Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART1995 CUMARTESİ'
HABERLER
Çiller'in mezar
ziyareti
• Istanbul Haber Servisi -
Başbakan Tansu Çiller,
geçen hafta yitirdıği annesı
Muazzez Çiller ve babasının
mezannı ziyaret etti. Saat
12.00'deeşiÖzer Çiller ve
küçük oğlu Berk'le biriikte
Zincirlikuyu Mezarlığı'na
giden Çiller, anne ve
babasının mezarîanna birer
beyaz gül bıraktı. Çiller,
mezarlann bakımını yapan
Emriye Önge isimli yaşlı
kadinın da elini öptü.
Mezariara bir testiyle su
döken Çiller. bır süre dua
etti. Bu arada mezarlıkta
bulunan dört hoca da
Çiller'in anne ve babasının
kabri başında Kuran okudu.
Istanbul'da trafik
kazaları: 1 ölü
• İstanbul Haber Servisi -
Gaziosmanpaşa ve
Kadıköy'de dün akşam
meydana gelen trafik
kazalannda bır kişi yaşamını
yitırdi, 14 kışı yaraiandı.
Gaziosmanpaşa Küçükköy
Kadir Akdoğan Caddesı'nde
bir kamyon, sürücüsü
Hüseyin Baysan'ın
direksiyon hâkimıyetini
kaybetmesi sonucu bir metal
fabrikasına çarptı. Kazada,
Elihan Pehlivanoğlu (30)
öldü. Yaralanan 5 kişi ise
Gaziosmanpaşa
Hastanesi'nde tedavi altına
alindı. Kadıköy Acıbadem
Koşuyolu'nda ikı otomobilin
çarpışmasıyla meydana
gelen kazada 9 kişi çeşitli
yellerinde,nyaratandı.
Yaralılar Haydarpaşa
Numune Hastanesı'ne
kaldıralarak tedavi altına
alındı
RP'den 'su' yasası
• ANKARA (ANKA)-
Refah Partisi,
büyükşehirlerde yeraltı sulan
ve kuyulan ile ilgili
yetkilerin belediyelere
devredilmesi için yasa
önerisi verdi. R? Grup
Başkanvekili Abdüllatif
Şener ve diğer RP'lilerin
imzasıyla TBMM
Başkanlığı'na sunuldu. Yasa
önerisinde. yeraltı sulan ve
kuyulanyla ilgili olarak
Devlet Su Işleri Genel
Müdürlüğü'ndeki yetkilerin
büyükşehirlerde Su ve
Kanalizasyon Idaresi genel
müdürlüklerine devredilmesi
öngörüldü.
! i'.üC
cephaneliğinde
yangın
• MİDYAT(AA)-Mardin'in
Midyat ilçesinde bulunan 3.
komando tugayı karargâhında
yangın çıktı. Midyat-Gerçüş
karayolu üzerinde bulunan
karargâhın cephaneliğinde dûn
saat 17.00sıralannda
belirlenemeyen bir nedenle
çıkan yangın, cephanelikte
büyük patlamalara neden oldu.
Havadan ve karadan yürütülen
söndürme çahşmalannın yanı
sıra çevrede geniş güvenlik
önlemleri alındığı öğrenildi.
Heybetli serbest
• EDtRNE (AA) -Kapıkule
yolundaki bir tesisin satışı
sirasında çıkan sılahlı çatışma
nedeniyle gözlem altına alınan
15 kişiden ikisi tutuklandı.
Edirne Nöbetçi Mahkemesi,
olaya kanşan yer altı
dünyasının ünlü ısımlennden
Hasan Heybetli 'nin tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakılmasına karar verdi.
Heybetli'nin yeğeni Şaban
Heybetli ile şoförü Kemal Ak,
'ruhsatsız silah taşımak ve
meskûn mahalde ateş etmek'
gerekçesiyle tutuklandı.
Nevruz için yoğun
ppogram
• ANKARA (AiA) - Türk
devletlerinde ve
topluluklannda, başta
"Türklerin Ergenekon'dan
çıkışı", "ilk ınsanın
varoluşu", "yılın ilk günü"
ve "baharmüjdecisi" olmak
üzere çeşitli nedenlerle
yüzyıllardır kutlanan Nevruz
için bu yıl çok yoğun bir
program hazırlandı.
Devlet Bakanı Onay Alpago, bazı konulann yeniden görüşülmesi gerektiğini söyledi:
Dkesiz koalisyon siirmez
Alpago, koalisyonun sürmesin-
den yana olduğunu, ama
CHP'nin istekleri konusunda
da bir takvim belirlenmesi ge-
rektiğini sövledi.
HULYA TOPCU
Kadın haklanndan sorumlu Devlet Baka-
nı Öna> Alpago, DYP-CHP koalısyonunun
devam etmesı durumunda bazı konulann ye-
nıden görüşülüp ele alınması, CHP'nin is-
teklennin takvime bağlanması gerektıginı
söyledi. Solda, DSP'ninde ıçınde yer alaca-
ğı geniş bir birieşme sağlanması gerektığı-
nı vurgulayan Alpago, "Bu birieşme sağla-
nırsa sol, sağlıklı çıkışlar vapabilecek vapıva
kavuşur. Bunun olması gerektiğine inanryo-
rum" dedı.
SHP ve CHP'nin tek bir çatı altmda bir-
leşmesi, koalisyonun sürüp sürmeyeceği yo-
lundaki tartışmalann yoğunlaşmasına neden
oldu. Konuyaılışkin olarak sorulanmızı ya-
nıtlayan kadın haklanndan sorumlu Devlet
Bakanı Önay Alpago, Türkıye'de yaşanan
koalisyonlann kısa sürelı olduğuna dıkkat
çekti. Koalısyonda karşılıklı dengeleri gö-
zetmenin ve özverilerde bulunmanın gerek-
li olduğunubelirten Alpago, "DVT ile koalis-
yon sürecekse bazı konular tekrar görüşülüp
konuşulmalı. CHP'nin istekleri konusunda
kesin takvim yaptlmalı. Ben koalisyonun bu
koşullarda sürmesinden yanayım"diye ko-
nuştu.
Onay Alpago, SHP'nin demokratikleşme
konusunda ısrarcı davranmadığı yolundaki
iddialara şu yanıtı verdi:
"Demokratikieşme, yalnızca SHP'nin so-
runu değildi. Ama ne yazık ki yalnızca
SHP'nin talebi gibi ele alındı. Bir Tanju Ço-
lak olayında görüldü ki demokrasi, çok ge-
nişkitlelercede dilegetiriliyor. Herkes için ge-
rekli olduğuna inandığımız bir yaşam biçimL
Bugüne kadar çıkarılmamış olması kuşku-
suz bii\ ük eksiklik. SHP'nin pariamentoda-
ki sayısal gücü bunun için yeteıii değildi. Bu-
gün CHP'nin sa> ısal gücü de tek başına vct-
miyor. Bunun dışında pariamentonun uzîaş*
ma noklasında birleşmesi gerekivor. Anaya-
sada bazı hükümlerin yeniden ele alınması,
Teröıie Mücadelede Yasası'nda bazı degişik-
liklerin vapılması ve düşüncenin suç olmak-
tan çıkanunası gerekivor."
SHP'nin hükümette olduğu süre içerisin-
de eleştirildığini vurgulayan Önay Alpago.
bu eleştirilere maruz kalan her sıyasi parti-
nın yıpranabileceğini söyledi. SHP'nin ko-
alisyon doneminde yapılan bazı olumlu ko-
nularda önemli katkısının olduğuna dikkat
çeken Alpago, daha iyi işler yapılması için
sayısal güç elde etmenin gerekli olduğunu
vurguladı. Bunun için DSP'nin de içinde bu-
lundugu bir birieşme olması gerektiğine işa-
ret eden Alpago, ~Bu birieşıne sağJanırsa sol,
sağhklı çıkışlar vapabilecek vapıya kavuşur.
Bunun ounası gerektigine inanıyorum" de-
dı. Son günlerde üniyersitelerde yaşanan
olaylara da değinen Önay AJpago, şunlan
söyledi:
"12 Eylül sonrasında üniversite gençliği
neredeyse potansiyel suçlu ilan edildi. Böyle-
si yargılavıcı bakış açısının hiçbir şev kazan-
dırmayacağına inanıvorum. Çünkü bu ça-
tışmalarda kav beden hep gençlik oldu. Üni-
versitelerde oluşturulacak özel güvenlik bt-
rimlerine ihtivaç olduğuna inanmıyorum.
Bence şu anda görev yapan güvenük görev-
lilerinin siyasi göriiş gözetmeksizin >ansız ol-
ması gerekivor. Orada kamu görevi vapıyor-
larsa farklı görüşleri savunan gençlerede ob-
jektif dav ranmalılar."
Türkıye'de özellıkle son aylarda yabancı
devletler tarafından finanse edilen marjinal
bazı gruplanrı laik-şeriatçı kutuplaşması ya-
ratmak istediğinı vurgulayan Önay Alpago,
bu gelişmeyı "tahrik edici tuzak"şeklinde
nıtelendırdı. Müslümanlann günümüze ka-
dar laiklik sayesinde huzurlu yaşadığmı söy-
leyen Bakan Alpago,"Türkiye'nin avdınlık
güçleri bu rejimin değiştirilmesüıe izin ver-
meyecektir" diye konuştu.
Savcılar, laiklik karşıtı faaliyetler için rapor hazırlayıp emniyet ve istihbarat birimlerini uyaracak
DGM, şeriatçı akımlardan kaygdı
E\İN GÖKTAŞ
ANKARA - Laiklik karşıtı
güçlerin faaliyetlennin
yoğunluk kazanması üzerine,
Ankara DGM başsavcı ve
savcılan. bu konudakı
kaygılannı rapor halinde
lçişleri Bakanlığı'na ıletmeye
karar verdiler.
Sılahlı terör ve şiddet olaylan
kadar. bunlara destek veren
zıhnıyetlere açıkça karşı
olduklannı belirtecek olan
savcılar, özellikle son günlerde
yoğunluk kazanan laiklik
karşıtı eylemler karşısında
curnhuriyetin temel ilkelerine
her zamankinden daha çok
sahip çıkılması ve bu konuda
gerekli duyarlılığın
gösterilmesi gerektiği
vurgulayacaklar.
Savcılar, hazırlavacaklan ortak
• Ankara DGM başsavcı ve savcılan, şeriat yanlısı örgüt ve tarikatlann son
zamanlarda etkinliklerinin artması üzerine, lçişleri Bakanlığı'na sunulmak
üzere aynntılı bir rapor hazırlayacak. Raporda, başta IBDA-C örgütü olmak
üzere irtica yanlısı örgüt, vakıf, yurt, dernek ve tarikatlarla ilgili aynntılı
bilgilere de yer verilecek.
raporda, başta lslami Büyük
Doğu Akıncılar Cephesi
(İBDA-C) olmak üzere laiklik
karşıtı örgüt, vakıf, yurt,
dernek ve tarikatlarla ilgili
aynntılı bilgilere de yer
verecekler.
İlk kez Antalya'da
yflkseidi
Laiklik karşıtı hareketlere karşı
DGM başsavcı ve cumhuriyet
başsavcılan, ilk kez geçen yıl
nisan ayinda Antalya'da
seslerini yükseltmişlerdi.
Eski Adalet Bakanı Sevfi
Oktay'ın başkanhğında 21
Nısan 1994 günü Antalya'da
bır araya gelen 76 il, 8 ilçe
cumhuriyet başsavcılan, daha
sonra yayıladıklan ortak
bıldinde, devletin laik
cumhuriyet yapısını değiştirip
şeriat esaslanna dayandırılması
yolunda tanık olunan bazı
sorumsuz davranışlann ve
prova niteliğindeki
eylemlerinin en duyarlı
bıçimde değerlendınlip yasal
gereklerinin mutlaka
yapılacağını açıklamışlardı.
Antalya'dan sonra bu kez,
Ankara DGM"de görevii
başsavcı ve savcılann, bu ortak
laiklik bildirisini anımsatan bir
rapor hazırlayacağı öğrenildi.
TarikaÜar hakkında
bügiverildi
DGM yetkililerinden edinilen
bilgiye göre, raporda laiklik
karşıtı çevrelerin yoğunluk
kazanan faaliyetlerinden
duyulan kaygı dile getirilecek.
Raporda. Atafürkçülük ve
laik.lik.lik konusundaki
görüşlennı dile getirdikten
sonra, aşın sağ ve irticai
alandakı gelişmeleri anlatacak
olan savcılar, bu konuda
emniyet birimlerinin son
derece duyarlı olması
gerektiğini vurgulayacaklar.
"Nurculuk. Süleymancılık,
Nakşibendilik, Bahailik ve
YehovaŞahhİeri
r
'gibi
tarikatlar hakkında da aynntılı
bilgilere yer verilecek oları
raporda, aynca bu unsurlann
amaç ve hedefleri ile
ülkemizdeki durumu
anlatılacak.
Laiklik karşıtı örgüt,
vakıf ve tarikatlann dış
bağlantılan konusunda da
görüşlerinı belirtecek olan
savcılar, aynca bunlann
gençlik kesimindeki
faaliyetleri, orta ve
yükseköğrenim gençiliğini
etkilemek için başvurduklan
usul ve metotlar ile istismar
edilen konulan dile
getirecekler.
Özal'ın imajı için 50 kişi yürüdütstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın imajının zedelenmesine engel olmak
amacıyla dün genel başkanlığını Yusuf Bozkurt ÖzaJ'ın
yaptığı Yenı Partı'nm Anıt-Mezar'da düzenledıği ve "1500
kişi"nin katılacağı açıklanan "anma"ya vatandaşlar da
dahil. sadece 50 kişi katıldı.
ÖzaJ ailesınden hıç kimsenin katılmadığı anmaya Yusuf
Bozkurt Özal da gelmedi. YP İstanbul fî Başkanı Erden
Beyazıt. genel başkanlannın gelememe gerekçesini
"Önemli işi varmış'' di>e açıkladı.
Anmayla ilgili olarak basına yapılan duyuruda. dün 1500
kişilik bir Yeni Parti kortejinin Ozal'ın mezannın
bulunduğu Topkapı'daki Anıt-Mezar'da toplanacağı
bıldinlmiştı. Mezara olaydan habersiz gelen vatandaşlar
da dahıl 50 kişi gelince. YP yöneticıleri basın
mensuplanna. "Herhalde bayramın ilk günü diye herkes
akrabalannı ziyarete gitti'" açıklamasını yaptılar.
(Fotograf: KA.\N SAGANAK)
Kitap
fiyatlaraıa
zaııı kapıda
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kitaba uygulanan KDV
oranının yüzde 1 'den yüzde 8'e
cıkanlmasına tepkiler sürerken
llhanilhan Kitabevi sahibi Mu-
zaffer tlhan Erdost. vergi artışı
nedeniyie yayınevlennin kitap
fiyatlanna yüzde 12 oranında
zam yapmak durumunda kala-
caklannı söyledi. Erdost, hükü-
metin. aldığı karan yeniden göz-
den geçirmesi gerektiğini vur-
gulayarak, korsan yaymlara ye-
ni bir zemin oluştunılduğuna
dikkat çekti.
Erdost, "Bu durum, Türld-
ye'nin kültürel yaşamnu, dolayt-
sıyla geleceğini de ilgilendiri-
yor"dedi. Erdost, Hazine'den
KDV alacağı bulunan yayınev-
lerinin sorunun çözümüne yö-
nelik olarak basım ve kâğıda uy-
gulanan KDV oranının aşağı çe-
kilmesi üzennde durulması ge-
rektiğini vurguladı.
Erdost, hükümetın KDV artı-
şıyla korsan yayınlara da yeni
bir yaşam zemini hazırladığını
belırterek şu görüşleri dile getir-
di: "Korsan baskılar içinyeni bir
olanak dogacakbr. Çünkü, kor-
san baslu, vergi Ödemeyea, kayıt-
lı hiçbir işlemi olmayan bir hır-
sızlık müessesesidir. Önlar daha
ucuza üretmek olanağına sahip
olacaklan için, yaymevierinden
peşin ödeme yaparak kitap ala-
mavan kitabevleri, korsan baskı
bulunduracakyada korsan bas-
kılann \aşama alanı olan sergi
alanlan bu açıdan m bir pazar
oluşruracaktır."
KONUK YA2AR DR. ALEV COŞKUN Eski Bakan ve Millet\ekili
Önce kavramlar üzerinde anlaşalım (2)
1980 öncesinde özellikle 1965-1980
yıllan arasında CHP'nin bu konuda ge-
çirdiği aşamalan bir çalışmamızda ırde-
lemiştik.(*)
Kuvayı Milliye'den gelen CHP, önce
ülkede aydınlanma devrimlerini yaptı
1980 öncesinde bu partide "demokratik
soT ya da "sosyal demokrat" deyımine ve
anlayışına çeşitli aşamalardan sonra ula-
şıldı. Önce IsmetPaşa'nın "CHP,kırkyıl-
dır ortanın solundadır"so]ganı toplumu
yerinden oynartı. Bu kavrama o süreçte
genel sekreterlik savaşımı veren Ecevit
sahip çıktı. Sonra yerine göre "sosyalde-
mokrasi", yerine göre "demokratik sol"
sözü kullanılmaya başlandı.
21 yıl önce. 1974 yılında toplanan.
CHP gençlik kollannın düzenledıği De-
mokratik Sol Düşünce Forumu'nda bu te-
rime, Genel Başkan Ecevit şöyle açıklık
getirmıştr "Demokratiksolu tercihedişi-
mizin nedenleri vardır. Bir kere yıpran-
mamış, yozlaştınlmamış bir terimdi; faz-
la kullanılmamıştı. Onun için kastettiği-
miz, güttügümüz anlamı o terimin içinde
biz verebilecek durumdavdık.
Aynca demokratik sol, kendi kendini
tanımlavan bir terimdi. Demokrasiye bağ-
hhğm altını çizen bir terimdi. O bakımdan
demokratik sol terimi üzerinde büieştik."
(•*)
Böylece, ortanın soluyla başlayan ha-
reket 1974 yılında toplanan CHP'nin 22.
kurultayında "CHP, demokratik sol bir
parrJdir" tümcesinin resmen tüzüğe gır-
mesiyle yeni biraşamaya ulaştı Aynı ku-
rultay Demokratik Sol Bildirge adı veri-
len ve demokratik solun ülkü ve ilkesini
saptayan bır belgeyi de kabul etmıştir.
Demokratik sol terimi, parti tüzüğün-
de yer ahnca sağdan soldan (bugün oldu-
ğu gibi) eleştiriler başladı.
Bu terimi bilimsel yönden incelevip
yargılayanlar oldu. Kimisi "burjuva re-
vizyonizmi" ile kimisi "yozlaşma" ile ki-
misi de "solcu olmamakla" suçluyorlar-
dı. Yukanda sözü edilen Demokratik Sol
Düşünce Forumu'nda o günkü demokra-
tik sol kavramını yargılayanlara Ecevit,
"Bi/i vargılavanlann hareket noktası. as-
lında bilimsellik kav ramı ile çelişen dog-
matizmdir'" diye cevap verdi.
Demokratik solun dogmatık ve katı ol-
madığını. ülkenin ve evrensel pratiğin de-
neylerinden yararlandığını, ülkenin ko-
şullanndan doğduğunu belirtti.
Bilimsel \e hakça değii
Aslında, 1974'lerde yapılan tartışmala-
nn 21 yıl sonra tekrarlanmasını anlamsız
buluyorum.
flhan Selçuk'un birkaç hafta önce,
"Pencere^sınde "Sağdan Ruhsatlı Solcu-
luk" adlı >azisında değındiğı gibi:
"Türkije'nin sosval demokratlarını ya
da demokratik solculannı yargılarken ev-
renseUiğin terazisine vurmak iykiir de ger-
çeklerin dışuıa taşmak hakça sayıbnaz."
Eceviu CHP'nin genel başkanıyken or-
taya çıkardığı, ülkemızin koşullanna uy-
gun olarak geliştirip kuramsallaştırdığı
bir kavramı 12 Eylül'den sonra kurduğu
öz partisine ısim olarak vermiştir. Bunun
yargılanması hatadır. "Marksist kökenli
mi değil mi? Sosyal demokrat mı?" gibi
tartışmalarboştur. Şekilcilikten ibarettir.
Bilimsel degıldir.
Önemli olan hareketin niteliği, emek-
ten yana olup olmadığıdır. Artık böylesi
açık ve net olmak. işin özünü tartışmak
gerekiyor.
(*) Alev Coşkun. CHP ve Demokratik
Sol,Tekin Yayınevi, 1978, s. 39-44.
(**) Demokratik Sol Düşünce Forumu,
Ankara, CHP Gençlik Kollan Yayını,
1974, s. 6.
BfrTİ
CUMARTESİ YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
İsmail Beşikçi'yi Ziyaret
Cumhuriyet okuruna "Cumartesi Yazıları" başlıklı kö-
şemden, beni çok etkileyen birkaç gün önceki bir karşı-
laşmanın öyküsüyle mertıaba demek istiyorum.
Ankara'nın güneşli bir öğle sonrasında (24 şubat cuma)
İsmail Beşikçi'yi kapalı cezaevinde ziyarete giderken ilk
karşılaşmamızın anısı zihnimde canlanıyor. 1960'lann An-
karası. Kızılay'da bir sahaftayız. O, araştırmalan için bazı
dergileri karıştırıyor. Ben, kim bilir hangı kitabın peşinde-
yim. Yüzünde utangaç bir gülümseyiş, konuşması nere-
deyse fısıltı gibi, sarışın bir genç adam...
12 Mart sonrasında Adana Cezaevi'nde biriikte iki yıl
yattıklan Abdullah Nefes'in arabasındayım. Kadim dos-
tum Abdullah direksiyonda, ben yanında, suskunuz. Bel-
li ki ikimizin zihninde de aynı soru: Acaba nasıl bir İsmail
Beşikçi çıkacak karşımıza. Ismail'in 80 kişilik havasız bir
koğuşta kaldığını biliyorum. Görüşme izni almamız da ko-
lay olmadı. Adalet Bakanı'yla bizzat görüşmemiz gerek-
ti, bu izni sağlayabilmek için... Cezaevi müdürünün oda-
sında, o gün 8 yıllık bir cezasının daha kesinleştiğini öğ-
reniyoruz... Ismail'in bundan henüz haberi yok...
Kapı açılıyor, bir gardiyanın arkasından Beşikçi giriyor.
Üstünde koyu renkli bir dik yaka kazak. Koyu renkli, ka-
lın kumaştan bir ceket ve pantolon. Dışandaki bahar ha-
vasına rağmen bu kalın giysiler, koğuşun ve voltaya çıkı-
lan avlunun güneş almadığının kanıtı. Yüzünde aynı utan-
gaç gülümseyiş. Aynı fısıltı gibi konuşma. Sesini hiç yük-
seltmiyor, hiçbir şeyden yakınmıyor. Bir bilim adamının
şaşkınlığıyla şunu söylüyor sadece: "Bir kitap, içinde suç
var mı diye okunur mu ? Sakatlık burada başlıyor..." Kar-
deşim Nihat'ı soruyor. Isviçre'de olduğunu, yakında ge-
leceğini söylüyorum. Yüzündeki utangaç, sıcak gülümse-
yiş genişliyor. Abbullah, belki de nasıl olsa öğrenecek,
bizden öğrensin düşüncesıyle 8 yıllık cezanın kesinleşti-
ğini söyleyiveriyor. Dikkatle bakıyorum: Acaba nasıl kar-
şılayacak? Hakkındaki cezalar kim bilir kaç yılı bulmuş bir
insana, yeni bir 8 yıl ne ifade edecek?.. Yine de biraz şa-
şınyor... Ve ben de Ismail'in içinde bır dalın yine de çıtır-
dadığını hissediyorum... Her şeye rağmen insanlardan
kötülük beklemeyen, hep iyi şeyler umut eden iyi insan-
larda ve çocuklarda olduğu gibi...
Aynı günün gecesi istanbul'adönerken, 17. yüzyıldaya-
şamış büyük Japon şairi, Matsuo Başo'nun gezi notla-
nnı okuyorum: "Kuzeye Giden ince Yol". Başo (1644 -
1694), ülkesi Japonya'da, yürüyerek üç büyük geziye çık-
mış. Ve gözlemlerini not etmiş. Acı ve derin gözlemlerin
ürünü, şiirlerle örülmüş notlar. Kitabın önsözünden, şu sa-
tırlan birkaç kez okuyorum: "Başo'nun yazdığı gezi not-
lan okununken, o günlerde Japonya'da biryerden birye-
re çok zor ve tehlikelı koşullar altmda gidilebıldıği unutul-
mamalıdır. Dahası, ... Başo bu gezıden hemen önceki
acılı yıllannda kendi özbenliğini arama aşamalanndan ge-
çiyordu." Daha sonraki satırtarda da Başo'nun bu kez, "şi-
ir demek olan sonsuz benlik"e ulaşmak amacıyla kendi
özbenliğinden de sıyrılmak isteğini duyduğu ve böylece
"yol gereksinimlerine boş verip esrimiş bir halde" evin-
den ayrıldığı anlatılıyor...
"Yol gereksinimlerine boşverip evinden aynlan" şairle
birkaç saat önce hapishanede konuştuğum insanın gö-
rüntüleri önce sezgi halinde, sonra kesın bir duygu olarak
zihnimde özdeşleşiyor... Bir gardiyan eşliğinde bizimle
görüşmeye gelen, bu artrk orta yaşlannı da aşmak uzere,. •
saçlan epeyceseyrelmiş, utangaç gülümseyişli, fısı)dargi-~
v
bi konuşan, kimseyi suçiamayan ve hiçbinşeyden yakın- .
mayan, fakat doğru bildiği bir yolda inançla ve inatla yü-
rüyen insanla özbenliğinden de sıynlmak için yollara dü-
şen şair arasında müthış bir benzerlık var... 1960 yıllann-
daki delikanlının, yaşadığı bunca çileden sonra bugün bir
derviş, bir ermiş düzeyine yükselmiş olduğunu anlıyo-
rum... Ve Ankara Kapalı Cezaevi'nde ona söylediğim söz-
leri, herkese seslenerek tekrar etmek istiyorum: İsmail
Beşikçi'nin görüşlerine katılıp katılmamak ayn bir konu-
dur. Fakat onun bileklerindekı kelepçe, aydınsak ve insan-
sak eğer, hepımizin bileklerinde ve vıcdanlanndadır.
Mahkeme karari: Normal değil
Hukukagörede
MahmutKaçarmeczup
ANKARA (ANKA) - Anıt-
kabir eylemcisi Mahmut Ka-
çar' ı "Atatürk'ün hatırasına
açıkça hakaret etmek" suçun-
dan 4 yıl 6 ay hapis cezasma
mahkûm eden Ankara 19. As-
lıye Hukuk Mahkemesi Yargı-
cı Hacı Mehmet Koçak. dinsel
özgürlüğün kişisel ya da siya-
sal çıkar sağlama amacıyla kö-
tüye kullanılamayacağını bil-
dirdi.
Bu mahkûmiyet karannı esas
alan vargiç Koçak, "Hem em-
pervalist devtetlerekarşı savaşa-
rak hem de içerideki işbirlikçi
güçlerie uğraşarak ülkevi kur-
taran milli kurtuluş kahrama-
nı ve banşın miman Atatürk'e
sav gı duruşunda bulunmanı ta-
pınma. Atatürk'ü de putiaştı-
nlmış görmek, normal insanın
mantığıyla izah edikmez" de-
di.
Cumhurbaşkanı Demirel'in
"meczup" diye tanımladığı ey-
lemci Mahmut Kaçar'la ilgili
mahkûmiyet karannın gerekçe-
leri açıklandı. Geçen 10 Ka-
sım'da Anıtkabir'deki eylemi
nedeniyie cezalandınlan Ka-
çar'ın sağlık kurulu raporuyla
"normal" olduğunun. bu ne-
denle eyleminin laiklik ilkesine
karşı kabul edilmesini isteyen
19. Asliye Ceza Mahkemesi
Yargıcı Hacı Mehmet Koçak,
gerekçeli mahkûmiyet karann-
da tartışmalı birçok kavrama
açıklık getirdi. Laiklik ilkesi-
nin altını özellikle çizen yargıç
Koçak'ın karannda esas aldığı
bazı görüşleri şöyle:
"Ülkemizde laikuğin diğer
bir boyutu olan din ve vkdan
özgüriüğü, anayasada güvence
altına alınmıştır. Anayasada.
'Kimse ibadete % e dıni inançla-
nnı açıklamaya zorlanamaz.
Inançlarından ötürü kınana-
maz" hükmüne yer verildikten
sonra dinsel özgüriüğün kötüye
kullanılmasına karşı da anaya-
sada (inlemler getirilmiştir. Din,
kişisel ya da sn asal çıkar sağJa-
ma amacıvla körüve kullanıla-
maz. Türkiye'deki laiklik anla-
yışı ve uygulanışı, dinin devlet
dışında ve özel biçimde örgüt-
lenmesine olanak saglanmıştır.
Devlet tarafsızdır
Laik düzende din, siyasal ik-
tidara kanşmaz. Devletin dini
yoktur. Devlet, bütün dinsel
inanç ya da inancsızlıklar kar-
şısında tarafsızdır ve bunlara
eşit davranır. Siyasi ve hukuki
düzen, dinsel temellere dayaıu-
maz. Egemenük halktan ya da
ulustandır. Din, devlet dışında
ve kamu düzenine uygun bir şe-
kilde özerk biçimde Örgütlenir
ve kurumlaşır. Dinsel hizrnetle- -
ri, bu kurum yerine getirir.
Atatürk,sömürgecflikveem-'
peryalizme karşı girişilen ilk,
kurtuluş savaşlanndan birinin'
lideridir. Llkenin her tarafiıuna
empervalist devletlerce işgal'
edilmesi üzerine rüm halkı, va-1
tan sev gisi ve aşkı etrafında top-
lavarak hem empervalist dev-;
letlere karşı savaşmış hem de
içerdeki işbirlikçi güçlerie uğra-
şarak ülkevi kurtaran milli bir •
kurtuluş kahramanı ve banşuı
miman olmuştur. Kurtuluş Sa-.
vaşımız sömürülen rüm ülkele-.
re ömek olmuştur. Fas, Tunus'
Ceza> ir'deki kurtuluş savaşma
katılarak şehit düşenlerin gö-
ğüslerinden Atatürk'ünfotoğ-•
raflannın çıkmış olması, Ata-
türk'ün önder kişiliginin kanı-
tıdır. '
Milli bayramlarda ve Ata-
türk'ün ölüm günü olan 10 Ka- •
sımlarda hem Atatürk'e hem de'
onunla omuz omuza savaşan Id-
şilere savgı duruşunda bulun-
mayı tapınma veya Atatürk'ü
putlaştinlmış olarak görmek
normal bir insanın manbgıyla
izah edilemez. Olavi bu şekiİde
gören ve sağlık kurulu raporuy-'
la da normal olduğu saptanan'
sanığuı, laiklik ilkesine karşı ol-
duğu saptanan sanığuı, laiklik
ilkesine karşı olduğu ve Ata-
türk'e hakaret kastryla hareket
ettigi açıkça ortadadır."