Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3EKİM1995SALI
10 DIZIYAZI
Bilim dışlanarak
lafldik korunmazLaiklik karşıtlarına fırsat:
illke yönetıminde ve toplum düzenınde "aklı
ve bilimı egemen kılacak" çağdaş demokratik
anlayış anayasada yapılan son değışıklıklerde
yine "polıtıka dışında" tutuldu. Boylece
söylemde yasaklanmış olmasına karşın,
uygulamada laıklık karşıtı guçlerın daha da
gelışmesı ıçın "uygun bır ortam" yaratıldı.
T
BMMde 23
Temmuz 1995
gunu sabaha kar-
şıyapılanoylama
sonucunda 360
mılletvekılının kabul o>u ıle
gerçekleşen 16 maddelık ana-
yasa değışıklığı ertesı gunu
hemen tum yazılı \e gorsel
basında "Parlamento laikliğe
sahipçıktı" şeklınde v er aldı
Bununnedenı yıneanaya-
sa değışıklığı ıçın yaşanan
uzun ve gerılımlı sureçte
RP'nın hep "laiklik tartışma-
sına" gırmesı ve dev letın bu
nıtelığını vurgulayan teme!
maddelerın de yenıden du-
zenlenmesınde dıretmesıydı
Sonuçta dığer partıler. sa-
dece "sivir bır anayasa yapa-
bılmenın hazzını taşımak ıçın
değıl, RP'nın bu dırenışıne
karşı da hiç değılse "laikliğı
kurtarabilmek" ıçın deyım
yenndey se eteklenndekı tum
taşlan doktuler
O gece saat 03 40'ta oyla-
ma sonucu açıklandığında
yıne RP'lılenn dışmdakı tum
mılletvekıllennın ayağa kal-
kıp uzun uzun alkışlamalan,
A.NAP lıden \Iesut\ ümaz'ın
CHPGenel Başkanı Hikmet
Çetin'ı ıkı kez sanlıp opme-
sı, Başbakan Tansu Çiller'ın
yıne tum lıderlerle coşkuvla
tokalaşmasi, mılletvekıllerı-
nın bırbırlenyle kucaklaşma-
lan, butun bu se\ ınç v e mut-
lulukgostenlen bırazda "la-
iklik karşıtı çevrelere karşı
kazanılan zaferin" sankı kut-
lanmasıy dı
Nıtekım. vıne sonuçlar
açıklandıktan sonra sıyası lı-
derlenn hemen hıçbınsı "de-
mokratikleşme sağlandı" şek-
lındebırgoruşvermıyor de-
ğerlendıımelerhep "laikliğin
konınmuş olması" uzennde
yoğunlaşıyordu Orneğın
Başbakan Tansu Çıller bu go-
ruşunu "Galip millet. mağ-
lûp RP" şeklınde ozetlerken
DSP lıden Ecevit de benzer
şekılde -RP laikliğe karşı sa-
vaş açtu ancak TBMM'nin
büy iık çoğunluğu laikliğe sa-
hip çıkarak bu savaşı kazan-
dı_." dıyordu (Cumhunyet-
24 7 1995)
İki temel soru
Kimya mühendisleri:
Ne anayasa değışıkliğine gıden sürecin, ne de
1982 Anayasası'nda yapılan değışıklıklerın,
1991 'de koalısyon hukumetınce ılan edılen
çağdaş ve tam demokratik bir sıvıl toplum
anayasasının hedeflerı açısından yeterlı ve
doyurucu bır nıtelığı var. Değışen değıl,
değışmeyen maddeler asıl nıyetı gosterıyor.
Anayasadaki son değişiklikler öncesinde demokrasi platformunu oluşturan meslek odaları, gerçekleştirdikleri onca
etkinlik ve eyteme karşın, önerdikleri metnin tam tersi bir yeni anayasal düzenle karşılaştılar.
Rant, kalkınmarun düşmanı
U:
Partıler \e kamuoyu işte
böylesı bır "zafersarhoşluğu"
ıçerısındeyken. çoğu kımse-
nın aklına şu ıkı temel soru-
yu sormak pek gelmedı
1- Madem kı Î982 Anaya-
sası laıklığın guvencesı olan
maddelerı ıçenyor \e şımdı
RP'nın bunlan değıştırme ıs-
teğı de genış bır ışbırlığıvle
gen çe\nldıgı ıçın se\ ınç gos-
tenien yapılıyor, o halde 12
Eylul'den bu yana laıklık duş-
manlığının boy lesıne serpılıp
orgutlenmesı neden "aynı
anayasa ile" onlenemedı. da-
hası. yonetımlerce tesv ık edıl-
dı1
2- Laıklığın temel guven-
cesı "oncelikle demokrasi"
olduğuna gore. demokratık-
leşmeyı "yeterinee sağlava-
mayan" bır anay asa değışık-
lığı laıklığı de acaba nasıl
koruyacaktı1
Kuşkusuz, bu ıkı temel so-
runun yanıtı da v ıne anayasa
değışıklığının "içeriginde"
yatıyordu ve doğrusu bu de-
ğışıklıksurecındeRP-yenilmiş~bıleol-
sa aslında kazanan tarat ne yazık kı "la-
ikdüşünce" değıldı
Çunku ulke yönetıminde \e toplum
düzenınde "aklı \e bilimi egemen kılacak"
çağdaş demokratik anlay ış anay asada y ı-
ne "politikadışında" tutuluyor boylece
söylemde yasaklanmış olmasina karşın
uygulamada laıklık karşıtı guçlenn da-
ha da gelışmesı ıçın "uygun bir ortam"
yaratılıyordu
Meslek odalanna engel
Nıtekım bunun en açık gostergelerın-
den bın de anayasa değışıklığındekı -mes-
lek odalarına karşı takınılan tutum" \ e
bunun sonucunda yıne meslek odalarının
polıtıkaya kazandırabıleceklerı -bilim-
sel >e demokratik katkıların" açıkça en-
gellenmışolmasıydı
Orneğın, TBMM'ye sunulan değışık-
lık paketınde bulunmasına rağmen ge-
nel kuruldakı oylama sırasında "redde-
dilen" yenı madde taslaklan arasında.
meslek kuruluşlan. sendıkalar vakıflar
ılebunlannustorganlarında yonetımve
denetım kurullannda gorev alanların ay -
nı zamanda mılletvekılı olabılmelenne
olanak saglayan onen de vardı
Eğer bu madde de "alkışlar arasında"
zmanlık \e
çalışma alanları
nedenıj le
Turkıye'nın kalkınma
kaynaklarının oncelıkle
ulke \e toplum ıçın
değerlendınlmesı
) onunde oteden ben
duyarlı bır -oda
politıkası" ızleven
TMMOB Metalurji
Mühendisleri Odası
yonetıcılen de bu
tartışma\a meslek
odalarının -ikili" bır
karakter taşıvan
sorumluluklannı açarak
katılıyorlar Aslında
bırının dığerınden
ayrılamayacağı \e bu
anlamda -butuncul" bır
ıçenğe de sahıp olan soz
konusu ıkılı karakter
odanın Istanbul Şubesı
\ onetım Kurulu'na gore
-mesleki" ve
-demokratik"
alanlardakı eorev ve
kamuda çalışan metalurji mühendisleri. kımı ışyerlerindeki ılkel koşulları eleştırırken. "dev-
let memuru" olduklan ıçiıı meslek odalanyla dayamşma olanağından uzak tutuluyorlar.
vukumluluklerden kavnaklanıvor
"Mesleki çalışmalar uvclcrin bilgi
ve beeerilerini geliştirmeleri ıçın
yapılan etkınlikler olduğu gibi,
gundemdeki yine meslek
disiplininıiz kapsamındaki
konulara mudahale niteliğinde de
olabilmektedır" denılen Nietaiurjı
Muhendıslen Odası goruşune aıt
raporda buna ornek olarak
-Karabuk Demir Çelik
İşletmeleri'nin Kaparılması" \ e
"Erdemır"in ozelleşrinlmesi" gıbı
gırisimlergostenlıyor Bu gıbı
konularda meslek odasının
ızleyeceğı polıtıkanın zorunlu
olarak "toplumsal çıkarlan
gözetecek yonde olacağını" da
vurgulayan Metalurji
MuhendiNİerı. bu nedenle meslekı
çalışmanın zaten sıyasetten
ayrılamayacağının \e odalann da
yıne sıyasetın dışında
kalmalannın mumkun
olmayacağının altını çızıyorlar
Anayasadaki sıyaset ozgurluğu
tartişmasmda da temel amacın ne
olduğu konusundakı büianıklığın
netleşebilmesı ıçın yıne Metalurji
Muhendıslen Odası Istanbul
Şubesı Vonetım Kıırulu'nca dıle
getırılen -kritik soru" >oy le
"Nerede duruvorsunuz? Emekçi
sınıfın vanında. ulke kavnaklannı
toplum çıkarian doğrultusunda
değerlendıren bır ekonomik \e
sivasal vapılanma tarafında mı:
yoksa ucrettı kolelık, rant ve faize
davalı bir ekonomik ve sivasal
sistemin yanında mı.'"
Turkıye'de anayasa yapan
çevrelenn meslek odalanna ve
demokratik kıtle orgullenne hep
bu sorudakı bırıncı seçeneğı
yasaklamaya çalıştıklan ve yıne
ıkıncısını değıl bırınusını
sav unma\ ı "siyaset yapma suçu"
olarak kabul edıp dey ım
yerındevse çıfte >>tandart
uyguladıklarını anlatan odanın
İstanbul Şubesı Sekreterı Sovdan
Metalurji mühendisleri:
Işyerlerındekı üretımın ılkel koşullarına, anti-
demokratık ve sağlıksız çalışma ortamına,
ekolojık yıkım getıren üretım süreçlerıne karşı
çıkan muhendıslerın ış guvencesinı
sağlayamayan bır anayasanın tanıyacağı
sıyaset hakkı, kolelık, rant ve faız ekonomısıne
yine hızmet edecektır.
de yer alan bu hedefler aslın-
da y ıne -hedef" olarak kaldı-
ğı gıbı "kalıcı bir anayasa
için" de gereklı olan demok-
ratik yontemler bu sureçte-de
zaten askıva alındı ve uygu-
lanmadı
Bunun y ıne en açık orneğı
se 135 maddedekı venı du-
zenlemede vaşandı Madde-
nın başında "Kaınu Kurumu
Mtelığindeki Meslek Kuru-
luşlan" adı vazma->ına rağ-
men bu madde ıçenğındekı
"ulkedeki ilgili kuruluşların"
mutabakatlannın aranması bır
yana aynı kuruluşlarca
TBMM'ye onceden sunulan
goruşlerdıkkatebılealınma-
dı Sonuçta. anayasada hakla-
rında tanım getmlen se hak-
lan belırlenen meslek kuru-
luşlannın hemen "tıimunıin"
reddettıklen bır duzenleme
TBMM de kabul edılerek y u-
rurluğe gırdı
Yıne Kımya Mühendıslen
Odası goruşunde. bu sureçle
ılgılı de şudeğerlendırme ya-
pılıyor
"20 Ekim 1991 seçimleriy-
le goreve gelen bu parlamen-
to, başlangıçta soz verilen de-
mokratik hedefleri yıne bir
kenara bıraktı. \nayasadeği-
şiklikleri. ilgili toplum kesinı-
lerınin dışlandığı. sadece si-
vasi partiler arasında içi boş
bir ziy aretler trafığinin sergi-
lendiği bir surecin sonunda
gerçekleşmış oldu..."
Butun bunlara rağmen ana-
v asada v ıne de "demokratik-
leşmev ı çağnştırabilecek" ba-
zı yenı haklannozellıkle mes-
lek odalarına tanınmış gıbı
goriınmesını de "olsa olsatı-
kanmış olan sivasi partilerin
onunuaçmavayadayaşamın
içinde fiili olarak kazanılmış
ve yasal olmasa hile meşru ha-
le getirilmiş haklan anayasa
maddelerine kısnıen yansıt-
mayayonelik" bırduzenleme
olarak gorduklerını belırten
kımya Mühendisleri Odası
Başkanı Nılgun Ercan bugo-
ruşlennı guçlendıren gozlem-
lerını ıse şov le dıle getınyor
"1982"den beri gelişen su-
reçte 13?. maddede ver alan
vasaklar zaten fiıli olarak kı-
rılmıştır. \\nı zamanda de-
mokratik iç işlev ışe sahip kit-
le orgutleri olan TMMOB ve
diğer meslek kuruluşlan bu
anayasaya rağmen, varlık ne-
denlerinin vedoğal konumla-
rının sonucu, alanlarını da-
raltma kotnpleksine girme-
den goniş iıretmişler ve açık-
lamışlardır."
"Siyasi tuzak"
Nıtekını vıne Nılgun Er-
can'a gore. odalann bu dıre-
nışlen ve kararlılıklan sonu-
cunda. -giderekresmiyapılar
da sistematik ve samimi ol-
masalar bile, kendilerini mes-
lek kuruluşlannın goruşleri-
ni alma durumunda hisset-
meye başladılar..." kaldı kı
anayasadaki bu değişiklikler
oncesınde de meslek kuru-
luşları sendıkalar vedernek-
lerle bırlıkte çalışan kesımle-
rın orgutlerının temsıl edıldı-
ğı "Demokrasi Platfor-
mu"nun hay ata geçırıldığı de
keneş, zaten egemen
ekonomik ve sıvasal
tercılılerın
-yönlendiricisi"
durumunda olan
sermaye ve ış
çevrelerının orgutlendığı
kuruluşların ıse bugune
dek hukumetlerce
"sivasete kanştıklan"
ıçın hemen hıç
suOanmadıklarına
dıkkat çekıvor Ustelık
yıne bu kuruluşlar
zanıan zaman av nı
hukumetlere "en sert
eleşhnler"
yoneltmelenne rağmen
Metalurji
muhendıslennın aynı
konuda dıle getırdıklerı
bır başka gerçek ise bu
tartışiTiJN la ılgılı
raporlarında -Meslek
odalan. doğal olarak
üyelerinin haklannı ve
çıkarlannı korumak
için sivaset yapmak
zorundadırtar ve bu, odalann
gorevidir" şeklınde ozetlenıvor
Bu gerçeğı gozardı eden bır
anayasal duzenlemede odalann
sıyasal haklannı sadece
"partilerle işbirliği yapma"
çerçevesı ıle sınırlı tutmak ıse
Metalurji muhendıslen
yonetıcılerıne gore yeterlı değıl
Onlara gore temel hedef
muhendıslerın "sendikalaşınalan"
olmalı ve yıne muhendislerın
kendı uzmanlık alanlarında
yonetımlerde soz \ e karar sahıbı
konumuna gelnıelerıne yonelık bır
"siyasallaşma" ıçın çaba
costerılmelı
kabul edılseydı, kendı meslek topluluğu
ıçensınde "seçilerek"yonetıme gelen \e
aynı meslekalanındakıbılımselgomşle-
rı ulke ve toplum yaranyla da butunleş-
tırerek gelıştıren ve savunan oda yonetı-
cılennın bu duyarlılığı ve örgüKel bırı-
kımlennı "paıiamentoya da taşımalan-
nın" onu açılmış olacaktı Bovlece
TBMM dekı degerlendırmeler daha bır
zengınleşeceğı gıbı. y ıne laıklık duşman-
lığının en guçlu besın kavnağı olan "bi-
lim ve uzmanlık dışı politikaların" da
meydanı boyleMne boş bulmaları gıde-
rek zorlaşacaktı
Benzer şekı 1de. yınemıllervekılıseçıl-
meyaşinın25'ekadarındırılmesınıone-
ren maddenın de reddedılmesıy le aslın-
da laıklığın de onemını ve değerını çok
ı\ı bılen -genç potansiyelin" polıtıkaya
etkın katılımı bır kez daha ertelenırken
sıyası partı yonetımlenne seçılen yuksek
oğrenım elemanlarına "unhersitelerde-
ki gorev lerinden istifa etme koşulunun"
getırılmesı de -bilimlepolitikayıbirbirin-
den koparan" anlay îşin bır başka sonu-
cu olarak anayasada yer almiş oldu El-
bette aynı anda laık dusuncenın de bı-
1ım-polıtıkave demokrasi uçgenındege-
lışebılmesıne y ıne engel olunarak
Işte bu degerlendırmeler ışıgındaana-
v asada meslek odalanna tanındıtn ılen su-
mlen "politikaozgurluğu"kavramına ve-
nıden donup baktığımızda aslında "oz-
gur gelişme ortamının" bılımsel duşun-
ceve değıl vıne ıçlerınde laıklık karşıtı
goruşler de olmak uzere demokrasıyle
arasi pek ıvı olmayan sıyasal tutumlara
sağlanmiş olduğu da açığa çıkıyor
Mesleğın hemen tum alanlannda bılı-
me olan bağlılıktan odun \ermelen ola-
naksız olan Kimya Mühendisleri Odası
da bu sonuç uzennde şu yorumu y apıyor
- \nay asada y apılan değişiklikler. dev -
let erkini elinde bulunduran kesimlerin
toplumundonuşmeve gelişme ıhtiyacına
cevap verebilecek bir niyette olmadığını.
egemenliklerinisurdurmeninyolunuva-
sakçı duzenlemeler arkasına sığınmakta
bulduğunu bir kez daha göstermiştir."
Çunku. v ıne kımya Munendı-.len Oda-
sı vonetıcılerıne gore bu son değışıklık-
lerın taşıdığı anlamı kavramanın ve yo-
uımlamanııı volu "yapılan değişıklikle-
ri irdelemekten değil. değıştirilmeyen ve
olduğu gibi korunan maddelere bakmak-
tan" geçıvor
Sözde kalan protokol
Meslek odalaıının yenı anayasal lıak-
ları konusundakı değerlendırmeye onte-
lıkle 1991 dekı ılk -DVP-SHPkoalisvo-
nuııun hükumet programını anımsaya-
rak" başlamanın gereklı olduğunu vur-
gulavan kımya Muhendıslen Oda^ı Baş-
kanı INilgun Ercan, oda yonetım kurulu
adına ılettığı goruşlerde aynı program-
dakı yıne anav asa değışıklığıyle ılgılı şu
lıedeflerın altını çızıyor
"Iilkemizin. çağdaş. katılımcı ve tam de-
mokratik bir anayasay a gereksinimi var-
dır. (...) Bov le bir anayasa. Paris Şartı'nın
da ongorduğû katılımcı demokrasinin
tünı koşullarını („.) sağlayacak ve Turki-
ve'nin uygar dunya ile bdtünleşmesine
vönelik bir adımı oluşturacaktır."
Boylebırhedeteulaşılabılmesı ıçınde
vıne D\P-SHP hııkumet programında
yer alan şu temel ılkeler kımya Muhen-
dıslen Odası yonetımınceozellıkleanım-
satılıvor
-Bövle bir anayasanın sivasi partiler
başta olmak uzere, ulkedeki ilgili kuru-
luşların ve halkımızın uzlaşnıası sonucu
oluşmasını onermekteyb. Şuna kesinlik-
le inanıyoruz ki {D\ P-SHP olarak) katı-
lımcı demokrasilerde genel mutahakat,
anay asaların kalıcılığının temel şartıdır."
2? Temmuz 199^'tekı oylamavla so-
nuçlaııan anav asa degişiklıgı surecının
bır anlamda -başlama kararını"oluştu-
ran ve dahası -sivasalgerekçelerini" ıçe-
ren 1991 'dekı ılk koalısyon protokolun-
Nılgun Ercan'ın "unutulnıa-
masını" ıstedığı gelışmeler
arasında veralıyor
Anavasadakı 135 maddede yapılan
son değişiklıkle meslek odalannın sıya-
set yapma vasağının kaldırılmiş olmasi-
nı da aslında "değiştirilmeyen hukümler-
le" bırlıkte değerlendırmek gerektığıne
dıkkat çeken kımva Mühendisleri Oda-
sı vonetiLilen "kamudaçalışanteknikele-
manlara oda uyelığinı gerek gormey en ve
oda y oneticileriy le universite mensupla-
rının da TBMM'ye girmelerini engelle-
yen" bır duzenleme ıçerısındekı bu "si-
yasi ozgurluğun" (') hedefı konusunda da
şu kavgıları taşiyorlar
"Bu bir ruzağa benziy or. Türkiy e'de tı-
kanmış durumdaki sivasi partilerin, de-
mokratik kitle orgutlerinın içeriğini bo-
şaltmaya vönelik heveslerinin artması ih-
tınıali bulunmaktadır. Bu konuda meslek
kuruluşlannın işlevsel olabilmesinin yo-
lunun orgutlerin bağımsızlığından geçrt-
ğinı v urgulamak onem kazanıvor..."
Yarın: Mimarlar ve inşaat
mühendisleri tartışıyor
Dızumzmclıınkıtbolumumk TMMOB
Gcntl Bıiikanı )u\ uz Onen ıle TEB Ge-
nel Buikanı \lehmet Donuıt, ın fotoğ-
rajlaıı kaııynıştıı dıızeltıı ozuı clıleıız
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Riyad Mahkıf, Avrnıa'da...
Cumhurıyet okurları çok tıtızdır Bır konu uzennde dur-
dunuzmu okur da onun arkasını bırakmaz, ızlerdurur Do-
muz etı konusuna ara mı verdım hemen sorular başlar
- Domuzetı konusunda bırsuredıryazmıyorsunuz, yok-
sa sıze baskı mı yapılıyor korkuyor musunuz?
- Riyad Mahluf muydu neydı, Tunuslu bır genç vardı,
o ne oldu7
Hıç bılgı vermıyorsunuz1
Hapısten çıktı mP Yok-
sa Tunus 'a gen mı gondenldû
Riyad Mahluf tan bır suredır benım de bılgım yoktu Du-
yumlarıma gore Turkıye'den gıtmış, Avrupa'da bır demok-
rat ulkeye sığınmış Tunuslu dıktator Zeynel Abidın Bın
Alı nın ışkencelennden kurtulmuş
Zeynel Abidın Bın Alı'nın, Turkıye ye baskılar yaptığını
Riyad Mahluf un Tunus a verılmesı ıçın çırpındıgını duyu-
yordum Riyad Mahluf'un babasına Tunus'ta ışkenceler gos-
terılmış
- Senın oglun da elımıze geçtıgınde ışte boyle yapa-
cağız1
denılmış1
Riyad Mahlufun KırklarelıAshyeCezaMahkemesı nde-
kı sonduruşmasınıanımsıyorum 12 Eylul 1993 Pazar gu-
nu çıkan "Ankara Notlan "nın başlıgı şoyleydı "Riyad Mah-
luf Ozgur'
Yargıç Mustafa Ersın Riyad Mahluf'un savunmanla-
nndan Burhan Apaydın a soz vermıştı Apaydın, şoyle de-
mıştı
"Riyad Mahluf'un Tunus 'a tadesı konusunda açılan bu
dava, Riyad Mahluf'un davası olmaktan çıkmış Turkı-
ye de hukukun egemen olup olmadığının belırtenmesıne
donuşmuştur Kamuoyunda oluşan vıcdanı kanı, dıkta re-
jımıyle yonetılen Tunus devletıne muvekkılımın gen verıl-
memesı gerektığı doğrultusundadır Halkın sesı Hakk'ın
sesıdır Turk ulusu adına karar verecek olan sız şereflı yar-
gıcın halkın vıcdanına ve sesıne aykın duşen bır karar ver-
meyecegınıze ınanıyorum "
BurhanApaydın burada 'AdaletBakanıadına"kaydıy-
la mahkemeye ve cumhurıyet savcısına yazılar gonderen
Ceza işlerı Genel Muduru Yaşar Buken ı (O, şımdı Yargı-
tay uyesı) eleştırerek şunları soylemıştı
'Bu yargı bağımsızlıgına yurutmenın bır tecavuzu an-
lamını taşımaktadır Bcyle bıryol ulkeyı karanlığa göturur
Buyuk duşunur Kant, Bır ulkede adalet guneşı batarsa,
o ulke karanlığa gırer demıştır
Bugün ulkemıztn esas sorunu, 12 Eylul darbesıyle hu-
kukun çığnenmış olmasından kaynaklanmaktadır Turkı-
ye Buyuk Millet Meclısı serbest bır seçımle oluşmuştur
Bu bakımdan meşru bır organdır Ancak 12 Eylul cunta-
sının yaptığı, halkın sıkıyonetım baskısı altında ve gerçek-
te asken rejımden kurtulmak ıçın oy verdığı 1982 Cunta
Anayasası uzenne oturmuş durumdadır Meclıs, meşru bır
Meclıs 'tır Fakat gayn meşru bır zemıne' oturmuştur Bu
devam ettıgı surece ulkemızde hukukı bır düzenın yerleş-
mesı mümkun olmadıktan başka ekonomiksorunlann, enf-
lasyonun ve sosyalproblemlenn çozulebılmesı asla mum-
kun olamaz
Riyad Mahluf'un ladesı halınde Tunus 'ta ıdam edılece-
gı bır gerçektır Bugun devlet yetkılılen, 'çaga ulaşmak'
sözunu sarfedıyortar Gerçekte ıse Riyad olayı ortaya koy-
muştur kı mılattan oncekı bır yaşama toplum suruklen-
mek ıstenmektedır Çunku, mılattan oncekı donemde
Sokrat yargıç denen kışılere verilen emır doğrultusun-
dakı bır kararla baldıran zehırı ıçınlerek ıdam edılmıştı Ri-
yad Mahluf un Tunus a gonderılmesı halınde Sokrat'ınkı-
ne benzer bır doneme gınlmış olacaktır Ote yandan Tu-
nus bır dıkta rejımıyle yonetıldığınden Tunus ta bağım-
sızyargıdansozedılemeyeceğıgerekçesıyle bağımsız Turk
yargıcının Riyad Mahluf'un yaşamına son verecek doğ-
rultuda bır karar verebılmesı demokratik rejım anlayışı-
mız bakımından da onem taşımaktadır Montesquieu,
kuvvetler aynlıgı prensıbını koyarken en buyuk tehlıkenın
'yurutmenın yargıya mudahalesı olduğunu belırtmış, bu-
nun dıktatoıiuge yol açacagını eserınde yazmıştır Turkı-
ye yargıçlanmızın bağımsızltklannı korumaları ve surdur-
melen sayesınde karanlığa duşmeyecektır Eskı Romalı hu-
kukçu Uİpıyanus'un 'Hukuk ınsanlık ıçındır tanımlama-
sını anımsatmak ıstenm Riyad olayı bu açıdan değeıien-
dınlmelı Kırklarelı 'ndenyukselecek hukukun ustunluğu se-
sı, halkımıza yargıç guvencesınden kaynaklanan bır hu-
zurv tattırmalı, kararınızla bırlıkte ülkede adalet guneşı
doğmalıdır"
Burhan Apaydın'dan sonra konuşan C Savcısı Umit Hu-
lusi Koçal esas hakkındakı goruşunu açıklarken "Tunus
uyruklu Riyad Mahluf'un Tunus 'ta ıktıdara muhalıfolan bır
orgute mensup olduğunu sıyası ıktıdan yıkmak ıçın ban-
ka soyduğunu Turkıye'den yurtdışına çıkarken Derekoy
gumruk kapısındayakalandığım" soy\ecr\ış, Riyad Mahluf un
ışledığı suçun uygulamada sıyası olarak kabul edılmesı
doğrultusunda gelışmeler goruldugunu belırtmıştı
Yargıç Mustafa Ersın Riyad Mahluf un sıyasal bır orgu-
te uye olduğunu bu orgute para toplamak amacıyla ban-
ka soygunu yaptıgının anlaşıldıgını belırtmış, suçun nıte-
lıgının styasal olduğunu Tunus a gerı venlmesıne gerek bu-
lunmadıgını kararında belırtmıştı
Yargıcın kararından sonra yargıya baskılar surdu Ri-
yad Mahluf'un yenıden tutuklanması ıstendı Mahluf'un pa-
saportu kımlığı de mahkemede kalmıştı O şımdı ozgur,
canını kurtarmış durumda
• • •
Riyad Mahluf kendını Avrupa ya attı canını kurtardı
ama Dınar dakı yurrtaşlarımız canlarını kurtaramadılar
Nâzım Hikmet, 1939 Erzıncan depremı" ıle ıkjılı, "Kara
Haber ı yazdı Bırkaç dızesını yazmak ıstıyorum "Kara
Haber' ın
"Gun ağanr şafak sokeriKımsecıklergıtmez suya/Ezıl-
mış başlarıyla oluler/Vardılar uyanılmaz uykuya
Ses edıp geceye beyaz taşından/Kışlanın saatı çaldı ıkı-
yı /Ne çabuk lahzada bıttı yaşamak /Ktmının sakalı akJKı-
mısı altı aylık /Kımı on uç on dort yaşında
Kımı yola gıdecek./Kımısı mektup bekler/yan yana sırt
ustu yatan oluler
Yayıkta yağ vardı, dovulemedı lAk peynır torbaya ko-
nulamadı IHasret gıttı oluler/Dunyaya doyulamadı
Uyanıp kaçamadılarJKuş olup uçamadılarj Açıldı kuyu-
lar kımse ınemezJErzıncan beygın rahvandır ammalolu-
ler ata bıremez /Yan yana sırtustu yatan oluler "
Dınar depremıne sorumlu aranacak mı bılmıyorum ama
bu depremın altında kalması gereken, 30 yıllık sağ ıktıdar-
lar olmalı Dahagerıleregıdeyım Koy Enstıtulen nı kapatan-
lar olmalı1
BLLMACA SEDAT\AŞ4\İ\
1 2 3 4 5 6 7 8SOLD\lVS\G\:
1/ Saraylarda \e
buyuk konaklarda
vemek vesofra ış-
lennı voneten kım-
se 2/Bavaaı Uy-
luk kemığının bı-
lımsel adı 3/ Bır
4
ınşaatı yadaha\aı 5
bır hattın ıletken-
lerını taşivan. te- 6
mel uzenne kurul- j
muş tnetal va da
betonarme duşey 8
oğe Fotoğrafçı- q
lıkta "bulanık" an-
lamındakullanılansozcuk 4/
Nışastavı parçalavarak şeke-
re çe\ ıren bır enzıın Enkı-
sa zaman suresi 5/Olumsuz-
luk belırten bır onek Sınır
bovu G/Bırzamanbınmı Sı-
gır surusu 7/ Osmanlı dev le-
tınde habercı olarak kullanı-
lan gorev lılere \enlen ad 8/
\\ cı kulubesı Hındıstan dd
buyuk toprak sahıbı prensle-
re \enlen ad 9/ Atın va\ru-
su Tahıl ıçın kullanılan sekız kıloluk olçek
YLK\RIDA> \ŞAĞ1V\:
1/ Kaçak mal 2/ Yapılmış gerçekleşmış ış Bır tanm ara-
cı V Avusturva nın para bınmı tran'da tanhı bır kent 41
imkan 5/Yoketme tuketme Bırrenk 6/Seryumelemen-
tının sımgesı Ortaovununda taklıtçı 7/L luslararası Para
Fonu'nun Mingesı Irı bır çeşıt çığde 8/ Muğla'nın bır ıl-
çesı Gen donen 9/Ruşvet Elma armut erık gıbı mev-
velerın kurutulmuşu