Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1995 PAZAR
14 KULTUR
' Hollywood
yönetmenleri
kişiliksiz'
Peter Jackson.
Holly\vood'da en çok,
özgünlüğün beğeni
topladığını söyleyen
Jackson. buraya giden
bütiin özgün yönetmenlerin
de kişiliksiz Amerikalı
sinemacılara
dönüştüklerini savundu. Bu
yüzden Amerika'ya
dönmeyi hiç düşünmeyen,
Yeni Zelanda'yı çok
sevdiğıni söyleyen
Jackson, bu ülkede kalıp
çalışmalanm sürdürecek.
Kültür Ser\isi- 'Heavenly Cre-
atures' fılminın yönetmenı Peter
Jackson. Oscaradaylannın açıklan-
masının ardından. Hollyw.ood"un.
yönetmenlen kişiliksiz sinemacıla-
ra donüştürdüğünü söyledi.
Jackson'ın senaryosunu Frances
\ValshMa bırlikte yazdığı ve en iyi
senaryo dalında Oscafa aday gös-
terilen "Heavenh Creatures'. 1954
yılında gerçekten yaşanmış bir öy-
küyü. PaulineParker ve Juliet Hul-
me adında Yenı Zelandalı ikı genç
kızın birlıkte Paulınc'in annesinı öl-
dürmelerini konu edıyor.
Yenı Zelanda Radyosu'na bir
açıklama yapan Jackson. Yeni Ze-
landa filmlennin Amerıka \e A\-
rupa'da çok iyi ı^yapmasını "özgün
ve heyecan verici" olmalanna bağ-
layarak "Sanırun bu. şu anda Ame-
rika'da çekilen filmlerin niteliksizli-
ği konusunda bir fikir veriyor" de-
dı.
'Heavenly Creatures' filminin en
iyi senaryo Oscan'na aday olması,
onu gerçekten sev ındirmiş: "'Senar-
yoyu yazmak zor oldu. Hem üzerin-
de çalıştığimız konu hem de onu na-
sıl aktaracağunız önemliydi. Bir ipin
üzerinde yürümek gibiydi. Her an
düşebilirdik \e gerçekten bir denge
unsuru gerekhordu. Bu filmle gu-
rurduyuyorum.
İpin üstünde yürümey i başardığı-
mızı düşünüyorurrT
Jackson. senaryonun Oscar'a
aday gösterilmesinın başarılı oldu-
ğunu gösterdığını düşünse de
"Ödüller benim için çok fazla bir
şey ifade etmiyor.
Sinemacılariçin önemliolan. izle-
yicinin tepkisi. Ödüller pastanın üs-
tündeki krema gibi, ama kendimi
gerçekten iyi hissetmemi sağlayan
şey, birinin gelip "He>. filmını ger-
çekten sevdim' demesi** dıyor.
'Heavenh Creatures', en iyi se-
naryo Oscar'ı ıçin Quentin Taran-
tino'nun yedı dalda Oscar adayı
olan Pulp Fiction' fılminın yanı sı-
ra 'Four \\eddings and A Funerak
Dört Nikâh Bir Cenaze', 'Bullets
Over Broadwa\' ve 'Lç Renk: Kır-
mızı' filmleriyle yarışacak. Jack-
son'ın Oscar'a en yakın gördüğü
film ise 'Pulp Fiction'
45.Uluslararası Berlin Film Festivali'nin Retrospektif bölümü Buster Keaton'a aynldı
Maskenmiçindehüzünlü1>ir çift göz
GUNERVUREKL1K
BERLİN- Uluslararası Berlin Film
Festivali'nin Retrospektif bölümü
bu yıl, sınemanın 100. yıldönümü
nedeniyle ünlü güldürü ustası
Buster Keaton'ın filmlerine aynldı.
Bu böliımde. "BüyükTaşYüzlü"\
"HiçGülmeyen Adam" ve "En İyi
Kıçüstü Diişen Komedyen"29 uzun.
40 kısa metrajlı fılmıyle, sinemanın
ölümsüz günlennı bir kez daha
yaşatıyor seyirciye.
Buster; şeytanın art bacağı,
piç kurusu!
Buster Keaton yaşasaydı sinemayla
aynı yaşta olacaktı. O. anne ve
babasının \aryete tiyatrosunda. iki
perde arasında 4 Ekım 1895 günü
Kansas'ta doğmuş. bir ay sonra. l
Kasım 1895 günü de Berlin'de.
VV'intergarten varyetesınde Max ile
Emil Skladantmsky kardeşlerın
sundugu 15 dakıkalık bir filmle.
sınema denılen o büyüleyıci
görüntülerle ilk kez seyircisi
karşısına çtkmıştı.
Buster Keaton "En İyi Kıçüstü
Düşen Komedyen" ıdı. O kıçüstü
düşmeyi daha altı aylıkken
öğrenmeye başlamiştı. Ana-
babasının \aryete yaptıklan bir
sırada merdivenlerden öyle bir
düşmüştü kı. tiyatronun sihirbazı
Harry HoudinL asıl ismıjoseph
Francis Keaton olan küçük afacana
"Buster" lakabını takmış. "Bu ne
düşüş, bu piç kurusu şeytamn art
bacağı olmalı" demışti. Sonra o.
ömür boyu bu lakabı taşıdı ve adı
Buster Keaton oldu.
Güldürülerde 22
yaşına kadar oynamış
Buster Keaton, ana-babasının
varyete tıyatrosundaki güldürülerde
22 yaşına dek oynamış. seyircilen
kınp geçirmişti. Daha beş
yaşındayken ünlü bir vodvıl ustası
olmuştu. Çok yaramaz olduğu.
sürekli bir şeyleri devirip kırdığı
için annesı onu hıç yalnız bırakmaz.
yanında sahneye taşırdı, O da
şaklabanlıklanyla oyuna katılır.
ana-babasının vodvillerine renk
katardı Retrospektifte gösterilen
bir filmde Buster Keaton 'ı sahnede
bırbebek arabasının içinde. elınde
bıberonla etrafa şeytanca
gülücükler dağıtırken izliyoruz ve
hayretler içinde kalıyoruz.
Buster Keaton. I9l7 yılında
sinemaya geçtı. "Comicque FUm
Company"de Fatty Arbuckle'nin
yantnda asistan oldu. Babasından
sonra Keaton" un en önemli güidürü
öğretmenıydi Arbuckle.
Arbuckle'nin başka bir film
şirketine geçmesıyle de Keaton
kendı filmlennı çeviımeye başladı.
l920ıle 1928 arasında çevırdıği 19
kısa. 10 uzun metrajlı filmı
Keaton'ın klasik döneminın en
önemli. en iyi filmleriydi. Bunlar
arasında. "The Navigator", "Jr.
Sherlock". "The Three Ages", "Our
Hospitalitv ", -Go \Vest", "The
General"i sayabilınz. Buster
Keaton deyınce hemen akla bu
filmler gelır. Bu filmlerde Keaton.
tiyatrodayken öğrendiğı vodvıl
sanatının en iyi örneklenni sunar.
Buster Keaton'ın Slapstıck
arkadaşlan Charlie Chaplin ile
Harold Lloyd, sessız filnıin titrek
hareketlenne uygun hareketlerle.
daha komik bir ortam yaratırken o.
bunun tam tersını yapar. hıçbir
ifade taşımayan taş suratı \e
yumuşak hareketleriyle oluşturduğu
kontrast. onun güldürü öğesınin özü
olurdu. Hareketleri atletıkti.
Suratında hiçbır ifade yokken.
anlatmak istediginı melankolik
gözleriyle anlatırdı. Yüzünde sanki
bir maske vardı. Maskenin içinde
hüzünlü bir çift göz. Komik olan da
ışte buydu.Ve bir de ciddiyeti.
Bir söyleşide. "İnanın bana
filmlerde öyle ciddi olduğumun pek
farkında değildim. Bana °sız nıye
hıç gulmuyorsunuz' denildiğinde
bunun farkına vardım. N'edeni,
tiyatro vıllarından kalma bir
aîışkanlık olsa gerek. Daha
çocukken sahneye çıkrığımda. ne
kadar ciddi olursam. seyircilerin de
o kadar çok güldüğünü saptadım"
dıyordu. Sonra, kıçüstü düşüşü.
Slapstıck sanatta düşmek çok
önemliydi.
En iyi de Buster Keaton düşerdi.
Ayağı kaydığında vücudu yere
paralel havalanır (ne kadar çok
havalanırsa o kadar çok makbule
geçerdı). sonra tüm vücuduyla
kıçının üstüne düşerdi ve seyırcileri
bu akrobatik hareketiyle kahkahaya
boğardı. Gag'leri (gülüt) rastlantıya
bırakmazdı. "Komik bir sahnenin
matematiksel hesabı yapılmalı"
derdi. Buster Keaton'ın 1920 ile
1928 arasında çektiği filmlerde,
hep iki ana konu çıkar karşımıza:
Kadınlar ve Makineler... Kadınlar
yaşamını altüst eder. Kadınlann
karmakanşık ettiği dünyasını
düzene sokmaya çahşır ve kolay
kolay âşık olmaz. Bir kez duygusal
olur; o da "Go West" filminde bir
ineğe. Makinelere karşı tavn ise
çok daha değişiktir. Makineleri
teknolojinin bir harikası olarak
görür ve onlara egemen olmaya
çalışır. Charite Chaplin ın aksine
(Modern Zamanlar), Buster Keaton
makinelerin hayranıdır. Onlan
öğrenmek, kullanmak ister. "The
Navigator"da tek başına bir gemı
kullanır; "The General"de bir
lokomototifı sürer. "The Three
Ages"de, taş çağı sahnesinde,
kolunda güneş saati taşır. Ama siz
kaderin cilvesine bakın, teknolojiye
hayran olan Buster Keaton. yıne
teknolojiyle yok olup gider. Sesli
filmin bulunması onun sonu olur.
Bu arada Keaton bir de hayatının en
büyük hatasını yapar.
O artık senaryo yazan
Kendı stüdyolannı bırakır, 1928'de
MGM film şirketine geçer.
MGM'de eski oyununu bırakması,
şarkı söylemesi, dans etmesi ıstenir.
O da bunu yapar ve MGM'nin
kükreyen aslanının ağzına düşer. O
artık senaryo yazan, yönetmen,
yapımcı, başrol oyuncusu Buster
Keaton değil. önüne koyulan bir
senaryoyu oynamak zorunda olan
"herhangi bir" oyuncudur.
Sonralan. "Çevrilen bu filmler artık
benim filmlerim degildi" der.
Evlilıği bozulur. kendisıni içkıye
verir. 1933 yılında MGM, Buster
Keaton ile olan kontratı bozar ve
sanatçı yeniden kısa filmler
çevirmeye, götürü işler yapmaya.
başka komedyenler için güldürüler
(Gag'ler) yazmaya başlar. 1949'da
televizyon programlanna çıkar ve
aynı yıl Bill> Wilder'in "Sunset
BoulevartT adlı filminde Gloria
Svvanson, Erich von Strohheim gıbi
sessiz sınemanın unutulmuş
starlanyla bir araya gelir.
Bir zamanlann Hollyvvood
yıldızlannın yitip gitmesini
dramatik birbiçimde ele alan
filmde Buster Keaton. briç
masasında balmumundan bir figür
gibi oturmaktadır ve bir tek repliğı
vardır: "Pas" Sonra çeşitli filmlere
çıkar, figüran olarak. 1952'de
Chaplin in "Sahne Işıklaruıda"
(Limelight) yaşlı bir komedyeni
oynar. 1957'de yaşamını konu alan
bir filme (The Buster Keaton
Story), danışman olur. Son kez
1966'da göstenme giren "Toll
Trieben es die Ahen Römer" adlı
filmde rol alır ve aynı yıl 1 şubat
günü 70 yaşında ölür Olümünden
sonra ona bır lakap daha takılır:
nningGag"..
4-8 şubat tarihlerinde gerçekleştirilen 26. Macar Film Festivali'nde 20 film ve 40 belgesel gösterildi
Iyisiyle kötüsüyle ^cesıır' bir festivalMEHMET MESTÇİ
BLDAPEŞTE -4-8 Şubat tarihlerinde 26.
Macar Film Festivali Budapeşte'de yapıldı.
Göstenlen film sayısı bakımından küçük çap-
lı bir festıvaldi. Ancak. Rotterdam Festiva-
li'nden sonra Mehmet Basutçu'nun "Ne
Mutlu Hollandalılara! Sanata bövlesine du-
varlı. yaratıcıhğa \e demokrasiye böylesine
saygılı bir toplumda yaşadıklan için!" dediğı
gıbi. "Nemutlu Macarlara" dıyorum ben de
kev ıfle. Sınemanın. sinema v aratıcılığının ne
kadar büyük bir keyif ve güç olduğunun bu
kadar farkında olduklan için. Yapılan herba-
şanlı filmin mutluluğumuzu. öyle ya da böy -
le. hiç ama hiç küçümsenmeyecek boyutlar-
da arttırdığını bu kadar iyi bildiklerı için!
Sinema. y üz y aşında. Sinemanın keşfedil-
diği dönemde 7. sanatın öncülerinden Louis
Lumiere, "sınematografi olarak adlandırdığı-
mız bu icat. kısa sürede sönmeye mahkûm-
dur' kanısına varmış. Macar Film Festıva-
li'nın yönetıcısi ZsoltKo\acs.şunlan ekliyor
bu söze "Ancak. Lumiere kardeşlerden son-
ra. bugüne kadar varatılan hareketli resım-
lerin' kaç bin saat tuttuğunu hesaplamamız
neredeyse miimkün değildir. Sinema sanatı
insanın hayatını değiştirdi. Acaba önümüz-
deki 21. yüzyıl bize hangi masallan anlatacak.
hangi "hareketli resimleri" gözümüzün önün-
de kaydıracak? Evet, sinema variığını sürdü-
recek. Tabii kuşkusuz Macar sineması da."
Bu küçük festıvalde toplam 20 film ve 40
belgesel gösterildı. Büyük ödülü ve ulusla-
rarası film eles.tirrnenleri tarafından verilen
Gene Moskovutz Ödülü'nü artık adı ustala-
ra kanşan Peter Gothar kazandı. "Reszleg-
Bölüm" adlı filmıyie. 'Bölüm' festıvalde şa-
şırtıcı ilgi gördü. Sınemaseverler. Peter Got-
har'ı. Macarlann yakasını yeni yeni bırakma-
ya başlayan ve Gulaş komünizmiyle hızlanıp
1980'lerin ortalanndan itıbaren kendinı ıyi-
den lyıye hissettiren post-komünizm sürecın
Macar ulusuna armağan ettiği 'groteskveab-
siird' yaşam algılayışını temel alarak bu ga-
rip durumu müthış bir ironi ile ışleyen "IVÎe-
gal Az İdö-Zaman Duruyor" filmiy le anım-
sarlar.
Ingiliz "The Times' gazetesının tanınmış
film eleştırmeni David Robinson. Macar Film
Festivali'nin, belki de en önemli özellığinı
şöyle dile getiriyordu:
"Budapeşte'deki bu festival, cesaret göste-
riyor ve bütün önemi ve değeri de burada.
Hiçbir ayrım yapmadan iyilerinin > anında
kötii fılmleri, başansız denemelerû hatta 're-
zilliğin daniskası' niteliğindeki bazıfUmleri de
sunuyor seyirciye, tabii kimi nefıs filmlerle
birükte."
Avrupa. özellikle de Doğu Avrupa sine-
masının maddi olanaksızlıklar nedeniy le zor
bır süreçten geçtiği son yıllarda. ABD dışın-
da çekılmış herhangi bir filmin başanlı olma-
sı. başka başanlı filmlerin yapılmasına yol
açarak yedınci sanatı bir nebze olsun Holly-
vvood egemenliğinden sıyırabilir. Bunubilen
sınemaseverler için başansız Avrupa filmle-
n seyretmek kaygı vencı! Ama Macaristan
gibi sinemanın sorunlanyla yakından ılgili
bir ülkede yapılan her üç-dört filmden mu-
hakkak birinin başanlı olması da kuşkusuz
sevindirıci.
Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen bu
festivalde. seyircinin gözü önünde Macar
filmlennin sorgulanması, festıvalin içerdiği
alçakgönüllülüğü de arka plana ıtiyor. Kuş-
kusuz festıvalden bırtakım yararlı dersleralı-
nıyor ve meslek erbabı (yönetmenler, kame-
ramanlar, ışıkçılar vb.) bırteirine göz kırparak
ev lerinın yolunu tutuyorlar sonuçta. Festival-
de gösterilen belgesellerın büyük bölümü
yüzyılımız insanının 'karanlığı'na odaklan-
mıştı.
Bu belgesellerde madenlerden. radyolar-
dan çıkarılan işsizlerle. çocuk katilleriyle,
hırsızlarla, dilencilerle, yoksul köylülerle ya-
pılan söyleşiler: politikaya kurban edilenler,
Macar neo-Nazilerin 'büyük Macaristan' ha-
yalleri üstüne araştırmalar. Olah Çıngenele-
rinın geleneksel cenaze törenleri ve tabii 2.
Dünya Savaşf nın korkunç kıyımlan ele alı-
nıyordu.
İlk kez 1965'te düzenlenen Macar Film
Festivali'nin başlangıç yıllannda belgeselle-
re az ilgi göstenhrken 1986'dabirbelgeselin
büyük ödülü kazanmasıyla bu durum değiş-
mış ve yaşanan belgesel patlaması üstüne de
festival, normal-konulu filmler ve belgesel-
lerolarak iki gruba aynlmış o tarihten bu ya-
na.
26 Macar Film Festivali'nde AndrasSrir-
tes'in 'Lumiere'in Makaralan', Peter Bas-
co'nun "Şahit'i, Jozsef Pacskovsky'nin 'Esti
Kornel'in Harika Yokuluğu" ve 'Benim Yir-
minci YüzyılımMa tanıdığımız genç yönet-
men tldiko Enyedi'nin son fılmi olan 'Sihir
Avcısı', başlıca ödüllen kazandılar. Özellik-
le "Estı Kornel'in Harika Yolculuğu'. çarpı-
cı görüntüleri, 20. yüzyılın ilk dönemini bü-
yüleyici bır saflıkla işleyen montajıyla son
yıllarda çevrilmiş en başanlı Macar filmle-
rınden biri olduğunu hissettirdi.
Ünlü Macar yazan Kosztolanyi'nın birese-
rinden uyarlanan bu film, hayatının bahann-
da yazar olmaya karar vermiş bir yeniyetme
çocuğun ülke dışına yaptığı ilk geziyle 30 yıl
sonraki. ölümle sonuçlanan son gezisı arasın-
da geçen zamanı anlatıyor.
Ve yaşama duyulan açlıkla bıkkınlığı, doğ-
ru dürüst bir şey yaşayamamış olmanın ha-
fifliğiyle, eski anılarla âdeta kevgıre dönme-
nin trajedisini içeren 'Esti Kornel'in Harika
Yolculuğu'; Freud'un psikanalizleri, Alfred
Jarry'nin muzırlığı ve Kafka'nın içedönük
sürrealizmiyle besleniyor. Bu filmde. genç
yönetmen Jozsef Pacskov sky, Szinbad filmi-
nin ünlü yönetmeni Zoltan Huszarik ustanm
etkısıni hıssettiriyor.
Festival yöneticisi Zsolt Kovacs'ın sözleri
Macar Film Festivali'ni açık seçik değerlen-
diriyor: "Macar sineması da Macar toplumu
gibi ağ>r bir dönemden geçi>or. Daha az pa-
rayla başının çaresine bakmak \e esen deği-
şim rüzgârlanyla da başetmek zorunda. Bu
nedenlefestivalimiz geçmişe göredaha küçük
çapta düzenlendi. Ancak izleyenlere son dö-
nemde Macar sinemasında neler olup bittigi-
ne ilişkin fildr verecek ve eleştirme olanağı
sağlayacak boyutta bir festival gerçeklestir-
meye çalıştık."
İngilizce ve AlmcLnccL
GÖK-DİL'de öğrenilir.
FOREIGN LANGUAGE CENTRE
Kaydınızı eski
ücretlerimizle yaptırın.
Kış dönemindeki
sınırlı kontenjanımızdan
yararlanın.
GDH-CSLKursların Başlama Tarlhlerl:
Gündüz: 6,13,27 Şubat
Akşam: 24,31 Ocak - 7,14,21,28 Şubat
Hafta Sonu: 28 Ocak - 4,1 1 ,18,25 ŞubatC
HASANPAfA
Abdumalım Mamduh Sk.
No 9
Tel 337 04 07
<18 18 89
KAOIKOY TAKSİM L/M-ELİ BAKIRKÖY BAK1RKÖY 2
Kusd'lı Cad. Taksım Cafl. No: 71 Kurultay Sk No. 10 Istanbul Cad Hal Soyu Cac
Dılek Han No 67 Tel-237 66 81 Tel 520 1141 - • • - . . . _ . . - _
T«l 338 03 47 250 34 49 520 11 42
345 18 96 250 47 47 527 62 14
D»nteucı Sk No 7 Mo 36
T«l S71 27 83 BakıtKoy/lST
S83 68 40 Tal 543 83 97
570 18 49
ç y p ç
Tartm v« Sahf MUmûnda yön«(W görevl alabitocak
TANITIM - SATIŞ
SORUMLUSU
• Tfcbi detegeleri organıze ve motıve ecfip.
yönlendreriecek
• Ekfp çalışmasına ve fmra poülikalanna uyum
sağiayabSecek.
• kaç tanıtımı ve sadşt konusunda yaklaşık 3 yıl
deneyımlı, sooımlulıık aiabtleoeK
• 3O+5yaşnda
• S* seyahat edebtlecek,
• Yüksek okul veya -JnMersite mezunu
• Yaratavedinamıkyapılı,
• Askerîğini yapmış,
El*man Aranmaktad*.
Adaytann 248 « 32 v»ya M nolu tetefondon
İn. MOkto ÖZDEMlS'der rondevu almalon ve yenı
çekümiş t * fotograto İle aşoödaki odrese
başvumaionrtcaolunur.
Başvurular gett fteüne gûre deOertendrtecek ve
gûreve uygun göriüertef cevaplandrtocoktf.
Gmbil
EMBİL İIAÇ SANAYİI LTD.ŞTİ.
Bomoot) Birahane Sk.No:40 Şışü-İST
ÜYELERİMİZEVE KİTAPSEVERLERE
ZENGİN KİTAP ÇEŞİTLERİMİZLE,
CAĞALOĞLU'NDA HİZMETİNİZDEYİZ
Cumhuriyet Kitap Kulübü
çağ Pazarlama A.ş.
Sergi Salonu Adresimiz:
Türkocağı Cad.39/41 Cağaloğlu
Tel:512 05 05
SATILIK SPRİNG
Sahibinden satılık 95 motel 1000 km.'de beyaz,
özel alarm tertibatlı SPRİNG
Tel: 41124 41
Hüseyin Sermere
Fransa'dan üç ödül
• Kiütur Servisi -Fransa'da yaşa-
yan piyanist Hüseyin Sermet,
Florent Schmtt'in "Symphonie
Concertante" adlı yapıtını içeren
CD'siyle Fransa'da üç ödül ka-
zandı. Sanatçı; 15 şubatta Paris'te
"Diaposon D'Orde Uannee", 6
şubatta "Grand Prix du Dısque ,
de la Nouvelle Academie du Dıs-
que", 30 ocakta Cannes'da dü-
zenlenen MIDEM Fuan'nda
"Uluslararası Kritık" tarafından
verilen '"Edıtor's Choise" ödülü-
nü kazandı.
Devlet
Tıyatpolan'nda
'Edebiyat ve Aşk'
söyleşisi
• Kültür Servisi - Istanbul
Devlet Tıyatrosu tarafından
düzenlenen ve her pazar Atatürk
Kültür Merkezi Bırim Tiyatro'da
saat 15.30'da gerçekleşen "Pazar
Sohbetlen"nın bu haftaki konusu
"Edebiyat ve Aşk". Hulki
Aktunç. Mano Levi ve Jale
Sancak'ın konuşmacı olarak
katılacağı. Atılla Birkiye'nin
yöneteceği bugünkü toplantıda
yazarlar, aşka nasıl baktıklannı,
aşkı nasıl yaşadıklannı
anlatacaklar.
Paul Kennedy'nin
kitabı yayımlandı
• Kültür Servisi - Türkıye tş
Bankası Kültür Yayınlan. ünlü
tanhçi Paul Kennedy'nin '"Yirmi
Birincı Yüzyıla Hazırlanırken"
adlı kitabını yayımladı. Daha
önce Türkıye Iş Bankası Kültür
Yayınlan tarafmdan yayımlanan
'"Büyük Güçlerin Yükselişı ve
Çöküşü" adlı kitabı ile Paul
Kennedy. tarih boyunca tüm
büyük güçlerde görüldüğü gibi
Amenkan lmparatorluğu'ndakı
düşüşü de teşhis ederek
dünyanın uzerinde en çok
konuşulan ve okunan tarihçisi
olmuştu. 16 değışık ülkede
yayımlanan ve ülkemizde de
büyük ilgıyie karşılanan bu
kitabından sonra Paul Kennedy,
"Yirmı Bınncı Yüzyıla
Hazırlanırken" adlı kitabında,
bakış açısını geleceğe yönelterek,
"Şu andakı yaşam bıçimımize
meydan okuyan unsurlar
nelerdir? Dünyadaki değışım için
gereklı güçler hangılendır ve
bunlarla başa çıkma
yöntemlenmiz neler olmalıdır?
Bir toplum kendisıni yirmi
birincı yüzyıla en iyi şekilde
hazırlamak için neler
yapmalıdır
11
" gibi gibi sorulara
yanıtlar anyor.
Demi Moone'a yeni
bir film teklifi
• LOS ANGELES (AA) - Rol
aldığı son film "Taciz" ile
izleyicılenn ilgısıni bir kez daha
çekmeyi başaran Demi Moore'a
yeni bır film teklifi geldi.
"Striptease" adlı filmde rol
almayı kabul ederse. Moore.
Holly\\ood"un n iyi para kazanan
oyııncusu olacak.
Hollywood'da yayımlanan Daily
Vanety ve Hollyvvood Reporter
gazeteleri. Moore "un
menajerlerinin Casatle Rock
Entertainement ile 12 milyon
dolarhk bir sözleşme imzalamak
üzere olduğunu belirttiler.
Bundan önceki rekor, "Sister Act
II" filmindeki başrolü ile 8
milyon dolar kazanan Whoopi
Goldberg"e aitti.
Paradis tutuklandı
• MONTREAL (REUTER) -
Fransız şarkıcı ve film yıldızı
Vanessa Paradis. Kanada'nın
Montreal kentindeki Dorval
ha\aalanmda. uyuşturucu
taşıdığı gerekçesiyle tutuklandı.
Amerikalı gümrük yetkilileri,
New York'a gitmekte olan
sanatçının bavulunda 3 gram
esrar bulunduğunu açıkladılar.
500 dolar kefalet ödedıkten sonra
serbest bırakılan Paradis'in
gelecek ay Montreal'de
mahkemeye çıkacağı belirtildi.
Fransız radyosu. serbest
bırakıldıktan sonra Paris'e dönen
Paradis'in. Gerard Depardieu ile
birükte oynadığı 'Elısa' adlı
filmin tanıtımı için Kanada'ya
aittiğinı bildırdı.