02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1995 PAZARTESİ 12 DU1YAZI Alevilerarbk tek ses değilAleviler arasında politik farklılıklarda doğuran aynş- malar. özellikle kentlerdekı Alevi örgütlenmelerine do- ğal olarak yansıyor. "Alevi- ler ne Istiyor" gibi oldukça yalın bir sonıya yanıt arayan bu dizi için, ister istemez bu örgütlenmelerin lider, sözcü ve önde gelenlennin görüş- lerine başvuruldu. Kentagırlıklı Alevi örgüt- lenmesi bugün belli başlı beş kolda kendini ortaya koyu- yor. Gözlemlerimize göre en yaygın örgûtlenme Hacı Bektaş Veli Deroeği çevre- sınde gerçekleşmiş. Genel merkezi yakınlarda Anka- ra'ya taşınan Hacı Bektaş Veli Derneği'nin tstanbul, lz- mir, Sıvas, Malatya, Mersin gibi kentler başta olmak üze- re ülkenin çok yerinde şube- leri var. Derneğin Genel Başkanlığı'nı İzmirli, orta boy bir işadamı yürütüyor: SebhattinÖzeL Gazi Mahal- lesi'ndeki çatıştnalardan sonra televızyon ekranlanna olaya scnnkanlı yaklaşımı ve iyi ifade edilmiş demok- rat görüşlerle çıkan Selahat- tin Ozel aynı zamanda bir tûr gayn resmi Alevi federasyo- nu nıtelığı taşıyan Aİevi Temsilciler Mectisi'nın de Genel Sekreteri. Siyaset partilerde yapılmalı' Hacı Bektaş Veli dernek- lerinde örgütlü Alevilenn görûşleri özetle şöyle: "Cemevi, dedelik kuru- mu, semah, dergâh", Alevi- liğin olmazsa olmaz bıleşen- leridir. Bunlann şu ya da bu biçımde ıkıncilleştınlmesı ya da yok sayılması Alevi gerçeğini de ortadan kaldınr. Politika ilke olarak siyasal partilerde yapılmalıdır. Bu- rada politika yapmak üzere seçilen parti, kışınin kendi özgûr iradesince belirlenir. Siyasal tercihlerdeki farklı- lıklar Alevi kımliğının "ce- mevi, dedelik kunımu, se- mah, dergâh" ortak payda- sında buluşmasına cngel ol- maz ve bunu olmazsa olmaz koşul olarak bcnimser. Siyasal çizgisi ve Alevilik sorunsalına bakışı Hacı Bek- taş demeklen ile paralellik gösteren, ancak coğrafik ola- rak özgûn bir konumu oldu- ğundan ayn bir Alevi örgüt- lenmesi olarak kavranması gereken Avrupa Bektaşi - Alevi Birtikieri Federasyoou Köln merkezli. Başta Fede- ral Almanya olmak ûzere Av- rupa'da göçmen işçi olarak yaşayan Alevilen kapsayan bu güçlü örgütlenmenin Ge- nel Başkanı AK Rtza Gülçi- çek. Gülçıçek aynı zamanda Türkiye'deki Alevi Temsilci- ler Mec11sı'nin de Genel Baş- kanlığını yapıyor. Federasyo- nun Genel Sekreteri ise Tur- gu»Öker Avnıpalılar Turkfye'de de etfciH Federai Almanya ve öteki Avrupa ûlkelerinde yaşayan Alevilerin Türkiye Aleviliği üzerinde etkisi ilginç ve güç- lü. llginç, çünkü 2500 kilo- metre uzakta olmalanna rağ- men gerek mali kaynaklan- nın zenginliğı, gerek yaygın bir örgütlenmeyi gerçekleş- tirebilmış olrnalan yüzûnden Türkiye7 delci Alevi topluluğu üzerinde özellikle düşnnsd açıdan yer ycr motor işlevi taşıyorlar. Aynca gerek tatil dönemlerinde, gerekse kesin dönüş yaparak Türkiye'ye gelen Alevi göçmen işçilerin Avrupa'da kazandıklan bi- linç, bilgj ve sermaye biriki- tnini ülkeye taşımalan Alevi toplumunu saran kabukJann çatlamasında pek etkili oldu. Ozgün Alevi örgütlenme- leri arasında bir üçüncü kana- dı ise Pir Sultan Abdal Der- neği oluştunıyor. Merkezi Ankara'da olan demeğin ıstanbul başta olmak üze- re tıpkı Hacı Bektaş Veli Derneği gibi yurt düzeyinde yaygın bir şube ağı var. Genel Başkanlan Murtaza Demir, Ali BaDaz da önde gelenlerinden biri olarak tanınıyor. Bir tür sosyalizm AYDIN ENGİN, AHMET ŞIK, BÜLENT SARIOĞLU, YÖRÜKHAN ÜNAL KentJeşmeyle biriikte bir aynşma süreci yaşayan Aleviler, geçmişteki gibi tek ses, tek yum- ruk değil. Politik farklılıkiar da doğuran aynşmalar doğal olarak örgütJenmelere de yansıyor. • Alevi örgütlenmesi bugün belli başlı beş kolda kendini ortaya koyuyor. En yaygın örgûtlenme konumundaki Hacı Bektaş Veli Derneği'nin Genel Başkanlığı'nı İzmirli işadamı Selahattin Özel yürütüyor. • Alevilik sorunsalına bakışı Hacı Bektaş dernekleri ile paralellik gösteren, ancak Avrupa'da örgütlü Avrupa Bektaşi - Alevi Birlikleri Federasyonu'nun Genel Başkanı AN Rıza Gülçiçek. • Alevi örgütlenmeleri arasında üçüncü kanadı oluşturan Pir Sultan Abdal Derneği'nin Genel Başkanı Murtaza Demir, Ali Balkız da derneğin önde gelenlerinden biri olarak tanınıyor. • Dördüncü kol, özgün bir örgûtlenme olarak ortaya çıkmamalarına karşın Alevi burjuvalan diyebileceğimiz kesim. Bu kesimin bugünlerdeki sözcülüğünü Prof. Izzettin Doğan üstlenmiş gibi. • Beşinci kesimi ise dergâh dernekleri oluşturuyor. Çoğunlukla yerel bir cemevi ya da dergâha bağlı olarak kurulan bu derneklere, Alevi çevrelerinde "Şahkulu dernekleri" deniyor. Prof. Dr. Ayşe Güneş Ayata, Alevilerin siyasal gelişimini değerlendirdi: Deıııokratik kimlik, dinsel yaııı basürdı Cumhuriyet döneminden önce Osman- lı dönemi ciddi olarak merkezi ulemaya dayanıyordu. Sünnı devlet praliği vardı. Aleviler, Sünni yapıya göre daha kapalı olarak yaşıyorlardı. Yani 100 yıl önce Ale- viler kapaiı bir cemaatti. Aleviler ile Sün- niler arasındaki ilişkiler minımaldi. Ale- vi lerlc Sünnilerin kanşmalan yeni bır olay. Daha önce, toplumsal yaşamdan do- ğan zonınluluklar nedeniyle bu minimal ilişkiler vardı. Cumhuriyet döneminde Sünnilenn devlet içindeki ideolojik etkınliklen kınl- dı. Aleviler bu laik yapıyı çok büyük oran- da destekledıler. Temelde muhalif bir yapıya sahıp olan bu kesim, cumhuriyetin ilk dönemlerinde devleti destekledi. Fakat devletin Sünni- leşmesiyle biriikte, özellikle son 40 yıl içinde devlet içindeki geleneksel muhalif konumlannı tekrar kazanmaya başladılar. Göçle geien örgütienme Cumhuriyet sonrasında Aleviler ilk göç eden kesimler arasındadır. Bunun birçok nedeni olabilir. 1960'larda köyden kente göç büyük oranda Alevilerdeydi. 1980'li yıllarda, özellikle 199O'lı yıllarda Alevi göçü oransal olarak azaldı. 1960'lann gö- çüyle ılişkili olduğu için Aleviler büyük oranda örgütlü işçi toplumunun içinde yer aldılar. Bu tamamen dönemsel bir şeydır. Eğer Aleviler 60'larda değil de, 90'larda göç ediyor olsalardı. örgütlü işçi sınıfının içinde bu kadar çok olmayacaklard). Köy- Prof. Ayşe Cüneş Ayata • Demokratik kimlik, Alevilerin 1970'lerde kendi geleneklerini yeniden yorumlamasıyla biriikte ortaya çıkan bir siyasi kimliktir. Alevilik bugün gittikçe artan bir şekilde kendini bu siyasi kimlikle tanımlamaktadır. Aleviliğin dinsel yönünü çok bastıran bu anlayış Sünni gruplarla koalisyon kurmak