Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yav ın Yönetment Orhan Erinç 0
Gcncl Vayın Koordtnatörü Hikmet
Çelinkava • Yjzıiijlerı Müdürlerı
Ibrahim Vıldız(Sonıınlu). DinçTavanç
9 Haber Merke7i Mııdürü Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dı» Hjhcrlcr trgun Balcı 0 lslihhjr.it Valçın (, akır •
hkonomı Bülcnt Kr/anlık • R.K!\C-I \ l tgar Krcnıcktar
# kııllur tlandan Şcnkökrn # Spur Ahdülkudir
^ ücclman A Vun H.ıK.rlcr Mehmet Sarav # Mjkjlcier
Sanıi Karaorcn # (,V\ ın Sofcttin Turhan 41 Düzcttmc
\bdullah \ a/ıcı 0 Fotoğrjf Erdogan Köseoglu
Y a y ı n K u r u l u İ l h a n N e l ç u k
iBaskan). Orhan F.rinç, Oktav
Kurtbökc, Ö/gcn Acar, Hikmet
Çıtinkava. Şükran Soner. Ergun
Balcı. Dinç Ta>anç, İbrahim V ıldı/.
Orhan Bursalı, Mustafa Balba).
Ankara TcmMİciM Mustafa Balbay 0 Haber Mudürü Doğan
Akın Atatürk BuKarı No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl
4195020(7hal). haks:4195027•l/mırTcmsılcısı:SerdarKı/ık,
H /ı>a Blv. H52S 2 3 Tcl 4411220. Faks-4419117 • Adana
TcmsılciM Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd. 119 S. No.l Kat:l, Tcl.
3522550. Faks 3522570
Mües&ese Müdünı. Eroi Erkut • Koorduiatör
Ahmet Koruisan • Muhasebe- Bülent Yener
• Idare Hüsevin Gürer # Uletme Öndef
Çeiik • Bılgı-Hlem Naıl inal • Bılgısayar
Sıstem. Mürüvel Çiler • Reklam. Reha
Işıtman • Halkla llı^kıler Nurten Berksoy
>avımla>ao \e Basan: ^ enı Gun Itaber *\jjn*ı. Ba^ın \e > .nıncıhk \ S
TurkıKjjı ıod "W 41 C'afaloglu ">43Î4 Uı PK 246 İManhul Tcl (0 212ı ' 12 (I* ı20 lull hıks |il 212ı I9ŞUBAT 1995 Imsak: 5.22 Güneş:6.47 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.20 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.09
Başbakan'ın
makyaj
• Haber Merkezi - Pakistan
Başbakanı Benazir Burto,
Asya-Pasifık tklim
Değışiklıği Konferansı'na
katılmak için gittiği
Filipınler'in başkenti
Manila'da tüm dikkatleri
üzenne topladı. Butto,
konferansın açılış
konuşmasını yapmak üzere
kürsüde yerini almadan önce
makyajını tazelemeyi ihmal
etmedi.
Yeni anayasa için
serbest kürsü
• Haber Merkezi - Banş
Inisiyatifi. sivil bir
anayasanın oluşumu için
önerileri tartışmak üzere
serbest kürsü açıyor. Geçen
sonbaharda tstanbul'da
düzenlenen Demokrasi
Kurultayı'nın ardından sivil
bir anayasa çalışmalanna
başlayan Banş Inisiyatifi,
sadece sokaktaki insanı
kapsamına alan, insanlann
savaşı nasıl gördüğünü, banş
için nelere gerek duyduğunu
saptamaya yönelik 2 bın
kişihk bir araştırma yaptı.
Bu çalışmalann ardından.
isteyen herkesin nasıl bir
anayasa ıstediğini
söyleyebileceği bir serbest
kürsünün açılması gündeme
getirildı. Serbest kürsü. 11
ve 12 Mart 1995günleri
açılacak. Yann saat 19.00'da,
Bilsak'ta konuyla ilgili bir
toplantı düzenlenecek.
'KKTC'de turiznf
• İstanbul Haber Servisi -
"KKTC'de Tunzmin
Sorunlan \e Çözümler"
başlıkh panel dün TÜYAP
fuar merkezınde yapıldı.
Panelde bir konuşma yapan
KKTC Turizmden Sorumlu
Devlet Bakanlığı ve
Başbakan Yardımcılığı
Müsteşan Hasan Erçakıca.
1994 yılındaTürkiye
Cumuhuriyeti Hükümeti'nin
gümrük birliğine girmek
için gümrük oranlannı
düşürmesi sonucunda.
"ba\ul turizmı'nin ortadan
kalktığını belırterek.
yaşadıklan sorunlan
bıldiklerini ve yeni çözümler
üretmek amacında
olduklannı sövledi.
özüplüye yardım
• İSTANBIL(AA)-Milli
Piyongo tdaresı. Bedensel
Engellılerle Dayanışma
Derneğı'nin başlattığı
"thtiyaç sahibi herözürlüye
tekerlekli sandalye"
kampanyası çerçevesinde 50
özürlüye tekerlekh sandalye
bağışladı Maltepe Kültür,
Eğitim. Çevre ve Spor
Vakfı'nda düzenlenen
törende bir konuşma yapan
İstanbul Vali Yardımcısı
Osman Demir, bedensel
özürlülenn ıhtiyaçlannın
imkânlarölçüsünde devletçe
karşılanmava çalışıldığını
sövledi.
Gökova Satıtrah'na YÖK vizesî• YÖK'ün belirlediği bilimsel heyet. Gökova
Santrah'nın çalıştırılması için olumlu rapor verdi.
Heyette yer alan uzmanlardan Prof. Dr. Şükran
Cirik, dünyada doğa tahribatı olmadan enerji
üretmenin mümkün olmadığını, o nedenle doğadan
değil, paradan fedakârlık etmek gerektiğini söyledi.
• Rapor doğrultusunda, Gökova Santralf na
desülfürizasyon ünitesi kurulması ve tam kapasite
üretim için hazırhklar başlarken daha önce santrala
karşı 'ölüm orucu' tutan Saynur Gelendost, "Bu
çılgınlığı yaparlarsa, Türkiye'yi uluslararası
kamuoyuna rezil ederiz" dedi.
MUĞLA (Cumhuriyet)-
YÖK'ün belirlediği bilimsel he-
yetin Gökova (Kemerköy) Ter-
mik santralı için yaptığı araştır-
ma sonuçlandı TEAŞ Genel
Müdürii Mustafa Turhan'ın
"Gökova her an devreye girebi-
lir" açıklamasının ardından
YÖK heyeti 'vizeyi verdi'. Ener-
ji Bakanlığı Müsteşarı Ahmet
Gökçen. YÖK'ün hazırladığı
olumlu rapor doğrultusunda,
Gökova Termık Santralı'nın de-
neme üretıminden sonra devreye
sokulacağını söyledi. Daha önce
santrala karşı 'ölüm orucu' tutan
Saynur Gelendost, "Bu çılgınlığı
yaparlarsa, Türkiye'vi uluslara-
rası kamuoyuna rezil ederiz" de-
di.
Başbakan Tansu Çiller'in iste-
mı üzerine YÖK'ün belirlediği
bilimsel kurula yaptınlan araş-
tırma sonuçlandı. Kurulun hazır-
ladığı raporda, halen deneme
üretimi yapan Gökova Termik
Santralı 'nınçevresinde ıstenme-
yen bir kirliliğin oiuşmadığı be-
lirtildı. Heyette yer alan uzman-
lardan Prof. Dr Şükran Cirik, ül-
kenın enerjı ihtıyacı bulunduğu-
nu belirterek. "Bugözardıedile-
mez. Enerji ya iiretilecek ya ithal
edikcek'" diyerek. dünyada doğa
tahribatı olmadan enerji üretme-
nin mümkün olmadığını, o ne-
denle doğadan değil, paradan fe-
dakârlık etmek gerektiğini söy-
ledi.
Bugüne kadar hep doğadan fe-
dakârlıktan kaçınan Enerji Ba-
kanlığı da Prof. Cink'in dediğı
gibi paradan fedakârlık edecek.
Enerji Bakanlığı Müsteşan Ah-
met Gökçen'e göre, Gökova Ter-
mık Santralı deneme üretımini
tamamladıktan sonra desülfün-
zasyon sistemi kurularak enter-
konnekte sisteme alınacak. YÖK
raporunda, santralın üç ünitesi-
nın yüzde yüz kapasıteyle çalış-
tırılması durumunda, çevre kali-
tesi açısından istenmeyen değer-
lere ulaşılacağının kaydedildiği-
nı belirten Gökçen, şunlan söy-
ledi : "Bu nedenle santralın desül-
fürizasyon tesisinin kurulması
gerekiyor. İhalesi yapılmış olan
desüinrizasyon tesisinin kurul-
ması ile santralın işletmeye alın-
masının hiçbir sakıncası kalmı-
yor."
Gökova Termik Santrah'na
desülfürizasyon sistemi kurul-
Kayahan 'la müziksiz, sevgiüzerine birsöyleşi:
ŞÜKRAN SONER
Kayahan. çok uzun yıllarbaş-
ka sanatçılann seslendırdıği.
söylediği müzikle fazla tanın-
madan varoldu. Milyonlara ses-
lendığınde ıse sadece nereve
oturtulacağı bılınemeyen özgün
müziğinde yarattığı seslerle de-
ğil. notalan kadar etki yapan şar-
kı sözleri ve aşkı anlatması ile
kitlelerinsevgilısioldu. Heryaş-
tan, her kültürden. aslında klasik
Batı müziği, Türk halk müziğı.
klasik Türk müzıgı. arabesk mü-
zık seven ve dınleyen ınsanlan.
kendisinde buluşturan noktayı.
Kayahan 'sevgi vesaygT sözcük-
leri ile açıklıyor
Sevgi simgesi halıne gelen
Kayahan'la müziksiz, se\ gi üze-
rine bir söyleşi yapmak istedik...
"İnsanlar sevgrvı çok seviyor-
lar, ama çok az buiuvoriar. Sade-
ee iki kişi arasındaki aşk ilişkisin-
de değil, yaşamın her alanında.
insan iliskilerinde, se\gi\i içine
kattıgınızda, her insan bir yerin-
den çimdiklenmişgibi uyanlıyor.
Sevghi içinedoklurmuş bir insan
• Kayahan'a göre,
yaşamdaki bütün
olumsuzluklar,
sorunlar, kötünün
örgütlenmesinden,
insanın içindeki
sevginin
beslenememesinden
kaynaklanıyor.
• însanlara öğüt
vermek, "Ülkeni sev,
çe\ reyi koru, insanı
sev" demek yerine,
içindeki sevgiyi
açmaktan yana.
• Kayahan bir güzel
dokunuşun, sevgi ile
yaklaşımın, en kötü
insanda bile gizli
kalmış sevgi özlemini
açığa çıkaracağını
düşünüyor.
Sevgi arük çok az bulunuyorkötülük edemeyeceğine göre, in-
sanın içindeki sevginin uyanlma-
sı gerektiğini \e sanatçının da
bö> le bir işlevi olduğunu düşünü-
yorum" diyerek söze girdi.
Sevgisizliğin egemen olduğu
çağımızda, çağdışı kalıp kalma-
dığı yolundaki sorumuzu yanıt-
larken tam tersi sevgisizliğin:
sevgiye olan özlemi. gereksinimi
arttırdığını ve insanlann içlerin-
deki güzelliğin. özlemin açıga çı-
kanlmasından çok duygulanıp
mutlu olduklarını anlattı.
-1nsanlar sevgiyi bu kadar çok
anyorlarsa, neden yaşayamıyorlar?
Yaşam koşullan övlesıne ağır, ılışki-
ler öylesine acımasız kı insanlar uyku-
ya bile \akit bulamıyor. Yaşayamadık-
lan sevgiyi çok özlüyorlar. Bir tür tera-
pı yapıyorum. Onlara duymak ıstedik-
lerini, söylemek ıstediklenni söylüyo-
rum. Bu arada Türkçeyi güzel kullan-
maya özeniyorum. Söylediklerimde
herkes kendi hayatına ilişkin bir şeyler
buluyor.
Karmaşık çalışma ve yaşam düzenı,
ıçinde sevgi olan insanlan erozyona uğ-
ratıyor. Yaşamak zorunda kaldıklan or-
tamla özlemleri çakışmıyor. Çok susan-
dığında su)iı görmek gibı bir şey. Işte
ben ninelerimizin oya örmesı gibi özen-
le bu duygulara seslenmeye çalışıvo-
rum. İnsanlar. bu titizliğin farkına va-
rıyorlar. İç dünyalarına. kendılenne
gösterilen bu özene karşılık \enyorlar
- İnsanlann içinde çok mu büyük bir
boşluk var?
Hem de nasıl. İnsan olduklarını.
önemli olduklannı hatırlamak ıstiyor-
lar. Bir şarkıyı dinledıklennde, kendi-
leri ıçın yapıldığını. kendilerine saygı
duyulduğunu. özen göstenldiğinı bıl-
mek çok önemli. Saygı ve sevgi işin içi-
ne gırdiğinde çok güzel bir sentez olu-
şuyor.
Ka>ahan. söylediklenni somutlaştır-
mak üzere, 260 bin kişılık bir konseri-
nın vıdeo kasetınden kitleye sesleniş
bölümünü izletiyor..
"Sadece sevgiyi hatırladığınızda, se> -
give ihtiyacınız oiduğunda koyun bu ka-
sedi. bütün duygulanmla. bütün şarkı-
lanmla yanınızda olacağım.. Yolu sevgi-
den geçenler, bir gün bir yerde buluşu-
ruz_" seslenişi, konsere katılanlan çoş-
kuyla ayağa kaldınyor...
kayahan. çeşitli kasetlerinin çıkışın-
dan sonra yapılmış gerçekten ciddi ol-
duğu anlaşılan araştırma sonuçlanndan
örnekler veriyor. Yabancı uzmanlann
da özellikle çok değişik yaş ve kültür
ızleyıcilerin varlığının üzerinde önem-
le durduklannı ve müzik olarak söy-
lenmesi. ezberlenmesi çok zor şarkıla-
nn tamamına konserlerdekilerin katılı-
mına şaşırdıklannı anlatıyor. "Çok faz-
la benimsiyor, ders gibi ezberliyor-
lar" diyor. Bunun dünya düzeyınde
moda pop sanatçıları olayından çok
farklı bir şey olduğunu düşünüyor.
"Orada büyük paralarla. medya gü-
cü ile >aratılan imajlar var. Oolayda
moda bir imajın, kültürün, yaşam bi-
çiminin parçası olma özlemi \e çaba-
sı var. Bizim buluşmamız ise bir fikir,
insanın içindeki sevgi özlemi üzerine.
Herkes sevmek ve herkes iyi olmak
ister. Benim müziğimde, konserimde
bu özlemle, istekle buluşan insanla-
nn sevinçten gözlerinin dolu dolu ol-
duğunu görürüm. Kim bilir belki de
müzikten, konserden ayrılıp yaşam
onları başka yerlere sürüklediğinde,
bambaşka kimliklere de dönüyorlar-
dır" diyor.
-Yenisloganınız: Sevenleri ayırma-
yın, sevenler aynlmasın.' Neden?
Bu sloganla sev giyi açıyoruz. Sevgi
aklın içinden geçmez. "Bu yüzden se-
venler aklını kavbeder" demek istemi-
yorum. ama aklın üstünde bir yol çizer.
Mantıklı düşünenler buna karşı çıkar-
lar. Genellıkle de sevdiklerini konırna
adına yaparlar. Ama sevgilisini seven
insanın ya da kediyı seven bir çocuğun
nasıl bir duygu yoğunluğu yaşadığını,
neleri kaybettiğini, risklerin kaybedile-
nin yanındaki önemsizliğini bilemezler.
Sevgi kolay bulunası bir şey değil ki.
İnsanlann en çok buna ihtiyaçlan oldu-
ğunu düşünüyorum.
- Ya insanlann sevdiği şeylerdaha çok
para ve çıkarsa, yükselen değerlere ta-
kdmışlarsa?
Kişi ülkesini sevdiği için politika ya-
pıyorsa, sanatçının kaygısı paradan ön-
ce sanatsa, ikili ilişkide çıkarlar değil.
duygularöncelikliysetabiikibusevgi-
dir. Yükselen değerlerde bunlann tersı
yaşanıyor. Kötüler örgütleniyor. lyile-
rin de sevgiden yola çıkarak örgütlen-
meleri gerektiğine inanıyorum. Sevgi-
den yolu geçenlerin bir yerde buluşa-
caklannı, buna dayanarak söylüyorum.
lyilik de güzellık de insanın içinde var.
- İnsanlar ayıranuyor mu?
Insanımız çok hoşgörülü. Bu hem
çok iyi hem de kötü. Çok iyi, çünkü gü-
zele açıklar. Ama bu hoşgörü, küçücük
bir panltıyı da y ıldız yapıyor. O yüzden
büyük panltı ile küçüğü birbırine kan-
şıyor. Değer yargılan oluşamıyor. O za-
man da yükselen değerler ortaya çıkı-
yor.
- Toplumsal görüşten söz ediyorsu-
nuz, oysa müziğinizdc sadece sevgi var.
Ben öğüt dinlemeyı sev-
mem. tnsanların da sevme-
diklerini düşünüyorum.
"Dersini çalış, ağacı kesme,
ülkeni sev" demek yerine. in-
sanın içindeki sevgi duygu-
suna seslenmeyi doğru bulu-
yorum. Sevgi her şeyin, ın-
sanhğın anahtan değil mi?
- Yani Yunus Emre'nin ya
da benzer felsefelerin yolun-
dan mı > üriiyorsunuz?
Estağfurullah, öyle büyük
iddialanm yok. Ustalan oku-
yorum elbet. Nâzun Hikmet
dili kullanan en büyük usta
olarak başucu kitabım. Onun anlatımı,
müzikten bile daha keyifli. Mevlana,
Yunus Emre, Ahmed Arif, Yahya Ke-
mal insanı ıssız bir adadan çıkmış ol-
maktan farklı kılıyor. Onlardan tabii ki
herkes gibi çok şeyler alıyorum.
-Negibi?
tnsanı. kimliği yok eden kültür savaş-
lanna karşı kendimi korumaya çalışıyo-
rum. Dünya insanı ve ülkemin bireyi
olarak, ülkeleri fetheden olumsuz kül-
tür ve değerlere, ımajlara karşı savaşı-
yonım. Her şeyin para ile ölçüldüğü bir
dünyada, kimilerine göre Müslüman,
Hıristiyan çatışması, özünde petrol ve
başka çıkarlara dayalı yaratılan savaş-
lan. işlenen cinayetleri. haksızlıklan.
açlığı, sevgisizliği göriiyor, üzülüyo-
nız.
Bir kenara çekilip üzülmek yetmi-
yor. tyiliğin de askerleri olmalı. Ben de
iyi olmak ıstiyorum. Içimdekı sevgiyi
beslemek. geliştirmek için uğraşıyo-
rum. İkıli ılişkidenbaşlayarakyaşamın
her alanında. her sorunun sevginin bü-
yütülmesi.beslenmesi: iyinin, sevginin
savaşçılannın çoğalması, örgütlenme-
si ile çözüleceğine inanıyorum.
B A B A U K I H
Türkiye'nin başı erozyonla belada
Topraklanmızın yüzde 72'lik bölümü erozyon etkisi altında bulunurken ülkemizde birim alandan
taşınan toprak miktarı Afrika'dan 22 kat, Avrupa'dan 17 kat, Kuzey Amerika'dan da 6 kat fazla.
CENGİZ YILDIRIM
Erozyon kuşkusuz her ülkenin 'soru-
nu', ancak Türkiye'nin 'birincil sorunu."
Çünkü, Türkiye'nin yüzde 72'sini aşan
bölümü, erozyon tehlikesiyle karşı karşı-
ya. TBMM Genel Kurulu'nda 'Milli
Ağaçlandırma Seferberlik Kanun Tasa-
nsı" bekleye dursun, ülkemızin en venm-
li topraklanndan denızlere. göllere ve ba-
rajlara yılda 450-500 milyon ton toprak
taşınıyor. Yani. Kıbns Adası'nın yüzeyi-
ni 5 santimetre yüksekliğinde kaplayacak
verimli topraklarımız yok oluyor.
Dünyada en fazla erozyonun etkisi al-
tında olan ülkelerin başında ne yazık kı
Türkıye gelıyor.
Orman Bakanlığı'ndan edinilen veri-
lere göre bırim alandan deniz, göl ve ba-
rajlara taşınan toprak miktarımız Afri-
ka'dan 22, Avrupa'dan 17. Kuzey Ameri-
ka'dan ıse 6 kat daha fazla.
Ülkemızin önemli nehirlerinden Kızı-
lırmak. yılda Karadenız'e vebarajlara 65
milyon ton, Fırat Nehrı de 108 milyon ton
toprak taşıyor. Erozyon sonucu. denız, göl
1 Erozyona karşı ne yapmalıyız? 1
•Öncelikle orman varlığımızı. kalite
ve miktar olarak iyileştirmeli. genel
ormanlık alanımızı yüzde 26'dan
yüzde 40'lara çıkarmalı,
•Hayvan otlatmayı kontrollü olarak
yaptırmalı.
•Ahır hayvancılığını özendirmeli,
# Meralan ıslah etmeli.
# Yanlış arazi kullanmayı
önlemeli,
0 Ulusça, fidan dikmeyi zorunlu hale
getirmeli.
% Bazı belediyelerin yaptığı gibi
inşaat ruhsatı, evlendirme ve yeni
nufüs cüzdanı çıkanlırken aranan
fidan dikme koşulu yaygınlaştınlmalı.
# Milli Eğitim'den, asken
birliklerden ağaçsız alanlan
ağaçlandırma çalışmalannda
yararlanılmalı.
% Ormanlık alanlarda yapılaşmaya
kesinlikle izin verilmemeli, kaçak
ağaç kesimine verilen cezalar
caydıncılık bo^tunda arttınlmamalı
ve orman suçlulanna asla af
çıkanlmamatı.
ve barajlara yılda 450-500 milyon ton top-
rak taşınıyor.
Erozyonun ülkemizde şiddetlenmesi-
ne neden olarak içinde bulunduğu enlem
derecelerindeki ıklim özellikleri, topog-
rafik ve jeolojık yapısı göstenliyor. Do-
ğa koşullannın bu olumsuzluğu yani sıra
insan faktörü tarafından yapılan olumsuz
müdahaleler de erozvonun söz konusu
boyutlara ulaşmasına neden oluyor. insan
faktöründe özellikle yanlış arazı kullanı-
mı, bilinçsiz olarak bitkı örtüsünden ya-
rarlanma; dağınık ve düzensiz yerleşme
ve orman yangınlan yer alıyor.
Ülkemiz; yüzde 45.9'unun bin-ikı bın
metre yükseklikte dağlık, yüzde 62.5'inin
yüzde 15'ten daha meyıllı, engebeli bir
yapıya sahip olması, çok değişik ıklim
farklılıklan göstermesi, kolay aynşabilen
ana kayası ile dünyanın erozyona karşı en
hassas bölgeleri ıçensinde yer alıyor.
Biyolojik çeşitlilik
Türkiye. sahıp olduğu biyolojik çeşit-
lilik ile Avrupa'da önemli bir konuma sa-
hip bulunuyor. Ülkemizde, 3 bini ende-
mik olmak üzere yaklaşık 9 bin bitki tü-
rü doğal olarak yaşamlannı sürdürüyor.
Ormanlanmızın zengin biyolojik çeşitli-
liğini korumak için 27 milli park ve 30 ta-
biatı koruma alanı tesis edildiği. bu konu-
daki çalışmalann sürdürüldüğü belirtil-
di.
Orman Bakanlığı; Birleşmiş Milletler,
FAO. Dünya Bankası ve Avrupa ülkeleri
ile 13 dış kaynaklı projeyi ortaklaşa yü-
rürüyor. Bu projeler; Genetik Çeşitliliği
Koruma, Ağaçlandırma ve Erozyon
Kontrolü Projesi (Dünya Bankası). Yap-
raklı Türk Ormanlann fdaresi Projesi (Al-
manva), Tüplü Fidan Üretimi (Finlandi-
ya). İFAD ile Ortaklaşa Kırsal Kalkınma
projeleri, Kavakçılığı Geliştirme Projesi
(ltalya). Sosyal Ormancılık Projesi (ls-
viçre).
ması şartıyla vize veren YÖK
heyetınde Dokuz Eylül. Hacet-
tepe, Orta Doğu ve Karaelmas
üniversitelerinden şu bilim
adamlan yer alıyor:
DEİ Deniz Bilimleri ve Tekno-
lojisi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr.
Orhan Uslu, Prof. Dr. Şükran Ci-
nk. Hacettepe Ünıversitesi'nden
Prof. Muzaffer Evirgen, OD-
TÜ'den Prof. Nevin Selçuk, Prof.
Zeki Kaya, Prof. Aysel Atıntay,
Prof. Gürdal Yurteri, Prof. Çoş-
kun Yurteri ve Karaelmas Üni-
versitesi'nden Prof. Hasan Vur-
du.
Dava sûrüyor
Öte yandan. Gökova Termik
Santrah'nın çalıştınlmaması için
Izmir Çevre Hareketi avukatlan-
nın Aydın Idare Mahkemesi'nde
açtıklan dava sürüyor. Mahke-
me, avukatlannın talebinı kabul
ederek santralda araştırma yap-
mak üzere, bilirkişi heyetinin
oluşturulmasını ıstedi. Üç bılim
adamından oluşacak bilirkişi he-
yetınde ise DEÜ Çevre Mühen-
disliği Fakültesı Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Aysel Müezzinoğlu da
bulunuyor. Bu arada, Muğla Va-
lisi Dr. Lale Aytaman. YOK ra-
porunu doğrûlayarak raporun
kendısıne de ulaştığını belirtir-
ken. "YÖK'ün hazırladığı rapor
geldi, ama denizden sogutma su-
yu alarak yiiksek sıcakhktaki su-
yu yine denize deşarj eden Göko-
va Termik SantraJı için bekledi-
ğim rapor hâlâ gelmedi. Bence
Kemerköy(Gökova) Santralı ça-
lışacak" dedi. Dr. Aytaman. Gö-
kova Termik Santralı ile ilgili ki-
şisel görüşünü ıse emekli olduk-
tan sonra açıklayacağını söyledi.
Çevrecilerden tepki
Geçen yıl Gökova Termik
Santralı için kömür ihalesi açıl-
masının ve işçi alımlanna geçil-
mesınin ardından. 'santralın ça-
lıştınlacagı düşüncesiyle' hareke-
te geçen Gökova Sürekli Eylem
Kurulu üyeleri Ören'de santralın
önünde açlık grevi başlatmışlar
ve eylem kurulu üyelerinden
Saynur Gelendost. açlık grevini.
'ölüm onıcuna dönüşrürmüşrü'.
YÖK karanna bü>ük tepkı gös-
tererek şunlan söyledi:
"Gökova Termik Santralı, bü-
tün çevresorunlangibi ulusal de-
ğil, uluslararası bir sorundur.
Eğer hükümet ve bakanlar, bu
konuda gerçekten samimi iseler,
YÖK'edeğil, uluslararası üniver-
sitelere rapor hazırlatsınlar.
YÖK rapom, padişahın ulema-
dan fetva almasından başka bir
şey degildir. Ama ferman padişa-
hın ise dağlar bizimdir. Bu sant-
ralı hiç kimse çalıştıramaz. Kapa-
ûlması için her şeyi yapanz. Eğer
santralı çataştıruiarsa, uzülerek
söylüyorum, Türkhe'vi uluslara-
rası kamuovunda rezil ederiz."
İMO'dan uyarı
3. köprü
Istanbul'u
oldıınır
• Basında yer alan 3.
Boğaz köprüsü ihale
haberleri üzerine bir
açıklama yapan
TMMOB tnşaat
Mühendisleri Odası
istanbul Şubesi,
köprünün 'yeni bir talan
ve tstanbul un idam
fermanf anlamına
geleceğini söyledi.
İstanbul Haber Servisi -
TMMOB inşaat Mühendisleri
Odası basında yeniden gündeme
gelen 3. Boğaz köprüsünün yapı-
mıyla ilgili yayınlar üzerine bir
açıklama yaparak, "3. Boğaz köp-
rüsünün yapümasL, tstanbul'un
kesin ölümü olacaktır" görüşünü
dile getirdı.
Nüfusu 10 milyonu aşan istan-
bul'un giderek zorlaşan ulaşım
ağını genişleterek rahatlatmak
amacıyla ilk kez 1987'de tartış-
maya açılan *3. Boğaz köprüsü'
projesiyle ilgili bir gazetede çı-
kan, "1987 yüında 3. Boğaz köp-
rüsü inşaatı için açılan ihalede
Türk-İtalyan-Ingitiz ve Japon fir-
malan arasında kıyasıya bir reka-
bet yaşandL ABD'den uygun kre-
di olanaklan sağlayan STFA fir-
ması aradan sıynbp ihaleyi ka-
zandı ancak ihale sonuçlan bir
süre sonra hasıraltı edildi" biçi-
mindeki iddialann ardından bir
açiklamaya yapan İnşaat Mühen-
disleri Odası İstanbul Şubesi gö-
rüşlerini şöyle ortaya koydu:
"3. Boğaz köprüsü inşaaü, İs-
tanbul'un orman ve su havzalan-
nın bulunduğu kuzey bölgesinin
kaçakyapılaşmava ve talana açıl-
ması demek olup, kentin kesin
ölüm fermanının TC hükümeti
eliyle yazılması anlamına gelir.
Bir meslek ve kent örgürü olan
odamız. bu girişime karşı tüm
olanaklannı kullanarak sonuna
kadar mücadete edecektir".