Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1995 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
1400 yıllık şeriattan laikliğe
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
1
924 yılinın 3 man gunu
TBMM, dort saatlık bır top-
lantı sonunda uç yasa onen-
sını kabul etmıştı Bunlann
ıçınde gerek o gunku Mec-
lıs'ın çoğunluğunu gerekse
bu toplantıyı baştan sona ızleyen Dıvan-
ı Rıyaset Katıbı Hıfeı V'eldet \ebdedeoğ-
hı'nu he>ecanlandıran "halıfelığın kal-
dınhnası"nı oneren yasaydı Ama ara-
dan bır sure geçıp de Velıdedeoğlu. Hu-
kuk Fakültesı'nı bıtınnce bu uç yasa-
dan, Şenye ve Evkaf Vekaleti'nın kaldı-
nlması ıle ılgılı yasanın bınncı madde-
sının dennlığını ve otekılerden farkını
anlar Yasanın bumaddesını Velıdedeoğ-
lu'nun çe\ınsınden okursak sanınm ken-
dısıne hak \ennz. çunku vasa şöv le der
Halkın dünvaya ah işlerinın görulüp çö-
züme bağlanması, TBMM'nin kovacağı
vasalarla olur ^ üce tslam dınının ınan-
ca ve ibadete üışkın butun kurallannın ve
tşlerinın vurutülmesı ve dınsel kunımla-
nn yonedmı ıse venı kunılacak olan Di-
vanet İşlen BaşkanlığTna aittir.
Görulduğu gıbı 3 Mart 1924 tanhın-
den başlayarak şenatın dünvasal vaşam
alanı ıle dinsei vaşam alanı bırbınnden
butunuyle aynlıyor. ınanç ve ıbadetler-
den oluşan dınsel alan olduğu gıbı hıç
dokunulmadan Dıyanet'e baglanıyor. te-
meh değışıme dayanan dunyasal alanın
duzenlenmesı ıse TBMM'nın koyacağı
dayanağı akıl olan yasalarabırakılı vordu
Bır lslam toplumu ıçın bunun anlamı
neydı' Bu noktaya nasıl ulaşılmıştı9
lslam şenatının 600 vıllık temsılcısı
olan Osmanlı Devletı venne kurulan bu
yenı devletın bu yenı yapılanmasını an-
lamak ıçın şenatın geçırdığı evrelen kı-
saca anımsamak gerekır
Bılındığı gıbı, tek tannlı dınler, kov-
duklan kural ve yaptınmlarla ınananla-
nn dınsel \e dunyasal yaşamlannı du-
zenlemeyı amaçlamışlardır lslamda bu
ıkı alan. "Düıi Ahkâm" ve "Dünyevi \h-
kâm" olarak belırlenmış bunlardan ılkı
yanı dınsel kurallann oluşturduğu alan
da 'Üüurt"ve 'İbadet" olmak uzere ken-
dı ıçınde ıkı bolume aynlmıştır "lükat".
ınanç demektır ve bu bolum dının teme-
lı, ozu olan dogmalardan oluşur Orne-
ğın, Tann'nın bırlığıne, Peygamber'e,
vahiy olgusuna ınanmak gıbı tslamda
bu gıbı dogmatık kurallara 'Asli Hüküm-
ler' denır kı, hıçbır zaman değışmelen
soz konusu olamaz 'tbadet'ler ıse dın-
sel tapınmalann toplamıdır Ornegın
Namaz. oruç hac gıbı
"Dünyevi Ahkâm"a gelınce, bunlar
ınsanlann giınluk yaşamında karşılaştı-
gı, ornegın aıle kurumu ıle ılgılı olan ya
da mırasın pavlaşımını belırleyen ya da
her turlu borç alacak ve satış ışlennı du-
zenleyen, dahası turlu cezalan belırten
kuralİardır lslam kaynaklannca bu ku-
Tallar "Fer'i Hükûmİer",yanı ıkıncı de-
receden hükumler olarak degerlendınl-
mışlerdır Başka bır anlatımla bu kural-
lann nıtelıgı şovlebelırtılır "Inşa-iolan
bu hükumler. bir an için meşru,başka bir
zaman ıçın gayri meşru oJabilir; ebedivet-
leri(sonbuz oluşlan) zaruri(zorunlu) de-
ğildir. Bır vakit için maslahat (geçerlı)
olan, başka bir vakit mefsedet (geçersız)
oJabilir."(*)
Demek kı, dunyasal yaşamın temel
vasası olan44
değişinı1
*e uygun olarak, bu
alanı duzenleven kurallann da değışebı-
lır nıtelıkte olduğu lslamda da geçerlıdır
Ustelık bu durum, dının oluşumu sırasın-
da vahıy kaynağınca da ortaya konmuş-
tu Çunku Peygamber e "tebliğ", yanı
vahi>, bılındıgı gıbı 23 vıl surmuştur Bu
surenın hemen başında ılk ınen avetler
"itikat'*a, yanı ınanca aıttır Bu avetler
çok kısa bır surede bır butun halıne gel-
mış ve topluma ulaşmıştır Oysa dunya-
sal yaşama ozgu kurallann belırlenmesı
23 yıl boyunca, vahıy noktalanıncaya dek
surmuştur Bunun nedenı lsra Suresi'nde
belırtıldığı gıbı, "ayetferingerektıkçein-
dÜTİmesi"dır Demek kı "Dunyasal Ah-
kâm", yanı dunyasal şenat, 23 yıl bo-
yunca yenı eklenen kurallarla gelışmış,
buyumuş, durmadan değışmıştır Oysa
"itikat'
t
alanı ılk oluştuğu sureçtekı gıbı
kalmış hıç değışmeden teblığın sona er-
dıgı zamana dek gelmıştı
Ote vandân şenatın dunyasal yonü
valnızca venı eklenen bu kurallarla de-
gışıp bıçımlenmemış. toplumun gereksı-
nımını artık karşılavamavan yeterlılığı-
nı vıtırmış kımı yaptınmlann, uygula-
malann vahıy kaynağınca geçersız kılı-
nıp yerlenne yenılennın konmasıyla da
degişıp yenıden yapılanmıştır tslamda
"nesh"adı venlen bu olgu, dünvasal şe-
natın, zamanın ısteklen doğrultusunda
hep venıden duzenlendığının gostergesı-
dır
Nıtekım dunyasal şenatın bu venılen-
mesı, teblığın kesılmesıyledurdurulma-
mıştı Çunku l
*vahi\"in noktalanması
yaşamın da dondurulması demek değıl-
dı Daha Peygamberzamanındabaşlayan
büyume tslam toplumuna yenı ogeler
katıyor, zamanla yenı gereksınmeler or-
taya çıkıvordu Bunlann oluşturduğu so-
runlara çozüm, vahıy edılmış ayetlerde
bulunamadıgında Peygamber'e başvu-
ruluyordu lşte gerek vahıy surecınde ge-
rekse kesıldıgınde bu sorunlara Peygam-
ber'ın kışısel olarak getırdıgı çozumlere
"Hadis"vada"Sünnerdendı Boylece
dunyasal şenat, hadıslenn katılımıvla
venıden bıçımlenıyordu
Bır sure sonra bu katılım da yetmedı
Üstelık, Peygamber'ın olumüyle *ha-
dis'lenn arİcası da kesılmıştı Batı'da,
Emevılenn ele geçırdıklen yerlerde du-
zenı sağlavan akılcı yasalarla karşılaşan
dunyasal şenat, kımı sorunlar onunde
bocalıyordu Ama ote yandada bır tslam
hukuku doğmuş. yavaş \avaş bıçımlen-
mıştı Sıkıntılı durum, bu hukuk bılgın-
lennce ele alınacak. "Kıyas" ve "İcma"
denılen yontemlerle çozum yolu buluna-
caktır tcma, dunyasal şenatla ılgılı her-
hangı bır "hüküm" uzennde donemın
lslam bılgınlennınoybırlığıdemektı.lc-
ma sonucunda alınan karar da "•içtihat"ı
oluşturuyordu Ilk donemlerde, Kuran
ve hadtsİere bakılmaksizın da ıçtıhatlar
oluşabıhyordu (**) Bu durum kımı ıçtı-
hatlann akla davandıgını gostenr De-
mek kı şenat, donemın gereksınmelen-
ne yanıt verebılmek ıçın bu kez ıçtıhat-
larla genışlevıp yenı bırbıçım alıyordu
Yıne bır sure sonra 'tcma'nın, dolay ısıy-
la 'içtihat'ın bu akılcı boyutu sınırlandı
ardından kaldınldı Bu durum elbette bır
noktalanışın ve çoraklaşmaya gıdışın
başlangıcıydı Nıtekım 12 yy'ın sonla-
nnda ıçtıhatlar butunu>le donduruldu
Genelgeçer deyışle "içtihat kapısı ka-
pandı". Ama yaşam, tslam toplumunda
da tum değışımıyle suruyor, yenı yenı
gereksınmeler bırbınnı ızliyordu Ke-
mıkleşmış olan şenatın getıremedıgı ço-
zumler, toplum tarafından savılan gıt-
tıkçe artan 'Hile-i Şer'ler ve 'Takıyye'ler-
le saglanır olmuştu kı bu da dini kirle-
tenbırortamın bır toplumun oluşupkok
salmasını kolavlaştınyordu
Buraya dek anlatılanlarda da görule-
cegı gıbı dunyasal şenat yuzyılîar bo-
yunca hep değışmıs, ama bunun karşı-
sında "Dıni Ahkâm", daha dogrusu dı-
nın ozu olan "ıtikat" olduğu gıbı kal-
mıştır Bu bakımdan lslam bılgınlenn-
den pek çoğu "şenat"kavramınm yal-
nızca "Dfinyevı Ahkâm"ı belırledıgını
ılen surerler(***) Yanı şenatın bır
"inanç sistemi"olmadıgı, valnızca dun-
yasal yaşam düzenını saglayan kuralla-
nn toplamı olduğu duşuncesındedırler
Bu goruşun, dunyasal şenat kurallannın
zamanın koşullanna göre oluşup değışe-
ceği vaklaşımını ıçerdığı yadsınamaz
tşte şımdı sozu edılecek donem. şenatın
yüzyı Uar bovunca bu goruş doğrultusun-
da bıçımlenme savaşımının geçtıgı su-
reçtır
13 v^'ın sonlanndanbaşlayarak şen-
atın temsılcısı artık Osmanlı Devletı'dır
Islamın doğuşundan bu yana, yanı yedı
yuz yıllık şenatta, Araphalkınındamga-
sı vardır Şımdı ısekokenı başka bır top-
lumun geleneklenyle dunyasal şenat bı-
çımlenecek. bır bakıma Osmanlı şenatı
oluşacaktır Gerçı uvgulanacak düzen
dondurulmuş bır şenattır, artık ne akla
ne de Kuran ve sunnete dayanan ıcma
soz konusudur. dolayısıyla dınsel şemsı-
ye altına alınıp kutsallaştınlarak kemık-
leşmış kurallar geçerlıdır Yıne de Os-
manlı padışahlan tslamda l
*LTûleınr''e
tanınan ve zamanın gereklenne gore
"kanun'Aapma yetkısı olan "Maslahat"
yolunu kûllanarak, kımı konularda az da
olsa esneklık saglayacaklardı lşte unlu
Fatih Kanunnamesi bunun bır urünudür
Demek kı şenat şımdı bu yenı ekleme-
len de ıçıne alarak uygulanacaktır 16 ve
17 yv'lar, esneklık sının şeyhulıslamca
belırlenen bu padışah ıradelenyle götu-
rüldu Ama 18 yy'ın sonunda, ozellıkle
19 yy'da sıkıntı başla>acaktır Çunku
Batı artık bu yuzyılda, Aydınlanma Dev-
nraı'mn ürunlennı toplama yoluna gır-
mıştır Aydınlanmanın etkılen elbette
Osmanlı ülkesınde de ıster ıstemez gö-
rülecek ve dunyasal yaşam duzenınde
yenılıkçı adımlar atılacaktır Ama daha
ılk atılım, bılındıgı gıbı şenat duvarlany-
la karşılaşır
Ne var kı, yenıleşme yolunda yuru-
yüş, ıkı ılen bır gen ntmınde de olsa su-
recek ve 1838'e ulaşacaktı Bu tanhte,
padışah ıradesı ıle ılgısı olmayan ve dın-
sel temele dayanmayan ılk akılcı yasa,
dunyasal yaşam duzenınde yennı ala-
caktır Bu oluşum devam eder, böylece
Osmanlı şenatı, yuzyılîar oncesınden ge-
len dınsel dayanaklı kurallar yanında
akılcı vasalann da yer aldığı bır kanşı-
ma donuşur ya da ıkı başh bır ara done-
megırer İştebu ıkı başlılığa 3 Mart 1924
günu, TBMM'nın (yazımın başında so-
zünu ettığım) oturumunda son venlır
Bövlece şenatın yaklaşık 1400 yıl bo-
yunca suren değışımının gelecegı nokta,
mehter yuruyüşu ıle degıl de devnmcı bır
atılımla gerçekleşır Osmanlı Devletrnı
yok olmaya surukleyen 150 yıllık gecık-
me. ancak boyle bır atılımla kapatılır
Hıfeı Veldet Velıdedeoglu'nun belırt-
tıgı gıbı, "Daha sonra 5 Şubat 1937'de
adı konacak olan laıkJık ılkesının başlan-
gı«3 Mart 1924'tur".Nıtekım ardından
1926'da kabul edılen 'Medeni Kanun",
1400 yıllık şenatın. can daman olan ka-
dın-erkek eşitsizliğini kaldıran temelı
oluşturur Bırbınnı ızleyen tüm dûzenle-
melennozuhepbu4Mart 1924 gunu ılk
kabul edılen yasanın bınncı maddesın-
de yatar
Turkıye Gumhunyetı 'nın uy gar ınsan-
lık aılesının bır üyesı olarak sonsuza dek
yaşaması, ışte bu yasa ıle getınlen teme-
İın hıç sarsılmadan kalmasına bağlıdır
(*)Ord Prof S Ş Aksay. Hukuk Ta-
nhınde lslam Huk 1958 S 15
(**)AgeveO N Bılmen, Hukukı ts-
lamıye Kamusu, 1949 S 98
(•**) O N Bılmen, Hukuku tslamı-
yeKam 1949 S 9
ARADABIR
TALİP APAYDIN
Sanatçı Haklı Çıkar
Daha eskılerı bır yana bırakalım, ulkemızın son kırk-ellı
yıldır yetıştırdığı en değerlı sanat ve duşun adamları ya-
zarları devletle hep çatışmışlar Nâzım Hıkmet, Sabahat-
tin Alı, Orhan Kemal, Rıfat llgaz, Yılmaz Güney, Ruhi
Su, Azız Nesın, Yaşar Kemal... Daha da sayabılırız, da-
ha çok var Izlenmışler, sorgulardan geçmışler, hapıslerde
yatmışlar, ışkence gormuşler hatta oldurulmuşler
Bır rastlantı mı acaba?
Bu adamlar kı hep halktan yana tavır almışlar Duyarlı yu-
reklennı ulkenın sorunlarına çevırmışler Kendılerı ıçın de-
ğıl, halkın gerılıkten, karanlıktan kurtulması ıçın savaş ver-
mışler Bunun ıçın nıce tehlıkelen goze almışlar Kendı alan-
larında ulkenın en yeteneklı, en başanlı evlatları bu adam-
lar Dılımızı, sesımızı Turk kımlığımızı dunyaya duyurmuş-
lar Ama kendı devletımız bunlara hep çelme atmış Yaprt-
lan yasaklanmış okullara sokulmamış Enağırsuçlaryuk-
lenmış, mahkemelerde, cezaevlennde surundurulmuş, ya-
şamları karartılmış
Nasıl oluyor bu, nasıl açıklanabılır?
Ya devletı yonetenler, bu ustun sanat adamlannı deger-
lendıremeyecek kadar sıradan ınsanlar ya da haklılar, bo-
şuna buyutulmuş, abartılmış bu sanat adamları, hıç de
onemlı değıller Bu konuda dunya da aldanıyor Her şeyın
en lyısını bızım yetkılıler bılır
1
Bu ıkı şıktan bınnın doğru olduğu kesın Hangısını yeğ-
leyeceğız'?
Bırsureden berı bızım devletın yetkı yerlenne tırmanmış,
yıllarca ulkeyı yonetmış kımı ınsanların ne yapıp ettıklen,
nasıl kışılık sergıledıklen ortada Bır yandan vatan mıllet,
yurda hızmet nutukları çekerken obur yandan nasıl kendı-
lenne çalıştıkları, nasıl kırlı ışlere bulaştıklan, yetkılennı na-
sıl kotuye kullandıkları olağan haberler olup çıktı. Sanat-
sal duşunsel, dennlığıne hıçbır uğraşlan olmayan bu ınsan-
ların dedıklen ıle yaptıklan çok kez bırbınnı tutmuyor Ayak
oyunları, yalan dolan, yaşamlarını dolduruyor Ulke ıçın ça-
lışıyor gorunuyoriar, ama daha çok kendı çıkarianna bakı-
yorlar Bu tıplerın gerçek sanat ve duşun adamlannı anla-
yabılmesı olası mı? Belkı bır tek yapıtlarını doğru durust
okumamışlardır Yaşamları boyunca evrensel bır sanat ya-
pıtı karşısında ıçlerının tıtredığı olmamıştır Çoğu yalınkat,
sığ, gelgeç ınsanlardır Bunlar yolunu bulup yukselebılırler,
yetkı yerlenne gelebılırler Bır donem ıkı donem gundem-
den duşmezler, dedıklen dedıktır Kendı goruşlerınde ol-
mayan herkesı suçlarlar Ulkenın yetıştırdığı en değerlı sa-
nat ve duşun adamlannı mahkemelere gondenrier Bunu
yaparken ulkeye hızmet ettıklerını sanıriar Ne kadar yanıl-
dıklarının aynmında değıller Beyın yapılan, dunya goruş-
lerı gerçek sanat ve duşun adamlarını değerlendırecek ge-
nışlıkte olmadığından, dunyadakı oluşumların çok gensın-
de kaldıklanndan bır Nâzım'ın. Azız Nesın'ın, Yaşar Ke-
mal'ın dunyada nasıl yankılandığını bır turlu anlayamazlar
Kendılerınce ılkel bırtakım nedenlere bağlarlar Bu tıp po-
lıtıkacılann ulkemızde çoğunluğu sağladığı bır gerçek On-
lann yaptığı yasalar gundemde Devlet dedığımız orgut bu
ınsanların elınde llerıcı sanat ve duşun adamları ışte boy-
le bır ortamda bın turlu zorluklaria boğuşarak yaprtlannı ure-
tıyorlar Başlan dertten kurtulmuyor
Son ornek Yaşar Kemal Ne dıyor? "Güneydoğu halkı
ezılıyor. Yıllardır bır ıç savaş yapılıyor Ikı taraftan da halk
çocuklan öluyor Dursun bu anlamsız savaş. "Bunda of-
kelenecek, mahkemelere suruklenecek ne var? Insan hak-
lan ve duşunce ozgurluğu konusunda dunya kamuoyunun
gözu zaten ustumuzde ıken yazılanndan dolayı Yaşar Ke-
mal'ı mahkemeye vermeye ne gerek var? Nasıl akıl bu? Us-
telık ne çıkar bundan? Dıyelım kı mahkûm oldu, ıkı yıl at-
tınız ıçenye Güneydoğu halkı kurtulacak mı? Savaş şırp
kesılecek mı? Elbırlığı ıle bugunku hale duşurduğunuz Tur-
kıye ekonomısı duzelecek mı? Enflasyon duşecek mı? Sa-
natçılar mı getırdı ulkeyı bu hale?
Hayır, sanatçılar her zaman haklıydılar
TARTIŞMA
İslam hoşgörü diniyse.
A
nadolu Unıversıtesı
Açıkogretım
Fakultesı Onlısans
Programı Sosyal
Bılgıler
Bölumu'nun 'Dınler Tanhı' ders
kıtabı(Sınıf2) Yazarlar Prof
Dr Abdurrahman Kuçük,Yrd
Doç Mustafa Erdem (1 -3). Doç
Dr MünirKoçtaş( 14-15),
Edıtör Doç Dr Nur» Serter
kadrosuyla kaleme alınmış bu
ders kttabımızın 'Unıte-II'de
Hınstıyanhk 1 kısmında,
'Kuran-ı Kenme Gore Hıns-
tıyanhk' altbaşlıklı kısımda bıl-
gıler venldıkten sonra. son para-
grafı olduğu gıbı alıyorum
"Kuran, *Biz Hıristivanlanz'
divenlerin, aralannda kibırlen-
meven keşışler v« rahıpler olması
bakımmdan, se\gKe mumınkre
daha vakın olduğunu belırtmek-
tedır. Bunun \aninda Kuran,
Vahudı ve Hınstıvanlarla olan
ilişkilerde, Muslumanlara,
Yahudi ve Hıristivanlan dost
edınmemelennı, oniann bir-
binnın dostu olduğunu da haber
vermekte ve ihmatlı olrna
uvansında bulunmaktadır."
Bu ıkı tumcenın çelışkısı bır
yana. ıkıncı tumcevı anlamakta
zorlandım Dost edınmede dınm
bır ölçu olduğunu bu çağda
kabul etmek olası değıl Pekı
Hınstıyanlann her buluşunu kul-
lanırken ıyı de, dostluk kurarken
mı temkınlı olunacak lslam
hoşgöru dınıyse, bu yoruma
gerek var mı
9
Bunu kabul
etmıyorum Buaynmcılığı
korukler Oysa her turlu ınancın
bır arada yaşamasını ıstemek ve
bu yone ağırlık vermek
gerektığıne ınanıyonım
Etnei Yıktanın '•'rrnr EF.
Anadolu Ünı\ ersıtesı
Açıkoğrt Fak Önhsans
Sınıf 2 Oğrencı
İLAN
BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Sayı 1994 1237
Mahkememızın 1994'1237 Es 1995/79 Kr sayılı 9 2 1995
tanhlı ılamı ıle Fatıh llç Kâtıp Muslahattın Mah Cılt 040'10,
Sayfa 77, Kutük 766'danufusakayıtlı MahmutveBahnye'den
olma 8 9 1968 D'lu Sergun Zumre'ye, aynı verde kayıtlı annesı
Kazım ve Fatma'dan olma 1930 D'lu Bahnye Zumre vası nasp
ve tayın edılmıştır
Basm 9737
asarının
"Bütûn mesele bûyük görûnmek değıl,
gerçekten iyi ve doğru türkçe ıle
tarafsız yayın yaparak
dinleyicıye bırşeyler vermekîir."
1
â A Dr. Sabn DEMIRDOĞEN
GraAder ve yûzdeler ZET NIELSEN'ır tarafeız olarak hazıriadığı radyolar arasiDda 'Radvo dınieme Altşkanlıklan Ocak ^5" ısımiı raporundan alınmtştır
PENCERE
Medya Açtı Ağzım..
Yumdu Gozünü!..
Eskı Cumhurbaşkanı Özal'ı hıçbırzaman tutmadım, da-
ha sryasal yaşama adım atarken kımlığı ortaya dokulmüş-
tu, Osmanlıcasıyla ne "öynefte olduğu bellıydı.
Neden?.
Çunku özal'ı elınden tutup devlet yaşamında yukselten
Süleyman Bey'dı. Turgut Özal, Demırel'ın çok yakını ve
"musfeşan"yken, Demırel'ı devıren 12 Eylul generalleny-
le ışbırtığı yaptı
Bır ınsanın "karakten"n\ olçup bıçmek ıçın başka şeye
gerek var mı?..
Turgut Bey, 12 Eylul'ün zulmu suregelırken, Evren'ın ık-
tıdannda asken hukumetın kılıt noktasmdaydı, "ekonomı-
nın çarı" ıdı; gencecık çocuklar darağacında ıpe çekılır-
ken, yargısız ınfazlar suregelırken, bınlerce kışı ışkence-
lerden geçınlırken, sorumlu hukumette asken yonetımın
hızmetkârtığını yapıyordu
12 Eylul faşızmının gozetımınde yapılan bır seçımle ık-
tıdara geçıp başbakan olduktan sonra, sıyasal yasaklann
surduğu ortamda astığı astık, kestığı kestıktı, Süleyman
Bey yasaklıydı, Özal da başbakan
Turgut Bey, "abı" dıye sokulduğu ınsana "ıhanet" etmış-
tı.
Aynaya nasıl bakıyordu?..
•
Turgut Bey'ı bu yuzden daha başlangıçta tutmadım; bır-
kaç kez ceza mahkemesınde dava açtırdı, hepsınden "be-
raat" ettım Rahmetlının başında u
yağdanlıklan"çokiu,
çevresınde yaltakçılar, yıyıcıler, çanak yalayıcılar, daJkavuk-
larturemıştı.
Ya Özal aılesı?..
O bır ayn olay'..
Bır yandan Musluman, ote yandan Amenkancı' Bu ıki-
lemlı koşutlanmanın alaturka, arabesk, alafranga ve ma-
fiozı çorbasında oluşan çapraz renklen, aıleyı sanp sar-
malamıştı
Turgut Bey, Arabıstan'da bır yandan cuma namazına gı-
dıp ote yandan Amenkan gudumunde herturtezgâhı meş-
ru sayanların soyağacından bırdaldı, oylesıneçıkariaryu-
mağının orgusunu dokumuştu kı ANAP'ta tek adamdı; se-
çım tabanı dağıldıktan sonra da cumhurbaşkanlığına at-
ladı.
Doğrusu ustalığına dıyecek yoktui. 12 Eylul faşızmının
sılındır gıbı ustunden geçtığı toplumun ezıklığınden yarar-
lanarak her ıstedığını yaptı, aılesı ve çevresındekıler de sı-
nırtanımadılar, durdurak bılmedıler, avık bırsaltanatın gor-
gusuz gorkemınde renklı televızyonlann yansıttığı arabesk
kapkaç donemı gozler onunde yaşandı
Özal, Çankaya'da gozlennı yaşama kapadığı gun, top-
lumun ust katmanlan oylesıne kırlenmıştı kı, hıçbır çama-
şır makınesı bu pıslığı kısa surede temızleyemez.
•
Son gunlerde o pıslığın kokuşmuşluğu televızyonlarda
sergılenıyor, Uğur Dündar'ın bu konudakı gazetecılığmı
kutlamak gerekır.
Ortaya konan gerçekler, bır kışının değıl, bır aılenın de-
ğıl, "Devr-ı öza/"ın tezgâhladığı fırında pışen "Yağma Ha-
san'ın boreğı"d\r, kamuoyunun gozlen onune dokulenler
bır buzdağının su yuzunde gorunen bolumudur.
Bugunku medya, Özal aılesını yakın çevresıyle bıriıkte
"teşhır" ederken, dunden bugunden haberiı kışılerşu so-
ruyu kendılerıne sormalıdırlar.
- özal gozlennı yaşama kapamayıp da bugün cumhur-
başkanı sıfatıyla Çankaya'da otursaydı, medya buyayın-
lan yapabılır mıydı?
Yoksa gerçekler, hasıraltında daha uzunjyıllar uykuya ya-
tınlır mıydı?.. i
•
Soru çok onemlı..
Turkıye'yı bugun yoneten Çiller aılesı, Başbakanlık'ta
nasıl oturabılıyor?. Aılenın yaptıklan daha şımdıden orta-
da değıl mı?.
Hele aradan uç beş yıl geçsın, Tansu Çiller Başbakan-
lık'tan duşsun, bakın bızım aslan medyamız nasıl açar ağ-
zını, yumar gozunu!..
Aydınlıky^J HATTMJK HABER YO«JM OERGlSI
% Aydınlar ve sendıkacıların çağrısı:
'Çıkış İşçi Partisi'nde'
"Butûn emekçı onderlecırv ve aydınlan Işçı Parosı'ne Katlmaya
dastek olmaya çağınycruz" denılen metne ılk ımzalar Ecüp
Akbayram HuN Aktunç Mustafa Berk Haluk Bılgıner Ne)al
Bındoğan, Şükrü Ertoaş Mü)dat Gezen Mahır Gûnşıray Ahmet
Leveodoğlu Zuhal Otcay izzettın Ûnder, Mustafa Oztaşkın
Semıh Poroy, Hasın, Cemal Stnniıova, Yılmaz ŞenturV Cahıt
Tanyol, Ahmet Tellı DtteK TûrKer Utuk Uras, Öner Yağcı Tunca
Yönder ve daha 152 ımza Kampanya suruyor
^ Doğu Pertnçek'ln ba^yazısı: Piyasanın "seks tşçısi"
% Komutanın oğlu Amorlkan şirketlnde
Hava Kuvvetten Komutanı Halıs Burtıan ın oğlu ve gelmt
F 16 lann eteKtror*. savaş sıstemlenr» yapan LORAL
fırmasında
% Sendlkalarda kamulaştırma rOzgan • 4:
DerMş Geoe» Mall Sekretert Ibrahlm Kızıltatv.
"Donüp doiaşıp Işçı Parbsı nın Kamulaştırma Programı na
gelıyoruz Tek kurluluş devletın yenıden tstıhdamı artırmak,
ulkeyı geltştırmek ıçın kamulaştırmaya gıtmesıdır"
# MHP'ye yakın kaynak: 'Saldırı üssû Ülkü Ocağı'
Üntversıtelere yöneten MHP sakjırılannın perde aritası
# İklnci Grup'tan İklncl Cumhuriyet'e
Boyner ın YDH sı kökenını saHarat ve hılafet taraftariarı arasında
buldu Zekı Sarıhan Bınnc) Mecteiekı ikına Grup u yazdı
# AtatûrfcçO DOaûncs Dsmeğt Başkanı GOrsoytnk:
"BağımsızlıOı savunanlara saldınyorlar"
BUGUN VE HER CUMARTESİ BAYILERDE
İLAN
RİZE SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞU'ÎSDAN
DosyaNo 1995/2 Satış
Rıze'nın Pınçelebı Mahallesı nden tbrahımkızı Nazıfe Sukas,
Huseyın kızı Seyyare Sukas ve Süleyman kızı Zekıye Sukas
taraflanna,
Rıze Sulh Hukuk Mahkemesfmn 14 5 1986 tanh 1985/250
esas, 1986/438 karar sayılı kesınleşmış ılamına atfen satılmasına
karar venlen Rıze Merkez Pınçelebı Mahallesı'nın Kıremıt
Irmağı mevkıınde kâın, tapunun 94 adanın 2 parsel numarasında
kayıtlı taşınmazın bılırkışı manfetıyle yapılan kıymet takdır
raporunda taşınmazın muhammen değen 1 267 680 000 - TL
deger konulmuştur
Adreslennız meçhul olması sebebıyle kıymettakdırraporunun
ılanen teblığme karar venlmıştır
Karar gereğınce ılanın son yayım tanhınden ıtıbaren 15 gûn
sonra sızlere teblığ yapılmış sayılacağı, değer takdmne ıtırazıruz
varsa teblığ tanhınden ıtıbaren bır hafta ıçensınde satış
memurluğumuzun bağlı bulunduğu Rıze Sulh Hukuk
Mahkemesı Hâkımlığı'ne başvurmanız ılanen teblığ olunur
Basm 9308