05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ Basında sigorta ortaklıği • ANKARA(ANKA)- Basin sektörünün önde gelen gazeteleri, sigorta aracıhğı faaliyetlerinde bulunmak için ortak şırket oluşturdu. Istanbul'da kurulan şirkete "Mesiar Medya Sigorta Aracılık Hızmetleri A.Ş." adı verildi. Sermayesi 250 milyon lira olan şirkette gazete ve dergi dağıtım kunıluşu Yaysat Yayın Satış Pazarlama ve Dağıtım A.Ş. 150 milyon lirayla en çok paya sahip oldu. Çiftçiye af Meclis'ten geçti • ANKARA (Cıunhuriyet Bürosu) - Çiftçi borçlanna kısmi af getiren yasa tasansı, TBMM Genel Kunılu'nda kabul edildi. Tasan, çiftçilerin Ziraat Bankası'na ve Tanm Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlannın faizlerinde indirim sağhyor. TBMM Genel Kurulu nda gece çahşması sırasında kabul edilen tasanya göre, çiftçilerin Ziraat Bankası ile Tanm Kredi ICooperatifleri'ne olan borçlannın tamamıru ve anaparaya eşit miktardaki faiz ödemeleri halinde faiz ve masraflann kalan kısmı afFedilecek. KitaptaKDV savunması • ANKARA (ANKA)- Maliye Bakanı Ismet Attila. kitaptan alınan Katma Değer VeTgisi'nin yüzde 1 'den yüzde 8'e çıkanlmasının kitap fîyatlannı etkilemeyeceğini, buradaki amacın "vergi hasılatını arttırmak olmadiğını" belirtti. Maliye Bakanı lsmet Attila, Katma Değer "Vergisi uygulamasındakı indirim mekanizması sayesinde mükelleflerin .ödedikleri KDV'yi tahsil ettikleri vergiden indirdiklerini anımsattı. ŞİRKETLERDEN • ÖRSA HOLDİNG "Çorlu'da First Tekstil r Entegre Tesisi bünyesinde yenikonfeksiyon "fabrikasını kıiruyor. ' • FESTO tarafindan organıze edilen pnömatik Jeknolojisi uygulamalan semineri Mercedes Benz, Toyota SA, Hoechst, Elopar, Otosan, Siemens, Volkswagen ve Tofaş'ın üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. • HALKBANK yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle artan kredi ihtiyacını dikkate alarak Esnaf Kefalet Kooperatiflerine 1 trilyon lira ek plasman gönderilmesine karar verdi. • NET GRUBU 1994 yılında toplam 1 trilyon 52 milyar TL vergi odedi. • SPECTRUM bûro sistemleri mağazalar zincirini Anadolu'dan gelen talepler doğrultusunda lstanbul dışma taşımaya hazırlanıyor. • RAKS evler, bürolar, tuvalet, banyo, mağazalar gibi kapalı mekanlan otomatik olarak kokulandıran" Aeromafı piyasaya sundu. •ALGİDA, Movenpick Oteli'ndeki 23 Nisan çocuk karnavalında 1000 davetliye dondurma ikram etti. • I-BIMSA Cemal Reşit Rey Konser Salonu'na bilgisayar sistemleri ve yazıcılan yerleştirerek, kuruluşu gerçekleştirdi. • NOVELL yeni ürünü Netvvare 2.0'ı piyasaya sundu. • DEVA Holding, yılın ilk 3 ayında, hedeflenen satış cve karlılık hedefıni aşarak 901 milyar TL'ye yükseltti. • HALK YAŞAM Sigorta'da Genel Müdür Yardımcıhğına Haldun Kuran. İnsan Kaynaklan ve Eğitim Müdürlüğüne Zişan Cengiz getirildi. • BAYTNDIR Sigorta, 1994yılınınilk3aymdal3 milyar TL olan prim üretimini bu yılın aynı döneminde 50 milyar TL'ye ulaştirdı. • SUZUKt Ercüment Temd'i bünyesine katarak yapısını güçlendirdi.. • GÜNEŞ Sigorta'nın çıkaalmış sermaye arttırma başvurusu SPK tarafindan kayda ahndı. • TÜRKCELL GSM şebekesi 28 Şubat 1994'te hizmete başlamasından bu yam 100 bın aboneyi aştı. Söylemez'in önünde yüklü satış programı yer alırken deneyimsizliğine dikkat çekiliyor OzelleştiiTnede sü baştanANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirmenin arka arkaya verilen iptal kararlanyla tıkanmasının faturası Özelleştirme ldaresi Başkanvekili Can Veşiladaya çıktı. Yeşilada'nın yerine başkanlığa asaleten atanan Ufuk Söylemez"i de yüklü bir satış programı bekliyor. Hükümetin, kamu açıklannı kapatmak için en büyük güveni bağladığı özelleştirmeden yılın ilk 3 ayında beklediği 600 milyon dolarlık gelirin 40 milyon dolarda kalması. kamuoyunda "fiyasko" olarak nitelendirilınce, fatura bürokratlara çıktı. Hazine yetkilileri, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) sunulan istikrar önlemlerinin temelini de özelleştirmenin oluşturduğunu vurgularken. "Özelleştirmenin yapüamamasL, tüm programın att üst olmasına yol açar. Yıl sonuna kadar açıklanan tüm programın gerçekleştirilmesi şart" değerlendirmesini yaptılar. Yetkililer, Söylemez'in, özelleştirme konusunda tecrübesi olmadığına da dikkat çekerek, "Harcanabilir" görüşünü dile getirdiler. İhaleler iptal edildi Özelleştirme Yasası'nın TBMM'de onaylandığı 26 kasımdan bu yana geçen 5 aylık dönemde, Et ve Balık Kurumu (EBK) ve Petlas'm satış kararlan ile Sümerbank'ın ihalesi iptal edildi. Yıl başından bu yana geçen 4 aylık dönemde de Karabük Demir-Çelik Fabrikası çalışanlar aracılığıyla • Özelleştirme İdaresi Başkanhğı'na atandığı bildirilen Halk Bankası Genel Müdürü Ufiık Söylemez'i büyük bir özelleştirme programı bekliyor. Ancak yeni başkanın özelleştirme konusunda tecrübesi olmadığına da dikkat çeken bazı çevreler, Söylemez'e 'harcanabilir' gözü ile -^ bakıyorlar. halka devredilirken, ancak Havaş ve Metaş ile özel şirketlerin yüzde 50'nin altındaki kamu paylannm satışı gerçekleştirilebildi. Ozelleştirme ldaresi Başkanlığı yetkilileri. arka arkaya gelen iptaller ve uygulamalardaki tıkanıklığa dikkat çekerek, "ÖzeDeştirme baştan başlıyor" değerlendirmesini yaptılar. Özelleştirme ldaresi Başkanhğı'na atandığı bildirilen Halk Bankası Genel Müdürü Ufiık Söylemez'i de büyük bir özelleştirme programı bekliyor. ÖYK'nin açıkladığı programa göre Petlas, EBK . Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) ve Sümerbank için yeniden satış süreci başlatılırken, Ereğli Demir-Çelik tşletmeleri, Sümer Holding gibi ihale sürecindeki kuruluşlann özelleştirilmeleri yaz aylanna kadar tamamlanacak. Saüşa hız verilecek Kurulun takvimine göre yaz aylanna kadar, kapsamdaki en büyük kuruluşlar Petkim, Petrol Rafınerileri, Petrol Ofısi'nin de satış süreçlerinin hızlandınlması gerekiyor. Hükümetin özelleştirmeden en büyük geliri beklediği Türk Telekomünikasyon AŞ'nin özelleştirilmesine ilişkin yasanın çıkmasının ardından da T'nin satış sürecindeki tüm sorumluluklar Özelleştirme İdaresi Başkanhğı'na devredilecek. Gümrük birliği için AB hükümetleri nezdinde girişimlerde bulunuyorlar Avrupah sanayicflerin Türkiye lobisi • Nestle Yönetim Kurulu Başkanı Maucher, Avrupa'nın en önemli 45 sanayicisi tarafindan oluşturulan "A\Tupa Yuvarlak Masa" grubunun, "Türkiye Avrupa'daki serbest ticaretin bir parçası olmahdır" şeklindeki görüşünü Brüksel'de AB yetkililerine aktardıklannı söyledi. ÖZGEN ACAR ~ Nestle Yönetim Kurulu Başkanı Helmuth Oswak) Maucher, "Avrupa'nın en önemli 45 sanavicisini bir araya getiren 'Avrupa Yuvar- lak Masa (AYM)'gnıbunun Türldye'nin 'gümrük birliği' için Avnıpa hükümetleri nezdinde, BrükseTdegirişim yapdğuu" açık- ladı. Maucher, Cumhuriyet aracılığı ile Türk kamuovunu "Türkiye'de Fildişi'nden ithal edilmiş sahte neskafe satılryor"" diye uyardı. Nestle Başkanı. u Eğer bu olay Almanya'da obaydı soruşturma 4 ay sürmez, ild saat için- de sahte neskafe saüşına son verilirdi" dıye ekledi. Maucher, Uluslararası Ticaret Odalan Başkanı Rahmi Koç ile TOBB Başkanı Ya- lım Erez'in konuğu olarak geldiği lstan- bul'dan aynlmadan önce. Türkiye'nin AB ile "gfimrük birliği'' konusunda şu açıktama- yı yaptr. Avrupa yuvarlak masası "Avnıpa'nın en önemli 45 sanayicisi bir araya geÜp 'European Round"Table (ERT)- Avrupa Yuvarlak Masa (AYM)' gnıbunu kurduk. Amacımız, Avrupa'ya rekabet gücü kazandırmaktır. Küreselleşme sürecinde önemti olan; NAFTA, ABD, Japonya karşı- suıda Avrupa'nın rekabet koşullannda nasd bicimleneceğidir. Hükümetler ne gibi önlem- ler almahdır? Biz sanayiciler A\ rupa'nm re- kabet gücünü artbrmak için neler yapmah- >ız? AYM'de, Türk sanayünin 370 miryonluk tüketiti nürusu ile flişki kurması gerektiğini düşündük. Burası serbest ticaret, serbest hiz- meder birtiğidir. AB'nin 6'lar, 12'ler, 24'ler olması yapısal konudur. Maucher, sahte neskafe konusunda uyardı. Türkiye büyük bir sorundur. Türkiye" nin bu biritğin bir parçası olup olmayacağı siya- sal bir sorundur. AYM, siyasal bir grup de- ğildir. Biz' Siyasal birlik ne olursa olsun Tür- kiye Avrupa "daki serbest tıcaretin parçası ol- mahdır' diye görüşümüzü açıkladık. Görüş- lerimizi Avrupa'daki hükümetlere ve Brük- sei'e yazılı olarak bildirdik. Böy le bir grubun sesi ÂB'de ve hükümetlerinde çok iyi dinle- nir." Maucher, "Türkiye bu birliğin bir parça- sı obnak istiyorsa. bu oyunu artık kendi ku- rallan ile oynayamaz"dedikten sonra şunla- n söyledi: "Yabancı yatinmcının markasının hakla- n korunmaiıdır. Ancak yasalannız, davra- nışlannız ve mantığınız buna uygun değil. Serbest ticareti, yabancı yatınmcılann mal- varlıklannı ve haklannı güvence attına alnıa- nızgerekir. Türkiye iyi bir üye olması için bir- liğin kurallannı aynen yerine getirnıelidir." Maucher. açıklamasını "Size kendi şirke- timden bir örttekvereyim" diyerek şöyle sür- PORTRE / HELMUTH OSWALD MAUCHER Uluslararası Ticaret Odalan Başkanlığı görevini ikı yıl sonra Rahmi Koç'tan devir alacak olan Helmuth Osvvald Maucher, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1995 yılı bütçesinin iki katı ciroya sahip Nestle şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü. 1927'de Almanya'da doğan Maucher, Nestle'den u çırak''lıktan "imparator"luğa yükselmiş bir işadâmı ve yıllık 50 milyar dolarlık (2.1 katrilyon lira) bir ciroyu yönetmekte. lsviçre'de iki önemli malı kuruluş olan CS Holding ile Credit Suisse'ın Başkan Yardımcısı, tsviçre ABB Asea Brovvn Boweri, Alman BBC Brovvn Boweri, Alman Bahn AG, Fransız L'Oreal ve tsviçre Gesparal Zurich Insurance şirketlerinin yönetim kurulu, Amerikan Morgan Bank'ın da uluslararası konsey üyesi. dürdü. "Bugün Türldye'de 'Nescafe' adı al- önda satılan kahvelerin çoğu sahtedir. Oün buradaki temsilcilerimiz bu sahte örnekleri bana gösterdüer. Şişesi. ambalajı, etiketi, dı- şı ve adıyla tıparıp bizinıkinin aynısı. Ama içindeki kahve gerçek neskafe değil. Bu sah- te kahveier Fildişi Sahilleri'nden neskafe di- ye ithal cdilip ülkenûde pazarlanıyor. Bunu sadece küçük bir ürün, basit bir o- lay olarakdüşünmememizgerekir. Olayın en önemli yanı bu dunımun yararbgı zarardır. Çünkü bunu bizim üriinümüz diye satın alan Türk cüketicisi. berbat bir kahveyi içincedüş kınklığına uğruyor. Bu dunım da İM/im ürü- nümüze zarar veriyor. Türkiye. yasalar getireceğini söylüyor. Ya- sa yeterti değil. bunlann uygulanması önem- lidir. Eğer bu olay Almanya'da olsay dı soruş- turma 4 ay sürmez, iki saat içinde sahte nes- kafe satışına son verilirdi. Bu dunım AYM'deki sanayirileri düşün- dürüyor, kendi sanaykinize de zarar veriyor. Her ülkede yasadışdık ve bununla mücadele var, ama her nedense Türldye'de böyle ol- muyor." Helmuth O. Maucher, Nestle'nin Türki- ye'de yeni yatınmlanna ilişkin bir soruyu şöyle karşıladı: "Bizim bir ölçümüz var. Eğer herhangi bir ülkede, yılda kişi başma 1 Isviçre Fran- gı'ndan (37.500 TL) daha az ürünümüz rü- ketümişse. o ülkede iyi iş yapamadığımızı kabul ediyoruz. Türkiye. kalkınan ülke ol- maktan çikıp, yeni sanayileşmiş ülkekr ara- sına girmiş. Ne yazık ki ülkenizdeki yüksek satın ahna gücüne karşıhk, buradaki sabşı- nuz bu rakamın amndadır. 1 ürkiy e'deki işi- nuri genişletmek istiyoruz. İş genişletmesi ise yaünmla olur." Yüksek enflasyonun yabancı sermaye- nin gelişini önlediği yolundaki bir soruya karşıhk Nestle imparatoru şu yanıti verdi: "Eğer koşullar yabancı sarmeyeye elve- rişli görünüyorsa, eğer istikrar, güvenlik varsa, fikri haklar korunuyorsa bu yaban- a yaünma için yeterlidir. Örneğin enflas- yonun yüzde 3.0Ö0 olduğu Brezüya'da bile 25 fabrika kurduk. Türkiye'de enflasyon inişe geçmiştir. Knflasyon herkes için ne ka- dar zararûysa. elbette yatmmcı için de za- rariıdır. Ancak bu dunım yatınm yapma- mıa engeUemez." Türkiye'nın "gümrük birliği"ne giden yolda önünde duran engellere yönelik bir so- ruya karşıhk olarak Nestle'nin Başkanı gö- rüşünü şöyle açıkladı: 44 Bildiğiniz gibi başhca engeL size ülkede ne biçim yasalar uygulandığını sormalandır. Bunun dışında herkes sizden yanadır. Hiç kuşkusuz işadamlaru devletler sizden yana- dır. Bildiğiniy gibi Avrupa Parlamentosu Tür- kiye'deki demokrashi ve insan haklannı tar- bşıyor. Ben bu konuya kanşmak istemem. Eğitim ve gelir düzeyi artnkça demokratik- leşmenin kendiüğinden hızlanacağına kişisd olarak inanjyomm. Bu bir süreçtir. L'nutma- yın ki biz Çin'de bile yeni yatınmlar yapıyo- nız. Rusya'da da yatınmlara başladık. Rus- lann sorunu. henüz istikrar ve güvenliği sağ- layamamış ounalandır. Rusya ile denemeya- pıyoruz. Türkiye yatınnı yapmamız gereken bir ülkedir. Yeterince gelenek, güvenlik ve po- tansivd var." Rehinli hisseler devredilemeyecek Metaş çahşanları satLşı dava etti • Dava dilekçesinde, Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafindan satışı gerçekleştirilen hisselerin "rehinli" olduğu vurgulandı. Rehinli hisse senetlerinin Iş Bankası'na ait olduğu da dilekçede vurgulanarak satış hakkının da ancak bu bankada bulunabileceği belirtildi. MERİHAK İZMTR - Özelleştirme Yüksek Kurulu"nun, kamu- nun elinde bulunan yüzde 42.55'lik METAŞ hissesinin Uzanlar'a satışıyla ilgili ip- tal davası açıldı. Davada, hisselerin İş Bankasfnda "rehiıüî'' olduğu belirtile- rek, satış hakkının bankaya ait olduğu savunuldu. Özelleştirmede yaşanan sıkıntılar Izmir'de de ME- TAŞ'la kendisini ortaya koy- du. METAŞ'ın satışıyla ilgi- li tepkilerin giderek yoğun- laşması, çalışanmdan, yöne- timine ve hisse sene- di sahiplerine dek her kesimi harekete geçirdi. lşçiler, önceki hafta 48 saatliğine fabrikayı "işgal" eyleminin ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başba- kan Tansu ÇDfcr ile Devlet Bakanı AK Şevki Erek'i mektup yağmuruna tutmuş- lardı. lşçilerin gönderdikle- ri mektupta satışın iptali is- tenmiş ve işçi haklanyla. alacaklanna dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştı. Bu eylemlerinin ardından *^anıt beklemeye" başlayan ışçilere, hisse senedi sahip- lerinden destek geldi. ME- TAŞ'ın kamu elinde bulu- nan rehin hısselerinin Uzan- lar'a ait Rumeli Çelik'e ve- rilmesinin ardından dava açılması için hisse senedi sa- hiplerine çağnda bulunan yönetimin bu istediğine, bir grup hisse senedi sahibi ku- lak vererek iptal davasını aç- tılar. Metaş çahşanı ve hisse senedi sahibi Mehmet Şanr, Süleyman Korkut ve Ferhan Ulgen'in a\Tjkatlan Aytaç Telseren, Zeki Beyter önce- ki gün Ankara'da iptal dava- sı açtılar. Hisseler rehinli Dava dilekçesinde, Özel- leştirme Yüksek Kurulu ta- raftndan satışı gerçekleştiri- len hisselerin "rehinfi" ol- duğu vurgulandı. Rehinli hisse senetlerinin İş Banka- sı'na ait olduğu da dilekçede vurgula- narak satış hakkının da ancak bu banka- da bulunabileceği belirtildi. Dilekçede aynca, rehinli hisse karşılı- ğinda verilen 300 milyarhk kredinin 7 yılı ödemesiz, ve yedi yıl sonuda bir defada ödemek koşuluyla verildiği, bu süre içinde satılmasının da kanunen imkânsız olduğu savunuldu. Metaş Genel Koordinatö- rü Aydın Teberen, Metaş'ın kurtanlması için devletin verdıği 300 milyar lira için bir rehabilitasyon programı hazırlandığını ve bunun da 7 yılı kapsadığını söyledi. Bu programın tek taraflı prog- ram olmadığını behrten Tel- seren, alacakh bankalann, çalışanlann ve ortaklann fe- dakârhklannı içerdiğini bil- dirdi. HavaşGenel Müdürlüğü önünde başlaülan oturma e>lemi4. gününü tamamladı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) lşçiler yeni patronu masaya oturtabilmek için uğraşıyorlar Havaş'ta sözleşme gerginliği tstanbul Haber Servisi- Kamu işve- renlenni "insanca yaşama ücreti" ve "iş gûvencesi" sağlayan bir toplusözleş- me için ıkna edemeyen ve greve çıkan Havaş çalışanlan. şimdi de şirketin ye- ni sahibi Yazeks işverenini toplusöz- leşme masasma oturtabilmek için mü- cadele ediyor. Havaş çahşanlannın gre- vi 65, toplusözleşme imzalayabilmek ve iş güvencesi elde edebilmek için Ha- vaş Genel Müdürlüğü önünde başlat- tıklan oturma eylemi ise dördüncü gü- nünü tamamladı. Calışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise Havaş'ta grev kıncı faalıyetler için tstanbul Valili- ği'nin müdahalesini istedi. Havaş'ı satın alan Yazeks firması- nın toplusözleşme masasına oturarak bir an önce grevin bitirilmesi isteyen grevcı ışçiler. dört gün önce Havaş Ge- nel Müdürlüğü önünde başlattıklan oturma eylemıni sürdürüyorlar. Hava-lş Genel Başkanı Atilay Ayçin. *Yazeks işvereni. greve rağmen 148 ye- ni işçi alarak grevi kırmay a çalıştı. An- cak bu gre\in kınlmasına izin vermeye- ceğiz. Bi/inıle toplusözleşme masasına oturraakzonında" dedi. Ayçin, sendı- kalann başvurusuyla Bölge Calışma Müdürlüğü müfettışlerinin. Havaş'a ait araçlannçalıştmldığı ve 148 yeni işçı- nin ışbaşi yaptınlmak istendiğini tespıt ettiğini de belirtti. Ayçin, "2821 sayılı Greve siyasi baskı ÖZCAN ÖZCÜR MUĞLA-Dalaman Havalimanı'nda süren Havaş grevine katılan işçilere grevi kırma yönünde DYP Ilçe Başka- nı Mevlüt Yılmaz ve Liman Başmüdü- rü Dinçer Özdel'ın baskı yaptığı ileri sürüldü. Işveren ve siyasılerin kendile- rinı sürekli tehdit ertiklerinı belirten hava ışçileri, Liman Başmüdürü Öz- del hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Işverenin grevi kırdırmak ıçın Ada- na ve lzmir'den 20 işçi getirdiğiru, iş- çiler üzerinde baskı ve tehdit uygulan- dığını belirten Hava-lş Dalaman Tem- silcisi Mehmet Aydın şunlan söyledi: "Çahşnğımız şirket Yazeks'e sanlarak özelleştirildi. Yeni şirket 31 martta grev- deki işçilere ise başlama çağrısı vapü. Yazeks'in yetkisi olmadığı için TÜHİS tarafindan lokavt kaldınlarakçağn ya- pıkiu uymadık. İşveren, sendikanın yet- kisinin düşmesi için Adana ve lz- mir'den 20 işçi getirdi. DVT Dalaman bçe Başkanı ve Liman Başmüdürü ev- lerimize kadar gelerek işçiye baskı ya- pıyor. Getirdikkri işçiler resmi araba- lan kendi araçlan gibi kuüanarak btz- leri çalışmaya davet ediyoriar ve gere- kirse şiddet uygulayabUeceklerini söy- lüyorlar. Biz de sav cılığa başvurduk." yasanın 43. maddesi grev kıncı girişim- leri engelleme görevini en büyük mülki amirliğe bırakıyor. Bölge Çaİışma Mü- dürlüğü müfertişlerinin Havaş'ta yap- ngı tespitlerin ardından Calışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanlığı bir ön ya/ıyla ts- tanbul Valiliği'nden müdahale etmesi- ni istedi. Şimdi valiliğin müdahalesini bekHyonız" dedi. Ayçin, Yazeks ışve- reninin "Endüşükücret alanişçi net 25 milyon alryor" şeklindeki açıklaması- nı da şöyle yamtladı: "25 milyon değil,gelsin masaya otur- sun veo sözünü ettiği işçilere net 14 mil- yon ücret versin, ben bu sözleşmeyi he- men imzalayacağun." Şimdi Havaş'ın önüne kurduklan derme çatma çadırlann içinde yaşayan çalışanlann bütün isteği, Yazeks işve- reninin bir an önce sendikalanyla top- lusözleşme masasına oturması. insan- ca yaşanabilecek bir ücret ve iş güven- cesinin sağlanacağı bir toplusözleşme imzalayarak işlerine geri dönebilmek. tŞÇİNİN EYREIVİNDEN ŞÜKRAN SONER Gorbi Amca Soyyetler Birliği'nin dağılmasına, rejimin değişmesi- ne, bir dönemin kapanmasına damgasını vuran Miha- il Gorbaçov, yaptıklan için kendisini göklere sığdırama- yanlarla yerin dibine banrmak ısteyenler arasında sıkı- şıp kalmamak için çırpınıyor. AJkışlayanlara da yargıla- yanlara da "Benimyapmak istediklerim bunlar değildr demeye çalışryor. Mihail Gorbaçov'u yargılamanın, ne göğe çıkarmak ne de yerin dibine batırmanın bizim haddimiz olmadı- ğını düşünerek, yargılamayı tanhe bırakarak, "Gorbi Amca' kimliği ile anlatmaya çabaladıklannı, deneyim- lerini, gelişmelere ilişkin degerlendirmelerini dinlemek- te yarar var. Tabii ki bu köşeye sadece altı çizilmiş bazı saptamalar sığar. • Yeniden yapılanma, açıklık politikalannın yaşama geçirilmesi, reformlarla olumlu sonuçlara ulaşacağımı- za inanıyorduk. Totaliter sistemden demokrasiye geçe- cektik. Tarirrte hiç bu boyutta bir geçiş yaşanmamıştı. Çok sancılı, sorunlu, kolay olmayacağını biliycxduk. A- ma büyük umutlarla çıkılan yolun sonu, meyveleri bu- gün gelinen nokta mı olacaktı? • Yeniden yapılanma çabalannda, reformculann hedefterinde Sovyetler Birliği'nin parçalanması yoktu. Soğuk savaşın bitmesi ile her şeyin düzeleceğine ina- nıyorduk. Ekonomi ebediyen biriikte yaşanacak biçim- de düzenlenmişti. Dağılma akla gelmemişti. Dağılma- nın kanlı hesaplaşmalan gündemde yoktu. Bosna ör- neği, bizim ne kadarzayıf, yara almaya açık olduğumu- zu göstermektedir. Çeçenya 'da da aynı durum var. Ben- zer olaylann heryerde yaşanması tehlikesi var. • Tek mülkiyet, militarist bir ekonomide reform yap- mak üzere yola çıkıyorsunuz. Başka bir iktidar tanıma- yan, pazan, özel mülkiyeti bilmeyen insanlarla, demok- rasi içinde hareket ederek yeni bir üretim, sosyal yaşam tarzına geçmek istiyorsunuz. Bir anda pazarlarda mal yok oldu. Popülist çıkışlar başladı. • Iktidan reformculann elinden alanyeni radikal de- mokratlar, Bolşevikler gibi milyonlarca insanın bacak- lannı kırarak bu işi yapmaya başladılar. Yeni bir üretim ve yaşam tarzı bir anda uygulamaya geçirilmek isten- di. Bazı işkollan tamamen çöktü. Bu kadar geniş top- raklardan, tanm ûrünü ihtiyacının yüzde ellisinin ithal edildiği birnoktaya gelindi. Ne insani, ne ekonomik, ne de güvenlik açısından kabul edilebilecek bir durum doğdu. • işçiler, köylüter akıl almaz bir yoksullukta yaşama- yı başanyoriar. Inanılmaz bir sabırlan var. En büyük teh- like ise ülkenin endüstrtyel potansiyeli, bilimi, kültürünü yok eden bugünkü durumun sürüp gitmesi. Bugünkü durumu anlamak, çıkış yollan aramak gerekmektedir. • Olay bugüne kadaryapılmış yanlışlardan da iba- ret değil. Federal merkez ile bölgeler arasındaki ilişki- ler, ateşli tartışmalar içinde. Bu tartışmalar içinde ulu- salkunjluşlann ortadan kalkması, Rusya yerine safRus devleti arayışlan yeni bir macera olur. Halklara göre ya- ptlmak istenen heryeni ayınm, yeni sorunlan içinde ge- tiriyor. Kurulan heryeni bağımsız devletin içinde kalan diğer halklann haklan ve sorunlan ortaya çıkıyor. Bin- terce yıl geçmişe dayanan biriikte yaşam modelinin bo- zulmasının ekonomik, sosyal sorunlan fışkınyor. • Sovyetler Birliği parçalanmıştır. Yeniden kurulma- sı gündeme gelemez. Ancak parçalanma bazı hallerde zorunlu olsa dahi, bunun siyasal uzlaşma içinde, eko- nomik, sosyal birlikteliğin getirdiği sorunlara çözüm üre- terek olması gerekirdı. Şimdi ise yüzyıllar içinde biriikte oluşmuş ekonomik ilişkiler, sosyal ve siyasal yaşamın parçalanmasının sancılannı yaşıyoruz. Çözüm elbette yeniden, gönüllü birlikteliğin kurulmasında. Önce en acil, ekonomik sorunlardan başlayarak. zorunlu ve gö- nüllü birlikteliklenn yeniden kurulmasında. • Irklarya da inançlar aynmına dayalı yeni birlikte- likten, ittifaklardan söz ediliyor. Rus halkının önemli bir çoğunluğu bugün aynlmış ülke topraklannda. Şimdi yüzyıllarca ayn yaşamış siz Türklerin bihikteliğinin, bir- iikte yaşamış, pek çok değeri paylaşmış Türk asıllı ve Rus asıllılardan daha güçlü olacağını söyleyebilirmiyiz? Demek ki gerçekçi yeni somut koşullara bakarak, siya- sipazahıklarla, aslazora dayanmayan yeni bihiktelikler, ittifaklar, banşçı çözüm yollan üretmek zorundayız. Önümüzde Avrupa Birliği gibi pek çok ömek var. • Bundan sonrası için en büyük tehlike, sorunlara tartışılarak, demokrasi içinde çözüm aramak yerine, zo- ru gördükçe demokrasiden vazgeçerek çözüm üret- meye kalkışmak olur. Çeçenistan'da kesinlikle siyasal çözüm üretmek, uzlaşma yolunu bulmak gerekirdi. As- keri güç, silah gücü kullanarak, zorla çözüm üretmek, bir hastalığın ilaçla mikroplar yok edilemeden sindiril- mesidir. Sonra daha şiddetli olarak ortaya çıkar. Sizin ülkenizde yaşananı da dahil dünyanın neresinde otur- sa olsun, halklar sorununa siyasal çözüm üretmek, uz- laşma noktalan bulmak zorunluluğu vardır. • Iç problemlerin çözümünde hiçbirzaman asker kullanmamak lazımdır. Çok tehlikeli bir politikadır. Işte uzun yjliar sürmüş ne Irlanda, ne Filistin sorunlan as- keri güçle çözülebilmiş, sonunda siyasal çözüm yolu aranmak ve bulunmakzorunda kalınmıştır. Gerekliolan, devletin bütünlüğünü bozmadan, etnikgruplann çıkar- Ianna çözüm üretmektir. • Ekonomide özel mülkiyete açılırken, karma eko- nomiye dayanan, kitleleri sefalete sürüklemeyecek, ya- tınm ve üretimi durdurmayacak bir yol seçilmesi gere- kir. Örneğin biz refoımcular yönetimde kalabılseydik, ilk aşamada, kitlelerin yaşamında, üretim ilişkilerinde bir değişiklik getirmeyecek, en yeni teknoloji ve yatınmla- nn uygulandığı alanlardan başlayan bir özel mülkiyet dü- şünebilirdik. • Bugün yaşanan krizin, ekonomik, sosyal, siyasal bunalımın, büyük çalkantının birsonucu olarak, çalka- lanan suyun üzerindeki köpükler gibi çok yanlış, toplu- ma zarahı, hastalıklı düşünce ve akımlar öne çıkmış olabilir. Jirinovski gibilerbu köpüğün ürûnleridir. Su du- rulunca, köpük kalmayacaktır. Akıl ve yeni reformcular öne çıkacaktır. Rusya için de insanlık için de gelecek, akılcılann elinde ve egemenliğinde çizilecektir... Ihracatçmm kaderi 9 ayda tersine döndü ANKARA (ANKA)-Enf- lasyon ile döviz kurlannın yaklaşık son dokuz aydaki seyri, bir ihracat krizinin ka- pıda olduğu uyansında bu- lunan ihracatçılan haklı çı- kanyor. Kurlann. ihracatta hızlı artış trendinin başladı- ğı geçen yılın haziran ayın- daki düzeyi ideal kabul edı- lirse, ihracat açısın- dan cazip olan bu du- rumun, izleyen dö- nemde tersine dön- düğü gözleniyor. Ha- ziran sonu ile bu yı- lın mart sonu arasın- daki dönemde kur- lardaki artış, enflasyonun çok gensınde kaldı. Kurla- nn reel olarak gerilemesi, ihracatı cazip olmaktan çı- karmaya başladı ve ihracat- çılann "reel knr" talepleri- nin giderek yoğunlaşması- na yol açtı. 1994'ün Haziran sonu ile bu yılın Mart sonu arasında- ki dönemde, cari dolar kuru yüzde 34, mark yüzde 53 dolayında artış kaydetti. Böylece 1 dolar arttı 1.5 marktan oluşan döviz sepe- tindeki cari artış yüzde 43 oldu. Buna karşılık toptan eşya fiyat endeksinde aynı dönemdeki artış yüzde 65.6 olarak belirlendi. Devlet Is- tatistik Enstitüsü'nün açık- ladığı söz konusu enflasyon oranın- dan anndınldığın- da, dolann reel ola- rak yüzde 19, mar- kın ise yüzde 7.5 ge- rilediği belirlendi. Dolar-mark sepetin- deki reel gerileme de yüzde 13.5 olarak hesaplandı. An- cak, cari kurun olması gere- ken kura göre düşük kalış oranı konusunda değişik oranlar telaffuz ediliyor. Ih- racatçılar yüzde 25 'lik fark- tan söz ederken, dışticaret müşteşarlığı yetkilileri bunun yüzde 3-4 dolayında olduğunu savunuyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle