Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinc •
Genel Yayın K.oordınatörü Hikmet
Çetinkava 0 Yazıışleri Müdürlerı.
fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezi Mudürü: Hakan Kara
# Görsel Yönetmeır Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Bakı • Isöhbarat Yalçın Çnkjr •
Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV U>g»r Ertmektar
• Kûltür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelnun
• Yurt Haberlen: Mehmct Sar»ç • Makaleler. Sami
Karaören # Çevın Seyfettin Turiuııı # Düzeltme:
Abdullah Yaacı • Fotoğraf Erdoğın Kâseoğhı
Yayın Kunılu Ilhan Selçuk
(Başkan). Orhstn Erinç, Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikraet
Çetinkaya, Şûkrao Sooer, Ergun
Bakı. Diırç Tayanç, İbrahim YıMız,
Orhao Bursaü. Mustaft Balbay.
AnkaraTerroılcısı. Mustafa Balbay •HabcrMüdürü: Doğan
AJanAtatürkBuIvanNo: 125,Kat.4,Bakanlıklar-AnkaraTel:
4195020 (7 haî). Faks: 4195027 • izmır Temsılctsr Serdar
Kınk,H.ZıyaBlv 1352 S 2/3 Tel: 4411220. Faks: 4419117
• Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No: 1
Kat: 1, Tel: 3522550, Faks- 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erknt • MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Koordınatör Ahmet Koruban 9 Başkanı-Genel Müdür Gülbin
Muhasebe Bülent Yener • ldare Erdıran • Koordınatör Reha
Hüsevîn Gûrer 0 İşletme: Önder Hıtman 9 Genel Müdür Yardun-
Çeik • Bılgı-lşlem Nail Inal • cısı Mine Akd«ğ • Halkla Uı«-
Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler kıler Müdünı Norten Berksoy
Yayunlayu ve Basan: Yenı Gun Habcr Ajansı. Basın ve Yayınctlık A.Ş
Tflrkocagı cad 39'41 Cağaloğlu 34334 lst. PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0712) 513 85 95
28NİSAN1995 tmsak: 4.23 Güneş: 6.00 Öğle: 13.09 _ tkindi: 16.56 Akşam20.04 Yatsı: 21.34 MEDYACTd 5i40753-5i39580-5i38460-6i,Faks:5ii84«i
epotizm
• BRİKSEL(AA)-
Belçıka'da yapılan 'Euro
Erotizm' turu başladı.
Charlerdi kentinde
düzenlenen 'Euro Erotizm'
turunun ilk fuannın konusu,
"Sadizm ve Yaşlı
Erkekler"di. Göğûslerine
zıncir takan mankenin,
sadistlerle mi yoksa yaşlı
erkeklerle mi ilgili olduğu,
fiıan takip edenlerce
anlaşılamadı.
Ttiişvetm
belgesi'
imzalamyop
• Haber Merkezi-
Ülkemizde son yıllann en
büyük skandalı olarak
nitelendırilen "Civangate"
olaymı her yönüyle
araştırarak rüşvetin belgesini
yazan gazeteci Yalçm Bayer,
okurlanyla buluşuyor.
Civangate skandalını,
"Ruşvetin Belgesi" adıyla
yayımlayan ve çok kısa
sürede satış rekorlan kıran
kitabını Yalçın Bayer,
Kozyatağı Carrefour
Hipennarket ahşveriş
merkezinde 29 nisan
cumartesi günü 14.30-17.00
saatleri arasında
imzalayacak.
Veri iletişimi
semineri
• Haber Merkezi - Açık
Sistem Kullanıcılan
Derneğı, "Türkiye'de Veri
lletişiminin Bugünü ve
Geleceği" konulu bir
seminer düzenledi. Veri
iletişimiyle ilgili pek çok
konunun anlatılacağı
oturuma Doç Dr. Ufiık
Çağlayan başkanlık edecek
ve Doç. Dr. Mustafa Akgûl.
Suat Baysan, Cengiz Bulut,
Doç. Dr. Yurdalcul Ceyhun,
Doç. Dr. Emre Dağdeviren,
Doç. Dr. Sinan Neftçi, Dr.
Atilla Özgit konuşmacı
olarak katılacak. Seminer,
tTÜ Maçka Sosyal
Tesisleri'nde 2 Mayıs 1995
Salıgünüsaat 13.00-18.00
saatlennde verilecek.
YanJım
kampanyası
• Haber
Merkezi -
Lösemi
hastasıolan
1979
doğumlu
Ash
Dinçer'in
yurtdışına
gidip tedavi
olabılmesi
için yardım kampanyası
başlatıldı. Marmara
Üniversitesi Hastanesi
Çocuk Servisi'nde tedavisi
sûrdürülen lise ikinci sınıf
öğrencisi Dinçer'in
babasmın işçi olması ve malı
durumlannın tedavi parası
olan 1.5 milyar lirayı
karşılayamaması, yardım
kampanyasını zorunlu
lalıyor. Yardımseverler bu
kampanyaya Iş Bankası,
Emirgân Şubesı, 124-104
No'lu Hasan Dinçer adına
açılan hesaba katkıda
bulunarak katılabılırler.
bısanlık Vakfı
Genel Merfcezi
• Haber Merkezi - 'tnsanın
geliştırilmesi, yûceltilmesi
ve gençliğe sahip çıkılması'
amacıyla 17 Haziran 1993
tanhınde faaliyete geçen
İnsarüık Vakfı'nın genel
merkezi, TBMM Başkanı
Hûsamettin Cindoruk
tarafından törenle açilacak.
Insanlık Vakfi Yönetim
Kunılu BaşkanıProf. Dr.
Mahmut thsan Özgen
tarafından yapılan
açıklamada, Içerenköy,
Bostancı-Değirmendere Cad.
No: 10 Kat 3 Gûrlş Merkezi
Kadıköy/lstanbul
adresindeki vakıf genel
merkezinin, 29 Nisan 1995
Cumartesi günü saat
11.00'de törenle açılacağı
bildirildi.
Bozer'e fahri
doktora
• Haber Merkezi -
Azerbaycan Tıp Üniversitesi,
bilim gelıştirmesine, banşın
pekiştirilmesi ve uluslararası
ilişkilere katkısından dolayı
Hacettepe Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. A. Yüksel
Bozer'e fahri doktora verdi.
Bakanlar Kurulu'nca ilan edilen yeni turizm merkezlerinde de planlama ilkeleri ve çevre, devre dışında kaldı
4
Turizm'e yeni kurhan: Iimari
OKTAY EKİNCİ
Şehircilikle ilgili he-
men tüm uzmanların,
üniversitelerin ve meslek
odalannın yıllardır tepki
ve eleştirilerine neden
olan turizm merkederi'
uygulamasına yine de-
varn ediliyor.
Resmi Gazete'nin 17
Şubat 1995 günve 22205
sayılı baskısında yayım-
lanan Bakanlar Kuru-
lu'nun 15.12.1994 gün
ve 94/6345 sayılı karan-
nın ekindeki listede, Tür-
kiye'nin değişik bölgele-
rinde 6 yeni turizm mer-
kezi daha ilan edildi. Ay-
nı kararnameyle daha ön-
ce ilan edilmiş 6 turizm
merkezinde ise sınır de-
ğişikliği yapılıyor.
Bilindiği gibi turizm
merkezleri, Türkiye'de
anayasanın askıya alındı-
ğı 12 Eylül döneminde
yürüriuğe giren, 12 Mart
1982 tarihli ve 2634 sayı-
lı Turizmi Teşvik Yasa-
sı'na dayamlarak Turizm
Bakanlığı'nın talebi üze-
rine alınan Bakanlar Ku-
rulu karanyla gerçekleşi-
yor. Yine bilindiği gibi
1982 yılının Kasım ayın-
da yürürlüğe giren ana-
yasanın '12 Eylül dönemi
hukukunu konuna altına
alan' geçici 15. maddesı
yüzünden aynı hukukun
ürünü Turizmi Teşvik Ya-
sası için de "Anayasaya
aykındır" savıyla dava
açılamıyor. Dolayısıyla
ülkenin en değerli yerle-
rinde, genel planlama ka-
rarlarına aykırı olarak
doğrudan merkezi hükü-
met karanyla ve 'aynca-
hklı koşuBania' özel imar
haklarını devreye sokan
bu bilime ve kamu yara-
nna aykın yasal düzenle-
me, aslında anayasa ile
de çelişmesine rağmen
yürürlükte kalabiliyor.
Yağmaya dayanak
1984-1990 döneminde
istanbul'da Park Otel,
Svrissotel, Conrad, Gök-
kafes gibi yağma projele-
rınde dayanak olan tu-
rizm merkezleri uygula-
ması, özellikle Balmum-
cu-Zincirlikuyu-Maslak
güzergâhındaki örneğin
Sabancı Center, Yapı-
Kredi Plaza, Cevahirlerin
kule binası gibi iş mer-
kezlenne ayncalıklı imar
izni sağlanması için de
yine yasal olanak şeklın-
de kullanılmıştı. Benzer
şekilde Güney Ege ve
Akdeniz Bölgesi'ndeki
StT alanlannda, orman-
lık kıyılarda ve özel çev-
re değerleri taşıyan koylarda da yine
Bakanlar Kurulu'nun turizm merke-
zi ilanlanyla tarihsel ve doğal değer-
leri tahrip eden otellere ve tatil köy-
lerine özel izinler verilmişti. Bu spe-
külatif ve ülke zenginliklerini gözar-
dı eden uygulamaya karşı duyarlı
çevrelerden yükselen haklı tepkiler
üzerine ise 1991 yıh Ekim ayında iş-
başına gelen koalisyon hükümeti, tu-
rizm merkezleri ilanını artık durdur-
muştu. Dahası, yine 1980'lerde ilan
edilen ve özellikle lstanbul'daki yağ-
ma projelerinin devamını öngören
bazı turizm merkezleri de Turizm
• 1996'da İstanbul'da toplanacak HABÎTAT
Konferansı için bir fiıar ve sergi alanı olarak
düzenlenmesi planlanan Tophane-Salıpazan bölgesinin
"turizm merkezi" ilan edilmesi, temel amacı
"demokrasi ve planlama" olan bir kent zirvesinin
ilkelerine de ters düşüyor.
• Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan
son karannda ülke düzeyinde 6 yeni turizm merkezi
daha ilan edilirken, aralannda Pısilis antik kentini tahrip
eden Sangerme'deki tesislerin de bulunduğu 6 eski
turizm merkezinde ise "yağmanın sımrlan"
genişletiliyor.
yayla turizmi alanlarının
arasında 'tstanbuL, Beyoğlu,
Tophane, Salıpazan turizm
merkezi' olarak dikkat çe-
kiyor.
Resmi Gazete'deki krold-
ye göre, Karaköy'deki tarihi
Denizcilik Bankası ve yol-
cu salonu binalanndan baş-
layan kiyı kesimi, Salıpaza-
n'ndaki antrepolan da içine
alacak şekilde, Mimar Si-
nan Üniversitesi'nin oto-
parkına kadar turizm mer-
kezi olarak belirlenmiş.
Bu karar, Karaköy-Sah-
pazan bölgesinin yeni imar
ve kullanma kararlannın da
yine diğer turizm merkezle-
rinde olduğu gibi genel
planlama ilkelerine, nazım
planı hedefierine ve planla-
ma hiyerarşisine uyulma-
dan, doğrudan 'yaünmcı vc
bakanlık mutabakatıyla
1
belirleneceği anlamına geli-
yor.
Henüz belediyenin nazım
plan çahşması noktalanma-
dan ve îstanbul'un bu 'çok
önemli' kent içi kıyı kuşağı-
nın yine îstanbul'un genel
metropoliten gereksinmele-
rine göre yeni işleviniıı iıe
olacağı nazım plan bütün-
selliği içinde belirleneme-
den, adeta imar hedefierine
'd koyarcasma' böylesi bir
karar almak ise 'demokra-
tikleşme sfirecine' de pek
yakışmıyor.
tstanbul'a
daha
önce
Park
Otel,
Snissotei
ve
Conrad
gibi
\ağma
projelerini
kazandıran
"turiznı
merkezi''
uygulaması
şimdide
Tophane-
Sahpazan
kryı
kıîşağına
yöneldi
Mimarlar, karann iptalini istiyor
lstanbul Haber Servisi - TMMOB
Mimarlar Odası, Tophane-Salıpazan'nı
"turizm merkezi" ilan eden Bakanlar
Kurulu karannın iptal edilmesi ve yürüt-
menin durdurulması için Danıştay'a baş-
vurdu. Mimarlar Odası, Salıpazannın
yer aldığı söz konusu kjyı kesimının, Tu-
rizm Bakanlığı'nca planlanabilecek bir
alan olmadığına dikkat çekti.
17 Şubat 1995 günü Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren "İstanbul
- Beyoglu - Tophane - Sahpazan Turizm
Merkea"ne ilişkin Bakanlar Kurulu ka-
rannın iptal edilmesi ve yürütmenin dur-
durulması için Mimarlar Odası harekete
geçti. Danıştay Başkanlıği'na sunulmak
üzere lstanbul ldare Mahkemesi Başkan-
lığı'na, Mimarlar Odası'nın avukatı Der-
viş Parlak tarafmdan verilen başvuru di-
lekçesinde. Başbakanlık ve Turizm Ba-
kanhğı şikâyet edildi.
Tespit edilen turizm merkezi içinde
Denizcilik Bankasf nın yönetim binası
ve hastane yapısı ile liman yolcu salonu
ve aynca Tophane - Sahpazan nhtımın-
• Mimarlar Odası, Bakanlar Kurulu tarafından "turizm merkezi"
ilan edilen Tophane-Salıpazan kıyı kuşağının Turizm Bakanlığı'nca
planlanabilecek bir alan olmadığı gerekçesiyle, karann iptali için
Danıştay'a başvurdu.
da bulunan eski gümrük yapılan bulun-
duğuna dikkat çeken avukat Derviş Par-
lak, "Turizmi Teşvik Kanunu'nun kanı-
mızca en önemli özendirme önlemi, ka-
nunun 7. maddesivle Turizm Bakanlı-
ğı'na verilen imar planlama yetkisinin
kullanunı sırasında gerçekleşmektedir"
dedi.
'Yapılanlar ortada'
Özendirici nitelikteki büyük ve kârlı
yatınm olanağı ile "ayncahklı imar ko-
şuUan" arasında olağanüstü bir ilişki ve
paralellik kurulduğuna değinen Parlak,
bu yapıhrken doğal ve kentsel çevre ko-
şullannm gözetilmediği ve alabildiğine
parçacıl yaklaşımlar sergilendiğini vur-
guladı.
Bugüne kadar İstanbul'da ilan edilmiş
turizm merkezlerinde yapılanlar, bu de-
ğerlendirmenin görsel kanıtlan olduğu-
nu ve buna Sürmeli, Park Otel, Gökka-
fes, Swissotel'i örnek veren, avukat Der-
viş Parlak, başvuru dilekçesinde daha
sonra şunlan belirtti:
"Karaköy - Tophane - Sahpazan ak-
sındaki kıyı kesiminin turizm merkezi
olarak ilanım gerektiren herhangi bir ya-
sal neden yoktur. Bu alan tamamen, üze-
rinde Denizcilik Bankası'na ve Hazine've
ah kamusal yapı gruplaruun bulunduğu
bir nhtımdır. Tarihi \olcu salonunun da
bu nhtmıa, gerek ülkeler araa ve gerekse
şehirlerarası sefer yapan yerti ve yabancı
yolcu gemileri yanaşmaktadır. Bu nhom
kimi zaman yanasan gemikrden dolayı
Karaköy'den Mimar Sinan L niversite-
si'nin bulunduğu Fmdıklı'ya kadar dol-
makta, buraya yanaşamayan gemiler ise
Sarayburnu ile Eminönü arasındaki nh-
bmı kullanmaktadır. İstanbul'da bugüne
kadar yapılan ve halen üzerinde çalışüan
nazım planlarda bile. yolcu Kmanı için bu
bölge dışında bir yer önerilememiştir.
Turizm merkezinin tespiti ve ilanı,
burada yapımı özendirilecek turistik
tesisleri hedeflemektedir. Çünkü, tu-
rizm merkezi tespiti ve ilanının olağan
sonucu, imar planlama yetkisinin Tu-
rizm Bakanlığı'na verilmesidir. Oysa
söz konusu kıyı kesimi, Turizm Ba-
kanlığı'nca planlanabilecek bir alan
değildir.
Burada yapılabilecek yeni bir plan-
lama olsa bile, bu planlamada fstan-
bul'un 12 milyona varan nüfusunun
rekreasyon alanı gereksinimi ve Kıyı
Kanunu hükümlerinin gözetümesi ge-
rekir düşüncesindeyiz. Bu nedenle
aıulan Bakanlar Kurulu karannın ip-
tali için Yüksek Mahkemenize baş-
vurma zorunluluğunu duyduk."
Tek voku ümanı
Bakanı Abdülkadir Ateş döneminde
iptal edilmişti.
Şimdi, Resmi Gazete'nin 17 Şubat
1995 tarihli baskısında yayımlanan
yenı ilanda, şehircilik ilkeleri açısın-
dan 'sakıncalT olduğu artık herkesçe
bilinen bu uygulama 6 merkezde ye-
niden devreye sokulurken geçmiş
dönemde ilan edilmiş ve yine hakla-
nnda yoğun eleştiriler bulunan mer-
kezlerde de sınırlar genişletiliyor.
Sangerme örneği
Ömeğin, bu tür 'tevsi' edilen 6 tu-
rizm merkezi arasında 'Muğla-San-
germe alanı' özellikle dikkat çeki-
yor. Ormanla denizin geniş bir kum-
salla birlikte kucaklaştığı bu orman-
lık kıyı alanında, aynı anda antik Pi-
silis kentinin kalıntılan da bulunu-
yor. 1980'li yıllardaki turizm merke-
zi ilanıyla yoğun otel yapılaşmasına
açılan bu tarihsel ve doğal StT ala-
nında, orman katliamının yanı sıra
'kültûrel bir kıyım' da yaşanmıştı.
Pisilis kentinin antik limanı üzerinde
yükselen tber Oteli'nin inşaatı sıra-
sında Roma devrine ait sur duvarlan
da tahrip edildiğinden, Anıtlar Kuru-
lu tarafından uygulamamn durdurul-
ması ve sorumlular hakkında kovuş-
turma açılması karan da alınmıştı.
Ne var ki bu yasadışı tarih katli-
amına izin verenler ve uygulamalar
hakkında hiçbir işlem yapıldığı gibi
tber Oteli 'ni törenle hızmete açan
dönemin Başbakanı Turgut Özal,
yükselen tepkileri de şöyle yanıtla-
mıştı:
"Bu Bizans eserlerini mi tercih
edeceğiz yoksa bu turistik tesisleri
mi? Otele karşı çıkanlar ukalahk ya- HABİTAT'a DİansiZ hazirilk
eden ve hatta inşaat malzemesi ola-
rak kullanan bu otele, "Pet şişe kul-
kuımıyor''gerekçesiyle 'çevre ödûlü'
de verildi. Şimdi de Turizm Bakanlı-
ğı. vaktiyle 'Özal'ın himayesinde'
gerçekleşen bu yağmanın sınırlannı
genişletiyor.
Geçmişte işlenen suçlann hesabı
sorulacağma, yeni çevre cinayetleri-
ne ortam hazırlanıyor.
pıyor™" (21 Temmuz 1989 - Hürri-
yet, Sabah, Yeni Asır.)
tlerleyen yıllarda, antik kenti yok
Bakanlar Kurulu'nun son ilanında
'yeni' saptanan çeşitli laş sporlan ve
Aslında Karaköy, Topha-
ne, Sahpazan rıhtımı
1890'lardan bu yana kentin
'bnanı
1
olarak görev yapan
ve son yıllarda özellikle
'yolcu ve turist gemileri'
için yine tstanbul'da yegâne
yanaşma ve liman hizmet-
leri verilebilen bir bölge.
1986'da yük gemilerine
de kapatılarak sadece îstan-
bul'un yerli ve yabancı ko-
nuklanyla ilk buluşma yeri
olarak hizmet vermeye baş-
layan Karaköy, Sahpazan
nhtımı, 600 metreyi aşkın
uzunluğu ve en önemlisi 10
metreyi aşan su derinliğiyle
kentin yolcu limanı olarak
tek ve en uygun kıyı alanını
oluşturuyor. Yine 1960'h
yıllardan bu yana hemen
tüm nazım plan çahşmala-
nnda da bu bölgenin tstan-
bul'un 'orta limanı' olarak
aynı anda kent merkezinde-
ki bir 'kıyı rekreasyon ve ö-
caret bölgesi' olması da he-
defleniyor.
Edindiğimiz bilgilere gö-
re, 1996 Haziran ayında İs-
tanbul'da yapılacaİc ulusla-
rarası HABİTAT zirvesi
için bir 'konferans sergi ve
fuar alanı' olarak değerlen-
dirilmesi planlanan bu b>^',-
gedeki yapıların, bu tür
olumlu bir işlev için bile olsa 'tu-
rizm merkezi' kapsamına alınarak
genel imar planı ilişkilerinden ko-
partılması, kentin 'plansız geiişmesi-
ne' yeni bir örnek daha kazandıra-
cak.
HABİTAT gibi temelde 'demok-
rasiye ve kent planlamasına' önem
veren bir konferansa, her iki uygar-
lık erdemini de rafa kaldıran bir 12
Eylül yasasınm bilim dışı uygulama-
sıyla haarlanmak ise her şeyden ön-
ce çağdaş kent bilincinin 'etik değer-
leriyle' pek bağdaşmayan bir tutum
olsa gerek...
Çernobil'de, faciadan dokuz yıl sonra her şey daha net olarak ortaya çıktı
30 kuşak siîrecek öliiıııcül miras
• Bilim adamlan, kazanın etkilerinin yaşanılanlarla
kalmayacağını, "faturayı" otuz kuşak insanhğın
ödeyeceğini belirtirken, Dünya Sağlık Orgütü,
radyasyona "bulanmış" iki milyon çocuğu
izleyebilmek ve onlara yardımcı olabilmek için
hazırladığı uluslararası proje çahşmalannı sürdürüyor.
ÜMİTOTAN
İZMtR - Çemobil, aradan ge-
çen dokuz yıldan sonra şimdi
"daha net" görünüyor. tnsanlı-
ğın karşı karşıya bulunduğu du-
rumun "vahameti"ni çevreciler,
anti-nükleerciler değil, Ukrayna-
lı bilim adamlan anlatıyor ve
radyasyonun "tahribatnun" fıl-
mini gösteriyor...
Bilim adamlan, Çernobil ka-
zasının etkilerinin yaşanılanlarla
kalmayacağını, "faturayı" otuz
kuşak insanhğın ödeyeceğini be-
lirtirken, Dünya Sağlık Orgütü,
radyasyona "bulanmış'* iki mil-
yon çocuğu izleyebilmek ve on-
lara yardımcı olabilmek için ha-
zırladığı uluslararası proje çalış-
malannı sürdürüyor.
Ukrayna Parlamentosu ve Çer-
nobil Araştırma Komisyonu üye-
si Volodvmir Uşatenko ve Ukray-
nah biyolog Vataüa t. Pradbra-
cenşkaya ülkelerinin yakın kom-
şusu Türkiye'de Çernobil'in in-
sanhğın başına "ne dertler açü-
ğı"konusunda her şeyi net biçim-
de gözler önüne sererken, anti-
nükleercilere yapılan "kömürcü-
lerin, petrolcûlerin adamlan"
yaklaşımtnı da çürütüyorlar. Uk-
raynalı birçok bilim adamının
daha önce hazırladıklan raporlar
da göz önüne alındığında duru-
mun korkunçluğu açıkça ortaya
çıkıyor. V.B. Nesterenko .ve D.S
Firsova'nm Çernobil felaketiyle
ilgili raporlan, Minsk, Moskova
ve Kiev Birleşik Uzmanlar Ko-
misyonu'nun önerileri, Ukrayna
tstatistik Bakanlığı'nın 1994
Çernobil Raporu tek çözüm öne-
riyor: "Çernobil ünitelerinin he-
men durdurulması «erekir."
Anna Tsvetkova'nın bu ay
içinde Ukrayna'da Greenpeace
ile ortak olarak tamamladığı ra-
por da aradan geçen onca yıldan
sonra tehlikenin çoğalarak sür-
düğünü gösteriyor. Türkiye'de
bulunan Ukraynalı bilim adamla-
n, nükleer santral kurulması dü-
şünülen Sinop'ta yaşadıklan ve
yaşamakta olduklan acı deneyi-
mi anlatırken, biz de Çemobil'in
"patladığı"yerden gelen gerçek-
lere göz gezdirelim:
Her şey daha net
Çernobil kazasından sonra,
Ukrayna ve Rusya'da 24 bin 497
kilometrekarelik topraklar rad-
yoaktif kirlenmeye uğradı. Uk-
rayna'da Çernobil kurbanı insan
sayısı Ocak 1995 itibarıyla 3
milyon 14 bin kişi olarak saptan-
dı. Evin geçimini sağlayan bir
üyesini Çernobil'de kaybettiği
için yardım alan ailelenn sayısı 2
bin 377. Halen 54 bin 226'sı ço-
cuk olmak üzere 2 milyon 405
bin 006 kişi, radyoaktif olarak
kirlenmiş bolgelerde yaşıyor.Yal-
nızca 1992 yılına kadar 5 bin
237 Ukraynalının çalışma yete-
neğini yitirdiği yine o ülkenin bi-
limsel raporlannda yer alıyor. 15
bin kişi de değişik hastalıklara
karşı savaşım veriyor.
Bilim adamlan Çernobil kaza-
sının etkisinin 30 kuşakta görü-
leceğini belirtiyorlar. Yapılan
araştırmalarda, kaza yöresinde
yaşayan çocuklarda görülen tiro-
it kanserinin oranı milyonda bir-
den milyonda 100'e yükselmiş.
Dünya Sağlık Örgütü'nce
(WHO) mart ayında yapılan
açıklamada radyasyona maruz
kaldığı düşünülen 2 milyondan
fazla çocuğun durumuna dikkat
çekiliyor. Orgüt, bu çocuklan iz-
lemek ve onlara yardımcı olmak
üzere başlatüğı uluslararası proje
çalışmalarını sürdürürken, ço-
cuklardaki kan yapıcı organlar-
daki tanribat ve solunum yollan
hastalıklannın yüzde 25^4D ara-
sında artış gösterdiği belirriliyor.
Çernobfl'i ne yapmalı?
Çernobil'in 4 numaralı reaktö-
rünü örten lahtin güvenliği yıl-
lardır tartışıhyor. Yörede yapılan
bilimsel araştırmalar sonrasında
yapının sağlam olmadığı, yörede
çökme tehlikeleri bulunduğu
saptandı. Neler yapılması gerek-
tiğini de Ukraynalı uzman Anna
Tsvetkova'nın raporundan akta-
ralım: "Çernobü'le ügili riskler
azalmadı; tam tersinc, lahtin du-
rumu kötüye gittikçe artıyor.
Çernobil deneyimi 'askeri atom'
kadar 'sivil atom'un da öldürdü-
ğünü kanıtiamışhr."