05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
, 4 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER : Milli Eğitim Bakanı Ayaz, kurslann zorunlu eğitim kapsamına alınmasıntn mümkiin olmadığını belirtti: Kııran kurslan okııl sayılaıııaz EMtVE KAPLAN •Ayaz, Diyanet tşleri Başkanhğı'na T.C. înkılap Tarihi ve Atatürkçülük, vatandaşlık bilgisi ve Türkçe derslerine ağırlık vermelerini önerdiklerini söyledi. nnın söz konusu olmadığını söy- ledi. Bakan Nevzat Ayaz, Cumhu- riyet'e yaptığı açıklamada, Dı- yanet Işlen Başkanlığı'nın yö- netmeliğe ilişkin görüş istemesi üzenne, bir yıllık "Kuran'ı yft- zûnden okuma" kurslannda, Türkçe, T.C. tnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ve vatandaşlık bil- ANKARA - Kuran kurslan programlanna seçmelı derslenn eklenmesi •'kurslann zorunlu eğitimden sayıiması için ilk adurT olarak yorumlanırken, Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, kurslann ortaokul düze- yinde eğitim kurumu sayılmala- gisi derslenne ağırlık verilmesi koşuluyia, seçmeli derslerde halk eğitim merkezı kurs prog- ramlannın uygulanabileceğini ilettıklerinı anlattı. Ayaz, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Bu kurslarda haftada 6 saat- Kk seçmeli ders alan öğrenciterin seviyesinin örgün öğretime teka- bül ettirilmesi miimkün değil. Halkeğitim merke/lerinde zaten vatandaşlanmız bu kurslardan yararianryortar." Bakan Ayaz, Kuran kursu öğ- rencilerinin seçmeli derslerini alabilmeleri için bakanlığa bag- lı halk egıtım merkezlennden ya- rarlanacaklannı kaydederek, kurslann zorunlu eğitim kapsa- mına alınmasının mümkün ol- madığını belirtti. Ayaz. kurslann denetlenme- sinde ılgili yönetmelik uyannca Milli Eğitım Bakanlığı'na da yetkı verildiğını kaydederek, ge- rekırse bu yetkınin İaıllanılacağı- nı söyledi. Bakanlık yetkilileri. Kuran kurslannın zorunlu eğitim kap- samma alınacağı biçımindeki de- ğerlendirmelere şiddetle karşı çı- karken, eski Milli Eğitim Baka- nı Avni Akyol dönemınden baş- layan yasa tasansı hazırlıklanna dikkat çekildi. Avni Akyol'un bakanlığı dö- nemınde ortaya atılan "Kuran kurslan mezunlanna fark ders- lerini \ ermeleri halinde ortaokul diploması verilsin" düs.üncesi. eskı Mıllı Eğitim Bakanı Köksal Toptan dönemınde yasa taslağı halıne dönüştürüldü. Taslak, Toptan'dan sonra göreve gelen Nahit Menteşe'nın bakanlığı dö- nemınde gen çekildi. Toptan dö- nemınde zorunlu eğirimın 8 yıla çıkanlmasına ilişkin hazirlanan yasa taslağında şöyle dendı: "Çırakhk eğitim merkezleri ve Kuran kurslan mezunlanna fark derslerini vermeleri halinde or- taokul diploması verilir. Bu kurs- lar zorunlu eğitimden sayüırT Eğitimcıler, bu \ondekı hazır- lıklarla ılgılı kavgılarını ıfade ederken. "Imam-hatipliseleriilk açıkuğı zaman hiç kiriıse ünher- site talebinde bulunmamıştı. Ama 20 yıl sonra çeşitli baskılar- la üniversitenin kapısıru araladı- lar. Kuran kurslan için de aynı şey yapılacak" göruşünü sa\-un- dular Hırka-i Şeririn ziyarete açilması nedeniyk düzeıdenen törende Kurarn Kerim'den ayet- lerokundu. (Foto'ğraf: HATtCE TUNCER) Ramazan ayının ilk cuması Vefa CamiVne dört mifyarhk onanmlstanbul Haber Servisi - Müslümanlann kutsal emanetlerinden Hazreti Muhammet'e ait "Hırka-i ŞeriT 1 dün törenle ziyarete açıldı. Hırka-i Şerif' ın ziyarete açılması nedeniyle düzenlenen törende Kuran-ı Kerim'den ayetler okundu. Hatim dualan ve salavatlar arasında özel sandukasından çıkanlan Hırka-i Şerif, camekân ıçerisınde sergilenmeye başlandı. Fatih'teki Hırka-i Şerif Camii'nde sergilenen Hırka-ı Şerif'e yüz sürmek ve öpmek isteyen vatandaşlar arasında kimi zaman izdiham yaşandı. Hz. Muhammefın sırtından çıkardığı ve Veysel Karaıü Hazretleri'ne verilmesıni vasiyet ettığı kutsal Hırka-ı Şerif. 1611 yılında lstanbul'a getırilrruşti. Sultan Abdulmecid tarafından yaptınlan Hırka-i Şenf Camii'nde sergilenen Hırka-i Şerif, 300 yılı aşkın bir zamandır Müslümanlar tarafından ziyaret ediliyor. Hırka-i Şerif, ramazan ayı boyunca ziyaretçilere açık kalacak. Ramazan ayının ilk cuma günü olması nedeniyle cuma namazını Eyüp Sultan Camii'nde kılmak isteyen vatandaşlar avluyu tamamen doldurdu. Erkekler cuma namazını kılarken içeri alınmayan ve türbe zıyaretinde bulunmak isteyen kadm ziyaretçiler, dışanda uzun süre beklemek zorunda kaldılar. Vefa Camiı de törenle yeniden ibadete açıldı. Törende_ konuşan Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver, caminin Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Diyanet Vakfı tarafından 1992 yılında aslına sadık kalınarak, mımar Beyhan Erçağ tarafından yeniden yaptınldığinı söyledi. 4 mılyar lirayı aşkın harcama yapılan Vefa Camıi, daha sonra dualar okunarak ibadete açıldı. Matkapın hedefi Emeklinin durumu düzeltilecek lstanbul Haber Servisi- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nihat Matkap, 'yeni hükümet istasyondayken', ba- kanlığının ilk altı aylık hedef- lerini açıkladı. Türk-tş 1. Böl- ge Başkanlığı'nı ziyaret eden Matkap, "Ük üç hedefuniz, Sendikalar Kanununda degi- şiklik. kamuçahşanlannın sen- dikal gü\enee\e kavuşturul- masi ve emeklilerimizin duru- mıınu düzeltmek" dedı. Matkap, dün Istanbul'da Türk-tş 1. Bölge Başkanı Fa- ruk Büyükkucak ile görüştü. Türk-Iş'e bağlı bazı sendikala- nn yönetıcilennın de hazır bu- lunduğu görüşme sırasında, Faruk Büyükkucak. konfede- rasyonlannın iasavadeütalep- teriıu"1 iletti. t 'Siyasi istikrar gerek' Ülkedeki siyasi ve ekono- mik tıkanıklığın aşılarak siya- si istikrar sağlanmasını gerek- tiğini belirten Büyükkucak, demokratikleşme paketinin ise en kısa sürede çıkartılmasını istedi. Bakan Matkap ise koalısyon protokollerini,"49ve 50. hükü- mederin koalisyon metinleri çokgüzeP dıyerek savunurken protokoldeki bazı hükümlerin uygulanamamasını ve demok- ratıkleşme paketinin Mec- lis'ten geçinlememesinı, "Mevcut yapı beUi. Bu yapı Içbde en iyi şekilde mücadele edldL Ancak parlamento bu güzeUiklerin rümünü yaşama geçrmeye müsait değjl" diye- rel açıkladı. Koalısyon hükü- metinın süresinı doldurduğu, ye«i bir hükümetin oluşması ihtyacı tartışılıp, *yeni hükü- m<fjn istasyondabeklediğT dil- leTdırilirken Matkap, ilk altı ayık dönemdekı üç hedefini şöle sıraladı. "Sendikalar Ka- nuıu'ndaki değişikliklerin ya- pıknası. Kamu çalışanlannın seıdikal güvenceye kavuştu- ruması ve emeklilerin duru- mınun düzeMlmesi." Alevler IstanbuPu yakıyor•Son dört yılda tstanbul'da meydana gelen toplam 42 bin 275 yangmda, 610 kişi öldü, 1459 kişi ise yaralandı. Toplam 1 trilyon 273 milyar 88 miîyon 191 bin lirahk da maddi zarar meydana geldi. YASEMİN KOYUTÜRK Zincirlikuyu'da geçen hafta meydana gelen ve iki genç kızın ölümüyle sonuç- lanan yangın, bu konudaki eksiklık, ak- saklık, ihmal ve eğitimsizliğı bir kez da- ha gündeme getirdi. 1990 yılından bu ya- na sadece lstanbul 'da meydana gelen top- lam 42 bin 275 yangında, 610 kişi öldü, 1459 kişi ise yaralandı. Bu olaylarda top- lam 1 trilyon 273 milyar 88 milyon 191 bin lıralık da maddı zarar meydana geldı. ttfaiye yetkilileri, pek çok kişınin ölü- müne pek çok kişinin de evsiz kalmasına neden olan yangınlann yûzde 50'ye ya- kmımn sigaradan çıktığını belirtiyor. Si- garayı, baca ve gaz parlaması ile elektrik kontağının takip ettigini vurgulayan yet- kililer, yangınlann yüzde 62.20'sinın gün- düz, yüzde 37.80'inin ise gece meydana geldiğıni ifade ediyor Sadece 1994 yı- lında 9 bin 273 yangın çıktığına dikkat çe- ken yetkilıler, bu yanguılarda 87 kişinin öldüğünü ve 359 kişinin de yaralandığı- nı söylüyor. Yetkililenn verdiği bilgiye göre yangın sonucu oluşan maddi zarar- lar ise milyarlarla ölçülüyor. 1990'da çı- kan 6 bin 646 yangının maddi faturasmı 75 milyar 876 milyon 607 bin olarak açık- layan yetkililer, bu rakamın 1991 'de 116 m'ilyar 266 milyon 293 bine, 1992 "de 202 milyar 58 milyon 850 bine, 1993'te 285 milyar 407 milyon 541 bine, 1994'te ise Alınacak önlemler 9 Sigaralannızı yerlere atmayın. #Kül tablalanndaki sigaralan söndürmeden boşaltmayın. 9Yatakta sıgara içmeyin. •Çocuklann. kibrit ve benzeri yanıcı maddelerle oynamasma engel olun. •Tüpgazlannızı ve tüpgazla çalışan ev aletlerinizi sızıntılara karşı sık sık kontrol edin. 9 Piknik tüplerini, geniş tabanlı mutfak gereçlerini ısıtmak için kuUanmayın. #Bacasız şofben kullanmayın. •Aynı prizden birden çok çıkış almayın. •Şıgortalara tel sarmayın. •Ütü, elektrik sobası gibı araçlan fışten çekmeyi unutmayın. •isıtıcılannızı. perde ve koltuk gibi nesnelerden uzak tutun. •Bacalannızı yılda iki defa yetkili servıslere temizletın. •Sobalardan sıçrayabılecek kıvılcun tehlikesıne karşı önlem alm. Yangında ne yapmalı? •Telaşlanmayın. #110 numarah telefonu arayarak. hemen itfaiyeye haber verin. •Yangın yennin adresını ve telefonunuzu doğru olarak bildinn. •İtfaiyeye haber verdikten sonra kendınizı riske atmadan yangını söndürmeye çalışın. •Yangını çevrenizdekilere duyurun. •Yangın sahasına gırmeyin Yangın nedenleri •Sigara ve kibrit, yüzde 42.92 •Baca, yüzde 21.68 •Likit petrol gazı yüzde 6.38 •Kıvılcım sıçraması, yüzde 4.01 •Gaz sobası parlaması. yüzde 1.04 •Benzin parlaması. yüzde 2 43 •Elektnk kontağı. yüzde 14 05 •Çocuklann kıbritle oynaması. yüzde 2.02 ' •Ütü ve ocak, yüzde 0 65 •lnşaat hatası, yüzde 0.02 •Kömür kızışması, yüzde 0.33 •Nedeni saptanamayan yüzde 3.86 •Diğer nedenler. yüzde 0.51 593 milyar 478 milyon 900 bin liraya ulaştığıru vurguluyor. Yangınlara zamanmda müdahale edile- memesi ise can ve mal kaybını arttıncı bir etken olarak karşımıza çıkıyor. ltfaiye yetkililerinin en çok jakındığı konu; yo- ğun trafik ve yollaruı kenanna park etrruş arabalar. Bu engeller nedeniyle itfaiye araçlannın zamanında olay yerine ulaş- makta zorluk çektiğini vurgulayan yetki- lıler. aynca Istanbul'dakı dar yollann da kendilen için olumsuz bir etken olduğu- nu belirtiyor. Yetkililenn yakındığı bir diğer konu ise itfaiyeye yapılan >anliş. ıhbarlar Geçen yıl ıçınde ıtfaiyenın 2 bin 566 kere boş ye- re aranarak meşgul edıldiğıne dikkat çe- ken yetkililer, "Her yanlış ihbann irfarve- ye kaybettirdiği zaman gereek bir yangı- na ulaşılmasınıengelKyor'" dıyorlar Öte yandan. ıtfaiyelenn eleman ve araç sayısınm. devamlı büyüyen kentlerın hı- zına yetışememesi de can ve mal kaybını arttıncı etkenler arasında gösteriliyor Ge- çen hafta ıçınde Zincirlikuyu'da meyda- na gelen ve bin hostes iki kişinin ölümüy- le sonuçlanan yangında, itfaiye merdi- venlennın olay yenne ulaşamayacak ka- dar kısa kalması ise bunun son örneğı ol- du. İtfaiyede 1700 kişi çalışıyor Nüfusu her geçen yıl hızla buyüyen Is- tanbul'dakı itfaiye hızmetleri, toplam 1700 personel ve 183 adet araçla götürül- meye çalışılıyor. Yangınlardaki can ve mal kaybının azaltılması için teknolojık gelişmelenn takıp edilmesinin büyük bir önem kazandığı günümüzde. Istanbul'da- kı itfaiye bırimlerinde kullanılan söndür- me araçlannın en yenisının 1988 model olması ise oldukça endışe verici Son olay binalardakı yangın merdıve- nı ile ıhbar ve alarm sıstemlennın önemi- nı de gündeme getırdı. 1992 yılında alı- nan bir karar gereğı. yeni bınalarda yan- gın merdıveninin zorunlu tutulduğuna dikkat çeken yetkililer. Istanbul'dabu ka- rara uygun bına sayısınuı çok az olduğu- nu vurgulayarak "10 katın özerindeki bi- nalarda vangın mcrdheninin yanı sıra yangın ihbar ve alarm sistemi öe burala- ra bağlı su tesisaru jeneratör, ısıdan etki- lenmeyecek ve anında devreve girecek su dedantörünün de bulunmasıgerekir" dı- \orlar. Yetkililer. olası bir yangını önlemek ıçın vatandaşlannı^\enacarken>ada bı- na yaparken itfaiye bünyesınde bulunan teknik burodan rapor almalannın önemı- ne de ışaret ediyor. Köln Atatürkçü Düşünce Derneği Üyesi Handan Atılgan: Sıvas kıyımı, Alman ırkçılara cesaret veriyor YILMAZKARABACAK "Sıvas olayten üzenne Neo- Naziler şanu diyebt- liyorlar: 'Bakın görüyorsunuz işte. Sizi bızim yaktığı- mızı söylüyorsunuz Handan Atılgan ama kendi ülkenizde kendi kendinızi yakıyorsunuz'. Türidye ve dönya için utanç ta^yan Sıvıs kryamı Attnanya'daki gerici ve rkçıiara cesaret veriyor. Aknama'dakilerte aynı karankk düşünceyi paylaşan şeriatçılar, Türki- ye'deki aydınlan olduğu kadar, bizleri de burada ateşe atryorlar." Bu sözlenn sahibi Türklenn yoğun ola- rak yaşadığı Köln kentinde Atatürkçü Dü- şünce Derneği'nin kuruculan arasında yer alan ve derneğin yönetim kurulu üye- si olan Handan Atılgan. Atılgan, Almanya'mn Vestfalya Eyale- ti'nde Köln Üniversıtesi tktisat Fakülte- si'nde önce lisans, ardından da yüksek li- sans öğrenimı görmüş. Atılgan anlatıyor: "Türkiye'de olduğu gibi Almanya'da yaşayan Türklerin çoğunluğu şeriatçı teh- İike ile karşı karşıya. Türki\e'nin kırsal bölgelerinden kalkıp geldikleri Alman- ya'da ekmek parası peşine düşen yurttaş- İanmız yetcrii egitimi alamadıklan içjn gerici tehlikenin kucağına düşüp kola>ca kandınlabiliyorlar. Bu daha çok birinci kuşak Türkler için geçeıii, ikinci kuşak gençler ise bir tarafta aileierinden aldık- ları kültürii diğer tarafta okulda Alman kültürünü öğrenivoıiar. Buna rağmen anne ve babalanna oran- la daha bilinçliler. Almanya'da artan Neo- Nazi saldılan kendi içlerine kapanmala- nna ve güçlü olduklannı düşündükleri ge- rici dernek ve vakıflara iiye olmaya \önel- tivor." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATE§ Globalleşen Diinya Dünya hızla değişiyor. Ve bu değişime p>aralel olarak, sü- rekli yeni kavram ve anlayışlar ortaya çıkıyor. Siyasal teori alanında at koşturan bir usta "Siyasal düşünce toplum- dakı değişimi ellı yıl geriden izler" demıştı. Bu görüş, bun- dan bırkaç yüzyıl öncesine kadar bir anlam taşıyabilirdi. Ama şimdi "değişim" öylesine hızlı ki eğer siyasal düşün- ce elli yıl geriden gelse hiçbir kıymeti kalmayacak. Bu ne- denle tüm kavramlar üç beş yılda bir altüst ediliyor. "G/oba//eşme" bu kavramlardan biri. Türkçe'ye "küre- selleşme", "bütünleşme" vb. gibi sözcüklerle çeviriyorlar. Neanlamageldığikonusundafarklıaçıklamalaryapılmak- la bitiikte, "iletişim ve ulaşımın çok gelıştığı dünyamızda, artık bir bütünlüğün egemen olmasınt" betimliyor. Acaba gerçekten böylesine bir "bütünleşme" var mı? Yoksa dün- yanın böylesine "küçülmesi" birileri tarafından, bambaş- ka amaçlar doğruttusunda mı kullanılıyor? Bu sorulan sağlıklı bir biçımde yanıtlayabilmek için, ön- celikle şunun vurgulanması gerekir ki globalleşme kavra- mı, tek başına ve yalın bir biçimde ortaya atılan bir kav- ram degildir. Globalleşme kavramı, ideolojilenn sona erdi- ği iddia edilen bir dönemde, "yeni dünya düzeni"o\arak isimlendirilen ilginç bir kavramla birlikte ortaya atılmıştır. Ve bu kavramlann tümü, "yeni liberalizm" ya da "neo-li- beralizm" adı verilen anlayışın üzerine kurulmuşlardır. Demek ki globalleşme kavramını anlayabilmek için, neo- liberalizmden yola çıkmak, yani başlangıç noktası olarak neo-lıberalızmi almak gerekir. Ve şu soruyu sormak gerekir: "Su liberalizmin neresiye- nidir kiyeni liberalizm olarak isimlendiriyorsunuz? Gerçek- ten bireyciliği sonuna kadar abartan ve devletin sosyal iş- Ievlerini stftrtayarak, müdahale yollarını tıkamak isteyen bir liberalizmın neresı "yenıdir"? Bu anlayış (en azından Avrupa demokrasilerinde) çoktan terk edilmiş ve mahkûm edilmiş olan "vahşi kapitalizm"den başka bir şey degildir. Eşıtsızliklerin diz boyu olduğu bir toplumsal yapı içinde, eşıtiık "varsayımından" yola çıkarak ve gene salt varsayım- sal düzeyde var olan bir piyasa ekonorr isi içinde, nasıl öz- gür olabilir insanlar? İdeolojilenn öldüğünü ilen sürenler, bu savianna kanıt olarak Sovyetler Bırliği'nin çökmesı ve Doğu Bloku'nun çö- zülmesini gösteriyorlar. Bu ülkelerin kendilerıne "sosyalist" sıfatını vermeleri bir yana, acaba gerçekten ne kadar sos- yalisttiler? Ve acaba bu anlayışın egemen olduğu süre için- de halklarının sorunlannı ne dereceye kadar çözdüler? Ve acaba bu rejimleri tepetaklak eden insanlar, o günlen ara- mıyoriar mı? Ya da ne kadan o günlerin özlemini duyuyor acaba? Kapitalizm sömürü üzerine kurulu bir sıstemdir. Ister "yeni" olsun, ister olmasın; liberalizm de kapitalızmın fel- sefı payandasıdır. (Elbette siyasal anlamda liberalizmin er- demlerini söz konusu etmiyorum.) Kapitalizm sömürü üzerine kurulu bir sistemdir, çünkü kendini "yeniden üretebilmesi" ya da "büyüyebilmesi" için, sürekli "kaynak" gereksinımi içindedır. Ve bu "kaynak" biryerlerdensağlanmak, bırilennden sağlanmak zorunda- dır ki bu "birileh" de genellikle emekçi sınıflar ve az geliş- mış ülkelerin halklandır. Gelişmiş ülkelerdekı emekçi sınıflann sosyalizm müca- delesi ile az gelişmiş ülkelerdeki "badımsız/ık" mücadele- si, aslında aynı düşmana karşı verilen mücadelelerdir ve bu nedenle birbirini tamamlayan mücadelelerdir. Sömürü sürdüğüne göre bu mücadeleler nasıl sona ermiş sayıla- bilir? "Yeni dünya düzeni" az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere ne vaat etmektedir? Hiçbir şey. Emek yoğun alan- larda sömürü ve açlık sınınnda bir yaşam. Beylerimiz en ılerı teknolojileri kullanarak ve günde üç beş saat çalışa- rak "günlerinı gün edecekler", gelişmekte olan ülkelerin insanları da bu "yeni dünya düzeni içinde" kendilerine ve- rilen ikinci sınıf üretimi gerçekleştirerek, bu beylerin refa- hının bedelini ödeyecekler... Ne güzel bir dünya düzeni bu?.. İşte "globalleşme", bu hain tuzağın "fıyakalı" adından başka bir şey degildir. Dünya üzerinde devletler amip gi- bi bölünerek parçlanırken ve şovenizm almış başını gider- ken, hangi bütünleşmeden söz edilebilir, hangi küreselleş- me gerçekleşebilir? Eski bir "oyun" yeni, bir "isim" altın- da gündeme getirilmektedir. Kanmamak gerek... O Bu yazı Türkiye Bahai'lerinin Uluslararası Konferansı için hazırladığım ve gerçekleştiremediğim konuşmanın öze- tidır. Türk-İs arastırmasının sonucu Çalışan çocuk arabesk dinliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışan çocuklann büyük bölümünün arabesk mü- zik dinlediklen, alkol ve sigara bağımlılıklannın da "küçüm- senmeyecek" oranda olduğu be- lırlendı. Çalışan çocuklar ara- sında gazete okuma oranı "sı- fir"a yakın olarak saptandı. Türk-lş'ın Ankara'daki küçük ve orta ölçekli sanayi sitelenn- de çalışan 432 çocuğu kapsa- yan araştırması, kültürel açıdan ilginç sonuçlar ortaya koydu. "Çalışan ÇocuklannToplumsal FrofUi" başlıklı araştırmada, ça- lışan çocuklann tamamına ya- kınının arabesk müzik dınledi- ği belırtilerek, "Arabesk müzi- ğjn geleneksel >e modern müzik formlanndan biri olnıadığı dü- şünülürsc, geleneksel dokusunu ka> beden toplumlann çeciş aşa- masında içine düştükleri kültü- rel kimlik krizi. kendisini mar- jinal davranışlarda ve külrürde göstermektedir. Çocuklann kimliğini bu marjinal kbltünın inşa etmeye çalıştığı düşünüle- bifir" dendi. Araştırma sonucunda, çalışan çocuklann Ferdi Tayfur, tbra- him Tatuses, Orhan Gencebav ve Müslüm Gürses'ı dinlemeyi seçtikleri saptandı. Araştırma, çalışan çocuklann en çok bisik- lete özlem duyduklannı ortaya çıkardı. Araştırmaya katılan ço- cuklann yüzde 41.6'sı "An, bir bisUdetim olsa" derken, "Ara- bam olsa daha iyi olur" diyenle- nn oranı yüzde 33.80 düzeyin- dekaldı. Diğer çocuklar ise çe- şitli oyuncaklan tercih ettikleri- nı belirttiler. Araştırmada, çalı- şan çocuklann küçümsenmeye- cek oranda sigara ve alkol alış- kanlıklan olduğu saptaıurken si- gara ıçenlerin oranı yüzde 32 olarak belirlendi. Sürekli içki kullanma oranı yaklaşık yüzde 7, ara sıra içenlenn oranı da yüz- de 23 olarak belirlendi. Çocuk- lann tamamına yakımnın gaze- te okumadığı, okuyanlann da spor sayfalannı tercih ettikleri belırlenen araştırmada, çocuk- lann tümünün televizyon sey- rettikleri ortaya çıktı. Düzeltme • ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Gazetemızın dünkü sayısında 'tngilizce- Türkçe sözlükler Alevılere hakaret dolu' başlığı>la ya- yımlanan haberde, Ankara Büyükşehır Belediye Başka- nı Melıh Gökçek'in, Remzi Yayınevf ne aıt sözlüklerden Sosyal Hızmetler ve Çocuk Esırgeme Kurumu Genel Müdürlüğü dönemınde, ku- ruma 300 adet satın aldığı behrtılmıştı. Remzı Yayıne- vi'nce yapılan açıklama so- nucu Gökçek'in, kendi ge- nelgesıne aykın olarak, kuru- ma 'Incest' sözcüğünü doğ- ru olarak tanımlayan Remzi lngılızce sözlük yenne, bu sozcügünkarşıhğına 'Aile içı zina, Kızılbaşlık' tanımını getiren 'Langensecheıdt's School Dictionaray Englısh' sözlüğünü aldığı belirlendi. Remzi Ingilizce Sözlük'te, 'Kızılbaşlık' veya 'ensest' ılışki konusunda yanlış bir tanım bulunmadığı, bu söz- lüklerden SHÇEK'ye de alınmadığı anlaşılmıştır. Dü- zeltir. özür dileriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle