06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1995 PAZAR * 14 KULTUR Ünlü yönetmenin 75. doğum gününde açılan sergi yönetmenin yaşamına ve yapıtlanna ajiandı Feffiıın ıınırıılm yaşaKültûr Servisi- Bır kadın Veneto Cad- desi'nde bir masaya otunnuş ıçkisini yu- dumluyor. Arka plandaki saksofondan bir Ninno Rota melodisi geliyor. Yolun asagısında, Aşk Çeşmesı'nin içındeki ış- veli sarışın çevrede heyecan yaratıyor. Başka bir yerde kalabalık bir grup, bir okyanus gemisinin önünde toplanmış. Sinema tarihine ilgi duyanlar, bunlann Federico Feflini'nın filmlerinden sahneler olduğunu düsünecek, ama yanılacaklar. Çûnkü Veneto Caddesi"nde oturan ka- dm Fellinı'nin kızkardeşı MaddaJena. O ve 'La Dotee Vha-Tatiı Hayat' fılmınden parçalar çalan orkestra bır kafede bir ara- ya geldı ve Maddalena'ya Veneto Cadde- si Tüccarlar Derneğı bir aru plaketı sun- du. Çeşmenin içindeki sanşın da sanıldığı gibi Anita Ekberg değil, ünlü Alman model Claudia Schiffer. SchitTer, geçen ekim aymda fotoğraf çekimı içm modacı Valentino'nun hazırladığı giysiler ıçinde çeşmenın ıçine girdi. Okyanus gemısine gelince, o da Amarcord fılrnindeki Rex'ın Cinecit- ta'daki teknısyenler tarafından yapılmış bir kopyası. Palazzo della Civilt'in (Uy- garlık Sarayı) önüne getirilen gemi, ge- çen günlerde Fellini'nin 75. doğum gü- nünde açılan, yönetmenin yaşamına ve yapıtlanna adanmış. bu en pahalı serginın süreceği üç ay boyunca orada kalacak. Fellini'yle ılgili iki gün süren bir kon- feransa -katılan sevenleri, Rex'in önünde toplandılar. Bu konferansa bızzat gelerek ya da mesaj göndererek katılanlar arasm- da Claudia Cardinale, John Landis. Ant- horry Quinn, Marceflo Mastroianni, Aki- ra Kurosavva ve Martin Scorsese de var- dı. Konferansı düzenleyen Gian Ltıigi Rondi. bütün bu insanlan buraya maest- roya duyduklan sevgi ve saygınm cektı- ğinı belirtıyor. Rondi'nın temas kurduğu, ancak olumlu yanıt alamadığı tek kişı Ingmar Bergman olmuş. "Bergman'ın beni çok üzen bu tavnnın yonımuntı size bırakryonım" dıyor. 'I VlteUoni' (Ayaklar) Fılmindeki bir karekter için Fellini'nin çizdiği taslak. Kansı Giulietta Masina için FeUini'nin 'La Strada' filminde çizdiği resim. Ancak Bergman'ın, maestronun ruhu- na, hemen herkesten daha sadık olduğu da bir gerçek. Fellini'nin kızkardeşi Maddalena, Bergman'ın resmı tören ve anma toplannlanndan hiç hoşlanmadjğı- nın bılindiğini anımsatıyor. Yönetmenin ölümünün üzerinden çok kısa bir süre geçmesine karşın, bütün bu etkinlikler neden gerçekleştinliyor? Kuş- kusuz Itaryanlar Fellini'nin ruhunu yaşat- ma gereksinimi duyuyorlar. Bugünün maddeci ve son derece yüzeysel îtalya- sı'nda, insanlar içgüdüsel olarak düş satı- cılanna yönelıyorlar. Fellini'nin pek çok yapıtı, özellikle de 'La Dofce Vita' Italyan toplumunda de- ğerlerin yitinlmesine bir yanıttı. Onun yaşamına ve yapıtlanna adanan bu sergi- yi düzenleyen Alessandro Nicosia The Movıng Image Müzesi'nin kuratörü Ca- roline Elüs'in Roma'ya giderek sergivı sonbaharda Londra'da yinelemek konu- sunda görüşmeler yaptığını belirtiyor. Sergınin Berlin, Los Angeles, New York ve Tokyo'da düzenlenmesi kesınleşti. 1.2 milyon dolarlık bûtçe Nicosia, sergınin 1.2 milyon dolarlık bir bütçeyle gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Bu paranın bir kısmını devlet ve özel kuruluşlar, geri kalanını ise Nico- sia'run şırketi karşılamış. Sergınin zıyaretçileri, ilk olarak yönet- menin koltuğu, megafonu ve şapkasıyla karşılaşıyorlar. Aynca fîlmlerine hazırla- nırken yaptığı msan ve kostüm çızımlen. bazı filmlerinden kostümler ve ekim 1993'te öldüğünde üzerinde çalıştıgı 'L'Attore' filminın setlerinden biri de var. Ancak, yönetmenin '6O'lı yıllann ortalanndan ölümüne dek serüvenlennı ve düşlerini not ettiği 'dfişier kitabı'nın bugüne dek yayımlanmayan bölümlen- nin sergide yer almaması düş kırıkhğı yaratabilir. Fellıni. en gızlı yönlerinı içe- ren bu kitabın yayımlanmasmı hiçbir za- man istemedi. Sergide de onun görülme- sine ızin verdiği kısımlar yer alıyor. Kı- tap da artık varislerine aıt. Bundan sonra 'dfişier kitabı'nı yayımlayıp yayım- lamamak onlara kalinış. \ Uzun yıllar Fransa'da Türk halk müziği temalanyla caz yapan Senem Diyici: Sıra klasik Türk sanat müziğinde Senem Diyki, klasik Türk mûzjğryle bir serüvene hazıriaıuyor. CUMHURCANBAZOĞLU Senem Diyici, uzun yıllar Avmpa'da Türk halk müziğini caz normlanyla birleştirerek tanıttıktan sonra şimdi klasik Türk müziğiyle aynı serüvene hazıriaruyor. Diyici, klasik Türk müzigi , konservatuvannda öğrenim ! görmesine karşın Türk halk müziği kulvannda ilerlemek istemiş. 16 yaşında, Fikret Kızılok'un Asık Veysel'le ılgili çalışmalannı örnek alıp Anadolu'yu gezmeye başlamiş. Tüm yörelerin temlerini öğrenerek geniş bir repertuvarla tstanbul'a dönmüş. Okuldan sonra Fato ismiyle bir 45'lık (Nar Hanım / Sen Yoksun) yapmış, plakta Diyici'ye dönemin başanlı gnıbu Dönüşüm eşlik etmiş. Ardından Ham meyva ve 1 Numara Gazino adlı plaklan çıkarmış. Çeşitli yerlerde Anadolu pop türüyle şarkılar söyledikten sonra eğitimini ilerletmek amacıyla •Diyici, ldasik Türk müziği konservatuvannda öğrenim görmesine karşın Türk halk müzigi kulvannda ilerlemek istemiş. 16 yaşında, Fikret Kızılok'un Aşık Veysel'le ilgili çalışmalannı örnek alıp Anadolu yu gezmeye başlamış. Avrupa'ya açılmış. Avrupalılann kulağına hoş gelsin diye Türk halk müzığinin özüne dokunmamaya özen göstermiş. Fransa'da, aralannda Ecevit'in şiiri Takalar'ın da bulunduğu ilk albümünden sonra Oynak Quartet'le kendi bestelerinden ve Münir Nureüin Seiçuk'un Gül Yûzünfi yapıtından oluşan Jest (Geste) adlı CD'yi çıkarmış... Senem Diyici'nin 1995 programında Fransa, ABD ve Ispanya konserleri var. Festivallere, isteğe göre üç ayn ekiple katılıyor. Gitar, saz ve ut çalan eşi Alain Blesing'le düo yaparken Brezilya parkusyonlan ve darbuka kullanıyor. y Sestet'le de solist olarak sahne alıyor. 1991'de Akbank 1. Uluslararası Caz Festivali'nin açılış konserine çıkan Diyici'den başka Oynak Quartet'de Alain Blesing (gitar, cura), Phüippe Botta (sax, flüt) ve Ravi Magnifıque(tabla, perkusyon) yer alıyor. - Yurtdışında müzik yapmayı seçmenizde ne etken okhı? Klasik Türk müziği eğitimı gördüm. Okuldan sonra bu türün içki içenlere ait bİT müzik olmaya başladığını gördüm. Halkın öz müziğine yöneldim, parçalanm da Anadolu pop tarzındaydı. Fotoğrafi çekilemeyenlerin yazan SENNURSEZER Ziya Osman Saba (Mart 1910-29 Ocak 1957). bir öyküsünde fotoğ- rafınm çekilemeyişini anlatır. Fo- toğrafçı, mutlu insanlara alışıktır, onun zorla gülümseyişini yadırgar, 'güzel, sevinçli şeyler düşünmesini' ister. Saba'nın düşündüklerindeki güzelliklerse gülüşüne, fotoğrafçı- nınHstediği tasasızlığı katamaz. Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Zi- ya Osman Saba'nın sanatının ve dünya görüşünün özetidir diyebili- riz, yoksulluğunu düşlerle avutma- ya çalışan kimsesiz bir lstanbullu- nun şehir izlenimleri: "Sanki bü- tün bu mağazalar, bütün şu insan- lara, saadet satryorlar. (.-) Şu sabcı- lar avaz avaz bağırarak 'Şu sattık- lanmızdan da ahn, daha çok mesut olsun' demek stiyortar." Saba, vit- rinlerdeki eşyalan. gerçekten mut- luluk dağıtabilecek nesneler olarak değil, mutlu insanlara yakışabile- cek şeyler olarak seyreder. "İnsan yemekten sonra şu geniş koitukta kim bilir ne kadar rahat eder! Şu abajur, elindeki örgüsüne dalmış kansının yiizüne kim bilir ne tatlı bir pcmbelik verir. O zaman koca, gazetesini bırakarak kansımn seyrine dalar."Kendisi, vitrinleri seyrederken düşlerle yetinmek zo- rundadır. Yaşamındaki çelişkfler Çünkü, "Fakat bütün bu eşyayı nereye taşımalı? Şu kat kat apart- manlann hangi kan benim olabüir? (...) Ya şu mağazadaki mavi kotye. Tanıdığım kızlardan şu en mavi gözlüsüne ne kadar yaraşacak! Fa- kat o kız benim sevgilim değil ki!" Yalnızlığını, parasızlığından daha önemli sayar gibidir: "Düşünüyo- rum ki bütün o çamaşırlardan, d- biseierden, tayyörierden, mantoiar- dan istediğim kadar alacak param oba da onlan kuDanabilecek, onlan giyebilecek, 'Bütün bunlar senin için' diyebileeeğim kimsem yok." Ziya Osman Saba'nın şiirlerin- de, yaşamdaki çelişkiler daha açık- tır: "Ayaklar, ceşit ceşit kunduralar içinde/Ayaklar, yan çıplak. paçav- ralar içinde" "Eİler, göbek üstünde, yok bir şey umurunda/EIHkten çık- mış eller, ekmek uğrunda." Saba, yoksulluklan saptar, yoksunluklara üzülür. Onun için en dayanılmaz acılar, çocukları bakımsız, hasta görmektir: Acüardan kurtulmamn yohı "Çocuklar bakıyorlar, gözlerinde ma\ilik/Bize bakıyorlar çocuklar, bir deri bir kemik//Çocuklar tuta- mryoriar eUerinde ovıuıcaklaru/Ço- cuklar, koşamaz olmuş bacakla- ny/Bakıyorlar her akşam elimi- zeVBir şey sormak ister gibi hepi- mizeV/Benizleri sapsan, hasta^Ço- cuklar bedbaht bu yaşta." Dünyayı mutlu görmek istedi- ğinde bütün bebeklere patik yapıl- masını ister, çocuklar yalınayak kalmamalıdır. Bu çocuklan ölüm- den koruyamaz ama: "Ama şu dünya hali, bin türlü kaza. bela, /Ama bunca hastalık, gtdasızlık, ve- rem;/Tabutçu, ölçünü büyük tut Zi>3 Osman Saba büyükl/Çocuklann öldüğünü iste- mem." Ziya Osman Saba, acılar karşı- sında Tannya sığınır. Yoksulluk ve acüardan kurtulmanın tek yolu, belki de ölmektir: "Cmitler içindeyim, çok şükür öleceğiz...''Ölümü kurtuîuş olarak göımesi, yaşamdaki olanaklan sez- mesini engellemez: "Gecenin sonu seher, kışın so- nunda bahar/Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar."Üstelik "Bü- tün saadetler mümkündür." Ama 'titrer durur' ellerin karşısındaki 'pençe olmuş', 'yumruk' ellerin varlığı, 'kin ve haset'in yalnızca ölümle sona erebileceğine inandınr onu. O'ebedi sabah'ta tüm özledikle- rine kavuşabilecektir belki. 38 yıl önce yitirdik Ziya Osman Saba, edebiyarımız- da, küçük insanlann düşlerini, acı- lannı yalın birdille anlatışıyla, an duru söyleyişle hep yeni kalmıştır. Onun boyun eğmişliği, okuruna başkaldın duygusunu verir. Saba'nın yaşarrunı anlatanlar, ör- neğin Yaşar Nabi Nayır, bize eme- ğiyle geçinen, emeğinin karşılığını bile tam alamayan namuslu ve ince bir insanın portresini çizerler. Şiir- leriyle kişiliğinin örtüşmesi, başta Behçet Necatigil olmak üzere, pek çok şairi etkilemiştir. Günümüz insanı, 38 yıl önce yi- tirdiğimiz bu yazan okurken ken- dinden çok şey bulacaktır. Onun ölümü kurtuîuş gibi görmesinin al- tındaki alayı da sezecektir. Çünkü çalışanlar için ahret, bugünkü ko- şullann yeniden yasanmasıdır. Yeni bir işyeri: "Düşümde gördüm CahitUi^an- ka gibi bir yer/Ayıu senise verilmi- şiz/Yolumu gözler/Baktun ki, topla- mış memurlannı/Nutuk çekmede şefîmiz/EI edip geçecektim yeri- me/SessizJ/Cahit bu. dayanamadı, boynuma abldı7Gözyaşlarını duy- dum yüzümde bir araj'O. düşümde ağladı/Bense uyandıktan sonra." Tek avuntu, özleidikJerine, anne ba- basına, arkadaşlanna kavuşmaktır. Ziya Osman Saba'nın şiirlerini, öykülerini, Istanbul'un değişimiyle ilgili izlenimlerini okumak isteyen- ler, Geçen Zaman-Nefes Almak ve Değişen Istanbul'u okuyabilir. Zi- ya Osman Saba'yı da tanır böyle- ce, çizgileri 'Garip Istanbul'a ka- nşmış bir fotoğrafla. Çalıştığım yerlerde genellikle turistlere şarkılar söylüyordum, bu müziğin ülke dışında da kabul göreceğini hissettim. 1981'de Almanya turnesine çıktık; herkes döndü, ben kaldım. Dokuz ay Almanya'da tume yaptım, sonra Isveç'e geçtim. Belçıka'da da ^"çalışmalaryaptıktan sonra Fransa'ya yerleştim. Okay Temiz, Avrupa'da Türk müziğiyle ilgili çok iyi bir temel yaratmıştı. Türk temleri tanınıyordu, ancak hep enstrümantal olarak çalınmıştı, seslendiren olmamıştı. Bir Tülay Gennan çabaladı, ama devam etmedi. Ben başladım: Dere Geliyor Dere, Ha Bu Diyar, Beni Beni'den meydana gelen üç parçahk bir maket hazırladım. Prodüktörümün çok parası vardı, iyi reklam yaptı. Türkçe söylediğim parçalar, büyük yankı yaptı. Hakkunı arayacağun - Jest (Geste) admı verdiğiniz CD, Türkrye'de de piyasaya çıkacak mı? Oynak Quartet'le yaptığım jest, bizim prodüksiyonumuz; Fransa'ya dönünce yeni CD'de yapacağız. Dostlanm Jest'in burada korsan kasetiyle karşılaşmışlar. Şimdi bu kasetı, ben de anyorum, bulunca Fransız avukatımı harekete geçirip hakkımı arayacağım. Jest'in Türkiye'de de yayımlanması konusunda daha kimseyle görüşmedim, ama teklif edenler olursa sıcak bakacağım tabii. - Bundan sonra Türk müziğinden Avrupa'ya neler sunacaksınız? Bu kez Türkiye'ye gelmemdeki amaç, bir klasik Türk müziği quarteti kurmak. Avrupa'da caz enstrümanlanyla Türk halk müziği yapılabileceğini kendimce ispatlamakla başladım. Avmpa'da bir açıklık var, başka ülkelerin gerçek müziklerini dinlemek istiyorlar. Ben de klasik Türk müziğinin çok zengin repertuvanna eğileceğim. Bu çalışmanın Türkiye için de yaran olacağına inanıyorum. Burada radyoyu açıyorum, Arap radyosunu dinliyor gibi oluyorum. Sözlerden başka yayımlananlann Arap müziğinden farkı yok. Bir zamanlar TRT'de denetim kurulu vardı, bizi hep kızdınrlardı. Şimdi neredeye saklandı bu adamlar? Rotterdam Festivali'nde Kutlar'a saygı gösterisi MEMETMASUTÇU ROTTERDAM - Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nde, Onat Kutlar adına bir saygı gösterisi yapılacak. 25 ocak-5 şubat ta- rihleri arasında 24. kez düzenlenen festivalin etkinlikler listesine, son anda şu satırlar ek- lenmiş: 1 şubat çarşamba, 17.30: "Lumiere 4" salonunda, Onat Kutlar'a (251,1936-111/1995) saygı: Erden Kıral'ın yönettığı "Hakkâri'de Bir Mevsim"adlı filmin gösterisi. Uluslararası Sinema Festivali arasında saygın bir yeri olan ve Berlin öncesinde yeni yılın ilk büyük festivali sayılan Rotterdam Festivali'nin yöneticisi Emile Falloux, bu ko- nuda şu bilgilen verdi "Onat Kutlar bu yd konuğumuz olacaku; otelde yerini bile ayut- mıştık. Ölümünden ötürü çok üzgünüz. Bombalı bir saldın sonucu yaşamım yitirmiş olması ayrı bir üzüntü konusundur. Onat Kutlar'ın anısına bir saygı gösterisi yapmaya karar verdik. 'Hakkâri'de Bır Mevsim'in kopyasını getirtebUdiğimiz için mutluyum."1 Bilindığı gibi Onat Kutlar'ın, Ferit Ed- gü'nün yapıtından uyarlayarak senaryosunu imzaladığı bu fılmi Erden Kıral 1982 yılında gerçekleştirmişti. Rotterdam Film Festivali yetkilileri, Onat Kutlar için yaptıklan açıklamada. Kutlar" ın bir aydın olarak Türk kültüründeki yerinden ve ölümünden söz ediyorlar: "Islami terör örgütü İBDA-C'nin üstlendiği bombalama eylemi sonucu yaşamım yitiren Kutlar, ya- zar. senarist, yapımcı ve dağıtımcı olarak Türk kültür ve sinema dünyasının en önemli isımlerinden biriydi. 'Yüsuf Ue Kenan', 'Ha- zal' ve 'Hakkâri'de Bir Mevsim' fîlmlerine imzasını atan Kutlar, 1964'te Türk film ar- şivlerini kurmuş ve 1975'e kadar da kuru- mun yöneticiliğini yapmıştı. Kutlar. aynı za- manda tstanbul Film Festivali'nin kurucu- suydu. Canan Gerede'nin ikinci filmi Yapımcı olarak. Canan Gerede'nin 'Ro- bert's Movie adlı filmini çekebilmesini sağ- layan Kutlar, Gerede'nin ikinci filmi olan 'Aşk Ölümden Soğuktur'un yapımcılığını gerçekleştirirken öldü. Onat Kutlar, Avrupa filmlerınin Türki- ye'de dağıtımını üstlenen tek isimdi. Yaşar Kemal'le birlikte. Avrupa'nın Batı kültürüy- le Türkiye'nin Doğu kültürü arasında bir köprü oluşturan entelektüeller arasındaydı. "' Onat Kutlar, Rotterdam Festivali'ne film yapımcısı kimliğiyle gelecekti. Festivalin 'Cine Mart' (Pazar) bölümünün, 'Projeler' başlığı altında sunduğu katalogda bulunan 46 film içinde, bir Türk-Fransız ortak yapı- mı olan ve yönetrnenliğini Canan Gere- de'nin yaptığı 'Aşk Ölümden Soğuktur' fil- mine de yer venlmiş. Onat Kutlar, filmin or- tak yapımcısı olan Istanbul Film Ajansı'nın yöneticisi olarak bu projeye katılmıştı. Uzun, kısa, konulu ya da bölgesel, yakla- şık 300 filmin programlandığı bir gösterı merkezı olan Rotterdam Festivali'ni izledi- ğim son beş yıl boyunca, bu uzun film liste- lennde Türk sinemasının tek örneğine bile rastlayamamıştım. Rotterdam Festivali yöne- ticilerini, Türk sinema dünyasıyla yakın iliş- kiler içinde bulunmamalarına karşın, Onat Kutlar'ın ölümü konusunda gösterdikleri du- yarlı tepki dolayısıyla kutlamak gerekiyor. İş Bankası Yayınlapı'ndan iki yeni kitap • Kültür Servisi - Türkiye tş Bankası Kültür Yayınlan iki yeni kitabı daha satışa sundu. Zbigniew Brzezinski'nin "Kontrolden Çıkmış Dünya" ve Talat Saıt Halman'm "Dört Gök Dört Gönül" adlı kıtaplan okuyucuyla buluştu. ABD'de Jimmy Carter döneminde Başkan Yardımcıhğı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevlerini de yürüten ve "Büyük Çöküş" adlı kitabı da ülkemizde yayınlanan Brzezinski'nin son kitabı, dünya politikalanna eleştiri getıriyor. Talat Sait Halman'ın kitabı ise rubai türünü yeniden canlandınyor. P.ubai. tuyuğ ve kıtalardan oluşan manzum eser üç bölyümde inceleniyor. "Aruz öldü, rubai türü geçmişte kaldı diyenler yanılıyor. Bilkenrtebir dünya ppömiyeri • ANKARA (AA) - Bilkent Akademık Senfoni Orkestrası, salı günü ünlü besteci Yalçın Tura'nın keman konçertosunun dünya prömiyeriyle sanatseverlerin karşısına çıkacak. Ayın son konserinde şef Cem Mansur'un yöneteceği orkestra, genç keman sanatçısı Cihat Aşkın'a eşlik edecek. 1934 yılında doğan Yalçın Tura, özellikle televizyon için yazdığı . çok sayıda eserle tanmıyor. Tura'nın konçertosunu i seslendirecek olan Cihat Aşkın ' > ise îstanbul Üniversitesi Devlet Konser\r atuvan mezunu. 1987 < yılında Yehudi Menuhin Uluslararası Keman Yanşması'nda "En İyi Barok Yorumcusu" ödülünü kazanan genç sanatçı, ilk konserini 16 yaşındayken Paganini'nin "Capriccio"sunu seslendirerek verdi. Bilkent Üniversitesi Konser Salonu'nda gerçekleştirilecek konserde Liszt'in "Orfeus" adlı senfonik şiin ile Prokofief'ın "Opus 100 5. Senfoni"si de seslendırilecek.. Yapı Kredi ] Yaymlan'ndan ıl Küçük Prens' •Kültür Servisi - Antoıne de Saint-Exupery'nin her yaştan insanın ufkunu genişleten j başyapıfe 'Küçük Prens', Serim ı lleri'nrft'çevırisiyle Yapı Kredi' \ Yayınlan Doğan Kardeş Kitaplığı tarafından yayımlandı. Çiçeği ile arasında çıkan anlaşmazlık sonucu, tek başına 1 oturduğu gezegeni Asteroid B612'yi terk eden küçük, sanşm bir çocuk. Birkaç gezegeni \ dolaşıyor. sonra da dünyaya geliyor. Ortasına düşüğü Büyük Sahra'da, aynı şekilde gökten inmiş biriyle karşılaşıyor. Uçağı anzalanınca, sadece sekiz günlük suyla çöl ortasında kalmış bir pilottur o. Dürryayı tanımaya çalışan çocukla, çocukluğunu yitirmemiş büyük, iki canlı arasında kurulması en . zor ilişkiyi kuruyor ve dost ; oluyorlar. THK Karikatüp Yarışması koşuları • Kümır Servisi - Türk Hava Kurumu. edebiyat ve sanat ; eserleri dallannda ödüllü bir ; yanşma düzenliyor. Bu yanşmanın karikatür dalmın konusu "Demokrasi ve Laiklik". Her türlü tekniğin serbest olduğu karikarürlerin boyutlannın 30x40 cm'den büyük olmaması gerekiyor. En fazla beş karikatürle katılınacak olan yanşmaya son başvuru tarihi 31 mart. Yanşmanm seçici kurulu Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy, Mustafa Eremektar (Mıstık), Ismail Gülgeç, Bülent Okutan, Metin Peker ve THK temsilcılsinden oluşacak. Cumhırb Kültür ve Buyuk Odulu • ANKARA (AA) -Hizmet ve yapıtlanyla Türk kültür ve sanat yaşamına önemli katkılarda bulunan, ülkenin kültür ve sanatının yücelmesine çalışan Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişi ya da kurumlara verilmesi öngörülen "Cumhurbaşkanhğı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"ne ilişkin yönetmelik yeniden düzenlendi. Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmeliğe göre madarya, berat ve rozetten oluşan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne, kültür ve sanatla ilgili kurum ve kuruluşlar aday gösterebilecek. Büyük ödül, değerlendirme kurulunun karan ve Cumhurbaşkanrnın onayı ile kişi ve kurumlara bir kerelik verilecek. ÖdüJ töreni, Cumhuriyet Bayramı kutlamalan sırasında yapılacak. Yeni yönetmelikle. ödülün geri alınması esası da getirildi. Buna göre devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerden dolayı hüküm giyenlerin ödülleri mahkeme karan ile geri alınacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle