03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM1995CUMARTESİ 10 BIR KONU IKI KONUK Ölümlerve yıkımyazgı değil i3 LJ1\ LJ£ Türkiye de bir yüzyıldanfazla bir zamandır ölümcül depremler komısımda kayıtlar tutulmuş. Yakın geçmişimize bakîığımızda da en büyiİk ve can kaybına en fazla neden olan deprem olarak 1939 Erzincan depremini görüyorıız. Bu îahhten sonraki sarsıntılar da büyük ölçüde can kayıplarına yol açîı. Yaşanan sayısız denecek deneyime karşın en son Dinar depreminde de bunca can kaybı olması bımun Türk insanının kaderi mi olduğu. Prof ÖZAL YÜZÜGILLÜ 1941 Eskişehir doğumlu. ODTÜ'de deprem mühendisliği masteri vaptı. ABDde lllinois Üniversitesi nde doktorasım aldı. Bir süre yurtdışında öğretim iiyesi olarak çalıştı. Son olarak 1988 de Boğaziçi Üniversitesi ne girdi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden. 4 Sorunlar eğithn ve denetimle çözülür' LEYLA TAVŞANOĞLÜ - Türkiy e deprem kuşağı ü/erinde olan, başından pek çok deprem geçmiş bir ülke. Her depremde bi- nalar çöker, insanlar bu binalann altında kalır, ölür. Sizce Türkiye'de binalar depreme dayanaklı ola- rak yapılıyor mu? Bu kav ram Türkiye'de geiişti mi? YÜZÜGÜLLÜ- Bu kavrama genel olarak yak- laşmak gerekir. Depreme dayanıklı inşaat kavramı- nı geliştiren ülkelenn başında Japonya v e ABD ge- liyor. Japonya'da 1923 depreminden sonra bu iş geiişti. Önlarda da deprem bilinci vardı. ama sis- tematık bır yaklaşımlan yoktu 1923 "teki deprem- den sonra onlarda yavaş yavaş deprem mühendıs- lığını bır teknoloji haline getırmeye başladılar. Depreme dav anıklı inşaat kavramını ortaya koydu- lar. buna uygun yönetmelıkler hazırladılar. Türkiye'de bu iş 1940'larda başladı. Burada da yönetmelıkler hazırlandı. - Türkiye'de bu iş oldukça geç başlamadı mı? YÜZÜGÜLLÜ - Evet, ama başka ülkelere bak- tığınız zaman da bavağı erken sayılır. Bu bılincın gelişmesine paralel olarak yönetmelıkler yapıldı. Dört beş yılda birbu yönetmelikleryenilendı. ge- liştirıldı. Şuangeçerli olan yönetmelik de 1975'te yapıldı. Yenı yönetmelik ise tamamlanmak üzere. Yakında çıkacak. Bizde yönetmelik var ve yeterli de. Ama bunun yeterli biçimde ııvgulanması gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye'de eğitim ve denetim konusu depremle ılgilı olarak yete- nnce uygulanabilse herhal- de her şey hallolur. - Deprem konusunda eği- tim, dediniz. Sizce eğitim ne- reden başlamalı. YÜZÜGÜLLÜ -Öncelik- le mühendisimizin üniversi- tede eğitilmesı lazım. İnşaat mühendisleri deprem mü- hendisi olarak da eğitilmeli. Bir de uygulayanlar ve ya- panlar deprem konusunda bilınçlenmelı. Burada mü- hendislerin dışında. mımar- lann rolü büyük. Uygulayan kimseler der- ken ustalar ve kalfalardan söz ettim. Bunlar da bilinç- lenmeliler. Herkes eğitilebilir. Ama burada denetim çok önemli. Bu ikı aşamada olur. Birinci- si. proje aşamasında. Diye- lim kı projeler doğru dürüst. inşaat kavramlanna göre ya- pılıyor. tkincı aşama ise uy- gulama denetimi. Maalesef bu iki aşamada da bizım şım- diki uygulamamız yeterli de- Ne proje aşamasında bele- dıyelere \erilen ruhsatyetki- siyle ne de uygulama aşama- sında yeterince denetlendıği söylenebılir Bence Türki- ye"de bu eksiklıklerden dolayı yapılan binalann ço- gu dayanıklı değil. Çarpık kentleşmeden dolayı mühendislığin gir- mediğı binalarvar. Istanbul'un yüzdeyetmışi böy- le. Ama bunların yanında normal mühendisliği olan ve çok ıyı yapılmış binalar da var. Eğıtime ünıversiteler. denetime yerel yönetim- ler sahıp çıkar. Bunun dışında bir de mal sahibi un- suru var. Mal sahibi çarşıdan herhangi bir mal alır gibi, binanın sadece fayansına. parkesine bakıp. o evi alırsa olmaz. - Dinar depreminden sonra televizyon haber fîlm- lerinde gördiik. Aynı sokak üzerinde birtakun ev- ler yerle bir olmuşken birtakım binalar da sapasağ- lam ayakta kalımştı... YÜZÜGÜLLÜ - Bu görüşünüze tamamıyla ka- tılıyorum Aynı olay. Erzıncan depreminde de ya- şandı. Burada olay binalann dayanıklılığına bağlı Yandaki bına yerle bir olmuş, öbür bina avakta... Ayakta kalmış olan bina belli bir kurala göre ya- pılmiş. Oysa yanındaki. daha zayıf yapıldıgı, üstü- ne kaçak kat çıkıldığı, ya da eksıklen olduğu ıçin çökmüş olabilir. - Bu rür binalan yapan kişiler sizce cinayet işle- miyorlar mı? Bunlara cezai yaptınm getirilmeme- limi? YÜZÜGÜLLÜ - Proje onay mekanizması 1985"te yerel yonetimlere verildi. Bugün bunlan yerel yönetimler denetliyor. Projeyi. hesaplannı Prof. Yüzügüllü: Türkiye'de eğitim ve denetim konusu depremle ilgili olarak yeterince uygulanabilse herhalde her şey hallolur. Öncelikle mühendislerimiz ve diğer ilgililerin eğitilmesi lazım. Ama burada denetim çok önemli. Bu iki aşamada olur. Birincisi. proje aşamasında, ikincisi uygulama denetimi. Maalesef bu iki aşamada da bizim şimdiki uygulamamız yeterli değil. verivorsunuz. kontrol ediyorlar. Tabii bu kontrol ne derece yapılıyor' 1 Bunu kendimıze sormamız la- zım O kadar çok sayıda proje geliyor ki. Oradaki mühendisler de bu kadar çok proje denetimi tale- bine cevap \eremez durumda kalıyorlar. ŞimdibuışbüyükşehirlerdeMimarlarOdaşı'nın yardımıyla da yapılmaya başlandı. Şu anda İstan- burdabutüruygulamalarvapılıyor. Buıyı biryak- laşım. Yani Vlimar \e Mühendisler Odası yardım edivor - Biraz önce çarpık kentleşme yüzünden İstarı- bul'daki binalann yüzde 70'inde mühendislik bu- lunmadığını söylediniz. İstanbul'da. Dinar'dakinin şiddetindebir deprem olsa kentin hali sizce ne olur? V ÜZİGÜLLÜ - İstanbul'da ılk büyük depremin şıddetı 6.5 'tı. Daha önce beş şiddetinde bir deprem oldu. Depreme dayanıklı inşaatta hasar görmemez- lık dıye bırşey söz konusu değil. Dıyelim ki dep- reme dayanıklı birbinaya 8 şiddetinde bir deprem- de de hıçbir şey olmadı. Bu olanaksız. Depreme dayanıklı inşaat şöyle oluyor: Örneğin. sık sık olan. 4-4.5 şiddetındeki dep- remlerde binalarımızda sıva çatlağı olmasın. bizi rahatsızetmesın. diyoruz. Ama 5-5.5 şiddetindeki depremlerde duvarlanmızda bazı çatlaklar olsun, ama binada yapısal birhadise olmasın. Bundan bü- yük. yani orta şiddetteki depremlerde bina ayakta kalıyor. ama hasar görüyor. Daha az sıklıkta. ama daha şiddetli depremlerde hasar olsun. kolonlan- mız çatlasın, kirişlerimiz çat- lasın. ama bına yıkılmasın. Bizim bütün felsefemiz, bu- nun üzerine kurulu. Can kay- bı en aza insin. Hedefimiz bu. - Bir de kamu ihaleleriyle yapıian binalarda çok fazla malzeme kaçınldığı için bü- yük hasar olduğu söy leniyor. Siz bu görüşe katılıyor nıusu- nuz? YÜZÜGÜLLÜ-Busoru- yu ce\aplandıracak kişi ben değilım. Nerede olursa ol- sun. malzeme eksikliği çü- rük binalann inşaedilmesine yol açar. - Sizce her depremde Tür- kiye'nin felaket yasaması ka- der mi, yoksa Türk insanı ha- fızasız olduğu için mi her se- fcrindt bu felaketler yaşanı- yor? YÜZÜGÜLLÜ - Ben. bır deprem mühendisi olarak. bunu bır kader olarak gör- müyorum. Gördügüm dep- remlerde edindığim tecrübe- lerden söylüyorum. Eğer bellı kurallara uyulur. belli yönetmelıkler takip edilir, gereklı kontrollervapılır, ye- ni teknoloji uygulanırsa dep- rem sırasında can kaybını en aza indirebilirsinız. Çok önemli ikincı bir hu- sus da deprem sırasında ya- pılacak şeyleri bilmektir. - Bunlar neler? YÜZÜGÜLLÜ - Bina içindeyseniz şu noktala- ra önemle dikkat edin: Pencerelerden. raflardan, avizelerden ve devrilebilecek eşyalardan uzak du- run. Yüzünüzü \e başınızı. düşen maddelere ve cam kınklanna karşı korumak için kapatın. Masa veya sıranın altına gizlenin. Sağlam bir kapı kirişının altında durun ya da ge- rekirse çömelin. Bu pozisyonunuzu sarsıntı geçin- ceye kadar koruyun. Şömınelerden. ocaklardan. veya tuğlayla örülmüş yerlerden uzaklaşın. Asan- sörleri kullanmay ın ve merdıvenlerden uzak durun. Elektrik şalterini de hemen kapatın. Gaz kokusu duyuyorsanız. sakın ateş yakmayın. Taşıp döküle- bilecek kimyasal madde gibi sıvılardan uzak du- run. Dışardaysanız. bınalardan enerji hatlanndan. ağaçlardan. direklerden uzaklaşarak açık bir alana gıtmeye çalışın. Açık bır alana gitme olanağınız yoksa yere diz çökerek başınızı koruyun. Yamaç- lardan. taş veya kaya düşebılecek noktalardan uzaklaşın. Arabadaysanızotoyol banyerlerinden. köprülerden, kavşaklardan. enerji nakıi hatlann- dan. alt ve üst geçitlerden ve yüksek binalardan uzaklaşın. Yol kenarına yanaşın. Sarsıntı durun- caya kadar arabanın içinde bekleyın. Yangına karşı korunmak için nasıl kurallar koyuyorsak depremden korunmak için de bu kural- lar geçerlı. yoksa Türk insanının hafızasızlığından mı bu felaketlerin döne döne yaşandığı sorusıı sondmaya başlandı. Kaderci olmadığınuz ve bu felaketlerin Türk insanının kaderi olamayacağını düşündüğümüz için bir sismolog ve bir deprem mühendisine, deprem ülkesi olan Türkiye de neler yapılması gerektiğini sordıık. Sorıılanmızı Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof Ahmet Mete Işıkara ile aynı enstitü öğretim üyelerinden deprem mühendisi Prof Özal Yüzügüllü yanıtladılar. Prof. AHMETMETE IŞIKARA 1941 doğumlu. l.Ü. Fen Fakültesi 'nde jeofızik vejeoloji lisansı yaptı. 1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofızik Ana Bilim Dalı na profesör olarak atandı. Bir süre Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı yaptı. Depremlerin önceden belirlenmesi konusunda çalışmaları var. 'Depreınin zamaıımı kestirmek olanaksız'- Bu son yaşadığımız Dinar deprem felakeri üze- rine önce depremin neden olduğunu bize anlatır mı- sınız? IŞIKARA -Deprem olayı kırık dediğimız fayın hareketlenmesı sonucunda bir enerjinin açığa çık- maj.ındanka>naklanıyor. Bu enerji açığa çıkarken ver kabuğu sallanıyor. Yer kabuğunun sallanması- nı deprem olarak hı^sedıvoruz. - Peki. Türkiye'de neden bu kadar çok sık dep- rem oluyor? IŞIKARA - Türkiye bir deprem ülkesi. Çok önemli fay zonları var. Bunlardan bir tanesi Ha- tav'dan Van'a uzanan Doğu Anadolu Fay Zonu. öbürü tüm Turkiye'vi kapsayan ve Marmara'dan da geçen Kuzev Anadolu Fay Zonu. Batı Anado- lu Grabenleri ve Kuzeydoğu Anadolu Fay Zonu vardır Tüm bunlar irili ufaklı. zaman zaman yıkı- cı depremlere neden olan hareketlen meydana ge- tirir Türkiye'nin deprem genel hantası bu. - Siz, fay harekeriendiği zaman deprem oiuyor de- diniz. Fayın hareketlenmesinin nedenini bize anla- tır mısınız? IŞ1KARA - Yer küremiz yaşayan bır küre. Bu- rada bır genlım bınkımi oluyor ve öyle bır nokta- yageliyorkıdovumnoktası oluyor. Dolayısıylabi- rıken gerilim dışan. açığa çıkmak ıstiyor. Açığa çıkma sırasında kabuğu yırtıyor. Bu da depreme yol açan yer hareketini meydana getiriyor. Çok ge- nel benzetmek gerekirse bir tencere suyu kayna- tın. kapağını dabastınn. Bel- li bir noktadan sonra biriken gerilımle kapağı atmak iste- yecektir. Yani biriken enerjinin do- yum noktasına gelip kabuğu yırtması sonucudepremolu- yor. - Bir de dipten gelen dep- remlerle yüzeye yakın dep- remlerden söz edilir. Bunlar- dan hangisi daha çok hasara yolaçar? IŞIK.4R.A - Bır depremin meydana getırdığı hasar bır- çok faktörebağlıdır. Bunlar- dan birincisi depremin bü- yüklüğü. ikincisi depremin süresı. üçuncüsü depremin derınliği. dördüncüsü o dep- remin yerleşim yenne olan uzaklığı... Tüm bu faktörler depremin oluşturduğu hasa- rın büyüklüğünü etkiliyor. - Bir de depremlerin önce- den belirlenmesi konusu \ar. Depremlerin önceden tespit edilebildiğL hatta Çin'in bir zamanlar bunda başarılı ol- duğu söyleniyor. Gerçekten depremler önceden sağlıklı olarak belirlenebiliyor mu? IŞIKARA - Baştan. dep- remlerin önceden belırlen- mesinin ne demek olduğunu anlatayım. Depremlerin ön- ceden belirlenmesi demek bir depremin nerede, hangi güçte ve ne zaman olacağının saptanmasıdır. Bu- rada önemli olan. hatta hayati önemı olan nokta depremin ne zaman olacağıdır. Bır depremin nerede ve ne büyüklükte olacağı tahmin edilebiliyor. denilıyor. Ama esas önemli yan o depremin ne zaman olacağıdır. Maalesef. bir depremin ne zaman olacağını belirleyen bir tekno- loji gelişmemiştir. Bu. gelişmiş ülkelerde de yok- tur, bizde de gelişmemiştir Ama bu teknoloji üze- nne büyük yatınmlar yapılıyor. yoğun araştırma- lar sürdürülüyor.Siz sorunuzda Çin örneğine de- ğindiniz. 1975, ya da 1976'da olan bir depremı Çinliler önceden belirleyebıldiler. Amaondan son- ra Çin'de bırçok deprem oldu Onlan belirleveme- diler. - Peki Çinliler o depremi önceden nasıl belirleye- bilmişlerdi? IŞIKARA - Depremlerin önceden belirlenmesi çokdisıplınlı çalışmalan gerektiriyor Jeofizik.je- oloji. jeokimya.jeodezi gibi yerbilimlerinin ortak çalışmalarını gerektiriyor. Yoğun bır ölçü alanı oluşturuyorsunuz ve yerin hareketini. herparamet- reyi ölçeceksiniz.Tabii bu çok sabır ısteyen bir ış. Pek çok deprem saptıyorsunuz. Bunlardan bazı depremleröncül haberı veriyor. Ama bırdısiplınin öncül haberi vermesı önemli değil. Her birımin kendine özgü bir ölçüm belirtı şeklı vardır. Bunlar birbırını tutuyorsa işte o zaman depremi önceden haber vermek mümkün. Ama depremi önceden haber vermek de kolay bır olav deâıl. -Neden?" IŞIKARA-Teknoloji ileride bunun üstesinden gelecektır. Ama depremlerin önceden belırlenme- sının bır başka boyutu var. O boyutu da şu: Bu ha- beri topluma nasıl verirsiniz? Dıvelım kı ben bugün depremi saptadım. Bu bil- gı oradan hükümetc kadar intikal ettırılecek. Ora- da da yetki manzumesi başlıyor. Bu haber toplu- ma nasıl duvurulacak? Bu konuda ABD'de bir deney yapılmış. Bir yö- re seçılmış. Oyörede deprem olacak. denmiş. On- dan sonra da ınsanlann davranışı izlenmiş. - Peki bu insanlar ne yapmışlar? IŞIKARA - Önce marketlere hücum etmişler, piyasada hıçbir mal kalmamıi}. Ondan sonra göç başlamış Üçüncü bir boyut, herkes bankaya koş- muş. parasını çekmiş. Sıgorta sıstemi çökmüş. Bu arada da arsa spekülatörlerı ortaya çıkmış. Bütün bu boyut enıne boyuna irdelenmiş. Ve so- nunda bir de bakmışlar kı depremin yaptığı zara- nn üç-dört misli bır zarar meydana gelmış Dolayısıvla depremin önceden haber verilmesi kolav bir iş değil. - Burada şunu sormak istiyomm. Afyon Vali- si'nin, halka ev lerine dönebileceklerini duyurnıası sizce doğru muydu? IŞIK.\RA-Oyle bir şey yok. Bunu gayet iyi bi- liyorum. Çünkübıryönetıci- nın bunu söylemesı müm- kün değil. Kanımızca bu. abartılı bır haber. - Deprem şiddetinin sap- tanmasında kuUanüan birta- kım ölçekier var. Richter i>l- çeği, Mercalli ölçeği diyoruz. Bunların ne olduğunu bize anlatır mısınız? IŞIKARA - Binsı açığa çı- kan enerjinin ölçeğidir ki bu- na Richter ölçeği diyoruz. Öbürü ise meydana gelen hasann ölçüsüdür. lkisi ayn ölçeklerdir. Yani Richter öl- çeğıne göre küçük bir dep- rem büyük bır zarar verebı- lır Yani şıddeti fazla olabilir. Ya da büvük bır deprem az hasar verebilir. şiddetı az olabilir. Dolayısıvla da bu ı- ki öiçeği bırbirınden ayır- mak lazım. Bunlardan birisi aletsel olarak belirlenır. Bu. Richter ölçeğidir. Öbürü, makro sismik gözlemler de- dığımiz gözlemlerle belırle- nır. Makro sismik gözlemde bır şıddet eğrısi de vardır. Örneğin depremin odak noktasına yakın daha büyük bır şiddet. odak noktasına uzak daha az bir şiddet belir- lenerek bu gittikçe azahr. - Sismik çalışmalannızda uluslararası bağlantılarınız var mı? IŞIK.\R.\ - Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü bugün Türkiye'nın deprem şebekesini güncelleştirmektedır. Ama daha ta- mamlamış değildir. On-line deprem istasyonları vardır. Yakın bir gelecekte Tokat. Kastamonu ve Mudurnu da on-lıne şebekeye bağlanacaktır. Bu şe- kilde Türkiye'nın tamamını on-line olarak izleye- bilmek mümkün olacaktır. Aynca biz Internet'e ve uluslararası veri merkez- lennebağlıyız. Belirlediğimızdepremleribu ulus- lararası \en merkezlerine anında ulaştınnz. Dün- yada olan depremler de bize anında ulaştınlır. - Sizce Türkiye'deki her depremde bir felaket ya- şamamız kader mi. yoksa Türk insanı hafızasız mı? ISIK.AR.A-Bu soruyu sorduğunuz ıçın teşekkür edenm Bunun kader olmaması lazım. Biz bır dep- rem ülkesıyiz. Ama toplumumuzun hafızasız ol- ması bıraz da deprem konusunda toplumu yeterin- ce eğıtemememızden kaynaklanıvor. Yeterince eği- temediğımiz ıçın deprem bilincini gelıştıremiyo- ruz. Bunun için şunu yapmak lazım: Deprem sıra- sında içinde bulundugumuz yapının depreme da- yanıklı olup olmadığına bakmak ve deprem sıra- sında ne yapmamız gerektiğini bilmek gerekir. Biz bu konuda şimdi broşür yayımladık. Bana sorarsanız bu eğıtimı veremedığinız za- man o hafıza kaybı olur Bizde deprem bittiği za- man mesele de bitıyor. Ama bizım o bılincı her an canlı tutmamız gerekir. Çünkü deprem ülkesıyiz. Prof. Işıkara: Bir depremin nerede ve ne büyüklükte olacağı tahmin edilebiliyor, deniliyor. Ama esas önemli yan o depremin ne zaman olacağıdır. Maalesef, bir depremin ne zaman olacağını belirleyen bir teknoloji gelişmemiştir. Bu. gelişmiş ülkelerde de yoktur, bizde de gelişmemiştir. Ama bu teknoloji üzerine büyük yatınmlar yapılıyor, yoğun araştırmalar sürdürülüyor. POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Zeytinler Arasında BirMoteLKalkan'ı yıllarca önce ilk gördüğümde "avuç içi" kadar bir limandı. Gerçekten de ikı elin avuçlannı şöyle bır tenis topu gibi tutar, birleştırirseniz, olurdu size bir Kalkan! Tarihte yeri olan bir liman. Fenikeli- ler, Romalılar, onlardan sonra gelenler için en güve- nilir bir limandır. Turistik bir kasabadır, belediye de olmuştur. Eskiden Kaş'a bağlıydı. Kalkan'ın yerlileri şimdi yavaş yavaş turizme ısını- yorlar, moteller. pansiyonlar işletıyorlar. Yeriiler eski- den denizden kaçar. sıcaklarda dağdaki yaylalara sığınırlardı. Evlerin pencereleri denize doğru değil, dağa doğru açılır. Denizden kaçar gibidirler. Hem yerliler, hem de daha sonra gelen yabancılar ilkin bi- rer sığıntı gibiydiler. Bugün dışardan gelen turizmcı- ler, Kalkan'ı gri çimentonun, kırmızı kiremidin tutsağı etmişlerdir. Nereye baksanız, nereyi görsenız beton ve tuğla ağır basar. Kalkan'a ilk geldiğimde bır mimar hanım, bir mü- zisyen beyle tanıştım. Kıyıda tuttuklan bufenın kira- sını bile veremıyorlardı. Müzisyen yöredeki insanlar rahatsız olmasın diye saksofon çalışmalarını keçile- rin eyleştiğı örende yapıyordu. Artık o guzelim zeytinlikler arsaya dönüşmüş. imara açılmıştı. Bır büyük zeytin kıyımı almış başını gidiyordu. Zeytinliklerin böyle yıkımı beni de yıkar. Oysa bu zeytinlikler kımleri doyurmamıştı, kimlerı beslememişti. Dara'nın, iskender'in orduları bu zeytinlerle doymuşlardı. Bu turizm sevdası Ispanyol zeytinliklerıni yerle bır etmemiş miydi! Bu yöreye turizm sokan Erkut Taçkın'dı denebilir. Erkut askerlikten ayrıldıktan sonra, bır sure, müzik yapıyor. Kısa adıyla Rock (rockn rol) muzığınin en ustalarından oluyor. "Müzikten epey para kazandım" diyor. Bu parayla bir şeyler yapmak istiyor. O yıllarda turizm modası almış, yürümüş; devlet de özendirıyor. Bir arkada- şıyla birlikte Iskenderun'dan başlayıp Çanakkale'ye kadar butün sahıli tarıyor. Antalya'nın Serik'inde bir yen gözu tutuyor. Ama nedense bir süre sonra or- dan vazgeçiyor. Kaş'a kadar geliyorlar. Birden Kal- kan gözüne çarpıyor. Kıyısıyla, denızıyle, ağacıyla burayı beğeniyor. "Burayı aldım" diyor. Bu 73-74 yılında oluyor. Kalkan'a turızmın ilk kazması vuruluyor. Gerçi bundan önce bır ikı pansıyon vardır, ama göz doyurucu değildir. Onlar da Erkut'un ne yapa- cağına şaşkınlıkla bakıyorlar. Bazı şeyler geliyor, gi- diyor. Erkut, pansiyonlar için 'klozefter getirtmiştir, bun- lar monte edilecektir. "Bunlar bulaşık teknesi mi?" dıye soruyoriar. Kalkan'ın ilk turizmcisı Erkut Taçkın'ın bir oteli (Pasha Inn). bır restoranı. karşı kıyıda bir plajı vardır. ilk aldığı plaj kayalık bır yer olduğundan buraya "Is- tırap Kayalan" adını veriyorlar. Plaja her girenin aya- ğı çakıl ve taşa bulaşıyor. Kalkan şımdı çok gelişmıştır. Birçok motel, pansi- yon ve otelı var; tanınmış birçok kişinin de villa, ev, yazlıkyerleri... Erkut'u aradığımda, "Karşı plajda yüzüyor" dedi- ler. Kalkan'ı birkaç gün adım adım dolaşacağız. Gör- düklerimizı, ağzımdan Kalkan'ı anlatacağız. "Yann motor gezisı var" dediler. Geziye çıkanların çoğu Ingilizlerdi, nedense burayı çok tutmuşlardı. Bir dostuyla mal edinenjer var. Kalkan'a bizım geliş nedenimiz kızım Önce'nin bir arkadaşıyla birlikte yaptıklan motelı görmek. iki yıl- dır, bu dağ başını adam etmeye çalışıyorlar. Ger- çekten de güzel, zevkli bir yer olmuş. ilerde burayı anlatacağım. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS SOLDANSAĞA: 1/ Döllenmiş yu- murtanın gehşme evrelerınden bın. 2/ Kıremıt yerine kullanılan ya da kiremıtlenn altına konan ınce tahta. 4 3/ Rubidyum ele- mentının sımge- sı... Bır bağlaç.. Romanya'nın para bınmı. 4/ Hz. Alı'nın lakabı. 5/ Safran. amber ve mıskkanştınlarak " yapılan güzel bir koku... Al- datma ışı. hile. 6/ iskambılın atası sayılan desteye ve bu deste kullanılarak bakılan falcılık yöntemıne venlen ad... V'erme. ödeme. 7/ Bır renk... Bir peygamber... Ha- yat arkadaşı. 8/ Öleceği ke- sinlikle bılınen bır hastanın. acısını dındırmek için doktor tarafından öldürülmesi... 9/ Osmanlı devletmın Kuzev Afrıka'daki son topraklannı da yıtırdigı antlaşmanın adı... Öndelık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halatların kalınlığını belirtmekte kullanılan bırim. 2/ Ayaksız olduğu ıçin yılan sanılan bir tür kertenkele. 3/ Ilen- me. beddua... Sazın en ınce ses veren teli... Boru sesı. 4/ 1938'de almarak Atatürk'e tahsıs edilen. 1951 'den sonra ise okul gemısı olarak kullanılan ünlü yat. 5/ Bır kara taşıtı... Avrupa'nın ikincı uzun ırmağı. 6/ Bır çalgı... Bir nota... KJ- mı kumaşlann yüzeyındekı ınce tüy. 7/ İstanbul'un bir sem- ti... Güney Afrıka Cumhunyetrnın plaka işaretı. 8/Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklanv la kokulandmİmış acımtırak bir içkı... Çayın etkin maddesı. 9/ Bır zaman binmı... Bın- ne dokunsun dıve sövlenen söz. DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995,302 Davacı Tedaş vekili Av. Neşe Aygün tarafmdan davalı Seyfettin Özden aleyhıne açılan alacak davasının yapılan yargılaması sırasında: Davalı Seyfettin Özden'ın Düzce Cedideye Mah. Kasapoğlu caddesindeki adresine teblıgat yapılamamış. yapılan zabıtaaraştırmasındadahı adresi tespit edilemedığinden. bu kerre dava dılekçesı ve du- ruşma gününün ilanen yapılmasına karar verilmiş ol- makla. duruşmanın yapılacağı 25.10.1995 günü saat 09.00"da davalının duruşmada hazır bulunması veya k- endısıni yasal bir vekille temsil ettırmesı, aksı halde yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve karar ver- ilecegi ilanen tebliğ olunur. Basın: 44478 ÖĞRETMENDEN Do büyük flüt, nota, müzik teorisi, piyano, solfej dersleri. TEL3265528
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle