Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28ŞUBAT1995SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
YÖK Başkanı 'Huzurlu egitim sürüyor' derken öğrenciler, polisin saldırganlara göz yumduğunu söyledi
Üniversîlelerde yoğun önleınler
• îçişleri Bakanı Menteşe ve îstanbul Valisi Kozakçıoğlu,
bugün Istanbul'da, üniversitelerdeki güvenlik önlemlerini
tartışmak üzere, rektörlerin de katılacağı bir değerlendirme
toplantısı yapacak.
ANKARA/ÎSTANBUL (Cumhuri-
yet) - Marmara Üniversitesi Göztepe
Kampusu'nda, yaklaşık bir hafta önce
üikücülerin sol görüşlü öğrencilere sai-
dırması sonucu başlayan ve diğer üni-
versitelere de yayılan olaylara tepkiler
sürüyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Ta-
rih" Coğrafya Fakültesi'nde üç gün ön-
ce gericilenn saldınsma ugrayan öğ-
renciler. eylemlerin "sivil faşist gnıp-
larca" gerçekleştırildiğini ileri sürdü-
ler. Bugün İçişleri Bakanı Nahh Men-
teşe ile İstanbul Valısı Hayri Kozakçı-
oğlu Istanbul'da "değertendirme" top-
lantısı yapacaklar.
Ankara'da bir basın toplantısı düzen-
Ieyen YÖK Başkanı Mehmet Sağlam,
üniversitelerde eğitimin huzur içinde
yapıldığını savunarak, yalnızca bir üni-
versitede gelişen bir olayın bütün üni-
versitelere mal edilmesini ve "iiniver-
srtelerde 1980öncesinedönülüyor" bi-
çimindeki yorumlan "abarüh" buldu-
ğunu belirtti. Sağlam şunlan söyledi:
"Marmara Üniversitesi'nde dışan-
dan gelen 10 kişilik bir grup öğrencile-
rimize saJdırmış. Bu gruptan da 4 kişi-
nin öğrenci olduğu saptandı. Bize gelen
bilgüere göre gerek üımersite. gerekse
emni>et görevlileri görevlerini yerine
getirmiştir. Eğitimin güvenliği sağlana-
cakür."
Üniversitelerde her türlü düşüncenin
ve tartışmanın olması gerektigini, an-
cak düşüncelerin yalnızca tartışmalar-
da kalması gerektigini belirten Prof.
Dr. Sağlam, herhangi birtehlike görül-
mediği için üniversite görevlilerince
fazla önemsenmeyen kimlik kontrolle-
rinin de yoğunlaştınlacağını kaydetti.
Mehmet Sağlam, bırsoru üzerine, Mil-
li Güvenlik Kurulu gündeminde üni-
versitelerde yaşanan olaylann yer al-
madığını, bir konu arasında bu olayın
da konuşulduğunu sözlerine ekledi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı tbra-
him Yaşar Dedeiek de öğrenci olayla-
nna da değınerek hükümetin üniversi-
telerde meydana gelen olaylan araştır-
ması gerektigini vurguladı. Dedeiek,
"Burada \apılacak bir hata, gercekten
gençlerimizi tekrar bu mecralara sü-
rükleyecektir. Bunlar gençlerirnizin ölü-
müne sebep olursa, bundan hepimiz so-
rumlu olunız*' dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Rı-
za Müftüoğlu, üniversite gençliğinin
"soku" ve "sağcT diye adlandınlıp ay-
nlmasına karşı olduklannı söyledi.
§ Ankara Üniversitesi DTCF'deaçık-
lama yapan bir grup öğrenci, üniversi-
te öğrencilerine yönelik saldırılann
"sağcı-soJcu öğrenciler arasında çabş-
ma" olarak değerlendırilmesinın ya-
nıltıcı olduğunu belirtejek, saldınlann
faşist gruplarca yapıldığını belirttiler.
lstanbul'daki üniversitelerde dün yo-
ğun güvenlik önlemleri alan polis,
okullarda kuş uçurtmadı. Öğrenciler,
tek tek kimlik kontrolünden geçirilir-
ken dışandan hiç kimseyi üniversitele-
re sokmadı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yü^
maz. üniversitelerde yaşanan olaylann
ve sokakgösterilerinin 1980öncesi_gö-
rüntüleri anımsattığını belirterek "Uni-
versiteli kardeşierime sesleniyorum;
tahriklere kapılmayın. Bu senaryolara
atet olmayın. Üniversitelerin kavga dö-
vüş yeri oimasına izin vermeyin. Türki-
ye'nin tek çıkış yolu seçimdir. Seçimi D-
kamak isteyenlere izin vermeyin" diye
konuştu.
RP'nin IETT'ye
şoför alma
oyunu tutmadı
MEHMET DEMİRKAYA
RP'li İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin "adil düzen"ci
yeni yönetimi "adiT(0 bir uy-
gulamayı daha dün yürürlüğe
koydu. Kendilerine RPyönetici-
lerinden "ÎETT'ye şoför alına-
cak " dendığinı belirten çok sa-
yıda RP'li, dün lş ve lşçi Bulma
kurumun un Sirkecidekibina-
sı önünde uzun kuyruklar oluş-
turdu. Konudan haben olmayan
kurum yöneticileri "flkkez" kar-
şılaştıklan bu durum üzerine
lETT'yı arayarak bilgi istediler.
İETT yöneticılennin şoför alı-
nacağını doğrulaması üzerine,
kurum yöneticılen. "Bizeyıllar
önce iş için müracaat etmiş in-
sanlar \ar. 3-4 vıldır bekleyenler
var. Öncelildi olarak onlara bü-
dirimde bulunmamız gerekir"
dediler
Kurumun haberi yok
lETTye alınacak 400 şoför
kadrosu İş ve lşçi Bulma Kuru-
mu'ndan önce RP'li işsizlere
bıldirildi. İş ve lşçi Bulma Ku-
rumu'nun Eminönü'ndeki böl-
ge fflüdürtüğü çahşantarr dün
sabah işyerferine geldiklerinde,
uzun bir kuyrukla karşılaştılar.
Kurum çalışanlan. kuyruktaki-
lere ne için beklediklerini sordu.
Kuyruktakiler. tETTye şoför
alınacağını, bu nedenle kendile-
rinden Tş ve lşçi Bulma Kuru-
mu'ndan başvuru kartı almala-
nnm ıstendiğıni söylediler. Ku-
rum çalışanlannın böyle bir
alımdan haberleri yoktu.
Kurum yetkililerinin, kendi-
lerine böyle bir başvurunun ya-
pılmadığını sö> lemeleri üzerine
kuyrukta bekleyenler şaşkınlığa
uğradı. Birçoğu. cumartesi ve
pazar günü "partiden" kendile-
nne telefon geldiğini ve kendi-
lerinden bugün (dün) İş ve lşçi
Bulma Kurumu'na gidip başvu-
ru kartı almalannın istendiğini
belirtiyordu. Israrlar karşısında
kurum yetkilileri konuyu
lETT'den sordu. Aldıklan yanıt
olayı doğruluyordu; lETT'ye
400 şoför alınacak. Kurum yet-
kililerinin, böyle bir olay için
kendilerine yazılı bir başvuru-
nun yapılmış olması gerektigini
belirtmeleri üzerine de gerekli
belgelerin ve harcın bugün (dün)
kendilerine iletileceği bıldirildi.
IETT'ye şoför alınacağından
sadece belirlı insanlann haberi
vardı. Kurum yetkililerinin ken-
dilerine yapılmış bir başvuru-
nun olmadığını söylemesi üze-
rine yaşanan kaosta birisi yanın-
dakine şöyle diyordu: "CMur mu
öyie şey canım. Beni _.'in özel ka-
lem müdürü telefonla arayarak
söyledL"
Bir yetkiliden bilgi almaya ça-
lışırken kalabalıktan sıynlıp ge-
len 30 yaşlannda, düzgün sakal-
lı birisi ile yetkili arasında şöy-
le bir konuşma geçti:
Sakallı: IETT'ye şoförlük için
gelmiştim.
Yetkili: IETT'ye şoför ahna-
cağını nereden öğrendiniz?
Sakallı: Partiden söylendi.
Yetkili: Hangi partiden? Sa-
kallı: ... ilçesinden.
Yetkili: Sıraya geçin kayıt
yaptınn.
Sakallı: (Eline cebine ata-
rak).:. ilçe başkanının kartı da
var.
Yetkili: Olsun sıraya geçin.
Sakallı: (Sanki böyle bir uy-
gulamadan habersizmiş gibi)
Oyle mi?
Kurum yetkilileri, bu tür du-
rumlarda işçi alacak olan kuru-
luşun kendilerine bir yazı ile
başvurması gerektigini belırte-
rek "Başvuru ile birUkte kuruluş
harcını yatırır. Bunun üzerine
biz gerekli hazırlıklan yapanz.
Bu haztriıklar için en azİ gün ge-
rekir'' dedi.
Düşlerimin tanığıdıryakamozlar
Şimdi kiraz mevsimi değil vakit.
Denize dönme vaktidir. Güneş
tannsının en cömert gününde açılmak
masmavi sulara, geri dönülmez bir
serüvendir. Ve kürek çekmektir belki
de sevda okyanusuna. Issızlığın
ortasında, "Okyanusta bir kibrit
çöpü gibi" bırakıvermektir kendini
düşler dünyasına. Ufuk çizgisi
uzaklarda, çok uzaklardaymış ne
çıkar... Siz bakmayın sulann üstünde
bir karaltı gibi göründüğüme. Alaca
karanlıklann içinden geçip, aydınlık
sabahlara merhaba demek yaİcın.
Çünkü, engel tanımaz bir sevdanın
düşüdür bu. Sularla dans eden
yakamozlar da düşlerimin tanığı...
(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Lisede skandal
Alevi
öğrenciler
sınıftan atıldı
• Ankara 100. Yıl Kılıçarslan
Lisesi'nde tarih öğretmeni Selçuk
Selçuk'un, ders sırasında Alevi
öğrencileri, "Siz Allah-kitap
tanımazsınız. Ben Sünni çocuklarla
özel bir şey konuşacağım" diyerek
dışan çıkardığı ileri sürüldü.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
100. Yıl Kılıçarslan Lisesi tarih dersi öğ-
retmeni Selçuk Selçuk'un, "Siz Allah-ki-
tap tanımazsınız. Ben Sünni çocuklarla
özel bir şey konuşacağım" diyerek Alevi
öğrencileri zorla dışan çıkardığı ileri sü-
rüldü. Okul Müdürü Erdoğan EfiL velile-
rin şikâyetleri üzerine Selçuk hakkında
inceleme başlatıldığını söyledi.
Öğrenci velileri adma yazılı açıklama
yapan Hüseyüı Yıldu-ım, 21 Şubat 1995
tanhinde gelişen olayı şöyle anlattı: "Sel-
çuk Selçuk adîndaki tarih öğretmeniders-
te 'Alevi olanlar parmak kaldırsın' diyor
ve cesaret edip Ale>i olduğunu söyleyen
öğrencilere dışan çıkmalannı söyjüyor.
Ale>içocuklarda nedenini soruyor. Oğret-
mende, 'Siz Allah-kitap tanımazsınız, ben
Sünni çocuklarla özel bir şey konuşaca-
ğım' diyor. Çocuklan zorla dışan çıkan-
yor. Bu durumda şokeolan, bugüne kadar
aralannda böyle bir aynmın arkadaş ol-
malanna engel olmadığını düşünen bir-
kaç çocuk da arkadaşlannı destekkmek
için sınıfı terk ederek iki gün okula geinü-
yorlar." Açıklamada, öğrermenin tutumu
•bölücülük' olarak nitelendirilerek, insan-
lan "ortaçağda belirtenmiş yapay a>TÜık-
laıia birbirine düşürmek isteyen, hoşgörü
yoksunu insan dfişmanlannın kınandığı"
kaydedildi. Açıklamada, "Şimdi lise bi-
rinci sınıftaki, her konuda hassas dav ranü-
ması gereken bir yaştaki bu çocuklara bu
da>ranışın sonucu ne ohır? Bu zamana ka-
dar birbüierinin Ale\i >a da Sünni oldu-
ğunu bilmeyen insanlan hiç de önemli ol-
mayan yapay bir konuyla birbûierine düş-
man ermenin kime yaran var" sorulan
yöneltıldı.
Okul Müdürü Erdoğan Efil, Cumhuri-
yet'e yaptığı açıklamada, olayla ilgili ay-
nntılı bilgi vermesinin mümkün olmadı-
ğını, ancak öğretmen Selçuk hakkında in-
celeme başlatıldığını söyledi.
İSTANBUL ECZACI ODASI AVUKATI ALP SELEK:
Cmdoruk, hiziıııle uğraşmak
yerine Meclis'i çahşürsın
HaberMerkezi-TBMM aley-
hine tstanbul Eczacı Odası yö-
neticileri tarafından açılan ma-
nevi tazminat davası nedeniyle
açıklama yapan TBMM Başka-
nı Hüsamettin Cindoruk'un
sözleri eleştirildi.
İstanbul Eczacı Odası Avuka-
tı Alp Selek, "TBMM Başka-
nı'nın. açüan dav'aji fantezi, fay-
dasız. naflle olarak nitelemesi,
memleketimizin yannlan için
endişe verici bir futumdur. Bu
>aklaşım demokrasivi içine sin-
dirememenin açık bir gösterge-
sidir" dedi
İstanbul Eczacı Odası, Ana-
yasa Mahkemesi tarafından ip-
ul edılen rTürk Eczacdar Bir-
fiği Yasası"nı üç yıldır çıkarma-
yan TBMM"ye karşı 1 milyar
700 milyon liralık manevi taz-
minat da\ası açmıştı. Bu dava
nedeniyle TBMM Başkanı Hü-
samettin Cındoruk davanın açıl-
masını eleştırmiştı. İstanbul Ec-
zacı Odası Avukatı Alp Selek şu
açıklamayıyaptı:
"Biz Savın Cindoruk'taru
başkanı olduğu TBMM'nin gö-
re>ini ağır bir şekilde savsakla-
\arak \ ine bir anayasal kuruluş
olan Türk Eczacılar Birliği'ni iş-
leınez halegetirmesindea, üyele-
rinin seçme \e seçilme haldan-
nın ellerinden alınmasına neden
olmasından dola> ı, eczacı cami-
asından özür dilemesini bekler-
dik. Fakat maalesef bir hukuk-
çıı olan Sa>ın Cindoruk. bulun-
duğu konum itibarıyla, açılan
davaya karşı yaptığı açıklama-
da,'davanın fantezi olduğu. yok
sayılması gerektiği, yasalann
anayasa yargısının denetimine
tabi olduğu, davanın fantezi ol-
sun. parlamentoya baskı oluş-
tursun, kamuoyunun dikkatini
çeksin di>ç açılmış faydasız ve
nafile olduğu...' gibi bir hukuk-
çuya yakışmayan sözcükler kul-
lanmaktan çekinmemiştir.
Bu şekilde verilen bir yanıt,
Meclis Başkanı'nın demokratik
haklan kazanmak için verilen
mücadeleye bakış acısını göster-
mesi bakımından üzücüdür.
Ileride mahkemelerin nasıl
bir karar vereceğini şimdiden
söylemek mümkün değil. Ama
bir anayasal kurumu,görevi ağır
bir şekilde sa\sakla\arak işle-
mez haiegetirmenin İnsan Hak-
lan Mahkemesi*nde mutlaka ve
mutlaka mahkûm edileceği bize
göre tartjşmasızdır.
• istanbul Eczacı Odası,
TBMM aleyhine
açtıklan 1 milyar 700
milyon liralık 'tembellik'
davasını 'fantezi,
faydasız. nafile' olarak
niteleyen Meclis Başkanı
Cindoruk'a tepki
gösterdi.
Öbür yandan, anayasanın
hiçbir maddesinde, TBMM
aleyhine dava açılamayacağma
dair bir hüküm bulunmamakta-
dır. İleri sürdüğü ana> asa yargı-
sının görevi, çıkartilan fakat
anayasaya a> kın yasalann dene-
timi ile iîgUidir. Davamızla uzak-
tan yakından ilgisi yoktur.
Türk Eczacılar Birliği olayın-
da olduğu gibi. Anayasa >lahke-
mesi'nce iptal edilen antidemok-
ratik bir maddeyi 6 a> lık süre%e
rağmen çıkartma> an, 6 ayhk sü-
re geçtikten sonra, büyük bir
vurdumduymazhkla 3 \illık bir
süre sonunda da çıkartmayan ve
böylece görevini ağır bir şekilde
savsaklayan TBMM aleyhine,
dava açılamayacağmı gösteren
bir madde. Sayın Cindoruk'un
dayanmak istedigi. anayasamız-
da bulunmamaktadır. Bilakis
anayasa, tüm kuruluşlara görev-
ler yüklemişir. En basit hukuk
kaidesine göre. görevini yerine
getirmeyen kuruluşun. bu yüz-
den zarara uğra>anlann zaran-
nı karşıiamak durumunda oldu-
ğu tartışmasızdır. .\ksi durum-
da hukuktan bahsedilemez.
TBMM Başkanının açıtan
davayı 'fantezi. faydasız, nafi-
leolarak nitelemesi. memleketi-
mizin yannlan için de endişe ve-
rici bir tutumdur. Bu yaklaşun
demokrasiyi içine sindirememe-
nin açık bir göstergesidir. Ana-
yasanın ilgisiz başka maddeleri-
nedayanarak ke>filiği hukuksal
kahplara dökme gay retidir.
Biz Sayın Meclis Başkam'nın
bu tip yanıtlar vereceğine. Mec-
lis'i çalısrırmak için ga>ret gös-
termesini, devamsız fiyeler hak-
kında kendilerine tanınan yetki-
leri kullanmasını. anayasanın
açık hükümlerini öncelikle ele
alarak özeleştiri yapmasuıı bek-
lerdik. Hâlâ da bekliyoruz.
Şu husus iyi bUnisin ki ko-
numlan ne olursa olsun her ku-
ruluş, keyfiliğe kaçtığında, de-
mokratik haklan ayaklar altına
aldıgmda karşısında kendileri ile
mücadele edecek en azından
'fantezi sahıbi' olarak nitelen-
dirilen insanlan bulacaklardır.
Sorumlulann, tüm başvurulara
ciddi ve iyi niyetle yaklaşmalan
gerekmektedir.
Sah sarvunmak için lüzumsuz
sözler kullanmayahm. Öncelik-
le demokrashe ve insan haklan-
na sahip çıkaİım. Çıkıldığı oran-
da memleketteki problemlerin
büyük ölçüde halİedileceği gö-
rüİecekir.'"
S A L I T O P L A N T I L A R I
B İ L İ M . B İ R E Y VE ETİK
• 0
BILIM HUKUKU
"Bilimin Doğası ve
Bilim Mevzuatı"
Yöneten
Orhan Bursalı
Konuşmacılar
Ahmet Haluk Atalay,
Günol Irzık, Hayrettin Ökçesiz
28 Şubat 1995 Saat: 18.30
YAPI KREDI
K Ü L T Ü R
M E R K E Z İ
Yapı Kredi Sermet Çifter Kûtûphanesi
Istiklâl Caddesi 285 Beyoğlu 80050 İstanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41
Sah Toplanttlan'nı. isteyen herkes ücretsiz olarak izleyebilir.
TOKTAMIŞ ATEŞ
Düğmeye Basıldı mı?..
Bundan kısa bir süre önce yazdığım bir yazıya "Ben bu
filmi görmüştüm" diye başlık atmıştım. Zira üniversitele-
rimizde havayı gerginleştirecek olaylar başlamıştı. Ancak
o günlerde birkaç üniversitemiz biraz karıştıktan sonra
olaylar durulmuştu.
Geçen haftanın ikinci yarısında birden üniversitelerimiz
yeniden kanştı. Olaya dışandan bakan bir gözün kolayca
saptayabileceği gibi, sanki "birileri" bir düğmeye bastılar
ve "oyun başladı."
önce Marmara Üniversitesi'nin Göztepe kampusunda
öğle yemeği yiyen öğrenciler saldınya uğradılar, ardından
İstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi öğrenci kantinine
saldınldı. Tabii bu saldırılara karşı protestolar da düzenlen-
di.
Aynı gün ODTÜ ve İTÜ'de saldınlan kınayan gösteriler
başladı. Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya'da benzer çatışma-
lar görüldü. Sizler bu yazıyı okuyana dek, yani sah günü-
ne kadar nerelerde, ne tür saldınlar gerçekleştirileceğini
kestirmek çok zor. Işin kötüsü, daha şubat ayındayız. Bir
de bahar gelip, öğrencilerimizin kanı kaynamaya başladı
mı, olaylan frenlemek çok daha güç olacak. fjabii eğer
frenlemek isteyen birileri çıkarsa...)
Bu olaylann başlayış biçimleri de çok ilginç ve üzerinde
durulmaya değer bir konu. Çatışmalar aynı okullarda oku-
yan ve aynı "mekânlan" paylaşan öğrencilerin sürtüşme-
lerinden kaynaklanmıyor. Okul dışında bir grup toplanıyor
ve tekbir sesleri arasında "baskın " yapıyor. Ellerinde sa-
tırlar, kasap bıçaklan vb. gibi "ikna edici" aletlerle öğren-
cilerin üzerine saldırıyor.
Üniversitelerin kapılannda (akıllannca) "kuş uçurtma-
yan" güvenlik güçleri bu "nezih" (!) topluluklar karşısında,
tümüyle aciz. Nasıl oluyorsa, ellerini kollannı sallayarak gi-
riyorlar ve gene ellerini kollannı sallayarak çıkıp gidiyorlar.
Âralanndan bir tanesi bile polis tarafından yakalanmıyor.
Ve olaylar bittikten sonra gelen polisler, kan revan içinde-
ki arkadaşlarının durumundan çılgına dönmüş olan ve bi-
raz da bunun etkisiyle ileri-geri konuşan gençleri gözaltı-
na alıyor. Hep aynı çirkin senaryo, hep aynı çirkin oyun...
MHP üst yönetimi ve yöneticileri, eski imajlanndan fark-
lı bir imaj verme çabasındaymışlar. Ama söylenenlere ve
çekilen fotoğraflara bakılırsa bu baskıncılar, Ülkü Ocakla-
n'ndan geliyor. Zaten "uygun ve anlamlı" (!) el işaretlerin-
den de bu görülüyor. Aynı kampuslarda ve okullarda oku-
yan Refah'lı gençler de bu görüşü paylaşıyor. Fakat ne hik-
mettir, gözaltına alınanlar hep soicu ve devrimci gençler
oluyor.
Televizyonda izledim. Polis, kantinin önüneoturmuşolan
gençleri götürmek isterken rektör geldi, araya girmek is-
tedi. Ama olmadı. Daha sonra soru yönelten gazetecile-
re, "Polisi ikna edemedim, suç işlenmiş" diyordu. Elbet-
te "suç işler" Atatürkçü ve devrimci gençler. Aynca polisi
tahkir ve tahrik edici sloganlar da atarlar! Ve sonunda da
döve döve götürürler çocukları. Ama o öğrencileri ve ar-
kadaşlannı satııia, bıçakla yaralayanlar ellerini kollannı sal-
laya sallaya dolaşırlar.
Işin bir başka ilginç boyutu daha var. Bundan birkaç yıl
öncesine kadar üniversitelerimizde (gördüğüm ve bildiğim
kadarıyla) gruplaşmalan ülkücü öğrenciler, Refahçı öğren-
ciler ve Kürt ağırlıklı solcu öğrenciler biçimindeydi. "Ses-
siz çoğunluğu" oluşturan öğrenci kitlesinin pek bir "kim-
lik belirtmesi" yoktu. Ve o zamanlar bu kitlenin Atatürkçü
bir potansiyeli olduğunu düşünürdük.
Zaman bu düşüncemizi haklı çıkardı ve özellikle Uğur
Mumcu'nun öldürülmesinden sonra kendini Atatürkçü,
ilerici ve devrimci olarak tanımlayan geniş bir kitle ortaya
çıktı. Bunlann bir kısmı (hâlâ) ANAP ve DYP sempatizanı,
bir kısmı YDH'ye ümitle bakan ve bir kısmı da CHP, DSP
çizgisinde olan gençlerdi. Ve hızla çoğaldılar ve çoğal-
maktalar. Ve görebildiğim kadarıyla son günlerdeki saldı-
rılar, özellikle bu tür gençlere yönelik oluyor.
Bizim fakültedeki olayı yaşayan arkadaşlarım ve öğren-
cilerim anlatıyor. Ellerinde her türlü aletlerle gelen ülkücü
grup kantinin altını üstüne getirirken ve kan dökerken, Çe-
vik Kuvvet olayın 200 metre ötesindeydi. Zaten "birşey-
ler" olacağı sabahtan belliydi ve her tarafta kum gibi ga-
zeteci ve televizyon muhabiri kaynıyordu. Ve Çevik Kuv-
vet, olay bittikten ve baskıncılar aynldıktan sonra "yetişi-
yor" (!). Aynen Marmara Üniversitesi'nde olduğu gibi...
Kimdir bunun sorumlusu? Istihbarat desek, olayların
başlayacağı gün gibi ortada. Yetişemedi desek, 200 met-
re mesafede duruyorlar. Ne biçim bir ıştir bu?..
Biriteri bir düğmeye bastı ve olaylar hızla tırmandınlma-
ya başladı. Bundan sonraki aşamalar için neler "tezgâh-
landığım" da aşağı-yukan biliyoruz. Zaten geçenlerdeki ya-
zımda da belirtmiş olduğum üzere, "Biz bu filmi görmüş-
tük". Hem de defalarca...
HAVA-İŞ SENDİKASI:
Grev kırıcı genelge
iptal edilsin
• Ulaştırma Bakanlığrnın, HAVAŞ'ın hizmet verdiği
141 havayolu şirketine yer hizmeti sunma yetkisi veren
genelgesınin iptali istendi. Hava-Iş Genel Başkanı
Atilay Ayçin, genelgenin yönetmeliklere aykın
olduğunu söyledi.
YAPI KREDİ
İstanbul Haber Servisi - Ha-
va-lş Sendikası, Ulaştırma Ba-
kanlığı'ndan Türk Hava Yolla-
n'na başka hava taşıyıcılanna
yer hizmeti sunma ve şehir ter-
minali-havaalanı arasında yolcu
taşıma yetkisi tanıyan genelge-
nin iptal edilmesini istedi.
Hava-lş Genel Başkanı Atilay
Ayçin, THY'ye alelacele bir ge-
nelgeyle verilen yabancı uçakla-
ra 'handling' yapabilme ızninin
de yasal olmadığını, uygulama
sürerse konuyu Uluslararası Ta-
şımacılık lşçilen Federasyo-
nu'na (ITF) ileteceklerini söy-
ledi.
HAVAŞ'ta 24 şubatta başla-
yan grevden bir gün önce Sivil
Havacılık Genel Müdürlü-
ğü'nün istemi ve Ulaştırma Ba-
kanlığı'nın onayıyla yürürlüğe
giren genelgeyle, sadece kendi
uçaklanna yer hizmeti sunabi-
len THY'ye. HAVAŞın hizmet
sunduğu şirketlere yer hizmeti
sunma yetkisi verildi. Aynı ge-
nelgeyle THY'ye, yine HA-
VAŞ'ın görev alanında bulunan
şehir terminali-havaalanı arasın-
da yolcu taşıma izni de verildi.
Hava-lş Sendikası ise Genel
Başkan Atilay Ayçin ve Genel
Sekreter Mustafa Yağıcı'nın im-
zasını taşıyan bir yazılı başvu-
ruyla Ulaştırma Bakanlığı'ndan
"işkolunun önemi ve riski dik-
kate aunmadan alelacele veril-
miş bu iznin bir an önce iptal
edilmesini" istedi.
Genelgenin 2920 sayılı Türk
Sivil Havacılık Yasasf nın 44.
maddesi ile Havaalanlan Yer
Hizmetleri Yönetmeliği gerekçe
gösterilerek çıkanldığı belirti-
len başvuruda. "Oysa bakanlığı-
nızca verilen izinle bu maddele-
rin tanıdığı yetkilcrin sınırları
aşdarak grev kıncıhğı yapılnuş-
ör" denildi.
Iç ve dış hatlarda yer hizmet-
leri çalıştırma ruhsatlannın, yer
hizmeti yapacak kuruluşlar ve
hava taşıyıcılanna yapılacak her
hizmet grubu için ayn ayn veril-
diğı belirtilen yazıda, Ulaştırma
Bakanlığı'nın THY'ye verdiği
yetkinin ıse yönetmeliklere ay-
km olduğu kaydedildi.
Yazıda, "yer hizmeti verebfl-
me hakkmın kazanılabilmesi
için bu tür ruhsatlann Devlet
Hava Meydanları İşletmesi Ge-
nel Müdürlüğü tarafından onay-
lanması gerektiği" anımsatıldı.
Yazılı açıklama yapan İstan-
bul Havayollan Genel Müdürü
Safî Ergin HAVAS işyerlerinde
başlayan grev uygulamasıyla bu
kuruluşun daha önce verdiği
hizmetleri yerine getirebilmek
için, özel bir gayret içinde bu-
lunmadıklannı söyledi. Ergin,
HAVAŞ'ın hizmet sunduğu yer-
lerde İstanbul Havayollan'na
yetki verilmediğini de belirtti.