için de çok olgun bir kimlik haline gelmektedir. den kente göçü erken yaşadıklan için de şımdi ıkili bir yapı oluşmaya başladı. Birincisi, örgütlü işçi sınıfı ve alt düzey kamu çalışanlan içinde yeralan Aleviler zamanla bu ideolojinin, bu sosyal sınıfla- nn egemenliğinin artmasıyla biriikte et- kin bir konumdayken, 80 sonrası bu etkın konumlannı kaybeder duruma geldiler. Örgütlü işçi sınıfı gücünü kaybetmeye başladı. Alevilerin eşitlikçi ideolojisi bu dönem- de oldu. Yani Alevilerin kendilerinı de- mokrat olarak tanımlamalan, 60-70'lerde olmuştur. İşçi ve alt düzey kamu kesım- leri kendilerinı demokrat olarak tanımla- dılar, Aleviler de kendi kimliklerini bura- da buldular. Yani eşitlik, demokrasi ve benzeri şey ler Alevilerin 1970'lerde ken- di geleneklerini yeniden yorumlamasıyla biriikte çıkan bir siyasi kimliktir. Alevilik bugün gittikçe artan bir şekil- de kendini bu siyasi kimlikle tanımlamak- tadır. Aleviler kentte çocukJannı okuttu- lar ve bu çocuklar da bir demokrat siyasi kimlik içinde yer aldılar. 80 sonrasında Alevilerin eğilimi olarak amaçladıklan sosyal gruplar, Türkiye'de önem kaybına ugrayan sosyal gruplar oldu. İşçi sınıfı, eğitim görmüş orta sınıf gibi. 1970'lerde bunlar daha önemli sınıflardı. Hâlâ bu- nun sıkıntısını yaşıyorlar. Yeni kimlik, yeni arayışlar Demokrat kimlik anlayışı Aleviliğin dinsel yönünü çok bastıran bir anlayıştır. Bu anlayış Sünni gruplarla koalisyon kur- mak için de çok olgun bir kimlik haline gelmektedir. Alevilik doğuştandır, sonra- dan Alevi olmak çok az görülür, ancak demokrat olmak mümkündür. Sünni gruplarla koalisyon kurmak bu demokrat kültür bazında mümkün hale gelmektedir. Onun için bu, Alevilerin ilginç bir siyasi koalisyon kurma mekanizması haline gel- mektedir. Gecekondularda yaptığım araş- tırmalarda Alevi kadınlarda demokrat ol- duklan konusu üzerinde ağırlıklı olarak duruyoriar, ancak bu demokratlık lanınıı- nın içine nelenn girdiğinı tam olarak bil- miyorlar. Şimdi hâlâ Alevilerin siyasileş- me süreci ıçindeyiz. Kamu alanında kaynaşma Alevilerle Sünnilerin kamu alanında kaynaşmalan dışında kaynaşma yeri yok- tur. Bu yaşananlar da kamu alanında kay- naşmanın birincıl sonuçlandır. Bunlar, biriikte olmanın gerirdiğı sonuçlardır. Alevi ve Sünniler 70 yıldan beri gittikçe artan oranlarda biriikte yaşamaya başlı- yor. Bazı negatiflikleri, çok zıtiaşmacı, sertleştirici polıtikalar olarak kullanma- dıkça, biriikte yaşamada olumsuzluklar çıkacağını düşünmüyorum. Bu kaynaşma artacak. Daha çok evlililder olmaya baş- layacak. Her iki taraf da birbirierinın ge- lenekJerini daha çok öğrenmeye başlaya- cak. Alevilerin kentlerde yaşamaya başla- masıyla dedelik kunımu da ölmüştür. De- delik müessesesinin yaşaması için cema- atin bir arada olması lazım. Bu müessese kalktı. Çünkü dedelik, efitimle, yetişmey- le değil, kerametle olur. Aleviler arasm- da, dedeliğin de kalkmasıyla biriikte de- ğişik bir eşitlik anlayışı yerleşmeye baş- ladı. Esasında Aleviliğin özünde hiyerar- şik yapılar varken, dedeliğin kalkmasıy- la biriikte eşitlik anlayışı oluştu. Pir Sultan Abdal Demeği çevresinde örgütlenen Aleviler, Aleviliği bir tür do- ğal sosyalizm olarak kavnyor ve yorum- luyorlar. Bu yönleriyle öteki Alevi ör- gütleri tarafından yer yer Aleviliğin din- sel özünü ikinci plana atmakla eleştirilen Pir Sultan Abdal Demeği çevresi, özel- likle sosyal demokrat partiler (CHP ve DSP) için korkulu bir rüya. Alevilerin. sosyal dcmokratlann doğal av alanı ol- masının gitgıde zayıflamasında ve Ale- vilen parti içinde ikinci plana itıp, gene de onlardan oy beklemenin artık kolay, hatta mümkün olmadığı bilincinin (kimi kez de korkusunun) sosyal demokrat li- der kadrolarda yer etmesinde Pir Sultan Derneği çevresinin katkısı tartışıfmaz düzeyde açık. Bir dördüncü kol, özgün bır örgûtlenme olarak ortaya çıkmama- lanna rağmen Alevi burjuvalan diyebi- leceğimiz kesim. Tabanı oldukça cılız, ancak konumlan gereği güçlü ve medya destekleri daha da güçlü olan bu kesimin bugünlerdeki sözcülüğünü Galatasaray Üniversitesi Devletler Hukuku Profesö- rü Izzettin Doğan üstlenmiş gibi. Doğan. Alevilenn DYP'de, hatta gerekirse ANAP ve RP gibi gerekirse öteki sağ partilerde örgütlenmelen çağnsı yapa- rak dıkkati ve Alevi topluluğunun şim- şeklerini üsrûne çekmiş bir Alevi aydını. Daha önce (sanınz) Malatya'dan DYP millervekili adayı oldu. Ancak seçileme- di. Doğan 'ın bu dizi boyunca sergıleye- ceğimiz görüşleri, öteki Alevi sözcüler ile yer yer oldukça sert biçimde çelişiyor. şahkulu dernekleri Bu dizi boyunca görüşlerine başvur- mamız gerektiğini düşündüğümüz beşin- ci kesimi ise kısaca "grieneksd Afevffik" diye adlandırabileceğımız dergâh der- neikleri oluşturuyor. Çoğunlukla yerel bir cemevi ya da dergâha bağlı olarak kuru- lan bu demeklere, Alevi çevrelerinde "Şahkuhı dernekleri'' deniyor. Politika- ya görece uzak duran bu kesimler Alevi- lik kültürünün korunmasında oldukça or- todoks bır çizgi ızliyorlar. Başlı başına bir Alevilik kolu oluştur- mamasına rağmen burada Bektaşilerden de söz etmekte yarar var. "Kent Alevisi" olarak nitelenen Bektaşiler bu tanımı hem kabul ediyorlar, hem de ret. Onlara göre, ki büyük ölçüde doğru, Alevilik kan bağına dayanan bir ilişki. Alevi ol- mak ancak Alevi anne babadan doğmak- la mümkün. Buna karş_ılık Bektaşilik için böyle bir koşul yok. Ustelik Bektaşi ol- mak için ille de Şii bir kökenden gelmek de gerekmiyor. Nitekim Bektaşilıği be- nimsemişler arasında çok sayıda "Sön- ni"var. Aynca zorunlu bir not: Bektaşi- ler için kullanılan kent Alevisi tanımla- ması Osmanlı Imparatorluğu dönemine dayanıyor. Bu dizinin dünkü bölümünde değındiğımız 1950 sonrası kırdan kente göç eden Alevilikle ilgısi yok. Şimdi bu önbügiler ışığında "AJeviler ne tstiyor" sorusuna yanıt aramaya baş- layalım. Sorduğumuz sorulara Alevi ön- der ve sözcülerinin yanıtlannı çoğu kez yorumlamaksızın, art arda getirerek su- nacağız. Ancak kimi konularda kûçük. aydınlabcı açıklamalarla araya gireceğiz- Dizinin bugünkü bölümünde sundu- ğumuz bir başka yazı ise Profesör Dok- torAyşeCüneşAyata'nın götüşlerini say- faya getiriyor. Profesör Güneş, bu dizi- nin Alevi olmayan, soruna dinsel açıdan bakmayan bir bilim adamı ve Alevilik konusunda da bir uzman. Onun görüşle- rini okuduktan sonra Alevi sözcülerin yanıtlannı izlemek, sorunun özünü kav- ramakta çok daha kolay ve verimli olacaktır kanısmdayız. Yarın: Alevilerin din-devlet ili$kilerine bakı$ı GÖLHİSAR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1990/274 Karar No: 1995/32 Davacı Hafıme Ekinci vekili Av. Şûkrü Özeren tarafından davalı Tahsin Ekinci aleyhine mahkememize açılan ştddetli geçimsızlık scbebı ile boşanma davasının yapilıp bitirilen yargılaması sonunda; Burdurıli Gölhısar ilçesi Horzum Mah. nüf. kay. Osman veZaidekızı 3.6.1965 D.lu Hafime Ekınci ile aynı yernûf. kayıtlı Ahmct vc Kültcroğlu23 9.1963 D.lu Tahsin Ekınci'nın boşanmalanna karar verilmiştir. Davalı Tahsin Ekınci'nın teblıgata yarar sanh ıkamctgâhı bılınmedığınden hüküm özetınin ılan tanhınden ıtıbaren 15 gün içensındc tcmyız edilmediğı takdırde kesınleşmiş sayılacağı ilanen tcbliğ olunur. Basın. 14055 POLfTİKA VE ÖTESİ MEHMEDKEMAL Piraye'nin Yeri Ayn... Genç şairlik yıllanmızın ilk şiirierinde aşk yoktu, aşktan biraz ötede dururduk; dersimiz özgürlük ve emekçilerdi. Gel gör ki, Nâzım Hikmet'in Ankara Soğukkuyu hapisanesınde yazdığı "Bugün Pazar"şi- iri eümize geçti, aşk şiirlerinin varlığından o zaman ha- berimiz oldu. Nefıs bir şiirdir "Bugün Pazar".. bir bö- lümünü buraya alayım: Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çtkardılar. Ve ben ömrûmde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. Sonra sayg/yla toprağa oturdum dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, Bu anda ne kavga, ne hüm'yet, ne kanm Toprak, güneş ve ben Bahtiyanm. O zamana kadar biz Nâzım'ın özgürlük şiirlerini bi- liyor, aşktan söz eden şiiriennı kınıyorduk. Aşk şiirle- rini görünce bu şiirleri kime yazar diye düşünüyor- duk. Aşk şiirlerini eşi Piraye'ye yazdığını ögrendik. Nâzım bunlan yazmasa nereden bilebiiirdik... Cahrt Srtkı, "Nâzım Ağabey hapislerde çürür" diyordu. Nâzım Ağabey hapislerde çürüyordu. Sonradan ögrendik ki Piraye Nâzım'ın eşiydi, son- radan dost olacağımız Memet Fuat'ın annesrydi. Nâzım'a ait her şey ilgi alanımızın duvarian ıçindey- di. Şükran Kurdakul'a göre, "Yetiştiğimizyıllar Pira- ye bizim de aşk sımgemızdi. 1940'larda Piraye'nin bizim de aşk simgemiz olması Nâzım 'ın içimize işle- yen şiirinden kaynaklanıyordu." Yıllaryıllan kovaladıkça Nâzım'ın şiirierinde Piraye adına çok rastlayacak, onun bölünmüş bir parçası gi- bi olacaktık. Nâzım, Piraye'ye çok şiır yazmıştır. Hatta Piraye, Nâzım'ın, karanlık günlerde tek tesellisi olmuştur. Mektuplannı almış şiirleştirmiştir. Hapsanede Nâzım eskidikçe, Piraye de eskimiştir. Işin içine eskime gi- rince başka kadınlar da girmiştir. Yıllar ona kadın da- yandıramamıştır. Nâzım, çok kadınlı bir şair miydi? Bu soru ortaya çıktıkça tartışılabilir. Şurası bir gerçektir ki Nâzım'ın hayatında birçok kadın olmuştur. Her kadının bır şi- iri, her şiirin de bir kadını vardır. Buna bir aşk resmi geçidi denir. Nâzım'ın, "Kalbimin kızıl saçlı bacısı" dedıği Pira- ye 80'lerinde öldü, Nâzım 60'lannda. Bir şair, "En güzel baharşiiheri, çıtır çıtıryanan so- ba başında yazılmıştır" der. Aşk, çevınsi olmayan bır şiirdir. Nâzım'ın çocukluk ve gençlik arkadaşı Vâlâ Nu- rettin, kitabına "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" adını koymuştur. Gerçekten aşkian, seruvenlen, yazgısıy- la bu dünyadan Nâzım geçmiştir. Kadınlar da geçmiştir. Belli kı Piraye'nin yen ayndır. Mavi gözlü dev, mini minnacık bir kadın seviyon fakat sevdiği mini minnacık kadın Piraye değildir. Nüzhet Hanım otduğu söylenir. Piraye, Nâzım ve Nüzhet'in yerieri ayndır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Yumak halin- deki ıplıği çile yapmada kullanı- lan ıki kollu tahta araç. 2/" sen 1 2 3 4 5 6 7 üzüldükçe ve ol- dükçe yaşarsın" (Faruk Nafiz Çamlıbel)... Ce- hennem. 3V Bir 6 kimsenin, başka- j lan tarafından do- kunulmaması ve 8 saygı gösterilmesı g gereken ıffeti... Eski Türkler'de hastalıklan ıyileştirmek için okunan dua. 4/ Eskiden şairi bilin- meyen şiirlerin altına yazı- lan sözcük... Yüz, çehre. 5/ Üst görcvlınin yanında bu- lunan lumseler. 6/Birnenk... Hastalıktan kurtulma, iyileş- me. 7/ Çanakkale Savaşla- n'ndadöktüğü mayınlaria ûç duşman zırhlısının batması- nı sağlamış gemimiz... Bır bağiaç. ^Kuzey Afnka'da yetişen birmeşe türû... Bir mak- yaj malzemesi. 9/ lçel ilınde bir ılçe... Sporda bir rekoru yi- neleme anlanunda kullanılan bir terim. YUKARIDAİN AŞAĞIYA: 1/Çobanpüskûlü de denilen bır süs bitkisı. 2/Antalya'nın bir ılçesı... Koyun yavrusu. 3/ Açıklanamayan ya da çözû- lemeyen şey... Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düz- lûk. 4/Şarkı, türkû... Bir çembenn içınde kalan dûzlem par- çası. 5f Yiyecegı ortaklasa sağlanan toplantı. 61 Güzel ko- kular. 7/Şarkının sert bır biçimde vurgulandığı disko müzik üslubu... Iki borunun bırbinne birleştinIdiği yer... Bir no- ta. $1 Uydurma söz. 9/Uzun ve kıvnk boyunlu bir su kuşu... Yapraklan salata olarak yenen baharlı bir bitkı. TASFİYE HALİNDEKİ SA URLA MELTEM YAPI KOOPERATİFİ'NDEN ARSASATIŞI Kooperatifeait, Uria, tskele Mahallesi, Gebeş Çift- liği mevkiinde 2 pafta, 847 (6) ada, 1 parsel, 329 m2, 164.500.000.- lira muhammen bedelîi ve aynı mev- kide 2-3 pafta, 5 ada, 72 parsel 2000 m2, imar plan- lannda yaklaşık 500 m2'lik kısmı yola terk görülen, oldukça eğilimli, manzarası iyi, ınşaat yapım koşul- lan biraz zor, aynca parselin smınndan enerji nakil hattı geçmekte olan bu parselin muhammen bedeli 1.500.000.000.- liradır. Bu iki arsa, memuriuğumuz- ca açık arttırma ile satılacaktır Satış 08.05.1995 günü saat 14.00'te Jzmir, Ziyagö- kalp Bul. 1399 Sok. 14/5'te yapılacaktır. Arttırma muhammen bedelin % 75'inin altında kalması halin- de satış, 18.05.1995 günü aynı yerde ve aynı saatte tek- raıianacaktır. thaleye katılacak olanlar muhammen bedelin % 7.5'i oranındaki teminatı, memurluğumu- zun Egebank Alsancak (lzmir) Şubesi'ndeki 1027671 numaralı hesabına yatırdıklanna dair belgeyi veya muteber bir bankadan alacağı tcminat mektubunu me- murluğumuza ibraz edeceklerdir. thaleyi kazanan, KDV, ilan ve ihale masraflannı peşin ve arsa bedelinin tamamını da yirmi gün içinde yukanda belirtilen banka hesabına yatıracaklardır. Aksi halde teminatı kooperatıfe irâd kaydedılecektir. Kooperatıf arttırma ve eksiltme kanununa tabi değil- dir. Tasfiye menıuru Halid TKKKlJ Basın 14341
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle