Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1995 PAZAR *
14 KULTUR
Ünlü yönetmenin 75. doğum gününde açılan sergi yönetmenin yaşamına ve yapıtlanna ajiandı
Feffiıın ıınırıılm yaşaKültûr Servisi- Bır kadın Veneto Cad-
desi'nde bir masaya otunnuş ıçkisini yu-
dumluyor. Arka plandaki saksofondan
bir Ninno Rota melodisi geliyor. Yolun
asagısında, Aşk Çeşmesı'nin içındeki ış-
veli sarışın çevrede heyecan yaratıyor.
Başka bir yerde kalabalık bir grup, bir
okyanus gemisinin önünde toplanmış.
Sinema tarihine ilgi duyanlar, bunlann
Federico Feflini'nın filmlerinden sahneler
olduğunu düsünecek, ama yanılacaklar.
Çûnkü Veneto Caddesi"nde oturan ka-
dm Fellinı'nin kızkardeşı MaddaJena. O
ve 'La Dotee Vha-Tatiı Hayat' fılmınden
parçalar çalan orkestra bır kafede bir ara-
ya geldı ve Maddalena'ya Veneto Cadde-
si Tüccarlar Derneğı bir aru plaketı sun-
du.
Çeşmenin içindeki sanşın da sanıldığı
gibi Anita Ekberg değil, ünlü Alman
model Claudia Schiffer. SchitTer, geçen
ekim aymda fotoğraf çekimı içm modacı
Valentino'nun hazırladığı giysiler ıçinde
çeşmenın ıçine girdi.
Okyanus gemısine gelince, o da
Amarcord fılrnindeki Rex'ın Cinecit-
ta'daki teknısyenler tarafından yapılmış
bir kopyası. Palazzo della Civilt'in (Uy-
garlık Sarayı) önüne getirilen gemi, ge-
çen günlerde Fellini'nin 75. doğum gü-
nünde açılan, yönetmenin yaşamına ve
yapıtlanna adanmış. bu en pahalı serginın
süreceği üç ay boyunca orada kalacak.
Fellini'yle ılgili iki gün süren bir kon-
feransa -katılan sevenleri, Rex'in önünde
toplandılar. Bu konferansa bızzat gelerek
ya da mesaj göndererek katılanlar arasm-
da Claudia Cardinale, John Landis. Ant-
horry Quinn, Marceflo Mastroianni, Aki-
ra Kurosavva ve Martin Scorsese de var-
dı. Konferansı düzenleyen Gian Ltıigi
Rondi. bütün bu insanlan buraya maest-
roya duyduklan sevgi ve saygınm cektı-
ğinı belirtıyor. Rondi'nın temas kurduğu,
ancak olumlu yanıt alamadığı tek kişı
Ingmar Bergman olmuş. "Bergman'ın
beni çok üzen bu tavnnın yonımuntı size
bırakryonım" dıyor.
'I VlteUoni' (Ayaklar) Fılmindeki bir
karekter için Fellini'nin çizdiği taslak.
Kansı Giulietta Masina için FeUini'nin
'La Strada' filminde çizdiği resim.
Ancak Bergman'ın, maestronun ruhu-
na, hemen herkesten daha sadık olduğu
da bir gerçek. Fellini'nin kızkardeşi
Maddalena, Bergman'ın resmı tören ve
anma toplannlanndan hiç hoşlanmadjğı-
nın bılindiğini anımsatıyor.
Yönetmenin ölümünün üzerinden çok
kısa bir süre geçmesine karşın, bütün bu
etkinlikler neden gerçekleştinliyor? Kuş-
kusuz Itaryanlar Fellini'nin ruhunu yaşat-
ma gereksinimi duyuyorlar. Bugünün
maddeci ve son derece yüzeysel îtalya-
sı'nda, insanlar içgüdüsel olarak düş satı-
cılanna yönelıyorlar.
Fellini'nin pek çok yapıtı, özellikle de
'La Dofce Vita' Italyan toplumunda de-
ğerlerin yitinlmesine bir yanıttı. Onun
yaşamına ve yapıtlanna adanan bu sergi-
yi düzenleyen Alessandro Nicosia The
Movıng Image Müzesi'nin kuratörü Ca-
roline Elüs'in Roma'ya giderek sergivı
sonbaharda Londra'da yinelemek konu-
sunda görüşmeler yaptığını belirtiyor.
Sergınin Berlin, Los Angeles, New York
ve Tokyo'da düzenlenmesi kesınleşti.
1.2 milyon dolarlık bûtçe
Nicosia, sergınin 1.2 milyon dolarlık
bir bütçeyle gerçekleştirildiğini ifade
ediyor. Bu paranın bir kısmını devlet ve
özel kuruluşlar, geri kalanını ise Nico-
sia'run şırketi karşılamış.
Sergınin zıyaretçileri, ilk olarak yönet-
menin koltuğu, megafonu ve şapkasıyla
karşılaşıyorlar. Aynca fîlmlerine hazırla-
nırken yaptığı msan ve kostüm çızımlen.
bazı filmlerinden kostümler ve ekim
1993'te öldüğünde üzerinde çalıştıgı
'L'Attore' filminın setlerinden biri de
var. Ancak, yönetmenin '6O'lı yıllann
ortalanndan ölümüne dek serüvenlennı
ve düşlerini not ettiği 'dfişier kitabı'nın
bugüne dek yayımlanmayan bölümlen-
nin sergide yer almaması düş kırıkhğı
yaratabilir. Fellıni. en gızlı yönlerinı içe-
ren bu kitabın yayımlanmasmı hiçbir za-
man istemedi. Sergide de onun görülme-
sine ızin verdiği kısımlar yer alıyor. Kı-
tap da artık varislerine aıt. Bundan sonra
'dfişier kitabı'nı yayımlayıp yayım-
lamamak onlara kalinış.
\
Uzun yıllar Fransa'da Türk halk müziği temalanyla caz yapan Senem Diyici:
Sıra klasik Türk sanat müziğinde
Senem Diyki, klasik Türk mûzjğryle bir serüvene hazıriaıuyor.
CUMHURCANBAZOĞLU
Senem Diyici, uzun yıllar Avmpa'da
Türk halk müziğini caz normlanyla
birleştirerek tanıttıktan sonra şimdi
klasik Türk müziğiyle aynı
serüvene hazıriaruyor.
Diyici, klasik Türk müzigi ,
konservatuvannda öğrenim !
görmesine karşın Türk halk müziği
kulvannda ilerlemek istemiş. 16
yaşında, Fikret Kızılok'un Asık
Veysel'le ılgili çalışmalannı örnek
alıp Anadolu'yu gezmeye başlamiş.
Tüm yörelerin temlerini öğrenerek
geniş bir repertuvarla tstanbul'a
dönmüş.
Okuldan sonra Fato ismiyle bir
45'lık (Nar Hanım / Sen Yoksun)
yapmış, plakta Diyici'ye dönemin
başanlı gnıbu Dönüşüm eşlik
etmiş. Ardından Ham meyva ve 1
Numara Gazino adlı plaklan
çıkarmış. Çeşitli yerlerde Anadolu
pop türüyle şarkılar söyledikten
sonra eğitimini ilerletmek amacıyla
•Diyici, ldasik Türk müziği konservatuvannda
öğrenim görmesine karşın Türk halk müzigi
kulvannda ilerlemek istemiş. 16 yaşında, Fikret
Kızılok'un Aşık Veysel'le ilgili çalışmalannı
örnek alıp Anadolu yu gezmeye başlamış.
Avrupa'ya açılmış.
Avrupalılann kulağına hoş gelsin
diye Türk halk müzığinin özüne
dokunmamaya özen göstermiş.
Fransa'da, aralannda Ecevit'in şiiri
Takalar'ın da bulunduğu ilk
albümünden sonra Oynak
Quartet'le kendi bestelerinden ve
Münir Nureüin Seiçuk'un Gül
Yûzünfi yapıtından oluşan Jest
(Geste) adlı CD'yi çıkarmış...
Senem Diyici'nin 1995
programında Fransa, ABD ve
Ispanya konserleri var. Festivallere,
isteğe göre üç ayn ekiple katılıyor.
Gitar, saz ve ut çalan eşi Alain
Blesing'le düo yaparken Brezilya
parkusyonlan ve darbuka
kullanıyor. y
Sestet'le de solist olarak sahne
alıyor.
1991'de Akbank 1. Uluslararası
Caz Festivali'nin açılış konserine
çıkan Diyici'den başka Oynak
Quartet'de Alain Blesing (gitar,
cura), Phüippe Botta (sax, flüt) ve
Ravi Magnifıque(tabla, perkusyon)
yer alıyor.
- Yurtdışında müzik yapmayı
seçmenizde ne etken okhı?
Klasik Türk müziği eğitimı
gördüm. Okuldan sonra bu türün
içki içenlere ait bİT müzik olmaya
başladığını gördüm. Halkın öz
müziğine yöneldim, parçalanm da
Anadolu pop tarzındaydı.
Fotoğrafi çekilemeyenlerin yazan
SENNURSEZER
Ziya Osman Saba (Mart 1910-29
Ocak 1957). bir öyküsünde fotoğ-
rafınm çekilemeyişini anlatır. Fo-
toğrafçı, mutlu insanlara alışıktır,
onun zorla gülümseyişini yadırgar,
'güzel, sevinçli şeyler düşünmesini'
ister. Saba'nın düşündüklerindeki
güzelliklerse gülüşüne, fotoğrafçı-
nınHstediği tasasızlığı katamaz.
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Zi-
ya Osman Saba'nın sanatının ve
dünya görüşünün özetidir diyebili-
riz, yoksulluğunu düşlerle avutma-
ya çalışan kimsesiz bir lstanbullu-
nun şehir izlenimleri: "Sanki bü-
tün bu mağazalar, bütün şu insan-
lara, saadet satryorlar. (.-) Şu sabcı-
lar avaz avaz bağırarak 'Şu sattık-
lanmızdan da ahn, daha çok mesut
olsun' demek stiyortar." Saba, vit-
rinlerdeki eşyalan. gerçekten mut-
luluk dağıtabilecek nesneler olarak
değil, mutlu insanlara yakışabile-
cek şeyler olarak seyreder.
"İnsan yemekten sonra şu geniş
koitukta kim bilir ne kadar rahat
eder! Şu abajur, elindeki örgüsüne
dalmış kansının yiizüne kim bilir
ne tatlı bir pcmbelik verir. O zaman
koca, gazetesini bırakarak kansımn
seyrine dalar."Kendisi, vitrinleri
seyrederken düşlerle yetinmek zo-
rundadır.
Yaşamındaki çelişkfler
Çünkü, "Fakat bütün bu eşyayı
nereye taşımalı? Şu kat kat apart-
manlann hangi kan benim olabüir?
(...) Ya şu mağazadaki mavi kotye.
Tanıdığım kızlardan şu en mavi
gözlüsüne ne kadar yaraşacak! Fa-
kat o kız benim sevgilim değil ki!"
Yalnızlığını, parasızlığından daha
önemli sayar gibidir: "Düşünüyo-
rum ki bütün o çamaşırlardan, d-
biseierden, tayyörierden, mantoiar-
dan istediğim kadar alacak param
oba da onlan kuDanabilecek, onlan
giyebilecek, 'Bütün bunlar senin
için' diyebileeeğim kimsem yok."
Ziya Osman Saba'nın şiirlerin-
de, yaşamdaki çelişkiler daha açık-
tır: "Ayaklar, ceşit ceşit kunduralar
içinde/Ayaklar, yan çıplak. paçav-
ralar içinde" "Eİler, göbek üstünde,
yok bir şey umurunda/EIHkten çık-
mış eller, ekmek uğrunda." Saba,
yoksulluklan saptar, yoksunluklara
üzülür. Onun için en dayanılmaz
acılar, çocukları bakımsız, hasta
görmektir:
Acüardan kurtulmamn yohı
"Çocuklar bakıyorlar, gözlerinde
ma\ilik/Bize bakıyorlar çocuklar,
bir deri bir kemik//Çocuklar tuta-
mryoriar eUerinde ovıuıcaklaru/Ço-
cuklar, koşamaz olmuş bacakla-
ny/Bakıyorlar her akşam elimi-
zeVBir şey sormak ister gibi hepi-
mizeV/Benizleri sapsan, hasta^Ço-
cuklar bedbaht bu yaşta."
Dünyayı mutlu görmek istedi-
ğinde bütün bebeklere patik yapıl-
masını ister, çocuklar yalınayak
kalmamalıdır. Bu çocuklan ölüm-
den koruyamaz ama: "Ama şu
dünya hali, bin türlü kaza. bela,
/Ama bunca hastalık, gtdasızlık, ve-
rem;/Tabutçu, ölçünü büyük tut
Zi>3 Osman Saba
büyükl/Çocuklann öldüğünü iste-
mem."
Ziya Osman Saba, acılar karşı-
sında Tannya sığınır. Yoksulluk ve
acüardan kurtulmanın tek yolu,
belki de ölmektir:
"Cmitler içindeyim, çok şükür
öleceğiz...''Ölümü kurtuîuş olarak
göımesi, yaşamdaki olanaklan sez-
mesini engellemez:
"Gecenin sonu seher, kışın so-
nunda bahar/Belki de bir bahçeyi
müjdeliyor şu duvar."Üstelik "Bü-
tün saadetler mümkündür." Ama
'titrer durur' ellerin karşısındaki
'pençe olmuş', 'yumruk' ellerin
varlığı, 'kin ve haset'in yalnızca
ölümle sona erebileceğine inandınr
onu.
O'ebedi sabah'ta tüm özledikle-
rine kavuşabilecektir belki.
38 yıl önce yitirdik
Ziya Osman Saba, edebiyarımız-
da, küçük insanlann düşlerini, acı-
lannı yalın birdille anlatışıyla, an
duru söyleyişle hep yeni kalmıştır.
Onun boyun eğmişliği, okuruna
başkaldın duygusunu verir.
Saba'nın yaşarrunı anlatanlar, ör-
neğin Yaşar Nabi Nayır, bize eme-
ğiyle geçinen, emeğinin karşılığını
bile tam alamayan namuslu ve ince
bir insanın portresini çizerler. Şiir-
leriyle kişiliğinin örtüşmesi, başta
Behçet Necatigil olmak üzere, pek
çok şairi etkilemiştir.
Günümüz insanı, 38 yıl önce yi-
tirdiğimiz bu yazan okurken ken-
dinden çok şey bulacaktır. Onun
ölümü kurtuîuş gibi görmesinin al-
tındaki alayı da sezecektir. Çünkü
çalışanlar için ahret, bugünkü ko-
şullann yeniden yasanmasıdır. Yeni
bir işyeri:
"Düşümde gördüm CahitUi^an-
ka gibi bir yer/Ayıu senise verilmi-
şiz/Yolumu gözler/Baktun ki, topla-
mış memurlannı/Nutuk çekmede
şefîmiz/EI edip geçecektim yeri-
me/SessizJ/Cahit bu. dayanamadı,
boynuma abldı7Gözyaşlarını duy-
dum yüzümde bir araj'O. düşümde
ağladı/Bense uyandıktan sonra."
Tek avuntu, özleidikJerine, anne ba-
basına, arkadaşlanna kavuşmaktır.
Ziya Osman Saba'nın şiirlerini,
öykülerini, Istanbul'un değişimiyle
ilgili izlenimlerini okumak isteyen-
ler, Geçen Zaman-Nefes Almak ve
Değişen Istanbul'u okuyabilir. Zi-
ya Osman Saba'yı da tanır böyle-
ce, çizgileri 'Garip Istanbul'a ka-
nşmış bir fotoğrafla.
Çalıştığım yerlerde genellikle
turistlere şarkılar söylüyordum, bu
müziğin ülke dışında da kabul
göreceğini hissettim. 1981'de
Almanya turnesine çıktık; herkes
döndü, ben kaldım. Dokuz ay
Almanya'da tume yaptım, sonra
Isveç'e geçtim. Belçıka'da da
^"çalışmalaryaptıktan sonra
Fransa'ya yerleştim. Okay Temiz,
Avrupa'da Türk müziğiyle ilgili çok
iyi bir temel yaratmıştı. Türk
temleri tanınıyordu, ancak hep
enstrümantal olarak çalınmıştı,
seslendiren olmamıştı. Bir Tülay
Gennan çabaladı, ama devam
etmedi. Ben başladım: Dere
Geliyor Dere, Ha Bu Diyar, Beni
Beni'den meydana gelen üç
parçahk bir maket hazırladım.
Prodüktörümün çok parası vardı,
iyi reklam yaptı. Türkçe
söylediğim parçalar, büyük yankı
yaptı.
Hakkunı arayacağun
- Jest (Geste) admı verdiğiniz CD,
Türkrye'de de piyasaya çıkacak mı?
Oynak Quartet'le yaptığım jest,
bizim prodüksiyonumuz; Fransa'ya
dönünce yeni CD'de yapacağız.
Dostlanm Jest'in burada korsan
kasetiyle karşılaşmışlar. Şimdi bu
kasetı, ben de anyorum, bulunca
Fransız avukatımı harekete geçirip
hakkımı arayacağım. Jest'in
Türkiye'de de yayımlanması
konusunda daha kimseyle
görüşmedim, ama teklif edenler
olursa sıcak bakacağım tabii.
- Bundan sonra Türk müziğinden
Avrupa'ya neler sunacaksınız?
Bu kez Türkiye'ye gelmemdeki
amaç, bir klasik Türk müziği
quarteti kurmak. Avrupa'da caz
enstrümanlanyla Türk halk müziği
yapılabileceğini kendimce
ispatlamakla başladım. Avmpa'da
bir açıklık var, başka ülkelerin
gerçek müziklerini dinlemek
istiyorlar.
Ben de klasik Türk müziğinin çok
zengin repertuvanna eğileceğim.
Bu çalışmanın Türkiye için de
yaran olacağına inanıyorum.
Burada radyoyu açıyorum, Arap
radyosunu dinliyor gibi oluyorum.
Sözlerden başka yayımlananlann
Arap müziğinden farkı yok. Bir
zamanlar TRT'de denetim kurulu
vardı, bizi hep kızdınrlardı. Şimdi
neredeye saklandı bu adamlar?
Rotterdam Festivali'nde Kutlar'a saygı gösterisi
MEMETMASUTÇU
ROTTERDAM - Uluslararası Rotterdam
Film Festivali'nde, Onat Kutlar adına bir
saygı gösterisi yapılacak. 25 ocak-5 şubat ta-
rihleri arasında 24. kez düzenlenen festivalin
etkinlikler listesine, son anda şu satırlar ek-
lenmiş:
1 şubat çarşamba, 17.30:
"Lumiere 4" salonunda, Onat Kutlar'a
(251,1936-111/1995) saygı:
Erden Kıral'ın yönettığı "Hakkâri'de Bir
Mevsim"adlı filmin gösterisi.
Uluslararası Sinema Festivali arasında
saygın bir yeri olan ve Berlin öncesinde yeni
yılın ilk büyük festivali sayılan Rotterdam
Festivali'nin yöneticisi Emile Falloux, bu ko-
nuda şu bilgilen verdi "Onat Kutlar bu yd
konuğumuz olacaku; otelde yerini bile ayut-
mıştık. Ölümünden ötürü çok üzgünüz.
Bombalı bir saldın sonucu yaşamım yitirmiş
olması ayrı bir üzüntü konusundur. Onat
Kutlar'ın anısına bir saygı gösterisi yapmaya
karar verdik. 'Hakkâri'de Bır Mevsim'in
kopyasını getirtebUdiğimiz için mutluyum."1
Bilindığı gibi Onat Kutlar'ın, Ferit Ed-
gü'nün yapıtından uyarlayarak senaryosunu
imzaladığı bu fılmi Erden Kıral 1982 yılında
gerçekleştirmişti.
Rotterdam Film Festivali yetkilileri, Onat
Kutlar için yaptıklan açıklamada. Kutlar" ın
bir aydın olarak Türk kültüründeki yerinden
ve ölümünden söz ediyorlar: "Islami terör
örgütü İBDA-C'nin üstlendiği bombalama
eylemi sonucu yaşamım yitiren Kutlar, ya-
zar. senarist, yapımcı ve dağıtımcı olarak
Türk kültür ve sinema dünyasının en önemli
isımlerinden biriydi. 'Yüsuf Ue Kenan', 'Ha-
zal' ve 'Hakkâri'de Bir Mevsim' fîlmlerine
imzasını atan Kutlar, 1964'te Türk film ar-
şivlerini kurmuş ve 1975'e kadar da kuru-
mun yöneticiliğini yapmıştı. Kutlar. aynı za-
manda tstanbul Film Festivali'nin kurucu-
suydu.
Canan Gerede'nin ikinci filmi
Yapımcı olarak. Canan Gerede'nin 'Ro-
bert's Movie adlı filmini çekebilmesini sağ-
layan Kutlar, Gerede'nin ikinci filmi olan
'Aşk Ölümden Soğuktur'un yapımcılığını
gerçekleştirirken öldü.
Onat Kutlar, Avrupa filmlerınin Türki-
ye'de dağıtımını üstlenen tek isimdi. Yaşar
Kemal'le birlikte. Avrupa'nın Batı kültürüy-
le Türkiye'nin Doğu kültürü arasında bir
köprü oluşturan entelektüeller arasındaydı. "'
Onat Kutlar, Rotterdam Festivali'ne film
yapımcısı kimliğiyle gelecekti. Festivalin
'Cine Mart' (Pazar) bölümünün, 'Projeler'
başlığı altında sunduğu katalogda bulunan
46 film içinde, bir Türk-Fransız ortak yapı-
mı olan ve yönetrnenliğini Canan Gere-
de'nin yaptığı 'Aşk Ölümden Soğuktur' fil-
mine de yer venlmiş. Onat Kutlar, filmin or-
tak yapımcısı olan Istanbul Film Ajansı'nın
yöneticisi olarak bu projeye katılmıştı.
Uzun, kısa, konulu ya da bölgesel, yakla-
şık 300 filmin programlandığı bir gösterı
merkezı olan Rotterdam Festivali'ni izledi-
ğim son beş yıl boyunca, bu uzun film liste-
lennde Türk sinemasının tek örneğine bile
rastlayamamıştım. Rotterdam Festivali yöne-
ticilerini, Türk sinema dünyasıyla yakın iliş-
kiler içinde bulunmamalarına karşın, Onat
Kutlar'ın ölümü konusunda gösterdikleri du-
yarlı tepki dolayısıyla kutlamak gerekiyor.
İş Bankası
Yayınlapı'ndan iki
yeni kitap
• Kültür Servisi - Türkiye tş
Bankası Kültür Yayınlan iki
yeni kitabı daha satışa sundu.
Zbigniew Brzezinski'nin
"Kontrolden Çıkmış Dünya" ve
Talat Saıt Halman'm "Dört Gök
Dört Gönül" adlı kıtaplan
okuyucuyla buluştu. ABD'de
Jimmy Carter döneminde
Başkan Yardımcıhğı ve Milli
Güvenlik Konseyi Başkanlığı
görevlerini de yürüten ve
"Büyük Çöküş" adlı kitabı da
ülkemizde yayınlanan
Brzezinski'nin son kitabı, dünya
politikalanna eleştiri getıriyor.
Talat Sait Halman'ın kitabı ise
rubai türünü yeniden
canlandınyor. P.ubai. tuyuğ ve
kıtalardan oluşan manzum eser
üç bölyümde inceleniyor. "Aruz
öldü, rubai türü geçmişte kaldı
diyenler yanılıyor.
Bilkenrtebir
dünya ppömiyeri
• ANKARA (AA) - Bilkent
Akademık Senfoni Orkestrası,
salı günü ünlü besteci Yalçın
Tura'nın keman konçertosunun
dünya prömiyeriyle
sanatseverlerin karşısına
çıkacak. Ayın son konserinde
şef Cem Mansur'un yöneteceği
orkestra, genç keman sanatçısı
Cihat Aşkın'a eşlik edecek.
1934 yılında doğan Yalçın Tura,
özellikle televizyon için yazdığı .
çok sayıda eserle tanmıyor.
Tura'nın konçertosunu i
seslendirecek olan Cihat Aşkın ' >
ise îstanbul Üniversitesi Devlet
Konser\r
atuvan mezunu. 1987 <
yılında Yehudi Menuhin
Uluslararası Keman
Yanşması'nda "En İyi Barok
Yorumcusu" ödülünü kazanan
genç sanatçı, ilk konserini 16
yaşındayken Paganini'nin
"Capriccio"sunu seslendirerek
verdi. Bilkent Üniversitesi
Konser Salonu'nda
gerçekleştirilecek konserde
Liszt'in "Orfeus" adlı senfonik
şiin ile Prokofief'ın "Opus 100
5. Senfoni"si de seslendırilecek..
Yapı Kredi ]
Yaymlan'ndan ıl
Küçük Prens'
•Kültür Servisi - Antoıne de
Saint-Exupery'nin her yaştan
insanın ufkunu genişleten j
başyapıfe 'Küçük Prens', Serim ı
lleri'nrft'çevırisiyle Yapı Kredi' \
Yayınlan Doğan Kardeş
Kitaplığı tarafından yayımlandı.
Çiçeği ile arasında çıkan
anlaşmazlık sonucu, tek başına 1
oturduğu gezegeni Asteroid
B612'yi terk eden küçük, sanşm
bir çocuk. Birkaç gezegeni \
dolaşıyor. sonra da dünyaya
geliyor. Ortasına düşüğü Büyük
Sahra'da, aynı şekilde gökten
inmiş biriyle karşılaşıyor. Uçağı
anzalanınca, sadece sekiz
günlük suyla çöl ortasında
kalmış bir pilottur o. Dürryayı
tanımaya çalışan çocukla,
çocukluğunu yitirmemiş büyük,
iki canlı arasında kurulması en .
zor ilişkiyi kuruyor ve dost ;
oluyorlar.
THK Karikatüp
Yarışması koşuları
• Kümır Servisi - Türk Hava
Kurumu. edebiyat ve sanat ;
eserleri dallannda ödüllü bir ;
yanşma düzenliyor. Bu
yanşmanın karikatür dalmın
konusu "Demokrasi ve
Laiklik". Her türlü tekniğin
serbest olduğu karikarürlerin
boyutlannın 30x40 cm'den
büyük olmaması gerekiyor. En
fazla beş karikatürle katılınacak
olan yanşmaya son başvuru
tarihi 31 mart. Yanşmanm seçici
kurulu Turhan Selçuk, Ali Ulvi
Ersoy, Mustafa Eremektar
(Mıstık), Ismail Gülgeç, Bülent
Okutan, Metin Peker ve THK
temsilcılsinden oluşacak.
Cumhırb
Kültür ve
Buyuk Odulu
• ANKARA (AA) -Hizmet ve
yapıtlanyla Türk kültür ve sanat
yaşamına önemli katkılarda
bulunan, ülkenin kültür ve
sanatının yücelmesine çalışan
Türk vatandaşı ve yabancı
uyruklu kişi ya da kurumlara
verilmesi öngörülen
"Cumhurbaşkanhğı Kültür ve
Sanat Büyük Ödülü"ne ilişkin
yönetmelik yeniden düzenlendi.
Resmi Gazete'de yayımlanan
yeni yönetmeliğe göre madarya,
berat ve rozetten oluşan
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve
Sanat Büyük Ödülü'ne, kültür ve
sanatla ilgili kurum ve kuruluşlar
aday gösterebilecek. Büyük ödül,
değerlendirme kurulunun karan
ve Cumhurbaşkanrnın onayı ile
kişi ve kurumlara bir kerelik
verilecek. ÖdüJ töreni,
Cumhuriyet Bayramı kutlamalan
sırasında yapılacak. Yeni
yönetmelikle. ödülün geri
alınması esası da getirildi. Buna
göre devletin şahsiyetine karşı
işlenen cürümlerden dolayı
hüküm giyenlerin ödülleri
mahkeme karan ile geri alınacak.