05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çay paralam odeniyor • RİZE(AA)-Çay lşletmelen Genel Müdürlüğü (Çaykur) tarafından, üreticıden 1994 ürünü kampanya döneminde ahnan yaş çay yaprağı bedellerinin ödenmesine devam ediliyor. Çaykur yetkililerinden ahnan bilgiye göre kampanyada ahnan 566 bin ton yaş çay yaprağının karşılığı olan 3 trilyon 468 mılyar liranın bugüne kadar 2 trilyon 168 milyar lıralık kısmı ödendi. Yetkililer, kurumun, ödemeleri çay satışlanndan elde ettiği gelirlerle yaptığını ve yeni kampanya dönemine kadar borcun tamamının ödeneceğinı bildirdıler. ÜHet'i kurtarma girişimleri süruyop • G AZİANTEP (AA) - Sermayesinin büyük bölümü Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı üretici birliklerine ait olan Olfet AŞ'yi kurtarma girişimleri sürüyor. Genel Müdür Senai Gedik, Nizip'te 1955 yılında kurulan ve döneminin en büyük modern tesisleri arasında gösterilen Ülfet'in, Çukobirlik'e devTedilmesırun planlandıgını söyledi. ÖB'de atamalap • ANKARA (AA)- Özelleştirme ldaresi başkan yardımcılıklanna atama yapıldı. Özelleştirme Yasası çerçevesinde ihdas edilen 5 başkan yardımcılığindan 4'üne atama yapıldı. Başkan yardımcılıklanna, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nda (ÖİB) daire başkanı olarak görev yapan Salih Taştan, Çelık Özgen ve Türkıye Kalkınma Bankası Genel Müdür Müşaviri Ibrahım Yıldınm asaleten atanırken ÖİB Hukuk Müşaviri llhan Baytam da vekâleten bu göreve getırildi. Taşkömür stoku 100 bin ton • ZONGLLDAK(AA)- Türkiye Taşkömürü Kunımu (TTK) stoklanndaki kömüriin yaklaşık 100 bin tona ulaştığı bildirildi. TTK yetkililerinden alınan bilgiye göre 1994 yılında Zonguldak, Armutçuk ve Amasra stok sahalannda 90 bin ton parça kömür birikti. Bu yılın ilk ayında da stok miktan 10 bin ton artarak 100 bin tona yükseldi. BVIO, Türkiye'nin geleceğmi taptışacak • ANKARA (ANKA) - Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), Türkiye'nin geleceğini tartışmaya açtı. EMD tarafından hazırlanan "Türkiye'nin Geleceğini Tartışıyoruz" adlı kitap yayımlandı. KJtapta, "De\letin işleyişi, demokratikleşme kültürü, sağhklı büyüme ve ekonomik kalkınma ve eğitim sistemınin durumu" ana temalan üzerinde, siyasal ve bilim adamlan ile meslek kuruluşlannın görüşlerine yer verilerek ülkenın yannlannın nasıl olması gerektiği konusunda bir tartışma başlatıldı. ŞİRKETLERDEN • BRİSA toplam kalite anlayışını Avrupa ile bütiiıleştiriyor. Brisa, 1 ocak 1995'ten itibaren Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı'na üye oldu. • PtMAŞ 4 mm'den 30 mm'ye kadar degişebilen kahdıklarda cam takma yuvası elde edilebilen. tekli canu, ikili-üçlü izolasyon cam ve pano uygulaması yaptabilen Pimapen 6000 serisni piyasaya sundu. • W A Ş kanepe, koltuk, berjer ve orurma gruplannın satışa sunulduğu ilk mağîzasını K.üçjkyalı/Altıntepe 67/2 adresinde hızmete açtı. •SAFÎLO 1995 modellerini TürLiye'de tanıttı. •C0MPAQ BİLGİSAYAR 1994 te satış rakamını 10.9 mihar dolara ulaştırdığıru açıkladı. Firmanm 1994 4 satiilan yüzde 51, net geliri ise yüzde 88 oranında arttı. Conpaq Başkanı Eckhard Pfeîter, yaptığı açıklamada, "Bısonuçlar, mükemmel bir ?ıl geçirdiğimizi göseriyor. I994"te tüm dür-ada kullanıcılann Conpaq bilgisayanna olan taJe>ı. yüzde 50"den fazla artaak, 4.8 milyon adet birine eriştı" dedi. Havaş'ın satışıyla oluşacak tekeli önleyecek yasa var, ancak yasayı uygulayacak kurum yok Ozefleştirıne, rekabet tanıımyor ÖZGÜRULUSOY Özelleştirme Yasası, özel- leştirme sırasında rekabeti bo- zucu hallerin görülmesi halin- de, Sanayi ve Ticaret Bakanlı- ğı'nın gerekli tedbirlen alması gerektiğini belirtiyor. Öte yan- dan 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe giren Rekabetin Ko- runması Yasası, bu konuda bütün yetkileri Rekabet lCuru- lu'na devrediyor. Böylece Ku- rul kurulana İcadar. özelleştir- me işlemleri sırasında rekabeti bozucu uygulamalar olup ol- madığını denetleyecek bir ku- rum kalmamış oluyor. Özelleştirme Yasası'nın 16. maddesinde, "teşebbüsler ara- sı rekabeti doğrudan veya do- layü bir şckilde engelleyici, bo- zucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uy- gulama ve karariar ile tekelleş- meye yol açacak veya rekabeti önemli ölçüde azaltacak veya bunu sağlayacak birleşme ve devralma nlteliğindeki her tür- lü hukuki işlem faaliyet ve fiil- leri hakkında kuvvetii emarele- rin varlığı halinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli tedbirler ahnır" hükmü yer alıyor. Sanayi Bakanı Mehmet Dönen, kuruluşlan suçladı: RekabetKurulu 'na üyegöndermiyorlar Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen, ortaya çıkan boşlukla ilgıli olarak, Rekabet Kurulu ıçin isim bildirmekte geciken kurum ve kuruluşlan suçladı. Dönen şu görüşleri ileri sürdü:"Biz anti tekel yasasını çıkaracağımızı düşünürek, Özelleştirme Yasası'na o maddeyi koydurmuştuk. Rekabet Yasası çıktıktan sonra da bu konuda en üst düzey vetkili Rekabet Kurulu oldu. Özelleştirme Yasası'ndaki atıfla biz nasıl soruşturma açabiliriz ki.. Biz Kurul'un biran önce kurulması için çahşıyoruz. Kurumlara yazı \azip, bir a\ içerisinde isim bildirmelerini istemiştik. Kimse bildirmedi, bir kez daha yazı yazdık. Asıl onlara sormak gerekiyor. Üniversitelerarası Kurul, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, niye şimdiye kadar karar vermedi. niye bir ajdır isim bildirmiyorlar? Onun dışında, bizim özeUeştirmeye teklif veren firmalar hakkında görüş bildirmemiz doğru değil. Her firma kendi teklifini versin, onun gereği yapılır." Havaş'ın talibi, Havaş yönetiminde Özelleştirme ihalelerine katılan fırmalarla, satışa çıkarılan KlT'lerin üst düzey yetkilileri arasındaki bağlantılar kimi zaman ilginç tablolar ortaya çıkanyor. Havaş Yönetim Kurulu Oyesi Atay Şevketlioğlu. aynı zaman da Setur'da Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor. Setur ıse Havaş'a teklif veren Tur-Yat AŞ.'ye bağlı şirketlerden bin. Koç Grubu'na bağlı Tur-Yat A.Ş bünyesınde Setur"un dışında Avis, Divan Oteli ve Diner's Club gibi kuruluşlar da bulunuyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri ise, 4054 sayılı Re- kabet Yasasf nın çıkmasıyla bu konuda Bakanlığın görevi- nin sona erdiğini belirtiyor. Böylece özelleştirme iş- lemleri başlatılan KlT'ler ıçin şimdılik bir denetleme meka- nizması bulunmuyor. Sözgeli- mi, yer hızmetlen pazannın yüzde 60'ını elinde bulundu- ran Havaş'ın yüzde 60 hissesi- nin blok satışı öngörülüyor. Bu haliyle pazarda hakim ko- numda olan Havaş'ın taliplen arasında. pazarm yüzde 40'ına yakın bir kısmını elinde tutan Çelebi Havacılık da var. Yasanın tekellere tümüyle karşı olmadığına dikkat çeİcen Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri, mal ve piyasa ku- rallanna aykın işleyişler için alacaklan şikayetleri de yine Rekabet Kurulu'na iletecekle- rini belirtiyorlar. Yasa] yükümlülük yok Özelleştirme ldaresi yetkili- leri de, Havaş'ın şu anda tekel konumunda bulunmadığını be- lırterek, uymalan gereken her- hangi bir yasal yükümlülük bulunmadığını belirtiyor. Havaş Genel Müdürü Ah- met Kutlu da. özelleştirme so- nucu oluşabılecek tekelci ya- pının olumsuz etkilerinin be- lirlenip önlenmesinin, Özelleş- tirme Kanunu'nun temel ilke- si olarak tanımlandığına işaret ederek, "Özelleştirme ldaresi, gerekli değerlendirmeleri ya- pacakûr" dedi. Tüketici Yasası ile birlikte, Batı'yla mevzuat uyumunun bir başka unsuru daha hayata geçirilemedi Patent Yasası da Meclis'e takıldı •TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda teknik hatalar yapılarak •îlaç üreticilerinin TBMM'de oluşturduğu lobi nedeniyle değiştirilen Patent Yasası, ABD'nin tekstil ambargcısu tehdidine tasandan ilaçlara patent uygulamasının kaldınlması, tasanyı ve ımza koyan ülkelerin patent sistemine geçmesini öngören hazırlayanlar tarafından "fıyasko" olarak tanımlanırken, ilaçlara GATT'ın yürürlüğe girmesine karşın, Genel Kurul gündeminde patent uygulamasını erteleyen değişikliğin Genel Kurul'da alt sıralara düştü. düzeltilmesi bekleniyor. ECE TEMELKURAN ANKARA - Ürün ve üretim yöntem- leri buluşlannın korunmasını öngören patent yasası tasansı, TBMM Genel Ku- rulu'nda görüşülmek üzere beklıyor. Plan Bütçe Komisyonu'nda teknik yan- lışlıklar içeren değişikliklere uğrayan ta- san. ABD'nin ambargo tehdidi ve GATT'ın 1 ocakta yürürlüğe girmesine karşın henüz yasalaşamadı. Genel ku- rulda eski haline getirıldıği takdırde Türkiye'yi patent konusunda Avrupa Toplulugu düzeyine getirecek olan tasa- nnın amacı. "Türk insarunı buluş yapan insan haline getirmek" olarak tanımlan- dı. Patent yasası tasansının özünü hazır- layan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) özel ihtisas komisyonun rapörtörü Kaan Dericioğlu, konuya ilışkin Cumhuri- yet'e bilgi verirken. tasannın 182 mad- deden oluşması nedeniyle çok eleştiri aldığını. ancak yasanın patent sistemi- nin bütününü düzenlediği için aynntıh olduğunu belirtti. Sıstemin bu konuda uzman olmayan milletvekilleri tarafın- dan düzeltiğini belırten Dencioğlu, bu yapıdan çıkanlacak bir maddenin çatıyı bozacağını kaydetti. Dencioğlu. Türkiye'nin patent siste- mınden yoksun olması nedeniyle ürün- lere ve üretim yöntemlerine ilışkin bu- luşları korumamasının, ABD'nin am- bargo tehdidine neden olmasını u hakh tepki" olarak nıtelendı. ABD'nin aynı tepkıyi G. Kore'ye ve AT'ye gösterdiği- ni söyleyen Dericioğlu, "Türkiye'nin savunacak bir şe\i olmamasına karşın avukatlar tutuyor. Yapılması gereken fikri ve sınai bûluşlan koruyacak yasal Yasa hangi boşluğu dolduracak? Yürürlükteki 1879 tarihli thtira Beratı Yasası, 1844 tarihli Fransız Yasasrmn aynısı. 150yıl önce yapılmış olan yasamn eksikiıklen şöyle sıralanıyor: - Yasanın dili > .aşılmıyor. - Yasa inceleme sistemini içermediği için, bilimsel araştınnalar ve patent arşivinin oluşturulması ciddiye almmıyor. - Gerçek buluş sahibinin haklan belirlenmiyor - îşçi buluşlanyla iîgili hükümler yok. - Başvurulann yayınlanması ve üçüncü kişilerin itiraz belirtmesine ilişkin düzenleme yok. - Lisans vermeye ilişkin hüküm yok. - Uzman mahkemeler yok - Tasanyla getirilen •'patent \ ı ekiBigi*' ve "faydah model bdgcai" kavramlan bulunmuyor. Tasanyla, yürürlükteki yasa, günüraüz teknolojik ve bilimsel düzeyine ulaşünlıyor. Patent almak pahalı Buluş yapan kışi, buluşuna ilişkin bütün özellikleri "tarimame'" adı verilen birbelgede tanımlayip, buluşun somutlandığı cihazın da fotoğraftnı çekerek, koruma dilekçesi ile Türk Patent Ensritüsü'ne (TPE) başvuruyor. TPE, her başvuru için bir dosya açıyor ve teknik-bilimsel inceleme yapılması için buluş hakkîndaki bılgıleri. kendi olanaklan yeterli olrriadığı için Avusturya ya da Avrupa Patent Ofısi'ne gönderiyor. Avrupa Ofısi'ndeki inceleme ücreti 3 bin Alman Markı. Avusturya Ofisi'nde de 2700 Avusturya Şilini olarak belirieniyor. Ayrıca, patent alan kişi, korumayı sürekli kılmak için TPE'ye her yıl belli bir miktar para ödüyor. Avrupa patenti almak isteyen bir buluş sahibi ise. 15 bin dolar ödeyerek. buluşunu A\Tupa ûlkelerinin hepsinde korunmasını sağlayabiliyor. Tasanda, bu konuya ilişkin olarak. TPE'nin bilimsel-teknik incelemeyi yapmcaya kadar bu kuruluşlardan yararlanılması öngörülüyor. Bu işbiriiğinin ilkeleri A\Tupa Patent fşbirliği Anlaşması'nın hükümlerine göre belirieniyor. Türkiye'de buluş yapılmıyor Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) taraftndan her yıl yayımlanan pateçtjstatistiklerinde Türkiye. son sıralarda yer alıyor. Türkiye'yi, Tunus ve Mısır izliyor. Istatistikler, Türkiye'de korunan yapılan buluş sayısına da ışık tutuyor. 1990 yıh raporuna göre ABD'de 47.393 yerli buluşa patent verilirken, Türkiye'deki patentli buluş sayısı 49 olarak gösteriliyor. Güney Kore'de bu sayı 2660 olarak belirlenirkea, Yunanıstan'daki patentli yerli buluş sayısı 62 olarak gösteriliyor. Tasanyı hazırlayan uzmanlara göre. patentîe koruma sistemi getirilince Türkiye*de de buluşlar artacak. "İnsanlarm buloş yapmaya özendirilmesi'' amacını taşıyan tasan ile, Türk insanının da araştırma-geliştirme etkinliklerine daha çok önem vereceğj belirtüiyor. düzenlemeleri otuştunnak. Çünkü. ABD 301 sayılı yasastna göre, ticari ihşkilerini, ticaret yaptığı ülkelerin fikir ürünlerini korumasına baprjor" dıye konuştu. . İlaçta patent ~ Patent yasası tasansının "İlaçlara pa- tent yasas" olarak algılandığından yakı- nan Dericioğlu, "Dünyada yalmzca Bre- zilya, Pakistan. Hindistan, Arjantin ve Türkiye ilaçlara patent vermiyor. Bu ko- nuda Türkiye'deki güçlü ila<; firmalan TBMM'ye baskı japıyor. Bu yfizden Türkiye'de yeni ilaçîar üredlmrvor" dedi. tlaclara patent verilmemesinın sanayi kesimleri arasında eşitsizlik doğuracağı- n» belirten Dencioğlu, Avrupa'nın bütün ülkelerinde bu yanlış uygulamanın yıllar önce düzeltildiğıne dikkat çektı. Derici- oğlu, 1961 'de yapılan yasa değişıklığiyle ilaçta patent uygulamasının kaldınldığı- rını belırtereİc Türkiye'de bu yüzden ilaca yabancı yatırımın olmadığını da söyledi. PTT Genel Müdürü'ne göre dünyada sayılı telecom şebekelerinden biri 6 T, 20 milyar dolardan fazla eder' İSTANBUL (AA) - PTT Ge- nel Müdürü Veli Bettemir. PTT'nin 1994 yılı kânnın he- nüz netleşmemekle birlikte 1.5 ila 2 trilyon lira olmasının bek- lendığinı belirterek, "ama sade- ce T olsaydı, kân herhalde 15 trilyon lirayı bulurdu" dedi. Özelleştirilmesi gündemde bu- lunan T'nin satış değerinin de 20 milyar dolann çok çok üze- rinde olması gerektiğini söyle- yen Veli Bettemir, PTT'nin "T"si için şu anda değer biç- menin çok zor olduğunu ifade etti. "Ancak dünyadaki benzer- lerine bakıldığında, örneğin Meksika'da 18 milyar dolara satüryor" diyen Bettemir, satış değerlennin, kapasite, şebeke- nın geleceği ve kârlılığiyla orantılı olduğunu vurguladı. Türkiye'nin telekomünıkas- yon şebekesınin, dünyadaki sa- yılı modern yapıdaki şebekeler- den biri olduğunu belirten Bet-. termr, özelleştınlmesi için iyi- leştirmeden geçirilmesinin ge- rekmedığini, doğrudan satışa •PTT'nin geçen yılki kânnm 2 trilyon liraya ulaşacağmı söyleyen Genel Müdür Veli Bettemir, "Sadece T olsaydı, kâr herhalde 15 trilyon lirayı bulurdu" dedi. sunulabilecek bir yapıda bulun- duğunu söyledi. Bettemir, cep telefonunun li- sans ücretinin bir milyar dolar olduğunu hatırlatarak şunlan söyledi: "Kaldı ki 14 milyon abonesi olan modem bir şebe- kenin değeri çok daha fazla ot- mak Bugünkü T'nin varlığı, bi- ze göre 20 mOyar dolar. En azın- dan bugünkü değerivle satdırsa, 20 milyar dolara satarsınız. Bir de geleceği var. 20-25 ydlık bir perspektif içinde geleceğini dü- şûnürseniz, 20 milyar dolann çok çok üstünde satüması ge- rek." Veli Bettemir, Türkiye'de he- nüz bu parayı verebilecek bir sermaye birikimi bulunmadığı- na işaret ederek. "Türkiye'de satabildiğiniz kadannı satacak- sınız, onun dışında kalanlan cu- şanda, borsalara satmak zorun- dasuuz" dedi. Bettemir, satıştan önce, özel girişimciler ile devletin bu satı- şı yapan organı arasında regü- lasyonu sağlam zemine oturt- mak gerektiğini belirtti. PTT Genel Müdürü Bette- mir, "T'nin özelleştiriJmesinde geç kahnch nu?" şeklindeki so- ruyu yanıtlarken de, Meksika, Arjantin gibi özelleşmenin ger- çekleştiği ülkelerin Türkiye için tam bir ölçü olamayacağmı vurguladı. Almanya, fngiltere ve Fransa'da ise daha henüz özelleştirmede pek öyle mesafe alınmadığını vurgulayan Bette- mir, "Bu bakımdan ben özeBeş- tirmede geç kaiındığmı zannet- miyorum. Bana göre özelleştir- menin tam zamanıdır" dedi. Bettemir, PTT'nin T'sinin, hem posta, hem da radyo tele- vizyon vericileriyle yaptıklan her türlü hizmetin finansmanını sağlayan bir geliri bulunduğunu açıkladı. Bettemir. halen 14 milyon olan abone sayısının ve hizmet çeşitlennin giderek ana- cağını vurgulayarak, özelleştir- meyle personel çıkarma değil, yeni işgücü ihtiyacı doğacağına işaret etti. Kooperatifçiler mal beyanı verecekler ANKARA (AA) - Kuru- luş ve denetimleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı olan kooperatifler ve bunlann üst kuruluşlannda görevleri devam eden. yö- netim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürleri. bu ayın sonuna kadar mal bildirimlerini yenileyecek- ler. Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı'nın konuyla ilgili tebli- ğı Resmi Gazete'nin bu- günkü sayısında yayımlan- dı. Tebhğle, "Mal Bildiri- tninde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu"nun 7'ınci madde- sıne göre kooperatıflerdeki görevleri devam edenlerin, sonu sıfır (0) \e beş (5) ile biten yıların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirim- lerini yenilemeleri gerektiği hatırlatıldı. İŞÇİNİN EVRENtNDEN îcra Direktörü Camdessus, Meksika krizini yenilerinin izleyebileceğini söyledi ve ekledi: IMF'nin yeni krizlere dayanacak giicü var Michel Camdessus WASHENGTON (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF) lcra Direktörü Michel Camdessus, dünyada Meksika tipi mali kriz olasılığı bulunmakla bera- ber, fonun bugün için benzer krizleri karşılayacak, yeteri kadar mali gücünün olduğunu söyledi. Camdessus, yaptığı açıklamada, IMF'nin üye ül- kelerden, tahmin edilenden önce para arama ihtiya- cı duyabileceğini belirterek. yeni küresel ekonomik yapıyı korumak için bazı yollann bulunması gerek- tiğini bildirdi. Camdessus. "Meksika tipi bir kıirin yeniden ya- şanmayacağı garantisi veremem. Bu, geiecek yüz>> hn ilk krizidir. 21. yüz>ila girmeden Meksika tipi krizleri yeniden görmeyeceğiz sözünü veremiyorum. Bu kriz, gelismekte olan bir ülkeyi vuran ilk önemli küreselleşmiş yeni dünya mali piyasa krizi olarak görülebUir'" dedi. IMF. dün Meksika'ya 17.5 milyar dolar stand-by kredisi verilmesini onaylamıştı. Meksika'ya açılan 17.5 milyar dolar tutanndaki stand-by kredisi IMF tarafından bugüne kadar bir seferde verilen en bü- yük kredi oldu. Öte yandan Meksika Devlet Başkanı Ernesto Ze- diDo, ülkede devletin denetimi altında bulunan tele- komünikasyon ve hmanlar ile karayolu yapımını özelleştirmesınin hızlandınlmasını planlıyor. Zedil- lo. yaptığı açıklamada. "Yabancı ekonomik yardım, kısa dönem içinde, mali ve döviz piyasamızın isrik- rara kavuşmasına büyük ölçüde yardım edecek- tir"dedı. Ernesto Zedillo ŞUKRAN SONER Bağımsız Yargı Ülkemizde adaletin gerçekleşememesi, bağımsız yar- gının işlememesi sonucu mafyanın gelişip güçlendiği ka- nısı yaygın. Hakkını yargı yolu ile alamayacağını, alsa da yıllar yitirecegini düşünen işadamı, alacağının tahsili için mafyaya başvuruyor. Alacaklı işçi ise ne yapacak? Babalara sığınabilecek hali, parası da yok ki!.. Işçinin, yavaş da ışlese, sonunda hak olma niteliğini yitirse de, yargıya baş vurma, yargı yolu ile hakkını ara- manın dışında bir yolu yok. Pek çok işçi, hak edilmiş pek çok alacağı için yargıya dahi başvuramıyor. Yıllar sürecek davaları, ne bekleyebi- lecek halı oluyor, ne de dava açmak, izletmek için avu- kat tutacak parası. Kımbilir kaç milyarla hak edilmiş işçi alacağı, her yıl bu yüzden gaspeden işverenlerin yanına kâr kalıyor. Ancak işçi sendikah ıse toplusözleşmeden doğan hak alacaklan söz konusuysa, işçiler adına üyesi olduklan sendikanın, avukat tutup işçinin hakkını yargı yolu ile araması yasal görev oluyor. Özellikle iş hukuku alanında, sorunlara yasal kalıplar içinde çözüm üretmek olanaksız olduğundan, yargının işlevi önem kazanır. Uzun yıllardır, bir bölümüne katıldı- ğım. Yargıtay kararlan seminerlerinde de, bilim insanlan- nın, doktrinin karar incetemelerinden ortaya çıktığı üzere, bu işlevin hakkı ile yerine getirildiği tartışmalıdır. Bizde bu aîanda uzman üst yargı organı, Yargıtay 9. Hukuk Da- iresi'nin, yasa boşluklannı dolduran, hak ve hukuk kav- ramlanna yanrt veren, çözüm üreten, genellikle mağdur işçiye güven veren niteliklerinı koruyamadığı kanısı yay- gındır. Yargı, hak ve adaletin gerçekleşmesinde yetersiz görülse de hıç değilse bağımsızlığı tartışılmıyordu. Ne yazık ki, 600 bin kamu işçisinin sözleşme farklanna ilişkin henüz yayımlanmamış karan üzerinde bu konuda da gölge düşürücü, çok tehlikelı gelişmeler olduğu söy- leniyor. Hükümetin hak edilmiş işçi alacaklannın gecik- mesinden doğan faizi ödememek, hükümete bu suçta ortak olan bazı sendikacıların da kendi ayıplannı örtmek, işçilere hesap venmekten kurtulmak üzere, teke tek yar- gıçlar üzerinde baskılann yasandığı anlatılıyor. Henüz ya- yımlanmamış karannda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2'ye karşı 3 oyla, Selüloz-lş Sendikası'nın üye işçileri adına açtığı ve iş mahkemesinin işçiler tehine verdiği ka- ran bozduğu bildiriliyor. Kesinleşmemiş yargı karan üzennde yorum yapmak, yargı bağımsızlığını zedeleyeceği için suç elbet. O ne- denle karara ilişkin bir şey söyleyemiyoruz. Aslında ortada hukuk yorumuna elverişli olmayan çok açık bir yasa hükmü var: İşçi ve işveren sendikalannın taraflar adına imzaladıklan toplusözleşme metinleri işçi için kazanılmış hak niteliğinde. Hükümetin kriz veya "pa- ram yok" gibi gerekçelerie bu hak edilmiş alacağı öde- memesi olanağı bulunmadığı gibi, Türk-lş'in işçinin bu hakkından vazgeçme, hatta sözleşmeyi imzalamış sen- dikanın da yeni bir anlaşma yapma haklan yok. Yasanın yine çok açık hükmüne göre, işçinin hak edilmiş alacağı- nın ödenmerrresindekı gecikme ıçin, banka faizi ile öde- me yapılması zorunluluğu bulunuyor. Bıldığiniz gıbı hükümet, işçinin hak edilmiş alacağını 6 ay gecikmeli taksitlerle ödemek için Türk-lş'le anlaştığını kamuoyuna ilan etmişti. Hükümet, açılan davalardaki savunmalarında da Türk-lş'le yaptığı anlaşma sonucu ve parasal sıkıntı nedeni ile gecikmeli ödeme yoluna gittiği- ni bildirmişti. Aynı şekilde gecikmeli ödemelere ilişkin hükümet genelgesinde de, "Türk-lş'le yapılan anlaşma" çerçevesinden söz edilıyordu. Ancak Türk-lş Başkanı Bayram Meral adına bize gönderilen bu konuya ilişkin birçok noter kanallı yazılı açıklamada ise, hükümetle yazılı bir anlaşmanın söz ko- nusu olmadığı belirtiliyordu. Sadece hükümetin hiç öde- me yapmaması karşısında yapılan göruşmelerde, gecik- meli ödemenin sözlü olarak sağlandığı, bununla işçinin mahkemeye başvurarak yasal alacaklannı alması yolu- nun kapanmadığı bildıriliyordu. Uygulamada ise ış yerlerinde işçilere dava haklanndan vazgeçmeleri ıçin zorla feragatnameler imzalatılmaya çalışılıyordu. Birçok ış yerinde, Harb-lş örneğinde oldu- ğu üzere, dava yolu ile hakkını arayan işçiye, gecikmeli ödemeler de yapılmak istenmiyor, gecikmeden doğan yasal faız alacağını arayan işçiler ve sendikaları cezalan- dınlıyordu. İşçinin tartışılamaz yasal hakkını arayan sen- dikalar ve işçileri ile işçinin hakkını gaspeden hükümet ve suça ortak olan sendikacılar arasında kıyasıya bir güç savaşı veriıiyor. Ancak hiç kimse işçinin yasal hak alaca- ğını ve tartışılmazlığını ret edemiyor. Işte böylesine tartışılamaz, üzerinde hukuk yorumu yapılamaz açık yasa hükümleri olduğu içindir ki, işçiler adına açılmış 45-50 kadar davada iş mahkemeleri işçiler lehine karar vermiş bulunuyor. 45-50 yargıcın da birleşti- ği bu açık yasa hükümleri karşısında, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin bozma kararını ve gerekçesinin açıklanmasını doğrusu merakla bekliyoruz. Tabii iş burada bitmiyor. Yargıtay'a geiecek benzer bir sürü dava daha var. Ârkasından çok büyük olasılıkla iş mahkemeleri kararlannda direnecekler. Genel kurul, içti- hadı birteştirme kararlan gerekebilir. Tartışma, yürürlükte olan bir toplusözleşmenin çiğnen- mesi gibi çok önemli bir hukuk konusu olduğu için, bu olay uluslararası platforma taşınacak. ILO'da, uluslarara- sı yargıda görüşülebilecek. Hükümet işçi alacağını ödemek istemediği zamanlar- dan başlayarak, iş bu noktalara gelmeden bu köşeden sürekli uyarmaya çalıştık. İşçinin alacağının üzerine otu- rulmak istenmese, zamanında ödenseydi, gecikmenin faizi de olmayacaktı. Yargı da dahil bu kadar çok kurum böytesine ağır yaralanmayacaktı. HAZIR GIYIM VE KONFEKSIYON IHRACATI AYLAR Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazıran lemmuz Agustos tyiut tK«n rvasım AraiiK 1993 536.428 26/.84U İJIÜ.UİÎÖ Zti/AU'Z Ü41.44U 31İ5.Ö34 31/.415 32b.U64 ^Ö4.BUÖ 1994 329.770 "242.7UT üaif.4ib iö4,yöa Jüb.b/9 '•İÜZJü'd aU4.153 299.959 3ÖÜ.343 Artış (yüzde) -8.1 -y.4 -14.8 -•i.ö -4U.(3 ı».y 33.Ü üö.U ly.tı -1.1 Artış (yüzde) 1995 477.768 44.9 - - - - - - - - - - - - Konfeksiyon ihracatı 1995'eartışlagirdi Ekonomi Servisi- Konfeksi- yon ihracatı Ocak ayında yüz- de 44.9 oranında artış göster- di. Istanbul Tekstil ve Konfek- si\on Ihracatçı Birlikleri (İT- KİB) Genel Sekreterliğı'nden alınan bilgiye göre, 1994 yılı- nın Ocak ayında 329 milyon 769.9 bin dolar olan hazır gi- yim ve konfeksiyon ihracatı bu yılın Ocak ayında 477 mil- yon 767.8 bin dolara ulaştı.lT- KİB kavıtlarına göre, Istan- bul'dan yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı ilk kez aylık bazda 400 milyon dolan aşarak 500 milyon dolar sının- na dayandı. İTKİB Başkanı Okan Oğuz, 1994 yılının ikinci ya- nsında başlayan ihracat atağı- nın 1995 yılında da hızlanarak süreceğini söyledi. Türki- ye'nin ihracat dövizine her za- mankınden fazla ıhtiyaç duy- duğuna işaret eden Okan Oğuz "Birliğimiz aracılığıyla yapılan hazır giyim ve kon- feksiyon ihracatı, aylık ya- rım milyar dolara ulaşmış- tır. Sektörümüz Türkiye'yi sırtlamıştır'* dıye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle