14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1995 PAZAR 8 PAZAR KONUGU LEYLA TAVŞANOĞLU -Lokman Hekim Sağhk Vakfi'm kurmafikrisizde nasıl oluştu? TOKGÖZ - Bu fikir kafamda 198 l'de doğru. 0 zamana kadar daha çok akademik çahşma yapmayı düşünüyordum. Fakat 1981'de baktım ki ortalıkta YÖK öncesi bir hava esiyor. Buna bağlı olarak ûniversitelerde özgûr akademik çalışmalann giderek azalacağı kesindi. Bir örnek vennek gerekirse, asistanlığım döneminde sakalım vardı. YÖK nedeniyle sakalımı kestim. Baktım ki ûniversitelerde YÖK'le birlikte sistem değişecek. Zaten çok da sağlam bir sistem değildi. O halde Türk insanına uygun, daha iyi hizmet veren, ama bilimsellik, tıbbın onuru, dürüstlük ihmal edilmemiş başka bir sistemin kurulup kurulamayacağı _ sorusunu kendi kendime sordum. Önce gerçekten demokratik bir dernek ya da vakıf kurmayı dûşündûk. Ama sonra baktık ki geniş katıhmcı demokratik dernek ya da vakıflar pek bir yerlere varamıyorlar. Ben, American Field Service (AFS) burslan da veren Türk Kûltür Vakfrnın da kurucusuyum. Bu vakfı demokratik amaçlı kurduk. Ama bugün benim anladığım anlamda yürümüyor. • Lokman Hekim Sağhk Vakfı 'nı kimleıie, ne zaman kurdunuz? TOKGOZ - Bız üç kişi 1985 yılında bu vakfı kurma hazırlığmı tamamladık. Bu kişiler ben, Dr. trfan Gökçayve Dr. Aydm Ana. Bunu kurmaya karar verdiğimizde vakftn adı Lokman Hekim değil, Asklepion, Sağhk Vakfi'ydı. Bu şekilde Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvurduk. Ama Vakıflar Genel Müdürlüğü vakfın ismini "Türkörf, âdet, görenek ve geleneklerine'' uygun bulmadı ve bizden ısmi değiştirmemizi istedi. Oysa Asklepion Türkiye topraklannda, yaklaşık M. Ö. 5. yüzyılda kurulmuş en eski organize hastane. Biz de "Madem bu iş obnuyor o halde Türkiye koşullanna uygun bir çözüm üretmek durumundayiz" deyip alçakgönullü, yardım etmeye çok hazır, dürüst bir hekim imajı olan Lokman Hekim adını tercih ettik. Bir de bu, özellikle burada (Gebze) hizmet verdiğimiz halkın çok daha rahat anlayabileceği bir isim. Geri dönüp bakuğım zaman Asklepion adının buradaki insanlar için itici bir isim olabileceğini de düşünüyorum. Lokman Hekim, Türk örf, âdet ve gelenekleriyle folkloruna da uygun oldu. Biz de bundan kıvanç duyduk. Çünkü sonuçta bu vakfi yüceltenler tabii ki bütün çahşanlar. Ama özünde ve stratejik noktada bu vakfi yücelten hekimler. Bu hekimlerin her biri birer Lokman Hekim olma iddiasında, hafıf megalomanyak ve iddialı. Bunlar Lokman Hekimliğe gerçekten soyunmuş kişiler. O yüzden de Lokman Hekim adı tuttu. - Peki, kaç kişigörev yapıyor burda? TOKGÖZ -Şuanda Gebze'de dört tam gün, 12 de yanm gün çalışmak üzere 16 doktor görev yapıyor Bunlar vakfin hem temel hızmetlerini, hem uzmanhk hizmetlerini 24 saat yürütebilmesi için gerçekten özveri ve canla başla çalışıyorlar. - Gebze'de hangi üniteler var? TOKGÖZ - Şu anda burada dahiliye, çocuk, kadın- doğum, cerrahi, kulak burun boğaz, ortopedi, üroioji, laboratuvar ve diş üniteleri hizmet veriyor. - Bu kadar özyeriyle, canla başla çalışan hekimlerinize bu çalışmalart karşılığında ne veriyorsunuz? TOKGÖZ - "Biz devlet değffiz, adamı dövmek istemiyoruz. Ama bizimle çalışıp köşe dönmek istiyorsaıuz lütfen bize gebneyin" diyoruz. Ama burada şu anda bir pratisyen hekime 27 milyon lira maaş ödenebiliyor. Siz de üniversiteden büirsiniz ki 27 milyon liralık maaş çok ciddi bir maaştır. Ben Türk doktorlannın büyük bölümünün çok daha fazlasıyla maaşlan hak SUNZJŞ: Beylikbağı, Gebze Sanayi bölgesinin ortasında on beş bin nüfiıslu bir yerîeşim yeri. Nüjusun çoğunluğu gecekondularda oturuyor; yol, su, kanalizasyon, hatta elektrik altyapısı çokzayıf. 1987 Temmuzu 'nda dört genç doktor, Lokman Hekim Sağhk Vakfi 'nı kurarak bölgeye kendi olanaklanyla sağhk hizmeti götürmeyi amaçladılar. Hedefleri, yoksul halka ucuz ve kaliteli sağhk hizmeti götürmek, bunu da Istanbul 'da kuracakları bir merkezden elde edecekleripahalı sağhk hizmeti geliriylefinanse etmekti. Levent 'teki merkezlerini kurdular. Amaçladıkları gibi Levent merkezinden elde ettikleri paralarla Beylikbağı hizmetlerinifînanse ettiler. Bir anlamda çağdaş Robin Hood'lukyaptilar. Bu çağdaş Robin Hood'ların fikir babası, Lokman Hekim Sağhk Vakfi Genel Sekreteri Dr. Ayhan Tokgöz 'le Beylikbağı Sağhk Merkezi 'nde idealleri, amaçları, ileriye dönük düsüncelerini konustuk. PORTRE DR. AYHAN TOKGÖZ 1954, Manisa doğumlu. Babasının subay olması nedeniyle Türkiye'nin çeşitli yörelerinde bulundu. Orta öğrenimini American Field Service (AFS) bursuyla gittiği ABD'de ve lstanbul Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. 1979'da l.Ü. Çapa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. thtisasını tamamladıktan sonra 1985 'te Hakkâri'de kısa bir süre mecburi hizmet yaptı. 1985- 1988 arasında Gebze Devlet Hastanesi Başhekimlıği görevinde bulundu. 1986'dan bu yana Lokman Hekim Sağhk Vakfı'nın Genel Sekreterliği görevini yürütüyor. ÇağdaşRobinHoodöyküsüettiklerine inanıyorum. Dolayısıyla bu insanlara ciddi bir maaş veriyoruz, ama karşılığında da ciddi bir hizmet istiyoruz. Bu kurumdan şimdiye kadar yaklaşık yedi doktor uzaklaştınldı. Gebze Devlet Hastanesi Başhekimligi yaptığım dönemde de bazı doktorlara bir sürü ceza vermek zorunda kaldım. Çünkü hekim mesleğinde ve hekim disiplininde hata olmasmı kabul edemiyorum. - Vakfin İstanbul Levent 'te de bir yeri var. Burasını ne zaman hizmete soktunuz? TOKGÖZ- 1988'de. Aslında size okman Hekim Sağhk Vakfı'ndan şimdiye kadar yaklaşık yedi doktor uzaklaştınldı. Gebze Devlet Hastanesi Başhekimligi yaptığım dönemde de bazı doktorlara bir sürü ceza vermek zorunda kaldım. Çünkü hekim mesleğinde ve hekim disiplininde hata olmasını kabul edemiyorum. sırasıyla anlatayım. 1985 te Asklepion Vakfı için başvurduk, ama geri döndü. Bunun üzerine Lokman Hekim olarak başvurduk. 1986 Martı'nda vakıf kuruldu. 1987 Martı'nda bu binanm biraz ötesinde bir gecekondu var. Ük kez orayı kiraladık, orada hizmete başladık. Bu da çok zor oldu. Sokak seviyesindeki gecekonduda hasta bakabilmek için 15 gün perde bulmayı bekledik. Burayı açtığımız zaman bir tek Dr. Süheyia Eken vardı. Kapıyı açıp hastayı içeri kabul ediyor, sonra içeri geçip beyaz önlüğünü giyiyor ve hastayı muayene ediyordu; hiç abartmıyorum. Ben de kendimı bu şartlarda çahşıyor görüyorum. Belki yerleri temizlemiyorum, ama hastalara bakıyorum, personel işleriyle uğraşıyorum, bağış toplama ışlerine bakıyorum, dışa dönük yüzümüzü oluşturmaya çalışıyorum, çeşitli bağış kaynaldanna erişebilmek için insanlarla bir "network" (şebeke, ağ) oluşturmaya çalışıyorum. Dolayısıyla ben ne zaman hasta bakacağım, ne zaman tıbbı yayınlar okuyacağım? En büyük sorunlanm bunlar. - 1987'de kiraladığıntz gecekonduya ilk kez kaç hasta geldi? TOKGÖZ - Gerçekten de hasta gelip gelmeyeceğini hiç bilmeden vakfı hizmete açmıştık. Önce hastaya bedava bakalım dedik. Ama bir de bakük ki komşu gelmiş "Dün akşam şuramda bir sıa hissettim,'' diye muayene olmak ıstiyor. O zaman dedik ki: "Küçûk bir ücret de oba hasta muhakkak bir katkıda bulunmaİL Çünkü hicbir şey gökten inmiyor, hiçbir şey bedava değfl." Bunun üzerine Temmuz 1987'de muayene karşılığı bağış miktanru bin lira olarak belirledik. O zaman bir paket Marlboro sigarası 1.200 liraydı. Vakfı ilk açtığımız gün hiç hasta gelmedi. tkinci gün bir hasta, daha sonra da giderek artan sayıda hasta gelir oldu. Bir buçuk aym sonunda her gün gelen hasta sayısı 20'yi bulmuştu. - Vakfi açmak için parayt nereden buldunuz? TOKGÖZ- 1987 başında Ender Aksoy, Galatasaray Lisesi'nin Tevfik Fikret Salonu'nda bir pıyano resitali verdi. Bu resitalin geliri vakfa bağış olarak kaldı. Biz işe öyle başladık. Hastalar gelip, küçük muayene bağışlan toplanmaya başlayınca bir laboratuvar da kurabılecegımizı gördük ve şu anda bu hastanede bulunan iaboratuvann miniciğini o gecekonduda kurduk; kan sayımlan ve idrar tahlilleri de başladı. İnsanlar daha çok gelir olmuşlardı. Onun üzerine belediyenin desteğiyle bu hastane binasmın arsasıru bulduk. O sıralar burada Galatasaray'dan bir arkadaşla karşılaştık. Ben onun babasına bakıyordum. Sonunda adamcağız kanserden vefat etti. lşte, konseri onun önayak ohnasıyla düzenlemiştik. - Peki, daha önceki sorumuza dönersek, Levent'i nasd kurdunuz? TOKGÖZ - Üç kurucumuzdan bırisı olan Aydın Ancı şu anda ABD'de Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Şu anda tstanbul 'da bulunan öbür kurucumuz da Dr. trfan Gökçay Bir de Engin Büriimcek ve Erol Aras'la birlikte 1988'de Levent'te çaiışmaya başladık. Levent, bir butik gibi kuruldu. Siz düşük ücretle t p hizmeti verdiğiniz zaman hasta her zaman gelir. Ama zor olan hem düşük ücretle hem de en nitelikli tıp hizmetini verebümektir. Yani Gebze'de düşük ücretle verdiğimiz tıp hizmetinin giderlerini Levent'ten aldığımız yüksek ücretlerle karşıhyoruz. Şimdi de 400 yataklı büyük bir kuruma doğru yönebneyi amaçhyoruz. - Burada tıp eğitimi de mi vereceksiniz? TOKGÖZ - Tıp eğitimi, tıp ihrisası veren büyük bir kurum oluşturmayı amaçhyoruz. Çünkü Gebze'de fakır diye, düşük bağış karşılığı hizmet verdiğimiz insanlann yine de en iyi tıbbı satın almalan gerektiğine inanıyorum. Tıbbın hizmet düzeyinin parayla ölçühnediğine inanıyorum. Bu İazım. Yanı bir tarafta Istanbul'da nispeten burjuva hastaya hizmet veren bir yüzü olmalı. Bır tarafta fakir hastalara hizmet veren bır mask'ı, bir yüzü olmalı. Ama bu iki yüz de gerçek olmalı. Burada (Gebze) 20 bin liraya hasta muayene eden doktor yann gidip 1.5 milyon liraya da hasta muayene etmeli. Bir buçuk milyon lirayı herkese verebilecek kişiler bu insanı seçmeli. Yani öyle bir sistem geliştirmeliyiz ki hastanın da doktorun da onuru korunsun. Doktoru bugün 10 milyon lira maaşa mahkûm etmek bence yanhş. Ama bu demek değil ki doktorlar köşe dönsünler. Ara bır yol obnalı. Ama bu ara yol için de organizasyon İazım. Bir iç denetim sistemimiz var. Hasta beğendiği, ya da beğenmediği şeyleri bize söylüyor.Ilerde kuracağımız sistem içinde bunu daha da geliştirmeyi planlıyoruz. Bir etik ve bilim kurulunun bizim kurum içinde muhakkak yerleşmesi İazım. - Yani siz bir anlamda bir tıpfakültesi kurmayıplonlıyorsunuz... TOKGÖZ- Evet. Neden olmasın? ABD'de "affiliated hospitals" denen hastaneler vardır. Bunlar tıp fakültesine bağlıdır, ama tıp fakültesinin bütün temel eğitimlerini vermez. Stajlan, ihtisaslan verir. Biz o tip bir kuruma doğru yürümek ıstıyoruz. - İstanbul'da, ya da ABD 'de bir tıp fakütiesiyle bağlann mı kurmak istiyorsunuz? TOKGÖZ- tstanbul ağırlıklı olabilir. Şu anda Istanbul'da da ABD'de de görüşmelerimiz var.Ama esas vurgulamak istediğım, doktorlann ve bütün sağhk personelinin nitelikli olmalan ve nitelikli sağhk hizmeti vermeleri. Levent'i de bu amaçla kurduk zaten. lstedik ki tstanbullu burjuvarun da gıdebileceği kalibrede doktorlar olsun. - Siz galiba böylece çağdaş Robin Hood'luk yaptyorsunuz... TOKGÖZ-Evet, biz çağdaş Robin Hood'luk yapıyoruz. Levent'e gelen hastalanmız ödedikleri yüksek ücretle bize kaynak yaratıyorlar. Gebze'de de maddi durumlan iyi olan hastalar buraya geldiklerinde yine burayı finanse ediyorlar. Yanı biz ıki tarafta da Robin Hood'luk yapıyoruz. Bır de söylemek istediğim bir şey üç bin dolar bağışlayana buradan bir oda veriyoruz. Yani o kişinin adı o odaya veriliyor. Çok ciddi olarak bir sivil toplum örgütünü ayaklan yere basar şekilde yaşatmaya çalışıyoruz. Çalışmalanmız işletme alternatifı, np hizmeti alternatifi, sivil toplum örgütlenmesi açısından örnek olabilir. Yani biz bır yenilik arayışı içindeyiz. Ama böyle olduğu için de hep akıntıya kürek çekmek zorundayız. Burası çok kâr eden bir kurum olabilir. Biraz ortalığı parlatınz, ücretlen biraz yükseltiriz, şakır şakır para kazanmaya başlanz. Ama o zaman iş ciddi, ayaklan yere basan bir tıp kurumundan ticari bir işletmeye dönüşür. Bu sefer köşe dönücülük kurumlaşır. SUAT! ANISIN TMMOB » Genel Merkez, Ankara, Kc Gaziantep, 1 Eskişehü ( SEZAİ GÜRÜ 29 Ocak 1954 - 29 Ocak 1993 Acımızı umuda dönüştürerek, düsüncelerini, mücadele gücünü, özverisini ömek alarak; 1YAŞATACAĞIZ... 4akina Mühendisleri Odası tstanbul, Izmir, Adana, Bursa, »caeli, Antalya, Zonguldak, rabzon, Denizli, Diyarbakır, , Konya, Edirne Şubeleri ;ALIŞANLARI SUAT SEZAİ GÜRÜ UNUTMADIK! O hâlâ aramızda Gene bizimle beraber YUKTSEVER olarakdüşünceleri arüayışımızın ışığı E>lemleri çalışmalanmran önderi ÇÜNKÜ O GELECEK! 29 Ocak 1954 - 29 Ocak 1993 TMMOB Makina Mühendisleri Odası tstanbul Şubesi Yönetim Kurulu AJNMA Mimar SANER SÜZEK Ölümünün beşinci yılında, onu derin bir özlemle anıyor, yüreği insan sevgisi dolu aydın kişıliğini gönlümüzde hep yaşatıyoruz. Annesi ve Babaa: Dr. Cahide (Süzek) Sunay, Dr. ZekiSunay Eşi ve Çocuklan: RessamSüzek. Ömercan Süzek, Senem Süzek Ağabeyi: Prof. Dr. Sarper Süzek BAŞSAĞLIĞI Değerli arkadaşımız ALİ KICIMAN'ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine, yakınlanna, arkadaşlanna başsağlığı dileriz. DÜZEY DERSHANESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle