazanın, DP'nin yayın organı Zafer'in
başyazarı olacak, Mümtaz Faik Fenik'ten başkası
olmadığını bilmiyordum. Adnan Menderes'in
Inönü'ye çaktığı "A)u/ûs"(dostluk)lan da! Bunları,
Haldun Derin'in yapıtında okudum.
Ismet Paşa, iktidan devrettikten sonra, 21 Mayıs
1950'de, eşyalan daha önce, "Pembe Köşk'e yol-
landığından, Köşk'teki hizmetlilere dek,
"Allahaısmarladık" demek ister. Paşa, herkesle el
sıkışır, gözleri dolu dolu. Taraçadan aşağı merdiven-
leri inerken, arkasına döner, özel Kalem Müdürü
Haldun Derin'e:
- Senin bir işin yoksa beraber gidelim, der.
Haldun Derin, siyah Cadillac otomobile girip yanına
oturur. Başyaver:
- Paşam, Fikret aşağı köşkte nöbet beklese...
deyince, Inönü:
- Istemez. 'Yaverlerinden ayrılamıyor' derler
sonra...yanıtını verir. (Otomobilde) Veda ederken
arkadaşlara bir şeyler söylemek istiyordum, olmadı.
Böyle bir neticeye hiçbirinizi inandıramadım. Bunu
karıma bile kabul ettiremedim!
Haldun Derin, sözü 'Şarkta demokrasi olmaya-
cağı' kanısını besleyen Ingiliz tarihçisi Toynbee'ye
getirerek:
- Toynbee artık numarasını verecektir! der. Inönü,
gülümser:
- Evet, acaba iktidan bırakabilirler mi, diye tered-
düt ediyordu... diye ekler.
Bir anı, Haldun Derin'in kulaklannda çınlar. Ismet
Paşa, Senatör Pepper'e, 1945 Ekimi'nde şöyle
demişti:
- Kendimi, Millet Meclisimizde bir muhalefet par-
tisi başkanı olarak gördüğüm gün, hayatımın vaz-
ifesini yerine getirmiş sayacağım...
1950 seçimleri yaklaşmaktadır. Ismet Inönü, gittiği
yerlerde yurttaşların birbirlerine düşmanlık besle-
memelerini öğütler. Bir konuşmasını şöyle bitirir:
- Seçimi kaybetsem de, kazansam da 'Gordünuz
mü'diyeceğim; bir daha benim kadar sabırlısını
bulamazsınız. Bu şeref benim. Bir daha elinize fırsat
geçmez!..
2 mayısta, seçimden 12 gün önce geziye çıkar,
gazetecilerle şakalaş.ı^ken, Izmir'de özetle şpyle der:
- Dolaştığım bütün yerlerde herkesi sükûn içinde
seçim gününü bekliyor gördüm. Bütün dünyada
politika at yanşlanna benzer. At meraklısı bir Macar
asilzadesi, hayvanının koşusunu sonuna kadar takip
etmiş, birinciliği kazandığını görünce heyecanından
ölmüş. Bizim geçirdiğimiz seçim yanşında da
geçenlerde böyle bir vaka olmuş. At yarışınm
hususiyeti budur. İnsan bazen kaybeder. Şimdiden,
bundan bir hafta sonrakı seçimlerin sonucu ne
olursa olsun, kadere boyun eğmek lazım gelecektir.
Sandık başlanna emniyetle gideceğiz. Her tarafta
bu emniyeti müşahade ediyorum. Şansımız olur da
kazanırsak, yeni bir hamle yapacağız... Iktıdarda
iken bütün tenkitlerinize tahammûl ediyorum. Hele
bir karşımza geçeyim de görün bakayım. Ben bu
mevkiye yumuşak koltuktan gelmedim. Hep
mücadele ede ede, uğraşa uğraşa geldim. Bu
davada tutacağım yol şudur: Hesapsız sabır, hiçbir
güçlük karşısında eğilmeyen sebat...
Izmir'de gazetecilerle konuşurken, seçimin yitir-
Hmesi şıkkı üzerinde durur, şöyle der özetle:
- Ben şimdi muharebe meydanında bulunan bir
kumandan gibiyim. O vazifenin icaplannı yerine
getirmek ve bunu vatandaşlanma anlatmak için
canla başla çalışacağım. Bir gün milletim "Artık
senin zamanın bitti" dediğinde, ona minnettar
olacağım. Ben muharebe meydanında dolaşırken,
bir arkadaşımı hasta görürsem, canım sıkılırdı.
Çünkü vazifesini yapamıyordu. Böyle halde dahi
vazifesini yapmayanları ben affetmem. O gün vaz-
ifesini yapmazsa ne zaman yapacak? Bütün
ömrümüz muharebeyi kazanmak için vazife başında
bulunmakla geçmiştir. Bu sebeple ihtiyanmla (kendi
isteğimle) memleketimi türlü ihtimaller karşısında
bırakıp gitmem. Çekilirim amma, bu defa karşıya
geçer, mücadele eder, uğraşınm...
BULMACA SEDAT YAŞAYAÎV
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Ozeri ot ya da
kumla örtüimüş 1
tuzak amaçlı çu- p
kur. 2/ Uçurum...
Utanması. sıkıl- 3
ması olmayan. 3/ .
Kat kat çakıl ve
4
kumdan oluşmuş 5
yer kıvnmı... Bir
nota. 4/Konya"nın 6
bir ilçesi... Temiz. j
5/Akımşiddetibı-
rimi kiloamperin 8
simgesı...Tazeso- g
ğan ve marulla pi-
şırilmiş kuzu eti yemeği. 6/
Kayak... "Fena değil" örne-
ğinde olduğu gibi, bilinçlı
hafifsemeye dayanan söz sa-
natı. 7/ "Büyük 'ye eskı-
ler derler ' Bizim öz musikı-
mizinpıri" (Yahya Kemal)...
Yeryüzü. 8/ II. Osman döne-
minde bastınlan gümüş sik-
ke.9/Sulakyer... Hıcap... Ya-
ğı alınmış sütten ya da yo-
ğurttan yapılan peynir.
VTJKAMDAN AŞAĞIYA:
1/ Alışılagelmış töre ve davranışlara aykın olan. 2/Bir no-
ta... Süt şekeri. 3/ Ilaç olarak kullanılan madde... Soyaçe-
kim. 4/Aralıksız... Üstü kapalı olarak anlahna. 5/Olumsuz-
luk belirten bir önek... Kimileri uğur sayar... Biz yüzey öl-
çüsü birimi. 6/ Bir renk... Tropikal ülkelerde görülen ve be-
lirtileri bakımından frengiye benzeyen hastalık. II Sahip...
Ortodoks ve Doğu kiliselerinin başkanlanna verilen ad. 81
Balıkçılann, atesbalığı avlarken üzerinde çıra ve funda yak-
tıklan ızgara. 9/tslamınbeşşartmdanbiri... Hayat arkadaşı.