Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞUSAT1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Doğalgaz tüketimi
artacak
• A\kARA(AA)-
Türkı>; nın halen yıllık 6
mılyaraetreküp
dolayırcakı doâalgaz
tûketımnın 2000 yılında 20
mılyaraekteküpe ulaşması
bekletr.or. Enerji ve Tabii
Kaynaiiar Bakanlıgı 'nın
araştımasında. Türkiye'de
doğalgi; tûketiminin hızla
arttığı mrgulanırken. çeşitli
sektörle: ve büyük yerleşim
bölgekrnin dogalgaza olan
talebınır. yüksek olduğu
kaydedldi. Araştırmaya
göre. Torkiye'de 2010 yılı
sonuna kadar toplam birincil
enerji a."zı içinde doğalgazın
payının yaklaşık üç kat
artması (>ekleniyor.
Serbest bölge
döviz kapısı
• ANT\LYA(AA)-
Antalya Serbest
Bölgesınden. Avrupa
Birlığı (ABlülkelerine
geçen yıi, toplam 22 milyon
669 bın dolarlık tekstil ve
sanayi ürünleri ihracatı
gerçekleştınldı. Antalya
Serbest Bölge Müdürü
Mustafa Karakuzey, yaptığı
açıkiamada. "Serbest
bölgemiz. döviz kapısı olma
yolunda kendini göstermeye
başladı" dedi. Karakuzey,
toplam 553 bın 321
metrekare alana sahıp olan
serbest bölgede. 31
yatınmcı ve kıracı firmanın
faahyette bulunduğunu
kaydetti
87 organize
sanayi bölgesi
kuruhıyor
• ÇANAKKALE (AA) -
Sanayi ve Tıcaret Bakanlıgı
Sanayi Bölgeleri Etüt Proje
Dairesi Başkanı Erdoğan
Özbay, Türkiye'de mevcut
32 organize sanayi bölgesine
ek olarak 87 yeni sanayi
bölgesi daha kurulacağını
bildirdi. Makine
Mühendisleri Odası
Çanakkale ll
Temsilciliği'nce düzenlenen
"Organize Sanayi Bölgeleri
ve Çanakkale" konulu
panelde bölgesinin sanayi
planlı gelişmesinde önemli
katkıda bulunduğunu
söyledı.
Etibank,
Moğolistan'da
• ANKARA (AA)-
Madencılik alanında büyük
deneyimı bulunan Etıbank.
Moğolistan'daki gümüş
yataklannm üretimi ve
işletilmesi konusunda. bu
ülkeye teknık yardımda
bulunacak. Moğolistan
Jeoloji ve Maden Bakanlıgı
ile Etibank yetkilıleri
arasında Ankara'da bir süre
önce yapılan görüşmelerde,
Moğolistan'daki gümüş
yataklannın üretilmesi ve
işletilmesi konusunda
işbırliği yapılması
kararlaştınldı Etibank
Madencilık Genel Müdürü I.
Hakkı Aslan, konuya ilişkin
yaptığı açıklamada
Moğolistan'ın. büyük
miktarlarda zengin gümüş
rezervine sahip olduğunu.
bu yataklardakı üretım ve
işletme konulannda
Moğolistan ile ışbırliğine
gidiTeceğini biidirdi.
Sebze fîyadarı ede yarışıyor
HÜLVAGENÇ
Turfanda sebze fiyatlan etle
yanşıyor. Etin kılosu ortalama
210 bin lira civannda seyreder-
ken, dolmalık biber 200 bin lı-
radan. taze fasulye 180 bin lira-
dan alıcı bekliyor. Öncekı ay fı-
yat artış rekoru kıran salatalı-
ğın, önümüzdeki ay düşmesı
bekleniyor. Turfanda sebze fi-
yatlan 200 bin sınınna dayandı.
10 gün içinde yüzde 40 ila 10
oranında artan turfanda sebze
fiyatlannın kısa vadede ucuzla-
ması beklenmiyor.
Turfanda sebze fiyat artışını
üretım azlığına bağlayan tstan-
bul Meyve Sebze ve Komisyon-
cularDemeği Başkan Yardımcı-
sı Sedat Toktürk. üreticinin ge-
tirisi olma> an ürünlerden kaçın-
•Turfanda sebze
fiyatlan 200 bin
sınınna dayandı. Etin
kilosu ortalama 210
bin lira civannda
seyrederken, dolmalık
biber 200 bin liradan,
taze fasulye 180 bin
liradan alıcı bekliyor.
Sebze fiyatlannda 10
gün içinde yüzde 40
ile 70 oranında artış
gözlendi.
dığını vurguladı. Seralarda do- yeşü, bir siyah" olarak nitelendı-
mates yetiştirmenin üretici açı- rilen dolmalık biber, sı\Tİ biber.
sından daha verimli ve kolay ol- çarliston, taze fasulye ve patlı-
duğunu anlatan Toktürk. "Dört canın düşük verimli ürünler ol-
Sebze fiyatlannda yangın (\
31 Ocak lOŞubat A 4
Doimatik biber
Taze fasulye
Sivri biber
Çarlison
PatJjcan
Kabak
Saiatalık
120.000
110.000
90.000
75.000
90.000
36.000
65.000
200,000
180.000
110.000
85.000
105.00^1
50.000"""
80.000 \
duğuna dikkat çekti. Domates
ile diğer turfanda sebze ürünle-
nnin üreticiye getirisini karşı-
laştıran Toktürk, domates eki-
mimn dığerlenne göre 4 kat da-
ha venmlı olduğunu kaydetti.
Domatesin her gün ürün verdı-
ğini hatırlatan Toktürk, "4 yeşil
olarak nitelendirilen sebzeler
her gün ürün vennez. Fiyat ne
kadar yüksek olursa olsun, ba-
kımınm zor, verimliliğinin dü-
şük olması ürcticiyi korkutur.
l rerici bu sebzeleri ekmekten
kaçınır" diye konuştu.
Ramazan ayı nedenıyle tur-
fanda sebzeye olan talebin art-
tığına da dikkat çeken Toktürk,
bu durumun fiyatlan tırmandır-
dığını kaydetti. Turfanda sebze
fiyatlannın uzun bir süre düşe-
ceğini tahmin etmediklerini bil-
diren Toktürk. Bayrampaşa
Merkez Halı'ne giren toplam
turfanda sebze miktannın 5-6
tonu geçmedığini açıkJadı.
Aktaş, asılsız açıklamalar yaptığı gerekçesiyle EMO üyesi Celepsoy'u mahkemeye verdi
Aktaş, şiıiKİi de masıım rolünde
AHMETÇELİK
"Aktasa Hayır" kampanyası mahkeme
yolunda. Aktaş, şırketi zarara sokmak
amacıyla izinsiz toplantılar düzenlediğı.
asılsız beyanlar verdığı gerekçesiyle
Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul Şu-
besı Yönetün Kurulu Üyesi Erol Celep-
soy hakkında suç duyurusunda bulundu.
Aktaş tarafından Celepsoy hakkında Ka-
dıköy Cumhuriyet Savcılığı'naverilenşi-
kâyet dilekçesinde yapılan suçlamalar
şöyle sıralandı:
"Kamu alacağı olan elektrik tüketim
borçlanmn görevü şirket olan Türkiye
Elektrik L retim lletim A.Ş. tarafından
tahsilini engeüemek. şirketin idari ve ma-
li haklanna zarar vermek, kamu düzent-
ni bozmak. şirketin ticari faaliyetlerini en-
geilemek, şirketi zarara sokmak için izin-
siz toplantılar düzenlemek ve pankartlar
açmak. gazetelere asılsız beyanlarda bu-
lunmak ve halkı şirket aleyhine tahrik et-
mek."
25 Aralık 1994'te yapılan suç duyuru-
su ile ilgili olarak ifade veren Erol Ce-
lepsoy ıse, suçlamalan kabul etmediğini
beyan etti. lfadesinde kamu kurumu nite-
liğindeki odanın yönetim kurulu üyesi
olduğunu belırten Ceiepsoy. kendini şöy-
le savundu:
"Kamunun ve üyelerinin çıkarlannı sa-
vunmakla görevü olan odanınyönetim ku-
rulundaki bir üyesi olarak sektörümüzün
enerji dalınıflgiiendirenAktaş Elektrik'in
uyguiamalannı, yapbğı haksız kazançla-
n kamuoyuna büdirmek görevlerim ara-
sındadır. Bu nedenle konuyla ilgili basın
mensuplannın sorduklan sorulara tara-
fimdan cevap verilmiştir. Asılsız be>an ver-
mek, açık yerlerde toplantı yapmak, pan-
kart asmak, şirkete zarar vermek. kamu
düzenini bozmak, şirketin ticari faaliyet-
lerini engeilemek gibi şevler söz konusu
değüdir."
Celepsoy, Aktaş'ın halen Danıştay'ın
kesinleşen hükmüne göre sözleşmesi ip-
tal edildiğinden hukuku çiğneyerek göre-
ve devam ettiğinı de hatırlattı.
Aktaş/tan savnnma
Aktaş Elekmk Genel Müdür Yardım-
cısı Fanık Acuner. ise "Neden dava aç-
tinız" sorusunu, u
Yetti arük"dıye yanıt-
ladı.Şimdiye kadar yapılan açıklamalar
konusunda ağızlannı açmadıklannı belir-
ten Acuner, Erol Celepsoy'un Aktaş'ın
TEAŞ'a yaptığı ödemeleri nasıl engelle-
diğını "Biz \*atandaştan para alamavınca
TEAŞ'ın parasını vereme>iz- Erol Bey,
açtırdığı da\ alaıia \atandaşlann Aktaş'a
yapacağı ödemeleri engellemeye çalışmıs-
nr" şeklınde açıkladı.
DUNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ /ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
Gayrimenkul Bayat, Tahvil Kalmadı, Kahve Verelim...
G
ayrimenkul piyasa-
larında sıkışan, tah-
vil ve hisse senedi
piyasalanndan elle-
ri yanan fon yöneticilerı, 1994
içinde, meta piyasalarına yö-
nelmeye başladı. Böylece bir
taraftan meta piyasalarında
fiyatlar hızla artarken, mali pi-
yasalar ile meta piyasaları
arasındaki duvarlar daha da
saydamlaşmaya ve dalga-
lanmalarşiddetlenmeye baş-
ladı. The Economist meta fi-
yatlan dolar indeksi, ocak ayı
sonunda (11.02.95), bir yıl
öncesine göre % 36.8'lik bir
artış sergiliyordu. Sanayide
kullanılan temel mallann ve
bunlar içinde metallerin fiyat-
lan ise aynı dönemde sırasıy-
la % 49.6 ve % 74.7 artmış-
tı.
Aynı şekilde bakınn ftyatı %
75, kauçuk % 90 ve alümin-
yumunki de % 120 yüksel-
mişti. İndeksi oluşturan bir-
çok mal (besin mallarının fi-
yatları hariç) dört-beş yıllık
zirvelerdeydiler (The Econo-
mist 21.01.94). Petrol ise
1993 Ekimi ile 1994 Ekimı
arasında %20 değer kazan-
mıştı. Yatırım şirketi Gold-
man Sachs BaşkanYardım-
cısı Steven Strongin "Şu sı-
ralarda bu piyasalara yatırım
yapmanın altyapısını oluştu-
ruyoruz. Piyasalar, 3 ila 5 yıl-
lık biryükselişe hazııianıyor"
diyerek toplam olarak nere-
deyse 7-10 yıllık bir "bull
market"ten bahsediyordu
(Financial Times. 06.02.95).'
ilginçtir ki, bu yazının çıktığı
pazartesi günü, hafta tatilin-
den dönen portföy yönetici-
leri ellerindeki metaları sat-
maya karar vermişlerdi bile,
meta piyasalarında fiyatlar
düşmeye başladı. Bir gün
içinde bakır %8.7, alümin-
yum % 6.87, kurşun % 9.7,
nikel % 8.3 değer kaybettiler.
Hafta sonunda The Econo-
mist (11.02.95) "Meta Piya-
salarında Balo Bittimi?" baş-
lıklı bir makale yayımladı.
Meta fiyatlannda artış
Ekonomik toparlanma
başladığında temel mallann,
talep arttığı için fiyatlan yük-
selmeye başlar. Bu olgu,
1994'teki fiyat artışlarına iliş-
kin bir neden olarak ileri sü-
rülebilir, ama artışın şiddetini
açıklayamaz. Çünkü, birçok
gözlemcinin de işaret ettiği
gibi, özellikleana metallerde,
fiyatların artmaya başladığı
dönemde piyasalarda bir arz
sıkıntısından bahsetmek söz
konusu değildi. Zaten nikel,
alüminyum, kauçuk, pamuk
ve deride arz'ın uzun bir za-
mandır talebin % 15 ila %
20'si üzerinde seyrettiği gö-
rülüyordu. Bir yılda fiyatı %
300 artan kahvede ise don-
dan dolayı ürün kaybı sade-
ce % 10 kadardı. Bu kayıp da
zaten piyasayı en erken bir
sene sonra etkileyebilirdi. (Le
Monde Diplomatique Eylül
1994). Kısacası fiyat artışla-
rında gerçek ekonomiden
kaynaklanan bir arz talep
dengesi değil, bir başka ba-
sınç, spekülatif sermaye ha-
reketleri rol oynadı.
Iki temel eğilim
Burada iki temel eğilimi bir-
birinden ayırmak gerekir sa-
nınm. Biri. portföyleri enflas-
yona karşı heç etme çabası.
ıkincisi ise gayrimenkul piya-
salarındaki hareketsizlikten
ve tahvil piyasalanndakı çö-
küşten sonra, fiyatların ytik-
seldiğini görerek trene atla-
maya kalkan spekülatif yatı-
rımlar. Ekonomik to-
parlanmanın basıncı
ile artacak talebin
enflasyonist bir ge-
lişme yaratacağı
beklentisiyle bir kar-
şı denge oluşturmak
için portföyde temel
mallardan bir miktar
bulundurmak akılcı
bir yaklaşım. Ancak
mali piyasalarda
sermayenin hacmi-
nin ulaştığı dev bo-
yutlar da bir gerçek.
Bu olağan eğilim,
büyük boyutlu ser-
maye hareketleriyle
karşılaşınca da fıyat-
larda bir dalgalanma kaçınıl-
maz oluyor. Orneğin ABD ve
Avrupa'da emeklilik fonları-
nın yöneticilerinin portföyleri-
nin çok değil sadece % 2'si-
ni temel mallara ayınmaya
kalkması halinde, bu mallann
indeksinde %100'lük bir ar-
tış olacağı hesaplanıyor. Bu
heç etme işlemlerine bir de
tahvil ve gayrimenkulden
spekülatif kaçış eklenince,
geçen sene portföylerde me-
taların payının %10, işlemle-
rin hacmının ise %30 arttığı
görülüyor. Işte meta piyasa-
lanndaki bu hızlı fiyat artışla-
nnın arkasında yatan bunlar.
Temel madenlerin, enerji
ürünlerinin ve tanm malları-
nın ağırlıklı olarak gelişmekte
olan ülkelerde üretildiği dü-
Yeni bir yaşam kültürüne çağrı...
E M L A K B A N K A S I ' n ı n A n k a r a B i l k e n t I I K o n u t l a r ı ve B i l k e n t Plaza, sizi yeni ve
düzeyli bir yaşam kültürüne çağırıyor. Bilkent II Konutları, Ankara Beytepe mevkiinde
bahçeli ev ve dairelerden oluşuyor... Komşusu Bilkent Plaza, alışveriş merkezleri, ofisler,
mağazalar, kültür ve spor tesisleri ile Bilkent yaşamına saygın bir yaşam kültürü armağan
ediyor. Şimdi, yeni etap satışlar için uygulanan özel indirimlerden yararlanın.
Bilkent ll'de eviniz|i ve Bilkent Plaza'da işyerinizi alın. Yeni bir yaşama başlaym.
S a t ı ş l a r ı m ı z b a ş l a m ı ş t ı r .
EMLAK B A N K A S I P A Z A R L A M A D A I R E B A Ş K A N L l C l
Uranbul Pazarlama Mudurluju: Tel 0(2121 276 58 34 - 285 19 90
ı Ankara Pazarlama Mudurluğu Tel 0(3121426 04 0 6 - 4 2 7 52 22
l ı m i r P a z a r l a m a M u d u r l u ğ u T e O ( 2 3 2 l 4 4 1 9 0 6 6 - 3 3 6 0 7 5 4 - 2 5 1 3 6 6 4 - 2 5 1
' ve tum Erofak Baakası Şubelerı hırmceinızdedır
36 04
EMLAK BANKASID a h a \J y g a Y j
şünülürse, ilk anda bu fiyat
artışlanndan memnun olmak
gerekir diye düşünülebilir.
Oyle ya 1970'lerde ve özellik-
le de 1980'lerde bu pıyasa-
lardaki fiyat düşüşleri geliş-
mekte olan ülkelerin ıhracat
gelirlerini azaltmış ve yoksul-
luğu arttırmıştı. Ancak, tabiri
caizse kazın ayağı biraz da-
ha farklı... Fiyatlar düşerken
gelişmekte olan ülkelerin
borçlan arttı. Sonra da eko-
nomilerini IMF "Yapısal Uyum
Programlan" altında dışa aç-
maya ve kontrolleri kaldırma-
ya zorlandılar. Şu sırada
önemli bir değişiklik daha ol-
du.
Alıctlar ve satıcılar
Gelişmiş ülkeler, hem kre-
di kaynaklannı kontrol ediyor-
lardı, hem de temel alıcı ko-
numundaydılar. Bu söz konu-
su dönemde alıcılar ile satıcı-
lar arasındaki ilişkileryeniden
şekillendi. Sonuçta, geliş-
mekte olan ülkeler tarafından
kurulmuş olan fiyat ve üretim
denetleme kuruluşları etkile-
rinı kaybettiler, bir kısmı da
yok oldu. Böylece, üreticiyı
bir ölçüde koruyan 18 aylık
kontratlann denetimini vega-
rantısini sağlama mekaniz-
ması ortadan kalktı, alıcının
yükümlülükleri azaldı ve
kontrat süreleri birkaç hafta-
ya kadar indi (Le Monde Dip-
lomatıque age), GATT çerçe-
vesinde, liberalizmin etkisi ve
IMF'nin baskısı ile gelişmek-
te olan ülkelerin üreticilerinin
tüm korunma mekanizmala-
n ortadan kalktı. Spot piyasa-
lan, ürün miktarı üzerıne ma-
nüplatif dedikodular fiyatlan
belirlemeye başladı. Fiyat
dalgalanmaları arttı. Bu ara-
da birçok gelişmekte olan ül-
kenin tanm üretimini ihraca-
ta yönelik olarak yeniden şe-
killendirdiğini ve sınırlı sayıda
ihracat ürünü üzerinde uz-
manlaştığını hatırlarsak üre-
ticilerin global mali sermaye
hareketlerine ve fiyat dalga-
lanmalanna nasıl bağımlı na-
le geldiğini de görebiliriz.
Yoksulluk sınırında ve tanm-
sal topluluklarda yaşayan in-
sanlann ürün fiyatındaki şid-
detli dalgalanmalardan fay-
dalanmalarının ve zararlara
karşı da korunmalannın tek-
nik olarak mümkün olmadığı-
nı ise burada vurgulamaya
gerek yok sanırım.
Mali sermayenin genişle-
mesi, meta piyasalannı da et-
kisi altına alıyor. Bu etki yatı-
nm için "uygun altyapının"
yani türevlerin işleme sokul-
maya başlaması ile daha da
artacak. Böylece mali serma-
yenin dalgalanmaları sadece
"sıcak para" yolu ile değil dış
ticaret gelirlerinin dalgalan-
malarını şiddetlendirerek de
istikrar bozucu etkisini arttıra-
cak. Bu sarsıntılardan, en
fazla, gelir dağılımının alt di-
limlerinde olan üreticiler, ken-
dilerini koruyabilecek kurum-
ların son kalıntılanndan da
GATT Uruguay Raundu ile
yoksun bırakıldıkları için, za-
rar görecekler.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Yaşap Kemal Yargısı
Ekonomi sayfasında "Bu da ne oluyor" demeyin; ol-
mak zorunda. Ülkenin en büyük yazarlanndan biri, belki
birincisi yargılanıyor. O zaman akan sular durmalı, Yaşar
Kemal yazılmalı.
Yaşar Kemal'i ilk kez 1950'lerin başlannda, yıkılmakta
olan Köy Enstitüleri'ne ucu ucuna yetiştiğim günlerde
Cumhuriyet'te yayımlanan röportajlarıyla tanıdım. Dü-
şüncelerimin oluşmasında Cumhuriyet ile Yaşar Kemal
özdeştir; elmayarısıdırlar. Sonra 196O'lı yıllarda, doktora
öğrenimim sırasında Nevv York'un yalnız Büyük Halk Ki-
taplığı'nda değil ilçe kitaplıklarında da (nce Memet'i
görünce sevinçten havalara uçmuştum. Ülkemin bir ya-
zarı, bu ölçüde uluslararası üne ulaşmıştı. Gerçek mut-
luluk buydu. O anda Türkiye Yaşar Kemal'di. Onun gibi
uluslararası üne kavuşan gerçekten çok az sayıdaki sa-
natçı ve bilim adamıydı.
Kısa süreli demokrasi umudunun yerini 1970'lerden
sonra acılar, baskılar, zulümler aldı. Evet, çeyrek yüzyıl
boyunca toplum banş görmedi. Öldürmeler, işkenceler,
tutuklamalar sürdü gitti. Sanatçılar yakıldı, beyinler yen-
di. Onlarca insan düşünce suçlusu olarak hapisleri dol-
duruyor. Bunlar yetmiyor, dağlar devrilmek isteniyor v l
Yaşar Kemal yargılanıyor.
Ey ülkeyi yönetenler; yasamanın, yürütmenin ve yargı-
nın önde gelenleri, bu yüz karası, bu ayıp, yıllar boyu si-
ze yeter. Tarihe geçtiniz. Kuyucu Murat gibi öbür "kar-
deşi kardeşe kırdıranlar" gibi geçtiniz tarihe... Aydınlığın,
gelişmenin, düşüncenin ve üretimin düşmanı olarak ge-
çiyorsunuz tarihe; bebeleri darağacına gönderen, or-
manları ınsanlarıyla yakan, yüz bınleri işkenceden geçi-
renler gibi tarihteki yerinizi alıyorsunuz. Pir Suttan'ı ipe
gönderen Hızır Paşa'dan ne farkınız kalıyor?
Yaşar Kemal'in yargılanmasına konu olan yazılannın
da yer aldığı, toplatılan "Düşünce Ûzgüriüğü ve Türki-
ye" adlı derlemenin Sunuş'unda yer alan "Basın Bildiri-
s/"ni okuyunuz. 4 Ekim 1994 tarihlı Bildiri şöyle:
"Hükümetin 'Terörle Mücadele Yasası'nc/a yapmak is-
tediğı iyileştirme, yetersiz de olsa umut verici bir geliş-
medir.
Hükümet, battığı borç batağından çıkmasına yardım-
cı olacağı düşüncesiyle bir an önce özelleştirme yasası
çıkarmak istemekte, ama 'Terörle Mücadele Yasası'ncfâ
yapılması istenen değişiklikleri yokuşa sünnektedir. Ne
yazık kı sosyal demokrat olduklannı söyleyen bakanlann
çoğunluğu da bu oyuna boyun eğmektedir.
Düşünce açıklama özgürtüğü olmadan hiçbir ülkede
ekonomik kalkınmanın gerçekleşmediği, yalnız Türkiye
örneği ile değil, yüzyılımızda daha birçok ülkenin yaşa-
dıklarıyia da neredeyse matematik bir kesinlikle kanıt-
lanmıştır.
Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; 'temiz eller'
ya da 'temiz toplum' sözlerinin gerçekleşmesi olanaksız
önlemler olarak kalacağı açıktır.
Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; bilimin, sana-
tın, edebiyatın gelişmesinın olanaksız olduğu kesindir.
Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; Türkiye'nin
çözüm bekleyen ekonomik, toplumsal sorunlarının çö-
zülemeyeceği, halkın işe ve aşa kavuşamayacağı açıktır.
Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; iç banşın ger-
çekleşmesi olanaksızdır.
Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; halkın, halk
tarafından, halk için yönetilmesi olanaksızdır.
Terörle Mücadele Yasası -en azından- değiştirilme-
den Türkiye'nin bu bataktan çıkmayacağını, bunun için
bütün milletvekillerinin -ister sağ, ister sol olsunlar- de-
mokrasiye inanıyoharsa, düşünce özgürlüğüne getiril-
miş olan ağır sınıriamaları bir ölçüde kaldıran bu yasa-
nın çıkanlmasına olumlu oy vermeleh gerekir.
Bu yasanın çıkması, Türkiye'nin hayat-memat mese-
lesidir."
•••
12 Eylül faşizmi bir yıkımdır. Öldürmeleri, işleyeni bu-
lunmayan cinayetleri, işkenceleri, tutuklamaları ve sor-
gusuz sualsiz işten çıkarmalanyla tam bir karanlık düze-
nidır. Bu rejimi yaşayanlar olarak çektiğimiz acılara ko-
şut belli kızgınlık noktalarımız vardır. Yargılarımız bulu-
nur.
Oysa, yazılarından birinde Yaşar Kemal ne diyor bili-
yor musunuz? "Kenan Paşa'ya en büyük kızgınlığım da
Türk Dil Kurumu'nu kapatmasıdır"'. Alın size yargı.
Şaşırtıcı değil mi? Yaşar Kemal'in bilgeliği buradadır;
kimi konularda "yargısı" değişik olabilir, doğrusu, olma-
lıdır. Düşün ve sanatta büyüklük budur. Geçerli olanın
ötesinde yorumlarla toplumun ufkunu açmak, yolunu
aydınlatmaktır. "Alnımızdaki kara lekelerin silinmesine
öncülük etmek. Kürt sorunu gibi toplumu derinden sar-
san sorunlara yeni açılımlar, çözüm önerileri geliştirmek-
tır. Yaşar Kemal susturulursa toplum nefes alamaz,
boğulur.
Tıırban ve KBI
özefleştirfliyor
• İhalelerin, teklif almak ve görüşmeler
yapmak suretiyle, pazarlık usulü ile
gerçekleştirileceği belirtildi.
ANKARA (AA) -Özel Ieştir-
me İdaresı Başkanlığı (ÖİB).
yapacağı ıhale duyurulanyla.
Turban'ın üç tesısı ile Karade-
nız Bakır Işletmeleri'nin
(KB l) ikı tesısinı satışa çıkara-
cak.
Ihaleler. teklif almak ve gö-
ruşmeler > apmak suretiy le. pa-
zarlık usulü ile gerçekleştirile-
cek. Edinilen bilgiye göre.
Turban Turizm AŞ 'ye aıt Çeş-
me Oteli ve Aneksi, Çeşme
Otelı lojmanlan \e ICerner Ma-
rina Oteli "saOş", K.Bİ"ye ait
Samsun İşletmesi ile Trabzon
Kutlular Tesisi "varlık satışı"
yöntemiyle özelleştirilecek.
Turban tesisleri
Turban tesislen için ayn ay-
n teklif verilebileceği gibi, bir-
den fazla tesis için de talepte
bulunabilecek. Teklif verecek-
lenn Çeşme ve Kemer Marina
otelleri için 10 milyar lira, Ioj-
manlar için ise 500 milyon li-
ra tutannda geçici teminat ya-
tırmalan gerekıyor.
Tesisler, satış tarihindeki
mevcut durumlan ve 1475 sa-
>ılı kanuna tabi personelı ile
alıcıya devredilecek.
Tesislerin borç. alacak ve
stoklan satışa konu olmaya-
cak. Ancak devredilecek per-
sonelın kıdem tazminatı yii-
kümlülüklen pazarlık konusu
yapılacak.
KBI ihakni kendi
yiirütecek
Bu arada Karadeniz Bakır
Işletmeleri AŞ'ye ait Samsun
İşletmesi ile Trabzon Kutlular
Tesisi'nin varlık satışı yönte-
miyle satılmasına yönelik iha-
le duyurulan ve işlemlerini,
KBİ Genel Müdürlügü yürü-
tecek.
Satışa konu tesislerden
Samsun îşletmesi'nde blister
bakır ve sülfırik asit, Trabzon
Kutlular Işletmesf nde ise ba-
kır konsantresi üretimi yapılı-
yor.
Kutlular İşletmesi'nin satı-
şıyla birlikte, işletmenin bu-
lunduğu maden sahası ile aynı
bölgede yer alan Kotarakdere
maden sahası da alıcıya devre-
dilecek.
thaleye katılabilmek için ge-
nel müdürlükten her bir tesise
ait 5 milyon lira bedelli şartna-
me ve tanıtım dokümanı aldık-
tan sonra ilgilılerin 20 Mart
1995 günü saat 15.00'e kadar
tekliflerini vermeleri gereki-
yor.