25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S\YFA CUMHURİYET 31 ARALIK 1995 PAZAR 8 PAZAR KONUGU Prof. Cengiz Eruzun, ormanlann ve su havzalannın bulunduğu kuzey bölgesinin yapılaşmaya açılmaması gerektiğini söyledi 'Üçüncüköprüyapılmamalı'^ Doğal güzelliği ve tarihsel kültür birikimi bakımından dünyada tek bir kent var. 0 da îstanbul. Ama onlarca yıldır rant kapma telaşı yüzünden bu şehri talan ece ede, yiye yiye bitirememişiz. Şehir artık, ölüm döşeğindeki bir hasta gibi can çekişiyor. Onu ölüm döşeğine yatıran da bu şehirde oturan, teorik olarak ona sahip çıkması gereken bizleriz. Son zamanlarda yeni yeni, içimizde nasılsa uyanan tir şehircilik bilinci içinde İstanbul'a sahip çıkmaya çabalıyoruz. Ama bu kezde talan düzenine, yağmaya alışmış çevreler, bizi durdırrmaya çalışıyor. Şehri hırtarmaya, korumaya çalışan sivil toplum örgütlerimizin üyeleri, çıkarcı belediyeler ve onlarla işbirliği içindeki bazı basın organlan tarafından hedef gösteriliyor. Yine de şanslıyız ki bu insanlarımız bu tehditler- den yılmıyor, kele koltukta yaşadıklan bu kenti daha büyük felaketlerden koru- maya çalışıyorla r . Biz de bu hafta, "îstanbul'u gelecek yıllara daha sağlıklı nasıl taşırız" sorusuna, şehir plancısı, mimar ve Mimarlar Odası tstanbul Şubesi İkin- ci Başkanı Prof. Cengiz Eruzun'la konuşarak yanıt aradık. PAZAR KONUĞU SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU t'ç Sumardt Kültür ve Tabiat Varlık- larını Koruma Kurulu. İstanbul'un Karadeniz kıyılarını doğal SİTilan etti. Beykoz Belediye Başkanı da "Bu kararBeykoz halkınazuhtmdür " cümlcsi bulunan afitferi her tarafa astırdu Bu, gerçekten halka zulûm müdür? Sizce böyle bir afiş asmak suç değilni? ERUZL'N - Bir lcere. kamu yaranna olan alan- lann korunmasına iliskin karar. kesınlikle halka zulüm değıl. tamtersme. halkın çıkanna alınmış bir karardır. Dolayısıyla Beykoz Belediyesi"niıi panığı sa- nıyorum. SİT karann:n orada arazi kapatan. bü- yük rantbekleyen yatinmcıların isteklerine kar- şı birtavırolmasından ka>naklanıyor. Bualınan karar, Beykoz lıalkının esenliği. daha sağlıklı y a- şaması. daha temiz hava alabilmesi için alınmış bir karardır. Halka zuiüm diye bir şey de burada söz konusu olamaz. Bu türbir davranışın Beykoz Belediye Başka- nı açısından suç olupolmadığını pek bilemiyo- rum. Ama hukuk mantığı açısından düşünürsek suç olsa gerektır. • ^ ^ • ^ Siz aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi \azım Plan Dantşma Kurulu üyesi- siniz, S'azım planda da bu bölgeler koruma ala- nı olarak göriiliiyor. Sizce insanlar, neden hem nazıınplan hem de Koruma Kurulu kararianna böylesine karşı çıkma hakkını kendilerinde bu- labiliyorlar? ERUZUN-Büyükşehir Belediyesi'nin Planla- maGrubu'ndauzmanlar. şehirplancılan\ar. Do- layısıyla da burada araştırmayadayalı bilimsel bir çalışma yapılıyor. Orada Istanburun geçmişin- den bugüne kadar yaşadıgı sorunlar irdeleniyor. Bu sorunların nedenleri araştınlıyor. Tabii ki aklın yolu birdir. Bilimsel bir çalışma yaptığınız zaman isteristemez aynı paralele dü- şüyorsunuz. Yani başlangıçta övlebaşlanmasa da çaİışmanın gelişmesı sürecınde bu dogrulara ula- şıyorsunuz. Önce bana kişi olarak Danışma Kurulu'na gir- mem teklif edildı. Ama daha sonra. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Ikınci Başkanı olmam ne- deniyle MimarlarOdasrnınotuzyıldırürettıği il- kelerdoğrultusunda danışmanlık yapabileceğimi söyledim. Bunu kabul ertikleri için de kendileri- ne katıldım. Gerçekten de orada odanın otuz yıldır ürettiği doğrulan söylemeye çalıştık. Yani bu doğrular şunlardı: * Üçüncü köprü yapılmamalı. * Kuzey yapılaşmaya açılmamalı. ^^^mm Peki kuzey neden yapılaşmaya açılma- malı sizce? ERUZUN - Oralan kentın yaşam kaynaklan- dır Ormanlaroradadır. Su havzalan oradadır. Su- yumuzu oralardan sağlıyoruz. Ve insanlann ne- fes alacaklan. mesire olabilecek. günübirlık rek- reatif amaçlı kullanılabilecek alanlar oradadır. Dolayısıyia da buralan yapılaşmaya açılmama- lıdır. Oysa ikinci köprüde gördüğümüz gıbı. üçün- cü köprü yapılması durumunda ikinci köprünün kuzeye doğru kaydırdığı kentsel gelişmenin üçüncü köprüyle tamamen kuzey kıyılara ulaşa- cağını \e bütün bu kaynaklann yok alacağını on- lara söyledim. Benimki doğru bir yaklaşımdı. Belgeleriyle ortadaydı. Bunureddedemezlerdi. Dolayısıyla da Planlama Grubu bu görüşleri benimsedi. Plan ka- rarlan alınırken de bu ilke kabul edildı. Nazım plan. Büyükşehir Belediyesi'nin şem- siyesi altında yürütülüyor. I980 nazım planı da bu kararlan içenyordu. I980 nazım planı kuze- yin yapılaşmaya açılmamasını hedefİivordu. fs- tanbul'un güneyde lineer bir gelişme gösterme- sinin doğru olacağını hedeflemişti Ama biliyorsunuz. Bedrettin Dalan zamanın- da 1980 planını ortadan kaldırmak amacıyla Na- zım Plan Bürosu lag\edildi. Sanki bu plan orta- dan kalkmışçasına bir işlem yapılarak ilçe bele- diyelerine yetki \erildi. Böylece ilçe belediyele- ri bu plan yokmuş gibı uygulama planları üretti- ler. Ama bu üretilen uygulama planlan da aşın >oğunluklar taşıyan uygulama planlandır. Büyükşehir Beledıyesı'nde üretilen ve daha önceki ilkeleri benimseyen nazım plan kararlan. bunlara ters düşecektı. Onun için ilçe belediye- leri karşı çıkıyorlar. Biliyorsunuz. yeni nazım plan Büyükşehir Be- lediyesi'nden geçti. Buna itirazlar var. Bazı ak- samalaroldu. Bazı kararlan deldiler. Bunu. "ptan delinmesrdiyeyorumluyoruz. Özellikle su hav- zalanyla ügili kararlan deldiler. Ancak. doğal SİT ilanından sonra Büyükşehir Belediyesi'nin çok kesin bir ta\ n olmadı. Şu anda bir suskunluk dönemi geçiriyor. Çünkü plancı arkadaşlar. Büyükşehir Beledi- yesi'ne kuzeyin neden yapılaşmaya açılmaması gerektiğini anlattılar. Hatta oralarda Koç Üniver- sitesi'nin kurulması gündeme gelmiştı. O bölgc yeşil alan ve orman olmasına rağmen Sarıyer Be- İediyesi Koç Üniversitesi'nin kurulmasına "olur" vermişti. Ama Nazım Plan Grubu buna karşı çıkan bir rapor hazırladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan da bunu benimsedi. Bu yüzden Sanyer ve Beykoz beledıyejeri daha ön- ce hazırladıklan pianın uygulamaya geçirilmesi konusunda kendilerini hazırlamiş olduklanndan