Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı. Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet
Çetinkava • Yazıışlerı Mudurlerı
fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Müdurü Hakan kara
# Gorsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı 9 lstıhbarat Yalçın
Çakır # Ekonomı Bülent Kızanlık 0 Kîıltür
Handan Şenköken • Spor Abdülkıdir Yücılman
# Makaleler Sami Karaören # Çe\m. Se>fettin
Turhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı#Bılgı-Bel-
ge Fdibe Bugra 9 Fotograf Erdoğan Köseoğiu
Yayın Kurulu. ÜhanSelçuklBaşkan).
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet (, erinkav a, Şûkran Soner,
Ergun Balcu Dinç Ta> anç. lbrahim
V ıldız. Orhın Bursalı. MusUfı
Balba\. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba> 0 Haber Müdunı.
Doğan Akın Ataturk BuKan No 125. Kat:4. Bakanhklar-
\nkara Tel 4195020 (7 hat). Faks 419502? • lzmır
Temsılcısı Serdar Kıak. H. Zıya Bl\ 1352 S 2 3 Tel.
4411220. Faks: 4419117 »AdanaTemsılcısı Çetin Yigenoğlu,
inonuCd 119 S No 1 Kacl.Tel- 3522550.Faks: 3522570
Müessese Müiüru Erol Erkul 9
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe. Bülent Yener 9 Idare
Hüsevin Gürer 0 tşletme: Önder
Çeük'9 Bılgı-İşlem. Nail inal 9
MEDYAC:9Yonetmı
Kurulu Başkanı-Genel
Mudür Gülbin Erdoran
0 Koordınator Reha
Iptman 0 Genel Müdur
Yaıdımcısı MineAkdağ
MEDYA G : 0
Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel
Mudur Üstün
Akmen 0 Murahhas
uye Bora Gönenç
\ 8\ımta>an \e Basan: Yem Gun Haber ^ıansı Basın \e Yayırcılık 'K $
Tırkcx-agı C a d 3<> 4 , C a i a l o g l u 3 4 3 3 4 lst PK. 2 4 6 tstanoul f el ( 0 2'.2ı 512 0 5 0 5 120 haıı F a k s ( 0 212ı 513 8 5 9 5 EKİM 1995 imsak:4.35 Güneş: 5.59 Ögle: 11.59 İkindi: 15.10 Akşam: 17.45 Yatsı: 19.04 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 5118466
Modellik
yarışması
• Haber Merkezi -
Sıngapur"da 36 ülkenin
katılımıyla
gerçekleştirılecek "Queens
of Clubs' yanşmasına
Dame Ajans adına
fotomodellik ve mankenlık
yapan Bahar Denk katılıyor.
l
7
ekimde yapılacak
yarışmada. profesyonel dans
ve cımnastik hocası olan
Denk. Zeki Triko tarafından
hazırlanan mayolann yanı
sıra 'gece klübü" kıyafeti ve
2000 yılının moda
tasanmını anlatan modacı
Erten Kayıtken kostümü ıle
3 değişik kıyafet sunacak.
Kraliçeye çarpan
keklık oldu
• LONDRA(AA)-
Ingıltere Krahçesi 2.
Elızabeth'e. ıki hafta önce
lskoçya'da çıktığı bir orman
gezıntisınde. yaîdaşık 10
kıloluk bır keklık çarptı.
Alçaktan uçmakta olan
keklik, krahçenın göğsüne
çarptıktan »onra yere düşüp
can \erdı. Buckingham
Sarayı ndan yapılan
açıklamada. olay
doğrulanırken göğsü
moraran krahçenın tüm
acısına karşın neşesınden
hıçbir şey kaybetmeyip
esprileryaptığı ve
gezıntısinı surdürdüğü öne
sürüldü
Akmerkez'de yeni
mağaza
• Haber Merkezi -
Türkıye'nın önde gelen
mağazalanndan Vakkoroma.
11 ekimde Akmerkez'de
yeni şubesinı açıyor.
Müşterıler. Akmerkez
Vakkoroma'da modanın en
son çizgilerinı. en son çıkan
CD \e kasetlerı. yerli,
yabancı dergi ve kıtaplan,
tiyatro. konser bıletlerini. iç
dekorasyonun ve
armağanlann değişik
çeşıtlennı, şekerlemeden
kahvey e kadar birçok ürünü
bır arada bulabilecekler
1 milyonuncu
otomobil
• BURSA(AA)-Oyak-
Renaulfnun 1971
Mayısı'nda başladığı
ürerimde 1 milyon adet
otomobile ulaşıldı.
Renault"nun Uluslararası
İlişkiler Müdürü Manuel
Gomez, üretim hızının
artacağını belırterek, "En
kısa sürede 2 milyonuncu
otomobilin üretilmesinı
bekliyoruz" dedi.
Düzeltme
Gazetemizın dünkü
sayısında. arka sayfanın üst
sağ köşesinde yayımlanan
fotografta. Selahattin Adil
Paşa'nın adı yanlışlıkla
Refet Paşa olarak
yazılmıştır. Düzeltir, özûr
dileriz.
Meyhaneci dediğiniz azmlık kökenli olur. Bir saym bakalım; Hristo, Vasil, Stelyo, bir de Yorgi kaldı
Her şey'Yorgi' olarak çağnbnak için...
ŞtKRAN SONER
Meyhane. meyhaneci kültürü deyince akla
önce Rumlar. sonra Ermeniler gelir. Şarkılar,
şiirler. fıkralar. anılar hep onlann üzennedır.
Onlann sayılannm azalması ilearayaTürkler,
Kürtler. Lazlar da kanşmıştır.
Bu kanşıklık ıle bırlikte meyhane kültürü.
yemeklennde, adabında değışimler olmuştur.
Ama yine de en azından çoğunluğunda çalı-
şanlar ıçinde. sahıplen arasında hâlâ azıtnsan-
mayacak sayılarda Rum, Ermenı bulunduğu-
nu. behrleyici kültürleri ile sonradan gelenle-
ri etkilediklerini düşünürüz.
Öyle mı ya? Oturduk Istanbul'un bütün bı-
linen merkezlerinı, adalan. Kumkapı'yı, Be-
yoğlu'nu. Boğaz'ı. baştan sona bilınen mey-
hanelenni taradık. Kalanlar arasında Hristo, Va-
sıl. Stelyo bir de Yorgi'yi sayabıldik.
Çiçek Pasajı'nın arkasındaki. pazardan gi-
rilen meyhanecıler sokağında bir tmroz resto-
ranın sahıbı Yorgi Okumuş kalmış.
Yok ettiğımız bir kültürün son temsilcılenn-
den, sımgellerinden bıri olarak kendisıni 15 gün
önce bu köşeye konuk etmek istemıştik. "Her
zamanki gibi işinde,yerindedir" güvencesi ıie
telefonla aramadan gittigimızde bulamadık.
Komşulanndan tatilde olduğunu ögrendik.
Hoş bir tutku
Yorgi'nın işini. meyhanesini bırakıp tatile gıt-
mesıne pek aklımız ermemış olarak merak
edip sorduğumuzda. bir başka çok hoş, guzel.
insanca tutkusunu öğrendik.
Yorgi Okumuş, Gökçeada Zeytinlik Köyü do-
ğumlu idi. Yoksul bir öğretmen çocuğu olarak
henüz 14 yaşında iken ailesı ıle birlikte Istan-
bul"a gelmiş, okuyamamış, garsonluktan mey -
hanecilik dünyasına atılmıştı. Ancak bütün aı-
lesı gıbı Gökçeada'yı unutmamıştı.
Şimdilerde 200 kadar yerli RuırTun kaldığı
Gökçeada. yazın dünyanın her yanına dagıl-
mış. orayı unutmayan Rumlarla doluyor. Yor-
gi Okumuş da dünyanın her yanından gelen dost-
lan. akrabalan ile her yaz Gökçeada'da bulu-
şuyor. Tabiı büyüklerinden artık yaşayan yok.
Birkaç yaşıtı dostu var. Gerisi pek çoğu orada
doğmamış. ama orayı yurt bilen ikincı. üçün-
cü kuşaktan akraba ve dostlar.
Dostlaria buluşmanın mutluluğu
Kışın kimsenin yaşamadıgı. bahçesine çiçek
ekilemeyen. doğru dürüst bakım onanm gör-
meyen baba evınde her yaz bır-iki ay kalmak.
dünyaya dağılmış dost ve akrabalarla buluşmak
çok büyük bır mutluluk. "Çokseviyonım. Her
yıl hiç aksatmadan gidiyorum. Bu yıl Kana-
da'dan yeğenlerim, Atina'dan oğullarım ço-
cuklan ile geldiler" diye keyıfle, onurla anla-
tıyor..
"İstanbul'da kaç kişi kaldınız" diye sorun-
ca. sanki kendı suçu, ayıbı imış gibı biraz uta-
narak "Doğrusunu isterseniz, bir kanm bir de
ben. Başka akrabam yok. Kiliseye gittiğim za-
man bileçok az dostu, tanıdığı göriiyorum. Ço-
cuklar okuv up yetiştikten sonra gitnıck istedi-
ler. Burada evlenecek kız bile bulamadılar.."
sözlen ıle yanıt verıyor.
75 yaşında hâlâ çok dinç. çok neşeli, çok mut-
lu ve işine devam etmeye kararlı bırinsan. Ço-
cuklannın yeterli dünyalık yaptığı, artık işı bı-
Yorgi bu yaştan sonra parayı ne yapacak? Atina'daki çocuklannın, akrabalannın yanına neden gitmiyor, neden hâlâ mey hanecilikyapıyor?
Yüz kişi geliyorsa, en az 90 kişinin "Yorgi" diye seslendiğini duymak için. Kendisini seven. sevildiğini bildiği insanlar arasında yaşamak
için.(Fotoğrâflar: KUBİLAY TÜNTÜL)
rakması. çalışmaması gerektıği uyansı ile ken-
dilerini yanlanna çağırdıklannı. ama işini bı-
rakmayı hıç düşünmedıgıni anlatıyor
"Evelallah bedenimi burada bırakacagım.
Ölene kadar burada yaşayacağım" diye soze
giriyor. Atına'da ya da bir başka yerde ışının
olmadıgını düşünüyor. Bu y aştan sonra para
için çalışmadığını. ancak ışinin başında çok mut-
lu oldugunu. bır başka
dünya, yaşam biçımi
düşünemediğinı anlat-
mayaçalışıyor. "Bura-
dan vüz kişi geçse, 9fl'ı
' Yorgi" diye seslenir.
Başka >ere gitsem kim
tanır" divor.
Bız tam da bunları
konuşurken insanlar,
tmroz'un müdavim
müşterileri. Yorgi "yi ka-
nıtlamak ıstercesine bır
bir sankı gösten yapıyorlar. Hesabını ödeyip
aynlmakta olan bır grubun her bireyı. geçer-
ken arkadan elleri ıle sarılarak Ybrgi'ye "Al-
lahaısmarladık"dıyorlar Birtanesi dayanama-
yıp. ıyıce sarılıp bir de yanağına öpücük kon-
duruyor
Onlar yeni uzaklaşmışken yoldan geçen bır
esnaf. selam vermekle yetınmeyip. eliyle yü-
zünü okşayarak gidıyor. Birkaç dakika sonra
yaşlı. sakallı, dine fazlacabaglı olduğu izleni-
mi veren, bir yapma çiçek satıcısı, çiçek sepe-
rini bırakmadan koluna girip. başını başına da-
y ly or. "Bu adam çok başka bir adam. Ben bu-
nu din kardeşim gibi severim" sözleri ile sev-
gı gösterisinde bulunuyor.
Ybrgi Okumuş'un yaşamöyküsü, tipik bir
• Çiçek Pasajf nın arkasındaki, pazardan
sapılan meyhaneler sokağında bir tek Rum
meyhaneci kaldı. İmroz Restoran'ın sahibi
75 yaşındaki Yorgi Okumuş. kansından
başka akrabası olmadıgı halde istanbul'da
yaşamaya, meyhanecilık yapmaya devam
ediyor. "Evelallah bedenimi burada bırakacagım" diyor.
lışmadan sonra da Imroz'un sahibi olmuş. 14
yıldan bu yana da son işini yürütüyor.
Mey hanecilik yaşamında sabah Ö9.00'da ış-
başı yapmak var. Öglene kadar hazırlık sürü-
yor. Sonra öğlen agırlıklı yemek ve daha az müs-
teri. akşam dolu. meze ve ıçki olmak üzere
meyhanenin ıkı posta hizmetı sözkonusu. Ge-
ceyarısı kapanış ve toparlanma ıle neredeyse
uyku dışı tüm bir yaşam
aynı mekânda, hep çalı-
şarakgeçıyor Ancak ku-
ru kuruya ış yapmak söz
konusu degıl. Meyhane-
ci dedıgın müştenyle, in-
sanlarla konuşan, iletışım
kuran bin. Yorgi. müşte-
rısinın masasına gidip
sohbet ermeyen bir mey-
haneciyi duşünemıyor.
Tanıdık, tanımadık. her
meyhaneciyı yansıtıyor. 14 yaşlannda tstanbul'a
geldigınde. bıldik bütün mekânlarda meyha-
ne sahiplen ve çalışanlan büyük çogunlukla
azınlık. Rum. Ermeni asıllıymış. O da önce uzun
yıllar. hemen her yerde önce garsonluk. komi-
lik yapmış. Cadde Bostan Gazinosu. Güven Park
en ünlüleri. Sonra Krepen pasajında ortaklık-
la meyhane sahipligi yapmış. 13 yıllık bir ça-
müştennın masasına mut-
laka bır ugradığını söylüyor.
Ne mı konuşuyor? Neşeli, şakalaşmak agır-
lıklı her şey olabılir Tam anlatamıyor bile.
Onun için öylesine dogal bır şey kı her gelen-
le konuşmak ve konuşacak bir şey ler bulmak,
agırlıklı nelerüzerinde konuştugundan ömek-
ler bile veremiyor
Yorgı'ye göre ıyı bır meyhaneci olmak için
ilk koşul, sevgı dolu, güleryüzlü olmak. An-
cak asla yeterli degil. Onun kadar önemli ola-
nı meyhanenin, yıyeceklerin temiz olması. ye-
mek ve mezelenn tazelık ve tadının bozulma-
ması.
Yorgi'nın müşterilerinin övgü ile sözünüet-
tiklen Marina'sını nasıl yaptıgını anlatmasını
istiyoruz. Palamutu bir hafta tuzda beklettik-
ten sonra bol su ve sirke ile yıkadığını. sonra
da sogan. maydanoz ve hakıki zeytinyagı ile
besledigıni. yanı özel bır şey olmadıgını söy-
lüyor. Bütün yemekler ve mezelerde önemli ola-
nın temızlık, tazelik ve kalıteyı konımak ol-
dugunun bır kez daha altını çiziyor
Mutfak kültürü bozuldu
Yorgı'ye sorarsanız. bir yandan bozulan bır
mutfak kültürü var. Örnegin şimdilerde bir be-
ğendıli kebap. enginar oturtmanın pek yapıl-
madığından yakınıyor. Ancak bir yandan da ka-
rides, midye tava. ahtapot.. derken geleneksel
pilaki. salata. peynirlı meyhane mezeleri çok
zengmleşmiş. Yemek kültürü genlerken meze
kültüründe gelişme olmuş. Ama o da herkes
gibi gerçek bir mutfağm hızla yok olması, ye-
rini hazır yiyeceklerin, fast food. hamburger-
lerin almasmdan kaygılanıyor.
Yorgi Okumuş, İstanbul'da yaşayan ve İstan-
bul'da çalışma yaşamı, meyhane dünyasından
kopmadan ölmeye kararlı birkaç Rumdan bi-
ri olmaktan aslında çok hüzünlü. Ancak bu
konuda, nedenlen üzerinde fazla konuşmak-
tan da hoşlanmıyor. Rumlann dıger azınlıklar
gibi Istanbul'dan kaçmalanna neden olan olay-
lan pek anımsamak istemiyor.
Sadece çevresindeki ınsanlan, din bagı ol-
mamasına karşın canı kadar çok sevdigini an-
latmaya çalışıyor Yaşanan acı, ırkçı olaylardan,
sıradan insanlann hiçbir suçu olmadıgını an-
latmaya çabalıyor. Çe\Tesinden hep sevgi, dost-
luk gördügünü, onlar arasında yaşamaktan çok
mutlu oldugunu söy lüyor. Sonra çok duyarlı
oldugu anlaşılan. dünyada yaşanan ırkçı sorun-
lar. ınsan haklan ıhlallerine söz geliyor.
Birden öfkeleniyor: "Yaşanan bütün kötü-
lüklerde, ben en çok dünyaya insan haklan der-
si vermeye kalkan gelişmiş ülkeler ve siyasetçi-
lerde suç buluv orum. en çok onlara kızıyonım.
Bu konuda ayıbı. lekesi olmryan bir ülke yok.
Büyük siyasetçilerin oyunlan ve çıkarlar adı-
na. insanlar, dünyanın her yerinde büyük acı-
lar çekiyor. Hele bugün geidiğimiz nokta çok
kötü. Çok üzülüy orum. O> sa düny anın her ye-
rinde. her ırk \e dinden sıradan insanlar bir-
birini çok seviyor. Banş içinde yaşamak tstiyor-
lar" diyor.
Dınardepremi haberini izlerken yaşanan in-
sanlık dramına. insanlann acısına. yanındaki
Türk dostlan ıle bırlikte üzülüp, agladıklannı,
siyasetin yarattıgı ayınmları, düşmanlıklan,
sıradan insanlann hiç anlamadıklannı, birlik-
te yaşarken ıçlennde duymadıklannı anlatı-
yor..
Yorgi'nin yüregindeki insan sevgisini bilen
komşulan. müşterilen. aralannda bir antika
gibi kalmış bu ınsanı bagırlanna basmak için
sevgi göstensınde birbirleri ıle sanki yanşıyor.
O da bu sevgı yumagı ıçinde akrabasız. çocuk-
lanndan uzak yaşamanın buruklugunu fazla-
ca duymadan, sevilmenin keyfinı çıkararak
yaşamını noktalamaya kararlı görünüyor.
Dünya şampiyonun beraberlik teklifini Anand kabul etti
Kasparov avatıtajını korudu
•Oyundan sonra Garry Kas-
parov, rakibinın mücadele
gücünü yitirdiğini gözlediği-
ni söyledi. Kasparov'un
unvanını korumak için 1.5
puana ihtiyacı var.
Dış Haberler Servisi -Dünya Satranç
Şampiyonası'nın 15. oyununda Rus
şampiyon Garry Kasparov ıle Hintli
rakibi Vlsvvanathan Anand berabere
kaldılar. Oyunculara ait ses geçirmez
odanın havalandırma sisteminde an-
za meydana geldigi için iki saat geç baş-
layan karşılaşma, kısa sürdü. Kaspa-
rov' 16. hamleyi yaptıktan sonra raki-
bine beraberlik teklif etti ve Anand
fazla düşünmeden teklifı kabul etti.
Uzmanlarbutürberaberliklere "üs-
tat beraberliği'' adını veriyorlar ve pu-
anlann bölüşülmesinin her iki tarafın
da işine yaradıgı durumlarda söz ko-
nusu olduguna dikkat çekiyorlar.
1985 yılında henüz 22 yaşındayken
dünya şampiyonu olan Kasparov. da-
ha sonra beş kez unvanını korumak için
rakıpleriyle karşılaşmıştı. 20 oyun üze-
rinden oynanan dunya şampıyonalann-
da 10.5 puana ılk erişen taraf kazanı-
yor. Son oyundan sonra Kasparov "un
İehinde 9-6 olan puan durumuyla. dün-
ya şampıyonunun unvanını korumak
için bir. rurnuvayı kazanabilmek için
1.5 puana ihtiyacı v ar. Beraberlikler ya-
nm puan sayılıyor.
Oyundan sonra Kasparov, rakibinin
mücadele gücünü yitirdiğini gözledi-
gini söyledi. Ancak yıne de karşısın-
da tehlikeli bir rakip bulundugunu ve
turnuvanın henüz bitmediginin bilin-
cinde oldugunu bildirdi
Beyaz-Siyah
Visvvanathan Anand Garry Kaspa-
rov
Sicilya Savunması
I.e4c5
2. AO d6
3.d4cxd4
4. Axd4 Af6
5. Ac3 g6
Kasparov Dragon varyantını oyna-
maya devam ediyor. 11 ve 13. oyun-
lan bununla kazanmıştı.
6. Fe3 Fg7
7. O 0-0
8. Vd2 Ac6
Şu ana kadar. bu pozısıyon 11. ve
13. oyunlarda gelinen pozısyonun ay-
nısı.
9.g4
Anand, bundan önceki oyunlarda 9.
Fc4oynamıştı.
9.... Fe6
10. 0-0-0 Axd4
H.Fxd4Va5
12. Şbl Kfc8
Bu hamleden sonra bey azın her çe-
şit taktik kombınasyona hazır olması
gerekiy or. Kale ve c3'teki atın degışı-
minden sonra Vxa2 (şah) olabılir.
13. a3
Kasparov 'un tehdidini önlemek için
yapılmışbırhamle.
13... Kab8
14. Ad5
Bu hamle. birkaç taşın degiş toku-
şuyla, pozısyonu sadeleştiriyor.
14. . Vxd2
15 Kxd2Axd5
16. Fxg7Ae3
Kasparov"un beraberlik teklifini
Anand'ın kabul etmesiyle turnuvanın
en kısa karşılaşması sona eriyor.
-m-
< A P I M I L L £ T I l..
BIÇAKIA YARALANDI
Sol görüşlü öğrenciye
ülkücü saldmsı
• E.Ü. Eczacılık Fakültesi kantini önünde basın
toplantısı düzenleyen sol görüşlü öğrenciler, polis
desteğindeki devrimci-demokrat gençlige yönelik
ülkücü saldınlan kınadıklannı belirttiler.
İZAltR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Ege Üniversitesi
Kampusu'nda sol görüşlü
ögrencıler tarafından başla-
tıîan •*ParabEğitimeHa>Tr'"
imza kampanyasını yürüten
bir ögrencı. ülkücü olarak bi-
lınen grubun bıçaklı saldın-
sınaugradı. Olayda yaralanan
EL Zıraat Fakültesi 3. sınıf
ögrencisi UğurHüseyinÇal-
kın Tıp Fakültesi Hastane-
si'ne kaldınlarak tedavi altı-
na alındı.
Olayın ardından EÜ Ec-
zacılık Fakültesi kantini
önünde toplanan sol görüş-
lü öğrenciler yaptıkJan basın
açıklamasıyla ülkücü saldı-
nyı kınadılar.
Ögrencıler, polis destegin-
de devnmci-demokrat genç-
lige yönelik ülkücü saldın-
lann kendilerini yıldıramaya-
cagını belirttiler.
Bu arada öğrenciler kortej
oluşturarak edebiyat fakülte-
si önüne dek yürüdüler. Ög-
rencıler yürüyüş sırasında,
"Paralı eğjtime \e harç soy-
gununa hayır. Ünrversiteler-
de harç soygununa karşı bir-
leşelim. Özerk demokratik
üniversite mücadelemiz yük-
selecek" y azılı pankartlar ta-
şıyarak "Faşizme karşı omuz
omuza", "Faşist katillerden
hesap soracağız"'. "Bilim içe-
ri katil polis dışan" slogan-
lan atarak tepkilerini dıle ge-
tirdiler Çok sayıda sivil pq-
lisin izlediği yürüyüş EÜ
Edebiyat Fakültesi önünde
son buldu.
f şin klasigi "Baba»ar\ieOğullar''dır,
X ama son yıllann kızlan, ogullann
yennı almaya başladı. Oğullarmı ha-
y ırsızlaştı yoksa kızlar mı gözünü aç-
tı pek belli degil. Ama son yıllann so-
runlarına bakarsanız. aile içinde *ba-
balar ve kızlar" daha çok sorun ya-
ratıyor. Bız de bu hafta aile içindeki
sürtüşmelerın bu yeni versiyomına
bir goz atalım istedik. Çünkü bu aile
kav galan, sadece aile içinde kalrruyor,
herkesi de bir yanıyla ugraştınyor
Babanın derdi büyûk...
Gardaşım, herkese de söyleyemez-
sın ne de olsa aile meselesi. Ama
bu iş aile ıçinden çıktı. herkesın ag-
zına sakız oldu. Bıliy ossun gızı okut-
tuk. hem de eyı okuttuk. Okudu el-
hamdülıllah. o yandan bı şikâyetimız
olmadı. o okudukça bız de okuttuk.
Burdakı mektepler bitti, tuttuk Ama-
rıkalara gönderttik, oralarda da okut-
tuk Eh yüzümüzu gara çıkarmadı.
doğrusu eyı okudu. Orada mastur
mustur ne varsa hepıcigıni yaptı. Dön-
dü geldı. bız de gıymatlı eviadımız-
dır. bağrımıza bastık. Yanımıza al-
dık. işimizde yer verdik; makam, rüt-
be sahabı yaptık. Yani biz babalıgı-
mızı yaptık. Şimdi ne beklersin? Işı-
mizi eyi tutsun, ailemize sadakatı ol-
sun. ışimizi genişletsin, namımızı bü-
yütsün degil mi? Gızımız da öy le ça-
lışıyor göründü ama işin aslı pek öy-
le olmadı. Tuttu gız başına ay n anlaş-
malara falan galktı. A gızım. benim
gözel gızım, akıllı gızım, sen daha
tecrübe neyim kazanacaksın. ayagı-
nı yere basacaksın. nerdüvenleri bı-
rer birer çıkacaksın. Öyle hoplayıp
zıplamayacaksın, böyük sözü dinle-
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
Babalar ve Kızlar...yeceksın. Dınleyeceksin ki ayagına ça-
İı dolanmaya. Yok. buna öyle deme-
mışız. Sen aldın bu işin ilmini ıffanı-
nı aldın, hopla zıpla bildığını y ap de-
mişiz. Bu haspa bıze baypaslar yap-
maya kalktı. Yahu bunun ışlen yanı-
mızdan yöremizden geçmeye başla-
dı Baktım. olan bitenden habarımız
olmuyor. 'Dur bakalım' dedim. 'dur
hele', "sen seni bilen mi kızım". 'yok
bilmem mi"? Eh o zaman, kendı dü-
şen ağlamaz. Işimızi bıraz yokuşa sü-
rer ya. kendı de soluksuz galır. Şın-
cik söyle. haklı mıy ım haksız mıyım'?
Bak bakalım. yokuşu çıkmaya başla
da soluğun daralıyor mu daralmıyor
rau
1
Şımdı sıkışırsın. gene bana ge-
lir "Amana düştüm babacığım. anıan
bana bir çare" dersın. ben de sana
derim kı "sendeçareçokturyavrum,
hadi bakalım göbegini kendin kes de
görelim". Işte durum vazıyeti budur
möhterem gardeşım.
Kmn niyeti başka...
Ne yapalım yanı. babaysa baba.
O da biraz babalığını bilsin. Bil-
sın de kenarda oturup rahatına bak-
sın. Bayram olur. gider elini öpenz.
vok bilmem ne olur. "onsuz olmaz-
dı" diye lafın ucunu kıvınnz. Sen de
artık yaşını başını almış adamsın. "Bu
kız da hatınmızı sayıyor, daha ne is-
teriz" desene Yok demez. llla her şey
onun istedıgı gibi olacak. Olur mu
canım? Dünya degişti artık. Biz de
onun dizinin dibındeki kızı degiliz
kı? Onun bilmediklerini biz öğrenip
geçtik. Aslında bunu kabul edemi-
yor. Sen bızi Amerikalara gönderdin
de kıymetıni bilmedık mi'
1
Bız de ora-
yı ikinci vatanımız yaptık. Kötü mü
ettik? Orada yer yurt aldık. fena mı
ettik? Senin düşünüp yapamadıgın
ne varsa Allah'ın izniyle biz yaptık.
Şimdi içınden içinden köpürüp dur-
mak sana yakışıyor mu? Her şeyi sa-
na mı soracagız? Yanına almış küflü
adamlan, pişpirik oynayıp duruyor. Ar-
tık pışpınkoynayan kaldı mı canım?
Babacığım, artık bırak bu pışpirigi
de bılgisayarda oyun oyna desem.
u
o
da nedemek" dıyecek. Demesem içı-
me hıcran oluyor. Ben elimizdeki pa-
rayı ahçıyabekçiyedağıtsamyeni şir-
ketlere para kaİmaz, bunu bile anla-
mıyor. Yok. hakkını yemeyeyim. bu-
nu anlıyor. Bana hak venyorda şu üvey
ogluna fazla yüz veriyor doğrusu. O
nemrut da bana bakınca ıçine nefret
doluyor, yüzünden okuyorum. Ayol
senin kızın benim: üvey oğlundan sa-
na ne fayda gelir? Bak bunlar aklıma
gehnce sinirimden yüzüm alev alev
yanıyor. Öfff, öfff, şu yaşlılar ne za-
man yaşlılıgını bilecek? Bıktım. val-
lahi bıktım.
Üvey oğul saatine batoyor...
Dur sen hele. vakıt saat yaklaşıyor.
biz boşuna beklemiyoruz. Senı
gidi çalımlı Raziye senı. Pek çalımlı yü-
rüyorsun ama buralaryakmda sana dar
gelecek. Aklın sıra bize ekmek bırak-
mayacaksın ha. Dur bakalım kızım.
sen daha dünkü çocuksun. Babayı ida-
re ediyordun degil mi? O baban kim-
leri eskitmiştır de farkında bile olma-
mışsındır. Sen erken emekJıliğe dog-
ru gidıyorsun da pek habenn ofmuyor.
Dur bakalım. şimdiye kadar düzde yü-
rüdün de soluğun yetti. yokuşun yeni
başlıyor. Neymiş, bız üveymışiz. Ba-
bamız kimın sadakatli olduğunu yeni
görmeye başladı. Bu iş senin bildiğin
gibı degıl. yavru kuş. Bılmedik orman-
fann kıyısına gelınce koşar. babanın
etegine sanlırsın ama bakalım baban
sana etegıni tutturacak mı? Dur hele sen.
beni de tanıyacaksın. Öyle üveyliğimi-
ze bakıp da bize atıp tutma, biz adamın
fıyakasını fena bozanz. Kendimızı tu-
tuyoruz ama az biraz sinirliyımdir, ona
göre. Ayağını denk al. Babacığın da za-
tnanındaayağını denk almanı söylemiş-
ti de oralı olmamıştın. Hadı bakalım gö-
relim marifetlerini.