Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 OCAK 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Şeriatçı diploma
40 yıldır gündemde
• Cami-Ül-Ezher, bundan 40 yıl önce burada okuyan
Türk öğrencilerin askerliğinin tecil edilmesi istemiyle
TBMM'de tartışılmıştı.
Haber Merkezi - Mısır'daki El
Ezher Ünıv ersitesi'nin 40 yıl önce
de Türk öğrencılere "şeriatçı eği-
tnn" \erdiği \e tartışmaya neden
olduğu belırlendı. O zamankı adıy-
la Cami-ül-Ezher'de okuyan Türk
ögrencilennin askerlıklerinin tecil
edilrr.esı karan Meclis'te günde-
me gelmış ve uzun tartışmalara yol
açmıştı. Dönemm Mılli Eğıtim Ba-
kanı Rıfkı Salim Burçak karara
karşı çıkarak Kahıre'ye giden ba-
kanlığın bir uzmanmın ünı\ersite
ile ılgılı araştırma raporunu açık-
lamıştı. Burçak, Camı-ül-Ezher"m
bır iimversite hüvıyetı taşımadığı-
nı. müfredat programı olmadığmı
söylemış. ünıversıteye devam eden
Türk öğrencılerden 28'ının ılko-
kul mezunu, 24'ünün ıse ilkokul
mezunu bıle olmadığına dıkkat
çekmıştı. Mılletvekıli Vasfi Mahir
Kocatürk ıse tartışmalar sırasında
"memleketinıize yobaz itha] etme
-devrinin geçtiğjni" vurgulamıştı.
Geçen günlerde gazetemizde çı-
kan haberlere göre, (RP) örgütle-
rinden alınan 'referansla' Avrupa
MıllıGörüşTeşki]atı'nca(AMGT)
Türkiye'den Mısır'a götüriilen 700
kişının sahte belgelerle öğrencılık
yaptığı El Ezher Ünıversıtesı lla-
hıyat Fakültesı'ndekı "şeriatçıteh-
Hke". 40 yıl önce de kamuoyunun
gündemıne gelmiştı. O zamankı
adıyla Cami-ül-Ezher'de okuyan
Türk öğrencilennin askerlıklerinin
tecil edilmesi karan Meclıs'te tar-
tışmalara yol açmış. dönemın Mil-
li Eğıtim Bakanı Rıfkı Salim Bur-
çak da karara karşı çıkmıştı. Bur-
çak. karara karşı çıkmasına daya-
nak olarak, Mıllı Eğıtim Bakanlı-
gı'nın Kahıre'ye gıden bır uzma-
nının ünıversıte ıle ılgılı araştırma
raporunu göstermıştı. 13 Şubat
1954 tanhlı Cumhunyet gazetesm-
de ver alan habere göre Burçak ta-
rafından okunan raporda şu görüş-
lereyer verilmıştı:
"Cami-ül-Ezher'de Mısırlı ve
yabancı talebelere ayn ayn iki şe-
kil tedrisat yapılmaktadır. Cami-
ül-Ezher klasik manada bir üni-
versite hüviyeti taşımamakta, müf-
redat programı olmadığı gibi öğre-
tim kademeleri de bazı senelerc ay-
nlmamakta müspet ilimlere de ge-
reken yer verilmemektedir. Imti-
hanlar ise bir komisyon huzurun-
da yapılmakta. imtihan talimatna-
mesi buhınmamaktadır. Cami-ül-
Ezher'de 14-54 >aş arasında 84
Türk talebe okumaktadır ki bun-
lardan 24'ü ilkokul mezunu olma-
dan, 28'i de ilkokulu bitirdikten
sonra Cami-ül-Ezher'e kaydolun-
muşlardır. Bunlar Milli Eğitim Ba-
kBnlıgı'na müracaat etmemtş >e
müsaade almamışlardır. Buraya gi-
rişte ne bir diploma ne de sertifika
sorulmaktadır. Aynı zamanda \\t-
sır. burada okuyanlan kendi orta,
lise ve ünKersitelerine kabul etme-
mektedir."
Milletvekillerinin tepkisi
Gazetemızın habenne göre Bur-
çak'tan sonra söz alan mılletveki-
li Vasfi Mahir Kocatürkde rapo-
run aleyhınde konuşarak "Hariç-
ten memleketimize yobaz ithal et-
me devri geçmiştir" görüşünü sa-
vunurken. Zeki Erataman ıse tep-
kisinı. *Vanm doktor insanı öMü-
rür. Yanm öğretmen insanı cahil
eder. Yanm hoca da insanı dinden
eder" sözlerıyle dile getirmışti.
1954 yılının Şubat ayında Mec-
lıs"te çıkan tartışmalardan sonra
Cami-ül-Ezher, kamuoyunda da
tepkilere yol açmıştı. 20 £ubat
1954 tanhli gazetemızın "Oğret-
men ve Oğrenci Köşesi"ne yazan
'eski bir öğretmen' de görüşlerinı
şöyle vurgulamıştı: "Büyük Millet
Meclisi'nde Cami-ül-Ezher'de
okuyan Türk çocuklannın tecil
meselesi hararetli tartışmalara se-
bep oldu. Ben burada işin bu tara-
fını değil de başka bir cephesini kı-
saca ele almak istiyonım. Kahire
CnKersitesi varken niye El-Ezher'i
tercih ederier? Eğer üstün tutuş
orada talebeye v erilen birkaç Mısır
Lirası için ise pek >azık. O yardınu
cumhuriyet hükümeti kendilerine
yapar. Yok, sebebi bu değil de orta-
çağdan kalma eski öğretim usulü-
ne rağbet ise buna acımamak el-
den gelmez. Çünkü gidip görüp de
Ezher'e ünhersite detnek imkân-
sız. Bu söylediklerimin doğruluğu-
nu anlamak isteyenler Garp'taki
şarkiyat âlimlerinin nasıl ve nere-
de yetiştiklerine baksınlar. Kavbe-
dilen zamanlara, köhnekşmiş usul-
ler içinde geçen gay retiere acı duy-
sunlar. fşin kolayı dururken gücii-
ne heveslenmesinler. Kaldı ki bizim
tlahiyat Fakültemiz ne güne duru-
yor? Eksiği varsa tamamlansın.
Muhakkak olan şurası: Bizim din
bilginine ihtiyacımız var, yobaza
deSl."
I.C. lletişim Fakültesi öğrencısı
Birgül Göker'in araştırmasına gö-
re. Milliyet gazetesinın 15 Şubat
1954 tarihli sayısının başmakalesı
de Camı-ül-Ezher'e aynlmıştı. Ca-
mı-ül Ezher'ın sertbırdilleeleştı-
rıldığı makalenın bır bölümünde
şö>ledenılmıştı:
"Cami-ül Ezher medresesinede-
vam eden softalann askertiklerinin
tecili talebi Meclıs'te sert tartışma-
lara neden oldu. Harice ne gibi
şartlarla tahsile gidileceği Maarif
Vekâleti tarafından tespit edilmiş-
tir. Ancak bu şartlara sahip olanla-
ra izin verilmekte ve askerlikleri te-
cil edilmektedir. Kanunu dinleme-
yerek çekip gidenlere ne diye tecil
hakkı tanınsın? Mısır bu ulemayı
kendi mekteplerine almıyor... Ka-
naatmışçasına asıl dava tecil değii-
dir. Bunu esas tutarak \aktivle Sü-
leymaniye Medresesi'nde olduğu
gibi CamMil-Ezher'in çömezlerini
de ünhersite öğrencisi saydırmak,
bir molla için değeri o kadar fazla
olmayan bir himmetie alınacak ka-
zetna-meleri hükümete kabul et-
tirmek. her sene ora>a Maarif Ve-
kâ-leti'nin talebe göndermesini te-
min eylemektir. Cami-ül-Ezher'e
gidecek olduktan sonra ne diye Sü-
leymanjye Medresesi'ni kâ-pat-
nk?"
Günümüzden tam 40 yıl önce
gazetelerde yer alan haber ve gö-
rüşler. şımdikı adıyla El-Ezher
Üniversıtesf ndekı şenatçı eğitim
tehlikesını gözler önüne sermişti.
40 yıldan bugüne El Ezher Üni-
v ersitesi"nde değişen pek fazla şey
olmadı.
Devletın önlem almakta duyar-
sız davranması yüzünden "şeriat
savaşçısı' yetıştirmekle ünlü
ünıversıte, Türk ögrencılerine
eğıtim vermeyı sürdüriiyor.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
- Bir üstündekinin tüm isteklerini
yerine getiriyor mu, getirmiyor mu?
20 aralık salı günü, "Vurun Bü-
rokrata" başlıklı yazımda, kurumla-
rını kârâ geçirdikleri, başarıları ka-
muoyunca da bilindiği halde, Tariş
Genel Müdürü Prof. Dr. Oğuz
Oyan. Şeker Fabrikaları AŞ Genel
Müdürü Erdoğan Ertekin ve Istan-
bul Gübre Sanayi AŞ Genel Müdürü
Prof. Yılmaz Özbay'ın görevden
alınışını yazmıştım.
Ne yazık ki, bir kez daha bu yön-
de yazı yazmak gerekti. Şimdi de,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirge-
me Kurumu (SHÇEK) Genel Müdü-
rü Bülent llik görevden alındı.
SHÇEK, Melih Gökçek'in Genel
Müdürlüğü döneminde kamuoyun-
da çok konu olmuştu. Gökçek, sos-
yal devletin nasıl işlediğini ayna gibi
yansıtan kurumun, bu işlevine kat-
kıda bulunmak yerine, kendisine
yatınm yapmayı yeğledi. Hakkında-
ki suç duyurulan, yolsuzluk iddialan
bir yana, böyle bir kurumun kamu-
oyundaki imajı büyük ölçüde zede-
lendi. Koalisyon hükümetinde, ka-
dından sorumlu Devlet Bakanlığı
SHP'ye verilince, SHÇEK'in imajı
da düzelmeye başladı. Pek çok üni-
versite öğretim üyesi, kuruma karşı-
lıksız yardımcı oldu.
1994 yılı Ocak ayında bu göreve
atanan llik'i yakından tanımıyorum.
Ancak kurumda kendisini bilen ve
sağduyusuna güvendiğim kişiler-
den, "Böyle bir bürokrat harcan-
maz, desteklemelisiniz. Benden ol-
mayan görevde kalamaz mantığını
teşhir etmelisiniz" uyarılan alınca,
SHÇEK APtik Ilik'siz!.
konuyu araştırma gereği duydum.
Önce şu noktanın altını yeniden
çizmek istiyorum:
Bürokrasideki bozulma ve kirlen-
me siyasettekinden daha tehlikeli-
dir. Devlet çarkının sağlıklı işlemesi
için öncelikle bürokrasinin sağlıklı
olması, üst görevlere getirilenlerin,
konusuna hâkim ve mesleğini se-
ven kişiler arasından seçilmesi ge-
rekli.
llik, 20 yılı aşkın süredir sosyal
hizmetlerle uğraşmış bir kişi.
1973'te Sosyal Hizmetleri Yaygın-
laştırma Derneği'nin kurucusu ol-
muş. Uzun süre başkanlığını yürüt-
müş. 12 Eylül'den sonra Sosyal
Hizmet Uzmanları Derneği'nin kuru-
cusu olmuş. 1984'te Hacettepe
Üniversitesi'nde araştırma görevlisi
olarak çalışmaya başlamış. Daha
sonra, Karayalçın'ın Belediye Baş-
kanlığı döneminde Sağlık ve Sosyal
Hizmetler Daire Başkanlığı yapmış.
Bu dönemde, önder kadın projesi,
yaşlılar evi ve sokak çocuklan pro-
jesini yaşama geçinmiş.
Hacettepe Üniversitesi'ndeki
doktorası "yoksulluk" üzerine. Biraz
inceledim, ilginç veriler var:
- Dünyada yoksullarta ilgili ilk ya-
sal düzenleme, 1601 yılında Ingilte-
re'de yapılmış.
- Ülkemızde çocuksuz aile oranı
yüzde 3.6; anne. baba, çocuk. di-
ğer yakınlar, gelin, torundan oluşan
aıle oranı yüzde 18; her ev ortalama
beş kişi.
- Dünyada, yoksullar arasında ilk
sırayı çocuklar alıyor. Yoksullann
beşte biri on yaşın altında.
- Ankara'daki araştırmada, geçici
bir işte çalışanların sayısı yüzde 34.
Çalışanların yüzde 55'i yeni bir iş
anyor. Bu kişilerin yüzde 37'si işini
güvenceden yoksun bulduğu için,
yüzde 36'sı daha çok para kazan-
mak için başka bir iş arıyor.
- Diğer köy ve kasabalardan An-
kara'ya göçün birinci nedeni iş.
"Ankara'ya niçin geldiniz" sorusu-
na, ankete katılanların yüzde 83'ü
"işsizdim, iş bulmak için", yüzde
9.5'i, "Işim vardı ama daha olanaklı
bir iş bulmak için", yüzde 2.7'si,
"Eğitim için" karşılığını vermiş.
- Sokakta çalışan çocukların yüz-
de 46'sı boyacı. yüzde 22'si pazar-
da poşetçi, yüzde 7'si simitçi, yüz-
de 4'ü mendil-peçete satıcısı. Bu
çocuklann yüzde 60'ının aylık geliri
asgari ücretin altında.
Yaşam taksite bağlı
- Ailelerin yüzde 75'i taksit ödü-
yor. Taksit ödeyenler arasında 5e-
yaz eşya yüzde 37 ile birinci sırada.
Bunu, yüzde 20 ile halı, yüzde 787e
mobilya, yüzde 14'le giysi izliyor.
-"Aylık gelihm geçımimi sağla-
maya yetiyor" diyenlerin oranı yüz-
de 16.80, "Yetmiyor" diyenler yüz-
de 83.20.
- Bakkala veresiye yazdıranların
oranı yüzde 66.
Araştırmada daha pek çok ilginç
veri var. llik, yaşam bıçimi olarak
seçtiği sosyal hizmetlerde
SHÇEK'in başına geçince, ilk işi,
kurumun Anadolu'daki tüm birimle-
rini adım adım dolaşmak olmuş. 30
bin çocuğun her türlü gereksinimi-
nin karşılandığı kurumdaki ihaleler
milyarlık. Araştırabildiğim kadarıyla,
llik döneminde hiçbir "şaibeli" ihale
yok.
Çocuklann sağlık hizmeti için ta-
bip odalanyla da temasa geçip gö-
nüllü hekimler bulunmuş. Sorun bü-
yük ölçüde çözülmüş.
Bugün etkin olan bürokrasiye ba-
kışla, llik'in bu yaptıklarının tümü
hata!
Kardeşim sana ne ihalelerin şeffaf
olmasından, sana ne yemeklerin
düzenli çıkmasından...
Kısacası bugün, SHÇEK'e Gök-
çek döneminde girenlerin yeri sağ-
lam, ama Akyol ve ardından Al-
pago döneminde girenlerinki sağ-
lam değil. Görünen o ki, Alpago da
kendisini Çiller mantığına kaptırmış.
Bazen bir olayla ilgili derin-
lemesine araştırma, genel değer-
lendirmelerden daha açıklayıcı olur.
llik olayı da böyle bence. Alpago
yakın çevresine, "Ilik'le uyumlu
çalışamıyorduk, onun için görev-
den aldık" diyor.
Yetenekti, işini sevmekti, artık
bunlar önemli değil. Varsa yoksa,
bakana başbakana uyum. Siz siz
olun, bir yakınınızın üst düzey
göreve getirilmesi için devreye gir-
mek durumunda kalmışsanız kar-
tınızın altına şunu yazın:
"Hamili kart yakınımdır. Ne der-
seniz yapar, her yoia sapar, ağzına
vur ekmeğini kopar. Oturduğu kol-
tukta ha var ha yoktur, kalk dersin
kalkar otur dersin oturur. Bir
dediğinizi iki etmez, yağcılıklan say-
makla bitmez."
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
I Baştarafı 1. Sayfada
"Ülkenin birlik ve bütünlü-
ğü için gayet iyi adımlar
atıldı" cümlesinin hangi
amaçla söylendiğini anla-
mak bu yüzden büsbütün
zorlaşıyor.
Sayın Başbakan, 'müca-
deleden' söz açmışken
'ekonomik' olanını da
unutmuyor. Özelleşmeyi
kolaylaştırmak ve çabuk-
laştırmak adına Karabük'te
düzenlenen gösterilerin ar-
dından yeni yılın ilk işgü-
nünde dolar 40 bin 700 li-
raya fırlıyor. Ancak önemli
olan, doların 1995'in ilk
haftasında 41 bin liraya
yükselmesi değil, 1994'ün
sonuna, hedeflenmiş olan
38 bin liranın altında 37 bin
543 liralık bir kurla ulaşıl-
mış olması. Doların bu dü-
zeyde tutulması için yapı-
lan parasal katkıların
1995'te vatandaşa nasıl
fatura edileceği düşünül-
mek bile istenmiyor.
1995 hiç de iyi başlama-
dı. Dileriz Sayın Başbakan
da bunun ayırdındadır.
• • •
Dostları Onat Kutlar9
ı yalnız bırakımyor
RP'li Şevki Yılmaz'a
yeni soruşturma
tstanbul Haber Servisi- Laik
Türkıye Cumhuriyeti'ne ve onun
kurucusu Mustafa Kemal Ata-
türk'eyönelttığı "hakaretler''ne-
deniyle hakkında açılan dava sa-
yısı 22'ye ulaşan şerıat yanlısı
RP'li Rıze Belediye Baskanı Şev-
ki Yılmaz hakkında yeni bır so-
ruşturma başlatıldı.
İstanbul Devlet Gü\enlik Mah-
kemeleri Başsavcılıgı tarafından
başlatılan soruşturma çerçevesin-
de. tstanbul Emnıyet Müdürlü-
ğü'nden. RP tstanbul tl Başkan-
lığfnın Abdi tpekçi Spor Salo-
nu'nda öncekı gün yapılan 5. Ola-
ğan Kongresı'ne ilişkın ses bant-
lan istenıldı. Soruşturmanın so-
nucuna göre Yılmaz hakkında
TCK'nin312. maddesi gereğince
yeni bir dava açılabileceği öğre-
nıldi. Soruşturmaya gerekçe oluş-
turan TCK'nin 312. maddesınin
2. bendı. "'Halkı, sınıf. ırk, din,
mezhep ve bölge farklılığı göze-
terek kin ve düşmanlığa acıkça
tahrik edenler hakkında 1 yıldan
3 yıla kadar hapis ve 3 bin liradan
12 bin liraya kadar ağır para ce-
zası verilmesını öngörüyor. Aynı
kanun, butahrikin "umumun em-
niyeti için tehlikeli olabilecek bir
şekildeyapılması" durumunda fa-
ıle venlecek cezavı üçte bırden
yanya kadar da arttırıyor.
İstanbul DGM Başsavcılıgı,
Ankara DGM Başsavcılığı'nın
u
yetkisizBk"' karan verdiği Şe\ki
Yılmaz'ın Adapazarı ve Ko-
caeli'de > aptığı konuşmalara iliş-
kın soruşturmaya ise devam edil-
diğini açıkladı.
Diploma şebekesine
• Baştarafı 1. Sayfada
ladı.Kahire'de çok sayıda şeriat-
çı örgütün etkinlikte bulunduğu-
nu belirten Güzel. "Mısır'da
oturma izni olmayan bir gün bi-
le kalamaz" görüşünün aksine,
"kimin ne yaptığının belli olma-
dıgmı" söyledı. Kaydı silinen öğ-
rencilerin çoğunun. şeriatçı ör-
gütlerle ilişkisinin bulunduğunu
bildiren Güzel. "Kajdı siliniyor,
terörist gruplardan para aüyor-
lar. Filistinli. Suriyeli aşın dinci
gruplardan para aldıklan yolun-
da vaygııı savlar var" dedi.
Öğrencilerin bir kısmının.
yazlan Pakistan \e tran'a eğiti-
me gönderildikleri, bir kısmının
da AMGT aracılığıyla, başta Al-
manya olmak üzere, Avrupa'nın
çeşitli ülkelerine götürüldüğünü
anımsattığımız Abdülhadi Gü-
zel. "Evet, Almanya'ya gidiyor-
lar. Ama, son dönemde artık izin
vermiyoruz. Gitmeleri için Al-
manya Büyükelçiliği bizden yazı
istiyor. Biz, bu yazıyı vermiyoruz"
diye konuştu. Ancak, Eğitim
Ataşeliği'nin tüm engellemele-
rine karşın. bu yıl yaz tatilinde
100'e yakın şeriatçının, AMGT
tarafından Almanya'ya götürül-
düğü öğrenildi. RP aracılığıyla
Mısır'a giden ve şeriatçılar ara-
sında 4 yıl kalan "Ender Işık"
takma adlı öğrenci. Almanya'ya
götüriilen bu öğrencilerden bir
kısmının halen bu ülkede olduk-
lannı ve Türk işçilerine şeriat
yanlısı propaganda yaptıklannı
anlattı. Işık. Kahire'den götürii-
len öğrencilerin, seçim dönemle-
rinde Türk işçilerinden RP adına
para topladıklannı da öne süre-
rek, kendisinın de Fransa'da ve
RP adına para topladığını açıkla-
dı. Geçen yıllarda AMGT aracı-
lığıyla Almanya'ya götüriilen ve
Kahire Eğitim Ataşeliği tarafın-
dan. sahte belgelerle öğTencili-
ğıni sürdürdüğü belırlenen tbra-
him Aslan'ın. pasaport kayıtla-
nnda Almanya'dan "Mercedes"
marka otomobil getirdiğı saptan-
dı. Emekli bir vaizin çocuğu olan
Aslan'ın, kısa bir süre kaldığı Al-
manya'dan Mercedes otomobil-
le dönmesi dikkat çekti.
• Baştarafı 1. Sayfada
sağlık durumu hakkında bilgı
alarak geçmiş olsun dileğinde
bulundular.
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk dün öğleden sonra
Amıral Bnstol Hastanesi'ne ge-
lerek Onat Kutlar'm eşi FUiz
Kutlar ile diğer yakınlannı ziya-
ret ederek yoğun bakım servisin-
de tedavisi süren Kutlar'ın sag-
lık durumu hakkında bilgi aldı.
Cındoruk'un hemen ardından ise
Kültür Bakanı Timurçin Savaş
hastaneye gelerek Kutlar'ın ai-
lesini ziyaret etti. Filiz Kutlar'la
yanm saate yakın görüşen Sa-
vaş, ziyaretten sonra gazetecile-
re yaptığı açıklamada. söz konu-
su saldınyTdüzcnleyen kişikrin
"hasta ruhlu" insanlar oldukla-
nnı ve tedaviye gereksinimleri
bulunduğunu söyledi. Bu tür sal-
dınlann gerçekte, Atatürkçü. la-
ik, çağdaş aydınlan hedeflediği-
ni vurgulayan Savaş, "Aucak
de\let ve millet el ele vererek bu
işin üstesinden geiecektir. Bu ki-
şiler hiçbir zaman amaçlarına
ulaşamavacaklar" dedi. Söz ko-
nusu saldınnın Türk toplumun-
da terör havası ve kaos ortamı
yaratmak amacını taşıdığına dik-
kat çeken Savaş. "İnsanlann içi-
ne korku düşürmek istiyoriar.
Ancak dediğim gibi hiikümet
bunlann üstesinden gelecek ve
bütün suçlular yakalanacak.
Kültür Bakanlığı olarak Kut-
lar'ın y anınday ız ve her türlü ih-
tiyacının karşılanmasmı sağlaya-
cağız" şeklınde konuştu.
Bilinci yerinde
Savaş aynca, bakanlık olarak
sanatçılann sosyal güvenlik
şemsiyesi altında toplanması için
bir dizi çalışma y/ürüttüklerini de
sözlerine ekledi. Amerikan Bris-
tol Hastanesi YoğTjrı Bakım Şefi
Dr. Tahsin Akgün ise Onat Kut-
lar'ın son sağlık dunımuyla ilgi-
li olarak şu bilgileri verdi: "Sa-
ym Kutlar böyle bir tramvadan
sonra olabilecek en iyi durumda-
dır. Herhangi bir aksilik çıkma-
ması durumunda 1-2 gün içinde
yoğun bakımdan çıkarüacak. Şu
anda bilinci yerinde ve her şeyi
anımsıyor. Hatta kendisine uygu-
ladığımız tedavide bize yardımcı
bile oluyor. Bilindiği gibi Kut-
lar'm omuriliği belirli bir seviye-
den sonra zarar gördü. Felç du-
rumunun düzeyi ise kısa bir süre
sonra netieşecek." Hastaneye be-
raberinde SHP PM üyesi Güliz
ri cesaretlendirici yaklaşımlar-
dan kaçınmak zorundadırlar"
dedi.
Hukukçu Halit Çelenk de
olaydan, 1947 yılından beri de-
mokratik, laik cumhuriyet ilke-
sinden ve öğretim bırliğinden ta-
viz veren siyasal iktıdarlan so-
rumlu tuttu. Çelenk, şöyle dedi:
"Bu iktidarlar. Sıvas olaylan
karşısında bu nedenle suskun
kalmışlardır. Sıvas katliamında.
Kızılay ve Taksim mey danlann-
da düzenlenen şeriatçı toplantı-
lardan. Anıtkabir saldırısından
ders alınmazsa Türkiye daha da
karanlık günlere götürülecektir.
Onat Kutlar olayı zincirin bir hal-
kasıdır. ama son haikası değildir.
Laik cumhuriyeOen yana güçle-
re bu konuda yaşamsal görevler
düşmektedir."
SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş. Kutlar'ı ziyaretinde bomba yerinin bilinçli seçildiğüıi söyledi
Kaptan. Şışli Ilçe Başkanı Mu-
ammer Keskin ve Sosyal De-
mokrasi Vakfı Yönetim Kurulu
üyeleri ile gelen SHP Grup Baş-
kanvekili Ercan Karakaş ise Onat
Kutlar'ın durumundan duyduğu
üzüntüyü dile getirdikten sonra.
bombanın patladığı yerin bilinç-
li olarak seçildiğine inandığını
belirtti.
u
Bu eylem, çağdaş uygarlığa
karşı olan ve Sıvas'ı yaygınlaştır-
mak isteyenlerin işi" diyen Kara-
kaş, İstanbul Valisı ile görüşerek
bu olayın sorumlulannın bir an
önce saptanıp yargı önüne çıka-
nlmasını isteyeceğinı de sözlen-
ne ekledi.
Dostlan ve yakınlan Onat
Kutlar'ı bir an yalnız bırakmaz-
ken olaya duyulan tepkiler de sü-
rüyor. Başbakan Tansu Çiller.
gazetemiz Genel Yayın Yönet-
menı Orhan Erinç'e gönderdiği
saldınyı kınayan telgrafında.
"Gazeteniz yazan Onat Kut-
lar'ın bombalı bir saldın sonucu
yaralandığını üzüntüyle öğren-
dim. Bu hain saldınyı kınıvor,
geçmiş olsun dilekleriinle aciİ şi-
falar diB>
r
orum" dedi.
Kültür Bakanlığı Müsteşan
Emre Kongar da tepkısini "Ga-
zeteniz yazarlanndan değeıii
dostum Onat Kutlar'ın uğradığı
kazayı büyük bir üzüntüyle öğ-
rendim. Olayı şiddetle kınıvor,
Cumhuriyet gazetesi çauşanlan-
na geçmiş olsun diyorum" sözle-
riyle dile getirdi.
Gazetemize telgraf gönderen-
ler arasında CHP Genel Başkanı
Detıiz Baykal da vardı. Baykal.
mesajında özellikte 27 Mart se-
çimlerinden sonra sanat ve sa-
natçılara karşı gerici ve şeriatçı
çevrelerce sürdürülegelen saldı-
nlann Türkiye'nin geleceği açı-
sından endişe verici olduğunu
vurgulayarak şöyle dedi: "Çağ-
daş, demokrat, laik bir Türki-
ye'nin yaratılmasındaetkinlikve
katkılan yadsınamayacak olan
sanatçüara karşı bunu içlerine
sindiremeycn çevrelerce yapılan
son bombalı saldınyı şiddetle kı-
nıyorum. Nazannız Onat Kutlar
ve Cumhuriyet ailesine geçmiş ol-
sun diyor, sevgi ve saygüanmı su-
nuyorum."
Ilericiler birieşmeli
CHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Eşref Erdem. gazetemiz Ge-
nel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya'ya telgraf göndererek
laik cumhuriyete yönelik saldın-
lara karşı ilericileri birleşmeye
çağırdı. Erdem sözlenne şöyle
devam etti: "Gazeteniz yazarla-
nndan Onat Kutlar'm uğradığı
aiçakça saldın, yüreğinde ay dın-
lık taşıyan herkesi derin bir üzün-
tüye boğmuştur. Laik cumhuri-
yete yönelen gerici ve faşist eyiem-
ler karşısında bütün ilericilere,
aydınlara, solculara. sosyal de-
mokratlara düşen görev artık tek
yumruk olmaktır. Bu inançla
Cumhuriyet ve Kutlar ailelerine
geçmiş olsun dileklerimle sevgi ve
saygılanmı sunarun."
CHP Genel Sekreten Adnan
Keskin ise saldından duyduğu
üzüntüyü şu sözlerle ifade etti:
"Son yıllarda karanlık güçlerce
hedef seçilen gazeteniz ve gazete
mensuplannızın yoğun saldınya
uğraması üzüntü vericidir. Ope-
ra Pastanesi'ne yapılan saldmda
yazannız Onat Kutlar'ın yara-
lanması bu saldınlann yeni bir
örneğini oluşturmaktadır. Saldı-
nyi kınar. yazannız Onat Kut-
lar'a acil şifalar diler. say gı ve sev-
gilerimi sunanm."
SHP Konak Ilçe Başkanı Ühan
tdiz de banş ve kardeşliğin, de-
mokratık ve laik bir toplum ya-
pısında yaşam bulabileceğini
söyledi. tdiz günün, birlik ve da-
yanışma günü olduğunu vurgula-
yarak, "Yargı bağunsızlığı zede-
leniyor. kan akmaya devam edi-
yor. laiklik düşmanı inanç sömü-
rücüleri salduılannı arttırıyor.
Milliyet gazetesi kurşunlanıyor,
The Marmara Oteli bombalanı-
yor, bir profesör laiklere saldırı-
yx>r. Bu olay ları çaresiz bir seyir-
ci olarak izleyemeyiz. Çok geç ol-
madan 'birlikten ku\>et doğar'
ilkesinden yola çıkarak dayanış-
ma içine girnıeliyiz. Hiç kimse fe-
dakârlığı başkasından bekleye-
rek kendini sorumsuzluk içine it-
menıelidir" diye konuştu.
DlSK'e bağh Genel-iş Sendı-
kas; Genel Başkanı İsmail Hak-
kı Önal, Genel Yayın Koordina-
törümüz Hikmet Çetinkaya'ya
gönderdiği geçmiş olsun mesa-
jında saldından dolayı duyduğu
üzüntüyü belirtti. Önal, "Teröre
karşı olduğumuzu ve lanetlediği-
mizi bir kez daha belirtiyoruz.
Sorumlular, suçlulan bulmak ko-
nusunda daha fazla çaba harca-
mak ve demokrasi karşıtı güçle-
tHD tzmir Şube Başkanı Ye-
şim İşlegen. hangi amaçla ve kim
tarafından gerçekleştirilirse ger-
çekleştirilsın bu tür katliamlann
insanlık tarihıne kara leke olarak
geçeceğini söyledi.
tşlegen, yaptığı yazılı açıkla-
mada. saldınlann. toplumu şid-
detin egemen olduğu bir iç sava-
şa sürüklemek isteyenlerin se-
naryosu olduğunu söyledi. Şid-
det dışında hiçbir iletişime fırsat
tanımayarak toplumun demok-
ratik özlemlerini baltalamak iste-
yenlerin ülkede açık bırdiktatör-
İüğün gerçekleştirilmesinın öz-
lemi içinde olduklannı belirten
tşlegen şunlan söyledi:
"Hangi amaçlarla, kim tara-
fından gerçekleştirilirse gerçek-
leştirilsin, bu katliamlar insanlık
tarihinin kara lekeleri olarakaıu-
lacaktır. Katliamlan protesto edi-
yoruz. Akan kanlann durdurul-
nıasının tek yolu, demokratik
haklann tümüyle kullanüdığı bir
ortamın gerçekleşmeshle müm-
kün olacağına inanıyoruz. Bugü-
ne değin gerçekleştirilen tüm fa-
ili meçhul katliamlann aydınlaüi-
ması için bağımsız bir araştırma
komisyonu oluşturularak sorum-
lulann bir an önce açığa çıkanl-
ması gerektigine inanıyoruz. Ak-
si halde kazanan yine militarizm
olacaktır."
Öğretim Üyeleri Derneği Ge-
nel Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Altıntaş. yaptığı yazılı açıklama-
da, Cumhuriyet gazetesinin sa-
vunduğu ilkeler nedeniyle azgın-
laştınlan teröre son kurbanını
Onat Kutlar'ın kişiliğinde verdi-
ğıni vurgulayarak şu görüşleri
kaydetti:
"Dün olduğu gibi bugün \e ya-
nn da ne bu türden cinayetlerin
ve saldınlann gerçek suçlulan or-
taya çıkanlacak ve ne de yakala-
nabilen sanıklara caydıncı ceza-
lar gecikmeksizin verilebüecek-
tir. Çünkü bataklığın yaradcısı ve
sorumlusu, başta eğitim kunım-
lanmız olmak üzere. cumhuriye-
timizin temel ilkelerine aykııîlı-
ğı. kalkışmayı büyük bir perva-
sızlıkla sürdüren odaklan gör-
meziikten gelen, destekleyen ve
yüreklendiren devlet kurumlan-
dır."
Devletin eli kolu bağlı
PEN Yazarlar Derneği Başka-
nı Şükran Kurdakul ile Genel
Sekreteri AlpayKabacalıyaptık-
lan ortak açıklamada. devletin
köktendınci terör karşısında elı
kolu bağlı kalmasının aymazlık
olacağını ifade ettiler. Açıklama-
lannda. "Birçokyazarveaydımn
'faıli meçhul' cinayetlere kurban
edihnesine, Sıvas'ta 37 yazar ve
aydının failleri bellı, ama ceza-
sız kalmış'sayılabilecek toplukı-
yım sonucu yakılmalarına yol
açan köktendinci terör büyük bo-
yutlara ulaşmış bulunmaktadır"
diyen Kurdakul ve Kabacalı şöy-
le devam ettiler:
"Bunun son öraeği, üyemiz
Onat Kutlar'ın ağır yaralanma-
sıyla ve bir kişinin ölümüyle so-
nuçlanan bombalı eylemdir. Fail-
ler, "meçhul" ya da cezasız kal-
dıkça köktendinci terör her kılı-
ğa ve her yere girecek, Türkiye'yi
ortaçağ karanlığına sürükleme
hedefine doğnı adım adım ilerle-
yecektir. Bir devletin, kendi var-
İığına yönelik, nereden geldiği
'meçhul' olmayan terör karşısın-
da eli kolu bağh durmasının ay-
mazlık olacağı açıktır. Sorumlu-
lan göre\'e çağınyonız."
Bir basın bildirisi yayımlaya-
rak bombalı saldın olayından
duyduklan üzüntüyü dile getiren
Çağdaş Sinema Oyunculan
(ÇASOD) ise bu olayın herkesi
"Türkiye gerçeği üzerinde ciddi
anlamda düşünmeye ittiğini" be-
lirtti.
ÇASOD, açıklamasında şöyle
devam etti: "Türkiye'deinsanlar
üzerine oynanan oyunlar bu
gidişle ne ilktir ne de son olacak-
ür. Artık bu gidiş endişe boyut-
lannı aşmıştır. Deccal'm kapımızı
kaç kere daha çalmasını bek-
leyeceğiz?"
MSP'nin Merciimek'i Erbakan
• Baştarafı 1. Sayfada
hinde (bugünkü karşılığı 2 milyar liraya ya-
kın) 1 milyon lira yatırarak açtı. Belgelere
göre; Erbakan'ın bu hesabına, 31 Aralık
1975 tarihinde 1470 liralık dönem faızi uy-
gulandı ve Erbakan bu faizi kabul etti. Yine
aynı şekilde 26 Nisan 1974 tarihinde 100'er
liralık iki "ikramiyeye" de itiraz etmeyen
Erbakan. 1980 yılında kapadığı bu hesaba
uygulanan faizleri de aldı.
Erbakan'ın hesap dökümünde sürekli ola-
rak bugünkü fiyatlarla milyarlık işlemlenn
olması dikkat çekti. "Çek" kullanan Erba-
kan, hesabına yatan kaynağı kuşkulu para-
lan istediği kişilere. istediği gibi dağıttı. Er-
bakan'ın para verdiği kişiler arasında Lidey-
man Mercimekadında bir kişi de bulunuyor.
Erbakan, eşi Nermin Erbakan'a da ödeme-
lerde bulundu.
19 Temmuz 1977 yılında Nermin Erba-
kan'a 30 bin lira veren Erbakan. 1979 yılın-
da eşine 400 bin, kardeşi Kemalettin Erba-
kan'a da 1 milyon lira ödedi. RP lideri, 12
Eylül'ün hemen ardından yaklaşık 10 mil-
yon lira olan hesabını kapattı. Hesabı kapa-
tan kişi. Kemalettin Erbakan oldu. Kemalet-
tin Erbakan. kardeşinin kendisine verdiei
228085 ve 228086 sayılı çeklerle 10 milyon
lirayı aldı. Banka hesabında sadece 880 lira
bırakan Erbakan. 120 bin liralıkbirikmişfa-
iz gelirini de aldı.
Erbakan'ın ifadesi
Erbakan. 12 Eylül harekâtının ardından
17 Mart 1982 tarihinde MSP'yi denetleyen
müfettişler tarafından sorgulandı. Erbakan.
"Hesap uznıanlan tarafından yapılan ince-
lemenin ardından 1977 seçimleri sırasında
MSP'nin aday adaylanna 16 milyon lira ci-
vannda para dağıttığını/ anlaşılmıştır. \apı
Kredi Bankası Ayrancı Şubesi'nde adınıza
açıbnış bir hesap bulunduğu ve parti faaliyet-
leriyle ilgili ödemelerde bulunduğunuz gö-
rülmüştür. Bu hesabın parti faaliyetleriyle il-
gisini açıklayınız"sorusunu. özetle "bu hesa-
bın adaylara para verilmesi için açıldığı ve bu
paralann da adaylara borç verildiği" şeklin-
de yanıtladı. Erbakan aynca, hesabın MSP
ile bir ilgisi bulunmadığını da savundu. Mü-
fettişler Erbakan'a ikinci olarak "Bu hesa-
bın partiyleilgisi yoksa, neden MSP'nin Tür-
kiye Vakjflar Bankası Kızılay Şubesi'ndeki
hesabmdan 2 milyon 555 lira aktardınız" di-
ye sordular. Erbakan, bu soruya da şu yanı-
tı vermekle yetindi
"Bu durum yanhş çek kesilmesinden doğ-
muştur. Bu meblağ, partiye ait hesaptan
ödenmesi gerekirken bu hesaba keşideÜ bir
çek düzenlenmiş. sonradan yapılan yanlışlık
fark edilerek partiye ait hesaptan bu hesaba
para aktanlmıştır."
Erbakan, ifadeleriyle malvarlığına ilişkin
olarak geçen günlerde > aptığı açıklamanın
"senaryo" olduğunu da kendisi ortaya koy-
du. lfadesinde. kendi parasıyla birisi
Amenkan Buick marka. ikisi Mercedes ol-
mak üzere toplam üç otomobil aldığını ifade
eden Erbakan, malvarlığına ilişkin basın top-
lantısında 1992 yılına kadar hiçbir otomobil
masrafı göstermemişti.
lfadesinde, hesabın sadece milletvekili
adaylanna para ödenmesi için açıldığını
savunan Erbakan'ın, hiçbir dönem millet-
vekili adayı olmayan eşi Nermin Erbakan'a
ne gerekçeyle para ödediğı de anlaşılamadı.
Solda birlik
Uçüncü aday için
uzlaşma arayışı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP-CHP bütünleşmesı-
nın çatı \e lıderinin behrlenece-
ğı 28 ocak kurultayı yaklaşırken.
genel başkanlık sorununun çö-
zümü için uzlaşma arayışları yo-
ğunlaştı. SHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yard:mcısı MuratKa-
rayaiçın. dün Merkez Yürütme
Kurulu (MYK) toplantısında.
"Genel başkanlığı sürdürmekis-
terim. ama kavgalı gürültülü bir
kurultaya girmeden olmasını is-
terim"mesajı \ erdı. Kurultay ön-
cesi çalışmalan yürütmek üzere
teknik çalışma yapacak komis-
yonun üyeleri seçıldı. SHP \e
CHP'de iki lider dışında üçüncü
bır aday arayışında olanlar da ya-
nn bir araya gelecekler.
Karayalçın'ın. SHP MYK
toplantısında yaptığı konuşmay-
la uzlaşmaya açık olduğu mesa-
jı verdiği öğrenildi. Karayalçın,
daha sonra M^'K üyeleriyle de
tek tek görüşmeler yaptı.
Dışişlen eski Bakanı Mümtaz
Soysal. eski Grup Başkanı Aydın
Güven Gürkan Grup Başkanve-
kılı Ercan Karakaş ile SHP'de
partııçı muhalefette yer alan mıl-
letvekilleri ve CHP'Genel Baş-
kan Yardımcısı İsmail Cem, ya-
rın bır toplantı yapacaklar. Bu
toplantıda, ıkı lıder dışında üçün-
cü bır genel başkan adayı ortaya
çıkıp çıkmayacağı ve bu aday
üzennde uzlaşma sağlamak için
çaba göstenlıp göstenlmeyeceğı
tartışılacak.