28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cunhurtyere •• ••*• odul • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Türk Hava ICurumu, Edebiyat ve Sanat Eserleri Yanşması'nın 1995 yılı ödülünü yazılı basın dalında Cumhuriyet Gazetesi'ne verdi. THK Başkanı Prof. Dr. Atilla Taçoy, Atatürk'ün kurduğu Türk Hava Kurumu'nun ilkelerini, yorum, makale, araştırma ve haberlerle kamuoyunda yansıtmadaki çaba ve desteği nedeniyle gazetemizin ödüllendiriIdigini belirtti. Çankaya'da sigara • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, Çankaya bölgesinde halkm toplu halde bulunduğu kapalı alanlarda sigaranın yasaklanması için çahşmalara başladıklannı bildirdi. Taşdelen, esnaf odalan temsilcilerinden yardım istedi'. Doğan Taşdelen, esnaf odalan temsilcileriyle dün yaptığı toplantıda, kapalı alanlarda sjgara yasağı konusunda göriiş alışverişinde bulundu. Toplantılann her ay düzenleneceğini belirten Taşdelen, "Bu, Ankara kentine sahip çıkmaktır. \fepacağımız çalışmalar diğer belediyelere de örnek olsun" dedi. Merkez Bankası J ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Merkez Banakası'ndan. dün yapılan açıklamada, Markez Bankası'nın 15 bankayı arayarak, piyasanın üzerinde faiz oranıyla bono sattığı yönündeki haberlerin doğru olmadığı bildirildi. Bankalara dogrudan satılan devlet kâğıtlannda uygulanan bileşik faiz oranının, Hazine'nin halka arz ve ihalelerde sattığı kâğıtlannkinden yüksek olmadığı belirtildi. Kredi anlaşması faksta -.'•,, • ANKARA (Cumhurfyet Börosu) - Uluslarası piyasalardan yaklaşık 1 yıldır borçlanamayan hûkümet, yann ilk dış kredi anlaşmasını faksla imzalayacak. Aralannda, Iş Bankası, Vakıfbank ve Halk Bankası'nın da bulundağu yaklaşık uluslararası 20 banka tarafindan verilen 500 milyon dolarlık sendikasyon kredisi için yann faksla anlaşma imzalanacağı, kredinın cumartesi günü Londra'da yapılacak bir törenle verileceği bildinldi. Törene, Hazıne adına Müsteşar Yardımcısı Bülent Özgün'ün katılacagı öğrenildi. Ailelere yapdım • tSTANBUL (AA)-Gazi Mahallesi olaylan sırasında ölen ya da yaralananlann ailelenne yardım amacıyla Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Tanıtma Derneği tarafindan Içişleri Bakanlığı'nın da onayı ile bir banka hesabı açıldı. Yardım etmek isteyenlerin Iş bankası Küçükköy Şubesi 303956 nvımarah hesaba para yatırabikceği bildirildi. Baykal'akoltuk • AINKARA(ANKA)- CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, parti TBMM grubtnda yapılan seçimler sonucunda AvTupa Konseyi Parlaraenterler Asamblesi üyeliöne seçildi. CHP TBMİ.1 Grup toplantısında yurtdışındaki demokratik uluslararası organar için seçimler vapılcı. Avrupa Güvenlik ve Işbirltği Teşkılatı temsibiliğme CHP adına Hata> Milletvekili Nihad Matkıp, Tûrkiye-AT Karma Parlanento Komisyonu üyelijine Muş Millevekili Muzaffer Derr»r. Karadeniz Ekonamik tşbirliği Parlanenterler Asamblesi üyeliUerine \nkara Millcvekli Ibrahim Tez ve Mar«in Miüetvekili N^ehmet Gülcegün getirildi. TürkAlman Parlanentolararası Öos-tUk Grubu üyel i;ine Ankara Millevekili Seyfi Oktay getirîirken, Deniz Bayiol'ın senldiği Avrupa KonLsyi Parlamenterler AsaTiblesi üyeliğine Ankara Millevekili Mümtaz Soysal di aacay oldn Soysal daha sonr~: adaylıktan çekildi. Demokratikleşıne unutuldu 'Demokratikleşme' yasalannm öncelikle çıkanlmasmm kararlaştınlmasına karşm, Başbakan Tansu Çiller, önceliği diğer tasanlara veriyor 'Acil demokrasi' çağnsı • CHP lideri Çetin, yasama yılı bitmeden demokrasinin önündeki engellerin kaldınlması ve gümrük birliği ile uyum yasalannın çıkanlması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Koalisyo- nun CHP kanadı. demok- ratikleşmeye öncelik veril- mesi yolundaki ısrannı sürdürmeyi kararlaştırdı. CHP'li bakanlar, yaptıkla- n toplantı sonrası, demok- ratikleşmenin önüne baş- ka düzenlemelerin konul- masının "sıkınü yarataca- ğmı" vurgularken, u tA- mazsa olmaz" koşullu de- mokratikleşmenin gerçek- leşmemesinin "koalisyon- dan çekihne ve erken seçi- megtone" nedeni olabile- ceceğini dile getirdiler. CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hİk- met Çetin. yasama yılı bit- meden, başta düşünceyi açıklama özgürlüğünü en- gelleyen yasalar olmak üzere, demokrasinin önün- deki engellerin kaldınlma- sı ve gümrük birliği ile il- gili uyum mevzuatının çı- kanlması gerektiğini söy- ledi. 3 partinin üzerinde anlaştığı21 maddelikana- yasa değişikliğinin gecik- mesi dolayısıyla TBMM Anayasa Komisyonu'nu suçlayan Çetin, "300 mü- letvekilinin üzerinde uziaş- üğı 21 maddelik anayasa degişikliği teklifıni alt ko- misyonda yeniden yazma gûişimini ve bu şekilde de- ğişikügin haftalar. a\larca geciktirumesini anlaroak mümkün değiL Teklif bir an önce genel kurula indi- rilmelidir"dedi. CHP'li bakanlar. önceki gece bir araya gelerek bir durum değerlendirmesi yaptılar. Toplantı sonrası Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan CHP'li bakan- lar, Hikmet Çetin'in, hü- kümet protokolünde öngö- rülmüş \e imzalanmış olan özellikle demokratikleş- meye ilişkin maddelerin bir an önce yasama geçiril- mesine ilişkin görüşlerini anımsatarak, "Demokra- rikksme konusunda za- man yitirmek istemiyoruz. Demokratikleşmeye önce- lik vereceğiz. Gündeme başka maddelerin sokul- masının sıkıntı yaratacağı konusunda göriiş birliği içindeyiz" dediler. CHP lideri Hikmet Çe- tin, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı ko- nuşmada. yasama yılı sona ermeden önemli görevler- le karşı karşıya bulunduk- lannı söyledi. Meclis'in önünde fazla süre bulun- madığını kaydeden Çetin, gündemden düşmeyen ve ertelenmesi mümkün ol- mayan demokratikleşme önündeki engellerin ve özellikle düşüncenin ifade edilmesini suç sayan yasa- lann mutlaka kaldınlması gerektiğini vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Tansu Çiller, hükümet uygulama programında öncelikle çıkanlması kararlaştınlan "demokra- tikleşme" yasalannı unuttu. Çiller, DYP millet- vekillerine. gece gündüz çalışarak. seçim yatın- mı olarak değerlendirilen; çiftçilerin kredi borç- lannm affı, PTT'nin T'sinin özelleştirilmesi ve yeni vergi düzenlemelerini içeren yasa tasanla- nnın çıkanlması istemini iletti. Çiller, bu açıklamasıyla, haftalardır TBMM Genel Kurulu gündeminde görüşülmesine karşm, engellemeler nedeniyle yasalaşamayan fikir ve sanat eserleri yasa tasansını da gündemden dü- şürdü. Başbakan Çiller, partisinin dünkü grup toplan- tısında, hükümetin öncelikli yasalan yerine, DYP'nin önem verdiği yasalann çıkanlması için grubuna talimat verdi. Çiller'in, CHP-DYP ko- alisyonunun göreve başlamasından sonra, hükü- metin öncelikle ele alacağı açıklanan Terörle Mü- ÇtZMEDEN YUKAR1 / MUSA KART cadele Yasası'mn 8. maddesine ilişkin düzenle- meye