böyle birplana \e SİT karanna şiddetle karşı çı- kıyorlar. ^^m ^m Peki, uygulamada ne derece uygulana- bilir olacak? ERLZUN-Şimdiye kadar hepbelediyentnha- zırladığı vehiçkimsenindenetlemediği bir plan- lama söz konusuydu. Plansızlıkla yani imar yö- netmelıkleriyle ışlem yapılıyordu. Oysa İstanbul'u planlamak o kadar kolay bir iş degildir. Genel kararlara bağlı olmayan planlar her zaman zararlıdır? Yani mevzii olarak düzen- lenen planlarsakıncalıdır. Çünkü İstanbul kentin- de Beykoz'un hangi ışlev i üstleneceğı. Sarıyer'in hangıişlevi iistleneceği ancak onun üstündeki plan tarafından belirlenebilir. Oysa onların uygu- lama planlan bu ilkelerden yoksun olarak hazır- lanmıştır. Özetle üst plana bağlı olmayan planlama türü yanlıştır. Üst planda. buralann dogal SİT olma- sına ters düşen bir planlama bulunmadığından biz dıyoruz ki: *Bu plana bağlı olarak yenidcn uy- gulama planlan hazırlanacak ve ona göre işlem yapılacak." Yoksa " Hiçbir yapılaşma olmayacak. hiçbir bi- na yapılmayacak, tek bir çivi bile çakılmayaeak" diye bırşey söylenmıyor. Böyle hıçbır iddia yok. Bunun pratikte uygulanabilmesı ise şuna baû- lı: İstanbul kentinde yaşayan insanlann bu ilke- lere sahip çıkmaları lazım. Biz buna katıtım di- yoruz Batı da bu katılım bireysel düzeyde olabı- belli olmayan bir ara kesit dönemini yaşıyorlar. O zaman da sadece çıkarlan doğrultusunda kent yönetimi için oy kullanıyorlar. ^mtm^m Peki, bunlann çıkarlan nedir? ' ERUZUN - Yasalann öngördüğü yapılaşma- nın ötesinde bir toprak rantı kazanabilmektir. Bunlar önce gecekondu, şimdi de kaçak yapılaş- ma alanı dediğimiz alanlardır. Bunlar herhangi bir şekilde Hazineyada vakıfarazısı olabilir. Bu arazilerden bir parçayıeldeedip onun üzerine bir bina kondurabilmek ve o binay i ranta dönüştüre- bilmek hedefîne yönelik beklentileri var. Dolayısıyla seçtikleri belediye başkanlan da kendi beklentileri doğrultusunda kendilenne söz veren insanlar oluyor. Onun için dikkat ederse- niz belde belediyeleri, ilçe beledıyeleri dediğimiz belediyeler, sürekli imar aflan çıkarmaya çalışı- yorlar "Bir kere afledelim, bundan sonra yasak koyalım" diyerek 196O'lı yıllardan bu yana sürek- li imar afları çıkarılıyor. Ama ne yazık ki o bir kerelik imar aflannın hiç sonu gelmıyor. Kaçak olan bu yapılara siz af çıkararak "Ya- saldır" dediğiniz anda da bu depremde yıkılma riski az olan. sağlıklı yaşanılan bınadır; üstelik kente de katkısinın olumlu olduğu kabul edilen bir yapıdır diye bunu resmen kabul etmiş oluyor- sunuz. Peki, bu kadar sakıncalı af kararlan nasıl alınabiliyor? Prof. Dr. CENGİZ ERUZUN Yiiksek(>ğn.iumıniDe\1etGicef SunatturAkude- ıııisi Mımurlık Bölümii 'ıule tumamUnlı.. tynı hıkül- teye asistun okııvk ginli. Şu aınlti Mimar Siaaıı Onivcrsıtesı olan akacleminin Şehir Planlama Bö- lümii \v Resloıvsyon Mcslck Yiiksek Okulıı IHUI ılers \vriyor: Şehir Planlama Bölümii 'mlekı konu- su tarihsel ve ıtoğal çe\ıvnin konınmusı. Türkive Tcırihi Evleıi Konıına Deıvegi Ikina Bafkanı, Ka- rucleııi: Kiillür ve Çevıv Deıvegi Baskuın. Bizım Ülkeyu da Eıımpu \ostıv Deıveği üyesi. Mimar- lar Odası Istanhul Şııht"<i İkinci Başkanı. ERUZUN- Belediyeler. seçimlerde o sözü ver- dıklerı için mecburen iktidardaki yandaşlan ka- nalıyla imaraflan çıkanyorlar. Nitekim seçimden önceki hükümetın önüne de bu konu geldi. MimarlarOdası olarak veduyarlıpol itikacılar- la diyalog kurarak imar afTının ne kadar tehlike- li olduğunu anlattık. Bazı bakanlar. "Önümüze böyle bir imar afTı gelirse imzalanıayTz" dediler. Böyle bu imaraffı gündemedahı gelemedi. Böy- lece imaratTmın çıkınamış olması bırbaşarıdır. Belediyeler. kendi oy potansiycllerinin istekle- rine uygun davranmak zorunda olduklan için bu SİT kararianna kar>ı çıkabıliyorlar. wmm^mm Sizce bu şekilde yerel yönetimler, oy kaybetmeme kaygısı uğruna kendi amaçlann- dan sapmıyorlar mı? ERUZUN - Burada çok güzel bir noktaya par- mak bastınız. Tabii ki yetkılerin yerelleşmesi en ıdealyoldur. Bu şekilde pratıkkarariaralınabılir. Ama bunu yapanlann kentli, kente sahip çıkan in- sanlar olmalan gerekirki. sizindediğinizdemok- liyor. Yani insanlar birey olarak planı sahiplene- bilıyorlar. Ama bizde o kültürel düzeye ulaşıla- madığından. o pianın niye yapıldığını bireylere anlatmak çok zordur. Bu üç numaralı kurulun aldığı karar. biliyoruz ki en azından sivıl toplum örgütleri tarafından benimsenmeli Aydınlar ve sivil toplum örgütle- ri bu plana sahip çıktıklan zaman ve onlar bu ko- nuda bir kampanya başlattıklannda o zaman azın- lıkta kalan spekülatörlerin seslerinin fazla çıka- cağını sanmıyonım. Şımdıliktavırlar'dahatamoluşmadıgı için kar- şı tavırlar var. Bu karşı tav ırlann zamanla yumu- şayacağını umuyorum. bunu bekliyorum. Ama si\ ıl toplum kuruluşlan. dernekler. vakıfiar. özel- likle de meslek odalannın konuya sahip çıkma- lan şart. Katılımcı bir sahiplenme söz konusu olduğu zaman bu tür planlar pratikte de uygulanabilir. m ^ m ^ Sağ basın, üç numaralı koruma kuru- lu üyelerini hedef gösteriyor. Siz. benzer bir ku- rulun üyesiiiniz. Böyle bir hedef göstermeyi na- sıl karşılıyo,-$unuz? ERUZUN - Bu tür davranışlar tabii ki çok yan- lış. Burada birkaç neden olabilir Ya bu demin söylediklerimizi sağ basın özümsemiş degildir. tavırlan bilgisizlikten kaynaklanmaktadır ya da her şeyi biliyorlar, ama menfaatlenne ters düştü- ğü için karşı çıkıyorlar. Biliyoruz ki burada bir- çok büyük firmanın arazileri vardır. O arazilen değerlendirmek istiyorlar. Dolayısıyla üçüncü köprü talebi de oradan kaynaklanıyor zaten. Ya da sağ basın bu ınsanların karşı çıkışlannı doğru kabul edip tavır alıyor olabilir. Ama asıl doğru olan üç numaralı koruma kurulunun aldı- ğı karardır. Bunu sağlıklı bir kafayla düşünecek olurlarsa onlar dabudoğruyubulacaklardır. Ama bu dogruya ulaşabilmek için konuya samimi ola- rak eğilmelen lazım. Bılgilenmeyi reddederek ya da o çıkarlara cn- tegre olarak doğruya ulaşmalan mümkün gözük- müyor. Dine d.ujn oı. basinın. insanları hedef göstermemesi gerek. Bu. zaten dinımize aykın bir davranış olur Onlann bu tavnna. karşı bir tavır almak gerekiyor diye düşünüyorum. İnsanları bilgilendırmck. bılinçlendirmek. doğruyu anlatmak gerekiyor. Biz MimarlarOda- sı ve çalıştıgım dernek olarak bu söylediklerimi- zi yapmaya çalışıyoruz. Üç numaralı kurulun karanııı destekleyen bir deklarasyon yayımladık. Bunu obür dernekler ve \akiflar da yaptığı zaman insanlar daha çok bi- linçlenecektır ••^^^•> Sizce belediyeler doğal ya da kentsel SİT kararianna neden sıcak bakmıyorlar? ERUZUN - Bu tabii çok derin bir konu. Belediyeler astında kentlinin temsılcileridir. Ya da öyle olmalan gerekir. Son zamanlarda dikkat ederseniz kendıni tam anlamıyla İstanbullu ka- bul edeıı bir belediye başkanı ışbaşınagelemiyor. ıSeden? ERUZUN - Çünkü tqm anlamıyla Istanbul'da doğma büyüme bir belediye başkanı yok artık Birde göçler nedenıyle İstanbul'un nüfusıı kım- lik değişimine uğradı. Doiayısıyla dışarıdan !s- tanbul'a gelen bu insanlar kente sahip değillcr. Kentin doğası. kentin kültürü dediğimiz zaman bundan fazla bir şey anlamıyorlar Oysa kentli demek, kentin her köşesini evi gi- bı iyi tanıyan, iyi bilen ınsan demektir. Ben de fstanbul'da doğmadım, ama kırk yıldır burada yaşıyomm. ~Acaba ben kentli mhim'" di- ye kendi kendime sorııyorum Bııraya ilk geldi- ğim yıllar kenti çok daha iyi tanıyordum. Ama şu anda o kadar da iy i tanıdığımdan emin değilim. Istanbul'da yaşayan birey ler. yav as yavaj kent- lıliktcn uzaklaşıyorlar. Dolayısıyla kırsal alanda. çok farklı kültürlerden gelen insanlar. burada kül- türlerini devam etiiromcz hale geldıler. Bunlar kentli nıidirler. köylü müdürler'.' Hiç ratık kararlaralınabılsin. Ama bunlar kenti yağ- malamak amacıyla ortaya çıkmış insanlar olma- sınlar. Birörnek vermek istiyorum: Belediyelerin meslek odalanyla çok yakın di- yalogları olması gerekır. Bunu biz sürekli talep ediyoruz. Biz, herhangi bırproblemimizi bilen ki- şiler olarak bunu bırlikte çözelim diyoruz. Hiç parti gözetmeksizin. RP'li belediyelerle de bu dı- yaloğu kurduk. Bazı belediyeler "evet* dediler. protokol imzalayarak Mimarlar Odası"yla güzel çalışmalaryapıyorlar. Bunlardan bınsi Fatih Be- lediyesi'dir. Şimdi korumaçalışmalarınabaşladı. Beşıktaş Belediyesi olsun. Kadıköy Belediye- si olsuıı. protokolle işbirliği içinde çalışmayı ka- bul eftiler. Bazılan da kabul etmelerine rağmen sonradan protokolleri ıptal ettiler. Örneğin bunu Şişlı Belediyesi, Küçükçekmece Belediyesi yap- tı. Ama Zeytinburnu Belediyesi'yie protokolü- müz devam ediyor. Yani bu protokoller sadece meslek odalanyla da kalmamalı. demin söylediğim gibi. bu diya- log sivil toplum örgütleriyle de kurulabilmeli. Hiçbirçıkargözetmeksizin kenti korumak üze- re bir araya gelen gruplar el ele vermelı. beledi- yelerle bu konuda işbirliği yapabilmelidirler. Ama ne yazık ki demin de söylediğim gibi oy kaygısı yüzünden belediyeler bu amaçlardan sa- pabiliyorlar. Kamu yaranna karar almalacı gere- kirken tamamıyla aksı yönde kararlarçıkabilıyor. Şu anda beledıyelerde işler çok zor, çok İcar- maşık hale aelmiş. IstanbuTun şu anda yüzde 65'i kaçak. Islanburun yüzde 65'inin yasa dışı- na kaymış olması. aslında kentin son derece kö- tü bir noktaya geldigini gösteriyor. mmmt^m Peki, bu kaçak yapılaşma yasal çerçe- veyeyeniden nasıl sokulabilir? ERUZUN - Herkesin bunu ciddi ciddi düşün- mesi lazım. Belediyeler. meslek odalan, üniver- sıteler. siv il toplum örgütleriyle çok ciddi toplan- tılaryaparak bu soruna btrçözüm bulmak zorun- dalar. Çünkü yeni yaptığınız planlamalar. bu du- rumu çözemeyebilir. Mesela. bu nazım planda da yerleşik alanın ne olacağı konusu tam kendıni bulmuş değil. Buna baglı olarak aynntılı planlar hazırlanırken sözü- nü ettığim katıhmın da sağlanması lazım. Bence konular ıkiye aynlmalı. Bırincısı kısa vadede getirilebılecek çözümler, ikıncisi de uzun »'adede getirilebilecek çözümler... Uzun vadede getirilebilecek çözümler içinde göçüngenyedöndürülmesi kaçınılmazdır. Bura- da stratejikeylemplanlaması dediğimiz. ülkeba- zında ele alınacak planlara baglı olarak bölge planlannınoluştunılması. ona bağlı olarak İstan- bul 'un planının oluşturulması gerekiyor Burada artık IstanbuKun bundan fazla büyüyemeyeceğı kabul edılerek göçün nasıl geriye döndürülece- ginin kararlannın alınması lazım. ı^mm^m Göç sizce nasıl geriye döndüriilür? ERUZUN-Bunun pratikte nasıl gerçekleşebi- leceği üzerinde kafa yormak lazım. Göçü davet eden aslında sanayıdır. Çünkü in- sanlar büyük şehre ış aramaya geliyorlar. Ikınci olarak da büyük şehre gelenİenn bir kısmı \ergi ödemeden. marjınal sektörlerde çalışıyorlar Bir kere bu. vergı vermeden çalışma sısteminı kesınlikle ortadan kaldırmak lazım. \'anı hertür- lü ticareti vergiye bağlamak zorunluluğu \ar. Ön- celikle bu karar alınmalı. Ikincisi. sanay iııın artık Utanbul"da barınması- na gerek yok. Ekor.omik potansiyeli daha az olan alanlarda organize sanay i bölgeleri oluşturup bü- yük ve küçük sanayı oralara kaydınlabılir. Istan- bul'da belkı yüksek teknolojili. küçük sanayilere izin verilebilir. O da çok mevzii olmak şartıyla yapılabilir Özetle. bütün bu büyük ve küçük sanayilerin İstanbul dışına atılması gerekiyor. Birde transit taşımacılık dediğimiz limanlann şehirden uzaklaştırılması lazım. Yani Haydarpa- şa ve Salıpazan limanları.. Zaten bu ikı operasyonu gerçekleştirdiğinızde üç-üç buçuk milyon ci\arında bir nüfus bunlarla birlikte şehir dışına gidecektir. Şu anda İstan- bul'un nüfusunun 10 milyon olduğunu düşünür- sek bu operasyonu hemen gcrçekleştırseniz nü- fus 6.5 mılyona düşecektır. Şu anda bu operasyonu gerçekleştiremiyorsa- nız bu 10 milyonun üzerine daha fazla bir nüfus gelemeyecek şekilde bir planlama yapılabilır. Bunu plan grubuna da kabul ettırdik. Ancak şöyle bir sorunumuz çıktı: L'lke planı bunu he- deflemiyordu. Bölge planlarda ise hiç yoktu. Do- layısıyla "Bu kararın uygulanma şansı nedir"dı- ye soruldu Biz de "Madem ki straıejik eyk>m planlaması vapıvonu. biz bu kararlan alalını. İs- tanhul'un artık gelişemeyeceğini siiyleyelim. Ra- poriarda bunu yazalım. [İesantrali/asy onu öncre- lim. Ondan sonra da «eien hükümctler, bunu na- sıl uygulayacaklannı düşünüp bir karara varsın- lar. Tabandan gelen bir zoıiama yaratmak lazım1 " dedik. Sözen döneminde yapılan stratejik eylem pla- nı 2010 yılım hedefliyordu ve 1 milyon kışı üze- rine yapılmıştı. O pianın nüfu» yoğunluğu bakı- mından çok daha deza\ antajlı olduğunu söyleye- bılirim. Bu son plan ise 12 milyon kişiyi hedeflemesi- ne rağmen mücavır alanların geııış olması. su havzalanndaki yapılaşmanın çoğaltılması nede- niyle bir hesap yaptığınız zaman 2010 yılında is- tanbul nüfusu 20 milyona yürüyecek gibi görü- nüyor. Demek. bu delinmelcrin de tıkanması gereki- yor ki stratejik eylem planlamasında verilen ilke kararlarının uygulamaya geçilmesi sağlanabil- sin. ^••••^ Sizce Kühiir Bakanlığı. kıınıllann S/T karariannayeterli desteği veriyor mıı? ERUZUN- Kültür Bakanlığı sosyal demokrat birbakanlık olmasına rağmen kişilere bağlı ola- rak da bu bakanlıktan farklı kararlarçıkabiliyor. Yine de genelde koruma olgusuna sahip çıktık- lannı görüyoruz Fakat tabii ki koruma olgusunun gerçek rayı- na oturtulabilmesi için bizler. bılım adamlan. bu işi bilen uzmanlar olarak şımdiye kadaralınan ka- rarlann son derece yetersiz olduğunu söylüyoruz. Gerçekten de bence Istanbul'da üç numaralı ko- ruma kurulunun aldığı karar yetersizdir. SİT ka- rarı. en uzak tepelerin arkasına kadar üötürülme- lidir. Bu arada iki numaralı koruma kurulu da Ka- radeniz kıyılannı SİT alanı ilan etmelidır. Ancak bu tepkılerden sonra böyle kararlaralınırsa Kül- tür Bakanlığı bunu nasıl karşılar bilemiyoruz. Çünkü biliyorsunuz. İzmir'de bir karar alınmış- fı, SİT genışletilmişti. Foça'nın bütünü SİT ala- nı ilan edılmişti. Kültür Bakanlığı o karan alan kurulu görevdenaldı. Budavranış. İzmır kurulu- nun doğruya ulaşmaya yönelik tav rının frenlen- mesi sonucunu ve izleniminı yaratıyor. Bu da eh- venişere razı olmak demektir. Oysa biz koruya- caksak gereği gibi korumalıyız. Sanıyorum dünyada İstanbul benzeri başka hiçbir şehir yok. Bunu biz değil. Alman şehirci WolfSchneider söy lüyor: "Dünvada iki şehir var- dır. Doğası en güzeldir. Biri Rio de Janciro, biri de İstanbuCdur. Dünyada iki önemli kent vardır. Bunlann tarihsel birikimleri en fazladır. Birisi Roma.öbürü İstanbul'dur." Demek İstanbul. do- ğal güzelliği ve tarihsel birıkımiyle dünyada bir numaralı kent. Dünvaca ünlü mimar Le Corbu- sierde 1911 yılında İstanbul "a geldiği zaman bıı- raya hayran kalmış. "Tiirkler yeşil kent kurmaba- şansmı göstermişler. .Ne\t Vbrk'la İstanbul kar- şılaştırılırsa İstanbul bir ven üzü cenneti. New S'ork ise kıyamettir'* diyor. Böyle bir kentin korunması söz konusu oldu- ğu zaman gerçek değerlerine ulaşmak lazım. Ama Bizans öncesinı tanıtan bir arkeokyik hari- ta bile yok. Bu verilerin çoktan sağlanması gere- kiyordu. Doğal değerierın de *aptanması gerekir ki. siluet veren tepelere bina yapılmaması gerek. Su havzalarına bina yapılması kesinlikle yasak- lanmalı. Bunlann dışında ancak korumayı hedef alan bir planlamayla bina yapılabılir. Bu doğru ilkelere tam olarak ulaşabılmek de bugünkü Kül- tür Bakanlıgf yla çok zor. Ama bıkıp usanmadan bu konulann üzerine giderek kamuoyu yaratmak ve bu kararlan aldır- mak zorundayız. Aksi halde bu kent olüme doğ- ru gidecektir. »
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle