Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28NİSAN1995CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Mutluluğumuzun temeli
MELİH CEVDET ANDAY
eni Idmselerin görme-
diğinden emın oldu-
ğum için oldurdum
u.' Ben de bır açık-
lama getıreyım tanı-
dığı bır adam değıl ol-
durduğü, demek ondan bır kotuluk gör-
memış. ıçınde ona karşı bır duşmanlık
yok, oldûrmek ıçın öldürûyor "Saf şnr"
gıbı, "sanat için sanat" gıbı
Çok değerlı oyun yazanmız Memet
Baydur'un Maı Aob'dan çevırdığı "Ör-
nek Suçlar" adlı kıtaptan aldım bu sozu
Alışmadığımız, yadırgadığımız, kısacası
"saçma" nedenlerden öturu ışlenmış cı-
nayetlenn o>kusuyle dolu küçük bır kı-
tap
Yemm edenm bunca ılgınç bır kıtap
okumamıştım bugûne değın Şundan kı,
mantığımın ne saçma bır yapıda olduğu-
nu anladım okurken
Yukarda "saçma nedenlerden öturü iş-
lenmiş cinavetier" sözunu kullanrnam da
göstenyor mantığımın saçmalığını De-
mek ben bır kan davasından kıskançlık-
tan, hakaret görmuş olmaktan kaynakla-
nan cınayetlen doğru yennde buluyor-
muşum1
Ahlak bunu gerektınyor da on-
dan /
Oysa okuduğum kıtaptakı katıller ah-
lak kurallarına uymuyorlar
- Lokantada yemek yerken karşımda
oturan adam boyuna dışlennı temızlıyor-
du kurdanla Bıçağunı ensesme sapladım
- Sırtınmdan aşağı yakamdan ıçen bır
parça buz attı Ben de onun kanını don-
durdum
- Tabancam olduğu ıçın öldürdum onu
" Bunlar deü" demek gelıyor ınsanın
ıçınden Öyleyse alıştığımız nedenlere,
ahlak kurallanna gore öldürenler akılhdır
Şımdı vazımızın başındakı soze döne-
lım Kunsenın gormedığınden emın oldu-
ğu ıçın öldürmüs.
Ürpertıcı bır ıtıraf
Gorecek kımse yoksa öldürebıhnz
Kımse gormüyorsa çalabılınz
Goren yoksa suç da yoktur
Bır filosof "Tann yoksa suç da yoktur,
bstedi0miziyapabiliri/"demı§tı "Örnek
Suçjar" adlı kıtaptan aldığımız soze go-
re, "Başkası" Tannnın yennı tutuyor de-
mektır Başkası olduğu ıçın suç ışlemek-
ten korkuyoruz Oyleyse bızım ahlak ku-
rallanmızın kaynağında "başkast" olçü-
tü yer almaktadır, vıcdanımız değıl lkı-
de bır kullandığımız "Sonra ne derler!"
sözü de bunu gostenyor
J.R Sartre, "Cehennem başkalandır"
demıştı Mutluluğumuz, mutsuzluğumuz
kendı elımızde değıl başkalannın elınde-
dır bızı değerlendıren, bızı yargılavan
başkalandır
Bu gerçeğı ılk goren tsa ıdı "Yargıla-
ınayın!" dedı
Haklıdır tsa ınsanoğlu yargılamaktan
hoşlanıyor kendısı yargılandığındaçile-
den çıkıvor bundan korktuğu ıçın de
"başkalanna" çok onem \enyor "Son-
ra ne derier!"
Kadm venı tuvalet yaptıramadığı ıçın
çağnlı olduklan şölene gıtmeyecektır, ko-
casına "GJdemem" dıye bağınr "şimdi-
ki tuvaletimi herkes gördü. Sonra ne der-
ler!"
Bız başkalannca yargılanmaktan gelen
bır korku ıçınde sürdûrûyoruz yaşamımı-
zı Ya o "başkalan" değer yargılannı ner-
den edındıler9
Bızden
Çûnku bız de başkalanyız, hem "bi-
ziz", hem "başkasL," Demek topluca ya-
ratıyoruz o değer yargılannı Bırbınmıze
ezıyet etmeden vaşayamayız "tnsan in-
sanın kurdudur" denmesı bundan
Yahudı pevgamberlennden Işaa (Yuşa
tepesınde yatan ermış o olabılır), puta ta-
panlara demış kı, "Kendiniz, e&nizie ya-
pıyorsunuz putianmızı, sonra karşısına
geçip tapuuyorsunuz,"
Putunu kendı vapar kendı tapar
!şte "yabancüaşmaT
'nın (şımdı olurol-
maz kullanılan bu kavramın) en guzel an-
latımını Işaa peygamber dıle getırmıştır
Demek bızım etıka (Nietzsche bu sözcu-
ğu "moraTsozcüğüılenobetleşekulla-
nır) karşısındakı durumumuz tam bır va-
bancılaşmadır Yarattığımız kurallann
tutsağı oluyoruz çünkü
Ilkel toplumda Tabu. eylemlenmızı sı-
nırlandırması, kımı ılışkılere yasaklar ge-
tırmesı açısından efıkanın yennı tutuyor-
du
Bızım etık kurallanmızın bırtakımı bu-
vuk dınlerden (Tektannlı dınlerden) ge-
lır, ama tumü değıl İyi ıle kötü'nun araş-
tırılması açısından ılk moralıst Sokra-
tes tır (Yaşamış olup olmadığını bılme
dığımız Zerdüşt u de ona katabılınz)
Sokrates çoktannlı ıdı ve araştırmalannı
tannlar dışı alanda yurûtüyordu Felsefe
böyle doğdu
Dınlerden gelme ahlaka pek güvenım
yoktur, çünkü ınsan korktuğu ıçın iyiolu-
yorsa, gerçekten iyi değıldır Dınsız bır
adam ıyı ıse ben ona iyiük denm lyi'yı
kendı başımıza gerçekleştırmelıyız. buy-
ruklarla değıl Yenı ahlakı, gerçek ahlakı
bıze bılımın getıreceğıne ınanıyorum
Nietzsche (Sokrates ve Zerdüşt'e hay-
ran olan ve İncıl'ı kıskanan Nietzsche)
çağımızı şaşırtan bır moralıst oldu Fel-
sefe profesörü, Avrupa Felsefecıler Bır-
lığı Başkanı dostum toanna Kuçuradi,
bundan vırmı beş yıl once çıkardığı, tadı
bugun de damağımda olan "Nietzsche ve
Insan" adlı yapıtını yenıden bastınnış,
eksık olmasın bana da yolladı, o eskı ta-
dı tazeleyerek yenıden okudum
Kuçuradi Nietzsche yı anlatırken dı-
yor kı, "Bugün ma»nm insanlararası in^-
Idlerinde araştinlması ctigin konusun-
dur."
Nıetzsche'nın şaşırtıcı yanı şuradadır,
bırlıkte okuyalım
"lyı ile kotu, yani değerlerin degerien-
dirilmesi boylesine göreli olunca, özgür ve
varabcı kişiİerin moraldışı kışiler olması
tabüdir. Ozgür ınsan, varatıcı ınsan reali-
te\e çevresını vc zamanuu joneten mora-
lin gözluklenj le bakarak fikır vurutmez,
ınsanlar karşısında vargıç rolunü oyna-
maz."
Oyle ya, herkes zengın olmanın peşın-
deyse bız de mı onlara katılacağız
Yazımızın başındakı soze donelım ge-
ne Kımsenın görmedığı yerde doğru ve
iyi olabılırsek çağımızın ahlakını yarat-
mış oluruz Şunu unutmayalım, doğru-
iuk ve iyiHk bızım mutluluğumuzun ılk
koşuludur
ARADABİR
MUHSÎNE HELtMOĞLU YAVUZ
Halkbılımcı- Yazar
"Baleylim"
Insanı ışı guzeller, yaşamı ıse ınsan Verdığı
emekle, ortaya koyduğu urunle varolur ınsanoğlu
Ve o, hepımızın bıldığı ya da bılmesı, uygulaması
gereken temel ılke "Mesleğı ne olursa olsun, ın-
san, ışının en tyısını yapmalıdır " Çok az da olsa,
bu ılkeden hareket edıp, ışını çok ıyı yapanlann ol-
duğunu gormek sevınç vencı Bu adsız kahraman-
lar, dunyayı nasıl da guzelleştırıp yaşanılır kıldıklan-
nın aynmına bıle varmadan çalışır dunjrlar
Benım çevremdekı ınsanlardan, temızlık ışçısı
Murat bunlardan bındır Merdıvenlenn pırınç trab-
zanlannı oyle bır parlatır kı, sankı onlarda yureğının
ışığı yansır Her sabah, fakultedekı odama çıkmak
uzre yanından geçerken, "Kolay gelsın Murat" de-
nm Çok saygılı, çekıngen ve ıçten bır guluşle "Sa-
ğolasın hocam" der ve yıne surdurur parlatmasını
Unıversıtenın merkez santralındakı gorevlılerden
bın olan Elveda ıse nazık, yardımsever kışılığı ıle
ıstedığım numaralan mumkun olan en kısa zaman-
da bağlayabılmek ıçın nasıl da uğraşır, çunku za-
manın benım ıçın ne kadar değerlı olduğunu sez-
gılerıyle anlayabılecek duzeydedır Yardımcı ola-
mamışsa nedenını açıklar, ozur dıler Ya Remzi'nın
yanında çalışan kıtapçı Mustafa'ya ne demelı
Oyle çok okur, kıtapları oylesıne tanır kı, bu konu-
da herhangı bır fakultedekı hemangı bır asıstan-
dan çok daha bılgılı ve yeteriıdır Telefonda daha,
ıstedığım kaynağın adını soylerken, o yazarını,
baskı yennı ve yılını ekler Dahası, adını, yazarını ve
tamamını unuttuğum bır şıırın aklımda kalan bır dı-
zesını soyledığımde, o tamamını bulur getırır
Cumhunyet çalışanlarından (Ankara'da) Güidane
ıse her zaman taze tutmayı başardığı çayları ve
aydınlık guluşu ıle o ışyennı sıcak bır ev ortaTiına
donuşturur
Butun bunlardan sonra, sozu Çerkes Kara-
dağ'ın, yıllann verdığı deneyımlerden suzulup ge-
len, bınbır ozen ve emekle hazırladığı "Baleylim"
takvımıne getırmek ıstıyorum Ulkemızın tanınmış
ununu hakkıyla elde etmış bır fotoğraf sanatçısı
olan Çerkes, kendı çektığı bnrbınnden nefis balenn
fotoğraflan'y\a ve Yaşar Miraç'ın bale konulu şıır-
lenyle oluşturduğu bu takvımını onume koyduğun-
da, kendımı bır "sanat cennetrnöe duyumsadım
ve buyuk bır keyrfle, Miraç'ın, adını takvıme veren
"Baleylim" şıırını okudum "dans uçmaktır (cen-
nettır) I baleylim I orda ademı havva I aleylım I
sunduğu vahşı elma I ıleylım I baştan çıkaracaktır
I aşkleylım I duşten çıldırtacaktır I ayleylım I ışığa
saracaktır I suleylım I toprağa sunacaktır I odley-
lım I bıriıkte yanacaktır I uçmaksız I dans uçmaktır
I baleylim."
Evet, Çerkes'ın balenn fotoğraflan ve Yaşar'ın
bale şıırlenyle şımdılık, Yunus Emre'nın deyışıyle
"sekız uçmak"a yukseldım Şu ara, kaynatılan cadı
kazanlarıyla kırletılmış yeryuzu cehennemıne ın-
meye de pek nıyetlı değılım
Ressam Habip Aydoğdu'nun, "Kuş Adamlar"
sergısınden yansıyan "kaos"duygusu ıçın yaptığı
"Kuş beyınlı adamlar, dunyayı kaosa çevınp ya-
şanmaz kılıyorlar" açıklaması, şu anda yeryuzunu
ve ulkemızı cehenneme çevırenler ıçın de çok ye-
nnde bır tanım değıl mıdır Yine Habıp'ın resmı
ıçın soylenen şu sozler, ınsanoğlunun guzellık uğ-
runa dıdınıp durduğu "yaşam macerası"r\\ da kap-
samaz mı Bu ressam "umudun al atlanyla, ge-
cenın dağ göğsündekı ışığı ıçmekte ve vuruşma-
nın o çakmak taşında, en toptan kurtuluşa, en
soylu fırtınalar bıçmektedır"
lyısı mı, bızler bır zaman daha "sanatın sekız uç-
mak"\nda oturmaya devam etmelıyız
Evet "Dans uçmaktır baleylim "
S.S.ONUR KONUT YAPI KOOPERATİFİ
GENEL KURUL İLANI
Kooperatfimızın 1994 yılına aıt Olağan Genet Kurul loplantısı 3 6 1995
tanhınde saat 14 30daMega Duğun Saray Merkez Mah Kuçukkoy Yolu,
No "5 G 0 PAŞA İSTANBUL adreande yapılacaktır
YÖNETtM KURULU
GUNDCM
1 Açılış ve başkanlık dıvanı teşkılı
2 Saygıdunjşu
3 Yonetım ve denetm kurulu rapofiannın okunması
4 Bılanço ve gelır gıder faıkı hesabının okunması
5- Okunan raportar ıle bılanço ve gelır-gtder hesabının muzakeresı ka-
buluveya reddı
6- Yonetım ve denetım kurullannın ayn ayn ıbrası
7 1995 ve 1996 yılı butçesı ıle çakşma programının okunması Ortakla
nn yapacaklan ooemenın m ktar zaman ve şartlannın bel rienmesı
8 Kura çek m tanhının belırlenmesı ıle şerefıyen n odeme zamanmın
tespıtı
9- Kamu kurum ve ıdaretenne taahhut venlmesı temınat ve ıpotek akn
ması veya venlmesı ıpoteğın kaldmliıası ımar mevzu gereğı arsanın tev
hrt terk, terkın rfraz ışlemlenn n yapılması kredi ve borçHaf alınması konu-
sunda yonetım kuruluna oy bırlığı ıle yetkı venlmesı
10- 3 yıl ıçn 3 asıl 3 yedek yooetım kuaılu uyesı ıle 1 yıl ıçın 2 asıl 2
yedek denetım kurulu uyelennın ve ust brtk temsılcılennın seçmı
11 Dılekler ve kapanış
ATİLLA COŞKUN
UĞUR MUMCU CİNAYETİ
Uğur Mumcu yu kım ya da kımler oldurdu''
180.000 TL. / 3. BASKI
Ûdeme* gdnder&nyonız Lutfen eden kadar posta pulu gondenna.
KûçukparmakkapılpekSokağıNo 11 80060 Taksm-lst
Tel 2430550 2432033• Fate 244 1533
Bu 'belgesel'ci ne yapmak istiyor?
ERENDİZ ATASÜ . -
S
a\ın Can Dundar, Mustafa Kemal'ı
konu alan ya da ona değınen 'bdge-
sel'lennızı ılgıyle ızlıyorum, bu, aynı
zamanda sızın yeteneğmızın ve kan-
yennızın de ızlenmesı bır anlamda
Ben Atatürk'ü tanımayı, anlamayı,
takdır etmeyı ve sevmeyı olgunluk çağımda oğ-
rendım '50'lerde geçen çocukluğumda, okullar-
dakı anma torenlennde ve ders kıtaplannda ka-
lıp sozlerle çızılen 'Ata' ımgesı bana uzak ve ya-
bancıydı
Atatürk'ü hasta döşeğınde, her şeyden önce bır
ınsan olarak anlatan ıçtenlıklı, duyarlı belgeselı-
nız 'Sarı Zeybek'ı çok sevdım Ardından 'Fikri-
ye' geldı Mustafa Kemal gıbı seçkın bır ınsanın
bıle cmsınızın kusurlanndan annamamış olduğu-
nu ızlemek. bılınçlı bır femınıst olduğum ıçın be-
nı şaşırtmadı, tanhsel bır kışılıgı ıkı kadın arası-
na sıkışmış erkeğın bocalamalanyla değerlendır-
meye kalkışmadım elbette FikriyeHanım ınşah-
sında dıle gelen kadınlığın evrensel ağlatısına
kendımı oyle kaptırrruştım kı ızlencenın sonlan-
na doğru belınp kaybolan "Intihar mı etti, oldu-
ruldu mü?" sorusunun hangı tanıklığa ya da bel -
geye dayanılarak ortaya atıldığını merak etmek
aklıma gelmedı oncelen Ama şımdı soruyorum
Herkese açık bır tuvalette tabancayla vurulan Fık-
nye Hanım' ın kendı canına kıymadığına daır nes-
nel b'r ıpucu \ar mıdır
9
Varsa nedır
0
Yoksa bu so-
ru bır belgeselde bulunmaması gereken, sıze aıt
öznel bır kuşkuyu mu ıfadelendırmektedır, yok-
sa ızleyıcı ılgısını çoğaltmak ıçın başvurulmuş.
yapıtın estetık düzeyme pek de yakışmayan ucuz
bır kurnazlık mıdır
0
'Ffluiye'de eksıklı olan 'beJgesellik', 'Kur-
ban'da ıyıce zedelenmıştı. ancak estetık duzeyı
yüksek bır kurguyla karşı karşıyaydık, yıne de
"Serbest Fırka" sorunuyla 'Menemen' olayının
harmanlanmasıyla kotanlmış bu kurgu, Mene-
men dekı kalkışmanın, zamanının deyımıyle
'murteci' ayaklanması olmaktan ote, Serbest Fır-
ka nın kapatılmasıyla duş kınklığına uğramış kıt-
lelenn tepkısı olduğunu dokunduruyordu' Belge-
seller 'dokundurmaz' Sayın Dundar, araştınr.
açıklar, kanıtlar1
'Kurban'metaforu(eğretıleme-
sı) ızlencede Fethi B^'ı ımlemekteydı Izlence-
nın, toplumun bılıncınde ve bılınçaltında gencı-
lığın 'kurban'ı olarak yer etmış Kubüay'ın olüm
yıldönümüne pek yakın bır tanhte (belkı de yıl-
dönümünde) yayımlanması bır rastlantı mıydı
yoksa reklamcılık mesleğının 'icra-isanat' eder-
ken kullandığı, kıtlenın bılınçaltına yenı ımgeler
sokma yöntemının bır gereğı mı'"
Belgesel nıtelığı pek zayif olan ızlencenın, Ser
best Fırka ıle ılgılı alıntılan yalmzca Fethı Bey'ın
ve Ağaoğlu Ahmet Be> ın 'habrat'ındandı Baş-
ka kaynaklar farklı goruşler sosyal bılımcılenn
arastırmalan ruçın unutulmuştu
9
1930'larTurkı-
yesı'ndekı yonetımden hoşnutsuz kımı kıtlelenn
hoşnutsuzluğunu yönlendıren, bırbın ardı sıra
patlayan 'devrimlerin şaşkınlığı' mıydı. yoksa bu-
yuk dünyamalı bunalımının Turkıye >ı bıle sar-
san etkılen mı° Yuzyıl başından ben savaşmış
yorgun halkın bır bölümü elbette devnmlenn ul-
keye açtığı genış ufku goremıyordu Devnm yal-
nızca geleneğı ve kulturu değıl tanmı ve sanav ı-
yı de kapsıyordu. ama yeterlı ve yetkın eleman
ıle teknolojı sıkıntısı ıçındekı yurdumuzu bır an-
da donüşturebılecek buyülu (sıhırlı) değnek yok-
tu Bu ortamda yonetım, CHP'nm sızın de be-
hrttığınız uzere- solunda bır muhalefet beklerken
Serbest Fırka nıçın gencı bır örgute dönuştu'
Duygu somürüsune açık hoşnutsuz kıtlelere yak-
laşmanın en kolay yolunu -dınsel duygulara ses-
lenmeyı- seçmış kışılenn partıye sızmasına Fet-
hı Bey ve Serbest Fırka'nm öbur yonetıcılen nı-
çın ızın verdıler
9
Sorulacak soru, dennleştınl-
mesı gereklı araştırma ve çozumleme bu becenk-
sızlıkte duğumlenmektedır Izlencenın kurgula-
dığı 'duygusal diktatör Atatürk ve onun sinsi-
kurnaz vardımcısı İnonu' tıplemclennın gerçek-
lıkle ılgısı olsaydı Sayın Dundar, Fethı Bey'ın
Serbest Fırka ertesı yaşamı Avrupa başkentlenn-
de 'sefhükle' ve 'kabuıe'de bakanlıkla sürmez-
dı, ıdam sehpasında ya da cezaevınde noktalanır-
dı.
Izlencenın Serbest Fırka'nm kapatılışıyla Me-
nemen Olayı arasında kurduğu bağlantının çok
zayıf olduğu kanısındayım Devnmcı öğretmen
Kubılay'ı katleden guç, fırkanın kapatılmasının
basıncıyla açığa çıkmamıştır kı1
Bu guç, yönetı-
mı Serbest Fırka'dan kendı kendını feshetmesuıı
ıstemek zorunda bırakan toplumsal dınamıktır
Yanı, Anadolu'nun geleneksel hoşgörüsunun ya-
nı başında onun düşman ıkızı gıbı varlığını sür-
durmuş ırtıca
1
'Kurban' ızlencesı, Menemen Olayı'yla ılgılı,
tıpkı 'Fikriye' ızlencesının Fıknye Hanım'ın tra-
jık sonu ıçın kışkırttığı "Yoksa ötduruldu mü?"
turü sorular türeterek ve yanıtlan bulanık bıraka-
rak gelıştı ve sonlandı
1
Yoksa Nakşıbendılenn
ayaklanmayia ılgısı yok muydu
9
Yoksa Mene-
men keHtı zulme mı uğradı
9
Yoksa dızım dızım
fotoğraflannı görduğümüz ıdam mahkûmlan
ayaklanmanın elebaşılan değıldı de sıradan ka-
sabalılar mıydı
9
Yoksa Kubılay devnmcı bır oğ-
retmen değıldı de heyecanlı bır maceraperest
mıydı vs'
Kubılay'ın oğluna ve eşının sözlenne nıçın ız-
lencede yer venlmemıştı
9
Menemen Olayı gıbı
köklen dennde yatan bır vahşet ve şıddet suçu-
nun yalnızca mahkeme tutanaklanna bakılarak ır-
delenmesını yeterlı gormuyorum Ancak tuta-
naklar hıç dıkkate alınmadan, o tanhte çocuk yaş-
ta olan, şımdıyse kendını ıfade edeme>ecek den-
lı yaşlanmış (nıtekım sozlen anlaşılamadığı ıçın
kurduklan dılbılgısı açısından tumuyle yanlış
tümceler altyazı olarak görüntulere eşlık edıyor-
du) uç kasabalının tanıklığına dayanılarak -en ıyı
nıyetlı ıfadeyle- çırpıştınlmış bır ızlencenın, cıd-
dı hıçbır ulkede, cıddı hıçbır televızyon kanalın-
da 'beigeseT adıyla gostenme çıkamayacağı açık-
tır'
Ne yazık kı Turkıye cıddıyetsız bır ulke
1
Böyle bır ortamda yapay başanlar, araştırma-
cıya ve sanatçıya amacının 'gerçek'e ulaşmak ol-
duğunu unutturabılır
Yeteneğınıze ıhanet etmeyın, Sayın Dundar
Sızı ızlemeyı surdüreceğım.
TARTIŞMA
Dilimizdeki bozuk kullanışlar
PENCERE
ılımızdekı
yozlasma
uzun
süredırbenı
çokrahatsız
ettığınden,
bu konuda özellıkle çok
yaygın olan bazı yanlışlan
sergılemeyı düşündüm
Ama son yıllardakı
toplumsal kırlenmeye koşut
gıden bu dıl bozulmasınm
neresınden başlamalı
bılemıyorum Istersenız
polıtıkacılanmızın
konuşmalanndan bır ıkı
ömekle konuya gırelım
"Bu soylediğim durum açık
bir şekilde meydana
gelecektir". "Bu proje
fe\ kalade musait bir şart
olmuştur." "Gerekli alakayı
so>ledım " (Turgut Ozal ın
konuşmalanndan
ahnmadır) "Türkiye'nin
çıkannın lehınde
görmekteyiz" "Çıkması
gerektığı yasalar" (Bunlar
da Tansu Çiller'den) Bu
tümcelerden kımılennm
belırgın bır yanlışı yokmuş
gıbı gözüküyorsa da bunlar
dılımızı bozan, kulağı
tırmalayan konuşma
parçalandır
Yaygın yanlışlardan da
kımı örnekler "Ök
olarak" ya da "ilk defa"
yenne "Uk defa olarak**;
"olması ihhmalı" >enne
"olduğu ihtımaii"; "eğer
olursa > a da "olduğu
takdirde" yenne "eğer
olduğu takdirde"; "övle
olmasına rağmen" ya da
"her ne kadar o> leyse de"
yenne "her ne kadar oyle
obnasuıa rağmen"; "iade"
sözcuğunun ıçınde zaten
gen anlamı varken "geri
iade"; "birçok" sözcuğü
zaten çoğulu anlattığmdan,
ardından gelen adın çoğul
olmasına gerek yokken
örnegın "birçok insanlar"
dıyoruz Öte yandan vurgu
yanlışlan gıderek
ınanılmaz boyutlara
ulaşmakta, bulaşıcı hastalık
gıbı yayılmaktadır
Vereceğım örneklerde
sozcük ıkıye bölünmekte
ve bınncı heceye vurgu
yapılmaktadır mat-baa,
nük-leer, Bal-kan. Boş-nak,
ak-tıvıte, top-lum, par-tı,
tek-stıl gıbı Ya da
demokrası ve seksı gıbı
yabancı sozcukler gereksız
uzatma ıle demokrası
(ustelık polıtıkacılanmız da
aynı yanlışı bol bol
yapıyor), seksî bıçımde
kullanılmaktadır
Çoğu kez, dıiımızde
karşılıklan olmasına
karşın. gereksız ya da
bazen zorunlu olarak
kullanılan yabancı
sözcüklen de bozarak
kullanıyor, ınce seslılen
kalınlaştınyor, kalın
seslılen ınceltıyoruz ya da
başka bıçımde bozuyoruz
(Mekanızma - makanızma
matematık - matamatık,
enternasyonal -
entemasyonel devaluasyon
- develuasyon, mantahte -
mentalıte, doküman -
doküman, roportaj -
roportaj, koalısyon
koolısyon, dıyalog -
dıyolog, koordınasyon -
koordınosyon gıbı) Bazen
de aradakı bazı harflen
yutuyoruz, surpnz - süpnz,
koreografı - koregrafî ya
da korografı olup çıkıyor
Çok sık kullanılan "laik"
sozcuğünu de ne yazık kı
başta polıtıkacılanmız
olmak uzere çok kışı
bınncı heceyı de uzatarak
"lâyik" ya da
"la>Tk"bıçımınde söylüyor
Bır de tümden gereksız
yabancı sozcukler
kullanma merakına
kapıldık Bu da sanınm
Ozal donemınm
aımağanlanndan bın oldu
Halkın karşısına geçıp,
Korfez knzı yenne "gulf
crisis*
1
, aşağı yukan ya da
artı eksı yenne "plus
minus" dıyen bır
polıtıkacının başlattığı bu
gülunç durum gıderek
yaygınlaştı Orneğın geçen
haftalarda televızyonda
konuşan bır spor spıken,
bır sporcudan söz
ederken "temeli çok
sağlam" yenne
"fundementali
çok sağlam" gıbı
gerçekten gulünç bır ıfade
kullandı •
Çırkmlıklenn sonu
gelmıyor Televızyoynda
reklam yapan bınsı, "ha
uzaktan kumandalı ha_"
gıbı bır tumcede "ha"yı
sankı kabaca soru sorar
gıbı söylüyor ve
çevresındekı hıç kımse de
duzeltmıyor ya da
onlar da bozukluğun
aynmmda değıller
Lutfen dılımıze bıraz
saygılı olalım Bu
ozensızlık ve özentı
surerse korkanm dılımız
tamnmaz duruma gelecek,
gıderek kımhğımızı de
yıüreceğtz
Prof. Dr. Nezahat
Baydur
tLAN
BEYOĞLU 4. AŞLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994/386
Davacı Hazme'ye ızafeten tstanbul Muhakemat
Mudürluğü vekılı Av Emın Kargılı tarafından davalı
kayyım tstanbul Defterdan aleyhıne Beyoğlu Surun ma-
hallesı, Samancı Ferhat sokağında bulunan 104 pafta,
848 ada, 24 parsel sayılı 88 m_2'lık kargır evın 3/8 hıss-
esı Yunan T Ekatenm Noıs, 3/8 hıssesı Yunan T Evan-
galos Noıs, 2'8 hıssesı Yunan T Evangalos Noısadlanna
kayıtlı m2 mesahalı ıkı katlı kargır evın malıklennın bu-
lunmaması nedenıyle gaıplıklenne ve Hazıne adına tes-
cılıne karar venlmesı ıçın mahkememızde açılan gaıplık
ve tescıl davasında venlen 11 4 1995 tanhlı ara karan
gereğınce,
Be>oğlu, Surun Mah Samancı Ferhat Sokak, 26 kapı
numarah ve tapunun 28 sayfa 104 pafta, 848 ada, 24
parsel sayılı 88 m2 mesahalı ıkı katlı kargır evın malık-
lennın yukanda ısımlen yazılı şahıslann ılan tanhınden
1 yıl ıçerısınde bılgı vermelen veya bu sure ıçensınde
gaıplenn mahkememıze müracaat etmesı ılan olunur
14 4 1995
Basın 18920
EDİRNE 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo 994/623
Edıme ılı Merkez Yenı Mahalle 3, Yakşıfakıh Mahallesı Dırek Çarşısı aralığı mevkı-
ınde tapunun sayfa 6, pafta 7, ada 47, parsel 6'da 5 50 metrekare mıktannda dükkân ola-
rak 1/9'ar hısse olarak Nesım kızı Franga, Ora, Bolısa ve Polomba, 5 9 hıssesı Ramazan
oğlu Remzı Çelık adına kayıtlı gaynmenkulde Nesım kızlan Franga, Ora, Bolısa ve Po-
lomba'nın gaıp olduğundan bahısle adı geçenlere aıt 4/9 hıssesının Hazıne adına tescıl
edılmesı ıçın Hazıne tarafından tescıl davası açılmış olup adı geçenlenn sağ ıse kendı-
lennın, ölu ıse de mırasçılannın, varsa mırasçılık belgelen ıle 3 ay ıçınde mahkememı-
ze müracaat etmelen müracaat olmadığı takdirde M Kanunu'nun 534 maddesı gere-
ğınce, mırasçılan ıstıhkak haklan mahfuz kalmak kaydı ıle Hazıne adına ıntıkal edece-
ğı hususu ılan olunur 313 1995
Basm 18449
ANKARA GAYRİMENKUL 22. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
TAVZlH ILANI
Ankara Gaynmenkul Satış Icra Müdürlüğü'nün 1995/42 esas sayılı dosyasında satıl-
masma karar venlen Ankara Keçıören ılçesı Saray Köyû (Altmova Koyü) 4 pafta 595
parsel sayılı taşmmazın 23 5 1995 gunü saat 09 3(^09 45 ıle ıkıncı ıhalesı 2 6 1995 tan-
hınde yapılmasına daır 14 Nısan 1995 tanhlı Cumhunyet gazetesmde neşrolunan ılan,
595 ada 4 parsel olarak yayımlanmıştır
Doğrusu 4 pafta, 595 parsel olarak düzeltıldığı tavzıhen ılan olunur 20 4 1995
Basın Tashıh
Sen En BüyüksünL
Isvıçre'yı Bern'de yendık. Futbolumuz adına se-
vınç veren bır başan değıl mı?
Şapkalanmızı havaya attık ^
Ama medyamız bu başanyı nasıl sundu:
"- Buyüksun Turkıyem' "
"- 42 yıl sonra Isvıçre'yı yıne Bern'de yerte bır
eden 11 kahraman Türk çocuğu, Avrupalı'ya unu-
tamayacağı bır ders verdı "
"- Mıllılenmız Turk'un ne olduğunu herkese gos-
terdı "
"- Turk çocuğunun, Türk mılletmm destanı
bu< "
"- Avrupa bızı dışlamak ıçın 'uyan' karan alırken,
Mıllılenmız Bern'de yazdıklan futbol destanıyla Av-
rupa'ya damgamızı bastı "
"- fşte Turk'un gucu "
"- Fatıh'ın aslanlan "
"- Türk'un bayrağını Avrupa'nın zırvesıne dık-
menın gururunu yaşadık "
"- Isvıçre'de tanh yazdık "
"- Maçtan önce PKK'ya dayak..."
"- Ne mutlu Turkum dıyene "
Gazete başlıklanndan gelışıgüzel yaptığım bu
derleme neyı vurguluyor?
•
Futbolu dıle getınrken Batı'nın bulvar gazetelen
de çarpıcı başlıklar kullanırlar, 'cıddı' gazeteler,
dengelı davranıriar futbol hastalan kımı zaman çıl-
gınlaşırlar, Avrupa da boyle, Türkıye'de daha be-
ter1
Pekı, Guney Amerıka'da, Afrıka'da ve As-
ya'da değışık mı'' Suudı Arabıstan'da şeyhlerın
yuvarlak topa merakı dıllere destan oldu
Ama bızım medyanın çok satışlı gazetelennden
gelışıgüzel derledığım başlıklar, uzennde duşunu-
lesı bır ruhsal durumu yansıtıyor, bır avuç başltğa,
bır toplumbılım kıtabına sığamayacak anlam yuk-
lenmış Nasıl bır toplumuz bız? Kendımızı gormek
ıçın ılle de bır endam aynasına gerek yok Bızım
medyanın başlıkları yeteriıdır Sankı bır hasta, psı-
kıyatnn dıvanına uzanmış ıçınde uzun suredır tor-
tulaşmış duyguların dışavurumuyla, ruhunun denn-
lıklennde kalmış gızemı açıklıyor
•
Bızım Bern zaferını yaşadığımız gun, Avrupa
Konseyı Parlamenter Meclısı 29 olumsuz, 15 çe-
kımser ve 112 olumlu oyla Turkıye'nın uyelığını as-
kıya almak yolunda bır tavsıye karanna yoneldı;
ama, keratalar ne yapaıiarsa yapsınlar, bıze vız ge-
lır, çok satışlı gazetemız başlığını atmış
"Avrupa bızı dışlamak ıçın 'uyan' karan alırken,
Mıllılenmız Bem'de yazdıklan futbol destanıyla Av-
rupa'ya damgamızı bastı "
Ardından eklıyor gazete
"Ne mutlu Turk'um dıyene
1
"
Bu gazetelerde kımı meslektaş, "mılıtanst devle-
tın" ulkenın taşına toprağına, "Ne mutlu Turkum
dıyene" ozdeyışını yazdığını ılerı surerek "faşıst
devlefe karşı çıkmayı yeğlıyor, ama bu zahmetle-
re gerek yok canım
1
Sen kendı gazetende "Ne
mutlu Türk'um" dıyene başlığını atarken "mılıta-
nst" ya da "faşıst" olmuyor musun?
•
Isvıçre'yı Bern'de yendık, ama, ıçımızdekı aşağı-
lık duygusunu yenemedık, Isvıçre'dekı zaferle "Av-
rupa'ya Türküjğumuzun damgasını bastık" ama,
kendı toplumumuza Avrupa'nın damgasını
basamadık ' ^
Bır futbol maçıyla medyamızın ıçı dışına çıktı,
şovenlığın tutsulerıyle buram buram donanmış
"Fatıh'ın aslanlan" sayfalarda cırıt atıyorlar, çok
satışlı gazetelerımızın yonetıcılerı ve yazarları da
gerçek kımlıklerını bır guzel ortaya dokup ser-
gılıyorlar
Oysa PKK lıderı Apo da futbol hastası ve aşın
derecede Galatasaraylı değıl mı?
Yazıyı bıtırırken medya aslanlarına sorayım.
Bızım 11 kışılık mıllı takımda hıç Kurt yok
7
SOSYALDLMOKKAIDEÖŞIM
Tikidye'de
Oncelikleri
YÖNETEN:
KORELOÖYMEN
OĞUZOYAN
BİNNAZTOPRAK
ZAFER ÜSKÜL.
29 NISAN 1995
MECIDİYEKOY KULTUR MERKEZI ALİ SAMIYEN STADI BİTİSIĞI
KATOTOPARKI6 KAT SAAT 14 00
S.S. MERT KENT KONUT
YAPI KOOPERATİFİ
Kooperatıfımızın 1994 yılı Olağan Genel Kurul toplan-
tısı 26 Mayıs 1995 Pazar gunu saat 10 00 da Gazetecı-
ler Cemıyetı Burhan Felek Konferans Salonu Cağaloğ-
lu-lstanbul adresınde aşağıda belırtılen gundem gereğın-
ce yapılacaktır
Toplantıda gereklı çoğunluk sağlanamadığı takdirde
Olağan Genel Kurulumuz 4 Hazıran 1995 pazar günu ay-
nı adres ve aynı saatte yapılacaktır
Gundemımızın onemı bakımından toplantıya mutlaka
katılmanızi mumkun olmadığı takdirde vekâlet yolu ıle
temsılınızı rıca edenz
GÜNDEM:
1 - Yoklama ve Açılış
2- Başkanlık dıvanı seçımı ve dıvana Genel Kurul tuta-
naklannı ımzalama yetkısının venlmesı
3- Yonetım Kurulu Çalışma, Bılanço ve Hesap rapor-
larıyla Denetleme Kurulu raporunun okunması
4 Bılıanço, Envanter ve Gelır Gıder Farkı hesaplannın
ıncetenmesı ve karara bağlanması
5- Yonetım ve Denetleme Kurullarının ayn ayn ıbrası
6- Arsamızın SİT alanı ılan edılmesı nedenıyle yapılan
çalışmalann değerlendırılmesı
7 1995 Yılı Butçesının goruşulerek karara bağlanma-
sı
8- Yonetım ve Denetleme Kurulları Uyelennın Seçımı
9- Dılekler ve Kapanış
YÖNETİM KURULU