Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MART1995SALI
HABERLER
'Demokrasi ve
terör' konferansı
• ANKARA (UBA) - Çeşitli
üniversitelerin Atatürkçü
dûşünce topluluklan,
Atatürkeü Düşünee Dcrncgi—
Başkanı Suphi
Gürsoytoprak'ın katıldığı
"Demokrasi ve Terör"
konulu bir konferans
düzenleyecek. Ankara
Üniversitesi Toplantı
Salonu'nda yapılacak
konferansa Ankara
Üniversitesi lletişm
Fakültesi Öğretim üyesi
Prof. Dr. Korkmaz
Alemdar'ın yanı sıra.
Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Metin Günday.
Cumhuriyet Gazetesi yazan
Mustafa Ekmekçi ile
Atatürkçü Düşünce Derneği
üyesi gazeteci Nurzen
Amuran konuşmacı olarak
katılacak.
Beşyeni
belediye kuruldu
• ANKARA (AA) - Antalya
Trabzon, Adana ve Ordu'da
toplam 5 yeni belediye
kuruldu. Resmi Gazete'nin
bugünkü sayısında
yayımlanan üçlü
karamamelere göre,
Antalya'nın Alanya ılçesine
bağlı Okurcalar köyünde
"Okurcalar", Trabzon'un
merkez ilçesine bağlı Pelitli
köyünde "Pelitli" adıyla,
Akçaabat ilçesine bağlı
Erikli, Karacakaya. Pazarcık
ve Tepegören köylerinin
birleştirilerek "Dörtyol"
adıyla. Adana'hın Ceyhan
ilçesine bağlı Yenikent ve
Eskikent köylerinin
birleştirilerek "Birkent"
adıyla. Ordu'nun Fatsa
lçesine bağlı Hacıköy ve
Aslancami köyleri ile Çamaş
ilçesine bağlı Saitler
köyünün birleştirilerek
"Aslancami" adıyla
belediye olmasına karar
verildi
taiklikten
taviz vermeyii'
• ANKARA (ANKA)-
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk. Yaşlılar Haftası
nedeniyle Devlet Bakanı
Önay Alpago ve Yaşlılara
Yardım Derneği üyelerini
kabul etti. Yaşlılar
I Cindoruk'a "LaikHkteıv
I tatfiz vermeyin" uyârîSırida "
I batanurlarken.TBMM
Başkanı Cindoruk da
curnhuriyetin temel
ilkelerinden
vazgeçilemeyeceğini
yanıtmı verdi ve
"Kimliğımiz, içeriğimiz
demokrasi olacaktır, Meclise
güvenin" dedi.
CHP'li başkanın
açıklaması
• tZMİR(AA)-CHP Izmir
tl Başkanı Ali Rıza Bodur.
seçilmesinin tartışılır bir
yanı bulunmadığını söyledi.
Bodur yaptığı açıklamada.
önceki gece CHP Genel
Başkan Yardjmcısı Mustafa
Timisi ve CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin'in
de bulunduğu oturuma 66
kişilik CHP-SHP tl Yönetim
Kurulu'ndan 62 kişinin
katıldığinı. ancak daha sonra
20 SHP'linin oturumu
terkettiğini bildirdi. Bodur
şunlan kaydetti: "Aynca.
sayın Hikmet Çetin. II
Başkanlığı'na seçilmem
nedeniyle beni arayarak
kutlamıştır. Kendisinin iyi
dileklenni aldık. Bundan
sonra da partimizin başansı
için çalışacağız. Yetki
belgemizi alınca da bir
toplantı düzenleyeceğiz."
Ugur Kılıç davası
• BURSA(AA)-Uğur
Kılıçın öldürülmesi
suçundan tutuklu bulunan ve
"tetikçi" olduğu öne sürülen
sanık Abdurrahman Keskin
ile cinayete azmettirmek
suçundan hakkında gıyabi
tutuklama karan bulunan
Alaattin Çakıcı'nın '
yargılanmalanna devam
edildi. Bursa 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü
duruşmasında sanık
avukatının olay yerinde keşif
talebi mahkeme heyeti
tarafından mevcut delillerle
durumun değerlendirileceği
belirtilerek oybirliğiyle
reddedildı
Adana'da patlama
• ADANA(Cumhuriyet)-
Adana'da Hacıbayram Polis
Karakolu yakınına bırakılan
bomba dün sabah saat
10.30'dapatladı. Karakola
yüz metre uzaklıktaki bir el
arabası içine yerleştirilmiş
zaman ayarh bombanın
patlaması sonucu çevredeki
binalarda hasar meydana
geldi. Patlama sırasında
yoldan geçmekte olan
Hüseyin Çapartaş (41)
başından yaralandı.
Yargıtay. 4. Ceza
Dairesi Başkanı
Doç. Selçuk: Laik devlette din
dersi zonuıhı olamazANKARA (ANKA) - Yargıtay Dör-
düncü Ceza Dairesi Başkanı Doç. Dr. Sa-
mi Selçuk, anayasanın başlangıç kısmın-
da yer verilen "kutsal devletr
teriminin
Italyan faşizminin bir uzantısı olduğunu
bildirdi. Selçuk, yansız devlet ve bireyi
ön plana çıkaran özgürlükçü, çoğulcu de-
mokrasi ilkeleri gözetilerek bu terimin
anayasa meminden çıkanlmasını öner-
di. Doç. Dr. Selçuk, laiklik ilkesini be-
nimseyen demokrat bir devletin bütün
görüş ve inançlarkarşısında eşit uzaklık-
ta olduğunu belirterek "Bunun doğal so-
nucu olarak devlet, ne din ögrenimi ya-
par/yaptınr ne de başkalannın topJuluk-
lann din ögrenimi yapmalanna karışır.
Bu kanşma, kamu düzeni ve genel ahlak
• Anayasa değişikliği tartışmalannı değerlendiren Selçuk,
"Devlet ne din öğrenimi yapar ne de topluluklann din ögrenimi
yapmalanna kanşır" dedi. Anayasadaki 'Kutsal devlet" terimi
Selçuk'a göre ttalyan faşizminin uzantısı.
gibi durumlarda söz konusu olabilir" de-
di. Anayasanın çok tartışmalı 24'üncü
maddesinin bu anlayışla yenıden kaleme
alınmasını öneren Selçuk. 44
Laik bir dev-
lette din bilgisi dersi zorunlu kılınamaz.
Zorunlu kılındığı takdirde bu durum. la-
iklikk sürtüşmenin de ötesinde çatışır"
görüşünü savundu. Yargıtay Dördüncü
Ceza Dairesi Başkanı Selçuk. güncelli-
ğini koruyan anayasa değışiklikleri çalış-
malan kapsamında görüş ve önerilerini
açıklarken bu önerilerini kendisinedanı-
şan bazı siyasi parti yöneticilerine de ilet-
tiğini bildirdi. Selçuk, anayasanın en tar-
tışmalı bölümleri arasında yer alan "Baş-
langıç" kısmının şu şekilde yazılmasını
önerdr "KayıtsızkoşuDarTürkulusuna
ait egemenliğe, hukukun üstünlüğüne, in-
san haklannın ve özgürlükJerinin önceli-
ğine, uygarca iş bölümüne ve işbirliğini
yansıtan erkler aynlığı ilkesine dayah, ka-
tılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokra-
Demokrasi Platformu'nun karanyla işçiler ve kamu çalışanlan iş bıraktı
lstanbııloktykmnapmtesto• On bir meslek ve kitle
örgütü üyeleri yurt
çapında iki saat süreyle iş
bırakırken dünü "yas
günü" ilan ettiler.
Haber Merkezi - tstanbul'da-
ki olaylarda iktidarı "yetersiz"
bulan. aralarında Türk-Iş, DİSK
ile 11 demokratik kitle ögütü ve
meslek örgütünün yer aldığı De-
mokrasi Platformu'nun karany-
la işçiler ve kamu çalışanlan dün
yurt çapında iki saat süreyle iş
bıraktı ve dünü "yas günü" ilan
etti. DtSK Genel Başkanı Rıd-
van Budak. "Endişemiz, vatan-
daşımızın hezeyanı değiL esas
bunlar karşısında tedbiıü olnıa-
« gereken gıivenlik güçlerinin
fazlaca hevecanı ve gereksiz sal-
dırganlığıdır" dedi. Türk-Iş de
bir an önce değişikliklerin ya-
pılması ve ülke sorunlannın çö-
ziimüne "öncelik verilmesi" ko-
nusunda hükümeti uyardı.
Türk-tş Başkanlar Kurulu, te-
rör eylemlerini lanetleyerek.
"Halkımız ve Türk-tş öncülü-
gündeki işçi sınmmız, 12 Eylül
öncesinin oyunlanna gelmeye-
cektir" açıklamasını yaptı.
"• rstartbul'da yaşanan olaylann
•^JJO ve nefret yaratnğının"vur-
gulandığı bildiride, şöyiedenil-
di: "Başkanlar Kurulumuz, kab-
ve katiiamını gerçekleştiren sal-
dırganlan olduğu kadar, hallo-
mızın haklı tcpkisini başka
amaçlaria kuUanmaya çahşan U-
legal örgütleri de laneriemekte-
dir. Güvenlik güçlerimiz, tçişle-
ri BakanlığTmız ve hükümeti-
mİ7 ise, gelişmeleri olaylar büyü-
meden önlemede yetersiz kal-
ş
Bıldiride. hükümet içindeki
değişikliklerin biran önce so-
nuçlandınlması ve sorunlara el
atılmasının önemine dikkat çe-
kildi. Türk Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB) Ge-
nel Sekreteri Alpaslan Ertürk,
tstanbul'da yaşanan katliamla-
nn hedefinin. bu topraklar üze-
rindeki "kardeşcevaşamaumu-
du"nun yokedilmesi olduğunu
vurguladı. Ertürk, olaylann bi-
rinci elden sorumlusu olan Içiş-
leri Bakanı, vali ve emniyet mü-
dürünün görevden alınmasını is-
tedi.
Gaziosmanpaşa Gazi Mahal-
lesi ile Ümraniye Kemal Atatürk
mahallelerinde meydana gelen
olay lar tstanbul'da kınandı.
DlSK'te örgütlü işçilerle Kamu
Çalışanlan, Demokrasi Platfor-
mu karan uyannca, dün sabah
09.00'dan itibaren iki saat iş bı-
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. Türkiye'de barışın biriiğjn \e bütünlüğün sağianması için
uyan görevi yapükiannı söyledi.
rakarak ve işyerlerindebildıriler
okuyarak "Gaziosmanpaşa ve
Ümraniye katliamlanm" lanet-
lediler ve dünü "yas günü" ka-
bul ettiler. Gazi Mahallesı'nde
ise dün esnaf "Demokrasi Plat-
formu
n
nun ilan ettiğı genel yas
kararını desteklemek amacıyla
kepenk kapattı.
Gaziosmanpaşa ve Ümrani-
ye'de yaşanan olaylan protesto
etmek üzere alınan karara
DİSK, örgütlü olduğu fabnka-
larda bildiriler okuyarak katıldı.
Kamu çalışanlan ise ağırlıkla
belediyeler ve hastanelerde saat
09.00 ile 11.00 arasında iş bı-
raktılar.
DlSK Genel Merkezi önünde
dün sabah bir basın açıklaması
yapan Rıdvan Budak. Türki-
ye'de banşın birliğin ve bütün-
lüğün sağlanması için uyan gö-
revi yaptıklannı söyledi. İki sa-
atlik iş bırakma kararı ise yo-
ğunlukla belediye ve hastaneler-
de uygulanabildi. Demokrasi
Platformu'nca hazırlanan ortak
bildiriyi okudular. Bildiride sal-
dınnın bir gerekçesinin de "de-
mokratikleşme önlemlerinin ha-
yata geçmesini engeUemek" ol-
duğu savunuldu.
Gazi Mahallesi'nde de dün
esnaf "Demokrasi Platfbr-
mu"nun ilan ettiği genel yas ka-
rannı desteklemek amacıyla ke-
penk kapattı. dükkânlara siyah
kumaşlar asıldı. Bu arada ölen
ve yaralananlann ailelerıne yar-
dım toplamak amacıyla Iş Ban-
kası Küçükköy Şubesi'nde
10863440295575 numaralı he-
sap açıldı.
Geçen perşembe günü olay-
lan yerinde incelemek amacıy-
la gittikleri Ümraniye'de gözal-
tına alınan SlP Genel Başkanı
Aydemir Güler ile bir grup par-
tiİi, dün sorumlular hakkında
Üsküdar Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na suç duyurusunda bulun-
dular. Gaziosmanpaşa'daki
olaylann ardından dün Şener
Özer ve Yılmaz Çav'ın gözaltı-
na alındıklan bildirildi.
Gaziosmanpaşa olaylan dün
Adana'da ise grevde olan tekstil
işçileri tarafından protesto edil-
dı.
siyi amaçlayan bu anayasa. Uluslarara-
sı çıkarlarını koruma ve 'yurtta banş ve
dünyada banş' ilkelerine bağlı, diinya
ııluslar ailesinin eşit ve onurlu bir üyesi
olan Türkiye Cumhuriyeti devletin, ül-
kenin ve ulusun bölünmezliğine, ta-
rihsel, manevi ve ulusal dayanışmaya
ve degerlere, Türk yurdunun kurtan-
cısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru-
cusu. büyük önder ve eşsiz kahraman
Atatürk'ün ölürasüz anısına, bu bi-
linçten esinlenen milliyetçiliğe, sonsu-
za dek yaşayacak olan Türkiye Cum-
huriyeti'ne, Türk ulusunun gönenç ve
mutluluğunu gerçekleştirme ve çağcıl
uygarlık düzeyini yakalama ve onu aş-
ma ülküsüne gönülden bağlı, kaderde,
kıvançta. tasada \e yukarıda-
ki ulusal ülkülerde ortak erde-
me ve özgürlüğe inanmış Türk
çocuklarının duyarlı bekçiliği-
ne emanet edilmiştir."
Selçuk, bu değişiklik önerisi-
ni, "Anayasa meminden sayılao
'başlangıç' kaleme aiınırken
maddelerde yer alan kesimler çı-
kanlmış, yansız devlet ve bireyi
ön plana çıkaran özgürlükçü, ço-
ğulcu, demokrasi ilkeleri gözeti-
lerek, ttalyan faşizminin bir
uzantısı olan (kutsal devlet) teri-
mi dışlanmıştır" şeklinde gerek-
çelendırdi.
Din dersi sorunu
Selçuk, anayasa değışiklikleri
çalışmalannda siyasi partiler
arasında en önde gelen uzlaş-
mazlık konusu olan 24'üncü
maddeyle ilgili önerisinde ise la-
ık devlette din derslerinin zorun-
lu olamayacağına dikkati çekti.
Doç. Dr. Selçuk. bu konuya iliş-
kin açıklamasında da şöyle de-
vam etti: "Laikiik ilkesini benim-
seyen demokrat bir devlet Bütün
görüş ve inançlar karşısında eşit
uzaklıktadır \e yansızdır. Bunun
doğal sonucu olarak devlet. ne
din öğrenimi yaparA aptırır ne de
başkalannın, topluluklann din
öğrenimi yapmalanna kanşır. Bu
kanşma. kamu dü/eni. genel ah-
lak gibi durumlarda söz konusu
olabilir. Eğer devlet okullannda
din bilgisi derslcrinde direnilrvor-
sa, bu laiklik ilkesiyle en az sür-
tüşecek biçimde olmaudır. Bu
takdirdedevletin din bilgisi öğre-
nimini denetlemesi doğaldır. An-
cak laik bir devlette din bilgisi
dersi zorunlu kıhnamaz zo-
runlu kılındığı takdirde bu du-
rum, laiklikle sürtüşmenin de
ötesinde, çatışır."
24'üncü madde önerisi
Yargıtay Daire Başkanı Sel-
çuk'un 24'üncü maddeye ilişkin
değişiklik önerisi şöyle: "Her-
kes, vicdanı, dini inanç ve kani
özgüriüklerine sahiptir. Kamu
düzenine ve genel ahlaka aykın
düşmemek koşuluyla herkes,
inandığı gibi yaşamakta ve dini
ibadet vetöreıilere katılmakta öz-
gürdür. Hiç kimse ibadete ve di-
ni törenlere kaülmaya görüş ve
inançlannı açıklamaya zorlana-
maz. Bu görüş ve inançlanndan
dolayı kınanamaz ve suçlana-
maz. Din bilgisi ve ahlak öğre-
nimleri, küçükler adına yasal
temsilcilerinin ve kendi adla-
rına erginlerin yasada öngörü-
len süre içinde yazılı başvuru-
lan bulunmak ve devletin de-
netimi altında yapılmak koşu-
luyla ilk ve orta öğrenim ku-
rumlarında okutulan dersler
arasında yer alırlar. Bu dersle-
rin içerikleri laikiik ilkesi göze-
tilerek >asa ve yönetmelikler-
ce belirlenir."
GUTVDUZ GOZUyLE
MELİH CEVDET ANDAY
Açıklamalar
Osmanlı tarihçileri, her yenilgiyi, her başkaldınyı, her ka-
nşıklığı açıklamaya kalktıklannda şu beylik nedenlen sıra-
layıverirler: Yukarı katın eğlenceye düşkünlüğü, pahalılık,
rüşvet, vurgun, adam kayırma...
Ama bunlar hiçbir zaman eksik olmamıştı ki, belli bir ye-
nilgi, belli birkanştklıkyadabaşkaldın için inandıncı birge-
rekçe olarak kullanılabilsin!
Alevi yurttaşlanmızın saldınya uğramaları sonucu ortaya
çıkan olaylar dolayısıyla yetkililerce yapılan açıklamalar da
Osmanlı tarihçilerinin beylik gerekçelerini anımsatıyor.
Şunlara bir göz atalım:
Deniyor ki, "/ç ve dış odaklann kışkırtmasıyla karşı kar-
şıyayız. Aman dikkatli olun!"
Ne yüzeysel, dahası ne boş bir açıklamadır bu! Iç ve dış
odaklann neler olduğunu, kimler olduğunu bilemedikten
sonra nasıl rahat edebiliriz! Iktidariarın her ülkede haber al-
ma kuruluşlan vardır ve bundan ötürü yöneticiler olaylan
önceden bilip önlem alırlar, bunu yapamadıktan sonra, Os-
manlı tarihçisi gibi, ezbere nedenler söylemek ne saçma-
dır!
Şu da var; bir olayın, bir kışkırtmanın her zaman ya iç, ya
dış bir nedeni vardır ya da bunların ikisi bir aradadır; ayn-
ca iç ve dış bölümlemesı, nedeni göstermez, nedenin çe-
şitliliğini belirler. Demek bunu bir açıklama sayamayız.
Ayrıca Türkiye, tarihi boyunca "Alevi kıyımı" diye bir ola-
yı yaşamıştır. Sünni iktidar Alevilere kıymıştır. Bugüne gel-
diğimizde, Diyanet işleri Bakanlığı'nın bir Sünni mezhep
başkanlığı olduğunu ve din dersleri adı altında Sünni mez-
hebınin inançlannın öğretildiğini biliyoruz. Budurumda Ale-
vi yurttaşlara, "Kışkırtmalara kapılmayın!" demenin bir an-
lamı var mıdır?
Türkiye'de dınsel politika, Sünni mezhebinın iktidar ol-
ma hırsını gösteriyor. Konuyu "ıç ve dış odaklar" diye kar-
maşıklaştırmaktansa bu gerçeği değerlendirmek daha doğ-
ru olur.
Son zamanlarda oldukça sık kullanılan açıklamal^rdan bi-
ri de, kıskanıldığımız. Kalkındığımız için düşmanlar bizi kıs-
kanıyorlar ve anarşik olaylar çıkararak bizi yolumuzdan alı-
koymak istiyortar!
Bu da boş bir açıklama. ; •
Çünkü kalkındığımız filan yok, aynca hiç kıskanılacak du-
rumda değiliz. Kalkınan bir ülkeyi kıskanma diye adlandı-
nlabilecek birolaydan sözeden hiçbir tarih kitabı yoktur. Hü-
kümet demokratikleşme paketıni gerçekleştiremedi daha,
hep hazırlık içinde. Bu durumda dış odaklann demokrasi-
mizi kıskandıklannı nasıl söyleyebiliriz!
Cumhurbaşkanımız Gazi mahallesi, Ümraniye olaylan
dolayısiyle Hindistan'dan yolladığı demeçte, "Korktuğum
başıma geldi" diyor. Bir baba, "Bızim çocuk derslerine ça-
lışmıyordu, sınıfta kalacak diye korkuyordum, korktuğum
başıma geldi" diyebılır, ama bir devlet başkanı diyemez.
Onun korktuğu an önlemlerini alması gerekir.
Son olaylann gerçekten bir Sünnı-Alevi çatışması ol-
duğunu mu söylemek ıstiyorum?
Hayır. Ali ile Muaviye arasındaki kanlı çatışmalan, bugün
burada, Türkiye'de çözmeye kalkma şaşkınlığını yurttaş-
larımıza yakıştırmak ayıp olur. Elbette kışkırtma var, böyie
olduğuna göre kışkırtıcılar da vardır, ama bu gerçeği "iç ve
dış odaklar" diye süsleyerek örtbas etmeye gerek yok.
Çaresizliğin anlatımıdır bu.
Bugün tanık olduğumuz üzücü olaylar geçecektir,
unutulacaktır elbet; ama, devlet bunlardan ders almalı ve
devlete yakışanı öğrenmeye bakmalıdır.
Kaymakamlık izin vermedi
îzmir'de Kitap
Şenliği yasaklandı
LATtFSANSÜR
KUŞADASI - Ceşitli kitle ör-
gütü. oda ve kuruluşun ortakla-
şa düzenlediği Kuşadası 1. Ki-
tap Şenliği ve Pul Sergisi Kay-
makamlıkça yasaklandı. Arala-
nnda Aziz Nesin \ e Muzaffer İz-
gü'nün de bulunduğu 15 yaza-
nn katılacağı kitap şenliğinin
"güvenlik" nedeniyle iptal edil-
mesine tepki gösteren düzenle-
me komitesi üyeleri karan sert
bir dille kınadılar.
27 mart günü başlayarak üç
gün sürmesi planlanan Kitap
Şenliği. Kuşadası Kaymakamı
Ekrem Ozsoy tarafından iptal
edildi. Kaymakam Özsoy. lstan-
bul'daki olaylardan sonra şenli-
ğin sabote edileceği y önünde
duyumlar aldıklannı bildirdi.
Şenlik Düzenleme Komitesi
Başkanı HalukTosunlarise şen-
liğin. çocuklan ve gençleri ki-
tapla tanıştırma amacı taşıdığı-
nı belirterek şunlan söyledi:
"Şenlik çerçevesinde, ilk ve orta-
okullarda >azariann öğrencüer-
le tanıştınimasını. > azariann
eserlerinden marianan ovunb-
nn sahnelenmesini planhyor-
duk. Çevre bekle ve köyiere şen-
lik etkinlikkrinin taşınmasına
önem verdik. Vazarlarla söyleşi
ve imzalar ile tiyatro oyunlan,
köy ve beldeokullannda gerçek-
leştirOecekti. Yazar Muzaffer tz-
gü'nün yaşamını konu alan
"Zıkkımın Kökü" filminigöste-
rime sunacak. >azariann geniş
kitlelere ulaşmasına çalışacak-
tık. Kuşadası'nın salt dolar ve
markla anılan ticarethane ol-
maktan çıkıp, kitapla anılan bir
üçeolmasına basamak oluşrura-
cağı düşüncesindeydik. Ancak
kay makamlığımı/ şenliğeçokkt-
sa bir süre kala iptal karan aldı.
Bu karan güvenlik nedeniyle al-
dıklannı biküren üç saOrhk ya-
zıdan başka bilgi verilmedi".
KONUK Y/^Z/İR/SAÎMAÇSKGÖZMiUiEgitimBakanhğıBaşmü^ttişi
D
iyanet Işleri Başkanlığı Kuran
Kurslan Yönetmelıği'nin
(R.G. 16.11.1990-20697) kimi
maddelerinde değişikler yapıldı
(R.G.29.01.1995-22186). Böylece
güncellik kazanması nedeniyle hem asıi yönet-
meliğin ve hem de bu yönetmelik üstünde yapı-
lan değişikliklerin yasal ve eğitsel boyutlannı
ortaya koymakta yarar bulunmaktadır. Yönet-
melik, "Kuran kurslannın açıltş, egitim. öğre-
tim, yönetim ve denetim işjerini, çahşma usul ve
esaslannı"düzenlemek amacıyla çıkanlmıştır
(md. 1). Bu maddede eğitim, öğretim sözcükle-
rinin geçmesınin yanı sıra öteki maddelerde de
öğrenci(md. 4), müfredat programnmd. 21), SH
nav (md. 28) gibi eğitim terim ve kavramlannın
yer alması, bu kurslarda yürütülen etkinliğin eği-
tim olduğunu tartışmasız kılmaktadır. Ortada bir
eğitim etkinlığinin bulunması, doğal olarak bu
etkinliğin yürürlükteki yasal kurallar ıçındekı
konumunun belirlenmesi zorunluluğunu getir-
mektedır.
I. Yasal konum
Sözü edilen yönetmeliğin, 633 sayılı Diyanet
Işlen Başkanlığı Kuruluş ve.Görevleri Hakkın-
da Yasa'ya dayanılarak çıkanldığı belirtılmekte-
dir (md. 3). Diyanet Işleri Başkanlığı'nın kuru-
luş ve görevlerini düzenleyen anılan yasada. bu
kurumun gerektığinde okul ve kurslar açarak
eğitim etkinliği de yürütülebileceğine ilişkin bir
hüküm bulunmamaktadır. Yönetmelikte. ^aft ya-
sanın adından söz edilmekle yetınilip hangı mad-
desine dayanıldığmın bildınlmemiş olması da
bunu göstermektedır. Adı geçen kurumun çıkar-
dığı Din Işleri Yüksek Kurulu Görev ve Çalış-
maYönetmelıği'nde(R.G. 15.06.1993-21608).
yasal dayanak olarak anılan yasanın 5'inci mad-
desi göstenlmiştır. Yönetim hukukuna ve anaya-
saya göre yönetmelikler. "kanunlann ve rüzük-
lerin uygulanmasını sağlamak üzere" çıkanlan
düzenleyici metinlerdir (md. 124). Bu bakım-
dan yasada ve tüzükte yer almayan bir konuda
Kuran kurslannın denetimi sorunuyönetmelik çıkanlmasının da söz konusu olma-
ması gerekir. Öte yandan, 430 sayılı Öğretim
Birliği Yasası'nın (Tevhid-ı Tedrisat Kanunu)
"Türkiye dahilindeki bütün müessesatnflmiye\e
tedrisiye,Maarif\'ekâleti'nemerbuttur''(md. 1)
biçimindeki hükmüne göre, yükseköğrerım ku-
rumlan ile asken okullarda bu bakrmdan, uygu-
lanması gereken bir yasa ya da tüzük hükmünün
bulunmadığı bir durumda yönetmelik çıkanlma-
sının da söz konusu olamayacağı açıktır. 430 sa-
yılı Öğretım Birliği Yasası'nın (Tevhıd-ı Tedn-
sat Kanunu) "Türkiye dahilindeki bütün mües-
sesat-ı ilmiye vetedrisiye.MaarifVekâleti'ne tner-
buttur" (md. 1) bıçımındekı hükmüne göre, yük-
seköğretım kurumlan ile asken okullar dışında
kalan tüm eğitim kurumlannın Millı Eğitim Ba-
kanlığı'na bağlı olması zorunludur. Kuran kurs-
lan Diyanet Işleri Başkanlığı 'ncaaçılmakta, yö-
netilmekte ve denetlenmektedir. Yasanın deyi-
şiyle Millı Eğitim Bakanlıği'na bağlı (merbut)
değildirler. Bugün başka bakanlık ve kurumlara
bağlı ilk ve ortaöğretım düzeyınde okulların bu-
lunduğunun örnek göstenlmesinın de yasaya ay-
kınlık gerçeğını etkılemeyeceğı ve değiştireme-
yeceği açıktır. Bu noktada. gerek 1961 Anaya-
sası'nın 153"üncü ve gerekse 1982 Anavasa-
sı "nın 174'üncü maddelenyle sözel olarak koru-
ma altında tutulan bu yasanın uygulamadakı ta-
lihsizliğini vurgulamadan geçmek de olanaksız-
dır.
Bir başka aykınlık, Kuran kursu programlan-
nın hazırlanmasında hangi kurumun yetkilı ol-
duğu noktasmda odaklanmaktadır. Yönetmeli-
ğin "Kurslarda Başkanlıkça hazırlanan müfre-
dat programlan uygulanır" (md. 21) kuralına
göre Diyanet Işlen Başkanlığı yetkilıdır. 3797 sa-
yılı Millı Eğitim Bakanlığı Teşkilat \e Görev le-
ri Hakkında Yasa ise başka bakanlık. kurum ve
kuruluşlarca açılan eğitim kurumlanrun prog-
ramlannın ılgilı kurumla bırlikte Millı Eğitim
Bakanlığı'nı yetkili kılmakta: hazırlanan bu
programlan onama yetkısıni de yine Millı Eği-
tim Bakanlığf na vermektedir (md. 3'd). Ders
kıtaplan konusunda da benzer bir çatışma var-
dır. Anılan yasa, ders kıtaplannı ınceleme. ge-
lıştırme ve uygunluk karannı vermede Talim ve
Terbıye Kurulu'nu görevli ve yetkili saymasına
(md. 8, e) karşın yönetmehğe göre bu yetki, Di-
yanet Işleri Başkanlığı'ndadır (md. 21).
1739 sayılı Mılli Eğitim Temel Yasası, eğıti-
mın düzenlenmesınde temel alınacak amaç ve il-
kelen, eğitim sistemınin genel yapısı, öğretmen-
lik mesleğı, okul bina ve eklentileri, eğitim araç
ve gereçlen konulannda genel yaklaşımlan ku-
rallara bağlamak amacıyla çıkanlmıştır. Devle-
tin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve so-
rumluluğunun ne olduğu yasada belırlenmiştır.
Bu görev ve sorumluluğun içine gozetim ve de-
netim yetkisi de giımektedir (md. 1). Yasa. de-
netım konusuna iki maddesinde değinmiştir. Il-
kınde "Resmi,özelvegönüllü her kuruluşun eği-
timle ilgili faaliycderi. rnilli eğitimin amaçlanna
uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanh-
ğı'nın denetimine tabidir"(md. 17) denilmekte-
dır. Ötekı madde ise "Eğitim ve öğretim hizme-
tinin. bu kanun hükümlerine göre devlet adına
v üriitülmesinden, gözetim ve denetiminden Mil-
li Eğitim Bakanlığı sorumludur" (md. 56) biçi-
mındedir. Maddelertartışmayaveyorumugerek-
tirmevecek ölçüde açıktır. Buna göre özel ya da
tiizelkişilerce ya da kamu kurum ve kuruluşla-
nnca herhangı bir eğitim etkinliği yapılmakta ve
yürütülmekte ise bunun denetimi yetkisi Milli
Eğitim Bakanlığf ndadır. Ne var ki yönetmelik,
bu konuda yasal bir hüküm yokmuşçasına
"Kurslann denetimi, Diyanet İşleri Başkanİığı'na
atttir" (md. 12) kurahnı taşımaktadır. Diyanet Iş-
leri Başkanlığı bu yetkısıni müdürler, müftüler
ve müfettişleri eliyle kullanacaktır. Yönetmelik-
le üstlenılmiş olan bu görevın tam ve doğru ola-
rak yapılabıleceğine inanmak güçrür. Çünkü eği-
tim, özel uzmanlık isteyen bir alandır; eğitim de-
netimi de onunla bağlantılı olmakla birlikte yi-
ne ayn bir alandır. Bunu görmezden gelmek, bir
anlamda bilimi yadstmaktır. Mılli Eğitim Ba-
kanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü gereğmce müfet-
tış yardımcılığı smavına girecek adaylarda en az
on yıl öğretmenlik yapmış olma ya da beş yıl öğ-
retmenlik yaptıktan sonra en az üç yıl yönetici-
lik görevinde bulunma koşulunun aranması bo-
şuna değıldir (md. 12). Sanınm bu yanlış düzen-
leme, eğitimin ne olduğunun ya da ne olmadığı-
nın bılınmemesınden kaynakJanmıştır.
II. Değişikliğin kapsamı
Başta değındiğım üzere yönetmeliğin kımi
maddelennde değişikliğe gıdilmiştır. Değişik-
likle önerilen bınanın kursa elverişliliğıni ve o
yerde kurs açılmasına gerek olup olmadığını sap-
tamaya yetkili başkanlık müfettişleri ve Din Eği-
tim Dairesf mn yaruna müftülük de eklenmiş;
kurs açılması için koşul olan 20 öğrenci sayısı
15'e ındınlmıştir.
Bu değişikliğin önemlı olan yanı, seçmeli ders
uygulamasının getirilmiş olmasıdır. Yüzünde
okuma çahşması yapılan kurslar haftalık 30 sa-
at üzennden planlanacak: bunun 18 saati Kuran-
ı Kerim'e, 1 saatı ltıkat'a, 3 saatı lbadet'e. 1 sa-
ati Siyer'e ve yine 1 saati Ahlak'a aynlacaktır.
Kalan 6 saatınde ise çevre koşulları. gereksınim
v e öğretıci durumuna göre. verilen lısteden müf-
tülükçe seçılen seçmeli ders ya da dersler oku-
tulacaktır (md. 27/a). Sayılan seçmeli derslenn
bu kurslarda verilip verilmeyeceğine gecmeden
önce Kuran kurslannın ne yapmak, neyi öğret-
mek için açıld'klannı ortaya koymak gerekmek-
tedır. Yönetmehğe göre bu kurslarda; "a) Kuran-
ı Kerim'i... yüzünden okumavı öğretmek, b) Ku-
ran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumavı sağlayı-
cı biljzileri uygulamah olarak öğretmek,c)tbadet-
ler için gerekli sure. âyet ve dualan... ezbenetmek,
d) Hanzlık vaptırmak. e) tslam dininin inanç, iba-
det ve ahlak esaslan... hakkında özlü bilgiler ver-
mek" (md. 10) amaçlanmaktadır. Çizilen bu çer-
çevenin içinde kalan etkinliklerin tümü dinsel
özellıktedır. Işte bu noktada seçmeli derslerin
niteliği önem taşımaktadır. Seçmeli dersler lis-
tesi. bugün ilk ve ortaöğretimde genel kültür der-
si sayılan Türkçe, Tarih, Coğrafya. Matematik,
Fen Bilgisi, Resim, Müzik, Beden Eğitimi, Ya-
bancı Dil olarak başlamakta, Yüzme, Güreş, Te-
nis, Model Uçak-Gemı Yapımı, TV Sesçilıği,
TV Resim Seçıciliğı gibi meslek edindinneye
yönelik derslerle sürerek 55 rakamında sona er-
mektedır. Özellikle genel kültür derslerinin öğ-
retimı, özel uzmanlık bilgi ve yeterliğine sahip
olmayı gerektirmektedır. Her dersin bir özel öğ-
retim yöntemı vardır. Bunlar bu gün öğretmen
yetiştıren kurumlarda ders olarak okutulmakta-
dır. Bu yeterliği kazanmamış birisinin, Türkçe
dersi okutmaya kalkmasının zarannı kestinnek
güçtür. Kaldı ki bu derslerin öğretimi, öğretmen-
lik mesleğı içine giren işlevdir. Oysa yönetme-
likte bir kez bile öğretmen sözcüğü geçmemek-
tedir. Doğrusu budur; çünkü Kuran kursunda öğ-
retmen yok. öğretid vardır. Oğretici de öğretmen
demek değildir. Kuran kursunda Bilgısayar ya da
Süs Bıtkilen dersi vermenin hiçbir anlamı yok-
tur. Zaten bugünkü bina ve oğretici kadrosu ile
bunun gerçekleştinlmesi de olanak dışıdır. Üs-
telık bu yaklaşım. yönetmelikte öngörülen ama-
cı ile de bağdaşmamaktadır. Bu yönüyle yasal
metin düzenleme teknığıne de aykındır. Bu kül-
tür ve becerıler. ısteyenlere halk eğitim merkez-
lerindC verılmektedir. Kuran kurslannın. alanı
dışına çıkarak ilgili olmadığı konulara girmesi
yersiz veyanhştır.