28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1995 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Medyanın felsefesi Cumhunyet'ın yazarlan. ımparatorluk duşlen kurmaz"' Çokseslılık. onlann yaşama bıçımıne donuşmuştur Medyanın pragmatıst hastalığı ıçın başlangıç zemınını oluşturan reklam-lotarya- promosyon-raıtıng açgozlulugu onlann bılıncını koreltmemıştır Ne kendılen, ne de başkaları ıçın okurlannı satarlar' M. SADIK ASLANKARA F elsefecıler butun olumla- nn veedımlerın. ortaya çı- kan bılgı \e değerlenn bır felsefı tabanı bulundugu- nu soyler Çevremızde olup bıten her ne varsa hepsının de felsefı açıdan açıklaması- nı yapabılmek olasıdır onlara gore Felsefı açıdan bır olgununaçıklama- sını yapabılmek. aynı zamanda felsefı bır bakış açısını da zorunlu kılar Fel- sefibırbakışaçısıolmadan olupbıten- lenn nasıl bır felsefi temelden ka>nak- landıgını açıklayabılmek olanaksızdır çunku1 Felsefenın bırıcık besını "kuşku" \e *sora*'dur Kuşku ve soru, felsefı bır bakış açısına sahıp olabılmenın temel koşuluduraynızamanda Eğerbıralan kuşkuya kapalı> sa bov le bır alanda fel- sefı düşuncenın varlığından soz edıle- bılır mı' Orneğın tabularta orulu, dog- malannkuşattığıalanlardadayıne tel- seteden soz edemezsınız Klanlara oranla kentlerm ummetlere oranla uluslann, kul \e uyruklara oranla yurt- taşlann, muntlere oranla kentlılenn fel- sefeye ve felsefı duşunuşe açık toplum- larvebıreyleroluşunun ananedenı bu- rada >atar ışte' Totalıter toplumlarla de- mokratık toplumlann da ayıncı ozellı- ğını burada aramak gerekmez mı7 Ote yandan bır alan olarak kıtle ıle- tı^ımını kurum olarak kıtle ıletışım araçlarını bu olgunun dışında ele alabıl- mek olası mıdır° Kuşkusuz kıtle ıletı- şımının \e kıtle ıletışım araçlarının da vaslandıgı bır felsefı temel soz konusu- dur ve bu felsefi temelın algılanabıl- mesı değerlendırılebılmesı ıçın de vı- ne felsefı bırbakış açısı gerekmektedır Kıtle ıletışımı teksesliliğindeğıl çok- sesliliğin egemen olduğu bır alandır Geçmışte "iktişim"' yerıne daha çok "bildirim" vardı vetoplumlarbubıldı- nm doğrultusunda vonlendınlıyorlar- dı Bıldınm boyutunun aşılabılmesı ancak ortaçağ duşunce kalıbının yıkıl- ması>laolanaklıhalegeldı Aslındayı- kılan "Tanrı merkezlı" duşunce kalı- bı\dı Boyle bır kalıpta ik'tışim ın iJe- ti ve ileti'nın bildirim e. bildirim ın bikJiri >e buyruk a donuşmemesı soz konusu olabılır mı9 Nıtekım bunun aşı- iabılmeM bu anlayışın yaslandığı du- şunce kalıbının yıkılmasıyla gundeme gelebıldı ancak Işte Avdınlanma çağı, bu kez merkeze "insaıTı aldı Bo> lece emır v e bıldınm de ıletışıme donuşmuş oldu Tekseslılık sona erdı. yenne çok- seslılık geldı Ne varkı kımı toplumlarve toplum- sal duzenler Avdınlanma'ya karşın merkeze "inanç"ı va da "önder"! aldık- lanndan, çokseslılığın ıletışımı >enne tekseslılığın bıldınmını temele kovdu- lar Bo>le bır telsetı temele yaslanmış toplumların bıldınm temelınde bır va- pılanma ıçınde olmjları kaçınılmazdı OsmanlıDevletıde Avdınlanma'nın vol açtıgı tum sarsıntıları yaşadığı halde tekseslı-bıldmmcı yapısını korumak ıçın ınatla çaba gosterdı Kuşkuya ve çokseslılığe kapılannı sıkı sıkıya orte- rek merkezınde buyurganın \er aldığı bır toplumsal duzen anlayışıvla buv- ruk-bıldırım ışleyışını surdurdu Osmanlı da bunun aşılabılmesı. 1923 Anadulu A\dınlanması'ylaolanaklı ha- le gelebıldı ancak Cumhurıyet buyur- ganı merkezden kaldınp "yurttaş"ı yer- leştırdı verıne Bov lece tekseslılık yıkı- lıp \enne çokseslılık getınldı Bu aynı zamanda toplumumuzda kıtle ıletışi- mındeyenı bıraçıhmı dılegetınyordu Adım adım sağlanan demokratık bır çokseslılık ortamında ıletışım araçları da çeşıtlenme eğılımı gosterdı Devle- tınyavınorganldrınınyanısıraozelga- zeteler ılk kez bu çokseslılık ortamın- da seslennı du>urdular <\ma 1923 <\nadolu Aydınlanma- si nın getırdığı kenttaş-yurttaş merkez- lı o çokseslı kavra> ışa karşın. toplumu- muz Meiih Cevdet \nda\ 'ın ısrarla v ur- guladığı gıbı "Tdsefesiz" bırtoplumdu Kuşkuya yer vermıyordu ama buyur- ganakorukorunebağlı kalarakçokses- lılığe kulaklannı tıkayabtlıvordu Bu nedenle karşıde>rimciler, kitle ıletişim araçlannı bikiirim-buv ruk araçları na donuşturmek doğrultusunda rahatça \ol aldbıldıler llgınçtır bu turtekseslı bıldınm gınşımlen. ustelık çokseslılı- ğın bır gereğı ımış gıbı sunuldu toplu- ma Devlet radyo ve televızyonunun ar- dından ozel rad>o ve televızyonların gundeme gırmesı ne yazık kı durumu pek değıştırmedı Hıf/.ıTopu/'un da bır yazısında değındığı gıbı, bugun medya. ozellıkle gorsel alanda, bın kanalla ya- vın >apan, ama hep aynı sözu soyleyen bır sanay ı dev ı halınegelmış bulunuyor Bu durum tekseslılığın gostergesı de- ğıl mıdır' Kuşkusuz bu anlayış da fes- letı bırtabana oturmaktadır Ozellıkle son yıllarda ABD'yı her alanda tyıce bıçımlendırmış olan pragmatizm (ya- rarcılık). aynı zamanda medya ıçın de uygun bır taban hazırlamış gorunöyor Insanları, sınırsız sahıplenme duygu- suyla ımparatorluklar kurma duşlerıne kaptıran bu pragmatıst anla>ışta med- yanın çokseslı kalabılmesı olası mıdır' Bu ozlemle çakışan bır medyanın so- nuçta kendısı ıçın bır ımparatorluğa >oneleceğı açık değıl mıdır' Medyanın felsetesı, medya felsefesi ve med>a ıçın felsefe sonuçta aynı bır felsefı tabana oturan olgular zıncırıne donecektır Banş ıçın savaş dıyen sa- vaş ıçın sılah ureten ama banşçı oldu- ğunu savlayan dongusel duşuncedc ol- duğu gıbı meyda da yalnızca kendısı ıçın özgur olacak, bu ozgurluk medya ıçın kullanılacdk. sonuçta bırey mer- kezden kaydınlıp, bu kez de merkeze yenı bırbuyurgan yanı medyanın ken- dısı yerleştınlecektır Sonuç ortadadır Çokseslılıkten gen donulmuştur Bıre- yın demokratık hak ve ozgurluklerı, kendılerı adına. medya tarafından kul- lanılmaya başlamıştır Tıpkı karanlık çagda olduğu gıbı bu- tun dunyada felsefesız bır toplum yarat- ma doğrultusunda adımlaratıldığı açık- ça görulmuyor mu7 Bu gıdışın hızlana- rak surduğunu gormemek olası mı9 Ne varkıvınede her toplum, kendı bunye- sındekı medyaorgusu ıçınde ınsan mer- kezlı çokseslılığın alanı kıtle ıletışım araçlanna dd sahıp' Işte Cumhurivet gazetesi Turkıye'de yetmış vıldan bu yana, bu doğrultuda ya) ın > apan bır ga- zete Cumhunvet dunyanın başka benzer yayın organlan nda da görulduğu uze- re, yurttaşların gazetesıdır yalnızca Cumhunyet ın yazarlan, ımparatorluk duşlen kurmaz1 Çokseslılık onlann\a- şama bıçımıne donuşmuştur Medya- nın prdgmatıst hastalığı ıçın başlangıç zemınını oluşturan reklam-lotarya-pro- mosyon-raıtıng açgozlulugu onlann bı- lıncını koreltmemıştır Ne kendılen ne de başkalan ıçın okurlannı satarlar' Ik- tıdarların ya da sıyasal orgutlerın ya da holdınglerın çıkarlarıyla ne kendılennı nedegazetelerını butunleştınrler Tam tersıneonlar, felsefelıbırtoplumolabıl- memız ıçın yoğun çaba harcarlar Sık sık felsefeden soz açarlar yazılarında Bu yuzden tekseslılığın buyurganlan sevmezonlan' Engellerçıkanrlargaze- tcnın onune uğraştırmak ısterler Cum- hunyet ı'Tekamaç ozgürluklennbek çısı gıbı gorunerek, tekseslılığın ege- menlığındekı ımparatorluklannı sur- durmektıronlar ıçın' lyı ama. hıç yıkılmayan ımparatorluk duydunuz mu sız' Her bın sanayı devı olan medya ımparatorluklan karşısın- da, Cumhunyet'ın tek gucu, felsefesın- den kaynaklanıyor ışte Felsefesi, "feJ- sefesiz toplum" olan medyanın karşı- sında "felsefeli toplum" yaratma doğ- rultusunda, uç kuşaktır uzenne duşen sorumluluğu yenne getırmenın kavga- sını venyor Cumhunyet1 Bu elbette bır aydınlanma kavgası- dır aynı zamanda' ARADABİR RECEP BILGINER Rüşvet, Talan, Soygun... Buyuk tıyatro adamımız Muhsin Ertuğrul, bırden par- layan ya da uçkâğıtçılık yoluyla mevkı ve para sahıbı olan- lar ıçın "Sen sonuna bak'" derdı Ölumsuz ozanımız Yunus Emre, çok ılerı gıdenlerı, "Ya- vuzluk taslama sakınl Ölum sana senden yakın" dıye uya- rır, sonra kendısı gıbı olumsuz şu dızelen soyler Nıce ata bınenler yere duştu Nıce benım dıyene sınek uştu Halkımız da yuz yıllar boyu boşuna soylememış, geçen zaman ıçınde her şeyın boşluğa duştuğunu anlatmak ıçın "Ol saltanatın yeller eser şımdı yennde" dıye Yukanda yazdığım ve yazmadığım nıce sozler, deyımler, son gunlerın yolsuzluk olaylan, ulkenın yenıden bınncı so- runu olunca, aklıma geldı "Nıce hacıların haçı suya duş- tu" esprısını doğrulayacakbıçımde, nıce yanına yaklaşıla- mayan, yaklaşılsa bıle burnundan kıl aldırmayan kışılenn, polıs sorgusunda savcılık kovuşturmasında ter dokerken kuçulduklerını gordum televızyon ekranlarında Şehırienn sokaklannda, anayollarda sel sulan gıbı akıp gıden bu pıslıkler, sosyal sağlığımızla bırlıkte, ulkenın but- çesını de kemınp durmuş yıllar yılı Şehrın gobeğınde, bır gece vaktı, bu pıslığın bınlercesınden sadece bınnın uze- nne kurşun sıkıldı da olaylardan habenmız oldu Haberı- mız olmayan kımbılır daha nıcelen var Vah devletımıze, vahlar ulusumuza vahlar yasalarımıza, hukumetımıze, Meclısımıze 1 Devlet adamlan ya da devlette gorevlı olanlar, ılk ruşve- tı ne zaman aldılar^" Bızde ne zaman başladı? Yaşımız ne olursa olsun, sozcuklenn anlamını çozmeye başladığımız andan ıtıbaren hep duymuşuzdur ruşvetı Omrumuzun, hemen her aşamasında, kulaklanmız ruşvet hıkâyelenyle dolmuştur Gazetelerde okumuşuzdur radyolardan duy- muşuzdur Artık televızyon sayesınde bu hıkâyeler odamı- zın ıçınde Ama o ne"? Once kıyamet kopmuş gıbı yer ye- rınden oynadı, sonra uyuşturucuya alışır gıbı kanıksadık Buyuk olay patlamadan once, bazı mılletvekıllennın, vatan- daştan ış bulma vaadıyle ruşvet aldtklarını duyup okuma- dık mı? Ne oldu'' Uykuya yatırıldı Padışaha ılk ruşvet Şımdı Macarıstan sınırlan ıçınde ka- lan Peç şehrınde yaşadığı ıçın Peçevı dıye anılan Ibrahim Efendi, unlu tarıhınde bakın nasıl anlatıyor padışaha ruş- vet verıldığını Peçevı kendısı gıbı tanhçı olan Alı Efendı'nın kıtabından aktararak bu ruşvetı şoyle anlatıyor "Padışa- hın odasından çıkan Şemsı Paşa, sevınç ve neşe ıçınde çevresıne şoyle der Bugun, ceddım Kızılahmetlılenn ocu- nu Osmanoğullanndan aldım Onlann ocağını sondurecek bır başlangıç duzenledım Ruşvetı tattırdım Bundan son- ra onlar ruşvetten gen duramazlar, devletlen de batar " Boylece, devletın başından alt kademelere kadar, ruş- vet done done, kımıne gore komısyon oldu, kımıne gore hedıye Pıslık yayıldı, yaygınlaştı devlet duzenındeyaşam bıçımı oldu Sorgulamalar, araştırma komısyonlan, kamu- nun tepkısı kısa surede, ortaya çıkan ruşvet olaylannı, bır sonuca bağlayacak mı? Bu kırlılığı dunyanın butun temız- leme sulan gelse temızleyebılecek mı9 Daha bılmedığımız, bılemedığımız yolsuzlukları ortaya çıkaracaklar mı^ Bu sorulara yanıt aramadan once yapılacak tek şey şu- dur Once hukumet ıstıfa eder Arkasından Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı uyelerı Tek kurtuluş yolu yenı bır seçım ya- sasıyla yenı bır devlet çarkı duzenlemesıyle, parlamento- yu yenılemektır Bunca yolsuzluk ıddıalanna bu derece se- yırcı bır parlamento artık, mıllı ıradeyı, daha genış anlam- da mıllı vıcdanı temsıl etme şansını yıtırmıştır Harice tard edin! Prof. Dr. MESUT GULMEZ Y ıl, 1923 Şark Şımendıferle- n ışçılen 2 aralıkta bırgrev başlatmıştır Bu grev dolayı- sıyla Yusuf Akçura, Mah- mut Celal, Ali Rıza v e Meh- met Emın beyler bır sozlu soruonergesı vermıştır Onergede "bugibı vakalann imkân dairesinde onünu almak için en muhım tedabırden nıadut (onlemler- densavılan)mesaı(ış)kanununun" Meclıs'e ne zaman sunulacağı ılgılı vekıllerden sorul- muştur Malıye Vekılı HasanSaka'nın açık- lamasına gore. cumhunyetın ılk yasa tasan- sı. Meclıs"ın hukumetten ısteğı uzenne "15 gun zarfmda ihzar ve ikmaJ" edılerek Mec- lıs'e sunulmuştur Grev uzenne ıvedı olarak hazırlanıp 1924'un başında gundeme alınan tasan önce Iktısat Encumenf'ne göndenl- mıştır Tasannın komısyondan Meclıs"e ye- nıden gelmesı ve goruşulmesı ıçın ıkı > ıla ya- kın bır sure geçmıştır Tasannın komısyon- ca değıştınlen metnı ıse ancak 192*» sonla- nnda Meclıs'te gonışulmeye başlanmıştır Nevarkı uçyıl kadarparlamento gundemın- dekalan. komısvonlardabekletılıpoyalanan tasannın goruşulmesı sırasında tepkıler yo- ğunlaşmış ve tasannın sorunla ılgisi olma- yan otekıkomısvonlaradagondenlmesı ıçın onergeler venlmıştır Işçı sorununun yıllar- dır savsaklanmasına karşı çıkan Zonguldak Mebusu Tunalı Hilmi Bev 'ın bu tutuma gos- terdıgı tepkı çok anlamlıdır "Reis Bev, Haricivt Encumeni'ne de hava- le ederscnız oradan harice tard edilir (kovu- lur), bir daha burava gdmez." Yetmış v ıl once soylenen bu sozler, DYP- SHP ortak hukumetlennın, memur sendıka- cılığı konusunda uç vıldır ızlevegeldığı her- kesçe bılınen ovalama polıtıkalan ıçın de ge- çerlı değıl mıdır 0 ILO genel konferansına endekslı olarak yurutulen yasa taslağı hazır- lamaçalışmalan( I) ancak 13 Ocak I994ey- lem ve coplamasından -bır hafta- sonra hü- kumet gundemıne gırecek bır noktaya ula- şabılmıştır Hukumetın 15 Nısan 1994'te TBMM'ye sunduğu tasanyı -Anayasa Ko- mısyonu'nda oyalandıktan- dokuz ay sonra ele alan Adalet Komıs>onu aslında tasanda olmayan grev hakkına ılışkın maddelen çı- kannakla kalmamış toplusozleşmeye ılış- kın kurallannın yururluge gırmesını de, 1 Ekım 1997 tanhıne yaklaşık uç >ıl sonraya ertelemıştır Şımdı tasanda ne kaldı' Elde kalan, butu- nuyle 2821 sayılı Sendıkalar Yasası'na ko- şut bır duzenleme yapma anlayışının urunu olan, dolayısıylaonayladığımız ILOsözieş- melenne vesendıkaozgurîuğu ılkelenneay- kın (omeğın şube mudurlen ıçın bıle sendı- ka yasağı uluslararası uyelık ıçın hukume- te "ön denetim" yetkısı ve sıyasal amaçh et- kınlıktebulunmayasagıgıbı)kurallarıçeren bırtasandır Yasama surecının ılerleyen asa- malannda bunlara yenılennın eklenmesı de olanaklıdır Orneğın, tasannın -ne zaman go- ruşulecegı bellı olma>an- bır başka komıs- yonda ya da -ne zaman kabul edıleceğı bı- lınmeyen - parlamentoda sendıka hakkıyla ılgılı kurallann 1 Ekım 1996'dan başlayarak yururluge gırmesı öngorulebılır 1 Ancak sanıyorum kı tasan boyle bır ıçe- nkle kabul edıldığınde Sayın Cumhurbaş- kanı'nın vetosuyla karşılaşacaktır Çunku Savm Demırel 1991 genel seçımlen once- sınde onaylanan ILO sozleşmelenne uvul- mamasından yakınarak aynen şunlan soyle- mıştı "Bakın, biz ne yapryoruz? Devletimi- zin adına ımza atıvoruz. Bu ımzalar atıldığı verde kalıvor. (...) Onavlamak kâfi değıl (..) Işkmesı la/ım. İşlenmorsa.dedığını vapma- >an devlet saygın değıldır. Biz dev letı savgın yapacak (...) bu haklan temınataftına ahnz." Aynca bu vasa tasansının çok savıda aykı- n kurallar ıçerdığı 87 ve 98 sayılı sozleşme- ler de başkanı olduğu hukumet donemınde onaylanmıştır Dolayısıyla da. devletın say- gınlığinı korumak ıçın, Savın Cumhurbaşka- nı'nın devlet adına attığı ımzalar, umuyo- rum kı atıldığı yerde kalmayacaktır Devlet-memurılışkılen vegeleneksel me- mur anlavısı, memur sendıkacılığının top- lumsal yaşamdakı vennı aldığı son dort yıl- dan ben bır donuşum geçınnektedır Ancak demokrası ve ınsan haklan eğıtımınden geç- memış, demokrası kulturunden yoksun sıya- setçıler bu donuşümu kavrayamamıştır bu tutumlanyla kavramalan da beklenemez Memurların sesıne kulak vermeyen. "de- mokratikduydriılık"tan uzak partı ve huku- metler, "ozgür vurttaş" kımlığıyle demok- ratık ıstemlennıdılegetıren memur sendıka- lannıcıddıyealmamış vaatlerlegeçıştırme- yı alışkanlık edmmışler sorunu ıkıyuzlu po- lıtıkalarla çozeceklennı sanmışlardır Bo> lesı bır vaklaşım tam tersıne, memur sorununun çozumunu guçleştırmektedır Çatışmacı sureçlenn daha da tırmanma- sına yol açan bu yaklaşım kamu hızmetının gorulmesını de olumsuz yonde etkılemekte- dır Memurun "devleti somutlaşftran kişi'" olduğu yolundakı, onu dev letle ozdeşleştıren geleneksel katı anla>ışın değıştığı tum ılen ve demokratık ulkelerde yanm yuzyıldan ben geleneksel statu anlayışının, katılma ve sendıkal haklarla bagdaştınldığı unutulma- malıdır Memurlann sekızyıldırsurdurduk- len savaşımla sağladıklan kazanımların çok gensınde bır duzenleme vapmanın çıkanl- madaneskımış aşınmış veaşılmışbır>asal duzenlemenın "memur sorunu"nu çozeme- yeceğı tersıne. sorunlan arttıracağı bılınme- lıdır Yıne çok ıyı bılınmelıdır kı, ovalama amacıyla hazırlanan zam tasanlanvla da so- run çozulemez Sağlıklı. kalıcı ve çağdaş ço- zum memurlan "kapıkulu" değıl "ozgur vurttaşlar*" olarak goren devletın ustlendı- ğı vukümlüluklere uvgun \e attığı ımzalara yaraşır düzenlemeler vapmaktan geçer (1) Mesut Gulmez Turkıvede Memurlar ve Sendıkal Haklar 1926-1994 TODAİE \n- kara 1994 s 223 vd PENCERE İLAN T.C. TÜRKELİ ASLİYE HUKLTC ıMAHKEMESİ'NDEN 1993 127 Davacılar Yaşar Duygulu ve Dursun Duygulu vekıllerı tarafından davalılar Doğan Özturk Sabrı Ozturk A Ilhan Oztürk Hatıce Ozturk, Ümıt Ozturk ŞukruAtalav (Ozturk) Nerıman Efe (Ozturk) Munevver Dınçel (Ozturk), Penhan Denız(Özturk),HanıfeTurkan(Ozturk) Se\ımAyşeSonmez (Ozturk), Meral Karacan Fatma Bınnaz Karacan Emel Demırcıoğlu haklarında açmış olduğu kadastro tespıtının ıptalı davasının yapılan açık duruşması sırasında davalılardan Sabrı Ozturk, A Ilhan Ozturk Umıt Ozturk Şukrıye Atalav Ozturk Nenman Efe Ozturk, Sevım Ayşe Sonmez (Ozturk) Meral Karacan Fatma Bınnaz Karacan ve Emel Demırcıoğlu na duruşma gunu ve dava dılekcesı ıçenklı teblıgat bugune rağmen teblığ edılemedığı anlaşıldığından adı geçen davalılann duruşma gunu olan 22 03 1995 gunu saat 9 da va mahkememızde bızzat hazırolmalan, ya da kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde duruşma gunu ve dava dılekcesı ıçenklı teblıgatın kendılenne teblıg edılmış sayılacağı keza dava dılekçesını de ıkraretmış sayılacaklan ılanen teblığ olunur Basın 7579 c o p y w r i t e ® a ® t d i r e c t o r t e a m If you have experıence ın the advertısıng ındustry, and vvould lıke to develop your creatıve skılls and mastery as a team wıthın Ultra, please call, ın confıdence, Hakkı Mtsırltoğlu on 273 11 98 not later than February 24, 1995. U L T R A İÇMİMAR Proje grubumuzda gorev almak uzere İÇMİMAR arıyoruz. YAPART A.Ş. 266 78 04-27234 22/23 Nüfuskağıdımı ve ehlıverımı ka>bertım Hukumsüzdur KE\14LT4\Rl\ERDt Nufus cuzdanımı ve ehlıvetımı ka>bettını hukumsüzdur TALİ\HEKİ\1)A\ BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1994/546 Mahkememızce venlen 3 2 1995 tarıh 1994 546 esas 1995 79 sayılı karar ıle Bakırkoy ılçesı Sakızağacı Mah cılt 051 08 sayfa 37-38 kutuk 926 danufusa kayıtlı Kıgonk ıle Melıne den olma 1936 dog KazarosTerzıvan ın hacıraltınaalınmasına kendısıne Istanbul ılı F-atıh ılçesı Sancaktar Havrettın Mah cılt 060 1^ savfa 10 kutük 1199 da nufusa kavıtlı 1938doğ kardeşı \ydaAsaryan ın vası olarak tavınıne karar venldığınden ışbu vası karanna ıtırazı olanların kanunı sure ıçınde ıtıraz edebıleceklerıne ıtıraz vakı olmadıgı takdırde hukmun aynen kesınleşeceğı teblığ venne kaım olmak üzere ılan olunur Basın 7694 Amerikancı Müslümanlığın AnlamıL Bızım tatlısu aydınımız bukalemun gıbıdır, değışen or- tama uyum sağlamakta bıre bırdır, zamaneye gore renk değıştırmekte ustune yoktur Tatlısu aydını bır değıl, on değıl, maşallahı var ruzgâr horozlannın Sosyalızm "moda" ıken, burnundan kıl aldırmayan tat- lısu aydını, "neolıberalızm" ağır basınca "moda'ya ayak uydurmakta gecıkmedı. Yann ne olur? Allah bılır * En zehırzemberek komunıst, bugun en hızlı Amenkan- cı, serbest pıyasacı, Islamın erdemlennı yenı keşfedıyor, patronun gozdesı Eskıden sosyalızmden soz açtığında tatlısu aydınının gozlen çakmaklaşır, bıyıklan varsa dıkılır, yoksa ağzı bur- nu oynardı, bugun 'neolıberalızm' dendığınde, bızımkı kraldan daha kralcı, oteden ben sermayecılığı savunan- ları çoktan solladı, solcu ya, elbette sollayacak Dun sosyalıst taklıtçısıydı Bugun neolıberal mukallıdı Çunku gerçek bır kışılığı yok, zamaneye göre yelken açan bır zavallı • 1989-90 yıllan, ınsanlık tanhının donum noktasıdır, Ber- lın Duvan'nın yıkılması ve Sovyetler'ın dağılmasıyla dun- yada çok şey değıştı, Amenka'nın "Yeşıl Kuşak Kuramı" anlamını yıtırdı 'Yeşıl Kuşak' neydı? Eskıden "komumzm tehlıkesı"ne karşı, ABD, Asya'da bır "GuvenWcKr uşa0'"oluşturmayaçalışıyordu Komunız- mı guneyden çevreleyen zıncınn halkalan, Turkıye, Iran, Afganıstan, Pakıstan, Bangladeş'ten oluşuyordu Sovyetler yıkılınca, Çın rotayı değıştırınce, 'Yeşıl Ku- şak'm ışlevı kalmadı Bugun bır başka dunya var 2000'e yaklaşan dunyada "komunızm tehlıkesı" kalma- dı, Batı'ya yenı bır "duşman" gerekmıyor mu . Nedır o? Koktendıncılık1 "Yenı Dunya Duzenı "nde hızlanan kapıtalızmın somu- rusu islam coğrafyasında yaşayan yoksul halkları, hızla şerıatçılığa doğru ıtıyor, Cezayır'den Mısır'a, Bangla- deş'ten iran'a değın her ulkede koktendıncılık guçlenıyor; Avrupa'ya ve Amenka'ya uzanan etkılerı Batı'yı urkutu- yor. Amenka, koktendıncılığe karşı Muslumanlık coğrafya- sında sozde "ılımlı lslam"\a ışbırlığı yapıyor Suudı Arabıstan'da yaptığı gıbı Kuveyt'tekı gıbı • Bır ulkede şenatçılığın devlet duzenıne donuşup donuş- memesı, Batı'yı ılgılendırmez Kapıtalızmın ya da neolıberalızmın "Yenı Dunya Düze- m" ıçınde, Suudı Arabıstan ya da Kuveyt gıbı ulkeler, çar- kın dışlılennı oluşturur Batı, emperyalızmın somurusune karşı dınsel ıçenklı bır başkaldırı sayılan koktendıncılığı kendısıne dert edınıyor Amenka'nın şımdıye değın Turkıye'dekı sıyasetı, sağcı sermaye partılerını desteklemek laıklığe karşıt akımlann sandıktan çıkmasını sağlamak sola karşıt devlet polıtı- kalarını gozetmektı. VVashıngton, bundan boyle ulkemızdekı Islamcı akım- lar karşısında seçıcı olacaktır • Tatlısu aydını, hemen bu kokuyu aldı, çunku VVashıng- ton'dakı patron hapşırdı mı. bızımkı "Çokyaşa"deyıp, gö- revını hemen ustlenır, hızmete başlar 'Medya'da "Fethııllah Hoca"ya guzellemeler, kasıde- ler, methıyeler neden yazılıyor" 7 Amenka'ya dırsek çevırmeyen şenatçılığın Turkıye'de şansı daha mı fazla 9 Yaşayarak oğreneceğız TEŞEKKÜR UĞUR MUMCU yaşamı boyunca, bu yurdun insanları ve onların örgütlü gücü için çalıştı. Öldürülüşünün ikinci yılında yurtiçinde ve yurtdışında yapılan anma etkinlikleri, onun ilkelerini yaşatma ve mücadelesini sürdürme kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu etkinlikleri düzenleyen ve etkinliklere katılan tüm kişi ve kuruluşlara halktmızın birliği ve aydınlanması adına teşekkürlerimi sunarım. GÜLDAL MUMCU UĞUR MUMCU ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK VAKFI Eski Pazarören Köy Enstitüsü mezunlanndan Eğitim emekçisi HASAN CAN BOLAT vefat etmiştır. Tüm dostlanna duyurulur. 18/02/1995 AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle