Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-28NİSAN1996CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Yetkin
görevden alındı
• ANTALYA
(Cumhuriyet) - Akdeniz
Üniversitesi Tıp
Fakûltesi'nde günü geçmiş
tıbbi malzeme alımı ile
ilgili olarak oluşturulan ilk
komisyonun üyesi olarak
sorumlulann hukuki
yollarla yargılamalannı
isteyen Prof. Dr. Çetin
Yetkin, Atatürk tlkeleri ve
Inkılap Tarihi Araştırma ve
- Uygulama Merkezi
Müdürlüğü görevinden de
alındı. Basına
açıklamalarda bulunduğu
için daha önce de hakkında
idari soruşturma başlatılan
Prof. Yetkin, bu olaylardan
sonra kurucu olduğu Fen
Edebıyat Fakültesi Tarih
Bölümü BaşkanlığTndan
istifa etmişti.
Sapp Kuray
tabırcu
• Istanbul Haber Servisi
- Uğradığı silahlı saldın
sonucu elinden ve
ayağından yaralanan
Türkinvest Yönetim
Kurulu Oyesi Sarp Kuray,
dün tedavi gördüğü
Mecidiyeköy Çevre
Hastanesi'nden taburcu
'oldu. Ortağının taburcu
olması nedeniyle hastaneye
gelen Türkinvest Yönetim
-Kurulu Başkanı Nasrullah
^Ayan ile Sarp Kuray'ın
•birbirleriyle
-konuşmadıklan gözlendi.
-Hastane resepsiyonuna ayn
.ayn asansörlerden inen
, Ayan ile Kuray, birbirlerini
görmezlikten geldiler.
Ayan, asansörden indikten
.sonra resepsiyonda eşi Nur
'Sürer'in gelmesini
bekleyen Sarp Kuray'la hiç
konuşmadan arabasına
bindi. Kuray da bir sûre
1
sonra resepsiyona inen
eşiyle birlikte hastaneden
aynldı.
kmail Cem'den
açiklama
• Haber Merkezi -CHP
lstanbul Milletvekili Ismail
Cem, özel bir sorunu
nedeniyle New York'ta
^ bulunduğunu ve CHP
' grubundaki seçimlere
katılmadığını bıldirdi.
Cem, yaptığı yazılı
açıklamada şunlan söyledi:
"CHP grubundaki
seçimlcTe ben katılmadım,
ben yoktum. Bir siiredir
özel bir sorun nedeniyle
New York'ta
bulunmaktayım. TBMM
grubunda, dış komisyonlar
için 25 nisan salı günü
seçim yapılmasının
kesinleştiğini
öğrendiğimde, grup
başkanlığını New York'tan
arayarak bu seçimin
erteletımesini talep ettim.
Talebim haklı görüldü.
Nitekim, grup
başkanlığinın seçimlerin
ertelenmesi yönünde gruba
bir öneride bulunduğunu,
ancak önerinin
benimsenmeyerek
seçimlerin
gerçekleştirildiğini daha
sonra öğrendim. Seçim,
benim bulunmadığım ve
katılmadığım, aynca
ertelenecek diye bildiğim
bir oturumda
gerçekleşmiştir. Bu
açıklamanın, yanlış
anlamalan gidermesini
umuyorum."
Ali Vedat
İrdelp'ten
açiklama
• Haber Merkezi -
'Gazetemizin 3 Mart 1995
tarihli gazetesinde yer alan
"Triryonluk Servet"
başlıİdı haberle ilgili
olarak Ali Vedat ırdelp,
yazılı bir açiklama
gönderdi.
-Açıklamada, Ali Vedat
trdelp'in kendisini paravan
•olarak kullandıracak bir
yapıda bulunmadığı,
' yazıda adı geçen
"gayrimenkulün Irdelp ve
"eşi tarafından 1986yıhnda
satın alındığı ve o tarihte
Ahmet Özal'la Irdelp'in
tanışıklığı olmadığı,
-gayrimenkulün değerinin
"1.5-2 milyondolar
•etmeyeceğı bildirildi.
Düzeltme
H Gazetemizin dünkü 4.
sayfasında yer alan
"Mahkemeden polislere
•beraat" habennin ilk
•ciimlesi teknik bir hata
sonucu yanlış çıkmıştır.
ı Doğrusu şöyle olacaktır:
"Kıyhan Tazeoğlu ve
Fatma Süzen'i
B«)lerbeyı'nde bir evde
girilen çatışmada
öldürdükleri gerekçesiyle
•haklannda 'adam
öldûrmek'suçundan dava
açıan Terörle Mücadele
Ş'ubesi'ndegörevli 12polis
ınemuru, beraat etti."
'Yargısız' yargı beldiyor
Nahit Menteşe, 19 kişinin ölümüne neden olan Gaziosmanpaşa olaylanyla ilgili olarak
mülkiye müfettişlerinin başlattığı soruşturmanm tamamlanmak üzere olduğunu söyledi
EVtN GÖKTAŞ
ANKARA - Içişleri Bakanı Nahıt
Menteşe, 19 kişinin ölümüyle sonuçlanan
lstanbul Gaziosmanpaşa olaylanyla ilgili
mülkiye müfettişlerince başlatılan
soruşturmanın sürdüğünü belirterek
"Soruşturmada otdukça mesafe kat edikii,
her an bitebilir" dedi. Menteşe,
Batıkent'te düzenlenen operasyonla ilgili
inceleme başlatıldığını da açıkladı.
Menteşe, Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde
12 mart gecesi beş kahve, birpastaneye
otomatik silahlarla ateş açanlar ile halkın
üzerine ateş açtıklan iddia edilen polisler
ve olaylarda ölen 19 kişi ile ilgili balistik
incelemenin sürdüğünü bildirdi.
Olaylarda sorumluluğu bulunan emniyet
mensuplannın saptanıp haklannda gerekli
yasal işlem yapılacağını kaydeden
Menteşe, gerek balistik ve gerekse dığer
soruşturmalann sağlıklı bir şekilde
yürümesi için biraz daha zamana
gereksinim olduğunu ifade etti.
Bakan Menteşe, 21 Mart 1995 gününden
beri kayıp olan Tunceli doğumlu Hasan
Ocakolayının araştınlması için ıki
müfettiş görevlendirdiğini bildirdi.
Ocak'ın annesine tahliye
Hasan Ocak'ın herhangi bir suçunun
bulunmadığım belirten Menteşe, şunlan
söyledi: "lstanbul Emniyet Müdürü'ne
sorduuL Gözarana ahndıktan bir süre
sonra serbest bırakıldığım söyledL
Durumunu biz de merak ediyoruz.
Çocuğun hiçbir suçu yokmuş. Sadece
1986-87 yıllannda ufak çapta ba/j olaylara
kanşmış. Fakat ondan sonra hiçbir olavla
ilgüisi olmamış." Menteşe, Hasan Ocak'ın
serbest bırakıldıktan sonra kaybolmuş
olabileceğini öne sürdü. Gözaltında
kaybolduğu ıddia edilen oğlunun
bulunabilesi için Ankara DGM'de,
duruşmanın inzibatını bozduğu
gerekçesiyle Birsen Gülünay ile birlikte
tutuklanan Hasan Ocak'ın annesi Emine
Ocak. pazar günü tahliye oluyor. Emine
Ocak ile 1992 yılında gözaltında
kaybolan Hasan Gülünay ın eşi Birsen
Gülünay, tHD Genel Başkanı Akın
Birdal'ın duruşmasını izledikten sonra
mahkeme heyetine. "Kayıplanmızı
istiyoruz. Gözartında kaybedilen
Hasan'ımı istiyonım. Hâkim bey, oğlumu
lütfen bulun" diye bağırdıklan için daha
sonra haklannda tutuklama karan
çıkanldı.Yaklaşık bir aydan beri Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde yatan Ocak
ile Gülünay'ın, tahliyeleri nedeniyle pazar
günü bazı demokratik kitle örgütlerince
cezaevi önünde davul-zurnalı karşılama
töreni düzenlenecek. lçişleri Bakanı
Menteşe, Ankara'da 12 nisan günü
gerçekleştirilen ve ikisi kız üç kişinin
ölümüyle sonuçlanan operasyonla ilgili
inceleme başlattıklannı söyledi. Olayın
bir yargısız infaz olmadığını, ölü olarak
ele geçirilenlenn yasadışı Dev-Sol örgütü
militanı olduğunu vurgulayan Menteşe,
"Bu operasyonda sağ olarak yakalanan
şahsm verdiği biigiler üzerine, aynı gün
başka operasyorüar yapdarak başka
militanlar yine >akalandı. GüvenÛk
kuvvetleri. böylece çok önemli bir militan
grubu, e>lem öncesinde etkisiz duruma
getirdi" diye konuştu. Olay sırasında
öldürülen kişilerin polisle silahlı
çatışmaya girdiğini ve bunun sonucu
olarak ölü ele geçirildiklerini öne süren
Menteşe, başlatılan incelemenin
tamamlanması sonucu, olayın yargısız
infaz olmadığına herkesin inanacağını
bildirdi.
'Faili Meçhuller Komisyonu' başkanı, örgütün büyük bir tehlike haline gelebileceğini söyledi
Avundukluoğlu 'ndanHirfbullah uyansı
• Faili Meçhul
Cinayetleri Araştırma
Komisyonu Başkanı
Sadık Avundukluoğlu,
PKK'nin
büyümesinden
ANAP'ın sorumlu
olduğunu belirtirken
"Önlem almmazsa,
Hizbullah büyük
tehlike haline gelecek,
bu konuda da kendi
hükümetimi
uyanyorum" dedi.
AYŞE SAYIN
ANKARA-TBMM Faili
Meçhul Cinayetleri Araştır-
ma Komisyonu Başkanı Sa-
dık Avundukluoğlu, hükü-
metı. "Hizbullah tehlike-
si"ne karşı uyardı. Geçmiş-
te, yeterli önlem alınmama-
sı nedeniyle PKK'nin Tür-
kiye'nin başına sorun oldu-
ğuna dikkat çeken Avun-
dukluoğlu, "Eğer şimdiden
gerekli önlem alınmazsa, P-
KK, zaman içinde nasıl bü-
yüdû ve Türkiye için tehlike
ohıştunuıysa, Hizbullah da
büyük tehlike olacaktır. Ra-
porda, bu konuda da kendi
iktidanmı uyanyorum" di-
ye konuştu.
Komisyon, kamuoyunda
büyük tartışmaya yol açan
rapor üzerinde, redaksiyon
çalışmalannı sürdürürken
DYP'li Başkan Avunduklu-
oğlu. raporun "yumuşatıl-
masuun" söz konusu olma-
dığını söyledi. Raporda da-
ha ağır hükümler yer alaca-
ğını kaydeden Avunduklu-
oğlu, komisyonun bazı olay-
larda ihmali görülen siyasi-
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
lerle ilgili Meclis soruştur-
ması isteyeceğini bildirdi.
Avundukluoğlu, raporun
değiştirilerek "ağuiaştınia-
cak" bölümlerinden birinin
de PKK terörünün tırman-
masına ilişkin bölüm oldu-
ğunu vurguladı. Komisyo-
nun, PKK terörünün tırman-
masına neden olduğu gerek-
çesiyle ANAP iktidan dö-
nemi ile ilgili Meclis soruş-
turması isteyeceğini bildi-
ren Avundukluoğlu, şunlan
söyledi:
"Raporda. bazı olaylarla
ilgili siyasi vöneticilerin de
sorumlu olduğunu belirte-
ceğiz. Örneğin,PKK terö-
rii ile UgüL Taslak raporda,
PKK'nin 1984'te 200 milita-
nı oMuğu, ancak dönemin
idarecilerinin hatalı karar-
lan ile terörün tırmanması-
na sebebiyet verdiği ve ka-
munun bü\ ük zaranna yol
açtıklan gerekçesiyle hakla-
nnda soruşturma açılması
isteniyor. Komisyon üyesi ar-
kadaşlanmız, sadece idare-
cilerin sorumlu tutulmast-
nın yanlış olacağuıı, siyasi
vöneticilerin de sorumlu ol-
ması gerektiğini söylediler.
Bu nedenle raporda, o döne-
min siyasi yöneticikri hak-
kında Meclis soruşturması
isteyeceğiz. O dönemde ise
ANAP iktidardaydr dedi.
Imzaya açüacak
Avundukluoğlu, ANAP'lı
komisyon üyelerinin karşı
çıkmasına rağmen, Meclis
araştırması isteminde karar-
lı olduklannı bildirerek
"ANAP'b üyeler, isterierse
muhalefet şerhi koyarlar. A-
ma komisyondaki arkadaş-
lann büyük çoğunluğu bu
görüste" diye konuştu.
Avundukluoğlu, raporda,
sadece ANAP döneminin
suçlanmadığını da vurgula-
yarak "Raporda, Hizbullah
tehlikesiyle ilgili olarak da
kendi hükümetimi uyanyo-
rum. Bu konuda önlem ahn-
mazsa, Hizbullah terörü. P-
KK teröründen daha tehli-
keü olur dıye" görüşünü di-
le getirdi.
Avundukluoğlu, redaksi-
yon çalışmalan süren rapo-
run, ancak bayram sonrası
üyelerin imzasınaaçılacağı-
nı belirterek mümkün olan
en kısa sürede de TBMM
Başkanlığı'na sunulacagını
bildirdi.
ÇSfler'den DemireFe
6
seçim yok' yarab
Çilkr'in açıklaması seçim beklentisini dindirmedi.
ANKARA (Cumhurhet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
erken seçim isteğıne, Başbakan
Tansu Çiller ve DYP grubundan
olumsuz yanıt geldi. Çiller, "1996'ya
kadar seçim yok" görüşünü
yinelerken Demirel'in, "hükümrtbı
halk desteğini \itirdigi" yönündekı
sözlerinı yanıtlamaktan kaçınarak
"Cumhurbaşkanı büyüğümüzdür"
demekle yetindi. Çiller ve DYP
yöneticilerinin, "Erken seçim yok"
açıklamalan, seçim beklentisini
bitiremedi. Çiftçilerin kredi
borçlannı affina ilişkin yasa tasan
görüşülürken önceki akşam. TBMM
Genel Kurul çalışmalanna katılan
Çiller. kuliste gazetecilerin erken
seçime ilişkin sorulannı yanıtladı.
Çiller. I996'ya kadar erken seçim
olmadığı görüşünü yinelerken "1994
zor bir yıl oldu, ama 1995 daha iyi
olacak. 19% ise çok daha iyi olacak ve
bu ortamda yapdacak seçimlerden
DYP tek başına iktidar olarak
çıkacak" diye konuştu. Çiller,
Cumhurbaşkanrnın, "hükümetin
arkasında halk iradesi olmadığını'"
ima eden sözlerinın anımsatılmasi
üzerine de "Cumhurbaşkanı bizim
büyüğümüzdür. bu konuda yorum
yapmam" demekle yetindi.
DYP Grup Başkanvekili thsan
Saraçlar da hükümetin, bütün
engelleri aşarak seçimlere "yüz
akıyla" gideceğini belirtirken
"Ancak Türkhe'nin içinde
bulunduğu bugünkü durumu bir
seçim ekonomisini kaldıramayacak
kadar hassastır. O nedenle seçimlere
zamanı gelince gidilecektir" diye
konuştu. Saraçlar, hükümetin
gündeminde şu anda Türkiye'yi
gümrük birliğine görürecek olan yasa
tasanlannı TBMM'den geçirmek
olduğunu vurguladı. Çiller, "Seçim
yok" demesine karşın anayasa gereği.
en geç ekim ayında ara seçim
yapılması gerekiyor. Anayasa
uyannca, TBMM'de 1 boş üyelik
olsa bile, genel seçimlerden 1 yıl
önce ara seçimlerin yapılması
gerekiyor. Milletvekili genel seçimi,
kasım 1996'dayapılacağı için halen
22 üyeliğin boş olması nedeniyle en
geç ekim ayında ara seçimlerin
yapılması gerekiyor. Ancak yine
Seçim Yasası'na göre seçim
karannın, seçim tarihinden 3 ay önce
alınması gerektiği için hükümet
temmuz ayında, ara seçim yasasını
çıkarmak zorunda bulunuyor. Ara
seçim istemediği bilınen Başbakan
Çiller'in, ara seçim ile genel
seçimleri birleştirebileceği ve 1996
yılında yapılmak üzere erken seçim
karan alabileceği belirtildi. Böylece
ara seçim zorunluluğundan
kurtulacak olan Çiller, normal genel
seçim tarihini birkaç ay geriye almış
olacak. Ancâk DYP yöneticileri,
CHP'nin 30 ağustos kurultayında,
Deniz Baykal'ın genel başkan
seçilmesi durumunda hükümetin
devam edemeyeceğine dikkat
çekerek seçimin kurultaydan çıkacak
sonuca göre daha erken bir tarihe
alınabileceğini belirtiyorlar.
Algan Hacaloğlu 'Demokrasi ve Kimlik Sorunu' konulu konferansta konuştu:
Kürtlerin kimlik sorununu çözmeliyiz
• Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen
"Demokrasi ve Kimlik Sorunu" konulu toplantıda
konuşan Insan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı
Algan Hacaloğlu, silahla bir yere varmanın mümkün
olmadığını söyledi. Doç. Dr. Çapoğlu da çözümün
Güneydoğu'daki feodal yapmın yıkılmasından
geçtiğini ileri sürdü.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Insan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu,
Türkiye'nin demokrasi ve kimlik
sorununu çözmesi gerektiğini be-
lirterek, terör, şiddet ve baskı ile
hiçbir yere vanîamayacağını söy-
ledi. Hacaloğlu, "Kürt yurttaşla-
runızın kimlik sorununu çözmeü-
yiz. Silahla bir yere varmak müm-
kün değüdir" dedi. Stratejik Araş-
tırmalar Vakfı Başkanı Doç. Dr.
Gökhan Çapoğlu da, ekonomik
refahı sağlamadan düşünceyi ıfa-
de sorununa çözüm bulmanın zor
olduğunu vurgulayarak, Güney-
doğu'daki feodal yapının yıkılma-
sı gerektiğini bildirdi.
Stratejik Araştırmalar Vakfı ta-
rafından düzenlenen "Demokrasi
ve Kimlik Sorunu" konulu toplan-
tı, dün Ankara Sheraton Oteli'nde
başladı. Iki gün sürecek olan top-
lantmın açış konuşmasını yapan
Stratejik Araştırmalar Vakfı Baş-
kanı Çapoğlu. Güneydoğu'da aşi-
retlerle ilişki kurulduğu için birey-
sel gelişmenin yaşanmadığını söy-
ledi. Güneydoğu sorununun Kürt
sorunu ile birleştiğini savunan Ça-
poğlu, şunlan söyledi:
"Kürtçe TV'ye engel olmamalı-
\TZ. Kürtler Avrupa'dan TVT
yayı-
nı yaprj'or. Bunu engelleyemeyiz.
Ekonomik refahı >aygınlaştırma-
dan, düşünceyi ifade sorununa çö-
züm bulamayız. Güneydoğu'daki
feodal yapm kırmalrjTZ. Korucu-
luk ve teröristlik yapısı kemikleş-
meden, ekonomik reformlar yapa-
rak, gençleri terörün kucağından
kurtarmalryız. Insan haklan ev-
rensel bir olgudur. Demokrasinin
yerlesmesi için nesnel koşullar
oluşturmalıyız. MillervekiUerinin
dokunulmazlıklan kaldınldı. Dü-
şüncelerini açıkladıklan için kim-
senin dokunulmazlığı kakunlma-
man."
Insan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu
da, Türkiye'nin bunalımlı bir dö-
nemden geçtiğini, demokrasi ve
kimlik sorununun çözümlenmesi
gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin
en temel meselesinin demokrasi
ve kimlik sorunu olduğunu belir-
ten Hacaloğlu, görüşlerini şöyle
dile getirdi:
"fç banş kanıyor. Kardeş kanı
akryor. Ülkede terör, şiddet, baskı
vardır. Hiçbir sorun silahla çözüm-
lenmez. Baskı uygulayarak da
kimseyi sindiremczsiniz. Bu çılgın
ortam son buunalıdır. Çözüm, her-
kes için demokrasidir. Düşünce suç
olmamalıdır. Kürt sorunu, Tür-
kiye'nin iç sorunudur. Bu sorunu
Türkiye'nin kendisinin çözmesi
gerekir. Türkiye'de her kökenden
insan anadilini konuşabümelklir,
özel okullar açabilmelidir. TV ve
yazılı medyadan yararlanabil-
melkür. Kürt yurttaşlarm kimlik
sorununu çözmeliyiz."
POLtTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
7afer
f
!..
Dakika 56... Sergen'in, Isviçre defansının üzerin-
den aşırdığı topa Ogün vurdu, top filelerle kucaklaş-
tı: Türkiye 2, Isviçre 1...
Birden silah sesleri duyulmaya başlandı. Sanki her
apartmanın her katından silah sıkılıyordu.
Maçın geri kalan dakikalarında milli takımımız çok
iyi oynadı ve Isviçre'ye gol şansı tanımadı. Böylece
maç Türkiye'nin 2-1 yengisiyle sonuçlandı.
Yenidert silahlar patlamaya başladı.
Salonda oturuyordum. Sırtımı duvara yaslayıp
pencereden karşı apartmanlan izliyordum.
Sanki savaş çıkmtştı...
Insan çığlıklan, gecenin sessizliğinde yankılanıyor-
du...
Balkonlarda salkım saçak insanlar vardı. Silahlar
ya balkondan ya da pencerelerden ateşleniyordu.
Bir tuhaf duygu kapladı tüm bedenimi...
Gerçekten Türkiye, anlaşılması oldukça güç -bel-
ki de hiç güç değil- bir sürece girmişti.
Neler oluyordu?
Demek ki her evde ateşli silah vardı. Insanlanmız
coştukça silahlannı eline alıp gelişigüzel ateş edebi-
liyoriardı. Yine insanlarımız öfkelendikçe silahlannı
çekip birbirlerini vurabiliyorlardı.
Silah sesleri 20-30 dakika sürdü...
Coşku bu kez caddelere taşmıştı. Ellerinde Türk
bayraklan bulunan gençler otomobillere, minibüsle-
re dolmuş, Taksim'e doğaı gidiyortardı. Ankara'da ve
Izmir'de de aynı coşku yaşanıyordu.
Bir genç elinde MHP'nin 'üç hilal']\ bayrağı ile hay-
kınyordu:
"En büyük Türkiye, en büyük Türkeş..."
Bir başka genç, televizyon muhabirine şöyle ses-
leniyordu:
"Mehter takımı Taksim Meydanı'na gelsin..."
Sanki bir savaş kazanmıştık...
•
Ekonomisi çökmüş, enflasyonu yüzde yüzlerin
üzerine çıkmış ülkelerde 'futboV siyasal iktidariann,
cuntacılann 'can simidi'd'ır. Güney Amerika ülkele-
rinde (Arjantin, Brezilya, Peru) halk, sefaletin içinde
yüzerken bir Pele bir Maradona efsanesi yoksul hal-
kın düşlerini oluşturmuştur.
Işte Türkiye, enflasyona, demokrasiye, insan hak-
larına, faili meçhullere, yargısız infazlara inat 2-1 'lik
Isviçre yengisinden sonra ortalığı ayağa kaldırdı. El-
bet bu yengiye biz de çok sevindik. Milli takımımızın
tüm oyuncularını, teknik direktörFatih Terim'iayak-
ta alkışladık.
Ama gördük ki Türkiye, tipik bir Güney Amerika ül-
kesi gibi günübirlik yaşıyor; yaşamın ağır koşullan,
2-1 'lik bir yenginin sevinciyle bir anda unutulabiliyor.
Tam sırasıyken önünüze iki seçenek koysalar na-
sıl yanıt verirsiniz?
Demokratikleşmeyi sağlayacak yasaların (başta
Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kaldınl-
ması) ivedi olarak çıkması mı, yoksa milli takımımı-
zın 1996 Avrupa Şampiyonası'na katılması mı?
Sanırız ikinci seçenek ağır basar...
•
Milli futbol takımımızın, Isviçre'yi 2-1 yenmesiyle
başlayan gösteriler sabaha dek sürdü. Bu arada bir
genç kız balkonda otururken karşı apartmandan sı-
kılan bir silahla öldü.
Isviçre'yi 2-1 yenince gözümüz hiçbir şeyi görmü-
yor...
Oysa Avrupa Konseyi Partamenterler Meclisi tara-
fından kabul edilen tavsiye karannda şöyle denilıyor
"Türkiye, demokratikleşme konusunda haziran
ayına dek adım atmalıdır..."
Biz böyle bir adım atılacağını hiç sanmıyoruz...
Tansu Hanım yine yan çizdi...
Hikmet Çetin gidişi çok yakından izliyor, arkadaş-
larının tepkilerine hak veriyor.
Ne diyor insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı
Algan Hacaloğlu:
"Polis yargısız infazcı..."
Bunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı...
Kafam kanşıyor...
Ben silah seslerini hâlâ duyuyorgibi oluyorum.
Televizyon ekranlanndaki görüntüleri sabah haber-
lerinde bir kez daha izliyorum...
Bir genç, sesi kısılmış bağınyor
"Kuzey Irak'a girdik, Saddam'/ devirdik, Bern'de
Isviçre'yi ezdik..."
Susuyorum...
AFPveReuters
muhabirleHsorguda
DtYARBAKIR (Cum-
huriyet) - PKK'li terörist-
ler tarafından 26 gün önce
kaçınlan ve önceki gün ser-
best bırakılan AFP muha-
biri Kadri Gürsel ile Re-
uters foto muhabiri Fatih
Sanbaş'ın sorgulamalan
Şırnakyakınlanndaki Ikiz-
ce Jandarma Taburu'nda
sürüyor.
Şımak'ın Kumçatı Kö-
yü'nde serbest bırakılan
gazeteci Sanbaş ve Gürsel,
bir süre korucubaşı Osman
Demir'in evinde misafir
olduktan sonra geceyi Şır-
nak yakınlanndaki Ikizce
Jandarma Taburu'nda ge-
çirdiler. Bu arada, Reuters
ajansı serbest bırakılan ga-
zeteciler için tuttuğu özel
uçağı Diyarbakır havaala-
nında bekletiyor.
Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nin Kuzey Irak'ta sürdür-
düğü "ÇeHk Harekâü"nı
izledikten sonra 31 martta
Türkiye'ye giriş yapan ve
Diyarbakır'a dönerken
Cizre-Nusaybin karayolu-
nun Turgutlu mevkiinde
yolu kesen PKK'li terörist-
lerce kaçınlan AFP muha-
biri Kadri Gürsel ile Re-
uters foto muhabiri Fatih
Sanbaş, önceki gün 17.00
sıralannda özgürlüklerine
kavuştular.
Gergin bekleyiş
Fatih Sanbaş'ın eşi Şer-
min Sanbaş. üç gün önce
asılsız çıkan bir haber üze-
rine geldiği Diyarbakır'da
mutlu haberi, kaldığı ote-
lin odasında aldı. Odasına
bağlanan telefonla bir anda
ahizenin diğer ucunda eşi-
nin sesini duyan Şermin
Sanbaş, sevinçten gözyaş-
lannı tutamadı. Sevincini
otelı dolduran ve çoğunlu-
ğu kendisinin, eşinin yakın
arkadaşlan olan gazeteci-
lerle paylaşan Sanbaş için
gece oldukça uzun geçti.
tkizce Jandarma Tabu-
ru'nda bulunan gazetecile-
rin sorgulaması sürüyor.
Bu arada, Diyarbakır'da
bulunan bazı gazetecilerin
serbest bırakılan arkadaş-
lannı önceki gece helikop-
terle Diyarbakır'a getırme
girişimi sonuçsuz kaldı.
Reuters'in Türkiye Büro
Şefı Jonathan Lyon, önce-
ki akşam yaptığı açıklama-
da, foto muhabirleri Fatih
Sanbaş ve AFP'li meslek-
taşı Kadri Gürsel'in bıra-
kıldıklan ve sağlık durum-
lannın iyi olduğu haberini
almaktan büyük memnun-
luk duyduklannı bildirdi.
Lyon, "Fatih'ledaha aynn-
rjh bir görüşme yapmadan
ve o ailesiyle görüşmeden
aynca, tam bir tıbbi kont-
rokJen geçene kadar bu aşa-
mada Reuters'in daha faz-
la bir açiklamayapamama-
sını lütfen anlayışla karşıla-
ym" dedi.
Bu arada iki ay önce se-
yahat amacıyla gittiği
Iran'ın Urumiye kentinde
PKK'li teröristler tarafın-
dan kaçınlan Hakkari Mil-
letvekili Mustafa Zey-
dan'ın damadı Hamza Ke-
sici Başkale ilçesi yakın-
lannda serbest bırakıldı.