28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönettnem. Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya • Yazıişlerı Mudurlerı lbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç • Haber Merkezı Müdürü HakanKara • Görsel Yönetmen FikretEser Dış Haberler Ergun Bakı • istıhbarat Yılfin Çakır • Ekononu. Bülent Kızanhk • Rad\o-TV L ygar EremekUr • Kultür HaıuUn Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberlen Mebnu-t Saraç • Makalelcr Sami Karaören • Ç«vm Seyfettin Turhan • Düzeltme Abdulüth YIZKI • Fotoğraf Erdoğan Köscoğlu Yayın Kurulu tlhan S«lçuk (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şökran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, tbrahim Vüdız, Orhan Bursalı. Mustafa Baibay. Ankara Temsılcısı MusUfa Balb»> • Haber MiKİürii Doğan Akm Atatürk Buhan No 12S,Kat4,Bakanlıklar-AnkaıaTel- 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • tzmırTemsücısr. Serdar Kmk. H. Zıya Blv. 1352 S.Z3 Tel: 4411220, Faks 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No-1 Kat:l, Tel. 3522550, Faks 3522570 Müessese Müdürü: Erol Erkut • MEDYA C: • Yooetım Kunıhı K.oonfcnatön Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Müdür Giilbin Muhasebe Bfilent Yener9tdare Erduran • Koordınatör Reka HnseyinGürer#lşletme Önder Işıtman • Genel Müdür Yardun- Çeik • Bılgı-Işlem Nail İnal • CIM Mine Akdağ • Halkla tlıv Bılgısayar Sıstem Mürüvet ÇOer taler Müdûrû Norten Berksoy Yayımlayan \e Basan: Yenj Gün Haber \jansı Basuı vc Yayıncılık A Ş Türitocatı cad 39 41 Cağaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Te! (0712) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95 29NİSAN1995 İmsak: 4.21 Güneş: 5.58 Öğle: 13.09 İkindi. 16.56 Akşam 20.05 Yatsı: 21.35 MEDYACTCI 5140753-5139580-513846o-«ı,Faks 5H8466 Kuran-ı Kerim'm alıcısı meçhul • LONDRA(AA)- Ingiltere'de, Endülüs Emevileri'nden Y.J.—>a 12. yüzyıl Kuran'ı, 2.8 mityar TL'ye (408 bin Sterlin) satıldı. Sotheby's müzayede salonundaki açık artırmada Kuran, beklenenin çok üzerinde bir değerle, kimliği açıklanmayan bir alıcıda kaldı. 315 mm'ye 295 mm boyutundaki Kuran'ın, dönemın en ender çalışmalanndan biri olduğu bildiriliyor. Bctren seferlepi • ANKARA (AA)- TCDD. bayram dolayısıyla artan yolcu talebinı karşılayabilmek amacıyla bazı hatlara ek tren seferi koyarken, tnevcut trenlerin de kapasitesini artırdi. Ankara-lstanbul arası ek tren seferlen şöyle: 5, 6, 13, 14 mayıs: Ankara ve Haydarpaşa'dan saat 21.00'de hareket eden 591 yolcu kapasiteli Başkent Ekspresi. 6 ve 14 mayıs gûnleri: Ankara'dan 11.50'de, Haydarpaşa'dan ise 12.00'de hareket eden 605 yolcu kapasiteli Mavi Tren. Ankara-lzmir arası ek tren seferlen ise şöyle: 5 ve 7 mayısta Ankara'dan saat 19.45'te hareket eden Mavi Tren, 6, 8 ve 13 mayısta Basmane'den saat 21.30'da hareket eden 550 yolcu kapasiteli Mavi Tren. Îstanbul-Denizli arasında ise 5 mayısta Haydarpaşa'dan saat 18.10'da, 6 mayısta da Denizli'den saat 18.45'te hareket eden 500 yolcu kapasiteli karşılıklı ekspres trenler sefere konuldu. YOYAV'a yeni genel merkez • ANKARA (UBA)- Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı'nın (YOYAV) genel merkez ve hizmet binası bugün hizmete giriyor. Binanın açıhşını Vakıflar Genel Müdûrü Fadıl Ünver yapacak. YOYAV Genel Başkanı Dr. tbrahim Ateş, "Dört daireden oluşan yeni genel merkez ve hizmet binamızı en çağdaş eğitim araçları ile donattık. Bir dönemde 35'er kişilik 4 derslikte yaklaşık 1800 kursıyere tecvid, Arapca, Ingilizce. Osmanlıca bilgi kurslan, boyama, çiçek, biçki-dikiş, el sanatlan, ney ile diksıyon ve güzel konuşma gibi beceri kurslanyla hizmet sunulacak" dedi. Yeni genel merkez Libya Caddesı 32 numarada bulunuyor. Emeklilere taksitle kömür • ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı, Ankara'daki memur emeklilerine taksitle kömür alma olanağı sağladı. Emekli Sandığı'ndan aylık alan ve Ankara belediye sınırlan içerisinde ikamet eden emekli, dul ve yetimlere önceki yıllarda olduğu gibi taksitle kömür satılacak. Kredili kömür almak isteyenlerin 15 Mayıs-31 Ağustos 1995 tarihleri arasında Emekli Sandığı'na başvurmalan gerekiyor. Maliye Bakanhğı'ndan yapılan yazılı açıklamada, kredili kömür almak isteyen emekli, dul ve yetimlerin, borçlannın ayhklanndan kesilmesiyle ilgili taahhütnameyi vererek kömür çeklerini Emekli Sandığı'ndan alabilecekleri bıldirildi. Dans edenlerin gününde, ilklere adını koyan Cem Ertekin'le dans üzerine... Estetik bir kavsak: Bale• Türkiye'nin tek özel dans grubu, Çağdaş Bale Topluluğu'nun kurucusu, genel sanat yönetmeni, eski dansçı, bale hocası Cem Ertekin, cesur sanatçıları özel bale topluluklan oluşturmaya çağınyor. Ertekin, dansın, özellikle de balenin bir estetik sanat olarak gelişmesi, sevilmesi ile toplumun estetik duygulannın gelişeceğine inanıyor. • Dansa yatkın, sürekli kalça oynatan bir millet olmamıza karşın, bale sanatı ile tamşmadığı için halkın bu sanata yabancı kaldığını söyleyen Ertekin, bugünkü bale seyircisinin, ünlü bir mağazanın markasma takılmış bir alıcı gibi, belli gösteri merkezleri ile festivalleri bellediğine, daha kaliteli olsa da başka gösterilere ilgi göstermediğine işaret ediyor. ŞÜKRAN SONER Bugün Dünya Dans Günü. 55 yıllık dansçı ve dans hocası Yıldız Alpar Emiroğlu'nun söylediği gibi dans edenlerin, bale yapanlann, dans sevenle- rin diğer özel günlerden farklı olarak kendilerine ayırdıkları bir gün. Ba- le'nın ustası Noverre'nin doğum günü. Dünya Dans Günü olarak kabul edilmiş. Ve Türkiye'de de Çağdaş Bale Topluluğu. Cem Ertekin'in öncülü- ğü ile 1985'ten bu yana kutlanmaya başlanmış. Son yıllarda Devlet Ope- ra ve Bale'lerinin katılı- mı ile ve bu yıl da ilk kez uluslararası boyutta bir hafta olarak kutlanıyor. Çağdaş Bale Toplulu- ğu'nun Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'ndeki gösterisi ile başlayan Dünya Dans Günü kutla- malannın seslenişini bale eleştırmeni Nermin Ba- şağa hazırlamış.. "Biraz buruk. fakat içten bir kutiama. Bale biraz üvey evlat konumunda. Kimse el uzatmıyor, kimse yü- reklendirmiyor, hatta çir- kin sözkr bîle sarfediyor- lar_ Dans, insanın içinde- ki güzeUtgL duygulan yü- celten bir araç. Evrensel bir dil. Haydi dans ede- lim. Coşkuyla ve sanaU evet dryefim-" Farklı bir sanatçı Cem Ertekin, bale ve özellikle de çadaş bale sanatında pek çok 'ilk'e damgasını vurmuş bir isim. Yıldız bale sanatçı- larından oldukça farklı bir yaşamöyküsü var. Dans eğitimı, bu meslek ıçin oldukça geç -18 ya- şında- ve de özel eğitim- le, bugünkü kuşağın pek tanımadığı Madam Olga Dershanesi'nde başlamış. Yine klasik bale sanatçı- larından farklı olarak eğitimini Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde tekstil dizaynında sürdür- müş. 1970 yılında Devlet Opera ve Bale Sanatçısı olmuş. 7 yıl çeşitli göste- rilerde önemli roller al- mış. Bu arada koreografı geliştirmeye yetenekli ol- duğunu kavramış. 1972 yılında Çağdaş Bale Topluluğu'nu kur- muş. 23 yılda 200'den fazla sanatçı ile çalışmış, 100'den fazla irili ufaklı gösteri- nin koreografisini yapmış. lstanbul Dev- let Balesi'nin baş dansçılannın hepsınin öğrencisi olması ve çok sayıda yurtdışın- da, ABD'de, Avrupa ülkelerinde solist dansçı olarak çahşan, sanatçılan yetiştir- miş olmanın övüncünü yaşıyor. 1979 yıhndan bu yana da önceleri ts- tanbul Belediyesj Konservatuvan olan, 1986'da lstanbul Üniversitesıne bağlanan Devlet Konservatuvan Bale Bölümü'nde öğretim üyeliği yapıyoT. Okulda klasik bale öğretiyor. Ancak Çağdaş Bale Top- luluğu içindeki çalışmaları ile teknik dans eğitiminden geçmiş sanatçılara çok değişik rürlerde dans olanağı, bir ekol içinde kendilerini geliştirme ortamı sağ- landığına inanıyor Çağdaş Bale Toplulu- 1)ansı sanatlann bileşimi olarak tanımlayan Cem Ertekin, çağdaş balevi anlaürken, -Tabü ki müzik, tiyatro, mirru hevkel, resün, arkeoloji etnografî ve estetiğin bale sanatında çok önemli olduğuna inanıyorum. Özellikle çağdaş balede klasik adımlar araç olarak kullanılıp, arkeoloji, mitoloji, koleksiyonculuk, akla gelebilecek bütün sanat daDan, birikimler kullanılıp başka bo\ utJara vanbyor" drvor. (Fotoğraflar. KAAN dahi bizzat kendisi yapı- yormuş. Çağdaş baleyi gösteri sanatının bir bütü- nü, vücut dili yardtmı ile sanat dallarının bileşkesi olarak algıladığmın altını çizerken, kendini anlatabil- mek için, önceden kalıplara girmeden içinden doğduğu gibi koreografi çalışmalan- nı ürettiğini anlaüyor. 'Seyirei tutucu1 Çem Ertekin balenin ge- lişjmini değerlendirirken, "Once hızlı bir ilerleme, sonra daha yavaş bir geliş- me. Bugünkü durumu bir gerileme olarak görmüyo- rum. Sağlam adımlaria ge- lişmenin süreci olarak gö- rüyorum" diyor. Ancak ba- le seyircisinin niteliklerin- den çok hoşnut olduğu söy- lenemez. Düşüncesini "Çok stabü bir seyircL SaH festivallere ve belirli salon- lara koşullarunış. Bir başka zaman ve mekândaki daha kaliteli bir gösteriye ilgi duyma yerine. bildigi, alışık mekân ve zamanlamalar- daki daha kalitesiz gösteri- lere ilgi duyabiliyor. Ünlü bir mağazav'a ahşnuş, onun ürününü almakta ısrarlı bir müştcri gibi atgıla>abüiriz" şeklınde bir tanımlama ya- pıyor. Halkın bale ve çağdaş bale sanatına ilgisini değer- lendirirken ise düşünceleri- ni şöyle özetliyor: "Dansa çok yatkın bir milletiz. Çok zengin, ama çok monoton bir dans kül- tfirümüz. foklorumuz var. tnsanlanmız dansta yetkin, sürekli kalça oynatıyoruz. Bütün bunlara karşın bale, tarihimizde, kültürümüzde yok. Bu tanımadığımu sa- nata kapılanmızı kapaüyor, yabana kalmayı seçryoruz." 'Dans, estetiği geüştirir' ğunu amatör çalışma ortamınm kaybedil- mediği bir profesyonel çalışma olarak ni- teliyor. 'Dans, sanatlann bileşimi' Türkiye'de bırakınız çok zor ve çok maliyetli çağdaş bale alanında, gösteri dans alanında dahi bugün ayakta kalabil- miş tek özel dans grubunu 23 yıl yaşata- bilmenin sırnnı, biraz aile desteği, sonra da cesaret ve yetenek, inanç, kararlılık. çağdaş bale sevgisi olarak açıklıyor. Öğ- retım üyeleri ile genç yetenek öğjrencileri bir araya getiren Çağdaş Bale Topluluğu, gösterinin özellığine göre 12'den 40 kişi- ye kadar değişen bir kadro ile çalışıyor. Dansı sanatlann bileşimi olarak tanım- layan Cem Ertekin, çağdaş baleyi anlatır- ken. "Tabii ki müzik, tiyatro, mim, hey- SAĞANAK) keU resim, arkeoloji etnografi ve estetiğin bale sanatında çok önemli olduğuna ina- nıyorum. Özellikle çağdaş balede klasik adımlar araç olarak kullanılıp. arkeoloji, mitoloji, koleksiyonculuk. akla gelebilecek bütiinsanat dalİan. birikimler kullanüıp başka boyutlara varüıyor" dıyor. Yapmak istediğini "Bir senteze ulaş- mak. Seyirciye kendi egom içinde keyif duyduğum şeyleri ulaşörmak. Elbette bir sanatçı olarak bunu öncelikle kendim için yapıyorum. Yaptığundan seyircinin haz alması. bu hazzın duyulmasında aynca önemli bir araç oluyor" sözleri ile özetli- yor. Cem Ertekin çağdaş bale çalışmasında, tekstil eğitimi görmüş olmanın da çok yarannı görmüş. Ilk yıllarda Çağdaş Bale Topluluğu'nun kullandığı giysilerin tü- münün sadece tasanmını değil, dikimini Ertekin, yine de özellikle lstanbul festivali başta ol- mak üzere festivallenn, te- levizyonlardakı gösterimle- rin bale sanatının tanmması ve halk tarafından benim- senmesinde önemli katkılan olduğuna işaret ediyor. Ba- lenin, hele de çağdaş bale- nin gelişmesinin, öncelikle estetik olan bu sanat dalının yaygınlaşmasının, toplum- dakı estetik bütün duygula- nn gelişmesinde çok önem- li katkısı olacağını, önemini vıuguluyor. Ertekin, çok sayıda yetenekli bale sa- natçısının bu konuda önemli sorumluluk- lan olduğuna inanıyor. Bale sanatının yaygınlaşmasında özel gırişimlerin bir zonınluluk olduğunu, an- cak bu konuda katkısı olmayan sermaye- yi öncelikle eleştirmek yerine, onları yönlendirecek, motive edecek sanatçı gi- rişimlerine gereksinim olduğunu söylü- yor. Yetenekli ve cesaretli bale sanatcıla- nnı, bir araya gelerek özel bale topluluk- lan oluşturmaya çağınyor. Onlann kararlı ve zorlu uğraşılan ile ancak bale ve çağ- daş bale sanatının gelişebileceğine inan- dığını, bunun bir başka yolunun olamaya- cağının altını çizerek, "Pek çok yetişmiş, yetenekli bale sanatçımızın, gösteriye çıkamadığı bugünkü olumsuz tabto ancak böyte değişir'' dı\or İLK YABANİ BtTKİ YE HAYVAN SERGİSt Türkiye doğası talaıı ediliyor • Türkiye'de ilk kez açılan yabani bitki ve hay\an sergisinin koordinatörlüğünü yapan Doç. Dr. Barbaros Çetin, Türkiye'nin, doğa sermayesini bir mirasyedi vurdumduymazhğıyla yok ettiğini belirtti. BANIİSALMAN ANKARA - Türkiye'de- ki ılk yabani bitki ve hay- van sergisi Ankara'da açıl- dı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bö- lümü öğretım üyelennden Doç. Dr. Barbaros Çetin, dünyada iki gen merkezi- nin çakıştıgı yerde bulun- masına, birçok tahıl, sebze ve meyvenin anavatanı ol- masına karşın, Türkiye'de doğal kaynaklann değer- lendirilemedıgini ve 'doğa talanı 1 yapıldıgım söyledı. Çetin, Türkiye'de doğa kültürünün ekonomik po- tansiyel olarak değerlendi- nlemediğini belirtirken bitki ve hayvan türlerinin özellikle yabancılar tara- fından 100 yıldır talan edildığini kaydetti. Türki- ye'nin birçok bitki ve hay- van türünün anavatanı ol- masına karşın, pek çok ürünü ithal etmeye başla- dığını belirten Çetin, "Türkiye, 5 yıl öncesine kadar tanmıyia. doğasıyla dünyada kendi kendine ye- ten ülkeler arasında yer ahyordu. Arbk kimse bu- nu iddia edemez. Son yıl- larda ithal edilen sebze, ta- hıl ve di|er gıda maddete- rine bakıldıgında bu daha i>i anlaşıhr" dedı. 'Doğa kültürü yok^ Türkiye'de doğa kültü- rünün yerleşmediğine dik- kat çeken Çetin, şöyle ko- nuştu:"Doğa kühürü gelis- medigi için Türkiye gerçek anlamda ekolojik dengesi- ni koruyarak, ekonomik potansiyd haüne getiremi- yor. Bu nedenle Türkiye doğa sermayesini bir mi- rasyedi vurdumduyınazn- ğtyla yok ediyor. Özellikle son 10 vıl içerisinde her gün çeşitienen ve genişle- yen çevre kirliliği Türkiye doğasının kendini yenileme payını ortadan kaldırmış- nr." Dünyada yoğun ve çe- şitli çevre kirliliği nede- nıyle yabani bitki ve hay- van türlerinin hızla yok ol- duğunu kaydeden Çetin, "Son 20-30 yılda dünyada yok olan yabani bitki ve hayvan türlerinin sayısı, geçmiş 200 yıldaki sayıya eşıt" diye konuştu. Bir bit- ki türünün yok olmasınm beraberinde bırçok bitki ve hayvan türlerinin yok ol- masına neden olduğunu belirten Çetin, insan varlı- ğırun da gelecekte yok ol- ma tehlikesiyle karşı karşı- ya kalacağına dikkat çekiti. Çetin, Türkiye'de de doğa ve çevre konulannda eği- tim ve bilgi eksikliği ol- ması nedenıyle son 10-20 yıldır yanlış sanayileşme ve yerleşme, aşırı tarım ilaçlan kullanma, orman yangınları ve kesmeler nedeniyle ekolojik denge- nin hızla bozulduğunu kaydetti. Her insanın ya- şam bılimini belli oranda ögrenmesi gerektiğini vur- gulayan Çetin, ortaöğre- timde biyoloji derslerinin seçmelı hale getırilmesini "Cumhuriyet tarihinde bir geriye gidiş" olarak nite- lendirdi. Ulusal doğa mfizesi Avrupa Konseyi'nin 'Doğayı Konıma Yüı' çer- çevesinde Türkiye doğası- nın zengınliğini ve biyolo- jik zenginliğın ekolojik ve ekonomik gelecek açısın.- dan taşıdığı önemi göster- mek amacıyla hazırlanan "Biyolojik Çevre ve Gele- ceğimiz" konulu sergi de Ankara'da açıldı. Geliş- mekte olan toplumlarda 'biyoloji kültürünün' ger- çek anlamda yerleşmesi için 'ulusal doğa bih'mleri müzesi'nin kurulması ge- rektiğini vurgulayan Çetin, bunun ilk adımı olarak Türkiye'deki yabani bitki topluluğu (flora) ve hay- van topluluğunun (fauna) örneklerinin yer aldığı bu serginin hazırlandığını bil- dirdi. Kamuoyunun da ulusal doğa bilimlen mü- zesinin eksiklığini bu ser- giyle daha iyi anlayacağını belirten Çetin, gelişmiş ül- kelerde ulusal doğa bilim- leri müzesinın 200-300 yıl öncesinden kurulduğunu vurguladı. Önceki gün Atatürk Kültür Merke- zi'nde açılan sergi yalnız- ca 4 gün süreyle, 10.00- 17.00 saatleri arasında ge- zilebılecek. Memleket fail-i meçhullerle pek uğrasıyor. Hoş uğraşıp da bir şey obnuyor ama hiç değilse lafi geçıyor, bir şeyler söyle- nıyormuş gibi yapılıyor. Bir de "zafl-i meçhuller" var ki adı sanı bile gecmi- yor. Bu "zafl-i mechul" demek "bifin- meyen kayıplar'" anlamına gelıyor. "Ka>ıp olmanın bilinmeyeni ne de- mek?"derseniz onu da bilenler bıli- yor anlamı çıkıyor. Yanı bu olaylann tabıatında btraz acayiplık olduğunu kabul etmek lazım. Şimdi biz bu "za- B-i meçhuDer" konusunda gelen mek- tuplardan bırkaçını yayımhyoruz. "Özgiir Düşünce", sakın evlne dönme... F avrumuz "Özgür Düşünce" bilmediğimız nedenlerden do- layı evinden kaçtı. Bütün ev halkı perişan olduk. Aramadığımız yer kalmadı. KarakoHara başvurduk, kendilerinde böyle bir kayda rastlan- madığını öğrendik. Hastaneleri tara- dık. Bu adı taşıyan ne bir hasta ne de bir yaralı. Yavrumuzun kötü niyetlı- lerin eline düşmesinden endişe edı- yoruz. Yavrum Özgür Düşünce, ne durumda olursan ol biz senı affedi- yoruz. Annen perişan oldu. Benim de takatim azaldı. Yavrum. geçmişte sana bilerek bilmeyerek kötü mu- amele ettikse artık onlar da gende kaldı. Gene de seni evine çağıramı- yoruz yavrum. Burada dunımlar pek iyi değil. Senin hakkında ileri geri konuşmalar oluyor. Biz duruma pek güvenemiyomz. Sen bır süre daha evine dönme evladım. Bize mektup falan yazıp bizim de başımızı derde MESELA DEDÎK ERDAL ATABEK Zail-i meçhullere bakan yok mu?.. sokma yavrum. Eğer yurtdışına gıt- tinse bir müddet oralarda kal. Yok buralardaysan sesini soluğunu çıkar- madan durum\ınu koru. Aman yav- rum, kendini kötü niyetlilerden koru. Senı koruyamadığımız ıçın de bizi affet. Bir gün gelir de burada güven- likte olacağına kanaat getırirsek senı çağınnz. Tamam mı yavrum. Sen de biz de dayanahm bizim sevgih evla- dımız. Baban... Namusumu kaybettim. hiç aramıyorum... Fıllardır koruyup kolladığım namusumu kaybermiş bulunu- yorum. Başlarda "Aman yok- sa namussuz mu oldum 7 " diye tasala- ra düşmüştüm. Bereket versin tanı- dıklar "Sen ne üzülüyorsun ki? Asü şimdi sevinmelisin. Yıllardır namuslu oldun da ne oldu? Aptal nusuı nesin, insan namussuz oldum diye üzülür mü" dediler de biraz kendıme gel- dim. Gene de teselli bulmam uzun sürerdi ya.. bırden nasıl da rahatladı- ğımı anlayıverdim. Şu namus nasıl bir belaymış da bilememişim. Na- muslu kalacağım diye ne sıkıntılar çekmişim. Dü§ünün bır kere, çalma yok çırpma yok, yalan yok, adam ka- zıklamak yok, neyı nerden kıme so- kuştururum diye düşünmek yok. Böyle olunca ne oluyor? Elde yok, avuçta yok, cepte yok, evde yok. Namuslu olmak artık lüks olmuş da haberimiz yok. Çevrerne bakıyo- rum, bizler gibi birkaç kışiden başka namuslu da yok. Sonra bir gün nasıl oldu bilemiyorum, namusumu kay- bettiğimi anladım. Şimdi artık na- mussuz olduğumu anlamış bulunu- yorum. Ne anyorum ne de yenisini çıkannm. Nereye gittiyse orada kal- sın, bulana da benden helal olsun. Biraz da o bulan kimse namuslu ol- manın sıkıntılannı çeksin. Şimdi eş dost peşıme düştü. Kimisi, "Arnan hiç durma ticaret yap, iyi kazanırsın" dıyor. Kimisi "Yahu şu nüfuzlular- dan tamdığın falan yok mu, gh görüş, sana birkaç iş ayarlasın" dıyor. Kimi- si arsa ışı yapmamı öneriyor, kimisi ne yapsan olur diyor. Daha bir şeye gırişmedım, uygun tekhflen bekliyo- rum. Size başvurmamın nedeni şu ki kaybettiğim namusum bir yerlerden çıkar da bana getirilirse kabul et- mem, bilinsin. Namus belasmdan çektiğim yeter. çanağımı kaybettim, yenisini anyorum... asının gözbebeği muhterem efendim. Sızi böyle küçük bir kayıp için rahatsız ettiğim için binlerce defa affınızı istirham ediyorum. Efendim, bendeniz uzun- ca bir süredir yaladığım çanağı kay- betmiş bulunuyordum. Benim için çok elim olan bu kayba uzun müddet tahammül etmem takdir buyurursu- nuz ki mümkün değildir. Zira hayatta bildiğım tek iş olan "çanak yalayıcıb- ğı" dışında hiçbir iş bılmedığım gibi dilün de her türlü pürtüğünü kaybet- miş olup bu işte mütehassıs derecesi- ne çıkmış bulunuyorum. Şimdi yeni bir çanak anyorum ki onu ustalıkla yalayarak memlekete hizmetime de- vam edebileyim. Siz de takdir buyu- rursunuz ki, Allah uzun ömür versin, zengin çanak sahipleri onlan yala- yanları pek sever, ziyade himaye edip yanlanndan ayırmazlar. Eh on- larda bu çanak bizde de bu dil olduk - ça memleket kalkınmasına büyük hizmetler etmiş oluruz. Bu büyük hizmeti pek takdir edemeyen kişıler bunu tenkit sebebi sayarlarsa da tak- dir buyurursunuz ki ağızlan torba ol- mayıp büzülemezler. Hem artık de- mokrasi olduğundan onlar da konu- şur dururlar. Efendim, size maruza- tım, eğer bır malumatınız olur da zengin bir çanagın adresini verebilir- seniz sızin köleniz olur, bu iyiliğinizi ömrüm oldukça unutmam muhterem efendim...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle