Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Operasyon
29PKK'li
terörist
öldürüldü
Haber Merkezi - Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) Kuzey Irak'ta
gerçekleştirdıği Çelik
Harekâtı sırasında önceki
gün 11 askeri pusu kurarak
şehit eden 18 kişilik
teTörist grubun tamamı
başlatılan operasyonda
öldürüldü.
Yurtıçinde sürdürülen
operasyonlarda ise 11
teröristin öldüriildüğü
belirtildi. Başbakan Vekili
Hikmet Çetin, Kuzey
Irak'ta şehit edılen askerler
içın Genelkurmay Başkanı
Orgeneral tsmail Hakkı
Karaday ı ve Kara
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Hikmet Bayar'a
birer taziye mesajı
gönderdı.
Çelik Harekâtı'yla ilgili
bilgi vermek üzere
Tahran'a giden Dışişleri
Bakanlığı Afrika ve
Ortadoğu Genel Müdürii
Büyükelçi Gün Gûr,
Iran'ın harekâtı anlayışla
karşıladığım. ancak kısa
zamanda sonuçlanmasını
arzu ettiğini bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığı
Basın Bilgi Merkezi'nden
yapılan açıklamada. 15
nisan günü Çelik Harekâtı
sırasında operasyon alanı
içinde bır grup terönstle
sağlanan temas sonrasında
meydana gelen çatışmada
1 astsubay, 10 erbaş ve 1
erin şehit olduğu
belirtilerek şöyle denildı:
"Bölgedeki birlikler
tarafindan La beliıienen ve
takip altına alınan grup, 15
nisanı 16 nisana bağlayan
gece kuşahlmış ve grubun
tamamını oluşturan 18
terörist, silahlan ile birlikte
ölü olarak ele geçirilmiştir.
Harekâtuı başlangıcından
bu yana ete gecirilen
terörist sayısı 464'ü ölü,
12'si sag olmak üzere
toplam 476'dır."
Mılli Güvenlik Kurulu'nda
(MGK), Kuzey Irak'tan
mayıs ayının ortasında
çekilmenin planlandığı
öğrenildi.
MGK'nin gecen cuma
gecesi yapılan olağanüstü
toplantısında, harekâtın
planlandığı şekilde devam
ettiği, hedeflenen
temizliğin mayıs ayı
ortalannda
tamamlanabıleceği görüşü
hâkim oldu. Başbakan
Tansu ÇiUer'in ABD'deki
görüşmeleri sırasında da
bu doğrultuda açıklama
yapması konusunda görüş
birliğine vanldı.
Toplantıda aynca, Batı'ya
Kuzey Irak'tan kesin
çekilme karannın yanı sıra
gerekirse yeniden
girilebileceğinin de
duyurulması
kararlaştınldı.
Arap Birligi Genel
Sekreteri Ismet
Abdülmecid, Türkiye'nin
Kuzey Irak'taki
operasyonuna son vermesi
yönündeki isteğinı
tekrarladı. Reuter
Ajansı'nın haberine göre,
Türkiye'nin Kahire
Büyüİcelçisi Metin Mekik,
Abdülmecid'in, Dışişleri
Bakanı Erdal tnönü'ye
iletilmek üzere kendisine
bir mektup verdiğını
açıkladı. Abdülmecid,
mektubunda, Türkiye'den
Kuzey Irak'taki
operasyona son vererek
birliklerini çekmesini
istedi. Arap Birligi, daha
önce de, Türkiye'nin
sınırötesi operasyonunu
eleştirmişti.
Cezaevinde
işkenceyi
protesto
Istanbul Haber Servisi -
Yozgat Cezaevi'nde 20
gündür açlık grevinde
bulunan siyasi tutuklulann
yakınlan, dün gazetemiz
önünde bir basın
açıklaması yaparak cezaevi
yönetimi ve hükümet
yetkililerini protesto ettiler.
Bu arada gözaltında
kayıplann ortaya
çıkanlması için CHP
Istanbul tl Merkezi ve ilçe
örgütleri ile cezaevlerinde
başlatılan açlık grevlerinde
de 13. günegirildi.
DevTİmci Tutsak Aileleri
Komitelen (DETAK) adına
yapılan basın
aç-.klamasında,
tutuklulann, Yozgat
Cczaev i yönetiminin
tuıtuklu ve hükümlülere
yaptığı işkence ve hak
gaspını protesto etmek için
açlık grevine başladıklan
bdirtildi.
Araştırma Komisyonu üyesi CHP'li Atilla Hun'un Bosna'ya yardım raporu:
Bosna paraları Mercümek'te• Hun, komisyonun Almanya ve Bosna-Hersek incelemelerinin
ardından hazırladığı raporda, Almanya"daki IHH tarafindan toplanan
paralardan 180 milyar liranın Süleyman Mercümek'in Türkiye'deki
hesabına aktanldığını, ancak paranm akıbetinin bilinmediğini
belirtti.
• Raporda, yardım paralannın doğrudan RP tarafindan
toplanmadığı, ancak RP'li veya parti sempatizanı kişilerce
kampanyalann düzenlendiği vurgulandı. Hun, Bosna-Hersek'e
yardım konusuna 'Islamın ideolojik olarak iktidara gelme
mücadelesi' çerçevesinde bakılması gerektiğini ifade etti.
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - TBMM Malvarlıklannı
Araştırma Komisyonu üyesi CHP Kars
Milletvekili Atilla Hun, Almanya ve Bos-
na-Hersek'teki incelemelerin ardından ha-
zırladığı raporda, Bosnalılara yardım için
toplanan paralardan yaklaşık 180 milyar li-
ralık (5.9 milyon mark) bölümün RP'nin
"gizli kasası"olarak adlandınlan Süleyman
Mercümek'in Türkiye'deki hesaplanna ak-
tanldığını belirtti. Hun, Almanya'da açılan
yardım kampanyalannda toplanan bu para-
lann daha sonra nereye transfer edildiğinin
bilinmediğini kaydetti.
Atilla Hun'un, CHP Genel Başkanı Hik-
met Çeön'e sunmak üzere hazırladığı ra-
porda, 1993 yılında Freiburg'da kurulan
Uluslararası lnsani Yardım Teşkilatı'nın (I-
HH), Bosna-Hersek için yürütülen yardım
kampanyasında en önemli örgüt olduğu
vurgulandı. Rapora göre, bu örgütün, Wols-
bank Freiburg Şubesi 'ndeki hesabına Ame-
rikan Eupress Bank aracılığıyla Faisal Fi-
nans Istanbul Şubesi'nden 1 milyon 462
bin 845 mark, AGMT'den 62 bin 38 mark
ve kişilerden gelen paralarla birlikte toplam
1 milyon 527 bin 833 mark para aktarıldı.
Aynı örgütün Yapı Kredi Bankası Dussel-
dorf Şubesi'ndeki hesabına ise Faisal Fi-
nans Istanbul Şubesi'nden 224 bin 662
mark, tslam Birligi Teşkilatı'ndan 100 bin
mark, bir şahıstan 400 mark olmak üzere
toplam 235 bin 62 mark gönderildi.
IHH'nin banka hesaplannda toplanan pa-
ralann büyük bölümü, Almanya'ya çok
miktarda para gönderen Konya Selçuk-
lu'daki yardım komitesinin talimatı ile Sü-
leyman Mercümek'in Yapı Kredi Bankası
Dusseldorf Şubesi'ndeki hesabına aktanl-
dı.
Süleyman Mercümek'in Dusseldorf Şu-
besi'ndeki hesabı ise hem IHH'nin hem de
diğer kişi ve örgütlenn para aktardığı bir ha-
vuza dönüştü. Bu hesapta, 19 Şubat 1993
Kul. her yıl tekrarlanan olayı gundeme getirdi
Darçın'a özel hac kontenjanı Meclis'te
Beşir Darçm.
ANKARA (ANKA) - CHP Erzincan
Milletvekili Mustafa Kul, ortaklan arasında
RP'ye yakınlığıyla bılinen Beşir Darçın'ın
bulunduğu Van Der Zee Şirketi'ne Suudi
Arabistan'dan Türkiye'ye tanınan hac
kontenjanı dışında özel kontenjan tanmdığı
iddialannı soru önergesiyle TBMM
gündemine getirirken, Devlet Bakanı
Necmettin Cevheri, ellerinde buna ilişkin
belge bulunmadığını ancak önlem aldıklannı
açıkladı. Necmettin Cevheri, Suudi
Arabistan'ın bu yıl Türkiye'ye 60 bin kişilik
hacı kontenjanı tanıdığını belirterek bunun 21
'•ııninın Diyanet Işleri Başkanlığı'nın denetim
ve gözetimi altında 56 seyahat acentası
tarafindan kullanıldığı bilgisini verdi,
"Ülkemize tanınan hac kontenjanı dışında
herhangi bir siyasi parti dernek veya seyahat
acentesine aynca bir kontenjan tanındığına
dair elimizdc bir beige mevcut değüdir" diyen
Cevheri, buna karşın hac kontenjanı sayısı
olan 60 bin adet "Hac kimlik karö"
düzenlediğini, kartı olmayanlara çıkış izni
vermeyeceklerini belirtti.
Cevheri, Wan Der Zee Şirketi'ne 1991 yılında
244, 1992 yılında 1.629 ve 1993 yılında 69
kişilik kontenjan verildiğini ifade ederken,
"SÖz konusu acentenin 1993 yüı hac
mevsiminde Diyanet İşletleri Başkanuğı ile
imzaladığı sözleşme şarHanna aykın olarak
yurtdışından çeşitli ülkelerden vize almak
suretiyle 6-10 bin civannda vatandaşımızı
resmi organizasyon dışında hacca götürdüğü
Suudi Arabistan'daki denetimler sırasında
tespit edilmiştir'' dedı. Ce\ hen bu nedenle
şirkete 1994 yılı için organizasyon
düzenlememe cezası verildiğini vurguladı.
Cevheri, bu yıl da herhangi bir kuruluşun özel
olarak hac kontenjanı almak için Sudi
Arabistan'a başvurusunun olup olmadığı
konusunda ellerinde bilgi ve belge
bulunmadığını söyledi.
ve 24 Haziran 1993 tanhlen arasında yak-
laşık 5.9 milyon marklık hareket oldu. Bu
paranm tümü, Süleyman Mercümek'in Ya-
pı Kredi Bankasf nın Istanbul'dakı hesabı-
na aktanldı. Alman makamlan, bu para tra-
fiği ile "kara para aklama" suçu oluştuğu
gerekçesiyle ilgilenerek. soruşturmalar aç-
tı.
RP, doğrudan girmedi
Raporda, Bosna-Hersek paralannın doğ-
rudan RP tarafindan toplanmadığı, ancak
yardım alanlann büyük bölmünün RP'li ya
da RP sempatizanı olduğu belirtildi. Ra-
porda. "Yapılan araştırmalardan elde edi-
len ilk sonuçlar, sonınun düğümünün Tür-
kiye'de çözükceğini göstermektedir" dendi.
Raporda, Süleyman Mercümek'in Istan-
bul'daki şahsi hesabına transfer edilen pa-
ralann nereye gittiği. bu paralardan RP'ye
göndenlip göndenlmediğinin saptanması-
nın, sorunun temelini ve düğüm noktasını
oluşturduğu vurgulandı.
CHP'lı Hun, raporunda, dünyadaki ide-
olojik ve siyasi gelişmelere de değinerek,
yeni dünya düzeni kapsamında komüniz-
min çökmesı, Batı değerlerinin erozyona
uğraması, globalleşme ile ulus devletlerde
ortaya çıkan zaaflarabağlı olarak, siyasi ts-
lamdaki yükselmeye dikkat çekti.
Hun, Balkan, eski Yugoslavya, Bosna-
Hersek sorunlanna da bu çerçevede bak-
mak gerektiğini kaydederken, bölgede sa-
vaş sonunda bır iktıdar mücadelesi doğaca-
ğını ifade etti. Hun."Büyük bir olasıhklabu
mücadetedemokratik, laik ve Avrupa ile iliş-
kileri güçlendirmek isteyen anla>işla siyasi
lslam anlay tşı arasında olacaknr" dedi.
Hun, Bosna-Hersek'e yardım gönderen
kuruluşlann da bu kapsamda Islamın ikti-
dara gelmesi için bir strateji izlediklerini
ve geleceğe yatınm yaptıklannı düşünme-
nin doğal olduğunu kaydetti. Atilla Hun,
"Siyasi açıdan toplanan paralann Bosna-
Hersek'e ulaşıp ulaşmadıklan kadar, bu
yardunlann hangi amaçlan hedeflediği de
son derece önemlidir" görüşünü dile getir-
di.
Meclis komisyonuna bilgiambargosu
Ankara DGM'den sonra, Özel Kuvvetler Komutanlığı da TBMM Komisyonu'na yardım etmedi
TÜREY KÖSE
ANKARA-TBMM Faili Meçhul Sıyasal
Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na
çahşmalan sırasında Adalet, ıçişleri ve
Dışişleri bakanlıklannın yeterince
yardımcı olmadıklan; Milli Savunma
Bakanlığı'nın (MSB) "Gizü bir kuruluş
değil. Talep halinde komisyona brifing
verilebüir" yazısına karşın, Özel
Kuvvetler Komutanlığı'nın da yardım
istemine olumsuz yanıt verdiği belirtildi.
Komisyon çahşmalan sırasında sık sık
"devlet sım ve ticari sır" engeline
çarpıldığına dikkat çekılerek, "Devlet
sımna ait kesin sınırlar bulunmamasına
karşın. bu konuyu Meclis araştırmasının
kapsamı dışında bırakmak, özellikle
siyasal araştırmanın etkinliginin önemli
öİçüde yıtinhnesi sonucunu doğuracakür"
denildi.
TBMM Faili Meçhul Siyasal Cinayetleri
Araştırma Komisyonu'nun taslak
raporunda, çalışmalar sırasında
karşılaşılan güçtükler dile getırildi.
Devlet sırlanna ait kesin sınırlar
bulunmamasına karşın, bu konuyu Meclis
araştırması etkinlığı dışında tutmanın
sakmcalanna değinilerek bu konuda şu
değerlendirmeleryapıldı:
"Hükümetin faalivetlerine ilişkin bir
konuda Meclis araştırması istendiğinde
hükümet, bu konunun araştınlmasını
arzulamıyorsa sır olduğunu ileri
sürebilecek, böylece araştırma yolunu
kapatabilecekfir. Partamenter sistemde,
hükümetin, yasama organı karşısında
sorumlu olması ve yasama organının
birtakım denetim araçlanna sahip
bulunması geretdrken, kaypak bir kavram
olan devlet sırn. araştırma kapsamınm
dışında bırakılmakta ve paıiamento
denetiminin işlemesi durdurulmuş
ounaktadır. Başkanlık hükümeti
sistemindc bile. yasama organı devlet sım
savılabilecek konulan araştırabilirken, bu
kuralın pariamenter sistem ile
bağdaşabilmesi söz konusu olamaz. Ticari
sır kavTamı da üpkı devlet sırn gibi,
bclirgin değüdir."
Taslak raporda, Adalet ve tçişleri
bakanlıklannın yanı sıra "Türk dış
politikasının belirienmesinde görevli ve
yetkili Dışişleri Bakanlığı'nda da talep
edilen konu ile ilgili bilgi bulunnıadığının
bildirilmesinin üzüntü ve dikkat çekici"
olduğu belirtildi. Milli Savunma
Bakanlığı tarafindan gönderilen yazılarda
Özel Kuvvetler Komutanlığı ile ilgili
olarak şu bilgilerin verildiği aktanldı:
"Özel Kuvvetler Komutanlığı. 1324 saydı
Genelkurmay Başkanı'nın Görev ve
Vetkilerine Dair Kanunun 1. maddesi
u\annca Genelkurmay Başkanlığı'nın
emriyte kurulmuş, Genelkurmay
Başkanlığı'nın kadro ve kuruluşuna dahiL
> üksek kabiliyetli personeMen oluşan,
Türk Silahlı Kuvvetieri'nin diğer
unsurlan gibi. Türkiye Cumhuriyeti
ülkesini savunmakla görevi ve yükümlü
bir unsurdur. Özel Kuvveüer
Komutanlığı'nın kuruluş, görev, yetki ve
sonımluluklar açısuıdan Silahlı
Kuvveüer'in diğer unsurianndan hiçbir
farkı yoktur. Bu komutanlık da görevlerinj
başta 211 sayıh Türk Silahlı Kuvvetleri Iç
Hizmet Kanunu ve \skeri Ceza Kanunu
olmak üzere, diğer ilgüi mevzuata uygun
olarak yürütmektedir. Özel Kuvvetler
Komutanlığı. gizli bir kuruluş olmayıp
kanundışı ey lem ve işlerle de herhangi bir
ilgisi mevcut değikiir. Nitekim zaman
zaman basın mensuplanna birimin
kuruluşu ve faaliyetleri hakkında bügi
verflmiş, sorulan cevaplandınlmışür.
Talep halinde araştırma komisyonu
üyelerine de brifing verilmesi ve
sorulannın cevaplandınlması
mümkündür."
Ancak komisyonun 17.9.1993 ve
26.7.1993 tarihh yazılan ile Milli
Savunma Bakanlığı Özel Kuvvetler
Komutanlığf ndan yetkili kişilerin
komisyona gelerek bilgi vermeleri
istenmesine karşın. her iki yazıya da
olumlu bir yanıt alınamadığı biîdirildi.
C.Osman Pasa
Bakan
Hacaloğlu'na
protesto
Haber Merkezi - Insan
haklarından sorumlu
Devlet Bakanı Algan
Hacaloğlu. Gaziosman-
paşa ve Ümraniye olay-
larında polisin yanlış
davrandığını söyledi.
Gaziosmanpaşa Gazi
Mahallesi'ni dün ziyaret
eden Hacaloğlu'nu,
olaylar sırasında yakın-
lan ölenler protesto etti-
ler.
Devlet Bakanı Algan
Hacaloğlu, dün eşi Mut-
sel Hacaloğlu ve CHP ts-
tanbul Milletvekili Meh-
met Sevigen ile Gazios-
manpaşa'ya gitti. CHP
Gaziosmanpaşa Ilçe
Merkezi'ni ziyaret eden
Hacaloğlu, Gaziosman-
paşa ve Ümraniye olay-
larında polisin yanlış
davrandığını söyledi.
Hacaloğlu. olaylar sıra-
sında zarar gören vatan-
daşların ihtiyaçlarının
karşılanması için hükü-
met olarak gerekli çahş-
malan yürüttüklerini de
belirtti.
Hacaloğlu, daha sonra
Gazi Mahallesi'ndekı
Hacı Bektaşi Kültürünü
Tamtma Derneği'ne git-
ti. Dernekte toplanan va-
tandaşlara hitaben bir
konuşma yapan Haca-
loğlu, Türkiye'de iç ban-
şın sağlanması gerektiği-
ni belirterek şunları
söyledi: "Laik, demok-
ratik cumhuriyetimizin,
banşı sağlamadan gelişti-
rilebilmesi mümkün de-
ğil. Onun için Gazi Ma-
hallesi olay lannı demok-
rasinin çok ciddi bir ayı-
bı olarak tespit etmek is-
tiyorum"
Mustafa Selçuk'un avukatı soruşturmanın Nuh Mete Yüksel'den alınmasını istedi
DGM savcısına4
taraf suçlaması
• Ankara'daki son
operasyonda öldürülen
Mustafa Selçuk'un avukatı,
operasyonun DGM'nin görev
alanına girmediğini belirterek
soruşturmasının Nuh Mete
Yüksel'den alınması için
Adalet Bakanlığf na
başvurdu.
tstanbul Haber Servisi - Anka-
ra'da 12 nisanda gerçekleştirilen
operasyonda öldürülenlerden Mus-
tafa Selçuk'un avukatı Zeynep Fı-
rat, operasyonla ilgili soruşturma-
nın yetkisiz savcı tarafindan yürü-
tüldüğünü öne sürerek Adalet Ba-
kanlığı'na başvurdu. Operasyonla
ilgili sonışturmayı, yetkisiz olması-
na karşın DGM Savcısı Nuh Mete
Yüksel'in yürüttüğüne dikkat çeken
avukat Fırat, bu uygulamanın 'ka-
nuni hâkim ilkesi'nin ihlal edilmesı
olacağına dikkat çekerek dosyanın
yerel savcılığa verilmesini istedi.
Ankara Terörle Mücadele Şube-
si görevlilerince 12 nisan tarihinde
Batıkent'te gerçekleştirilen ve ikisi
kadın 3 kişinin öldüriildüğü olay.
Insan Hakianndan Sorumlu Devlet
Bakanı Algan Hacaloğlu'nun da
aralannda bulunduğu geniş bir ke-
sim tarafindan 'yargısız infaz' diye
nitelenmişti.
60 kurşun \Brası
Çok kısa süren operasyonda öl-
dürülenlerin herbirinin vücudunda
60'tan fazla kurşun bulunmasının,
'yargısız infazuı' göstergesi olduğu
savunulurken Algan Hacaloğlu, ha-
zırlayacağı raporla konuyu Bakan-
lar Kurulu'nda gündeme getireceği-
ni belirtmişti.
Hacaloğlu, aynca Içişleri Bakanı
Nahit Menteşe'ye "Sağ yakalana-
mazlar mıydı?" sorusunu yönelt-
miş ve bakanlar arasında gerginliğe
yol açmıştı. Çağdaş Hukukçular
Derneği Genel Başkanı Şenal Sa-
ruhan da operasyonun 'yargısız in-
SeÇl o p r ğ a Verildl Ankara'da güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği ve kamuoyunca 'yargı-
sız infaz' olarak değerlendirilen operasyonda öldürülen Mustafa Selçuk'un cenazesi önceki gece İstaıibul'a
geririldi. Şişli Camii morguna kaldırılan cenazey i almay a gelen Selçuk'un yakınlan güvenlik güçlerini suç-
ladılar. 34 yaşındaki, Mustafa Selçuk'un annesi Hacer Selçuk, oğhınun cenazesini görünce fenauk geçirdi
Selçuk dün öğle namazınm ardından kılınan cenaze namazmdan sonra Alibeyköy Mezarhğı'nda toprağa
verildi. (Fotoğraf: KEREM 1LGAZ)
faz' olduğunu vurgulayarak suç du-
yurusunda bulunmuştu.
Üç kişinin öldüriildüğü operas-
yona Ankara DGM savcılanndan
Nuh Mete Yüksel el koymuş ve so-
ruşturmayabaşlamıştı. Soruşturma-
nın Yüksel tarafindan yürütülmesi
üzerine operasyonda yaşammı yiti-
renlerden Mustafa Selçuk'un avu-
katı Zeynep Fırat, Adalet Bakanlı-
ğı'na başvurdu. Fırat, başvuru di-
lekçesinde DGM'nin görev alanı-
nın 2845 sayıh yasayla belirlendiği-
ni, buna göre Nuh Mete Yüksel'in
olayla ilgili soruşturmayı yürütme-
mesi gerektiğini belirtti. Yüksel'in
yetkisinı aştığını dile getiren avu-
kat Fırat, Yüksel'in daha önce yü-
rüttüğü operasyon soruşturmalanna
da değinerek "Nuh Mete Yüksel'in
soruşturduğu daha önceki katliam-
lann hiçbirivle ilgili olarak dava açıl-
mamış, pek çoğunda da sanık polis-
ler aklanmaya çahşümıştu". Bu ne-
denle kendisine güvenmemekteyiz.
İşkencede katledilen Bırtan Altun-
baş'ın otopsi rutanağını dahi ailesi-
ne vermeyen, avukatlann başvuru-
sunu da reddeden YükseL Ankara
Küçükesat ve Maltepe'deki benzer
operasyonlarda öldürülenlerin ce-
nazelerini de ailelerine vermemiştir.
Bu Idşilere ilişkin otopsi tutanakla-
ruu bize vermeyen Nuh Mete Yük-
sel'in yanlı davfanacağı inancı için-
deyiz" dedi.
Nuh Mete Yüksel'in anayasa, ka-
nunlar ve uluslararası sözleşme hü-
kümleri uyannca bu soruştunnanın
dışında tutulması isteminde bulu-
nan Fırat. dilekçesinde konunun
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nın görev alanına girdiğini vur-
gulayarak dosyanın bu makama
gönderilmesi gerektiğini belirtti.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Gürkan'a Destek
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Gü-
ven Gürkan'ın şu sözlerine kulak verin:
"Başbakan, bakanlan sekreteri gibi kullanmak
istiyor..." . ,
Bu bir iddia değil, gerçek...
Biz bu sözleri, hem DYP'lilerden hem de SHP'li-
lerden duymuştuk daha önce...
Dün Interstar'da "Kırmızı Koltuk"\a konuştu Ay-
dın Güven Gürkan. Çalışma Bakanı, iş güvenliğin-
den prim ödenmesine dek pek çok sorunu anlattı.
Basın mesleğinde çalışanların sendikal örgütlen-
mesine, iş güvencesine değindi.
Gürkan, şöyle dedi:
"Ben tarafım. Çünkü emekçilehn çıkarlanndan
yanayım..."
Acaba emekçiler, Aydın Güven Gürkan'ın ne de-
mek istedığini anladılar mı? Istanbul, Ankara, Izmir
ve Adana'nın varoşlannda yaşayan işçi kardeşteri-
miz, Çalışma Bakanı'na destek vermek için yollara
döküldüler mi? Basın emekçileri kendi çıkariannı
sahiplenmek için harekete geçtiter mi?
Sanırız hiçbirisi olmadı...
Bizim 'anlı şanlı medyamız', Başbakan Tansu
ÇiUer'in iki dudağından çıkacak şözlere bakıyordu.
Devlet bankalannın reklamlan, Özer Uçuran Çil-
ler'ın 'medyayla uziaşma' aracı olarak kullanılıyor-
du. Türk Hava Yolları'nın 'reklamlan' yine aynı
amaçla gazetelere dağıtıljyordu.
Tansu Hanım, Turgut Özal'ın yolundaydı...
Aydın Güven Gürkan'ın tanısı doğruydu.
Ne diyordu Çalışma Bakanı:
"Başbakan, bakanlan sekreteri gibi kullanmak
istiyor..."
Demek ki Gürkan, kendisini sekreter gibi kullan-
mak isteyen Çiller'e rest çekmişti. Bundan sonra
da kendisini sekreter gibi kullanmak isterse aynı
tavn koyacaktı.
• • •
Başta Türk-lş, DİSK, Hak-lş olmak üzere tüm
sendikalar, demokratik kitle örgütleri, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Güven Gürkan'ın
yanında yer almalıdır. İşçi ve işveren primlerinin
toplandığı fonları Gürkan'ın deyişiyle ağızlanndaki
salyaları akıtarak 'ham' yapan oburları kamuoyuna
sergilemelidir.
Ya basın emekçileri ne yapmalıdır?
Onlar da sendikal örgütlenme için harekete geç-
melidir...
Ama yapamayacaklardır. Patronlar onlann sendi-
kal örgütlenmelerine izin vermeyecektir.
Sendikal örgütlenme salt toplu pazarlık yapıp
maaşlarını arttırmak değildir. Sendikal örgütlenme
demokrasinin temel taşlanndan birisidir.
Bakıyoruz medyamızın 'çok bilmişleri' Havaş
grevinin, özelleştirmenin tekerine çomak soktuğu-
nu yazıyorlar. Hava-lş Sendikası Başkanı Atilay
Ayçin'e ateş püskürüyorlar.
Diyorlar ki:
"Havaş'ta sendika var, ama Havaş'ın müşterileri-
ni kapan Çelebi şirketinde sendika yok, sıkıysa
orada örgütlen..." ,,_ . ^ ^
Birileri çıkıp o yazara şöyle demeli: ' ' ""', \
"Sıkıysa sen kendi çalıştığın gazetede sendikal
örgütlenmeye öncülük yap..."
Aynı kişiler şimdi de Aydın Güven Gürkan'a bu-
laşıyor...
Diyorlar ki:
"Türkiye, emeklilik yaşı konusunda IMF'ye söz
verdi. Bunu yapmak zorunda. Eğer yapmazsak
kredi alamayız. Gürkan, popülist bir tavırla, halkın
duygulannı okşayarak bir yere varamaz..."
Evet bunları bir meslektaşımız yazıyor...
Nedense bir basın emekçisi olduğunu unutup
ülkenin bağımsızlığını savunacağı yerde birtakım
çevrelere çanak tutuyor...
Bu mudur çağ atlamak', söyler misiniz?
•••
llhan Selçuk'un Cumhuriyet'teki 'Pencere' kö-
şesinde (15 Nisan 1995) her emekçinin, aydının,
bilim adamının, sanatçının ve ülkesini seven her in-
sanın kesip saklaması gereken (ben öyle yaptım)
'lyimseriik' başlıklı yazısının birinci bölümünü ya-
yımlamak istiyorum:
"Sabahın köründe kapı çaldı. Bakkalın çırağı ga-
zeteleh getirmiş. Gazete tomarını çocuğun elin-
den aldım. Bir şey daha uzattı.
Sordum:
- Bu ne?..
- Deterjan!..
- Hanım mı istedi?..
- Hayırt..
HayAllah!..
Unutmuşum, bakkalın çırağı her sabah gazete-
lerle birlikte bir şeyler getiriyor; deterjan, sabun,
pirinç, fasulye, oyuncak, fıncan, bardak, mercimek
ve başka şeyler...
Kimi gazete, bu yolda satışını yükseltiyor, sonra
da böbüheniyor:
- En çok satan gazeteyiz!..
- Bizden büyüğü yok!..
- En iyisi biziz!..
Satışını artıran gazete, bir yandan kimi holdingin
stoklannı eritirken öte yandan koalisyon hükümeti-
nin Çiller kanadıyla, al gülüm ver gülüm, iş çeviri-
yor...
Doğrusu Cumhuriyet, bu yolda yaya kaldt. Ga-
zetemizin yöneticilerine öneriyorum; biz de tekel-
lerden, holdinglerden, şirketlerden biriyle anlaşa-
lım; deterjan mı veririz, makama mı, kitap mı, an-
siklopedi mi, oyuncak mı, bisiklet mi, yatak çarşafı
mı, yastık kılıfı mı, ne bileyim, bir şeyler yapalım,
satışımızı artıralım..."
Insan emeğini sömürenler, olmadık zamanlarda
2-3 bin basın emekçisini kapı önüne bırakanlar,
Mete Akyol'u görkemli binalarınm önündeki kapı-
dan "Işine son verildi" diye geri çevirenler mi bu
ülkede demokrasiyi, insan haklarını, sendikal ör-
gütlenmeyi savunacaklar?
Bırakın bu numaraları artık...
Aydın Güven Gürkan 'sendikanız olmasa' bile
sizler için yasal düzenlemeler getirecek, ayaklar al-
tına alınan onurunuzu koruyup kollayacak...
Konuşmayın, yazmayın artık; utanmıyorsanız
susmayı öğrenin...
CALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT)
ZUHTU
MÜRİDOĞLU
D c s e n
12 Nisan - 12 Mayıs
HGaleri
Lebriz
l.vumiiJ Uıkh.n-.ı \pi Nıı ih 1)2
Nwnusı IH 2III2:K>-2İİ '^I T
Nuri İyem
AFA Kitabevi
GALERİSİ
BekarSok 17 Taksım Istanbul
Tel 249 22 18