ise hiç değinmemesi dikkat çekti. Çiller, Türkiye'nin terörle mücadelesini anla- tırken "Demokratikleşme ileterörle mikadele ay- n şeyier, bunlan kimse birbirine karıştırmasın" dedi. Çiller, demokratikleşmeyi, başkalan ıstedi- ği için değil, Türkiye'ye gerekli olduğu için ger- çekleştireceklerini belirtirken, bu konuda belli bir tarih vermekten kaçındı. Milletvekillerinin çalışmadığını ima eden Çil- ler, "Meclis'te çalısanlaria, çauşmavanlan » n ı kefeye kovamayız" eleştirisini yö- nelttı. Türkiye'nin önemli bir dönemden geçtiğini kay- deden Çiller, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlan DYP'den başka çözecekkimse>ok, \Brsa çık- sın söylesin, ama bu yük bi- zim sırtımızda. Mecİis'i btz çahşbracağız. ÖzeUeştirme Yasası'nı gece gündüz çau- şarak bizçıkardık. Bu konu- da yalnızca OYP mücadele etti. Bundan sonrası için de meseleleri çözecek başkası yok. Önümüzde PTT'nin T'si var. Bunun 30 mih/ar do- lar değeri var. Ama hukuk mücadelesi, yok Anayasa Mahkemesi, yok Meclis ça- nşması derken, bunu gecik- tirdik. Latin Amerika'dan Doğu Avrupa'va kadar, her- kes bu piyasaya girdi Bizün bundan zaranmız 1S milyar dolar. Bu 15 mityar,halkın para- SL 3 yıldır ben bunu soylüyo- rum, mücadelesini veriyo- rum. Bunun hesabım kim verecek? Vergi Yasası'nın bir an ön- ce çıkanlması laam, herkes teşvik bekliyor. Çiftçilerimi- ze bayTam öncesinde bir müjde vermeyelim mi? Bu- nu vereceğiz. Ben bu akşam (dün) bir toplantıya katü- mak için tstanbuPa gitmek zorunda>ım. Ama 183 arka- daşunın burada olmasını is- tiyorum. Yann (bugün) ve sonraki gün, sizlerle birlikte sabaha kadar çalışarak bu yasalan çıkartacagjz." ANAP'ın w seçim startı' 20 mayısta • Seçim _ hazırlıklanna başlayan ANAP, ilk genel seçimlerde milletvekili adaylannı belirlerken birçok yerde önseçim yöntemini kullanmak için şimdiden kollan sıvadı. DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - ANAP'ın görkemli törenlerle kutlamayı planladığı 12. kuruluş yıldönümü olan 20 mayısta bu yıl içinde yapılacağını tahmin ettiği genel seçimler için örgütlerine "seçim starü" vereceği de bildirildi. ANAP üst duzey yetkililerinden alınan bilgiye göre. partinin 12. kuruluş yıldönümüne ANAP'lı 800 belediye başkanı, tüm il ve ilçe başkanlan, il genel meclisi, belediye meclisi üyeleri ve il, ilçe ve belde örgütleri davet edilecek. Böylece, partinin kuruluş yıldönümü 10 bine yakın davetlinin katılacağı bir şölene dönüştürülecek. Törene ANAP'ın kurucu Genel Başkanı 8. Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın ailesinin ise davet edılmeyeceği öğrenildi. ANAP basın ve propagandadan sorumlu Başkan Yardımcısı Yasar Okuyan. 20 mayısta yapılacak kutlamalar sırasında teşkilata da seçimler için çalışmalara başlamalan talimatı verileceğini söyledi. "Hadi gari özür dik' Okuyan. henüz kesin olmayan programa göre, tüm davetlilerin katılacağı ilk toplantıdan sonra Genel Başkan Mesut Ydmaz'ın il genel meclisi üyeleri, belediye meclisi üyeleri ve il başkanlan ile ayn ayn toplantılar yapacağını söyledi. Bu arada, ANAP seçim için bir " hazıriık da dün yaptı. ANÂP MKYK toplantısında, ilçe kongreleri yapılıp il delegesi seçilirken önseçim delegelerinin de seçilmesi karara bağlandı. Buna göre, ANAP önümüzdeki genel seçimlerde milletvekili adaylannı belirlerken birçok yerde önseçim sisteminden yararlanmayı amaçlıyor. Bu arada, Yılmaz'm Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yapacağı görüşmede. ANAP'lı 2 eski Bayındırhk bakanının Yüce Divan'da beraat etmesinden sonra başlayan kavgaya son verecek bir gelişme olmaması halinde "Hadi Gari Özür Düe" mitingleri düzenleneceği bildirildi. Türkiye'den savaş sııçlıdannayargılama ANKARA (ANKA)- Dı- şişleri Bakanhğı tarafindan hazırlanan bir yasa taslağı kapsamında, eski Yugos- la\7a sınırlan içinde 1 O- cak 1991 tarihinden bu ya- na savaş suçu işleyenler, Türkiye'debulunmalan ha- linde Türk mahkemeleri ta- rafindan yargılanacak. Dışişleri Bakanlığı tara- findan, Birleşmiş Mil- letler'in 827 sayılı karan doğrultusunda eski Yugos- lavya sınırlan içinde savaş suçu işleyenlerin yargılan- ması için kurulan uluslara- rası mahkemenin görev ala- nına giren konularda, Türk mahkemelennin yetkilerini düzenlemek için hazırlanan yasa taslağı, koalisyon hükümetinin görüşüne açıl- dı. Eski Yugoslavya sınırla- n içinde devam eden çatış- malar sırasında sivillere karşı girişilen öldürme, kö- lekştinne, işkence, ırza geçme gibi insanlık dışı suçlan işleyenlerden Türki- ye'de bulunanlar Türk mah- kemeleri tarafindan yargı- lanabilecek. Meclis'te Güneydoğu zirvesi Bölgedeki sorunların çözümü için bir araya gelecek olan milletvekillerinin çalışmaları ruporlaştirılacak ANKARA (ANKA) - Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nin milletvekitleri bugün TBMM'de bir araya gelerek bölgelerindeki insan haklan ve ekonomik sorunlan ele alacaklar. Toplantı sonrası, bu iki böîgenin sorunlannı ve çözüm yollannı içeren bir de rapor hazırlanacak. CHP'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ülerden seçilen milletvekilleri, geçen günlerde bir araya gelerek bölgelerindeki terör ve ekonomik sorunlan taraştılar. CHPniler, daha sonra insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloghı'na bu toplantırun daha geniş katılımlı kendi başkanhğında toplanması yönünde bir öneri götürdüler. Bu öneri, Hacaloğlu tarafindan da benimsendi. Bu kapsamda Hacaloğlu, TBMM'de bölge millervekillerini toplantıya çağırdı. Bugün CHP grubunda gerçekleşmesi beklenen toplantıda milletvekilleri, terör ve buna bağh olarak insan haklan ihlallen ile ekonomik zorluklan dile gerirecekler. Toplantı ' sonrası bir de rapor hazırlanacak. Raporda, böîgenin sorunlan ve çözüm yollan ile ilgili yöneriler yer alacak. Rapor daha sonra kamuoyuna duyurulacak. NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR Ahmet Altanın Milliyet gazetesinde işi- ne son verdiler. Can Dûndar da Ahmet Al- tan'ı savunan bir yazı yazdı ve Milliyet bu- nu yayımlamadı. Bunun üzerine Can da is- tifa etti. Ben de kaç gündür bu konuda tar- tışıp duruyorum. Ahmet'in işine son veril- mesi doğru mudur. değil midir diye? Bazı arkadaşlar, Ahmet Altan ve onun gibi düşünen bazı gazetecilerin çifte stan- dartuygulayan kişiler olduğunu söylüyor- lar. Örneğin "Sabah gazetesinde 800 kişinin işine son verildiği zaman Ahmet'i savunan- lann gıkı çıkmadT diyorlar. Ben o zaman kimın nasıl davrandığını hatırlamıyorum. Ama arkadaşlann söylediklerinin doğru ol- duğuna inanıyorum. Ben bir basın emekçisiyim. Hiçbir mes- lekdaşımın işinden atılmasını savunmayı kendime yediremem. Hele de sırf düşünce- leri ve yazdığı yazı nedeniyle bir çalısanın görevine son verilmesi benim için kabul edilemez. Kapitalist bir sistemde yaşadığı- mı biliyorum. Bu sistemin kurallanndan bi- risi de patronun kendi çalışanını işten ata- bilmesi hakkıdır. Ama ben yalnızca patronlara böyle bir hak tanınmasını kabul etmiyorum. Emek- çilerin kendilerini savunmasından ve pat- ronlann keyfi işten atmalannın önüne ge- çebilecek önlemler alınmasmdan yanayım. Kapitalist sistem içinde bile emekçinin ba- zı haklan vardır. lş güvencesi kavgası emek- çilerin yüzyıllanna damgasını vuran önem- li kavgalardan birisıdir. Ahmet Altan ve Can Dündar tkinci nokta ise Ahmet Altan'ın yaklaşı- rru karşısında Aydm Doğan'ın tutumu. Ah- met Altan, Kürt sorununun çözümü konu- sunda farklı bir yaklaşımla bir fantezi üret- miş. Ahmet Altan'ın Kürt sorununun çözü- mü konusunda devletten farklı düşündüğü- nü Aydın Doğan. sanmm yeni öğrenmedi. Ahmet Altan, yı1lardan beri bu konuda fark- lı görüşlere sahip bir gazeteci-yazardır. Ah- met Altan'ın fikirleri patronun hoşuna git- memiş olabilir. Sonuçta söylediği bir fikir- dir. Bir başkası da kalkar Ahmet'e cevap ve- rir. Zaten veriyorlar da. Ahmet Altan, Milliyet'ten gidince Kürt sorununa çözüm üretilebilecek mi? Bu ko- nuda çok ciddi tartışmalara ihtiyacımız ol- duğu bir gerçek. Işte TBMM Faıli Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun ra- poru. Milletvekilleri, fikirlerini ve sapta- dıklan gerçekleri açıklamaya korkuyorlar. Devlet görevlileri, devlet içinde yuvalandı- ği bilinen güçler hakkında bılgi vermeye cesaret edemiyorlar. Bilgi verenler, ertesi gün görevinden alınıyor. Bunu iktidar par- tisi DYP'nin bir milletvekili söylüyor. TB- MM Araştırma Komisyonu'nun başkanı milyonlarca insanın gözü önünde itiraf edi- yor. Birkısım DYP'li de onu susturmanın yol- lannı anyor. Peki bütün bunlar başanhyor da ne oluyor? Türkiye düzlüğe mi çıkıyor? İnsan haklan sorunu mu çözülüyor, ekono- mik durumu mu düzeliyor? Ahmet Altan'ın fikirleri size göre çok yanlış olabilir. Ama sonuçta Kürt sorunu- na demokratik, yumuşak ve banşçı bir çö- züm öneriyor. Devletçi görüşlerle bugüne kadar geldik. Ne kazancımız oldu. Hep bir- likte devletin yanlışlannı gizledik veya farklı düşüneni işten attık, cezaevlerinetık- tık, bu yolla hangi soruna çözüm üretebil- dik? Çifte standartlığa gelince... Bu, ne yazık ki hepimizde var. Şimdi Ahmet Altan'ın fi- kirlerini beğenmeyenler seviniyor. "tsterse patron atabilir" diyorlar. Örneğin, Aydın Doğan, devletin çizgisini savunan bir yaza- nn yazılanna son verseydi, bu kez de karşı taraf sevinebilirdi. Çünkü o tür yazılardan da hoşlanmayanlarbulunduğunu biliyoruz. Bir başka nokta ise gazetelerin yayın çer- çevesi konusunda ileri sürülen fikirler. Ya- zarlar ve çizerlerde buna uymalıymış. Ger- çek hiç de böyle olmaz. Basın çahşanlan her zaman patronun çizdiği çerçeveyi zor- larlar. Yeni fikirler üretmeye çalışırlar. Ger- çek düşünce emekçileri böyle hareket eder- ler. Böyle davranmalan da o gazeteye ve ül- ke düşünce hayatına zenginlik katar. Zaten herkes çizilen çerçeveye uysa, ne o gazete- nin bir lezzeti kahr ne de yeni fikirler üre- tilebilir. Halbuki Türkiye'nin yeni ve zen- gin fıkirlere ihtiyacı var. Herkes gibi düşün- meyen insanlar, aykın fıkir sahipleri, genel geçer sıradan insanlann saldınsına uğraya- bilirler, onlara ters gelebilirler; ama, onlar olmadan düşünce ilerlemez. Biz basın emekçileri. düşünen. yazan in- sanlar, patronlann işten atma özgürlüğün- den önce, basın çalışanlannın iş güvence- sini savunahm. 800 kışi atıldığında da, Ah- met Altan veya bize tamamen görüşleri ters olan birisi atıldığında da bu prensibe önce- lik verelim. Hepimiz, Amerika'nınOklaho- ma cinayetinin nasıl aydınlandığına bakıp ülkemiz adına üzüntü duyuyoruz. Halbuki bir çok aydırumız, demokratlığın temel il- kesi olan çifte standarda karşı çıkma ilke- sini sahiplenmiyor. Bunu farklı görüşlerde- ki bütün aydınlar için söyleyebiliriz. Kendime yapılmasını istemediğim hiç- bir şeyin başkalanna da yapılmasını savun- muyonım. 800 kişinin patronlann hesabı sonucu işten atılmasını savunmam, Ahmet Altan'ın da işten atılmasını savunmam. Pat- ronlann işten atma hakkı varsa, benim de iş güvencesini savunma hakkım var. Benden farklı düşündüğü için bir meslek- taşımın işten atılmasını da savunmam söz konusu olamaz. Bunlan, bir yaşam felsefe- si olarak savunuyorum. Böyle düşündüğüm için yıllardır başım derde girdi. Ama her şeyin bir bedeli olduğunu da biliyorum. Ba- zı bedelleri ödemeden, demokrasiye ve öz- gÜTİüğe ulaşmanın mümkün olmadığı da bir gerçek. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Devlet Nasıl Olmalı?.. DlSK'e bağlı sendika temsilcileri, Başkanlar Kuru- lu üyeleri Ankara'ya yürüyor... DISK Genel Başkanı Rıdvan Budak yürüyüş amaçlannı şöyle açıklıyor: "8u ilk uyanmız. Eğer istemlerimiz dikkate alın- mazsa Türkiye'nin heryerinden Ankara'ya yürürüz..." Yürüyüşü Cumhuriyet'ten Günnur İlhan izliyor... DİSK yöneticileri, temsilcileri kol kola girmişler. Göğüslerindeki yazı şöyle: "Mezarda emekliliğe hayır..." Ancak DİSK yöneticileri ve temsilcileri 'geç emek- liliğe karşı' tavır alırken Türkiye'nin 'demokratikleş- mesini' de istiyoriar. 12 Eylül 1980 sonrası emekçi kesim ezildikçe ezil- di. Cuntacı paşaların çıkardığı antidempkratik yasa- larla emekçiler baskı altına alındı. Serbest pazar eko- nomisi çalışan kesimi ezdi ve sermayeyi palazlandır- dı. Bu böyle olunca da 'soysal devlet anlayışı' yıkıl- dı. Bu dönemin adı liboşizmdir... Ağızlarından 'demokrasi', 'insan haklan' gibi kav- ramlan düşürmeyenler, toplumsal örgütlenmeyi hiç düşünmediler. Türkiye'de demokratikleşmeyi sen- dikal hak ve özgürlükler olarak değil, bıreyin yaşam özgürlüğü, kısa yoldan 'köşeyi dönme' modeli biçi- minde gördüler. DİSK yöneticileri ve temsilcileri Ankara'ya yürü- yor... Diyorlar ki: - "Kahrolsun IMF..." Bizim 'demokrasi havariteri' çok kızıyorlar bu slo- gana... Bir de eleştirmeye başlıyortar. "Bırakınbu 1917kafasını. Sosyalizmçöktû, habe- riniz bile yok..." Dışa bağımlılık bu beylerimizin yaşam felsefesi.. Onlara göre çağdaşlaşma. Yine onlara göre 'yeni dünya düzeni'nln bir parçası olan küreselleşme. 1970'li yıllarda böyle yürüyüşlerde şöyle haykınyor- lardı: "Komünistler Moskova 'ya..." * • • Sosyal devlet yaşayacak mı? Sosyalist devlet yıkıldığına göre Tansu Hanım'ın 'IMF reçetesi' de 'kutsal devlet' ilkesiyle gümbiir gümbür gidiyor. Tank Ziya Ekinci'nin şu sözlerine kulak verelim is- terseniz: "Devlet kutsal değil, çağdaş olmalıdır. Çünkü dev- let halkı için vardır..." Bir televizyon programında Baki Tuğ çok kızmış- tı bu sözlere... Devlet ve yaşadığımız bu topraklar, sanki 'kutsal devlet' diyen beylerimizin. Onlar çok seviyor bu ül- keyi, 'yargısız infazlara', 'faili meçhul cinayetlere', 'IMF reçetelerine' karşı çıkanlar değil. Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün'ünde yine Deniz Arman gözardı edılen 'göç konusuna' parmak bas- tı. Elbet Gaziosmanpaşa ve Ümraniye'deki 'kanlı olaylara' Yunan paımağı girip iş küllenmeye yüz tu- tunca, Deniz'in 'göç gerçeği' tıpkı imam-hatiplilerin nasri örgütlendiklerini belgelemesinde olduğu gibi 'kutsal devlet' yanlılannın canını sıkmıştı.' '** Güneydoğu'da köyler bosaltılıyordu. Güneydo- ğu'daki bizim insanımız, hem PKK'nin hem de gü- venlik güçlerinin arasında kalmıştı. Yine bir televizyon programında izlemiştim (Ünlü Samanyolu Televizyonu'nda) CHP'li Kamer Genç'i. Tunceli'de jandarma karakolunun karşısındaki tepe- de PKK'liler yurttaşlardan yiyecek istiyordu. Çaresiz yurttaşımız ne yapacaktı? Elbet jandarma karakoluna gidecek ve soracaktı: "Ben ne yapayım?" • • • DİSK yöneticileri ve temsilcileri Ankara'ya yürû- yordu... Şöyle diyordu Rıdvan Budak: "Kayıf dışı ekonomikaytt altına alınmalı. Bütün ça- lışanlann sigorta hakkım kullanması sağlanmalıdır..." Bu biraz zordu. Çünkü siyasal iktidar sermayenin güdümündeydi. 12 Eylül 1980'den bugüne dek tam 15 yıl geçmiş- ti. 12 Eylül'ün anayasası ve baskıcı yasalan ortada duruyordu. Sahi Güneydoğu'da kaç köy boşaltılmış, insanla- nmız zorunlu göçe zorlanmıştı? Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın 32. Gün'de anlattıklannı önceden duyan bizim Oktay Ekinci, o kanayan yarayı yazmıştı. Ya Istanbul'un varoşlannı hiç gördünüz mü? Bile bile zehirli mantar yiyen insanlan, Dilovası'nda ishalden ölen çocuklan hiç yakından tanıdınız mı? Girin onların arasına, biraz konuşun ve gerçeği gö- rün... O zaman karar verin, sonra da kendi kendinize şu soruyu yöneltin: "Devlet kutsal mı olmalı, yoksa çağdaş mı?.." Köskte zirve Genel başkanlar, Çankaya'ya çıkıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, si- yasi parti liderleriyle beşin- ci tur görüşmelerini bugün ve yann gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanı Demi- rel, bugün sırasıyla, ANAP Genel Başkanı Mesut YU- maz, Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erba- kan. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, BBP Genel Başkanı Muhsin YazKioğiu, Yeni Parti Genel Başkanı Yusuf BozkurtÖzal, Millet Parti- si Genel Başkanı Aykut Edibali. Demokrat Parti Genel Başkanı AydmMen- deres ve YDH Genel Baş- kanı Cem Boyner'i kabul edecek. Demirel, yann ise Yeni- den Doğuş Partisi Genel Başkanı Hasan Celal Gü- zel ile Birleşik Sosyalist Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun AreD'le görüşe- cek. tşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, kapatılan DEP'in yerine kurulan HADEP Genel Başkanı Murat Boz- lak ve Kürdistan Sosyalist Partisi lideri Kemal Bur- kay'ın görüşlerine yakınlı- ğıyla bilinen Demokratik Değişim Partisi'nin Genel Başkanı tbrahün Aksoy, Demirel ile görüşecek li- derler arasında yer almath- lar. YüceDivan tarüşması Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, Demirel ile görüşmesi sı- rasında, otoyol ihalelerin- de yolsuzluk yaptıklan ge- rekçesiyle Yüce Divan'da yargılanarak beraat eden eski Bayındırhk Bakanlan Safa Giray, Cengiz Altın- kaya ile eski Karayollan Genel Müdürii Atalay Coş- kunoğ)u'nu da gündeme getimıesi bekleniyor. Yıl- maz, Demirel getirmese bi- le konuyu kendisinin gün- deme getireceğini açık- lamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle