Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1995 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Medyanın felsefesi
Cumhunyet'ın yazarlan. ımparatorluk duşlen kurmaz"' Çokseslılık.
onlann yaşama bıçımıne donuşmuştur Medyanın pragmatıst
hastalığı ıçın başlangıç zemınını oluşturan reklam-lotarya-
promosyon-raıtıng açgozlulugu onlann bılıncını koreltmemıştır Ne
kendılen, ne de başkaları ıçın okurlannı satarlar'
M. SADIK ASLANKARA
F
elsefecıler butun olumla-
nn veedımlerın. ortaya çı-
kan bılgı \e değerlenn bır
felsefı tabanı bulundugu-
nu soyler Çevremızde
olup bıten her ne varsa
hepsının de felsefı açıdan açıklaması-
nı yapabılmek olasıdır onlara gore
Felsefı açıdan bır olgununaçıklama-
sını yapabılmek. aynı zamanda felsefı
bır bakış açısını da zorunlu kılar Fel-
sefibırbakışaçısıolmadan olupbıten-
lenn nasıl bır felsefi temelden ka>nak-
landıgını açıklayabılmek olanaksızdır
çunku1
Felsefenın bırıcık besını "kuşku" \e
*sora*'dur Kuşku ve soru, felsefı bır
bakış açısına sahıp olabılmenın temel
koşuluduraynızamanda Eğerbıralan
kuşkuya kapalı> sa bov le bır alanda fel-
sefı düşuncenın varlığından soz edıle-
bılır mı' Orneğın tabularta orulu, dog-
malannkuşattığıalanlardadayıne tel-
seteden soz edemezsınız Klanlara
oranla kentlerm ummetlere oranla
uluslann, kul \e uyruklara oranla yurt-
taşlann, muntlere oranla kentlılenn fel-
sefeye ve felsefı duşunuşe açık toplum-
larvebıreyleroluşunun ananedenı bu-
rada >atar ışte' Totalıter toplumlarla de-
mokratık toplumlann da ayıncı ozellı-
ğını burada aramak gerekmez mı7
Ote yandan bır alan olarak kıtle ıle-
tı^ımını kurum olarak kıtle ıletışım
araçlarını bu olgunun dışında ele alabıl-
mek olası mıdır° Kuşkusuz kıtle ıletı-
şımının \e kıtle ıletışım araçlarının da
vaslandıgı bır felsefı temel soz konusu-
dur ve bu felsefi temelın algılanabıl-
mesı değerlendırılebılmesı ıçın de vı-
ne felsefı bırbakış açısı gerekmektedır
Kıtle ıletışımı teksesliliğindeğıl çok-
sesliliğin egemen olduğu bır alandır
Geçmışte "iktişim"' yerıne daha çok
"bildirim" vardı vetoplumlarbubıldı-
nm doğrultusunda vonlendınlıyorlar-
dı Bıldınm boyutunun aşılabılmesı
ancak ortaçağ duşunce kalıbının yıkıl-
ması>laolanaklıhalegeldı Aslındayı-
kılan "Tanrı merkezlı" duşunce kalı-
bı\dı Boyle bır kalıpta ik'tışim ın iJe-
ti ve ileti'nın bildirim e. bildirim ın
bikJiri >e buyruk a donuşmemesı soz
konusu olabılır mı9
Nıtekım bunun aşı-
iabılmeM bu anlayışın yaslandığı du-
şunce kalıbının yıkılmasıyla gundeme
gelebıldı ancak Işte Avdınlanma çağı,
bu kez merkeze "insaıTı aldı Bo> lece
emır v e bıldınm de ıletışıme donuşmuş
oldu Tekseslılık sona erdı. yenne çok-
seslılık geldı
Ne varkı kımı toplumlarve toplum-
sal duzenler Avdınlanma'ya karşın
merkeze "inanç"ı va da "önder"! aldık-
lanndan, çokseslılığın ıletışımı >enne
tekseslılığın bıldınmını temele kovdu-
lar Bo>le bır telsetı temele yaslanmış
toplumların bıldınm temelınde bır va-
pılanma ıçınde olmjları kaçınılmazdı
OsmanlıDevletıde Avdınlanma'nın vol
açtıgı tum sarsıntıları yaşadığı halde
tekseslı-bıldmmcı yapısını korumak
ıçın ınatla çaba gosterdı Kuşkuya ve
çokseslılığe kapılannı sıkı sıkıya orte-
rek merkezınde buyurganın \er aldığı
bır toplumsal duzen anlayışıvla buv-
ruk-bıldırım ışleyışını surdurdu
Osmanlı da bunun aşılabılmesı. 1923
Anadulu A\dınlanması'ylaolanaklı ha-
le gelebıldı ancak Cumhurıyet buyur-
ganı merkezden kaldınp "yurttaş"ı yer-
leştırdı verıne Bov lece tekseslılık yıkı-
lıp \enne çokseslılık getınldı Bu aynı
zamanda toplumumuzda kıtle ıletışi-
mındeyenı bıraçıhmı dılegetınyordu
Adım adım sağlanan demokratık bır
çokseslılık ortamında ıletışım araçları
da çeşıtlenme eğılımı gosterdı Devle-
tınyavınorganldrınınyanısıraozelga-
zeteler ılk kez bu çokseslılık ortamın-
da seslennı du>urdular
<\ma 1923 <\nadolu Aydınlanma-
si nın getırdığı kenttaş-yurttaş merkez-
lı o çokseslı kavra> ışa karşın. toplumu-
muz Meiih Cevdet \nda\ 'ın ısrarla v ur-
guladığı gıbı "Tdsefesiz" bırtoplumdu
Kuşkuya yer vermıyordu ama buyur-
ganakorukorunebağlı kalarakçokses-
lılığe kulaklannı tıkayabtlıvordu Bu
nedenle karşıde>rimciler, kitle ıletişim
araçlannı bikiirim-buv ruk araçları na
donuşturmek doğrultusunda rahatça
\ol aldbıldıler llgınçtır bu turtekseslı
bıldınm gınşımlen. ustelık çokseslılı-
ğın bır gereğı ımış gıbı sunuldu toplu-
ma
Devlet radyo ve televızyonunun ar-
dından ozel rad>o ve televızyonların
gundeme gırmesı ne yazık kı durumu
pek değıştırmedı Hıf/.ıTopu/'un da bır
yazısında değındığı gıbı, bugun medya.
ozellıkle gorsel alanda, bın kanalla ya-
vın >apan, ama hep aynı sözu soyleyen
bır sanay ı dev ı halınegelmış bulunuyor
Bu durum tekseslılığın gostergesı de-
ğıl mıdır' Kuşkusuz bu anlayış da fes-
letı bırtabana oturmaktadır Ozellıkle
son yıllarda ABD'yı her alanda tyıce
bıçımlendırmış olan pragmatizm (ya-
rarcılık). aynı zamanda medya ıçın de
uygun bır taban hazırlamış gorunöyor
Insanları, sınırsız sahıplenme duygu-
suyla ımparatorluklar kurma duşlerıne
kaptıran bu pragmatıst anla>ışta med-
yanın çokseslı kalabılmesı olası mıdır'
Bu ozlemle çakışan bır medyanın so-
nuçta kendısı ıçın bır ımparatorluğa
>oneleceğı açık değıl mıdır'
Medyanın felsetesı, medya felsefesi
ve med>a ıçın felsefe sonuçta aynı bır
felsefı tabana oturan olgular zıncırıne
donecektır Banş ıçın savaş dıyen sa-
vaş ıçın sılah ureten ama banşçı oldu-
ğunu savlayan dongusel duşuncedc ol-
duğu gıbı meyda da yalnızca kendısı
ıçın özgur olacak, bu ozgurluk medya
ıçın kullanılacdk. sonuçta bırey mer-
kezden kaydınlıp, bu kez de merkeze
yenı bırbuyurgan yanı medyanın ken-
dısı yerleştınlecektır Sonuç ortadadır
Çokseslılıkten gen donulmuştur Bıre-
yın demokratık hak ve ozgurluklerı,
kendılerı adına. medya tarafından kul-
lanılmaya başlamıştır
Tıpkı karanlık çagda olduğu gıbı bu-
tun dunyada felsefesız bır toplum yarat-
ma doğrultusunda adımlaratıldığı açık-
ça görulmuyor mu7
Bu gıdışın hızlana-
rak surduğunu gormemek olası mı9
Ne
varkıvınede her toplum, kendı bunye-
sındekı medyaorgusu ıçınde ınsan mer-
kezlı çokseslılığın alanı kıtle ıletışım
araçlanna dd sahıp' Işte Cumhurivet
gazetesi Turkıye'de yetmış vıldan bu
yana, bu doğrultuda ya) ın > apan bır ga-
zete
Cumhunvet dunyanın başka benzer
yayın organlan nda da görulduğu uze-
re, yurttaşların gazetesıdır yalnızca
Cumhunyet ın yazarlan, ımparatorluk
duşlen kurmaz1
Çokseslılık onlann\a-
şama bıçımıne donuşmuştur Medya-
nın prdgmatıst hastalığı ıçın başlangıç
zemınını oluşturan reklam-lotarya-pro-
mosyon-raıtıng açgozlulugu onlann bı-
lıncını koreltmemıştır Ne kendılen ne
de başkalan ıçın okurlannı satarlar' Ik-
tıdarların ya da sıyasal orgutlerın ya da
holdınglerın çıkarlarıyla ne kendılennı
nedegazetelerını butunleştınrler Tam
tersıneonlar, felsefelıbırtoplumolabıl-
memız ıçın yoğun çaba harcarlar Sık
sık felsefeden soz açarlar yazılarında
Bu yuzden tekseslılığın buyurganlan
sevmezonlan' Engellerçıkanrlargaze-
tcnın onune uğraştırmak ısterler Cum-
hunyet ı'Tekamaç ozgürluklennbek
çısı gıbı gorunerek, tekseslılığın ege-
menlığındekı ımparatorluklannı sur-
durmektıronlar ıçın'
lyı ama. hıç yıkılmayan ımparatorluk
duydunuz mu sız' Her bın sanayı devı
olan medya ımparatorluklan karşısın-
da, Cumhunyet'ın tek gucu, felsefesın-
den kaynaklanıyor ışte Felsefesi, "feJ-
sefesiz toplum" olan medyanın karşı-
sında "felsefeli toplum" yaratma doğ-
rultusunda, uç kuşaktır uzenne duşen
sorumluluğu yenne getırmenın kavga-
sını venyor Cumhunyet1
Bu elbette bır aydınlanma kavgası-
dır aynı zamanda'
ARADABİR
RECEP BILGINER
Rüşvet, Talan, Soygun...
Buyuk tıyatro adamımız Muhsin Ertuğrul, bırden par-
layan ya da uçkâğıtçılık yoluyla mevkı ve para sahıbı olan-
lar ıçın "Sen sonuna bak'" derdı
Ölumsuz ozanımız Yunus Emre, çok ılerı gıdenlerı, "Ya-
vuzluk taslama sakınl Ölum sana senden yakın" dıye uya-
rır, sonra kendısı gıbı olumsuz şu dızelen soyler
Nıce ata bınenler yere duştu
Nıce benım dıyene sınek uştu
Halkımız da yuz yıllar boyu boşuna soylememış, geçen
zaman ıçınde her şeyın boşluğa duştuğunu anlatmak ıçın
"Ol saltanatın yeller eser şımdı yennde" dıye
Yukanda yazdığım ve yazmadığım nıce sozler, deyımler,
son gunlerın yolsuzluk olaylan, ulkenın yenıden bınncı so-
runu olunca, aklıma geldı "Nıce hacıların haçı suya duş-
tu" esprısını doğrulayacakbıçımde, nıce yanına yaklaşıla-
mayan, yaklaşılsa bıle burnundan kıl aldırmayan kışılenn,
polıs sorgusunda savcılık kovuşturmasında ter dokerken
kuçulduklerını gordum televızyon ekranlarında
Şehırienn sokaklannda, anayollarda sel sulan gıbı akıp
gıden bu pıslıkler, sosyal sağlığımızla bırlıkte, ulkenın but-
çesını de kemınp durmuş yıllar yılı Şehrın gobeğınde, bır
gece vaktı, bu pıslığın bınlercesınden sadece bınnın uze-
nne kurşun sıkıldı da olaylardan habenmız oldu Haberı-
mız olmayan kımbılır daha nıcelen var Vah devletımıze,
vahlar ulusumuza vahlar yasalarımıza, hukumetımıze,
Meclısımıze
1
Devlet adamlan ya da devlette gorevlı olanlar, ılk ruşve-
tı ne zaman aldılar^" Bızde ne zaman başladı? Yaşımız ne
olursa olsun, sozcuklenn anlamını çozmeye başladığımız
andan ıtıbaren hep duymuşuzdur ruşvetı Omrumuzun,
hemen her aşamasında, kulaklanmız ruşvet hıkâyelenyle
dolmuştur Gazetelerde okumuşuzdur radyolardan duy-
muşuzdur Artık televızyon sayesınde bu hıkâyeler odamı-
zın ıçınde Ama o ne"? Once kıyamet kopmuş gıbı yer ye-
rınden oynadı, sonra uyuşturucuya alışır gıbı kanıksadık
Buyuk olay patlamadan once, bazı mılletvekıllennın, vatan-
daştan ış bulma vaadıyle ruşvet aldtklarını duyup okuma-
dık mı? Ne oldu'' Uykuya yatırıldı
Padışaha ılk ruşvet Şımdı Macarıstan sınırlan ıçınde ka-
lan Peç şehrınde yaşadığı ıçın Peçevı dıye anılan Ibrahim
Efendi, unlu tarıhınde bakın nasıl anlatıyor padışaha ruş-
vet verıldığını Peçevı kendısı gıbı tanhçı olan Alı Efendı'nın
kıtabından aktararak bu ruşvetı şoyle anlatıyor "Padışa-
hın odasından çıkan Şemsı Paşa, sevınç ve neşe ıçınde
çevresıne şoyle der Bugun, ceddım Kızılahmetlılenn ocu-
nu Osmanoğullanndan aldım Onlann ocağını sondurecek
bır başlangıç duzenledım Ruşvetı tattırdım Bundan son-
ra onlar ruşvetten gen duramazlar, devletlen de batar "
Boylece, devletın başından alt kademelere kadar, ruş-
vet done done, kımıne gore komısyon oldu, kımıne gore
hedıye Pıslık yayıldı, yaygınlaştı devlet duzenındeyaşam
bıçımı oldu Sorgulamalar, araştırma komısyonlan, kamu-
nun tepkısı kısa surede, ortaya çıkan ruşvet olaylannı, bır
sonuca bağlayacak mı? Bu kırlılığı dunyanın butun temız-
leme sulan gelse temızleyebılecek mı9
Daha bılmedığımız,
bılemedığımız yolsuzlukları ortaya çıkaracaklar mı^
Bu sorulara yanıt aramadan once yapılacak tek şey şu-
dur Once hukumet ıstıfa eder Arkasından Turkıye Buyuk
Mıllet Meclısı uyelerı Tek kurtuluş yolu yenı bır seçım ya-
sasıyla yenı bır devlet çarkı duzenlemesıyle, parlamento-
yu yenılemektır Bunca yolsuzluk ıddıalanna bu derece se-
yırcı bır parlamento artık, mıllı ıradeyı, daha genış anlam-
da mıllı vıcdanı temsıl etme şansını yıtırmıştır
Harice tard edin!
Prof. Dr. MESUT GULMEZ
Y
ıl, 1923 Şark Şımendıferle-
n ışçılen 2 aralıkta bırgrev
başlatmıştır Bu grev dolayı-
sıyla Yusuf Akçura, Mah-
mut Celal, Ali Rıza v e Meh-
met Emın beyler bır sozlu
soruonergesı vermıştır Onergede "bugibı
vakalann imkân dairesinde onünu almak
için en muhım tedabırden nıadut (onlemler-
densavılan)mesaı(ış)kanununun" Meclıs'e
ne zaman sunulacağı ılgılı vekıllerden sorul-
muştur Malıye Vekılı HasanSaka'nın açık-
lamasına gore. cumhunyetın ılk yasa tasan-
sı. Meclıs"ın hukumetten ısteğı uzenne "15
gun zarfmda ihzar ve ikmaJ" edılerek Mec-
lıs'e sunulmuştur Grev uzenne ıvedı olarak
hazırlanıp 1924'un başında gundeme alınan
tasan önce Iktısat Encumenf'ne göndenl-
mıştır Tasannın komısyondan Meclıs"e ye-
nıden gelmesı ve goruşulmesı ıçın ıkı > ıla ya-
kın bır sure geçmıştır Tasannın komısyon-
ca değıştınlen metnı ıse ancak 192*» sonla-
nnda Meclıs'te gonışulmeye başlanmıştır
Nevarkı uçyıl kadarparlamento gundemın-
dekalan. komısvonlardabekletılıpoyalanan
tasannın goruşulmesı sırasında tepkıler yo-
ğunlaşmış ve tasannın sorunla ılgisi olma-
yan otekıkomısvonlaradagondenlmesı ıçın
onergeler venlmıştır Işçı sorununun yıllar-
dır savsaklanmasına karşı çıkan Zonguldak
Mebusu Tunalı Hilmi Bev 'ın bu tutuma gos-
terdıgı tepkı çok anlamlıdır
"Reis Bev, Haricivt Encumeni'ne de hava-
le ederscnız oradan harice tard edilir (kovu-
lur), bir daha burava gdmez."
Yetmış v ıl once soylenen bu sozler, DYP-
SHP ortak hukumetlennın, memur sendıka-
cılığı konusunda uç vıldır ızlevegeldığı her-
kesçe bılınen ovalama polıtıkalan ıçın de ge-
çerlı değıl mıdır
0
ILO genel konferansına
endekslı olarak yurutulen yasa taslağı hazır-
lamaçalışmalan( I) ancak 13 Ocak I994ey-
lem ve coplamasından -bır hafta- sonra hü-
kumet gundemıne gırecek bır noktaya ula-
şabılmıştır Hukumetın 15 Nısan 1994'te
TBMM'ye sunduğu tasanyı -Anayasa Ko-
mısyonu'nda oyalandıktan- dokuz ay sonra
ele alan Adalet Komıs>onu aslında tasanda
olmayan grev hakkına ılışkın maddelen çı-
kannakla kalmamış toplusozleşmeye ılış-
kın kurallannın yururluge gırmesını de, 1
Ekım 1997 tanhıne yaklaşık uç >ıl sonraya
ertelemıştır
Şımdı tasanda ne kaldı' Elde kalan, butu-
nuyle 2821 sayılı Sendıkalar Yasası'na ko-
şut bır duzenleme yapma anlayışının urunu
olan, dolayısıylaonayladığımız ILOsözieş-
melenne vesendıkaozgurîuğu ılkelenneay-
kın (omeğın şube mudurlen ıçın bıle sendı-
ka yasağı uluslararası uyelık ıçın hukume-
te "ön denetim" yetkısı ve sıyasal amaçh et-
kınlıktebulunmayasagıgıbı)kurallarıçeren
bırtasandır Yasama surecının ılerleyen asa-
malannda bunlara yenılennın eklenmesı de
olanaklıdır Orneğın, tasannın -ne zaman go-
ruşulecegı bellı olma>an- bır başka komıs-
yonda ya da -ne zaman kabul edıleceğı bı-
lınmeyen - parlamentoda sendıka hakkıyla
ılgılı kurallann 1 Ekım 1996'dan başlayarak
yururluge gırmesı öngorulebılır
1
Ancak sanıyorum kı tasan boyle bır ıçe-
nkle kabul edıldığınde Sayın Cumhurbaş-
kanı'nın vetosuyla karşılaşacaktır Çunku
Savm Demırel 1991 genel seçımlen once-
sınde onaylanan ILO sozleşmelenne uvul-
mamasından yakınarak aynen şunlan soyle-
mıştı "Bakın, biz ne yapryoruz? Devletimi-
zin adına ımza atıvoruz. Bu ımzalar atıldığı
verde kalıvor. (...) Onavlamak kâfi değıl (..)
Işkmesı la/ım. İşlenmorsa.dedığını vapma-
>an devlet saygın değıldır. Biz dev letı savgın
yapacak (...) bu haklan temınataftına ahnz."
Aynca bu vasa tasansının çok savıda aykı-
n kurallar ıçerdığı 87 ve 98 sayılı sozleşme-
ler de başkanı olduğu hukumet donemınde
onaylanmıştır Dolayısıyla da. devletın say-
gınlığinı korumak ıçın, Savın Cumhurbaşka-
nı'nın devlet adına attığı ımzalar, umuyo-
rum kı atıldığı yerde kalmayacaktır
Devlet-memurılışkılen vegeleneksel me-
mur anlavısı, memur sendıkacılığının top-
lumsal yaşamdakı vennı aldığı son dort yıl-
dan ben bır donuşum geçınnektedır Ancak
demokrası ve ınsan haklan eğıtımınden geç-
memış, demokrası kulturunden yoksun sıya-
setçıler bu donuşümu kavrayamamıştır bu
tutumlanyla kavramalan da beklenemez
Memurların sesıne kulak vermeyen. "de-
mokratikduydriılık"tan uzak partı ve huku-
metler, "ozgür vurttaş" kımlığıyle demok-
ratık ıstemlennıdılegetıren memur sendıka-
lannıcıddıyealmamış vaatlerlegeçıştırme-
yı alışkanlık edmmışler sorunu ıkıyuzlu po-
lıtıkalarla çozeceklennı sanmışlardır
Bo> lesı bır vaklaşım tam tersıne, memur
sorununun çozumunu guçleştırmektedır
Çatışmacı sureçlenn daha da tırmanma-
sına yol açan bu yaklaşım kamu hızmetının
gorulmesını de olumsuz yonde etkılemekte-
dır Memurun "devleti somutlaşftran kişi'"
olduğu yolundakı, onu dev letle ozdeşleştıren
geleneksel katı anla>ışın değıştığı tum ılen
ve demokratık ulkelerde yanm yuzyıldan
ben geleneksel statu anlayışının, katılma ve
sendıkal haklarla bagdaştınldığı unutulma-
malıdır Memurlann sekızyıldırsurdurduk-
len savaşımla sağladıklan kazanımların çok
gensınde bır duzenleme vapmanın çıkanl-
madaneskımış aşınmış veaşılmışbır>asal
duzenlemenın "memur sorunu"nu çozeme-
yeceğı tersıne. sorunlan arttıracağı bılınme-
lıdır Yıne çok ıyı bılınmelıdır kı, ovalama
amacıyla hazırlanan zam tasanlanvla da so-
run çozulemez Sağlıklı. kalıcı ve çağdaş ço-
zum memurlan "kapıkulu" değıl "ozgur
vurttaşlar*" olarak goren devletın ustlendı-
ğı vukümlüluklere uvgun \e attığı ımzalara
yaraşır düzenlemeler vapmaktan geçer
(1) Mesut Gulmez Turkıvede Memurlar ve
Sendıkal Haklar 1926-1994 TODAİE \n-
kara 1994 s 223 vd
PENCERE
İLAN
T.C.
TÜRKELİ ASLİYE HUKLTC
ıMAHKEMESİ'NDEN
1993 127
Davacılar Yaşar Duygulu ve Dursun Duygulu vekıllerı
tarafından davalılar Doğan Özturk Sabrı Ozturk A Ilhan
Oztürk Hatıce Ozturk, Ümıt Ozturk ŞukruAtalav (Ozturk)
Nerıman Efe (Ozturk) Munevver Dınçel (Ozturk), Penhan
Denız(Özturk),HanıfeTurkan(Ozturk) Se\ımAyşeSonmez
(Ozturk), Meral Karacan Fatma Bınnaz Karacan Emel
Demırcıoğlu haklarında açmış olduğu kadastro tespıtının
ıptalı davasının yapılan açık duruşması sırasında davalılardan
Sabrı Ozturk, A Ilhan Ozturk Umıt Ozturk Şukrıye Atalav
Ozturk Nenman Efe Ozturk, Sevım Ayşe Sonmez (Ozturk)
Meral Karacan Fatma Bınnaz Karacan ve Emel
Demırcıoğlu na duruşma gunu ve dava dılekcesı ıçenklı
teblıgat bugune rağmen teblığ edılemedığı anlaşıldığından
adı geçen davalılann duruşma gunu olan 22 03 1995 gunu saat
9 da va mahkememızde bızzat hazırolmalan, ya da kendılennı
bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde duruşma gunu ve
dava dılekcesı ıçenklı teblıgatın kendılenne teblıg edılmış
sayılacağı keza dava dılekçesını de ıkraretmış sayılacaklan
ılanen teblığ olunur
Basın 7579
c o p y w r i t e ®
a ® t d i r e c t o r
t e a m
If you have experıence ın the advertısıng ındustry,
and vvould lıke to develop your creatıve skılls and
mastery as a team wıthın Ultra, please call, ın confıdence,
Hakkı Mtsırltoğlu on 273 11 98
not later than February 24, 1995. U L T R A
İÇMİMAR
Proje grubumuzda
gorev almak uzere
İÇMİMAR
arıyoruz.
YAPART A.Ş.
266 78 04-27234 22/23
Nüfuskağıdımı ve
ehlıverımı ka>bertım
Hukumsüzdur
KE\14LT4\Rl\ERDt
Nufus cuzdanımı ve
ehlıvetımı ka>bettını
hukumsüzdur
TALİ\HEKİ\1)A\
BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1994/546
Mahkememızce venlen 3 2 1995 tarıh 1994 546 esas 1995 79 sayılı karar ıle Bakırkoy ılçesı Sakızağacı Mah cılt 051 08 sayfa 37-38
kutuk 926 danufusa kayıtlı Kıgonk ıle Melıne den olma 1936 dog KazarosTerzıvan ın hacıraltınaalınmasına kendısıne Istanbul ılı F-atıh
ılçesı Sancaktar Havrettın Mah cılt 060 1^ savfa 10 kutük 1199 da nufusa kavıtlı 1938doğ kardeşı \ydaAsaryan ın vası olarak tavınıne
karar venldığınden ışbu vası karanna ıtırazı olanların kanunı sure ıçınde ıtıraz edebıleceklerıne ıtıraz vakı olmadıgı takdırde hukmun aynen
kesınleşeceğı teblığ venne kaım olmak üzere ılan olunur Basın 7694
Amerikancı Müslümanlığın
AnlamıL
Bızım tatlısu aydınımız bukalemun gıbıdır, değışen or-
tama uyum sağlamakta bıre bırdır, zamaneye gore renk
değıştırmekte ustune yoktur
Tatlısu aydını bır değıl, on değıl, maşallahı var ruzgâr
horozlannın
Sosyalızm "moda" ıken, burnundan kıl aldırmayan tat-
lısu aydını, "neolıberalızm" ağır basınca "moda'ya ayak
uydurmakta gecıkmedı.
Yann ne olur?
Allah bılır *
En zehırzemberek komunıst, bugun en hızlı Amenkan-
cı, serbest pıyasacı, Islamın erdemlennı yenı keşfedıyor,
patronun gozdesı
Eskıden sosyalızmden soz açtığında tatlısu aydınının
gozlen çakmaklaşır, bıyıklan varsa dıkılır, yoksa ağzı bur-
nu oynardı, bugun 'neolıberalızm' dendığınde, bızımkı
kraldan daha kralcı, oteden ben sermayecılığı savunan-
ları çoktan solladı, solcu ya, elbette sollayacak
Dun sosyalıst taklıtçısıydı
Bugun neolıberal mukallıdı
Çunku gerçek bır kışılığı yok, zamaneye göre yelken
açan bır zavallı
•
1989-90 yıllan, ınsanlık tanhının donum noktasıdır, Ber-
lın Duvan'nın yıkılması ve Sovyetler'ın dağılmasıyla dun-
yada çok şey değıştı, Amenka'nın "Yeşıl Kuşak Kuramı"
anlamını yıtırdı
'Yeşıl Kuşak' neydı?
Eskıden "komumzm tehlıkesı"ne karşı, ABD, Asya'da
bır "GuvenWcKr
uşa0'"oluşturmayaçalışıyordu Komunız-
mı guneyden çevreleyen zıncınn halkalan, Turkıye, Iran,
Afganıstan, Pakıstan, Bangladeş'ten oluşuyordu
Sovyetler yıkılınca, Çın rotayı değıştırınce, 'Yeşıl Ku-
şak'm ışlevı kalmadı
Bugun bır başka dunya var
2000'e yaklaşan dunyada "komunızm tehlıkesı" kalma-
dı, Batı'ya yenı bır "duşman" gerekmıyor mu .
Nedır o?
Koktendıncılık1
"Yenı Dunya Duzenı "nde hızlanan kapıtalızmın somu-
rusu islam coğrafyasında yaşayan yoksul halkları, hızla
şerıatçılığa doğru ıtıyor, Cezayır'den Mısır'a, Bangla-
deş'ten iran'a değın her ulkede koktendıncılık guçlenıyor;
Avrupa'ya ve Amenka'ya uzanan etkılerı Batı'yı urkutu-
yor.
Amenka, koktendıncılığe karşı Muslumanlık coğrafya-
sında sozde "ılımlı lslam"\a ışbırlığı yapıyor
Suudı Arabıstan'da yaptığı gıbı
Kuveyt'tekı gıbı
•
Bır ulkede şenatçılığın devlet duzenıne donuşup donuş-
memesı, Batı'yı ılgılendırmez
Kapıtalızmın ya da neolıberalızmın "Yenı Dunya Düze-
m" ıçınde, Suudı Arabıstan ya da Kuveyt gıbı ulkeler, çar-
kın dışlılennı oluşturur Batı, emperyalızmın somurusune
karşı dınsel ıçenklı bır başkaldırı sayılan koktendıncılığı
kendısıne dert edınıyor
Amenka'nın şımdıye değın Turkıye'dekı sıyasetı, sağcı
sermaye partılerını desteklemek laıklığe karşıt akımlann
sandıktan çıkmasını sağlamak sola karşıt devlet polıtı-
kalarını gozetmektı.
VVashıngton, bundan boyle ulkemızdekı Islamcı akım-
lar karşısında seçıcı olacaktır
•
Tatlısu aydını, hemen bu kokuyu aldı, çunku VVashıng-
ton'dakı patron hapşırdı mı. bızımkı "Çokyaşa"deyıp, gö-
revını hemen ustlenır, hızmete başlar
'Medya'da "Fethııllah Hoca"ya guzellemeler, kasıde-
ler, methıyeler neden yazılıyor"
7
Amenka'ya dırsek çevırmeyen şenatçılığın Turkıye'de
şansı daha mı fazla
9
Yaşayarak oğreneceğız
TEŞEKKÜR
UĞUR
MUMCU
yaşamı boyunca, bu yurdun
insanları ve onların örgütlü gücü
için çalıştı. Öldürülüşünün ikinci
yılında yurtiçinde ve yurtdışında
yapılan anma etkinlikleri, onun
ilkelerini yaşatma ve mücadelesini
sürdürme kararlılığını bir kez daha
ortaya koymuştur. Bu etkinlikleri
düzenleyen ve etkinliklere katılan
tüm kişi ve kuruluşlara halktmızın
birliği ve aydınlanması adına
teşekkürlerimi sunarım.
GÜLDAL MUMCU
UĞUR MUMCU ARAŞTIRMACI
GAZETECİLİK VAKFI
Eski Pazarören Köy Enstitüsü
mezunlanndan
Eğitim emekçisi
HASAN CAN BOLAT
vefat etmiştır. Tüm dostlanna duyurulur.
18/02/1995
AİLESİ