29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1995 CUMARTESİ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1400 yıllık şeriattan laikliğe MERİÇ VELİDEDEOĞLU 1 924 yılinın 3 man gunu TBMM, dort saatlık bır top- lantı sonunda uç yasa onen- sını kabul etmıştı Bunlann ıçınde gerek o gunku Mec- lıs'ın çoğunluğunu gerekse bu toplantıyı baştan sona ızleyen Dıvan- ı Rıyaset Katıbı Hıfeı V'eldet \ebdedeoğ- hı'nu he>ecanlandıran "halıfelığın kal- dınhnası"nı oneren yasaydı Ama ara- dan bır sure geçıp de Velıdedeoğlu. Hu- kuk Fakültesı'nı bıtınnce bu uç yasa- dan, Şenye ve Evkaf Vekaleti'nın kaldı- nlması ıle ılgılı yasanın bınncı madde- sının dennlığını ve otekılerden farkını anlar Yasanın bumaddesını Velıdedeoğ- lu'nun çe\ınsınden okursak sanınm ken- dısıne hak \ennz. çunku vasa şöv le der Halkın dünvaya ah işlerinın görulüp çö- züme bağlanması, TBMM'nin kovacağı vasalarla olur ^ üce tslam dınının ınan- ca ve ibadete üışkın butun kurallannın ve tşlerinın vurutülmesı ve dınsel kunımla- nn yonedmı ıse venı kunılacak olan Di- vanet İşlen BaşkanlığTna aittir. Görulduğu gıbı 3 Mart 1924 tanhın- den başlayarak şenatın dünvasal vaşam alanı ıle dinsei vaşam alanı bırbınnden butunuyle aynlıyor. ınanç ve ıbadetler- den oluşan dınsel alan olduğu gıbı hıç dokunulmadan Dıyanet'e baglanıyor. te- meh değışıme dayanan dunyasal alanın duzenlenmesı ıse TBMM'nın koyacağı dayanağı akıl olan yasalarabırakılı vordu Bır lslam toplumu ıçın bunun anlamı neydı' Bu noktaya nasıl ulaşılmıştı9 lslam şenatının 600 vıllık temsılcısı olan Osmanlı Devletı venne kurulan bu yenı devletın bu yenı yapılanmasını an- lamak ıçın şenatın geçırdığı evrelen kı- saca anımsamak gerekır Bılındığı gıbı, tek tannlı dınler, kov- duklan kural ve yaptınmlarla ınananla- nn dınsel \e dunyasal yaşamlannı du- zenlemeyı amaçlamışlardır lslamda bu ıkı alan. "Düıi Ahkâm" ve "Dünyevi \h- kâm" olarak belırlenmış bunlardan ılkı yanı dınsel kurallann oluşturduğu alan da 'Üüurt"ve 'İbadet" olmak uzere ken- dı ıçınde ıkı bolume aynlmıştır "lükat". ınanç demektır ve bu bolum dının teme- lı, ozu olan dogmalardan oluşur Orne- ğın, Tann'nın bırlığıne, Peygamber'e, vahiy olgusuna ınanmak gıbı tslamda bu gıbı dogmatık kurallara 'Asli Hüküm- ler' denır kı, hıçbır zaman değışmelen soz konusu olamaz 'tbadet'ler ıse dın- sel tapınmalann toplamıdır Ornegın Namaz. oruç hac gıbı "Dünyevi Ahkâm"a gelınce, bunlar ınsanlann giınluk yaşamında karşılaştı- gı, ornegın aıle kurumu ıle ılgılı olan ya da mırasın pavlaşımını belırleyen ya da her turlu borç alacak ve satış ışlennı du- zenleyen, dahası turlu cezalan belırten kuralİardır lslam kaynaklannca bu ku- Tallar "Fer'i Hükûmİer",yanı ıkıncı de- receden hükumler olarak degerlendınl- mışlerdır Başka bır anlatımla bu kural- lann nıtelıgı şovlebelırtılır "Inşa-iolan bu hükumler. bir an için meşru,başka bir zaman ıçın gayri meşru oJabilir; ebedivet- leri(sonbuz oluşlan) zaruri(zorunlu) de- ğildir. Bır vakit için maslahat (geçerlı) olan, başka bir vakit mefsedet (geçersız) oJabilir."(*) Demek kı, dunyasal yaşamın temel vasası olan44 değişinı1 *e uygun olarak, bu alanı duzenleven kurallann da değışebı- lır nıtelıkte olduğu lslamda da geçerlıdır Ustelık bu durum, dının oluşumu sırasın- da vahıy kaynağınca da ortaya konmuş- tu Çunku Peygamber e "tebliğ", yanı vahi>, bılındıgı gıbı 23 vıl surmuştur Bu surenın hemen başında ılk ınen avetler "itikat'*a, yanı ınanca aıttır Bu avetler çok kısa bır surede bır butun halıne gel- mış ve topluma ulaşmıştır Oysa dunya- sal yaşama ozgu kurallann belırlenmesı 23 yıl boyunca, vahıy noktalanıncaya dek surmuştur Bunun nedenı lsra Suresi'nde belırtıldığı gıbı, "ayetferingerektıkçein- dÜTİmesi"dır Demek kı "Dunyasal Ah- kâm", yanı dunyasal şenat, 23 yıl bo- yunca yenı eklenen kurallarla gelışmış, buyumuş, durmadan değışmıştır Oysa "itikat' t alanı ılk oluştuğu sureçtekı gıbı kalmış hıç değışmeden teblığın sona er- dıgı zamana dek gelmıştı Ote vandân şenatın dunyasal yonü valnızca venı eklenen bu kurallarla de- gışıp bıçımlenmemış. toplumun gereksı- nımını artık karşılavamavan yeterlılığı- nı vıtırmış kımı yaptınmlann, uygula- malann vahıy kaynağınca geçersız kılı- nıp yerlenne yenılennın konmasıyla da degişıp yenıden yapılanmıştır tslamda "nesh"adı venlen bu olgu, dünvasal şe- natın, zamanın ısteklen doğrultusunda hep venıden duzenlendığının gostergesı- dır Nıtekım dunyasal şenatın bu venılen- mesı, teblığın kesılmesıyledurdurulma- mıştı Çunku l *vahi\"in noktalanması yaşamın da dondurulması demek değıl- dı Daha Peygamberzamanındabaşlayan büyume tslam toplumuna yenı ogeler katıyor, zamanla yenı gereksınmeler or- taya çıkıvordu Bunlann oluşturduğu so- runlara çozüm, vahıy edılmış ayetlerde bulunamadıgında Peygamber'e başvu- ruluyordu lşte gerek vahıy surecınde ge- rekse kesıldıgınde bu sorunlara Peygam- ber'ın kışısel olarak getırdıgı çozumlere "Hadis"vada"Sünnerdendı Boylece dunyasal şenat, hadıslenn katılımıvla venıden bıçımlenıyordu Bır sure sonra bu katılım da yetmedı Üstelık, Peygamber'ın olumüyle *ha- dis'lenn arİcası da kesılmıştı Batı'da, Emevılenn ele geçırdıklen yerlerde du- zenı sağlavan akılcı yasalarla karşılaşan dunyasal şenat, kımı sorunlar onunde bocalıyordu Ama ote yandada bır tslam hukuku doğmuş. yavaş \avaş bıçımlen- mıştı Sıkıntılı durum, bu hukuk bılgın- lennce ele alınacak. "Kıyas" ve "İcma" denılen yontemlerle çozum yolu buluna- caktır tcma, dunyasal şenatla ılgılı her- hangı bır "hüküm" uzennde donemın lslam bılgınlennınoybırlığıdemektı.lc- ma sonucunda alınan karar da "•içtihat"ı oluşturuyordu Ilk donemlerde, Kuran ve hadtsİere bakılmaksizın da ıçtıhatlar oluşabıhyordu (**) Bu durum kımı ıçtı- hatlann akla davandıgını gostenr De- mek kı şenat, donemın gereksınmelen- ne yanıt verebılmek ıçın bu kez ıçtıhat- larla genışlevıp yenı bırbıçım alıyordu Yıne bır sure sonra 'tcma'nın, dolay ısıy- la 'içtihat'ın bu akılcı boyutu sınırlandı ardından kaldınldı Bu durum elbette bır noktalanışın ve çoraklaşmaya gıdışın başlangıcıydı Nıtekım 12 yy'ın sonla- nnda ıçtıhatlar butunu>le donduruldu Genelgeçer deyışle "içtihat kapısı ka- pandı". Ama yaşam, tslam toplumunda da tum değışımıyle suruyor, yenı yenı gereksınmeler bırbınnı ızliyordu Ke- mıkleşmış olan şenatın getıremedıgı ço- zumler, toplum tarafından savılan gıt- tıkçe artan 'Hile-i Şer'ler ve 'Takıyye'ler- le saglanır olmuştu kı bu da dini kirle- tenbırortamın bır toplumun oluşupkok salmasını kolavlaştınyordu Buraya dek anlatılanlarda da görule- cegı gıbı dunyasal şenat yuzyılîar bo- yunca hep değışmıs, ama bunun karşı- sında "Dıni Ahkâm", daha dogrusu dı- nın ozu olan "ıtikat" olduğu gıbı kal- mıştır Bu bakımdan lslam bılgınlenn- den pek çoğu "şenat"kavramınm yal- nızca "Dfinyevı Ahkâm"ı belırledıgını ılen surerler(***) Yanı şenatın bır "inanç sistemi"olmadıgı, valnızca dun- yasal yaşam düzenını saglayan kuralla- nn toplamı olduğu duşuncesındedırler Bu goruşun, dunyasal şenat kurallannın zamanın koşullanna göre oluşup değışe- ceği vaklaşımını ıçerdığı yadsınamaz tşte şımdı sozu edılecek donem. şenatın yüzyı Uar bovunca bu goruş doğrultusun- da bıçımlenme savaşımının geçtıgı su- reçtır 13 v^'ın sonlanndanbaşlayarak şen- atın temsılcısı artık Osmanlı Devletı'dır Islamın doğuşundan bu yana, yanı yedı yuz yıllık şenatta, Araphalkınındamga- sı vardır Şımdı ısekokenı başka bır top- lumun geleneklenyle dunyasal şenat bı- çımlenecek. bır bakıma Osmanlı şenatı oluşacaktır Gerçı uvgulanacak düzen dondurulmuş bır şenattır, artık ne akla ne de Kuran ve sunnete dayanan ıcma soz konusudur. dolayısıyla dınsel şemsı- ye altına alınıp kutsallaştınlarak kemık- leşmış kurallar geçerlıdır Yıne de Os- manlı padışahlan tslamda l *LTûleınr''e tanınan ve zamanın gereklenne gore "kanun'Aapma yetkısı olan "Maslahat" yolunu kûllanarak, kımı konularda az da olsa esneklık saglayacaklardı lşte unlu Fatih Kanunnamesi bunun bır urünudür Demek kı şenat şımdı bu yenı ekleme- len de ıçıne alarak uygulanacaktır 16 ve 17 yv'lar, esneklık sının şeyhulıslamca belırlenen bu padışah ıradelenyle götu- rüldu Ama 18 yy'ın sonunda, ozellıkle 19 yy'da sıkıntı başla>acaktır Çunku Batı artık bu yuzyılda, Aydınlanma Dev- nraı'mn ürunlennı toplama yoluna gır- mıştır Aydınlanmanın etkılen elbette Osmanlı ülkesınde de ıster ıstemez gö- rülecek ve dunyasal yaşam duzenınde yenılıkçı adımlar atılacaktır Ama daha ılk atılım, bılındıgı gıbı şenat duvarlany- la karşılaşır Ne var kı, yenıleşme yolunda yuru- yüş, ıkı ılen bır gen ntmınde de olsa su- recek ve 1838'e ulaşacaktı Bu tanhte, padışah ıradesı ıle ılgısı olmayan ve dın- sel temele dayanmayan ılk akılcı yasa, dunyasal yaşam duzenınde yennı ala- caktır Bu oluşum devam eder, böylece Osmanlı şenatı, yuzyılîar oncesınden ge- len dınsel dayanaklı kurallar yanında akılcı vasalann da yer aldığı bır kanşı- ma donuşur ya da ıkı başh bır ara done- megırer İştebu ıkı başlılığa 3 Mart 1924 günu, TBMM'nın (yazımın başında so- zünu ettığım) oturumunda son venlır Bövlece şenatın yaklaşık 1400 yıl bo- yunca suren değışımının gelecegı nokta, mehter yuruyüşu ıle degıl de devnmcı bır atılımla gerçekleşır Osmanlı Devletrnı yok olmaya surukleyen 150 yıllık gecık- me. ancak boyle bır atılımla kapatılır Hıfeı Veldet Velıdedeoglu'nun belırt- tıgı gıbı, "Daha sonra 5 Şubat 1937'de adı konacak olan laıkJık ılkesının başlan- gı«3 Mart 1924'tur".Nıtekım ardından 1926'da kabul edılen 'Medeni Kanun", 1400 yıllık şenatın. can daman olan ka- dın-erkek eşitsizliğini kaldıran temelı oluşturur Bırbınnı ızleyen tüm dûzenle- melennozuhepbu4Mart 1924 gunu ılk kabul edılen yasanın bınncı maddesın- de yatar Turkıye Gumhunyetı 'nın uy gar ınsan- lık aılesının bır üyesı olarak sonsuza dek yaşaması, ışte bu yasa ıle getınlen teme- İın hıç sarsılmadan kalmasına bağlıdır (*)Ord Prof S Ş Aksay. Hukuk Ta- nhınde lslam Huk 1958 S 15 (**)AgeveO N Bılmen, Hukukı ts- lamıye Kamusu, 1949 S 98 (•**) O N Bılmen, Hukuku tslamı- yeKam 1949 S 9 ARADABIR TALİP APAYDIN Sanatçı Haklı Çıkar Daha eskılerı bır yana bırakalım, ulkemızın son kırk-ellı yıldır yetıştırdığı en değerlı sanat ve duşun adamları ya- zarları devletle hep çatışmışlar Nâzım Hıkmet, Sabahat- tin Alı, Orhan Kemal, Rıfat llgaz, Yılmaz Güney, Ruhi Su, Azız Nesın, Yaşar Kemal... Daha da sayabılırız, da- ha çok var Izlenmışler, sorgulardan geçmışler, hapıslerde yatmışlar, ışkence gormuşler hatta oldurulmuşler Bır rastlantı mı acaba? Bu adamlar kı hep halktan yana tavır almışlar Duyarlı yu- reklennı ulkenın sorunlarına çevırmışler Kendılerı ıçın de- ğıl, halkın gerılıkten, karanlıktan kurtulması ıçın savaş ver- mışler Bunun ıçın nıce tehlıkelen goze almışlar Kendı alan- larında ulkenın en yeteneklı, en başanlı evlatları bu adam- lar Dılımızı, sesımızı Turk kımlığımızı dunyaya duyurmuş- lar Ama kendı devletımız bunlara hep çelme atmış Yaprt- lan yasaklanmış okullara sokulmamış Enağırsuçlaryuk- lenmış, mahkemelerde, cezaevlennde surundurulmuş, ya- şamları karartılmış Nasıl oluyor bu, nasıl açıklanabılır? Ya devletı yonetenler, bu ustun sanat adamlannı deger- lendıremeyecek kadar sıradan ınsanlar ya da haklılar, bo- şuna buyutulmuş, abartılmış bu sanat adamları, hıç de onemlı değıller Bu konuda dunya da aldanıyor Her şeyın en lyısını bızım yetkılıler bılır 1 Bu ıkı şıktan bınnın doğru olduğu kesın Hangısını yeğ- leyeceğız'? Bırsureden berı bızım devletın yetkı yerlenne tırmanmış, yıllarca ulkeyı yonetmış kımı ınsanların ne yapıp ettıklen, nasıl kışılık sergıledıklen ortada Bır yandan vatan mıllet, yurda hızmet nutukları çekerken obur yandan nasıl kendı- lenne çalıştıkları, nasıl kırlı ışlere bulaştıklan, yetkılennı na- sıl kotuye kullandıkları olağan haberler olup çıktı. Sanat- sal duşunsel, dennlığıne hıçbır uğraşlan olmayan bu ınsan- ların dedıklen ıle yaptıklan çok kez bırbınnı tutmuyor Ayak oyunları, yalan dolan, yaşamlarını dolduruyor Ulke ıçın ça- lışıyor gorunuyoriar, ama daha çok kendı çıkarianna bakı- yorlar Bu tıplerın gerçek sanat ve duşun adamlannı anla- yabılmesı olası mı? Belkı bır tek yapıtlarını doğru durust okumamışlardır Yaşamları boyunca evrensel bır sanat ya- pıtı karşısında ıçlerının tıtredığı olmamıştır Çoğu yalınkat, sığ, gelgeç ınsanlardır Bunlar yolunu bulup yukselebılırler, yetkı yerlenne gelebılırler Bır donem ıkı donem gundem- den duşmezler, dedıklen dedıktır Kendı goruşlerınde ol- mayan herkesı suçlarlar Ulkenın yetıştırdığı en değerlı sa- nat ve duşun adamlannı mahkemelere gondenrier Bunu yaparken ulkeye hızmet ettıklerını sanıriar Ne kadar yanıl- dıklarının aynmında değıller Beyın yapılan, dunya goruş- lerı gerçek sanat ve duşun adamlarını değerlendırecek ge- nışlıkte olmadığından, dunyadakı oluşumların çok gensın- de kaldıklanndan bır Nâzım'ın. Azız Nesın'ın, Yaşar Ke- mal'ın dunyada nasıl yankılandığını bır turlu anlayamazlar Kendılerınce ılkel bırtakım nedenlere bağlarlar Bu tıp po- lıtıkacılann ulkemızde çoğunluğu sağladığı bır gerçek On- lann yaptığı yasalar gundemde Devlet dedığımız orgut bu ınsanların elınde llerıcı sanat ve duşun adamları ışte boy- le bır ortamda bın turlu zorluklaria boğuşarak yaprtlannı ure- tıyorlar Başlan dertten kurtulmuyor Son ornek Yaşar Kemal Ne dıyor? "Güneydoğu halkı ezılıyor. Yıllardır bır ıç savaş yapılıyor Ikı taraftan da halk çocuklan öluyor Dursun bu anlamsız savaş. "Bunda of- kelenecek, mahkemelere suruklenecek ne var? Insan hak- lan ve duşunce ozgurluğu konusunda dunya kamuoyunun gözu zaten ustumuzde ıken yazılanndan dolayı Yaşar Ke- mal'ı mahkemeye vermeye ne gerek var? Nasıl akıl bu? Us- telık ne çıkar bundan? Dıyelım kı mahkûm oldu, ıkı yıl at- tınız ıçenye Güneydoğu halkı kurtulacak mı? Savaş şırp kesılecek mı? Elbırlığı ıle bugunku hale duşurduğunuz Tur- kıye ekonomısı duzelecek mı? Enflasyon duşecek mı? Sa- natçılar mı getırdı ulkeyı bu hale? Hayır, sanatçılar her zaman haklıydılar TARTIŞMA İslam hoşgörü diniyse. A nadolu Unıversıtesı Açıkogretım Fakultesı Onlısans Programı Sosyal Bılgıler Bölumu'nun 'Dınler Tanhı' ders kıtabı(Sınıf2) Yazarlar Prof Dr Abdurrahman Kuçük,Yrd Doç Mustafa Erdem (1 -3). Doç Dr MünirKoçtaş( 14-15), Edıtör Doç Dr Nur» Serter kadrosuyla kaleme alınmış bu ders kttabımızın 'Unıte-II'de Hınstıyanhk 1 kısmında, 'Kuran-ı Kenme Gore Hıns- tıyanhk' altbaşlıklı kısımda bıl- gıler venldıkten sonra. son para- grafı olduğu gıbı alıyorum "Kuran, *Biz Hıristivanlanz' divenlerin, aralannda kibırlen- meven keşışler v« rahıpler olması bakımmdan, se\gKe mumınkre daha vakın olduğunu belırtmek- tedır. Bunun \aninda Kuran, Vahudı ve Hınstıvanlarla olan ilişkilerde, Muslumanlara, Yahudi ve Hıristivanlan dost edınmemelennı, oniann bir- binnın dostu olduğunu da haber vermekte ve ihmatlı olrna uvansında bulunmaktadır." Bu ıkı tumcenın çelışkısı bır yana. ıkıncı tumcevı anlamakta zorlandım Dost edınmede dınm bır ölçu olduğunu bu çağda kabul etmek olası değıl Pekı Hınstıyanlann her buluşunu kul- lanırken ıyı de, dostluk kurarken mı temkınlı olunacak lslam hoşgöru dınıyse, bu yoruma gerek var mı 9 Bunu kabul etmıyorum Buaynmcılığı korukler Oysa her turlu ınancın bır arada yaşamasını ıstemek ve bu yone ağırlık vermek gerektığıne ınanıyonım Etnei Yıktanın '•'rrnr EF. Anadolu Ünı\ ersıtesı Açıkoğrt Fak Önhsans Sınıf 2 Oğrencı İLAN BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı 1994 1237 Mahkememızın 1994'1237 Es 1995/79 Kr sayılı 9 2 1995 tanhlı ılamı ıle Fatıh llç Kâtıp Muslahattın Mah Cılt 040'10, Sayfa 77, Kutük 766'danufusakayıtlı MahmutveBahnye'den olma 8 9 1968 D'lu Sergun Zumre'ye, aynı verde kayıtlı annesı Kazım ve Fatma'dan olma 1930 D'lu Bahnye Zumre vası nasp ve tayın edılmıştır Basm 9737 asarının "Bütûn mesele bûyük görûnmek değıl, gerçekten iyi ve doğru türkçe ıle tarafsız yayın yaparak dinleyicıye bırşeyler vermekîir." 1 â A Dr. Sabn DEMIRDOĞEN GraAder ve yûzdeler ZET NIELSEN'ır tarafeız olarak hazıriadığı radyolar arasiDda 'Radvo dınieme Altşkanlıklan Ocak ^5" ısımiı raporundan alınmtştır PENCERE Medya Açtı Ağzım.. Yumdu Gozünü!.. Eskı Cumhurbaşkanı Özal'ı hıçbırzaman tutmadım, da- ha sryasal yaşama adım atarken kımlığı ortaya dokulmüş- tu, Osmanlıcasıyla ne "öynefte olduğu bellıydı. Neden?. Çunku özal'ı elınden tutup devlet yaşamında yukselten Süleyman Bey'dı. Turgut Özal, Demırel'ın çok yakını ve "musfeşan"yken, Demırel'ı devıren 12 Eylul generalleny- le ışbırtığı yaptı Bır ınsanın "karakten"n\ olçup bıçmek ıçın başka şeye gerek var mı?.. Turgut Bey, 12 Eylul'ün zulmu suregelırken, Evren'ın ık- tıdannda asken hukumetın kılıt noktasmdaydı, "ekonomı- nın çarı" ıdı; gencecık çocuklar darağacında ıpe çekılır- ken, yargısız ınfazlar suregelırken, bınlerce kışı ışkence- lerden geçınlırken, sorumlu hukumette asken yonetımın hızmetkârtığını yapıyordu 12 Eylul faşızmının gozetımınde yapılan bır seçımle ık- tıdara geçıp başbakan olduktan sonra, sıyasal yasaklann surduğu ortamda astığı astık, kestığı kestıktı, Süleyman Bey yasaklıydı, Özal da başbakan Turgut Bey, "abı" dıye sokulduğu ınsana "ıhanet" etmış- tı. Aynaya nasıl bakıyordu?.. • Turgut Bey'ı bu yuzden daha başlangıçta tutmadım; bır- kaç kez ceza mahkemesınde dava açtırdı, hepsınden "be- raat" ettım Rahmetlının başında u yağdanlıklan"çokiu, çevresınde yaltakçılar, yıyıcıler, çanak yalayıcılar, daJkavuk- larturemıştı. Ya Özal aılesı?.. O bır ayn olay'.. Bır yandan Musluman, ote yandan Amenkancı' Bu ıki- lemlı koşutlanmanın alaturka, arabesk, alafranga ve ma- fiozı çorbasında oluşan çapraz renklen, aıleyı sanp sar- malamıştı Turgut Bey, Arabıstan'da bır yandan cuma namazına gı- dıp ote yandan Amenkan gudumunde herturtezgâhı meş- ru sayanların soyağacından bırdaldı, oylesıneçıkariaryu- mağının orgusunu dokumuştu kı ANAP'ta tek adamdı; se- çım tabanı dağıldıktan sonra da cumhurbaşkanlığına at- ladı. Doğrusu ustalığına dıyecek yoktui. 12 Eylul faşızmının sılındır gıbı ustunden geçtığı toplumun ezıklığınden yarar- lanarak her ıstedığını yaptı, aılesı ve çevresındekıler de sı- nırtanımadılar, durdurak bılmedıler, avık bırsaltanatın gor- gusuz gorkemınde renklı televızyonlann yansıttığı arabesk kapkaç donemı gozler onunde yaşandı Özal, Çankaya'da gozlennı yaşama kapadığı gun, top- lumun ust katmanlan oylesıne kırlenmıştı kı, hıçbır çama- şır makınesı bu pıslığı kısa surede temızleyemez. • Son gunlerde o pıslığın kokuşmuşluğu televızyonlarda sergılenıyor, Uğur Dündar'ın bu konudakı gazetecılığmı kutlamak gerekır. Ortaya konan gerçekler, bır kışının değıl, bır aılenın de- ğıl, "Devr-ı öza/"ın tezgâhladığı fırında pışen "Yağma Ha- san'ın boreğı"d\r, kamuoyunun gozlen onune dokulenler bır buzdağının su yuzunde gorunen bolumudur. Bugunku medya, Özal aılesını yakın çevresıyle bıriıkte "teşhır" ederken, dunden bugunden haberiı kışılerşu so- ruyu kendılerıne sormalıdırlar. - özal gozlennı yaşama kapamayıp da bugün cumhur- başkanı sıfatıyla Çankaya'da otursaydı, medya buyayın- lan yapabılır mıydı? Yoksa gerçekler, hasıraltında daha uzunjyıllar uykuya ya- tınlır mıydı?.. i • Soru çok onemlı.. Turkıye'yı bugun yoneten Çiller aılesı, Başbakanlık'ta nasıl oturabılıyor?. Aılenın yaptıklan daha şımdıden orta- da değıl mı?. Hele aradan uç beş yıl geçsın, Tansu Çiller Başbakan- lık'tan duşsun, bakın bızım aslan medyamız nasıl açar ağ- zını, yumar gozunu!.. Aydınlıky^J HATTMJK HABER YO«JM OERGlSI % Aydınlar ve sendıkacıların çağrısı: 'Çıkış İşçi Partisi'nde' "Butûn emekçı onderlecırv ve aydınlan Işçı Parosı'ne Katlmaya dastek olmaya çağınycruz" denılen metne ılk ımzalar Ecüp Akbayram HuN Aktunç Mustafa Berk Haluk Bılgıner Ne)al Bındoğan, Şükrü Ertoaş Mü)dat Gezen Mahır Gûnşıray Ahmet Leveodoğlu Zuhal Otcay izzettın Ûnder, Mustafa Oztaşkın Semıh Poroy, Hasın, Cemal Stnniıova, Yılmaz ŞenturV Cahıt Tanyol, Ahmet Tellı DtteK TûrKer Utuk Uras, Öner Yağcı Tunca Yönder ve daha 152 ımza Kampanya suruyor ^ Doğu Pertnçek'ln ba^yazısı: Piyasanın "seks tşçısi" % Komutanın oğlu Amorlkan şirketlnde Hava Kuvvetten Komutanı Halıs Burtıan ın oğlu ve gelmt F 16 lann eteKtror*. savaş sıstemlenr» yapan LORAL fırmasında % Sendlkalarda kamulaştırma rOzgan • 4: DerMş Geoe» Mall Sekretert Ibrahlm Kızıltatv. "Donüp doiaşıp Işçı Parbsı nın Kamulaştırma Programı na gelıyoruz Tek kurluluş devletın yenıden tstıhdamı artırmak, ulkeyı geltştırmek ıçın kamulaştırmaya gıtmesıdır" # MHP'ye yakın kaynak: 'Saldırı üssû Ülkü Ocağı' Üntversıtelere yöneten MHP sakjırılannın perde aritası # İklnci Grup'tan İklncl Cumhuriyet'e Boyner ın YDH sı kökenını saHarat ve hılafet taraftariarı arasında buldu Zekı Sarıhan Bınnc) Mecteiekı ikına Grup u yazdı # AtatûrfcçO DOaûncs Dsmeğt Başkanı GOrsoytnk: "BağımsızlıOı savunanlara saldınyorlar" BUGUN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE İLAN RİZE SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'ÎSDAN DosyaNo 1995/2 Satış Rıze'nın Pınçelebı Mahallesı nden tbrahımkızı Nazıfe Sukas, Huseyın kızı Seyyare Sukas ve Süleyman kızı Zekıye Sukas taraflanna, Rıze Sulh Hukuk Mahkemesfmn 14 5 1986 tanh 1985/250 esas, 1986/438 karar sayılı kesınleşmış ılamına atfen satılmasına karar venlen Rıze Merkez Pınçelebı Mahallesı'nın Kıremıt Irmağı mevkıınde kâın, tapunun 94 adanın 2 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın bılırkışı manfetıyle yapılan kıymet takdır raporunda taşınmazın muhammen değen 1 267 680 000 - TL deger konulmuştur Adreslennız meçhul olması sebebıyle kıymettakdırraporunun ılanen teblığme karar venlmıştır Karar gereğınce ılanın son yayım tanhınden ıtıbaren 15 gûn sonra sızlere teblığ yapılmış sayılacağı, değer takdmne ıtırazıruz varsa teblığ tanhınden ıtıbaren bır hafta ıçensınde satış memurluğumuzun bağlı bulunduğu Rıze Sulh Hukuk Mahkemesı Hâkımlığı'ne başvurmanız ılanen teblığ olunur Basm 9308
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle