28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 1995 CUMARTESİ-" HABERLER Unjülerin koguşlarında tabanca bulundu • İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Kapalı Cezaevı'nde yapılan aramada, yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Halil Havar ve kokajn bulundurmaktan sanık Eski Takvim Gazetesi Yazıişleri Müdürü Ümit Çeliker'in koguşlannda tabanca ve cep telefonu bulundu. Bayrampaşa Cezaevi'nde adi suçlulann kaldığı B bioka önceki gün saat 17.30'da jandarmalar tarafindan baskın düzenlendi. Hükümlülerin aramaya karşı direniş göstermeleri üzerine jandarmalar zor kullanarak aramayı gerçekleştirmek zorunda kaldı. Haiıl Havar ve kokain bulundurmaktan sanık gazetecı Ümit Çeliker'in kaldığı 12. ve 14. koğuşlarda toplam dört tabanca. ikı cep telefonu ve bu telefonlara ait şarj makineleri bulundu. İnsan hakları için öntem gereksiz 1 • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Avrupa Birlığı (AB) ile gümrük bırligıne giriş karannın ardından demokratık düzenlemelenn gerçek leştirileceğini açıklarken, DYP'li Devlet Bakanı Esat Kıratlıoğlu, insan haklan konusunda önlem almaya karşi olduğunu söyledi. Cumhuriyet'ın sorusu üzerine, Türkiye'de insan haklan konusunda bazı önlemlerin alınmasına "şahsen" karşı olduğunu kaydeden Kıratlıoğlu, insan haklannm güvence altında olduğunun kanıtı olarak Kürt kökenli Hikmet Çetin'in CHP'nin başına gelebilmesini gösterdi. Erdemir'de patlama: 2 ölü • ERECLİ (Cumhuriyet)- Ereğli Demır Çelik Fabrikası'nda meydana gelen patlamada 2 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Saat 13. lO'da Erdemir kok ünitesi zengin gaz sistemindeki bir van^^apılan bakııfı çalışm'âs*ın3a gaz sızması şiddetli bir patlamaya neden oldu. Infilak sonucu Mustafa' Türkoğlu ile Muzaffer Ingök adlı işçiler yaşamını yitirirdi, 11 kişi yaralandı. Bütün emniyet tedbirlenne karşın bu kazanın meydana geldiğini söyleyen Erdemir Fabnkası Genel Müdürlüğü'nden yetkililer. üretimde herhangı bir aksama olmayacağını belirtti. Müttülepin nikâh kıyması • ANKARA (AA) - Dıyanet Jşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, müftülerin devlet memuru olduklannı belirterek, "Mevzuatta dûzenleme yapıldığında müftülenn nikâh kıymalannda hiçbir sakınca yoktur" dedi. Yılmaz, yaptığı açıklamada evliliğin akit olması nedeniyle ülke kanunlannın tanıdığı usul ve şekilde yapılmasının daha uygun olduğunu kaydederek, "Nikâh akdi, ilgili belediye başkanının tayin edeceği gıbı, kanun verdiği takdirde bir imam. bir müftü ya da bir din görevlisi tarafindan icra edilmesi de mümkün olur" dedi. Erkan: PKK'ye darbe indîPdik • DİYARBAKIR(AA)- Olaganüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, Olağanüstü Hal Bölgesi'ndeki illerin valilerinin katıldığı 1995 yılı 1. Dönem Toplantısf nda yaptığı konuşmada, bölgedeki operasyonlarda son 2 ay içerisinde toplam 785 teröristin etkisiz hale getildiğini açıldadı. Erkan bunlardan 344'ûnün ölü ele geçirildigini, 33'ünün çatışmalarda teslim olduğunu, 20'sinin örgütten kaçarak güvenlik güçlerine sığındığını, 388"inin de yerleşim alanlanndaki çatışmalar sonucu yakalandiğını belirtti. I Dıyanet tşleri Başkanlığı. dûnkü gazetemizde yer alan "Kuran Ögretmeni Tutuksuz Yaıgılanacak" başlıklı haherle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Söz koousu haberde gözaltına almdığı behrtilen Kuran kursu öğreticısi ile adı gcçen yurdun, başkanlığımıza bağlı oknadığı anlaşılmıştır" denildi. Refah Partisi liderinin, imar affmdan yararlanan kaçak villalan topluma açılıyor Erbakan'ın arsaları halkm• Erbakan'ın 'leb-i derya' arsalan için Altınoluk Belediye Meclisi'nce oybir- liğiyle verilen kamulaştırma karan, Anayasa'ya ve Kıyı Yasasf na göre zaten topluma açık tutulması gereken bir arazinin. bundan böyle kamu yaranna kullanılmasını amaçlıyor. Ne var ki bu du- yarlı projesinden ötürü belediye 'siyasi destek' bek- lerken, Refah Partili çevrelerin yoğun tepki ve baskılarına karşı yalnız bırakılmış durumda. OKTAY EKİNCt ALTINOLUK - Eğer Altıno- luk Belediyesi bu güzel kıyı bel- desinin artık bir "tıırizm cenne- ti" olmasına niyetlenmeseydi ve bunun için de öncelikle progra- ma aldıgı "bes önemli imar de- ğjşikliğinden birisi" Refah Par- tısi lıden .Necmettin Erbakan'ın arazısıne rastlamasaydı, Türki- ye'nin bir yennde küçük birbe- ledıyenm boyundan büyük ışle- re kalkışarak "toplum yaranna birşehircilikpolitikasr ızledıgi- nin belkı de kimse farkına var- mayacaktı. Ve yıne eğer Erbakan'ın ara- zısi hem "denize sıflr" ve hem de bölge nazım planında zaten "yeşü alan" konumunda olma- saydı; ay nca Kıyı Yasası da böy- lesi bir araziyi yapılaşmaya ve topluma kapalı kullanıma ya- saklamasaydı, hiç kuşkusuz Al- tınoluk Belediye Meclisi'nin oybirligıyle karar aldığı "iç ve dış turizme cevap verecek su sporlan tesis alanı" için en uy- gun yer seçimi de belki yine bu araziye rastlamayacaktı... Nitekim. Belediye Mecli- si'nin 15 Şubat 1995 gün ve 9/111 sayılı. ortalığı ayağa kal- dıran karannın ekindeki imar planı tadilatmda, halkın ve tu- ristlerin su sporlan gereksinme- lerini karşılamak iizere belirle- nen kıyı alanı sadece Erbakan'ın arazisini değil, hemen komşusu konumundaki Vakıflar'ın arazi- sinın de bir bölümünü içine alı- yordu. Refah Partisi liderinin kendı mülkiyeti içinde inşa etrirdiği ikı adet vılla ise zaten imar planına uygun olmayarak vaktiyle "k*- çak" olarak başlanuş ve-1984 yılında ülkedeki tüm suba&man seviyesine gelmiş inşaatlan af- feden yasadan yararlanarak "imar affi" kapsamında subas- man üzerindekı inşaatına devam edilmişti. Sözün kısası. belediyenin bu karan, "naanı plana \e yasaya" göre halkın denizden özgürce yararlanmasına açık olması ge- reken bir arazinin "mülkiyet ve kullanım durumunun" da bu hukuksal konuma uygun hale getirilmesi çabasından ibaretti. Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın Altınoluk'taki inşaat halindeki villası... Üstelik belediye bu arazinin kamulaştınlma bedeli olarak. sahibince 1994 yılında beyan edilen 58 milyonluk vergi değe- rini değil, bilirkişilerce takdir edilecek en az 10 milyarlık ra- yiç değerini ödemeye kararlıy- dı. Benzer şekilde aynı araziler üzerindeki inşaatlan tamamlan- mak üzere olan ve imaraffından yararlanmış 2 adet villa için de yine Erbakan'ın geçen yıl beyan ettiği 111 milyonluk vergi değe- ri yerine, yaklaşık 15 milyarlık gerçek satış değeri, kamulaştır- ma karşılığında ödenmek üzere şimdiden hazırlanmıştı. Altınoluk, Edremit Körfe- zi'nin kuzey kıyısında, Balıke- sir iline baglı, kış nüfusu 15 bin kadarolan. yaz aylannda ise 200 bin kişivı agırlayan bir tatil ve dinlence beldesi. Havasındaki yüksek oksıjen oranı nedeniyle aynı anda astım hastalan için de eşi bulunmaz bir doğal tedavi merkezi. Son yıllarda özellikle "2. ko- nut" denilen yazlık villa ve tatil ERBAKAN'IN GERÇEKDIŞI BEYANLARI ALTlNtHJK j " M H Jnpst»*. 1 »*-. * - ~/r. Sfî-i MuHfKMl nr . ! ! I 1 «UMM M -) Mİ* rfttrat, . J 1 . - . . . . . . •A / zzım r ( r " ' (^1 i Dubieks villaiar için Erbakan'ın beyan ettiği de- ğer sadece 111 niiKon lira, >ilbk ödediği vergi miktan da 444 bin lira. Erbakan'ın 14.100 metrekarelik kı>i arazisinin geçen yıl beyan edilen değeri 57 milyon lira, yıl- lık vergisi ise 171 bin lira. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Cüngör Özden (solda), med>anın bir kesiminin kendi amaçları uğruna kampanyalar aça- rak hukuk devletine zarar verdiğini sö\lerken Adalet Bakanı Mehmet Moğultav (soldan iiçiincü). dünvanın hiçbir yerinde med- yada Türkiye'deki gibi tekelleşme olmadığını sa>ıındu. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) Özden ve Moğultay: Hukuk d^vleti zarar görüyor Medyada tekelleşme uyansı YAHYA KOÇOĞLL Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden ve Adalet Bakanı Mehmet Moğul- tay, Marmara Üniversıtesi ve İstanbul Baro- su'nun ortaklaşa düzenlediği toplantıda yap- tıklan konuşmada medyayı eleştirdiler. Marmara Cniversitesı Hukuk Fakültesi Dekanlığı ile İstanbul Barosu tarafindan dü- zenlenen 'Hukuka A\ kın DelillerSempoz>u- mu'nda konuşan Adalet Bakanı Mehmet Mo- ğultay. hukuka aykın olarak toplanan delille- rın, ülkenin hukuk devleti olup olmadığının bır göstergesı olduğunu söyledi. Türkiye'nin gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadığı- nı dile getiren Moğultay, ınsan haklan çagı olan günümüzde "işkencenin devlet için ya- püdığı'"görüşüniin sa\ unulamayacağına dık- kat çekti. Yurtdışmdan insan hakları ıhlalle- ri konusunda gelen uyanlann rahatsızlık ya- ratmaması gerektiğini belırten Moğultay. ka- muoyu baskısınm demokrasilerde cıddı bır güç olduğuna dikkat çekerek medyadakı te- kelleşme konusuna değindi. Türkiye'dc ka- muoyunun basındakı tekelleşme nedeniyle vetennce oluşamadığına dikkat çeken Mo- ğultay. "Demokrasilerde basının 4. güç o4du- ğu bir gerçektir, ama güçler aynlığı sistemin- de med>anın da kendisini bir giicün yerine ko\ması. hele hete yargının \erine koyması büyük bir yanlıştır. Dümanın hiçbir ülkesin- de medya türkiye'deki gibi tekeUeşmiş değil- dir. Bu, medyada bir dokunıılmazlık gibi al- gılanıvor. Böylesine kayıtsız dokunıılmazlık hiç kimseve tanınmamışOr"dedı. "Düşüncesuçu olnıanialıdır*'dıyen Moğul- tay, yargıçlara, usulüne uygun ımzalanan uluslararası sözleşmelenn iç hukuk kuralı ka- dar geçerlı olduğunu anımsatarak "insan hak- lan için iç hukuk kurallan yttersiz kaJıyorsa, uluslararası sözleşmekr ışığında bu kurallan \enidenokumalısını/"dı\e konuştu. \nayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden de Moğultay'm bırçok görüşüne karıldığını belırttıği konuşmasında medyanın kendı amaçlan ıçın kampanyalar düzenledı- ğını dılegetırdi. Eleştinlennı "yabn_vazılıyor"gib! sert ifa- delerle sürdüren Özden. medyanuı yayınla- rıyla. kendı hak ve özgürlüklerinın de güven- cesı olan yargı, polis, ordu, Meclis gibi hu- kuk devleti kurumlarını tahrip ettığini savu- narakhakkında'Sanığaabidiyor'şeklindeya- yımlanan bır haberı "Düzeltme gönderdim, IJ> savfa özür mektubu gonderdiier. ama dü- /eltmeyi yavımlamadılar. \ iice Divan'ın Baş- kanı hakkında nasü \azı yaolacağını bilme- dikleri için üzülüyorum"diye eleştirdi. Öz- den, Türkiye'de dev letın ışkence yapmadığı- nı ancak bu sözlennin Türkiye'de ınsan hak- lan ihlalı olmadığı anlamma gelmediğinı dı- le getirdıği konuşmasında, bu gibi olayiann da yetkılennı yanlış kullananlann hatası ol- duğunu söyledi. 'Hukuk Devleti Günü' kutlandı İstanbul Cni\ersıtesı Idare Hukuku Merke- zi'nce düzenlenen 'Hukuk Devleti Günü'ne de katılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Yek- ta Güngör Özden. Yargıtay ve Danıştay'ın, hukuk devletının kurumlaşması ıçın göster- diği çabalann övgüye değer olduğunu ve ça- lışmalanyla toplumsal banşa katkıda buluna- caklannı ve vatandaşlann umudu olma özel- liklerinı sürdüreceklennı söyledi Anayasa Mahkemesı'nın. hukukun siya- .sallaşması \enne sıyasetın hukuksallaşması amacıyla çalıştığını belırten Özden. Anaya- sanın ıvedı olarak değıştınlmesı gereğme dik- kat çekerek, TBMM'de grubu bulunan sıya- sı partılenn anlaştığı 21 maddelık anayasa taslağını "Hukuksal amaç yerine sivasal ama- cın öne geçmesine. değiştirilmesi zorunlu kurallar dururken nıilk'l\ekili sa> ısına. a> lık- lara: de\am durumu nrtadayken ek işler olanağına öncelik verilmesini savunmak güç- tür"sözleriyle eleştirdi. sitelerinin baskısı altında, çar- pık kıyı yapılaşmasının yoğun tahribatını yaşayan Altınoluk için şimdiki belediyenin hedef- lediği yeni imarpolitikasınm ba- şında "çağdaş bir turizm belde- si" olma niyeti geliyor. Stratejikbirmflik Belediye Başkanı Ismaıl Ay- nur, büyük oranda Erbakan'ın arazisini içine alan "su sporlan merkezi'' projesinin de bütün bu yeni hedeflerini "tamamlayan" zorunlu bir dûzenleme olduğu- nu söylüyor. Kıyı kuşağında bu tür bir gereksinmeyi karşılaya- cak başka bir "boş alan" kalma- dığını da vurgulayan İsmail Ay- nur. tartışmanın "siyasi boyutâ" tırmandınlmasının ardındakı gerçekieri ise şöyle özetliyor: "Aslında Refah Partisi'nin Al- tuıoluk'a özel bir ilgisi \ar. Ör- neğin Ankara Büyükşehir Bele- diyesi'nin buradaki dinlenme kaVnpt, geçen yaz boyunca tari- katçılann eğitim kampına dö- nüştii. Refah'lı çevreler. yoğun olarak arazi ve bina satın alma- ya geliyorlar. thlas şirketinin temsilcileri, Ankara Belediyesi kampına \akın 166 dönümlük bir zeytinliğe müşteri oldu. Şim- diden, 1999 yılına kadar 1? bin kişiyi Altınoluk'ta iskân crririp belediyeyi mutlaka ele geçirecek- lerini yayniaya başladılar» Er- bakan'ın arazisine de bu anlam- da stratejik bir mülk olarak ba- kıyorlar ve elden çıkmasını iste- miyorlar..." Altınoluk Belediye Meclisi, bu "stratejik mülkün" su spor- lan alanına dönüşturülmesi ka- rannı, 15 Şubat 1995 günü oy- birlığiyle almjş. Yaldaşık 200 ki- şilik bir izleyici topluluğunun coşkulu alkışlanyla alınan bu meclis karannın hemen ardın- dan, 9 kişilik meclisin özellikle DYP'li üyelen üzerinde yoğun baskılar başlamış. Ne var kı meclis, karannda direttıği gibi. örneğin DYP'li üyelerden Meh- met .Ağaçdelen de "özgür irade- sini kullanabilmek için" partı- sinden istıfa etmış. Bu arada Er- bakan'ın vekilleri de imar planı değişıkliğine "yasal ilan süresi içinde" itirazlarını yapmışlar. Belediyenin bu karannın yasal olmadığı sav ını da ileri sürerek... Altınoluk'ta şimdi herkes, bü- yük bir özlemle 19 Mart 1995 gününü beklıyor. O gün, imar planı değişikliği karannın askı- daki ilan süresi bıtecek ve karar yüriirlüğe girecek. Belediye ise kamulaştırma bedelinı bankaya bloke ederek Altmoluk'u turizm beldesi yapma yönündeki "be- şüıci büyük projesini" uygula- maya hazırlanacak. Altınoluk'tan aynlırken, Baş- kan'la yaptığımız görüşmeye katılan diğer bazı meclis üyele- rinden de kamuoyuna bir mesaj- lan olup olmadığını soruyorum. Kamuoyuna degilse de özel- likle "kendi partilerine", yani CHPyöneticilerine mesajlan ol- dugu anlaşılıyor. Meclis üyesi Ramazan Çengel, Refah Parti- si'nin tüm gücüyle yüklenmesi- ne karşın. CHP'nın ve özellikle CHP'li Bayjndırhk Bakanı'nın kendilerine destek vermemesin- den yakınıyor. Bir kutlama me- sajının bıle belediyeye gelmesi halinde bunun büyük bir moral destek sağlayabıleceğini söylü- yor. Altınoluk Belediyesi. Ku- zey Ege'nin bu güzel beldesini çagdaş bir turizm kentı yapabil- mek için daha bir >üre "yalnız ve cesur" olarak yoluna devam edecek. Erbakan'ın kamulaştır- ma kapsamına alınan arazisi üzerinde başlayan "gerilimi" de duyarlı çe\relerın desteğiyle aşabilirse. Türkiye için gerçek- ten ömek olabilecek bır imar po- litikasının da kahramanı olarak belediyecilik tarihine geçecek. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Cumhupbaşkamyla Göpüşmemizden Notlar Cumhurbaşkanı Sayın Demîrel, TYS Yönetim Kuru- lu'nun görüşme ısteğini kısa sürede yanıttayarak bizi 22 şu- bat çarşamba günü Çankaya'da kabul etti. Görüşmemiz yaklaşık bir saat sürdü. Bir nezaket ziyaretinin çerçevesi- ni aşan, düşünce özgürlüğü konusunda, üstü örtülü de ol- sa kimi kez münazaraya dönüşen görüşmemizin, basın ve TV'lerde yansımayan bazı bölümleri şöyle özetlenebilir: Konuşmasının bir yerinde Sayın Demirel aynen şunları söyledi: "...ülkenin bölünmez bütünlüğü üstüne karşı bir eylem söz konusuysa, bu eyleme ülkenin bütün fertlerikar- şı çıkmalıdır.. devlete destek olmalıdır. Ama birtakım dü- şünceler var, 'Efendım, eyleme varmamış da ülkenin bö- lünmez bütünlüğünü korumayan, aksine, ülkenin bölün- mez bütünlüğüne yönelmiş birtakım sözler var, düşünce- ler var; bunlar suç olsun mu olmasın mı?..' Bugünkü sı- kıntılardan birisi de o." Benim, belkı de beklenmedik biçimde "Olmasın..." di- yerek konuşmadaki soruya verdiğım karşılığı, Sayın Demi- rel duraklamaksızın şöyle yanıtladı: "Ama olsun diyenler devar..." Bu konuşmada, cümlelerin kuruluş biçiminde, Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşünce özgürlüğü konusunda kay- gılı bir arayış içinde oluşunun ızleri görülebiliyordu... • • • Sanırım, konunun en duyarlı noktası da yukarıdaki ko- nuşmada ve diyalogda gizli... Çoğumuza aşın ve aykın da görünseler, bazı düşüncelerin dile getirilmesinden kimler, niçin rahatsızlık duyuyor? Türkiye'nin aydınları ve halkı, her konuyu tartışabilecek olgunluğa sahip sayılmamakta mı- dır? Bunun böyle olup ya da olmadıgına kim karar vere- cek?.. Bu ve benzer sorular bizi, ülkemizde "dev/ef"in ni- teliğine, yapısına, "eğitim" vb bir dizi başka temel soru- nun tartışılmasına götürür ki bu yapılmadan düşünce ve açıklama özgürlüğüne ilişkin tartış/nalarda sağlıklı sonuca varabilmek olanaksızdır. • • • Görüşmemizin bir başka yerinde Sayın Demirel yine ay- nen şöyle dedi: "Bu ülkede savunma hakkı sonuna kadar mevcut... Aynca, bu ülkenin dışında Avnjpa Mahkeme- si'ni de kabul etmişiz, oraya da gidilmekte. Yani, hak ara- ma yollan sonuna kadar açık..." Benim. "Gönül isterdi ki hiçbir uluslararası yasa Türki- ye'yı yargılamak durumunda olmasın, yasalanmız buna olanak sağlamasın..." sözlerimi, Sayın Demirel "doğru" dıyerek yanıtladı ve Türkiye'nin "düşmanı en çok olan bir ülke" olduğunu belirterek konuşmasını konuyla çok da dogrudan ilişkisi bulunmayan bir başka doğrultuda sürdür- dü... * • • Sonuç olarak Sayın Demirel, düşünce ve açıklama öz- gürlüğünün bir sınırı olması gerektiğini düşünüyor ve uy- gar dünyada da böyle bir sınırın mevut olduğuna, bir dü- şüncede "tahrik" ve "kalkışmaya teşvik" unsurfan varsa bu sınırın aşılmış sayılacağına ilişkin Amerikan Yüksek Mah- kemesi'nin bir karannı örnek olarak gösteriyor... Cumhur- başkanı, Türkiye'de yasalarca bugün çizilen sınınn geniş- letilmesi gerektiğini de kabul ediyor... Fakat bu sınır, De- mirel'in sözleriyle "bu çjzgi" henüz bulunabilmiş değil... Ne zaman bulunacak?.. Ülkemizde bugün TV kanallarından Büyük Millet Meclisi'ne toplumun her kesiminde bu konu- nun tartışılıyor olmasını "çözümün başlangıcr olarak gö- ren Sayın Cumhurbaşkanı'na göre "Türkiye önümüzdeki 10 sene, daha 10 sene bunları tartışacak..." • • • Bugün Türkiye'de düşünce özgürlüğüne ilişkin yasalar tartışılmaktaysa ve mevcut sınırlann kaldınlmasa bile ge- nişletilmesi gerektiği, devletin en üst düzeydeki sorumlu- larınca da kabul edilmekteyse, sadece düşünce açıkladık- ları için cezaevlerinde yatmakta olan aydınlann, önümüz- deki yıllarda da düşünce açıkladıklarında özgürfüklerin- den yoksun kılınabilecek olanlann gasp edilmiş ve gasp edilecek haklan ne olacak?.. Türkiye gibi bır ülkenin "da- ha 10yıl" suskun kalması mümkün müdür?.. Yanıt bekle- yen en güncel bir soru da kuşkusuz ki budur... • • • Gelecek "Cumartesi Yazısı"nda da "notlar"ımı sürdüre- ceğim... Türk-Kürt dostluğu içinetkinlik • Almanya'da yaşayan bir grup Türk aydını tarafindan destek gören Türk-Kürt dpstluk girişimi etkinlikler dizisine başlıyor METİN DALMAIS BOIVN - Almanya'da yaşayan bır grup Türk aydını tarafindan desteklenen "Türk-Kürt Diiş- manlığına Karşı Banşve Dosduk ToplandJan"adı altında etkinlik- ler dizisi başlıyor. Yeşıller Parti- sfnın_Türk kökenli milletvekıh Cem Ozdemir, Almany a 'da yaşa- yan Türk sanatçılan Renan De- mirtaran, Habib Bektaş ve polı- tık çe\Tede admı duv unnuş Me- rih Ünel. Aydın Karabasan. Ömer Polat \e Serol Teber gibi isımlenn de konuşmacı olarak katılacaklan açıklanan bir dızı toplantı planlandı. Köln'deyapı- lacak ilk toplantıya Cem Özde- mir. sendikacı Yılmaz Karahasan ve Doğan Ozgüden konuşmacı olarak katılacak. Köln toplantısının yani sıra Hamburg. Berlin, Nünıberg ve Frankfurt kentlennde de yapıla- cağı belirtılen toplantılar dizisı- nın organızatörleri olarak GDF (Türkiyeli Göçmen Dernekleri Federasyonu), KOMKAR (Kür- distan Derneklen Bırlıği), TÜ- DAY (Türkiye Demokrasi ve İn- san Haklan Dayaruşma DerneğiV. ve merkezi Köln'de bulunarf Türk-Kürt Dostluk Eterneği. Kapatılan Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) Almanya'daki' eskı kadrolanrun güdümünde ol- duğu belirtilen ve Alman resmi ' belgelennde "TKP'nin Alman»' ya'daki yasal kolu" olarak tanım- > îanan FtDEF'in devamı olan, GDF'nin Kürt sorununa birden- - bire aktıf olarak katılması dikka-; ti çekti. : Devlet, Diyarbakır'da nevruza hazırlanıyor DtYARBAKIR - Güneydo- ğu'da her yıl kutlanan, çoğu "kanlı" geçen 21 Mart Nevruz Bayramı'nın, Başbakan Tansu Çiller tarafindan resmı bayram ilan edılmesınden sonra Diyar- bakır Vahlıği'nce kutlama prog- ramı hazırlandı. PKK'nın. Nev- ruz'u yasadışı kutlama olasılığı- na karşı bölgede güvenlik önlem- len aiındı. Nevruz Bayramfnın yaklaşmasıyla bırlıkte bır yan- dan resmi kutlamalar için hazır- lıkîar sürerken diğer yandan da PKK 'nin muhtemel bır eylemıne karşı güvenlik önlemleri arttınl- dı. Güvenlik güçlen bölge gene- lınde harekete geçerken kente gı- rış noktalarında Şanlıurfa, Ela- zığ, Batman ve Mardin yönün- den gelen araçlar didık didik ara- nıyor. şüphelı görülen kişilergöf • zaltına alınıyor. Kahvehane ve kafeteryalarda da aramalar sık-. laştınhrken şüphelı görülen yer-. lere de operasyonlar düzenleni- yor. Diyarbakır Valıliğı de resmi kutlamalar için "TC Diyarbakır, Valiliği Nevruz Bayramı Kutla- ma Programı 21 Mart 1995" ya- zılı davetıye bastırdı. Valı Doğan Hatipoğlu ımzalı davetiyeler, ıl- gılı yerlere ve yurttaşlara gönde-, rilmeye başlandı. Sabah 10.00'da başlayacak kutlamalar, akşam 16.00'ya kadar sürecek. Bu ara- da, Mıİİi Eğitim Bakanlığı'nın da Nevruz kutlamalanna katılacağı veokullarda "Bahar,HQrriyetve Diriliş" konulu resim, şıir ve' kompozısyon yanşmalan düzen j leneceği belirtildi. f '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle