22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yav ın Yönetment Orhan Erinç 0 Gcncl Vayın Koordtnatörü Hikmet Çelinkava • Yjzıiijlerı Müdürlerı Ibrahim Vıldız(Sonıınlu). DinçTavanç 9 Haber Merke7i Mııdürü Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dı» Hjhcrlcr trgun Balcı 0 lslihhjr.it Valçın (, akır • hkonomı Bülcnt Kr/anlık • R.K!\C-I \ l tgar Krcnıcktar # kııllur tlandan Şcnkökrn # Spur Ahdülkudir ^ ücclman A Vun H.ıK.rlcr Mehmet Sarav # Mjkjlcier Sanıi Karaorcn # (,V\ ın Sofcttin Turhan 41 Düzcttmc \bdullah \ a/ıcı 0 Fotoğrjf Erdogan Köseoglu Y a y ı n K u r u l u İ l h a n N e l ç u k iBaskan). Orhan F.rinç, Oktav Kurtbökc, Ö/gcn Acar, Hikmet Çıtinkava. Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Ta>anç, İbrahim V ıldı/. Orhan Bursalı, Mustafa Balba). Ankara TcmMİciM Mustafa Balbay 0 Haber Mudürü Doğan Akın Atatürk BuKarı No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4195020(7hal). haks:4195027•l/mırTcmsılcısı:SerdarKı/ık, H /ı>a Blv. H52S 2 3 Tcl 4411220. Faks-4419117 • Adana TcmsılciM Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd. 119 S. No.l Kat:l, Tcl. 3522550. Faks 3522570 Mües&ese Müdünı. Eroi Erkut • Koorduiatör Ahmet Koruisan • Muhasebe- Bülent Yener • Idare Hüsevin Gürer # Uletme Öndef Çeiik • Bılgı-Hlem Naıl inal • Bılgısayar Sıstem. Mürüvel Çiler • Reklam. Reha Işıtman • Halkla llı^kıler Nurten Berksoy >avımla>ao \e Basan: ^ enı Gun Itaber *\jjn*ı. Ba^ın \e > .nıncıhk \ S TurkıKjjı ıod "W 41 C'afaloglu ">43Î4 Uı PK 246 İManhul Tcl (0 212ı ' 12 (I* ı20 lull hıks |il 212ı I9ŞUBAT 1995 Imsak: 5.22 Güneş:6.47 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.20 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.09 Başbakan'ın makyaj • Haber Merkezi - Pakistan Başbakanı Benazir Burto, Asya-Pasifık tklim Değışiklıği Konferansı'na katılmak için gittiği Filipınler'in başkenti Manila'da tüm dikkatleri üzenne topladı. Butto, konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüde yerini almadan önce makyajını tazelemeyi ihmal etmedi. Yeni anayasa için serbest kürsü • Haber Merkezi - Banş Inisiyatifi. sivil bir anayasanın oluşumu için önerileri tartışmak üzere serbest kürsü açıyor. Geçen sonbaharda tstanbul'da düzenlenen Demokrasi Kurultayı'nın ardından sivil bir anayasa çalışmalanna başlayan Banş Inisiyatifi, sadece sokaktaki insanı kapsamına alan, insanlann savaşı nasıl gördüğünü, banş için nelere gerek duyduğunu saptamaya yönelik 2 bın kişihk bir araştırma yaptı. Bu çalışmalann ardından. isteyen herkesin nasıl bir anayasa ıstediğini söyleyebileceği bir serbest kürsünün açılması gündeme getirildı. Serbest kürsü. 11 ve 12 Mart 1995günleri açılacak. Yann saat 19.00'da, Bilsak'ta konuyla ilgili bir toplantı düzenlenecek. 'KKTC'de turiznf • İstanbul Haber Servisi - "KKTC'de Tunzmin Sorunlan \e Çözümler" başlıkh panel dün TÜYAP fuar merkezınde yapıldı. Panelde bir konuşma yapan KKTC Turizmden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı Müsteşan Hasan Erçakıca. 1994 yılındaTürkiye Cumuhuriyeti Hükümeti'nin gümrük birliğine girmek için gümrük oranlannı düşürmesi sonucunda. "ba\ul turizmı'nin ortadan kalktığını belırterek. yaşadıklan sorunlan bıldiklerini ve yeni çözümler üretmek amacında olduklannı sövledi. özüplüye yardım • İSTANBIL(AA)-Milli Piyongo tdaresı. Bedensel Engellılerle Dayanışma Derneğı'nin başlattığı "thtiyaç sahibi herözürlüye tekerlekli sandalye" kampanyası çerçevesinde 50 özürlüye tekerlekh sandalye bağışladı Maltepe Kültür, Eğitim. Çevre ve Spor Vakfı'nda düzenlenen törende bir konuşma yapan İstanbul Vali Yardımcısı Osman Demir, bedensel özürlülenn ıhtiyaçlannın imkânlarölçüsünde devletçe karşılanmava çalışıldığını sövledi. Gökova Satıtrah'na YÖK vizesî• YÖK'ün belirlediği bilimsel heyet. Gökova Santrah'nın çalıştırılması için olumlu rapor verdi. Heyette yer alan uzmanlardan Prof. Dr. Şükran Cirik, dünyada doğa tahribatı olmadan enerji üretmenin mümkün olmadığını, o nedenle doğadan değil, paradan fedakârlık etmek gerektiğini söyledi. • Rapor doğrultusunda, Gökova Santralf na desülfürizasyon ünitesi kurulması ve tam kapasite üretim için hazırhklar başlarken daha önce santrala karşı 'ölüm orucu' tutan Saynur Gelendost, "Bu çılgınlığı yaparlarsa, Türkiye'yi uluslararası kamuoyuna rezil ederiz" dedi. MUĞLA (Cumhuriyet)- YÖK'ün belirlediği bilimsel he- yetin Gökova (Kemerköy) Ter- mik santralı için yaptığı araştır- ma sonuçlandı TEAŞ Genel Müdürii Mustafa Turhan'ın "Gökova her an devreye girebi- lir" açıklamasının ardından YÖK heyeti 'vizeyi verdi'. Ener- ji Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Gökçen. YÖK'ün hazırladığı olumlu rapor doğrultusunda, Gökova Termık Santralı'nın de- neme üretıminden sonra devreye sokulacağını söyledi. Daha önce santrala karşı 'ölüm orucu' tutan Saynur Gelendost, "Bu çılgınlığı yaparlarsa, Türkiye'vi uluslara- rası kamuoyuna rezil ederiz" de- di. Başbakan Tansu Çiller'in iste- mı üzerine YÖK'ün belirlediği bilimsel kurula yaptınlan araş- tırma sonuçlandı. Kurulun hazır- ladığı raporda, halen deneme üretimi yapan Gökova Termik Santralı 'nınçevresinde ıstenme- yen bir kirliliğin oiuşmadığı be- lirtildı. Heyette yer alan uzman- lardan Prof. Dr Şükran Cirik, ül- kenın enerjı ihtıyacı bulunduğu- nu belirterek. "Bugözardıedile- mez. Enerji ya iiretilecek ya ithal edikcek'" diyerek. dünyada doğa tahribatı olmadan enerji üretme- nin mümkün olmadığını, o ne- denle doğadan değil, paradan fe- dakârlık etmek gerektiğini söy- ledi. Bugüne kadar hep doğadan fe- dakârlıktan kaçınan Enerji Ba- kanlığı da Prof. Cink'in dediğı gibi paradan fedakârlık edecek. Enerji Bakanlığı Müsteşan Ah- met Gökçen'e göre, Gökova Ter- mık Santralı deneme üretımini tamamladıktan sonra desülfün- zasyon sistemi kurularak enter- konnekte sisteme alınacak. YÖK raporunda, santralın üç ünitesi- nın yüzde yüz kapasıteyle çalış- tırılması durumunda, çevre kali- tesi açısından istenmeyen değer- lere ulaşılacağının kaydedildiği- nı belirten Gökçen, şunlan söy- ledi : "Bu nedenle santralın desül- fürizasyon