Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MART1995 CUMARTESt CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Korku ile cesaretin sorgulanması
Tomris Giritlioğlu, Mehmet Eroğlu'nun romanından sinemaya aktardığı '8O.Adım'ın çekimlerine nisanda başlıyor
GAMZEVARIM
. TRT'nin başanlı yönetmenlerinden
Tomris Giritfioğlu nisan ayı ortalannda
yeni fîlmi '80. Adım'ın çekimlerine baş-
lıyor. Mehmet Eroğlu'nun 'Yanm Ka-
lan Yürüyüş' adlı romanından senaryo-
laştırdığı '80. AdınT, 80'li yıllann ilkya-
nsının ınsanlann üstünde yaptığı tahri-
batı; sistemin ve düzenin, inançlanyla,
dognılanyla yaşarken tikanma noktası-
nagelen insanlan nasıl savurduğunu ko-
nu ediyor.
Eroğiu romanı
sinematografikleştirdi
Daha önce de Ahmet Hamdi Tanpt-
nar'ın 'Yaz YağmurtTadlı uzun öyküsü-
nü «inemaya uyarlayan Tomris Giritli-
oglu'naçok katmanlı yazın yapıtlannı si-
nemaya aktarmanın zorluklannı soruyo-
nız. Bunun hem zor hem de kolay yan-
lan oldugunu söylüyor. Yalnız 'Yaz Ya£-
muru' ve '80. Adun', ikisi de yazın uyar-
laması olmasına karşın, birbirinden fark-
h _iki çalışma. Çünkü Giritlioğlu'nun
"Âşıkolduğu yazarTanpınar'la tanışık-
lığı, yalnızca yapıtlanndan, karakterle-
rinden, simgeleriyle duygu dünyasın-
dan... Bu nedenle 'Yaz Yağmuru'nu çe-
kerken Tanpınar'ın soluğunu hep ense-
sinde hissetmiş. "Ben bu fîlmi çekerken
o yaşıyor olsaydt, senaryo da film de çok
daha doğru yerlere gjdebihrdi" diyor.
Mehmet Eroglu ile ise yıllara dayalı
bir tanışıklığı ve dostluğu var. Bu da ya-
zarla her şeyi bire bir tartışma olanağı
sağlıyor. Bu iki fllmin birbirinden aynl-
dığı bir nokta daha var: tt
'Yaz Yağmu-
ru'nu Tanpınar'a çok sadık olarak çek-
tiğinıi düşünihorum. '80. Adım'da ise
yazar zaten kendisine ihanet ederek bir
senaryonazdı. Yazdığı bir romanı sine-
matografikleştirdi. O yiizden işimiz çok
daha kolaydı."
'80. Adım'da üç dönem var: 1962-65
yıllan arası, fılmin kahramanı Korkut'un
Kimler rol alıyor
Filmde Zuhal Olcay,
Haiuk Bilginer, Levent Ül-
gen, Derya Alabora, Emre
Bayktd, Ctvan Canova,
UğurPolat,MeralÇetinka-
ya, Hümeyra,SavaşDinçeL
LeventÖktem,Selçuk Yön-
tem, TanerBarias ve Zafer
Algöz rolalıyor.
Çekimier
Tayland'da
TRT'nin teknik kathsı da-
hil 7.5 mifyariık bir bütçey-
le çeküecek olanfilminçe-
kimlerine Tayland'da baş-
lanacak Bangkok 'takı çe-
kimier bir hafta sürecek.
tkinci hafta şilep çekimleri
gerçeklestirilecek. Ondan
sonra da tstanbul'da, Ada-
lar veŞile'desürecekçekim-
ier.
yetimhane yıllan. çocukhığu; 74-75 ey-
lemci yıllan ve altı yıllık bir hapislik dö-
neminin sona erip Korkut'un serbest kal-
dığı 1983 yılı.
Herkesin korkuyla kanşık bir hayran-
lık duyduğu, bütûn kadınlann âşık oldu-
gu Korkut, acaba fılmde romandaki gi-
bi mi yansıtılacak? Mehmet Eroğlu'nun
bütûn romanlanndaki erkeksever yakla-
şrma, erkek kahramanlann her zaman
kadın kahramanlann önûne geçmesine
dikkat çekiyor Giritlioğlu: "Korkut da
ûtopik birkahraman olarakyanlmış. Se-
naryoyu okuduğumda temeide itiraz et-
tiğim tek nokta buydu. Bunu uzun uzun
tarüşarak daha doğru bir noktaya getir-
dik. Romanı okuduğum zaman bcni bu
fiuni çekmeye iten, korkınla cesaretin
sorguianmasıdır. Aşın korkunun da aşı-
n cesaretin de bir tek kaynağı \ar: İnsa-
nın yanuzbğL Korkut da çok cesur görü-
nen, ama bunun ardında müthiş bir du-
yarüğı, yalnıziıgı ve korkuyu yaşayan bi-
ri" Yönetmene göre. Korkut'u ölüme
yaklaştıran en önemli etken de korku-
sundan ya da yalnızlığından kaynakla-
nan cesareti. Korkut'u bu biçimde ele
alarak. ayağı yere basın. etten kemikten,
duygulanyla, zaaflanyla. dognılanyla
var olan bir karakter haline getirmeye
çalışmışlar. Söz dönüp dolaşıp böylesi-
ne belleksiz bir toplumda dönem fîlmi
çekmenın önemine geliyor. Giritlioğ-
lu'na göre, dönem filmi çekmek, 30'la-
n ya da 40'lan çekmek dcğil. Oç yıl ön-
cesini çekiyorsanız, bir dönemfilmiçe-
kiyorsunuz demektir. "'lşte Beyoğlu' Be
bu işe adım atögım zaman kafamda dö-
nem fîlmi bu biçimiyle yoktu. Giderek
araşbrmalan yapnkça, fİlmler üzerinde
bu kadar yoğunlaşbkça dönem kavramı
da değişti" diyor. Filmle ılgılı bütün araş-
tınnalan başından sonuna kadar yürü-
ten, reji yapım ve reji sanat grubunun
koordinasyonunu sağlayan Gül Büyük-
beşe Muyan da "95 şubabnı çetdyorsamz,
o bir dönem filmi degiklir. Ama 94 büe
ne yaak Id Tfiıidye'de dönem filmi'' di-
:
Âi
KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3HAT)
ERENKÖY APOLLON (362 51 00) I BEYOĞLU ALKAZAR SİNEMA MERKEZİ 245 73 83
MICtUEll
POUGLASİ
DEMIİ
MOOKEİ
r TACIZ12.aO-14.30-17.M-19.15-?1.45|11.3ll-13.3»-15.30-17.3Ht»21.3ll
< KIESIOWSKI nın bulun bı/yuk (estr.alle'i sılrp sı caen başyop:
«•
uç
RENK
hene JACOB • )eon louıs TRtfsiriO'-JAi ~,T
BEYOÖLU ALKAZAR • 12.15-14.30-f6.45-19.00-21.15
KIRMIZI
S3§488§ ORTAOYUNCULAR
M A R T T A N B A S L A Y A R A K
Ferhan Şensoy'un
ÜÇ KURŞUNLUK OPERA
/00/Cumartes. 15 30/Pozor 15 30-18 30
BüetSatıs Yerleri: SES 1885 Orlaoyuncular Tel: 251 18 65
VAKKORAMA Taksim-Rumclı.CARSI MaslakBakırkoy , Capıtol Maq.
ırSEHIR TIYATROLARI
Dn •>?.
H A R B I Y E M U H S I N E R T U G R U L S A H N E S I ( 2 4 0 7 7 2 0 )
80. YIL KÜLTÛR ETKİNÜKLERI
İSTANBULDA YENİLİKÇİ
TİYATRO ORTAMI-2"
(SÖYLEŞİ)
KATILANLAR:
DERYA ALABORA
BEKLAN ALGAN
ORHAN ALKAYA
HÜSEYİN KATIRCIOĞLU
SELMA KÖKSAL
ŞAHİKA TEKAND
6 Mart I995 Saat • 14.00'de.
G i r i ş O c r e t s i z d i r .
>Uitetti}
TiyatfDStudyüsu
T u r g a y N s r
~ı
YAattan: Işıl Kasapoğtu TasaniR Duygu Sağıroğlu
KAYBOLMA
ÜZBÛNE BİR PİYANO VE DÖRT OnJNCU İLE FANTMİ
NESRIN KAZANKAYA, MAHİR GÜNŞİRAY,
AVŞE L£BRIZ GÜNŞIRAY, Ö2X>EN ÇİFTÇİ
Her hatta pazar günlerı ^^*at İS (XJ ve »8 3O'da
Isianbiil Sanai M*--rkcr;r.ınclc
J (212) 269 O9 22
Haluk Ahmet Zuhd
Bilginer Uğurlu Gencer
9 MART -2 NİSAN BEYOĞLU KUCUK SAHNE
- f - - C - : 21.00 CjnartHİ-15.30-21.00 .":::• 15.30
liklUr Kâfik Sobı n Voü»ra« gi»«UrİMk tolıİMklodır.
Oit. W:(O2)2I249 J4 26
Bu n n m T.C Kûltûr Bakanlıği ve Efes Pilsen'in
I Pİasal Desteği Ue gefçeldeşnıiştir. |
ŞEHIR TIYATROLARI
(UTMIMA ETKİNLIKLERI
! TIYATROLARI VE
80. U
"ŞEHIR TIYATROLARI VE
DEVLET TIYATROLARI ELELE"
DEVLET TIYATROLARI TAKSIM SAHNESI (249 69 -4-1)
Antrakt'tan çok özel fırsat!
Aylık Sinema Dergisi Antrakt'a 15
Nfisan tarihine kadar abone olun,
fırsatlardan yararlanın...
İşte ftrsat:
• Agâh ÖzgüçAüHc Sinemasmda Cinselliğin Tarihi (250.000 TL)
• 1994 Sinema Yıllığı (250.000 TL) değerindeki kitaplar ile birlikte
• Antrakt yıllık aboneliği 750.000 TL
Bu fırsattan yararlanmak için abone bedeli olan 750.000 Tl'sini;
Saim Yavuz Türkiye İş Bankası, Pannakkapı Şubesi, 430926 No'lu
hesaba yatınp makbuzunu (0212)243 25 30 numaraya fakslayın
veya Pk. 110/80072 BEYOĞLU-İSTANBUL adresine,
adresinizle birlikte gönderin.
YEDtîEPE
OYUNCIUBI
ŞEHİR TIYATROLARI YAPIMI
NIKOLAY GOGOL
PALTO
YÖNETEN : BAŞAR SABUNCU
7-8-9-10 Mart Saat 2000/II Mart Saat 1500-2000/12 Mart Saat 1500
U S K U D A R M U S A H I P Z A D E C E L A L S A H N E S I ( 3 3 2 03 9 7 ) .
DEVLET TIYATROLARI YAPIMI
MEMET BAYDUR
YEŞİL PAPAĞAN LTD.
YÖNETEN : CAN GÜRZAP
3Mjt$Aat I50C-203J 9 !0 Mart Saat 2030 ' H Mart Saat 1500-1830
yerek dönem filmi olmayan tek fîlmin
bugün itibanyla çekilen film oldugunu
vurguluyor.
Ekip olarak son derece titiz bir araş-
trrma yapmışlar. Muyan "OdÖnemeiMş-
Idn gazete manşetJerindcn tufun, o za-
man vizyonda olan filmlere dek aynntıb
olarak haarlannıış kırk üç dosya var şu
anda enmi2de. Sokak sahneterinde, ara-
ba o sokaktan geçerken hangifllminafi-
şini koymamız gerektiğinL, kullanacağı-
mız arabaJann plakalannın kaç harfli ve
kaçrakamhobnasıgerektiğinibiliyonız''
diyor.
Giritlioğlu da "Ben öyleflhnlerseyre-
dryorum Id 80'i çekerken san taksi geçir-
me sorumsuzluğunu gösterebttiyor bir
yönetmen. Türk anemasının en büyük
zaaflanndan biri olarak görüyorum bu-
nu" diyerek filmi bu tür yanlışlara dü^-
meden çekmeye çok önem verdiklerini
ifade ediyor.
Romanm Izmir ve civannda geçen
olaylar örgüsü, lzmir'de istenen mekân-
lann bulunamaması sonucu, senaryo da
tstanbui'a taşınmış. Çünkü lstanbul'da
filmin karakterleriyle ve ana temalany-
la bütünleşecek inanılmaz güzellikte me-
kânlar bulunmuş. Filmdeki kadınlan da
derinleştirme çabası sonucu, romanda
iyi eğitim görmüş, zenginbir adamla ev-
Iendirilmek üzere yetiştirilmiş olan Ler-
zan karakteri, romanın bir başka karak-
teri Ferzan'la birleştirilerek viyolonsel
çalan bir konservatuvar öğrencisine dö-
nüştürülmüş. Tomris Giritlioğlu, bu
filmde ilk kezdenediği toplu oyuncu ça-
lışmasının, okuma provalannın kendisi-
ne çok heyecan verdiğini söylüyor
Giritlioğlu, Türk sinemasını hâlâ
emeklemekte olan bir sinema olarak de-
ğerlendiriyor. Orta kuşaktan çok begen-
diği, hep doğru ve iyi sinema yaptıklan-
na inandığı iki yönetmen var: Ömer Ka-
vur ve Yavuz TurguL Genç yönetmenle-
rin, külrürieri, birikimleri, zekâlan ve ya-
ratıcılıklanyla Türk sinemasına yeni bir
biçim vereceklerine inanıyor.
Korkut'u Levent
Ülgen canlandınypr
Filmde Korkut'u canlan-
dıran Ankara Devlet Tiyatro-
su oyunculanndan Levent Ül-
gen, onu çok korkak bir adam
olarak niteliyor ve "Roman-
da gerçeküsrü, olağandışı bir
karakter gibi görünüyor. A-
ma senaryoda bu bir hayü tör-
pülendi Korkaklığının nede-
nini ben iyi oy-nayabilirsenı,
seyirci çok net anlayacak.
Korkusunu bastırmanın tek
yohı cesur görünmek. Bu da
yetimhanedebüyüyen, bu ka-
dar korunmasE birçocuk için
çok normal bir davranış biçi-
mi" diyor.
Senaryodaki Korkut'la Ül-
gen'in nerelerde bulustukla-
nnı soruyoruz. "Dön gece
Huan'm Ban'ndan Hmana
kadar yürüdüm" diyor. Is-
tanbul 'daki bir psikolog arka-
daşıyla görüsmûs. Korkut'tan
söz etmişler. Arkadaşı Kor-
kut'u görmediği için herhan-
gi bir tanı koyamayacağını
söylemiş. O da "Dİyefim Id
ben Korkut'um,buyasamöy-
kûsünön benim oldugunu dü-
şiin ve bana teşhis ka\" de-
yınce, psikolog dostu Kor-
kut'un contrphobic eğilimle-
rine dikkat cekmiş. Başka de-
yişle, korkuya karşı cesarete
sanlmasına...
ŞEHIR TIYATROLARI ,
HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI (240 77 20)
NEILSIMON
İLKGENÇUĞİM
Kültür
Sanat
ılanlannız ıçın
293 89 78
(3 hat)
YÖNETEN: ENGİN ULUDAĞ
(1-2-3-4-5 Mart)
Çocuk Oyunu
VVSHAKESPEARE
BIRCECEMASAU
OYUNL^TİRAN-YÖNETEN.
NEŞE ERÇETİN
(4-5 Mart Saat: 11.00)
HARBIYE CEP T I Y A T R O S U ( 240 77 20 I
ORHAN GUNER
KJNC1NOBETÇININ
SHOMTILARJ
YÖNETEN ARİFAKKAYA
'(28 Şubat Saat. 18.00/20.30 2-3 Mart Saat. ıŞ.OO)
K A D I K O Y H A L D U N T A N E R S A H N E S I ( 3 4 9 0 4 6 3 1
T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI DEVLET TİYATROLARI
I İSTANBUL DEVLET TİYATROSUT A K S İ (VI S A H N E S I 2 9 3 31 0 8
Haita ıcı saat 20 0ü. Cnt 15 00-20 00
NIKOLAY GOGOL
PALTO
Yöneten: Başar SABUNCU
(Istanbul Şehır Tıyatroları 80. Yıl Kutlama
Etkınlikleri Çerçevesinde)
7-8-9-10-11-12 Mart
MEMET BAYDUR
YEŞİL PAPAĞAN LTD.
Yöneten: Can GURZAP
14-15-16-17-18 Mart
CARSTEN KRÜGER / VOLKER LUDWIQ
ISLIK SEVER MAX
Müzikli Çocuk Oyunu
Yöneten : Erfcan TAŞDÖĞEN
5 Mart Pazar Saat: 11.00 ve 14.00
12 Mart Pazar Saat : 11.00
TAKSIM SAHNESI UST FUAYE 293 31 08
Cars.ımt.i «e CLTI.I S.ı.ıt 17 30
ŞEHİR UYKUDA
Uyarlayan veYöneten :
Özgür ERKEKLİ
15-17 Mart
AKM 0DA TİYATROSU 251 56 00/254
HatU icı Saat 19 00 Cm! 15 00-19 00 Pazar 15.00
:NESİN
HADİ ÖLDÛRSENE CANİKOM
Yöneten: Metin BELGIN
7-8-9-10-11-12 Mart
NEDİM GÜRSEL
İLK KADIN
Oyunlaştıran ve Yöneten: Esen OZMAN
14-15-16-17-18-19 Mart
AKM BIRIM TİYATROSU 251 56 00/254
HaHa Icı Snal 19.30. Cmt. 15 00-19 30
MAKSİMOOfiKİ
KÖÇÖK BURJUVALAR
Yönrten: N*«rin KAZANKAYA
7-B-8-10-11 Marl
BEHtÇAK
BİNA
Yöneten: Özgür YALIM
14-15-16-17-18 Mart
ÜLKÜÂYVAZ
TENEKE ŞÖVALYELER
Müzikli Çocuk Oyunu
Yöneten: Orhan KURTULDU
Her Pazar Saat: 12.00
YEŞİM DORMAN
YILDIFUM TÜRKER
GÖLGEUSTASI
YÖNETEN ORHAN ALKAYA
(I -2-3-4-5 Mart)
Çocuk Oyunu
O
BİRLİKTE
0YNAYAUM
OVETN DENİZUYGUNBl
(4-5 Maa Saat: I 1.00)
USKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESI (333 03 97
EKREM REŞIT REY
CEMAL REŞİT REY
LUKV5HAYAT
YÖNETEN HALDUN DORMEN
(1-2-3-4-5 Mart)
Çocuk Oyunu
Ş.AVŞAR-EULGER-
E.POSTOĞLU-M.DKIUÇ
YAVRU KİMİN
YÖNETEN ŞEVKETAVŞAR
(4-5 Mart Saat: 11.00)
FATIH RESAT NURI SAHNESI (526 53 80)
LOLEH BELLON
OYİEBIRSEVGIK1
YÖNETEN ENGİN GÜRMEN
(1-2-3-4-5 Mart)
Çocuk Oyunu
F<.WAECHTER
SOYTARILAROKULU
YÖNETEN TANER BARLAS
(4-5 Mart Saat: 11.00)
G A Z I O S M A N P A S A S A H N E S I ( 5 7 8 6 0 6 7 )
MEMET BAYDUR
TtNSING
ÇETİNİPEKJtAYA
(1-2-3-4-5 Mart)
Çocuk Oyunu
FIKRET TERZİ
GÖLGENİNCANI
YÖNETEN CEMDAVRAN
(4-5 M a r t Saat: I I . 0 0 )
Biletler Satıştadır. / Toplu Satışlar için : 244 28 11 »ILETLEB SEHPR TtYATHOLARI GISFt-E"' İLE KADIKOY HAIDUN T*Nf«
DUŞUNCEYESAYGI
MEMET FUAT
Görünüşü Kurtarmak
Denx>kratikleşmeTürkfye'nin içişlerini mi ilgilen-
dirir, yoksa dışişlerini mi?
Ne zaman düşünce özgüriüğünden, demokra-
siden, insan haklanndan söz edilse, ağıriıklı olafak
birtakım uluslararası kuruluşlann adlan anılryor.
Insanlann başka ülkelerde yaşayan insanlar için
kaygılanmalan çok güzel bir şey.
"Yansı burdaysa kalbimin /yansı Çinde'dir, dok-
tor."
Günümüzde gerçi böylesine içten değil bu kay-
gılanma, anamalcılık küreselleşen çıkar savaşımın-
da bütün duygulan kullandığı gibi, dayanışma duy-
gusunu da yüzsüzce kullanıyor, gene de bir güzel-
lik: "Bölmüş saadetimizi çizgisi yurtlann; I Biz in-
sanlar ayn ayn kalmışız, I Gökte kuşlann kardeşü-
ği, I Yerde kurtlann," diye düşünebtlmek...
Bir başka ülke insanının ülkemin sorunlanna çö-
züm araması beni hiç tedirgin etmez. Irk, soy, din,
ulus, sınrf, insanlan bölen her şeyin aşılması gerek-
tiğine inanıyorum.
Dünyanın bir yanında bir sorun varsa, her dün-
yalı o soruna çözüm aramalıdır.
Ama siyasa adamlanmızın, "Biran önee demok-
ratikleşmemiz gerekiyor, yoksa ö/zr Avrupa Birfi-
ği'ne almazlar," demelerine de dayanamıyorum.
Demokratikleşme sanki Türkiye'nin bir dışişleri
sorunu...
Tatsızlık başkalannın bize kanşryor olmalannda
değil, bizim kendimizi demokratJkleşmeye katlan-
mak zorunda gönmemizde...
Demokratikleşme bu ülke için iyi bir şey değilse,
insanca yaşamanın başka bir yolu varsa, halkımız
demokratik haklannı, özgüriüklerini istemiyorsa,
Avrupa Biriiği dayatıyor diye demokratikleşilir mi?
Dahası, demokratikleşmenin önemini gerçekten
bilenler, demokratikleşmeye yürekten inananlar da,
siyasa adamlanmızı harekete geçirmek için, ikide
bir aynı gerekçeyi öne sürüyorlar. En özgürtükçü
görünen aydınlar bile, tartışmanın biryerinde, ''Yok-
sa Avrupa Biriiği'ne giremeyiz" deyiveriyorlar.
Oysa hiç kuşkusuz, bütün dünya halklan gibi, bi-
zim halkımız da özgürfeşmek, yüzyıllarca süren
kanlı kansız savaşımlarta elde edilmiş insan hak-
lanna kavuşmak istiyor.
Buçokdoğal bir şey!..
Konuşmalar, tartışmalar öyle bir yere geldi ki,
bugün Türkiye'de birçok kişi demokratikleşmeyi
Avrupa Biriiği'ne girmek için değil, Avrupa Birfi-
ği'ne girmeyi demokratikleşmek için özlüyor.
- Ne aynmı var?
-Çokaynmı var...
Olkemizi yönetenlerin halkımıza bazı konularda
hiç güvenmedikleri açık. İyi eğitim görmemiş, bil-
gisiz, sağduyudan yoksun buluyorlar büyük ço-
ğunluğu, köylülerle işçileri. Kendileri çoban, halk
koyun. Parti propagandası için yapılan konuşma-
lann düzeyi de bunu gösteriyor.
Halktan bekledikleri: İyi insan, iyi vatandaş olsun-
lar, AJIahtan korksunlar... Bir de fazla düşünmesin,
gerekli gereksiz sorular sormasınlar... Bol bol ma-
ça gitsinler, kulüp tutsunlar, bağınp çağınp boşal-
smlar...
Biz onlan istediklerinden iyi yönetiriz.
Eğitim anlayışlan da bu çerçevede: Okuma yaz-
ma öğrenmek yeter... llkokul düzeyinde birtakım
bilgiler... Din yoluyla da sevgi, saygı, ahlak... On-
dan ötesi herkese gerekmez...
Kısacası: Okur yazarlarla sandık demokrasisi...
Ulusça entel takılacak değiliz ya!..
Bu ülkede, birçok sorunun ancak demokrasiyle
çözülebileceğini bilen seçkin insanlar eskiden de
vardı, bu gün de var, ama yönetici kadrolar hiçbir
zaman demokrasiye gerçekten inanmadılar. Yalnız-
ca görünüşü kurtarmayı düşündüler.
Demokrasi onlar için hep bir dışişteri sorunuy-
du...
Şu günlerde kimi aydınlann gümrük birliğine gir-
meyi demokratikleşme yolunda atılmış bir adım gi-
bi değerlendirdiklerini gördükçe, anlatılması çok
güç duygulara kapılryorum.
Bir ülkeyi yönetenler için bundan büyük aşağı-
lama olabilir mi?
Mehmet Eroglu:
Senaryo içîn 7 yıl ugraştık
Mehmet Eroglu, 'Yanm Katan YSriiyûî' ad-
lı romanım senaryolaştınrken. olay örgûsûnün
gevşememesine ve roman kahramanı K.or-
kut'un dramının yoğunluğunu seyreltmemeye
dikkat ettiğini belirtiyor.
- Romanm ritmini, yoğunluğumı senaryoya
taşırken neleri göz önünde bulundıırdunuz?
Gemedönüşteriebirfikte7-8gûneyayıbuıotev-
br örgüsönn (bir de tanıktarm ifedeleri var)
Urkaç saatfik bir sinema fimine dönüştürür-
ken kaygımz ne oMn? Sizce 'Yanm Kalan Yü-
rüyûş'smemaya aktanlmaya uygun bir yanm
VBprtımı?
'Yanm Kafau Yürü>üş'ün sinemaya akta-
nlmaya uygun bir roman oldugunu düşünmçk
pek yanlış olmaz sanınm. Kitap yayımlandı-
ğında Okan Uysaler, Emin Gerçeker ve Neşet
Kırcabogiu gibi yönetmenler romanı okuroku-
maz ilk tepkılerinı "Bu khap hemen filme çe-
IdlebOir, senaryo>i
a bik gerek yok"diyerek ba-
na iletmişlerdi.
Zaten ilk senaryo çalışmalannı Neşet Kır-
calıoğlu ile birlikte bu görüş etrafında yapmış-
tık.
Romanı senaryoya, yani filme taştrken dik-
kat ettiğim husus, olay örgûsûnün gevşememe-
si, hızh ritmi korumak ve roman kahramanı
Korkut'un dramınm yoğunluğunu seyreltme-
mekti. Her şey bir yana, önünde sonunda ro-
mandan filme aktanlacak olan, atmosfer ve ana
tema degıl midir? Senaryo ile altı, yedi yıldır
sürekli uğraşarak, değişik yönetmenlenn süz-
geçlennden geçirerek bu aktarmayı başardık
sanıyorum.
-Neden romanlannızda başerkek karakter-
lerinizi idoOejtimorvunuz?
Onlan idolleştırTnıyprum. 'Issızhğın Orta-
smda' ve 'Geç Katanış CMü'nün kahramanı Ay-
han'ın. 'Admıl'nutanAdam'm kahramanı 'Ad-
sız Adam'm ve 'Yürek Sûrgünü'nün baş kişi-
si Kadir'in bu tanjma gırdiğini sanmıyorum.
Bu yakıştırmaya en yakın duran 'Yanm Kalan
Yüriiyûş'ün kahramanı Kotkutolabilir. Korkut
bir 'kurtana'. ama roman boyunca bu tipe de-
ğişik açılardan değişik merceklerle hem öve-
rek hem de eleştirilerek bakılıyor. Bence idol-
leştirme Korkut için de uygun bir değerlendır-
me değil, ona olsa olsa etkileyici ve adı gibi
korkutucu bir kahraman denebilir.
- Romanda Korkut'un aşın cesareti, diğerle-
rininaşın korkaklığry latezatoluşturuyor. Kor-
kut'un senaryoda daha inandabilir bir karak-
teredöniişmesrvie bu karpthkortadan kaikmış
obnah_
Önce inandıncı, inanılabilir karakter tanı-
mını biraz deşelim. Bir roman kahramanının
inandıncıhğını, davranışlannı, hayata bakışım,
amaçlannı gündelik ölçütlerle değerlendirmek
hata olur. Bazen en inanılmaz, hatta absürd
davranışlan sergileyen kahramanlar, insanla-
nn ve insanlığın çok evTensel bir yanının altı-
nı çiziyorolabilirler. Formal mantıkla bakıldı-
ğtnda Don Kişot'un davranışlan baştan aşağı
saçmalıktır.
Ama bilıyoruz ki, yeldeğirmenlerine saldı-
ran. inanılması pek de mümkün olmayan dav-
ranışlar sergileyen bu kahraman, insanlığın en
inandıncı tiplerinden birisidir. Bence bir kah-
ramanın neyi temsil ettiğini, neyi öne çıkardı-
ğını iyice düşünürsek, inandıncıhğı hakkında
daha iyi fıkir sahibi olabıliriz. Korkut, roman
kahramanı olarak 1970"den 1980"lere kadar
benzerlerine hapishanelerde, mezarlıklarda ve
şiirlerde rastladığımız kurtancılardan bni ben-
ce. Kısacası Korkut, hayatı hep bir dram için-
de yaşamaya mahkûm edilmiş, kaderi trajik bir
sona varan eylemcidir dersek pek yanılmış ol-
mayız.
- Filmde Korkut'u cantendıracak olan Le-
vent Ülgen.onun aşın eesaretinin ardmda aşt-
n korkakbgın yattığını düşünfiyor. Romanda-
ki Korkut'un korkaklığına dair bir ipucuna
rasttadığnnı anımsamnorum. Romandaki ve
senaryodaki Korkut'u. korku ve cesaret bağla-
mında nasıl değerlendirirsiniz?
tstersenız yazarlık seriivenim boyunca cesa-
ret üzerine yazdıklanmı kısaca özetleyeyim. 'b-
stzfağm Ortasmda'f 1984): Cesaret insanm ha-
yatmı birkaç dakikalığına kumar masasına fir-
latılan bir zar gibi tehlikeye atması demek de-
ğildir. 'Geç KabnısÖKi' (1985): Cesaret sürek-
liliktir, korkarak da olsa devam etmektedir. 'Ad^
nı l'nutan Adam': Cesaret. gelecek yaratabil-
me yeteneğıdir. 'Yûrek Sürgünn':
Cesaret, sahip olunmadıgını için kişileri so-
rumlu tutacağımız bir eksiklik değildir. Ancak
varlığı kışıliğimızı zengmleştiren bir olgudur.
'Yanm Kalan Yürüyüş': Cesaret. tehlikeyle ol-
duğu gibi dehşet duvgusuyla başedem/yor.
'Yanm Kalan V ürüyüş'ün talihsiz kahraman-
Ianndan Hasan'ın sorunu korkaklık değil. Çün-
kü o, tehlikeyle başediyor. Baş edemediği, hûc-
resinde işkencelerini beklerken duyduğu deh-
şet duygusu. Korkut'un korkup korkmadığma
gelince, sanınm o fızikı korkulannı yenmiş bi-
n. Korkut'u dehşete düşüren olay ise öldürmek
zorunda kaldığı adamın başında gülüp gülme-
diği.