Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1995 PAZAFtTESl
HABERLERIN DEVAMI
Peşmergeler
işbirliğine lıazır
DİYARBAKIR/DOHUK/AN-
KARA (Cumhuriyet) - Türk Si-
lahh Kuvvetleri'nin Kuzey
Irak'taki harekâtı sürerken
Irak'taki Kürt gnıplan, sınırda
• güvenliği sağlamak amacıyla
Tûrk güvenlik güçleriyle işbirli-
ği yapmaya hazırolduİdannı bil-
dirdiler.
Celal Talabani'nin liderliğin-
deki Kürdistan Yurtseverler Bir-
liği'nin (KYB) sözcüsü Şazad
Saib, AFP'ye telefonla yaptığı
açıklamada, örgütünün Türk-
Irak sınınnın Talabani. Barzani
ve Türk gûvenlik güçleri tarafin-
dan birlikte korunmasına ilişkin
Ankara'nın planını kabul ettiği-
ni söyledi. Şazad Saib "Bizim za-
ten baştan beri görüşümüz bu
doğrult udaydı. Taraflar bu pianı
gerçekleştinnek için çaba harca-
malıdır. Sınırlanmızda güvenliği
sağlamak görevimizdir" dedi.
Kürt liderierie görüşme
Tûrkiye'nin, Kuzey Irak'ta or-
tak gûvenlik önlemleri alınması
için olumlu mesaj veren Kürt li-
derlerin Ankara'daki temsilcile-
riyle bugün ya da yann bir araya
gelmesi bekleniyor. Ankara.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK). Kuzey Irak'ta PKK
kamplanna karşı sürdürdüğü ha-
rekâtin ardmdan Türkiye, Birieş-
miş Milletler'in (BM) temel po-
litikalannı esas alan kararlarçer-
çevesinde bir çözümde anlaşıl-
masını istiyor.
Genelkurmay Başkanhğı, dün
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) Kuzey Irak'ta gerçekleş-
tirdiği harekâtta etkisiz duruma
getirilen terörist sayısının 308'i
bulduğunu, birçok yaralı teröris-
tin de dağlarda saklandığını açık-
ladı. Dışişleri Bakanı Erdal tnö-
nü. harekit nedeniyle Batı'da be-
lıren şüpheleri gidermek ve böl-
gede kurulması planlanan gû-
venlik sistemine zemin hazırla-
mak için dün Almanya'ya hare-
ket etti. Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği, Bitlis ve Siirt'te yapılan
operasyonlarda 34 teröristin öl-
dürûldügünü, 15 teröristin de
"Kod adunız banşûr" diyerek
teslim olduğunu açıkJadı. Olağa-
nüstü Hal Bölgesi Valisi Ünal
Erkan. bölgede PKK ve Hizbul-
lah örgütlerine karşı "güzel ope-
rasyonlar" yapıldığını belirterek
tsrail'in, Hizbullah örgütünün iki
lidenne karşı gerçekleştirdiği su-
ikast benzeri operasyonlan ya-
pİbileceklerini savundu.
Genelkurmay Başkanlığı Di-
yarbakır Basın Bilgi Merke-
zi'nden yapılan yazılı açıklama-
da, Kuzey Irak'ta Türk birlikle-
rinin teröristlerle sağlanan te-
maslarda 24 teröristi daha silah-
lanile birlikte ele geçirdiği, 1 te-
röristin de teslim olduğu bildiril-
di.
Bölgede çok sayıda teröristin
yaralı olarak gizlendiği vurgula-
nan açıklamada, Jıarekâtın baş-
langıcından itibaren öldürülen
terörist sayısının 295'e ulaştıgi
ve 13 teröristin de teslim olduğu
belirtildi. Ele geçirilen silah ve
malzemedeki artışın teröristlerin
bölgedeki varlıklannı uzun süre
devam ettiremeyeceklerini gös-
terdiği kaydedilen açıklamada
şöyle deniîdi:
"Teröristlerin meskûn mahal-
lere sızma ve halkın arasına ka-
nşma gayretleri devam etmekte-
dir. Muhtemel kaçış istikametle-
rinde tıkama ve pusu faaliyetleri
kra cdilirken. bölgenin tamamın-
da arama ve tarama faaliyetleri
etkin bir şekikle sürdürülmekte-
dir."
Olağanüstü Hal Bölge Valili-
ği'nden yapılan açıklamada da
gûvenlik kuvvetlerince terör ör-
gütü elemanlannın yakalanması
amacıyla gerçekleştirilen ope-
rasyonlar sırasında, Bitlis'in gü-
neyinde yer alan Sehi Ormanla-
n ile Sürt'in Şirvan ilçesi kırsal
kesiminde 34 teröristin öldürül-
düğü bildirildi.
Çatışma sırasında 14 terörist
de teslim oldu. Bölücü terörist-
lerce 1994 yılında kaçınlarak re-
hin tutulan 2 vatandaş da aynı
operasyonda gûvenlik kuvvetle-
rince kurtanldı. Bölgede 6 gün-
dûr devam eden operasyonlarda,
58'iölü, 15'üdesağ olmak üze-
re toplam 73 terörist ele geçiril-
di.
Kızılay, 50 kamyondan oluşan
konvoyla dün Kuzey Irak'a gıda
malzemesi getirdi. Kızılay Ge-
nel Müdür Yardımcısı EnderTa-
mer, un, şeker, mercimek, pirinç
ve benzeri gıda maddelerinden
oluşan yardım malzemelerinin
bugünden itibaren Zaho ve Do-
huk kentlerinde halka dağıtılma-
ya başlanacağını söyledi.
Bu arada, askeri yetkililer,
dağlardaki mağaralarda sakla-
nan 2-3 kişilik az sayıdaki terö-
rist gruplann gündüzleri hiçbir
şekilde hareket etmediklerini.
ancak gece karanlığında yer de-
ğiştirmeye çalıştıklannı belirtti-
ler. Bu teröristlere "Teslim ol"
çağnsmda bulunan TSK, heli-
kopterlerle dağlarda, bir teröris-
tin itiraflannın yer aldığı bildiri-
leri attı. Teröristin, "Ben teslim
olduktan sonra, örgütte iddia
edildiği gibi, gûvenlik güçleri ta-
rafından hiçbir kötü muamele ile
karşılaşmadım. Hatta yakm ilgi
gördüm'" ifadelerinin yer aldığı
bildiride, teröristlere Pişmanlık
Yasası anımsatılarak "Devletgü-
cü olarak söz veriyoruz. Teslim
olana kötü muamele yapdmaya-
cak. Hayatın garanti âlüna aJına-
caktor" biçıminde seslenilıyor.
Erkan, MOSSAD'a
özendi
_ Olağanüstü Hal Bölge Valisi
Ünal Erkan, sınır ötesi harekât
nedeniyle dün Diyarbakır'da bu-
lunan gazetecilerle bir sohbet
toplantısı dûzenledi. Erkan. PKK
ile Hizbullah'a karşı "güzel ope-
rasyonlar" gerçekleştirildiğini
ve bunlann sonuçlannın alınma-
sı aşamasına gelindiğini belirtti.
Erkan, Israil'in. Hizbullah örgû-
tünün iki üst düzey liderine kar-
şı gerçekleştirdiği operasyon
anımsatılarak yöneltilen bir soru
üzerine, "Biz de bu tür operas-
yonlar vapabiliriz" dedi.
Erka'n, TSK'nin 1992 yılında
gerçekleştirilen sınır ötesi hare-
kâtında elde edilen sonuçlara ek
olarak 1993 yılında yaklaşık 3
bin, 1994 yılında yaklaşık 5 bin
teröristin etkisiz hale getirildiği-
ni ve halen cezaevlerinde 8 bin
dolayında teröristin bulunduğu-
nu söyledi.
Bölücü terör örgütünün eski
günlere dönmesinin mümkün ol-
madığını vurgulayan Erkan. şun-
lan söyledi:
"Çok dardadırlar. Gelinen
nokta yine de kâfi görülmeyerek
operasyonlar sürdürülmektedir.
Arta kalanlar da eritilecektir. Bu
anlamda, bugünkü Çelik Hare-
kâtı'nın mutlaka yapılması gere-
idrdL"
Türk Tabipleri Birliği Merkez
Konseyi (TTB). Sağlık Bakanı
Doğan Baran'a bir mektup gön-
dererek, Ankara'da görev yapan
80 sağlık personelinin, Kızı-
lay'ın emrinde Güneydoğu'ya
gönderilmeleriyle ilgili eksiklik-
lerin giderilmesini istedi.
Mektupta, Ankara'da görev
yapan 80 kadar sağlık personeli-
nin 17 martta Güneydoğu'ya
gönderildiği anımsatılarak Gö-
revlendirme Yönetmeliği gere-
ğince görevlendirilen sağlık per-
sonelinin muvafakatının alınma-
sı gerektiği bildirildi.
ARADA BİR
• Baştarafi 2. Sayfada
Tarih, 1. Cumhuriyet'i tam yansrtmaz. Onun, işte böyle kirti
ve gizli yanlan da vardır."
Bu genç adamın unuttuğu şey, 1920'lerde bu topraklar-
da bir holdingin değil, bir devletih kurulması savaşının veril-
diğidir. Kalpaklılar, o devletin tarihte ilk kez "ulusal" ve uzun
yüzyıllar sonra "ilk kez bağımsız'' olması için, ortaya canla-
nnı koymuş idealistlerdi. Sade Batı'ya karşı değil, Kuzeye
karşı da, tam bağımsız. Kuzeydeki yeni güç, kendi ideali
uğruna, ülkesini kan denizine çevirmişti. Güneydeki kal-
paklı savaşçılara da yardımı, politikasına uygun gördüğü
için, bilerek yapmaktaydı.
Anadolu'nun kalpaklılan, tertemiz ideallerinin gerektirdiği
her ameliyatı, isteyerek-istemeyerek yapmış doktoriar du-
rumundaydı.
Bunlan öğretmek için, gençlerin önüne tezgâhtan çıkmış
filmler değil, bilimsel etüdler ve kitaplar koymak gerek.
Günümüzün sorumsuz ve tam hazıra konmuş liberalleri-
nin, söylemedikleri ve sütunlanna geçirmedikleri dertleri,
kutuplan değişen bir dünyada, yeni kıblelere namaza dura-
rak, "keyifli ve tatlı" bir yaşam sünmek.
En garibi, bu yola düşenlerin çoğunun, dünkü sosyalist-
ler oluşu. Yeni dünyalan için, dünkü cumhuriyeti her şeyi ile
kemirmeleri gerekiyor. Yaptıklan, bu.
En büyük demagoji, 1920'ler başının kahramanlannı,
1940'lar partisinin kodamanlan ile aynı kefeye koymaktır.
Tarihte bu iki cins insan, iki bambaşka malzemedir.
Benim, yanında büyüdüğüm adam, hem Hıristiyan bir
Araptı, hem de Osmanh'da sefirliğe kadar yükselmiş bir ve-
zirin oğlu idi. Günümüzün dolce-yita meraklılan gibi bay-
ram tatillerinde Avrupa'ya-Amerika'ya kaçamak yapmış
değildi: Gençliğinin tümünü, Paris'te su gibi altın harcaya-
rak geçirmişti. Ama ilik sömüren lövantenleri, sırmalan için-
deki Saray paşalannı ve kibar fahişeleri yakından tanıdıktan
sonra, hayatını, içten bir vasiyetle kapattı: "Tabutumun
ıçinde, tam göğsüme, Gazi'nin bayrağını şerin!"
Benim vasiyetim, ona benzer bir şey: Öbür tarafa, kafa-
ma bir kalpak geçirerek, uzanıp gitmek istiyorum!
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
ya dışında sesini fazla yükselten yok.
Fransa, Ingiltere ve diğer AB üyesi
ülkeler bölgedeki sivillerin durumun-
dan kaygı duyduklannı, operasyonun
da bir an önce bitmesi gerektiğini
söylüyorlar. Ancak Almanya'nın daha
farklı bir tutum içinde olduğu dikkat
çekiyor.
Almanya'da uzun yılların birikimi
olarak ciddi bir "Kürt lobisi" yaratıl-
dı. Parlamentoda milletvekilleri hafta-
nın en az bırkaç günü, posta kutula-
nnda PKK'nin bir yayınını ya da bildi-
risini buluyortar. Kurulan dernekler ve
diğer kuruluşlar, Almanya örgütleriy-
le ilişki içinde. Bu ülkedeki Kürtlerin
eylemlerinin pek çoğunu Almanlar da
destekliyor. Gazete ve televizyonlar
daTürkiye'ye ilişkin haberleri çoğun-
lukla PKK'nin etkisi altında kalarak
yayımlıyorlar.
Almanya'nın resmi politikasında
bunlar tabii ki etken. Ne var ki, açıyı
biraz daha genişletip Almanya'nın
Ortadoğu ve Orta Asya politikasına
baktığımızda, bu ülkenin ABD ile cid-
di bir "çıkar çatışması" içinde oldu-
ğunu görüyoruz. Ortadoğu'da ABD
damgalı politikalann çoğuna Alman-
ya karşı çıkıyor. ABD'nin "koşulsuz
müttefiki" Israil'i Almanya sevmiyor.
Körfez Savaşı sırasında ABD'nin Ba-
tı'dan aradığı desteğe en son yanıt
veren ülke Almanya oldu.
Kısacası, bölgede ABD'nin çıkan-
na olan ya da ABD'nin desteklediği
bir gelişme genel olarak Almanya ta-
rafından onaylanmıyor. En azından,
ABD ve Almanya...
olaya soğuk bakılıyor.
Sovyetler'in çöktüğü ve iki Alman-
ya'nın birleştiği 1990 sonrasında Al-
manya, dış politikada ciddi bir tavır
değişikliğinegitti. 1990'ların başında
Almanya'nın şu üç istemi dikkat çe-
kıciydi:
- Avrupa Birliği'nde çalışma dili
olarak Almanca'nın kullanılmasını is-
tedi.
- Bu ve benzer tavırlarla Avrupa
Biriiği'nin liderliğine soyundu.
- Birieşmiş Milletler Gûvenlik Kon-
seyi'nde kendisine yer istedi ve diğer
"büyük" devletler gibi "veto hakkı" is-
teminde bulundu.
Bu istemler ABD'nin yanı sıra baş-
ta Ingiltere ve Fransa olmak üzere
Avrupa ülkelerinin de tepkisini çekti.
Böyle bir durumda doğal olarak akla
ilk gelen "Hitler Almanyası" oluyor.
Altının çizilmesi gereken bir diğer
nokta da Almanya'nın Yugoslav-
ya'nın parçalanmasındaki rolü. Hır-
vatistan ve Slovenya daha bağımsız-
lıklarını ilan etmeden, Almanya bu iki
ülkeyi tanıdığını açıkladı. Bu yetme-
di, AB ülkelerini de tanımalan için zor-
ladı. Eskiden Avusturya-Macaristan
Imparatorluğu'nun sınırları içindeki
bu topraklarda Almanya'nın etkinliği
yeniden artmış oldu. Bir bakıma Al-
manya "sıcak denizlere" indi.
Eski sosyalıst ülkelerden birinin An-
kara büyükelçisı geçen günlerde şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Açıkçası biz Rusya'dan korkuyo-
ruz. Bu nedenle de Avrupa'nın ve
NATO'nun gûvenlik şemsiyesinde
olmak istiyoruz. Ancak, başta Fran-
sa olmak üzere diğer Avnjpa ülkele-
ri de Almanya 'dan korkuyor..."
Norveç'in AB'ye tam üyeliğe "ha-
yır" demesinde "Almanya korku-
su "nun olduğu da bir gerçek.
Almanya'nın 1990 sonrası politika-
sının Türkçesi şu:
"Arkadaş, ben artık Ikinci Dünya
Savaşı'nın kaybedeni Almanya de-
ğilim. Avnjpa'nm en güçlü ekonomi-
sine sahip, dünya çapında söz söy-
leyebilecek güçte bir Almanya'yım.
Ayağınızı buna göre denk alın..."
Almanya, Ortadoğu ve Orta As-
ya'da ise "Islama" oynuyor. Soğuk
savaşın şiddetlendiği dönemde ABD,
Sovyetler Biriiği'nin çevresinde "ye-
şil kuşak" politikası izlemişti: Komü-
nizme karşı Islam...
Ancak Sovyetler'in çökmesiyle bu
politika ikinci plana itildi. Almanya ise
ABD'nin bu politikasından bağımsız,
gerek yönetim biçimi olarak şeriatı
seçmiş Islam ülkeleriyle gerekse Is-
lamcı kuruluşlaria sıcak bir ilişki için-
de.
Bu politikanın temelleri geçen yüz-
yıla kadar uzanıyor. Ingiltere'nin Hin-
distan'ın tartışmasız sahibi olduğu
günlerde Almanya, "Mezopotamya
da bizim Hindistanımız olacak" poli-
tikası izledi. Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun iyiden iyiye "hasta" olduğu
dönemde, 1898'de istanbul'u ziyaret
eden Alman Imparatoru Ikinci Wil-
helm'in şu sözü ilginçtir:
"Kendimi, 300 milyon Müslüma-
nın konıyucusu ilan ediyorum."
Alman Imparatoru'nun bu aşkı ta-
bii ki Müslümanlan çoksevmesinden
değil, o dönemdeki dünya düzeni
içinde Islam âlemini gözüne kestirmiş
olmasındandı. Aradan geçen yüz yıl-
da tabii ki farklı dönemler yaşandı,
ama Almanya'nın "Islam aşkı" de-
vam ediyor.
Bunun en somut örneklerinden bi-
ri de Iran'la ilişkileri. Iran, dünyadaki
yalnızlığını büyük ölçüde Almanya ile
aşıyor. Humeyni rejiminin başladığı
günlerde Batı, Iran'la ilişkilerini en aza
indirmişti. Almanya ise değiştirmedi,
aksine arttırdı. Iran, bugün ihracatının
yüzde 25'ini Almanya'ya yapıyor. It-
halatının da yüzde 24.5'i bu ülkeden.
Iran'ın borç erteleme anlaşması yap-
tığı ülkelerin başında yine Almanya
geliyor. Iran'ın istihbaratörgütü Sava-
ma elemanlannın Almanya'da kurs
gördüğünü de anımsatalım.
Bu gelişmelerin ışığında yanıtı net
verilmemiş soru şu:
"Almanya'nın Kürt politikası ne-
dir?"
Almanya'nın topraklan Tûrkiye'nin
yansı kadar. Acaba bizim coğrafya
Avrupa'ya biraz büyük mü geliyor?
Busoruyu, "Bizi bölmek istiyoriar"
fobisiyle değil, Almanya'nın Yugos-
lavya politikasının ışığında soru
yoruz...
Protokole uyulmazsa hükümetten çeldliriz
CHPGenel Başkanı Hikmet Çetin, Cumhuriyet'i ziyareti sırasında Genel Yayuı Yönetmeni Orhan
Erinç.Genel Yayın Koordinatörü HikmetÇetinkaya, Yazı İşleri Müdürii DinçTayanç ve yazarumz
Ilhan Selçuk'la"görüştü. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
• Baştarafi I. Sayfada
ni gûvenlik güçleri diizeyinde bi-
lincli bir kadrolaşma vapıldu Ha-
len dedevam ediyor. Yani öyle va-
lideğiştirmeklebirşe> sağlayamı-
yorsunuz. tstanbul'daki son olay-
İarda da görüldü bu. Kendisi din-
lense kim bilir vali neler söyleye-
cek. Elindeki malzeme belli. O
malzeme> le bir şe>ler yapılabilir.
İtiraflan var ikisinin de,' Verilen
emri dinlemedı' divorlar. Öyle
bir şey ki, 18 yaşında askeriiğini
•• apmamış insanı getirip polis ya-
tıi\orsunuz.Dışanda,sıradanin-
sanlar gelmiyor. Bu bir eğitim
meselesi. Örneğin İngiltere'de
böyle değil. Belirli bir eğitimden
sonra, altı >ıl eğitim almanız ge-
rekiyor polis olmak için. Tıp dok-
toru kadar eğitim görüyor
adam."
Bu konulan koalisyon kuru-
lurken Başbakan Tansu Çiller'e
uzun uzun anlattığını ve "DYP-
CHP koalisyonunun bu olayiann
üzerine gjtmesi gerektiğini^söy-
lediğinı ifade eden Çetin, "Bû-
tün bunlann ü/erine gidilemeye-
ceğini gördüğümüz anda biz de
koalisvona gidemeviz. Ben deonu
söylemeye çauşöm" dedi. PM
üyelerinin birkısmınm koalisyo-
na girilmesine karşı çıktığını
anımsatan Çetin, bu görüşün ha-
len geçerli olduğunu belirterek
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birkısunarkadaşımızda'Bır
yere getirdik, bir bakalım belki
bir şey yapabilinz' dedi. Eğer
bunlann birinin yapılamadığını
ve>a o yönde iyi adım atalamadı-
ğını gördüğümüz anda buna rağ-
men de\am edemeyiz. Türk ka-
muo>unun bizden bö> le bir bek-
lentisi var. Bu beklenti boşa ÇH
karsa biz de tabanımızı tutama-
\TZ."
Terörle Mücadele Yasa Tasan-
sı ile ilgili gerginliğin abartıldı-
ğmı savunan Çetin, "Yasa, hak-
sız biçimde ideolojik bir noktaya
getirildi. Ben uzlaşmadan yana-
yun. Yasa, hükümetten tasan ola-
rak geçti. Yani geniş bir uzlaşma
sağlandığuu düşünüyorum. Sa-
nıyorum soj ut bir u>'gulama ol-
duğu için yankş anlamalara yol
açtı. Anayasanın 2. maddesiyle
bağtanbda olduğu gibi yanbş iz-
lenimler dogdu" dedi.
Çetin, SSK'deki emekliliği
zorlaştıran yasayla ilgili soruyu
cevaplarken de "Biz onu iş gü-
venliği, işsizlik sigortası ile ilgili
bir paket olarak çıkarma>i plaıt-
hyonız" dedi. SHP-CHP bırleş-
mesinden sonra yapılan anket-
lerde yükselme grafîği gösteren
tek partinin CHP olduğunu söy-
leyen Çetin, önümûzdeki hafta
tamamlanacak olan ilçe yöne-
timlerinin belirlenmesinden son-
ra partinin dışa açılarak seçim
çalışmalanna başlayacağmı be-
lirtti. Hikmet Çetin, Kuzey
Irak'ta yaşanan sorunlann so-
rumlusunun Türkiye olmadığını
söyledi. Türkiye'nin Körfez Sa-
vaşı'ndan sonra Kuzey Irak'taki
sivil halka yiyecek ve ilaç yardı-
mında bulunduğuna dikkat çe-
ken Çetin, "O bölgeye bu kadar
vardım eden bir ülkenin, halkına
zarar vermek istemesi büyük bir
çelişki ohır" dedi. Almanya Dı-
şişleri Bakanı Klaus Kinkel'e
Kuzey Irak'a yapılan harekâtın
haklı bir gerekçesi olduğunu an-
lattığını belirten Hikmet Çetin,
Türk-Alman ilişkilerinin bu du-
rumdan etkilenmeyeceğini söy-
ledi. Çetin ve beraberindekiler,
TGRT, Zaman ve Akşam gaze-
telerini de ziyaret ederek yöneti-
cileriyle görûştü.
Ydmaz'dan hükümete eleştiri
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Anava-
tan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türki-
ye'nin 1996'ya kadar bugünkü hükûmetle gitme-
sinin mümkün olmadığını belirterek, "Önümüz-
de kısa bir süre kalnuşür. Bunlann 19%'ya ka-
dar ghmeleri mümkün degildir. Ya 1995 sonba-
hannda erken seçime gideceklerdir ya da 19% y>
lına kadar. Türkiye bugünkü Meclis yapısıyla gi-
decekse, mutlakaAnavatan Partisi o yapınuı için-
de olacakOr" dedi.
Yılmaz, Izmir gezisinin ikinci gününde,
ANAP 4. Bölge Belediyeler toplantısına katıldı.
Belediye seçimlerinde istediği sonucu alamayan
hükümetin, öfkesini belediyelerden, dolayısıyla
halktan çıkardığmı savunan Yılmaz, şunlan söy-
ledi:
"Hükümet yerel yönetimlerin gelirlerini
azaltarak, halkı hizmetten mahrum bırakmış-
tır. Maliye Bakanlığı bütçesinden ihtiyaç sa-
hibi belediyelere dağıtılmak üzere aynlan yar-
dım ödeneğinden de, DYP'li, CHP'li ve ara se-
çimlerde destek rüşveti olarak MHP'li beledi-
yeler y ararlandırılmıştır."
Son bir yıl içinde görevden alınan ANAP'lı
belediye başkanlannın, idari yargı kararlanyla
yeniden görevierine iade edildiklerine de değinen
Yılmaz. "Böylece, hükümetin parrizanlığı,
yargı karanyla da onay lanmıştır. Ama bu hü-
kümet, kendi belediyelerinin tüm usülsüzlük-
lerine göz yumnıaktadır. ANAP'lı belediye
başkanlarını asılsız gerekçelerle görevden
uzaklaştıran İçişleri Bakanım'nı istifaya dav-
et ediyonım" dedi.
Partililerin, daha sert muhalefet istediklerini
bildiğini söyleyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Bağınp çağırmaya, milleti heyecanlan-
dırmaya ihtiyaç var. Ama yanlış yapmamaya
da ihtiyaç var. Bugünkü iktidarın 8 yıllık mu-
halefette yaptıklannı biliyoruz. Onlann düş-
tüğü bu durumla karşılaşmamak için serin-
kanlı olmalıyız."
Yılmaz, daha sonra Istanbul'a hareket etti.
6
Çelik Harekâtı'ııa
anlayış gösterin'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İçişleri Bakanı Nahit
Menteşe. Türkiye'nin, tüm ülke-
lerin toprak bütünlüğüne saygı-
lı olduğunu belirterek Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Ku-
zey Irak'ta gerçekleştirdiği ha-
rekât için de diğer ülkelerin an-
layış göstermesini istedi.
Yurt genelinde yapılan ope-
rasyonlann paralelinde Kuzey
Irak'ta başlatılan Çelik Harekâ-
tı'nın başanlı şekilde yürütüldü-
ğünü söyleyen Menteşe, Türki-
ye'nin Irak'ın toprak bütünlüğü-
nün bozulmasına nza gösterme-
sinin asla söz konusu olamaya-
cağını belirtti. Menteşe. "Birleş-
miş MiDetier yasasuıda ve genel-
de uluslararası hukukta,her dev-
letin ülkesinin bütünlüğüne yö-
netik terörist saldınlara karşı'
kendisini koruma hakkı vardır
vebu meşnı müdafaa hakkı, vaz-
geçilmez bir hak olarak yer al-
mıştır'' dedi. Menteşe, PKK'nin
"arükgruplanna" dönük olarak
Tunceli, Diyarbakır, Bingöl,
Hakkari, Şırnak başta olmak
üzere Doğu ve Güneydogu Ana-
dolu bölgelerindeki illerde yapı-
lan operasyonlarda da çok sayı-
da teröristin etkisiz hale getiril-
diğini söyledi.
Menteşe, 1-31 mart tarihleri
arasında gûvenlik kuvvetlerince
düzenlenen operasyonlarda
126'sı ölü, 3'ü yaralı obnak üze-
re toplam 566 teröristin ele ge-
çirildiğini açıkladı.
Ankara9
da Rabıta adıyla yoLsıızlıık
OLAYLAREV
ARDINDAKf
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
ye'nin olaya bakışına insani
bir boyut ekleniyor.
Irak'a uygulanan ambargo-
dan en çok zarar gören Tür-
kiye, bunlann üstüne, komşu
ülke kuzeyinin Türkiye'ye sal-
dın rampasına dönüşmesine
müdahale zorunda kaldı.
Kuzey Irak harekâtının za-
manlaması bakımından bir ol-
du bittiyle karşılaşan koalis-
yon ortağı CHP'nin, Inönü, Dı-
şişleri Bakanı olduktan son-
ra, girişimin diplomatik boyu-
tuna da ciddiyet getireceği
umudu doğmuştur.
Başbakan'ın, butürgirişim-
leri iç politika yatırımı olarak
kullanmaktan başka bir dü-
şüncesi olmadığı kısa sürede
ortaya çıkmıştır.
Dar bir kapıdan geçen ülke-
miz ağır sorunlaria yüklüdür,
Kuzey Irak'ta 90 bin kilomet-
re karelik bir alanın taranması
ve PKK'den ayıklanması ko-
lay iş değildir. Bu arada Tür-
kiye çarpıcı bir yoksullaşma
içindedir. 1994 yılında ekono-
mide gerileme ve yoksullaş-
ma yüzde 5'i aştı. Bir zaman-
lar "Büyük Türidye" sloganını
ağzından düşürmeyen par-
tinin mirasçısı Başbakan Tan-
su Çiller'in en büyük başansı
Türkiye'yi küçültmekte vur-
gulanıyor.
• • •
Ünal Erkan:
Kaçınlma
olayı -
tesadüfe
benziyor
• Cizre - Nusaybin
karayolunu kesen PKK'liler
tarafından kaçınlan AFP
muhabiri Kadri Gürsel ve
Reuter'dan Fatih Sanbaş'la
ilgili bir gelişme yok.
Olağanüstü Hal Bölge Valisi
Ünal Erkan, "Kaçınlma olayı,
olayın geliş şekline göre bir î
tesadüfe benziyor" dedi. *
Haber Merkezi - Başbakan
Yardımcısı ve CHP Genel Baş-
kanı Hikmet Çetin, önceki gün
PKK militanîannca kaçınlan
AFP muhabiri Kadri Gursel'le
Reuter foto muhabin Fatih San-
baş'tan "dün de bir haber ahna-
madığuıı" söylerken Olağanüstü
Hal Bölge Valisi Ünal Erkan
" Kaçınlma olayı, olayın geliş şek-
line göre bir tesadüfe benzryor"
dedi.
Çetin, önceki gün Cizre-Nu-
saybin karayolunun Turgutlu Ka-
rakolu'na 5 kilometre uzaklıkta
bölücü örgüt PKK militanîann-
ca kesilmesi ve AFP muhabiri
Kadri Gursel'le Reuter foto mu-
habiri Fatih Sanbaş'm kaçınlma-
sı ile ilgili gazetecilerin sorulan-
nı yanıtladı.
Çetin. kaçınlan gazetecilerle
ilgili soruyu "Bugün (dün) bir
gelişme yok. Dün de o konuyla il-
gili bilgi ahnaya çahştun. ancak
haber ahnamadı. Arkadaşlar iz-
liyorlar. takip ediyorlar. Yeni bir
haber almadım" diye yanıtladı.
Öte yandan 'Çelik Operasyo-
nu'yla ilgili olarak Diyarbakır'da
bulunan gazetecilerle bir sohbet
toplantısı yapan Olağanüstü Hal
Bölge Valisi Ünal Erkan, kaçın-
lan gazetecilerle ilgili sorulan
yanıtladı. Erkan, toplantıda ga-
zetecilerin kaçınlmasından mu-
habirlerin içinde bulunduğu tak-
si şoförünün gûvenlik kuvvetle-
rine bildirmesiyle haberdar ol-
duklannı belirterek bu konudaki
soruya şu yanıtı verdi: "Kaçml-
ma olayı, olayın geliş şekline göre
bir tesadüfe benziyor. Olayın da-
ntşıklı dövüş olduğunu söy lemek
yanlış olur. Kaçırma olayının
mey dana geldiği yerden nerelere
gidilebilir. bu tahminler üzerinde
de durularak ne yapıunası gere-
kiyorsa yapılıyor, endişeniz ol-
masm."
_ ANICARA (ANKA) - jslam
Âlemi Rabıtası (Rabıtat-ül Âlem-
ül Islam) Örgütü'nün Ankara'da
milyarlık bır dolandıncılık olayına
kanştı. Rabıta desteğiyle "dini bü-
tün vatandaslan"Ankara'nın Sin-
can ılçesınde konut sahibi yapaca-
ğı vaadiyle 174 kışıden para top-
layan Ömer Fanık Küçük, verdiği
sözü yerine getırmeyince hakkm-
da 5 yıla kadar hapis cezası iste-
miyle dava açıldı. .Ankara 19. As-
liye Ceza Mahkemesi, Küçük hak-
kmda gıyabi tutuklama karan ver-
di, ilgili bakanlıklardan da Rabı-
ta'nın olayla ilışkisi bulunup bu-
lunmadığını araştırmasını istedi.
Ömer Faruk Küçük"ün Rabıta'nın
desteğiyle işyen konut yapacağım
sözüyle 174 kışıden topladığı pa-
TEŞEKKUR
Florence Nightingale Hastanesi doktorianndan
Sn. Doç. Dr.
BİNGÜR SÖNMEZ
Göğüs, Kalp, Damar Cerrahi ve ekibine başanlı
ameliyatından dolayı teşekkür ederim.
HASAN TAMER
ra. faizi dışında bugünkü değeny-
le 4 milyar lirayı geçiyor.
Islam Âlemi Rabıtasınınadının
dolandıncılık olayına kanşması
Suudi Arabistan Krallığı ile Türki-
ye'yi karşı karşıya getirdi. Suudi
Arabistan'ın Ankara Büyükelçili-
ği, Türk Dışişleri Bakanlığfna
gönderdiği notada sanık Kü-
çük'ün adına Rabıta merkezinden
gönderildiği belirtilen belgenin
sahte olduğu öne sürülerek, "ko-
nuya bir an önce son verilmesi" ve
sanık hakkında soruşturma açıl-
ması ıstendi.
Rabıta desteğiyle Ankara Sin-
can ilçesi Mülk Köyü sınırlan için-
de sağlanan arsa üzennde Küçük-
köy Sitesı adıyla ucuz konut üreti-
leceji duyurulan ve ilanlan üzeri-
ne Omer Faruk Küçük'e 174 kişi-
nin ödeme yaptığı öğrenildı. An-
cak, Rabıta istnıne ragmen. araştır-
maya gırışen bazı vatandaşlann.
bahsedilen arsanın satın almmadı-
ğını öğrenmeleri üzerine konu sav-
cıhğa iletıldı, kapsamlı soruştur-
ma başlatıldı.
Ankara Cumhunyet Başsavcılı-
ğı 1993 yılı başında gelen şikâyet-
ler üzerine başlattığı inceleme so-
nunda hazırladığı iddianamede sa-
nığın site hisse satış sözleşmesı
ımzalattığı yurttaşlardan değişik
miktarlarda toplam olarak 822
milyon lira topladığı, ancak orta-
da ne bir kooperatif ne de arsa bu-
lunduğu belirtildi.
Dolandıncılık olayına Rabıta is-
minin kanşması Suudi Arabis-
tan'ın Ankara Büyükelçiliği'nin
Türk Dışişleri Bakanlığı 'na nota
vermesiyle gerginlığe neden oldn.
Geçtiğımiz ocak ayının ikinci haf-
tasında Dışişleri Bakanlığı'na,
oradan da davanın görüldüğü asli-
ye ceza mahkemesine ıletilen Su-
udi notasında, dolandınlan vatan-
daşlann kendilerine de başvuruda
bulunduklan kaydedildi. Arabis-
tan'dan sanık Küçük'e göndenlen
ve Arapça yazılmış Rabıta damga-
lı yazının sahte olduğuna yer veri-
len notada şöyle denildı.
"Büyükelçilik. bakanlığuı nota-
sında yer alan ve söz konusu şahsın
Küçükköy projesi için 174 üyeden
para topladığına itira/etmemekte-
dir. Ancak Islam Âlemi Rabıta-
sı'nuı adım yalan ve sahte belgeler-
le karaladığuıa dikkat çekmekte-
dû-." Notada daha sonra Ömer Fa-
ruk Küçük'ün büyükelçilik müste-
şan Mohammed Al VaB ve sekre-
ter Abdülkerem Hetal ile görüştü-
ğü kabul edildı. Ancak bu görüş-
menin kendilerine yazınm doğnı
olmadığını bildirmek için gerçek-
leştiği savunması yapıldı. Suudi
notasının son bölümünde şöyle de-
nildı: "Büyükelçilik bahse konu
belgenin sahte olduğunu ve Rabı-
ta'nın ileride gerçekleşebUecek
herhangi bir özd projeden sonım-
lu olmadığını \ urgulanıaktadır. Bu
konuda avukat Ulkü Küçükler ta-
rafından haztnanan raporun iBşjk-
te gönderilen büyükelçilik ile Türk
makamlanndan iki ülkenin çıkar-
lannı koruyacak \c aralanndaki
kardeşük ilişkilerini genişletecek
şekilde konuya son verilmesini ve
Omer Faruk Küçük hakkmda ge-
reken kanuni işlemlerin yapılması-
nı ve sonuç hakkında bilgi verilme-
sini rica etmektedû-."
Yazanmız Uğur Mumcu'nun
ölümünden bir süre önce gazete
ilanlanna ve haberlere konu olan
Rabıta'nın Ankara Sincan'da site
kurma hazırlıklanyla ilgili bir ya-
zı yazdığı, bu yazıyla sanık Omer
Faruk Küçük'ün gazetelerde Ra-
bıta adına hareket ettiğıni gösteren
yazı fotokopilerinin mahkeme
dosyasında yer aldığı bildirildi.