Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28NİSAN1995CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Almodovar'ın son filmi kuşkusuz grotesk tecavüz sahnesiyle yanna kalacak
Kika, Ramon ve öteldlere dair...
H
enüz daha dumanı tüten, on gün
kadar önce sona ermış festivali-
mizde. Ustalara Saygı böiümün-
de "Pepi, LucL Bom ve Diğer Kıriar",
"thtiras Labirenti". "Arzunun Kanu-
nu" ve "Sinir Krizmin Eşiğindcki Ka-
dınlar"> gösterilip bir hayli ılgi>e maz-
har olmuş, tspanyol sinemasının yara-
maz çocuğu Fedro Almodovar'ın son
fîlmi "Kika" yıne komediyle dram ara-
sında salınan, renkli ve uçucu bır Almo-
dovar kokteyli. 4-5 yı! kadar önce
"Bağla Beni" ve "Sivri Topuklar" gibi
son fılmlennin de sinemalanmızda afi-
şe cıkıp ilgi görmesi ve festivalde bu yıl
eski filmlerinin de sunulmasıyla artık
iyice bizim ıçin tanıdık biri haline ge-
len, mahrem konulara meraklı, Franko
sonrası Ispanyasınm en tanınmıs ulusla-
rarası simalanndan Almodovar'ın, ka-
kara-kikiri gülüciikler içinde seyrettıği-
miz "Kika"sı, bu yönetmenin pek de
ciddiye alınmayacak, havai, özgür ve
uçan çizgisini sürdürüyor yine.
Festival sonrasında bastıran bahar ha-
vasının sinemalanmızdaki seyircî sayı-
sını gözle görünür biçimde düşürdügü
bu hafta, mevsımden midir nedir, kıs-
metimize sıcak, erotık filmler çıktı.
Claude Miller'in "Tebessüm"ünün ar-
dından, sürekli bunalımlı kadınlann
kahramanı olduğu, cinsellik ağırlıklı,
kışkırtıcı, şaşırtıcı, özgün, vodvilımsi
öykûler anlatarak özelükle "Sinir Krizi-
nin Eşiğindeki Kadınlar"dan kıbaren
uluslararası semada gıtgıde yüksden ve
derinlikten yoksun, Kitsch stılini. yırtı-
Cı, keskin bir gülmece öğesınin taşkınca
öne çıktığı, trajıkomik dünyasını Ame-
rikan seyircisine bile kabul ettiren Al-
modovar'ın "KikaT>
sını seyretmek ol-
dukça hafif kaçsa da, hayli eglenceli
geldi bana yine de. Ulusunun ve *dn-
sJ'nin özelliklerini taşryıp onca yerelli-
SUNGU ÇAPAN
KİKA
Yönetmen, Senaryo: Pedro
Almodovar / Kamera: Alfredo
Mayo / Dekor: Javier
Fernandez, Alain Bainee /
Montaj: Jose Salcedo /
Oyuncular: Veronica Forque,
Peter Coyote, Victoria Abril,
Alex Casanovas, Rossy De
Palma, Santiago Lajusticia,
Anabel Alonso, Bibi
Andersen, Manuel Bandera /
1993 Ispanya (WB-Film Pop)
Beyoğlu Beyoğlu, Harbiye
As, Kadıköy Kadıköy ve
Bakırköy Avşar
sinemalannda.
ğine karşm, konjlan. mesajlan ve alı-
şılmış takıntı ve saplantılarından hıç
vazgeçmeyen. zamanın genel geçer mo-
dalanna ayak uydurmasını da çok iyi
beceren, 'renkli, uçuk' tarzıyla, Pa-
ris'ten Hollywood'a açılan bır dünya
coğrafyasına yayılıp evrensel olabılmiş
Almodovar'ı, çok önemsemesem de,
tantanalı ve curcunalı üslubuna, karika-
türütnsü karakterlerine ve genel sığlığı-
nı gözden kaçıran gozlemlenyle eğlen-
celik yaklaşımına ilgisiz de kaiamadım
on yıldir. Kimilerince BunueL, Fellini,
Woody Alleo gıbı Tırma'larla bırlikte
adı anılan, bizim içinse hayallerin, düş-
lerin, arzulann âlemine yer yer sivri bir
mizah öğesiyle dengelenmiş trajik gezi-
ler yaptıran bır yaratıcı yönetmen, yü-
zeyselliğini birtakım tabulan, önyargı-
ları kırmaya yönelik eğilimlerini ve
kitsch zevkini sergileyerek örtbas eden,
tanıtım ve pazarlamanın önemine de va-
kıf, cin gibı bır Tnedya uyanığı' Almo-
dovar.
Yaşamı ve fılmleri Madrid'le derinle-
mesine bağlantılı Almodovar, sürekli
kendini geliştiren, sentez kapasitesi ve
yaratıcı potansiyeli şaşırtıcı, hırslı bir
"autodidact" aslında. Filmleriyle tutu-
culan hop oturtup hop kaldırtan bu ufak
8. U L U S L A R A R A S I
YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ
19 M A Y I S - 1 5 H A Z İ R A N 1 9 9 5
Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Fes-
tivali bu yıl, Avusturya'dan Japonya'ya.
Ispanya'dan Rusya'ya, Birleşik Ame-
rika'dan Arjantin'e. 15 ayrı ülkeden, yak-
laşık 800 sanatçıyı Istanbul'da bir araya
getiriyor.
19 Mayıs'tan 15 Haziran'a kadar tam
26 gün sürecek olan festivalin Açılış
Konseri, Atatürk'ün Samsuna çıkışının
76. yıldönümü olan 19 Mayıs 1995 Cuma
günü. Samsun'da yapılıyor.
Bütünüyle müzik ve dansa aynlan
festivalde, bu yıl sanatseverler, senfonik
müzik. oda müziği. flamenko, blues, caz,
pop, rock, geleneksel müzik, haik dans-
ları. tango ve balenin en seçkin örnek-
lerini izleyecekler.
8. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Fes-
tivali'ne tüm gençleri, tüm sanatseverleri
bekliyoruz.
19 MAYIS CUMA
20.30 Yajar Doğu Spor Salor j ı Samsun)
21 MAYIS PAZAfl
21.30 Aaturk Kultur Merkeı
AÇILIŞ KONSERİ • Ankara Devlet Opera ve Balea.
Solo. Koro ve Orkestrası
"«ıtatürk Oratoryosu" ve "Kurtuhjş"
r<LAS!K MUZİK • Ankara Devlet Opera ve Balea.
Solo. Koro ve Orkestrası
"Atatürk Orator>Dsu' ve "Kurtukjş"
22 MAYIS PAZARTESl
19.00 *va Irını KUSIK MUZİK • Leıpzıg Oda Orkestrası
Solıst M. Keylın ıKeman)
4 HAZİRAN PAZAR
19.3OCRRKonserSalonu FLAMENKO • Javıer Latorre Flamenko Topluluğu
S HAZİRAN PAZARTESl
19.00Aya Irıni
19.30CRRKonserSaionu
KLASİK MÜZİK • Starlıng Oda Orkestrası
Solist: B. Kotheimer (Keman)
FLAMENKO • Javıer Latorre Flamenko Topluluğu
6 HAZİRAN SALI
19.00 Aya Irini KLASİK MÜZİK • Starlıng Oda Orkestrası
Solist B. Kotheimer fKeman)
7 HAZİRAN ÇARŞAMBA
19.30CRRKonserSalonu
23 MAYIS SALI
19 30CSRKonserSatonu
21 30 HarOıye Açıkhava TiyaTosu
DANS • Mosalını Tango-Şarkı ve Dans Toplulugu
KLASİK MUZİK • Nıcola Hall (Gtor Resrtalı)
POP • B Ortaçgıl. J Hammond. B. Harper
24 MAYIS ÇARŞAMBA
21 30 ^arbıye Açıkhava TiyaTosu
25 MAYIS PERŞEMBE
21 30 hrsiye Açıkhava Tıyatrosu
27 MAYIS CUMARTESİ
21.30 Ha-bıye Açıkhava Tijat-osu
28 MAYIS PAZAR
21 30 Ha-bıye Açıkhava Tiyat-osu
29 MAYIS PAZARTESl
21.30 Hartnye Açıkhava Tiyatresu
30 MAYIS SALI
19.00 Aya Innı
21 30 Harbıye Açıkhava Tiya:rcs.
31 MAYIS ÇARŞAMBA
21.30 Harbiye Açıkhava Tiyatrosu
1 HAZİRAN PERŞEMBE
21.30 Harbiye Açıkhava TiyaTosu
2 HAZİRAN CUMA
19.30 CRR Konser Salonu
BLUES • Koko Taylor & Her Blues Machine
BLUES • John Md>3İI & Ttıe Bluesbreakers
FC? • Mazhar. Fjat. Özkan*
CAZ • Spedal EFX
VOKAL CAZ • New York Voices
KLAS/K MÜZİK • Atako Suvvanaı (Keman Resrtalı)
FOCK • Fish
POP • Mustafa Ss-dal
F1/MENK0 • Pao de Lucıa ve Flamenko Toplulugu
KLASİK MUZİK • k<5U Devlet Konservatuvarı Ork.
SDİist. S. Nakanal-jv frrompet)
8 HAZİRAN PERŞEMBE
19 00 Aya Irinı
19.30CRRKonserSalonu
GELENEKSEL MÛZİK • Ruhi Ayangıl Orkestra ve
Korosu
DANS • Mosalinı Tango-Şarkı ve Dans Toplulugu
9 HAZİRAN CUMA
19.30CRRKonserSalomj KLASİK MUZİK • Fazıl Say (Pıyano Resrtaii)
10 HAZİRAN CUMARTESİ
19 00 Aya Innı KLASİK MUZİK • Gheorghe Zamfir (Panflüt Resıtalı)
11 HAZİRAN PAZAR
19 30CRRKonserSalonu KLASİK MÜZİK • Helene Grımaud (Pıyano Resıtalı)
12 HAZİRAN PAZARTESl
21 30 Ha-bıye Açıkhava Tıyatrosu BALE • Ispanya Nasyonal Balesı
13 HAZİRAN SALI
19.00 Aya Irmi
21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrosu
KLASİK MÜZİK • vlyana Gençlik Fıiarrnonı Orkestrası
BALE • Ispanya Nasyonal Balesı
14 HAZİRAN ÇARŞAMBA
19.00 Aya Innı
21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrosu
KLASİK MÜZİK • Yelda Kodallı (Şan Resıtalı)
BALE • Ispanya Nasyonal Balesı
15 HAZİRAN PERŞEMBE
21.30 Harbıye Açıkhava Tıyatrosu BALE • Ispanya Nasyonal Balesı
3 HAZİRAN CUMARTESİ
19 30 C^R Konser Satonu
21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrasu
KLASİK MÜZİK • Earselona Gıtar Dortlusu
DANS • Kultur Bakarılığ"! Devlet Halk Dansları
Toolulugu
• BILETLER 29 MSANVtH ITIBAREK ATİTURK KÛUtlR MERKEZ! VE CEMAL REŞtT REY KONSER SAUMJ
GIŞEUMNDEN TEUİN EDILEBILm İGIŞELER BAYRAU VE TATtL CÛNLERİDAHİL HER CÜH
1000- 19.00AMSIAÇ1KVR .
• BILET FtYATLARI. GOSTER1LERE CÖRE. 4OOO00TL30O000TL.Z5O000TLZ0O OOOTL. 150 000 TL
tOO000 TL.SC 000 TL OLAHm DECHŞUEKTEDIR TEIECARD. UNIVERSITY TELECARD. CEMÇ TELECARD.
TİCARI TELECARD. WORLOCARD UHIfâ&nv W0RWCARD VE SUPERCARD SAHİPLEP* TUU COSTERILEHI
% 251NDIRIMUIZLEYEBIUR
Aoark Kdlt^rMerKezı :212) 252 9935-25299 77Cema, fteşt leyKcnserSdocu: {212 23001 07
'Mazhar, Fuat, özkan konseri. 27 Mayıs 1995 Cumartesi çûnü yerine, 18 Haılran 1995 Pazar günü yapılacaktır. Son anda meydana gelen bu değişlklikten ötûrû özûr dileriz.
YAPI w KREDİ
tefek haşan yönetmen, klişeleri un ufak
etmeyi seven, "atipik" bir tip, usta bir
sınemacıdan çok "büyümeyi reddeden,
kamerafa bir afacan" haliyle her esenn-
de seyirciyı şaşırtmacalı dehlizlere sok-
mayı, bildik kalıplarla oynamayı, türleri
birbirine kanştınp harmanlayarak öz-
gün bulamaçlar yapmayı yeğleyen,
"pop kültür, porno ve kitsch"in otlakla-
nndâ fılizlenip boy vermiş "skandabe-
ver bir fırlama". Her filminde adeta
zincirlerinden boşanarak bazı olay yara-
tan öyküler anlatıp aykın, deli, trans-
seksüel, sadist ve mazohist tipler galeri-
sini dolduracak cinsten, garip kahra-
manlan gözümüze sokan Almodovar si-
neması, aslında çok derin ve kalıcı özel-
likler içeımese de, tanımaya değer nite-
likte kuşkusuz. Değişmez konusuysa
hep 'kadinlar, kadıniar, kadınlan-'
Anahtar deliği, jartiyerii siyah file
çorap, fotograf makinesi ve David Hem-
mings'vari tarzda çalışarak kadın mode-
line pozlar verdiren (Blow-up'a gönder-
me var), genç bir fotoğrafçı kahraman
gibi beylik klişelerle açılan u
Kika"; as-
kı, hayatı seven, beyaz atlı prensini bek-
lerken fingirdemekten de gerı durma-
yan, iyimser, naif, çıtı pıtı makyajcı kız
Kika'nın (1984'te Almodovar'ın "Bunu
Haketmek İçin Ne Yapom ki?" adfa fil-
minde oynamış Veronica Forque ikınci
kez bir Almodovar filminde), karmaşık
ilışkilerin sarmalına dolanmış öyküsü.
Fotoğrafçı Ramon'un (Alex Casanovas)
sevgilisi oluşunun yanı sıra Ramon'un,
Amerikalı yazar üveybabası Nicholas
Pierce'le (Peter Coyote) de ilişkisini sür-
düren Kika'nın cinsellücten bıhaber, çir-
kin, bıyıklı hizmetçisi Juana (Almodo-
var'ın fetiş oyunculanndan unutulmaz
Rossy De Palma), kadın berberi Ampa-
ro'yla (Anabel Alonso) çevrili özel ya-
şamı, günün bırinde adı çıkmış, namlı
bir porno filmleri aktörü
olan, hizmetçinın erkek
kardeşi (Santiago Lajusti-
cia) tarafından tecavüze uğ-
ramasıyla bulanıyor.
Ve nalden yayımda 'can-
h' cinayetler sunmak ya da
işlediği cinayetleri, sanki
hayal ürünüyrnüşçesine ya-
zarak romanlarında kulla-
nan, bir cınnet anında kan-
lannın bıçaklayıp boğmuş
Althusser'le Burroughs çiz-
gısindeki katil yazarlar sını-
fından, Ramon'un üvey ba-
basıyla anlaşmalı röportaj-
lar yapıp 'kaynar kaynar'
ekrana getirmek gibi (!)
marifetlere sahip, gözü doy-
maz bir 'sansasyon oburu'
olan Reality Show prog-
ramcısı Andrea Caracorta-
da (yönetmenin gözdelenn-
den) Victoria Abril hemen
bu tecavüz olayının üstüne
atlıyor anında. programının
yeni konusu artık Kika'dır!
Reality Show
dedikieri
Modacı Jean-Paui Gaulti-
er'nin elinden çıkma, sıyah
meşin, metalik giysileri
çekmiş, başına da her an
çekim yapmaya hazır bır
kamera monte edilmiş, ür-
künç Amazon cengaveri kı-
hğındaki, yanağında yara
izi taşıyan. Andrea tipleme-
siyle, TV eleştirisinde tam
on ikiden hedefinı vuran
Almodovar'ın kurduğu ent-
rika, yer yer klişelikten kur-
tulamıyorsa da kimi sahne-
ler, yine de sıradışı filmde.
Özellikle cinsel iştahı ancak
4 kez geldikten sonra do-
yan, azgın porno oyuncusu-
nun bıçak zoruyla altına al-
dığı Kika'yı perişan ettiği
tecavüz sahnesi. sinema ta-
rihinin en uzun ve grotesk
tecavüzü belki de. Tecavüz-
cüden daha sapkın bir ka-
rakter sayılacak, aşın tut-
kun olduğu annesi şüpheli
bir intihara kurban gitmiş,
sevişmesini fotoğraflayacak
kadar röntgen bağımlısı,
melankolik Ramon'u ve ce-
set dolu evi terk ediyor Ki-
kacık, öykünün kötü kişileri
konumundaki Andrea'yla
katil yazarın birbirlerini
hakladıkları finalde. Ra-
mon'un uğursuz yüzüğünü
parmağından çıkanp atarak
yeni ufuklara doğru yelken
açıyor, hayal kırıklıklanna
ugrayıp örselenmiş Ki-
ka'mız filmin sonunda. Ka-
til yazar, çok satmaya aday
son romanını (bu kez yüzde
yüz otobiyografiktir hem
de) yayımlatmak üzere Ki-
ka'yı venyor, kızın kolla-
nnda ölmezden önce. bu fi-
nalde. Zaten naif Kika'nın
hep yönlendirilmeye ihtiya-
cı vardır...
Kuşkusuz Almodovar'ın
en iyi işlerinden değil "Ki-
ka", fazla bir yaratıcıhğı ve
özgünlüğü yok, hatta yönet-
menin tipik özelliklerinin
sergilendiği bu kâbus dolu
farsla. Almodovar sinema-
smdan artık gına getirdiği-
miz bile söylenebilir. Alışıl-
dığı gibi vodvil tarzı kome-
dinin giderek psikolojik
drama dönüştüğü "Ki-
ka"dan geriye kalan Hitch-
cock'vari bir gerilim, bol
şamata gırgır. Ispanyol sina-
» T c (, masınm bü>ük kışkırtıcısı,
bu kez •kimsevi şaşırtamı-
yor' artık. Yine de Almodo-
var'ın kitsch âleminden ye-
ni kolajlar sunan "Kika",
meraklısı için çekıcı bir eg-
lencelik olabilir...
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
En Büyük Kim?
Arifin bannı mekân tutmuş sanşın arkadaşım o
gece çok mahzundu. Her zaman bir otobüs gibi
tıklım tıklım olan bardan bahçeye yayılan gürüttü-
lerin yerini garip bir sessizlik almıştı. Önce anlam
veremedi bu sessizliğe. Sakın darbe falan olma-
sın.
Neler olup bittiğini anlamaya calıştı. Içeri girme-
sine izin vermezlerdi ki. Sanat dünyasının bütün
dedikodularını bahçeden izlerdi o. Ama, şimdi
bahçe boşalıvermişti. Içeride ise bir iki masada
birkaç aşina yüz. Irfan'la AM sinemacılar masasını
son nefeslerine dek korumaya karariı görünüyor-
lardı.
Az sonra, müdüriyetten yükselen televizyon ses-
lerinden meseleyi kavradı. Bizimkiler maçı alıyor-
du. Arif'in müdavimleri evlerine kapanmış, rakı şi-
şelerini açmış, kenditerini milli şahlanışın rtizgânna
bırakmış olmalıydılar.
Neyse, yarın hepsi de burada olur diye tesetli
buldu. Başka ülkelerde de böyle sanatçı mekânlan
var mıydı acaba? Sanatçılar oralarda da böyle iç
içe mi yaşartardı? Ve dünyaya bakışlan böylesine
yaklaşır mıydı kalabalıklann bakışına?
Sonra içine bir kuşku düştü. Bu ülkede Arif'in
bannı tanımayanlar sanatçı sayılmaz mı? Anado-
lu'nun çeşitli kentlerinde yaşayan kedilerden aldığı
mektuplan düşündü. Tırnaklanyla kuyu kazarcası-
na didinen binlerce sanatçıdan neden hiç söz
eden yok? Neden medya yalnızca üç-beş sanatçı-
nın ekseninde dönüp duruyor? Yoksa, bütün bu
işler Arif'in başının aJtından mı çıkıyor?
Birden acıktığını hissetti. Nankörlük etme diye
söylendi kendi kendine. Burada iyi kötü geçinip
gidiyoruz işte. Etrafına bakındı. Garsonlar, o her
şeyi gören ve her şeyi içlerine atan sevgili dostlan
da görünmüyor ortalıkta
Dış kapıyı aralayıp, gecenin karanlığına karışı-
verdi. Sıraselviler'in başında polisler bekleşiyordu.
Gözaltında kaybolan arkadaşlan için CHP'nin çatı-
sında eylem yapan gençlerin direnişi sürüyor ol-
malıydı.
Taksim'e yaklaştıkça kalabalık yoğunlaşıyor-
du.Gençler ellerinde Türk bayraklan ve bira kutu-
lan ile meydanı doldurmuş, avazlan çıktığı kadar
bağırıyordu. Ezilmek pahasına aralanna karıştı. Bi-
lirsiniz "Merak kediyi öldürür" diye bir atasözümüz
vardır. Anglosakson kardeşlerimiz çıkartmış. Anla-
şılan oralarda da üstüne vazife olmayan işlere ka-
nşırmış bizimkiler.
Sanşın arkadaşım, karanlıkta iyice büyüyen göz-
leriyle insanlara bakıyordu. Insanlar, histeri krizine
tutulmuşçasına sarsılıyor, "En büyük biziz" diye
çığlıklar atıyordu. Tek hilalli, üç hilalli bayraklar bir-
birine kanşmıştı. Yoldan geçen arabalar durdurulu-
yor, beşik gibi sallandıktan sonra serbest bırakılı-
yordu.Elleri ile kurt işareti yapanlar çoğunluktaydı.
Kuyruğunu dik tutmaya çalışarak kalabafığın
arasında dolaşıyordu. "Düşmanlar kahrolsun, bi-
zimkiler yaşasın" diye bağırıyordu kalabalık. Bir
ara köşebaşındaki gazeteciye sığınmayı akıl etti.
Heyecanlı bir genç onunla birlikte içeri daidı. "Ga-
zeteler çıktı mı?" Şaşkın gözlerle baktı gazeteci ve
"Maç b'rtelî henüz yanm saat oldu" diyebildi. O an
görmek istediği manşetlerie karşılaşamayan deli-
kanlı düş kırıklığı içinde kendini meydana attı. "6ü-
yüğüm, Büyüksün, Büyüğüz" başlığını görmek için
sabahı beklemesi gerekecekti. Gazetelerin köşe
yazariannın nasıl coşacaklannı tahmin etmeye ça-
lıştı. "Sizde insan haklan yok diyen Avrupalılara
nasıl da derslerini verdik".
Insanlar yekvücut olmuş, tüm sorunlannı unut-
muşlardı. Portekizli kedilerin Salazar denen adam-
dan neden bu kadar nefret ettiklerini daha iyi anlı-
yordu şimdi. "Milli" duygulan galeyana getirerek
ülkeyi yönetmek pek zor olmasa gerekti. İşte bizim
kedi milletinin garip bir özelliği daha diye düşündü.
Dişi kediler için birbirimizi nasıl hırpaladığımızı her-
kes bilir, ama cinsimiz ayrı diye başka kedilerle
kavgaya tutuştuğumuz görülmemiştir. Bu yüzden
de kedi milletini yönetmek zordur. Bizi diledikleri
gibi kullanamayan ınsanlann kedi milletine "hain"
damgasını vurmasından daha doğal bir şey var
mı?
Siz siz olun, "Kedinin gözleri hain bakar" deyi-
vermeyin günün birinde. önce bir düşünün baka-
lım, kime "sadık" olmanız isteniyor?
Dogrusunu söylemek gerekirse bizimkiler de dü-
şünmeyi bir kenara bıraktı bir süredir. Kalıbımı ba-
sanm, pek çoğumuzun düşlerini gelecek yıl Ingil-
tere'deki Kupa Finalleri süslüyordur. Macaristan'la
Izlanda'yı da yendik mi, ver elini Ingittere. Maçı iz-
lemeye gideceklere konut fonu da yok nasıl olsa.
Yurtdışına çağnlan sanatçı kediler her seferinde
konut fonu vermekten usandı, ama hiç sesleri çık-
mıyor. Yeter ki maçlan izlemeleri kolay olsun.
Şimdi münafıklık yapmanın alemi var mı.diyor-
sunuz biliyonjm. Fena mı oldu yani, milletçe özgü-
venimizi tazeledik. Tam da Avrupa Konseyi'nin bi-
ze fırça çektiği gün Haç işaretli bayrağa sıkı bir gol
attık. Öyle ise, tüylerimizi ve milli duygulanmızı ka-
bartalım ve haydi hep birlikte Avrupa'ya nanik ya-
palım.
7. ULUSLAR4RASI İSTANBUL
ÇİZGİ FİLM FESTİVALİ^IVDE
BUGÜN:
Atatürk Kültür Merkezi: 10.30- 13.30/Çocuklara
Yönelik Program
15.30- 17.30/Panel
17.30/ Ulusal Yanşma Ödülü
Fransız Kültür Merkezi: 15.30- 16.30/ Askerler,
Gorgon, Lağım, Ağırlık, Zappy, Uygun, Sentez,
Insektörs.
16.30-17.30/ Ipler, Askerler, Içeridekiler, Yeşilağaç
Cad. 66, Dairesel Yön, Aşk Tablosu, Ve Saire,
Yalnız İnsan.
YARIN:
Atatürk Kültür Merkezi: 10.30- 13.30/Çocuklara
Yönelik Program.
14.30- 15.30/ îpler, Askerler, fçeridekiler, Yeşilağaç
Cad. 66, Dairesel Yön, Aşk Tablosu, Ve Saire,
Yalnız insan.
15.30- 16.30/ Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli
festivallerde gösterilerek büyük beğeni toplamış ve
değişik animasyon teknikleriüretilmiş 90'lı yıllann
'Dünya Canlandırma Sanatı ÖrnekJeri' (Askerler,
Klinik, Sohbet Ül Asmar, K.ültürel Tarihte Bir Gece
Manevrası Ölüm Dansı, La Bacone, Diğer Taraf,
Cumartesi Öğleden Sonra, Dört Kadın.
16.30- 17.30/ "Midas", Yönetmen: Ateş Benice
17.30- 18.30/ Askerler, Kanunsuzlar, Ithaf, Ev,
Eğlence, Yol, Alogaritmen, Stereo, Yakışıklı.