tesisinin kurulması gerekiyor. İhalesi yapılmış olan desüinrizasyon tesisinin kurul- ması ile santralın işletmeye alın- masının hiçbir sakıncası kalmı- yor." Gökova Termik Santrah'na desülfürizasyon sistemi kurul- Kayahan 'la müziksiz, sevgiüzerine birsöyleşi: ŞÜKRAN SONER Kayahan. çok uzun yıllarbaş- ka sanatçılann seslendırdıği. söylediği müzikle fazla tanın- madan varoldu. Milyonlara ses- lendığınde ıse sadece nereve oturtulacağı bılınemeyen özgün müziğinde yarattığı seslerle de- ğil. notalan kadar etki yapan şar- kı sözleri ve aşkı anlatması ile kitlelerinsevgilısioldu. Heryaş- tan, her kültürden. aslında klasik Batı müziği, Türk halk müziğı. klasik Türk müzıgı. arabesk mü- zık seven ve dınleyen ınsanlan. kendisinde buluşturan noktayı. Kayahan 'sevgi vesaygT sözcük- leri ile açıklıyor Sevgi simgesi halıne gelen Kayahan'la müziksiz, se\ gi üze- rine bir söyleşi yapmak istedik... "İnsanlar sevgrvı çok seviyor- lar, ama çok az buiuvoriar. Sade- ee iki kişi arasındaki aşk ilişkisin- de değil, yaşamın her alanında. insan iliskilerinde, se\gi\i içine kattıgınızda, her insan bir yerin- den çimdiklenmişgibi uyanlıyor. Sevghi içinedoklurmuş bir insan • Kayahan'a göre, yaşamdaki bütün olumsuzluklar, sorunlar, kötünün örgütlenmesinden, insanın içindeki sevginin beslenememesinden kaynaklanıyor. • însanlara öğüt vermek, "Ülkeni sev, çe\ reyi koru, insanı sev" demek yerine, içindeki sevgiyi açmaktan yana. • Kayahan bir güzel dokunuşun, sevgi ile yaklaşımın, en kötü insanda bile gizli kalmış sevgi özlemini açığa çıkaracağını düşünüyor. Sevgi arük çok az bulunuyorkötülük edemeyeceğine göre, in- sanın içindeki sevginin uyanlma- sı gerektiğini \e sanatçının da bö> le bir işlevi olduğunu düşünü- yorum" diyerek söze girdi. Sevgisizliğin egemen olduğu çağımızda, çağdışı kalıp kalma- dığı yolundaki sorumuzu yanıt- larken tam tersi sevgisizliğin: sevgiye olan özlemi. gereksinimi arttırdığını ve insanlann içlerin- deki güzelliğin. özlemin açıga çı- kanlmasından çok duygulanıp mutlu olduklarını anlattı. -1nsanlar sevgiyi bu kadar çok anyorlarsa, neden yaşayamıyorlar? Yaşam koşullan övlesıne ağır, ılışki- ler öylesine acımasız kı insanlar uyku- ya bile \akit bulamıyor. Yaşayamadık- lan sevgiyi çok özlüyorlar. Bir tür tera- pı yapıyorum. Onlara duymak ıstedik- lerini, söylemek ıstediklenni söylüyo- rum. Bu arada Türkçeyi güzel kullan- maya özeniyorum. Söylediklerimde herkes kendi hayatına ilişkin bir şeyler buluyor. Karmaşık çalışma ve yaşam düzenı, ıçinde sevgi olan insanlan erozyona uğ- ratıyor. Yaşamak zorunda kaldıklan or- tamla özlemleri çakışmıyor. Çok susan- dığında su)iı görmek gibı bir şey. Işte ben ninelerimizin oya örmesı gibi özen- le bu duygulara seslenmeye çalışıvo- rum. İnsanlar. bu titizliğin farkına va- rıyorlar. İç dünyalarına. kendılenne gösterilen bu özene karşılık \enyorlar - İnsanlann içinde çok mu büyük bir boşluk var? Hem de nasıl. İnsan olduklarını. önemli olduklannı hatırlamak ıstiyor- lar. Bir şarkıyı dinledıklennde, kendi- leri ıçın yapıldığını. kendilerine saygı duyulduğunu. özen göstenldiğinı bıl- mek çok önemli. Saygı ve sevgi işin içi- ne gırdiğinde çok güzel bir sentez olu- şuyor. Ka>ahan. söylediklenni somutlaştır- mak üzere, 260 bin kişılık bir konseri- nın vıdeo kasetınden kitleye sesleniş bölümünü izletiyor.. "Sadece sevgiyi hatırladığınızda, se> - give ihtiyacınız oiduğunda koyun bu ka- sedi. bütün duygulanmla. bütün şarkı- lanmla yanınızda olacağım.. Yolu sevgi- den geçenler, bir gün bir yerde buluşu- ruz_" seslenişi, konsere katılanlan çoş- kuyla ayağa kaldınyor... kayahan. çeşitli kasetlerinin çıkışın- dan sonra yapılmış gerçekten ciddi ol- duğu anlaşılan araştırma sonuçlanndan örnekler veriyor. Yabancı uzmanlann da özellikle çok değişik yaş ve kültür ızleyıcilerin varlığının üzerinde önem- le durduklannı ve müzik olarak söy- lenmesi. ezberlenmesi çok zor şarkıla- nn tamamına konserlerdekilerin katılı- mına şaşırdıklannı anlatıyor. "Çok faz- la benimsiyor, ders gibi ezberliyor- lar" diyor. Bunun dünya düzeyınde moda pop sanatçıları olayından çok farklı bir şey olduğunu düşünüyor. "Orada büyük paralarla. medya gü- cü ile >aratılan imajlar var. Oolayda moda bir imajın, kültürün, yaşam bi- çiminin parçası olma özlemi \e çaba- sı var. Bizim buluşmamız ise bir fikir, insanın içindeki sevgi özlemi üzerine. Herkes sevmek ve herkes iyi olmak ister. Benim müziğimde, konserimde bu özlemle, istekle buluşan insanla- nn sevinçten gözlerinin dolu dolu ol- duğunu görürüm. Kim bilir belki de müzikten, konserden ayrılıp yaşam onları başka yerlere sürüklediğinde, bambaşka kimliklere de dönüyorlar- dır" diyor. -Yenisloganınız: Sevenleri ayırma- yın, sevenler aynlmasın.' Neden? Bu sloganla sev giyi açıyoruz. Sevgi aklın içinden geçmez. "Bu yüzden se- venler aklını kavbeder" demek istemi- yorum. ama aklın üstünde bir yol çizer. Mantıklı düşünenler buna karşı çıkar- lar. Genellıkle de sevdiklerini konırna adına yaparlar. Ama sevgilisini seven insanın ya da kediyı seven bir çocuğun nasıl bir duygu yoğunluğu yaşadığını, neleri kaybettiğini, risklerin kaybedile- nin yanındaki önemsizliğini bilemezler. Sevgi kolay bulunası bir şey değil ki. İnsanlann en çok buna ihtiyaçlan oldu- ğunu düşünüyorum. - Ya insanlann sevdiği şeylerdaha çok para ve çıkarsa, yükselen değerlere ta- kdmışlarsa? Kişi ülkesini sevdiği için politika ya- pıyorsa, sanatçının kaygısı paradan ön- ce sanatsa, ikili ilişkide çıkarlar değil. duygularöncelikliysetabiikibusevgi- dir. Yükselen değerlerde bunlann tersı yaşanıyor. Kötüler örgütleniyor. lyile- rin de sevgiden yola çıkarak örgütlen- meleri gerektiğine inanıyorum. Sevgi- den yolu geçenlerin bir yerde buluşa- caklannı, buna dayanarak söylüyorum. lyilik de güzellık de insanın içinde var. - İnsanlar ayıranuyor mu? Insanımız çok hoşgörülü. Bu hem çok iyi hem de kötü. Çok iyi, çünkü gü- zele açıklar. Ama bu hoşgörü, küçücük bir panltıyı da y ıldız yapıyor. O yüzden büyük panltı ile küçüğü birbırine kan- şıyor. Değer yargılan oluşamıyor. O za- man da yükselen değerler ortaya çıkı- yor. - Toplumsal görüşten söz ediyorsu- nuz, oysa müziğinizdc sadece sevgi var. Ben öğüt dinlemeyı sev- mem. tnsanların da sevme- diklerini düşünüyorum. "Dersini çalış, ağacı kesme, ülkeni sev" demek yerine. in- sanın içindeki sevgi duygu- suna seslenmeyi doğru bulu- yorum. Sevgi her şeyin, ın- sanhğın anahtan değil mi? - Yani Yunus Emre'nin ya da benzer felsefelerin yolun- dan mı > üriiyorsunuz? Estağfurullah, öyle büyük iddialanm yok. Ustalan oku- yorum elbet. Nâzun Hikmet dili kullanan en büyük usta olarak başucu kitabım. Onun anlatımı, müzikten bile daha keyifli. Mevlana, Yunus Emre, Ahmed Arif, Yahya Ke- mal insanı ıssız bir adadan çıkmış ol- maktan farklı kılıyor. Onlardan tabii ki herkes gibi çok şeyler alıyorum. -Negibi? tnsanı. kimliği yok eden kültür savaş- lanna karşı kendimi korumaya çalışıyo- rum. Dünya insanı ve ülkemin bireyi olarak, ülkeleri fetheden olumsuz kül- tür ve değerlere, ımajlara karşı savaşı- yonım. Her şeyin para ile ölçüldüğü bir dünyada, kimilerine göre Müslüman, Hıristiyan çatışması, özünde petrol ve başka çıkarlara dayalı yaratılan savaş- lan. işlenen cinayetleri. haksızlıklan. açlığı, sevgisizliği göriiyor, üzülüyo- nız. Bir kenara çekilip üzülmek yetmi- yor. tyiliğin de askerleri olmalı. Ben de iyi olmak ıstiyorum. Içimdekı sevgiyi beslemek. geliştirmek için uğraşıyo- rum. İkıli ılişkidenbaşlayarakyaşamın her alanında. her sorunun sevginin bü- yütülmesi.beslenmesi: iyinin, sevginin savaşçılannın çoğalması, örgütlenme- si ile çözüleceğine inanıyorum. B A B A U K I H Türkiye'nin başı erozyonla belada Topraklanmızın yüzde 72'lik bölümü erozyon etkisi altında bulunurken ülkemizde birim alandan taşınan toprak miktarı Afrika'dan 22 kat, Avrupa'dan 17 kat, Kuzey Amerika'dan da 6 kat fazla. CENGİZ YILDIRIM Erozyon kuşkusuz her ülkenin 'soru- nu', ancak Türkiye'nin 'birincil sorunu." Çünkü, Türkiye'nin yüzde 72'sini aşan bölümü, erozyon tehlikesiyle karşı karşı- ya. TBMM Genel Kurulu'nda 'Milli Ağaçlandırma Seferberlik Kanun Tasa- nsı" bekleye dursun, ülkemızin en venm- li topraklanndan denızlere. göllere ve ba- rajlara yılda 450-500 milyon ton toprak taşınıyor. Yani. Kıbns Adası'nın yüzeyi- ni 5 santimetre yüksekliğinde kaplayacak verimli topraklarımız yok oluyor. Dünyada en fazla erozyonun etkisi al- tında olan ülkelerin başında ne yazık kı Türkıye gelıyor. Orman Bakanlığı'ndan edinilen veri- lere göre bırim alandan deniz, göl ve ba- rajlara taşınan toprak miktarımız Afri- ka'dan 22, Avrupa'dan 17. Kuzey Ameri- ka'dan ıse 6 kat daha fazla. Ülkemızin önemli nehirlerinden Kızı- lırmak. yılda Karadenız'e vebarajlara 65 milyon ton, Fırat Nehrı de 108 milyon ton toprak taşıyor. Erozyon sonucu. denız, göl 1 Erozyona karşı ne yapmalıyız? 1 •Öncelikle orman varlığımızı. kalite ve miktar olarak iyileştirmeli. genel ormanlık alanımızı yüzde 26'dan yüzde 40'lara çıkarmalı, •Hayvan otlatmayı kontrollü olarak yaptırmalı. •Ahır hayvancılığını özendirmeli, # Meralan ıslah etmeli. # Yanlış arazi kullanmayı önlemeli, 0 Ulusça, fidan dikmeyi zorunlu hale getirmeli. % Bazı belediyelerin yaptığı gibi inşaat ruhsatı, evlendirme ve yeni nufüs cüzdanı çıkanlırken aranan fidan dikme koşulu yaygınlaştınlmalı. # Milli Eğitim'den, asken birliklerden ağaçsız alanlan ağaçlandırma çalışmalannda yararlanılmalı. % Ormanlık alanlarda yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemeli, kaçak ağaç kesimine verilen cezalar caydıncılık bo^tunda arttınlmamalı ve orman suçlulanna asla af çıkanlmamatı. ve barajlara yılda 450-500 milyon ton top- rak taşınıyor. Erozyonun ülkemizde şiddetlenmesi- ne neden olarak içinde bulunduğu enlem derecelerindeki ıklim özellikleri, topog- rafik ve jeolojık yapısı göstenliyor. Do- ğa koşullannın bu olumsuzluğu yani sıra insan faktörü tarafından yapılan olumsuz müdahaleler de erozvonun söz konusu boyutlara ulaşmasına neden oluyor. insan faktöründe özellikle yanlış arazı kullanı- mı, bilinçsiz olarak bitkı örtüsünden ya- rarlanma; dağınık ve düzensiz yerleşme ve orman yangınlan yer alıyor. Ülkemiz; yüzde 45.9'unun bin-ikı bın metre yükseklikte dağlık, yüzde 62.5'inin yüzde 15'ten daha meyıllı, engebeli bir yapıya sahip olması, çok değişik ıklim farklılıklan göstermesi, kolay aynşabilen ana kayası ile dünyanın erozyona karşı en hassas bölgeleri ıçensinde yer alıyor. Biyolojik çeşitlilik Türkiye. sahıp olduğu biyolojik çeşit- lilik ile Avrupa'da önemli bir konuma sa- hip bulunuyor. Ülkemizde, 3 bini ende- mik olmak üzere yaklaşık 9 bin bitki tü- rü doğal olarak yaşamlannı sürdürüyor. Ormanlanmızın zengin biyolojik çeşitli- liğini korumak için 27 milli park ve 30 ta- biatı koruma alanı tesis edildiği. bu konu- daki çalışmalann sürdürüldüğü belirtil- di. Orman Bakanlığı; Birleşmiş Milletler, FAO. Dünya Bankası ve Avrupa ülkeleri ile 13 dış kaynaklı projeyi ortaklaşa yü- rürüyor. Bu projeler; Genetik Çeşitliliği Koruma, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Projesi (Dünya Bankası). Yap- raklı Türk Ormanlann fdaresi Projesi (Al- manva), Tüplü Fidan Üretimi (Finlandi- ya). İFAD ile Ortaklaşa Kırsal Kalkınma projeleri, Kavakçılığı Geliştirme Projesi (ltalya). Sosyal Ormancılık Projesi (ls- viçre). ması şartıyla vize veren YÖK heyetınde Dokuz Eylül. Hacet- tepe, Orta Doğu ve Karaelmas üniversitelerinden şu bilim adamlan yer alıyor: DEİ Deniz Bilimleri ve Tekno- lojisi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Orhan Uslu, Prof. Dr. Şükran Ci- nk. Hacettepe Ünıversitesi'nden Prof. Muzaffer Evirgen, OD- TÜ'den Prof. Nevin Selçuk, Prof. Zeki Kaya, Prof. Aysel Atıntay, Prof. Gürdal Yurteri, Prof. Çoş- kun Yurteri ve Karaelmas Üni- versitesi'nden Prof. Hasan Vur- du. Dava sûrüyor Öte yandan. Gökova Termik Santrah'nın çalıştınlmaması için Izmir Çevre Hareketi avukatlan- nın Aydın Idare Mahkemesi'nde açtıklan dava sürüyor. Mahke- me, avukatlannın talebinı kabul ederek santralda araştırma yap- mak üzere, bilirkişi heyetinin oluşturulmasını ıstedi. Üç bılim adamından oluşacak bilirkişi he- yetınde ise DEÜ Çevre Mühen- disliği Fakültesı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aysel Müezzinoğlu da bulunuyor. Bu arada, Muğla Va- lisi Dr. Lale Aytaman. YOK ra- porunu doğrûlayarak raporun kendısıne de ulaştığını belirtir- ken. "YÖK'ün hazırladığı rapor geldi, ama denizden sogutma su- yu alarak yiiksek sıcakhktaki su- yu yine denize deşarj eden Göko- va Termik SantraJı için bekledi- ğim rapor hâlâ gelmedi. Bence Kemerköy(Gökova) Santralı ça- lışacak" dedi. Dr. Aytaman. Gö- kova Termik Santralı ile ilgili ki- şisel görüşünü ıse emekli olduk- tan sonra açıklayacağını söyledi. Çevrecilerden tepki Geçen yıl Gökova Termik Santralı için kömür ihalesi açıl- masının ve işçi alımlanna geçil- mesınin ardından. 'santralın ça- lıştınlacagı düşüncesiyle' hareke- te geçen Gökova Sürekli Eylem Kurulu üyeleri Ören'de santralın önünde açlık grevi başlatmışlar ve eylem kurulu üyelerinden Saynur Gelendost. açlık grevini. 'ölüm onıcuna dönüşrürmüşrü'. YÖK karanna bü>ük tepkı gös- tererek şunlan söyledi: "Gökova Termik Santralı, bü- tün çevresorunlangibi ulusal de- ğil, uluslararası bir sorundur. Eğer hükümet ve bakanlar, bu konuda gerçekten samimi iseler, YÖK'edeğil, uluslararası üniver- sitelere rapor hazırlatsınlar. YÖK rapom, padişahın ulema- dan fetva almasından başka bir şey degildir. Ama ferman padişa- hın ise dağlar bizimdir. Bu sant- ralı hiç kimse çalıştıramaz. Kapa- ûlması için her şeyi yapanz. Eğer santralı çataştıruiarsa, uzülerek söylüyorum, Türkhe'vi uluslara- rası kamuovunda rezil ederiz." İMO'dan uyarı 3. köprü Istanbul'u oldıınır • Basında yer alan 3. Boğaz köprüsü ihale haberleri üzerine bir açıklama yapan TMMOB tnşaat Mühendisleri Odası istanbul Şubesi, köprünün 'yeni bir talan ve tstanbul un idam fermanf anlamına geleceğini söyledi. İstanbul Haber Servisi - TMMOB inşaat Mühendisleri Odası basında yeniden gündeme gelen 3. Boğaz köprüsünün yapı- mıyla ilgili yayınlar üzerine bir açıklama yaparak, "3. Boğaz köp- rüsünün yapümasL, tstanbul'un kesin ölümü olacaktır" görüşünü dile getirdı. Nüfusu 10 milyonu aşan istan- bul'un giderek zorlaşan ulaşım ağını genişleterek rahatlatmak amacıyla ilk kez 1987'de tartış- maya açılan *3. Boğaz köprüsü' projesiyle ilgili bir gazetede çı- kan, "1987 yüında 3. Boğaz köp- rüsü inşaatı için açılan ihalede Türk-İtalyan-Ingitiz ve Japon fir- malan arasında kıyasıya bir reka- bet yaşandL ABD'den uygun kre- di olanaklan sağlayan STFA fir- ması aradan sıynbp ihaleyi ka- zandı ancak ihale sonuçlan bir süre sonra hasıraltı edildi" biçi- mindeki iddialann ardından bir açiklamaya yapan İnşaat Mühen- disleri Odası İstanbul Şubesi gö- rüşlerini şöyle ortaya koydu: "3. Boğaz köprüsü inşaaü, İs- tanbul'un orman ve su havzalan- nın bulunduğu kuzey bölgesinin kaçakyapılaşmava ve talana açıl- ması demek olup, kentin kesin ölüm fermanının TC hükümeti eliyle yazılması anlamına gelir. Bir meslek ve kent örgürü olan odamız. bu girişime karşı tüm olanaklannı kullanarak sonuna kadar mücadete edecektir".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle