25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MART1995 CUMARTESİ' HABERLER Çiller'in mezar ziyareti • Istanbul Haber Servisi - Başbakan Tansu Çiller, geçen hafta yitirdıği annesı Muazzez Çiller ve babasının mezannı ziyaret etti. Saat 12.00'deeşiÖzer Çiller ve küçük oğlu Berk'le biriikte Zincirlikuyu Mezarlığı'na giden Çiller, anne ve babasının mezarîanna birer beyaz gül bıraktı. Çiller, mezarlann bakımını yapan Emriye Önge isimli yaşlı kadinın da elini öptü. Mezariara bir testiyle su döken Çiller. bır süre dua etti. Bu arada mezarlıkta bulunan dört hoca da Çiller'in anne ve babasının kabri başında Kuran okudu. Istanbul'da trafik kazaları: 1 ölü • İstanbul Haber Servisi - Gaziosmanpaşa ve Kadıköy'de dün akşam meydana gelen trafik kazalannda bır kişi yaşamını yitırdi, 14 kışı yaraiandı. Gaziosmanpaşa Küçükköy Kadir Akdoğan Caddesı'nde bir kamyon, sürücüsü Hüseyin Baysan'ın direksiyon hâkimıyetini kaybetmesi sonucu bir metal fabrikasına çarptı. Kazada, Elihan Pehlivanoğlu (30) öldü. Yaralanan 5 kişi ise Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde tedavi altına alindı. Kadıköy Acıbadem Koşuyolu'nda ikı otomobilin çarpışmasıyla meydana gelen kazada 9 kişi çeşitli yellerinde,nyaratandı. Yaralılar Haydarpaşa Numune Hastanesı'ne kaldıralarak tedavi altına alındı RP'den 'su' yasası • ANKARA (ANKA)- Refah Partisi, büyükşehirlerde yeraltı sulan ve kuyulan ile ilgili yetkilerin belediyelere devredilmesi için yasa önerisi verdi. R? Grup Başkanvekili Abdüllatif Şener ve diğer RP'lilerin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Yasa önerisinde. yeraltı sulan ve kuyulanyla ilgili olarak Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğü'ndeki yetkilerin büyükşehirlerde Su ve Kanalizasyon Idaresi genel müdürlüklerine devredilmesi öngörüldü. ! i'.üC cephaneliğinde yangın • MİDYAT(AA)-Mardin'in Midyat ilçesinde bulunan 3. komando tugayı karargâhında yangın çıktı. Midyat-Gerçüş karayolu üzerinde bulunan karargâhın cephaneliğinde dûn saat 17.00sıralannda belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangın, cephanelikte büyük patlamalara neden oldu. Havadan ve karadan yürütülen söndürme çahşmalannın yanı sıra çevrede geniş güvenlik önlemleri alındığı öğrenildi. Heybetli serbest • EDtRNE (AA) -Kapıkule yolundaki bir tesisin satışı sirasında çıkan sılahlı çatışma nedeniyle gözlem altına alınan 15 kişiden ikisi tutuklandı. Edirne Nöbetçi Mahkemesi, olaya kanşan yer altı dünyasının ünlü ısımlennden Hasan Heybetli 'nin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi. Heybetli'nin yeğeni Şaban Heybetli ile şoförü Kemal Ak, 'ruhsatsız silah taşımak ve meskûn mahalde ateş etmek' gerekçesiyle tutuklandı. Nevruz için yoğun ppogram • ANKARA (AiA) - Türk devletlerinde ve topluluklannda, başta "Türklerin Ergenekon'dan çıkışı", "ilk ınsanın varoluşu", "yılın ilk günü" ve "baharmüjdecisi" olmak üzere çeşitli nedenlerle yüzyıllardır kutlanan Nevruz için bu yıl çok yoğun bir program hazırlandı. Devlet Bakanı Onay Alpago, bazı konulann yeniden görüşülmesi gerektiğini söyledi: Dkesiz koalisyon siirmez Alpago, koalisyonun sürmesin- den yana olduğunu, ama CHP'nin istekleri konusunda da bir takvim belirlenmesi ge- rektiğini sövledi. HULYA TOPCU Kadın haklanndan sorumlu Devlet Baka- nı Öna> Alpago, DYP-CHP koalısyonunun devam etmesı durumunda bazı konulann ye- nıden görüşülüp ele alınması, CHP'nin is- teklennin takvime bağlanması gerektıginı söyledi. Solda, DSP'ninde ıçınde yer alaca- ğı geniş bir birieşme sağlanması gerektığı- nı vurgulayan Alpago, "Bu birieşme sağla- nırsa sol, sağlıklı çıkışlar vapabilecek vapıva kavuşur. Bunun olması gerektiğine inanryo- rum" dedı. SHP ve CHP'nin tek bir çatı altmda bir- leşmesi, koalisyonun sürüp sürmeyeceği yo- lundaki tartışmalann yoğunlaşmasına neden oldu. Konuyaılışkin olarak sorulanmızı ya- nıtlayan kadın haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Önay Alpago, Türkıye'de yaşanan koalisyonlann kısa sürelı olduğuna dıkkat çekti. Koalısyonda karşılıklı dengeleri gö- zetmenin ve özverilerde bulunmanın gerek- li olduğunubelirten Alpago, "DVT ile koalis- yon sürecekse bazı konular tekrar görüşülüp konuşulmalı. CHP'nin istekleri konusunda kesin takvim yaptlmalı. Ben koalisyonun bu koşullarda sürmesinden yanayım"diye ko- nuştu. Onay Alpago, SHP'nin demokratikleşme konusunda ısrarcı davranmadığı yolundaki iddialara şu yanıtı verdi: "Demokratikieşme, yalnızca SHP'nin so- runu değildi. Ama ne yazık ki yalnızca SHP'nin talebi gibi ele alındı. Bir Tanju Ço- lak olayında görüldü ki demokrasi, çok ge- nişkitlelercede dilegetiriliyor. Herkes için ge- rekli olduğuna inandığımız bir yaşam biçimL Bugüne kadar çıkarılmamış olması kuşku- suz bii\ ük eksiklik. SHP'nin pariamentoda- ki sayısal gücü bunun için yeteıii değildi. Bu- gün CHP'nin sa> ısal gücü de tek başına vct- miyor. Bunun dışında pariamentonun uzîaş* ma noklasında birleşmesi gerekivor. Anaya- sada bazı hükümlerin yeniden ele alınması, Teröıie Mücadelede Yasası'nda bazı degişik- liklerin vapılması ve düşüncenin suç olmak- tan çıkanunası gerekivor." SHP'nin hükümette olduğu süre içerisin- de eleştirildığini vurgulayan Önay Alpago. bu eleştirilere maruz kalan her sıyasi parti- nın yıpranabileceğini söyledi. SHP'nin ko- alisyon doneminde yapılan bazı olumlu ko- nularda önemli katkısının olduğuna dikkat çeken Alpago, daha iyi işler yapılması için sayısal güç elde etmenin gerekli olduğunu vurguladı. Bunun için DSP'nin de içinde bu- lundugu bir birieşme olması gerektiğine işa- ret eden Alpago, ~Bu birieşıne sağJanırsa sol, sağhklı çıkışlar vapabilecek vapıya kavuşur. Bunun ounası gerektigine inanıyorum" de- dı. Son günlerde üniyersitelerde yaşanan olaylara da değinen Önay AJpago, şunlan söyledi: "12 Eylül sonrasında üniversite gençliği neredeyse potansiyel suçlu ilan edildi. Böyle- si yargılavıcı bakış açısının hiçbir şev kazan- dırmayacağına inanıvorum. Çünkü bu ça- tışmalarda kav beden hep gençlik oldu. Üni- versitelerde oluşturulacak özel güvenlik bt- rimlerine ihtivaç olduğuna inanmıyorum. Bence şu anda görev yapan güvenük görev- lilerinin siyasi göriiş gözetmeksizin >ansız ol- ması gerekivor. Orada kamu görevi vapıyor- larsa farklı görüşleri savunan gençlerede ob- jektif dav ranmalılar." Türkıye'de özellıkle son aylarda yabancı devletler tarafından finanse edilen marjinal bazı gruplanrı laik-şeriatçı kutuplaşması ya- ratmak istediğinı vurgulayan Önay Alpago, bu gelişmeyı "tahrik edici tuzak"şeklinde nıtelendırdı. Müslümanlann günümüze ka- dar laiklik sayesinde huzurlu yaşadığmı söy- leyen Bakan Alpago,"Türkiye'nin avdınlık güçleri bu rejimin değiştirilmesüıe izin ver- meyecektir" diye konuştu. Savcılar, laiklik karşıtı faaliyetler için rapor hazırlayıp emniyet ve istihbarat birimlerini uyaracak DGM, şeriatçı akımlardan kaygdı E\İN GÖKTAŞ ANKARA - Laiklik karşıtı güçlerin faaliyetlennin yoğunluk kazanması üzerine, Ankara DGM başsavcı ve savcılan. bu konudakı kaygılannı rapor halinde lçişleri Bakanlığı'na ıletmeye karar verdiler. Sılahlı terör ve şiddet olaylan kadar. bunlara destek veren zıhnıyetlere açıkça karşı olduklannı belirtecek olan savcılar, özellikle son günlerde yoğunluk kazanan laiklik karşıtı eylemler karşısında curnhuriyetin temel ilkelerine her zamankinden daha çok sahip çıkılması ve bu konuda gerekli duyarlılığın gösterilmesi gerektiği vurgulayacaklar. Savcılar, hazırlavacaklan ortak • Ankara DGM başsavcı ve savcılan, şeriat yanlısı örgüt ve tarikatlann son zamanlarda etkinliklerinin artması üzerine, lçişleri Bakanlığı'na sunulmak üzere aynntılı bir rapor hazırlayacak. Raporda, başta IBDA-C örgütü olmak üzere irtica yanlısı örgüt, vakıf, yurt, dernek ve tarikatlarla ilgili aynntılı bilgilere de yer verilecek. raporda, başta lslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) olmak üzere laiklik karşıtı örgüt, vakıf, yurt, dernek ve tarikatlarla ilgili aynntılı bilgilere de yer verecekler. İlk kez Antalya'da yflkseidi Laiklik karşıtı hareketlere karşı DGM başsavcı ve cumhuriyet başsavcılan, ilk kez geçen yıl nisan ayinda Antalya'da seslerini yükseltmişlerdi. Eski Adalet Bakanı Sevfi Oktay'ın başkanhğında 21 Nısan 1994 günü Antalya'da bır araya gelen 76 il, 8 ilçe cumhuriyet başsavcılan, daha sonra yayıladıklan ortak bıldinde, devletin laik cumhuriyet yapısını değiştirip şeriat esaslanna dayandırılması yolunda tanık olunan bazı sorumsuz davranışlann ve prova niteliğindeki eylemlerinin en duyarlı bıçimde değerlendınlip yasal gereklerinin mutlaka yapılacağını açıklamışlardı. Antalya'dan sonra bu kez, Ankara DGM"de görevii başsavcı ve savcılann, bu ortak laiklik bildirisini anımsatan bir rapor hazırlayacağı öğrenildi. TarikaÜar hakkında bügiverildi DGM yetkililerinden edinilen bilgiye göre, raporda laiklik karşıtı çevrelerin yoğunluk kazanan faaliyetlerinden duyulan kaygı dile getirilecek. Raporda. Atafürkçülük ve laik.lik.lik konusundaki görüşlennı dile getirdikten sonra, aşın sağ ve irticai alandakı gelişmeleri anlatacak olan savcılar, bu konuda emniyet birimlerinin son derece duyarlı olması gerektiğini vurgulayacaklar. "Nurculuk. Süleymancılık, Nakşibendilik, Bahailik ve YehovaŞahhİeri r 'gibi tarikatlar hakkında da aynntılı bilgilere yer verilecek oları raporda, aynca bu unsurlann amaç ve hedefleri ile ülkemizdeki durumu anlatılacak. Laiklik karşıtı örgüt, vakıf ve tarikatlann dış bağlantılan konusunda da görüşlerinı belirtecek olan savcılar, aynca bunlann gençlik kesimindeki faaliyetleri, orta ve yükseköğrenim gençiliğini etkilemek için başvurduklan usul ve metotlar ile istismar edilen konulan dile getirecekler. Özal'ın imajı için 50 kişi yürüdütstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın imajının zedelenmesine engel olmak amacıyla dün genel başkanlığını Yusuf Bozkurt ÖzaJ'ın yaptığı Yenı Partı'nm Anıt-Mezar'da düzenledıği ve "1500 kişi"nin katılacağı açıklanan "anma"ya vatandaşlar da dahil. sadece 50 kişi katıldı. ÖzaJ ailesınden hıç kimsenin katılmadığı anmaya Yusuf Bozkurt Özal da gelmedi. YP İstanbul fî Başkanı Erden Beyazıt. genel başkanlannın gelememe gerekçesini "Önemli işi varmış'' di>e açıkladı. Anmayla ilgili olarak basına yapılan duyuruda. dün 1500 kişilik bir Yeni Parti kortejinin Ozal'ın mezannın bulunduğu Topkapı'daki Anıt-Mezar'da toplanacağı bıldinlmiştı. Mezara olaydan habersiz gelen vatandaşlar da dahıl 50 kişi gelince. YP yöneticıleri basın mensuplanna. "Herhalde bayramın ilk günü diye herkes akrabalannı ziyarete gitti'" açıklamasını yaptılar. (Fotograf: KA.\N SAGANAK) Kitap fiyatlaraıa zaııı kapıda ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kitaba uygulanan KDV oranının yüzde 1 'den yüzde 8'e cıkanlmasına tepkiler sürerken llhanilhan Kitabevi sahibi Mu- zaffer tlhan Erdost. vergi artışı nedeniyie yayınevlennin kitap fiyatlanna yüzde 12 oranında zam yapmak durumunda kala- caklannı söyledi. Erdost, hükü- metin. aldığı karan yeniden göz- den geçirmesi gerektiğini vur- gulayarak, korsan yaymlara ye- ni bir zemin oluştunılduğuna dikkat çekti. Erdost, "Bu durum, Türld- ye'nin kültürel yaşamnu, dolayt- sıyla geleceğini de ilgilendiri- yor"dedi. Erdost, Hazine'den KDV alacağı bulunan yayınev- lerinin sorunun çözümüne yö- nelik olarak basım ve kâğıda uy- gulanan KDV oranının aşağı çe- kilmesi üzennde durulması ge- rektiğini vurguladı. Erdost, hükümetın KDV artı- şıyla korsan yayınlara da yeni bir yaşam zemini hazırladığını belırterek şu görüşleri dile getir- di: "Korsan baskılar içinyeni bir olanak dogacakbr. Çünkü, kor- san baslu, vergi Ödemeyea, kayıt- lı hiçbir işlemi olmayan bir hır- sızlık müessesesidir. Önlar daha ucuza üretmek olanağına sahip olacaklan için, yaymevierinden peşin ödeme yaparak kitap ala- mavan kitabevleri, korsan baskı bulunduracakyada korsan bas- kılann \aşama alanı olan sergi alanlan bu açıdan m bir pazar oluşruracaktır." KONUK YA2AR DR. ALEV COŞKUN Eski Bakan ve Millet\ekili Önce kavramlar üzerinde anlaşalım (2) 1980 öncesinde özellikle 1965-1980 yıllan arasında CHP'nin bu konuda ge- çirdiği aşamalan bir çalışmamızda ırde- lemiştik.(*) Kuvayı Milliye'den gelen CHP, önce ülkede aydınlanma devrimlerini yaptı 1980 öncesinde bu partide "demokratik soT ya da "sosyal demokrat" deyımine ve anlayışına çeşitli aşamalardan sonra ula- şıldı. Önce IsmetPaşa'nın "CHP,kırkyıl- dır ortanın solundadır"so]ganı toplumu yerinden oynartı. Bu kavrama o süreçte genel sekreterlik savaşımı veren Ecevit sahip çıktı. Sonra yerine göre "sosyalde- mokrasi", yerine göre "demokratik sol" sözü kullanılmaya başlandı. 21 yıl önce. 1974 yılında toplanan. CHP gençlik kollannın düzenledıği De- mokratik Sol Düşünce Forumu'nda bu te- rime, Genel Başkan Ecevit şöyle açıklık getirmıştr "Demokratiksolu tercihedişi- mizin nedenleri vardır. Bir kere yıpran- mamış, yozlaştınlmamış bir terimdi; faz- la kullanılmamıştı. Onun için kastettiği- miz, güttügümüz anlamı o terimin içinde biz verebilecek durumdavdık. Aynca demokratik sol, kendi kendini tanımlavan bir terimdi. Demokrasiye bağ- hhğm altını çizen bir terimdi. O bakımdan demokratik sol terimi üzerinde büieştik." (•*) Böylece, ortanın soluyla başlayan ha- reket 1974 yılında toplanan CHP'nin 22. kurultayında "CHP, demokratik sol bir parrJdir" tümcesinin resmen tüzüğe gır- mesiyle yeni biraşamaya ulaştı Aynı ku- rultay Demokratik Sol Bildirge adı veri- len ve demokratik solun ülkü ve ilkesini saptayan bır belgeyi de kabul etmıştir. Demokratik sol terimi, parti tüzüğün- de yer ahnca sağdan soldan (bugün oldu- ğu gibi) eleştiriler başladı. Bu terimi bilimsel yönden incelevip yargılayanlar oldu. Kimisi "burjuva re- vizyonizmi" ile kimisi "yozlaşma" ile ki- misi de "solcu olmamakla" suçluyorlar- dı. Yukanda sözü edilen Demokratik Sol Düşünce Forumu'nda o günkü demokra- tik sol kavramını yargılayanlara Ecevit, "Bi/i vargılavanlann hareket noktası. as- lında bilimsellik kav ramı ile çelişen dog- matizmdir'" diye cevap verdi. Demokratik solun dogmatık ve katı ol- madığını. ülkenin ve evrensel pratiğin de- neylerinden yararlandığını, ülkenin ko- şullanndan doğduğunu belirtti. Bilimsel \e hakça değii Aslında, 1974'lerde yapılan tartışmala- nn 21 yıl sonra tekrarlanmasını anlamsız buluyorum. flhan Selçuk'un birkaç hafta önce, "Pencere^sınde "Sağdan Ruhsatlı Solcu- luk" adlı >azisında değındiğı gibi: "Türkije'nin sosval demokratlarını ya da demokratik solculannı yargılarken ev- renseUiğin terazisine vurmak iykiir de ger- çeklerin dışuıa taşmak hakça sayıbnaz." Eceviu CHP'nin genel başkanıyken or- taya çıkardığı, ülkemızin koşullanna uy- gun olarak geliştirip kuramsallaştırdığı bir kavramı 12 Eylül'den sonra kurduğu öz partisine ısim olarak vermiştir. Bunun yargılanması hatadır. "Marksist kökenli mi değil mi? Sosyal demokrat mı?" gibi tartışmalarboştur. Şekilcilikten ibarettir. Bilimsel degıldir. Önemli olan hareketin niteliği, emek- ten yana olup olmadığıdır. Artık böylesi açık ve net olmak. işin özünü tartışmak gerekiyor. (*) Alev Coşkun. CHP ve Demokratik Sol,Tekin Yayınevi, 1978, s. 39-44. (**) Demokratik Sol Düşünce Forumu, Ankara, CHP Gençlik Kollan Yayını, 1974, s. 6. BfrTİ CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU İsmail Beşikçi'yi Ziyaret Cumhuriyet okuruna "Cumartesi Yazıları" başlıklı kö- şemden, beni çok etkileyen birkaç gün önceki bir karşı- laşmanın öyküsüyle mertıaba demek istiyorum. Ankara'nın güneşli bir öğle sonrasında (24 şubat cuma) İsmail Beşikçi'yi kapalı cezaevinde ziyarete giderken ilk karşılaşmamızın anısı zihnimde canlanıyor. 1960'lann An- karası. Kızılay'da bir sahaftayız. O, araştırmalan için bazı dergileri karıştırıyor. Ben, kim bilir hangı kitabın peşinde- yim. Yüzünde utangaç bir gülümseyiş, konuşması nere- deyse fısıltı gibi, sarışın bir genç adam... 12 Mart sonrasında Adana Cezaevi'nde biriikte iki yıl yattıklan Abdullah Nefes'in arabasındayım. Kadim dos- tum Abdullah direksiyonda, ben yanında, suskunuz. Bel- li ki ikimizin zihninde de aynı soru: Acaba nasıl bir İsmail Beşikçi çıkacak karşımıza. Ismail'in 80 kişilik havasız bir koğuşta kaldığını biliyorum. Görüşme izni almamız da ko- lay olmadı. Adalet Bakanı'yla bizzat görüşmemiz gerek- ti, bu izni sağlayabilmek için... Cezaevi müdürünün oda- sında, o gün 8 yıllık bir cezasının daha kesinleştiğini öğ- reniyoruz... Ismail'in bundan henüz haberi yok... Kapı açılıyor, bir gardiyanın arkasından Beşikçi giriyor. Üstünde koyu renkli bir dik yaka kazak. Koyu renkli, ka- lın kumaştan bir ceket ve pantolon. Dışandaki bahar ha- vasına rağmen bu kalın giysiler, koğuşun ve voltaya çıkı- lan avlunun güneş almadığının kanıtı. Yüzünde aynı utan- gaç gülümseyiş. Aynı fısıltı gibi konuşma. Sesini hiç yük- seltmiyor, hiçbir şeyden yakınmıyor. Bir bilim adamının şaşkınlığıyla şunu söylüyor sadece: "Bir kitap, içinde suç var mı diye okunur mu ? Sakatlık burada başlıyor..." Kar- deşim Nihat'ı soruyor. Isviçre'de olduğunu, yakında ge- leceğini söylüyorum. Yüzündeki utangaç, sıcak gülümse- yiş genişliyor. Abbullah, belki de nasıl olsa öğrenecek, bizden öğrensin düşüncesıyle 8 yıllık cezanın kesinleşti- ğini söyleyiveriyor. Dikkatle bakıyorum: Acaba nasıl kar- şılayacak? Hakkındaki cezalar kim bilir kaç yılı bulmuş bir insana, yeni bir 8 yıl ne ifade edecek?.. Yine de biraz şa- şınyor... Ve ben de Ismail'in içinde bır dalın yine de çıtır- dadığını hissediyorum... Her şeye rağmen insanlardan kötülük beklemeyen, hep iyi şeyler umut eden iyi insan- larda ve çocuklarda olduğu gibi... Aynı günün gecesi istanbul'adönerken, 17. yüzyıldaya- şamış büyük Japon şairi, Matsuo Başo'nun gezi notla- nnı okuyorum: "Kuzeye Giden ince Yol". Başo (1644 - 1694), ülkesi Japonya'da, yürüyerek üç büyük geziye çık- mış. Ve gözlemlerini not etmiş. Acı ve derin gözlemlerin ürünü, şiirlerle örülmüş notlar. Kitabın önsözünden, şu sa- tırlan birkaç kez okuyorum: "Başo'nun yazdığı gezi not- lan okununken, o günlerde Japonya'da biryerden birye- re çok zor ve tehlikelı koşullar altmda gidilebıldıği unutul- mamalıdır. Dahası, ... Başo bu gezıden hemen önceki acılı yıllannda kendi özbenliğini arama aşamalanndan ge- çiyordu." Daha sonraki satırtarda da Başo'nun bu kez, "şi- ir demek olan sonsuz benlik"e ulaşmak amacıyla kendi özbenliğinden de sıyrılmak isteğini duyduğu ve böylece "yol gereksinimlerine boş verip esrimiş bir halde" evin- den ayrıldığı anlatılıyor... "Yol gereksinimlerine boşverip evinden aynlan" şairle birkaç saat önce hapishanede konuştuğum insanın gö- rüntüleri önce sezgi halinde, sonra kesın bir duygu olarak zihnimde özdeşleşiyor... Bir gardiyan eşliğinde bizimle görüşmeye gelen, bu artrk orta yaşlannı da aşmak uzere,. • saçlan epeyceseyrelmiş, utangaç gülümseyişli, fısı)dargi-~ v bi konuşan, kimseyi suçiamayan ve hiçbinşeyden yakın- . mayan, fakat doğru bildiği bir yolda inançla ve inatla yü- rüyen insanla özbenliğinden de sıynlmak için yollara dü- şen şair arasında müthış bir benzerlık var... 1960 yıllann- daki delikanlının, yaşadığı bunca çileden sonra bugün bir derviş, bir ermiş düzeyine yükselmiş olduğunu anlıyo- rum... Ve Ankara Kapalı Cezaevi'nde ona söylediğim söz- leri, herkese seslenerek tekrar etmek istiyorum: İsmail Beşikçi'nin görüşlerine katılıp katılmamak ayn bir konu- dur. Fakat onun bileklerindekı kelepçe, aydınsak ve insan- sak eğer, hepımizin bileklerinde ve vıcdanlanndadır. Mahkeme karari: Normal değil Hukukagörede MahmutKaçarmeczup ANKARA (ANKA) - Anıt- kabir eylemcisi Mahmut Ka- çar' ı "Atatürk'ün hatırasına açıkça hakaret etmek" suçun- dan 4 yıl 6 ay hapis cezasma mahkûm eden Ankara 19. As- lıye Hukuk Mahkemesi Yargı- cı Hacı Mehmet Koçak. dinsel özgürlüğün kişisel ya da siya- sal çıkar sağlama amacıyla kö- tüye kullanılamayacağını bil- dirdi. Bu mahkûmiyet karannı esas alan vargiç Koçak, "Hem em- pervalist devtetlerekarşı savaşa- rak hem de içerideki işbirlikçi güçlerie uğraşarak ülkevi kur- taran milli kurtuluş kahrama- nı ve banşın miman Atatürk'e sav gı duruşunda bulunmanı ta- pınma. Atatürk'ü de putiaştı- nlmış görmek, normal insanın mantığıyla izah edikmez" de- di. Cumhurbaşkanı Demirel'in "meczup" diye tanımladığı ey- lemci Mahmut Kaçar'la ilgili mahkûmiyet karannın gerekçe- leri açıklandı. Geçen 10 Ka- sım'da Anıtkabir'deki eylemi nedeniyie cezalandınlan Ka- çar'ın sağlık kurulu raporuyla "normal" olduğunun. bu ne- denle eyleminin laiklik ilkesine karşı kabul edilmesini isteyen 19. Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcı Hacı Mehmet Koçak, gerekçeli mahkûmiyet karann- da tartışmalı birçok kavrama açıklık getirdi. Laiklik ilkesi- nin altını özellikle çizen yargıç Koçak'ın karannda esas aldığı bazı görüşleri şöyle: "Ülkemizde laikuğin diğer bir boyutu olan din ve vkdan özgüriüğü, anayasada güvence altına alınmıştır. Anayasada. 'Kimse ibadete % e dıni inançla- nnı açıklamaya zorlanamaz. Inançlarından ötürü kınana- maz" hükmüne yer verildikten sonra dinsel özgüriüğün kötüye kullanılmasına karşı da anaya- sada (inlemler getirilmiştir. Din, kişisel ya da sn asal çıkar sağJa- ma amacıvla körüve kullanıla- maz. Türkiye'deki laiklik anla- yışı ve uygulanışı, dinin devlet dışında ve özel biçimde örgüt- lenmesine olanak saglanmıştır. Devlet tarafsızdır Laik düzende din, siyasal ik- tidara kanşmaz. Devletin dini yoktur. Devlet, bütün dinsel inanç ya da inancsızlıklar kar- şısında tarafsızdır ve bunlara eşit davranır. Siyasi ve hukuki düzen, dinsel temellere dayaıu- maz. Egemenük halktan ya da ulustandır. Din, devlet dışında ve kamu düzenine uygun bir şe- kilde özerk biçimde Örgütlenir ve kurumlaşır. Dinsel hizrnetle- - ri, bu kurum yerine getirir. Atatürk,sömürgecflikveem-' peryalizme karşı girişilen ilk, kurtuluş savaşlanndan birinin' lideridir. Llkenin her tarafiıuna empervalist devletlerce işgal' edilmesi üzerine rüm halkı, va-1 tan sev gisi ve aşkı etrafında top- lavarak hem empervalist dev-; letlere karşı savaşmış hem de içerdeki işbirlikçi güçlerie uğra- şarak ülkevi kurtaran milli bir • kurtuluş kahramanı ve banşuı miman olmuştur. Kurtuluş Sa-. vaşımız sömürülen rüm ülkele-. re ömek olmuştur. Fas, Tunus' Ceza> ir'deki kurtuluş savaşma katılarak şehit düşenlerin gö- ğüslerinden Atatürk'ünfotoğ-• raflannın çıkmış olması, Ata- türk'ün önder kişiliginin kanı- tıdır. ' Milli bayramlarda ve Ata- türk'ün ölüm günü olan 10 Ka- • sımlarda hem Atatürk'e hem de' onunla omuz omuza savaşan Id- şilere savgı duruşunda bulun- mayı tapınma veya Atatürk'ü putlaştinlmış olarak görmek normal bir insanın manbgıyla izah edilemez. Olavi bu şekiİde gören ve sağlık kurulu raporuy-' la da normal olduğu saptanan' sanığuı, laiklik ilkesine karşı ol- duğu saptanan sanığuı, laiklik ilkesine karşı olduğu ve Ata- türk'e hakaret kastryla hareket ettigi açıkça ortadadır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle