Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 1995 CUMARTESİ
12 BIR KONU BIR KONUK
Dünya Gazetesi sahibi ve Türkiye Gazete Sahipleri Birliği Başkanı Nezih Demirkent:
Promosyon bedelîni okur ödüyor
ünya Gazetesi
ğ ^ m Sahibi ve
m I Türkiye Gazete
m M Sahipleri Birliği
* -^ Başkanı Nezih
Demirkent, "Türk halkının
yüzde 60 'ı aptaldır " diyen
yazar Aziz Nesin 'e hak
verdiğini söyledi. Medyanın
ve basının bugünkü
durumıımı "vahim " olarak
niteleyen Demirkent,
"Bugiin toplumda saygınlık
kazanmak, sınıf değiştirmek,
güç kazanmak, Başbakan 'ın
elini sıkmak isteyen nereden
geldikleri tartışmalı birtakım
insanlar çok kolayhkla
gazete sahibi oluyorlar.
Çalışanlar da buna tepki
göstermiyor" dedi.
Demirkenfle, geçen ay
kitapçılarda satışa sunulan
"Medya Medya" adh
kitabının yayımlanması
nedeniyle söyleştik.
LEYLA TAVŞANOCLU
- Son yıllarda Türkhe'de gazete
patronları hep işadamlart oluyor. Siz ise
gazetecilikten patronluğa terfı etmiş bir
kişisiniz. Sizin için çelişkili bir durum
olmuvor mu bu?
DEMİRKENT - Benim hayatım bana
szöre ilgınç. Ben zoraki patron oldum.
fşten uzaklaştınlmak zorunda kalınca
yapacağım iki şey \ardi. Ya gidip
tekrar bir yerde çalışacaktım ya da
kendı ışımi kuracaktım. Bır defa daha
aynı darbeyi yememek için kendıme
böyle bir iş kurdum. Kendi ölçeğim
ıçinde yaşamaya çalışıyorum. Başka
bir gazetede çalışsaydım, herhalde bu
dünya anlayışımla orada da
duramazdım. Dilım uzundu; birtakım
şeylere karşı çıkar, kötü kişi olurdum.
Onun için buna mecbur oldum. Ama
mutlu değilim. Keşke ben de masanın
öbür tarafındakı kişi olsaydım; ay
başında personelin maaşını. kâğıt
gre\ ınde kâğıdı nereden sağlayacağımı
düşünmeseydım. Şu anda benim
durumum daha da vahim. Küçük
gazetelerin ihtiyaçlarını çözmek çok
kolay. büyüklerin gücü \ar. Ama
ortancalann hiçbir şeyleri yok. Ben
ortada kaldım. Ben genel yaym
müdürlüğü. yazıişleri müdürlüğü
yaptığım dönemde gazetenin yayın
politikasına uygun olmayan köşe
yazılarını gazeteye koymayabiürdim.
Ya da gazetecilik anlayışıma uygun
haberleri, gazete patronu zorlasa bile
tek sütun da olsa gazeteye koyardım.
Eskiden benim gibı davranan çok
gazeteci vardı. Şimdi hiçbir genel
yayın müdürünün. patronun ısteğine.
"Hayır" dediğini göımedim
- Sizin. "Hayır" deme hakkınız var
mıydı?
DEMİRKENT - Elbette. O işin
sorumlusu biziz. Eskiden gazeteler:
sahipleri. yazarlanyla ünlüydüler.
Şimdikı gazetelerin sahıplennı hıç
kımse tanımıyor. Bugün gazeteler
sahipleriyle özdeşleşemediklerı için
kirnlik kazanamıyor. O zaman herkes
her istedığıni yazıyor. Bazı arkadaşlar
arabasını sollayan adamı, bazılan
kendı özel hayatlannı. seks hayatlannı.
bazılan da akşam yemeğinı kimle
yediğini yazıyorlar.
- Bir genel yayın miidürü bir süre önce,
"Ben okuyucuya doğru haber
\ermekle yükümlü değılim" dedi. Sizin
bu sözlere tepkiniz ne oldu?
DEMİRKENT - Onun adına a> ıp.
Ama gazeteleri satın alanlann da tepki
göstermesi lazım. Toplum bu tepkiyi
göstermiyor. Bızim gazetecilik
yaptığımız yıllarda, gazetede kan
görülmesin tartışması yapılırdı. Bugün
gazetelerde ınsanlan eğlendirme
boyutu deöışti, haber verme boyutu
yok oldu. İnsanlar istediklerini
söylüyor. toplum da bunu algılıyor. O
zaman mutlu. .
- Bu arada tabak, çanak da alıyorlar.
Beyaz, kahverengi eşya alıyoriar.
DEMİRKENT- Bu arada hıç kımse
tabak. çanağı kaça aldığını hesap
etmiiyor. Bu tabak. çanağın belli bir
bedelı. gazetelenn de belli satış
fiyatlan var. Türkiye'de gazete
fiyatlan. dünya fiyatlanna göre ucuz.
Bana sorarsanız o maliyet hesaplanna
baktığınızda gazeteler zaten verdikleri
tabak. çanağın parasını okurlardan
alıyor. Geçenlerde büyük bir grupla
konuşuyordum. "Her gün bizim 4 bin
500-5 bin lira arasında promosyon
bedelimiz var. Yani kupon sayısını beş
binle çarparsanız o malın beddidir"
dedıler. Demek istediğim, gazeteler
daha ucuz olabılir. Ucuzluğa
bakılmıyor. fiyat da arttınlıyor. Ama
vatandaş tepki göstermiyor. Yani Türk
toplumu duyarsız. Sivıl toplum
örgütleri yok. Var olanlar fantaziy le
meşgul. Türkiye. birtakım şeyleri yeni
yeni algılıyor. Çevrecıliği ağaç dikmek
sanıyor. Bu memlekette hayatında ağaç
dikmemiş adamı da Çevre Bakanı
yapıyorlar. Millet bundan da rahatsız
olmuyor. Dünyada uzmanlık başladı.
Birtakım uzman gruplar. artık
dünyadaki politikaları yönlendiriyor.
Bizde kargaşa var. Herkesin söylediği
geçerli. Böyle olunca da birtakım
olaylardaki ciddı boyutlan
bulamıyoruz. Toplumda birtakım
sıkıntılar \ar. Bunu eğıtime yüklemek
de mümkün. Ama gazetelerin eğitici
niteliği de \ar Iletişim organı olarak
gazetenin benim hayatımı etkilemesı
Eski bır gazeteci. bugün gazete patronu olan Nezih Demirkent medyanın, özellikle yazılı basının içinde bulunduğu durumdan rahatsız olduğunu belirtiyor.
lazım. En basitinden meteoroloji
haberlerinı düzgün vermeli ki sabah
e\den çıkarken pardösümü alayım mı.
almayayım mı bileyim. Trafik
hakkında benı bilgılendirmeli. gitmem.
ızlemem gereken olaylan bana
bıldirmeli. Bilıyorsunuz. çok vahim bır
olay oldu. Borsa kuruldu. Bu borsada
fareler \e kurtlarla mücadele başladı.
Birtakım gazetelerdekı borsa
haberlennin maksatlı olduğu ortaya
çıktı. Hayatiyetı olmayan kuruluşların
kâğıtlanna yüksek pnm yaptınldı.
Medya da buna alet oldu. Hatta bazı
gazeteler, Sermaye Piyasası
Kurulu'ndan uyan aldılar. Kâğıtlann
değerlerini yükseltenler maddı kazanç
sağladılar. ınsanlan aldattılar. Ama bu
insanlar yine tepki göstermedi Yani
aldatılmış olmaktan hıç de rahatsız
değıller. Rahmetli .Aziz Nesin, Türk
toplumu hakkında bazı sözler söyledi.
Belkı oran tartışması yapılabilır. ama
bunun doğruluğu tartışılmaz.
- Yani Türk toplumunun bir bölümü
aptaldır...
DEMİRKENT - Evet O kesin.
Rahatsızlığı. kendıne göre kuralı vok.
Hedefleri belli değil. Türk insanı biray
- sonra ne yapacağım tayiaetmiyor.
Sabah kalkıyor. Su akıyorsa ya da
alışkanlığı varsa yüzünü yıkıyor. Sonra
ne olursa onu yapıyor. Hobisi yok.
Işıne bağlı değil. Bir personelle
konuşuyorsunuz. "Kaç para verirsüıiz'"
diye soruyor. "Neişvapacağım" dıye
sormuyor. Böyle bir yapıda da sermaye
mıncık mıncık oynuyor. Medyada da
oynuyor. Bunun sonucunda ortaya
böyle bır yapı çıktı. Kural tanımayan
bir toplumun kural tanımayan medyası
da böyle oluyor.
E
Hiçbir okur tabak. çanağı
kaça aldığını hesap etmiyor.
Bu tabak çanağın belli bir
bedeli. gazetelerin de belli
satış fiyatlan var.
Türkiye cle gazete fiyatları,
dünya fiyatlanna göre ucuz.
Bana sorarsanız o maliyet
hesaplanna baktığınızda
gazeteler zaten verdikleri
tabak. çanağın parasını
okurlardan alıyor.
Geçenlerde büyük bir
grupla konuşuyordum.
"Bizim her gün 4 bin
500-5 bin lira arasında
promosyon bedelimiz var.
Yani kupon sayısını 5 binle
çarparsanız o malın
bedelidir" dediler. Demek
istediğim. gazeteler daha
ucuz olabilir. Ucuzluğa
bakılmıyor. fiyat arttınlıyor.
Ama vatandaş tepki
göstermiyor. Türk toplumu
duyarsız.
- Gazeteler. adeta züccaciyecilik, beyaz
eşyacüık. kahverengi eşyacılık
yapiNorlar. Ama esas bu işleri vapanlar.
gazeteleri haksız rekabete girdikleri için
pek suçlamıyorlar. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
DEMİRKENT - Güya tepki
göstenyorlar. Birkaç uydurma dernek
tepki verivor. Onlann meslek
örgütlerinin ayağa kalknıası lazım.
Demek ki çoğu bundan rahatsız değil.
Aynca kımse doğru olarak bır
araştırma yapıp da -Bu kampanvaların
sonucunda şu oldu" demıyor. O
kampanyalarda kaç tane mal satıldığı
da belli değil. Yani televizyon
satışlannda düşüş oldu mu?
Promosyona karşı olan gruplar da
bunu ortaya çıkarmıyor. Çiinkü biz
araştırmayı >evmı>oruz. Araştırmacı
gazetecilik. insanı aydınlatıcı. perdenın
gerısinde olup bitenleri yansıtıcı bir
iştır. Tabiatıyla meslek kuruluşlannın
hiçbir hareket içinde olmayışları.
skiden gazeteler; sahipleri, yazarlanyla ünlüydüler.
Bugün gazeteler sahipleriyle özdeşleşemedikleri için
kimlik kazanamıyorlar. O zaman herkes her istediğini
yazıyor. Bazı arkadaşlar arabasını sollayan adamı.
bazılan kendi özel hayatlannı, bazılan da akşam
yemeğini kiminle yediklerini yazıyorlar.
ınsanlan yüreklendirıyor. Bu malların
bir kısmı yurtdışından geliyor. bunlara
döviz ödeniyor. Ben mes.legin tçinde
olmama rağmen birtakım konularda
bilgi sahibi değılim. Bılgınin
kaynağına ulasmakta da sıkıntım var.
Bütün sıkıntı. yıne maalesef Türkıye'de
yeterlı uzman kişilerbulunmaması.
- Medyanın ve basının geleceğini nasıl
görüyorsunuz?
DEMİRKENT- Ben Türkıyede 20
yıldan fazla zamandır Türkiye "de
medya. ozellıkle yazılı basının
kuruluşunda çarpıklık olduğunu
söyleyen birisiyim. Artık dünyada. bır
tek şehirde çıkıp bütün ülkeyı
bilgiîendiren yayın organları sayıca
çok azaldı. Bunların büyük bir bölümü
de fıkır gazeteleri Türkiye "de olmayan
birşey yerel gazetecilik. Ama şimdi
şimdi yerel radyoculukla birlikte yerel
gazetecilik başladı Çankın'da oturan
bir insan. 365 gün aldığı gazetede
Çankın'ya aıt haber bulamıyorsa o
gazeteyi neden aldığını
anlayamıyorum. Fransa gibı şoven bir
ülkede şerel gazeteler çok güçlüdür
Almanya'da mahalle bazında gazeteler
çıkar. Bunun tek ıstisnası lngiltere'ydi.
Basın Londraağırlıklıydı. Ama şimdi
orada da yerel basın çok güçlendi Bir
1960"ta bız ıhtilalc karşı Güney
Kore'dekı halk hareketlennı haber diye
kullanırdık Şımdı. Fransa "da kamu
ışçılennın bır günlük gre\ ı oldu O da
kamu açıklannı kapatmak için
hükümetin. işçi ücretlerinı dondurma
karanna karşı vapıldı. Bu haber bızım
gazetelerde yeralmadı bıle. Şu anda
Türk-lş'ın benzeri bır olay Fran>a"da
yaşanıyor. Bız yann gümriık bırlığıne.
AB'ye gırdığınıiz zaman oradakı
ışçıyle buradakı ışçının sorunlarının
aynı olduğunu bılmek zorundayız.
Arkadaşlanmız buradakı ışçı olayına
karşı oldukları için Fransa"dakı olayı da
görmüyorlar Yanı biz dünvayla hiç
ilgılenmıyoruz. Eskiden gazetelerde
dış haberler daha çok yer alırdı.
Anadolu haberlerine daha çok yer
verilirdi. Şimdi köşe yazarları ve
kendilerinden söz eden insanların
yerleri çoğaldı
- Sizce bu köşe vazarlan okunuyor mu?
DEMİRKENT-Okunmak baş'ka. bir
de o yazılann yarar getırmesı başka.
Ben ııerede görsem birTeme! fıkrası
okuyorum. Son zamanlarda Temel
fıkra>ı yazanlar çoğaldı. Burada
önemlı bir nokta var. Lzmanlık
alanında yazı yazan hiç kirnse kalmadı.
Bclki haksizlık ediyorum Cç, beş kişi
zamanlar Fransa'nın bır numaralı
gazetesi olan France Soır. bugün
kapanmak üzere. Çünkü artık ihtiyaca
cevap veremez hale geldi.
- Tiirkiye'de yerel gazete hareketinin
gelişmemesinin nedeni sizce nedir?
DEMİRKENT- Bunda sermayenin de
çok büyük payı var. Birde çok çabuk
sonuca gitmek ıstıyorlar. Yerel basın
yapısı oluştuğu zaman Türkiye'de
medy a kurtulur. Biz. daha önce
Cağaloğlu'nda. şimdi de Ikitelli'de
hükümeti yönetiyoruz. ya^alan
çıkarıyor. trafıği yonlendiriyoruz ve
İstanbul'a kar yağdığı zaman.
"TürkheŞe kış geldr diyoruz. Bu
yapının değişmesı lazım. Bızim
gazetelenmiz uluslararasi çapta gazete
de olamadılar. Bütün dünya
globalleşiyor. bız dünya spor olaylarını
bile izlemiyorıız.
- Aslında Türk medyası, Türkiye
bazında çok yerel kalmamış mı sizce?
DEMİRKENT-Yerel ve kapalı
kaldı demenı daha doğru. Petrol boru
hartı haben. "zafer" diye verildi. Ben.
bu zaferin ne olduğunu düşündüm.
Zafer. bırisi Rusya"dan. birisi de
Gürcıstan'dan çıkan petrolün gemilerle
Boğaz"dan geçmesıdır. Boru hattı daha
sonra güneye bağlanacakmış. Ama o
ikincı fasıl Bız zaferden hoşlanıyoruz.
Eskiden savaş mııhabırleri vardı.
Bugün Batı gazetelerınde hâlâ
Ortadoğu uzmanı gazeteciler var
Türkiye'de dış yorumcu arkadaşlaıımız
hangı alanda uzman diye baktığınıız
zaman hepsı her alanda uzman. Bakın.
haziranda İstanbul"da bır HABITAT
toplantısı olacak. Bununla kım
ılgileniyor'1
Hıç kım.se. O kadar
ılgılenmıyor kı hükümet. "Haziran
ayında secinı yaparım" dıvor. O kadar
geniş çaplı bır tuplantı vapılacak, onca
hükümet başkanı katılacak ve
Türkıyede hükümet olmayacak. Hıç
kımse bunu dü>ünmüyor.
A>dınlarımız, ıletışımcilerımiz de
bununla ilgilenmiyor. Bakın
görürsünüz. bunu mayısın son
haftasında ele alacağiz. Biz
araştırmadan hoşlanmıyoruz,
uzmanlığı sevmiyoruz. görevimızin ne
olduğunu çok sağlıklı tartışmıyoruz.
Toplumda bugün saygınlık kazanmak,
sınıf değiştirmek. güç elde etmek.
Başbakan'ın elini sıkmak isteyen
nereden geldikleri tartışmalı birtakım
insanlar. çok kolayhkla gazete sahibi
oluyorlar. Çalışanlar da buna tepki
göstermiyor. Fransa'da Hersant, Le
Fıgaro gazetesinı satın aldığı zaman
gazeteden toplu ıstıfalar oldu.
Türkiye'de ıse daha fazla ne kadar
alınz. diye bakıyorlar. Ben. artık bu ış
vapılacak bır ış olmaktan çıktı diye
bakıyorum. Şu anda gazetecilik mi
yapılıyor. propaganda mı yapılıyor?
Bız gazetecilik yaptığımız zaman
okuru aydınlatmamız lazım. Bır de
dışardan gelen sermaye kendine
"bende" (kul) arar. Çalışanın işinı
küçumser. O nedenle arkadaşlanmızı
çok yüksek ücretler vererek emir kulu
halıne getırmek çok kolay. Işın ilginci
de bu adamlar işlerinden ayrılsalar bir
başka gazetede benzer paralan
alıyorlar. O zaman bir korkulannın
olmaması. üst kademede kişilik
kavgası yapacak güçleri olması lazım.
Bunlar futbolcu gibi. Bugün A
gazetesinden çıkanı B gazetesi daha
yüksek fiyata alıyor. Bütün sorun,
bugün gazetelerimizde bır personel
politikası olmaması. Genel yayın
müdürlüğü. editörlük. bu kavramlar o
kadar kınldı kı... Ben istihbarat
şeflennın çok özgün kişiler olduklannı
sanmıyorum. Bir başka olay daha var.
Şimdi köşe yazarlan muhabirliğe
başladı. Genel yayın müdürleri
yazarlık vapıyor. Bazı arkadaşlanm
danlmasınlar ama bir genel yayın
müdürünün her gün yazı yazması çok
gerekli değil.
- Siz \azivorsunuz...
DEMİRKENT - Benim artık bir
ıddiam kalmadı. Ben birikimlerimi
aktanyorum. Aynca benim onlar kadar
sorumluluğum yok. Onlar 600-700 bin
kişıyle ülkeyi yönetmeye kalkıyorlar.
Benimse ülkeyi yönetmeye fılan
niyetım yok. Muhabir, yazar; yazar,
muhabiroldu. Kavram kargaşası. insan
kargaşası \ar bu işte. Medyanın birden
fazla çarpıklığı var.
- "Medya Medya" kitabını
va/maııızdaki amaç neydi?
DEMİRKENT - İnsanlar. bırikimlerıni
yeni kuşaklara aktarmalıdır. Bunu da
mümkün olduğunca somut olarak
yapmalıdır. Ben anılanmı da yazdım.
Ama anılarımı yayınladığım zaman
kıyamet kopacagına. kendimi
koruyamayacağıma inandığım için
sıkıntım var. Kıtaptaki yazılan haftada
bır gün kendi üslubum içinde olay diye
yazıyordum. Osman Arolat'la Tank
Dursun, "Bunu kitap yapalım" dediler.
Aslında bunlann hepsi eski yazılar.
Ama maalesef güncellikleri duruyor.
Orada bir şey daha var. Yabancı
ülkelerde gazetecilerin anılan değil,
mesleki kitapları vardır. Benim
anılanmı yazarken sıkıntım şu oldu:
Bizim gazetelerimiz çok şahıs şirketleri
olduklan için oradaki birtakım olayian
net yazarsanız tepki alırsınız. Bır tarihte
bir büyük gazetede (Hürriyet)
çalıştığım zamanlar ynmurta fiyatları
arttı diye haber yazdığım için gazete
yönetimınden tepki aldım. "Nealakâsı
\arr
diye sorduğumda "Bizim yumurta
şirketimiz var" cevabını aldım. Ben
anılarımda herkesi isim vererek yazdım.
Bunlan yayımlarsam çok tepki alınm,
peyderpey söylediğim zaman o kadar
büyük tepki almıyorum. Bu çıkan
yazılann kitap haline gelmesinden
sonra "Doğrucu Davut", "Fıkirieri
Savunan Adam" haline gelışıme hayret
ediyorum. Ama ben hayatım boyunca
spor muhabıri, yazıişleri müdürü. genel
yayın müdürü. patron. Cemıyet Başkanı
olarak bunlan yaptım. Şu anda adını
hatırlamadığım bır yazar, Le Monde
gazetesi hakkında "Kâğıt KapJanlan"
diye bir kitap yazdı Bızde de
"Cumhuriyet OlayT, "Milliyet CMa>n"
gibi kitaplar çıktı. Ama ondan öte bazı
kişılerin. çalıştıkları gazetelerin
içyüzlerını yazmalarını ısterim. Ya da
bazı kişiler. bazı ınsanlan topluma
tanıtsınlar. Ben bu insanları tanıyorum.
ama toplum tanımıyor. Bizim görevimiz
bılgılendırmekse ınsanlan
bilgılendirmemiz lazım.
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Nerede On Paralar...
Heyttt!.. Paradan gel paradan, düşmanlıklar kalk-
sın aradan... En küçük para birimi beş para imiş, ama
ben yetişemedım. İki beşlik. bir onluk edermiş. Ak-
lım paraya erdiğinde mahalle bakkalından 10 para-
ya bir karamela alırdım... En küçük şeker birimi ka-
ramela, para birimi de bir onlukmuş (on para). Son-
ra 20, 30, 40 paralar almış başını gitmiş.
40 para olunca durmuş.
Çünkü 40 para, 1 kuruş ediyor. Değeri artmış mı
eksilmiş mi, sorma! 40 para bir kuruş edince, 100 ku-
ruş da olmuş mu sana bır lira!.. Bir lira da bir Osman-
lı kaymesi etmez mı? Arada, Osmanlı Padişahı Ab-
dülmecit in mecidiyesi var. Ondan sonra bir lira...
Bır lira, beş lira, on lira birbirini izliyor. En büyük pa-
ra birimi 100 (yüz) lıraydı.
Paranın kupürieri uzun yıllar duraladı. Yüz liradan
öte geçmiyordu. Bir binlik çok sonradır. Enflasyon olu-
yordu, ama bız bılmiyorduk. Bırakın bizi, Başbakan
İsmet Paşa bıle anılarında enflasyonu çok sonra öğ-
rendiğini söyler. İsmet Paşa'nın enflasyonla savaşma-
sı da şöyledır:
"Bütçenin görünmeyen, gizli biryerine birazpara
saklardım, çok gerektiğinde onu oradan çıkanr, bir
derde çare ederdim."
Enflasyonla savaşım böyle!
Çarşıda. pazarda pahalılık karşısında, "Var mı bir
çeyreğe iki patlıcan?" diye yakınanlar olurdu. iki çey-
rege bir patlıcan, yahut bır çeyreğe iki patlıcan...
Şimdi düşünüyorum, asker Dumlupınar, Sakarya ön-
lerinde dövüşürken, para neden düşmüyor, neden enf-
lasyon sözü edilmiyordu? Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın
mali çizelgesi araştırılmıştır: enflasyonun etkisi altın-
dadeğildır. "Paraylaparakazanma"yöntemini odö-
nemin ekonomistleri bilmiyorlardı. Parayla onun için
oynamıyorlardı. Bugün milyonluk kupürler var. Bura-
ya karamelalardaki beş para, on para, bir kuruş, bir
mecidiyeden geldik. İki milyonluk, iki buçuk milyon-
luk, beş milyonluk kupürlerin basılacağı da söyleni-
yor. Beş paradan başlarsan milyonu bulamazsın. Ama
milyondan başlarsan katrilyon, trilyon, daha yukan-
lara erişırsin! Bakın bunların sırasını bilmiyorum; sı-
rasız rastgele bilgisiz yazıyorum.
Parada bır ara rejim var. Adnan Menderes, ülke
enflasyonun altında ezilirken, durmadan para basar-
larken. ak para. kara para dalgalanırken, dolar akbor-
sada 250 kuruş, karaborsada 500 kuruşken (kuruş-
ları doğru yazıyorum) şöyle diyordu:
"Her mahallede bir milyoner olacak!.."
Şaşıyorduk, olur muydu?
Daha beteri oldu.
Aradan yıllar geçince her evde bir milyoner -daha-
sı var-. her evde birkaç milyoner oldu. Milyonluk kâ-
ğıt şimdi gazoz içmeye gıden çocuğun cebinde var.
Para rejiminden sonra gelen rejim, baklayı ağzın-
dan çıkardı:
"Büyük rakamlan söylemeye alışacaksınız!"
Gerçekten de "büyük rakamlan telaffuz etmeyi"
beceremıyorsak da bütçe rakamlan arasında görü-
yoruz. Bugün artık para sayan makinelerin kadran-
ları toplamları yazmaya yetmiyor.
Katrilyonlar...
Trilyonlar...
Dahası da vardır.
Çocukluğumuzun beş paralıkları, on paralıkları ne-
relerde kaldı? Enflasyonun da bir erdemi olacak!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Söylenmesı ka-
ba. çirkın ya da sa-
kıncalı göriilen nes-
nelerın. kavramla-
nn. başka sözcük-
lerle daha uygun bı-
çımde anlatılması.
2/Atılmış. eğnlme-
ye hazırlanmış, top
biçiminde yün ya
da pamuk... Tehlı-
ke durumu. ımdat.
yardım. 3/ Bır no-
ta... Eskiden rama-
zanlarda ıftardan
sonra çocuklann ev e\ dolaşıp
manı söy ley erek bahşış topla-
ması. 4/Kütahya'nınbırilçe-
sı... Yaratılmış olan bütün can-
lılar. 5/Denızcilerinkigıbige-
niş ve yatık yaka. 6/ Tutsak-
lık... Çok istekli, çok heveslı.
7/Birmeyve... Yunan mitolo-
jisindebüyücütannça 8/Os-
manlılar zamanında vergi ve
haraç vermeyen Müslüman
ahalı. 9/ Tantal elementının
sımeesı... Tanntanımazhk
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Çalı bülbülü de denılen ötücü bir kuş; 2/ Sakağı . Türk
müzığınde bir makam. 3/Paramızı simgeleyen harfler... Be-
lirtı. 4/Özerk...EskıMısır'dagüneştannsı. 5/Esknmdekul-
lanılan üç silahtan biri... Namazda bırkıyam. bırrükû ve iki
secdeden oluşan bölüm. 6/ Denizcilikte bir yükü güvenlık
içinde ındirip kaldırmaya yarayan ınce halattan yapılmış kam-
çı. II Marangozların dört köşe delık açmakta kullandıklan
araç...İtarya Radyo-TelevızyonKurumu'nunsımgesi. 8/Baş-
kalannın sırtından geçınen kımse. 9/ Trajedi ıle komedi
arasında yer alan sahne yapıtı... Eski dilde göz.
A
L
A
B
A
N
D
A
•
R
E
M
IL
|
E
K
E
A
K
IS
•K
R
O
M
N,
E
Y
•J
A
Nj
R
•
J
|
A
B
O
N
E
•A
M
A
N
E
J
•K
E
L
A
D
E
ıfT
M
|
F
A
N
E
•TB
A
D
E
T
•M
O
N
A
L
T
S
A
OSMANİYE ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994554
Davacı Zübeyır Tülüceoğlu vekili tatafından davalılar
Nuri Bozdogan vs. aleyhine açılan tapu ıptali-tescıl
davasının yapılan yargılamasında verılen ara kararı
gereğince;
Davalılar Gülfıdan Bozdogan (Erdoğan), Kazım Serdar
Bozdogan. Gülsen Bozdogan, Döndü Bozdogan, Emıne
Bozdogan, Adnan Bozdoğan'a dava dilekçesı teblığe
göndenlmış. ancakadrestebulunamadıklanndantebligat
yapılamamıştır. Emniyetçe de yapılan adres araştınnasında
adresleri tespit edılemediğinden ılanen teblıgat yapılmasına
karar verilmiştir.
Davalılar Gülfıdan Bozdogan (Erdoğan). Kazım Serdar
Bozdogan. Gülsen Bozdogan, Döndü Bozdogan, Emıne
Bozdoğan, Adnan Bozdogan, davacı tarafından aleyhinize
açılan tapu ıptali-tescil dav asının 30.11.1995 tanhinde saat
09.00'da vapılacak olan duruşmasında bızzat hazır
bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettırmeniz.
aksi halde yargılamanın HL'MK'nin 509. maddesı
gereğince yokluğunuzda yapılıp karar verileceğı hususunun
dava dilekçesı yerıne kaım olmak üzere ılanen teblığ
olunur. Basın: 49214
MANAVGAT 2. ASLI\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No- 1995 179 Esas 1995,164 Karar
Antalya ılı. Manavgat ilçesi Kalemler Köyücilt no: 051.
sayfa no: 72. kütük sıra no: 37'de nüfusa kayıtlı Mustafa
Kemal ve Fatma kızı 16.3.1989 Nurşen MerveTuncer'in.
Nurşen Merve olan ısminın iptalı ile HandeTuncer olarak
mahkememızce diizeltilmesıne karar venlmiştır. 18.9.1995
Basın: 48847