Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönettnem. Orhan Erinç 9
Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya • Yazıişlerı Mudurlerı
lbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
• Haber Merkezı Müdürü HakanKara
• Görsel Yönetmen FikretEser
Dış Haberler Ergun Bakı • istıhbarat Yılfin Çakır •
Ekononu. Bülent Kızanhk • Rad\o-TV L ygar EremekUr
• Kultür HaıuUn Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman
• Yurt Haberlen Mebnu-t Saraç • Makalelcr Sami
Karaören • Ç«vm Seyfettin Turhan • Düzeltme
Abdulüth YIZKI • Fotoğraf Erdoğan Köscoğlu
Yayın Kurulu tlhan S«lçuk
(Başkan). Orhan Erinç, OkUy
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şökran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tayanç, tbrahim Vüdız,
Orhan Bursalı. Mustafa Baibay.
Ankara Temsılcısı MusUfa Balb»> • Haber MiKİürii Doğan
Akm Atatürk Buhan No 12S,Kat4,Bakanlıklar-AnkaıaTel-
4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • tzmırTemsücısr. Serdar
Kmk. H. Zıya Blv. 1352 S.Z3 Tel: 4411220, Faks 4419117
• Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No-1
Kat:l, Tel. 3522550, Faks 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut • MEDYA C: • Yooetım Kunıhı
K.oonfcnatön Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Müdür Giilbin
Muhasebe Bfilent Yener9tdare Erduran • Koordınatör Reka
HnseyinGürer#lşletme Önder Işıtman • Genel Müdür Yardun-
Çeik • Bılgı-Işlem Nail İnal • CIM Mine Akdağ • Halkla tlıv
Bılgısayar Sıstem Mürüvet ÇOer taler Müdûrû Norten Berksoy
Yayımlayan \e Basan: Yenj Gün Haber \jansı Basuı vc Yayıncılık A Ş
Türitocatı cad 39 41 Cağaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Te! (0712) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95
29NİSAN1995 İmsak: 4.21 Güneş: 5.58 Öğle: 13.09 İkindi. 16.56 Akşam 20.05 Yatsı: 21.35 MEDYACTCI 5140753-5139580-513846o-«ı,Faks 5H8466
Kuran-ı Kerim'm
alıcısı meçhul
• LONDRA(AA)-
Ingiltere'de, Endülüs
Emevileri'nden Y.J.—>a 12.
yüzyıl Kuran'ı, 2.8 mityar
TL'ye (408 bin Sterlin)
satıldı. Sotheby's müzayede
salonundaki açık artırmada
Kuran, beklenenin çok
üzerinde bir değerle,
kimliği açıklanmayan bir
alıcıda kaldı. 315 mm'ye
295 mm boyutundaki
Kuran'ın, dönemın en
ender çalışmalanndan biri
olduğu bildiriliyor.
Bctren
seferlepi
• ANKARA (AA)-
TCDD. bayram dolayısıyla
artan yolcu talebinı
karşılayabilmek amacıyla
bazı hatlara ek tren seferi
koyarken, tnevcut trenlerin
de kapasitesini artırdi.
Ankara-lstanbul arası ek
tren seferlen şöyle: 5, 6,
13, 14 mayıs: Ankara ve
Haydarpaşa'dan saat
21.00'de hareket eden 591
yolcu kapasiteli Başkent
Ekspresi. 6 ve 14 mayıs
gûnleri: Ankara'dan
11.50'de, Haydarpaşa'dan
ise 12.00'de hareket eden
605 yolcu kapasiteli Mavi
Tren. Ankara-lzmir arası ek
tren seferlen ise şöyle: 5 ve
7 mayısta Ankara'dan saat
19.45'te hareket eden Mavi
Tren, 6, 8 ve 13 mayısta
Basmane'den saat 21.30'da
hareket eden 550 yolcu
kapasiteli Mavi Tren.
Îstanbul-Denizli arasında
ise 5 mayısta
Haydarpaşa'dan saat
18.10'da, 6 mayısta da
Denizli'den saat 18.45'te
hareket eden 500 yolcu
kapasiteli karşılıklı ekspres
trenler sefere konuldu.
YOYAV'a yeni
genel merkez
• ANKARA (UBA)-
Yoksullara Yardım ve
Eğitim Vakfı'nın (YOYAV)
genel merkez ve hizmet
binası bugün hizmete
giriyor. Binanın açıhşını
Vakıflar Genel Müdûrü
Fadıl Ünver yapacak.
YOYAV Genel Başkanı Dr.
tbrahim Ateş, "Dört
daireden oluşan yeni genel
merkez ve hizmet binamızı
en çağdaş eğitim araçları
ile donattık. Bir dönemde
35'er kişilik 4 derslikte
yaklaşık 1800 kursıyere
tecvid, Arapca, Ingilizce.
Osmanlıca bilgi kurslan,
boyama, çiçek, biçki-dikiş,
el sanatlan, ney ile
diksıyon ve güzel konuşma
gibi beceri kurslanyla
hizmet sunulacak" dedi.
Yeni genel merkez Libya
Caddesı 32 numarada
bulunuyor.
Emeklilere
taksitle kömür
• ANKARA (AA) - Maliye
Bakanlığı, Ankara'daki
memur emeklilerine
taksitle kömür alma olanağı
sağladı. Emekli
Sandığı'ndan aylık alan ve
Ankara belediye sınırlan
içerisinde ikamet eden
emekli, dul ve yetimlere
önceki yıllarda olduğu gibi
taksitle kömür satılacak.
Kredili kömür almak
isteyenlerin 15 Mayıs-31
Ağustos 1995 tarihleri
arasında Emekli Sandığı'na
başvurmalan gerekiyor.
Maliye Bakanhğı'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
kredili kömür almak
isteyen emekli, dul ve
yetimlerin, borçlannın
ayhklanndan kesilmesiyle
ilgili taahhütnameyi
vererek kömür çeklerini
Emekli Sandığı'ndan
alabilecekleri bıldirildi.
Dans edenlerin gününde, ilklere adını koyan Cem Ertekin'le dans üzerine...
Estetik bir kavsak: Bale• Türkiye'nin tek özel dans grubu,
Çağdaş Bale Topluluğu'nun
kurucusu, genel sanat yönetmeni,
eski dansçı, bale hocası Cem Ertekin,
cesur sanatçıları özel bale
topluluklan oluşturmaya çağınyor.
Ertekin, dansın, özellikle de balenin
bir estetik sanat olarak gelişmesi,
sevilmesi ile toplumun estetik
duygulannın gelişeceğine inanıyor.
• Dansa yatkın, sürekli kalça oynatan
bir millet olmamıza karşın, bale sanatı
ile tamşmadığı için halkın bu sanata
yabancı kaldığını söyleyen Ertekin,
bugünkü bale seyircisinin, ünlü bir
mağazanın markasma takılmış bir alıcı
gibi, belli gösteri merkezleri ile
festivalleri bellediğine, daha kaliteli
olsa da başka gösterilere ilgi
göstermediğine işaret ediyor.
ŞÜKRAN SONER
Bugün Dünya Dans
Günü. 55 yıllık dansçı ve
dans hocası Yıldız Alpar
Emiroğlu'nun söylediği
gibi dans edenlerin, bale
yapanlann, dans sevenle-
rin diğer özel günlerden
farklı olarak kendilerine
ayırdıkları bir gün. Ba-
le'nın ustası Noverre'nin
doğum günü. Dünya
Dans Günü olarak kabul
edilmiş. Ve Türkiye'de de
Çağdaş Bale Topluluğu.
Cem Ertekin'in öncülü-
ğü ile 1985'ten bu yana
kutlanmaya başlanmış.
Son yıllarda Devlet Ope-
ra ve Bale'lerinin katılı-
mı ile ve bu yıl da ilk kez
uluslararası boyutta bir
hafta olarak kutlanıyor.
Çağdaş Bale Toplulu-
ğu'nun Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'ndeki
gösterisi ile başlayan
Dünya Dans Günü kutla-
malannın seslenişini bale
eleştırmeni Nermin Ba-
şağa hazırlamış.. "Biraz
buruk. fakat içten bir
kutiama. Bale biraz üvey
evlat konumunda. Kimse
el uzatmıyor, kimse yü-
reklendirmiyor, hatta çir-
kin sözkr bîle sarfediyor-
lar_ Dans, insanın içinde-
ki güzeUtgL duygulan yü-
celten bir araç. Evrensel
bir dil. Haydi dans ede-
lim. Coşkuyla ve sanaU
evet dryefim-"
Farklı bir sanatçı
Cem Ertekin, bale ve
özellikle de çadaş bale
sanatında pek çok 'ilk'e
damgasını vurmuş bir
isim. Yıldız bale sanatçı-
larından oldukça farklı
bir yaşamöyküsü var.
Dans eğitimı, bu meslek
ıçin oldukça geç -18 ya-
şında- ve de özel eğitim-
le, bugünkü kuşağın pek
tanımadığı Madam Olga
Dershanesi'nde başlamış.
Yine klasik bale sanatçı-
larından farklı olarak
eğitimini Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi'nde
tekstil dizaynında sürdür-
müş.
1970 yılında Devlet
Opera ve Bale Sanatçısı
olmuş. 7 yıl çeşitli göste-
rilerde önemli roller al-
mış. Bu arada koreografı
geliştirmeye yetenekli ol-
duğunu kavramış. 1972
yılında Çağdaş Bale Topluluğu'nu kur-
muş. 23 yılda 200'den fazla sanatçı ile
çalışmış, 100'den fazla irili ufaklı gösteri-
nin koreografisini yapmış. lstanbul Dev-
let Balesi'nin baş dansçılannın hepsınin
öğrencisi olması ve çok sayıda yurtdışın-
da, ABD'de, Avrupa ülkelerinde solist
dansçı olarak çahşan, sanatçılan yetiştir-
miş olmanın övüncünü yaşıyor.
1979 yıhndan bu yana da önceleri ts-
tanbul Belediyesj Konservatuvan olan,
1986'da lstanbul Üniversitesıne bağlanan
Devlet Konservatuvan Bale Bölümü'nde
öğretim üyeliği yapıyoT. Okulda klasik
bale öğretiyor. Ancak Çağdaş Bale Top-
luluğu içindeki çalışmaları ile teknik
dans eğitiminden geçmiş sanatçılara çok
değişik rürlerde dans olanağı, bir ekol
içinde kendilerini geliştirme ortamı sağ-
landığına inanıyor Çağdaş Bale Toplulu-
1)ansı sanatlann
bileşimi olarak
tanımlayan Cem
Ertekin, çağdaş
balevi anlaürken,
-Tabü ki müzik,
tiyatro, mirru
hevkel, resün,
arkeoloji etnografî
ve estetiğin bale
sanatında çok
önemli olduğuna
inanıyorum.
Özellikle çağdaş
balede klasik
adımlar araç olarak
kullanılıp, arkeoloji,
mitoloji,
koleksiyonculuk,
akla gelebilecek
bütün sanat daDan,
birikimler
kullanılıp başka
bo\ utJara vanbyor"
drvor.
(Fotoğraflar.
KAAN
dahi bizzat kendisi yapı-
yormuş. Çağdaş baleyi
gösteri sanatının bir bütü-
nü, vücut dili yardtmı ile
sanat dallarının bileşkesi
olarak algıladığmın altını
çizerken, kendini anlatabil-
mek için, önceden kalıplara
girmeden içinden doğduğu
gibi koreografi çalışmalan-
nı ürettiğini anlaüyor.
'Seyirei tutucu1
Çem Ertekin balenin ge-
lişjmini değerlendirirken,
"Once hızlı bir ilerleme,
sonra daha yavaş bir geliş-
me. Bugünkü durumu bir
gerileme olarak görmüyo-
rum. Sağlam adımlaria ge-
lişmenin süreci olarak gö-
rüyorum" diyor. Ancak ba-
le seyircisinin niteliklerin-
den çok hoşnut olduğu söy-
lenemez. Düşüncesini
"Çok stabü bir seyircL SaH
festivallere ve belirli salon-
lara koşullarunış. Bir başka
zaman ve mekândaki daha
kaliteli bir gösteriye ilgi
duyma yerine. bildigi, alışık
mekân ve zamanlamalar-
daki daha kalitesiz gösteri-
lere ilgi duyabiliyor. Ünlü
bir mağazav'a ahşnuş, onun
ürününü almakta ısrarlı bir
müştcri gibi atgıla>abüiriz"
şeklınde bir tanımlama ya-
pıyor.
Halkın bale ve çağdaş
bale sanatına ilgisini değer-
lendirirken ise düşünceleri-
ni şöyle özetliyor:
"Dansa çok yatkın bir
milletiz. Çok zengin, ama
çok monoton bir dans kül-
tfirümüz. foklorumuz var.
tnsanlanmız dansta yetkin,
sürekli kalça oynatıyoruz.
Bütün bunlara karşın bale,
tarihimizde, kültürümüzde
yok. Bu tanımadığımu sa-
nata kapılanmızı kapaüyor,
yabana kalmayı seçryoruz."
'Dans, estetiği
geüştirir'
ğunu amatör çalışma ortamınm kaybedil-
mediği bir profesyonel çalışma olarak ni-
teliyor.
'Dans, sanatlann bileşimi'
Türkiye'de bırakınız çok zor ve çok
maliyetli çağdaş bale alanında, gösteri
dans alanında dahi bugün ayakta kalabil-
miş tek özel dans grubunu 23 yıl yaşata-
bilmenin sırnnı, biraz aile desteği, sonra
da cesaret ve yetenek, inanç, kararlılık.
çağdaş bale sevgisi olarak açıklıyor. Öğ-
retım üyeleri ile genç yetenek öğjrencileri
bir araya getiren Çağdaş Bale Topluluğu,
gösterinin özellığine göre 12'den 40 kişi-
ye kadar değişen bir kadro ile çalışıyor.
Dansı sanatlann bileşimi olarak tanım-
layan Cem Ertekin, çağdaş baleyi anlatır-
ken. "Tabii ki müzik, tiyatro, mim, hey-
SAĞANAK)
keU resim, arkeoloji etnografi ve estetiğin
bale sanatında çok önemli olduğuna ina-
nıyorum. Özellikle çağdaş balede klasik
adımlar araç olarak kullanılıp. arkeoloji,
mitoloji, koleksiyonculuk. akla gelebilecek
bütiinsanat dalİan. birikimler kullanüıp
başka boyutlara varüıyor" dıyor.
Yapmak istediğini "Bir senteze ulaş-
mak. Seyirciye kendi egom içinde keyif
duyduğum şeyleri ulaşörmak. Elbette bir
sanatçı olarak bunu öncelikle kendim için
yapıyorum. Yaptığundan seyircinin haz
alması. bu hazzın duyulmasında aynca
önemli bir araç oluyor" sözleri ile özetli-
yor.
Cem Ertekin çağdaş bale çalışmasında,
tekstil eğitimi görmüş olmanın da çok
yarannı görmüş. Ilk yıllarda Çağdaş Bale
Topluluğu'nun kullandığı giysilerin tü-
münün sadece tasanmını değil, dikimini
Ertekin, yine de özellikle
lstanbul festivali başta ol-
mak üzere festivallenn, te-
levizyonlardakı gösterimle-
rin bale sanatının tanmması
ve halk tarafından benim-
senmesinde önemli katkılan
olduğuna işaret ediyor. Ba-
lenin, hele de çağdaş bale-
nin gelişmesinin, öncelikle
estetik olan bu sanat dalının
yaygınlaşmasının, toplum-
dakı estetik bütün duygula-
nn gelişmesinde çok önem-
li katkısı olacağını, önemini vıuguluyor.
Ertekin, çok sayıda yetenekli bale sa-
natçısının bu konuda önemli sorumluluk-
lan olduğuna inanıyor.
Bale sanatının yaygınlaşmasında özel
gırişimlerin bir zonınluluk olduğunu, an-
cak bu konuda katkısı olmayan sermaye-
yi öncelikle eleştirmek yerine, onları
yönlendirecek, motive edecek sanatçı gi-
rişimlerine gereksinim olduğunu söylü-
yor. Yetenekli ve cesaretli bale sanatcıla-
nnı, bir araya gelerek özel bale topluluk-
lan oluşturmaya çağınyor. Onlann kararlı
ve zorlu uğraşılan ile ancak bale ve çağ-
daş bale sanatının gelişebileceğine inan-
dığını, bunun bir başka yolunun olamaya-
cağının altını çizerek, "Pek çok yetişmiş,
yetenekli bale sanatçımızın, gösteriye
çıkamadığı bugünkü olumsuz tabto ancak
böyte değişir'' dı\or
İLK YABANİ BtTKİ YE HAYVAN SERGİSt
Türkiye doğası
talaıı ediliyor
• Türkiye'de ilk kez açılan yabani bitki ve
hay\an sergisinin koordinatörlüğünü yapan
Doç. Dr. Barbaros Çetin, Türkiye'nin, doğa
sermayesini bir mirasyedi
vurdumduymazhğıyla yok ettiğini belirtti.
BANIİSALMAN
ANKARA - Türkiye'de-
ki ılk yabani bitki ve hay-
van sergisi Ankara'da açıl-
dı. Ankara Üniversitesi
Fen Fakültesi Biyoloji Bö-
lümü öğretım üyelennden
Doç. Dr. Barbaros Çetin,
dünyada iki gen merkezi-
nin çakıştıgı yerde bulun-
masına, birçok tahıl, sebze
ve meyvenin anavatanı ol-
masına karşın, Türkiye'de
doğal kaynaklann değer-
lendirilemedıgini ve 'doğa
talanı
1
yapıldıgım söyledı.
Çetin, Türkiye'de doğa
kültürünün ekonomik po-
tansiyel olarak değerlendi-
nlemediğini belirtirken
bitki ve hayvan türlerinin
özellikle yabancılar tara-
fından 100 yıldır talan
edildığini kaydetti. Türki-
ye'nin birçok bitki ve hay-
van türünün anavatanı ol-
masına karşın, pek çok
ürünü ithal etmeye başla-
dığını belirten Çetin,
"Türkiye, 5 yıl öncesine
kadar tanmıyia. doğasıyla
dünyada kendi kendine ye-
ten ülkeler arasında yer
ahyordu. Arbk kimse bu-
nu iddia edemez. Son yıl-
larda ithal edilen sebze, ta-
hıl ve di|er gıda maddete-
rine bakıldıgında bu daha
i>i anlaşıhr" dedı.
'Doğa kültürü yok^
Türkiye'de doğa kültü-
rünün yerleşmediğine dik-
kat çeken Çetin, şöyle ko-
nuştu:"Doğa kühürü gelis-
medigi için Türkiye gerçek
anlamda ekolojik dengesi-
ni koruyarak, ekonomik
potansiyd haüne getiremi-
yor. Bu nedenle Türkiye
doğa sermayesini bir mi-
rasyedi vurdumduyınazn-
ğtyla yok ediyor. Özellikle
son 10 vıl içerisinde her
gün çeşitienen ve genişle-
yen çevre kirliliği Türkiye
doğasının kendini yenileme
payını ortadan kaldırmış-
nr."
Dünyada yoğun ve çe-
şitli çevre kirliliği nede-
nıyle yabani bitki ve hay-
van türlerinin hızla yok ol-
duğunu kaydeden Çetin,
"Son 20-30 yılda dünyada
yok olan yabani bitki ve
hayvan türlerinin sayısı,
geçmiş 200 yıldaki sayıya
eşıt" diye konuştu. Bir bit-
ki türünün yok olmasınm
beraberinde bırçok bitki ve
hayvan türlerinin yok ol-
masına neden olduğunu
belirten Çetin, insan varlı-
ğırun da gelecekte yok ol-
ma tehlikesiyle karşı karşı-
ya kalacağına dikkat çekiti.
Çetin, Türkiye'de de doğa
ve çevre konulannda eği-
tim ve bilgi eksikliği ol-
ması nedenıyle son 10-20
yıldır yanlış sanayileşme
ve yerleşme, aşırı tarım
ilaçlan kullanma, orman
yangınları ve kesmeler
nedeniyle ekolojik denge-
nin hızla bozulduğunu
kaydetti. Her insanın ya-
şam bılimini belli oranda
ögrenmesi gerektiğini vur-
gulayan Çetin, ortaöğre-
timde biyoloji derslerinin
seçmelı hale getırilmesini
"Cumhuriyet tarihinde bir
geriye gidiş" olarak nite-
lendirdi.
Ulusal doğa mfizesi
Avrupa Konseyi'nin
'Doğayı Konıma Yüı' çer-
çevesinde Türkiye doğası-
nın zengınliğini ve biyolo-
jik zenginliğın ekolojik ve
ekonomik gelecek açısın.-
dan taşıdığı önemi göster-
mek amacıyla hazırlanan
"Biyolojik Çevre ve Gele-
ceğimiz" konulu sergi de
Ankara'da açıldı. Geliş-
mekte olan toplumlarda
'biyoloji kültürünün' ger-
çek anlamda yerleşmesi
için 'ulusal doğa bih'mleri
müzesi'nin kurulması ge-
rektiğini vurgulayan Çetin,
bunun ilk adımı olarak
Türkiye'deki yabani bitki
topluluğu (flora) ve hay-
van topluluğunun (fauna)
örneklerinin yer aldığı bu
serginin hazırlandığını bil-
dirdi. Kamuoyunun da
ulusal doğa bilimlen mü-
zesinin eksiklığini bu ser-
giyle daha iyi anlayacağını
belirten Çetin, gelişmiş ül-
kelerde ulusal doğa bilim-
leri müzesinın 200-300 yıl
öncesinden kurulduğunu
vurguladı. Önceki gün
Atatürk Kültür Merke-
zi'nde açılan sergi yalnız-
ca 4 gün süreyle, 10.00-
17.00 saatleri arasında ge-
zilebılecek.
Memleket fail-i meçhullerle
pek uğrasıyor. Hoş uğraşıp
da bir şey obnuyor ama hiç
değilse lafi geçıyor, bir şeyler söyle-
nıyormuş gibi yapılıyor. Bir de "zafl-i
meçhuller" var ki adı sanı bile gecmi-
yor. Bu "zafl-i mechul" demek "bifin-
meyen kayıplar'" anlamına gelıyor.
"Ka>ıp olmanın bilinmeyeni ne de-
mek?"derseniz onu da bilenler bıli-
yor anlamı çıkıyor. Yanı bu olaylann
tabıatında btraz acayiplık olduğunu
kabul etmek lazım. Şimdi biz bu "za-
B-i meçhuDer" konusunda gelen mek-
tuplardan bırkaçını yayımhyoruz.
"Özgiir Düşünce", sakın
evlne dönme...
F
avrumuz "Özgür Düşünce"
bilmediğimız nedenlerden do-
layı evinden kaçtı. Bütün ev
halkı perişan olduk. Aramadığımız
yer kalmadı. KarakoHara başvurduk,
kendilerinde böyle bir kayda rastlan-
madığını öğrendik. Hastaneleri tara-
dık. Bu adı taşıyan ne bir hasta ne de
bir yaralı. Yavrumuzun kötü niyetlı-
lerin eline düşmesinden endişe edı-
yoruz. Yavrum Özgür Düşünce, ne
durumda olursan ol biz senı affedi-
yoruz. Annen perişan oldu. Benim
de takatim azaldı. Yavrum. geçmişte
sana bilerek bilmeyerek kötü mu-
amele ettikse artık onlar da gende
kaldı. Gene de seni evine çağıramı-
yoruz yavrum. Burada dunımlar pek
iyi değil. Senin hakkında ileri geri
konuşmalar oluyor. Biz duruma pek
güvenemiyomz. Sen bır süre daha
evine dönme evladım. Bize mektup
falan yazıp bizim de başımızı derde
MESELA DEDÎK ERDAL ATABEK
Zail-i meçhullere bakan yok mu?..
sokma yavrum. Eğer yurtdışına gıt-
tinse bir müddet oralarda kal. Yok
buralardaysan sesini soluğunu çıkar-
madan durum\ınu koru. Aman yav-
rum, kendini kötü niyetlilerden koru.
Senı koruyamadığımız ıçın de bizi
affet. Bir gün gelir de burada güven-
likte olacağına kanaat getırirsek senı
çağınnz. Tamam mı yavrum. Sen de
biz de dayanahm bizim sevgih evla-
dımız. Baban...
Namusumu kaybettim.
hiç aramıyorum...
Fıllardır koruyup kolladığım
namusumu kaybermiş bulunu-
yorum. Başlarda "Aman yok-
sa namussuz mu oldum
7
" diye tasala-
ra düşmüştüm. Bereket versin tanı-
dıklar "Sen ne üzülüyorsun ki? Asü
şimdi sevinmelisin. Yıllardır namuslu
oldun da ne oldu? Aptal nusuı nesin,
insan namussuz oldum diye üzülür
mü" dediler de biraz kendıme gel-
dim. Gene de teselli bulmam uzun
sürerdi ya.. bırden nasıl da rahatladı-
ğımı anlayıverdim. Şu namus nasıl
bir belaymış da bilememişim. Na-
muslu kalacağım diye ne sıkıntılar
çekmişim. Dü§ünün bır kere, çalma
yok çırpma yok, yalan yok, adam ka-
zıklamak yok, neyı nerden kıme so-
kuştururum diye düşünmek yok.
Böyle olunca ne oluyor? Elde yok,
avuçta yok, cepte yok, evde yok.
Namuslu olmak artık lüks olmuş
da haberimiz yok. Çevrerne bakıyo-
rum, bizler gibi birkaç kışiden başka
namuslu da yok. Sonra bir gün nasıl
oldu bilemiyorum, namusumu kay-
bettiğimi anladım. Şimdi artık na-
mussuz olduğumu anlamış bulunu-
yorum. Ne anyorum ne de yenisini
çıkannm. Nereye gittiyse orada kal-
sın, bulana da benden helal olsun.
Biraz da o bulan kimse namuslu ol-
manın sıkıntılannı çeksin. Şimdi eş
dost peşıme düştü. Kimisi, "Arnan
hiç durma ticaret yap, iyi kazanırsın"
dıyor. Kimisi "Yahu şu nüfuzlular-
dan tamdığın falan yok mu, gh görüş,
sana birkaç iş ayarlasın" dıyor. Kimi-
si arsa ışı yapmamı öneriyor, kimisi
ne yapsan olur diyor. Daha bir şeye
gırişmedım, uygun tekhflen bekliyo-
rum. Size başvurmamın nedeni şu ki
kaybettiğim namusum bir yerlerden
çıkar da bana getirilirse kabul et-
mem, bilinsin. Namus belasmdan
çektiğim yeter.
çanağımı kaybettim,
yenisini anyorum...
asının gözbebeği muhterem
efendim. Sızi böyle küçük bir
kayıp için rahatsız ettiğim
için binlerce defa affınızı istirham
ediyorum. Efendim, bendeniz uzun-
ca bir süredir yaladığım çanağı kay-
betmiş bulunuyordum. Benim için
çok elim olan bu kayba uzun müddet
tahammül etmem takdir buyurursu-
nuz ki mümkün değildir. Zira hayatta
bildiğım tek iş olan "çanak yalayıcıb-
ğı" dışında hiçbir iş bılmedığım gibi
dilün de her türlü pürtüğünü kaybet-
miş olup bu işte mütehassıs derecesi-
ne çıkmış bulunuyorum. Şimdi yeni
bir çanak anyorum ki onu ustalıkla
yalayarak memlekete hizmetime de-
vam edebileyim. Siz de takdir buyu-
rursunuz ki, Allah uzun ömür versin,
zengin çanak sahipleri onlan yala-
yanları pek sever, ziyade himaye
edip yanlanndan ayırmazlar. Eh on-
larda bu çanak bizde de bu dil olduk -
ça memleket kalkınmasına büyük
hizmetler etmiş oluruz. Bu büyük
hizmeti pek takdir edemeyen kişıler
bunu tenkit sebebi sayarlarsa da tak-
dir buyurursunuz ki ağızlan torba ol-
mayıp büzülemezler. Hem artık de-
mokrasi olduğundan onlar da konu-
şur dururlar. Efendim, size maruza-
tım, eğer bır malumatınız olur da
zengin bir çanagın adresini verebilir-
seniz sızin köleniz olur, bu iyiliğinizi
ömrüm oldukça unutmam muhterem
efendim...