06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3EKİM1995SALI 10 DIZIYAZI Bilim dışlanarak lafldik korunmazLaiklik karşıtlarına fırsat: illke yönetıminde ve toplum düzenınde "aklı ve bilimı egemen kılacak" çağdaş demokratik anlayış anayasada yapılan son değışıklıklerde yine "polıtıka dışında" tutuldu. Boylece söylemde yasaklanmış olmasına karşın, uygulamada laıklık karşıtı guçlerın daha da gelışmesı ıçın "uygun bır ortam" yaratıldı. T BMMde 23 Temmuz 1995 gunu sabaha kar- şıyapılanoylama sonucunda 360 mılletvekılının kabul o>u ıle gerçekleşen 16 maddelık ana- yasa değışıklığı ertesı gunu hemen tum yazılı \e gorsel basında "Parlamento laikliğe sahipçıktı" şeklınde v er aldı Bununnedenı yıneanaya- sa değışıklığı ıçın yaşanan uzun ve gerılımlı sureçte RP'nın hep "laiklik tartışma- sına" gırmesı ve dev letın bu nıtelığını vurgulayan teme! maddelerın de yenıden du- zenlenmesınde dıretmesıydı Sonuçta dığer partıler. sa- dece "sivir bır anayasa yapa- bılmenın hazzını taşımak ıçın değıl, RP'nın bu dırenışıne karşı da hiç değılse "laikliğı kurtarabilmek" ıçın deyım yenndey se eteklenndekı tum taşlan doktuler O gece saat 03 40'ta oyla- ma sonucu açıklandığında yıne RP'lılenn dışmdakı tum mılletvekıllennın ayağa kal- kıp uzun uzun alkışlamalan, A.NAP lıden \Iesut\ ümaz'ın CHPGenel Başkanı Hikmet Çetin'ı ıkı kez sanlıp opme- sı, Başbakan Tansu Çiller'ın yıne tum lıderlerle coşkuvla tokalaşmasi, mılletvekıllerı- nın bırbırlenyle kucaklaşma- lan, butun bu se\ ınç v e mut- lulukgostenlen bırazda "la- iklik karşıtı çevrelere karşı kazanılan zaferin" sankı kut- lanmasıy dı Nıtekım. vıne sonuçlar açıklandıktan sonra sıyası lı- derlenn hemen hıçbınsı "de- mokratikleşme sağlandı" şek- lındebırgoruşvermıyor de- ğerlendıımelerhep "laikliğin konınmuş olması" uzennde yoğunlaşıyordu Orneğın Başbakan Tansu Çıller bu go- ruşunu "Galip millet. mağ- lûp RP" şeklınde ozetlerken DSP lıden Ecevit de benzer şekılde -RP laikliğe karşı sa- vaş açtu ancak TBMM'nin büy iık çoğunluğu laikliğe sa- hip çıkarak bu savaşı kazan- dı_." dıyordu (Cumhunyet- 24 7 1995) İki temel soru Kimya mühendisleri: Ne anayasa değışıkliğine gıden sürecin, ne de 1982 Anayasası'nda yapılan değışıklıklerın, 1991 'de koalısyon hukumetınce ılan edılen çağdaş ve tam demokratik bir sıvıl toplum anayasasının hedeflerı açısından yeterlı ve doyurucu bır nıtelığı var. Değışen değıl, değışmeyen maddeler asıl nıyetı gosterıyor. Anayasadaki son değişiklikler öncesinde demokrasi platformunu oluşturan meslek odaları, gerçekleştirdikleri onca etkinlik ve eyteme karşın, önerdikleri metnin tam tersi bir yeni anayasal düzenle karşılaştılar. Rant, kalkınmarun düşmanı U: Partıler \e kamuoyu işte böylesı bır "zafersarhoşluğu" ıçerısındeyken. çoğu kımse- nın aklına şu ıkı temel soru- yu sormak pek gelmedı 1- Madem kı Î982 Anaya- sası laıklığın guvencesı olan maddelerı ıçenyor \e şımdı RP'nın bunlan değıştırme ıs- teğı de genış bır ışbırlığıvle gen çe\nldıgı ıçın se\ ınç gos- tenien yapılıyor, o halde 12 Eylul'den bu yana laıklık duş- manlığının boy lesıne serpılıp orgutlenmesı neden "aynı anayasa ile" onlenemedı. da- hası. yonetımlerce tesv ık edıl- dı1 2- Laıklığın temel guven- cesı "oncelikle demokrasi" olduğuna gore. demokratık- leşmeyı "yeterinee sağlava- mayan" bır anay asa değışık- lığı laıklığı de acaba nasıl koruyacaktı1 Kuşkusuz, bu ıkı temel so- runun yanıtı da v ıne anayasa değışıklığının "içeriginde" yatıyordu ve doğrusu bu de- ğışıklıksurecındeRP-yenilmiş~bıleol- sa aslında kazanan tarat ne yazık kı "la- ikdüşünce" değıldı Çunku ulke yönetıminde \e toplum düzenınde "aklı \e bilimi egemen kılacak" çağdaş demokratik anlay ış anay asada y ı- ne "politikadışında" tutuluyor boylece söylemde yasaklanmış olmasina karşın uygulamada laıklık karşıtı guçlenn da- ha da gelışmesı ıçın "uygun bir ortam" yaratılıyordu Meslek odalanna engel Nıtekım bunun en açık gostergelerın- den bın de anayasa değışıklığındekı -mes- lek odalarına karşı takınılan tutum" \ e bunun sonucunda yıne meslek odalarının polıtıkaya kazandırabıleceklerı -bilim- sel >e demokratik katkıların" açıkça en- gellenmışolmasıydı Orneğın, TBMM'ye sunulan değışık- lık paketınde bulunmasına rağmen ge- nel kuruldakı oylama sırasında "redde- dilen" yenı madde taslaklan arasında. meslek kuruluşlan. sendıkalar vakıflar ılebunlannustorganlarında yonetımve denetım kurullannda gorev alanların ay - nı zamanda mılletvekılı olabılmelenne olanak saglayan onen de vardı Eğer bu madde de "alkışlar arasında" zmanlık \e çalışma alanları nedenıj le Turkıye'nın kalkınma kaynaklarının oncelıkle ulke \e toplum ıçın değerlendınlmesı ) onunde oteden ben duyarlı bır -oda politıkası" ızleven TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası yonetıcılen de bu tartışma\a meslek odalarının -ikili" bır karakter taşıvan sorumluluklannı açarak katılıyorlar Aslında bırının dığerınden ayrılamayacağı \e bu anlamda -butuncul" bır ıçenğe de sahıp olan soz konusu ıkılı karakter odanın Istanbul Şubesı \ onetım Kurulu'na gore -mesleki" ve -demokratik" alanlardakı eorev ve kamuda çalışan metalurji mühendisleri. kımı ışyerlerindeki ılkel koşulları eleştırırken. "dev- let memuru" olduklan ıçiıı meslek odalanyla dayamşma olanağından uzak tutuluyorlar. vukumluluklerden kavnaklanıvor "Mesleki çalışmalar uvclcrin bilgi ve beeerilerini geliştirmeleri ıçın yapılan etkınlikler olduğu gibi, gundemdeki yine meslek disiplininıiz kapsamındaki konulara mudahale niteliğinde de olabilmektedır" denılen Nietaiurjı Muhendıslen Odası goruşune aıt raporda buna ornek olarak -Karabuk Demir Çelik İşletmeleri'nin Kaparılması" \ e "Erdemır"in ozelleşrinlmesi" gıbı gırisimlergostenlıyor Bu gıbı konularda meslek odasının ızleyeceğı polıtıkanın zorunlu olarak "toplumsal çıkarlan gözetecek yonde olacağını" da vurgulayan Metalurji MuhendiNİerı. bu nedenle meslekı çalışmanın zaten sıyasetten ayrılamayacağının \e odalann da yıne sıyasetın dışında kalmalannın mumkun olmayacağının altını çızıyorlar Anayasadaki sıyaset ozgurluğu tartişmasmda da temel amacın ne olduğu konusundakı büianıklığın netleşebilmesı ıçın yıne Metalurji Muhendıslen Odası Istanbul Şubesı Vonetım Kıırulu'nca dıle getırılen -kritik soru" >oy le "Nerede duruvorsunuz? Emekçi sınıfın vanında. ulke kavnaklannı toplum çıkarian doğrultusunda değerlendıren bır ekonomik \e sivasal vapılanma tarafında mı: yoksa ucrettı kolelık, rant ve faize davalı bir ekonomik ve sivasal sistemin yanında mı.'" Turkıye'de anayasa yapan çevrelenn meslek odalanna ve demokratik kıtle orgullenne hep bu sorudakı bırıncı seçeneğı yasaklamaya çalıştıklan ve yıne ıkıncısını değıl bırınusını sav unma\ ı "siyaset yapma suçu" olarak kabul edıp dey ım yerındevse çıfte >>tandart uyguladıklarını anlatan odanın İstanbul Şubesı Sekreterı Sovdan Metalurji mühendisleri: Işyerlerındekı üretımın ılkel koşullarına, anti- demokratık ve sağlıksız çalışma ortamına, ekolojık yıkım getıren üretım süreçlerıne karşı çıkan muhendıslerın ış guvencesinı sağlayamayan bır anayasanın tanıyacağı sıyaset hakkı, kolelık, rant ve faız ekonomısıne yine hızmet edecektır. de yer alan bu hedefler aslın- da y ıne -hedef" olarak kaldı- ğı gıbı "kalıcı bir anayasa için" de gereklı olan demok- ratik yontemler bu sureçte-de zaten askıva alındı ve uygu- lanmadı Bunun y ıne en açık orneğı se 135 maddedekı venı du- zenlemede vaşandı Madde- nın başında "Kaınu Kurumu Mtelığindeki Meslek Kuru- luşlan" adı vazma->ına rağ- men bu madde ıçenğındekı "ulkedeki ilgili kuruluşların" mutabakatlannın aranması bır yana aynı kuruluşlarca TBMM'ye onceden sunulan goruşlerdıkkatebılealınma- dı Sonuçta. anayasada hakla- rında tanım getmlen se hak- lan belırlenen meslek kuru- luşlannın hemen "tıimunıin" reddettıklen bır duzenleme TBMM de kabul edılerek y u- rurluğe gırdı Yıne Kımya Mühendıslen Odası goruşunde. bu sureçle ılgılı de şudeğerlendırme ya- pılıyor "20 Ekim 1991 seçimleriy- le goreve gelen bu parlamen- to, başlangıçta soz verilen de- mokratik hedefleri yıne bir kenara bıraktı. \nayasadeği- şiklikleri. ilgili toplum kesinı- lerınin dışlandığı. sadece si- vasi partiler arasında içi boş bir ziy aretler trafığinin sergi- lendiği bir surecin sonunda gerçekleşmış oldu..." Butun bunlara rağmen ana- v asada v ıne de "demokratik- leşmev ı çağnştırabilecek" ba- zı yenı haklannozellıkle mes- lek odalarına tanınmış gıbı goriınmesını de "olsa olsatı- kanmış olan sivasi partilerin onunuaçmavayadayaşamın içinde fiili olarak kazanılmış ve yasal olmasa hile meşru ha- le getirilmiş haklan anayasa maddelerine kısnıen yansıt- mayayonelik" bırduzenleme olarak gorduklerını belırten kımya Mühendisleri Odası Başkanı Nılgun Ercan bugo- ruşlennı guçlendıren gozlem- lerını ıse şov le dıle getınyor "1982"den beri gelişen su- reçte 13?. maddede ver alan vasaklar zaten fiıli olarak kı- rılmıştır. \\nı zamanda de- mokratik iç işlev ışe sahip kit- le orgutleri olan TMMOB ve diğer meslek kuruluşlan bu anayasaya rağmen, varlık ne- denlerinin vedoğal konumla- rının sonucu, alanlarını da- raltma kotnpleksine girme- den goniş iıretmişler ve açık- lamışlardır." "Siyasi tuzak" Nıtekını vıne Nılgun Er- can'a gore. odalann bu dıre- nışlen ve kararlılıklan sonu- cunda. -giderekresmiyapılar da sistematik ve samimi ol- masalar bile, kendilerini mes- lek kuruluşlannın goruşleri- ni alma durumunda hisset- meye başladılar..." kaldı kı anayasadaki bu değişiklikler oncesınde de meslek kuru- luşları sendıkalar vedernek- lerle bırlıkte çalışan kesımle- rın orgutlerının temsıl edıldı- ğı "Demokrasi Platfor- mu"nun hay ata geçırıldığı de keneş, zaten egemen ekonomik ve sıvasal tercılılerın -yönlendiricisi" durumunda olan sermaye ve ış çevrelerının orgutlendığı kuruluşların ıse bugune dek hukumetlerce "sivasete kanştıklan" ıçın hemen hıç suOanmadıklarına dıkkat çekıvor Ustelık yıne bu kuruluşlar zanıan zaman av nı hukumetlere "en sert eleşhnler" yoneltmelenne rağmen Metalurji muhendıslennın aynı konuda dıle getırdıklerı bır başka gerçek ise bu tartışiTiJN la ılgılı raporlarında -Meslek odalan. doğal olarak üyelerinin haklannı ve çıkarlannı korumak için sivaset yapmak zorundadırtar ve bu, odalann gorevidir" şeklınde ozetlenıvor Bu gerçeğı gozardı eden bır anayasal duzenlemede odalann sıyasal haklannı sadece "partilerle işbirliği yapma" çerçevesı ıle sınırlı tutmak ıse Metalurji muhendıslen yonetıcılerıne gore yeterlı değıl Onlara gore temel hedef muhendıslerın "sendikalaşınalan" olmalı ve yıne muhendislerın kendı uzmanlık alanlarında yonetımlerde soz \ e karar sahıbı konumuna gelnıelerıne yonelık bır "siyasallaşma" ıçın çaba costerılmelı kabul edılseydı, kendı meslek topluluğu ıçensınde "seçilerek"yonetıme gelen \e aynı meslekalanındakıbılımselgomşle- rı ulke ve toplum yaranyla da butunleş- tırerek gelıştıren ve savunan oda yonetı- cılennın bu duyarlılığı ve örgüKel bırı- kımlennı "paıiamentoya da taşımalan- nın" onu açılmış olacaktı Bovlece TBMM dekı degerlendırmeler daha bır zengınleşeceğı gıbı. y ıne laıklık duşman- lığının en guçlu besın kavnağı olan "bi- lim ve uzmanlık dışı politikaların" da meydanı boyleMne boş bulmaları gıde- rek zorlaşacaktı Benzer şekı 1de. yınemıllervekılıseçıl- meyaşinın25'ekadarındırılmesınıone- ren maddenın de reddedılmesıy le aslın- da laıklığın de onemını ve değerını çok ı\ı bılen -genç potansiyelin" polıtıkaya etkın katılımı bır kez daha ertelenırken sıyası partı yonetımlenne seçılen yuksek oğrenım elemanlarına "unhersitelerde- ki gorev lerinden istifa etme koşulunun" getırılmesı de -bilimlepolitikayıbirbirin- den koparan" anlay îşin bır başka sonu- cu olarak anayasada yer almiş oldu El- bette aynı anda laık dusuncenın de bı- 1ım-polıtıkave demokrasi uçgenındege- lışebılmesıne y ıne engel olunarak Işte bu degerlendırmeler ışıgındaana- v asada meslek odalanna tanındıtn ılen su- mlen "politikaozgurluğu"kavramına ve- nıden donup baktığımızda aslında "oz- gur gelişme ortamının" bılımsel duşun- ceve değıl vıne ıçlerınde laıklık karşıtı goruşler de olmak uzere demokrasıyle arasi pek ıvı olmayan sıyasal tutumlara sağlanmiş olduğu da açığa çıkıyor Mesleğın hemen tum alanlannda bılı- me olan bağlılıktan odun \ermelen ola- naksız olan Kimya Mühendisleri Odası da bu sonuç uzennde şu yorumu y apıyor - \nay asada y apılan değişiklikler. dev - let erkini elinde bulunduran kesimlerin toplumundonuşmeve gelişme ıhtiyacına cevap verebilecek bir niyette olmadığını. egemenliklerinisurdurmeninyolunuva- sakçı duzenlemeler arkasına sığınmakta bulduğunu bir kez daha göstermiştir." Çunku. v ıne kımya Munendı-.len Oda- sı vonetıcılerıne gore bu son değışıklık- lerın taşıdığı anlamı kavramanın ve yo- uımlamanııı volu "yapılan değişıklikle- ri irdelemekten değil. değıştirilmeyen ve olduğu gibi korunan maddelere bakmak- tan" geçıvor Sözde kalan protokol Meslek odalaıının yenı anayasal lıak- ları konusundakı değerlendırmeye onte- lıkle 1991 dekı ılk -DVP-SHPkoalisvo- nuııun hükumet programını anımsaya- rak" başlamanın gereklı olduğunu vur- gulavan kımya Muhendıslen Oda^ı Baş- kanı INilgun Ercan, oda yonetım kurulu adına ılettığı goruşlerde aynı program- dakı yıne anav asa değışıklığıyle ılgılı şu lıedeflerın altını çızıyor "Iilkemizin. çağdaş. katılımcı ve tam de- mokratik bir anayasay a gereksinimi var- dır. (...) Bov le bir anayasa. Paris Şartı'nın da ongorduğû katılımcı demokrasinin tünı koşullarını („.) sağlayacak ve Turki- ve'nin uygar dunya ile bdtünleşmesine vönelik bir adımı oluşturacaktır." Boylebırhedeteulaşılabılmesı ıçınde vıne D\P-SHP hııkumet programında yer alan şu temel ılkeler kımya Muhen- dıslen Odası yonetımınceozellıkleanım- satılıvor -Bövle bir anayasanın sivasi partiler başta olmak uzere, ulkedeki ilgili kuru- luşların ve halkımızın uzlaşnıası sonucu oluşmasını onermekteyb. Şuna kesinlik- le inanıyoruz ki {D\ P-SHP olarak) katı- lımcı demokrasilerde genel mutahakat, anay asaların kalıcılığının temel şartıdır." 2? Temmuz 199^'tekı oylamavla so- nuçlaııan anav asa degişiklıgı surecının bır anlamda -başlama kararını"oluştu- ran ve dahası -sivasalgerekçelerini" ıçe- ren 1991 'dekı ılk koalısyon protokolun- Nılgun Ercan'ın "unutulnıa- masını" ıstedığı gelışmeler arasında veralıyor Anavasadakı 135 maddede yapılan son değişiklıkle meslek odalannın sıya- set yapma vasağının kaldırılmiş olmasi- nı da aslında "değiştirilmeyen hukümler- le" bırlıkte değerlendırmek gerektığıne dıkkat çeken kımva Mühendisleri Oda- sı vonetiLilen "kamudaçalışanteknikele- manlara oda uyelığinı gerek gormey en ve oda y oneticileriy le universite mensupla- rının da TBMM'ye girmelerini engelle- yen" bır duzenleme ıçerısındekı bu "si- yasi ozgurluğun" (') hedefı konusunda da şu kavgıları taşiyorlar "Bu bir ruzağa benziy or. Türkiy e'de tı- kanmış durumdaki sivasi partilerin, de- mokratik kitle orgutlerinın içeriğini bo- şaltmaya vönelik heveslerinin artması ih- tınıali bulunmaktadır. Bu konuda meslek kuruluşlannın işlevsel olabilmesinin yo- lunun orgutlerin bağımsızlığından geçrt- ğinı v urgulamak onem kazanıvor..." Yarın: Mimarlar ve inşaat mühendisleri tartışıyor Dızumzmclıınkıtbolumumk TMMOB Gcntl Bıiikanı )u\ uz Onen ıle TEB Ge- nel Buikanı \lehmet Donuıt, ın fotoğ- rajlaıı kaııynıştıı dıızeltıı ozuı clıleıız ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Riyad Mahkıf, Avrnıa'da... Cumhurıyet okurları çok tıtızdır Bır konu uzennde dur- dunuzmu okur da onun arkasını bırakmaz, ızlerdurur Do- muz etı konusuna ara mı verdım hemen sorular başlar - Domuzetı konusunda bırsuredıryazmıyorsunuz, yok- sa sıze baskı mı yapılıyor korkuyor musunuz? - Riyad Mahluf muydu neydı, Tunuslu bır genç vardı, o ne oldu7 Hıç bılgı vermıyorsunuz1 Hapısten çıktı mP Yok- sa Tunus 'a gen mı gondenldû Riyad Mahluf tan bır suredır benım de bılgım yoktu Du- yumlarıma gore Turkıye'den gıtmış, Avrupa'da bır demok- rat ulkeye sığınmış Tunuslu dıktator Zeynel Abidın Bın Alı nın ışkencelennden kurtulmuş Zeynel Abidın Bın Alı'nın, Turkıye ye baskılar yaptığını Riyad Mahluf un Tunus a verılmesı ıçın çırpındıgını duyu- yordum Riyad Mahluf'un babasına Tunus'ta ışkenceler gos- terılmış - Senın oglun da elımıze geçtıgınde ışte boyle yapa- cağız1 denılmış1 Riyad Mahlufun KırklarelıAshyeCezaMahkemesı nde- kı sonduruşmasınıanımsıyorum 12 Eylul 1993 Pazar gu- nu çıkan "Ankara Notlan "nın başlıgı şoyleydı "Riyad Mah- luf Ozgur' Yargıç Mustafa Ersın Riyad Mahluf'un savunmanla- nndan Burhan Apaydın a soz vermıştı Apaydın, şoyle de- mıştı "Riyad Mahluf'un Tunus 'a tadesı konusunda açılan bu dava, Riyad Mahluf'un davası olmaktan çıkmış Turkı- ye de hukukun egemen olup olmadığının belırtenmesıne donuşmuştur Kamuoyunda oluşan vıcdanı kanı, dıkta re- jımıyle yonetılen Tunus devletıne muvekkılımın gen verıl- memesı gerektığı doğrultusundadır Halkın sesı Hakk'ın sesıdır Turk ulusu adına karar verecek olan sız şereflı yar- gıcın halkın vıcdanına ve sesıne aykın duşen bır karar ver- meyecegınıze ınanıyorum " BurhanApaydın burada 'AdaletBakanıadına"kaydıy- la mahkemeye ve cumhurıyet savcısına yazılar gonderen Ceza işlerı Genel Muduru Yaşar Buken ı (O, şımdı Yargı- tay uyesı) eleştırerek şunları soylemıştı 'Bu yargı bağımsızlıgına yurutmenın bır tecavuzu an- lamını taşımaktadır Bcyle bıryol ulkeyı karanlığa göturur Buyuk duşunur Kant, Bır ulkede adalet guneşı batarsa, o ulke karanlığa gırer demıştır Bugün ulkemıztn esas sorunu, 12 Eylul darbesıyle hu- kukun çığnenmış olmasından kaynaklanmaktadır Turkı- ye Buyuk Millet Meclısı serbest bır seçımle oluşmuştur Bu bakımdan meşru bır organdır Ancak 12 Eylul cunta- sının yaptığı, halkın sıkıyonetım baskısı altında ve gerçek- te asken rejımden kurtulmak ıçın oy verdığı 1982 Cunta Anayasası uzenne oturmuş durumdadır Meclıs, meşru bır Meclıs 'tır Fakat gayn meşru bır zemıne' oturmuştur Bu devam ettıgı surece ulkemızde hukukı bır düzenın yerleş- mesı mümkun olmadıktan başka ekonomiksorunlann, enf- lasyonun ve sosyalproblemlenn çozulebılmesı asla mum- kun olamaz Riyad Mahluf'un ladesı halınde Tunus 'ta ıdam edılece- gı bır gerçektır Bugun devlet yetkılılen, 'çaga ulaşmak' sözunu sarfedıyortar Gerçekte ıse Riyad olayı ortaya koy- muştur kı mılattan oncekı bır yaşama toplum suruklen- mek ıstenmektedır Çunku, mılattan oncekı donemde Sokrat yargıç denen kışılere verilen emır doğrultusun- dakı bır kararla baldıran zehırı ıçınlerek ıdam edılmıştı Ri- yad Mahluf un Tunus a gonderılmesı halınde Sokrat'ınkı- ne benzer bır doneme gınlmış olacaktır Ote yandan Tu- nus bır dıkta rejımıyle yonetıldığınden Tunus ta bağım- sızyargıdansozedılemeyeceğıgerekçesıyle bağımsız Turk yargıcının Riyad Mahluf'un yaşamına son verecek doğ- rultuda bır karar verebılmesı demokratik rejım anlayışı- mız bakımından da onem taşımaktadır Montesquieu, kuvvetler aynlıgı prensıbını koyarken en buyuk tehlıkenın 'yurutmenın yargıya mudahalesı olduğunu belırtmış, bu- nun dıktatoıiuge yol açacagını eserınde yazmıştır Turkı- ye yargıçlanmızın bağımsızltklannı korumaları ve surdur- melen sayesınde karanlığa duşmeyecektır Eskı Romalı hu- kukçu Uİpıyanus'un 'Hukuk ınsanlık ıçındır tanımlama- sını anımsatmak ıstenm Riyad olayı bu açıdan değeıien- dınlmelı Kırklarelı 'ndenyukselecek hukukun ustunluğu se- sı, halkımıza yargıç guvencesınden kaynaklanan bır hu- zurv tattırmalı, kararınızla bırlıkte ülkede adalet guneşı doğmalıdır" Burhan Apaydın'dan sonra konuşan C Savcısı Umit Hu- lusi Koçal esas hakkındakı goruşunu açıklarken "Tunus uyruklu Riyad Mahluf'un Tunus 'ta ıktıdara muhalıfolan bır orgute mensup olduğunu sıyası ıktıdan yıkmak ıçın ban- ka soyduğunu Turkıye'den yurtdışına çıkarken Derekoy gumruk kapısındayakalandığım" soy\ecr\ış, Riyad Mahluf un ışledığı suçun uygulamada sıyası olarak kabul edılmesı doğrultusunda gelışmeler goruldugunu belırtmıştı Yargıç Mustafa Ersın Riyad Mahluf un sıyasal bır orgu- te uye olduğunu bu orgute para toplamak amacıyla ban- ka soygunu yaptıgının anlaşıldıgını belırtmış, suçun nıte- lıgının styasal olduğunu Tunus a gerı venlmesıne gerek bu- lunmadıgını kararında belırtmıştı Yargıcın kararından sonra yargıya baskılar surdu Ri- yad Mahluf'un yenıden tutuklanması ıstendı Mahluf'un pa- saportu kımlığı de mahkemede kalmıştı O şımdı ozgur, canını kurtarmış durumda • • • Riyad Mahluf kendını Avrupa ya attı canını kurtardı ama Dınar dakı yurrtaşlarımız canlarını kurtaramadılar Nâzım Hikmet, 1939 Erzıncan depremı" ıle ıkjılı, "Kara Haber ı yazdı Bırkaç dızesını yazmak ıstıyorum "Kara Haber' ın "Gun ağanr şafak sokeriKımsecıklergıtmez suya/Ezıl- mış başlarıyla oluler/Vardılar uyanılmaz uykuya Ses edıp geceye beyaz taşından/Kışlanın saatı çaldı ıkı- yı /Ne çabuk lahzada bıttı yaşamak /Ktmının sakalı akJKı- mısı altı aylık /Kımı on uç on dort yaşında Kımı yola gıdecek./Kımısı mektup bekler/yan yana sırt ustu yatan oluler Yayıkta yağ vardı, dovulemedı lAk peynır torbaya ko- nulamadı IHasret gıttı oluler/Dunyaya doyulamadı Uyanıp kaçamadılarJKuş olup uçamadılarj Açıldı kuyu- lar kımse ınemezJErzıncan beygın rahvandır ammalolu- ler ata bıremez /Yan yana sırtustu yatan oluler " Dınar depremıne sorumlu aranacak mı bılmıyorum ama bu depremın altında kalması gereken, 30 yıllık sağ ıktıdar- lar olmalı Dahagerıleregıdeyım Koy Enstıtulen nı kapatan- lar olmalı1 BLLMACA SEDAT\AŞ4\İ\ 1 2 3 4 5 6 7 8SOLD\lVS\G\: 1/ Saraylarda \e buyuk konaklarda vemek vesofra ış- lennı voneten kım- se 2/Bavaaı Uy- luk kemığının bı- lımsel adı 3/ Bır 4 ınşaatı yadaha\aı 5 bır hattın ıletken- lerını taşivan. te- 6 mel uzenne kurul- j muş tnetal va da betonarme duşey 8 oğe Fotoğrafçı- q lıkta "bulanık" an- lamındakullanılansozcuk 4/ Nışastavı parçalavarak şeke- re çe\ ıren bır enzıın Enkı- sa zaman suresi 5/Olumsuz- luk belırten bır onek Sınır bovu G/Bırzamanbınmı Sı- gır surusu 7/ Osmanlı dev le- tınde habercı olarak kullanı- lan gorev lılere \enlen ad 8/ \\ cı kulubesı Hındıstan dd buyuk toprak sahıbı prensle- re \enlen ad 9/ Atın va\ru- su Tahıl ıçın kullanılan sekız kıloluk olçek YLK\RIDA> \ŞAĞ1V\: 1/ Kaçak mal 2/ Yapılmış gerçekleşmış ış Bır tanm ara- cı V Avusturva nın para bınmı tran'da tanhı bır kent 41 imkan 5/Yoketme tuketme Bırrenk 6/Seryumelemen- tının sımgesı Ortaovununda taklıtçı 7/L luslararası Para Fonu'nun Mingesı Irı bır çeşıt çığde 8/ Muğla'nın bır ıl- çesı Gen donen 9/Ruşvet Elma armut erık gıbı mev- velerın kurutulmuşu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle