04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-28NİSAN1996CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Yetkin görevden alındı • ANTALYA (Cumhuriyet) - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakûltesi'nde günü geçmiş tıbbi malzeme alımı ile ilgili olarak oluşturulan ilk komisyonun üyesi olarak sorumlulann hukuki yollarla yargılamalannı isteyen Prof. Dr. Çetin Yetkin, Atatürk tlkeleri ve Inkılap Tarihi Araştırma ve - Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevinden de alındı. Basına açıklamalarda bulunduğu için daha önce de hakkında idari soruşturma başlatılan Prof. Yetkin, bu olaylardan sonra kurucu olduğu Fen Edebıyat Fakültesi Tarih Bölümü BaşkanlığTndan istifa etmişti. Sapp Kuray tabırcu • Istanbul Haber Servisi - Uğradığı silahlı saldın sonucu elinden ve ayağından yaralanan Türkinvest Yönetim Kurulu Oyesi Sarp Kuray, dün tedavi gördüğü Mecidiyeköy Çevre Hastanesi'nden taburcu 'oldu. Ortağının taburcu olması nedeniyle hastaneye gelen Türkinvest Yönetim -Kurulu Başkanı Nasrullah ^Ayan ile Sarp Kuray'ın •birbirleriyle -konuşmadıklan gözlendi. -Hastane resepsiyonuna ayn .ayn asansörlerden inen , Ayan ile Kuray, birbirlerini görmezlikten geldiler. Ayan, asansörden indikten .sonra resepsiyonda eşi Nur 'Sürer'in gelmesini bekleyen Sarp Kuray'la hiç konuşmadan arabasına bindi. Kuray da bir sûre 1 sonra resepsiyona inen eşiyle birlikte hastaneden aynldı. kmail Cem'den açiklama • Haber Merkezi -CHP lstanbul Milletvekili Ismail Cem, özel bir sorunu nedeniyle New York'ta ^ bulunduğunu ve CHP ' grubundaki seçimlere katılmadığını bıldirdi. Cem, yaptığı yazılı açıklamada şunlan söyledi: "CHP grubundaki seçimlcTe ben katılmadım, ben yoktum. Bir siiredir özel bir sorun nedeniyle New York'ta bulunmaktayım. TBMM grubunda, dış komisyonlar için 25 nisan salı günü seçim yapılmasının kesinleştiğini öğrendiğimde, grup başkanlığını New York'tan arayarak bu seçimin erteletımesini talep ettim. Talebim haklı görüldü. Nitekim, grup başkanlığinın seçimlerin ertelenmesi yönünde gruba bir öneride bulunduğunu, ancak önerinin benimsenmeyerek seçimlerin gerçekleştirildiğini daha sonra öğrendim. Seçim, benim bulunmadığım ve katılmadığım, aynca ertelenecek diye bildiğim bir oturumda gerçekleşmiştir. Bu açıklamanın, yanlış anlamalan gidermesini umuyorum." Ali Vedat İrdelp'ten açiklama • Haber Merkezi - 'Gazetemizin 3 Mart 1995 tarihli gazetesinde yer alan "Triryonluk Servet" başlıİdı haberle ilgili olarak Ali Vedat ırdelp, yazılı bir açiklama gönderdi. -Açıklamada, Ali Vedat trdelp'in kendisini paravan •olarak kullandıracak bir yapıda bulunmadığı, ' yazıda adı geçen "gayrimenkulün Irdelp ve "eşi tarafından 1986yıhnda satın alındığı ve o tarihte Ahmet Özal'la Irdelp'in tanışıklığı olmadığı, -gayrimenkulün değerinin "1.5-2 milyondolar •etmeyeceğı bildirildi. Düzeltme H Gazetemizin dünkü 4. sayfasında yer alan "Mahkemeden polislere •beraat" habennin ilk •ciimlesi teknik bir hata sonucu yanlış çıkmıştır. ı Doğrusu şöyle olacaktır: "Kıyhan Tazeoğlu ve Fatma Süzen'i B«)lerbeyı'nde bir evde girilen çatışmada öldürdükleri gerekçesiyle •haklannda 'adam öldûrmek'suçundan dava açıan Terörle Mücadele Ş'ubesi'ndegörevli 12polis ınemuru, beraat etti." 'Yargısız' yargı beldiyor Nahit Menteşe, 19 kişinin ölümüne neden olan Gaziosmanpaşa olaylanyla ilgili olarak mülkiye müfettişlerinin başlattığı soruşturmanm tamamlanmak üzere olduğunu söyledi EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Içişleri Bakanı Nahıt Menteşe, 19 kişinin ölümüyle sonuçlanan lstanbul Gaziosmanpaşa olaylanyla ilgili mülkiye müfettişlerince başlatılan soruşturmanın sürdüğünü belirterek "Soruşturmada otdukça mesafe kat edikii, her an bitebilir" dedi. Menteşe, Batıkent'te düzenlenen operasyonla ilgili inceleme başlatıldığını da açıkladı. Menteşe, Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde 12 mart gecesi beş kahve, birpastaneye otomatik silahlarla ateş açanlar ile halkın üzerine ateş açtıklan iddia edilen polisler ve olaylarda ölen 19 kişi ile ilgili balistik incelemenin sürdüğünü bildirdi. Olaylarda sorumluluğu bulunan emniyet mensuplannın saptanıp haklannda gerekli yasal işlem yapılacağını kaydeden Menteşe, gerek balistik ve gerekse dığer soruşturmalann sağlıklı bir şekilde yürümesi için biraz daha zamana gereksinim olduğunu ifade etti. Bakan Menteşe, 21 Mart 1995 gününden beri kayıp olan Tunceli doğumlu Hasan Ocakolayının araştınlması için ıki müfettiş görevlendirdiğini bildirdi. Ocak'ın annesine tahliye Hasan Ocak'ın herhangi bir suçunun bulunmadığım belirten Menteşe, şunlan söyledi: "lstanbul Emniyet Müdürü'ne sorduuL Gözarana ahndıktan bir süre sonra serbest bırakıldığım söyledL Durumunu biz de merak ediyoruz. Çocuğun hiçbir suçu yokmuş. Sadece 1986-87 yıllannda ufak çapta ba/j olaylara kanşmış. Fakat ondan sonra hiçbir olavla ilgüisi olmamış." Menteşe, Hasan Ocak'ın serbest bırakıldıktan sonra kaybolmuş olabileceğini öne sürdü. Gözaltında kaybolduğu ıddia edilen oğlunun bulunabilesi için Ankara DGM'de, duruşmanın inzibatını bozduğu gerekçesiyle Birsen Gülünay ile birlikte tutuklanan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak. pazar günü tahliye oluyor. Emine Ocak ile 1992 yılında gözaltında kaybolan Hasan Gülünay ın eşi Birsen Gülünay, tHD Genel Başkanı Akın Birdal'ın duruşmasını izledikten sonra mahkeme heyetine. "Kayıplanmızı istiyoruz. Gözartında kaybedilen Hasan'ımı istiyonım. Hâkim bey, oğlumu lütfen bulun" diye bağırdıklan için daha sonra haklannda tutuklama karan çıkanldı.Yaklaşık bir aydan beri Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde yatan Ocak ile Gülünay'ın, tahliyeleri nedeniyle pazar günü bazı demokratik kitle örgütlerince cezaevi önünde davul-zurnalı karşılama töreni düzenlenecek. lçişleri Bakanı Menteşe, Ankara'da 12 nisan günü gerçekleştirilen ve ikisi kız üç kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyonla ilgili inceleme başlattıklannı söyledi. Olayın bir yargısız infaz olmadığını, ölü olarak ele geçirilenlenn yasadışı Dev-Sol örgütü militanı olduğunu vurgulayan Menteşe, "Bu operasyonda sağ olarak yakalanan şahsm verdiği biigiler üzerine, aynı gün başka operasyorüar yapdarak başka militanlar yine >akalandı. GüvenÛk kuvvetleri. böylece çok önemli bir militan grubu, e>lem öncesinde etkisiz duruma getirdi" diye konuştu. Olay sırasında öldürülen kişilerin polisle silahlı çatışmaya girdiğini ve bunun sonucu olarak ölü ele geçirildiklerini öne süren Menteşe, başlatılan incelemenin tamamlanması sonucu, olayın yargısız infaz olmadığına herkesin inanacağını bildirdi. 'Faili Meçhuller Komisyonu' başkanı, örgütün büyük bir tehlike haline gelebileceğini söyledi Avundukluoğlu 'ndanHirfbullah uyansı • Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu, PKK'nin büyümesinden ANAP'ın sorumlu olduğunu belirtirken "Önlem almmazsa, Hizbullah büyük tehlike haline gelecek, bu konuda da kendi hükümetimi uyanyorum" dedi. AYŞE SAYIN ANKARA-TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştır- ma Komisyonu Başkanı Sa- dık Avundukluoğlu, hükü- metı. "Hizbullah tehlike- si"ne karşı uyardı. Geçmiş- te, yeterli önlem alınmama- sı nedeniyle PKK'nin Tür- kiye'nin başına sorun oldu- ğuna dikkat çeken Avun- dukluoğlu, "Eğer şimdiden gerekli önlem alınmazsa, P- KK, zaman içinde nasıl bü- yüdû ve Türkiye için tehlike ohıştunuıysa, Hizbullah da büyük tehlike olacaktır. Ra- porda, bu konuda da kendi iktidanmı uyanyorum" di- ye konuştu. Komisyon, kamuoyunda büyük tartışmaya yol açan rapor üzerinde, redaksiyon çalışmalannı sürdürürken DYP'li Başkan Avunduklu- oğlu. raporun "yumuşatıl- masuun" söz konusu olma- dığını söyledi. Raporda da- ha ağır hükümler yer alaca- ğını kaydeden Avunduklu- oğlu, komisyonun bazı olay- larda ihmali görülen siyasi- ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART lerle ilgili Meclis soruştur- ması isteyeceğini bildirdi. Avundukluoğlu, raporun değiştirilerek "ağuiaştınia- cak" bölümlerinden birinin de PKK terörünün tırman- masına ilişkin bölüm oldu- ğunu vurguladı. Komisyo- nun, PKK terörünün tırman- masına neden olduğu gerek- çesiyle ANAP iktidan dö- nemi ile ilgili Meclis soruş- turması isteyeceğini bildi- ren Avundukluoğlu, şunlan söyledi: "Raporda. bazı olaylarla ilgili siyasi vöneticilerin de sorumlu olduğunu belirte- ceğiz. Örneğin,PKK terö- rii ile UgüL Taslak raporda, PKK'nin 1984'te 200 milita- nı oMuğu, ancak dönemin idarecilerinin hatalı karar- lan ile terörün tırmanması- na sebebiyet verdiği ve ka- munun bü\ ük zaranna yol açtıklan gerekçesiyle hakla- nnda soruşturma açılması isteniyor. Komisyon üyesi ar- kadaşlanmız, sadece idare- cilerin sorumlu tutulmast- nın yanlış olacağuıı, siyasi vöneticilerin de sorumlu ol- ması gerektiğini söylediler. Bu nedenle raporda, o döne- min siyasi yöneticikri hak- kında Meclis soruşturması isteyeceğiz. O dönemde ise ANAP iktidardaydr dedi. Imzaya açüacak Avundukluoğlu, ANAP'lı komisyon üyelerinin karşı çıkmasına rağmen, Meclis araştırması isteminde karar- lı olduklannı bildirerek "ANAP'b üyeler, isterierse muhalefet şerhi koyarlar. A- ma komisyondaki arkadaş- lann büyük çoğunluğu bu görüste" diye konuştu. Avundukluoğlu, raporda, sadece ANAP döneminin suçlanmadığını da vurgula- yarak "Raporda, Hizbullah tehlikesiyle ilgili olarak da kendi hükümetimi uyanyo- rum. Bu konuda önlem ahn- mazsa, Hizbullah terörü. P- KK teröründen daha tehli- keü olur dıye" görüşünü di- le getirdi. Avundukluoğlu, redaksi- yon çalışmalan süren rapo- run, ancak bayram sonrası üyelerin imzasınaaçılacağı- nı belirterek mümkün olan en kısa sürede de TBMM Başkanlığı'na sunulacagını bildirdi. ÇSfler'den DemireFe 6 seçim yok' yarab Çilkr'in açıklaması seçim beklentisini dindirmedi. ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in erken seçim isteğıne, Başbakan Tansu Çiller ve DYP grubundan olumsuz yanıt geldi. Çiller, "1996'ya kadar seçim yok" görüşünü yinelerken Demirel'in, "hükümrtbı halk desteğini \itirdigi" yönündekı sözlerinı yanıtlamaktan kaçınarak "Cumhurbaşkanı büyüğümüzdür" demekle yetindi. Çiller ve DYP yöneticilerinin, "Erken seçim yok" açıklamalan, seçim beklentisini bitiremedi. Çiftçilerin kredi borçlannı affina ilişkin yasa tasan görüşülürken önceki akşam. TBMM Genel Kurul çalışmalanna katılan Çiller. kuliste gazetecilerin erken seçime ilişkin sorulannı yanıtladı. Çiller. I996'ya kadar erken seçim olmadığı görüşünü yinelerken "1994 zor bir yıl oldu, ama 1995 daha iyi olacak. 19% ise çok daha iyi olacak ve bu ortamda yapdacak seçimlerden DYP tek başına iktidar olarak çıkacak" diye konuştu. Çiller, Cumhurbaşkanrnın, "hükümetin arkasında halk iradesi olmadığını'" ima eden sözlerinın anımsatılmasi üzerine de "Cumhurbaşkanı bizim büyüğümüzdür. bu konuda yorum yapmam" demekle yetindi. DYP Grup Başkanvekili thsan Saraçlar da hükümetin, bütün engelleri aşarak seçimlere "yüz akıyla" gideceğini belirtirken "Ancak Türkhe'nin içinde bulunduğu bugünkü durumu bir seçim ekonomisini kaldıramayacak kadar hassastır. O nedenle seçimlere zamanı gelince gidilecektir" diye konuştu. Saraçlar, hükümetin gündeminde şu anda Türkiye'yi gümrük birliğine görürecek olan yasa tasanlannı TBMM'den geçirmek olduğunu vurguladı. Çiller, "Seçim yok" demesine karşın anayasa gereği. en geç ekim ayında ara seçim yapılması gerekiyor. Anayasa uyannca, TBMM'de 1 boş üyelik olsa bile, genel seçimlerden 1 yıl önce ara seçimlerin yapılması gerekiyor. Milletvekili genel seçimi, kasım 1996'dayapılacağı için halen 22 üyeliğin boş olması nedeniyle en geç ekim ayında ara seçimlerin yapılması gerekiyor. Ancak yine Seçim Yasası'na göre seçim karannın, seçim tarihinden 3 ay önce alınması gerektiği için hükümet temmuz ayında, ara seçim yasasını çıkarmak zorunda bulunuyor. Ara seçim istemediği bilınen Başbakan Çiller'in, ara seçim ile genel seçimleri birleştirebileceği ve 1996 yılında yapılmak üzere erken seçim karan alabileceği belirtildi. Böylece ara seçim zorunluluğundan kurtulacak olan Çiller, normal genel seçim tarihini birkaç ay geriye almış olacak. Ancâk DYP yöneticileri, CHP'nin 30 ağustos kurultayında, Deniz Baykal'ın genel başkan seçilmesi durumunda hükümetin devam edemeyeceğine dikkat çekerek seçimin kurultaydan çıkacak sonuca göre daha erken bir tarihe alınabileceğini belirtiyorlar. Algan Hacaloğlu 'Demokrasi ve Kimlik Sorunu' konulu konferansta konuştu: Kürtlerin kimlik sorununu çözmeliyiz • Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen "Demokrasi ve Kimlik Sorunu" konulu toplantıda konuşan Insan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, silahla bir yere varmanın mümkün olmadığını söyledi. Doç. Dr. Çapoğlu da çözümün Güneydoğu'daki feodal yapmın yıkılmasından geçtiğini ileri sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, Türkiye'nin demokrasi ve kimlik sorununu çözmesi gerektiğini be- lirterek, terör, şiddet ve baskı ile hiçbir yere vanîamayacağını söy- ledi. Hacaloğlu, "Kürt yurttaşla- runızın kimlik sorununu çözmeü- yiz. Silahla bir yere varmak müm- kün değüdir" dedi. Stratejik Araş- tırmalar Vakfı Başkanı Doç. Dr. Gökhan Çapoğlu da, ekonomik refahı sağlamadan düşünceyi ıfa- de sorununa çözüm bulmanın zor olduğunu vurgulayarak, Güney- doğu'daki feodal yapının yıkılma- sı gerektiğini bildirdi. Stratejik Araştırmalar Vakfı ta- rafından düzenlenen "Demokrasi ve Kimlik Sorunu" konulu toplan- tı, dün Ankara Sheraton Oteli'nde başladı. Iki gün sürecek olan top- lantmın açış konuşmasını yapan Stratejik Araştırmalar Vakfı Baş- kanı Çapoğlu. Güneydoğu'da aşi- retlerle ilişki kurulduğu için birey- sel gelişmenin yaşanmadığını söy- ledi. Güneydoğu sorununun Kürt sorunu ile birleştiğini savunan Ça- poğlu, şunlan söyledi: "Kürtçe TV'ye engel olmamalı- \TZ. Kürtler Avrupa'dan TVT yayı- nı yaprj'or. Bunu engelleyemeyiz. Ekonomik refahı >aygınlaştırma- dan, düşünceyi ifade sorununa çö- züm bulamayız. Güneydoğu'daki feodal yapm kırmalrjTZ. Korucu- luk ve teröristlik yapısı kemikleş- meden, ekonomik reformlar yapa- rak, gençleri terörün kucağından kurtarmalryız. Insan haklan ev- rensel bir olgudur. Demokrasinin yerlesmesi için nesnel koşullar oluşturmalıyız. MillervekiUerinin dokunulmazlıklan kaldınldı. Dü- şüncelerini açıkladıklan için kim- senin dokunulmazlığı kakunlma- man." Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu da, Türkiye'nin bunalımlı bir dö- nemden geçtiğini, demokrasi ve kimlik sorununun çözümlenmesi gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin en temel meselesinin demokrasi ve kimlik sorunu olduğunu belir- ten Hacaloğlu, görüşlerini şöyle dile getirdi: "fç banş kanıyor. Kardeş kanı akryor. Ülkede terör, şiddet, baskı vardır. Hiçbir sorun silahla çözüm- lenmez. Baskı uygulayarak da kimseyi sindiremczsiniz. Bu çılgın ortam son buunalıdır. Çözüm, her- kes için demokrasidir. Düşünce suç olmamalıdır. Kürt sorunu, Tür- kiye'nin iç sorunudur. Bu sorunu Türkiye'nin kendisinin çözmesi gerekir. Türkiye'de her kökenden insan anadilini konuşabümelklir, özel okullar açabilmelidir. TV ve yazılı medyadan yararlanabil- melkür. Kürt yurttaşlarm kimlik sorununu çözmeliyiz." POLtTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 7afer f !.. Dakika 56... Sergen'in, Isviçre defansının üzerin- den aşırdığı topa Ogün vurdu, top filelerle kucaklaş- tı: Türkiye 2, Isviçre 1... Birden silah sesleri duyulmaya başlandı. Sanki her apartmanın her katından silah sıkılıyordu. Maçın geri kalan dakikalarında milli takımımız çok iyi oynadı ve Isviçre'ye gol şansı tanımadı. Böylece maç Türkiye'nin 2-1 yengisiyle sonuçlandı. Yenidert silahlar patlamaya başladı. Salonda oturuyordum. Sırtımı duvara yaslayıp pencereden karşı apartmanlan izliyordum. Sanki savaş çıkmtştı... Insan çığlıklan, gecenin sessizliğinde yankılanıyor- du... Balkonlarda salkım saçak insanlar vardı. Silahlar ya balkondan ya da pencerelerden ateşleniyordu. Bir tuhaf duygu kapladı tüm bedenimi... Gerçekten Türkiye, anlaşılması oldukça güç -bel- ki de hiç güç değil- bir sürece girmişti. Neler oluyordu? Demek ki her evde ateşli silah vardı. Insanlanmız coştukça silahlannı eline alıp gelişigüzel ateş edebi- liyoriardı. Yine insanlarımız öfkelendikçe silahlannı çekip birbirlerini vurabiliyorlardı. Silah sesleri 20-30 dakika sürdü... Coşku bu kez caddelere taşmıştı. Ellerinde Türk bayraklan bulunan gençler otomobillere, minibüsle- re dolmuş, Taksim'e doğaı gidiyortardı. Ankara'da ve Izmir'de de aynı coşku yaşanıyordu. Bir genç elinde MHP'nin 'üç hilal']\ bayrağı ile hay- kınyordu: "En büyük Türkiye, en büyük Türkeş..." Bir başka genç, televizyon muhabirine şöyle ses- leniyordu: "Mehter takımı Taksim Meydanı'na gelsin..." Sanki bir savaş kazanmıştık... • Ekonomisi çökmüş, enflasyonu yüzde yüzlerin üzerine çıkmış ülkelerde 'futboV siyasal iktidariann, cuntacılann 'can simidi'd'ır. Güney Amerika ülkele- rinde (Arjantin, Brezilya, Peru) halk, sefaletin içinde yüzerken bir Pele bir Maradona efsanesi yoksul hal- kın düşlerini oluşturmuştur. Işte Türkiye, enflasyona, demokrasiye, insan hak- larına, faili meçhullere, yargısız infazlara inat 2-1 'lik Isviçre yengisinden sonra ortalığı ayağa kaldırdı. El- bet bu yengiye biz de çok sevindik. Milli takımımızın tüm oyuncularını, teknik direktörFatih Terim'iayak- ta alkışladık. Ama gördük ki Türkiye, tipik bir Güney Amerika ül- kesi gibi günübirlik yaşıyor; yaşamın ağır koşullan, 2-1 'lik bir yenginin sevinciyle bir anda unutulabiliyor. Tam sırasıyken önünüze iki seçenek koysalar na- sıl yanıt verirsiniz? Demokratikleşmeyi sağlayacak yasaların (başta Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kaldınl- ması) ivedi olarak çıkması mı, yoksa milli takımımı- zın 1996 Avrupa Şampiyonası'na katılması mı? Sanırız ikinci seçenek ağır basar... • Milli futbol takımımızın, Isviçre'yi 2-1 yenmesiyle başlayan gösteriler sabaha dek sürdü. Bu arada bir genç kız balkonda otururken karşı apartmandan sı- kılan bir silahla öldü. Isviçre'yi 2-1 yenince gözümüz hiçbir şeyi görmü- yor... Oysa Avrupa Konseyi Partamenterler Meclisi tara- fından kabul edilen tavsiye karannda şöyle denilıyor "Türkiye, demokratikleşme konusunda haziran ayına dek adım atmalıdır..." Biz böyle bir adım atılacağını hiç sanmıyoruz... Tansu Hanım yine yan çizdi... Hikmet Çetin gidişi çok yakından izliyor, arkadaş- larının tepkilerine hak veriyor. Ne diyor insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu: "Polis yargısız infazcı..." Bunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı... Kafam kanşıyor... Ben silah seslerini hâlâ duyuyorgibi oluyorum. Televizyon ekranlanndaki görüntüleri sabah haber- lerinde bir kez daha izliyorum... Bir genç, sesi kısılmış bağınyor "Kuzey Irak'a girdik, Saddam'/ devirdik, Bern'de Isviçre'yi ezdik..." Susuyorum... AFPveReuters muhabirleHsorguda DtYARBAKIR (Cum- huriyet) - PKK'li terörist- ler tarafından 26 gün önce kaçınlan ve önceki gün ser- best bırakılan AFP muha- biri Kadri Gürsel ile Re- uters foto muhabiri Fatih Sanbaş'ın sorgulamalan Şırnakyakınlanndaki Ikiz- ce Jandarma Taburu'nda sürüyor. Şımak'ın Kumçatı Kö- yü'nde serbest bırakılan gazeteci Sanbaş ve Gürsel, bir süre korucubaşı Osman Demir'in evinde misafir olduktan sonra geceyi Şır- nak yakınlanndaki Ikizce Jandarma Taburu'nda ge- çirdiler. Bu arada, Reuters ajansı serbest bırakılan ga- zeteciler için tuttuğu özel uçağı Diyarbakır havaala- nında bekletiyor. Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin Kuzey Irak'ta sürdür- düğü "ÇeHk Harekâü"nı izledikten sonra 31 martta Türkiye'ye giriş yapan ve Diyarbakır'a dönerken Cizre-Nusaybin karayolu- nun Turgutlu mevkiinde yolu kesen PKK'li terörist- lerce kaçınlan AFP muha- biri Kadri Gürsel ile Re- uters foto muhabiri Fatih Sanbaş, önceki gün 17.00 sıralannda özgürlüklerine kavuştular. Gergin bekleyiş Fatih Sanbaş'ın eşi Şer- min Sanbaş. üç gün önce asılsız çıkan bir haber üze- rine geldiği Diyarbakır'da mutlu haberi, kaldığı ote- lin odasında aldı. Odasına bağlanan telefonla bir anda ahizenin diğer ucunda eşi- nin sesini duyan Şermin Sanbaş, sevinçten gözyaş- lannı tutamadı. Sevincini otelı dolduran ve çoğunlu- ğu kendisinin, eşinin yakın arkadaşlan olan gazeteci- lerle paylaşan Sanbaş için gece oldukça uzun geçti. tkizce Jandarma Tabu- ru'nda bulunan gazetecile- rin sorgulaması sürüyor. Bu arada, Diyarbakır'da bulunan bazı gazetecilerin serbest bırakılan arkadaş- lannı önceki gece helikop- terle Diyarbakır'a getırme girişimi sonuçsuz kaldı. Reuters'in Türkiye Büro Şefı Jonathan Lyon, önce- ki akşam yaptığı açıklama- da, foto muhabirleri Fatih Sanbaş ve AFP'li meslek- taşı Kadri Gürsel'in bıra- kıldıklan ve sağlık durum- lannın iyi olduğu haberini almaktan büyük memnun- luk duyduklannı bildirdi. Lyon, "Fatih'ledaha aynn- rjh bir görüşme yapmadan ve o ailesiyle görüşmeden aynca, tam bir tıbbi kont- rokJen geçene kadar bu aşa- mada Reuters'in daha faz- la bir açiklamayapamama- sını lütfen anlayışla karşıla- ym" dedi. Bu arada iki ay önce se- yahat amacıyla gittiği Iran'ın Urumiye kentinde PKK'li teröristler tarafın- dan kaçınlan Hakkari Mil- letvekili Mustafa Zey- dan'ın damadı Hamza Ke- sici Başkale ilçesi yakın- lannda serbest bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle