03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Şeriatçı diploma 40 yıldır gündemde • Cami-Ül-Ezher, bundan 40 yıl önce burada okuyan Türk öğrencilerin askerliğinin tecil edilmesi istemiyle TBMM'de tartışılmıştı. Haber Merkezi - Mısır'daki El Ezher Ünıv ersitesi'nin 40 yıl önce de Türk öğrencılere "şeriatçı eği- tnn" \erdiği \e tartışmaya neden olduğu belırlendı. O zamankı adıy- la Cami-ül-Ezher'de okuyan Türk ögrencilennin askerlıklerinin tecil edilrr.esı karan Meclis'te günde- me gelmış ve uzun tartışmalara yol açmıştı. Dönemm Mılli Eğıtim Ba- kanı Rıfkı Salim Burçak karara karşı çıkarak Kahıre'ye giden ba- kanlığın bir uzmanmın ünı\ersite ile ılgılı araştırma raporunu açık- lamıştı. Burçak, Camı-ül-Ezher"m bır iimversite hüvıyetı taşımadığı- nı. müfredat programı olmadığmı söylemış. ünıversıteye devam eden Türk öğrencılerden 28'ının ılko- kul mezunu, 24'ünün ıse ilkokul mezunu bıle olmadığına dıkkat çekmıştı. Mılletvekıli Vasfi Mahir Kocatürk ıse tartışmalar sırasında "memleketinıize yobaz itha] etme -devrinin geçtiğjni" vurgulamıştı. Geçen günlerde gazetemizde çı- kan haberlere göre, (RP) örgütle- rinden alınan 'referansla' Avrupa MıllıGörüşTeşki]atı'nca(AMGT) Türkiye'den Mısır'a götüriilen 700 kişının sahte belgelerle öğrencılık yaptığı El Ezher Ünıversıtesı lla- hıyat Fakültesı'ndekı "şeriatçıteh- Hke". 40 yıl önce de kamuoyunun gündemıne gelmiştı. O zamankı adıyla Cami-ül-Ezher'de okuyan Türk öğrencilennin askerlıklerinin tecil edilmesi karan Meclıs'te tar- tışmalara yol açmış. dönemın Mil- li Eğıtim Bakanı Rıfkı Salim Bur- çak da karara karşı çıkmıştı. Bur- çak. karara karşı çıkmasına daya- nak olarak, Mıllı Eğıtim Bakanlı- gı'nın Kahıre'ye gıden bır uzma- nının ünıversıte ıle ılgılı araştırma raporunu göstermıştı. 13 Şubat 1954 tanhlı Cumhunyet gazetesm- de ver alan habere göre Burçak ta- rafından okunan raporda şu görüş- lereyer verilmıştı: "Cami-ül-Ezher'de Mısırlı ve yabancı talebelere ayn ayn iki şe- kil tedrisat yapılmaktadır. Cami- ül-Ezher klasik manada bir üni- versite hüviyeti taşımamakta, müf- redat programı olmadığı gibi öğre- tim kademeleri de bazı senelerc ay- nlmamakta müspet ilimlere de ge- reken yer verilmemektedir. Imti- hanlar ise bir komisyon huzurun- da yapılmakta. imtihan talimatna- mesi buhınmamaktadır. Cami-ül- Ezher'de 14-54 >aş arasında 84 Türk talebe okumaktadır ki bun- lardan 24'ü ilkokul mezunu olma- dan, 28'i de ilkokulu bitirdikten sonra Cami-ül-Ezher'e kaydolun- muşlardır. Bunlar Milli Eğitim Ba- kBnlıgı'na müracaat etmemtş >e müsaade almamışlardır. Buraya gi- rişte ne bir diploma ne de sertifika sorulmaktadır. Aynı zamanda \\t- sır. burada okuyanlan kendi orta, lise ve ünKersitelerine kabul etme- mektedir." Milletvekillerinin tepkisi Gazetemızın habenne göre Bur- çak'tan sonra söz alan mılletveki- li Vasfi Mahir Kocatürkde rapo- run aleyhınde konuşarak "Hariç- ten memleketimize yobaz ithal et- me devri geçmiştir" görüşünü sa- vunurken. Zeki Erataman ıse tep- kisinı. *Vanm doktor insanı öMü- rür. Yanm öğretmen insanı cahil eder. Yanm hoca da insanı dinden eder" sözlerıyle dile getirmışti. 1954 yılının Şubat ayında Mec- lıs"te çıkan tartışmalardan sonra Cami-ül-Ezher, kamuoyunda da tepkilere yol açmıştı. 