Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM1995CUMARTESİ
10 BIR KONU IKI KONUK
Ölümlerve yıkımyazgı değil
i3 LJ1\ LJ£ Türkiye de bir yüzyıldanfazla bir zamandır ölümcül
depremler komısımda kayıtlar tutulmuş. Yakın geçmişimize
bakîığımızda da en büyiİk ve can kaybına en fazla neden olan
deprem olarak 1939 Erzincan depremini görüyorıız. Bu îahhten
sonraki sarsıntılar da büyük ölçüde can kayıplarına yol açîı.
Yaşanan sayısız denecek deneyime karşın en son Dinar depreminde
de bunca can kaybı olması bımun Türk insanının kaderi mi olduğu.
Prof ÖZAL
YÜZÜGILLÜ
1941 Eskişehir
doğumlu. ODTÜ'de
deprem mühendisliği
masteri vaptı. ABDde
lllinois
Üniversitesi nde
doktorasım aldı. Bir
süre yurtdışında
öğretim iiyesi olarak
çalıştı. Son olarak
1988 de Boğaziçi
Üniversitesi ne girdi.
Kandilli Rasathanesi
ve Deprem Araştırma
Enstitüsü Deprem
Mühendisliği
Bölümü öğretim
üyelerinden.
4
Sorunlar eğithn ve
denetimle çözülür'
LEYLA TAVŞANOĞLÜ
- Türkiy e deprem kuşağı ü/erinde olan, başından
pek çok deprem geçmiş bir ülke. Her depremde bi-
nalar çöker, insanlar bu binalann altında kalır, ölür.
Sizce Türkiye'de binalar depreme dayanaklı ola-
rak yapılıyor mu? Bu kav ram Türkiye'de geiişti mi?
YÜZÜGÜLLÜ- Bu kavrama genel olarak yak-
laşmak gerekir. Depreme dayanıklı inşaat kavramı-
nı geliştiren ülkelenn başında Japonya v e ABD ge-
liyor. Japonya'da 1923 depreminden sonra bu iş
geiişti. Önlarda da deprem bilinci vardı. ama sis-
tematık bır yaklaşımlan yoktu 1923 "teki deprem-
den sonra onlarda yavaş yavaş deprem mühendıs-
lığını bır teknoloji haline getırmeye başladılar.
Depreme dav anıklı inşaat kavramını ortaya koydu-
lar. buna uygun yönetmelıkler hazırladılar.
Türkiye'de bu iş 1940'larda başladı. Burada da
yönetmelıkler hazırlandı.
- Türkiye'de bu iş oldukça geç başlamadı mı?
YÜZÜGÜLLÜ - Evet, ama başka ülkelere bak-
tığınız zaman da bavağı erken sayılır. Bu bılincın
gelişmesine paralel olarak yönetmelıkler yapıldı.
Dört beş yılda birbu yönetmelikleryenilendı. ge-
liştirıldı. Şuangeçerli olan yönetmelik de 1975'te
yapıldı. Yenı yönetmelik ise tamamlanmak üzere.
Yakında çıkacak.
Bizde yönetmelik var ve yeterli de. Ama bunun
yeterli biçimde ııvgulanması gerekiyor.
Ne yazık ki Türkiye'de
eğitim ve denetim konusu
depremle ılgilı olarak yete-
nnce uygulanabilse herhal-
de her şey hallolur.
- Deprem konusunda eği-
tim, dediniz. Sizce eğitim ne-
reden başlamalı.
YÜZÜGÜLLÜ -Öncelik-
le mühendisimizin üniversi-
tede eğitilmesı lazım. İnşaat
mühendisleri deprem mü-
hendisi olarak da eğitilmeli.
Bir de uygulayanlar ve ya-
panlar deprem konusunda
bilınçlenmelı. Burada mü-
hendislerin dışında. mımar-
lann rolü büyük.
Uygulayan kimseler der-
ken ustalar ve kalfalardan
söz ettim. Bunlar da bilinç-
lenmeliler.
Herkes eğitilebilir. Ama
burada denetim çok önemli.
Bu ikı aşamada olur. Birinci-
si. proje aşamasında. Diye-
lim kı projeler doğru dürüst.
inşaat kavramlanna göre ya-
pılıyor. tkincı aşama ise uy-
gulama denetimi. Maalesef
bu iki aşamada da bizım şım-
diki uygulamamız yeterli de-
Ne proje aşamasında bele-
dıyelere \erilen ruhsatyetki-
siyle ne de uygulama aşama-
sında yeterince denetlendıği
söylenebılir Bence Türki-
ye"de bu eksiklıklerden dolayı yapılan binalann ço-
gu dayanıklı değil.
Çarpık kentleşmeden dolayı mühendislığin gir-
mediğı binalarvar. Istanbul'un yüzdeyetmışi böy-
le. Ama bunların yanında normal mühendisliği
olan ve çok ıyı yapılmış binalar da var.
Eğıtime ünıversiteler. denetime yerel yönetim-
ler sahıp çıkar. Bunun dışında bir de mal sahibi un-
suru var. Mal sahibi çarşıdan herhangi bir mal alır
gibi, binanın sadece fayansına. parkesine bakıp. o
evi alırsa olmaz.
- Dinar depreminden sonra televizyon haber fîlm-
lerinde gördiik. Aynı sokak üzerinde birtakun ev-
ler yerle bir olmuşken birtakım binalar da sapasağ-
lam ayakta kalımştı...
YÜZÜGÜLLÜ - Bu görüşünüze tamamıyla ka-
tılıyorum Aynı olay. Erzıncan depreminde de ya-
şandı. Burada olay binalann dayanıklılığına bağlı
Yandaki bına yerle bir olmuş, öbür bina avakta...
Ayakta kalmış olan bina belli bir kurala göre ya-
pılmiş. Oysa yanındaki. daha zayıf yapıldıgı, üstü-
ne kaçak kat çıkıldığı, ya da eksıklen olduğu ıçin
çökmüş olabilir.
- Bu rür binalan yapan kişiler sizce cinayet işle-
miyorlar mı? Bunlara cezai yaptınm getirilmeme-
limi?
YÜZÜGÜLLÜ - Proje onay mekanizması
1985"te yerel yonetimlere verildi. Bugün bunlan
yerel yönetimler denetliyor. Projeyi. hesaplannı
Prof. Yüzügüllü: Türkiye'de
eğitim ve denetim konusu
depremle ilgili olarak yeterince
uygulanabilse herhalde her şey
hallolur. Öncelikle
mühendislerimiz ve diğer
ilgililerin eğitilmesi lazım. Ama
burada denetim çok önemli. Bu
iki aşamada olur. Birincisi. proje
aşamasında, ikincisi uygulama
denetimi. Maalesef bu iki
aşamada da bizim şimdiki
uygulamamız yeterli değil.
verivorsunuz. kontrol ediyorlar. Tabii bu kontrol ne
derece yapılıyor'
1
Bunu kendimıze sormamız la-
zım O kadar çok sayıda proje geliyor ki. Oradaki
mühendisler de bu kadar çok proje denetimi tale-
bine cevap \eremez durumda kalıyorlar.
ŞimdibuışbüyükşehirlerdeMimarlarOdaşı'nın
yardımıyla da yapılmaya başlandı. Şu anda İstan-
burdabutüruygulamalarvapılıyor. Buıyı biryak-
laşım. Yani Vlimar \e Mühendisler Odası yardım
edivor
- Biraz önce çarpık kentleşme yüzünden İstarı-
bul'daki binalann yüzde 70'inde mühendislik bu-
lunmadığını söylediniz. İstanbul'da. Dinar'dakinin
şiddetindebir deprem olsa kentin hali sizce ne olur?
V ÜZİGÜLLÜ - İstanbul'da ılk büyük depremin
şıddetı 6.5 'tı. Daha önce beş şiddetinde bir deprem
oldu. Depreme dayanıklı inşaatta hasar görmemez-
lık dıye bırşey söz konusu değil. Dıyelim ki dep-
reme dayanıklı birbinaya 8 şiddetinde bir deprem-
de de hıçbir şey olmadı. Bu olanaksız.
Depreme dayanıklı inşaat şöyle oluyor:
Örneğin. sık sık olan. 4-4.5 şiddetındeki dep-
remlerde binalarımızda sıva çatlağı olmasın. bizi
rahatsızetmesın. diyoruz. Ama 5-5.5 şiddetindeki
depremlerde duvarlanmızda bazı çatlaklar olsun,
ama binada yapısal birhadise olmasın. Bundan bü-
yük. yani orta şiddetteki depremlerde bina ayakta
kalıyor. ama hasar görüyor. Daha az sıklıkta. ama
daha şiddetli depremlerde hasar olsun. kolonlan-
mız çatlasın, kirişlerimiz çat-
lasın. ama bına yıkılmasın.
Bizim bütün felsefemiz, bu-
nun üzerine kurulu. Can kay-
bı en aza insin. Hedefimiz
bu.
- Bir de kamu ihaleleriyle
yapıian binalarda çok fazla
malzeme kaçınldığı için bü-
yük hasar olduğu söy leniyor.
Siz bu görüşe katılıyor nıusu-
nuz?
YÜZÜGÜLLÜ-Busoru-
yu ce\aplandıracak kişi ben
değilım. Nerede olursa ol-
sun. malzeme eksikliği çü-
rük binalann inşaedilmesine
yol açar.
- Sizce her depremde Tür-
kiye'nin felaket yasaması ka-
der mi, yoksa Türk insanı ha-
fızasız olduğu için mi her se-
fcrindt bu felaketler yaşanı-
yor?
YÜZÜGÜLLÜ - Ben. bır
deprem mühendisi olarak.
bunu bır kader olarak gör-
müyorum. Gördügüm dep-
remlerde edindığim tecrübe-
lerden söylüyorum. Eğer
bellı kurallara uyulur. belli
yönetmelıkler takip edilir,
gereklı kontrollervapılır, ye-
ni teknoloji uygulanırsa dep-
rem sırasında can kaybını en
aza indirebilirsinız.
Çok önemli ikincı bir hu-
sus da deprem sırasında ya-
pılacak şeyleri bilmektir.
- Bunlar neler?
YÜZÜGÜLLÜ - Bina içindeyseniz şu noktala-
ra önemle dikkat edin: Pencerelerden. raflardan,
avizelerden ve devrilebilecek eşyalardan uzak du-
run. Yüzünüzü \e başınızı. düşen maddelere ve
cam kınklanna karşı korumak için kapatın. Masa
veya sıranın altına gizlenin.
Sağlam bir kapı kirişının altında durun ya da ge-
rekirse çömelin. Bu pozisyonunuzu sarsıntı geçin-
ceye kadar koruyun. Şömınelerden. ocaklardan.
veya tuğlayla örülmüş yerlerden uzaklaşın. Asan-
sörleri kullanmay ın ve merdıvenlerden uzak durun.
Elektrik şalterini de hemen kapatın. Gaz kokusu
duyuyorsanız. sakın ateş yakmayın. Taşıp döküle-
bilecek kimyasal madde gibi sıvılardan uzak du-
run. Dışardaysanız. bınalardan enerji hatlanndan.
ağaçlardan. direklerden uzaklaşarak açık bir alana
gıtmeye çalışın. Açık bır alana gitme olanağınız
yoksa yere diz çökerek başınızı koruyun. Yamaç-
lardan. taş veya kaya düşebılecek noktalardan
uzaklaşın. Arabadaysanızotoyol banyerlerinden.
köprülerden, kavşaklardan. enerji nakıi hatlann-
dan. alt ve üst geçitlerden ve yüksek binalardan
uzaklaşın. Yol kenarına yanaşın. Sarsıntı durun-
caya kadar arabanın içinde bekleyın.
Yangına karşı korunmak için nasıl kurallar
koyuyorsak depremden korunmak için de bu kural-
lar geçerlı.
yoksa Türk insanının hafızasızlığından mı bu felaketlerin döne döne
yaşandığı sorusıı sondmaya başlandı. Kaderci olmadığınuz ve bu
felaketlerin Türk insanının kaderi olamayacağını düşündüğümüz
için bir sismolog ve bir deprem mühendisine, deprem ülkesi olan
Türkiye de neler yapılması gerektiğini sordıık. Sorıılanmızı Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü
Müdürü Prof Ahmet Mete Işıkara ile aynı enstitü öğretim
üyelerinden deprem mühendisi Prof Özal Yüzügüllü yanıtladılar.
Prof. AHMETMETE
IŞIKARA
1941 doğumlu. l.Ü.
Fen Fakültesi 'nde
jeofızik vejeoloji
lisansı yaptı. 1985
yılında Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve
Deprem Araştırma
Enstitüsü Jeofızik
Ana Bilim Dalı na
profesör olarak
atandı. Bir süre
Boğaziçi Üniversitesi
Rektör Yardımcılığı
yaptı. Depremlerin
önceden belirlenmesi
konusunda
çalışmaları var.
'Depreınin zamaıımı
kestirmek olanaksız'- Bu son yaşadığımız Dinar deprem felakeri üze-
rine önce depremin neden olduğunu bize anlatır mı-
sınız?
IŞIKARA -Deprem olayı kırık dediğimız fayın
hareketlenmesı sonucunda bir enerjinin açığa çık-
maj.ındanka>naklanıyor. Bu enerji açığa çıkarken
ver kabuğu sallanıyor. Yer kabuğunun sallanması-
nı deprem olarak hı^sedıvoruz.
- Peki. Türkiye'de neden bu kadar çok sık dep-
rem oluyor?
IŞIKARA - Türkiye bir deprem ülkesi. Çok
önemli fay zonları var. Bunlardan bir tanesi Ha-
tav'dan Van'a uzanan Doğu Anadolu Fay Zonu.
öbürü tüm Turkiye'vi kapsayan ve Marmara'dan
da geçen Kuzev Anadolu Fay Zonu. Batı Anado-
lu Grabenleri ve Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu
vardır Tüm bunlar irili ufaklı. zaman zaman yıkı-
cı depremlere neden olan hareketlen meydana ge-
tirir Türkiye'nin deprem genel hantası bu.
- Siz, fay harekeriendiği zaman deprem oiuyor de-
diniz. Fayın hareketlenmesinin nedenini bize anla-
tır mısınız?
IŞ1KARA - Yer küremiz yaşayan bır küre. Bu-
rada bır genlım bınkımi oluyor ve öyle bır nokta-
yageliyorkıdovumnoktası oluyor. Dolayısıylabi-
rıken gerilim dışan. açığa çıkmak ıstiyor. Açığa
çıkma sırasında kabuğu yırtıyor. Bu da depreme
yol açan yer hareketini meydana getiriyor. Çok ge-
nel benzetmek gerekirse bir tencere suyu kayna-
tın. kapağını dabastınn. Bel-
li bir noktadan sonra biriken
gerilımle kapağı atmak iste-
yecektir.
Yani biriken enerjinin do-
yum noktasına gelip kabuğu
yırtması sonucudepremolu-
yor.
- Bir de dipten gelen dep-
remlerle yüzeye yakın dep-
remlerden söz edilir. Bunlar-
dan hangisi daha çok hasara
yolaçar?
IŞIK.4R.A - Bır depremin
meydana getırdığı hasar bır-
çok faktörebağlıdır. Bunlar-
dan birincisi depremin bü-
yüklüğü. ikincisi depremin
süresı. üçuncüsü depremin
derınliği. dördüncüsü o dep-
remin yerleşim yenne olan
uzaklığı... Tüm bu faktörler
depremin oluşturduğu hasa-
rın büyüklüğünü etkiliyor.
- Bir de depremlerin önce-
den belirlenmesi konusu \ar.
Depremlerin önceden tespit
edilebildiğL hatta Çin'in bir
zamanlar bunda başarılı ol-
duğu söyleniyor. Gerçekten
depremler önceden sağlıklı
olarak belirlenebiliyor mu?
IŞIKARA - Baştan. dep-
remlerin önceden belırlen-
mesinin ne demek olduğunu
anlatayım. Depremlerin ön-
ceden belirlenmesi demek
bir depremin nerede, hangi
güçte ve ne zaman olacağının saptanmasıdır. Bu-
rada önemli olan. hatta hayati önemı olan nokta
depremin ne zaman olacağıdır.
Bır depremin nerede ve ne büyüklükte olacağı
tahmin edilebiliyor. denilıyor. Ama esas önemli
yan o depremin ne zaman olacağıdır. Maalesef. bir
depremin ne zaman olacağını belirleyen bir tekno-
loji gelişmemiştir. Bu. gelişmiş ülkelerde de yok-
tur, bizde de gelişmemiştir Ama bu teknoloji üze-
nne büyük yatınmlar yapılıyor. yoğun araştırma-
lar sürdürülüyor.Siz sorunuzda Çin örneğine de-
ğindiniz. 1975, ya da 1976'da olan bir depremı
Çinliler önceden belirleyebıldiler. Amaondan son-
ra Çin'de bırçok deprem oldu Onlan belirleveme-
diler.
- Peki Çinliler o depremi önceden nasıl belirleye-
bilmişlerdi?
IŞIKARA - Depremlerin önceden belirlenmesi
çokdisıplınlı çalışmalan gerektiriyor Jeofizik.je-
oloji. jeokimya.jeodezi gibi yerbilimlerinin ortak
çalışmalarını gerektiriyor. Yoğun bır ölçü alanı
oluşturuyorsunuz ve yerin hareketini. herparamet-
reyi ölçeceksiniz.Tabii bu çok sabır ısteyen bir ış.
Pek çok deprem saptıyorsunuz. Bunlardan bazı
depremleröncül haberı veriyor. Ama bırdısiplınin
öncül haberi vermesı önemli değil. Her birımin
kendine özgü bir ölçüm belirtı şeklı vardır. Bunlar
birbırını tutuyorsa işte o zaman depremi önceden
haber vermek mümkün.
Ama depremi önceden haber vermek de kolay
bır olav deâıl.
-Neden?"
IŞIKARA-Teknoloji ileride bunun üstesinden
gelecektır. Ama depremlerin önceden belırlenme-
sının bır başka boyutu var. O boyutu da şu: Bu ha-
beri topluma nasıl verirsiniz?
Dıvelım kı ben bugün depremi saptadım. Bu bil-
gı oradan hükümetc kadar intikal ettırılecek. Ora-
da da yetki manzumesi başlıyor. Bu haber toplu-
ma nasıl duvurulacak?
Bu konuda ABD'de bir deney yapılmış. Bir yö-
re seçılmış. Oyörede deprem olacak. denmiş. On-
dan sonra da ınsanlann davranışı izlenmiş.
- Peki bu insanlar ne yapmışlar?
IŞIKARA - Önce marketlere hücum etmişler,
piyasada hıçbir mal kalmamıi}. Ondan sonra göç
başlamış Üçüncü bir boyut, herkes bankaya koş-
muş. parasını çekmiş. Sıgorta sıstemi çökmüş. Bu
arada da arsa spekülatörlerı ortaya çıkmış.
Bütün bu boyut enıne boyuna irdelenmiş. Ve so-
nunda bir de bakmışlar kı depremin yaptığı zara-
nn üç-dört misli bır zarar meydana gelmış
Dolayısıvla depremin önceden haber verilmesi
kolav bir iş değil.
- Burada şunu sormak istiyomm. Afyon Vali-
si'nin, halka ev lerine dönebileceklerini duyurnıası
sizce doğru muydu?
IŞIK.\RA-Oyle bir şey yok. Bunu gayet iyi bi-
liyorum. Çünkübıryönetıci-
nın bunu söylemesı müm-
kün değil. Kanımızca bu.
abartılı bır haber.
- Deprem şiddetinin sap-
tanmasında kuUanüan birta-
kım ölçekier var. Richter i>l-
çeği, Mercalli ölçeği diyoruz.
Bunların ne olduğunu bize
anlatır mısınız?
IŞIKARA - Binsı açığa çı-
kan enerjinin ölçeğidir ki bu-
na Richter ölçeği diyoruz.
Öbürü ise meydana gelen
hasann ölçüsüdür. lkisi ayn
ölçeklerdir. Yani Richter öl-
çeğıne göre küçük bir dep-
rem büyük bır zarar verebı-
lır Yani şıddeti fazla olabilir.
Ya da büvük bır deprem az
hasar verebilir. şiddetı az
olabilir. Dolayısıvla da bu ı-
ki öiçeği bırbirınden ayır-
mak lazım. Bunlardan birisi
aletsel olarak belirlenır. Bu.
Richter ölçeğidir. Öbürü,
makro sismik gözlemler de-
dığımiz gözlemlerle belırle-
nır. Makro sismik gözlemde
bır şıddet eğrısi de vardır.
Örneğin depremin odak
noktasına yakın daha büyük
bır şiddet. odak noktasına
uzak daha az bir şiddet belir-
lenerek bu gittikçe azahr.
- Sismik çalışmalannızda
uluslararası bağlantılarınız
var mı?
IŞIK.\R.\ - Kandilli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü bugün Türkiye'nın deprem
şebekesini güncelleştirmektedır. Ama daha ta-
mamlamış değildir. On-line deprem istasyonları
vardır. Yakın bir gelecekte Tokat. Kastamonu ve
Mudurnu da on-lıne şebekeye bağlanacaktır. Bu şe-
kilde Türkiye'nın tamamını on-line olarak izleye-
bilmek mümkün olacaktır.
Aynca biz Internet'e ve uluslararası veri merkez-
lennebağlıyız. Belirlediğimızdepremleribu ulus-
lararası \en merkezlerine anında ulaştınnz. Dün-
yada olan depremler de bize anında ulaştınlır.
- Sizce Türkiye'deki her depremde bir felaket ya-
şamamız kader mi. yoksa Türk insanı hafızasız mı?
ISIK.AR.A-Bu soruyu sorduğunuz ıçın teşekkür
edenm Bunun kader olmaması lazım. Biz bır dep-
rem ülkesıyiz. Ama toplumumuzun hafızasız ol-
ması bıraz da deprem konusunda toplumu yeterin-
ce eğıtemememızden kaynaklanıvor. Yeterince eği-
temediğımiz ıçın deprem bilincini gelıştıremiyo-
ruz. Bunun için şunu yapmak lazım: Deprem sıra-
sında içinde bulundugumuz yapının depreme da-
yanıklı olup olmadığına bakmak ve deprem sıra-
sında ne yapmamız gerektiğini bilmek gerekir. Biz
bu konuda şimdi broşür yayımladık.
Bana sorarsanız bu eğıtimı veremedığinız za-
man o hafıza kaybı olur Bizde deprem bittiği za-
man mesele de bitıyor. Ama bizım o bılincı her an
canlı tutmamız gerekir. Çünkü deprem ülkesıyiz.
Prof. Işıkara: Bir depremin
nerede ve ne büyüklükte olacağı
tahmin edilebiliyor, deniliyor.
Ama esas önemli yan o
depremin ne zaman olacağıdır.
Maalesef, bir depremin ne
zaman olacağını belirleyen bir
teknoloji gelişmemiştir. Bu.
gelişmiş ülkelerde de yoktur,
bizde de gelişmemiştir. Ama bu
teknoloji üzerine büyük
yatınmlar yapılıyor, yoğun
araştırmalar sürdürülüyor.
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Zeytinler Arasında
BirMoteLKalkan'ı yıllarca önce ilk gördüğümde "avuç içi"
kadar bir limandı. Gerçekten de ikı elin avuçlannı
şöyle bır tenis topu gibi tutar, birleştırirseniz, olurdu
size bir Kalkan! Tarihte yeri olan bir liman. Fenikeli-
ler, Romalılar, onlardan sonra gelenler için en güve-
nilir bir limandır. Turistik bir kasabadır, belediye de
olmuştur. Eskiden Kaş'a bağlıydı.
Kalkan'ın yerlileri şimdi yavaş yavaş turizme ısını-
yorlar, moteller. pansiyonlar işletıyorlar. Yeriiler eski-
den denizden kaçar. sıcaklarda dağdaki yaylalara
sığınırlardı. Evlerin pencereleri denize doğru değil,
dağa doğru açılır. Denizden kaçar gibidirler. Hem
yerliler, hem de daha sonra gelen yabancılar ilkin bi-
rer sığıntı gibiydiler. Bugün dışardan gelen turizmcı-
ler, Kalkan'ı gri çimentonun, kırmızı kiremidin tutsağı
etmişlerdir. Nereye baksanız, nereyi görsenız beton
ve tuğla ağır basar.
Kalkan'a ilk geldiğimde bır mimar hanım, bir mü-
zisyen beyle tanıştım. Kıyıda tuttuklan bufenın kira-
sını bile veremıyorlardı. Müzisyen yöredeki insanlar
rahatsız olmasın diye saksofon çalışmalarını keçile-
rin eyleştiğı örende yapıyordu.
Artık o guzelim zeytinlikler arsaya dönüşmüş.
imara açılmıştı. Bır büyük zeytin kıyımı almış başını
gidiyordu. Zeytinliklerin böyle yıkımı beni de yıkar.
Oysa bu zeytinlikler kımleri doyurmamıştı, kimlerı
beslememişti. Dara'nın, iskender'in orduları bu
zeytinlerle doymuşlardı. Bu turizm sevdası Ispanyol
zeytinliklerıni yerle bır etmemiş miydi!
Bu yöreye turizm sokan Erkut Taçkın'dı denebilir.
Erkut askerlikten ayrıldıktan sonra, bır sure, müzik
yapıyor. Kısa adıyla Rock (rockn rol) muzığınin en
ustalarından oluyor.
"Müzikten epey para kazandım" diyor. Bu parayla
bir şeyler yapmak istiyor. O yıllarda turizm modası
almış, yürümüş; devlet de özendirıyor. Bir arkada-
şıyla birlikte Iskenderun'dan başlayıp Çanakkale'ye
kadar butün sahıli tarıyor. Antalya'nın Serik'inde bir
yen gözu tutuyor. Ama nedense bir süre sonra or-
dan vazgeçiyor. Kaş'a kadar geliyorlar. Birden Kal-
kan gözüne çarpıyor. Kıyısıyla, denızıyle, ağacıyla
burayı beğeniyor.
"Burayı aldım" diyor. Bu 73-74 yılında oluyor.
Kalkan'a turızmın ilk kazması vuruluyor.
Gerçi bundan önce bır ikı pansıyon vardır, ama
göz doyurucu değildir. Onlar da Erkut'un ne yapa-
cağına şaşkınlıkla bakıyorlar. Bazı şeyler geliyor, gi-
diyor.
Erkut, pansiyonlar için 'klozefter getirtmiştir, bun-
lar monte edilecektir. "Bunlar bulaşık teknesi mi?"
dıye soruyoriar.
Kalkan'ın ilk turizmcisı Erkut Taçkın'ın bir oteli
(Pasha Inn). bır restoranı. karşı kıyıda bir plajı vardır.
ilk aldığı plaj kayalık bır yer olduğundan buraya "Is-
tırap Kayalan" adını veriyorlar. Plaja her girenin aya-
ğı çakıl ve taşa bulaşıyor.
Kalkan şımdı çok gelişmıştır. Birçok motel, pansi-
yon ve otelı var; tanınmış birçok kişinin de villa, ev,
yazlıkyerleri...
Erkut'u aradığımda, "Karşı plajda yüzüyor" dedi-
ler.
Kalkan'ı birkaç gün adım adım dolaşacağız. Gör-
düklerimizı, ağzımdan Kalkan'ı anlatacağız.
"Yann motor gezisı var" dediler.
Geziye çıkanların çoğu Ingilizlerdi, nedense burayı
çok tutmuşlardı. Bir dostuyla mal edinenjer var.
Kalkan'a bizım geliş nedenimiz kızım Önce'nin bir
arkadaşıyla birlikte yaptıklan motelı görmek. iki yıl-
dır, bu dağ başını adam etmeye çalışıyorlar. Ger-
çekten de güzel, zevkli bir yer olmuş. ilerde burayı
anlatacağım.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS
SOLDANSAĞA:
1/ Döllenmiş yu-
murtanın gehşme
evrelerınden bın.
2/ Kıremıt yerine
kullanılan ya da
kiremıtlenn altına
konan ınce tahta. 4
3/ Rubidyum ele-
mentının sımge-
sı... Bır bağlaç..
Romanya'nın para
bınmı. 4/ Hz.
Alı'nın lakabı. 5/
Safran. amber ve
mıskkanştınlarak "
yapılan güzel bir koku... Al-
datma ışı. hile. 6/ iskambılın
atası sayılan desteye ve bu
deste kullanılarak bakılan
falcılık yöntemıne venlen
ad... V'erme. ödeme. 7/ Bır
renk... Bir peygamber... Ha-
yat arkadaşı. 8/ Öleceği ke-
sinlikle bılınen bır hastanın.
acısını dındırmek için doktor
tarafından öldürülmesi... 9/
Osmanlı devletmın Kuzev
Afrıka'daki son topraklannı
da yıtırdigı antlaşmanın adı... Öndelık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Halatların kalınlığını belirtmekte kullanılan bırim. 2/
Ayaksız olduğu ıçin yılan sanılan bir tür kertenkele. 3/ Ilen-
me. beddua... Sazın en ınce ses veren teli... Boru sesı. 4/
1938'de almarak Atatürk'e tahsıs edilen. 1951 'den sonra ise
okul gemısı olarak kullanılan ünlü yat. 5/ Bır kara taşıtı...
Avrupa'nın ikincı uzun ırmağı. 6/ Bır çalgı... Bir nota... KJ-
mı kumaşlann yüzeyındekı ınce tüy. 7/ İstanbul'un bir sem-
ti... Güney Afrıka Cumhunyetrnın plaka işaretı. 8/Türlü
bitkilerin yaprak ve kabuklanv la kokulandmİmış acımtırak
bir içkı... Çayın etkin maddesı. 9/ Bır zaman binmı... Bın-
ne dokunsun dıve sövlenen söz.
DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1995,302
Davacı Tedaş vekili Av. Neşe Aygün tarafmdan
davalı Seyfettin Özden aleyhıne açılan alacak
davasının yapılan yargılaması sırasında:
Davalı Seyfettin Özden'ın Düzce Cedideye Mah.
Kasapoğlu caddesindeki adresine teblıgat
yapılamamış. yapılan zabıtaaraştırmasındadahı adresi
tespit edilemedığinden. bu kerre dava dılekçesı ve du-
ruşma gününün ilanen yapılmasına karar verilmiş ol-
makla. duruşmanın yapılacağı 25.10.1995 günü saat
09.00"da davalının duruşmada hazır bulunması veya k-
endısıni yasal bir vekille temsil ettırmesı, aksı halde
yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve karar ver-
ilecegi ilanen tebliğ olunur.
Basın: 44478
ÖĞRETMENDEN
Do büyük flüt, nota, müzik teorisi,
piyano, solfej dersleri.
TEL3265528