20 £ubat 1954 tanhli gazetemızın "Oğret- men ve Oğrenci Köşesi"ne yazan 'eski bir öğretmen' de görüşlerinı şöyle vurgulamıştı: "Büyük Millet Meclisi'nde Cami-ül-Ezher'de okuyan Türk çocuklannın tecil meselesi hararetli tartışmalara se- bep oldu. Ben burada işin bu tara- fını değil de başka bir cephesini kı- saca ele almak istiyonım. Kahire CnKersitesi varken niye El-Ezher'i tercih ederier? Eğer üstün tutuş orada talebeye v erilen birkaç Mısır Lirası için ise pek >azık. O yardınu cumhuriyet hükümeti kendilerine yapar. Yok, sebebi bu değil de orta- çağdan kalma eski öğretim usulü- ne rağbet ise buna acımamak el- den gelmez. Çünkü gidip görüp de Ezher'e ünhersite detnek imkân- sız. Bu söylediklerimin doğruluğu- nu anlamak isteyenler Garp'taki şarkiyat âlimlerinin nasıl ve nere- de yetiştiklerine baksınlar. Kavbe- dilen zamanlara, köhnekşmiş usul- ler içinde geçen gay retiere acı duy- sunlar. fşin kolayı dururken gücii- ne heveslenmesinler. Kaldı ki bizim tlahiyat Fakültemiz ne güne duru- yor? Eksiği varsa tamamlansın. Muhakkak olan şurası: Bizim din bilginine ihtiyacımız var, yobaza deSl." I.C. lletişim Fakültesi öğrencısı Birgül Göker'in araştırmasına gö- re. Milliyet gazetesinın 15 Şubat 1954 tarihli sayısının başmakalesı de Camı-ül-Ezher'e aynlmıştı. Ca- mı-ül Ezher'ın sertbırdilleeleştı- rıldığı makalenın bır bölümünde şö>ledenılmıştı: "Cami-ül Ezher medresesinede- vam eden softalann askertiklerinin tecili talebi Meclıs'te sert tartışma- lara neden oldu. Harice ne gibi şartlarla tahsile gidileceği Maarif Vekâleti tarafından tespit edilmiş- tir. Ancak bu şartlara sahip olanla- ra izin verilmekte ve askerlikleri te- cil edilmektedir. Kanunu dinleme- yerek çekip gidenlere ne diye tecil hakkı tanınsın? Mısır bu ulemayı kendi mekteplerine almıyor... Ka- naatmışçasına asıl dava tecil değii- dir. Bunu esas tutarak \aktivle Sü- leymaniye Medresesi'nde olduğu gibi CamMil-Ezher'in çömezlerini de ünhersite öğrencisi saydırmak, bir molla için değeri o kadar fazla olmayan bir himmetie alınacak ka- zetna-meleri hükümete kabul et- tirmek. her sene ora>a Maarif Ve- kâ-leti'nin talebe göndermesini te- min eylemektir. Cami-ül-Ezher'e gidecek olduktan sonra ne diye Sü- leymanjye Medresesi'ni kâ-pat- nk?" Günümüzden tam 40 yıl önce gazetelerde yer alan haber ve gö- rüşler. şımdikı adıyla El-Ezher Üniversıtesf ndekı şenatçı eğitim tehlikesını gözler önüne sermişti. 40 yıldan bugüne El Ezher Üni- v ersitesi"nde değişen pek fazla şey olmadı. Devletın önlem almakta duyar- sız davranması yüzünden "şeriat savaşçısı' yetıştirmekle ünlü ünıversıte, Türk ögrencılerine eğıtim vermeyı sürdüriiyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada - Bir üstündekinin tüm isteklerini yerine getiriyor mu, getirmiyor mu? 20 aralık salı günü, "Vurun Bü- rokrata" başlıklı yazımda, kurumla- rını kârâ geçirdikleri, başarıları ka- muoyunca da bilindiği halde, Tariş Genel Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan. Şeker Fabrikaları AŞ Genel Müdürü Erdoğan Ertekin ve Istan- bul Gübre Sanayi AŞ Genel Müdürü Prof. Yılmaz Özbay'ın görevden alınışını yazmıştım. Ne yazık ki, bir kez daha bu yön- de yazı yazmak gerekti. Şimdi de, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirge- me Kurumu (SHÇEK) Genel Müdü- rü Bülent llik görevden alındı. SHÇEK, Melih Gökçek'in Genel Müdürlüğü döneminde kamuoyun- da çok konu olmuştu. Gökçek, sos- yal devletin nasıl işlediğini ayna gibi yansıtan kurumun, bu işlevine kat- kıda bulunmak yerine, kendisine yatınm yapmayı yeğledi. Hakkında- ki suç duyurulan, yolsuzluk iddialan bir yana, böyle bir kurumun kamu- oyundaki imajı büyük ölçüde zede- lendi. Koalisyon hükümetinde, ka- dından sorumlu Devlet Bakanlığı SHP'ye verilince, SHÇEK'in imajı da düzelmeye başladı. Pek çok üni- versite öğretim üyesi, kuruma karşı- lıksız yardımcı oldu. 1994 yılı Ocak ayında bu göreve atanan llik'i yakından tanımıyorum. Ancak kurumda kendisini bilen ve sağduyusuna güvendiğim kişiler- den, "Böyle bir bürokrat harcan- maz, desteklemelisiniz. Benden ol- mayan görevde kalamaz mantığını teşhir etmelisiniz" uyarılan alınca, SHÇEK APtik Ilik'siz!. konuyu araştırma gereği duydum. Önce şu noktanın altını yeniden çizmek istiyorum: Bürokrasideki bozulma ve kirlen- me siyasettekinden daha tehlikeli- dir. Devlet çarkının sağlıklı işlemesi için öncelikle bürokrasinin sağlıklı olması, üst görevlere getirilenlerin, konusuna hâkim ve mesleğini se- ven kişiler arasından seçilmesi ge- rekli. llik, 20 yılı aşkın süredir sosyal hizmetlerle uğraşmış bir kişi. 1973'te Sosyal Hizmetleri Yaygın- laştırma Derneği'nin kurucusu ol- muş. Uzun süre başkanlığını yürüt- müş. 12 Eylül'den sonra Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'nin kuru- cusu olmuş. 1984'te Hacettepe Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamış. Daha sonra, Karayalçın'ın Belediye Baş- kanlığı döneminde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı yapmış. Bu dönemde, önder kadın projesi, yaşlılar evi ve sokak çocuklan pro- jesini yaşama geçinmiş. Hacettepe Üniversitesi'ndeki doktorası "yoksulluk" üzerine. Biraz inceledim, ilginç veriler var: - Dünyada yoksullarta ilgili ilk ya- sal düzenleme, 1601 yılında Ingilte- re'de yapılmış. - Ülkemızde çocuksuz aile oranı yüzde 3.6; anne. baba, çocuk. di- ğer yakınlar, gelin, torundan oluşan aıle oranı yüzde 18; her ev ortalama beş kişi. - Dünyada, yoksullar arasında ilk sırayı çocuklar alıyor. Yoksullann beşte biri on yaşın altında. - Ankara'daki araştırmada, geçici bir işte çalışanların sayısı yüzde 34. Çalışanların yüzde 55'i yeni bir iş anyor. Bu kişilerin yüzde 37'si işini güvenceden yoksun bulduğu için, yüzde 36'sı daha çok para kazan- mak için başka bir iş arıyor. - Diğer köy ve kasabalardan An- kara'ya göçün birinci nedeni iş. "Ankara'ya niçin geldiniz" sorusu- na, ankete katılanların yüzde 83'ü "işsizdim, iş bulmak için", yüzde 9.5'i, "Işim vardı ama daha olanaklı bir iş bulmak için", yüzde 2.7'si, "Eğitim için" karşılığını vermiş. - Sokakta çalışan çocukların yüz- de 46'sı boyacı. yüzde 22'si pazar- da poşetçi, yüzde 7'si simitçi, yüz- de 4'ü mendil-peçete satıcısı. Bu çocuklann yüzde 60'ının aylık geliri asgari ücretin altında. Yaşam taksite bağlı - Ailelerin yüzde 75'i taksit ödü- yor. Taksit ödeyenler arasında 5e- yaz eşya yüzde 37 ile birinci sırada. Bunu, yüzde 20 ile halı, yüzde 787e mobilya, yüzde 14'le giysi izliyor. -"Aylık gelihm geçımimi sağla- maya yetiyor" diyenlerin oranı yüz- de 16.80, "Yetmiyor" diyenler yüz- de 83.20. - Bakkala veresiye yazdıranların oranı yüzde 66. Araştırmada daha pek çok ilginç veri var. llik, yaşam bıçimi olarak seçtiği sosyal hizmetlerde SHÇEK'in başına geçince, ilk işi, kurumun Anadolu'daki tüm birimle- rini adım adım dolaşmak olmuş. 30 bin çocuğun her türlü gereksinimi- nin karşılandığı kurumdaki ihaleler milyarlık. Araştırabildiğim kadarıyla, llik döneminde hiçbir "şaibeli" ihale yok. Çocuklann sağlık hizmeti için ta- bip odalanyla da temasa geçip gö- nüllü hekimler bulunmuş. Sorun bü- yük ölçüde çözülmüş. Bugün etkin olan bürokrasiye ba- kışla, llik'in bu yaptıklarının tümü hata! Kardeşim sana ne ihalelerin şeffaf olmasından, sana ne yemeklerin düzenli çıkmasından... Kısacası bugün, SHÇEK'e Gök- çek döneminde girenlerin yeri sağ- lam, ama Akyol ve ardından Al- pago döneminde girenlerinki sağ- lam değil. Görünen o ki, Alpago da kendisini Çiller mantığına kaptırmış. Bazen bir olayla ilgili derin- lemesine araştırma, genel değer- lendirmelerden daha açıklayıcı olur. llik olayı da böyle bence. Alpago yakın çevresine, "Ilik'le uyumlu çalışamıyorduk, onun için görev- den aldık" diyor. Yetenekti, işini sevmekti, artık bunlar önemli değil. Varsa yoksa, bakana başbakana uyum. Siz siz olun, bir yakınınızın üst düzey göreve getirilmesi için devreye gir- mek durumunda kalmışsanız kar- tınızın altına şunu yazın: "Hamili kart yakınımdır. Ne der- seniz yapar, her yoia sapar, ağzına vur ekmeğini kopar. Oturduğu kol- tukta ha var ha yoktur, kalk dersin kalkar otur dersin oturur. Bir dediğinizi iki etmez, yağcılıklan say- makla bitmez." OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK I Baştarafı 1. Sayfada "Ülkenin birlik ve bütünlü- ğü için gayet iyi adımlar atıldı" cümlesinin hangi amaçla söylendiğini anla- mak bu yüzden büsbütün zorlaşıyor. Sayın Başbakan, 'müca- deleden' söz açmışken 'ekonomik' olanını da unutmuyor. Özelleşmeyi kolaylaştırmak ve çabuk- laştırmak adına Karabük'te düzenlenen gösterilerin ar- dından yeni yılın ilk işgü- nünde dolar 40 bin 700 li- raya fırlıyor. Ancak önemli olan, doların 1995'in ilk haftasında 41 bin liraya yükselmesi değil, 1994'ün sonuna, hedeflenmiş olan 38 bin liranın altında 37 bin 543 liralık bir kurla ulaşıl- mış olması. Doların bu dü- zeyde tutulması için yapı- lan parasal katkıların 1995'te vatandaşa nasıl fatura edileceği düşünül- mek bile istenmiyor. 1995 hiç de iyi başlama- dı. Dileriz Sayın Başbakan da bunun ayırdındadır. • • • Dostları Onat Kutlar9 ı yalnız bırakımyor RP'li Şevki Yılmaz'a yeni soruşturma tstanbul Haber Servisi- Laik Türkıye Cumhuriyeti'ne ve onun kurucusu Mustafa Kemal Ata- türk'eyönelttığı "hakaretler''ne- deniyle hakkında açılan dava sa- yısı 22'ye ulaşan şerıat yanlısı RP'li Rıze Belediye Baskanı Şev- ki Yılmaz hakkında yeni bır so- ruşturma başlatıldı. İstanbul Devlet Gü\enlik Mah- kemeleri Başsavcılıgı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesin- de. tstanbul Emnıyet Müdürlü- ğü'nden. RP tstanbul tl Başkan- lığfnın Abdi tpekçi Spor Salo- nu'nda öncekı gün yapılan 5. Ola- ğan Kongresı'ne ilişkın ses bant- lan istenıldı. Soruşturmanın so- nucuna göre Yılmaz hakkında TCK'nin312. maddesi gereğince yeni bir dava açılabileceği öğre- nıldi. Soruşturmaya gerekçe oluş- turan TCK'nin 312. maddesınin 2. bendı. "'Halkı, sınıf. ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı göze- terek kin ve düşmanlığa acıkça tahrik edenler hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 3 bin liradan 12 bin liraya kadar ağır para ce- zası verilmesını öngörüyor. Aynı kanun, butahrikin "umumun em- niyeti için tehlikeli olabilecek bir şekildeyapılması" durumunda fa- ıle venlecek cezavı üçte bırden yanya kadar da arttırıyor. İstanbul DGM Başsavcılıgı, Ankara DGM Başsavcılığı'nın u yetkisizBk"' karan verdiği Şe\ki Yılmaz'ın Adapazarı ve Ko- caeli'de > aptığı konuşmalara iliş- kın soruşturmaya ise devam edil- diğini açıkladı. Diploma şebekesine • Baştarafı 1. Sayfada ladı.Kahire'de çok sayıda şeriat- çı örgütün etkinlikte bulunduğu- nu belirten Güzel. "Mısır'da oturma izni olmayan bir gün bi- le kalamaz" görüşünün aksine, "kimin ne yaptığının belli olma- dıgmı" söyledı. Kaydı silinen öğ- rencilerin çoğunun. şeriatçı ör- gütlerle ilişkisinin bulunduğunu bildiren Güzel. "Kajdı siliniyor, terörist gruplardan para aüyor- lar. Filistinli. Suriyeli aşın dinci gruplardan para aldıklan yolun- da vaygııı savlar var" dedi. Öğrencilerin bir kısmının. yazlan Pakistan \e tran'a eğiti- me gönderildikleri, bir kısmının da AMGT aracılığıyla, başta Al- manya olmak üzere, Avrupa'nın çeşitli ülkelerine götürüldüğünü anımsattığımız Abdülhadi Gü- zel. "Evet, Almanya'ya gidiyor- lar. Ama, son dönemde artık izin vermiyoruz. Gitmeleri için Al- manya Büyükelçiliği bizden yazı istiyor. Biz, bu yazıyı vermiyoruz" diye konuştu. Ancak, Eğitim Ataşeliği'nin tüm engellemele- rine karşın. bu yıl yaz tatilinde 100'e yakın şeriatçının, AMGT tarafından Almanya'ya götürül- düğü öğrenildi. RP aracılığıyla Mısır'a giden ve şeriatçılar ara- sında 4 yıl kalan "Ender Işık" takma adlı öğrenci. Almanya'ya götüriilen bu öğrencilerden bir kısmının halen bu ülkede olduk- lannı ve Türk işçilerine şeriat yanlısı propaganda yaptıklannı anlattı. Işık. Kahire'den götürii- len öğrencilerin, seçim dönemle- rinde Türk işçilerinden RP adına para topladıklannı da öne süre- rek, kendisinın de Fransa'da ve RP adına para topladığını açıkla- dı. Geçen yıllarda AMGT aracı- lığıyla Almanya'ya götüriilen ve Kahire Eğitim Ataşeliği tarafın- dan. sahte belgelerle öğTencili- ğıni sürdürdüğü belırlenen tbra- him Aslan'ın. pasaport kayıtla- nnda Almanya'dan "Mercedes" marka otomobil getirdiğı saptan- dı. Emekli bir vaizin çocuğu olan Aslan'ın, kısa bir süre kaldığı Al- manya'dan Mercedes otomobil- le dönmesi dikkat çekti. • Baştarafı 1. Sayfada sağlık durumu hakkında bilgı alarak geçmiş olsun dileğinde bulundular. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk dün öğleden sonra Amıral Bnstol Hastanesi'ne ge- lerek Onat Kutlar'm eşi FUiz Kutlar ile diğer yakınlannı ziya- ret ederek yoğun bakım servisin- de tedavisi süren Kutlar'ın sag- lık durumu hakkında bilgi aldı. Cındoruk'un hemen ardından ise Kültür Bakanı Timurçin Savaş hastaneye gelerek Kutlar'ın ai- lesini ziyaret etti. Filiz Kutlar'la yanm saate yakın görüşen Sa- vaş, ziyaretten sonra gazetecile- re yaptığı açıklamada. söz konu- su saldınyTdüzcnleyen kişikrin "hasta ruhlu" insanlar oldukla- nnı ve tedaviye gereksinimleri bulunduğunu söyledi. Bu tür sal- dınlann gerçekte, Atatürkçü. la- ik, çağdaş aydınlan hedeflediği- ni vurgulayan Savaş, "Aucak de\let ve millet el ele vererek bu işin üstesinden geiecektir. Bu ki- şiler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamavacaklar" dedi. Söz ko- nusu saldınnın Türk toplumun- da terör havası ve kaos ortamı yaratmak amacını taşıdığına dik- kat çeken Savaş. "İnsanlann içi- ne korku düşürmek istiyoriar. Ancak dediğim gibi hiikümet bunlann üstesinden gelecek ve bütün suçlular yakalanacak. Kültür Bakanlığı olarak Kut- lar'ın y anınday ız ve her türlü ih- tiyacının karşılanmasmı sağlaya- cağız" şeklınde konuştu. Bilinci yerinde Savaş aynca, bakanlık olarak sanatçılann sosyal güvenlik şemsiyesi altında toplanması için bir dizi çalışma y/ürüttüklerini de sözlerine ekledi. Amerikan Bris- tol Hastanesi YoğTjrı Bakım Şefi Dr. Tahsin Akgün ise Onat Kut- lar'ın son sağlık dunımuyla ilgi- li olarak şu bilgileri verdi: "Sa- ym Kutlar böyle bir tramvadan sonra olabilecek en iyi durumda- dır. Herhangi bir aksilik çıkma- ması durumunda 1-2 gün içinde yoğun bakımdan çıkarüacak. Şu anda bilinci yerinde ve her şeyi anımsıyor. Hatta kendisine uygu- ladığımız tedavide bize yardımcı bile oluyor. Bilindiği gibi Kut- lar'm omuriliği belirli bir seviye- den sonra zarar gördü. Felç du- rumunun düzeyi ise kısa bir süre sonra netieşecek." Hastaneye be- raberinde SHP PM üyesi Güliz ri cesaretlendirici yaklaşımlar- dan kaçınmak zorundadırlar" dedi. Hukukçu Halit Çelenk de olaydan, 1947 yılından beri de- mokratik, laik cumhuriyet ilke- sinden ve öğretim bırliğinden ta- viz veren siyasal iktıdarlan so- rumlu tuttu. Çelenk, şöyle dedi: "Bu iktidarlar. Sıvas olaylan karşısında bu nedenle suskun kalmışlardır. Sıvas katliamında. Kızılay ve Taksim mey danlann- da düzenlenen şeriatçı toplantı- lardan. Anıtkabir saldırısından ders alınmazsa Türkiye daha da karanlık günlere götürülecektir. Onat Kutlar olayı zincirin bir hal- kasıdır. ama son haikası değildir. Laik cumhuriyeOen yana güçle- re bu konuda yaşamsal görevler düşmektedir." SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş. Kutlar'ı ziyaretinde bomba yerinin bilinçli seçildiğüıi söyledi Kaptan. Şışli Ilçe Başkanı Mu- ammer Keskin ve Sosyal De- mokrasi Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri ile gelen SHP Grup Baş- kanvekili Ercan Karakaş ise Onat Kutlar'ın durumundan duyduğu üzüntüyü dile getirdikten sonra. bombanın patladığı yerin bilinç- li olarak seçildiğine inandığını belirtti. u Bu eylem, çağdaş uygarlığa karşı olan ve Sıvas'ı yaygınlaştır- mak isteyenlerin işi" diyen Kara- kaş, İstanbul Valisı ile görüşerek bu olayın sorumlulannın bir an önce saptanıp yargı önüne çıka- nlmasını isteyeceğinı de sözlen- ne ekledi. Dostlan ve yakınlan Onat Kutlar'ı bir an yalnız bırakmaz- ken olaya duyulan tepkiler de sü- rüyor. Başbakan Tansu Çiller. gazetemiz Genel Yayın Yönet- menı Orhan Erinç'e gönderdiği saldınyı kınayan telgrafında. "Gazeteniz yazan Onat Kut- lar'ın bombalı bir saldın sonucu yaralandığını üzüntüyle öğren- dim. Bu hain saldınyı kınıvor, geçmiş olsun dilekleriinle aciİ şi- falar diB> r orum" dedi. Kültür Bakanlığı Müsteşan Emre Kongar da tepkısini "Ga- zeteniz yazarlanndan değeıii dostum Onat Kutlar'ın uğradığı kazayı büyük bir üzüntüyle öğ- rendim. Olayı şiddetle kınıvor, Cumhuriyet gazetesi çauşanlan- na geçmiş olsun diyorum" sözle- riyle dile getirdi. Gazetemize telgraf gönderen- ler arasında CHP Genel Başkanı Detıiz Baykal da vardı. Baykal. mesajında özellikte 27 Mart se- çimlerinden sonra sanat ve sa- natçılara karşı gerici ve şeriatçı çevrelerce sürdürülegelen saldı- nlann Türkiye'nin geleceği açı- sından endişe verici olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: "Çağ- daş, demokrat, laik bir Türki- ye'nin yaratılmasındaetkinlikve katkılan yadsınamayacak olan sanatçüara karşı bunu içlerine sindiremeycn çevrelerce yapılan son bombalı saldınyı şiddetle kı- nıyorum. Nazannız Onat Kutlar ve Cumhuriyet ailesine geçmiş ol- sun diyor, sevgi ve saygüanmı su- nuyorum." Ilericiler birieşmeli CHP Genel Sekreter Yardım- cısı Eşref Erdem. gazetemiz Ge- nel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya'ya telgraf göndererek laik cumhuriyete yönelik saldın- lara karşı ilericileri birleşmeye çağırdı. Erdem sözlenne şöyle devam etti: "Gazeteniz yazarla- nndan Onat Kutlar'm uğradığı aiçakça saldın, yüreğinde ay dın- lık taşıyan herkesi derin bir üzün- tüye boğmuştur. Laik cumhuri- yete yönelen gerici ve faşist eyiem- ler karşısında bütün ilericilere, aydınlara, solculara. sosyal de- mokratlara düşen görev artık tek yumruk olmaktır. Bu inançla Cumhuriyet ve Kutlar ailelerine geçmiş olsun dileklerimle sevgi ve saygılanmı sunarun." CHP Genel Sekreten Adnan Keskin ise saldından duyduğu üzüntüyü şu sözlerle ifade etti: "Son yıllarda karanlık güçlerce hedef seçilen gazeteniz ve gazete mensuplannızın yoğun saldınya uğraması üzüntü vericidir. Ope- ra Pastanesi'ne yapılan saldmda yazannız Onat Kutlar'ın yara- lanması bu saldınlann yeni bir örneğini oluşturmaktadır. Saldı- nyi kınar. yazannız Onat Kut- lar'a acil şifalar diler. say gı ve sev- gilerimi sunanm." SHP Konak Ilçe Başkanı Ühan tdiz de banş ve kardeşliğin, de- mokratık ve laik bir toplum ya- pısında yaşam bulabileceğini söyledi. tdiz günün, birlik ve da- yanışma günü olduğunu vurgula- yarak, "Yargı bağunsızlığı zede- leniyor. kan akmaya devam edi- yor. laiklik düşmanı inanç sömü- rücüleri salduılannı arttırıyor. Milliyet gazetesi kurşunlanıyor, The Marmara Oteli bombalanı- yor, bir profesör laiklere saldırı- yx>r. Bu olay ları çaresiz bir seyir- ci olarak izleyemeyiz. Çok geç ol- madan 'birlikten ku\>et doğar' ilkesinden yola çıkarak dayanış- ma içine girnıeliyiz. Hiç kimse fe- dakârlığı başkasından bekleye- rek kendini sorumsuzluk içine it- menıelidir" diye konuştu. DlSK'e bağh Genel-iş Sendı- kas; Genel Başkanı İsmail Hak- kı Önal, Genel Yayın Koordina- törümüz Hikmet Çetinkaya'ya gönderdiği geçmiş olsun mesa- jında saldından dolayı duyduğu üzüntüyü belirtti. Önal, "Teröre karşı olduğumuzu ve lanetlediği- mizi bir kez daha belirtiyoruz. Sorumlular, suçlulan bulmak ko- nusunda daha fazla çaba harca- mak ve demokrasi karşıtı güçle- tHD tzmir Şube Başkanı Ye- şim İşlegen. hangi amaçla ve kim tarafından gerçekleştirilirse ger- çekleştirilsın bu tür katliamlann insanlık tarihıne kara leke olarak geçeceğini söyledi. tşlegen, yaptığı yazılı açıkla- mada. saldınlann. toplumu şid- detin egemen olduğu bir iç sava- şa sürüklemek isteyenlerin se- naryosu olduğunu söyledi. Şid- det dışında hiçbir iletişime fırsat tanımayarak toplumun demok- ratik özlemlerini baltalamak iste- yenlerin ülkede açık bırdiktatör- İüğün gerçekleştirilmesinın öz- lemi içinde olduklannı belirten tşlegen şunlan söyledi: "Hangi amaçlarla, kim tara- fından gerçekleştirilirse gerçek- leştirilsin, bu katliamlar insanlık tarihinin kara lekeleri olarakaıu- lacaktır. Katliamlan protesto edi- yoruz. Akan kanlann durdurul- nıasının tek yolu, demokratik haklann tümüyle kullanüdığı bir ortamın gerçekleşmeshle müm- kün olacağına inanıyoruz. Bugü- ne değin gerçekleştirilen tüm fa- ili meçhul katliamlann aydınlaüi- ması için bağımsız bir araştırma komisyonu oluşturularak sorum- lulann bir an önce açığa çıkanl- ması gerektigine inanıyoruz. Ak- si halde kazanan yine militarizm olacaktır." Öğretim Üyeleri Derneği Ge- nel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altıntaş. yaptığı yazılı açıklama- da, Cumhuriyet gazetesinin sa- vunduğu ilkeler nedeniyle azgın- laştınlan teröre son kurbanını Onat Kutlar'ın kişiliğinde verdi- ğıni vurgulayarak şu görüşleri kaydetti: "Dün olduğu gibi bugün \e ya- nn da ne bu türden cinayetlerin ve saldınlann gerçek suçlulan or- taya çıkanlacak ve ne de yakala- nabilen sanıklara caydıncı ceza- lar gecikmeksizin verilebüecek- tir. Çünkü bataklığın yaradcısı ve sorumlusu, başta eğitim kunım- lanmız olmak üzere. cumhuriye- timizin temel ilkelerine aykııîlı- ğı. kalkışmayı büyük bir perva- sızlıkla sürdüren odaklan gör- meziikten gelen, destekleyen ve yüreklendiren devlet kurumlan- dır." Devletin eli kolu bağlı PEN Yazarlar Derneği Başka- nı Şükran Kurdakul ile Genel Sekreteri AlpayKabacalıyaptık- lan ortak açıklamada. devletin köktendınci terör karşısında elı kolu bağlı kalmasının aymazlık olacağını ifade ettiler. Açıklama- lannda. "Birçokyazarveaydımn 'faıli meçhul' cinayetlere kurban edihnesine, Sıvas'ta 37 yazar ve aydının failleri bellı, ama ceza- sız kalmış'sayılabilecek toplukı- yım sonucu yakılmalarına yol açan köktendinci terör büyük bo- yutlara ulaşmış bulunmaktadır" diyen Kurdakul ve Kabacalı şöy- le devam ettiler: "Bunun son öraeği, üyemiz Onat Kutlar'ın ağır yaralanma- sıyla ve bir kişinin ölümüyle so- nuçlanan bombalı eylemdir. Fail- ler, "meçhul" ya da cezasız kal- dıkça köktendinci terör her kılı- ğa ve her yere girecek, Türkiye'yi ortaçağ karanlığına sürükleme hedefine doğnı adım adım ilerle- yecektir. Bir devletin, kendi var- İığına yönelik, nereden geldiği 'meçhul' olmayan terör karşısın- da eli kolu bağh durmasının ay- mazlık olacağı açıktır. Sorumlu- lan göre\'e çağınyonız." Bir basın bildirisi yayımlaya- rak bombalı saldın olayından duyduklan üzüntüyü dile getiren Çağdaş Sinema Oyunculan (ÇASOD) ise bu olayın herkesi "Türkiye gerçeği üzerinde ciddi anlamda düşünmeye ittiğini" be- lirtti. ÇASOD, açıklamasında şöyle devam etti: "Türkiye'deinsanlar üzerine oynanan oyunlar bu gidişle ne ilktir ne de son olacak- ür. Artık bu gidiş endişe boyut- lannı aşmıştır. Deccal'm kapımızı kaç kere daha çalmasını bek- leyeceğiz?" MSP'nin Merciimek'i Erbakan • Baştarafı 1. Sayfada hinde (bugünkü karşılığı 2 milyar liraya ya- kın) 1 milyon lira yatırarak açtı. Belgelere göre; Erbakan'ın bu hesabına, 31 Aralık 1975 tarihinde 1470 liralık dönem faızi uy- gulandı ve Erbakan bu faizi kabul etti. Yine aynı şekilde 26 Nisan 1974 tarihinde 100'er liralık iki "ikramiyeye" de itiraz etmeyen Erbakan. 1980 yılında kapadığı bu hesaba uygulanan faizleri de aldı. Erbakan'ın hesap dökümünde sürekli ola- rak bugünkü fiyatlarla milyarlık işlemlenn olması dikkat çekti. "Çek" kullanan Erba- kan, hesabına yatan kaynağı kuşkulu para- lan istediği kişilere. istediği gibi dağıttı. Er- bakan'ın para verdiği kişiler arasında Lidey- man Mercimekadında bir kişi de bulunuyor. Erbakan, eşi Nermin Erbakan'a da ödeme- lerde bulundu. 19 Temmuz 1977 yılında Nermin Erba- kan'a 30 bin lira veren Erbakan. 1979 yılın- da eşine 400 bin, kardeşi Kemalettin Erba- kan'a da 1 milyon lira ödedi. RP lideri, 12 Eylül'ün hemen ardından yaklaşık 10 mil- yon lira olan hesabını kapattı. Hesabı kapa- tan kişi. Kemalettin Erbakan oldu. Kemalet- tin Erbakan. kardeşinin kendisine verdiei 228085 ve 228086 sayılı çeklerle 10 milyon lirayı aldı. Banka hesabında sadece 880 lira bırakan Erbakan. 120 bin liralıkbirikmişfa- iz gelirini de aldı. Erbakan'ın ifadesi Erbakan. 12 Eylül harekâtının ardından 17 Mart 1982 tarihinde MSP'yi denetleyen müfettişler tarafından sorgulandı. Erbakan. "Hesap uznıanlan tarafından yapılan ince- lemenin ardından 1977 seçimleri sırasında MSP'nin aday adaylanna 16 milyon lira ci- vannda para dağıttığını/ anlaşılmıştır. \apı Kredi Bankası Ayrancı Şubesi'nde adınıza açıbnış bir hesap bulunduğu ve parti faaliyet- leriyle ilgili ödemelerde bulunduğunuz gö- rülmüştür. Bu hesabın parti faaliyetleriyle il- gisini açıklayınız"sorusunu. özetle "bu hesa- bın adaylara para verilmesi için açıldığı ve bu paralann da adaylara borç verildiği" şeklin- de yanıtladı. Erbakan aynca, hesabın MSP ile bir ilgisi bulunmadığını da savundu. Mü- fettişler Erbakan'a ikinci olarak "Bu hesa- bın partiyleilgisi yoksa, neden MSP'nin Tür- kiye Vakjflar Bankası Kızılay Şubesi'ndeki hesabmdan 2 milyon 555 lira aktardınız" di- ye sordular. Erbakan, bu soruya da şu yanı- tı vermekle yetindi "Bu durum yanhş çek kesilmesinden doğ- muştur. Bu meblağ, partiye ait hesaptan ödenmesi gerekirken bu hesaba keşideÜ bir çek düzenlenmiş. sonradan yapılan yanlışlık fark edilerek partiye ait hesaptan bu hesaba para aktanlmıştır." Erbakan, ifadeleriyle malvarlığına ilişkin olarak geçen günlerde > aptığı açıklamanın "senaryo" olduğunu da kendisi ortaya koy- du. lfadesinde. kendi parasıyla birisi Amenkan Buick marka. ikisi Mercedes ol- mak üzere toplam üç otomobil aldığını ifade eden Erbakan, malvarlığına ilişkin basın top- lantısında 1992 yılına kadar hiçbir otomobil masrafı göstermemişti. lfadesinde, hesabın sadece milletvekili adaylanna para ödenmesi için açıldığını savunan Erbakan'ın, hiçbir dönem millet- vekili adayı olmayan eşi Nermin Erbakan'a ne gerekçeyle para ödediğı de anlaşılamadı. Solda birlik Uçüncü aday için uzlaşma arayışı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP-CHP bütünleşmesı- nın çatı \e lıderinin behrlenece- ğı 28 ocak kurultayı yaklaşırken. genel başkanlık sorununun çö- zümü için uzlaşma arayışları yo- ğunlaştı. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yard:mcısı MuratKa- rayaiçın. dün Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında. "Genel başkanlığı sürdürmekis- terim. ama kavgalı gürültülü bir kurultaya girmeden olmasını is- terim"mesajı \ erdı. Kurultay ön- cesi çalışmalan yürütmek üzere teknik çalışma yapacak komis- yonun üyeleri seçıldı. SHP \e CHP'de iki lider dışında üçüncü bır aday arayışında olanlar da ya- nn bir araya gelecekler. Karayalçın'ın. SHP MYK toplantısında yaptığı konuşmay- la uzlaşmaya açık olduğu mesa- jı verdiği öğrenildi. Karayalçın, daha sonra M^'K üyeleriyle de tek tek görüşmeler yaptı. Dışişlen eski Bakanı Mümtaz Soysal. eski Grup Başkanı Aydın Güven Gürkan Grup Başkanve- kılı Ercan Karakaş ile SHP'de partııçı muhalefette yer alan mıl- letvekilleri ve CHP'Genel Baş- kan Yardımcısı İsmail Cem, ya- rın bır toplantı yapacaklar. Bu toplantıda, ıkı lıder dışında üçün- cü bır genel başkan adayı ortaya çıkıp çıkmayacağı ve bu aday üzennde uzlaşma sağlamak için çaba göstenlıp göstenlmeyeceğı tartışılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle